Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 AĞUSTOS1996SALI CUMHUBİYET SAYFA
EKONOMI
Tofaş'ta yıllık
bakunizni
• BURSA(AA)-Tofaş
Otomobil Fabrikası'nın
yıllık bakıma alınmasıyla
işçiler de izne aynldı. Türk
Metal Sendikası Bursa
Şube Başkanı Sabri
Özdemir, fabrikanın 31
temmuz - 23 ağustos
tarihleri arasında bakıma
girmesi nedeniyle
fabrikada çalışan 5 bin
işçinin izne çıkanldığını
söyledi. Tofaş'ta üretimin
durmasıyla fabrikaya
yedek parça üreten yan
sanayi kuraluşlannda da
yıllık izin uygulamasına
geçileceğini belirten
Ozdemir, "Bakım
süresince Tofaş ve yan
sanayide toplam 9 bin
işçimiz izin kullanacak"
dedi.
Bono alacaklanna
çözüm
îşçiliü
• ANKARA (UBA)-
thracatçılann 'bono'lu
alacaklanna, Eximbank
Genel Müdürü Ersoy
Volkan çözüm buldu.
Volkan, "Merkez
Bankasf ndart bonosunu
alan bana getirsin, kredisini
alsın" dedi. Eximbank
Genel Müdürü Volkan.
"Ihracatçılara, Merkez
Bankası'ndan alacaklan
karşılıgı kendilerine verilen
300 milyon dolarlık. iki yıl
vadeli bonolan
karşılığında, isteyene
döviz, isteyene de Türk
Lirası kredi
verebileceğini" açıkladı.
Türkiye'de aile
yaygın
• ANKARA (ANKA)-
Türkiye'de nüfusun büyük
bir çoğunluğu geleneksel
yapının getirdiği yaşam
tarzının etkisiyle ücretsiz
aile işçisi olarak çalışryor.
Ailesi hesabına çahşanlann
oranı özellikle tanm
kesiminde yüzde 50'lerin
de üzerine çıkıyor. Ekim
1994 itibariyie
Türkiye'deki 20 milyon
398 bin istihdamın 8
milyon 361 bini ücretli ve
yevmiyeli, 6 milyon 244
bini kendi hesabına ve
işveren, 5 milyon 793 bini
de ücretsiz aile işçisi olarak
çalışıyor.
Yaş çay alımları
• RİZE(AA)-Çay
Işletmeleri (ÇAYKUR)
Genel Müdürlüğü, 5 mayıs
tarihinde başlayan alım
kampanyasında. bugüne
kadar 308 bin ton yaş çay
yaprağı aldı. Çaykur'dan
yapılan açıklamaya göre,
alınan yaş çay yapragı
işlenerek 61 bin ton kuru
çay üretildi. Bu arada 2.
sürgün yaş çay yaprağı
alımlannın kıyı
kesimlerinde
tamamlandığını ve iç
bölgelerde hafta sonunda
sona ereceğini ifade eden
yetkililer, bu nedenle kıyı
kesimlerindeki 12
fabrikanın devre dışı
bırakıldığını söylediler
Antalya'da dev
yatrım
• AJNTALYA(AA)-
Antalya'nın 35 yıl sonraki
nüfusuna hizmet verecek
şekide planlanan yeni
kanalizasyon
çahşmalanmn bugünkü
birim fiyatlarla 4 trilyon
liraya mal olacağı
bildirildi. Antalya
Büyükşehir Belediyesi
Basın ve Halkla Ilişkiler
Müdürlüğü'nden yapılan
açıklamaya göre. yapımına
3 yıl önce başlanan ve şu
andakentin 100. Yıl
BulvarTnda çalışmalan
sürdürülen kanalizasyon
inşaatı için bugüne kadar
180 milyar lira harcandı.
Köy-Koop biPlikleri
tekçatıda
• Ekonomi Servisi-
Türkiye Tanmsal Amaçlı
Kooperatif Birlikleri
Merkez Birliği kuruluyor.
Edirne, lzmir, Kınkkale.
Manisa, Muğla, Burdur
Tanmsal Amaçlı Köy-Koop
Birlikleri Temsilcileri
taranndan Kurucu Genel
Kurul oluşturuldu. Uzun
zamandır kuruluş
hazırhklan sürdürülen
Tanmsal Amaçlı
Kooperatif Birlikleri
Merkez Birliği. Türkiye'de
kurulu birliklerin üst örgüt
bosjuğunu doldurmak.
tanmsal amaçlı
kooperatifleri bir merkez
altında toplamak ve
demokratik bir güç
oluşturmak amacıyla
kuruluyor. Kurucu Genel
Yönetim Kurulu Genel
Ba>kanlıgı'na Kırklareli
K.c\-Koop Başkanı Edoğan
Kantürer seçildi.
Destek ve teşvikte 7 kurumun söz sahibi olduğu Türkiye'de Tarım Bakanlığı seyirci rolünde
Tarım, bürokrasi kazanında• Tanm Bakanlığı'nın, uygulanan tanm
politikalannda yeri oldukça belirsiz. Bakanlık
aksini istemesine rağmen çıkanlan bir tebliğ ile
hayvancılık teşvik edilemeyen yatırım konulan
arasma atılırken, Para Kredi Koordinasyon
Kurulu yine Tanm Bakanhğı'na rağmen et ve
sütteki teşvikleri kaldırabiliyor.
Bakanlığı tarafindan aksi is-
tenmesine rağmen çıkanlan
bir tebliğ ile hayvancılık teş-
vik edilemeyen yatınm ko-
nulan arasında yer alabiliyor.
Et Balık ve SEK'in özel-
leştirilmesiyle gündemin ilk
sırasına oturan. kemiksiz et
ve ardından buğday ithalatı
ile birlikte tartışılmaya baş-
lanan Türkiye'nin tanm ve
hayvancılık politikalanna
tam bir karmaşa hâkim.
Tanm ülkesi olarak geç-
meyen Amerika ve Avrupa
ülkelerinde bile tanmsal üre-
tim. yapılan uzun vadeli
planlarla yönlendirilirken,
adı tanm ülkesi olarak geçen
Türkiye'nin henüzoluşrurul-
muş bir ulusal tanm politika-
sı yok.
Devletin üretimden tüketi-
me kadar denetleyici ve dü-
zenleyici görevler alması is-
tenirken, uygulanan yanlış
AHMETÇELtK
Tanm ve hayvancılık. bü-
rokrasi kazanında. Henüz
ulusal bir tanm politikasının
oluşturulamadvğı Türki-
ye'de, destek ve teşviklerde
hangi kurumun söz sahibi ol-
duğu belli değil. Türkiye'de
tanm ve hayvancılık konu-
sundaki destek karan Bakan-
lar Kurulu tarafindan verildi-
ği halde. destekleme fiyatla-
nnı Sanayi Bakanlığı belirli-
yor. Desteklemenin parası
Hazine'den çıkarken. Para
Kredi Kurulu isterse teşviki
kaldırabiliyor. Ithalat ve ih-
racat kararlan Dış Ticaret
Müsteşarlığı'ndan, üretim
planı ise Devlet Planlama
Teşkilatı'ndan geçiyor. Ta-
nm Bakanlığı'nın bu tablo
içindeki yerinin ne olduğu
konusundaki belirsizlik ise
devam ediyor. Çünkü Tanm
Tarım ve hayvancılığa destek;
Karar, Bakanlar Kurulu'nda
Para Hazine'de
Destek-
leme
fiyatları
Sanayi
Bakanlı-
ğf nda
İptal
yetkisi
Para Kredi
Kurulu'-
nda
İthalat-
ihracat, Dış
Ticaret
Müsteşarlı-
ğı'nda
Üretimin
planlan-
ması
Devlet
Planlama
Teşkila-
tı'nda
Seyirci
kalmakla
suçlanan
ise
Tanm
Bakanlığı
politikalarla her şeyin arap-
saçına döndüğü tanm ve
hayvancılıktaki karar meka-
nizmalarında ise adeta bir
çeşit karmaşası yaşanıyor.
Tarım ve hayvancılıgın
desteklenmesi konusunda.
karan Bakanlar Kurulu'nun
verdiği Türkiye'de para Ha-
zine'den çıkarken, Para Kre-
di Koordinasyon Kurulu. Ta-
nm Bakanlığı'nın aksi görüş
bildirmesine rağmen, süt ve
etteki teşvik uygulamasını
kaldırabiliyor. lthalat ve ih-
racat işlemleri Dış Ticaret
Müsteşarlığı tarafindan yü-
rütülürken. destekleme fi-
yatlannı Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı, üretim planlama-
sını ise Devlet Planlama Teş-
kilatı yapıyor.
Tüm bu karmaşa içerisin-
de bazı çevreler tarafindan
iyi şeyler yapmaya çalıştığı
belirtilen Tanm Bakanlığı
ise bazı çevreler tarafindan
tüm olan bitene seyirci kal-
makla suçlanıyor.
Taban fiyatlannın Bakan-
lar Kurulu tarafindan belir-
lendiğini belirten Türkiye
Süt. Et, Gıda Sanayicileri ve
Creticileri Birliği Başkanı
Doğan Yardarlı. belirleme-
lerde siyasi tercihlerin ön
plana çıktığına dikkat çeke-
rek bunlann teknik konular
olduğunu ve siyasilere bıra-
kılmaması gerektiğini belirt-
ti. 1992 yılında çıkanlan bir
tebliğ ile hayvancılığın, Ta-
rım Bakanlığı'nın itirazına
rağmen teşv ik edilmeyen ya-
tırımlar arasına alındığını
vurgulayan Vardariı. "Bir
daha da teşvik kapsamma
alınmadı. Hatta diğerteşvik-
ler de birer birer kaldınuna-
ya de\ am edildi" di> e konuş-
tu.
Bakanlık bünyesinde bir
"tantn desteklemeveyönlen-
dirme kurulu" oluşturmak
için başvurduklannı belirten
Tanm Bakanlığı Müsteşar
Yardımcısı Cengiz Aldemir.
aynca desteklemenin yapıla-
bilmesi için bir fon oluşrurul-
masmı istediklerini kaydetti.
Hangi ürünün ne zaman, ne
kadar desteklenmesi gerekti-
ğinin teknik bir konu oldu-
ğuna değinen Aldemir. ba-
İcanlığın tanm konusunda be-
lirleyici olamadığını kaydet-
ti.
Aldemir. destekleme ve
teşvik gibi konulann Tanm
Bakanlığı 'na bağlanması ge-
rektiğini ifade ederek "Ta-
nmsal faaliyetter Tanm Ba-
kanhğı tarafindan yönlendi-
rilmelidir'" dıye konuştu.
Ankara Valisi Şahinoğlu, Esnaf ve Sanatkârlar Odalan Birliği'ni 4 ekimde toplantıya çağırdı
Ekmek zammına vali el koyduANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başkentte 7 bin 500 liradan satılan ek-
meğin 9 bin liraya çıkanlmasıyla başla-
yan tartışmalara Ankara Valisi Erdoğan
Şahinoğlu nokta koydu. Vali Şahinoğlu.
ekmeğe yapılan zammı uygun bulmadı-
ğını belirterek. Esnaf ve Sanatkârlar
Odalan Bırliği'ni 4 ekimde toplantıya
çağırdı. Türkiye genelinde. ekmeğin il-
ler arasında yüzde 100'e varan oranlar-
da farklı fiyatlarda satılırken sadece un
fiyatının, ekmek fiyatını belirlemekte
etkili olmadığı ortaya çıktı.
Ankara Valisi Erdogan Şahinoğlu.
ekmek zammına karşı çıkan tartışmalar
üzerine olaya el koydu. Vali Şahinoğlu.
dün yaptığı yazılı açıklamada. Ankara
Esnaf ve Sanatkârlar Odalan Bırliği'nin
onayladığı zam oranını uygun bulmadı-
ğını belirterek, "Ekmek, temel ihtiyaç
maddeleri arasında gerek üretim mikta-
n ve rüketim miktan ile gerekse fıyatı
açısından tüm tüketicileri ilgilendiren en
önemli tüketim maddesidir" dedi. Şahi-
noğlu. Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Ya-
sası'nın mülki amirlere tanıdığı yetkile-
re dayanarak. esnaf odası yetkililerini 4
ekimde toplantıya çağırdığını ve bu ta-
rihe kadar ekmeğin zamsız satılacağını
bildirdi. Şahinoğlu, aynı yasaya göre.
esnaflarla anlaşma yolunu arayacağını.
ancak bunun sağlanamaması durumun-
da 15 gün içinde Ankara Sanayi ve Ti-
caret Müdürü'nün başkanlığında. An-
kara Esnaf ve Sanatkâr Odalan Birliği
Başkanı ve Ankara Ticaret Odası tem-
silcilerinden oluşan bir komisyonun
zammı inceleyeceğini açıkladı.
Ankara Fırıncılar Odası Başkanı Yu-
suf Ekşi. Cumhuriyet'e yaptığı açıkla-
mada. ekmekteki fiyat artış hızını dur-
durmak için acilen un ithalatına gidil-
mesi gerektiğini savunarak. "Gerekli
tedbirier alınmazsa, ekmek fiyatian yıl
sonuna kadar 20 bine çıkar" dedi. Ek-
şi. akaryakıt. su. elektrik ve diğer girdi-
lerde meydana gelen artışlan ekmek fi-
yatlanna yansıtmadıklannı belirterek,
1 ağustostan itibaren geçerli olacak
1500 liralık artışın sadece un fıyatlann-
daki artışlardan kaynaklandığım söyle-
di. Ekmeğin girdi maliyetlerinin yüzde
45'ini unun oluşturduğunu söyleyen
Ekşı. "Bu artış htnnın durdurulması
için buğdavdan önce un ithaline gidil-
mesi gerekmektedir. Bu >ıl buğdavda
meydana gelen hastalık ve vagmurlann
fazİa olması nedeniyle buğdav yok dene-
cek kadar az. TMO'ya müracaat ederek
un fiyatlannın istikrara kavuşmasını ta-
lep ettik. TMO," Bugüne kadar Diyar-
bakır'dan 25 ton buğday alımı yapılabil-
miştir'cevabını verdi" dedi. Ekşi. "Ba-
vi ondaltgı" ve fınncı kân dışında ekme-
£in maliyetınin 6750 lira olduğunu söy-
fedi.
Türkiye Un Sanayicileri Demeği Ge-
nel Sekreteri İlker tanık ise TMO'nun
"Ekmek zammında un fivatı bahane "'
açıklamasına destek \erdıklerini belir-
terek. *Fınnlardaununpavı>üzde30ci-
vanndadır. Bir çuvaldan 250 ekmek >a-
pdıyorsa yapılnıası gereken zam bin li-
radır'
%
dedi. Ankara Fınncılar Odası nın
"Buğday yerine un ithal edilsin" görü-
şüne karşı çıkan Tanık. şunlan söyledi:
"Biz bütün dünyaya un ihraç ediyo-
ruz. Dünyaya un satan ülkenin un ithal
etmesi banaldir. Dışandan un gelmesi
söz konusu olamaz. Zam gereklidir, ama
un artışlara bağlanamaz. Belediyenin u-
cuz ekmek satışına karşıyız. Bu haksu
rekabettir. Belediyenin yanfiyatınaek-
mek satmasını gerçekçi bulmuyoruz.
Halkın ihtiyacı ana gıda maddesini ucu-
za alması gerekir. Gramajı yükseitilmeli.
fivat serbest bırakılmalı." Ekmek fiyatının artışını durdurmak için ithalat y^pılacak.
Hükümetin bazı kombinalan vermeye razı olduğu Öz Gıda-îş, teklifi net bulmadı
EBK'de hüküınet-senclika pazarbğıANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Et ve Balık Kuru-
mu'nun (EBK) kombinalan-
nın satışına, çalışanlardan
gelen yoğun tepkiler. hükü-
meti sendikayla pazarlığa
oturttu. Hükümet, bazı et
kombinalannın Öz Gtda-tş
Sendikasf na verilmesi yö-
nünde girişimde bulunurken,
Özgıda-lş Genel Sekreteri
Salim L'slu, önerinin net ol-
madığını vurgulayarak,
"Güvence verilmedi, anlaş-
maya varmış degfliz" açıkla-
masını yaptı.
Hükümet. EBK'nin 11
kombinasının satışının ar-
dından kamuoyundan gelen
tepkiler karşısında, EBK'nin
özelleştirilirken bazı kombi-
nalann sendikaya devre-
dileceği bir öneri hazırladı.
• EBK kombinalarının
satışına çalışanlardan
gelen tepkiler,
hükümeti sendikayla
pazarlığa oturttu.
Hükümet. bazı
kombinalann Öz Gıda-
Iş Sendikası'na
verilmesi yönünde
girişimde bulunurken,
Özgıda-lş Genel
Sekreteri Salim Uslu.
önerinin net olmadığını
vurguladı.
Özelleştirmeden sonımlu
De\let Bakanı Bekir Sami
Daçe. Özelleştirme Yüksek
Kurulu'nun EBK'yle ilgili
olarak geçen hafta birtoplan-
tı yaparak sendika temsilcile-
Neydi,
• Hak-İş'in teklifınde 4
bin işçiye iş güvencesi
vardı. Geçen hafta
yapılan satışta iş ve •,
gelir güvencesi 9 r ]?'
verilmedL ?I •
• EBK'nin 6 ^V
trilyon liralık "*t7
borcunu dev let
üstlenecekti. Şimdi ise bu
borç 8 trilyon lira oldu.
• Hak-İş 2 trilyon liralık
ne oldu? 1
ihbar ve kıdem
tazminatını üstlenecekti.
Şimdi ise devtet 11
g kombinadaki 400
*T" milyar lirahk
y j | tazminatlan
Jf J* üstlendi.
*?£? % Şubat ayındaki
satışta üretim
güvencesi verilmişti.
Şimdi ise yalnızca 3
yıllık üretim sağlanıyor.
ton et kesti. Bizim 34 kombi-
na 1 yılda 50 bin ton et kesti.
Nerimlilikkrini kay betmişler.
İsrihdam alanı. sosy al yardım
vasıflı bir isrihdam alanı ha-
ttne gelmişlerdir? Politikacn
lann da bunda etkisi olmuş-
tur. 100 triKonluk borçla kit-
leri ayakta tutma imkânı
riyle görüştüğünü söyledi.
Daçe, sendikaya EBK'nin
özelleştirmesinin bu yıl için-
de tamamlanması gerektiği-
ni anlattıklannı belirterek şu
açıklamayı yaptı:
"Sendikaya bunun gerek-
çelerini anlathk. EBK'nin 10
trilyon lira borcu var. 1994y>
lı zaran 7 trilyon lira. Çankı-
n 'da yeni birentegretesis ku-
ruldu. 3 ayın icerisinde 62 bin
ÖzGıda-jşGenel Sekrete-
ri Uslu da. ÖYK'yle yaptık-
lan görüşmelerden kesin bir
sonuç alınmadtğını vurgula-
yarak, "Yaptığımız itirazlan
haklı buluyorlar" dedi.
ÖYK'nin özelleştirme ko-
nusunda mesleki örgütler-
den, bilgi almadığını vurgu-
layan Uslu. kararlann ayak
üstü alındığını savunarak.
~Bu konulan ilettik. Bazı te-
reddütleri var. Özelleştirme-
de, satmanın ötesinde kuru-
mun fonksiyonlan konusun-
da temel ilkeler olması lazını.
EBK'nin yaşatılması gereki-
yor* dive konuştu.
Anlaşma yapdacak
Uslu, ÖYK'nin bazı kom-
binalannın Öz Gıda-lş'e ve-
nlmesi yönündeki teklifi için
de şu görüşleri dile getirdi:
"Bir anlaşma yapdacak, Biz
bu çalışınaya evet vcya hayır
demedik. Temsilcilerle gö-
rüşmderyaptık. Temsilci 100
kadar arkadaşımız, satışa
evet diyebileceklerini pren-
sipte kabulettiler. Ancak tek-
nik aynntı ve sonuçlannı gör-
mek istediklerini belirttiler."
Uslu. bugünden itibaren
görüşmelerin yenıden başla-
yacağmı da belirtti.
MAIİYE GENELGE YAY1MLAD1
Zirai ürünlere
vergi denetimiANKARA
(AA) - Maliye
Bakanı tsmet
Attüa. vergi ka-
yıp ve kaçağı-
nın yoğun ola-
rak yaşandığı
zirai ürün hare-
ketlerinin kont-
rolü için defter-
darlıklara ge-
nel gegönderdi.
Bakan Attila,
defterdarlıklara
gönderdiği genelgede.
"Denetimler, zirai ürünle-
rin hasatından başlayıp il
dışına sevkine kadar olan
tüm aşamalan kapsayacak
şekilde organize ediiecek-
tir" dedi.
Maliye Bakanı lsmet At-
tila. genelgesinde, vergi ka-
yıp ve kaçağının yaygın ol-
duğu zirai ürün hareketleri-
nin, belge düzeni içinde ce-
reyan etmesinin sağlanma-
sı bakımından, her ildeki
vergi denetmenlerinin ko-
ordinasyonunda oluşturula-
cak ekipler vasıtasıyla yo-
gun denetim yapılmasının
gerektiğini kaydetti.
Denetimlerin. her ildeki
Malive Bakanı Attila.
zirai ürünlerin
hasatından baş-
layıp il dışına
sevkine kadar
olan tüm aşa-
malan kapsa-
yacak şekilde
organize edil-
mesi gerektiği-
ni bildiren Ba-
kan Attila. ge-
nelgede şu hu-
suslara yer ver-
di:
"Buna göre varsa ekim
sayım beyanlanndan hare-
ket edilerek. zirai ürün top-
tancılığı veya komisyoncu-
luğu yapanlara ilişkin istih-
bari bilgiler değeıiendirile-
rek. bu kişilere ah depo. am-
bar ve benzeri yerlere şok
denetim planlan uygulana-
caktır. Denetimin tekdüze
otmamasına ve mükellefle-
rin önceden haber ve tedbir
almalannı engeOeyecek şe-
kilde gizliliğe azami derece-
de riayet edilecektir. Depo,
ambar vesair yerierde yapı-
lacak fiili ve kaydi envanter
çalışmalan bizzat vergi de-
netmenleri tarafindan y apt-
lacaktır."
94 krizinden sonra ithalattaki artış sadece yatınm mallannda değil
Çikitalı giinler yeniden başladı
Yıl
1990
1991
1992
1993
1994
1995(6
• 1994yıhnda
yaşanan ekonomik
krizin ardından bıçak
gibi kesilen ithalat son
hızla artarken. yerli
üreticiler ile
ithalatçılan birbirine
düşüren çikita muz da
bundan payını alıyor.
Ekonomi Senisi - Türki-
ye 1944 yılında yaşanan ekonomik kri-
zi çabuk unuttu. Devlet Bakanı Aykon
Doğan'ın "Yatınm mallan itlahatı ar-
tıyor'"sözlerini 'çikita muz' yalanlıyor.
1994 yılında yaşanan ekonomik krizin
ardından bıçak gibi kesilen ithalat son
hızla artarken. yerli üreticiler ile itaha-
latçılan birbirine düşüren çikita muz da
bundan payını alıyor.
1994 yılında yaşanan ekonomik kriz
nedeni ile 163 bin tondan 66 bin tonla-
ra kadar düşen muz ithalatı 1995 yılın-
da dövizin yeniden baskı altında tutul-
ması ile birlikte tırmanışa geçti. 1995"in
ilk altı ayında muz ithalat miktannın
yeniden 40 bin tonlara ulaşması 10 yıl-
dır süren kavgayı yeniden önplana çı-
kardı. 1984-1985 yıllannda muzun it-
hal edilmeye başİanması ile beraber
yerli üreticilerle ithalatçılar arasında
başlayan kavga 10'uncu yılını doldu-
rurken üreticiler halen ayakta durma
mücadelisi veriyorlar. 1984 yılındadö-
nemin başbakanı Turgut Özal'ın muz
tarlalan için "Bunlar rantaN değil. bun-
lansöküp yerine soğan ekin"' şeklinde-
1990 yılından bu yana muz ithalatı
Bin ton
55 6
9010
11713
16318
662
40 4
Dolar
2.150.000
1.700.000
2.210.000
4.190.000
2.817.894
5.200.000
ki demecinin ardından devletin yerli
muz üretimini iyice gözden çıkardığı-
nı hatırlatan üreticiler. örgütlenerek it-
hal muza savaş açsalar da rakamlar ye-
nilgilerini gözler önüne seriyor.
Öte yandan yerli üreticiler ithalatın
başladığı yıllarda daha önceleri 50-60
bin ton olan üretim düzeylerinin 20 bin
tona kadar düştüğüna ardından topar-
landıklannı belirîerek "Bir süre sonra
mu2 ihraç edebilir dunıma gelecegiz''
diyorlar. Muz üreticilerinin aralannda
kurduklan Akdeniz Muzcular Deme-
ği'nin Başkanı Prof. Dr.Hüseyin Sipa-
hioğlu. ithal muzun maliyetinin daha
fazla olduğunu ileri sürerek. "Biz mu-
zun kilosunu 15-20 bin liraya mal eder-
ken ithal muzun maliyeti 1.İ3 dolara ya-
ni 50 bin liraya mal oluyor. Senelik top-
lam muz ithalatı 150 bin ton dolaylann-
da. DolayısıyU ülkemiz senedc 169.5
milyon dolarlık döviz kaybediyor. Tür-
kiye'nin iklim yapısı muz yetiştirmeye
çokelverişli. İthalatçılar Türkiye'de üre-
timi 20 bin ton olarak göstermeye çaln
şryorlar, ancak gerçek üretim miktan
60 bin ton. Aynca yeni top-
raklar üretime açıldikça Tür-
kiye muzu ihraç eder duru-
ma bile yükselebilir" dedi.
Türkiye'de ithalatın kont-
rol edilmediğinı de belirten
Sipahioğlu daha sonra ko-
nuyla ilgili olarak şu açıkla-
malarda bulundu:
"Gelen muzun bir kısmı
bozulup atılıyor. Türki-
ye'ye diğer ülkelerin artık-
ları ithal ediliyor. Biz hiç muz ithal
edilmesin demiyoruz. Muz ithal edil-
sin, ama yerli pazar da korunsun.
Yerli muzun piyasada olduğu 3-4 ay
içinde muz ithalatı kısıtlansın."
Yılda ortalama 100-150 bin ton muz
ithal eden Türkiye'de ithalatçı fîrma sa-
yısı ise oldukça az. Bunlardan biri olan
Bonita'nın Türkiye araştırma ve geliş-
tirmeden sorumlusu tbrahim Kuyucu,
muz ithalatımn iddia edilenin aksine tü-
keticinin ve ülkenin yaranna olduğunu
savunuyor. Muz ithalatımn bir tercih
değil, bir zorunluluk olduğunu belir-
ten. Kuyucu. muz ithalatçılannın bakış
açısını ise şöyle açıklıyor:
"Muz ithalatı iki nedenle gerçekleşi-
yor. \'eıii üretim, toplam talebi karşıla-
yamıyor, Talep toplam üretimden bir-
kaç kat daha fazla. İthalat.fiyatiandü-
şüriiyor. Muz ithal edilmeden önce or-
tadirek muzu rüyasında bile göremiyor-
du. Et fıyatı ile muz fiyaO neredeyseeşit-
ri. Aralannda yüzde 10-15 fark \ardi.
Düşünün ithalat olmasa muz fiyatian şu
anda 200 bine yaklaşmış olacaktı."
IŞÇININ EVRENINDEN
ŞUKRAN SONER
Aymazlık
Hafta sonu Ankara'da Tes-lş ve Ağaç-lş sendikala-
nnın genel kurullan yapıldı. Izleyemediğim için, televiz-
yon haberlerinden, gazete sayfalarından bir şeyler ya-
kalamaya çalıştım. Ne gezer?
Anlaşılan, Türk-lş'in iki sendikasını bundan sonra 4
yıl boyunca kimlerin yönetecegini, genel kurullarında
neler olup bittiğini hiç merak eden yok. Ondan da
önemlisi, işçilerin, sendikalann güncel, en sıcak sorun-
larının gündeme getirilme platformu olan genel kurul-
lar, çok önemli bir nabız yoklama aracıdırlar.
Genel kurul raporları, genel kurullarda yapılan ko-
nuşmalar, tartışmalar, alınan karariar, nereden yola çı-
kılıp nereye gidildiğinin göstergesidirler. Sıcak bir eko-
nomik kriz yaşanmış, çahşanlann koşulları büyük bir
olumsuzluğa sürüklenmişken, gundemde önemli işçi
uyuşmazhkları, eylemleri varken bu ilgisizlik, bu duyar-
sızlık açıklanır gibi değil.
Birkaç işadamının hemen hdr gün, her konudaki gö-
rüşlerine geniş yer ayıran, ilgi gosteren medya; önümüz-
deki haftalarda önemli işçi mitingleri, iş bırakma da da-
hil çeşrtli direniş kararlan söz konusu iken, bunlann en
canlı tartışma ortamlan genel kurullan izlemek gereği-
ni bile duymuyor, dahası yok sayıyor.
Şunun şurasında, Türk-lş'in iddialı mitingine, iş bırak-
ma eylemlerine bir hafta, on günlük süreler kalmış.
Tes-lş, enerji işkolunda grev hakkı olmadığı için top-
lusözleşme uyuşmazlığı Yüksek Hakem Kurulu'na git-
miş bir sendika. Yakın günlerde Türk-iş düzeyinde hü-
kümetle anlaşma olmazsa YHK'ye hükümetin dikte et-
tireceği rakamlarla toplusözleşmesi yürürlüğe girebilir.
Enerji işçileri ve sendikaları bunun kaygısıyla Türk-lş'in
eylemlerinde ağırlıklarını koyacaklardır. Onların eylem-
leri herhangi bir işkoluna benzemez. Enerjide direniş,
şalterlerin çekilmesi, Türkiye'de yaşamın durması ola-
bilir.
Hükümet, medya, nasıl bu kadar aymaz, aldırmaz,
yok sayma tavn içinde olabiliyorlar?
Tes-lş'in, Ağaç-iş'in genel kurullan izlenseydi, hazır-
lanmış çalışma raporlanna, çeşitli konulara ilişkin özel
raporlara şöyle bir göz atılsaydı Türkiye için medyanın
bugünlerde sunduğu tablo ile gerçeklerin birbiri ile na-
sıl çelişkili, çatışmalı olduğu da gözlenebilirdi.
OrneğinTes-lş Başkanı Faruk Barut, TEK'te, PTT'de
neden özelleştirme yapılmaması gerektiğini, yaşamsal
sakıncalarını anlatmış. Ağaç-lş Başkanı Güral Erçakır
da aynı ölçüler içinde ORÜS'ün özelleştırılmeye kalkı-
şılmasının Türk ormancılığı, ekonomisi, orman köylü-
sü, yöre insanlarına zararlannı saymış.
Bunlar: kulakların tıkanmak istendiği, tersyüz edil-
meye çalışılan, kamuoyunun sürekli aldatıldığı, bilin-
mesi istenmeyen gerçekler.
Elbette özelleştirme, işçileri de çok yakından ilgilen-
diren, ülkenin dev sorunlarının sadece bir tanesi. Ger-
çeklerin tersyüz edildiği, kamuoyunun sürekli aldatıldı-
ğı sayısız sorun ve konu var.
Ekonomide krizden kurtulunduğu, özel sektörün bu
anlamda mucizeler yarattığı, Türkiye'nin kredibilitesinin
yükselmekte olduğu, Çiller'in anayasa değişikliği de
dahil kendini kabul ettirecek önemli işler yaptığı, pem-
be tablolann çizildiği şu günlerde, durum değerlendir-
mesi niteliğindeki konuşmalar, raporlar, yok sayılan ger-
çekleri çok çarpıcı biçimde su yüzüne çıkarıyor.
Bu köşe onları yansıtmaya yeterli değil. Sadece
Ağaç-lş Genel Başkanı Güral Erçakır'ın konuşmasından
birkaç cümle alıntı yaparak belki "aymazlık, gerçekleri
çarpıtma" boyutlan hakkında, bir iki küçük örnek ver-
miş olabiliriz:
"Türkiye, maalesef iyi yönetilmiyor.
Adaletsizliğin, eşitsizliğin, güvensizliğin, istikrarsızlı-
ğın kol gezdiği bir ülkede yaşıyoruz.
K/mse ne yannınt görebiliyor ne de geleceğe umut-
la bakabiliyor...
Sadece 1994 yılı için bûyümenin eksı 3.8 olduğu, ka-
pasite kulanımlannın yüzde 607ara düştüğü, işçiçıkar-
malan yanında işsizliğin yüzde 20'lere ulaştığı, iç borç
stokunun iki katına ulaştığı. faiz oranlarının anoımalleş-
tiği, enflasyonun cumhuriyet tarihi rekorunu kırarak
yüzde 125-146'larayükseldiği, ücretlerdeyüzde 35'le-
re varan reelgerilemeyaşandığı, paranın yüzde 200 7e-
re varan oranlarda değer kaybettiği bir tabloda...
Böyle bir tabloya hiçbir Batı demokrasisinde tahamül
edilemez. Başarısızlar da siyaset sahnesinden silinir gi-
der...
Sadece ekonomiyi katlanıfmayacak hale getirenler
değil..
Milletin malının talan edilmesine gözyumanlar..
Yolsuzluklara mücadele etmeyenler..
Siyasi geleceklerini bağladıkt&n 200-300 ailenin çı-
karlannı halkın çıkarları üstünde görenler.
60 milyon içinde o küçücük zenginler kulübünün her
istediğini emir kabul edenler de gider...
Bu ülkeden gitmiyortarsa düşünmek zorunda olan-
lar bizleriz...
Sermaye, demokrasinin kısıtlı olmasını istemektedir.
Bunlann da bu isteğe karşı çıkmaya ne güçleh ne de
niyetleri vardır.
Anayasa değişikliklerinin demokratikleşme yolunda
ciddi ve esaslı bir başlangıç teşkil ettiği yolundaki ıd-
dia da koskocaman bir yalandır, yutturmacadır. Önü-
müzdeki günlerde bu işten nasıl bucak bucak kaçacak-
lannı hep birlikte göreceğiz..
Türk sendikacılık hareketi. olmak ya da olmamak gi-
bi yaşamsal bir tablo ile karşıkarşıyadır...
Hedefimiz, bize karşı yıllardır sürdürülen savaştan
başanlı çıkabilmek olmalıdır.
Bu da herşeyden önce herkesin, hepimizin şapkayı
önümüze koyup düşünmeye başlamamızı gerektirir..."
Avrupa, işsizlikte
Türkiye'yle yanşıyor
Ekonomi Servisi- Avru-
pa Bırliği'nde işsizlik yüzde
1 l'eulaştı. Amerika "da yüz-
de 6.5 Japonya'da yüzde
3'ten az olan işsizliğin Av-
rupa Birliğinde yüzde 11 ol-
ması. topîuluğu bu konuda
iyice duyarlılaştınyor.
Kasım ayında lspan-
ya'nın başkenti Madnd'de.
üye ülke hükümefierinin ya-
pacağı büyük toplantıdan
önce Avrupa Birliği'ndeki
ıstihdam durumunu göste-
ren bir rapor yayımlandı.
Avrupa Birliği Sosyal Ilişki-
ler Komisyonu üyesi Padra-
ig Flynn tarafindan hazırla-
nan rapora göre Amerika'da
yüzde 6.5. Japonya'da ise
yüzde 3'ten az olan işsizli-
ğin Avrupa Birligi'nde yüz-
de 11 gibi yüksek bir oran-
da olduğu bildirildi.
Birlikteki ülkeler ekono-
mik güç bakımından hâlâ
büyük farklılıklar gösteri-
yor. Özellikle Yunanistan'ın
ekonomik büyüme bakı-
mından birliğe pek katkısı
olmamasına karşın işsizlik
oranını arttırmada büyük
pay sahibi olması. üye ülke-
lerin yakınmalanna konu
oluyor. Türkiye'nin de aynı
nedenden dolayı tam üyeli-
ğe geçmesinin zorlaşacağı
düşünülüyor. Türkiye'de
1994'te yüzde 19.4 olması
beklenen işsizlik oranının
gümrük birliğinde işgücü-
nün serbest dolaşımına izin
verilmemesinın en büyük
nedeninı oluşturdugu belir-
tılıyor. 1991- 1994 \ıllan
arasında 6 milyon kişilik bir
istihdam kapasitesınin eko-
nomi dışına çıkmasıv la top-
luluktakı işsizliğin. toplam
işgücünün yüzde 11 "ine u-
laştığına dikkat çekılen ra-
porda. ekonomi dışına çıkan
istihdam sayısının Avrupa
Birliği ülkelerindeki 2.
Dünya Savaşı öncesi toplam
istihdamın iki katından da-
ha fazla olduğu bildirildi.
Rapordaki diğer noktalar
da şöyle sıralandı:
"1993'te üretim düzeyi
artmasına rağmen istihdam
oranında bir artış görülme-
di. Çalışan kişi sayısının ça-
lışabilir yaştaki nüfusa ora-
nı geçen sene y üzde 6()'ın al-
tına düştü. Bu oran 1992'de
yüzde 62 dolayındaydu
1990- 1994 arasındaki eko-
nomideki bunalım sırasında
bir milyon işçi işini kay betti.
İşsizlik. kadınlar arasında
daha yay gın. Ancak çalışan
kadınîann işlerini kay betme
hızlan daha düşük. Kadın
işgücünün yüzde 12.5'k er-
kek işgücünün ise yüzde
9.5'i işsiz. 25 yaşın altındaki
işgücünde 1990-1994 arasın-
da üç milyonluk bir düşüş