Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yıllandıkça
Gençleşen
Sekför
Y
aşı 5000... Içkiierin
atası. İlk defa Ön
Asya'da başlayan
ve günümüze kadar de-
ğişmeden gelen, kırmızı-
sı, beyazı, köpüklüsü,
sekiyte en eski ve aynı
zamanda en zengin çe-
şide sahip tek içki.
Rembrandt'tan, Miche-
langelo'ya kadar sanal-
çıların ilham kaynağ1
Kendine has bilgisi
kûltürü olan şarap
ne kadar Anado'
raklarında keşfe'
bugün bu tor
aynı itgiyi bula*
kiye, dünyaı
üzüm bağları
iklim koşull:
olmasına raı
sitesinin çok
timle yetiniyC
na düşen şari
miz 0.5 ile 1
da değişiyor.
dır şarap sektı
hareketlilik
Uçmanı
H
ezarfen Ahn
lebi'den, Leon
Da Vinci'ye;
derinliklerinde gizli
kişiye ve uğraşa uzanan
bir tutkudur, uçmak özle-
mi. Zaten bugün en geliş-
miş ve mükemmel uçak-
ların yaratılmasını; hatta
uzaya, aya ve gezegen-
lere ulaşılmasını sağla-
yan da bu tutku değil mi-
dir? Pervaneli uçaklar,
jetler, planörler... Acaba
bunlar insanın uçma tut-
kusunu karşılamaya ye-
terli oldu mu? "Kanat ta-
kıp uçmak" tutkusundan
söz ediyoruz. Sırtınıza 4-
5 kilo gelen kanatlarınızı
yüklenerek, bir amaca
ulaşmayı ve eğer rüzgar
Önceleri en çok turistler
tarafından tercih edilen
hatta oldukça beğenilen
şarap şimdi genç neslin
seçtiği alkollü içkiler sıra-
lamasında biradan sonra
ikinci sıraya yükseliyor.
Türkiye'de şarap üretimi-
nin artması için her çeşit
imkan var. Ege ve Trakya
bölgesi hem ikl'r
-
de
çısınr"'
sel tabuları bir yana bıra-
kırsak, şarabın sunumu
da yantış yapılıyor ülke-
mizde. Isı dereceleri,
hangi yemekle içilmesi
gerektiği konusunda in-
sanlar yeni yeni bilgileni-
yorlar. Tûrkiye'de çoğun-
lukla sofraiık şaraplar
Sıfırın Ismi Nasıl Doğdu?
B
azı tarihçilere göre
sıfır rakamının biçi-
mi, eski Yunanca
"yokluk" anlamına gelen
"ouden* kelimesinin ilk
harfi olan "omicron"
harfinden geliyor. Ancak
bu iddia pek geçerli
Çünkü, Antik
sıfır sembol-
zaman,
•on" har-
Marak,
spente sporu...
"Önceüte büinmesi ge-
reken, Parapente'nin bir
paraşüt olmarrğ'dtr" di-
yor Istanbul Parapente
Clup sporcularından Dr.
Ömer Karahan. Çünkü
paraşüt, atlama noktası
ile ayak basılan nokta
arasında yumuşak bir ini-
şi sağlamaktadır. Oysa
Parapente ile yüksel-
mek, saatlerce ve özgür-
ce uçabilmek mümkün
olabilmekte ve bu uçuş
süreleri de 24 saate ka-
dar uzayabilmektedir.
"şimaı oe KU-
mar merakhlarının ilgi
odağı. Torontolu gtrişimci
VVarren Eugene. bitgisa-
yar aracAğryia uluslara-
rası bilgi alışverişi sagla-
yan Internefte ilk kumar-
haneyi hayata geçtrmek
için çalışmalannı tamam-
lamak uzere. Internet
aracılığıyla poker ve
blackjack gibi oyunlann
oynanabildiğini belirten
Eugene, "Ancak Karayip
Kumarhanesi bunlardan
farklı olacak. Çünkü ger-
u kazanacak ya
kaybedeceksirz.
Kumara merakltysa nz
bir pazar sabaht kalkıp,
pijamaruzla poker oyna-
yabileceksiniz" diyor Bu
arada söz konusu gelış-
me, Amerıka Adalet Ba-
kanhğı tarafında- olduk-
ça bûyük bir tepkjyle kar-
şıiandı ve yetkililer bu tip
bir gelişimin yasaları çiğ-
nemek anlamına gele-
ceğini ifade ettiler. An-
cak konunun uzmanları,
"Eğer biri Internet
aracılığıyla kumar oy-
natıyorsa bu kişiyi engel-
lemek imkansız" dediler.
Çağ'da Çınliler, sıfır ra-
kamını "ling" kelimesiyle
çağırıyorlardı. "Ling"
yağmur yağdıktan sonra,
herhangi bir nesnenin
üzerinde kalan küçük su
parçasına verilen isimdi...
Bugün, bütün Batı
dünyasında sıfırı anlat-
mak için kullanılan "zero'
kelimesi Arapça "sıfırr
kelimesinden geliyor.
kelime, Batı dil'
kökenini oluştı
tinceye önce
adı olan
daha soı
olarak
rleşti. 1
T'nun
kelırr e daha
•Cifra". Bfeun
zero* hem de "cifra*
sıfın anlatmak için birlil
kullanıldı. Bugün
terimi terk edilmi'
da... Ancak r-
dilinde "cifr-
adam
sıfırın kullanımından
önceleri atılmıştı
fıra olan ıhtıy?
Hayalle Gerçeğin Dansı
.-melieri
ara Nasıl Koruı.malı?
ara, Kaş sınrtarı
inde ağırlıklı olarak
a dönemi izleri
bir kıyı
îri 14,
ğunda el
kumsala
nın tarj
Bn yanı
soyları
caretta-
bir yumı
rakda
ğal ve
çe. Patara'nın;
tarihi değerieri açısıı
dünya çapında tamnma-
sına rağmen, ören yerinin
hemen üzerinde kurul-
muş olan Gelemiş Köyü
bugün kaçak yapılaşma-
ya sahne olmak üzere.
Bu yüzden imar planının
bir an önce çıkarılması,
köyün ören yeri için teca-
vüzcü durumdan uzak-
laştınlması, bütün bunlar
yapılırken de köy halkının
mağdur edilmemesi gere-
kiyor. Yaz aylarında gû-
nöbdrfik koye geten ziya-
retçi sayıa 3 He 5000 ara-
sında değişiyor. Eğer acil
olarak önlem aknmazsa,
ıtara antik lımanı yakın
lağım çuku-
Çünkü
yok.
*izüm de
Tian
goıcukier-
de J^PVk birrteree kuş
kaçak avcdann ter>dıdi al-
tında. ArkMBJfk alan için-
de kuş gözlem kulelerinin
yapılması hem bu kaçak
avcılığı engelteyicı bir fak-
tör olacak, hem de var o-
lan degerleri zenginleşti-
recektir. Patara'nın ko-
runmasının bir başka bo-
yutu da caretta-carettala-
nn korunması.
Doğu
anla çok
geç ytiiara rast-
,du. Bunun nedeni ise
jski Yunanlarm aritmetik
yerine geometn ile daha
yakından ilgüenmiş ol-
maîarıydı... ÇizgHerin ve
pergelin egemen olduğu
bir alanda srfra olan ihti-
yacın pek kendini
&memesı çok doğf
öte yandan, EsF
nan'da aritmetik :
oldukça ilkel arr
bir yöntemle ger
riliyordu. Yunar
coli" (hesap) ad
leri küçük çakıl
toplama ve
işlemlerini çözı
lardı. Antik çağk
carları hesap ya
bir piyano virtüöi
davranıyorlardı.
'abaküs" adı v
tin küçük ha'
1
rinde hızlı
Idip geliyo
rakamlar
ve
çarprrra^Çlemlerini yap-
mak mümkün oluyordu.
Daha sonra abaküs ile
yapılan işlemleri bir
kağıda dökme ihtiyacı
ortaya çıkınca, "dizaynh
abaküs" denilen bir
teme geçikji. Bu
bugün bile bazı
geleneklerindJİHM&ûtnı
sürdürüyor.
B
ugünlerde bütünüy-
le yapay bir ortam-
da, bilgisayar gra-
fikleri arasmda, ister bi-
limsel bir amaç için olsun
ister fantastik bir macera
yaşamak için yepyeni bir
dünya yaratılmaya çakşı-
. Bilgisayar teknoloji-
ırafik tasarımlarla
rasında karşılaşabilecek-
leri olaylan uçuş öncesin-
de yaşamakta ve öğren-
mektedirler. Sanal ger-
çeklikte en önemli hedef-
lerden biri kultanıcmın or-
tama tam anlamıyla haki-
miyet sağlaması ve her
yönüyle ortamın bir par-
çası olmasıdır. Bunu sağ-
ve kişileri bil- layabümek üzere gelişti-
Marlboro, dönyanııı
e§ çok satdan sfgaraa.
Kavrammtn karşılığı olan
ve henüz yeni yeni tanı-
nan bu teknoloji, büyük
bir çığır açacağa benzi-
yor. Ülkem1
- '
hem*>'
n
başa takılan göstericidir.
Data eldiveni, fare (mo-
use) ya da joysttck gibi
bilgisayar ortamındaki
•-•* kontrol etme-
- sistem-
1966 YU VE 86/10911 SAYHJ BAKANLAR KURUUJ KARARINA GORE SIGARA SAĞUĞA ZARARUDIR
gisayar^
lan ve yine bikjısa,-. _ .
cAğtyia kontrol edilen, pi-
tat kabinine benzer, hare-
ketli bk mekanda fizikse)
olarak hissederek uçuş
denayimlerini geJiştir-
mektedirler Buradauçuş
ıaa meydana geten
ve durum değişikiikle-
ri, hareketli mekana yan-
sıtılmakta; boylece pilot
adayları, gerçek uçuş sı-
•- ülmi seyre-
, kenditerirri fB-
min tçinde gia hissed»-
yorlardı, Gün geçtikçe
kuttanım aianlan faztate-
şan sanal gerçekl*;, tsari
amaçiı olarak en çok bü-
gisayar oyunlannda kul-
landmaktadr. Sanal ger-
çekti^n başka bir kula-
nım alanı da mimarı, in-
şaat, reklam sektörü ve
sağlık sektörüdür.
Niyazov: Doğalgazda
• Boştarafı I. Sayfada
nü gören Niyazov. "Çekin-
meniz gereksiz. Komünizm
yok" diye espri yaptı.
tnönü. yapılan "Çifte Ver-
gUendirmenin Önlenmesi
Anlaşması^nı açıklarken
söz konusu anlaşmanın 18
ay öncesinden itibaren ge-
çerli olduğunu vurguladı.
Çiller, buna müdahale ede-
rek "45 ay" dedi. lnönü, çıf-
te vergilendırmeyi önleyen
anlaşmanın iki ülkenin de
yaranna olacağını belirterek
diğer anlaşmanın Türkiye
ile Türkmenistan arasında
karma ekonomik komisyon
kurulmasını öngördüğünü
bildirdı.
Nijazov da işadamlanna
hıtaben yaptığı konuşmada,
Türkmenistan'ın Türki-
ye'den gelen işadamlanna
her rtrlü yardımı yapmaya
hazır olduğunu belirttikten
sonraşöylededi:
**B«rada her tüıifi yabrnn
yapaHlirsiniz. Biz de >anüm
ederû. İsterseniz Türkhe'de
e\ lendikten sonra bura>"a ge-
ttn, b r de biz evlendirelim.'"
Ni^azov, doğalgaz konu-
sundî lran, Pakıstan ve Tür-
kiye've eşit davranacağını.
bu ilşkiler sırasında Rus-
ya'nu da "olunınu" alaca-
ğinı >urguladı.
Türkmenistan doğalgazi-
nın Avrupa'ya ulaştınlması-
na ılişkin projenin uygulan-
masında bazı sıkıntılar ya-
şandığmı belirten Niyazov,
proje için geç kalındığını
söyledı. Niyazov, Türkmen
doğalgazını Bağımsız Dev-
letler Topluluğu (BDT) ül-
kelerine taşıyan mevcut do-
ğalgaz boru hattının Gürcis-
tan'dakı bölümünden 166
kilometrelik bir hat döşene-
rek Türkiye'ye doğalgaz ve-
rilebileceğini bildirdi. Niya-
zov, bunun için Rusya ve
Kafkasya ülkeleriyle görüş-
meler yapılması gerektiğinı
belirterek "Bu kouuda sınır
yok, sıkmü çıkarma>ız" de-
di
Başbakan Çiller de Türki-
ye'nin Eximbank aracılığıy-
la açtığı kredilerin tümünün
knllanıldığını vurgulayarak
"Türkiye olarak >
?
eni proje-
leri değerlendireceğiz. Bu
projeter çerçevesinde işbirli-
ğimizi daha ileri safhalara
götüreceğiz'" diye konuştu.
Türkmenıstan'ın Türkiye
Petrolleri Anonim Ortaklı-
ğı'na (TPAO) dört ayn böl-
gede petrol ve doğalgaz ara-
ma ve işletme izni verdiğıni
belirten Çiller, TRT'nin bu
ülkeye yönelik yayınlannın
daha da genişletileceğini
bildirdi.
Rjyad'a özel elçi
• Btştarafı 1. Sayfada
istediŞinı kaydeden Yalçm-
taş. i:amlan \eren mahke-
me bsşkanlan ve Suudi Aıa-
bistaı Halk Şûrası Başkanı
ile d« görüşmek istediğini
bildirii.
Cuna korkusu
Yaçmtaş, ınfazlann cuma
nanruzından sonra yapıldı-
ğına iikkat çekerek sabah
erkeı saatlerde başlayacak
olan emaslannda öğleden
sorıriyapılacak olası infaz-
lann >nüne geçıp Türk yurt-
taşlaımn cezalannı Türki-
ye'dtçekmelerini sağlama-
yı anaçladığını söyledi.
Yaçıntaş, böyle bir göre-
vin reden kendisıne verildi-
ğiniı sorulması üzerine de
"Beı tarafsız bir insanım.
TRTIGenel Müdürlfiğfi'ne
getûüşim de İslam Banka-
sı'noki göreve çağnlışım da
bu edenlerdendir. Suudi
Aratstan >etldHleri> lede iyi
Uişkjerim var" dedı.
Viçıntaş, Cumhurbaşka-
nı SâeymanDenürel'in, Dı-
şışlc Bakanlığı Müsteşan
Omv Öymea aracılığıyla
"kendisinin aynı zamanda
Cumhurbaşkanı'ıun temsil-
cisi olduğunu" bildirdiğinı
aktardı
Fahd'a mektup
Istanbul'da dün düzenle-
nen Uluslararası Bosna-
Hersek Dayanışma Toplan-
tısı'na katılan RP Genel
Başkanı Necmettin Erba-
kan, konuşmasında şunlan
söyledi:
"Suudi Arabistan'daki in-
fazlar, sadece Türk tebaası
kardeşlerimize değil, a> nı za-
manda diğer bazı Müslü-
man ülkelerden gelen kar-
deşlerünize de tatbik edil-
mektedir. Dola>ısıyla, konu
sadece Türkive'mizi değil,
İslam âlemini yakinen ilgi-
lendiren bir konudur. Bu
toplantıya katılan bilhassa
Suudi Arabistan temsilcile-
rinin de delaletivle, Müslü-
man ülkelerin bütün bu li-
derlerinin iştiraki ve imza-
sıyla Kral Fahd'a da bir
mektup göndererek, bu in-
fazlan durdurmasını 1 mil-
yar 500 mihonluk İslam âle-
mi adına taJep edeceğiz, bu-
nu ümh ediyorum."
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Türkmenbaşı dört yıl deviet başkan-
lığı yaptıktan sonra 15 Ocak 1995'te bir
referandum yaptırdı ve halkın oylanyla
görev süresini 2002 yılına kadar uzattır-
dı.
Orta Asya cumhuriyetlennde son üç-
dört yıl içinde yaşananlara değişim de-
mek eksik bir tanımlama; "kınlma" da-
ha uygun. Yerine neyin konacağı belli ol-
madan bütün değerier çökünce, orta-
ya "geçmişi tümüyle reddeden" ama
gücünü de tamamen "geçmişteki gö-
revlerinden" alan yönetimler çıktı.
Niyazov'un merkezi ve tek kışilık yö-
netim anlayışı, itici ve antidemokratik
bir yaklaşım. Ne var ki Niyazov'un ya-
kın çevresi, "Birbakıma yeni bir ulus ya-
ratıyoruz. Belli bir dönem için merkezi
yönetim kaçınılmaz. Aksi halde ülkenin
nereye gideceği belli olmaz" diyor.
Yönetim biçimlen ve devlet başkan-
larıyla ilgili yorumları bir yana bırakıp
"halka" geçelim...
Kınlmanın en ağır yükü, emeklilerin
üzerinde. Maaşları, 10-25 dolar arasın-
da değişiyor.
Serbest pıyasa ekonomisıne adım
atılması, ulusal para birimlerinin dolar
karşısında yüzde binler düzeyinde de-
ğer yitirmesiyle aldıkları paralar pula
dönmüş.
Almatı'da taksi bulmak için uzun sü-
re uğraştım, başaramadım. Çok seyrek
taksi geçiyordu ve doluydu. Sonradan
öğrendim ki otomobil kullananlaryalnız
ve biraz yaşlı ise hemen el kaldırıyorsu-
nuz, duruyoriar. Emeklilerin çoğu taksi
plakası alacak güçte de olmadığı için,
"gelirlerinin iyi olduğu dönemde" satın
aldıkları otomobıllerıyle "taksıcilik" ya-
Değişimin Acımasıziığı...
pıyoriar.
Kenti birkaç saat birtikte dolaştığımız
Genadi Abramoviç, demiryollan işlet-
mesinde mühendis olarak çalışıyormuş.
Doların ruble ile eşıt işlem gördüğü dö-
nemde maaşı 3 bin dolan geçiyormuş.
Şimdi emeklı, Kazakistan para birimi
"tenge" üzerinden emekli maaşı alıyor.
Dolar karşılığı 35. Genadi yüksek maaş
alan emeklilerdenmiş.
Türkmenistan'da ise zaman zaman
emekli maaşı ödenemiyor. Dış borçlar
da hızla yükseliyor. Ülkede sık sık "Hem
dış borç alıyoruz, hem fakırieşiyoruz.
Bu paralar nereye gidiyor" sorusu so-
njlmaya başlanmış. Niyazov buna pra-
tik bir çözüm bulmuş:
"Bundan sonra dış borcu konuşmak
yasak."
"Değişimi" en yoğun gözleme olana-
ğını ise Cengiz Aytmatov un ülkesi Kır-
gızistan'da bulduk.
Kenti, Ankara'da Orta Doğu Teknik
Üniversitesi (ODTÜ) Uluslararası llişkı-
ler Bölümü'nde eğitim gören ıki Kırgız
öğrenciyle birlikte gezdik.
Biri, yüksek ağaçlann arasındaki dev
bir binayı gösterdi:
"Bişkek Ulusal Kütüphanesi. İçinde
yedimılyon kitap var. Ulkemizın nüfusu
4.8milyon."
Ardından ekledi: "Semtlerde de kü-
tüphaneler var. Ama onlaryavaş yavaş
kapatılıyor. Içindeki kitaplar merkez kü-
tüphanelere getiriliyor."
Bişkek'te, "Bu kadan gerekli mi c/e-
g7/m;?"diyetartışılan konulardan biri de
tiyatrolar.
Önceki akşam Bişkek'te, Merkez
Bankası Başkanı Murat Sultanov ile
bir süre sohbet ettik. Sordum:
- Kırgızistan'ın doğal zenginlikleri di-
ğer cumhuriyetler kadar yok. Ûnûmüz-
dekı döneme nasıl bakıyorsunuz?
"Ama insan zenginliğimiz var" deyip
devam etti:
"Halkın çok büyük bir bölümü eği-
timli. Ben bu güce güveniyorum. Şunu
da itirafetmeliyim kiyeni kuşaklann eği-
tim düzeyi eskisi kadar iyi değil..."
Eski Sovyetler Biriiği sınırian içindeki
ülkelerde kültüre, sanata, eğitime ve
kent bilıncıne verilen önem, "önyargılı"
kişilerce bile kabul edilmekten öte öv-
güyle karşılanıyor.
Nasıl ki 15. yüzyılda Avrupalılarla
Amerika kıtasındaki yerlilerin çatışma-
sında, tek suçlan "tüfek ve barutu bil-
memek" olan yerliler büyük bir kıyıma
uğramışsa; en önemli suçu, toplumu in-
sanın çok önüne koyup "tüketme ruhu-
nu" gözardı etmek olan sosyalist siste-
min değerieri hızla yok edıliyor.
Ispanyol "kâşifler", Maya uygariığı-
nın altından yapılmış sanat eserlerini
daha kolay taşımak için eriterek Avru-
pa'ya götürüyorlardı. Amerikan, Japon
finnalan, kentin en güzel yerinde oldu-
ğu için eski SSCB şehirierındeki kıtap
mağazalarını satın alıp büroya dönüş-
türüyor.
Sosyalist sistemin doğrulan yanlışla-
n ayn konu. Ancak o sistemde üretilen
bütün değerieri dozerie küremek, bina-
yı eşyalanyla yıkmaya benziyor.
Beş günlükgezide öğrendiğim bir şey
de Orta Asya devlet başkanlannın "öv-
gü yeteneği" idı. Bu ülkelerin yağ ithal
etmesine gerek yok, Türkıye'yie temas-
larını damıtsınlar yeter.
Ben Tansu Çiller'in yerinde olsam,
Kırgızıstan Devtet Başkanı Askar Aka-
yev'in uzun övgülerinın ardından bir de
"Türk dünyasının çoban yıldızı" yaptık-
tan sonra kendimi Orta Asya cumhuri-
yetjeri başbakanı ilan ederdım.
Özer Çiller'in payına da Türk dele-
gasyonu düştü. Ceketini çıkardığında
üç el uzanıyordu. özer Bey'i ilk defa bu
kadar sürekli ve yakından ızliyordum.
Mütevazı bir insan. Böylesıne ilgi karşı-
sında onun yerinde olsam, Tansu Ha-
nım'ı özel kalem müdiresi yapıp, Mec-
lis ve hükümet yetkilerini üzerime alıp
başbakanlığımı ilan ederim.
Onceki akşam Bişkek'te Malatyalı
Yusuf Altunhan'ın açtığı Nevruz Lo-
kantası'na gittik. Özer Çiller, bazı bü-
rokratlar ve gazeteciler vardık. Yemek
programlıydı. Sonradan balerin olduğu-
nu öğrendiğim, incecik, genç bir Rus kı-
zı, parmaklarının ucunda, dansöz giysi-
leriyle vücudunun bütün yuvarlaklarını
titreterek oynarken Nâzım Hikmet'in
Ekim 1957'de Moskova-Bakü yolculu-
ğu sırasında yazdığı "Otuz Yıl Sonra " şi-
irini anımsadım:
"... Bu yoldan 30 yıl önce de geç-
tim/Ben vardım oğlum yoktu/Belki oğ-
lum da bu yoldan 30 yıl sonra geçe-
cek/Belkı ben olmayacağım./Elbette
belki, 85 çok mu?/Belki ben olmayaca-
ğımJAmma kim bilir neler olacak/Çok
merak ediyorum olacaklan..."
Gezıde beynime çakılan anılardan bi-
ri, Arap yalellisiyle başparmağının ucun-
da dans eden, sarhoş bakışlara fütur-
suzca vücudunu sunan Rus "beHerm"m
bebek yüzüyle, alnını ve boynunu örten
tül peçeydı...
İdamlar için hükümet suçlanıyor
Haber Merkezi-Suudi Arabıstan'da4Türk
yurttaşının kafalannın kılıçla kesılerek ıdam
edilmesine tepkiler büyüyor. İdamla yargıla-
nan 26 Hataylı mahkûmun aılelerı. ıdam ka-
rarlannı protesto etmek amacıyla Aniakya'da
oturma eylemi yaptı. Siyası partıler. demok-
ratık kitle örgütleri, çeşitli kurum ve kuruluş-
lar. olayı şiddetle kınarken hükümetı de idam-
lar karşısında 'aciz kalmakla" suçladılar. CHP
Genel Başkanı HikmetÇetin,"Buvahşiuygu-
lama, bize Ataturk'ün kurduğu laik cumhuri-
yetin ne kadarönemli olduğunu da göstermiş-
tir" dedi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yü-
maz, ıdamlann önlenememesınden dolayı hü-
kümetı suçlarken ANAP Genel Başkan Yar-
dımcısı İmren Aykut da hükümetı ıstıfaya ça-
ğırdı.
Suudi Arabistan'da uyuşturucu kaçakçılığı
yaptıklan gerekçesiyle idamla yargılanan 26
Hataylı mahkûmun ailelen, ıdam kararlannı
protesto etmek amacıyla oturma eylemi >ap-
tı. Antakya Belediyesı karşısındakı Atatürk
anıtı önünde toplanan mahkûm aileleri. 2 sa-
at süren oturma eylemleri sırasında "Müslû-
manhktacan almakyoktur", "Koyunlar mez-
baha>asokulur. insanlar değfl", "Kocalarunız
savasta değil, sc>ahatteöiecek" yazı11 pankart-
lartaşıdılar. Ailelerin, Ankara"yageçerek Su-
udi Arabistan Büyükelçılığı önünde "ölüm
orucu" eylemi yapacakları bildinldi.
îdamlan "çağd^ı ve \ahske" bulduklannı
belirten CHP Genel Başkanı Hıkmet Çetin.
Suudi Arabistan'daki uygulamamn islam dı-
nı. insan haklan \e çağdaş hukukla ilgısi ol-
madığını savundu. Kamuoyunun ve özellıkle
Kjlislılenn tepkısini doğal ve haklı bulduğu-
nu vurgulayan Çetin. "Bu vahşi mgulama. bi-
ze Ataturk'ün kurduğu laik cumhurivetin ne
kadar önemli olduğunu da göstermiştir. Söz
konusu idamlar, benim Dışişleri bakanlıgım
döneminden bu yanagündemegetaûş vegerek-
li {drişimlerde bulunnıuştuk" dedı.
Istanbul Tıcaret Odası (İTO) Başkanı Ata-
lay Şahinoğlu'nu ziyaretı sonrasında bir basın
toplantısı düzenleyen ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz da "Eğer bir ülkenin saygınlıgı
azalmışsa vatandaşlannın da bu şekiMe ceza-
laraçarpbnlmasını doğal karşılamak^erekir"
dedı. Idamlann önlenememesınden dolayı
Türk hükümetını suçlayan Yılmaz, "Saygınlı-
ğı. cav dıncılığı olan bir devlet. vatandaşlaruun
kafasının koparümasına izin vermcz" dedı.
Parti genel merkezınde bir basın toplantısı
düzenleyen ANAP Genel Başkan Yardımcısı
İmren Aykutise ıdamlan barbarlık olarak nı-
telendırerek "Bu olav Türk devletinc, Türk
tophımunavetslamiyetehakarettir''dedi Ay-
kut, "hükümetin itibarsızlığı sonucu. Suudla-
nn bu e>lemi gerçekleştirmekte hiçbir çekin-
genlik göstermediğini" öne sürdü Bir gazete
beyanında Dışışlen Bakanı Erdal İnönü'nün.
"Ğirişimdc bulunduk, ama dinlemryrvrlar ki"
şeklındekı açiklamasını hatırlatan Aykut,
"Bundan daha zavallı ve çaresi/ bir cevap ola-
bilir mi? Bizim zamanımızda nicin dinlemiş-
lerdi? Aynı suçu bir Amerikalı. İngiliz. Alman
veya Fransız işleseydi bunlann kafalannı ke-
sebüirler miydi?" dedı.
Aykut, devletin vatandaşına her yerde ve
her şartta sahıp çıkması gerektiğinı ifade ede-
rek "Suudi Arabistan vönetimini protesto edi-
yoruz, ama daha önce bu aciz hükümeti pro-
testo edivoruz vc Lstifaya çağuıyoruz" diye ko-
nustu. Idamlann "çağdışı" olduğu görüşüne
katılan Turizm Bakanı İrfan Gürpınar, ıçın-
de bulunduğumuz çağda insanlann kafalan-
nm kılıçla kesılmek suretıyle ıdam edılmele-
nnin kabul edılemez olduğunu belirrtı. Tarım
ve Köyişleri Bakanı Refaiddin Şahin de Su-
udi Arabistan yasalanna saygılı olduklannı
belirterek sözlenni söyle sürdürdü-
"Dünyada bütün ülkeler, kendi vatandaşı
başka bir ülkede suç işlediği zaman adil bir şe-
kilde yargılanmasını ister ve varsa anlaşmala-
n, cezayı kendi ülkesinde çekmesini sağiarlar.
Böyle bir şey yapılması lazrni."
DYP Geneİ Başkan Yardımcısı HaütDağu
da DYP Genel Merkezi'nde dün düzenledığı
basın toplantısında, "Böylesibiryönteminha-
len kuUanılmasını anlamak ve kabul etmek
mümkün değUdir" dedı.
Çağdaş Hukukçular Derneği Yürütme Ku-
rulu üyesı Av. ıNusret Senem. Türk Eczacılar
Birliği Başkanı Ecz. Mehmet Domaç. Anka-
ra Dişhekimlen Odası Yönetim Kurulu Genel
Sekreten Dr. Nezih Tan, Genç Hukukçular
Derneği Başkanı Erol Aras ve Türkıye Sos-
yalist tşçı Partisı (TSİP), yaptıklan yazılı açık-
lamalarda, ıdamlan msanlık ayıbı olarak
nıtelendirerek kınadılar.
OLAYLAREV
ARDEVDAKf
GERÇEK
• Baştarafı 1. Sayfada
üreticinin elinde kalmakta,
devlet alıcı olarak girdiği
pıyasalarda fiyat belirle-
mekte, sonucta bu ilışkıler
olumsuzluğa yol açan si-
yasetlere dönüşmektedır;
koylu perişan olmakta,
Devlet Hazinesı zarara gir-
mektedir. Bu alanda ne ya-
pacağını bılemez hükü-
metlerin popülıst siyaset-
lerı de artık doğal sayılıyor.
Bu tablonun düzelmesi
ıçın köylu düşmanlığı bir
çıkış yolu olamaz; Batı'da
geçmışte yaşanan sureç
Türkiye'de de yaşanacak.
Tek çare sanayıleşmek-
tır.
Ancak sanayileşme de
yatırımla gerçekleşir. Bu-
nun dışında bir sihırlı for-
mül şimdıye değın ıcat
edilemedı. * * *
Büyükelçiyi
çekmek zor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Tansu
Çiller'in. 4 TunVün şenat ya-
salanna göre kafalannın ke-
sılerek ıdam edılmesınden
sonra "Gerekirse büyükelçi-
mizi geri çekeriz*1
açı klaması-
na karşın Türkıye'nin petrol
ıthalatının yüzde 46.6'sını
karşıladığı Suudi Arabıstan'la
ılişkilennı askıya alması pek
olası görülmüyor.
Suudi Arabistan, Türki-
ye'nın en çok ticaret yaptığı
40 ülke arasında yer alıyor.
Türkiye. geçen yıl ıthal ettiği
toplam 21 mılyo'n 198 bin 100
tonlukpetrolün yüzde 46.6'sı-
nı Suudi Arabistan'dan alır-
ken bu ülkeden yaptığı top-
lam ıthalat ise 1 mılyar 228
mılyon dolar değerinde. Tür-
kiye, bu ülkeye, canlı hayvan
ve tanm ürünleri başta olmak
üzere, 609 mılyon dolarhk da
ihracat yaptı.
"Captagon" adlı uyuşturu-
cu kapsammda bulunan ilaç-
la ilgili kaçakçılık yaptıklan
savıyia 4 Türk yurttaşını idam
eden Suudi Arabıstan'la, Tür-
kıye'nin dış tıcaret ılışkılenn-
de en önemli yen petrol ıtha-
latı oluşturuyor.
Suudi Arabistan, Türki-
ye'nın en yoğun ithalat ve ih-
racat yaptığı ilk 40 ülke ara-
sında bulunuyor. Türkiye, ge-
çen yıl ithal ettiğı 21 mılyon
198 bin 100 tonluk petrolün
%46.6'sına karşılık gelen 9
mılyon 868 bin 800 tonluk
petrolü bu ülkeden satın aldı