07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS 1995 PAZAR 8 PAZAR KONUGU . Tüm dünyada işçi hareketinin zayıfladığını söyleyen Prof. Lordoğlu, mücadelenin siyasal olması gerektiğini bildirdi Sendikalhareket, âyaseti öğreıımeli Y T A r T T O Türk-IS' ge 9en . hafta içinde II I y II .N hükümetın ışçilerle alay edercesine ^-^ •*- * ^-^ 3 T verdiği yüzde 5.4'lükücretzammına tepki olarak bir genel grev yaptı. Insanlann günlük yaşamlannı hemen hemen hiç etkilemeyen bu bir günlük grevin yankılannı araştırdık. Olmadı. Türkiye'dekı sendikal narekete baktık; hiç de iç açıcı değil. Dünyada da öyle... Kendilerini köşe yazan görme safdifliğınde bulunan birtakım yeniyetmeler de bu arada sendikal örgütlenmenin "artık bütün dünyada çoktüğünü", bireysel köşedönucülüğün geçer akçe,"gemisini kurtaranın kaptan" oldugımu telkin edip duruyorlar. Dünyaaa ve Türkiye'deki sendikal hareketin bu hiç de ıç açıcı olmayan durumunu, geleceğin işçi hareketi için neler hazırıayabileceğini, çeşitli senaryolan, çalış ekonomisı uzmanı Prof. Kuvvet Lordoğlu'yla konuştuk. PAZAR KONUĞU lışma SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU • M l Sizce son işçi hareketieri neden kaynak- landı? LORDOĞLU - Çok basit olarak bilinen, bası- na da yansıyan biçimde hükümetin teklif ettiği yûzde 5.4'lük ücret aıtışının Türk-lş tarafından kabul edilmemesinden kaynaklandı. Bu, görüş- . meye bıle değmez, diye düşünüldü. Bu çerçeve- de de bir takım eylemler planlandı. Bunlardan bi- risi sendikalann katılımıyla düzenlenen Anka- ra'daki yürüyüş, öbûrü de 8 ağustosta gerçekle- şen genel grev eylemiydi. Amaç, toplusözleşme dönemine girilmesi ve burada hûkûmetin teklif ettiği ücretın çok düşük bulunarak buna tepki gösterilmesiydi. Bu, tabii ücret pazarlığından kaynaklanan bir eylemdi. Türk-tş bu pazarhkta, "Ben bunu kabuletmryonım" diyerek eylem baş- lattı. Zaten Türk-lş Başkanlar Kurulu, haziran ayı içinde böyle bir karar almıştı. Ama bu arka- sından neler getirir, ne olur, bu nasıl bir gelişme- dır, konuşmamız çerçevesinde istersenız bunla- ra da temas ederiz. mi? I Bu eylemlerle istenüen yere vartlabilir LORDOĞLU- Bana kalırsa istenüen yere va- np varmaması sadece yapılan eylemlerle sınırlı değildir. Yani Türk-lş'in genel grev yapması, hat- ta daha etkili grevlere baş vurması ücret pazarlı- ğında işvereni belki bir parça tedirgin edebilir. Yüzde 5 değil de yüzde 7 olsun, diyebilir. Ama bu, işçileri, sendikalan, Türk-Iş'i hiçbir şekilde " ne tatmin. ne de memnun edecektir. Toplusöz- leşme, taraflar arasında konsensüs sağlayicı bir mekanizmadır. Bu konsensüsün sağlanmasında iş- ' çi sınıfi gayet tabii bir takım eylemlerle tepkile- rini hükümete bildirecektir. Ama bunun serma- ye ve hükümet tarafindan ne ölçüde kabul edile- ' ceği bu noktada belli değil. Bu noktada bir şey- ler söylemek spekülasyon olur. Ama şu kadannı belki de söylemek lazım: Türk-îş ve öbür konfe- derasyonlann, olayı, eylemlerle zorlaması çok dogal. Ama bunu acaba gerçekleştirebilecekler mi? Bu noktada tereddütlerim var. Çünkü her şeyden önce sendikal hareketin, işçi hareketinin siyasallaşması gerekli. Siyasallaşmadıği süreceo anda o eylemi yapanlan tatmin etmekten başka bir işe yaramayacaktır. Yani bagıracaklar, iş yer- lerine girmeyecelder ve çalışmayacaklar gibi... Bu, tabii ki yapılması gerekli. Onu kabul ediyorum. Ama bunun ses getirmesi, arkasından bu eylemin bir sonuca ulaşmasını sadece toplusözleşmeleriy- le gerçekleştirebilmek çok güç. Hatta mümkûn değil. Dünyanın her yerindeevrensel bir olgu var. O da sendika hareketinin zayıflaması, sendikacı- nın zayıflaması, işçilerin sendikaya daha az üye olmaya başlamalan ve dolayısıyla sermaye kesi- minın çok geniş olarak bu olgulardan yararlan- ması. Burada mücadele edilebilecek tek alan si- yasal harekettir. ^ ^ ^ H Bunu açarsak, siyasal hareketten neyi kastediyorsunuz ? LORDOĞLU- Başta tabii toplusözleşmeler de olmak üzere özelleştirme, taşeronlaştırma, iş gü- vencesi, işçi sağlığı gibi konularda işçi sınıfinı yönlendiren hareketin temel taleplerinin mutla- ka masaya konması lazım. Açıkçası bunlar bu- güne kadar masaya konmadı. 1980 sonrasında, 1985'e kadar yeni yeni, siyasallaşma yönünde bir takım hareketler gözüküyor. Çok yeni bir ha- reket bu. Ama bu hareketi siyasal bir çerçeveye oturtmadıkça, bunu sadece bir toplusözleşmede bir ücret pazarlığı dışına çekebilmek mümkün değil. Yani yüzde beş veımez de yüzde yedi, ya da yûzde dokuz verir. Bu enflasyonist ortamda ne fark eder ki? Hiç bir şey. Yani, öncelikle hareke- tin siyasallaşması gerekli. Bu siyasallaşma bağ- lamında da çalışanlann mutlaka katılımcı bir de- mokrasi sistemi içinde işyerlerinde yönetime ka- tılma. hertûrlü katılma çerçevesinde mutlaka ba- zı taleplerini gerçekleştirmesi gerekir. Bu da ta- bii ki karşılıklı bir uzlaşma, bir konsensüsle ola- bilecektir. LORDOĞLU- Çok basit. Çatışma çıkar. Bu- güne kadar nasıl birtakım çatışmalar oluyorsa bu çatışma da uzun dönemli olmayacaktır. Çatışma, bir konsensüsü de beraberinde getirecek. Sonra arkasından yeni bir çatışma başlayacaktır. Yani ça- tışmanın ortadan kalkması zaten mümkün değil. Ancak belirli periyodlarvardır. Bu periyodlardan biri biter, öbürü başlar. işçi hareketi de böyle bir gelişme gösterir. Benim bu çerçevede görebildi- ğim kadanyla hareketin mutlaka siyasal bir kim- liğe oturması gerekli. Bu siyasal kımliğe oturma- sı için bunun sendikalan aşan bir boyutta olma- sı lazım. • • • Neden? LORDOĞLU-Çünkü sendikalar, siyasi parti, her şeye anında çözüm bulacak siyasi talepleri olan örgütler değildirler. Sendikalar ekonomik, sos- yaî amaçlı örgütlerdir. Dolayısıyla üyelerinin haklannı ve çıkariannı korumaya yönelik birtakım hareketlerde buluna- caklardır. Ama mutlaka siyasal kimliği olan örgütlerin, açıkçası siyasi partilerin. sendikal harekete sahip çıkıp bunu belirli bir yere taşıması gerekiyor. Bu- nu mutlaka sendikacılann parti kurmalan anla- mında söylemiyorum. Galiba bir aralık Musta^ş Ozbek bir siyasi par- ti kurmaya teşebbüs etmişti. Ama sendikacının, dediğim gibi, mutlaka siyasi parti kurması şart de- ğil. Bir sendikacı ya da aydın kesimden kişiler, mevcut siyasi parti içinde bu hareketi belirli bir yere taşımalılar. Ama her şeyden önce bu kişiler tabii ki hareketin içinden gelmeliler. Tepeden in- me olmaz, diye düşünüyorum. Prol. KUVVET LORDOĞLUtstanbul, 1952 doğumlu. Ortaöğrenimini Vefa Lisesi 'nde, yükseköğrenimini tstanbul Üniversitesi tktisat Fakültesi 'nde tamamladı. Daha sonra tşletme tktisadı Enstitûsü 'nü bitirdi. Altı yıl kadar özel sektörde bilgisayar programcıst olarak çalıştı. Dört kez Fransı: Dışişleri Bakanlığı bursuyla yurtdısmda bilişim stajı yaptı. Biryandan doktora çahşmalannı sürdürdü. 1981 de Bursa Üniversitesi Çalışma Ekonomisı Bölümü 'ne astslan olarak girdi. Doçentligi sırasında 1991'de Marmara Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri tlişkileri Bölümü 'ne geçti. 1993 'te profesör oldu. Halen aynı bölümde öğretim üyesi. lıyor. Yani bir anlamda vasıflı eleman kullanma- yı zorunlu hale getiriyor. Vasıflı eleman zaten iş- verenden yüksek ücret alıyor. Onun sendikaya çok fazla doğrudan ihtiyacı olmuyor. O zaman bu- radan bir noktaya geliyoruz. Deirıek ki artık sen- dikalar, toplusözleşme yapan kuruluşlar, artık sa- dece ücret pazarlığı yapmayacaklar, yapmamalı- lar. ^^^Peki, neden? LORDOĞLU- Ocret pazarlığı yapöklan za- man ciddi bir hatayla karşı karşıya kalıyorlar. O daşu: Türkiye'deenflasyonunböylesine yük- sek olduğu ortamda sendika ne yapsın, deniyor. Sadece ücret pazarlığına girdiği zaman genişle- yen bir kesimi, hizmetler kesimini dışarda bırak- mak durumunda kalıyor. Hizmetler sektöründe va- sıflı olarak çalışanlar kendi bireysel pazarlıklan- nı yapıyorlar. Zaten onlara talep var. Bunlann sendikalı olmak gibi ciddi bir ihtiyaçlan, istek- leri de yok. Ismi sendika olan bir örgüt kurula- caksa, bu kesim için mutlaka ayn bir örgütlenme modeli geliştirilmek zorunda. Türkiye'de vasıf- sız işçi hâlâ var. Özellikle de inşaat sektöründe çok yaygın. Burada söz konusu olan tabii ki üc- ret pazarlığı. Ama sendikalann, toplusözleşme ya- parken pazarhk sırasında mutlaka esnek bir ya- pıya kavuşturulmalan gerekiyor. Yani kurumsal örgüt olarak sendikalar, hizmetler sektöründe ay- n bir örgütlenme modeli. Sanayide ayn bir örgüt- lenme modeli gerçekleştirmek zorunda ki örgüt- lenme genişleyebilsin. Çünkü örgütlenme sade- ce bir sorun da çözmeyecek. Yani sorun çözücü de bir model değil. Hiç olmazsa örgütlü kesim ge- nişledikçe, ücretli olarak çalışanlar genişledikçe, bu alanda yapılacak olan şeyler bir adım daha ile- ri gidecektir. • • • • Tekel'in özelleştirme kapsamı dışında tutulmasından mı? LORDOĞLU- Evet. öte yandan Denizci- lik Işletmeleri özelleştirme kapsamında olduğu için Denizciler Sendikası bas bas bağınyor. Hak- Iş'e bağlı Öz Gıda-lş, geçen yıl hayli kampanya yaptı. Bunlann nedeni özelleştirme yüzünden alt- lanndaki zeminin kaybolacağı endişesi. Bu yûz- den üye kaybedeceklerinin bilincindeler. Böyle politika olmaz. Bu, tam anlamıyla sokak kavgasına benziyor. Birisi bir yumruk atıyor, öbü- rü de yumrukla karşılık vermeye çalışıyor. Ama ne yumruğu doğru dürüst atabiliyor, ne de önle- mıni alıyor. Özelleştirme yeni birolgu değil. Bu hareket 1986'da başladı. Ama 1992'ye gelince- ye kadar sendikalann çıtı çıkmadı. lşin ciddiye- tini yeni yeni anladıklan için yeni yeni yayın yap- maya başlıyorlar. Sendikacı dostlar alınmasın, ama bu uzak görüşlü olmamaktan kaynaklanan, sa ne olur? karşı taraf uzlaşmaya yanaşmaz- Bir de sendikalfetişizmin öne çıkarüma- mast, olayın sistemden kaynaklandığı görüşü var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? LORDOĞLU- Birincisi, sendikalar sistem içi örgütlerdir. Dolayısıyla sendikalann kurulması, örgütlenmesi. sendikaya üye olunması, mevcut sis- tem içinde, sermaye kesimınin ya da hükümetin onay vermesiyle gerçekleşir. Sermaye kesimi ve hükümet ne kadar onay verirse sendikal hareket de o kadar gelişir. Bu görüse göre hemen ön pla- na sendikalaşmayı koymamak lazım. Ama, örgüt- lenme gereksizdir, sendikal örgütlenme tek çözüm yolu değildir, gibi bir görüş de yok. Sadece şu söylenmek istenebilir: Örgütlenmeyi tek bir mo- del olarak ortaya koyup her şeyi çözecek olan ör- gütlenmedır demek hatalı olabilir. Örgütlenme, evet önemli, ama gördüğünüz gibi de her şeyi çözmüyor. Örgütlü kesim var. Ama bu örgütlü ke- sim bir işlev yerine getiremiyorsa sadece adı var demektir. 1980 öncesi çok sayıda sendika vardı. Bir kısmı tabela sendikası, kimisi de san sendi- kaydı. Bunlann hiçbir şey çözdükleri yoktu. Bun- lar, sistemin de önerdiğinin üzerinde işveren le- hine çalışan örgütlerai. Dolayısıyla her şeyi sa- dece örgütlenmeden beklememeli. Ama örgütlen- me de gerekli. Çünkü örgütlenme olmadan ınsan- lann bir araya gelip belirli bir konuda. belirli bir temelde çıkariannı korumalan pek mümkün de- ğil. Yani bireysel olarak sizin, benim, işyerinde çalışan öbür kişilerin patronla tek tek pazarlık et- meleri olanaksız. Aynı çıkarlar doğrultusundakı insanlann bir arada bulunmalan zorunlu. Bu, 18. yüzy ıldan beri böyle gelmiş. Burada bir parantez açmak istiyorum. Gerek dünyada, gerekse Tür- kiye'de örgütlenmenin giderek daha dar kalıpla- ra doğru gitmesi söz konusu. lşyeri düzeyinde ör- gütlenmeler bir model olarak karşımıza çıkıyor. Hem Batı'da, hem Türkiye'de işyeri sendikacılı- ğına doğru bir kayma var. ^ ^ • • i Yani işkolu bir tarafa bıraküdı, şimdi iş- yeri sendikacılığı eğilimi doğdu, öyle mi? LORDOĞLU-Evet. tşyeri düzeyinde pazarlık etmek biraz sermayenin dayattığı bir şey. Türki- ye gibi ülkelerde küçük işyerleri çok fazla. tma- lat sanayiinde aşağı yukan yüzde 80-90 oranın- da küçük işyeri var. Küçük işyerleri olduğu için bunlar ya sendikalı ya sendikasız. Sendikalı ol- salar bile sendikanın çok fazla etkisi ve etkinliği olmuyor. tkinci temel olgu da yapılan işe bağlı. Yapılan iş teknik birtakım hızmetleri zorunlu kı- günü kurtarma amacını güden bir politikadır. Türkiye'de işveren, sendika sözcüğün- den bile ölümden korkar gibi korkuyor. Sizce bu korku neden kaynaklanıyor? LORDOĞLU- Bu fobinin birtakım nedenleri var. Ama en ciddi nedeni işyerenin sendikaya, ken- disiyle pazarhk edip ödeme gücünün üzerinde bir takım şeyler isteyecek, hatta zarar ettirip iş- yerinin kapanmasına neden olabilecek bir kunım olarak bakması. Onun için de her ne pahasma olursa olsun sendikayı, işyerine sokmamaya ça- lışıyor. Işverenin böyle bir önyargısı var. Bu ön- yarginm dışında, "A sendikasını sokanm da B sendikasınısokmaın''diyenişverenlerdevar. Ga- ranti Bankası olayını hatırlayacaksınız. Garanti Bankası'nda Bank-Sen örgütleniyordu. İşveren daha örgütlenme aşamasında, bunu sezdiğı anda personele Bank- Sen'den istifa edip kendi istedi- ği sendikaya girmesi için kâğıtlar imzalattı. Bu tür olaylar çok fazla oluyor. Geçenlerde sendika- cı bir arkadaş anlattı. işveren sendikası temsilci- si, A işlermesine giderek "Ben işveren sendikası temsOcisryim. I ophısözJeşmcdöneminde sizin adı- nıza işçi sendiVasıyla masaya otunır, pazarhk ya- panz" demiş. Bunu duyan işyeri patronu odacı- yı çağırarak, "Beyekapm gösterin" tavn içme gir- miş. Bizim işverenlerde, kendi sendikal örgütlen- melerine bile karşı olan bir kafa yapısı var. İşçi sendikası gelse herhalde kapıdan içeri sokmaz- dı. ^ ^ ^ H Sizce bu akılcı bir davranış mı? LORDOĞLU-Tabii ki değil. Ama nasıl ki sen- dika liderleri bugünü kurtarmaya çalışı>x>rlarsa iş- verenlerdebugünükurtarmayaçalışıyorlar. Sa- bancı bile Toyota'da aynı şeyi yaptı. Orada Bir- leşik Metal Sendikası örgütlüydü. Bu örgütlen- meyi bir anda kesti. Sendikaya üye olanlan da anında kapının önüne ko>du. Bu olaylardan sonra zaten dar olan sendikal alan giderek daha da daralıyor. Çalışma Bakanlığı is- tatistiklerine bakiyorsunuz. O da ayn bir olay. Bu istatistiklere göre Türkiye'de yüzde 60. yüzde 70 sendikalaşma oranı var. Ne kadar çok sayıda mü- kerrer kayıt olduğu buradan belli. Sendikacı iş- verene gidip de "Bu işçi öMü" diye bildirmiyor. Üye kayıtlannın yüksek çıkmasının bir nedeni de o. Mükerrer kayıtlar, itirazlarçok fazla. Çalışma Bakanlığı. "CyeierinLa bakanlığa bildirin" diye sendikalara altı aylık bir süre verdı. Ama sendi- kalar buna pek sıcak bakmıyorlar. Oysa Türkiye'de bir tahmine göre 1.3 mılyon, bir tahmine göre de 1.5 milyon sendikalı işçi var. Yani sendikalı işçi- lerin oranı yüzde 10-11 dolaylannda. ^ ^ ^ H Bir de basın işkolu olgusu var. Sendika bugün sadece Cumhuriyet gazetesi ve Anado- lu Ajansı 'nda kaldu Gazeteci kendi meslek ör- gütüne sahip çıkmıyor. Sizce gazeteci ya da medya çalışanının, sendikasma sahip çıkmama- sının altında yatan nedenler nedir? LORDOĞLU- Bence bu sadece gazetecinin so- runu değil. Bu, genel bir sorun. Çalışanlann, mut- laka sendikalanna sahip çıkmalan lazım. Ama ba- sın işkolundaki işverenlenn katı tutumu, işyerle- rine sendikayı sokmak istememeleri, çalışanlann da şu ya da bu nedenlerle başka gelir kaynakla- nna yönelmeleri buna yol açıyor. Belirli gazete- lerde üst düzey görevlerde çalışanlann ücretleri- ne şöyle bir baktım ve gördüm ki bunlann zaten sendikaya ihtiyaçlan olamaz. Bir Gûneri Cıva- oğlu, bir Çetin Altan o ücretleri alınca neden sen- dikayı gereksinsınler? Aldıklan ücretin yerinde olup olmadığını asla tartışmıyorum. Benim söy- lemek istediğim o kadar yüksek ücretler alınca za- ten sendikayla temasın olamayacağı.Çünkü sen- dikayı ücret pazarlığı yapan bir kuruluş olarak gör- düğünüz zaman, bu ücretlen alırken ben neden sendikaya üye olayım, diyeceklerdir. Basında öbür kademelerde çalışanlann, a^gari ücrete ya- kın bir ücretle çalışanlann belki sendikaya ihti- yacı var. Ama işveren sendikayı işyerine sokmu- yor. Meselenin bir kısmı bu. Öbür kısmı da gali- ba aydınlann bireysel çözümlerden yana olmala- nndan dolayı sendikal harekete sıcak bakmama- lan. Bizim öğretim elemanlanrun bir sendikası var. Türkiye'de öğretim elemanlannın sayısı 40 bin civannda. Ama sendikanın üye sayısı bin-bin iki- yüz civannda. Dolayısıyla sendikanın üye sayısı az oldukça etkisi ve etkinliği de olmuyor. Sendi- kanın sadece adının olması bir anlam ifade etmi- yor. Pazarlık gücünün olması mutlaka üye sayısı- nın artmasına bağlı. rumda? Dünyada sendikal örgütlenme ne du- LORDOĞLU- Bu son dönemde dünyada ve Türkiye'de sendikalar çok ciddi olarak kan kay- bına uğradılar. Fransa, sendikacılığın çok ciddi olduğu bir ülkedir. Burada sendikal örgütlenme yüzde 10'lara düştü. Almanya'da 1980 sonrasın- da fazla bir şey değişmedi. (sveç, Norveç. Dani- marka zaten geleneksel olarak sendikacılığın güç- lü olduğu ülkeler. Orada sendikalar hemen he- men her alanda örgütlüler. O ülkelerde askerlerin bile sendikalan var. Ama onun dışında sendika hareketi Japonya ve ABD dahil pek çok ülkede çok düşük. Bir de şöyle bir olgu var: Son üç yıl- da sendıkacılann uğradıklan saldınlar, yaralama, tutuklama, öldürme olaylan dünyada çok büyük orandaartmış. Yani sendikacılar darbeyeuğruyor- lar. I Sendikal hareketingeleceğini nastlgörü- yorsunuz? LORDOĞLU- Çeşitli senaryolar var. Bunlar- dan birisi şöyle: Bundan sonra artık dünyada sen- dika olmayacak. Bir başka senaryoya göre sendi- kacılık olacak. ama bugünkü durumunda kala- cak. Bir üçüncü görüse göre de sendikacilık ha- reketi gelişme göstereceİc. Birtakım ülkelerde ye- ni sendikal hareketler. özellikle memur sendika- lannın güçlenmesiyle biraz daha gelişecek. Bu üç senaryodan hangisi gerçekleşır, bugünden söy- lemek mümkün değil. Ama görünen o ki şu anda sendikacılık hareketi aşağı doğru gidiyor. Bundan, sendikacılar da çok ciddi oranda rahatsız. Bir kıs- mı, "Eski müitan sendikacüığımıza devam ede- Bra'' diyor. Ama bana kalırsa artık militan sendi- kacılık bitti. O tür sendikacılık baştan da söyledi- ğim gibi, sadece o sendikacılan tatmin ediyor. Tıpkı hamamda şarkı söylemek gibi... ?: MİMARLAR ? ve :: YAPI RESSAMLARI KoteteJyon Proje ve Tasanm Stodyolarında •-' bîgisayar ortamında çalışabilen , mimartar ve yapı ressamlan gorevtendıriiecelctir Başvuruların fotoğraflı ve el yazılı ûzgeçrruşlen içeren bir mektupla aşağıdakı adrese yapılması gereklıdır : »Xftl.5i«hYftfcl Hacı Oscnan Bayın No:1 80890 BOydkdere-lstanbul l 7 aylık bebek için bakıcı aranıyor. Yatılı da olabilir. Şirinevler-504 62 72 Î.Ü. ÎŞLETME FAKÜLTESİ İŞLETME tKTİSADI ENSTÎTÜSÜ tLE I.I.E. ARAŞTIRMA VE YARDIM VAKFI LtSE MEZUNLARI En kısa zamanda geçerli bir meslek sahibi olmak istiyorsanız, bir yıl süreli TURİZM PROGRAMLARI'na katılınız. - Uygulamalı Turizm ve Otel Işlermeciliği - Tur Operatörlüğü ve Seyahat tşletmeciliği Kayıt Koşullan: Programlara katılabılmek için en az lise veya dengi okul mezunu ol- mak ve bir yabancı dılı yeterli düzeyde bılmek gerekir. Yeterlı düzeyde yabancı dil bil- meyenler için lngilizce ve Almanca hazırlık sınıfi açılacaktır. Aday Kayıtları: Aday kayıtlan 18 Ağustos 1995 tarihine kadar devam edecektir. Aday- ların mezuniyet belgesi (ya da son sınıf belgesi), iki adet fotoğraf ve 850.000 TL. aday kayıt ücreti ile Enstitü Müdürlüğü'ne basvurmalan gerekir. Daha Fazla Bilgi İçin: t.Ü. Işletme Fakültesi lşletme Iktisadı Enstitûsü 34840 Avcılar-lSTAhfBUL Telefon: (0212) 591 39 64 - 591 44 91 (0212) 590 14 27 / 203-217-220 Basm:36208 DEVLET ORMAN İŞLETMESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN BAYRAMİÇ / ÇANAKKALE Parti Miktan Mnh. Deposı EmvsÜD cins vt ncv'i Adcdi M3J)m3. BedeU Yağcılar 2 S.N.B.Çk.Tomnık 6 67 769 8 200.000 Yağcılar 3.S N.B.Çk.Tomruk (In.-Kut) 37 962.175 4.500.000 Yagcıbr 3.S.N.B.Çk.Tomruk 28 665.179 5.000.000 Yağcılar 3.S.K.B.Çk.Tomruk 3 61569 4 200000 Yağcılar l.S.Çk.Maden Direk 7 265.243 3.200.000 Gökçeiçi-Tokatlı Ibreliodun 1 108 Ster 500 000 82 2021.935 1. Yukanda depolan yazılı emvaller açık arttırma- lı olarak satılacaktır. 2. Satış 29.8.1995 tarihine rastlayan salı günü sa- at 14.00'te lşletme Müdürlüğü salonunda yapılacak- tır. 3. Ibrelilerde % 50'si peşin, bakiyesi 3 ay vadeli, yapraklılarda % 50'si pesin, bakiyesi 6 ay vadeli, ya- kacak odun da (ibreli-yapraklı) % 50'si peşin, baki- yesi 3 ay vadeli olarak satılacaktır. 4. Satışa iştirak edeceklerin ikametgâh adreslerini gösterir tasdikli belgeyi 1995 yılı vizesı yapılmış Sa- nayi ve Ticaret Odası belgesini, şirket ve ortaklılar adı- na gireceklerin de temsil belgelerini komisyona ib- raz etmeleri şarttır. İlan olunur. Basın: 36824 Sendikamız Genel Sekreteri olarak işçi sınıfına hizmet verirken yitirdiğimiz sevgili ERTAN ANDAŞ'ı ölümünün 15. yıldönümünde özlem ve saygıyla anıyorum. İSMAİL HAKKI ÖNAL DİSK/Genelİş Sendikası Genel Başkanı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle