Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 AĞUSTOS 1995 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
Diplomatuı
şüpheli ölümü
• Baştarafi 1. Sayfadt
deki şüphelen şövle sırala-
mıştı:
"Dışişleri BakanlığTnın
13 yıilık mensubu olan Ah-
met Hamdi Yörük, intihar
etseydi, kurşunu şakağına
ya da ağzuıa sıkardı. Halbu-
ki tek kurşun sağ kaşının
üzerine girmiş.
Oğium silahını üzerinde
taşımazdu elçilik bürosun-
da tutardı. Tabancanın ba-
listik muayenesi yapıldı mı?
Büyükelçi. öldürülen oğlu-
mun gh süi olduğunu söyler-
ken. miisteşarın pijamalı
gördüğünii söylemesi çeiişki
değil mi? Oğlumun gece ar-
kadaşlanyla yemek yedik-
ten sonra aynı binanın birin-
ci katındaki Ticaret Ataşe-
si'nin dairesinde oturduğu
ve sonra odasına çıkarak in-
tihar ettiği iddia ediliyor.
Halbuki yaptığımız araş-
tırmalarda."saat01.04W»130
arasında oğlumun dairesin-
deki televizyonun yiiksek se-
sinden komşu dairedekile-
rin uyandıklan ve sonra se-
sin aİçaldığını öğreniyonız.
Tekrv izyonun sesinin yüksel-
diği sırada mı oğlum tek
kurşunla öldürüldü?"
Baba Yörük'ün mektup-
ta belirttiği zor sorulann ya-
nı sıra Dışişleri Bakatılı-
ğı'nın olaydan bir gün son-
ra yaptığı, "Ruhsal bunafam
sonucu intihar" açıklaması.
"ruhsal bunalınun yeni bir
yey olmadığT sorusunu
gündeme getirdi.
Bu soruyu yönelttiğimiz
kardeş Atilla Yörük, u
Ağa-
beyim gayet sağlıklı bir in-
sandı. Kitap okumayı sever,
araştırmalar yapardı. Öl-
meseydu 10 gün sonra Çor-
lu'ja izne gelecekti. 50 gün
kadar izin hakkı vardı. Son-
ra Türkiye'de göreve başla-
yacaktı. Biz kendisini bek-
İerken ölüm haberi geldL"
Kardeş Yörük. ağabeyi-
nin evde takım elbiseli ve
kravatlı bulunduğıınun ken-
disine söylendiğini. bunun
a>Ti bir çeiişki olduğunu be-
lirtti. Yörük. "Ağabeyinv ta-
kım eibise ve krav attan nef-
ret ederdi. Evinde böy le bu-
lunması olanaksız gibi bir
şey" dedi.
Ağabeyinin çok önemli
görevlerde bulunduğunu da
sözlerine ekleyen Attila
Yörük şöyle konuştu:
"Moskova'da görev yaptı.
tran-Irak savaşı sırasında
NATO'da koordinasyon
görevinde bulundu. Kendisi
çok şey biliyordu.
Ağabeyimin öldürül-
düğünü düşünüyoruz.
Dışişleri'nin bu tutumu sür-
dürmesi durumunda, ikinci
otopsi yapılması için sav-
cılıga baş\ uracağız. Cesedi
ben de gördüm: darp izleri
vardı. kurşun deliği kaşının
üstündeydi. Ensesinde
küçük bir delik vardı. Şüp-
helenecek o kadar çok şey
varkL."
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
dım.
Metro girişlerindeki "dilenci" bölüm-
lerinde, izbe sokaklardaki çöp bidonla-
nnın yanındaki karton yığınlarının ara-
sında rastladım çoğuna.
Resimlerini çekmek istediğimde her
biri eliyle "para" işareti yaptı.
Broadway'de, ABD muhabirimiz Fu-
at Kozluklu ile biriikte yürüyoruz. Bin-
bir renkli neon lambalannın arasında,
ayaklannı kartonla örtmüş bir Kızılderi-
li, saat 17.00'den sonra kapanan bir iş-
yerinin girişini kendisine mekân seçmiş.
Sanınm 60 yaşlarında. Uzun saçlan ar-
kadan bağlı. Yüzündeki derin çizgiler
rengıni daha da koyulaştırmış.
Boynunda kartondan bir yafta var.
Üzerinde düzensiz harflerle şu yazılı:
"Ülkeme, Virginia'ya dönmek istiyo-
rum."
Yol boyunca, nerede "insanlık dışı"
yaşam koşullarıyla karşılaştıysam orada
rengi kızıl olanlar vardı.
1492 öncesinde Amerika kıtasında
yaşayan Kızılderilerin sayısı 150 milyon
dolayındaydı. Bugün 3 milyonun biraz
üzerinde.
Kökenlerini unutup beyaz adamla uz-
laşanlar "köşeyi döndü".
Diğerlerinin tek seçeneği var:
- Sefil bir yaşam sürüp yok olmak.
Teknolojinin giderek yaşamı kolaylaş-
tırdığı ve hükmettiği günümüzde, ken-
dilerini toprağa adayan Kızılderililerin
'Kalbimi Vatanıma Gömün'
yaşam biçiminin güncelliğini yitirdiği
söylenebilir. llk akşamda bu düşünceyi
reddetmek de olanaksız.
Ne var ki insanlığın, Kızılderili kültü-
ründen öğreneceği çok şey var. Biraz
derinlemesine araştırıldığında, geçen i-
ki yüzyılda Kızılderili reisleri, ABD yöne-
ticılerine ne söylemişse çoğunun doğ-
ru çıktığı görülecektir.
Kızılderililerin yaşam biçimi olan te-
miz ve yeşil bir çevre, bugün tüm insan-
lann özlemi. Ormanlann azalmasından
veçölleşmeden ürken ABD, (aldığım bil-
giler yanlış değılse) 160 bölgede 900 bin
kilometrekarelik orman alanını koruma
altına aldı.
Kızılderililerin doğayia diyatoglan doğ-
duklannda başlıyor. Anne, doğum yap-
tığı anda ilk neyi görürse çocuğuna o adı
veriyor:
- Yüksekte Uçan Beyaz Kartal.
- Küçük Karga.
- San Çiçek.
- Beyaz Bulut.
Bugün aynı yöntem izlense ne kadar
garip olurdu:
- Maskeli Doktor.
- Kanlı Neşter.
- Kızgın Hemşire.
- Duvardan Sızan Siyah Su.
Kızılderililerin yüzyıllardır beyaz ada-
ma anlatmaya çalıştıkları yaşam felse-
felerinden, doğaya ve beyaz adama ba-
kışlarından bazı satırbaşları aktaralım:
- Kişisel kazanç, fakirliğe giden bir
yoldur. Yaşamın anlamı, insanın çevrey-
le olan ilişkisıyle bıçimlenir.
- Yeryüzünde beyaz adamın dokun-
duğu her yer acıyor.
- Doğadan uzak kalan insanın kalbi
sertleşir. Doğaya yapılan saygısızlık, za-
manla insana saygısızlığa da yol açar.
- Bütün yaratıklar ve bitkiler yaşamla-
rını güneşten alıriar. Ancak, güneşin yer-
yüzünün yardımına gereksinimi vardır.
- Hiçbir yaprak diğerine benzemez.
Bu, hayvanlar ve insanlariçin de geçer-
lidır.
- Şehirde yaşamak yapay bir varoluş-
tur. Insanlar ayaklannın altındaki topra-
ğı hissetmıyor. Insanlar, doğadan uzak-
laştıkça onun kanunlarını kolayca unu-
tuyor.
- Insan, bu adı sadece iki ayağı üze-
rinde yürüyebildiği, okuyup yazabildiği
ve teknoloji üretebildiği için almamıştır.
Mexico City'ye inişteki uzun yolculu-
ğun Atlanta bölümünde çevre inanılmaz
güzellikteydi. Art arda Atlas Okyanu-
su'na dökülen nehirlerin üzerinden geç-
tik. Yatağı geniş bir alana yayılan nehir-
lerin bulunduğu bölgede, "Araştırma
Parkı" yazılarına da rastlanıyordu. Sam
Amca, Amerika'nın yarısını çöle çevırin-
ce aklı başına gelmiş olmalı. Gerçekten
geldiysetabii...
Yol boyunca bir elimdeki kitaba, bir
çevreye bakmaktan neredeyse şaşı ola-
caktım. Ağaçların ilginç bir dokusu var.
Çoğunun dallarını en uca dek sarmaşık-
lar sarmış. Sanki aynca bir yeşil örtü giy-
mişler gibi. Bu da her ağacın insana ya
da hayvana benzer değişik görünümle-
re bürünmesine neden olmuş.
Kimisi Kızılderili reislerine, kimisi bu-
faloya benziyordu.
Mexıco City'de ve ABD'nin pek çok
kentinde. Kızılderili gibi giyinmiş genç-
ler dans ediyor, onlann müziğıni, şarkı-
larını seslendiriyor. Kaldırımlardaki, bü-
yük alanlardaki bu gösteri iyi de taraftar
buluyor.
Gösteriyi yapanların derilerı kızıl renk-
te, saçları uzun... Bu gösterilerden biri-
nı sonuna kadar izledim. Bazıları giysi-
lerini toplarken kimisi de vücudundaki
boyayı siliyordu. Altından sapsan bir ten
çıktı. Anlaşılan, işın ticaretıni yapmak da
beyazlara düşmüş.
Yol boyunca yanıma aldığım kitaplar-
dan bırkaçı Kızılderililer üzerineydi. Bu-
gün Bosna-Hersek'te yaşananlarla Kı-
zılderililerin yok edilışini karşılaştırınca
temel yasanın değişmediği anlaşılıyor:
"Güçlü olan haklı."
Gazetemizin "Kitap" ekinde Öner
Yağcı'nın okuriara tanıttığı Kızılderili ki-
taplarından birı de "Kalbimi Vatanıma
Gömün" idi. Bu vahşi öyküleri okuduk-
ça insanın haykırası geliyor:
"Beni de yanına gömün..."
Çocuğun hakkı var, aıııa...
Orduda terfi
heyecaıiı
• Baştarafi 1. Sayfada
Milli Güvenlik Kurulu Ge-
nel Sekreteri Orgeneral Do-
ğan Bayazrt'ın durumu, top-
lantıdaki değerlendirmeler
sonucunda karara bağlana-
cak.
Emekli edilecek orgene-
rallerden boşalacak olan Ha-
va Kuvvetleri Komutanlığı
için Genelkurmay İkinci
Başkanı Orgeneral Ahmet
Çörekçi'nin, Deniz Kuvvet-
leri Komutanlığı için de Do-
nanma Komutanlığfnı yü-
rüten Güven Erkaya'nın ad-
lan üzerinde duruluyor
Kara Kuvvetleri Komu-
tanlığı'nda. korgeneraller
Çe>ik Bir, Necati Ozgen, Ra-
sim Betir, Necdet Timur, Do-
ğu Aktulga. Hava Ku\\etle-
ri Komutanlığı'nda korge-
neraller tlhan Kılıç, Ergin
Celasu, Erdoğan Oznal or-
generallik sırasında bekli-
yor.
Deniz Kuvvetleri Komu-
tanlığfnda da koramiraller
Atilla Tuzman ıle Sdim Der-
vişoglu oramirallik için terfi
beklivor.
• Baştarafi 1. Sayfada
madığı belirtiliyor. Örneğin sözleşmenin
28*inci maddesinde. "Çocuk.eğitim hakkı-
na sahiptir. Dev letin göre\ i. ilköğretimin zo-
runlu ve parası/ olnıasını sağlamak. her ço-
cuğun yararlanabileceği değişik ortaögre-
tim kanallannı teşvik etmek ve yetenekleri-
ne göre herkesi yükseköğrenim imkânlan-
na ka> uşturmaktır. Okul disiplini. çocuğun
haklanna \e saygınlığına uy umlu olmalıdır"
hükmü bulunurken Türkıye'de. velilerden
okullara kayıtta para isteniyor. Aynca, kitap
fiyatlan. okul malzemesi masraflan gibi
harcamalar da çocuk eğitimini zorlaştınyor.
Sadece kitap fiyatlanna geçen yıla göre ge-
tirilen > iizde 95 zam bile gerçeği açıkça or-
taya koyuyor.
Anne-baba hakkı
Uluslararası sözleşmelere göre çocuklar
ana-babasıyla yeniden birleşme ya da ana-
baba ilişkisinin tesisi amacıyla herhangi bir
ülkeyi terk. edip kendi ülkelerine dönme
hakkına sahip bulunuyorlar. Çocuk haklan
ve çocuk mahkemeleri konulannda araştır-
malar yapan avukat Cengiz Hortoğlu. bu-
nun Türkiye'de uygulanmadığını belırtiyor.
Hortoğlu. "Geçen günlerde Bulgaristan'dan
kaçan ailelerin çocuklanndan bazılan Tür-
kiye'ye gelmişti. Türk makamları bu çocuk-
lann ülke\e giriş haklannın olmadığını söy-
leyerek çocuklan geri gönderdi. Bu, sözieş-
meye aykındır" diyor. Hortoğlu aynca,
"Özürlü çocuklar, saygınlık içinde eksiksiz
veonurlu bir yaşantı sürdürmek için özel ba-
kım, eğitim \e kurs görme; mümkün olan en
üstdüzeydeözgü\enevesosyalbütünleşme-
ye kavuşma hakkına sahiptirler" maddesı-
ne de uyulmadığını \urguluyor.
Ozürlü çocuklar
Hortoğlu. özürlü çocuklarla ılgili savına
ilginç de bir örnek verivor. Yanlış iğne ya-
pılması sonucu kolu kesilen A. B.'ye henüz
rehabilıtasyon hizmeti venlmedığinı. hatta
ailelerin mahkemelerde çocukla birlikte sü-
ründürüldüğünü belirtiyor. Hortoğlu. mah-
kemeler sırasında çocuklara söz hakkı ta-
nınmadığını. özellikle boşanma sırasında
en çok etkilenen çocuğun. çogunlukla ko-
nuşturulmadığını da söylüyor. Ancak gene
uluslararası sözle^melerde, "Çocuk,görüş-
lerini serbestçe ifade etme. kendini ilgilendi-
ren herhangi bir konu ya da işlem sırasında
görüşlerinin dikkate alınmasını isteme hak-
kına sahiptir" hükmü yer alıyor. Sağlığı.
eğıtimi ve gelişmesi açısından tehlike teş-
kil eden ışlere karşı korunması gerekirken.
tuğla fabrikası. marangozhane, demircilik
gibi ağır ve tehlikeli ışlerde de çocuklar ça-
lıştınlıyor. "Çıraklık" olarak adlandırılan
bu işkolu, Türkiye'nin imza attığı sözleşme-
lere aykın bulunuyor.
Çocuklar konusunda görüşlerine başvur-
SaftyeSoyman
Konseri
21.15'DE
CANLI
Alo Alo programı bu akşam
Saflye Soymariı konuk ediyor.
Son kasetinden parçalanyla ilk kez
konser verecek olan Safiye Soymariı
bu gecenin eğlencesi Alo Alo'da
sakırı kaçırmayın.
Dünyaya açılanpencereniz
duğumuz Sokak Çocuklan Derneğı Başka-
n ı Yusuf Ahmet Kuka. **Dev let kaynak ayır-
mak zorunda. Yıllardır aynlmamış. Ayıra-
caklarına da inanmıyorum. Çocuk Hakla-
nna DairSözleşmede Avrupa Birliği'negir-
mek için kabul edildi" dedı.
Kulca. devletın yeterli yaptınmı olmadı-
ğını. bir gençlık ve çocuk polıtikası oluştur-
ması gerektiğini vurguladı. Kulca, "Devlet
ciddi bir politika koyarsa aileler de uyacak.
Yaptınm yok. Bu yüzden aile çocuğunu di-
lendiriyor. Kazanç ekie ettikçe diğer çocuk-
lannı da dilendiriyor. Ama bir şey yapılmı-
yor. Yasalan inceledigimizde alt> apı olmadı-
ğını görüyoruz. Çocuklar isrismara uğru-
yor. 1-2 çocuğun hakkınıkonıdunuz,yayüz-
İercesi ne olacak. Spastik çocuk var. işçi ola-
rak çalıştınlanlar var, dilendirilenler var_
Birçoğunun ailesi olnıasına rağmen kazanç
kapısı olarak görüldükleri için çalıştınbyor-
lar" dedı. En fazla suç işlenen şehır olan
tstanbul'da hıç ıslahevı olmadığını söyle-
yen Kulca. "Çaba gösteriuniş olsa Türki-
ye'de 20-30 tane çocuk mahkemesi olması
gerekir. Bir de çocuklar ıslahe\ine girince
birer suç aleti olarak çıkıyor. Oy potansiye-
li oluşturmadığı için çocuklara önem \eril-
miyor. Malesef biz sokaklarımızda çocuk ve
yaşlı görmek istemeyen bir milletiz" dedı.
Türkıye'de yaklaşık 500 bın civarında
olan korunmaya muhtaç çocuktan ancak 20
binine dev letin baktığını ve açıkta kalan 480
bin çocuğun 20001i yıllarda 575 bin olma-
sının beklendiğini söyleyen Yusuf Ahmet
Kulca. "15bintiner.balh bağımhsıvar. Bun-
lann çoğu ailesiyie oturuyor \e potansiyel
sokak çocuğu olma özelliğj gösteriyor. Ev de
sorunlar varsa çocuk sokağı tercih ediyor ve
bir sektör haline geliyor. Çocuk Hakİanna
Dair Sözleşme'de var; devletin istismara uğ-
rayan çocuklara yardım etmesi gerekiyor.
Ama hiçbir denetim yok
1
* dedi.
Sosyal gîivenceden yoksun
H Baştarafi 1. Sayfada
gecekonduda yaşadığı kaydedildi. Gazi
Unıversitesi öğretim elemanlanndan Dr. Ve-
dat Bilgin. Dr. Erkan Akın ve Dr. BelmaTo-
kuroğlu tarafından Ankara'da 432 çalışan
çocuk üzennde yapılan araştırma sonucun-
da çocuk işçilerin yaşam koşullanna ilişkin
veriler oluşruruldu.
Araştırma iki ayn işkolunda çalışan ço-
cuklann katılımıyla yapıldı. Ağaç işkolun-
da çalışan 141 ve metal işkolunda 291 ço-
cuk üzerine yapılan araştırmada. örnekle-
meyi oluşturan grubun yaşı. ağırlıklı olarak
15-16 arasında oldu. Araştırmaya 12 yaşın-
dan küçük 3 kişi. 12-14 yaşları arasında 79
kişi, 15-16 yaşlan arasında 240 kişi, 17-18
yaşlan arasında da 102 kişi katıldı. Denek-
lerin eğitim seviyesi. yüzde 1.85"i lise me-
zunu. yüzde 6.94'ü ilkokuldan terk, yüzde
59.49"u ilkokul mezunu, yüzde 16.67'si or-
taokuldan terk. yüzde 11.34"ü ortaokul me-
zunu, yüzde 3.01 "i de halen öğrenci olarak
saptandı. Antalya Esnaf ve SanatkârlarOda-
lan Birliği'ninaylıkyayınorganı 'KüçükIş-
letme'de yayımlanan araştırmada, çalışan
çocuklann yüzde 51,62'sinin sigorta (SSK)
veya diğer sosyal güvenlik kuruluşlanyla
hiçbir ilişkisi bulunmadığı belirlendi. Ça-
lışan çocuklann yüzde 30.56'sının sigorta-
lı olduğu belirlenen araştırmada. yüzde
32.18'lik bölümün de sigorta bilincine sa-
hip olmadıklan vurgulandı.
Çocuklardan yüzde 2.55'inin ise sigorta-
nın ne olduğunu bilmedikleri ortaya çıktı.
Çalışan çocuklann en çok dinlediği şarkı-
cının yüzde 29.86 oranlaFerdiTayfiır oldu-
Sultanahmet olayı
ğu belirlenen araştırmada. çocuklann yüz-
de 17.82'sinin de İbrahim Tathses'i beğen-
diği saptandı. Çalışan çocukların yüzde
9.49"unun Orhan Gencebay. yüzde
8.80'inin de Müslüm Gürses'i dınledıkleri
belirtıldi. Araştırmanırr ortaya koyduğu ba-
zı bulgular şöyle:
- Araştırmaya katılan 432 çalışan çocuk-
tan yüzde 32.18'i apartman dairesinde,yüz-
de 63.43'ü gecekonduda yaşıyor.
-Çocuklann yüzde 21.53 "ü. 1 milyon li-
ra civannda maaş alıyor. 1 -2 milyon lira ara-
sında ücret alanlann oranı y üzde 51.85 'le en
yüksek düzeyde göründü. 2-3 milyon lira
arasında ücret alanlar yüzde 18.75,3-4 mil-
yon lira arasında ücret alanlar yüzde
3.24'lük oranla belirlendi. 5 milyon lira \e
daha fazla ücret alanlann düzeyi yüzde
1.39'da kaldı.
- Çocuklar, kazandıklan paralan genel-
likle ailelerinin ihtiyaçlan doğrultusunda
harcadıklannı söylediler. Çocuklann yüzde
31.2'si aklıklan paranın hepsini ailesine ver-
diğini bildirdiler. Kazandıklannın yansını
ailesinin ihtiyaçlan için kullananlann düze-
yi de y üzde 34.03 olarak saptandı. Kazandık-
İanndan ailesine hiç para \ermeyenlerin ora-
nı ise yüzde 21.06 olarak bulundu.
- Araştırma kapsamındakı 432 çocuktan
162'si günde 10 saatin üzennde çalıştığım
bildirdi. Günde 10 saatin üzerinde çalışan
çocuklann oranı yüzde 37.50 olarak sap-
tandı. 160 çocuk günde 8-10 saat arasında
çalışırken bu grubun oranı da yüzde 37.04
oldu. Günde 8 saat çalışan çocuk sayısı 110.
oranı da yüzde 25.46 olarak belirlendi.
IHD'den polise suçlama
• İHD lstanbul Şube Başkanı Kanar. devletin, 'Kürt
sorunu" konu edildiğinde gerçek yüzünü gösterdiğini
savunarak Sultanahmet'te insanlann coplanmasının da
devletin gerçek yüzünü göstermesi olduğunu söyledi.
tstanbul Haber Servisi -
Insan Haklan Derneği, ce-
zaevlerindeki açlık grevleri-
ni desteklemek amacıyla
Sultanahmet'te toplanan ve
polisin coplu müdahalesiyle
gözaltına alınanlarla ilgili
olarakpolısi suçladı. İHD ts-
tanbul Şube Başkanı Ercan
Kanar. yapılan eylemin hak-
lı ve yasal olduğunu söyleye-
rek. "Sivil polisler ve çevik
kuvvet görevlüeri topluluğun
üzerine barbarca saldırdı ve
50 ile 100 arasında insanı gö-
zaltına aldı" dedi.
Sultanahmet Meyda-
nı'nda önceki gün meydana
gelen ve 73 kişinin coplana-
rak gözaltına alınmasıyla il-
gili olarak İHD lstanbul Şu-
besi'nde düzenlenen basın
toplantısında konuşan Ka-
nar, devletin, 'Kürt sorunu'
konu edildiğinde gerçek yü-
zünü gösterdiğini savunarak
Sultanahmet'te insanlann
coplanmasının da devletin
gerçek yüzünü göstermesi
olduğunu söyledi. Birgaze-
tecinin "Insan haklanndan
sorumlu Devlet Bakanı Al-
gan Hacaloğlu ile bu konuda
bir Uetişiminiz oldu mu" so-
rusu üzerine Kanar, Haca-
loğlu'nun son dönemlerde
devletin ayıplannı örten, ba-
kanlık koltuğunu korumak
için gerçekleri görmezlikten
gelen biri olduğunu ilen sü-
rerek bu konuda bir iletişim
kurma gereği duymadığını
söyledi. Basın toplantısında
konuşan, ancak adını açıkla-
mayan bir tutuklu annesi,
polisin coplu müdahalesin-
de yaralandığını belirterek
kolundaki çürükleri göster-
di. Gazetelerin \e televiz-
yonlann olaylan çarpıttığını
ileri süren konuşmacı tutuk-
lu annesi. gazetecilere ''Ne-
den bu olaylan çarpıttınız?
Biz barış için oraya gitmiştik.
Orada bizün elimizde ne taş
vardınedesopa"dedi. isrnı-
ni vermeyen bir başka yara-
lı da "Bizi hem oradan, hem
buradan kovııyoıiar. Biz in-
san değii miyiz? Bizi böyle
dövmekle bitiremezsiniz. Biz
oraya bu kanın durdurulma-
sı için yürümek istedik. Polis
bize 'İzin vermiyoruz' deyin-
ce, sessizce dağılmak istedik.
Ama bize saldırdılar. Hami-
le arkadaşlanmız) bile cop-
ladılar" diye konuştu.
İstanbul Emniyet Müdür-
lüğü'nden olayla ılgili
yapılan açıklamada, olayda
"dagılma" uyansına karşın
dağılmamakta direnen ve
polise taş atan 73 kişinin gö-
zaltına alındığı ıleri sürüle-
rek bu kişilerle ilgili soruş-
turmanın sürdüğü kaydedil-
di. Açıklamada. coplanarak
gözaltına alınan kişilerin
sağlık durumlanyla ilgili bil-
giye yer verilmedi.
Içinızde ve\ a çevrenizde ülkemiz için çalışma
potansiyelinin varlığını hissediyorsunuz, ama nasıl ve
nereye yönlendireceğınizden emin değilsiniz.
ÇAĞDAŞ YAŞAMI
DESTEKLEME
DERNEĞİ'ni
aramanız. yaşamınızda yenı bir ışık yaratabılır.
Tel.: 275 50 82
OLAYLARIN
ARDINDAKI
GERÇEK
I Baştarafi 1. Sayfada
ğını "itiraf etmekten" geri
kalmamıştır. Bu gücün
gerçek kaynağı uluslara-
rası uyuşturucu ticaretidir
ve Sayın Lindner'in kendi
sözleriyle "PKK bir uyuş-
turucu ve terör çetesidir.
Uyuşiurucudan elde edi-
len on milyonlarca mark-
lık gelir, PKK'nin parasal
kaynaklan içinde çok
önemli bir yer tutmakta-
dır."
Yıllardır, uyuşturucu ti-
caretinden elde ettiği kirli
parayla sağladığı silahlar-
la Türkıye'de bölücü terö-
rü tırmandıran PKK'nin
Avrupa gençliği için nasıl
bir tehlike yarattığı ve Kürt
sorununun demokratik
çözümüyle uzaktan yakın-
dan hiçbir ilişkisi olmadığı,
geç de olsa nihayet Avru-
palı dostlarımız tarafından
anlaşılmış mıdır?
Kuşkusuz. bu gerçeğin
geç anlaşılabılmesınde
Türkiye'nin de payı vardır.
TBMM'nin "seçilmiş"mû-
letvekillerinin dokunul-
mazlıklarını "Biz yaparız
olur" mantığıyla kaldırmak
ve dokunulmazlıkları kal-
dırılan milletvekillerini
Meclıs'in kapısından apar
topar toplayıp tutuklamak,
demokrasiyi kökleştirmiş
Avrupa tarafından kavra-
nacak ve kabul edilecek
bir politika değildır.
PKK'nin gerçek yüzü-
nün Almanya, Ingıltere ve
Fransa tarafından da gö-
rülmesi, Türkiye'nin terör
örgütüne karşı giriştiği sa-
vaşımın kazanılmasında
önemli bir adım olacaktır.
Türkiye'den beklenen,
Kürt sorununa demokra-
tik ve kalıcı bir çözüm
arayışını geciktirmeden
gündeme getirmesidir.
• • •
Trafik
kazaları:
24ölü
55 yaralı
Haber Merkezi - Yurdun
çeşıtlı yerlennde meydana
gelen trafik kazalannda 24
kışı yaşamını yitirirken 55
kişi de yaralandı.
Perşembe Yayla Şenlikle-
ri 'nden 70 yolcusuy la dönen
Ahmet Aydoğan yönetimin-
deki yolcu otobüsü. önceki
gece Ordu'nun Aybastı ilçe-
si Kanlıpınar Köyü yakınla-
nnda, aşın hız yüzünden v i-
rajı alamayarak uçuruma
yuvarlandı. Kazada, Gülci-
han Belen. Sevilay Erdem.
Emine Erdem, Mehmet Çi-
çek, Gülsüm Güney, Yalçın
Güneyve Veysel Beİen öldü.
Kazada y araİananlar şunlar:
Şenel Gündüz, Hamdi Aşan,
Vlustafa Ateş, Şenei Kılav uz,
Soner Ha/nedar, Hakan
Keskin, Naciye Satılmış, Ke-
mal Şemsi^ Mustafa Torun,
Mustafa Ozdemir, Binnaz
^ üksel, Aziz Alacalan. Emi-
ne Yılmaz, Ekrem Yalçınka-
ya, Ahmet Özdemir, Şükrü
Aşan, Hüsey in Ay bastı, Mu-
harrem Erdem, Erol Aydın,
Fethiye Yılmaz, Gülhan Ha-
laca>. Hüly a Halacay, Abdul-
lah Kayık! Mustafa Gençten,
Vedat Xky azı. NI ustafa Çağ-
lar, Mustafa Aydın. Necibe
Erdem. Orhan Özkan. Mus-
tafa Güler. Elif Erdem. Ah-
met Yalnız. Kemal \'akışan,
Hamza Günay, Selahattin
Ertürk, Hüsne Aydoğan,
Ahmet Devük, Aslan Doğan.
Isparta-Ankara karayo-
lunda otobüsle kamyonetin
çarpışması sonucu Mustafa
Kökçü,Zeki Türkgün ve Sa-
h Başer yaşamını yitirdi. 8
kışı de yaralandı.
Diğer kazalar ve yaşamı-
nı yitirenlerin isimleri şun-
lar:
Adana'nın Ceyhan ilçe-
sinde Ergazi Sankaya, Kay-
seri 'de Özkan Altın. Fadime
Aslan, Konya'da kimliği he-
nüz bilinmeyen bir bisiklet
sürücüsü. Konya-Çumra'da
Fikret Tokgöz (4). Nuh Şe-
ner, Fikriye Yıldız, Muâ-
la'da. Salih Köse, Halil Öz-
demir, Kılıs'in Dümbüllü
Köyü Tekdam mezrasında
traktörün devrilmesi sonucu
Mehmet Ali Selkim, Or-
du'da Sami Lnal. Samsun'da
Taylan Kıhç (5). Trabzon' un
Akçaabat ilçesi Yıldızlı bel-
desinde ise Merve Akbay
(5). Edirnede Ganer Tez-
er(10).
Sahibinden satılık
Güzelce'de Atlı Motel'in
arkasında denize 500
metre mesafede 1.5
dönüm imarlı arsa
539 52 06