02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 AĞUSTOS1995 SALI CUMHURİYET SAYFA 11 TeJ: 0.212.512 05 05 Fıâs: 0.212.513 90 98 Ozelleştirmeya da uluslararasıfaşîzmevtetDenefîmElemanlanDer- ' * - - - - - - - --•*-- - - - - - neği'nin dergisi Denetim'in kapağında "Özelleştirmeye Evet" başlığı var... Fakat "Evet" dedikten sonra "Ancak" demiş Denetimciler... "Ancak"ların sonunda da "Hayır" demişler özelleştirmeye... Biriıkte okuyalım: Bağımsızlık ve ulusal güvenliği- mizi tehlikeye düşürecek satşlara... Hibe ve hediye nıyetine satışlara... Ta- lan ve yağma girişimlerine... Öze)- leştirilen kuruluşlann özel sektör teke- line dönüşmesıne... Satışlardan sağ- lanan gelirierin yatınmlar dışında kullanılmasına... Kârtı ve venmli kamu girişimlerinin borç kapatmak için elden çıkanlmasına... Kişiye özel satışla- ra... Kamu sermayesini tabana yaya- çak yerde özel ellerde toplamaya... Özelleştirilen kurum arsalannın yok pahasına satılmasına... Danışman ve aracı kuruluşlara gereksiz ve hesapsız olarak trilyonlarca lira komisyon öden- mesıne... Hayıri Evet... Demek, ozelleştirme işinde saymakla bitmeyecek sakıncalar var ki devletin denetim elemanlarının der- neği çekince koymak gereğini duyu- yor... Oysa, kimi çevreler kayıtsız-koşul- suz kendilerini özelleştirmenin cazibe- sine öylesine kaptırmış ki, büyük bir aymazlık içinde mi yüzüyorlar yoksa yağmadan pay kapmanın hesabını mı yapıyorlar anlamak olası degil... Neymiş yeni dünya düzenıymiş... Kim kurdu bu düzeni? Nedir bu düzen? Bu sorunun kısa yanıtını Prof.Dr. Al- paslan Işıklı veriyor: "Günümüzün küreselleşen dünya- sında, biryandan bıravuç azınlığın de- netimindekı uluslararası sermaye, tüm insanlığın kaderi üzerindehertürlüde- mokratik denetimden uzak bir biçim- de kurduğu egemenliğini görülmemiş boyutlarda yaygınlaştırıyor ve yoğun- laştınyor. Bir başka deyışle faşizm, uluslararasılaşıyor. Diğer yandan, tek tek ülkelerde borç kıskacına alınan demokrasiler çerçe- vesinde iktidara geçen sözde demok- ratik iktidaıiar, en zaiim işgal kuvvetini anımsatan poiitikalarla kendi üikeleri- ni ve halklannı 'alternatifsizlik' şantajın- dan yararlanarak uluslararası sermaye- nin çıkarlanna boyun eğdirmeyi başa- rabiliyorlar. Ozelleştirme bu çerçevede bir 'değişim'in temel ögesi olarak be- liriyor." Prof. Işıklı, bu "değişim"in sonunda vanlacak noktayı da antatıyor "Özelleştirme yani kamu girişimleri- nin tahribi, yeryüzünü, uluslararası te- kelci sermayenin değneksiz dolaşabi- leceği bir köy durumuna düşürecektir." Ve Türkiye'de bu işin reklamını ya- panlann, çevirdikleri "fılm"e, emperya- lizm karşısında büyük bir zafer kazan- mış Mustafa Kemal Atatürk'ü kata- cak kadar gözlerinin karardığı anlaşılı- yor! Bilahare yıkım atandaş Istanbul'da oturuyordu, ama Sakarya'nın Karadeniz kıyısındaki Karasu ilçesinde bir kaçak inşaatın peşine düşmüştü... işi, dönemin belediye başkanını kaçak yapılaşmayi teşvik etmekle suçlamaya kadar götürdü. İl İdare Kurulu toplanıp karar verdi, belediye başkanının yargılanmasına gerek görülmedi... Kararda, "inşaatın mühürlendiği, yıkımın gerçekleştirilmesi için inşaat sahibine gerekli tebligatın yapıldığı, bilahare yıkım işlemine başlandığı anlaşılmış olup..." deniyordu. Vatandaş, karar eline geçince Karasu'daki dostlanna telefon etti: -Nedir durum? -Dördüncü katı çtkryordu, gelip kolonlan yıktılar. İki kat duruyor, içinde de oturuyoriar... Mert Ali Başanr'dan SÖZDEYİŞLER Asansör icat oldu, merdivenler yürümeye başladı. Birlikte yaşanabilecek insanlar grubuna girmeyince... B oğaziçi Üniversrtesi araştırma görevlisi Oğuz Cebeci, Ed- remit Körfezi kıyılarında kısa bir tatile çıkmıştı... Müşerref Hekimoğlu'nun yazılanndan okuyup da hayran olduğu Kaz Dağı'nı görme- nin keyfi içinde yolu Tahtakuşlar Köyü civanndaki Ida Çiftlik Evi'ne düştü: "Bu, güzel manzaralı pansıyonda kalmanın iyi bir fıkir olacağını düşün- düm. Güleryüzlü bir köylü kadını olan yar- dımcı hanım, pansiyon sahibinin o sı- rada dışanda olduğunu söyleyerek biz- zat yardımcı olmayı önerdi ve bütün sorulanmı yanrtlayarak kalabıleceğim odayı da gösterdi. Istanbul'dan gelebilecek birarkada- şımın, cinsiyetinin kadın olduğunu da belirterek, benimle aynı odada kalabi- leceğini de öğrendikten sonra, pansi- yon defterine kaydoldum ve eşyalan- mı a!mak üzere Akçay'a döndüm. Otelimle ilişkimi kesip tepedeki çift- lik evine vardığımda acı bir sürpriz be- ni beklıyordu. Çiftlik evinin sahibi olduğunu söyie- yen bir bay, yüzünden düşen bin par- ça bir ifadeyle, bana 'yalnız erkek' müşterilerin kabul edilmediğini söyle- di. Daha önce getmiş ve kayıt yaptırmış olduğumu söylememin de hiçbir anla- mı yoktu. Çünkü kendisi bu yerin bir pansiyon değil 'ev' olduğunu, müşteri değil 'mi- safir' kabul ettiğini, burada kalanların 'onlarla birlikte yaşadıklarını', dolayı- sıyla rezervasyon dtye bir şeyin de söz konusu olamayacağını söylüyordu. Buna göre ben, 'birlikte yaşanabile- cek' insanlar grubuna girmiyordum. Ve günde 900 bin lira ödemesi beklenen 'mısafir'ler (Sayın Bay, benim işgal edeceğım iki yataklı odanın misafirge- lirinin 1 milyon 800 bin lira tutacağını söylemekten de geri kalmıyordu) evli çiftlerden oluşmak durumundaydı. Içimden yalnız seyahat eden kadın- lann da 'birlikte yaşanması uygun olan- lar' kategorisine girip girmediğini me- rak ederek pansiyon sahibine yalnız yolculuk yapan bir erkeğin herhangi bir konaklama yerine kabul edilmeye hak- kı olup olmadığını sordum. Ancak kendisinin bu soaıya verebi- lecek bir yanıtı yoktu. Beni asıl rahatsız eden, çektiğim zahmet ve uğradığım düşkınklığından sonra, bu kişinin özürdileyen birtutum takınmak yerine, konuşmanın başlan- gıcından itibaren beni suçlayan, nere- deyse pansiyona bilerek zorla girme- ye çalıştığımı ima eden tutumu oldu. Söylediklerinin anlamsızlığı ortaya çıkınca da, sempatik ve insanları cin- siyetlerine göre ayırmayacak kadar uy- gar bir insan olan yardımcısını azaria- maya başladı. Kadıncağızın zarar görmemesi için tartışmayı bu noktada bırakarak Ak- çay'daki otelime geri döndüm." Uğur Mumcu Osmanbey'deydi, buraya, Harbiye'ye getirdi Şişli Belediyesi... Anıtın, benim arkamdaki kısmında Uğur Mumcu'nun fotoğrafı var ama göremezsiniz. Solup gitmiş. Öteki kısmının da çerçevesi kınk, çerçevenin yansı aşağıya düşmüş... Geçenlerde çivilemiştim ama olmadı. Altına çiçek faîan ekmişler, fakat kimsenin baktığı ettiğı yok. Sabahlan geldiğimde etrafındaki çöpleri temizliyorum, çiçekleri suluyorum. İki üç günde bir de camlann tozunu alıyorum. işte, ben de burada simit satıyorum. (Fotoğraf: Ipek Yezdani) Hükümetin 5.4'Ink zam önerisi 600 bin işçinin karekoküne mi eşdeğer? Arslan Doğan Eroğol, Ttekat İZMtR 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ EsasNo: 1993/865 Karar No: 1994*405 Hâkim: Hasan Hüseyın Seyman 18937 Kâtip: Sibel Ayan 2008 Davacı Ergun Dinçel vekıli tarafından davalılar Milli Savun- ma Bakanhğı ve Ibrahim Özcan aleyhine açılan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda; Mahkememızce verilen karar gereğince 25.000.000.- lıranın 2.9.1993 tarihinden itibaren %30 faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine dair karar davalı Hazıne vekili tarafından temyiz edilerek yargıtay 19. Hukuk Daıresi'nin 1994710654 esas, 1995'5130 karar ve 8.6.1995 tanhlı ılamı ıle onanarak gelraiştir. Mahkeme karan daha önce davalı tbrahim Özcan'a ılan yoluyla gazete ile tebliğ edilmiş olduğundan bu kez yargıtay onama karannın da davalı îbrahim Özcan"a ılan yolu teblığine 7201 sayılı yasanın 28. ve 29. maddeleri ile HUMK'nun ılgili hükümlen gereğince ilan yoluyla tebliğ olunur. 2.8.1995 Basın: 36844 KIRŞEIf fR SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1995/231 esas Kırşehir ili, Kayabaşı Mahallesi, Kurtini mevkiinde kain, 661 ada, 39 parselde kayıtlı, 3098 m2"lik taşınmaz tapuda Fatma KekJik ve arkadaşlan adına kayıtlı olup, umum arasında satılarak ortaklığın gidenlmesine karar verilmesi gerekmiştir. Bu itıbarla taşmmaz malikJerinden Nacıye Gönül Semerci 'nin adresi tespit edilemedığinden kendisine dava dilekçesinin ila- nen tebligi gerekmiştir. Adresi tespit edilemeyen taşınmaz maliklerinden davalı Naciye Gönül Semerci'nin iş bu ilanın yayın tarihinden itibaren 7 gûn sonra kendisine dava dilekçesi tebliğ edilmiş sayılacağı hüküm özeti yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 22.6.1995 Duruşmagünü: 12/9/995 Duruşma saati: 13.20 Basın: 31177 DENİZLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas No:_l994/83 Davacı SSK Genel Müdürlüğü vekili tarafından davalı Abdullah Özalp Çağlayan aleyhine mahkememizde açılan tazminat davasının yapılan açık duruşması sırasında: Güneş Kamping İçmeler Yolu No: 5 Marmaris/Mugla adresınde oturduğu bildırilen davalı Abdullah Ozalp Çağlayan"ın adresi zabıta marifetiyle de tespit edılememesi sebebiyle adına ilanen teblıgat yapılmasına karar venlmekle ış bu davalının duruşma günü olan 12.10.1995 gûnü saat 9'da bızzat kendisi veya tutacağı bir vekille davsını takip ettirmesi. gelmedıği veya takip ettumedığı takdirde davanuı yokJuğunda bitirileceği yerine kaım olmak üzere ilanen dava dilekçesi ve meşruhatlı davetıye tebliğ olunur. Basın: 36297 ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACl HARBİ SEMİHPOROY GADDAR DAVUT NURÎ KVKTCEBE Ç ) SÖVCE y8/L£YtiŞA&/AJ TUkEJ GİZDE BU fC/LlCA SAUl'P J~\ AZJrrEiZ. /?£ZÎLLI£ZÎLLIVETCE Zİf*£cAW2W BULUT BEBEK NURAYÇÎFTÇÎ MIRMIRLAR VĞVRDVRAK TARİHTE BUGUN MÜMTAZARIKAN 22 Ağustos /LK BASINCU TBMCERE.. SOYL£ SrK SU, 4L7-rAtJ fSrTTLffJCA ÇOK . SÖZ AX)UU&U S/l- ERZURUM ASLİYE 3. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1993/442 Davacılar Sakine Yılmaz ve arkadaşlan vekili Av. Sadullah Kaya tarafından davalı Mustafa Özsaraçlıgil aleyhine açılan Erzurum merkez Bakırcı Mahallesi, pafta 38, ada 603, parsel 3'te kayıtlı taşınmazm kaydının iptali ile mövekkillen adına tapuya tescilini talep etmıştir. Davalı adına çıkarhlan dava dilekçesi ve duruşma günü kendisine tebliğ edılememiş, keza yaptınlan zabıta tahkikatına rağmen davalının adresi tesbit edilemediğinden ilanen tebliğine karar verilmiştır. Davalı Mustafa Özsaraçlıgil'ın mahkememizde yapılacak olan 28.9.1995 günü saat 09.30'da mahkememizde hazır bulunması veya kendisinı bir vekille temsil ettirmesi. aksi takdirde dunışmanın gıyabında devam edilip bitirileceği davetiye yenne kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 27.7.1995 Basın: 36251 GÖLYAKA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1994/34 Davacılar Şakir Özyürek ve arkadaşlan tarafından davalı nü- fus müdürlüğü ı le dahılı davalı lar Elmas Usta ve arkadaşlan aley- hine açılan annelık tespitı davasının mahkememızce yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan gereğince: Tirn aramalara rağmen adreslen tespit edilemeyen dahılı davalılardan Necla Usta ve Ahmet Usta'nın mahkemenin görülmesı için belirlenen 13.09.1995 günü saat 9.00'da yapılacak olan duruşmada hazır ol- malan veya kedılenni bir vekille temsil ettirmeleri, aksi halde duruşmanın yokluklannda yapılarak karara bagianacağı, duruşma günü, dava dilekçesi ve dahılı dava dilekçesinin tebliğı yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 36178 ÇANAKKALE SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1994/715 Davacı Muharrem Yıldınm vekili tarafından davalılar Hüseyin Mazlum, Mahmut Nedim, Hüsnıyc Şazıment, Fatma Makbule, Halise aleyhine açılan ortaklığın giderilmesi davasının yapılan duruşması sırasında; Davalılar Hüseyin Mazlum, Mahmut Nedim, Hüsniye Şaziment, Fatma Makbule, Halise'nin adresleri meçhul olduğundan tebligat çıkanlamamış, C. Başsavcılığı kanalı ile de adres araştınlması neticesinde adresleri tespit edilemedığinden duruşma gününün ve dava dilekçesinin ilanen tebliğ edilmesine karar verilmiştir. Buna göre Cevatpaşa Mahallesi pafta: 52, ada: 36, parsel: 26'da kayıtlı bulunan taşınmazın satılarak paydaşlar arasında satı$ bedelin- ın pay edilmesi davasının 18.9.1995 günü saat 09.00'da mahkememizde yapılacak duruşmadaadı geçenlenn hazır bulunmalan veya kendi- lerini bir vekille temsil ettirmeleri, gelmediklerı takdirde duruşmanın gıyaplannda >Tİrütüleceği yönünde dava dilekçesi özeti ve duruşma günü ilanen tebliğ olunur. 26.5.1995 Basın: 30714
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle