14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19tĞ«STOS 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Milli eğitim sistemi yıllardır günü kurtarma amacıyla alınan kararlar nedeniyle rayına oturmadı Eğititne model dayannnyor• "urrnuriyetin kuuloşondan başlayarak eğrim dsteminde sayısız dejışikjk yapılırken. öğrncieri yöılencirmek amacıyla uyplaıan ders geçme ve kreli sistemi cie bilimsel aratırrnalar yapılmadan yüıirlücten kaldınldı. EVİNE KAPLAN ANKARA - Eğitim çevre- leri yaz-boz tahtasına dönen milî eğvim sistemi üzerinde yaplan değişiklikleri ızle- melte gjçlük çekıyor. Eği- tim sıstcmı. yıllardır günü kurarrru amacıy la alınan ka- rarlır. gerekli altyapı araştır- maiın yapılmadan uygula- ma;a kcnulan sistemler ve poltik endışelerle venlen ödinler nedeniyle rayına otuıtulamadı. 1923 yılında "Sultani Mektepter Talimat- nanesi"yle yüriirlüğe konu- lan .e başan durumuna göre öğrenci le- ri elemeyi amaçlayan sınıf geçme siste- mi, ılerleyen yıllarda hükümetlerin eği- tim Dolitikalanna göre daha da yumuşa- tıldı Sınıf geçme sisteminin ilk uygula- masında. öğrencilerin sınıf geçmek içın herr. sözlü hem de vazılı sınavda en az 3 Umut, 'karma sistem' olduANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanlığı'nca 1995-1996 öğretim yılmda bütün ortaöğretim kummlannda yaşama geçirilmesi planlanan yeni eğitim modeli, "ders geçme ve kredi sistemi", "ağıruklı not ortalaması sistemi" ve "sınıf geçmesistemPnın özellıklennı taşıyan karma bir sistemden oluşuyor. Yenı modelde, öğrencilerin lise 1 sonunda yönelebilecekleri "Türkçe-matematik", "fen". "sosyal bflimler", "yabancı dil ve genel kükür". "sanat" «e "spor" alanlan olacak. Öğrencilere lise eğitimlen boyunca "ortak'". "alan", "alan seçmelT \e "genel seçmeir olmak üzere 5 ayn gruptan oluşan dersler verilecek. Lise birinci sınıfa başlayan ögrenci temel genel kültür derslerinden oluşan ortak derslerin eğitimini alacak. Ortak derslenn her birinden en az 2 alan öğrenci başanlı sayılacak. Ancak, Türk dili ve edebiyatının dışında bu derslerden bazılan zayıf olduğu halde yıl sonu ağıriıklı not ortâlaması en az 2.5 olan öğrenci bir üst sınıfa geçebılecek. Bu ortalamayı tutturamayan öğrenci, başansız olduğu derslerden "ortabma yüksetane" sınavına alınacak. Bu sınavda da ortalamasinı yükseltemeyen öğrenci bınnci sınıfı tüm dersleriyle birlikte tekrar cdecek. Öğrenci. tekrar sonucunda da birinci sınıfı başaramazsa okulla ilişiği kesilerek Açıköğretim Lisesi'ne yönlendırilecek. İlgiye göre alan seçimi Öğrencinin hangi alana devam edeceği, lise l'inci sınıfin sonunda başardığı derslerin ortalamasına göre veli, öğretmen ve öğrenci tarafından kararlaştınlacak. Öğrencinin bir alana yönlendirilebilmesi ıçin. o alana yönlendirmeye kaynaklık edecek derslerin ağıriıklı not ortalamasının 2.5 ve üzerinde olması gerekecek. Sayısal ıçeriklı derslerinin not ortâlaması yüksek öğrenci. fen ya da Türkçe-matematik alanlanna, sözel ıçerikli derslerinin not ortâlaması yüksek olan öğrenci de sosyal bılımler alanına yönlendirilecek. Yabancı dilde başanlı olan ögrenciler bu alana, hiçbiralanda başanlı olamayan öğrenci de genel kültür alanında eğıtilecek. Altyapısı yeterlı olan okullarda. öğrencilerin ıstemi üzenne sanat ve spor alanlan da açılabilecek. Lise 2 ve 3'te sınıfta kalma yenne "sonunlu geçme" ilkesı uygulanacak. Ögrenci. alan ve alan seçmelı derslennın ağıriıklı not ortalamasını en az 2.5 olarak tutturabılirse başanlı sayılacak. "Ortalama yüksettme" sınavına karşın başanlı olamayan öğrenci, başansız olduğu derslerden "sorumhı" olarak üst sınıfa gcçecek. Öğrencinin, alt sınıftaki dersin devamı niteliğindeki üst sınıf dersinden başanlı olması durumunda, alt sınıftan da aynı notu alarak başanlı olmuş sayılacak. alması ve not ortalamasının 5 olması ko- şulu aranıyordu. Bütünleme sınavlann- da bir dersten bile başansız olunması du- rumunda sınıfta kalınıyordu. Bir sınıfta üst üste kalan ögrenci okuldan çıkanlı- yordu. 1926'da yayımlanan "Lise ve Orta- mektepleri Muallim Mektepleri İmtihan Tattmatnamesi"yle sınıf geçme sistemin- de değışiklikler yapıldı. Buna göre, ba- şansız olduğu derslerden sene sonunda "yoklama sınavına" tabi tutulan ögren- ciler, bu sınavlann sonunda başansız olan dersinı ikiye indirirse bütünlemeye kalı- yorvebütünlemede sınıf geçebilmekiçin bu derslerin ikisinden de başanlı olma- sı gerekiyordu. Bu yönetmelik hüküm- leri yaklaşık 10 yıl yürürlükte kaldı. 1930 yılında sınıf geçme sisteminde "öğretmenler kurulu" öğesi getirildi. 1937 yılında yapılan değişiklıkle, öğren- Uzmanlar endişeli Bilmısel inceleme yapılmah • Eğitim uzrnanlan, siyasi endişelerle eğitim sisteminin sürekli değiştirilmesinin öğretmen, öğrenci ve velilerde güvensizlik yarattığını kaydederek yeni kararlann alınmasında "aceleci" davTanıldığı görüşûnü savundular. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eğıtimci ler, eğitim sisteminin ülke koşullan dık- kate alınmadan sürekli degiş- tirilerek siyasete alet edildi- ği görüşünü savunarak, "Sis- temde degişiklik yapıürken aceleci davranılıyor. Bilimsel araştırmalara gidilmeden masabaşı işi >apıhyor"dedıler. Hacettepe Ünıversitesi Eğitim Fakültesı öğretim üye- si Prof. Dr. İlban Akhun. ül- kenin koşullanna uygun ye- ni sistem arayışlannı normal karşıladığını: ancak üzenn- de görüş birlığme vanlan mo- dellenn gerekiı araştırmalar yapılmadan uygulanmasmı doğru bulmadığını söyledi. Akhun, sistem değişiklikleri- nin öğretmen. öğrenci ve ve- lıleri olumsuz etkılediğine dikkat çekerek şu görüşleri dile getırdi: "Ders geçme ve kredi sisteminin kaldınlması aşamasında hiçbir biçimde bilimsel araştırma yapddıgı- nı sanmıyorum. Masabaşı iş yapıbyor. Var olan sistemden yakınmalar başlayınca. bir- den yeni bir model bulunu- yor. Deneme >apılmadan ül- kegenelinde uygulanıyor. Oy- sa stnırh sa>ıdâ okulda denen- meli ve sonuçlan görüldük- ten sonra yaygınlaştınljnası- na karar verilmelidir." Eğitim, siyasi vatinm yapüıyor Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyes> Prof. Dr. Hüsnü Ana, eğitim politıkalannın siyasi yatırm amacıyla kullanıldı- ğını savundu. Ancı, Türki- ye'de uygulanacak her sis- temce belli ılkelerin bulun- ması gerektığini \-urgulaya- rak. *GetirDeceksistemdebü- tünlik vesürekHik obnası ge- relch-or. 10-15 yıldır uygula- nan sistemlerdesüreklilik gö- remiyoruz. Bir sisteme yete- rince nrsat >erilmiyor. sorun- lar pkbğı aoda değiştirilme yoluugidiEyor" dıye konuş- tu. jâncı, sisemin sürekli de- ğiştrilmeskin öğretmen, öğ- renkci \e vejlerde güvensiz- lik vehuzuBuzlukyarattığı- na dkkat çeıerek aceleci dav- rarıı masınn eğitimi olum- suz .ötıde elılediğine işaret etti. jAnkara Üniversitesi Eği- t i m 3ilimleı Fakültesi ögre- tirn i\esi Prof. Dr. Süleyman Özxgkı, oroöğretim kurum- lanıdan ders geçme ve kre- di ssıeminjı kaldınlmasına tepsli göstererek sıstemin öğ- rerni>e "danokratik davra- n ı ş ki^minT öğretme amacı- nı a>ı<jığna dikkat çekti. D ^ B geçme ve kredi sistemi- niaı 197O'ı yıllarda pilot oltıllarda ı>gulandığına ve l^ÇOlı yılarda tekrar gün- de-ne_getindigine dikkat çe- ker-T Ozoğh. "Sistem şimdi katflınisa bk 2005\ılında >> ncs htiyaç oı>ulacakrjr'" d'e- Giyiın sektöründedünyayaaçıkyoruz lstanbul Haber Senisi-Türk modasını ve tekstil sektörünü. dünyn piyasalanna tamtmak amacıyla düzenlenen tstanbul Moda Fuan LMF'95, düzenlenen Gala Show ve defdeyle başladı. Yeşilköy deki Dünya Ticaret Merkeri'nde önceki akşam gerçekleştirilen Gala Show'da 10 flrmanm tasanmcılara desteğiyle bir defile düzenlendL Sbow sırasında Türldye Gi> im Sanavicileri Demeği ve CNR Fuarcıbk'ın düzenlediği fuann sanat danışmanlığını üstienen Cemil ipekçi'ye de De>let Bakanı YıMınm Aktuna tarafından Türk modasına yaptığı katkılardan dolayı odül verildl Sanatçı Nükhet Dunı da şarküanyla gece>e renk kattı. (Fotoğraf: ERZADE ERTEM) Mudur kazandı Türbaııla ders verflmez YAŞAR AKKAMIŞ BtLECtK-Bozüyük Halk Eğitim Merkez Müdürlü- ğü'nde derslere türbanla gi- ren öğTetmen Hacer Aydoğ- muş'a kmama cezasi verdi- ği için Milli Eğitim Müdür- lüğü'nce "aytaktan kesme" cezasina çarptınlan okul mü- dürii Ali Güner, Eskişehir Bölge Idare Mahkemesi'nde açtığı davayı kazandı. K.en- disine uygulanan "ayhktan kesme" cezasının mali de- ğerinin olmadığını, ancak devleti kuşatan şeriatçı güç- lere karşı hukuk zaferi ka- zandığını belirten okul mü- dürü Güner, şunlan söyledi: "Atatürk ilkekrine uyma- yan eğitimcüere salt kınama cezasj vennemden dolayı ba- na bu ceza uygulandı ve mu- hatabun olan bayan öğret- men, memleketi olan Kon- ya'ya atanarak bir ölçüde ödüllendirildi. F.skisehir Böl- ge tdare Mahkemesi'ne açtı- ğım davayı kazanarak de% le- ti kuşatan şeriatçı güçlere karşı hukuk zaferi kazan- dım." Okul müdürü Güner, Türkiye'nin hiçbir yerinde derslere türbanla gırileme- yeceğini belirterek "Ben de okulumda derslere türban- la girilmesine izin vermem" dedi. GÜLHANE ASKERİTIP AKADEMİSİ TIP FAKÜLTESİ'Nİ KAZANANLARIN LİSTESİ SıraHo. ÖSYMNo. ADI 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 9564918203 9548366575 9540396313 9547508109 9582049058 9577356736 9535577468 9543871323 9594901479 9556735008 9592144174 9536381232 9552982176 9568526756 9544857471 9562870057 9544038108 9540803496 9550020136 9366322527 9559864678 ŞAHİN SALİM CELAL SAYGIN HATİCE ELİF ELÇİN YASEMİN BİKEMGÜL ELVAN ÖMER ALPAY MUSTAFA MEHMET HÜSEYİN RAHMİ UĞUR ZEYNETTİN YAVUZ BÜNYAMİN SÜLEYMAN SOYADI ÖZSOY ISKENDER GİYNAŞ ŞAHİN BAŞBÖLÜK TUNÇ ERKUVAN GÜLCAN ÖZKARA ŞAHİN UZ DEMİREL ÇAĞLAYAN ÇEÜK ÇAKIROĞLU EVİNÇ GÖÇMEN KAYA ÖZDEMİR ÖZTURK DENİZ Sıra No. 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 OSYM No. 9470782577 9513769497 9448558265 9522185129 9546191791 9417958585 9564288799 9550274182 9422758814 9551685171 9487388191 9550235962 9518769023 9359340987 9555987155 9563070901 9449128395 9430348381 9524980529 9595872722 ADI KUBİLAY AYKUT FARUK BÜLENT NURETTİN ALİ FUAT K. YURDAKADİM MESUT AHMET İBRAHİM KADİR HAKAN İBRAHİM MEVLÜT ÖZGÜR VURAL GÜNALP HAKAN FATİH YASİN SERHAT SOYADI KARABACAK CEYHAN TÜRKEŞ ATASEVER ÜDEMİŞ GÖK AYAZ GÜMRAH UZUN ARZIMAN CANSIZ AYDIN KARADUMAN ÖZMEN KÖKSAL UZUN GÜNDOĞAN ŞAHİNER ABUL MUTLU GATA As. Tıp Fak. Dekanlığı'nın 20 Temmuz 1995 gün ye Fak. Sek.: 0530 -195-95/166 sayılı emrinın Ek-A'sıdır. GATA Askeri Tıp Fakültesi'ne 1995 - 3996 eğitim-öğretim yıtında alınacak öğrencılenn kayıt-kabul ışlemleri takvimi. (ll'ncı basamak sınav sonuçlannın Ağustos'un ılk haftasında açıklanacağı varsayımı ıle hazırianmıştır.) 1. 7 AĞUSTOS - 8 AĞUSTOS 1995 a) Gülhane Askeri Tıp Fakültesi'nı kazanan öğrencilerin ısım ve ıkametgâh adreslerinin OBİ Şube Müdürlüğü'nden De- kanlıkça aldınlması, b) Kayrt-Kabul ile ılgilı belge ve formlann öğrencilerin ÖSYM'ne bildırdıklerı ıkametgâh adreslerine gonderılmesi. 2. 9 AĞUSTOS -13 AĞUSTOS 1995 Dekaniıkça öğrencilerin adresıne gönderılen belge ve formlann ögrenciler tarafından Giriş Kılavuzunda belirtilen esas- lar doğrultusunda tamamlanması ve Gülhan^"Askeri Tıp Fakültesi Dekanlığı'na başvurmalan. 3 14 AĞUSTOS-25 AĞUSTOS 1995 a) Sağlık muayene ışlemlennın yapılması. b) Sağlık muayenesinı kaybeden öğrencılenn ÖSYM'ye sevki. 4. 28 AĞUSTOS - 29 AĞUSTOS 1995 Sağlık muayenesinı tamamlayan öğrencılenn kayıt işlemlerinin yapılması ve Mülakat Sınavı giriş kartlarının verilmesi. 5. 31 AĞUSTOS - 1 EYLÜL 1995 Mülakat Sınavlan 6. 2 EYLÜL-1 EKİM 1995 Intibak Eğitimi 7. 2 EKİM 1995 And Içme ve 1996 - 1996 Eğitim - öğretim yılı açılış töreni. EKBİLGİLER: 1. Gülhane Askeri Tıp Fakültesi'ne giriş hakkı kazanan aday öğrencilerden ıstenen bılgılerı ıçeren belgeler adreslerine postalanmıştır. Ögrenciler bu belgelen doldurarak kayıt için 16 - 29 Ağustos 1995 tarihleri arasında GATA Askeri Tıp Fa- kültesi Dekanlığı'na başvuracaklardır. 2. Postada olabılecek gecıkme ve aksaklıklar nedeniyle belgelerini alamayan aday ögrenciler bu belgelen GATA Aske- ri Tıp Fakültesi Dekanlığı'ndan sağlayabıhrler. Basın: 37732 cinin yıl sonu norunun, öğ- retmenler kurulunda "lehte" ya da "aleyhte" değiştirile- bilmesi, 4 dersten başansız olan öfrencinın sınıfta kal- ması, bütünlemeye kalınabi- lecek ders sayısının 3'e çıka- nlması ilkeleri getirildi. Bu uygulama 1950'li yillaraka- dar sürdürüldü. Ara yıllarda bütünlemeye kalınacak ders sayısında degişiklik yapıldı. 1963 yılında bu ders sayısı 4 iken. 1%8 yılında 3'e indiril- di. 1963-1964 öğretim yılın- da "borç geçme" uygulama- sı yürürlükten kaldınldı. Ay- nı yıl son sınıf öğrencileri için "not ortâlaması" uygulama- sı getirildi. 1974 yılında, sınıf geçme sisteminde köklü değişiklik- leryapılmak istenmesıne kar- şın, yeni bir sistem getirileme- di. Âynı yıl. sistemde bütün- leme sınavlan kaldınlarak, yerine tamamlama kurslan ve tamamlama sınavlan getiril- di. 1960 ve 1970'Iiyıllarda, öğretim prog- rammdaki derslenn bir kısmından başa- nlı olan öğrencilere yeni olanaklar sağ- layıcı değişik uygulamalara gidildi. 1963 yılında, "Bütünleme sınavlan sonunda başansu olduğu dersi 1 'e düşürenlerin not ortâlaması ortaokullarda 5.50 \e liseler- de 6 olanlar o dersi başarmış sayılırlar" hükmü uygulanır- ken, 1973 yılında da "Orta- okullarda 3, Itselerde 4 ders- ten iki dönem notu ortâla- ması 4 ve bütün notlanmn ortâlaması 6 olanlar sınıf ge- çer" hükmü getirildi. 1976 yılında bütünleme- ye kalmada ders sayısı sını- n ve 1981 de de tamamlama kurs ve sınavlan kaldınldı. 1990 yılına kadar uygulanan sınıf geçme sisteminde. öğ- renciler kaç dersten olursa olsun başansız olduğu ders- lerden bütünlemeye kalıyor- du. Bütünleme sonunda başa- ramadığı dersleri bulunan öğrencilerden yıl sonu not ortalamalan 5 olanlann du- mmu sınıf öğretmenler ku- rulunda görüşülüyordu. Ba- şansız ders sayısı 2 veya da- ha fazla olan öğrenciler ya sı- nıf tekrarlıyor ya da okula devam etmeyerek, haziran ve eylül aylannda bekleme sınavlanna giriyorlardı. Bu sınavlarda başanlı olanlarbir üst sınıf geçıyor, başarama- yanlarda örgün eğitim siste- minin dışma çıkanlıyordu. 1987 yılında, öğretim yılı süresı 156 ışgününden 170- 180 işgünü arasında değişen bir süreye yükseltildi. Yeni sistem ara\ışı Milli Eğitim Bakanlığı. 199O'lı yıllarda öğrencileri ilgi ve yeteneklerine göre yönlendirecek yeni bir sis- tem arayışınagirdi. 1970 yı- lında, bazı okullarda ders geçme kredi sistemi denen- mesine karşın. artan öğren- ci sayısı karşısında derslik yatınmlannın yetersiz kal- ması sonucu, bu deneme ba- şansızl ıkla sonuçlandı. 1990 yılında. Milli Eğitim Bakan- lığı bünyesinde oluşturulan "Olçme ve Degeriendirme lhtisas Komisyonu". okul- larda uygulanabilecek yeni sistemler üzerinde çalışma- ya başladı. Sınıf geçme sistemi, ağır- iıklı not ortâlaması ve ders geçme ve kredi sistemi üze- rinde çalışan komisyon, 1991-1992 öğretim yılından itibaren ders geçme ve kre- di sisteminin bazı okullarda pilot olarak uygulanmasının uygun olacağı görüşünü bil- dirdi. Dönemin Milli Eğitim Ba- kanı Avni Akyoldöneminde uygulanmaya konulan ders geçme ve kredi sisteminin, alryapi koşullanna ilişkin ge- rekli araştırmalar yapılma- dan bütün okullarda yaşama geçirilmesi. kısa süre içinde yeni sorunlan da beraberin- de getirdi. Köksal Toptan. INahit Menteşe ve Ne*"zat Ayaz'ın bakanhklan döne- minde üzerinde bazı deği- şiklilere gidilen ders geçme ve kredi sistemi. 18 genel- geyle okul yöneticisi. öğret- men. öğrenci ve velılere an- latılmaya çalışıldı. 4 yıl yüriirlükte kalan ders geçme ve kredi sistemi, ders- liklerin vetersizliği, öğret- men dağılımmda vaşanan so- runlar ve okul yöneticilerinin "an^mamakta direnmesi" üzerine. boş geçen derslerin öğrencileri şiddete yönlen- dırdiği gerekçe gösterilerek yürürlükten kaldınldı. Bakanlık, yıllarca uygula- nan sınıf geçme sistemine dönmek yerine. ders geçme ve kredi sistemine geçiş aşa- masında üzerinde sikça tar- tışılan 3 sistemin birleşimın- den oluşan "karma eğitim modeli" taslağını hazırladı. Bumodelın. 1995-1996 öğ- retim yılında uygulanması planlanıyor. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Emeğin Bedeli Bu yazıya başlamadan önce, eski dosyalarımı bir kanştırdım. Ve aynı başhkla kaieme aldığım iki yazı olduğunu gördüm. Dosyaiarı karıştırmamın nedeni, daha önce aynı başlıkla bir yazı daha yazmış oldu- ğumu hatırlamam idi. "Eğeraynı başlığı daha önce kullandıysam, bir kez daha kullanmayayım" demiş- tim. Ancak aynı başlığı iki kez kullanmış olduğumu görünce, "iki kez kullandıysam, üç kez de kullana- bilirim"diye "Emeğin Bedeli" başlığını attım. Ve kor- kanm Türkiyemiz'dekı bu düzen sürdükçe, aynı baş- lığı daha çok kez kullanmak zorunda kalacağız. Kapitalizmin egemen olmasıyla birlikte insan eme- ği de "meta "laşmış. yanı pıyasada alınır satılır bir meta haline gelmiş ya da getırilmek ıstenmıştir. "Ge- tirilmek ıstenmıştir" diyorum, çünkü her ne kadar kapitalist mantık insan emeğinı "emekpiyasasında" alınır satılır bir "mal" gıbı görmek istemişse de insan emeği bir "meta", bir "mal" değildir. Çünkü ardında insan vardır. Her şeyin "başı" ve "sonu" olan insan... Kapitalizmin ilk dönemleri "vahşı kapitalizm" ola- rak isimlendirılir. Her turlü moral değerden ve ahlak- tan yoksun bir anlayış egemendır. Tarihın çbptüğu- ne çoktan atılmış bulunan "homo economicus"un (ekonomik insan) tek amacı vardır: Kazanmak. da- ha çok kazanmak. (Günümüzde kımi solcu eskısı dönekler ve aklıevvel yenıyetmeler, vahşi kapitaliz- mi yeni bir şeymiş gibi yutturmak ıstiyorlarsa da bu ayn bir konudur ve belki bıraz ileride bu konuya tek- rar döneriz.) Vahşi kapitalizm aşamasında insan emeği gerçek- ten "metalaştınlmıştı". Ve emek piyasasında aîınıp satılan bir mal gibi görünüyordu. Bir malın piyasada fıyatını belirleyen şey de o malın "arz" ve "talebi" ol- duğuna göre, arz neredeyse sonsuz olduğundan emeğin fiyatı her türiü ınsanca yaşama standartının altında belirlenebiliyordu. O çağın kapitalist ekonomileri, ilk "binkımlerini" ön- ce tanm kesiminden, sonra da kendi ülkelerinin emek- çilerinin sefaletiyle sağlayabılmişlerdı. Ama insan emeği, herfıangi bir mal olmadığından, bu "tatlı dö- nem"fazla uzun sürmedi. Sermayenin kahredici gü- cü karşısında örgütlenen emekçı kitleler. emeklen- nin karşılığı olarak "ınsanca yaşanabilecek" bir alt sı- nır koyarak siyasal mücadeleye giriştiler. Ve kazan- dılar. Bu arada kapitalizm emperyalızm aşamasına ulaş- mış ve sömürgeleri kanalıyla, sömüruyü sömürge halklannın sırtına yüklemişti. Hatta bu arada emek- çi kitlelere bir "refah payı" bıle ayırabilmiş ve bu "sus payı" ile, emekçi kitlelerın siyasal alandaki ateşıni düşürmüştü. Kapitalizmin doğasından kaynaklanan kimi krizler "savaş" yoluyla çözüme kavuşturuldu. (Artık ne ka- dar çözüme kavuşturulabildıyse...) Ve kapitalizm "sö- mürgecilik" derken, günümüzün "yeni dünya düze- ni" yutturmacasına kadar geldı. Bir gazete yazısı çerçevesınde işçı sınıfı ve toplum- sal savaşım tarihini ele alacak değiliz elbette. Gös- termeye çalıştığım şey, insan emeğinin alınır-satılır bir meta olmadığının mücadelesının ana hatlan oluyor. Zira ülkemizde, o eski "vahşı kapitalizm", sanki "her derde deva " yeni bir şeymiş gibi sunulmak ısteniyor. Türkiye'de pek çok hak ve özgüriük gibi, çalışan- lann hak ve özgürlükleri de bıraz (dikkat edilsın bi- raz diyorum) yukandan aşağıya geldı. 1961 Anaya- sası'nın özgüriük ortamı içinde emekçı kitleler büyük özgüriükler elde ettiler. Oysakı sendikaların kurula- bilmesi ancak 2. Dünya Savaşı sonrasında mümkün olabilmiş, fazlaca bir işlevi olmayan sendikaların "pa- lazlanması"' ise ancak 195O'lı yıllarda mümkün olmuş- tu. 1980 karşı devrimi, pek çok özgüriük gıbı emekçi kesimlerin hak ve özgürlüklerinı budadı. Kimılennin "demokrasi havarisı" olarak yutturmak istedikleri Özal, yabancı sermayeyi Türkıye'ye çekmeye çalı- şırken, "Gelin" diyordu, "Bizdekı kadar ucuz emeği hiçbir yerde bulamazsınız." Özal'dan sonraki "özalcılar" da benzer silahlan kullanıyorlar. Bir yandan "işsız" kitleyı provoke ede- rek "Bakın" diyorlar, "Sizler bir iş bulamazken bu adamlar aldıklan ücreti beğenmıyohar." Bir yandan da memurlan provoke etmeye çahşıyoriar. "Işçime- murun üç katı para alıyor, daha ne ıstiyor?" diyorlar. Oysaki Türkiye'dekı ışsizler de genellikle işçi aıle- lerinin çocuklarıdır. Bunlann yükü de emekçilerin sır- tındadır. Eğer canı gezip-tozmak ıstemiyorsa, siz hiç bir sermayedann çocuğunun ışsiz olduğunu duydu- nuz mu? Işçinin memurdan çok para alması da bir başka dramdır. Sanki bunun suçlusu işçılermişçesıne, bu dram sürekli gündeme getirilmektedir. Eğer bugun bir devlet memuru on mılyon liranın çok altında ça- lışıyorsa, bunun ayıbı işçılerın değıl, o devleti yöne- tenlerindir. Vergi olarak toplaması gereken parayı sermaye kesiminden borç alarak, üstelık bir de faız ödeyen devlet, bu durumun sorumlusudur. Ve böy- te yaparak memurlann çoğunu da hırsız yapmış, ah- lak çöküntüsüne neden olmuşlardır. "Benim memu- rum işini bilir" lafı ne çabuk unutuldu. Toplumun değişik kesimleri bırbirine düşürülerek biraz zaman kazanılabilır. Kontrollü bir medya ıle ki- mi gerçekler de saptırılabılir ve unutturulabılir. Ama sefalet sınınna ıtilen kıtlelerin gazabı korkunç olur. Emeğin bedelini gasp etmek isteyenlerin sonu, hiç- bir zaman hayırlı olmamıştır. Sokaklarda haykıran emekçiler. en az bu memleketi yönetenler kadar yurt- severdirler. Bunlann sesine kulak vermek gerekır. CHP Sayın Üyelerimiz, Delegelerimiz ve Tüm Sosyal Demokrat dostlanmız... CHP'nin yeniden yapılanması amacıyla beraberyola çıktığımız CHP lstanbul ll Başkanı Adayımız Prof. Dr. NURETTİN SÖZEN'in katılımıyla yapılacak olan kokteyie onur vermenizi dıliyoruz. Yen Kervansaray Oteli Şehit Muhtar Cad. ' TAKSİM Gün ve Saat: 19.08.1995 Cumartesi Saat: 15.00- 17.30
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle