06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS 1995 PAZAR HABERLERİN DEVAMI PENCERE I Baştarafi 2. Sayfada Bugün insanlık bir boşluğa sürüklenmiştir; 21 'inci yüzyılın "insan haklan çağı"olacağını söyleyerek ken- dimizi avutmaya çalışıyoruz. Ne var ki gün geçtikçe, yaşadığımız coğrafyada, dinsel, mezhepsel ve etnik bağnazlıklar ağır basıyon insanlar neye tutunacaklan- nı bilmiyorlar; düşmanlıklann bileytaşında kin duygu- lan keskinleşip sivrileşiyor. • Peki, ne olacak?. Insan aklına ve bilime güvenimiz var; bu bağnazlık dalgası aşılacak.. Ancak kimsenin kendisini kandırmasında yarar da yok!.. Böyle giderse, çevre coğrafyasında yaşanacak büyük hesaplaşmada var oluşunu savunabilecek en öndeki güç Anadolu'ya kök salmış Türk ulusudur. Ama o yola bir kez girildtğinde, olağanüstü bir şoven- lik dalgasının Türkiye'yi baştan sona saracağını gör- mek için falcı olmaya da gerek yok... Bakandan bakana engelleme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP. Parti Mecli- si'nin. ıncelemelerde bulıın- mak üzere görevlendirmesi üzenne Tuncelfye giden ın- san haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Algan Haca- toğlu, DYPlı Içışleri Bakanı Nahit Menteşe'nin engelle- mesiyle karşılaştı. Mente- şe'nin, DYP'li bakan. millet- vçkili ve bürokratlann özel- Iikle , "faili meçhul cinayet- ler" konusundakı açıklama- lanndan dolayı "hedef" seç- tiklen Hacaloğlu'na, Tunceli gezisı ıçın "helikopter tahsis edemeyeceğini" bıldırdığı öğ- renildı. Istanbul Emniyet Müdûrü ve DYP eskı milletvekılı ada- yı Necdet Menzir"in de bir sü- re önce failı meçhul cinayet- lerle ılgıli açıklamalan nede- myle, sert eleştiriler yöneltti- ği Hacaloğlu. son olarak bir kabine arkadaşımn, "gazabı- na" uğradı. Hacaloğlu, Men- teşe'nin kendısine yönelık bu davTanışını "yadırgadığını" söyledı. Tunceli'ye 8-10 a- ğustos tarihleri arasmda yap- tığı gezi için Bakanlar Kuru- lu'nda, Menteşe'den helikop- ter talep ettiğıni belirten Ha- caloğlu. "Sayın Menteşe ba- na, 'biz helıkopter temın ede- miyoruz, siz Genelkurmay Başkanı ile görüşün' cüyenot bırakmış. Ben bunu çok ya- dırgadım. Çünkü bu İçisleri Bakanlığı'nın görevidir" de- di. Hacaloğlu, bütün olumsuz koşullara karşı, karayoluyla da olsa bölgedeki programı- nı sûrdürdüğünü, yerel yöne- ticilenn ve gûvenlik görevli- lerinin girişimı ûzerine za- man zaman helikopter sağ- landığına dikkat cektı. Tunceli Bosna'ya • Baştarafi 1. Sayfada tüteri, açlık ve sıkıntı içinde- ki FULstin ve Bosnadaki in- sanlardan hiç farklı değü" dedi. Tunceli'ye haksızlık yapıldığını ve insan haklan- nın ihlal edildiğıni savunan DYP-CHP koalisyonunun "insan haklanndan" so- rumlu bakanı Hacaloğlu, "Tcrörie mücadeleye evet; a- mfcbannma, geçinme, yaşa- m'a hakkı gözctilmelL Buna hayır diyen Türkiye'nin, Av- rupa Birligi (AB)'ne girme- ye hakkı yoktur" görüşünü dile getirdi. Bakanlar Kurulu tarafin- dan görevlendirilen "Gü- neydoğu Onanm Projesi ve Köye Dönüş Projes" ile il- gili çalışma yapan komitede de görevli olan Algan Haca- loğlu, 2 günlük Tunceli ge- zisi ve izlenimlerini Cum- huriyet'e anlattı. Bölgede, iç banşın "kanadığını" ve bu kanama giderilmedikçe, Türkiye'nin düzlüğe çıka- mayacağını kaydeden Haca- loğlu, izlenimlerini şöyle özetledi: - Tunceli'de, terör devam ediyor, ama büyük ölçüde kontrol altında. SOahlı kuv- vetler karşısında, terör ör- gütünûn sonuçahnası müm- kündeğü. - Tunceli'ye haksızlık ya- pıyoruz. Tunceli halkı. Ata- tûrk'e son derece bağlı, say- gı duyuyor. Tunceli, Türki- ye'de laikliğin en büyük gü- vencesini oluşturan kesim- lerden biri. Tunceli halkının. ülkenin bütünlüğü veya Türk-Kürt tartışmalanndan çıkabilecek aynlıkçı değer- lendirmelerden son derece rahatsız olduğunu biliyoruz. - Köy ve mezra boşattma- lan Tunceli'de yaşamı felç et- miştir. Tunceli'nin; valbıin değerlendirmesine göre yüz- de45, halkın değerlendirme- sine göre yandan çoğu bo- şaltılmıs, durumda. - Insanlann görüntûleri, "açnk ve sıkıntı icindeki Fi- listin ve Bosna w daki insan- lardan hiç farldı değil. - Köy boşaltmalannın, beffi bir merkezi irade tara- findan yapıbnadığı şüphesi yaygındır. Ben oradayken, bir köye, 'Ayın 15'inde kö- yü boşaltacaksınız' diye ve- rilen talimata vaü de hayret ettL Valinin kanaatine göre, bu talimatiar. çok alt diizey- de, hiç komutanlann bilme- digi tarzda uygulamalar. Her önüne gelen, köy boşal- tabffiyor. - insanlar evsiz barksız, ekonomi durmuş, hayvan kalmamış, hayvancılık öl- müş. Kırsal kesimde, çok keyfi, insanlann yaşamlan- na müdahaleler yapılıyor gü'venlik güçlerince. Bütün bunlan söylerken, gûvenlik güçlerinin teröre karşı mü- cadslelerini de kutluyorum. Zorkoşullar, amabedel çok faziasıyla halka ödettirili- yor - Hükiimet olarak karar- laştrdığımız, Köye Dönüş Projesi'nin ve hatta Güney- dopı Onanm Projesi'nin henüzoralarda füizlenmedi- ğini, kimsenin bunu sahip- lenmediğini gördüm. \aliler, Köye Dönüş Projesi diye bir şeyi bilmiyorlar. Ben daha ileri gidiyorum. Köye Dönüş Projesi'ni diger bakan arka- daşlann da benimsedikleri- ne inanmıyorum. Gûvenlik güçlerimizin de Sayın Baş- bakan'ın bu kadar iddialı ortaya çıkmasına karşın, bu- güne kadar hangi köylere geri dönülebileceği konu- sunda en ufak bir çakşması yok. Benim bir ay e\>el Ola- ğanüstü Hal Bölge Valisi'ne, geridönmek isteyen iki köye ilişkin yazdığun yazılara rağmen, Tunceli Valisi"nin bu köylerden haberi yok. Köye dönülmek istenmiyor deniliyor, orada bana muh- tariarçoksayıda dilekçe ver- di - KJŞ geliyor. Çukurca'da bir felaket yaşanıyor. Afet Işleri, daha önce, "afetban- naklarTna yerleştirdiği in- sanlara, "Çokoturdunuz, 15 ağustosa kadar evleri boşal- tacaksuuz" diye talımat ver- miş. Yeni bir yer de göster- miyor. - Halkın artık sabn kal- mamışür. Kesinlikle. terörie mücadeieye evet, ama insan- lara kötülük yapmaya de- vam edemeyiz. O, köyleri boşalnlan insanlann, insan haklan ihlal edilmektedir. Hukuk de\ietinde buna göz yumamayız. Evet gûvenlik, ama aynızamanda baruuna hakkı. yaşama hakkı, geçin- me hakkı. Buna ha> ır diyen Türkiye Cumhuriyeti'nin, AB'ye girmeye de hakkj yoktur. - Gıda ambargosu: Am- bargo, terör gruplannın ik- malini kesmek için alınmış, bu doğrudur. Ama bunun dengeli, insanlann sağlıklı beslenme hakkını etkileme- den yapılması laztm. Orada çok sayıda insan, "Açız, ço- cuklanmızı besleyemiyo- ruz" diye haykırdılar. - Acil Destek Fonu çok keyfi kullanılıyor. Ortada proje yok, hedef yok. Olağa- nüstü Hal Bölge Valisi ve il vauTerinin keyfi iradesine gö- re kullanılıyor. Bölgeye ge- çen yıl 1.6 trilyon harcandL Sayın Nahit Menteşe de bil- medigini söyiedL Bunu Sa- yın Necmettin Cevheri ve Sayın Ünal Erkan kullanı- yoriar. Evet, belki amaca yö- nelik kullanıyorlar. Ama da- ha sağüklı sonuç almak için beüi projelere bağlı olarak kullanmak lazım. Ona buna birer ikişer milyon lira dağı- tarak sorun çözümıüyor. - Ama iş, aş ve bannma sorunu had safhada. Herkes işsiz. Öğretmen, doktor, fabrika yok. Aydınlanmıza, işadamlanmıza, doktorlan- mıza sesleniyorum: Burada bir seferberliğe ihtiyaç var. Bunu sadece Tunceli için söylemiyorum, bütün Gü- neydoğu için söylüyorum, bütün yatınmlan devletten beklemeyin. Sabancı'ya, Koç'a sesleniyorum, bura- lara el ahnız. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada gazaki'ye atılan atom bombalarının 50. yılı, hafta boyunca dünya kamuoyunun gündemindeydi. Japonlar, banş çanlannın sesinin tüm dünyada duyulması ıçin çaba harcadı- lar, çevreciler bir daha Hiroşima olma- ması için büyük kentlerin alanlannı dol- durdular. Yıne aynı soru belleğime takıldı: - Peki, ya bugün? Hiroşima'da 140 bin, Nagazaki'de 70 bin klşinin ölümü- ne neden olan atom bombasında, bir diğerdeyişle, nükleersilahlarda bugûn- kü durum 50 yıl öncesine oranla nasıl? Gazetemizin özellikle son sayfasın- da, ağustos başından bu yana "nükie- er tehlikenin" sonuçlan pek çok yönüy- le işleniyor. Ibrahim Günel, Melda Keskin, Prof. Hayrettin Kılıç, Erol Mü- tercimler'in haber ve yorumlan, "bu- gün" sorusunun yanıtını büyük ölçüde veriyordu. llginç bir rastlantı. Geçen yıl Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombasının 49. yılı anılırken, ABD ile Kuzey Kore arasmda, "nükleerpazarlık"yaşan\yor- du. ABD, Kuzey Kore'nin dünyaya bilgi vermeksizin nükleer tesisler kurduğunu iddia ediyor ve bunlan inceleyeceğini söylüyordu. Kuzey Kore ise buna karşı çıkıyordu. "Şahin" demeçlerin gölge- sinde Hiroşima ve Nagazaki anıldı. 50. yıldönümü de Fransa'nın Güney Pasifik'te nükleer deneme yapacağını açıkladığı döneme rastladı. Hiroşima ve Bugün... Bölgede daha önce 3 deneme yapan Fransa'nın bu girişimi sırasında küçük çaplı nükleer sızıntılarolduğu iddiası ya- lanlanamadı. Başta Avustralya olmak üzere bölge ülkeleri Fransa'ya karşı çı- kıyor ve soruyor: - Bu denemeyi niçin Paris'teyapmı- yorsunuz? Fransa'nın yanrtı ise üzücü: - Konuyu büyütüyorsunuz. Ikinci Dünya Savaşı'nın kazananlan, ABD, Sovyetler Biriiği, Ingiltere, Fransa ve Çin, yeryüzünde nükleer silah bu- lundurma hakkını sadece kendilerine verdiler. Diğer ülkelerin bu tür silahlan üretmesi yasaklandı. Söz konusu beş ülke nükleer silah üretirse dünya banşına yararlı, diğerle- ri üretirse zararlı! Ne var ki son yıllarda Japonya, Al- manya, Israil, Hindistan, Pakistan ve Iran'ın da bu konuda dünyaya bilgi ver- meksizin çalışma yaptığı biliniyor. Hiroşima'ya atılan bomba, 5 kiloluk plutonyum-239 maddesi ile üretilebili- yor. Bu maddeden Rusya'nın elinde 120ton, ABD'nin elinde de 110 ton bu- lunuyor. Nükleer atıklar ise binlerce yıl dünya- nın başına bela olacak bir sorun. Çelık depoları bile çatlatan bu atıkların sade- ce ABD'deki bölümü 3.5 milyon metre- kübü buluyor. Gelışmiş ülkeler, tıpkı Fransa'nın de- neme için Güney Pasifik'i seçmesi gibi, nükleer atıklarını depolamak için üçün- cü dünya ülkelerini seçiyorlar. Nasıl ki geçen yüzyıllarda Madrid'i, Londra'yı, Amsterdam'ı, Paris'i, üzbon'u, New York'u; Afrika'nın köleleri, Güney Ame- rika'nın degerli madenleri, Uzak As- ya'nın doğal hazineleri yarattıysa, bu- gün de üçüncü dünya ülkeleri bu kent- lerdeki yüksek yaşam standardının "çöplüğü" haline getirilmek isteniyor. Uygar ikiyüzlülük... Avrupa Birligi karar alıyor: - Oye ülkeler, çevre kirtiliği yaratan sanayi kuruluşlannı taşımalıdır. Nereye? - Üçüncü dünya ülketerine. Niçin? Bu ülkelerde yaşayanlar insan değil mi? Gelışmiş ülkelerin çevre konusunda- ki bu ikiyüzlülüğü, deprem olurken, üst kattaki eşyalan alt kata taşımaya ben- ziyor. Dünyanın bir bölgesindeki çevre fa- ciasının, az çok, er geç tüm yeryüzünü etkileyeceği unutuluyor. Yeryüzündeki yağmur ormanları, dünyanın yüzde 7'si kadar. Ancak bu or- manlann sağladığı oksijen, tüm gerek- sinimin yansını aşıyor. Amazon orman- lannın yok edilmesi, salt Brezilya'nın so- runu değil ki. Amerikan firmalan Ama- zon ormanlarından sürekli kereste ve orman ürünü satın almak için çaba har- carken ABD hükümeti, Brezilya'yı or- manlan yeterince koruyamadığı için uyanyor. Bu da bir malı yüksek fiyatia satın ala- cağını ilan edip satmaya geleni dövme- ye benziyor. Ben herşeye karşın lyimserim. İnsan- lık, bugüne dek karşılaştığı her sorunu çözmüş. Ancak kaygım, çözümün fatu- rası. Büyük acılar yaşamadan akıllanmı- yoruz. Üstelik, hemen yanımızdakinin acılar yaşaması yetmiyor. Biz de yaşa- yacağız, ancak ondan sonra öğrenece- ğiz. Arkadaşımızın elini sobanın üstüne koymasıyla avuçlannın yanması bizim için bir şey rfade etmiyor. Biz de aynı şe- yi yapıp acılar çekmeye başlayınc^ öğ- reniyoruz: - Soba sıcakken el sünilmez. isteklerimden biri, Hiroşima ve Naga- zaki'yi görmek, acıyı salt yüreğimde de- ğil, yerinde hissetmekti. 1990 yılı ilkba- hannda gittim. Kiraz ağaçlannın açtığı, beyaz bir Ja- ponya'ydı. Bir akşam Nagazaki'de atom bombasının düştüğü yere gittim, güneşin ilk ışıklarıyla biriikte aynldım. Hiroşima'da da bir geceyi kentteki 12 atom bombası hastanesinden birinde geçirdim. Beynimde çakılı kalan anılardan biri, hastanede tedavi gören, radyasyon et- kisiyle kansere yakalanmış yaşlı bir ka- dının, soğuk gerçekçiliğrydi: "Amerikalılara kızgın değilim. 1945'te atom bombası Japonya'nın elinde ol- saydı, biz de kullanırdık." Bııhka'ımı işi rekor kırmak • Baştarafi 1. Sayfada dünya rekoruna imza atmış. Dünya atletizm şampiyona- lannın hepsinde de şampi- yon olmuş. Rekortmenler rekortmeni, şampiyonlar şampiyonu. Sporlann anası atletizmde, damda gezen ke- manci gibi sınkla 6 metrenin üstünde dolaşıyor. 11 Ağustos 1995. Göte- borg'da dünya şampiyonu ol- duktan sonra gece Riverton Oteli'nde şampanyah, vot- kalı şampiyonluk kutlaması yapıldı. Oradaydım, Bubka ve menajeri Kotoski ile bir- likteydım. Mertene Ottey de kutlama gecesine gelenler arasındaydı. Çok neşeliydi şampiyon... "Dünya şampi- yonluğunu bir de rekorla süs- İeseydin ne iyi olurdu" dey in- ce güldü. "Benim rekor lar- mamı ne menajerim, ne yö- neticilerim. ne de sporsonım istiyor. Burada dünya şampi- yonu okium. yine flaş adam oMum. Birkaç ay sonra dün- ya rekoru kırar, yine gün- demde olurum.*" "Peki ama rekor kuthğın zaman hep rekorlann birer santim oluyor." Yme güldü, "Heryank için 100 bin (tolar, her rekor için de 100 bin do- lar. Ha bir santim, ha 2 san- tim; fark etmiyor. Ben de re- korunıu gavet akıllı bir sekil- dekullanıyorum. Bu menaje- rimin ve sponsorumun işine geliyoı^' Bubka'nın sponsoru Nıke firması. Ama Nike'dan yılda ne aldığını söytemiyor. Bubka, Monte Carlo'da oturuyor. Prens Albert ile haftada 2 kez buluşup jog- gıng yapıyor. "Prens ile en büyük zevkimiz toto oyna- mak" diyor. Eşi ritmik cim- nastikçi ve 2 oğlu var. An- cak Bubka, "Ben iyi bir spor- cuyunı. ama asla iyi bir baba değilim. Çünkü çocuklanm- la ilgUenemiyonun'" diyor. Bubka, Monte Carlo'da 400 yıllık bir değirmen satın almış, restore etmiş, malika- ne haline getirmiş, orada otu- ruyor. Garajında Ferrari ile 2 Mercedes var. "Benim bir e- vim de Donetsk'te (Ukray- na)" diyor şampiyon..."Ora- da da 1 \olkswagen, 1 Ponti- ac, I Vorvo'm var. Şimdi 6 katlı bir ev yapünyonım. Orada Sergei Bubka Kulübü kunıp gençlere sınkla atla- mayı ö^reteceğim. Ancak l krayna'ya pek sık gitmek istemıyonım." "Neden" diye soruyoruz, menajeri yanıtlı- yor... "Memleketi eskisi gibi değil, her tarafta mafya var. Eşini ya da çocuklannı kaçı- np fkiye isteıier korkusu var. Onun için LkraynaVa pek SH cak bakmıyor." Bütün seya- hatlere doktoru, menajeri, antrenörü ve masörü ile gidi- yormuş. Nedenini yine me- najeri anlattı. "Gittiği yerler- de herhangi bir şekilde yan- hş ilaç verirler. doping yapar- lar diye korkuyor. Bu atle- tizm dünyası her geçen gün daha da dedikodularla dolu. Çok dikkatli olmak gerddr.'' Demîrel: Haber Merkezi -TBMM Başkanı Hüsametin Cindoruk"tan sonra Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel de Baş- bakan Tansu Çılİer'ın. "Eski veköhne- miş engelleri ortadan kaklırdık"" şek- lindeki sözlerini sert bir şekilde eleş- tirdi. Demirel, 30 yıl liderliğini yaptı- ğı harekete laf söyletmeyeceğini belir- terek "Kimse sabnnıı taşırmasın" de- di. Gumhurbaşkanı Süleyman Demirel, dün Interstar Televizyonu'nun haber bülteninde Bahar Tunah'nın sorulan- nı yanıtladı. Balkanlar'daki son geliş- meler hakkında "Türkiye için esas olan, Balkanlar'daki Müslüman Boş- sabrımı nak varüğnun sûrmesidjr'' diyen De- mirel, bu nedenle Hırvat-Boşnak kon- federasyonu tezini desteklediklenni belirtti. Kuzey Irak konusuna da deği- nen Cumhurbaşkanı Demirel, "Knzey Irak, Türkiye için giderek cani yatağı ounuştur. Amerikan yönetimi ile çev- reye çeki düzen vermeye çalışıyoruz" görüşlerini dile getirdi. Demirel, Çiller'in tstanbul il kong- resinde yaptığı konuşmasıyla bağlan- tılı olarak "Sb eski ve köhne bir engel misiniz' 7 şeklindeki soruyu ise şöyle yanıtladı: "Herhakle bize böyle şah- sen, ne bana ne sayın Cindonık'a böy- le diyecek biri çıkmaz. Bize böyle biri dediyse çok ağır cevap alır." Bugünkü konumunun parti politika- lannın üstünde olduğunu vurgulayan Demirel, bununla birlikte görevinin geçmişi değerlendirmeye engel olma- dığını bildirdi Demirel, 30 yıl liderli- ğini yaptığı harekete söz söyletmeye- ceğini belirterek "Nefs-i müdafaa hak- kım vardır. Ben suskunluğu tercih edi- yorum. Ama o dev re, o devirde hizmet vermiş yöneticilere, bana kucak vermiş arkadaşlanma bir kötüleme vaki olur- sa onu biz çok sert karşılanz. Sahsen ben çok sert karşılanm. Sabnmın taş- masını istemiyorum. Eleştiriye e>et A- ma dozunda vie uygar 0011311" dedi. Iraldı mııhalîflere destek • Baştarafi 1. Sayfada Ankara'da bir araya gelme- leri olasılığı da bulunuyor. Çelebi, 3 yıl geçtikten sonra Ankara'nın INC ile diyalog başlatmasının temelinde, ar- tık kendilerine inanmasının yattığını gösterdi. Çelebi şu değerlendirmeyi yaptı: u Türkiye, bizim Irak'ın toprak bütünlüğünün ko- runması ve Türkiye'ye yöne- lik terör hareketlerini dur- durmada kararh olduğumu- zu anladı. Türkiye. Irak ko- nusuna yeni bakış açısı getir- di. Mevcut Bağdat yönetimi ile Kürtler arasmda diyalog kurulamayacağmı da artık görüyor. Ânkara, aralann- daki amaşmazhklan sona er- direrek PKK'nin tehdit ol- maktan çıkması yolunda Kuzey lrak"taki Kürt gnıp- lan nezdinde üç yıMır yapü- ğı girişimlerde başanb ola- madL Bize daha ciddi gözle bakmaya başladu" Irlanda toplantısına başın- dan beri lngiltere'nin katıl- masının öngörülmemiş ol- duğunu belirten DT. Çelebi, "AncakTürkiye' > sizbir Kürt toplantısı düşünülemez. Pa- ris toplantısı (Bu toplantıda Kürtleri ayn devlete özendi- riciunsurlariçerenbirbildi- ri hazırlanmıştı) bir hataydı. Bu hatayı tekrarlamak tste- miyoruz" dedi. Çelebi, I- rak'ın toprak bütünlüğü ko- runarak Kuzey Irak için özerklik ve federasyon da- hil nasıl bir yönetim biçimi istedikleri yolundaki soru üzerine, buna Irak'ın Sad- dam yönetiminden kurtanl- masından sonra seçimlerle işbaşına gelecek demokra- tik ve çoğulcu bir yönetimin karar verebileceğîni söyle- di. INÇ lideri Çelebi, tüm I- rak halkı tarafından ülkenin geleceği konusunda kabul edilebilecek bir yönetim bi- çimine itiraz etmeyeceği ko- nusunda Türkiye'nin kendi- lerine güvence verdiğini de belirtti. Çelebi, "Irak halkının ge- tirecegi yönetim biçinûiıeyö- neük formülün Türkiye ta- rafından da kabul edilece- ğinden eminim" dedi. Irak Devlet Başkanı Hü- seyin'in iki damadının Or- dün'e kaçmalanyla birlikte ülkede meydana gelen geliş- meleri önemli bir süreç ola- rak değerlendiren Çelebi, sözlerini şöyle sürdürdü: "Saddam yönetiminin ba- şı dertte. Kim hayal ederdi ki iki yakın adamı Ürdün'e kaçacak ve karşüıklı birbir- lerini suçtayacaidar." Çelebi, Saddam Hüse- yin'in güvenliği açısından şu anda en önemli askeri ki- şinin, eski Savunma Bakanı Ali Hasan Mech'in yeğeni ve Ürdün'e kaçan Saddam Hüseyin'indamadı Hüseyin Kamîl'in kızkardeşi ile evli, Cumhuriyetçi Muhafız Or- dusu'nun 1. Kolordu Komu- tanı olan Kemal Mustafa Abduuah Sultan olduğunu belirtti. Çelebi, Saddam'ın, Sultan konusunda alacağı karar ve Sultan'ın vereceği tepkinin çok önemli sonuç- lar doğurabileceğine dikkat çekti. OLAYLARBV ARDEVDAKI GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada maz'a karşıt bir tutuma geçtiği ve niçin Başbakan Çiller'i desteklediği, skan- dal boyutlanna varan bir söylentiye dönüşmüştür. Her ikisi de merkez sağ- da yer alan bu partilerin dünya görüşü bakımından farkları yoktur. Yapılan ka- muoyu yoklamalarında, ANAP'ın daha yukarıda yer aldığı, DYP'nin de ikiz kardeşini izlediği görül- mektedir. DYP'nin medya tarafından yeğlenmesi, hükümetin başı ile medya arasındaki çıkar ilişkilerin- den doğmaktadır. Çıller ailesinin malvarlı- ğı sorunu henüz aydınlan- mamıştır. Bilindiği gibi Başbakan'ın üç noktada kamuoyunu aydınlatması gerekiyor: 1) Tün\iye'deki malvarlığının kökeni. 2) ABD'deki yatınmlannın, en yüksek devlet görevin- de bulunduğu sırada ya- pılmasının anlamı. 3) Ver- gi kaçırdığına ilişkin savla- nn yanıtlanması. Medya, bu üç konuyu unutturmaya çaîışmakta- dır. Ancak "fikr-i takip" de- nen bir şey vardır ve Sayın Çiller'in malvarlığıyla ilgili dosyalan üstlenen sorum- lulann bu konuyu uykuya yatırmalanna izin verilme- yecektir. Koalisyon ortağı CHP'- nin (tüm milletvekilleriyle) bu alandaki suskunluğu da ilginçtir. Koalisyon hükümeti, 1991'de işbaşına geçti- ğinde Türkiye'nin günde- minde bulunan üç büyük sorundan hiçbirini bugü- ne kadar çözememiştir: 1) Terör 2) Enflasyon. 3) De- mokratikleşme. Terör can alarak sür- mektedir, Kürt sorunu u- luslararası boyutlara otur- muştur. Enflasyonu yüzde 60'la alan Başbakan Çiller, elindeki bombayı patlat- mış; yüzde 150'ye çıkan fiyat artış hızı, IMF'nin gö- zetimiyle bugün yüzde 80 düzeyine inebilmiştir. De- mokratikleşmede dört yıl- dan bu yana yapılanlar, koalisyon protokolünde yazılanların küçük bir bö- lümüdür ve Avrupa bu ko- nuda Türkiye'yi küçük dü- şürücü birtutum içindedir. Durum böyleyken med- yada Çiller'e dönük övgü- lerin ne işe yaradığını yo- rumlamak, ancak bu gibi yapay tutumlann perde arkasını bilmekle olanak kazanıyor. ••• VİLLA 12ayoturulabilecek banliyö evi özelliğinde KONUTBİRLİK Halkalı Projesi içinde bitmek üzere olan kooperatif hissemi devrediyorum. Tel: 543 62 04 MÜJDAT OEZEN SAMAT KÛLTÛR VE EÖTTİM VAKFI Vaz Okula7-15 YAŞ ARASINDAKİ ÇOCUKLARA MÜJDAT GEZEN YQNETİMINDE SECKIN OĞRETMENLERLE TİYATR0, MUZİK VE GITAR KURSLARI Devlet okulunda şeriatçı eğitiın KAYITLARIMIZ DEVAM ETMEKTEDIR. III D Ö N E M 21 A G U S T O S Dasfcrıma hatta^ı hergOn 09 00-13 00 saaüefı aıası {Toplam 60 sai) •AŞVUHU: Kay^dagı CaO Zivertey DmOı No 48 Zrvorbey/KADIKOY TIL: fO*1«) *4« M 7S-T3 Mia »M «1 O* Arif 1 3 - I 4 A Ğ U S T O S 1 9 9 5 S A A T : 2 1 . 1 5 PRODUCTON BİLET SATIŞ YERLERİ: RUMEÜ HİSARI-267 10 67 VAKKORAMA 'TAKSİM-2S\ 28 88 •SUADİYE-350 87 42 •«l/MfU-234 42 81 I Baştarafi 1. Sayfada "Sünnileştirflmeye'' çalışıl- dığını söyledi. Eğitim ku- rumlanndan daha çok cami ve İCuran kursu açıldığım ve Alevi köylerine zorla cami yaptınldığını kaydeden Gül- çiçek. "Son yülarda şeriat, yaşamın her alanına tiâldm küınmaya çalışılmaktadır" diye konustu. Gûlçıçek, Sıvas'ın Hafık ilçesinde Adem Yavuz Ilko- kulu'ndan uzaklaştınlan 30 çocuk için yurt acacaklannı bildirerek öğrencilerin oku- la dönmelerinin sağlanması için çahşmalara başladıkla- nnı söyledi. Devletin, "şeriatçı eğiti- me" bir an önce el koyması gerektiğine dikkat çeken Gülçiçek, bütün olanakJann şeriatçı güçlerin hizmetine sunulduğunu ileri sürdü. Gülçiçek, şunlan söyledi: "Bunun sonucunda şeri- atçı güçler adım adım ikti- dara gelmişierdir. Çünkü bu mevcut devletin, onun hükü- metlerinin, kabul etse de et- mese de Türk-İslam sentezi ve onun doğal sonucu tek u- lus, tek kültür, tek inanç an- lavişıdoğrultusunda uygula- dıldan bib'nçli politikalann sonucu ortav-a çıkan tablo- dur. Alevi harcketi olarak, antt-demokratik uygulama- lara, farkh inançlanndan ve farldı ulusal kimliklerinden dolayı inkâr edOmelere, kat- ledilmelere karşı bütün de- mokrasi güçleri bir araya gelmek zorundadır. Demok- rasi, laiklik için, eşit haklar için,zengin Anadolu toprak- lannda bütün uluslann ve inançlann eşit koşuUarda kardeşçe bir arada vaşama- sı için, demokratik bir Tür- kiye için "demokratik blok hareketi' oluşturmava çalışt- yoruz." ÇAĞIN MOTEL ASSOS Her öğün balık, akvaryum gibi deniz, Kalabalıklardan ve kabalıklardan uzak SESSİZ TATİL T.P. 800.000 TL. 2 kişi 1 hafta 9.800.000 TL. Assos Bektaş Köyü Sütlüce koyu Tel: 0-286-723 40 42/43 Operasyonlarda 27 PKK'li öldürüldü Haber Merkezi - Olağanüstü Hal Bölgesi'nde dün ya- pılan operasyonlarda 27 PKK'li öldürüldü, bir er şehit ol- du. Siirt'in Pervari ilçesi yakınlannda Göl Yaylası'nı ba- san PKK militanlan, çevre köylere ait 150 ko>-unu kaçır- dılar. Adana'da korsan gösteri yapmak isteyen bir grup. polis tarafından dağıtıhrken önceki gün yapaklan izin- siz yürüyüşte gözaltma alınan 11 kişiden 9'u turuklandı. Hatay'm Reyhanlı ilçesindeki operasyonda yasadışı ör- güt üyesi 4 kişi yakalandı. AA"nın haberine göre, Tunceli'nin Mazgirt ilçesi Şi- şikOrmanlan'nda arama-tarama göîevini yapan gûven- lik kuvvetieri ile PKK'liler arasmda çıkan çatışmada 13 terörist öldürüiürken bir er de şehit oldu. Olağanüstü Hal Bölge Vaüliği'nden yapılan açıklama- ya göre. Hakkâri'nin Çukurca ilçesi Pirinçeken Köyü ya- kınlannda 6, Bjtlis'in Mutki ilçesi Kasnnbaşı înevkfln- de4, Mardin'in Nusaybin ilçesi Saray bölgesinde 2. Bin- göl ve Van'ın kırsal alanmda birer militan öldürüldü. Siirt'in Pervari ilçesi yakınlannda Göl Yaylasf nı ba- san PKK militanlan, çevre köylere ait 150 koyunu kaçır- dıiar. Adana'nınTürkkuşukavsağındadünsaat 16.30 si- ralannda toplanan bir grup. sloganlar atarakAtatürk Cad- desi'ae doğru yüıümek istedi. Olay yerine gelen gûvenlik güçleri, göstericilerin da- ğûmaîannı istedi. Buna rağmen yürümek isteyen yakla- şık 10 kişi. gözaltına alındı. Öte yandan Adana'da önceki gün HADEP il binasın- dan PTT'ye gitmek amacıyla izinsiz yürüyüş yapan ve gözaltına alınan 11 kişiden 9'u, dün çtkanldıklan nöbet- çi jnahkemece tutuklandı. Hatay Vahligi'nden yapılan açıklamaya göre. Reyhan- lı ilçesindeki operasyonda yasadışı Marksist Leninist Ko- münist Partisi-Kurmluş (MLKP-K) üyesi 4 kişi. silahla- nyla birükte yakalandı. Içinizde veya çevrenizde ülkemiz için çahşma potansiyelinin varkğını hissediyorsunuz, ama nasıl ve nereye yönlendireceğinizden emin değilsiniz. ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ'nİ aramanız, yasamınızda yeni bir ışık yaratabilir. Tel.: 275 50 82 Neredeyse her yıl bir ülke oluşturacak kadar toprağın kaybolup gitmesini seyredemeyiz- Bu sebeple erozyonla mücadele edelim. T.E.MA. Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıklan Koruma Vakfı Tel.: (0212) 281 10 27 268 09 85 EDİBE AZİZ AKOK'un Onuncu eserı "YENİDEN DOĞUŞ" isımlı romanı çıktı. Gençlik Kıtabevi - Radıköy. Kannca Kırtasıye - SoğütlCıçeşme Cad. Kadıköy. Kültür Kitabevı Kadıkoy Çarşı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle