Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 AĞUSTOS 1995 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Mumcu panoları
itımal edildi
• İstanbul Haber Servisi -
Harbiye'deki Uğur Mumcu
panolan. bakımsızlıktan
harap olmuş dunımda. Şişli
Belediyesi'nin Uğur
Mumcu anısına yerleştirdiği
panolardaki resimler, doğa
koşullannın etkisiyle
yırtılmış, hatta biri tanınmaz
hale gelmiş. Aynca,
pleksiglastan yapılan
panolann kınlmış, pano
çerçevelerinin de son derece
bakımsız olması.
yurttaşlann tepkisine neden
oluyor.
Askerlik de
meımıpluktan
sayılacak
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Memurlarda
muvazzaf askerlikte ve
yedek subaylık okul
devresinde geçen süreler de
kamu hizmetinden sayılarak
yıllık izinlerde dikkate
alınacak Resmi Gazete'nin
dûnkü sayısında yayımlanan
Maliye Bakanlığı Devlet
Memurlan Kanunu Genel
Tebliği'ne göre, yıllık
izinlerin tamamının veya bir
kjsmının ait olduğu yıl
içinde kullanılmaması
durumunda. kullanılmayan
yıllık izin bir sonraki yılın
izniyle birlikte, toptan veya
kısım kısım
kullanılabılecek.
12PKKIİ
öldürüldü
• DİYARBAKIR (AA) -
Güvenlik güçlerince
Güneydoğu'da sürdürülen
operasyonlar sırasında bölge
genelinde 12 terörist
öldürüldü. Olağanüstü Hal
Bölge Valiliği'nden yapılan
açıklamaya göre
Hakkâri'nin Çukurca ilçesi
kırsal kesiminde çıkan
çatışmada biri kadın 7, Van-
• Tarvan karayolunda önceki
gün yolcu otobüsünü yakan
3, Bitlis'in Mutki ilçesi
Ikizler köyü ile
Diyarbakır'ın Lice ilçesi
Yorulmaz köyü yakınlannda
birer terörist öldürüldü.
Tünk-İş'e eylem
soruşturması
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara
Cumhuriyet Başsavcıhğı,
Türk-îş Başkanlar Kunılu
üyeleri hakkında. 5
ağustosta Ankara'da yapılan
mitıng ve 8 ağustosta yurt
genelinde gerçekleştirilen iş
bırakma eylemi için
soruşturma açtı.
Eminönü işçileri
Ankara'da
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Eminönü
Belediyesf nce ışlerine son
verilen DtSK'e bağlı Genel-
Iş Sendıkası üyesi işçiler,
Ankara'da açlık grevine
başladılar. Genel-tş
Sendikası Genel Başkanı
lsmail Hakkı Önal,
düzenlediği basın
toplantısında. açlık grevi
yapan 3 işçinin zarar
görmesi halinde yanıtlannın
çok sert olacağıru bildirdi.
Gözaltında
tecavüz davası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara Emniyet
Müdürlüğü Terörle
Mücadele ekiplerince
gözaltına alınan Leman
Çelikaslan, çınlçıplak
bağlandıgı ormanlık bir alan
ile emniyette polislerin
cinsel saldmlanna hedef
olduğunu iddia etti. Yazıh
açıklaması İHD'den basına
fakslanan Çelikaslan, hedef
olcuğu saldınlann, devletin
biljjçli ve sistemli
uygulamalan olduğunu
sa\undu.
T1T muhabiPi
Gilcü öldü
• ANKARA (Cumhuriyet
BÜTOU)-TRT Haber
Mtrkezi muhabirlerinden
Hdcan Gülcü, dün evinde
öli bulundu. Evde inceleme
yasan Ankara Cumhuriyet
Sacısı Metin Ölmez, olayın
inthar olduğunu ve
so"uşturmanın
södürüldüğünü söyledi..
19*8 yılından bu yana
TTT'de göre\ yapan Gülcü,
sa-aş muhabirlıği alanında
baanlı haberlere ımza
atnıştı.
Eski DYP istanbul 11 Başkanı Orhan Keçeli, parti içi muhalefeti tırmandınyor
DYP'de alternatifkongreİstanbul Haber Servisi- Başbakan Tan-
su Çiller'e muhalif olduklan gerekçesiyle
partıden uzaklaştınldıklannı öne süren es-
ki DYP İstanbul 11 Başkanı Orhan Keçeli
ve arkadaşlan, altematif kongre yapma ka-
ran aldılar. Genel merkeze 'postudekiinne-
meye'kararlı olduklannı belirten Keçeli.
yeni seçilecek il ve ilçe başkanlannın göl-
ge olmayacağı görüşünü savunarak "Asıl
gölge onlar. Gerçek olan biziz. Bizim gölge-
miz bile onlara yeter"dedi.
DYP tstanbul II Kongresi'ni protesto
ederek katılmayan Orhan Keçeli ve arka-
daşlan dün İstanbul Akgün Otel 'de bir ara-
ya gelerek durum değerlendirmesi yaptılar.
Toplantıya katılanlar konuşmalar sırasında
sık sık DYP Genel Sekreteri Şinasi Ahı-
ner'i yuhalarken parti yönetimine duyduk-
lan tepkiyi ise 'aşağdıklar' ve 'sahtekârlar'
sözleriyle dile getirdıler.
Toplantının açış konuşmasını yapan
Cumhurbaşkanı Demirel ve TBMM Başka-
nı Cindoruk'a yakınlığıyla bilinen Keçeli.
geçen hafta Başbakan Tansu Çiller'in açış
konuşmasıylabaşlayan ve muhaliflenn ka-
hlmadığı tstanbul il kongresinın yasal ol-
madığını söyledi. Kendi partileri tarafından
haksızlığa uğradıklannı savunan Keçeli.
Çiller'in talimatı üzerine il kongresinden
önce yaklaşık 200 bin kişinin üye kaydının
silindiğini vurguladı. DYP'lilerin sanıldığı
ra söz alan Deniz Ticaret Odası Başkanı
Cengiz Kaptanoğlu da aıtık DYP'lilerin ku-
zu olmadığını \e haklannı alabilmek için
sonuna kadar mücadele edeceklerini söy-
ledi.
Ddnci bir kongre
Orhan Keçeli, "Asıl gölge onlar, gerçek olan biziz" dedi. (YASEMÎN KOYUTÜRK)
gibi 'kuzu' olmadığını ifade eden Keçeli,
bu tür haksızlıklann önüne geçmek için so-
nuna kadar mücadale edeceklerini belirtti.
Keçeli, "Çünkü, Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel veTBMM Başkanı Hüsamet-
tin Cindorukbize haksızlıklann üzerine git-
me>i öğrettT dedı. DYP Genel Merke-
zi'ndeki kişileri •ihtilaki' olarak da nitele-
yen Keçeli, 12 Eylül döneminde bile bu ka-
dar kötülük yaşamadıklannı dile getirerek
"Bize en büyük kötülüğü hak ve hukuktan
bahseden kendi partimiz yapü" dedi.
Keçeli, ışgal gibi eylemlere karşı olduk-
lannı, ancak açlık grevi yapanlan da des-
tekleyeceklerini söyledi.
Parti içindeki hukuksuzluklann sonaer-
mesi için genel merkezle 'dişediş'mücade-
le edeceklerini vurgulayan Keçeli, 'postu
dekürmemeye' kararlı olduklannı ve La-
hey'deki Adalet Divanı'na bile gıdebile-
ceklerini ifade etti. Geçmışte Çiller'i mil-
letvekili yapmakla eşi Ozer Çiller'i ise II
Idare Heyeti'ne almakla büyük bir hata
yaptıklannı da itıraf eden Keçeli, "Parti-
miz, teşkilaö olmadığı için Giresun'da yu-
halandi. Bu işin peşini bırakmavacağız. Bi/
daha mafya demedik. Mafya dersek
1982"denbaşlanz"diyekonuştu. Dahason-
Istanbul İl Kongresi'nin yasal olmadı-
ğını belirterek "kara devrim' olarak nitele-
yen Kaptanoğlu, "Biz köküne kadar
DYP'liyiz ve sonuna kadar da bu böyle ola-
cak. Biz kuzu değilizr
'dedi. Kaptanoğlu ko-
nuşmasında ikinci bir kongre yaparak göl-
ge il ve ilçe başkanlannın seçilmesıni öner-
di. Keçeli tarafından oylamaya sunulan
öneri salondakiler tarafından oy çokluğuy-
la kabul edildi.
Toplantı sonunda alınan kararlar bir so-
nuç bildirgesi olarak salondakilere okundu.
Toplantıda, DYP Genel Sekreteri Şinasi Al-
tıner'in kabinede bir değışiklik yapılması
halinde bakan olarak önerilirse bunun ka-
bul edilmemesi içiri Cumhurbaşkanı Sü-
leyman Demirel ile görüşülmesi de karara
bağlandı. Sonuç bildirgesinde alınan ka-
rarlann hayata geçirilmesi için ise Orhan
Keçeli, Cengiz Kaptanoğlu. HulusiTurgut,
Muhsin Divan, Nilay Karadağ, Erdoğan
Adalu Feridun Bayoğlu, Tevfik Ertüzün ve
Güner Gürol'dan oluşan bir heyet oluş-
turuldu.
ERKEN SEÇİM
ANAP
pes etti• ANAP Grup
Başkanvekili Aşık,
"Kamuoyunun bu kadar
duyarsız kaldığı bir
ortamda, seçimi
beklemekten başka
çaremiz kalmadı" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - ANAP Grup Başkanve-
kili Eyüp Aşık, anayasanın, ara
seçim konusunda "göz göre gö-
re" çiğnendiğini, basın ve ka-
muoyunun duyarsız kaldığını,
anayasa ihlalini önlemek için
partisinin başlattığı girişime
destek bulunamadığını belirte-
rek "genel seçünlere kadar bek-
lemekten başka çare kalmadığı-
nı" söyledi.
ANAP Grup Başkanvekili
Eyüp Aşık, Meclis'te yeterli ço-
ğunluğa sahip olmadıklan için
başlattıklan hiçbir girişimden
sonuç alamadıklannı söyledi.
Partisinin, bu nedenle soruştur-
ma önergesi de'vermeyeceğini
belirten Aşık, "Kamuoyunun,
basının bu kadar duyarsız kaldı-
ğı bir ortamda, genel seçimi bek-
lemekten başka çaremiz kalnu-
yor" dedi.
Yflce Divan tehdidi
Genel seçımde herkesın bo-
yunun ölçüsünü alacağını söyle-
yen Aşık, iktidara geldikleri za-
man da koalisyon iktidan döne-
mindeki her türlü yolsuzluk,
partizanlık, rüşvet olaylan ile
anayasa ve yasa ihlallerinin he-
sabmı soracaklannı bildirdi.
Aşık. o zaman bugünkü iktidar
partilerinin Yüce Divan'dan
kurtulamayacağını söyledi.
ANAP Grup Başkanvekili CM-
tan Sunguriu da aynı görüşleri
savunarak "DYP başından beri
açıkça "Anayasayı ihlal edece-
ğim' diyor. CHP. bugüne kadar
'Ara seçim zorunluluktur' der-
ken, bugün çeşftli bahanelerle sö-
zünden dönerekfark ediyor. Bü-
tün bunlara basın da hiç sesini çı-
karmryor. Şündi biz ne yapahm
da sesimizi duyurahm'"dıye ko-
nuştu. Oltan Sunguriu. bu du-
nımda yapabilecekleri en doğru
işin, iktidan halka şikâyet etmek
olduğunu söyledi.
Arif Sağ, Hacıbektaş'ta 'İçinizden kini atın' diyen Cumhurbaşkanı'nı yanıtladı:
Demirel adresleri karıştırıyor
MtYASE İLKMJR
HACIBEKTAŞ- Geleneksel "Hacı Bektaş
Veü'yi Anma Törenleri"ne dün kültür sanat
etkinlikleriyle devam edildi. Konser öncesin-
de bir konuşma yapan Arif Sağ, önceki gün
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel' in "Gön-
lüniizden kini, geçmişteki ezUmişlikieri, düş-
manlıklan atın" şeklindeki sözlerini 'adres
kanşıkhğı' diye nıteledı. Törenlerin ikinci gü-
nünde tam anlamıyla 'bikiiri savaşlan'na tanık
olunurken ilçedeki 'nüfus patlaması'ekmek sı-
kıntısına yol açtı.
Hacı Bektaş Veli'yi Anma Törenlen'nin
açıhşını yapan Belediye Başkanı MustafaÖz-
dvan'ı. Alevi BektaşiTemsilcilerMeclisi üye-
len konuşmasından ötürü kutladılar ve kendi-
sine teşekkürettiler. Belediye konferans salo-
nunda 'Dünden Bugüne Anadohı Halk Hare-
ketleri' ve 'Türkiye'de Laiklik' konulu panel-
ler yapıldı. Toplantıya panelist olarak Abdul-
lah Tekin, Nejat Birdoğan, Reha Çamuroğiu,
Hacı Bektaş VeU'>i Anma Törenleri'nde bu yıl nostalji >aşandı. (Fotoğraf: TARIK TINAZAY)
Alevi derneklerinden ortak uyan:
laiklik ve demokrasiyleyaşar
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
-Ankara'dakj Alevi dernekkn, dev-
letin köktendinci akımlara verdiği
ödünlere dikkat çekerek, cumhuri-
yetle birlikte elde edılen toplumsal
kazanımlann kaybedılmeye başlan-
dığı uyansındabulundular. Türk-ts-
lam senteziyle şeriatçılığın devleti
tepeden ele geçirmeye çalıştığını
kaydeden dernekler, Anadolu'daki
toplumsal çeşıtliliğin ancak laiklik
ve demokrasiden ödün verilmeksi-
zin sağlanabileceğine dikkat çekti-
ler.
Halk Ozanlan Kültür Derneği,
Tunceli Kültür Derneği. Pir Sultan
Ankara Şubesi, Kızılırmak Dergisi,
Çağdaş Yozgatlılar Derneği. tmran-
h Kültür Dayanışma Derneği, Batı
Kent Düşün ve Sanatevi, Çorum
Kültür Dayanışma Derneği. Dıvri-
ği Kültür Demeği ve Bahadın Kül-
tür Demeği'nce dün yapılan ortak
basın açıklamasında, Diyanet lşleri
Başkanlığı'nın. devlet bütçesinden
önemlı ölçüde beslendiği ve şeriata
altyapı oluşturulduğu kaydedıldi.
Açıklamada, 1950'li yıllardan be-
ri dinci kesimlere \ erilen politik ta-
vizlerin, 1980'li yıllardan sonra ye-
ni biraşamaya ulaştığı v urgulanarak
"1982 Anayasası'na din ve vkdan
özgürlüğü konmakla birlikte, bir
yandan da okullara zorunlu din
dersleri konulmuştur. İmanı hatip
Kseleri, Kuran kurslan çığgibi çogal-
Aziz Valçın ve Şaheser Özkaya katıldı. Panel-
den sonra gazetemız yazan Prof. Dr. Toktamış
Ateş bir konferans verdi. Törenlere katılan ya-
zarlar da standlarda kitaplannı imzaladılar.
istanbul Rumelihisan'ndaki konserlerini ta-
mamlayan Arif Sağ da üç ayn konserle tören-
lere renk kattı. Sağ, konserler öncesinde yap-
tığı konuşmada Demirel'in önceki günkü
"Gönlünüzden kini, geçmişteki ezUmişlikieri,
düşmanlığı abn"şeklindeki sözlerini yanıtla-
dı. Sağ şöyle konuştu: "Sayın Demirel adres-
leri kanşürdL' Içınızdeki ki-
ni atın' diyeceği yer burası
değildir. O lafin söyleneceği
yer Maraş'tır, Sıvas'ür, Ço-
rum'dur, Gazi Mahallesi'dir.
Buradaki insanlann yüre-
ğinde kin yoktur, nefret yok-
tur. Yüreği sevgi dolu bu in-
sanlann tarihte yaptiklan
bir tek katliam ve cana kast
olayı yoktur. O yüzden bu
sözlerin muhatabı biz deği-
Bz."
Marksist sol gruplann ön-
ceki yıllarda pek rağbet et-
medikleri "Hacı Bektaş Ve-
li'yi Anma TörenlerTnde bu
yıl 'nostalji'yaşandı. Kızüır-
mak, Kervan, AbJım, Çağ-
daş Zülfıkâr ve Partizan Se-
si dergisi taraftarlanyla Av-
rupa Alevi Birliklen Fede-
rasyonu, Tunceli Kültür Der-
neği, Pir Sultan Abdal Der-
neği, Divriği Kültür Derne-
ği ile Çorum Kültür ve Da-
yanışma Derneği üyeleri so-
kaklarda bildiri dağıtarak
görüşlerini kamuoyuna du-
yurma uğraşı verdiler.
Anma törenleri nedeniyle
olağanüstü güvenlik önlem-
leri alınırken ilçeye giren çı-
kan tüm araçlann plakalan-
nın kaydedildiği, şüpheli gö-
riilenlerin kımlik kontrolle-
tılmış, beş katlı dairelerde bile hıes-
cider ya>gınlaştırılmak istenmiş-
tir"dendı. Ünıversıteye giriş sına-
vında meslek lisesi sayılan imam-
hatip okulianna yüzde 30 puan ar-
tışı sağlanmasını eleştiren dernek-
ler, "Cumhuriyetle kazanıhnış top-
lumsal haklar kaybedilmekle karşı
karşıya bırakılmıştır. Ülkemiz çeşit-
li uygarhklara beşiklik etmiş, değişik
kültürlerden, uluslardan din ve mez-
heplerin yan yana yaşadığı bir mo-
zaiktir. Bu mozaik ancak laiklik ve
demokrasi harcıvla birlikte yaşan-
labilir" uyansında bulundular. Ale-
vi örgütleri, Diyanet lşleri Başkan-
lığı ile zorunlu din dersi uygulama-
sının kaldınlmasını istediler.
nnın yapıldığı gözlendı. Bu
arada anma törenlerine ka-
tılmak için yurdun dört bir
yanından Hacıbektaş'a akın
edenlerle ilçe nüfiısunda bir
patlama yaşanırken ekmek
gereksinmesinin karşılan-
masında güçlük çekildi. tl-
çenin tüm finnlannın 24 sa-
at üretım yapmalan da bu
güçlüğün aşılmasına yetme-
di. Ekmek alabilmek için sa-
atlerce kuyrukta beklenme-
si gerekti. Konuklannı ağır-
lamak için ilçe halkının tüm
olanaklannı seferber etme-
si, Kızılay' ın 1000 çadır ver-
mesi de yetersiz kaldı.
NOTLAR / ORAL ÇALIŞLAR
POLTltKA GÜNLÜGÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Hokkabaz Kim?..
Şeriatçı basın bekledi bekledi ve sonunda tuma-
yı gözünden vurdu'...
Birtanesinin başlığı şöyle: 'ABD hokkabazlan...'
Diyor ki:
"Suudi Arabistan kadısının ABD'yi protesto et-
menin küfür olduğuna hükmetmesini alkışlayan ma-
lûm medya, aynı kadının uyuşturucu kaçakçılığı ile
ilgilı karannı bahane ederek İslama ve şeriata sövü-
yor..."
Bu gazete aslında Suudi Arabistan yönetimine
karşıdır. Zaman zaman yazarlan, Suud yönetiminin
ABD ile işbirliği yaptığını da gündeme getirirler. Şim-
di 'iki arada bir derede' kaldılar, işin içinden çıka-
mıyorlar.
Suudi Arabistan'da dört Türk'ün başlarının kılıçta
kesılmesi karşısında 'altı gündür' susan şeriatçı ba-
sın, olayı bir başka yöne çekmek için çabalıyor. Ka-
ra sakallı, yazarlan da bir o yana bir bu yana gidip
geliyoriar. Ne yapacaklarını bilmiyorlar.
Şeriatçı gazete bakın ne diyor:
"Suudi Arabistan'da uyuşturucu kaçakçılığı ya-
pan dört Türk'ün idam edilmesini bahane eden ba-
zı gazeteler, iki gündür şeriat aleyhinde yayın yapı-
yortar..."
Şeriatçılann oyunu bozuldu. Ülkeyi ortaçağın ka-
ranlığına götürmek isteyen 'yobazlann' gerçek yüz-
leri bir kez daha ortaya çıktı.
Böyle olunca ne olur?
Tarkan'ın şarkısında olduğu gibi 'şıkıdım şıkı-
dım'olur, amaçlan sapır sapır ortahğa dökülür...
• • •
Şeriatçı gazeteye göre Suudi Arabistan'daki ola-
yı ABD kışkırtıyor...
Gelin haberi okuyalım:
"Sudan'dakı şeriat yönetimine karşı savaşan El
Karang hareketine destek veren Suud yönetiminin,
kendi ülkesinde Müslüman halk nezdinde meşruiyet
kazanmak için göstermelık idamlar gerçekleştirme-
si, Amerikan destekli bir Islam karalama propagan-
dası olarak nitelendiriliyor. Körfez Savaşı sırasında
ülkesinde bulunan Amerikan askeherinden fuhuş
ve uyuşturucu müptelalanna hiçbir ceza veremeyen
Suud Krallığı, dört ay önce Suud'da şeriat talebin-
de bulunan alimleri tutuklamıştı."
Aynı gazetede Abdurrahman Dilipak da Suudi
Arabistan'daki dört Türk'ün başlannın kılıçla kesile-
rek idam edilmesini şöyle değerlendiriyon
"...Ben Suudi Arabistan 'da Islami kurallann geçer-
li olduğunu ve Suudiyönetiminin Islami birnitelik ta-
şıdığını, islami bir endişe taşıdığınıda sanmıyorum.
Bu uygulamanın da Islami bir kılıfiçinde sunulan ör-
fi bir uygulama olduğunu düşünüyorum. Hatta bu
yargılamanın çok ciddi yapıldığını da sanmıyorum.
Bu cezalann da adalet kaygusundan çok siyaset
icabı verildiğini düşünüyorum. Ama bu olayı baha-
ne eden basın bir başka cinayet işleyerek Islami ve
Müslümanlan suçlama yoluna gitmektedir..."
Şeriatçı basının iki kimliğı var ülkemizde. Birinci-
si: Müslüman adam öldürmez. illegal terör örgütü
kurmaz. Ikincisi: Bu örgütleri, bu cinayetleri ABD ve
Israıl planlar, sırf şeriatı önlemek için.
Bu bir yutturmacadır, oyundur, kandırmacadır, hi-
ledir, yani 'takıyye'dir.
Aynı oyun, Suudi Arabistan'da dört Türk'ün idam
edilmesinin kamuoyunda tepki doğurması üzerine
yeniden ısıtılıp 'savunma silahı'na dönüştürülüyor:
"Suud yönetimı gerçek şehatçıları zindanlara atı-
yor; Suudyönetimi göz boyamak için dört Türk'ü öl-
dürüyor; işin içinde ABD ve Israil var..."
• • *
Biıieşık Sosyalist Parti (BSP) Genel Merkezi'nde
130 iranlı mülteci oturma eylemi yapıyor. iran'daki
'molla rejimi'nden kaçan bu insanlar, ülkelerine ge-
ri gönderilmemeleri için direniyor.
Eğerbu insanlar Türkıye tarafından ülkelerine '/a-
de' edilirlerse biliyorlar ki orada zindanlarda çürüye-
cekler ya da öldürülecekler.
Günlerdir gazetelerde bu konuya ilişkin haberler
yer alıyor. Ama 'şeriatçı basın' yine bu olayı görme-
mezlikten geliyor, tıpkı Suudi Arabistan'daki 'vahşe-
ti' görmedikleri gibi.
BSP Genel Başkan Yardımcısı Necmi Demir'le
konuştuk dün sabah. Demir, yaşanan acının kamu-
oyuna bir kez daha aktarılmasını istedi.
Bu b'r insanlık dramıydı ve Türkiye, Bosna'da'Sırp
milliyetçiliği'ne karşı çıkarken kendi ülkemize sığı-
nan Iranlılara da 'insan hakklan'nın evrensel boyu-
tunu sağlaması gerekirdi.
130 iranlı ülkelerine dönmemek için direniyor...
Acaba bu konuda, insan haklarından söz edenler
niye susmayı yeğliyor, tıpkı şeriatçı basın gibi olayı
görmemezlikten geliyor?
T
ansu ÇUIer, DYP tstanbul İl
Kongresi "ni rakipsiz kazandı. Bu
kongrede yaptığı konuşma, Hü-
samettin Cindoruk'un ve Süley-
man Demirel'in tepkilerini çek-
ti. İstanbul'u rakipsiz kazanan
Çiller'in partiyi tümüyle ele geçirmesine ve
rakiplerini altetmesine, partiyi yakından tanı-
yan çevTelerce kesin gözüyle bakılıyor. Bu
partinin kurulmasında ve büyümesinde çok
büyük ağırlıklan olan iki liderin Çiller'e par-
tiyi kaptırmalan olasılığı. siyaset dünyasında
yeni ve önemli bir gelişme olarak ön plana
çıktı.
Çiller, siyaset dünyasının iki kurdu Demi-
rel ve Cindoruk'u nasıl yeniyor? DYP gibi ge-
leneksel bir partinin geleneksel önderlerini,
siyaset dünyasında çok yeni bir aceminin al-
tetmesini açıklamak oldukça zor.
Rakipsiz lider
Çiller, siyasete 1991 yılının Ekim ayında
DYP'ye üye olarak başlıyor. Aynı yılın Kasım
ayında Demirel'in desteğiyle milletvekili se-
çilıyor ve ardından bakan oluyor. 1994 yılm-
da da DYP'ye Genel Başkan seçiliyor ve Baş-
bakanlık koltuğuna oturuyor.
Çiller'in siyaset acemisi olduğuna ilişkin
hemen her gün gazetelerde bir haber yer aldı.
Konuşmalannda kırdığı potlar. birçok konu-
da ülkeyi tanımaması gibi örnekler aktanldı.
Işte bu acemı politikacı, şimdi DYP'nin rakip-
siz lideri haline geliyor.
Siyaset dünyasını yakından izleyenler, Çil-
Tansu Çiller DYP'de neden kazanıyor
ler'in bu noktaya nasıl geldiğini tahlil etmeye
çalışıyorlar. Kimine göre Tansu Çiller, ıktida-
nn nimetlerini ıyi paylaştırdığı için muhalif-
lerini birer ikışer dize getirdi.
Çok pragmatik olması ve günün gerektirdi-
ği ilerlemeleri ve geri çekilmelen iyi yapabil-
mesi de başan şansını artırdı. DYP'nin eski
kurmaylannın bir kısmı ise kişisel sohbetler-
de, Çiller'in ABD desteğıni arkasına aldığın-
dan söz ediyorlar. Israrcı ve dediğinı yaptır-
mak için bir konuyu ılk hamlede yapamazsa
uygun koşullarda yeniden gündeme getiren
takipçiliğının de bu gelişmede rol oynadığını
öne sürenler var.
Bunlann hepsi doğru olabilır. Ama bunlar,
bir kimsenin kısa sürede kurtlar sofrasında baş
köşeye oturmasını açıklayamaz. Daha global
etkenler olması gerek. Tansu'yu güçlendiren,
kendi dışında, fakat onunla birleşen başka ne-
denlerin harekete geçmış olması lazım.
Bunlar neler olabilir?
Tansu Çiller'in durduğu yer çok önemli. O,
Türkiye'nin polıtıkalannm uygulandığı icra-
atın başında. Türkiye'nin iç ve dış, siyasi. eko-
nomik, güvenlik ve buna benzer birçok ilişki-
sinin tayin edildiği yerde duruyor. ABD ile
ilşkiler, Gümrük Birlıği, NATO, IMF gibi ku-
rumlann baş muhatabı Çiller. Ülke içinde
önemli ağırlıklan olan TÜSİAD, Iktisadi Kal-
kınma Vakfı. Türkiye Odalar ve Borsalar Bir-
liği gibi önemli burjuva kuruluşlannın muha-
tabı da Çiller. Bunlarla yüzyüze geliyor, bun-
lann isteklerini ve taleplerini dinliyor ve bun-
larla yürüttüğü ilişkıleri ülke içindeki denge-
lerle hesaplayan birpolitikayı izlemek >
r
üküm-
lülüğünde bulunuyor. Bunu daha önce de di-
ğer burjuva politikacılan yapmıştı. Süleyman
Demirel de Turgut Ozal da benzer bir yol iz-
leyerek yöneticilik yaprruşlardj. Zaten Batı'ya
yüzünü dönmüş bir Türkiye'nin başında bu-
lunan kişinin başka seçeneğı de yoktur.
Çiller'in misyonu
Çiller, Sovyetler'ın çöküşüyle birlikte orta-
ya çıkan ABD merkezli yeni dünya düzenin
Türkiye ayağında duruyor. Burada Çiller'in
kişisel özellikleri ve şahsi yetenekleri birinci
dereceden önemli değil. Önemli olan üzerin-
de oturduğu denklem içinde ona çizilen rota-
nın ne olduğudur.
Yeni dünya düzeninde Türkiye'ye biçilen
görev, Ortadoğu'da istikrarlı, Batı yanlısı bir
devlet olmasıdır. Türkiye'nin şu andaki duru-
mu itibanyla başka seçeneği de yoktur. Bu gö-
revin yenne getınlmesi için Batı. Türkiye'nin
siyasi ve yasal yapısının değişmesinin zorun-
lu olduğunudüşünüyor. Batı'nınbuistekleriy-
le, Türkiye büyük burjuvazisinin büyüme ve
yeniden şekillenme ihtiyacı da üst üste çakı-
şıyor. Bunun üzerine ABD, Avrupa, TÜSIAD,
TOBB ve İKV'nin de içinde yer aldığı birgüç-
ler ağı Türkiye'yi değişime zorluyor. Özellik-
le son on yıl içinde büyük bır büyüme yaşa-
yan. kârlannı ve kazançlannı olağanüstü bü-
yüten iş çevreleri, bu değışimin istekçileri ve
destekçileri arasında yer alıyor
Son yıllarda Kürt sorunu ve kırlık bölgeler-
deki yoksullaşma nedeniyle ortaya çıkan hız-
lı şehirleşme, bir yönüyle büyük kültürel ve
sosyal kaos yaratırken. bir yönüyle değişimi
zorlayan yeni bir dinamik haline dönüşüyor.
Kargaşa ve kaos içinde eski ilişkilerin yenni
yeni ve çok farklı iktisadi, sosyal ve kültürel
ilişkiler alıyor. Kürtler. Aleviler, lslamcılar,
bu kaos içinde değişimi kendi istekleri yönün-
de zorluyorlar.
Tansu Çiller bu tablonun üzerinde oturuyor
ve politika yapıyor. Siyasi partiler ve TBMM
ise farklı siyasi yapılann ve gelişmelerin so-
nucu oluşmuştu. Bütün siyasi partiler 12 Ey-
lül koşullannda ve 1982 Anayasası'nm çizdi-
ği çerçeve içinde kuruldular ve onlann maya-
sında 12 Eylül hamuru tayin edicı bir iz yap-
mış durumda. Parlamentonun yapısı da ben-
zer bir gelişmerun ürünü olarak şekıllendi.
Türkiye'nın gelişme ihtıyaçlanyla parla-
mentonun ve partilerin bugünkü yapısı çeliş-
me içinde. 12 Eylül'ün çizdiği yasal ve siyasi
çerçeve, ne Türkiye'nin yönünü döndüğü Ba-
tı standartlanna uyuyor, ne de Türkiye'nın ge-
lişme doğrultusuna.
Tansu Çiller, kendi iradesinin çok ötesinde
bu denklem içinde icranın başı olarak bir ro-
taya oturdu. Bu rota, ABD, Gümrük Birliği,
NATO, IMF. TÜSİAD. İKV ve TOBB'nin is-
teklerinde ortalamasını bulan Batı yarüısı ro-
ta. Demirel, Cindoruk ve Mesut Yümazise.
Tansu karşıtı bir yerde durduklan için. bu çiz-
ginin karşısına dikildiler ve parlamentonun 12
Eylülcü ağırlığına sırtlannı dayamayaçalıştı-
lar. Türkiye ise 12 Eylül'den çıkişa doğru zor-
lanıyor.
Değişimin sözcüsü değil
Tansu Çiller, icranın başında olduğu için 12
Eylülcü bir çerçeveden yararlanarak başladı-
ğı siyasi hayatını, kendi iradesinin çok ötesin-
deki etkenler nedeniyle başka bir yöne çevir-
meye zorlandı. Ama onun yöneldiği tarafin is-
tekleri ve ağırlıklan gelişmeye ve kazanmaya
daha uygundu. Bu nedenle Tansu kazanıyor,
Demirel, Cindoruk ve Mesut Yılmaz kaybe-
diyor. Tansu Çiller, değişim ıhtiyacının sözcü-
sü vetemsilcısi değil. O. bırzorunluluğun uy-
gulayıcısı. Asıl değışım ihtıyacının temsilci-
leri, sokaklarda hak arayan emekçiler, Kürtler,
Aleviler ve yaşamı zorlaşan ve demokrasi ara-
yışı içinde olan geniş kitleler.
Çiller, bir büyük burjuva partısi içinde artık
değişmesi gereken bir sürece hasbelkader
denk gelmiş acemı bir politikacı. Amaonuet-
kileyen ve itekleyen gereksinmeler ve kuvvet-
ler Demirel 'den daha güçlü. Tansu Çiller, onun
için kazanıyor