28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Yıllandıkça Gençleşen Sekför Y aşı 5000... Içkiierin atası. İlk defa Ön Asya'da başlayan ve günümüze kadar de- ğişmeden gelen, kırmızı- sı, beyazı, köpüklüsü, sekiyte en eski ve aynı zamanda en zengin çe- şide sahip tek içki. Rembrandt'tan, Miche- langelo'ya kadar sanal- çıların ilham kaynağ1 Kendine has bilgisi kûltürü olan şarap ne kadar Anado' raklarında keşfe' bugün bu tor aynı itgiyi bula* kiye, dünyaı üzüm bağları iklim koşull: olmasına raı sitesinin çok timle yetiniyC na düşen şari miz 0.5 ile 1 da değişiyor. dır şarap sektı hareketlilik Uçmanı H ezarfen Ahn lebi'den, Leon Da Vinci'ye; derinliklerinde gizli kişiye ve uğraşa uzanan bir tutkudur, uçmak özle- mi. Zaten bugün en geliş- miş ve mükemmel uçak- ların yaratılmasını; hatta uzaya, aya ve gezegen- lere ulaşılmasını sağla- yan da bu tutku değil mi- dir? Pervaneli uçaklar, jetler, planörler... Acaba bunlar insanın uçma tut- kusunu karşılamaya ye- terli oldu mu? "Kanat ta- kıp uçmak" tutkusundan söz ediyoruz. Sırtınıza 4- 5 kilo gelen kanatlarınızı yüklenerek, bir amaca ulaşmayı ve eğer rüzgar Önceleri en çok turistler tarafından tercih edilen hatta oldukça beğenilen şarap şimdi genç neslin seçtiği alkollü içkiler sıra- lamasında biradan sonra ikinci sıraya yükseliyor. Türkiye'de şarap üretimi- nin artması için her çeşit imkan var. Ege ve Trakya bölgesi hem ikl'r - de çısınr"' sel tabuları bir yana bıra- kırsak, şarabın sunumu da yantış yapılıyor ülke- mizde. Isı dereceleri, hangi yemekle içilmesi gerektiği konusunda in- sanlar yeni yeni bilgileni- yorlar. Tûrkiye'de çoğun- lukla sofraiık şaraplar Sıfırın Ismi Nasıl Doğdu? B azı tarihçilere göre sıfır rakamının biçi- mi, eski Yunanca "yokluk" anlamına gelen "ouden* kelimesinin ilk harfi olan "omicron" harfinden geliyor. Ancak bu iddia pek geçerli Çünkü, Antik sıfır sembol- zaman, •on" har- Marak, spente sporu... "Önceüte büinmesi ge- reken, Parapente'nin bir paraşüt olmarrğ'dtr" di- yor Istanbul Parapente Clup sporcularından Dr. Ömer Karahan. Çünkü paraşüt, atlama noktası ile ayak basılan nokta arasında yumuşak bir ini- şi sağlamaktadır. Oysa Parapente ile yüksel- mek, saatlerce ve özgür- ce uçabilmek mümkün olabilmekte ve bu uçuş süreleri de 24 saate ka- dar uzayabilmektedir. "şimaı oe KU- mar merakhlarının ilgi odağı. Torontolu gtrişimci VVarren Eugene. bitgisa- yar aracAğryia uluslara- rası bilgi alışverişi sagla- yan Internefte ilk kumar- haneyi hayata geçtrmek için çalışmalannı tamam- lamak uzere. Internet aracılığıyla poker ve blackjack gibi oyunlann oynanabildiğini belirten Eugene, "Ancak Karayip Kumarhanesi bunlardan farklı olacak. Çünkü ger- u kazanacak ya kaybedeceksirz. Kumara merakltysa nz bir pazar sabaht kalkıp, pijamaruzla poker oyna- yabileceksiniz" diyor Bu arada söz konusu gelış- me, Amerıka Adalet Ba- kanhğı tarafında- olduk- ça bûyük bir tepkjyle kar- şıiandı ve yetkililer bu tip bir gelişimin yasaları çiğ- nemek anlamına gele- ceğini ifade ettiler. An- cak konunun uzmanları, "Eğer biri Internet aracılığıyla kumar oy- natıyorsa bu kişiyi engel- lemek imkansız" dediler. Çağ'da Çınliler, sıfır ra- kamını "ling" kelimesiyle çağırıyorlardı. "Ling" yağmur yağdıktan sonra, herhangi bir nesnenin üzerinde kalan küçük su parçasına verilen isimdi... Bugün, bütün Batı dünyasında sıfırı anlat- mak için kullanılan "zero' kelimesi Arapça "sıfırr kelimesinden geliyor. kelime, Batı dil' kökenini oluştı tinceye önce adı olan daha soı olarak rleşti. 1 T'nun kelırr e daha •Cifra". Bfeun zero* hem de "cifra* sıfın anlatmak için birlil kullanıldı. Bugün terimi terk edilmi' da... Ancak r- dilinde "cifr- adam sıfırın kullanımından önceleri atılmıştı fıra olan ıhtıy? Hayalle Gerçeğin Dansı .-melieri ara Nasıl Koruı.malı? ara, Kaş sınrtarı inde ağırlıklı olarak a dönemi izleri bir kıyı îri 14, ğunda el kumsala nın tarj Bn yanı soyları caretta- bir yumı rakda ğal ve çe. Patara'nın; tarihi değerieri açısıı dünya çapında tamnma- sına rağmen, ören yerinin hemen üzerinde kurul- muş olan Gelemiş Köyü bugün kaçak yapılaşma- ya sahne olmak üzere. Bu yüzden imar planının bir an önce çıkarılması, köyün ören yeri için teca- vüzcü durumdan uzak- laştınlması, bütün bunlar yapılırken de köy halkının mağdur edilmemesi gere- kiyor. Yaz aylarında gû- nöbdrfik koye geten ziya- retçi sayıa 3 He 5000 ara- sında değişiyor. Eğer acil olarak önlem aknmazsa, ıtara antik lımanı yakın lağım çuku- Çünkü yok. *izüm de Tian goıcukier- de J^PVk birrteree kuş kaçak avcdann ter>dıdi al- tında. ArkMBJfk alan için- de kuş gözlem kulelerinin yapılması hem bu kaçak avcılığı engelteyicı bir fak- tör olacak, hem de var o- lan degerleri zenginleşti- recektir. Patara'nın ko- runmasının bir başka bo- yutu da caretta-carettala- nn korunması. Doğu anla çok geç ytiiara rast- ,du. Bunun nedeni ise jski Yunanlarm aritmetik yerine geometn ile daha yakından ilgüenmiş ol- maîarıydı... ÇizgHerin ve pergelin egemen olduğu bir alanda srfra olan ihti- yacın pek kendini &memesı çok doğf öte yandan, EsF nan'da aritmetik : oldukça ilkel arr bir yöntemle ger riliyordu. Yunar coli" (hesap) ad leri küçük çakıl toplama ve işlemlerini çözı lardı. Antik çağk carları hesap ya bir piyano virtüöi davranıyorlardı. 'abaküs" adı v tin küçük ha' 1 rinde hızlı Idip geliyo rakamlar ve çarprrra^Çlemlerini yap- mak mümkün oluyordu. Daha sonra abaküs ile yapılan işlemleri bir kağıda dökme ihtiyacı ortaya çıkınca, "dizaynh abaküs" denilen bir teme geçikji. Bu bugün bile bazı geleneklerindJİHM&ûtnı sürdürüyor. B ugünlerde bütünüy- le yapay bir ortam- da, bilgisayar gra- fikleri arasmda, ister bi- limsel bir amaç için olsun ister fantastik bir macera yaşamak için yepyeni bir dünya yaratılmaya çakşı- . Bilgisayar teknoloji- ırafik tasarımlarla rasında karşılaşabilecek- leri olaylan uçuş öncesin- de yaşamakta ve öğren- mektedirler. Sanal ger- çeklikte en önemli hedef- lerden biri kultanıcmın or- tama tam anlamıyla haki- miyet sağlaması ve her yönüyle ortamın bir par- çası olmasıdır. Bunu sağ- ve kişileri bil- layabümek üzere gelişti- Marlboro, dönyanııı e§ çok satdan sfgaraa. Kavrammtn karşılığı olan ve henüz yeni yeni tanı- nan bu teknoloji, büyük bir çığır açacağa benzi- yor. Ülkem1 - ' hem*>' n başa takılan göstericidir. Data eldiveni, fare (mo- use) ya da joysttck gibi bilgisayar ortamındaki •-•* kontrol etme- - sistem- 1966 YU VE 86/10911 SAYHJ BAKANLAR KURUUJ KARARINA GORE SIGARA SAĞUĞA ZARARUDIR gisayar^ lan ve yine bikjısa,-. _ . cAğtyia kontrol edilen, pi- tat kabinine benzer, hare- ketli bk mekanda fizikse) olarak hissederek uçuş denayimlerini geJiştir- mektedirler Buradauçuş ıaa meydana geten ve durum değişikiikle- ri, hareketli mekana yan- sıtılmakta; boylece pilot adayları, gerçek uçuş sı- •- ülmi seyre- , kenditerirri fB- min tçinde gia hissed»- yorlardı, Gün geçtikçe kuttanım aianlan faztate- şan sanal gerçekl*;, tsari amaçiı olarak en çok bü- gisayar oyunlannda kul- landmaktadr. Sanal ger- çekti^n başka bir kula- nım alanı da mimarı, in- şaat, reklam sektörü ve sağlık sektörüdür. Niyazov: Doğalgazda • Boştarafı I. Sayfada nü gören Niyazov. "Çekin- meniz gereksiz. Komünizm yok" diye espri yaptı. tnönü. yapılan "Çifte Ver- gUendirmenin Önlenmesi Anlaşması^nı açıklarken söz konusu anlaşmanın 18 ay öncesinden itibaren ge- çerli olduğunu vurguladı. Çiller, buna müdahale ede- rek "45 ay" dedi. lnönü, çıf- te vergilendırmeyi önleyen anlaşmanın iki ülkenin de yaranna olacağını belirterek diğer anlaşmanın Türkiye ile Türkmenistan arasında karma ekonomik komisyon kurulmasını öngördüğünü bildirdı. Nijazov da işadamlanna hıtaben yaptığı konuşmada, Türkmenistan'ın Türki- ye'den gelen işadamlanna her rtrlü yardımı yapmaya hazır olduğunu belirttikten sonraşöylededi: **B«rada her tüıifi yabrnn yapaHlirsiniz. Biz de >anüm ederû. İsterseniz Türkhe'de e\ lendikten sonra bura>"a ge- ttn, b r de biz evlendirelim.'" Ni^azov, doğalgaz konu- sundî lran, Pakıstan ve Tür- kiye've eşit davranacağını. bu ilşkiler sırasında Rus- ya'nu da "olunınu" alaca- ğinı >urguladı. Türkmenistan doğalgazi- nın Avrupa'ya ulaştınlması- na ılişkin projenin uygulan- masında bazı sıkıntılar ya- şandığmı belirten Niyazov, proje için geç kalındığını söyledı. Niyazov, Türkmen doğalgazını Bağımsız Dev- letler Topluluğu (BDT) ül- kelerine taşıyan mevcut do- ğalgaz boru hattının Gürcis- tan'dakı bölümünden 166 kilometrelik bir hat döşene- rek Türkiye'ye doğalgaz ve- rilebileceğini bildirdi. Niya- zov, bunun için Rusya ve Kafkasya ülkeleriyle görüş- meler yapılması gerektiğinı belirterek "Bu kouuda sınır yok, sıkmü çıkarma>ız" de- di Başbakan Çiller de Türki- ye'nin Eximbank aracılığıy- la açtığı kredilerin tümünün knllanıldığını vurgulayarak "Türkiye olarak > ? eni proje- leri değerlendireceğiz. Bu projeter çerçevesinde işbirli- ğimizi daha ileri safhalara götüreceğiz'" diye konuştu. Türkmenıstan'ın Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklı- ğı'na (TPAO) dört ayn böl- gede petrol ve doğalgaz ara- ma ve işletme izni verdiğıni belirten Çiller, TRT'nin bu ülkeye yönelik yayınlannın daha da genişletileceğini bildirdi. Rjyad'a özel elçi • Btştarafı 1. Sayfada istediŞinı kaydeden Yalçm- taş. i:amlan \eren mahke- me bsşkanlan ve Suudi Aıa- bistaı Halk Şûrası Başkanı ile d« görüşmek istediğini bildirii. Cuna korkusu Yaçmtaş, ınfazlann cuma nanruzından sonra yapıldı- ğına iikkat çekerek sabah erkeı saatlerde başlayacak olan emaslannda öğleden sorıriyapılacak olası infaz- lann >nüne geçıp Türk yurt- taşlaımn cezalannı Türki- ye'dtçekmelerini sağlama- yı anaçladığını söyledi. Yaçıntaş, böyle bir göre- vin reden kendisıne verildi- ğiniı sorulması üzerine de "Beı tarafsız bir insanım. TRTIGenel Müdürlfiğfi'ne getûüşim de İslam Banka- sı'noki göreve çağnlışım da bu edenlerdendir. Suudi Aratstan >etldHleri> lede iyi Uişkjerim var" dedı. Viçıntaş, Cumhurbaşka- nı SâeymanDenürel'in, Dı- şışlc Bakanlığı Müsteşan Omv Öymea aracılığıyla "kendisinin aynı zamanda Cumhurbaşkanı'ıun temsil- cisi olduğunu" bildirdiğinı aktardı Fahd'a mektup Istanbul'da dün düzenle- nen Uluslararası Bosna- Hersek Dayanışma Toplan- tısı'na katılan RP Genel Başkanı Necmettin Erba- kan, konuşmasında şunlan söyledi: "Suudi Arabistan'daki in- fazlar, sadece Türk tebaası kardeşlerimize değil, a> nı za- manda diğer bazı Müslü- man ülkelerden gelen kar- deşlerünize de tatbik edil- mektedir. Dola>ısıyla, konu sadece Türkive'mizi değil, İslam âlemini yakinen ilgi- lendiren bir konudur. Bu toplantıya katılan bilhassa Suudi Arabistan temsilcile- rinin de delaletivle, Müslü- man ülkelerin bütün bu li- derlerinin iştiraki ve imza- sıyla Kral Fahd'a da bir mektup göndererek, bu in- fazlan durdurmasını 1 mil- yar 500 mihonluk İslam âle- mi adına taJep edeceğiz, bu- nu ümh ediyorum." G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Türkmenbaşı dört yıl deviet başkan- lığı yaptıktan sonra 15 Ocak 1995'te bir referandum yaptırdı ve halkın oylanyla görev süresini 2002 yılına kadar uzattır- dı. Orta Asya cumhuriyetlennde son üç- dört yıl içinde yaşananlara değişim de- mek eksik bir tanımlama; "kınlma" da- ha uygun. Yerine neyin konacağı belli ol- madan bütün değerier çökünce, orta- ya "geçmişi tümüyle reddeden" ama gücünü de tamamen "geçmişteki gö- revlerinden" alan yönetimler çıktı. Niyazov'un merkezi ve tek kışilık yö- netim anlayışı, itici ve antidemokratik bir yaklaşım. Ne var ki Niyazov'un ya- kın çevresi, "Birbakıma yeni bir ulus ya- ratıyoruz. Belli bir dönem için merkezi yönetim kaçınılmaz. Aksi halde ülkenin nereye gideceği belli olmaz" diyor. Yönetim biçimlen ve devlet başkan- larıyla ilgili yorumları bir yana bırakıp "halka" geçelim... Kınlmanın en ağır yükü, emeklilerin üzerinde. Maaşları, 10-25 dolar arasın- da değişiyor. Serbest pıyasa ekonomisıne adım atılması, ulusal para birimlerinin dolar karşısında yüzde binler düzeyinde de- ğer yitirmesiyle aldıkları paralar pula dönmüş. Almatı'da taksi bulmak için uzun sü- re uğraştım, başaramadım. Çok seyrek taksi geçiyordu ve doluydu. Sonradan öğrendim ki otomobil kullananlaryalnız ve biraz yaşlı ise hemen el kaldırıyorsu- nuz, duruyoriar. Emeklilerin çoğu taksi plakası alacak güçte de olmadığı için, "gelirlerinin iyi olduğu dönemde" satın aldıkları otomobıllerıyle "taksıcilik" ya- Değişimin Acımasıziığı... pıyoriar. Kenti birkaç saat birtikte dolaştığımız Genadi Abramoviç, demiryollan işlet- mesinde mühendis olarak çalışıyormuş. Doların ruble ile eşıt işlem gördüğü dö- nemde maaşı 3 bin dolan geçiyormuş. Şimdi emeklı, Kazakistan para birimi "tenge" üzerinden emekli maaşı alıyor. Dolar karşılığı 35. Genadi yüksek maaş alan emeklilerdenmiş. Türkmenistan'da ise zaman zaman emekli maaşı ödenemiyor. Dış borçlar da hızla yükseliyor. Ülkede sık sık "Hem dış borç alıyoruz, hem fakırieşiyoruz. Bu paralar nereye gidiyor" sorusu so- njlmaya başlanmış. Niyazov buna pra- tik bir çözüm bulmuş: "Bundan sonra dış borcu konuşmak yasak." "Değişimi" en yoğun gözleme olana- ğını ise Cengiz Aytmatov un ülkesi Kır- gızistan'da bulduk. Kenti, Ankara'da Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Uluslararası llişkı- ler Bölümü'nde eğitim gören ıki Kırgız öğrenciyle birlikte gezdik. Biri, yüksek ağaçlann arasındaki dev bir binayı gösterdi: "Bişkek Ulusal Kütüphanesi. İçinde yedimılyon kitap var. Ulkemizın nüfusu 4.8milyon." Ardından ekledi: "Semtlerde de kü- tüphaneler var. Ama onlaryavaş yavaş kapatılıyor. Içindeki kitaplar merkez kü- tüphanelere getiriliyor." Bişkek'te, "Bu kadan gerekli mi c/e- g7/m;?"diyetartışılan konulardan biri de tiyatrolar. Önceki akşam Bişkek'te, Merkez Bankası Başkanı Murat Sultanov ile bir süre sohbet ettik. Sordum: - Kırgızistan'ın doğal zenginlikleri di- ğer cumhuriyetler kadar yok. Ûnûmüz- dekı döneme nasıl bakıyorsunuz? "Ama insan zenginliğimiz var" deyip devam etti: "Halkın çok büyük bir bölümü eği- timli. Ben bu güce güveniyorum. Şunu da itirafetmeliyim kiyeni kuşaklann eği- tim düzeyi eskisi kadar iyi değil..." Eski Sovyetler Biriiği sınırian içindeki ülkelerde kültüre, sanata, eğitime ve kent bilıncıne verilen önem, "önyargılı" kişilerce bile kabul edilmekten öte öv- güyle karşılanıyor. Nasıl ki 15. yüzyılda Avrupalılarla Amerika kıtasındaki yerlilerin çatışma- sında, tek suçlan "tüfek ve barutu bil- memek" olan yerliler büyük bir kıyıma uğramışsa; en önemli suçu, toplumu in- sanın çok önüne koyup "tüketme ruhu- nu" gözardı etmek olan sosyalist siste- min değerieri hızla yok edıliyor. Ispanyol "kâşifler", Maya uygariığı- nın altından yapılmış sanat eserlerini daha kolay taşımak için eriterek Avru- pa'ya götürüyorlardı. Amerikan, Japon finnalan, kentin en güzel yerinde oldu- ğu için eski SSCB şehirierındeki kıtap mağazalarını satın alıp büroya dönüş- türüyor. Sosyalist sistemin doğrulan yanlışla- n ayn konu. Ancak o sistemde üretilen bütün değerieri dozerie küremek, bina- yı eşyalanyla yıkmaya benziyor. Beş günlükgezide öğrendiğim bir şey de Orta Asya devlet başkanlannın "öv- gü yeteneği" idı. Bu ülkelerin yağ ithal etmesine gerek yok, Türkıye'yie temas- larını damıtsınlar yeter. Ben Tansu Çiller'in yerinde olsam, Kırgızıstan Devtet Başkanı Askar Aka- yev'in uzun övgülerinın ardından bir de "Türk dünyasının çoban yıldızı" yaptık- tan sonra kendimi Orta Asya cumhuri- yetjeri başbakanı ilan ederdım. Özer Çiller'in payına da Türk dele- gasyonu düştü. Ceketini çıkardığında üç el uzanıyordu. özer Bey'i ilk defa bu kadar sürekli ve yakından ızliyordum. Mütevazı bir insan. Böylesıne ilgi karşı- sında onun yerinde olsam, Tansu Ha- nım'ı özel kalem müdiresi yapıp, Mec- lis ve hükümet yetkilerini üzerime alıp başbakanlığımı ilan ederim. Onceki akşam Bişkek'te Malatyalı Yusuf Altunhan'ın açtığı Nevruz Lo- kantası'na gittik. Özer Çiller, bazı bü- rokratlar ve gazeteciler vardık. Yemek programlıydı. Sonradan balerin olduğu- nu öğrendiğim, incecik, genç bir Rus kı- zı, parmaklarının ucunda, dansöz giysi- leriyle vücudunun bütün yuvarlaklarını titreterek oynarken Nâzım Hikmet'in Ekim 1957'de Moskova-Bakü yolculu- ğu sırasında yazdığı "Otuz Yıl Sonra " şi- irini anımsadım: "... Bu yoldan 30 yıl önce de geç- tim/Ben vardım oğlum yoktu/Belki oğ- lum da bu yoldan 30 yıl sonra geçe- cek/Belkı ben olmayacağım./Elbette belki, 85 çok mu?/Belki ben olmayaca- ğımJAmma kim bilir neler olacak/Çok merak ediyorum olacaklan..." Gezıde beynime çakılan anılardan bi- ri, Arap yalellisiyle başparmağının ucun- da dans eden, sarhoş bakışlara fütur- suzca vücudunu sunan Rus "beHerm"m bebek yüzüyle, alnını ve boynunu örten tül peçeydı... İdamlar için hükümet suçlanıyor Haber Merkezi-Suudi Arabıstan'da4Türk yurttaşının kafalannın kılıçla kesılerek ıdam edilmesine tepkiler büyüyor. İdamla yargıla- nan 26 Hataylı mahkûmun aılelerı. ıdam ka- rarlannı protesto etmek amacıyla Aniakya'da oturma eylemi yaptı. Siyası partıler. demok- ratık kitle örgütleri, çeşitli kurum ve kuruluş- lar. olayı şiddetle kınarken hükümetı de idam- lar karşısında 'aciz kalmakla" suçladılar. CHP Genel Başkanı HikmetÇetin,"Buvahşiuygu- lama, bize Ataturk'ün kurduğu laik cumhuri- yetin ne kadarönemli olduğunu da göstermiş- tir" dedi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yü- maz, ıdamlann önlenememesınden dolayı hü- kümetı suçlarken ANAP Genel Başkan Yar- dımcısı İmren Aykut da hükümetı ıstıfaya ça- ğırdı. Suudi Arabistan'da uyuşturucu kaçakçılığı yaptıklan gerekçesiyle idamla yargılanan 26 Hataylı mahkûmun ailelen, ıdam kararlannı protesto etmek amacıyla oturma eylemi >ap- tı. Antakya Belediyesı karşısındakı Atatürk anıtı önünde toplanan mahkûm aileleri. 2 sa- at süren oturma eylemleri sırasında "Müslû- manhktacan almakyoktur", "Koyunlar mez- baha>asokulur. insanlar değfl", "Kocalarunız savasta değil, sc>ahatteöiecek" yazı11 pankart- lartaşıdılar. Ailelerin, Ankara"yageçerek Su- udi Arabistan Büyükelçılığı önünde "ölüm orucu" eylemi yapacakları bildinldi. îdamlan "çağd^ı ve \ahske" bulduklannı belirten CHP Genel Başkanı Hıkmet Çetin. Suudi Arabistan'daki uygulamamn islam dı- nı. insan haklan \e çağdaş hukukla ilgısi ol- madığını savundu. Kamuoyunun ve özellıkle Kjlislılenn tepkısini doğal ve haklı bulduğu- nu vurgulayan Çetin. "Bu vahşi mgulama. bi- ze Ataturk'ün kurduğu laik cumhurivetin ne kadar önemli olduğunu da göstermiştir. Söz konusu idamlar, benim Dışişleri bakanlıgım döneminden bu yanagündemegetaûş vegerek- li {drişimlerde bulunnıuştuk" dedı. Istanbul Tıcaret Odası (İTO) Başkanı Ata- lay Şahinoğlu'nu ziyaretı sonrasında bir basın toplantısı düzenleyen ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz da "Eğer bir ülkenin saygınlıgı azalmışsa vatandaşlannın da bu şekiMe ceza- laraçarpbnlmasını doğal karşılamak^erekir" dedı. Idamlann önlenememesınden dolayı Türk hükümetını suçlayan Yılmaz, "Saygınlı- ğı. cav dıncılığı olan bir devlet. vatandaşlaruun kafasının koparümasına izin vermcz" dedı. Parti genel merkezınde bir basın toplantısı düzenleyen ANAP Genel Başkan Yardımcısı İmren Aykutise ıdamlan barbarlık olarak nı- telendırerek "Bu olav Türk devletinc, Türk tophımunavetslamiyetehakarettir''dedi Ay- kut, "hükümetin itibarsızlığı sonucu. Suudla- nn bu e>lemi gerçekleştirmekte hiçbir çekin- genlik göstermediğini" öne sürdü Bir gazete beyanında Dışışlen Bakanı Erdal İnönü'nün. "Ğirişimdc bulunduk, ama dinlemryrvrlar ki" şeklındekı açiklamasını hatırlatan Aykut, "Bundan daha zavallı ve çaresi/ bir cevap ola- bilir mi? Bizim zamanımızda nicin dinlemiş- lerdi? Aynı suçu bir Amerikalı. İngiliz. Alman veya Fransız işleseydi bunlann kafalannı ke- sebüirler miydi?" dedı. Aykut, devletin vatandaşına her yerde ve her şartta sahıp çıkması gerektiğinı ifade ede- rek "Suudi Arabistan vönetimini protesto edi- yoruz, ama daha önce bu aciz hükümeti pro- testo edivoruz vc Lstifaya çağuıyoruz" diye ko- nustu. Idamlann "çağdışı" olduğu görüşüne katılan Turizm Bakanı İrfan Gürpınar, ıçın- de bulunduğumuz çağda insanlann kafalan- nm kılıçla kesılmek suretıyle ıdam edılmele- nnin kabul edılemez olduğunu belirrtı. Tarım ve Köyişleri Bakanı Refaiddin Şahin de Su- udi Arabistan yasalanna saygılı olduklannı belirterek sözlenni söyle sürdürdü- "Dünyada bütün ülkeler, kendi vatandaşı başka bir ülkede suç işlediği zaman adil bir şe- kilde yargılanmasını ister ve varsa anlaşmala- n, cezayı kendi ülkesinde çekmesini sağiarlar. Böyle bir şey yapılması lazrni." DYP Geneİ Başkan Yardımcısı HaütDağu da DYP Genel Merkezi'nde dün düzenledığı basın toplantısında, "Böylesibiryönteminha- len kuUanılmasını anlamak ve kabul etmek mümkün değUdir" dedı. Çağdaş Hukukçular Derneği Yürütme Ku- rulu üyesı Av. ıNusret Senem. Türk Eczacılar Birliği Başkanı Ecz. Mehmet Domaç. Anka- ra Dişhekimlen Odası Yönetim Kurulu Genel Sekreten Dr. Nezih Tan, Genç Hukukçular Derneği Başkanı Erol Aras ve Türkıye Sos- yalist tşçı Partisı (TSİP), yaptıklan yazılı açık- lamalarda, ıdamlan msanlık ayıbı olarak nıtelendirerek kınadılar. OLAYLAREV ARDEVDAKf GERÇEK • Baştarafı 1. Sayfada üreticinin elinde kalmakta, devlet alıcı olarak girdiği pıyasalarda fiyat belirle- mekte, sonucta bu ilışkıler olumsuzluğa yol açan si- yasetlere dönüşmektedır; koylu perişan olmakta, Devlet Hazinesı zarara gir- mektedir. Bu alanda ne ya- pacağını bılemez hükü- metlerin popülıst siyaset- lerı de artık doğal sayılıyor. Bu tablonun düzelmesi ıçın köylu düşmanlığı bir çıkış yolu olamaz; Batı'da geçmışte yaşanan sureç Türkiye'de de yaşanacak. Tek çare sanayıleşmek- tır. Ancak sanayileşme de yatırımla gerçekleşir. Bu- nun dışında bir sihırlı for- mül şimdıye değın ıcat edilemedı. * * * Büyükelçiyi çekmek zor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tansu Çiller'in. 4 TunVün şenat ya- salanna göre kafalannın ke- sılerek ıdam edılmesınden sonra "Gerekirse büyükelçi- mizi geri çekeriz*1 açı klaması- na karşın Türkıye'nin petrol ıthalatının yüzde 46.6'sını karşıladığı Suudi Arabıstan'la ılişkilennı askıya alması pek olası görülmüyor. Suudi Arabistan, Türki- ye'nın en çok ticaret yaptığı 40 ülke arasında yer alıyor. Türkiye. geçen yıl ıthal ettiği toplam 21 mılyo'n 198 bin 100 tonlukpetrolün yüzde 46.6'sı- nı Suudi Arabistan'dan alır- ken bu ülkeden yaptığı top- lam ıthalat ise 1 mılyar 228 mılyon dolar değerinde. Tür- kiye, bu ülkeye, canlı hayvan ve tanm ürünleri başta olmak üzere, 609 mılyon dolarhk da ihracat yaptı. "Captagon" adlı uyuşturu- cu kapsammda bulunan ilaç- la ilgili kaçakçılık yaptıklan savıyia 4 Türk yurttaşını idam eden Suudi Arabıstan'la, Tür- kıye'nin dış tıcaret ılışkılenn- de en önemli yen petrol ıtha- latı oluşturuyor. Suudi Arabistan, Türki- ye'nın en yoğun ithalat ve ih- racat yaptığı ilk 40 ülke ara- sında bulunuyor. Türkiye, ge- çen yıl ithal ettiğı 21 mılyon 198 bin 100 tonluk petrolün %46.6'sına karşılık gelen 9 mılyon 868 bin 800 tonluk petrolü bu ülkeden satın aldı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle