Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19tĞ«STOS 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Milli eğitim sistemi yıllardır günü kurtarma amacıyla alınan kararlar nedeniyle rayına oturmadı
Eğititne model dayannnyor• "urrnuriyetin
kuuloşondan başlayarak
eğrim dsteminde sayısız
dejışikjk yapılırken.
öğrncieri
yöılencirmek amacıyla
uyplaıan ders geçme ve
kreli sistemi cie bilimsel
aratırrnalar yapılmadan
yüıirlücten kaldınldı.
EVİNE KAPLAN
ANKARA - Eğitim çevre-
leri yaz-boz tahtasına dönen
milî eğvim sistemi üzerinde
yaplan değişiklikleri ızle-
melte gjçlük çekıyor. Eği-
tim sıstcmı. yıllardır günü
kurarrru amacıy la alınan ka-
rarlır. gerekli altyapı araştır-
maiın yapılmadan uygula-
ma;a kcnulan sistemler ve
poltik endışelerle venlen
ödinler nedeniyle rayına
otuıtulamadı. 1923 yılında
"Sultani Mektepter Talimat-
nanesi"yle yüriirlüğe konu-
lan .e başan durumuna göre öğrenci le-
ri elemeyi amaçlayan sınıf geçme siste-
mi, ılerleyen yıllarda hükümetlerin eği-
tim Dolitikalanna göre daha da yumuşa-
tıldı Sınıf geçme sisteminin ilk uygula-
masında. öğrencilerin sınıf geçmek içın
herr. sözlü hem de vazılı sınavda en az 3
Umut, 'karma sistem' olduANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli
Eğitim Bakanlığı'nca 1995-1996 öğretim
yılmda bütün ortaöğretim kummlannda
yaşama geçirilmesi planlanan yeni eğitim
modeli, "ders geçme ve kredi sistemi",
"ağıruklı not ortalaması sistemi" ve "sınıf
geçmesistemPnın özellıklennı taşıyan karma
bir sistemden oluşuyor. Yenı modelde,
öğrencilerin lise 1 sonunda yönelebilecekleri
"Türkçe-matematik", "fen". "sosyal
bflimler", "yabancı dil ve genel kükür".
"sanat" «e "spor" alanlan olacak.
Öğrencilere lise eğitimlen boyunca "ortak'".
"alan", "alan seçmelT \e "genel seçmeir
olmak üzere 5 ayn gruptan oluşan dersler
verilecek. Lise birinci sınıfa başlayan ögrenci
temel genel kültür derslerinden oluşan ortak
derslerin eğitimini alacak. Ortak derslenn her
birinden en az 2 alan öğrenci başanlı
sayılacak. Ancak, Türk dili ve edebiyatının
dışında bu derslerden bazılan zayıf olduğu
halde yıl sonu ağıriıklı not ortâlaması en az
2.5 olan öğrenci bir üst sınıfa geçebılecek. Bu
ortalamayı tutturamayan öğrenci, başansız
olduğu derslerden "ortabma yüksetane"
sınavına alınacak. Bu sınavda da ortalamasinı
yükseltemeyen öğrenci bınnci sınıfı tüm
dersleriyle birlikte tekrar cdecek. Öğrenci.
tekrar sonucunda da birinci sınıfı
başaramazsa okulla ilişiği kesilerek
Açıköğretim Lisesi'ne yönlendırilecek.
İlgiye göre alan seçimi
Öğrencinin hangi alana devam edeceği, lise
l'inci sınıfin sonunda başardığı derslerin
ortalamasına göre veli, öğretmen ve öğrenci
tarafından kararlaştınlacak.
Öğrencinin bir alana yönlendirilebilmesi ıçin.
o alana yönlendirmeye kaynaklık edecek
derslerin ağıriıklı not ortalamasının 2.5 ve
üzerinde olması gerekecek. Sayısal ıçeriklı
derslerinin not ortâlaması yüksek öğrenci. fen
ya da Türkçe-matematik alanlanna, sözel
ıçerikli derslerinin not ortâlaması yüksek olan
öğrenci de sosyal bılımler alanına
yönlendirilecek.
Yabancı dilde başanlı olan ögrenciler bu
alana, hiçbiralanda başanlı olamayan öğrenci
de genel kültür alanında eğıtilecek. Altyapısı
yeterlı olan okullarda. öğrencilerin ıstemi
üzenne sanat ve spor alanlan da açılabilecek.
Lise 2 ve 3'te sınıfta kalma yenne "sonunlu
geçme" ilkesı uygulanacak. Ögrenci. alan ve
alan seçmelı derslennın ağıriıklı not
ortalamasını en az 2.5 olarak tutturabılirse
başanlı sayılacak. "Ortalama yüksettme"
sınavına karşın başanlı olamayan öğrenci,
başansız olduğu derslerden "sorumhı" olarak
üst sınıfa gcçecek. Öğrencinin, alt sınıftaki
dersin devamı niteliğindeki üst sınıf
dersinden başanlı olması durumunda, alt
sınıftan da aynı notu alarak başanlı olmuş
sayılacak.
alması ve not ortalamasının 5 olması ko-
şulu aranıyordu. Bütünleme sınavlann-
da bir dersten bile başansız olunması du-
rumunda sınıfta kalınıyordu. Bir sınıfta
üst üste kalan ögrenci okuldan çıkanlı-
yordu.
1926'da yayımlanan "Lise ve Orta-
mektepleri Muallim Mektepleri İmtihan
Tattmatnamesi"yle sınıf geçme sistemin-
de değışiklikler yapıldı. Buna göre, ba-
şansız olduğu derslerden sene sonunda
"yoklama sınavına" tabi tutulan ögren-
ciler, bu sınavlann sonunda başansız olan
dersinı ikiye indirirse bütünlemeye kalı-
yorvebütünlemede sınıf geçebilmekiçin
bu derslerin ikisinden de başanlı olma-
sı gerekiyordu. Bu yönetmelik hüküm-
leri yaklaşık 10 yıl yürürlükte kaldı.
1930 yılında sınıf geçme sisteminde
"öğretmenler kurulu" öğesi getirildi.
1937 yılında yapılan değişiklıkle, öğren-
Uzmanlar endişeli
Bilmısel
inceleme
yapılmah
• Eğitim uzrnanlan,
siyasi endişelerle eğitim
sisteminin sürekli
değiştirilmesinin
öğretmen, öğrenci ve
velilerde güvensizlik
yarattığını kaydederek
yeni kararlann
alınmasında "aceleci"
davTanıldığı görüşûnü
savundular.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Eğıtimci ler, eğitim
sisteminin ülke koşullan dık-
kate alınmadan sürekli degiş-
tirilerek siyasete alet edildi-
ği görüşünü savunarak, "Sis-
temde degişiklik yapıürken
aceleci davranılıyor. Bilimsel
araştırmalara gidilmeden
masabaşı işi >apıhyor"dedıler.
Hacettepe Ünıversitesi
Eğitim Fakültesı öğretim üye-
si Prof. Dr. İlban Akhun. ül-
kenin koşullanna uygun ye-
ni sistem arayışlannı normal
karşıladığını: ancak üzenn-
de görüş birlığme vanlan mo-
dellenn gerekiı araştırmalar
yapılmadan uygulanmasmı
doğru bulmadığını söyledi.
Akhun, sistem değişiklikleri-
nin öğretmen. öğrenci ve ve-
lıleri olumsuz etkılediğine
dikkat çekerek şu görüşleri
dile getırdi: "Ders geçme ve
kredi sisteminin kaldınlması
aşamasında hiçbir biçimde
bilimsel araştırma yapddıgı-
nı sanmıyorum. Masabaşı iş
yapıbyor. Var olan sistemden
yakınmalar başlayınca. bir-
den yeni bir model bulunu-
yor. Deneme >apılmadan ül-
kegenelinde uygulanıyor. Oy-
sa stnırh sa>ıdâ okulda denen-
meli ve sonuçlan görüldük-
ten sonra yaygınlaştınljnası-
na karar verilmelidir."
Eğitim, siyasi vatinm
yapüıyor
Hacettepe Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi öğretim
üyes> Prof. Dr. Hüsnü Ana,
eğitim politıkalannın siyasi
yatırm amacıyla kullanıldı-
ğını savundu. Ancı, Türki-
ye'de uygulanacak her sis-
temce belli ılkelerin bulun-
ması gerektığini \-urgulaya-
rak. *GetirDeceksistemdebü-
tünlik vesürekHik obnası ge-
relch-or. 10-15 yıldır uygula-
nan sistemlerdesüreklilik gö-
remiyoruz. Bir sisteme yete-
rince nrsat >erilmiyor. sorun-
lar pkbğı aoda değiştirilme
yoluugidiEyor" dıye konuş-
tu. jâncı, sisemin sürekli de-
ğiştrilmeskin öğretmen, öğ-
renkci \e vejlerde güvensiz-
lik vehuzuBuzlukyarattığı-
na dkkat çeıerek aceleci dav-
rarıı masınn eğitimi olum-
suz .ötıde elılediğine işaret
etti.
jAnkara Üniversitesi Eği-
t i m 3ilimleı Fakültesi ögre-
tirn i\esi Prof. Dr. Süleyman
Özxgkı, oroöğretim kurum-
lanıdan ders geçme ve kre-
di ssıeminjı kaldınlmasına
tepsli göstererek sıstemin öğ-
rerni>e "danokratik davra-
n ı ş ki^minT öğretme amacı-
nı a>ı<jığna dikkat çekti.
D ^ B geçme ve kredi sistemi-
niaı 197O'ı yıllarda pilot
oltıllarda ı>gulandığına ve
l^ÇOlı yılarda tekrar gün-
de-ne_getindigine dikkat çe-
ker-T Ozoğh. "Sistem şimdi
katflınisa bk 2005\ılında >>
ncs htiyaç oı>ulacakrjr'" d'e-
Giyiın sektöründedünyayaaçıkyoruz
lstanbul Haber Senisi-Türk modasını ve tekstil sektörünü. dünyn
piyasalanna tamtmak amacıyla düzenlenen tstanbul Moda Fuan
LMF'95, düzenlenen Gala Show ve defdeyle başladı. Yeşilköy deki
Dünya Ticaret Merkeri'nde önceki akşam gerçekleştirilen Gala
Show'da 10 flrmanm tasanmcılara desteğiyle bir defile düzenlendL
Sbow sırasında Türldye Gi> im Sanavicileri Demeği ve CNR
Fuarcıbk'ın düzenlediği fuann sanat danışmanlığını üstienen Cemil
ipekçi'ye de De>let Bakanı YıMınm Aktuna tarafından Türk
modasına yaptığı katkılardan dolayı odül verildl Sanatçı Nükhet
Dunı da şarküanyla gece>e renk kattı. (Fotoğraf: ERZADE ERTEM)
Mudur kazandı
Türbaııla
ders
verflmez
YAŞAR AKKAMIŞ
BtLECtK-Bozüyük Halk
Eğitim Merkez Müdürlü-
ğü'nde derslere türbanla gi-
ren öğTetmen Hacer Aydoğ-
muş'a kmama cezasi verdi-
ği için Milli Eğitim Müdür-
lüğü'nce "aytaktan kesme"
cezasina çarptınlan okul mü-
dürii Ali Güner, Eskişehir
Bölge Idare Mahkemesi'nde
açtığı davayı kazandı. K.en-
disine uygulanan "ayhktan
kesme" cezasının mali de-
ğerinin olmadığını, ancak
devleti kuşatan şeriatçı güç-
lere karşı hukuk zaferi ka-
zandığını belirten okul mü-
dürü Güner, şunlan söyledi:
"Atatürk ilkekrine uyma-
yan eğitimcüere salt kınama
cezasj vennemden dolayı ba-
na bu ceza uygulandı ve mu-
hatabun olan bayan öğret-
men, memleketi olan Kon-
ya'ya atanarak bir ölçüde
ödüllendirildi. F.skisehir Böl-
ge tdare Mahkemesi'ne açtı-
ğım davayı kazanarak de% le-
ti kuşatan şeriatçı güçlere
karşı hukuk zaferi kazan-
dım." Okul müdürü Güner,
Türkiye'nin hiçbir yerinde
derslere türbanla gırileme-
yeceğini belirterek "Ben de
okulumda derslere türban-
la girilmesine izin vermem"
dedi.
GÜLHANE ASKERİTIP AKADEMİSİ TIP FAKÜLTESİ'Nİ KAZANANLARIN LİSTESİ
SıraHo. ÖSYMNo. ADI
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
9564918203
9548366575
9540396313
9547508109
9582049058
9577356736
9535577468
9543871323
9594901479
9556735008
9592144174
9536381232
9552982176
9568526756
9544857471
9562870057
9544038108
9540803496
9550020136
9366322527
9559864678
ŞAHİN
SALİM
CELAL
SAYGIN
HATİCE
ELİF
ELÇİN
YASEMİN
BİKEMGÜL
ELVAN
ÖMER
ALPAY
MUSTAFA
MEHMET
HÜSEYİN
RAHMİ
UĞUR
ZEYNETTİN
YAVUZ
BÜNYAMİN
SÜLEYMAN
SOYADI
ÖZSOY
ISKENDER
GİYNAŞ
ŞAHİN
BAŞBÖLÜK
TUNÇ
ERKUVAN
GÜLCAN
ÖZKARA
ŞAHİN
UZ
DEMİREL
ÇAĞLAYAN
ÇEÜK
ÇAKIROĞLU
EVİNÇ
GÖÇMEN
KAYA
ÖZDEMİR
ÖZTURK
DENİZ
Sıra No.
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
OSYM No.
9470782577
9513769497
9448558265
9522185129
9546191791
9417958585
9564288799
9550274182
9422758814
9551685171
9487388191
9550235962
9518769023
9359340987
9555987155
9563070901
9449128395
9430348381
9524980529
9595872722
ADI
KUBİLAY
AYKUT
FARUK
BÜLENT
NURETTİN
ALİ FUAT K.
YURDAKADİM
MESUT
AHMET
İBRAHİM
KADİR HAKAN
İBRAHİM
MEVLÜT
ÖZGÜR
VURAL
GÜNALP
HAKAN
FATİH
YASİN
SERHAT
SOYADI
KARABACAK
CEYHAN
TÜRKEŞ
ATASEVER
ÜDEMİŞ
GÖK
AYAZ
GÜMRAH
UZUN
ARZIMAN
CANSIZ
AYDIN
KARADUMAN
ÖZMEN
KÖKSAL
UZUN
GÜNDOĞAN
ŞAHİNER
ABUL
MUTLU
GATA As. Tıp Fak. Dekanlığı'nın 20 Temmuz 1995 gün ye Fak. Sek.: 0530 -195-95/166 sayılı emrinın Ek-A'sıdır.
GATA Askeri Tıp Fakültesi'ne 1995 - 3996 eğitim-öğretim yıtında alınacak öğrencılenn kayıt-kabul ışlemleri takvimi.
(ll'ncı basamak sınav sonuçlannın Ağustos'un ılk haftasında açıklanacağı varsayımı ıle hazırianmıştır.)
1. 7 AĞUSTOS - 8 AĞUSTOS 1995
a) Gülhane Askeri Tıp Fakültesi'nı kazanan öğrencilerin ısım ve ıkametgâh adreslerinin OBİ Şube Müdürlüğü'nden De-
kanlıkça aldınlması,
b) Kayrt-Kabul ile ılgilı belge ve formlann öğrencilerin ÖSYM'ne bildırdıklerı ıkametgâh adreslerine gonderılmesi.
2. 9 AĞUSTOS -13 AĞUSTOS 1995
Dekaniıkça öğrencilerin adresıne gönderılen belge ve formlann ögrenciler tarafından Giriş Kılavuzunda belirtilen esas-
lar doğrultusunda tamamlanması ve Gülhan^"Askeri Tıp Fakültesi Dekanlığı'na başvurmalan.
3 14 AĞUSTOS-25 AĞUSTOS 1995
a) Sağlık muayene ışlemlennın yapılması.
b) Sağlık muayenesinı kaybeden öğrencılenn ÖSYM'ye sevki.
4. 28 AĞUSTOS - 29 AĞUSTOS 1995
Sağlık muayenesinı tamamlayan öğrencılenn kayıt işlemlerinin yapılması ve Mülakat Sınavı giriş kartlarının verilmesi.
5. 31 AĞUSTOS - 1 EYLÜL 1995
Mülakat Sınavlan
6. 2 EYLÜL-1 EKİM 1995
Intibak Eğitimi
7. 2 EKİM 1995
And Içme ve 1996 - 1996 Eğitim - öğretim yılı açılış töreni.
EKBİLGİLER:
1. Gülhane Askeri Tıp Fakültesi'ne giriş hakkı kazanan aday öğrencilerden ıstenen bılgılerı ıçeren belgeler adreslerine
postalanmıştır. Ögrenciler bu belgelen doldurarak kayıt için 16 - 29 Ağustos 1995 tarihleri arasında GATA Askeri Tıp Fa-
kültesi Dekanlığı'na başvuracaklardır.
2. Postada olabılecek gecıkme ve aksaklıklar nedeniyle belgelerini alamayan aday ögrenciler bu belgelen GATA Aske-
ri Tıp Fakültesi Dekanlığı'ndan sağlayabıhrler.
Basın: 37732
cinin yıl sonu norunun, öğ-
retmenler kurulunda "lehte"
ya da "aleyhte" değiştirile-
bilmesi, 4 dersten başansız
olan öfrencinın sınıfta kal-
ması, bütünlemeye kalınabi-
lecek ders sayısının 3'e çıka-
nlması ilkeleri getirildi. Bu
uygulama 1950'li yillaraka-
dar sürdürüldü. Ara yıllarda
bütünlemeye kalınacak ders
sayısında degişiklik yapıldı.
1963 yılında bu ders sayısı 4
iken. 1%8 yılında 3'e indiril-
di. 1963-1964 öğretim yılın-
da "borç geçme" uygulama-
sı yürürlükten kaldınldı. Ay-
nı yıl son sınıf öğrencileri için
"not ortâlaması" uygulama-
sı getirildi.
1974 yılında, sınıf geçme
sisteminde köklü değişiklik-
leryapılmak istenmesıne kar-
şın, yeni bir sistem getirileme-
di. Âynı yıl. sistemde bütün-
leme sınavlan kaldınlarak,
yerine tamamlama kurslan ve
tamamlama sınavlan getiril-
di. 1960 ve 1970'Iiyıllarda, öğretim prog-
rammdaki derslenn bir kısmından başa-
nlı olan öğrencilere yeni olanaklar sağ-
layıcı değişik uygulamalara gidildi. 1963
yılında, "Bütünleme sınavlan sonunda
başansu olduğu dersi 1 'e düşürenlerin not
ortâlaması ortaokullarda 5.50 \e liseler-
de 6 olanlar o dersi başarmış
sayılırlar" hükmü uygulanır-
ken, 1973 yılında da "Orta-
okullarda 3, Itselerde 4 ders-
ten iki dönem notu ortâla-
ması 4 ve bütün notlanmn
ortâlaması 6 olanlar sınıf ge-
çer" hükmü getirildi.
1976 yılında bütünleme-
ye kalmada ders sayısı sını-
n ve 1981 de de tamamlama
kurs ve sınavlan kaldınldı.
1990 yılına kadar uygulanan
sınıf geçme sisteminde. öğ-
renciler kaç dersten olursa
olsun başansız olduğu ders-
lerden bütünlemeye kalıyor-
du.
Bütünleme sonunda başa-
ramadığı dersleri bulunan
öğrencilerden yıl sonu not
ortalamalan 5 olanlann du-
mmu sınıf öğretmenler ku-
rulunda görüşülüyordu. Ba-
şansız ders sayısı 2 veya da-
ha fazla olan öğrenciler ya sı-
nıf tekrarlıyor ya da okula
devam etmeyerek, haziran
ve eylül aylannda bekleme
sınavlanna giriyorlardı. Bu
sınavlarda başanlı olanlarbir
üst sınıf geçıyor, başarama-
yanlarda örgün eğitim siste-
minin dışma çıkanlıyordu.
1987 yılında, öğretim yılı
süresı 156 ışgününden 170-
180 işgünü arasında değişen
bir süreye yükseltildi.
Yeni sistem ara\ışı
Milli Eğitim Bakanlığı.
199O'lı yıllarda öğrencileri
ilgi ve yeteneklerine göre
yönlendirecek yeni bir sis-
tem arayışınagirdi. 1970 yı-
lında, bazı okullarda ders
geçme kredi sistemi denen-
mesine karşın. artan öğren-
ci sayısı karşısında derslik
yatınmlannın yetersiz kal-
ması sonucu, bu deneme ba-
şansızl ıkla sonuçlandı. 1990
yılında. Milli Eğitim Bakan-
lığı bünyesinde oluşturulan
"Olçme ve Degeriendirme
lhtisas Komisyonu". okul-
larda uygulanabilecek yeni
sistemler üzerinde çalışma-
ya başladı.
Sınıf geçme sistemi, ağır-
iıklı not ortâlaması ve ders
geçme ve kredi sistemi üze-
rinde çalışan komisyon,
1991-1992 öğretim yılından
itibaren ders geçme ve kre-
di sisteminin bazı okullarda
pilot olarak uygulanmasının
uygun olacağı görüşünü bil-
dirdi.
Dönemin Milli Eğitim Ba-
kanı Avni Akyoldöneminde
uygulanmaya konulan ders
geçme ve kredi sisteminin,
alryapi koşullanna ilişkin ge-
rekli araştırmalar yapılma-
dan bütün okullarda yaşama
geçirilmesi. kısa süre içinde
yeni sorunlan da beraberin-
de getirdi. Köksal Toptan.
INahit Menteşe ve Ne*"zat
Ayaz'ın bakanhklan döne-
minde üzerinde bazı deği-
şiklilere gidilen ders geçme
ve kredi sistemi. 18 genel-
geyle okul yöneticisi. öğret-
men. öğrenci ve velılere an-
latılmaya çalışıldı.
4 yıl yüriirlükte kalan ders
geçme ve kredi sistemi, ders-
liklerin vetersizliği, öğret-
men dağılımmda vaşanan so-
runlar ve okul yöneticilerinin
"an^mamakta direnmesi"
üzerine. boş geçen derslerin
öğrencileri şiddete yönlen-
dırdiği gerekçe gösterilerek
yürürlükten kaldınldı.
Bakanlık, yıllarca uygula-
nan sınıf geçme sistemine
dönmek yerine. ders geçme
ve kredi sistemine geçiş aşa-
masında üzerinde sikça tar-
tışılan 3 sistemin birleşimın-
den oluşan "karma eğitim
modeli" taslağını hazırladı.
Bumodelın. 1995-1996 öğ-
retim yılında uygulanması
planlanıyor.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Emeğin Bedeli
Bu yazıya başlamadan önce, eski dosyalarımı bir
kanştırdım. Ve aynı başhkla kaieme aldığım iki yazı
olduğunu gördüm. Dosyaiarı karıştırmamın nedeni,
daha önce aynı başlıkla bir yazı daha yazmış oldu-
ğumu hatırlamam idi. "Eğeraynı başlığı daha önce
kullandıysam, bir kez daha kullanmayayım" demiş-
tim. Ancak aynı başlığı iki kez kullanmış olduğumu
görünce, "iki kez kullandıysam, üç kez de kullana-
bilirim"diye "Emeğin Bedeli" başlığını attım. Ve kor-
kanm Türkiyemiz'dekı bu düzen sürdükçe, aynı baş-
lığı daha çok kez kullanmak zorunda kalacağız.
Kapitalizmin egemen olmasıyla birlikte insan eme-
ği de "meta "laşmış. yanı pıyasada alınır satılır bir
meta haline gelmiş ya da getırilmek ıstenmıştir. "Ge-
tirilmek ıstenmıştir" diyorum, çünkü her ne kadar
kapitalist mantık insan emeğinı "emekpiyasasında"
alınır satılır bir "mal" gıbı görmek istemişse de insan
emeği bir "meta", bir "mal" değildir. Çünkü ardında
insan vardır. Her şeyin "başı" ve "sonu" olan insan...
Kapitalizmin ilk dönemleri "vahşı kapitalizm" ola-
rak isimlendirılir. Her turlü moral değerden ve ahlak-
tan yoksun bir anlayış egemendır. Tarihın çbptüğu-
ne çoktan atılmış bulunan "homo economicus"un
(ekonomik insan) tek amacı vardır: Kazanmak. da-
ha çok kazanmak. (Günümüzde kımi solcu eskısı
dönekler ve aklıevvel yenıyetmeler, vahşi kapitaliz-
mi yeni bir şeymiş gibi yutturmak ıstiyorlarsa da bu
ayn bir konudur ve belki bıraz ileride bu konuya tek-
rar döneriz.)
Vahşi kapitalizm aşamasında insan emeği gerçek-
ten "metalaştınlmıştı". Ve emek piyasasında aîınıp
satılan bir mal gibi görünüyordu. Bir malın piyasada
fıyatını belirleyen şey de o malın "arz" ve "talebi" ol-
duğuna göre, arz neredeyse sonsuz olduğundan
emeğin fiyatı her türiü ınsanca yaşama standartının
altında belirlenebiliyordu.
O çağın kapitalist ekonomileri, ilk "binkımlerini" ön-
ce tanm kesiminden, sonra da kendi ülkelerinin emek-
çilerinin sefaletiyle sağlayabılmişlerdı. Ama insan
emeği, herfıangi bir mal olmadığından, bu "tatlı dö-
nem"fazla uzun sürmedi. Sermayenin kahredici gü-
cü karşısında örgütlenen emekçı kitleler. emeklen-
nin karşılığı olarak "ınsanca yaşanabilecek" bir alt sı-
nır koyarak siyasal mücadeleye giriştiler. Ve kazan-
dılar.
Bu arada kapitalizm emperyalızm aşamasına ulaş-
mış ve sömürgeleri kanalıyla, sömüruyü sömürge
halklannın sırtına yüklemişti. Hatta bu arada emek-
çi kitlelere bir "refah payı" bıle ayırabilmiş ve bu "sus
payı" ile, emekçi kitlelerın siyasal alandaki ateşıni
düşürmüştü.
Kapitalizmin doğasından kaynaklanan kimi krizler
"savaş" yoluyla çözüme kavuşturuldu. (Artık ne ka-
dar çözüme kavuşturulabildıyse...) Ve kapitalizm "sö-
mürgecilik" derken, günümüzün "yeni dünya düze-
ni" yutturmacasına kadar geldı.
Bir gazete yazısı çerçevesınde işçı sınıfı ve toplum-
sal savaşım tarihini ele alacak değiliz elbette. Gös-
termeye çalıştığım şey, insan emeğinin alınır-satılır bir
meta olmadığının mücadelesının ana hatlan oluyor.
Zira ülkemizde, o eski "vahşı kapitalizm", sanki "her
derde deva " yeni bir şeymiş gibi sunulmak ısteniyor.
Türkiye'de pek çok hak ve özgüriük gibi, çalışan-
lann hak ve özgürlükleri de bıraz (dikkat edilsın bi-
raz diyorum) yukandan aşağıya geldı. 1961 Anaya-
sası'nın özgüriük ortamı içinde emekçı kitleler büyük
özgüriükler elde ettiler. Oysakı sendikaların kurula-
bilmesi ancak 2. Dünya Savaşı sonrasında mümkün
olabilmiş, fazlaca bir işlevi olmayan sendikaların "pa-
lazlanması"' ise ancak 195O'lı yıllarda mümkün olmuş-
tu.
1980 karşı devrimi, pek çok özgüriük gıbı emekçi
kesimlerin hak ve özgürlüklerinı budadı. Kimılennin
"demokrasi havarisı" olarak yutturmak istedikleri
Özal, yabancı sermayeyi Türkıye'ye çekmeye çalı-
şırken, "Gelin" diyordu, "Bizdekı kadar ucuz emeği
hiçbir yerde bulamazsınız."
Özal'dan sonraki "özalcılar" da benzer silahlan
kullanıyorlar. Bir yandan "işsız" kitleyı provoke ede-
rek "Bakın" diyorlar, "Sizler bir iş bulamazken bu
adamlar aldıklan ücreti beğenmıyohar." Bir yandan
da memurlan provoke etmeye çahşıyoriar. "Işçime-
murun üç katı para alıyor, daha ne ıstiyor?" diyorlar.
Oysaki Türkiye'dekı ışsizler de genellikle işçi aıle-
lerinin çocuklarıdır. Bunlann yükü de emekçilerin sır-
tındadır. Eğer canı gezip-tozmak ıstemiyorsa, siz hiç
bir sermayedann çocuğunun ışsiz olduğunu duydu-
nuz mu?
Işçinin memurdan çok para alması da bir başka
dramdır. Sanki bunun suçlusu işçılermişçesıne, bu
dram sürekli gündeme getirilmektedir. Eğer bugun
bir devlet memuru on mılyon liranın çok altında ça-
lışıyorsa, bunun ayıbı işçılerın değıl, o devleti yöne-
tenlerindir. Vergi olarak toplaması gereken parayı
sermaye kesiminden borç alarak, üstelık bir de faız
ödeyen devlet, bu durumun sorumlusudur. Ve böy-
te yaparak memurlann çoğunu da hırsız yapmış, ah-
lak çöküntüsüne neden olmuşlardır. "Benim memu-
rum işini bilir" lafı ne çabuk unutuldu.
Toplumun değişik kesimleri bırbirine düşürülerek
biraz zaman kazanılabilır. Kontrollü bir medya ıle ki-
mi gerçekler de saptırılabılir ve unutturulabılir. Ama
sefalet sınınna ıtilen kıtlelerin gazabı korkunç olur.
Emeğin bedelini gasp etmek isteyenlerin sonu, hiç-
bir zaman hayırlı olmamıştır. Sokaklarda haykıran
emekçiler. en az bu memleketi yönetenler kadar yurt-
severdirler.
Bunlann sesine kulak vermek gerekır.
CHP
Sayın Üyelerimiz, Delegelerimiz ve Tüm
Sosyal Demokrat dostlanmız...
CHP'nin yeniden yapılanması amacıyla
beraberyola çıktığımız CHP lstanbul ll
Başkanı Adayımız
Prof. Dr.
NURETTİN
SÖZEN'in
katılımıyla yapılacak olan kokteyie onur
vermenizi dıliyoruz.
Yen Kervansaray Oteli
Şehit Muhtar Cad. '
TAKSİM
Gün ve Saat: 19.08.1995 Cumartesi
Saat: 15.00- 17.30