03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 AĞUSTOS 1995 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Mumcu panoları itımal edildi • İstanbul Haber Servisi - Harbiye'deki Uğur Mumcu panolan. bakımsızlıktan harap olmuş dunımda. Şişli Belediyesi'nin Uğur Mumcu anısına yerleştirdiği panolardaki resimler, doğa koşullannın etkisiyle yırtılmış, hatta biri tanınmaz hale gelmiş. Aynca, pleksiglastan yapılan panolann kınlmış, pano çerçevelerinin de son derece bakımsız olması. yurttaşlann tepkisine neden oluyor. Askerlik de meımıpluktan sayılacak • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Memurlarda muvazzaf askerlikte ve yedek subaylık okul devresinde geçen süreler de kamu hizmetinden sayılarak yıllık izinlerde dikkate alınacak Resmi Gazete'nin dûnkü sayısında yayımlanan Maliye Bakanlığı Devlet Memurlan Kanunu Genel Tebliği'ne göre, yıllık izinlerin tamamının veya bir kjsmının ait olduğu yıl içinde kullanılmaması durumunda. kullanılmayan yıllık izin bir sonraki yılın izniyle birlikte, toptan veya kısım kısım kullanılabılecek. 12PKKIİ öldürüldü • DİYARBAKIR (AA) - Güvenlik güçlerince Güneydoğu'da sürdürülen operasyonlar sırasında bölge genelinde 12 terörist öldürüldü. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nden yapılan açıklamaya göre Hakkâri'nin Çukurca ilçesi kırsal kesiminde çıkan çatışmada biri kadın 7, Van- • Tarvan karayolunda önceki gün yolcu otobüsünü yakan 3, Bitlis'in Mutki ilçesi Ikizler köyü ile Diyarbakır'ın Lice ilçesi Yorulmaz köyü yakınlannda birer terörist öldürüldü. Tünk-İş'e eylem soruşturması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Cumhuriyet Başsavcıhğı, Türk-îş Başkanlar Kunılu üyeleri hakkında. 5 ağustosta Ankara'da yapılan mitıng ve 8 ağustosta yurt genelinde gerçekleştirilen iş bırakma eylemi için soruşturma açtı. Eminönü işçileri Ankara'da • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eminönü Belediyesf nce ışlerine son verilen DtSK'e bağlı Genel- Iş Sendıkası üyesi işçiler, Ankara'da açlık grevine başladılar. Genel-tş Sendikası Genel Başkanı lsmail Hakkı Önal, düzenlediği basın toplantısında. açlık grevi yapan 3 işçinin zarar görmesi halinde yanıtlannın çok sert olacağıru bildirdi. Gözaltında tecavüz davası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ekiplerince gözaltına alınan Leman Çelikaslan, çınlçıplak bağlandıgı ormanlık bir alan ile emniyette polislerin cinsel saldmlanna hedef olduğunu iddia etti. Yazıh açıklaması İHD'den basına fakslanan Çelikaslan, hedef olcuğu saldınlann, devletin biljjçli ve sistemli uygulamalan olduğunu sa\undu. T1T muhabiPi Gilcü öldü • ANKARA (Cumhuriyet BÜTOU)-TRT Haber Mtrkezi muhabirlerinden Hdcan Gülcü, dün evinde öli bulundu. Evde inceleme yasan Ankara Cumhuriyet Sacısı Metin Ölmez, olayın inthar olduğunu ve so"uşturmanın södürüldüğünü söyledi.. 19*8 yılından bu yana TTT'de göre\ yapan Gülcü, sa-aş muhabirlıği alanında baanlı haberlere ımza atnıştı. Eski DYP istanbul 11 Başkanı Orhan Keçeli, parti içi muhalefeti tırmandınyor DYP'de alternatifkongreİstanbul Haber Servisi- Başbakan Tan- su Çiller'e muhalif olduklan gerekçesiyle partıden uzaklaştınldıklannı öne süren es- ki DYP İstanbul 11 Başkanı Orhan Keçeli ve arkadaşlan, altematif kongre yapma ka- ran aldılar. Genel merkeze 'postudekiinne- meye'kararlı olduklannı belirten Keçeli. yeni seçilecek il ve ilçe başkanlannın göl- ge olmayacağı görüşünü savunarak "Asıl gölge onlar. Gerçek olan biziz. Bizim gölge- miz bile onlara yeter"dedi. DYP tstanbul II Kongresi'ni protesto ederek katılmayan Orhan Keçeli ve arka- daşlan dün İstanbul Akgün Otel 'de bir ara- ya gelerek durum değerlendirmesi yaptılar. Toplantıya katılanlar konuşmalar sırasında sık sık DYP Genel Sekreteri Şinasi Ahı- ner'i yuhalarken parti yönetimine duyduk- lan tepkiyi ise 'aşağdıklar' ve 'sahtekârlar' sözleriyle dile getirdıler. Toplantının açış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Demirel ve TBMM Başka- nı Cindoruk'a yakınlığıyla bilinen Keçeli. geçen hafta Başbakan Tansu Çiller'in açış konuşmasıylabaşlayan ve muhaliflenn ka- hlmadığı tstanbul il kongresinın yasal ol- madığını söyledi. Kendi partileri tarafından haksızlığa uğradıklannı savunan Keçeli. Çiller'in talimatı üzerine il kongresinden önce yaklaşık 200 bin kişinin üye kaydının silindiğini vurguladı. DYP'lilerin sanıldığı ra söz alan Deniz Ticaret Odası Başkanı Cengiz Kaptanoğlu da aıtık DYP'lilerin ku- zu olmadığını \e haklannı alabilmek için sonuna kadar mücadele edeceklerini söy- ledi. Ddnci bir kongre Orhan Keçeli, "Asıl gölge onlar, gerçek olan biziz" dedi. (YASEMÎN KOYUTÜRK) gibi 'kuzu' olmadığını ifade eden Keçeli, bu tür haksızlıklann önüne geçmek için so- nuna kadar mücadale edeceklerini belirtti. Keçeli, "Çünkü, Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel veTBMM Başkanı Hüsamet- tin Cindorukbize haksızlıklann üzerine git- me>i öğrettT dedı. DYP Genel Merke- zi'ndeki kişileri •ihtilaki' olarak da nitele- yen Keçeli, 12 Eylül döneminde bile bu ka- dar kötülük yaşamadıklannı dile getirerek "Bize en büyük kötülüğü hak ve hukuktan bahseden kendi partimiz yapü" dedi. Keçeli, ışgal gibi eylemlere karşı olduk- lannı, ancak açlık grevi yapanlan da des- tekleyeceklerini söyledi. Parti içindeki hukuksuzluklann sonaer- mesi için genel merkezle 'dişediş'mücade- le edeceklerini vurgulayan Keçeli, 'postu dekürmemeye' kararlı olduklannı ve La- hey'deki Adalet Divanı'na bile gıdebile- ceklerini ifade etti. Geçmışte Çiller'i mil- letvekili yapmakla eşi Ozer Çiller'i ise II Idare Heyeti'ne almakla büyük bir hata yaptıklannı da itıraf eden Keçeli, "Parti- miz, teşkilaö olmadığı için Giresun'da yu- halandi. Bu işin peşini bırakmavacağız. Bi/ daha mafya demedik. Mafya dersek 1982"denbaşlanz"diyekonuştu. Dahason- Istanbul İl Kongresi'nin yasal olmadı- ğını belirterek "kara devrim' olarak nitele- yen Kaptanoğlu, "Biz köküne kadar DYP'liyiz ve sonuna kadar da bu böyle ola- cak. Biz kuzu değilizr 'dedi. Kaptanoğlu ko- nuşmasında ikinci bir kongre yaparak göl- ge il ve ilçe başkanlannın seçilmesıni öner- di. Keçeli tarafından oylamaya sunulan öneri salondakiler tarafından oy çokluğuy- la kabul edildi. Toplantı sonunda alınan kararlar bir so- nuç bildirgesi olarak salondakilere okundu. Toplantıda, DYP Genel Sekreteri Şinasi Al- tıner'in kabinede bir değışiklik yapılması halinde bakan olarak önerilirse bunun ka- bul edilmemesi içiri Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel ile görüşülmesi de karara bağlandı. Sonuç bildirgesinde alınan ka- rarlann hayata geçirilmesi için ise Orhan Keçeli, Cengiz Kaptanoğlu. HulusiTurgut, Muhsin Divan, Nilay Karadağ, Erdoğan Adalu Feridun Bayoğlu, Tevfik Ertüzün ve Güner Gürol'dan oluşan bir heyet oluş- turuldu. ERKEN SEÇİM ANAP pes etti• ANAP Grup Başkanvekili Aşık, "Kamuoyunun bu kadar duyarsız kaldığı bir ortamda, seçimi beklemekten başka çaremiz kalmadı" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - ANAP Grup Başkanve- kili Eyüp Aşık, anayasanın, ara seçim konusunda "göz göre gö- re" çiğnendiğini, basın ve ka- muoyunun duyarsız kaldığını, anayasa ihlalini önlemek için partisinin başlattığı girişime destek bulunamadığını belirte- rek "genel seçünlere kadar bek- lemekten başka çare kalmadığı- nı" söyledi. ANAP Grup Başkanvekili Eyüp Aşık, Meclis'te yeterli ço- ğunluğa sahip olmadıklan için başlattıklan hiçbir girişimden sonuç alamadıklannı söyledi. Partisinin, bu nedenle soruştur- ma önergesi de'vermeyeceğini belirten Aşık, "Kamuoyunun, basının bu kadar duyarsız kaldı- ğı bir ortamda, genel seçimi bek- lemekten başka çaremiz kalnu- yor" dedi. Yflce Divan tehdidi Genel seçımde herkesın bo- yunun ölçüsünü alacağını söyle- yen Aşık, iktidara geldikleri za- man da koalisyon iktidan döne- mindeki her türlü yolsuzluk, partizanlık, rüşvet olaylan ile anayasa ve yasa ihlallerinin he- sabmı soracaklannı bildirdi. Aşık. o zaman bugünkü iktidar partilerinin Yüce Divan'dan kurtulamayacağını söyledi. ANAP Grup Başkanvekili CM- tan Sunguriu da aynı görüşleri savunarak "DYP başından beri açıkça "Anayasayı ihlal edece- ğim' diyor. CHP. bugüne kadar 'Ara seçim zorunluluktur' der- ken, bugün çeşftli bahanelerle sö- zünden dönerekfark ediyor. Bü- tün bunlara basın da hiç sesini çı- karmryor. Şündi biz ne yapahm da sesimizi duyurahm'"dıye ko- nuştu. Oltan Sunguriu. bu du- nımda yapabilecekleri en doğru işin, iktidan halka şikâyet etmek olduğunu söyledi. Arif Sağ, Hacıbektaş'ta 'İçinizden kini atın' diyen Cumhurbaşkanı'nı yanıtladı: Demirel adresleri karıştırıyor MtYASE İLKMJR HACIBEKTAŞ- Geleneksel "Hacı Bektaş Veü'yi Anma Törenleri"ne dün kültür sanat etkinlikleriyle devam edildi. Konser öncesin- de bir konuşma yapan Arif Sağ, önceki gün Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel' in "Gön- lüniizden kini, geçmişteki ezUmişlikieri, düş- manlıklan atın" şeklindeki sözlerini 'adres kanşıkhğı' diye nıteledı. Törenlerin ikinci gü- nünde tam anlamıyla 'bikiiri savaşlan'na tanık olunurken ilçedeki 'nüfus patlaması'ekmek sı- kıntısına yol açtı. Hacı Bektaş Veli'yi Anma Törenlen'nin açıhşını yapan Belediye Başkanı MustafaÖz- dvan'ı. Alevi BektaşiTemsilcilerMeclisi üye- len konuşmasından ötürü kutladılar ve kendi- sine teşekkürettiler. Belediye konferans salo- nunda 'Dünden Bugüne Anadohı Halk Hare- ketleri' ve 'Türkiye'de Laiklik' konulu panel- ler yapıldı. Toplantıya panelist olarak Abdul- lah Tekin, Nejat Birdoğan, Reha Çamuroğiu, Hacı Bektaş VeU'>i Anma Törenleri'nde bu yıl nostalji >aşandı. (Fotoğraf: TARIK TINAZAY) Alevi derneklerinden ortak uyan: laiklik ve demokrasiyleyaşar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Ankara'dakj Alevi dernekkn, dev- letin köktendinci akımlara verdiği ödünlere dikkat çekerek, cumhuri- yetle birlikte elde edılen toplumsal kazanımlann kaybedılmeye başlan- dığı uyansındabulundular. Türk-ts- lam senteziyle şeriatçılığın devleti tepeden ele geçirmeye çalıştığını kaydeden dernekler, Anadolu'daki toplumsal çeşıtliliğin ancak laiklik ve demokrasiden ödün verilmeksi- zin sağlanabileceğine dikkat çekti- ler. Halk Ozanlan Kültür Derneği, Tunceli Kültür Derneği. Pir Sultan Ankara Şubesi, Kızılırmak Dergisi, Çağdaş Yozgatlılar Derneği. tmran- h Kültür Dayanışma Derneği, Batı Kent Düşün ve Sanatevi, Çorum Kültür Dayanışma Derneği. Dıvri- ği Kültür Demeği ve Bahadın Kül- tür Demeği'nce dün yapılan ortak basın açıklamasında, Diyanet lşleri Başkanlığı'nın. devlet bütçesinden önemlı ölçüde beslendiği ve şeriata altyapı oluşturulduğu kaydedıldi. Açıklamada, 1950'li yıllardan be- ri dinci kesimlere \ erilen politik ta- vizlerin, 1980'li yıllardan sonra ye- ni biraşamaya ulaştığı v urgulanarak "1982 Anayasası'na din ve vkdan özgürlüğü konmakla birlikte, bir yandan da okullara zorunlu din dersleri konulmuştur. İmanı hatip Kseleri, Kuran kurslan çığgibi çogal- Aziz Valçın ve Şaheser Özkaya katıldı. Panel- den sonra gazetemız yazan Prof. Dr. Toktamış Ateş bir konferans verdi. Törenlere katılan ya- zarlar da standlarda kitaplannı imzaladılar. istanbul Rumelihisan'ndaki konserlerini ta- mamlayan Arif Sağ da üç ayn konserle tören- lere renk kattı. Sağ, konserler öncesinde yap- tığı konuşmada Demirel'in önceki günkü "Gönlünüzden kini, geçmişteki ezUmişlikieri, düşmanlığı abn"şeklindeki sözlerini yanıtla- dı. Sağ şöyle konuştu: "Sayın Demirel adres- leri kanşürdL' Içınızdeki ki- ni atın' diyeceği yer burası değildir. O lafin söyleneceği yer Maraş'tır, Sıvas'ür, Ço- rum'dur, Gazi Mahallesi'dir. Buradaki insanlann yüre- ğinde kin yoktur, nefret yok- tur. Yüreği sevgi dolu bu in- sanlann tarihte yaptiklan bir tek katliam ve cana kast olayı yoktur. O yüzden bu sözlerin muhatabı biz deği- Bz." Marksist sol gruplann ön- ceki yıllarda pek rağbet et- medikleri "Hacı Bektaş Ve- li'yi Anma TörenlerTnde bu yıl 'nostalji'yaşandı. Kızüır- mak, Kervan, AbJım, Çağ- daş Zülfıkâr ve Partizan Se- si dergisi taraftarlanyla Av- rupa Alevi Birliklen Fede- rasyonu, Tunceli Kültür Der- neği, Pir Sultan Abdal Der- neği, Divriği Kültür Derne- ği ile Çorum Kültür ve Da- yanışma Derneği üyeleri so- kaklarda bildiri dağıtarak görüşlerini kamuoyuna du- yurma uğraşı verdiler. Anma törenleri nedeniyle olağanüstü güvenlik önlem- leri alınırken ilçeye giren çı- kan tüm araçlann plakalan- nın kaydedildiği, şüpheli gö- riilenlerin kımlik kontrolle- tılmış, beş katlı dairelerde bile hıes- cider ya>gınlaştırılmak istenmiş- tir"dendı. Ünıversıteye giriş sına- vında meslek lisesi sayılan imam- hatip okulianna yüzde 30 puan ar- tışı sağlanmasını eleştiren dernek- ler, "Cumhuriyetle kazanıhnış top- lumsal haklar kaybedilmekle karşı karşıya bırakılmıştır. Ülkemiz çeşit- li uygarhklara beşiklik etmiş, değişik kültürlerden, uluslardan din ve mez- heplerin yan yana yaşadığı bir mo- zaiktir. Bu mozaik ancak laiklik ve demokrasi harcıvla birlikte yaşan- labilir" uyansında bulundular. Ale- vi örgütleri, Diyanet lşleri Başkan- lığı ile zorunlu din dersi uygulama- sının kaldınlmasını istediler. nnın yapıldığı gözlendı. Bu arada anma törenlerine ka- tılmak için yurdun dört bir yanından Hacıbektaş'a akın edenlerle ilçe nüfiısunda bir patlama yaşanırken ekmek gereksinmesinin karşılan- masında güçlük çekildi. tl- çenin tüm finnlannın 24 sa- at üretım yapmalan da bu güçlüğün aşılmasına yetme- di. Ekmek alabilmek için sa- atlerce kuyrukta beklenme- si gerekti. Konuklannı ağır- lamak için ilçe halkının tüm olanaklannı seferber etme- si, Kızılay' ın 1000 çadır ver- mesi de yetersiz kaldı. NOTLAR / ORAL ÇALIŞLAR POLTltKA GÜNLÜGÜ HİKMET ÇETİNKAYA Hokkabaz Kim?.. Şeriatçı basın bekledi bekledi ve sonunda tuma- yı gözünden vurdu'... Birtanesinin başlığı şöyle: 'ABD hokkabazlan...' Diyor ki: "Suudi Arabistan kadısının ABD'yi protesto et- menin küfür olduğuna hükmetmesini alkışlayan ma- lûm medya, aynı kadının uyuşturucu kaçakçılığı ile ilgilı karannı bahane ederek İslama ve şeriata sövü- yor..." Bu gazete aslında Suudi Arabistan yönetimine karşıdır. Zaman zaman yazarlan, Suud yönetiminin ABD ile işbirliği yaptığını da gündeme getirirler. Şim- di 'iki arada bir derede' kaldılar, işin içinden çıka- mıyorlar. Suudi Arabistan'da dört Türk'ün başlarının kılıçta kesılmesi karşısında 'altı gündür' susan şeriatçı ba- sın, olayı bir başka yöne çekmek için çabalıyor. Ka- ra sakallı, yazarlan da bir o yana bir bu yana gidip geliyoriar. Ne yapacaklarını bilmiyorlar. Şeriatçı gazete bakın ne diyor: "Suudi Arabistan'da uyuşturucu kaçakçılığı ya- pan dört Türk'ün idam edilmesini bahane eden ba- zı gazeteler, iki gündür şeriat aleyhinde yayın yapı- yortar..." Şeriatçılann oyunu bozuldu. Ülkeyi ortaçağın ka- ranlığına götürmek isteyen 'yobazlann' gerçek yüz- leri bir kez daha ortaya çıktı. Böyle olunca ne olur? Tarkan'ın şarkısında olduğu gibi 'şıkıdım şıkı- dım'olur, amaçlan sapır sapır ortahğa dökülür... • • • Şeriatçı gazeteye göre Suudi Arabistan'daki ola- yı ABD kışkırtıyor... Gelin haberi okuyalım: "Sudan'dakı şeriat yönetimine karşı savaşan El Karang hareketine destek veren Suud yönetiminin, kendi ülkesinde Müslüman halk nezdinde meşruiyet kazanmak için göstermelık idamlar gerçekleştirme- si, Amerikan destekli bir Islam karalama propagan- dası olarak nitelendiriliyor. Körfez Savaşı sırasında ülkesinde bulunan Amerikan askeherinden fuhuş ve uyuşturucu müptelalanna hiçbir ceza veremeyen Suud Krallığı, dört ay önce Suud'da şeriat talebin- de bulunan alimleri tutuklamıştı." Aynı gazetede Abdurrahman Dilipak da Suudi Arabistan'daki dört Türk'ün başlannın kılıçla kesile- rek idam edilmesini şöyle değerlendiriyon "...Ben Suudi Arabistan 'da Islami kurallann geçer- li olduğunu ve Suudiyönetiminin Islami birnitelik ta- şıdığını, islami bir endişe taşıdığınıda sanmıyorum. Bu uygulamanın da Islami bir kılıfiçinde sunulan ör- fi bir uygulama olduğunu düşünüyorum. Hatta bu yargılamanın çok ciddi yapıldığını da sanmıyorum. Bu cezalann da adalet kaygusundan çok siyaset icabı verildiğini düşünüyorum. Ama bu olayı baha- ne eden basın bir başka cinayet işleyerek Islami ve Müslümanlan suçlama yoluna gitmektedir..." Şeriatçı basının iki kimliğı var ülkemizde. Birinci- si: Müslüman adam öldürmez. illegal terör örgütü kurmaz. Ikincisi: Bu örgütleri, bu cinayetleri ABD ve Israıl planlar, sırf şeriatı önlemek için. Bu bir yutturmacadır, oyundur, kandırmacadır, hi- ledir, yani 'takıyye'dir. Aynı oyun, Suudi Arabistan'da dört Türk'ün idam edilmesinin kamuoyunda tepki doğurması üzerine yeniden ısıtılıp 'savunma silahı'na dönüştürülüyor: "Suud yönetimı gerçek şehatçıları zindanlara atı- yor; Suudyönetimi göz boyamak için dört Türk'ü öl- dürüyor; işin içinde ABD ve Israil var..." • • * Biıieşık Sosyalist Parti (BSP) Genel Merkezi'nde 130 iranlı mülteci oturma eylemi yapıyor. iran'daki 'molla rejimi'nden kaçan bu insanlar, ülkelerine ge- ri gönderilmemeleri için direniyor. Eğerbu insanlar Türkıye tarafından ülkelerine '/a- de' edilirlerse biliyorlar ki orada zindanlarda çürüye- cekler ya da öldürülecekler. Günlerdir gazetelerde bu konuya ilişkin haberler yer alıyor. Ama 'şeriatçı basın' yine bu olayı görme- mezlikten geliyor, tıpkı Suudi Arabistan'daki 'vahşe- ti' görmedikleri gibi. BSP Genel Başkan Yardımcısı Necmi Demir'le konuştuk dün sabah. Demir, yaşanan acının kamu- oyuna bir kez daha aktarılmasını istedi. Bu b'r insanlık dramıydı ve Türkiye, Bosna'da'Sırp milliyetçiliği'ne karşı çıkarken kendi ülkemize sığı- nan Iranlılara da 'insan hakklan'nın evrensel boyu- tunu sağlaması gerekirdi. 130 iranlı ülkelerine dönmemek için direniyor... Acaba bu konuda, insan haklarından söz edenler niye susmayı yeğliyor, tıpkı şeriatçı basın gibi olayı görmemezlikten geliyor? T ansu ÇUIer, DYP tstanbul İl Kongresi "ni rakipsiz kazandı. Bu kongrede yaptığı konuşma, Hü- samettin Cindoruk'un ve Süley- man Demirel'in tepkilerini çek- ti. İstanbul'u rakipsiz kazanan Çiller'in partiyi tümüyle ele geçirmesine ve rakiplerini altetmesine, partiyi yakından tanı- yan çevTelerce kesin gözüyle bakılıyor. Bu partinin kurulmasında ve büyümesinde çok büyük ağırlıklan olan iki liderin Çiller'e par- tiyi kaptırmalan olasılığı. siyaset dünyasında yeni ve önemli bir gelişme olarak ön plana çıktı. Çiller, siyaset dünyasının iki kurdu Demi- rel ve Cindoruk'u nasıl yeniyor? DYP gibi ge- leneksel bir partinin geleneksel önderlerini, siyaset dünyasında çok yeni bir aceminin al- tetmesini açıklamak oldukça zor. Rakipsiz lider Çiller, siyasete 1991 yılının Ekim ayında DYP'ye üye olarak başlıyor. Aynı yılın Kasım ayında Demirel'in desteğiyle milletvekili se- çilıyor ve ardından bakan oluyor. 1994 yılm- da da DYP'ye Genel Başkan seçiliyor ve Baş- bakanlık koltuğuna oturuyor. Çiller'in siyaset acemisi olduğuna ilişkin hemen her gün gazetelerde bir haber yer aldı. Konuşmalannda kırdığı potlar. birçok konu- da ülkeyi tanımaması gibi örnekler aktanldı. Işte bu acemı politikacı, şimdi DYP'nin rakip- siz lideri haline geliyor. Siyaset dünyasını yakından izleyenler, Çil- Tansu Çiller DYP'de neden kazanıyor ler'in bu noktaya nasıl geldiğini tahlil etmeye çalışıyorlar. Kimine göre Tansu Çiller, ıktida- nn nimetlerini ıyi paylaştırdığı için muhalif- lerini birer ikışer dize getirdi. Çok pragmatik olması ve günün gerektirdi- ği ilerlemeleri ve geri çekilmelen iyi yapabil- mesi de başan şansını artırdı. DYP'nin eski kurmaylannın bir kısmı ise kişisel sohbetler- de, Çiller'in ABD desteğıni arkasına aldığın- dan söz ediyorlar. Israrcı ve dediğinı yaptır- mak için bir konuyu ılk hamlede yapamazsa uygun koşullarda yeniden gündeme getiren takipçiliğının de bu gelişmede rol oynadığını öne sürenler var. Bunlann hepsi doğru olabilır. Ama bunlar, bir kimsenin kısa sürede kurtlar sofrasında baş köşeye oturmasını açıklayamaz. Daha global etkenler olması gerek. Tansu'yu güçlendiren, kendi dışında, fakat onunla birleşen başka ne- denlerin harekete geçmış olması lazım. Bunlar neler olabilir? Tansu Çiller'in durduğu yer çok önemli. O, Türkiye'nin polıtıkalannm uygulandığı icra- atın başında. Türkiye'nin iç ve dış, siyasi. eko- nomik, güvenlik ve buna benzer birçok ilişki- sinin tayin edildiği yerde duruyor. ABD ile ilşkiler, Gümrük Birlıği, NATO, IMF gibi ku- rumlann baş muhatabı Çiller. Ülke içinde önemli ağırlıklan olan TÜSİAD, Iktisadi Kal- kınma Vakfı. Türkiye Odalar ve Borsalar Bir- liği gibi önemli burjuva kuruluşlannın muha- tabı da Çiller. Bunlarla yüzyüze geliyor, bun- lann isteklerini ve taleplerini dinliyor ve bun- larla yürüttüğü ilişkıleri ülke içindeki denge- lerle hesaplayan birpolitikayı izlemek > r üküm- lülüğünde bulunuyor. Bunu daha önce de di- ğer burjuva politikacılan yapmıştı. Süleyman Demirel de Turgut Ozal da benzer bir yol iz- leyerek yöneticilik yaprruşlardj. Zaten Batı'ya yüzünü dönmüş bir Türkiye'nin başında bu- lunan kişinin başka seçeneğı de yoktur. Çiller'in misyonu Çiller, Sovyetler'ın çöküşüyle birlikte orta- ya çıkan ABD merkezli yeni dünya düzenin Türkiye ayağında duruyor. Burada Çiller'in kişisel özellikleri ve şahsi yetenekleri birinci dereceden önemli değil. Önemli olan üzerin- de oturduğu denklem içinde ona çizilen rota- nın ne olduğudur. Yeni dünya düzeninde Türkiye'ye biçilen görev, Ortadoğu'da istikrarlı, Batı yanlısı bir devlet olmasıdır. Türkiye'nin şu andaki duru- mu itibanyla başka seçeneği de yoktur. Bu gö- revin yenne getınlmesi için Batı. Türkiye'nin siyasi ve yasal yapısının değişmesinin zorun- lu olduğunudüşünüyor. Batı'nınbuistekleriy- le, Türkiye büyük burjuvazisinin büyüme ve yeniden şekillenme ihtiyacı da üst üste çakı- şıyor. Bunun üzerine ABD, Avrupa, TÜSIAD, TOBB ve İKV'nin de içinde yer aldığı birgüç- ler ağı Türkiye'yi değişime zorluyor. Özellik- le son on yıl içinde büyük bır büyüme yaşa- yan. kârlannı ve kazançlannı olağanüstü bü- yüten iş çevreleri, bu değışimin istekçileri ve destekçileri arasında yer alıyor Son yıllarda Kürt sorunu ve kırlık bölgeler- deki yoksullaşma nedeniyle ortaya çıkan hız- lı şehirleşme, bir yönüyle büyük kültürel ve sosyal kaos yaratırken. bir yönüyle değişimi zorlayan yeni bir dinamik haline dönüşüyor. Kargaşa ve kaos içinde eski ilişkilerin yenni yeni ve çok farklı iktisadi, sosyal ve kültürel ilişkiler alıyor. Kürtler. Aleviler, lslamcılar, bu kaos içinde değişimi kendi istekleri yönün- de zorluyorlar. Tansu Çiller bu tablonun üzerinde oturuyor ve politika yapıyor. Siyasi partiler ve TBMM ise farklı siyasi yapılann ve gelişmelerin so- nucu oluşmuştu. Bütün siyasi partiler 12 Ey- lül koşullannda ve 1982 Anayasası'nm çizdi- ği çerçeve içinde kuruldular ve onlann maya- sında 12 Eylül hamuru tayin edicı bir iz yap- mış durumda. Parlamentonun yapısı da ben- zer bir gelişmerun ürünü olarak şekıllendi. Türkiye'nın gelişme ihtıyaçlanyla parla- mentonun ve partilerin bugünkü yapısı çeliş- me içinde. 12 Eylül'ün çizdiği yasal ve siyasi çerçeve, ne Türkiye'nin yönünü döndüğü Ba- tı standartlanna uyuyor, ne de Türkiye'nın ge- lişme doğrultusuna. Tansu Çiller, kendi iradesinin çok ötesinde bu denklem içinde icranın başı olarak bir ro- taya oturdu. Bu rota, ABD, Gümrük Birliği, NATO, IMF. TÜSİAD. İKV ve TOBB'nin is- teklerinde ortalamasını bulan Batı yarüısı ro- ta. Demirel, Cindoruk ve Mesut Yümazise. Tansu karşıtı bir yerde durduklan için. bu çiz- ginin karşısına dikildiler ve parlamentonun 12 Eylülcü ağırlığına sırtlannı dayamayaçalıştı- lar. Türkiye ise 12 Eylül'den çıkişa doğru zor- lanıyor. Değişimin sözcüsü değil Tansu Çiller, icranın başında olduğu için 12 Eylülcü bir çerçeveden yararlanarak başladı- ğı siyasi hayatını, kendi iradesinin çok ötesin- deki etkenler nedeniyle başka bir yöne çevir- meye zorlandı. Ama onun yöneldiği tarafin is- tekleri ve ağırlıklan gelişmeye ve kazanmaya daha uygundu. Bu nedenle Tansu kazanıyor, Demirel, Cindoruk ve Mesut Yılmaz kaybe- diyor. Tansu Çiller, değişim ıhtiyacının sözcü- sü vetemsilcısi değil. O. bırzorunluluğun uy- gulayıcısı. Asıl değışım ihtıyacının temsilci- leri, sokaklarda hak arayan emekçiler, Kürtler, Aleviler ve yaşamı zorlaşan ve demokrasi ara- yışı içinde olan geniş kitleler. Çiller, bir büyük burjuva partısi içinde artık değişmesi gereken bir sürece hasbelkader denk gelmiş acemı bir politikacı. Amaonuet- kileyen ve itekleyen gereksinmeler ve kuvvet- ler Demirel 'den daha güçlü. Tansu Çiller, onun için kazanıyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle