14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 AĞUSTOS 1995 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 Diplomatuı şüpheli ölümü • Baştarafi 1. Sayfadt deki şüphelen şövle sırala- mıştı: "Dışişleri BakanlığTnın 13 yıilık mensubu olan Ah- met Hamdi Yörük, intihar etseydi, kurşunu şakağına ya da ağzuıa sıkardı. Halbu- ki tek kurşun sağ kaşının üzerine girmiş. Oğium silahını üzerinde taşımazdu elçilik bürosun- da tutardı. Tabancanın ba- listik muayenesi yapıldı mı? Büyükelçi. öldürülen oğlu- mun gh süi olduğunu söyler- ken. miisteşarın pijamalı gördüğünii söylemesi çeiişki değil mi? Oğlumun gece ar- kadaşlanyla yemek yedik- ten sonra aynı binanın birin- ci katındaki Ticaret Ataşe- si'nin dairesinde oturduğu ve sonra odasına çıkarak in- tihar ettiği iddia ediliyor. Halbuki yaptığımız araş- tırmalarda."saat01.04W»130 arasında oğlumun dairesin- deki televizyonun yiiksek se- sinden komşu dairedekile- rin uyandıklan ve sonra se- sin aİçaldığını öğreniyonız. Tekrv izyonun sesinin yüksel- diği sırada mı oğlum tek kurşunla öldürüldü?" Baba Yörük'ün mektup- ta belirttiği zor sorulann ya- nı sıra Dışişleri Bakatılı- ğı'nın olaydan bir gün son- ra yaptığı, "Ruhsal bunafam sonucu intihar" açıklaması. "ruhsal bunalınun yeni bir yey olmadığT sorusunu gündeme getirdi. Bu soruyu yönelttiğimiz kardeş Atilla Yörük, u Ağa- beyim gayet sağlıklı bir in- sandı. Kitap okumayı sever, araştırmalar yapardı. Öl- meseydu 10 gün sonra Çor- lu'ja izne gelecekti. 50 gün kadar izin hakkı vardı. Son- ra Türkiye'de göreve başla- yacaktı. Biz kendisini bek- İerken ölüm haberi geldL" Kardeş Yörük. ağabeyi- nin evde takım elbiseli ve kravatlı bulunduğıınun ken- disine söylendiğini. bunun a>Ti bir çeiişki olduğunu be- lirtti. Yörük. "Ağabeyinv ta- kım eibise ve krav attan nef- ret ederdi. Evinde böy le bu- lunması olanaksız gibi bir şey" dedi. Ağabeyinin çok önemli görevlerde bulunduğunu da sözlerine ekleyen Attila Yörük şöyle konuştu: "Moskova'da görev yaptı. tran-Irak savaşı sırasında NATO'da koordinasyon görevinde bulundu. Kendisi çok şey biliyordu. Ağabeyimin öldürül- düğünü düşünüyoruz. Dışişleri'nin bu tutumu sür- dürmesi durumunda, ikinci otopsi yapılması için sav- cılıga baş\ uracağız. Cesedi ben de gördüm: darp izleri vardı. kurşun deliği kaşının üstündeydi. Ensesinde küçük bir delik vardı. Şüp- helenecek o kadar çok şey varkL." G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada dım. Metro girişlerindeki "dilenci" bölüm- lerinde, izbe sokaklardaki çöp bidonla- nnın yanındaki karton yığınlarının ara- sında rastladım çoğuna. Resimlerini çekmek istediğimde her biri eliyle "para" işareti yaptı. Broadway'de, ABD muhabirimiz Fu- at Kozluklu ile biriikte yürüyoruz. Bin- bir renkli neon lambalannın arasında, ayaklannı kartonla örtmüş bir Kızılderi- li, saat 17.00'den sonra kapanan bir iş- yerinin girişini kendisine mekân seçmiş. Sanınm 60 yaşlarında. Uzun saçlan ar- kadan bağlı. Yüzündeki derin çizgiler rengıni daha da koyulaştırmış. Boynunda kartondan bir yafta var. Üzerinde düzensiz harflerle şu yazılı: "Ülkeme, Virginia'ya dönmek istiyo- rum." Yol boyunca, nerede "insanlık dışı" yaşam koşullarıyla karşılaştıysam orada rengi kızıl olanlar vardı. 1492 öncesinde Amerika kıtasında yaşayan Kızılderilerin sayısı 150 milyon dolayındaydı. Bugün 3 milyonun biraz üzerinde. Kökenlerini unutup beyaz adamla uz- laşanlar "köşeyi döndü". Diğerlerinin tek seçeneği var: - Sefil bir yaşam sürüp yok olmak. Teknolojinin giderek yaşamı kolaylaş- tırdığı ve hükmettiği günümüzde, ken- dilerini toprağa adayan Kızılderililerin 'Kalbimi Vatanıma Gömün' yaşam biçiminin güncelliğini yitirdiği söylenebilir. llk akşamda bu düşünceyi reddetmek de olanaksız. Ne var ki insanlığın, Kızılderili kültü- ründen öğreneceği çok şey var. Biraz derinlemesine araştırıldığında, geçen i- ki yüzyılda Kızılderili reisleri, ABD yöne- ticılerine ne söylemişse çoğunun doğ- ru çıktığı görülecektir. Kızılderililerin yaşam biçimi olan te- miz ve yeşil bir çevre, bugün tüm insan- lann özlemi. Ormanlann azalmasından veçölleşmeden ürken ABD, (aldığım bil- giler yanlış değılse) 160 bölgede 900 bin kilometrekarelik orman alanını koruma altına aldı. Kızılderililerin doğayia diyatoglan doğ- duklannda başlıyor. Anne, doğum yap- tığı anda ilk neyi görürse çocuğuna o adı veriyor: - Yüksekte Uçan Beyaz Kartal. - Küçük Karga. - San Çiçek. - Beyaz Bulut. Bugün aynı yöntem izlense ne kadar garip olurdu: - Maskeli Doktor. - Kanlı Neşter. - Kızgın Hemşire. - Duvardan Sızan Siyah Su. Kızılderililerin yüzyıllardır beyaz ada- ma anlatmaya çalıştıkları yaşam felse- felerinden, doğaya ve beyaz adama ba- kışlarından bazı satırbaşları aktaralım: - Kişisel kazanç, fakirliğe giden bir yoldur. Yaşamın anlamı, insanın çevrey- le olan ilişkisıyle bıçimlenir. - Yeryüzünde beyaz adamın dokun- duğu her yer acıyor. - Doğadan uzak kalan insanın kalbi sertleşir. Doğaya yapılan saygısızlık, za- manla insana saygısızlığa da yol açar. - Bütün yaratıklar ve bitkiler yaşamla- rını güneşten alıriar. Ancak, güneşin yer- yüzünün yardımına gereksinimi vardır. - Hiçbir yaprak diğerine benzemez. Bu, hayvanlar ve insanlariçin de geçer- lidır. - Şehirde yaşamak yapay bir varoluş- tur. Insanlar ayaklannın altındaki topra- ğı hissetmıyor. Insanlar, doğadan uzak- laştıkça onun kanunlarını kolayca unu- tuyor. - Insan, bu adı sadece iki ayağı üze- rinde yürüyebildiği, okuyup yazabildiği ve teknoloji üretebildiği için almamıştır. Mexico City'ye inişteki uzun yolculu- ğun Atlanta bölümünde çevre inanılmaz güzellikteydi. Art arda Atlas Okyanu- su'na dökülen nehirlerin üzerinden geç- tik. Yatağı geniş bir alana yayılan nehir- lerin bulunduğu bölgede, "Araştırma Parkı" yazılarına da rastlanıyordu. Sam Amca, Amerika'nın yarısını çöle çevırin- ce aklı başına gelmiş olmalı. Gerçekten geldiysetabii... Yol boyunca bir elimdeki kitaba, bir çevreye bakmaktan neredeyse şaşı ola- caktım. Ağaçların ilginç bir dokusu var. Çoğunun dallarını en uca dek sarmaşık- lar sarmış. Sanki aynca bir yeşil örtü giy- mişler gibi. Bu da her ağacın insana ya da hayvana benzer değişik görünümle- re bürünmesine neden olmuş. Kimisi Kızılderili reislerine, kimisi bu- faloya benziyordu. Mexıco City'de ve ABD'nin pek çok kentinde. Kızılderili gibi giyinmiş genç- ler dans ediyor, onlann müziğıni, şarkı- larını seslendiriyor. Kaldırımlardaki, bü- yük alanlardaki bu gösteri iyi de taraftar buluyor. Gösteriyi yapanların derilerı kızıl renk- te, saçları uzun... Bu gösterilerden biri- nı sonuna kadar izledim. Bazıları giysi- lerini toplarken kimisi de vücudundaki boyayı siliyordu. Altından sapsan bir ten çıktı. Anlaşılan, işın ticaretıni yapmak da beyazlara düşmüş. Yol boyunca yanıma aldığım kitaplar- dan bırkaçı Kızılderililer üzerineydi. Bu- gün Bosna-Hersek'te yaşananlarla Kı- zılderililerin yok edilışini karşılaştırınca temel yasanın değişmediği anlaşılıyor: "Güçlü olan haklı." Gazetemizin "Kitap" ekinde Öner Yağcı'nın okuriara tanıttığı Kızılderili ki- taplarından birı de "Kalbimi Vatanıma Gömün" idi. Bu vahşi öyküleri okuduk- ça insanın haykırası geliyor: "Beni de yanına gömün..." Çocuğun hakkı var, aıııa... Orduda terfi heyecaıiı • Baştarafi 1. Sayfada Milli Güvenlik Kurulu Ge- nel Sekreteri Orgeneral Do- ğan Bayazrt'ın durumu, top- lantıdaki değerlendirmeler sonucunda karara bağlana- cak. Emekli edilecek orgene- rallerden boşalacak olan Ha- va Kuvvetleri Komutanlığı için Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ahmet Çörekçi'nin, Deniz Kuvvet- leri Komutanlığı için de Do- nanma Komutanlığfnı yü- rüten Güven Erkaya'nın ad- lan üzerinde duruluyor Kara Kuvvetleri Komu- tanlığı'nda. korgeneraller Çe>ik Bir, Necati Ozgen, Ra- sim Betir, Necdet Timur, Do- ğu Aktulga. Hava Ku\\etle- ri Komutanlığı'nda korge- neraller tlhan Kılıç, Ergin Celasu, Erdoğan Oznal or- generallik sırasında bekli- yor. Deniz Kuvvetleri Komu- tanlığfnda da koramiraller Atilla Tuzman ıle Sdim Der- vişoglu oramirallik için terfi beklivor. • Baştarafi 1. Sayfada madığı belirtiliyor. Örneğin sözleşmenin 28*inci maddesinde. "Çocuk.eğitim hakkı- na sahiptir. Dev letin göre\ i. ilköğretimin zo- runlu ve parası/ olnıasını sağlamak. her ço- cuğun yararlanabileceği değişik ortaögre- tim kanallannı teşvik etmek ve yetenekleri- ne göre herkesi yükseköğrenim imkânlan- na ka> uşturmaktır. Okul disiplini. çocuğun haklanna \e saygınlığına uy umlu olmalıdır" hükmü bulunurken Türkıye'de. velilerden okullara kayıtta para isteniyor. Aynca, kitap fiyatlan. okul malzemesi masraflan gibi harcamalar da çocuk eğitimini zorlaştınyor. Sadece kitap fiyatlanna geçen yıla göre ge- tirilen > iizde 95 zam bile gerçeği açıkça or- taya koyuyor. Anne-baba hakkı Uluslararası sözleşmelere göre çocuklar ana-babasıyla yeniden birleşme ya da ana- baba ilişkisinin tesisi amacıyla herhangi bir ülkeyi terk. edip kendi ülkelerine dönme hakkına sahip bulunuyorlar. Çocuk haklan ve çocuk mahkemeleri konulannda araştır- malar yapan avukat Cengiz Hortoğlu. bu- nun Türkiye'de uygulanmadığını belırtiyor. Hortoğlu. "Geçen günlerde Bulgaristan'dan kaçan ailelerin çocuklanndan bazılan Tür- kiye'ye gelmişti. Türk makamları bu çocuk- lann ülke\e giriş haklannın olmadığını söy- leyerek çocuklan geri gönderdi. Bu, sözieş- meye aykındır" diyor. Hortoğlu aynca, "Özürlü çocuklar, saygınlık içinde eksiksiz veonurlu bir yaşantı sürdürmek için özel ba- kım, eğitim \e kurs görme; mümkün olan en üstdüzeydeözgü\enevesosyalbütünleşme- ye kavuşma hakkına sahiptirler" maddesı- ne de uyulmadığını \urguluyor. Ozürlü çocuklar Hortoğlu. özürlü çocuklarla ılgili savına ilginç de bir örnek verivor. Yanlış iğne ya- pılması sonucu kolu kesilen A. B.'ye henüz rehabilıtasyon hizmeti venlmedığinı. hatta ailelerin mahkemelerde çocukla birlikte sü- ründürüldüğünü belirtiyor. Hortoğlu. mah- kemeler sırasında çocuklara söz hakkı ta- nınmadığını. özellikle boşanma sırasında en çok etkilenen çocuğun. çogunlukla ko- nuşturulmadığını da söylüyor. Ancak gene uluslararası sözle^melerde, "Çocuk,görüş- lerini serbestçe ifade etme. kendini ilgilendi- ren herhangi bir konu ya da işlem sırasında görüşlerinin dikkate alınmasını isteme hak- kına sahiptir" hükmü yer alıyor. Sağlığı. eğıtimi ve gelişmesi açısından tehlike teş- kil eden ışlere karşı korunması gerekirken. tuğla fabrikası. marangozhane, demircilik gibi ağır ve tehlikeli ışlerde de çocuklar ça- lıştınlıyor. "Çıraklık" olarak adlandırılan bu işkolu, Türkiye'nin imza attığı sözleşme- lere aykın bulunuyor. Çocuklar konusunda görüşlerine başvur- SaftyeSoyman Konseri 21.15'DE CANLI Alo Alo programı bu akşam Saflye Soymariı konuk ediyor. Son kasetinden parçalanyla ilk kez konser verecek olan Safiye Soymariı bu gecenin eğlencesi Alo Alo'da sakırı kaçırmayın. Dünyaya açılanpencereniz duğumuz Sokak Çocuklan Derneğı Başka- n ı Yusuf Ahmet Kuka. **Dev let kaynak ayır- mak zorunda. Yıllardır aynlmamış. Ayıra- caklarına da inanmıyorum. Çocuk Hakla- nna DairSözleşmede Avrupa Birliği'negir- mek için kabul edildi" dedı. Kulca. devletın yeterli yaptınmı olmadı- ğını. bir gençlık ve çocuk polıtikası oluştur- ması gerektiğini vurguladı. Kulca, "Devlet ciddi bir politika koyarsa aileler de uyacak. Yaptınm yok. Bu yüzden aile çocuğunu di- lendiriyor. Kazanç ekie ettikçe diğer çocuk- lannı da dilendiriyor. Ama bir şey yapılmı- yor. Yasalan inceledigimizde alt> apı olmadı- ğını görüyoruz. Çocuklar isrismara uğru- yor. 1-2 çocuğun hakkınıkonıdunuz,yayüz- İercesi ne olacak. Spastik çocuk var. işçi ola- rak çalıştınlanlar var, dilendirilenler var_ Birçoğunun ailesi olnıasına rağmen kazanç kapısı olarak görüldükleri için çalıştınbyor- lar" dedı. En fazla suç işlenen şehır olan tstanbul'da hıç ıslahevı olmadığını söyle- yen Kulca. "Çaba gösteriuniş olsa Türki- ye'de 20-30 tane çocuk mahkemesi olması gerekir. Bir de çocuklar ıslahe\ine girince birer suç aleti olarak çıkıyor. Oy potansiye- li oluşturmadığı için çocuklara önem \eril- miyor. Malesef biz sokaklarımızda çocuk ve yaşlı görmek istemeyen bir milletiz" dedı. Türkıye'de yaklaşık 500 bın civarında olan korunmaya muhtaç çocuktan ancak 20 binine dev letin baktığını ve açıkta kalan 480 bin çocuğun 20001i yıllarda 575 bin olma- sının beklendiğini söyleyen Yusuf Ahmet Kulca. "15bintiner.balh bağımhsıvar. Bun- lann çoğu ailesiyie oturuyor \e potansiyel sokak çocuğu olma özelliğj gösteriyor. Ev de sorunlar varsa çocuk sokağı tercih ediyor ve bir sektör haline geliyor. Çocuk Hakİanna Dair Sözleşme'de var; devletin istismara uğ- rayan çocuklara yardım etmesi gerekiyor. Ama hiçbir denetim yok 1 * dedi. Sosyal gîivenceden yoksun H Baştarafi 1. Sayfada gecekonduda yaşadığı kaydedildi. Gazi Unıversitesi öğretim elemanlanndan Dr. Ve- dat Bilgin. Dr. Erkan Akın ve Dr. BelmaTo- kuroğlu tarafından Ankara'da 432 çalışan çocuk üzennde yapılan araştırma sonucun- da çocuk işçilerin yaşam koşullanna ilişkin veriler oluşruruldu. Araştırma iki ayn işkolunda çalışan ço- cuklann katılımıyla yapıldı. Ağaç işkolun- da çalışan 141 ve metal işkolunda 291 ço- cuk üzerine yapılan araştırmada. örnekle- meyi oluşturan grubun yaşı. ağırlıklı olarak 15-16 arasında oldu. Araştırmaya 12 yaşın- dan küçük 3 kişi. 12-14 yaşları arasında 79 kişi, 15-16 yaşlan arasında 240 kişi, 17-18 yaşlan arasında da 102 kişi katıldı. Denek- lerin eğitim seviyesi. yüzde 1.85"i lise me- zunu. yüzde 6.94'ü ilkokuldan terk, yüzde 59.49"u ilkokul mezunu, yüzde 16.67'si or- taokuldan terk. yüzde 11.34"ü ortaokul me- zunu, yüzde 3.01 "i de halen öğrenci olarak saptandı. Antalya Esnaf ve SanatkârlarOda- lan Birliği'ninaylıkyayınorganı 'KüçükIş- letme'de yayımlanan araştırmada, çalışan çocuklann yüzde 51,62'sinin sigorta (SSK) veya diğer sosyal güvenlik kuruluşlanyla hiçbir ilişkisi bulunmadığı belirlendi. Ça- lışan çocuklann yüzde 30.56'sının sigorta- lı olduğu belirlenen araştırmada. yüzde 32.18'lik bölümün de sigorta bilincine sa- hip olmadıklan vurgulandı. Çocuklardan yüzde 2.55'inin ise sigorta- nın ne olduğunu bilmedikleri ortaya çıktı. Çalışan çocuklann en çok dinlediği şarkı- cının yüzde 29.86 oranlaFerdiTayfiır oldu- Sultanahmet olayı ğu belirlenen araştırmada. çocuklann yüz- de 17.82'sinin de İbrahim Tathses'i beğen- diği saptandı. Çalışan çocukların yüzde 9.49"unun Orhan Gencebay. yüzde 8.80'inin de Müslüm Gürses'i dınledıkleri belirtıldi. Araştırmanırr ortaya koyduğu ba- zı bulgular şöyle: - Araştırmaya katılan 432 çalışan çocuk- tan yüzde 32.18'i apartman dairesinde,yüz- de 63.43'ü gecekonduda yaşıyor. -Çocuklann yüzde 21.53 "ü. 1 milyon li- ra civannda maaş alıyor. 1 -2 milyon lira ara- sında ücret alanlann oranı y üzde 51.85 'le en yüksek düzeyde göründü. 2-3 milyon lira arasında ücret alanlar yüzde 18.75,3-4 mil- yon lira arasında ücret alanlar yüzde 3.24'lük oranla belirlendi. 5 milyon lira \e daha fazla ücret alanlann düzeyi yüzde 1.39'da kaldı. - Çocuklar, kazandıklan paralan genel- likle ailelerinin ihtiyaçlan doğrultusunda harcadıklannı söylediler. Çocuklann yüzde 31.2'si aklıklan paranın hepsini ailesine ver- diğini bildirdiler. Kazandıklannın yansını ailesinin ihtiyaçlan için kullananlann düze- yi de y üzde 34.03 olarak saptandı. Kazandık- İanndan ailesine hiç para \ermeyenlerin ora- nı ise yüzde 21.06 olarak bulundu. - Araştırma kapsamındakı 432 çocuktan 162'si günde 10 saatin üzennde çalıştığım bildirdi. Günde 10 saatin üzerinde çalışan çocuklann oranı yüzde 37.50 olarak sap- tandı. 160 çocuk günde 8-10 saat arasında çalışırken bu grubun oranı da yüzde 37.04 oldu. Günde 8 saat çalışan çocuk sayısı 110. oranı da yüzde 25.46 olarak belirlendi. IHD'den polise suçlama • İHD lstanbul Şube Başkanı Kanar. devletin, 'Kürt sorunu" konu edildiğinde gerçek yüzünü gösterdiğini savunarak Sultanahmet'te insanlann coplanmasının da devletin gerçek yüzünü göstermesi olduğunu söyledi. tstanbul Haber Servisi - Insan Haklan Derneği, ce- zaevlerindeki açlık grevleri- ni desteklemek amacıyla Sultanahmet'te toplanan ve polisin coplu müdahalesiyle gözaltına alınanlarla ilgili olarakpolısi suçladı. İHD ts- tanbul Şube Başkanı Ercan Kanar. yapılan eylemin hak- lı ve yasal olduğunu söyleye- rek. "Sivil polisler ve çevik kuvvet görevlüeri topluluğun üzerine barbarca saldırdı ve 50 ile 100 arasında insanı gö- zaltına aldı" dedi. Sultanahmet Meyda- nı'nda önceki gün meydana gelen ve 73 kişinin coplana- rak gözaltına alınmasıyla il- gili olarak İHD lstanbul Şu- besi'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Ka- nar, devletin, 'Kürt sorunu' konu edildiğinde gerçek yü- zünü gösterdiğini savunarak Sultanahmet'te insanlann coplanmasının da devletin gerçek yüzünü göstermesi olduğunu söyledi. Birgaze- tecinin "Insan haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Al- gan Hacaloğlu ile bu konuda bir Uetişiminiz oldu mu" so- rusu üzerine Kanar, Haca- loğlu'nun son dönemlerde devletin ayıplannı örten, ba- kanlık koltuğunu korumak için gerçekleri görmezlikten gelen biri olduğunu ilen sü- rerek bu konuda bir iletişim kurma gereği duymadığını söyledi. Basın toplantısında konuşan, ancak adını açıkla- mayan bir tutuklu annesi, polisin coplu müdahalesin- de yaralandığını belirterek kolundaki çürükleri göster- di. Gazetelerin \e televiz- yonlann olaylan çarpıttığını ileri süren konuşmacı tutuk- lu annesi. gazetecilere ''Ne- den bu olaylan çarpıttınız? Biz barış için oraya gitmiştik. Orada bizün elimizde ne taş vardınedesopa"dedi. isrnı- ni vermeyen bir başka yara- lı da "Bizi hem oradan, hem buradan kovııyoıiar. Biz in- san değii miyiz? Bizi böyle dövmekle bitiremezsiniz. Biz oraya bu kanın durdurulma- sı için yürümek istedik. Polis bize 'İzin vermiyoruz' deyin- ce, sessizce dağılmak istedik. Ama bize saldırdılar. Hami- le arkadaşlanmız) bile cop- ladılar" diye konuştu. İstanbul Emniyet Müdür- lüğü'nden olayla ılgili yapılan açıklamada, olayda "dagılma" uyansına karşın dağılmamakta direnen ve polise taş atan 73 kişinin gö- zaltına alındığı ıleri sürüle- rek bu kişilerle ilgili soruş- turmanın sürdüğü kaydedil- di. Açıklamada. coplanarak gözaltına alınan kişilerin sağlık durumlanyla ilgili bil- giye yer verilmedi. Içinızde ve\ a çevrenizde ülkemiz için çalışma potansiyelinin varlığını hissediyorsunuz, ama nasıl ve nereye yönlendireceğınizden emin değilsiniz. ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ'ni aramanız. yaşamınızda yenı bir ışık yaratabılır. Tel.: 275 50 82 OLAYLARIN ARDINDAKI GERÇEK I Baştarafi 1. Sayfada ğını "itiraf etmekten" geri kalmamıştır. Bu gücün gerçek kaynağı uluslara- rası uyuşturucu ticaretidir ve Sayın Lindner'in kendi sözleriyle "PKK bir uyuş- turucu ve terör çetesidir. Uyuşiurucudan elde edi- len on milyonlarca mark- lık gelir, PKK'nin parasal kaynaklan içinde çok önemli bir yer tutmakta- dır." Yıllardır, uyuşturucu ti- caretinden elde ettiği kirli parayla sağladığı silahlar- la Türkıye'de bölücü terö- rü tırmandıran PKK'nin Avrupa gençliği için nasıl bir tehlike yarattığı ve Kürt sorununun demokratik çözümüyle uzaktan yakın- dan hiçbir ilişkisi olmadığı, geç de olsa nihayet Avru- palı dostlarımız tarafından anlaşılmış mıdır? Kuşkusuz. bu gerçeğin geç anlaşılabılmesınde Türkiye'nin de payı vardır. TBMM'nin "seçilmiş"mû- letvekillerinin dokunul- mazlıklarını "Biz yaparız olur" mantığıyla kaldırmak ve dokunulmazlıkları kal- dırılan milletvekillerini Meclıs'in kapısından apar topar toplayıp tutuklamak, demokrasiyi kökleştirmiş Avrupa tarafından kavra- nacak ve kabul edilecek bir politika değildır. PKK'nin gerçek yüzü- nün Almanya, Ingıltere ve Fransa tarafından da gö- rülmesi, Türkiye'nin terör örgütüne karşı giriştiği sa- vaşımın kazanılmasında önemli bir adım olacaktır. Türkiye'den beklenen, Kürt sorununa demokra- tik ve kalıcı bir çözüm arayışını geciktirmeden gündeme getirmesidir. • • • Trafik kazaları: 24ölü 55 yaralı Haber Merkezi - Yurdun çeşıtlı yerlennde meydana gelen trafik kazalannda 24 kışı yaşamını yitirirken 55 kişi de yaralandı. Perşembe Yayla Şenlikle- ri 'nden 70 yolcusuy la dönen Ahmet Aydoğan yönetimin- deki yolcu otobüsü. önceki gece Ordu'nun Aybastı ilçe- si Kanlıpınar Köyü yakınla- nnda, aşın hız yüzünden v i- rajı alamayarak uçuruma yuvarlandı. Kazada, Gülci- han Belen. Sevilay Erdem. Emine Erdem, Mehmet Çi- çek, Gülsüm Güney, Yalçın Güneyve Veysel Beİen öldü. Kazada y araİananlar şunlar: Şenel Gündüz, Hamdi Aşan, Vlustafa Ateş, Şenei Kılav uz, Soner Ha/nedar, Hakan Keskin, Naciye Satılmış, Ke- mal Şemsi^ Mustafa Torun, Mustafa Ozdemir, Binnaz ^ üksel, Aziz Alacalan. Emi- ne Yılmaz, Ekrem Yalçınka- ya, Ahmet Özdemir, Şükrü Aşan, Hüsey in Ay bastı, Mu- harrem Erdem, Erol Aydın, Fethiye Yılmaz, Gülhan Ha- laca>. Hüly a Halacay, Abdul- lah Kayık! Mustafa Gençten, Vedat Xky azı. NI ustafa Çağ- lar, Mustafa Aydın. Necibe Erdem. Orhan Özkan. Mus- tafa Güler. Elif Erdem. Ah- met Yalnız. Kemal \'akışan, Hamza Günay, Selahattin Ertürk, Hüsne Aydoğan, Ahmet Devük, Aslan Doğan. Isparta-Ankara karayo- lunda otobüsle kamyonetin çarpışması sonucu Mustafa Kökçü,Zeki Türkgün ve Sa- h Başer yaşamını yitirdi. 8 kışı de yaralandı. Diğer kazalar ve yaşamı- nı yitirenlerin isimleri şun- lar: Adana'nın Ceyhan ilçe- sinde Ergazi Sankaya, Kay- seri 'de Özkan Altın. Fadime Aslan, Konya'da kimliği he- nüz bilinmeyen bir bisiklet sürücüsü. Konya-Çumra'da Fikret Tokgöz (4). Nuh Şe- ner, Fikriye Yıldız, Muâ- la'da. Salih Köse, Halil Öz- demir, Kılıs'in Dümbüllü Köyü Tekdam mezrasında traktörün devrilmesi sonucu Mehmet Ali Selkim, Or- du'da Sami Lnal. Samsun'da Taylan Kıhç (5). Trabzon' un Akçaabat ilçesi Yıldızlı bel- desinde ise Merve Akbay (5). Edirnede Ganer Tez- er(10). Sahibinden satılık Güzelce'de Atlı Motel'in arkasında denize 500 metre mesafede 1.5 dönüm imarlı arsa 539 52 06
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle