Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS 1995 PAZAR
HABERLERİN DEVAMI
PENCERE
I Baştarafi 2. Sayfada
Bugün insanlık bir boşluğa sürüklenmiştir; 21 'inci
yüzyılın "insan haklan çağı"olacağını söyleyerek ken-
dimizi avutmaya çalışıyoruz. Ne var ki gün geçtikçe,
yaşadığımız coğrafyada, dinsel, mezhepsel ve etnik
bağnazlıklar ağır basıyon insanlar neye tutunacaklan-
nı bilmiyorlar; düşmanlıklann bileytaşında kin duygu-
lan keskinleşip sivrileşiyor.
•
Peki, ne olacak?.
Insan aklına ve bilime güvenimiz var; bu bağnazlık
dalgası aşılacak..
Ancak kimsenin kendisini kandırmasında yarar da
yok!.. Böyle giderse, çevre coğrafyasında yaşanacak
büyük hesaplaşmada var oluşunu savunabilecek en
öndeki güç Anadolu'ya kök salmış Türk ulusudur.
Ama o yola bir kez girildtğinde, olağanüstü bir şoven-
lik dalgasının Türkiye'yi baştan sona saracağını gör-
mek için falcı olmaya da gerek yok...
Bakandan
bakana engelleme
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP. Parti Mecli-
si'nin. ıncelemelerde bulıın-
mak üzere görevlendirmesi
üzenne Tuncelfye giden ın-
san haklanndan sorumlu
Devlet Bakanı Algan Haca-
toğlu, DYPlı Içışleri Bakanı
Nahit Menteşe'nin engelle-
mesiyle karşılaştı. Mente-
şe'nin, DYP'li bakan. millet-
vçkili ve bürokratlann özel-
Iikle , "faili meçhul cinayet-
ler" konusundakı açıklama-
lanndan dolayı "hedef" seç-
tiklen Hacaloğlu'na, Tunceli
gezisı ıçın "helikopter tahsis
edemeyeceğini" bıldırdığı öğ-
renildı.
Istanbul Emniyet Müdûrü
ve DYP eskı milletvekılı ada-
yı Necdet Menzir"in de bir sü-
re önce failı meçhul cinayet-
lerle ılgıli açıklamalan nede-
myle, sert eleştiriler yöneltti-
ği Hacaloğlu. son olarak bir
kabine arkadaşımn, "gazabı-
na" uğradı. Hacaloğlu, Men-
teşe'nin kendısine yönelık bu
davTanışını "yadırgadığını"
söyledı. Tunceli'ye 8-10 a-
ğustos tarihleri arasmda yap-
tığı gezi için Bakanlar Kuru-
lu'nda, Menteşe'den helikop-
ter talep ettiğıni belirten Ha-
caloğlu. "Sayın Menteşe ba-
na, 'biz helıkopter temın ede-
miyoruz, siz Genelkurmay
Başkanı ile görüşün' cüyenot
bırakmış. Ben bunu çok ya-
dırgadım. Çünkü bu İçisleri
Bakanlığı'nın görevidir" de-
di. Hacaloğlu, bütün olumsuz
koşullara karşı, karayoluyla
da olsa bölgedeki programı-
nı sûrdürdüğünü, yerel yöne-
ticilenn ve gûvenlik görevli-
lerinin girişimı ûzerine za-
man zaman helikopter sağ-
landığına dikkat cektı.
Tunceli Bosna'ya
• Baştarafi 1. Sayfada
tüteri, açlık ve sıkıntı içinde-
ki FULstin ve Bosnadaki in-
sanlardan hiç farklı değü"
dedi. Tunceli'ye haksızlık
yapıldığını ve insan haklan-
nın ihlal edildiğıni savunan
DYP-CHP koalisyonunun
"insan haklanndan" so-
rumlu bakanı Hacaloğlu,
"Tcrörie mücadeleye evet; a-
mfcbannma, geçinme, yaşa-
m'a hakkı gözctilmelL Buna
hayır diyen Türkiye'nin, Av-
rupa Birligi (AB)'ne girme-
ye hakkı yoktur" görüşünü
dile getirdi.
Bakanlar Kurulu tarafin-
dan görevlendirilen "Gü-
neydoğu Onanm Projesi ve
Köye Dönüş Projes" ile il-
gili çalışma yapan komitede
de görevli olan Algan Haca-
loğlu, 2 günlük Tunceli ge-
zisi ve izlenimlerini Cum-
huriyet'e anlattı. Bölgede,
iç banşın "kanadığını" ve
bu kanama giderilmedikçe,
Türkiye'nin düzlüğe çıka-
mayacağını kaydeden Haca-
loğlu, izlenimlerini şöyle
özetledi:
- Tunceli'de, terör devam
ediyor, ama büyük ölçüde
kontrol altında. SOahlı kuv-
vetler karşısında, terör ör-
gütünûn sonuçahnası müm-
kündeğü.
- Tunceli'ye haksızlık ya-
pıyoruz. Tunceli halkı. Ata-
tûrk'e son derece bağlı, say-
gı duyuyor. Tunceli, Türki-
ye'de laikliğin en büyük gü-
vencesini oluşturan kesim-
lerden biri. Tunceli halkının.
ülkenin bütünlüğü veya
Türk-Kürt tartışmalanndan
çıkabilecek aynlıkçı değer-
lendirmelerden son derece
rahatsız olduğunu biliyoruz.
- Köy ve mezra boşattma-
lan Tunceli'de yaşamı felç et-
miştir. Tunceli'nin; valbıin
değerlendirmesine göre yüz-
de45, halkın değerlendirme-
sine göre yandan çoğu bo-
şaltılmıs, durumda.
- Insanlann görüntûleri,
"açnk ve sıkıntı icindeki Fi-
listin ve Bosna
w
daki insan-
lardan hiç farldı değil.
- Köy boşaltmalannın,
beffi bir merkezi irade tara-
findan yapıbnadığı şüphesi
yaygındır. Ben oradayken,
bir köye, 'Ayın 15'inde kö-
yü boşaltacaksınız' diye ve-
rilen talimata vaü de hayret
ettL Valinin kanaatine göre,
bu talimatiar. çok alt diizey-
de, hiç komutanlann bilme-
digi tarzda uygulamalar.
Her önüne gelen, köy boşal-
tabffiyor.
- insanlar evsiz barksız,
ekonomi durmuş, hayvan
kalmamış, hayvancılık öl-
müş. Kırsal kesimde, çok
keyfi, insanlann yaşamlan-
na müdahaleler yapılıyor
gü'venlik güçlerince. Bütün
bunlan söylerken, gûvenlik
güçlerinin teröre karşı mü-
cadslelerini de kutluyorum.
Zorkoşullar, amabedel çok
faziasıyla halka ödettirili-
yor
- Hükiimet olarak karar-
laştrdığımız, Köye Dönüş
Projesi'nin ve hatta Güney-
dopı Onanm Projesi'nin
henüzoralarda füizlenmedi-
ğini, kimsenin bunu sahip-
lenmediğini gördüm. \aliler,
Köye Dönüş Projesi diye bir
şeyi bilmiyorlar. Ben daha
ileri gidiyorum. Köye Dönüş
Projesi'ni diger bakan arka-
daşlann da benimsedikleri-
ne inanmıyorum. Gûvenlik
güçlerimizin de Sayın Baş-
bakan'ın bu kadar iddialı
ortaya çıkmasına karşın, bu-
güne kadar hangi köylere
geri dönülebileceği konu-
sunda en ufak bir çakşması
yok. Benim bir ay e\>el Ola-
ğanüstü Hal Bölge Valisi'ne,
geridönmek isteyen iki köye
ilişkin yazdığun yazılara
rağmen, Tunceli Valisi"nin
bu köylerden haberi yok.
Köye dönülmek istenmiyor
deniliyor, orada bana muh-
tariarçoksayıda dilekçe ver-
di
- KJŞ geliyor. Çukurca'da
bir felaket yaşanıyor. Afet
Işleri, daha önce, "afetban-
naklarTna yerleştirdiği in-
sanlara, "Çokoturdunuz, 15
ağustosa kadar evleri boşal-
tacaksuuz" diye talımat ver-
miş. Yeni bir yer de göster-
miyor.
- Halkın artık sabn kal-
mamışür. Kesinlikle. terörie
mücadeieye evet, ama insan-
lara kötülük yapmaya de-
vam edemeyiz. O, köyleri
boşalnlan insanlann, insan
haklan ihlal edilmektedir.
Hukuk de\ietinde buna göz
yumamayız. Evet gûvenlik,
ama aynızamanda baruuna
hakkı. yaşama hakkı, geçin-
me hakkı. Buna ha> ır diyen
Türkiye Cumhuriyeti'nin,
AB'ye girmeye de hakkj
yoktur.
- Gıda ambargosu: Am-
bargo, terör gruplannın ik-
malini kesmek için alınmış,
bu doğrudur. Ama bunun
dengeli, insanlann sağlıklı
beslenme hakkını etkileme-
den yapılması laztm. Orada
çok sayıda insan, "Açız, ço-
cuklanmızı besleyemiyo-
ruz" diye haykırdılar.
- Acil Destek Fonu çok
keyfi kullanılıyor. Ortada
proje yok, hedef yok. Olağa-
nüstü Hal Bölge Valisi ve il
vauTerinin keyfi iradesine gö-
re kullanılıyor. Bölgeye ge-
çen yıl 1.6 trilyon harcandL
Sayın Nahit Menteşe de bil-
medigini söyiedL Bunu Sa-
yın Necmettin Cevheri ve
Sayın Ünal Erkan kullanı-
yoriar. Evet, belki amaca yö-
nelik kullanıyorlar. Ama da-
ha sağüklı sonuç almak için
beüi projelere bağlı olarak
kullanmak lazım. Ona buna
birer ikişer milyon lira dağı-
tarak sorun çözümıüyor.
- Ama iş, aş ve bannma
sorunu had safhada. Herkes
işsiz. Öğretmen, doktor,
fabrika yok. Aydınlanmıza,
işadamlanmıza, doktorlan-
mıza sesleniyorum: Burada
bir seferberliğe ihtiyaç var.
Bunu sadece Tunceli için
söylemiyorum, bütün Gü-
neydoğu için söylüyorum,
bütün yatınmlan devletten
beklemeyin. Sabancı'ya,
Koç'a sesleniyorum, bura-
lara el ahnız.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
gazaki'ye atılan atom bombalarının 50.
yılı, hafta boyunca dünya kamuoyunun
gündemindeydi.
Japonlar, banş çanlannın sesinin tüm
dünyada duyulması ıçin çaba harcadı-
lar, çevreciler bir daha Hiroşima olma-
ması için büyük kentlerin alanlannı dol-
durdular.
Yıne aynı soru belleğime takıldı:
- Peki, ya bugün? Hiroşima'da 140
bin, Nagazaki'de 70 bin klşinin ölümü-
ne neden olan atom bombasında, bir
diğerdeyişle, nükleersilahlarda bugûn-
kü durum 50 yıl öncesine oranla nasıl?
Gazetemizin özellikle son sayfasın-
da, ağustos başından bu yana "nükie-
er tehlikenin" sonuçlan pek çok yönüy-
le işleniyor. Ibrahim Günel, Melda
Keskin, Prof. Hayrettin Kılıç, Erol Mü-
tercimler'in haber ve yorumlan, "bu-
gün" sorusunun yanıtını büyük ölçüde
veriyordu.
llginç bir rastlantı. Geçen yıl Hiroşima
ve Nagazaki'ye atılan atom bombasının
49. yılı anılırken, ABD ile Kuzey Kore
arasmda, "nükleerpazarlık"yaşan\yor-
du.
ABD, Kuzey Kore'nin dünyaya bilgi
vermeksizin nükleer tesisler kurduğunu
iddia ediyor ve bunlan inceleyeceğini
söylüyordu. Kuzey Kore ise buna karşı
çıkıyordu. "Şahin" demeçlerin gölge-
sinde Hiroşima ve Nagazaki anıldı.
50. yıldönümü de Fransa'nın Güney
Pasifik'te nükleer deneme yapacağını
açıkladığı döneme rastladı.
Hiroşima ve Bugün...
Bölgede daha önce 3 deneme yapan
Fransa'nın bu girişimi sırasında küçük
çaplı nükleer sızıntılarolduğu iddiası ya-
lanlanamadı. Başta Avustralya olmak
üzere bölge ülkeleri Fransa'ya karşı çı-
kıyor ve soruyor:
- Bu denemeyi niçin Paris'teyapmı-
yorsunuz?
Fransa'nın yanrtı ise üzücü:
- Konuyu büyütüyorsunuz.
Ikinci Dünya Savaşı'nın kazananlan,
ABD, Sovyetler Biriiği, Ingiltere, Fransa
ve Çin, yeryüzünde nükleer silah bu-
lundurma hakkını sadece kendilerine
verdiler. Diğer ülkelerin bu tür silahlan
üretmesi yasaklandı.
Söz konusu beş ülke nükleer silah
üretirse dünya banşına yararlı, diğerle-
ri üretirse zararlı!
Ne var ki son yıllarda Japonya, Al-
manya, Israil, Hindistan, Pakistan ve
Iran'ın da bu konuda dünyaya bilgi ver-
meksizin çalışma yaptığı biliniyor.
Hiroşima'ya atılan bomba, 5 kiloluk
plutonyum-239 maddesi ile üretilebili-
yor. Bu maddeden Rusya'nın elinde
120ton, ABD'nin elinde de 110 ton bu-
lunuyor.
Nükleer atıklar ise binlerce yıl dünya-
nın başına bela olacak bir sorun. Çelık
depoları bile çatlatan bu atıkların sade-
ce ABD'deki bölümü 3.5 milyon metre-
kübü buluyor.
Gelışmiş ülkeler, tıpkı Fransa'nın de-
neme için Güney Pasifik'i seçmesi gibi,
nükleer atıklarını depolamak için üçün-
cü dünya ülkelerini seçiyorlar. Nasıl ki
geçen yüzyıllarda Madrid'i, Londra'yı,
Amsterdam'ı, Paris'i, üzbon'u, New
York'u; Afrika'nın köleleri, Güney Ame-
rika'nın degerli madenleri, Uzak As-
ya'nın doğal hazineleri yarattıysa, bu-
gün de üçüncü dünya ülkeleri bu kent-
lerdeki yüksek yaşam standardının
"çöplüğü" haline getirilmek isteniyor.
Uygar ikiyüzlülük...
Avrupa Birligi karar alıyor:
- Oye ülkeler, çevre kirtiliği yaratan
sanayi kuruluşlannı taşımalıdır.
Nereye?
- Üçüncü dünya ülketerine.
Niçin? Bu ülkelerde yaşayanlar insan
değil mi?
Gelışmiş ülkelerin çevre konusunda-
ki bu ikiyüzlülüğü, deprem olurken, üst
kattaki eşyalan alt kata taşımaya ben-
ziyor.
Dünyanın bir bölgesindeki çevre fa-
ciasının, az çok, er geç tüm yeryüzünü
etkileyeceği unutuluyor.
Yeryüzündeki yağmur ormanları,
dünyanın yüzde 7'si kadar. Ancak bu or-
manlann sağladığı oksijen, tüm gerek-
sinimin yansını aşıyor. Amazon orman-
lannın yok edilmesi, salt Brezilya'nın so-
runu değil ki. Amerikan firmalan Ama-
zon ormanlarından sürekli kereste ve
orman ürünü satın almak için çaba har-
carken ABD hükümeti, Brezilya'yı or-
manlan yeterince koruyamadığı için
uyanyor.
Bu da bir malı yüksek fiyatia satın ala-
cağını ilan edip satmaya geleni dövme-
ye benziyor.
Ben herşeye karşın lyimserim. İnsan-
lık, bugüne dek karşılaştığı her sorunu
çözmüş. Ancak kaygım, çözümün fatu-
rası.
Büyük acılar yaşamadan akıllanmı-
yoruz. Üstelik, hemen yanımızdakinin
acılar yaşaması yetmiyor. Biz de yaşa-
yacağız, ancak ondan sonra öğrenece-
ğiz. Arkadaşımızın elini sobanın üstüne
koymasıyla avuçlannın yanması bizim
için bir şey rfade etmiyor. Biz de aynı şe-
yi yapıp acılar çekmeye başlayınc^ öğ-
reniyoruz:
- Soba sıcakken el sünilmez.
isteklerimden biri, Hiroşima ve Naga-
zaki'yi görmek, acıyı salt yüreğimde de-
ğil, yerinde hissetmekti. 1990 yılı ilkba-
hannda gittim.
Kiraz ağaçlannın açtığı, beyaz bir Ja-
ponya'ydı. Bir akşam Nagazaki'de
atom bombasının düştüğü yere gittim,
güneşin ilk ışıklarıyla biriikte aynldım.
Hiroşima'da da bir geceyi kentteki 12
atom bombası hastanesinden birinde
geçirdim.
Beynimde çakılı kalan anılardan biri,
hastanede tedavi gören, radyasyon et-
kisiyle kansere yakalanmış yaşlı bir ka-
dının, soğuk gerçekçiliğrydi:
"Amerikalılara kızgın değilim. 1945'te
atom bombası Japonya'nın elinde ol-
saydı, biz de kullanırdık."
Bııhka'ımı işi
rekor kırmak
• Baştarafi 1. Sayfada
dünya rekoruna imza atmış.
Dünya atletizm şampiyona-
lannın hepsinde de şampi-
yon olmuş. Rekortmenler
rekortmeni, şampiyonlar
şampiyonu. Sporlann anası
atletizmde, damda gezen ke-
manci gibi sınkla 6 metrenin
üstünde dolaşıyor.
11 Ağustos 1995. Göte-
borg'da dünya şampiyonu ol-
duktan sonra gece Riverton
Oteli'nde şampanyah, vot-
kalı şampiyonluk kutlaması
yapıldı. Oradaydım, Bubka
ve menajeri Kotoski ile bir-
likteydım. Mertene Ottey de
kutlama gecesine gelenler
arasındaydı. Çok neşeliydi
şampiyon... "Dünya şampi-
yonluğunu bir de rekorla süs-
İeseydin ne iyi olurdu" dey in-
ce güldü. "Benim rekor lar-
mamı ne menajerim, ne yö-
neticilerim. ne de sporsonım
istiyor. Burada dünya şampi-
yonu okium. yine flaş adam
oMum. Birkaç ay sonra dün-
ya rekoru kırar, yine gün-
demde olurum.*"
"Peki ama rekor kuthğın
zaman hep rekorlann birer
santim oluyor." Yme güldü,
"Heryank için 100 bin (tolar,
her rekor için de 100 bin do-
lar. Ha bir santim, ha 2 san-
tim; fark etmiyor. Ben de re-
korunıu gavet akıllı bir sekil-
dekullanıyorum. Bu menaje-
rimin ve sponsorumun işine
geliyoı^' Bubka'nın sponsoru
Nıke firması. Ama Nike'dan
yılda ne aldığını söytemiyor.
Bubka, Monte Carlo'da
oturuyor. Prens Albert ile
haftada 2 kez buluşup jog-
gıng yapıyor. "Prens ile en
büyük zevkimiz toto oyna-
mak" diyor. Eşi ritmik cim-
nastikçi ve 2 oğlu var. An-
cak Bubka, "Ben iyi bir spor-
cuyunı. ama asla iyi bir baba
değilim. Çünkü çocuklanm-
la ilgUenemiyonun'" diyor.
Bubka, Monte Carlo'da
400 yıllık bir değirmen satın
almış, restore etmiş, malika-
ne haline getirmiş, orada otu-
ruyor. Garajında Ferrari ile 2
Mercedes var. "Benim bir e-
vim de Donetsk'te (Ukray-
na)" diyor şampiyon..."Ora-
da da 1 \olkswagen, 1 Ponti-
ac, I Vorvo'm var. Şimdi 6
katlı bir ev yapünyonım.
Orada Sergei Bubka Kulübü
kunıp gençlere sınkla atla-
mayı ö^reteceğim. Ancak
l krayna'ya pek sık gitmek
istemıyonım." "Neden" diye
soruyoruz, menajeri yanıtlı-
yor... "Memleketi eskisi gibi
değil, her tarafta mafya var.
Eşini ya da çocuklannı kaçı-
np fkiye isteıier korkusu var.
Onun için LkraynaVa pek SH
cak bakmıyor." Bütün seya-
hatlere doktoru, menajeri,
antrenörü ve masörü ile gidi-
yormuş. Nedenini yine me-
najeri anlattı. "Gittiği yerler-
de herhangi bir şekilde yan-
hş ilaç verirler. doping yapar-
lar diye korkuyor. Bu atle-
tizm dünyası her geçen gün
daha da dedikodularla dolu.
Çok dikkatli olmak gerddr.''
Demîrel:
Haber Merkezi -TBMM Başkanı
Hüsametin Cindoruk"tan sonra Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demirel de Baş-
bakan Tansu Çılİer'ın. "Eski veköhne-
miş engelleri ortadan kaklırdık"" şek-
lindeki sözlerini sert bir şekilde eleş-
tirdi. Demirel, 30 yıl liderliğini yaptı-
ğı harekete laf söyletmeyeceğini belir-
terek "Kimse sabnnıı taşırmasın" de-
di.
Gumhurbaşkanı Süleyman Demirel,
dün Interstar Televizyonu'nun haber
bülteninde Bahar Tunah'nın sorulan-
nı yanıtladı. Balkanlar'daki son geliş-
meler hakkında "Türkiye için esas
olan, Balkanlar'daki Müslüman Boş-
sabrımı
nak varüğnun sûrmesidjr'' diyen De-
mirel, bu nedenle Hırvat-Boşnak kon-
federasyonu tezini desteklediklenni
belirtti. Kuzey Irak konusuna da deği-
nen Cumhurbaşkanı Demirel, "Knzey
Irak, Türkiye için giderek cani yatağı
ounuştur. Amerikan yönetimi ile çev-
reye çeki düzen vermeye çalışıyoruz"
görüşlerini dile getirdi.
Demirel, Çiller'in tstanbul il kong-
resinde yaptığı konuşmasıyla bağlan-
tılı olarak "Sb eski ve köhne bir engel
misiniz'
7
şeklindeki soruyu ise şöyle
yanıtladı: "Herhakle bize böyle şah-
sen, ne bana ne sayın Cindonık'a böy-
le diyecek biri çıkmaz. Bize böyle biri
dediyse çok ağır cevap alır."
Bugünkü konumunun parti politika-
lannın üstünde olduğunu vurgulayan
Demirel, bununla birlikte görevinin
geçmişi değerlendirmeye engel olma-
dığını bildirdi Demirel, 30 yıl liderli-
ğini yaptığı harekete söz söyletmeye-
ceğini belirterek "Nefs-i müdafaa hak-
kım vardır. Ben suskunluğu tercih edi-
yorum. Ama o dev re, o devirde hizmet
vermiş yöneticilere, bana kucak vermiş
arkadaşlanma bir kötüleme vaki olur-
sa onu biz çok sert karşılanz. Sahsen
ben çok sert karşılanm. Sabnmın taş-
masını istemiyorum. Eleştiriye e>et A-
ma dozunda vie uygar 0011311" dedi.
Iraldı mııhalîflere destek
• Baştarafi 1. Sayfada
Ankara'da bir araya gelme-
leri olasılığı da bulunuyor.
Çelebi, 3 yıl geçtikten sonra
Ankara'nın INC ile diyalog
başlatmasının temelinde, ar-
tık kendilerine inanmasının
yattığını gösterdi. Çelebi şu
değerlendirmeyi yaptı:
u
Türkiye, bizim Irak'ın
toprak bütünlüğünün ko-
runması ve Türkiye'ye yöne-
lik terör hareketlerini dur-
durmada kararh olduğumu-
zu anladı. Türkiye. Irak ko-
nusuna yeni bakış açısı getir-
di. Mevcut Bağdat yönetimi
ile Kürtler arasmda diyalog
kurulamayacağmı da artık
görüyor. Ânkara, aralann-
daki amaşmazhklan sona er-
direrek PKK'nin tehdit ol-
maktan çıkması yolunda
Kuzey lrak"taki Kürt gnıp-
lan nezdinde üç yıMır yapü-
ğı girişimlerde başanb ola-
madL Bize daha ciddi gözle
bakmaya başladu"
Irlanda toplantısına başın-
dan beri lngiltere'nin katıl-
masının öngörülmemiş ol-
duğunu belirten DT. Çelebi,
"AncakTürkiye'
>
sizbir Kürt
toplantısı düşünülemez. Pa-
ris toplantısı (Bu toplantıda
Kürtleri ayn devlete özendi-
riciunsurlariçerenbirbildi-
ri hazırlanmıştı) bir hataydı.
Bu hatayı tekrarlamak tste-
miyoruz" dedi. Çelebi, I-
rak'ın toprak bütünlüğü ko-
runarak Kuzey Irak için
özerklik ve federasyon da-
hil nasıl bir yönetim biçimi
istedikleri yolundaki soru
üzerine, buna Irak'ın Sad-
dam yönetiminden kurtanl-
masından sonra seçimlerle
işbaşına gelecek demokra-
tik ve çoğulcu bir yönetimin
karar verebileceğîni söyle-
di.
INÇ lideri Çelebi, tüm I-
rak halkı tarafından ülkenin
geleceği konusunda kabul
edilebilecek bir yönetim bi-
çimine itiraz etmeyeceği ko-
nusunda Türkiye'nin kendi-
lerine güvence verdiğini de
belirtti.
Çelebi, "Irak halkının ge-
tirecegi yönetim biçinûiıeyö-
neük formülün Türkiye ta-
rafından da kabul edilece-
ğinden eminim" dedi.
Irak Devlet Başkanı Hü-
seyin'in iki damadının Or-
dün'e kaçmalanyla birlikte
ülkede meydana gelen geliş-
meleri önemli bir süreç ola-
rak değerlendiren Çelebi,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Saddam yönetiminin ba-
şı dertte. Kim hayal ederdi
ki iki yakın adamı Ürdün'e
kaçacak ve karşüıklı birbir-
lerini suçtayacaidar."
Çelebi, Saddam Hüse-
yin'in güvenliği açısından
şu anda en önemli askeri ki-
şinin, eski Savunma Bakanı
Ali Hasan Mech'in yeğeni
ve Ürdün'e kaçan Saddam
Hüseyin'indamadı Hüseyin
Kamîl'in kızkardeşi ile evli,
Cumhuriyetçi Muhafız Or-
dusu'nun 1. Kolordu Komu-
tanı olan Kemal Mustafa
Abduuah Sultan olduğunu
belirtti. Çelebi, Saddam'ın,
Sultan konusunda alacağı
karar ve Sultan'ın vereceği
tepkinin çok önemli sonuç-
lar doğurabileceğine dikkat
çekti.
OLAYLARBV
ARDEVDAKI
GERÇEK
• Baştarafi 1. Sayfada
maz'a karşıt bir tutuma
geçtiği ve niçin Başbakan
Çiller'i desteklediği, skan-
dal boyutlanna varan bir
söylentiye dönüşmüştür.
Her ikisi de merkez sağ-
da yer alan bu partilerin
dünya görüşü bakımından
farkları yoktur. Yapılan ka-
muoyu yoklamalarında,
ANAP'ın daha yukarıda
yer aldığı, DYP'nin de ikiz
kardeşini izlediği görül-
mektedir. DYP'nin medya
tarafından yeğlenmesi,
hükümetin başı ile medya
arasındaki çıkar ilişkilerin-
den doğmaktadır.
Çıller ailesinin malvarlı-
ğı sorunu henüz aydınlan-
mamıştır. Bilindiği gibi
Başbakan'ın üç noktada
kamuoyunu aydınlatması
gerekiyor: 1) Tün\iye'deki
malvarlığının kökeni. 2)
ABD'deki yatınmlannın,
en yüksek devlet görevin-
de bulunduğu sırada ya-
pılmasının anlamı. 3) Ver-
gi kaçırdığına ilişkin savla-
nn yanıtlanması.
Medya, bu üç konuyu
unutturmaya çaîışmakta-
dır. Ancak "fikr-i takip" de-
nen bir şey vardır ve Sayın
Çiller'in malvarlığıyla ilgili
dosyalan üstlenen sorum-
lulann bu konuyu uykuya
yatırmalanna izin verilme-
yecektir.
Koalisyon ortağı CHP'-
nin (tüm milletvekilleriyle)
bu alandaki suskunluğu
da ilginçtir.
Koalisyon hükümeti,
1991'de işbaşına geçti-
ğinde Türkiye'nin günde-
minde bulunan üç büyük
sorundan hiçbirini bugü-
ne kadar çözememiştir: 1)
Terör 2) Enflasyon. 3) De-
mokratikleşme.
Terör can alarak sür-
mektedir, Kürt sorunu u-
luslararası boyutlara otur-
muştur. Enflasyonu yüzde
60'la alan Başbakan Çiller,
elindeki bombayı patlat-
mış; yüzde 150'ye çıkan
fiyat artış hızı, IMF'nin gö-
zetimiyle bugün yüzde 80
düzeyine inebilmiştir. De-
mokratikleşmede dört yıl-
dan bu yana yapılanlar,
koalisyon protokolünde
yazılanların küçük bir bö-
lümüdür ve Avrupa bu ko-
nuda Türkiye'yi küçük dü-
şürücü birtutum içindedir.
Durum böyleyken med-
yada Çiller'e dönük övgü-
lerin ne işe yaradığını yo-
rumlamak, ancak bu gibi
yapay tutumlann perde
arkasını bilmekle olanak
kazanıyor.
•••
VİLLA
12ayoturulabilecek
banliyö evi
özelliğinde
KONUTBİRLİK
Halkalı Projesi içinde
bitmek üzere olan
kooperatif hissemi
devrediyorum.
Tel: 543 62 04
MÜJDAT OEZEN SAMAT KÛLTÛR VE EÖTTİM VAKFI
Vaz Okula7-15 YAŞ ARASINDAKİ ÇOCUKLARA
MÜJDAT GEZEN YQNETİMINDE SECKIN OĞRETMENLERLE
TİYATR0, MUZİK VE GITAR KURSLARI
Devlet okulunda
şeriatçı eğitiın
KAYITLARIMIZ DEVAM ETMEKTEDIR.
III D Ö N E M 21 A G U S T O S
Dasfcrıma hatta^ı hergOn 09 00-13 00 saaüefı aıası {Toplam 60 sai)
•AŞVUHU: Kay^dagı CaO Zivertey DmOı No 48 Zrvorbey/KADIKOY
TIL: fO*1«) *4« M 7S-T3 Mia »M «1 O*
Arif
1 3 - I 4 A Ğ U S T O S 1 9 9 5 S A A T : 2 1 . 1 5
PRODUCTON
BİLET SATIŞ YERLERİ: RUMEÜ HİSARI-267 10 67
VAKKORAMA 'TAKSİM-2S\ 28 88
•SUADİYE-350 87 42 •«l/MfU-234 42 81
I Baştarafi 1. Sayfada
"Sünnileştirflmeye'' çalışıl-
dığını söyledi. Eğitim ku-
rumlanndan daha çok cami
ve İCuran kursu açıldığım ve
Alevi köylerine zorla cami
yaptınldığını kaydeden Gül-
çiçek. "Son yülarda şeriat,
yaşamın her alanına tiâldm
küınmaya çalışılmaktadır"
diye konustu.
Gûlçıçek, Sıvas'ın Hafık
ilçesinde Adem Yavuz Ilko-
kulu'ndan uzaklaştınlan 30
çocuk için yurt acacaklannı
bildirerek öğrencilerin oku-
la dönmelerinin sağlanması
için çahşmalara başladıkla-
nnı söyledi.
Devletin, "şeriatçı eğiti-
me" bir an önce el koyması
gerektiğine dikkat çeken
Gülçiçek, bütün olanakJann
şeriatçı güçlerin hizmetine
sunulduğunu ileri sürdü.
Gülçiçek, şunlan söyledi:
"Bunun sonucunda şeri-
atçı güçler adım adım ikti-
dara gelmişierdir. Çünkü bu
mevcut devletin, onun hükü-
metlerinin, kabul etse de et-
mese de Türk-İslam sentezi
ve onun doğal sonucu tek u-
lus, tek kültür, tek inanç an-
lavişıdoğrultusunda uygula-
dıldan bib'nçli politikalann
sonucu ortav-a çıkan tablo-
dur. Alevi harcketi olarak,
antt-demokratik uygulama-
lara, farkh inançlanndan ve
farldı ulusal kimliklerinden
dolayı inkâr edOmelere, kat-
ledilmelere karşı bütün de-
mokrasi güçleri bir araya
gelmek zorundadır. Demok-
rasi, laiklik için, eşit haklar
için,zengin Anadolu toprak-
lannda bütün uluslann ve
inançlann eşit koşuUarda
kardeşçe bir arada vaşama-
sı için, demokratik bir Tür-
kiye için "demokratik blok
hareketi' oluşturmava çalışt-
yoruz."
ÇAĞIN MOTEL
ASSOS
Her öğün balık, akvaryum gibi deniz,
Kalabalıklardan ve kabalıklardan uzak
SESSİZ TATİL
T.P. 800.000 TL.
2 kişi 1 hafta 9.800.000 TL.
Assos Bektaş Köyü
Sütlüce koyu
Tel: 0-286-723 40 42/43
Operasyonlarda
27 PKK'li öldürüldü
Haber Merkezi - Olağanüstü Hal Bölgesi'nde dün ya-
pılan operasyonlarda 27 PKK'li öldürüldü, bir er şehit ol-
du. Siirt'in Pervari ilçesi yakınlannda Göl Yaylası'nı ba-
san PKK militanlan, çevre köylere ait 150 ko>-unu kaçır-
dılar. Adana'da korsan gösteri yapmak isteyen bir grup.
polis tarafından dağıtıhrken önceki gün yapaklan izin-
siz yürüyüşte gözaltma alınan 11 kişiden 9'u turuklandı.
Hatay'm Reyhanlı ilçesindeki operasyonda yasadışı ör-
güt üyesi 4 kişi yakalandı.
AA"nın haberine göre, Tunceli'nin Mazgirt ilçesi Şi-
şikOrmanlan'nda arama-tarama göîevini yapan gûven-
lik kuvvetieri ile PKK'liler arasmda çıkan çatışmada 13
terörist öldürüiürken bir er de şehit oldu.
Olağanüstü Hal Bölge Vaüliği'nden yapılan açıklama-
ya göre. Hakkâri'nin Çukurca ilçesi Pirinçeken Köyü ya-
kınlannda 6, Bjtlis'in Mutki ilçesi Kasnnbaşı înevkfln-
de4, Mardin'in Nusaybin ilçesi Saray bölgesinde 2. Bin-
göl ve Van'ın kırsal alanmda birer militan öldürüldü.
Siirt'in Pervari ilçesi yakınlannda Göl Yaylasf nı ba-
san PKK militanlan, çevre köylere ait 150 koyunu kaçır-
dıiar. Adana'nınTürkkuşukavsağındadünsaat 16.30 si-
ralannda toplanan bir grup. sloganlar atarakAtatürk Cad-
desi'ae doğru yüıümek istedi.
Olay yerine gelen gûvenlik güçleri, göstericilerin da-
ğûmaîannı istedi. Buna rağmen yürümek isteyen yakla-
şık 10 kişi. gözaltına alındı.
Öte yandan Adana'da önceki gün HADEP il binasın-
dan PTT'ye gitmek amacıyla izinsiz yürüyüş yapan ve
gözaltına alınan 11 kişiden 9'u, dün çtkanldıklan nöbet-
çi jnahkemece tutuklandı.
Hatay Vahligi'nden yapılan açıklamaya göre. Reyhan-
lı ilçesindeki operasyonda yasadışı Marksist Leninist Ko-
münist Partisi-Kurmluş (MLKP-K) üyesi 4 kişi. silahla-
nyla birükte yakalandı.
Içinizde veya çevrenizde ülkemiz için çahşma
potansiyelinin varkğını hissediyorsunuz, ama nasıl
ve nereye yönlendireceğinizden emin değilsiniz.
ÇAĞDAŞ YAŞAMI
DESTEKLEME DERNEĞİ'nİ
aramanız, yasamınızda yeni bir ışık yaratabilir.
Tel.: 275 50 82
Neredeyse her yıl bir ülke oluşturacak kadar
toprağın kaybolup gitmesini seyredemeyiz- Bu
sebeple erozyonla mücadele edelim.
T.E.MA.
Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal
Varlıklan Koruma Vakfı
Tel.: (0212) 281 10 27
268 09 85
EDİBE AZİZ AKOK'un
Onuncu eserı
"YENİDEN DOĞUŞ"
isımlı romanı çıktı. Gençlik Kıtabevi - Radıköy.
Kannca Kırtasıye - SoğütlCıçeşme Cad. Kadıköy.
Kültür Kitabevı Kadıkoy Çarşı.