Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyel
tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Gene! Yayın Yönetmenı. Orhan Erinç • Dış Haberler Ergan Bılcı • tstıhbarat. Yalçın YayınKurulu ÜtanSttçoktBaşkan).
Genel Yaym Koordinatörü: Hikmet Ç»k>r • Ekonomı: Bülent Klzanlık • Kültür Orhan Erinç, Oktıy Kurtböke,
Ç e t i n k a y a  Yazıişleri Müdürlen. H»ndanŞenköken • Spor Abdülkıdir Yücebnan Özgen Acar, Hikmet Çrtinka>a,
Ibrahiın Ylldız (Sorumlu). Dinç Tayanç • Makaleler Sami K»r»örra •Çe^ın Seyfetthı Şökran Soner. Ergnıı Bıkı, Dinç
• Haber Meıkezi Müdürü: Hakan Kara Turhan • Duzeltme AbduUah\azıcı9Bügı-Be)- T»>aB<i, İbrahim Yıkfaz, Orhan
• Görsel Yönetmen: Fıkret Eser ge Edibe Buğra • Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu Bunalı, Mustafa Balbav
Ankanı Temsikısı: Mustafa Balbav • Haber Müdürû-. MûesseseMödürûErolErkat^Ko-
Doğan AJan Atatibk Bulvan No 125, KaL4, Bakanlıkkr- ordınatör Ahroet Korulsan •
Ankara Tel-4195020 (7 hat). Faks 4195027 •izmırTem- Muhasebe: Büknt Yener • Idare
sılcısıSerdarKmfcH ZıyaBlv 1352 S.2/3Tel: 4411220. Hüseyin Gûrer • lşletme Önder
Faks:4419H7«AdanaTemsılcısı.ÇeÖııVığeD0ğ)u,lnönü ÇeHk»Bügı-tşlem Nailtnal• Bıl-
Cd. H9S.No:lKat:l,Tel 3522550, Faks 3522570 gisayarSısem Mürüvrt Çiler
MEDYA C: • Yönetim M'ÎDYA G: •
Kunılu Başkanı-Genel Yönetım Kunılu
Mudür Gülbiu Erduraa Başkanı - Genel
• Koordinatör Reha Müdur Üstün Ak-
Işıtman # Genel Mudur men # Muıahhas
Yardımcısı Mine Akdağ üye Bora Göoenç
Yavımbyaa ve Basao: Yenı Oûn Hafaer Ajansı, Bastn \e Yayıncılık A Ş
TûttocağıCad39 41Ca|aloghı343î4lst PK 246 Islanbul Tel ı(K212) 512 05 05 (20hatl Faks: (0/212) 513 85 95
18 AĞUSTOS 1995 İmsak: 4.33 Güneş: 6.09 Öğle: 13.15 Ikindi: 17.01 Akşam 20.07 Yatsı: 21.36 MEDYACTel 51407 53 - 513 95 80- 513 8460-61, Faks 5118466
Antalya'da
turizm patiaması
• Haber Merkezi - Yaz
aylannın son günlerine
girdigimiz şu gûnleı'de
Antalya'ya turistler akın
ediyor. Gündüzleri gûneşin
tüm imkânlanm kullanan
turistler, gecelerini ise
disko va barlarda
değerlendiriyor.
(Fotoğraf: AA)
Gökçen, piyango
peklammda
• ANKARA (AA)-
Atatûrk'ün manevi kızı ve
Türkiye'nin ilk kadın
pilotu Sabiha Gökçen,
Milli Piyango tdaresi'nin
30 Ağustos özel çekilişi
için hazırladığı reklam
fîlminde rol aldı.
Gökçen'in ücret almadan
oynadığı reklam filmi, 20
ağustos pazar gününden
itib»aren televizyonlarda
gösterilmeye başlanacak.
Milli Piyango Idaresi (MP)
Genel Müdürü llham
Küsmenoğlu, idarenin '30
Ağustos Zafer Bayramı'
nedeniyle, her yü olduğu
gibi özel çekiliş
dûzenlediğini ve çekilişin
Afyon'da halk huzurunda
yapılacağını bildirdi.
THY'nm gece
seferleri
• DİYARBAKIR (AA) -
Türk Hava Yollan
tarafindan Diyarbakır'dan
Ankara'ya ek gece
seferleri başlatıldı.
Çarşamba günleri hariç
haftanın 6 gûnü
Diyarbakır'dan Ankara'ya
gece 23.30'da uçak
seferleri yapılıyor. Sadece
yaz döneminde geçerli
olan ek seferlerin 17 Eylül
1995 tarihinde sona
ereceği bildirildi. Aynca
Diyarbakır'dan her gün
10.00, 14.45 ve 19.30'da
Ankara ve lstanbul'a üç
ayn uçak seferi
düzenleniyor.
Genç
ekolojistler
• İZMİR (AA) - Avrupa
Çevre ve Gençlik Örgütû
(YEE) ve Gençlik
Aktiviteleri Servisi, dünya
hûkümetlerini, nükleer
projelerden vazgeçmeye,
sivil örgütleri de kendi
hükûmetlerine baskı
yapmaya çağırdı. Avrupa
Çevre ve Gençlik Örgütü
ve Gençlik Aktiviteleri
Servisi tarafindan
Ankara'da düzenlenen ve
iki gün önce sona eren
'Uluslararası Çevre Eğitim
Semineri'nin sonuç
bildirgesi açiklandı.
Avrupah 30 dolayında
genç ekolojistin de
katıldığı seminerin sonuç
bildirgesinde, "dûnyada
nükleer çılgınhğın"
sürmesinden büyük ûzüntü
duyulduğu vurgulandı,
Yeni doktoplar
kura çekiyor
• ANKARA (ANKA)-
SağlıkBakanlığı'nm
kalkınmada öncelikli iller
için belirlediği 532 açık
doktor kadrosu, 800'ün
ûzerinde başvuru olması
dolayısıyla kura ile
belirlenecek. Bugün
çekilecek kura sonucu tıp
fakültelerinden yeni mezun
olan 532 pratisyen hekimin
görev yeri belli olacak.
Okullar
milyarlar
kazandı
• ANKARA (ANKA)-
Yaz tatili süresince
otopark olarak kullanılan
okıil bahçelerinden
milyarlara ulaşan gelir
elde edıldi. Arikara
Valisi Erdoğan Şahinoğlu,
okul bahçelerinin
otopark olarak
kullanılması sonucu
yaklaşık 6 milyar lira
gelir sağlandığını
bildirdi. Şahinoğlu, en
yüksek gelirin 2 milyar
477 milyon lira ile
Atatûrk Lisesi'nden
elde edildiğini kaydetti.
Troya Festivali kapsamında düzenlenen "Çevre Örgütlenmesi" panelinde tartışılan konu yine köprüydü
Çanakkale'de köpriiye ruhsat yok• Edirne Koruma
Kurulu'nun ret karanyla
yasal olarak geçerliliğini
yitiren boğaz köprüsü
projesine Başbakanhğın bu
kez 'Banş ve Dostluk
KöprüsiT adıyla sahip
çıkması, Çanakkalelilerin
hukuka karşı güven
duygulannı sarsıyor.
OKTAY EKTNCt
ÇANAKKALE - Bu yıl 32. kez dü-
zenlenen "Çanakkale Troya Festiva-
K" kapsamındaki çevre sorunlannın
tartışıldığı panel için Donanma Çay
Bahçesi'ndeyız.
Hava pml pınl ve Boğaz'm hemen
karşı kıyısındaki Kititbahir, yeşil ya-
maçlardaki sevimli yerleşme dokusu
ve tarihi kalesiyle, akşam güneşinde
sanki "Ben de buradayun" diyor.
Çay bahçesinin hemen arkasında ise
yine tarihi Çimenlik Kalesi ile bahçe-
sinde sergilenen ünlü Nusret mayın
gemisinin tıpkıyapımıyla elde edilen
dev maketi, tüm duygusal çağnşımla-
n ve anıtsal görkemiyle zaten ağırlı-
ğını koyuyor.
Böylece Troya Festivali'nin bu pa-
neli için önceden saptanan konu "Tür-
kiye'deki Çevre Örgütienmesinin Bu-
günü" şeklinde ilan edilmiş olsa bile,
KJlitbahir ve Çimenlik kalelerinin gör-
Mevcut köprü projesi. Çimenlik ve Kititbahir kaleleriyte birlikte Çanakkak'nin birçok tar-
ihsel ve kültürel zenginliğini '•köprûalö karanbğına" terk ediyor.
Koruma Kurulu kararı ne diyor?
'Bu projeyle köprü kurulamaz'
Prof. tsmet Ağaryıhnazbaşkanlığında Prof. Dr.
Mehmet Özdoğan, Prof. Dr. Gönül Cantay. Doç.
Dr. İlter Büyükdığan, Yard. Doç. Dr. tdal Dinçer
ve tl Temsilcisi Uğur Yüksel'den olusan Edirne
Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kuru-
lu'nun. Kilitbahir ve Çimenlik kaleleri arasında
tasarlanan Çanakkale Boğazı Köprüsü projesini
son ve"kesn'' olarak reddettiği 16.7.1995 gün ve
2533 sayılı aynntılı-gerekçeli karanndan bazı bö-
lümler özetle şöyle:
- Konu, kurulun 29.12.1994 tarihli ilk karann-
dan sonraki süre içinde gerek kamuoyunda, ge-
rekse çeşitli resmi toplantılarda tartışmaya açıl-
mıştır. Bu sürede kurulumuz, farklı bakış açıla-
nnı ve farklı bilim alanlanndaki görüşleri objek-
tif olarak değerlendirme fırsatı bulmuştur.
- Karayollan ile yapılan görüşmelerden sonra,
önceki kararlanrruza uygun bir projelendirmede
olmamıştır. (Aynı projede ısrar ediliyor.)
- Çanakkale kentinin gelişmesi ve bolgedeki
kültürel değerlerin korunması yönünde (proje-
nin) taşıdığı olumsuzluklar giderilmemiştir.
- Yöreden kurulumuza gelen yapılaşma talep-
leri yoğunlaşmakta, bazı belediye sınırlan içinde
plansız ve parselasyonsuz yapüaşmalann artma-
ya başladığı duyumlan alınmaktadır.
- Bütün bölgeyi plan bütünü içinde değerlen-
dirmeden sadece köprü geçişi ile sınırlı bir pro-
jelendirmenin yanhşlığı konusunda geleceğe yö-
nelik endışelerde haklı çıkılmıştır.
- Konu ivedilikle Çevre Düzeni Planı içinde
ele alınmalı, Çanakkale Boğaz geçişinin, çevTe
yolan bağlantılannın. bölgenin ekonomik, sosyal,
coğrafı ve kültürel yapısı değerlendirilerek plan-
lanmalıdır.
- (Bu nedenlerle) önerflen proje teklifi hakkın-
da olumlu karar üretmek mümkün değUdir. Bu
tür büyük bir proje, salt köprünün fizibilitesi gi-
bi dar bir çerçevede ele alınamı>acağından, pro-
jenin bu haliyİe uygun olmadığuıa karar veriklL
sel ve duygusal kuşatması altındaki
bir mekânda, söz ister ıstemez yine
-Çanakkale Bogazı Köprüsü" proje-
sine geliyor.
Çanakkalelilerin endişesi
Çünkü eğer siyasi kadrolar Anıtlar
Kurulu'nca da bir kez daha reddedilen
bu "prestij projeJerinde" ısrar ederler-
se, panelin yapıldığı Donanma Çay
Bahçesi'nin çevresindeki kentsel Stf
alanı, Çimenlik Kalesi ve karşı kıyı-
daki KiliAahir'le birlikte Çanakkale-
liler tüm doğal ve kültürel zenginlik-
lerini "köprüaltı karanüğına'" terk
edeccklcr. Suitan IL Mehmet'in \
r
ak-
tiyle lstanbul'u almadan önce Bi-
zans'a yardun gelmemesi için Çanak-
kale Boğazı'nın "endaryerinde" kar-
şılıklı olarak kurduğu iki tarihsel kale
ve çevresi, bu kez KarayoUan'nın yi-
ne en dar yer olduğu için göz koydu-
ğu köprü ve bağlantı viyadüklerine
kurbanedilecek...
Aslında, Edirne Kültür ve Tabiat
Variıklannı Koruma Kurulu'nun 16
Temmuz 1995 tarihinde aldığı 2533
sayılı son karar, olağan bir hukuk dev-
lerindetüm bu kaygılann artık ortadan
kalkmasını gerektıriyor.
Hukuka güven duyulmuyor
Ömeğin yine aynı panelde hemen
her yaştan duyarlı Çanakkalelilerin ar-
ka arkaya söz ahp bu tarih ve doğa
kenti için en tehlikeli çevre sorunu-
nun Kilitbahir-Çimenlik arasında ta-
sarlanan Boğaz Köprüsü olduğunu ile-
ri sürmemeleri gerekiyor. Çünkü ya-
salanmıza göre Koruma Kurulu'nun
"hayır" dediği bu güzergâhta, artık
devletin hiçbir resmi orgaru köprü pro-
jesini uygulayamaz. Yine devletin
StT alanlannı ve bu bolgedeki doğal-
Alman Ina-Walter Etschmann çiftinden Türk ve Alman çocuklanna dostluk çağnsı:
'fctanbııPda (iöriişınek Uzere'• Türk-Alman dostluğuna
katkıda bulunmak, farklı
halklann bir arada
yaşamasmın zorunlu
olduğunu vurgulamak
amacıyla 'Bis Dann in
Istanbul' (Istanbul'da
Görüşmek Üzere) isimli bir
çocuk kitabı hazırlayan
grafiker Ina ve resim
öğretmeni eşi Walter, bu
karan Solingen olayından
sonra aldıklannı söylüyorlar.
HÜLYATOPCl)
Dünyanın neresinde olursa olsun, sa-
vaşlardan ve felaketlerden en çok ço-
cuklar zarargörüyorlar. Onlarbazen sa-
vaşın, bazen Afrika'daki gibi açhğın or-
tasında buluyorlar kendilerini: bazen
Bosna'dapanzerlerin dibinde ölütne ya-
kın, yaşama uzakken bazen de Latin
Amerika'da gerilla oluyorlar. Ama han-
gi konumda olurlarsa olsunlar, hangi di-
li konuşurlarsa konuşsunlar çocuklar.
her yerde çocuk.
Bugün dünyada birçok kuruluş ve ör-
güt, çocuklann daha iyi yaşam sürebil-
mesi için çalışıyor. Çünkü herkes için
bir çocuğun karnının doyması ya da bi-
rinin ölümünün önüne geçilmesi önem
taşıyor. Çocuklar için örgütlü ve aktif
çalışmalarda bulunan kurum ve kuru-
luşlara birey sel olarak katkıda bulunan-
lar da var. Çocuklar için kitap yazan Al-
man Ina-WaHerEtschınanıı çifti bunlar-
dan.
Türk-Alman dostluğuna katkıda bu-
lunmak, farklı halklann bir arada yaşa-
masının zorunlu olduğunu vurgulamak
amacıyla 'Bis Dann in Istanbul' (Istan-
bul'da Görüşmek Üzere) isimli çocuk
kitabım yazan Etschmann'lan, kendile-
rini Türkiye'de konuk eden Zeynep-Ul-
vi Yaman çiftinin evinde tanıdık. Grafi-
ker Ina ve resim öğretmeni eşi Walter,
Türkiye'yeilkkez 1990yılındagelmiş-
ler.
.ın
Bis dann
İstanbulı
Kitaptaki resımleri çizen Walter, ço-
cuklara resimlerle bir şeyler anlatma-
nın öğretici olduğunu düşündüklerini
belirtiyor. Bunun yanında pedagojik bir
eğitim verdiklerine de dikkat çeken
VValter, "Kitaplanmız ders kitaplan gi-
bi değiL Çocuklann resimli kitaplarda
bulabikcekleri çok şe> olduğunu düşü-
nüyoruz. Aslında kendi ilgimizi çeken
şeyler ûzerinde yoğunlaşryoruz. Çocuk-
lan da ilgilendiren bir yönü olup olma-
dtğını düsünüyonız. Eğer varsa bunu ço-
cuk diline çevirerek anbtryoruz" diyor.
'Solingen utanç verid*
Ina ve VValter Etschmann'm Alman-
ya dışında açıldıklan ve kitap yazdıkla-
n tek ülke Türkiye. Kitap yazma kara-
nnı Solingen'de meydana gelen saldın
sonrasında aldıklannı vurgulayan çift,
bu saldından utanç duyduklannı söylü-
yorlar. Kitapta "Türkler bizden farklı
değü" mesajını vermek istediklerini an-
latan Ina şöyle konuşuyor
"Çok ktsa bicimryle 'Türk aileleri ile
iyi dostluk kurulabilir' demek istedik.
Kitapta. a>nı apartmanda oturan Türk
ve Alman aileleri ve bunlann çocuklan
Briget ile A> şe arasındaki ilişki anlatılı-
yor. Türk aik Alman aile\i Türkiye'de
konukeder vegezdirir. Farklı uluslardan
olsalar bile birlikte güzel şeyler paylaşa-
bilirier."
Almanya'da yaşayan en kalabalık
azmlık grubunun Türkler olduğuna, her
okulda Türk öğrencilerin bulunduğuna
dikkat çeken Walter, yaşayan yeni nesi-
le azınlıklarla birlikte yaşama düşünce-
sinin kabul ettirilmesi gerektiğini söy-
lüyor. Almanya'da Ikinci Dünya Savaşı
Ina ve VValter
Etschmann çiftinin
haarladığı kitapta, aynı
apartmanda oturan
Türk ve Alman aileleri
ve bunlann çocuklan
Briget ile Ayşe
arasuidaki ilişki
anlaülryor ve Alman
çocuklanna "Türkler
bizden farklı değil
n
mesajı verihyor.
öncesindeki kuşağm bu düşüncelere
şiddetle karşı çıktığını anımsatan VVal-
ter, bu kitapla yeni kuşağa, azınlıklara
alışmalan için yardımcı olmaya çalışük-
lannı söylüyor.
Uyumzoriuğu
Almanya'da yaşayan Türk çocuklan-
nın buraya uyum sağlamakta zorluk
çektiğini anlatan Walter, kendi smıfin-
da okuyan lise öğrencisi bir Türk kızı-
nı örnek vererek şöyle konuşuyor.
"Almanya'da yaşayan Türk çocukla-
nna baktığımda ilginç şeyler görüyo-
rum. Ömeğin, benim öğrencim evde da-
ha uzun süreüçauşmak /orundaydı. Da-
ha fazla baskı arandaydL Bunun yanın-
da Almanya'da lisede okuyan çocuklar,
ilk yülarda iki dil öğrenmek zorundalar.
Bir yandan bu lisanlan öğrenme>e çah-
şan çocuklar, diğer yandan Kuran kur-
suna gklip Arapca da öğreniyorlar. Ço-
ğunlulda bu yüzden okulda başansız
oluyorlar. Bu durum çocuklann orada-
ki yaşamsal gerçeklere adapte olmalan-
nı engeUiyor."
Etschmann çiftinden Türk çocuklan-
na dair izlenimlerini öğrenmek istedıği-
mizde verdikleri yarut "Tûrk çocukla-
rmı Türk aile yapısından ayıramayız''
oluyor. Çift Türk aile yapısını oldukça
ilginç bulduklannı, bu nedenle tanımak
istediklerini de vurguluyor.
Dilsorunu
Türkiye'de tstanbul, Bursa, Çeşme,
Kuşadası ve Kütahya'yı gezdiklerini
söyleyen çift. en büyük sorunu dil ko-
nusunda yaşadıklannı belirtiyor. Doğu
ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde
yaşayan çocuklar hakkında ne düşün-
düklerini sordufumuzda Ina şunlan
söylüyor:
"Oldukça ilgimizi çekiyor, ama Al-
manya'da, orada bir sa\aş olduğunu dü-
şünmemize yol açan bUgiler aldık. Bu
nedenle gitmeye çekiniyoruz. Genel ola-
rak orada yaşayan çocuklan tanımryo-
nız. Münih'te alışveriş yaptiğımız bir
dükkânda Kiirt olduğunu sandığunız
bir çocuk çahşıyordu. Kendisini daha
yakmda tanımak isterdik, ama firsat ol-
madL"
Kitap çalışmalannı gelecekte de sür-
düreceklerini anlatan Etschmann'lar,
bundan sonraki kitaplannın dağ yaşamı
ile ilgili olacağını söylüyorlar. Sohbeti-
mizin sonunda ise yazdıklan kitabı gös-
tererek "BiztaıamacımızTürklerveAI-
manlar arasındaki farklan değiL ben-
zerBJderi bulmaktı. İnsanlann bu şekil-
deyakinlaşacağuta inanı>oruz" diyorlar.
Ina-VValter Etschmann çifti ile röporta-
jımız sırasında da herhangi bir yerde
ölen, yaralanan, okuyamayan ya da ağ-
layan çocuklar olduğu gerçeğini düşün-
meden edemedik. Ancak gözardı ede-
mediğimiz diğer gerçek de Etsch-
mann'lar gibi hümanist ve mütevazı in-
sanlann bu sonınlan çözümleme konu-
sunda gösterdiği duyarlılıktı.
kültürel mirası korumakla görevlen-
dirdiği Edime Kurulu'nun bu karan-
na kaurşı, devletin bir başka kunımu
" Benbu karara kaahnıyorum, köprü-
yü kuracağım'' diyemez.
Ama dediğım gibi aslında olağan
bir hukuk devletinde geçerli olan bu
anlayış, ne yazık ki Türkiye'de henüz
yeterli bir güvenceyı veremiyor.
Koruma Kurulu'nun reddettiği bir
projenin adını, üstelik ret karannın
alınmasından sonraki gün-
lerde Başbakan Tansu Çiller
kalkıp "Banş ve Dostluk
Köprüsü" olarak ilan eder-
se dahası bu "çeJdci isBn" yi-
ne kurulun ret karannın ar-
dından basın yoluyla da du-
yurulursa, haklı olarak çev-
re paneline katılan insanlar
kuşkulannı dile getirmeye
devam ediyorlar.
Böyle olunca da Boğaz
kıyısındaki çay bahçesinde
düzenlenen tartışma, çevre
örgütlenmesiyle başlayıp
yine Çanakkale Köprüsü ile
bitiyor. Üstelik, örneğin pa-
nelistlerden GÜMÇEDtem-
silcisi Mehmet Akif Öz-
nal'ın Bergama ve Edremit
yöresinden sonra "siyanürlü
altıncılann" şimdi de Ça-
nakkale'ye göz koyduklan-
nı duyurmasına rağmen...
Didim'de NATO üssüne
karşı eylem hazırlığı
.\SUMAN ABACIOĞLU
İZMIR - Didim ilçesi sınırlan içinde
Milli Savunma Bakanlığı'nca kurulmak is-
tenen NATO dinleme istasyonunun tur-
izme ve kentin gelişimine zarar vereceği-
ni savunan yerel halk ve yöneticiler ile tur-
izmcilerin, tesisleri engelleme savaşımı
sürüyor. Turizmciler, sezon sonunda turis-
tik tesislerinin anahtarlannı Başbakanlığa
teslım etmeyi planlıyor. Didim'de bugün
yapılacak toplantıda ise yeni eylemlerin
hazırlanması planlanıyor.
Milli Savunma BakanlığTnın istemi üz-
erine 36 bin dönümlük Hazine arazisinin
tahsis edildiği NATO dinleme tesisleri için
yerel yetkililere bilgi verilmemesi ve
görüşlerinin alınmaması en çok eleştiri
çeken nokta oldu. Kendilerine bilgi ver-
ilmemesinin tedirginlik yarattığını vurgu-
layan yerel yöneticiler şu ortak endişeleri-
ni dile getirdiler:
"Belki yerieşim noktalanndan uzakta
bir alandaki askeri tesis rahatsız etmez. a-
ma söz konusu alan otellerin ve tatil
sitelerinin sınırlanna dayanıyor. Aynlan
alan, Didim'in şehirieşmesinin önünü ke-
siyor."
Askeri alanın, tanm reformu kapsamın-
da başlattlan çalışmalan da engellediğini
vurgulayan yetkililer, "Bunun sonucunda
Yahköy ve Denizköy gibi GAP Projesi ne-
deniyle baraj sulan altında kalnuş ve de-
vletin buraya taşımış olduğu iki köy
topraksız ve merasız kalacakür" dediler.
Tttrizmcflerden anahtar eylemi
Bu arada NATO dinleme tesislerine kar-
şı yapılacak eylemleri tartışmak üzere bu-
gün Didim'de bir toplantı düzenleniyor.
Toplantıda bilgi alışverişinde bulunarak
haklılıklannı göstermenin yollannı araya-
caklannı belirten yerel yöneticiler şöyle
konuştular: "Haühazırda dinleme istasyo-
nu için yaklaşık 3 bin dönümlük arazi çev-
rilmiştir ancak istenen 36 bin dönümdür.
Aradaki bu uçunımu açıklayacak hiçbir
bilgi bize ulaşmamıştır. Turizmciler sezon
sonu anahtarlannı Ankara'ya teslim etme-
yi düşünüyor. Bizler de ilçcdcki panik ha-
vasuıın ne kadar haklı olduğunu araştır-
mak ve birbirimi/i karşılıklı hilgilendirmek
için bir toplantı düzenlemiş bulunuyoruz.
Dahase/on içindeyken birrurizm yöresinüı
bu şekilde kavnamasını sizlerin takdirte-
rine bırakıyoruz.''
Yapılaşma baskısı
O akşam. Yakıva Resta-
urant'ın terasında tartışma-
nın yorgunluğunu ve gerili-
mini atmaya çalışırken, yine
gözümüz hep karşı kıyıdaki
Geübolu Yanmadası'na ta-
kılıyor ve köpriiye karşı mü-
cadelenin yerel önderlerin-
den Ismail Erten'in okudu-
ğu Koruma Kurulu karann-
dan önemli bir vurgulama-
nın altını çiziyoruz:
"Köprü projesinden son-
ra yöreden gelen yapılaşma
taleplerinin yoğunlaşması ve
bolgedeki pİansız ve parse-
lasyonsuz yapüaşmalann
artmaya başladığı duyumla-
nnın aluıması da değeriendi-
rflerek_"
Evet. Bir yandan duyarlı
Çanakkaleliler, tarihlerini ve
kent kimliklerini yitirme-
mek için köpriiye karşı di-
renmeye çalışu-larken, öbür
yandan yağmacılar, özellik-
le köprü ve bağlantı yollan-
nın getireceği "ranü" daha
şimcüden kazanmak üzere
projeye dört elle sanlmış du-
rumdalar.
Bakalım, Koruma Kuru-
lu'nun karannı, bu doğa ve
kültür düşmanı yatmma se-
vimli isimler takmaya da
başlayan ilgih'ler ne zaman
okuyacaklar ve yasalan ne
zaman hatırlayacaklar?..
Greenpeace, körfezdeki
kirlüiğin peşini bırakmıyor
YORÜKHANÜNAL
tZMIR - Greenpeace, Izmir Körfezi' nde-
ki kirlüiğin peşini bırakacağa benzemiyor.
Oç ay aradan sonra yine geldiler, gündem-
leriyinekörfez... Altairgemisindeki 17gö-
nüllü, körfezdeki kirlüiğin boyutlannı anla-
tıyor, imza topluyor, bizi çevremize duyar-
lı olmaya çağınyor.
Örgütlü yapısı ve kararlı tutumuyla çev-
re kiriiliğine yol açanlann korkulu rüyası
haline gelen Greenpeace, kirliliği tehlikeli
boyutlara ulaşan lzmir Körfezi konusunda
da Türk yetkilileri rahat bırakmıyor. Örgüt,
geçen aylarda îzmir'e bir kez daha gelrruş,
endüstriyel atıklan körfeze taşıyan Melez
Çayı'nı sembolik bir barajla kapatmıştı.
ilk eylemlerini 1971 yılında, ABD'nin
Alaska Amchitka açıklanndaki nükleer de-
neme çahşmalanna karşı gerçekleştiren
Greenpeace. eylemlerini giderek dahagüç-
lü ve örgütlü bir biçimde sürdürüyor. Örgü-
tün 30 ülkede bürosu ve 158 ülkeden yak-
laşık 4.5 milyon üyesi bulunuyor. ÇevTe kir-
liliği yaratan etkenlere karşı kendi deyim-
leriyle "tamkhkederek'' dikkati çeken Gre-
enpeace üyeleri, zehirli atık borulannı tıka-
mak, nükleer varilleri toplamak ve yüksek
köprülere afışler asmak gibi şiddete dayan-
mayan eylemlerde bulunuyor.
Greenpeace, 1984 yılında aldığı kararlar-
la çalışmalannı Akdeniz'de yoğunlaştırma
karan almıştı. Eylemlerin de "toksttkirlilik,
yıkıma yol açan balıkçüık doğal yaşam alan-
lanna yönelik tehditve nükleer tesis,silah ve
aüklar" üzenne yoğunlaştınlması kararlaş-
tınlmışh. Greenpeace üyelerinin 1986 yılın-
da Baü Akdeniz'de yaptığı ilk turda, Akde-
niz ülkelerinin 1975 yılında başlatılan "Bir-
leşmiş Milletler Akdeniz Evlem Planı^çer-
çcvesinde alınan karanan yeterince uygula-
madıklanna dikkat çekilmişri. Bu ilk gezi
daha sonra Akdeniz Bölgesi'nin bütün ola-
rak etkin korunumu için çağny a vebölge ça-
pında bir kampanv^ya dönüşmüştü.
Akdeniz ülkelerinde örgütlü eylemlerine
başlayan Greenpeace, lstanbul'u ilk kez
1992 yılında ziyaret etmiş, ilk eylemini ise
bir yıl sonra, kanserojen madde asbestten
anndınlmak üzere Türkiye'ye gönderilen
S.S. United States gemisine yönelik gerçek-
leştirmişti. Türk yetkılilerin Greenpeace'le
olan bu ilk tanışıklığı, 1993 yılında nükle-
er reaktör kurulmak istenen Akkuyu'da ve
1994 yılında tehlikeli madde trafiği yoğun
olan Istanbul Boğazı'nda sürmüştü.