03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET -5-5- 1 AĞUSTOS1995SALI 12 KÜLTÜR James Joyce'un başyapıtı 'Ulysses'i çevirebilmek için üç yıl bir rahip gibi yaşayan Nevzat Erkmen: Bitmliğhııde aynhııak fetemedmı KültürServisi- "Ulysses". üç yıllık bir çalışma sonucunda, Türkçe'de. Türk- çe'ye yazarlığın yanı sıra, pedegogluk ve çe\ irmenlik yapan Nevzat Erkmen ta- rafından çe\rilen kıtap. Yapı Kredi Ya- yınlan arasından çıkıyor. "LHysses". 1882-1941 yıllan arasında yaşajan, yüzyılın başında dünyadaki edebıyat kurallannı büyük çapta altüst ederek. adından çok yoğun bir şekilde sözettiren. eserlerıni incelemek içın der- nekler kurulan, ünlü trlandalı yazar Ja- mes Joyce'un başyapıtı. Nevzat Erkmen, Joyce'u. "Kabınasığ- nıaz birtakım coşkulâr ve esinler sahibi birdahi" olarak nitelendinyor. "11 göz amelivatıgeçirmiş, parasızlıklar v aşamış. Fakat yılmadan, kendi doğrultusunda ürünler vermeyi ve her defasında veni ve sofistike biçemler yaratmayı becermiş." Ulysses. insanı çeşıtli açılardan önyar- gısız olarak ele alan, kanşık görüntüsü- ne rağmen. çok düzenlı yapısı olan bir eser. Kitap. adını. Odysseus'taki kahra- manlardan ya da olaylardan birinden alan 18 bölümden oluşuyor. Nevzat Erk- men. kitabın dilsel özelliklerini de vur- gulayarak Ulysses hakkında. "Bu yapı- ün, bir ansiklopedi gibi biyolojik. psiko- lojik. fetsefi.dini açılardan dev bir metin olmasının vanında, kanımca, Ulysses'i Ulysses yapan şey onun dilidir" sözlerinı kullanıyor. Neydi. Nevzat Erkmen'i. Türkçeye çevrilmesi olanaksız olarak nitelendiri- len bu dev eseri çev irmeye iten şey ? "Bu bir oyundu. Zor bir oyun olduğu için giriştim bu işe. Ulysses ile ilk tanış- mam. vıllar önce Ameıika'da öğrenciy- ken trlandalı olan eşimin bana vermesiy- le gerçekleşti. O zaman bu kitabı Türk- çeye çevirmeyi denemiştim. fakat ne za- manım. ne de birikimim bunu gerçekleş- tirmek için yeterli değildi. Yıllar sonra, Yapı Kredi boyle bir yanşma açınca bü- tiin bu olanlartekrardepreşti vekatıldım. Sonra Enis Batur beni aradı, Nevzat Bey bu iş sizin başınıza kaldı. dedi. büyük bir bela gibi. ki bir bakıma doğruydu. Bu şe- kilde başladım çeviriye.*" Ulysses ile dopdolu geçen 3 yıl. Nev- zat Erkmen, "son sayfalarda ağjadtğuu, avnlmak istenıediğini" söv lediği bu ma- ceranın nasıl bir heyecaıı olduğunu şöy- le anlatıyor. "*3 yıl. çoğu kimse inanmaz ama, gece- gündüz, haftasonlan ve bay ramlar dahil ohnak ûzere çalıştım. Bunu, bir pedagog K m ^ rkmen, m ı yakında Yapı ğ i Kredi * -* Yayınlan'ndan yayımlanacak'Ulysses'i çevirebilmek için üç yıl tam bir manastır yaşamı yaşadığını belirtiyor: 'Kendimi bir rahip gibi inzivaya çektim. Ancak. şikayet ettiğim sanılmasın. Bu dönemin karakteristik özelliği, bir esrimeydi ve o bitmez denilen şeyi büyük bir heves ve iştahla tamamladım'. itabın dilsel özelliklerini de vurgulayarak Ulysses hakkında, 'Bu yapıtın. bir ansiklopedi gibi biyolojik, psikolojik, felsefi, dini açılardan dev bir metin olmasının yanında, kanımca, Ulysses'i Ulysses yapan şey onun dilidir'diyor Erkmen. olarak kimseye önermem. Tam bir ma- nastır havatıvdı. Kendimi bir rahip gibi inzivaya çektim. Ancak. şikâvet ettiğim sanılmasın. Bu dönemin karakteristik özelliği, bir esrimevdi ve o bitmez denilen şeyi büyük bir heves ve iştahla tamamla- dım. Sabırsızlıklar ve yılgınlıklar vaşan- dı ama. kendimi, her sabah. şaşıraraköz- lemle çevirmeye hazır buldum." Ulysses'ın çevnlmesine yardımcı olan kıtaplar koca bir sandık dolduruyor Bunlar, çevırmenin Amerika'dan topla- dığı ve getirttiği kitaplar. yardımcı ki- taplar, açıklayıcı notlar ve Almanca. Ital- yanca. Fransızca çevirilerinden oluşu- yor. Aynca. yurtdışındaki çeşitli kuruluş- larlayapılanyazışmalardakahnbırdos- vayı oluşturuyor. Kıtapta. Çıngene argo- su. trlanda'yı denizden fethedcn Dani- marka Vikinglerinın dıli. erken Ingiliz- ce. Kelt dıli ve daha birçok başlıca dıl- lerden sözcükler \e tümceler bulunuy or Erkmen çevirırken karşıla^uğı güçlük- leri \e yardımları şöyle anlatıvor : "Bu zorlu çev iri sırasında Dublin'deki JamesJovce Müzesi'nden. Boston veZü- rih'teki James Jovce araştırma merkez- lerinden biiv ük vardım gördüm. Ne iste- diysetn gönderdiler. 1 ürkive'de ise bövle bir işbirliği havasını vakalavamadım. Amerikalılann benim de benimsediğim bir şiarı vardır: Karşındaki seni kazıkla- madıkça ona ivi bir adam dive bakacak- sın. Oysa, burada önce şüphelenmek ge- rekivormuş, öğrendim. Çev irive başlarken büyük bir işbirliği ha\aM yaratacağımı düşünüyordum. Bu amaçla bir takım bağlantılar kurdum Çabalanm önce çok olumlu karşılandı. fakat sonra hiç bir yerden ses çıkmadı. Tabiı. insanın kadırşinas olması lazım. Il- gi gösteren insanlar da oldu. Basındaki ve televızyondaki yayınlar sayesınde. da- ha kitap çıkmadan. bir takım kıpırdan- malar oldu." Erkmen. kitabın yayımlanmasından sonra bir de Ulysses sözlüğü hazırlaya- cak. "l'hsses. İngilterc ve İrlanda'da bile sözlükler ve vardımcı kitaplar eşliğînde okunuvor. Ökurun anlamadığı verlert açıklayabilmek ve daha kolay anlaştlma- sını sağlamak için bir sözlük hazırtıyo- rum. Okumayı kolaylaştırmak amacıy- la,Yapı Kredi'ye kitabın sağ ve so( marj- lannın numaralandınlması önerisinde de bulundutn." Erknıen'ınen büvük isteği. trlanda'da "Bloomsday"olarak kutlanan 16temmuz günü, Dublın'e "Hac Ziyareti" yapabil- mek. 16 temmuzda Dublın'de UKsses eşli- ğinde Dublin turlan düzenleniyor. "tr- landalılar Joyce'un değerini sonradan anlamışlar. Joyce, UlyssesM Fransa'da bastırmak zorunda kaîdıktan sonra, onu sadece bir kültür kaynağı değiL ekono- mik bir kaynak haline de getirmişler. Sa- natı ticarileştiriyotiar ama güzel bir şey satıvorlar." Çev iri yarışması sırasında, en çok ka- tılım. bu çev rilemez denilen kitaba yapıl- mış. Basıldıktan sonra nasıl bir ilgi bek- lenebilir? "Benim bir beklentim yok. Ama çev- rildiğinin haberi bu kadar bü> ük ilgi top- luyorsa. somut olarak kitabuı arz-ı en- dam etmesi. herhalde daha çok konuşul- masına yol açabilir. Okunursa eğer çok hoşumagider ama ben, yaptığım şevin se- vincini yaşıyorum zaten." Erkmen. Türkıye'nın kültür ortamını ise şö>le değerlendiriyor: "İnsanlar özgürlükten korkuyorlar. Oysa. özgür insan özgür ilişkileri, özgür ilişkiler de özgür toplumu doğurur. Ba- sın özgürlüğü konusunu düzenleyen ya- salar yok. Bir yayıncı olarak hazırladı- ğım kitaplan da bu yüzden çıkartamıyo- rum. Ikiçevirim mahkemelikoldu. "itır- h Bahçe"ve "Yin Yang". ltırlı Bahçe aklandı, ötekini de ya unuttular ya da utanıvorlar ki topİamadılar. Herkes demokratikleştik diye seviniyor. Ka- ramsar bir adam değilim ama sevine- cek bir şey göremiyorum. Neyse ki Cumhuriyet gibi iyi gazeteler var da, işin içyüzü anlaşılıyor." Bir de çok güzel bir önerisi var Nev- zat Erkmen'in : İzmir ile Dublin'ın kar- deş s.ehır olmalan. "Ulysses, vapısal açıdan. Homeros'un Odysseus'i ü/orine kurulmuş. Odvsseus bir Akdeniz gemi yolculuğuydu, Ulysses tinsel bir \olculuk. Homeros, bir çok ki- tapta İzmirli olarakgeçiyor. Bu açıdan İz- mir v e Dublin kardeş şehir olmalı ve şim- di sıra İzmirlilerde. İzmir'den birileri çık- malı ve Jov ce'un Dublin için yaptığını tz- mir için vapmalı." Y A Y I N E V L E R I N D E N Y E N I K I T A P L A R Kitap dünyası önümüzdeki günlerde hareketleniyor. Yeni sezonda basıma hazırlanan kitaplar şunlar: VARLIK VE CEP YAYINLAR1: Varlık Yayınlan tarafından Jean Sasson'un "Sultana nın Kızları "adlı kitabı Hatice Bilimer'in çevirisiyle yavımlanıyor. Kitapta, büyük bir servete safıip bir Suudi prensesınin ülkesındeki kadınlara yapılan zulüm v e haksızlığa karşı çıkışı anlatılıyor. Tehmina Durrani'nin belgesel romanı "Derebeyi Efendim" ise Filiz Nayır tarafından Türkçeleştırilmiş. Yazar erkek egemen Müslüman bir toplumda karşılaştığı güçlükleri anlatıyor. Yeni çıkacak kitaplardan bir diğeriyse JeanMarieDomenachın "Polirikave Pmpaganda" adlı kitabı. Tahsin Yücel tarafından Türkçeleştirilen kıtapta propaganda yollan, propagandanın nitehği bütün jönleriyle ele alınıyor. Varlık Yayınlan'ndan çıkacak diğer kitaplar ise ZeyyatSeümoğlu'ndan "Derin Dondıırucu için Öykü" ve "Deprem ", Sulhi Dölek'ten "Teslim Ol Kiiçük". Oktay Akbal"dan "Güzel Diişlerin Sonıı" Cep Kitaplan ise yeni yayın dönemine üç kıtapla hazırlanıyor. Helen Fischer'den "Cınsel Aşkın Anatomisi". Brendan Martin'den "Özelleştirme Kimin Çıkanna'\Çe\\Ten: Osman Deniztekin). Ahmed Raşid"den "Ona Asva 'nın Dirilişi: Islam mı Millivetçilik Ynİ?" Patricia Highsmith AYTtlTSTl YAYINLARI: Ayrıntı Yayınlan'nın önümüzdeki aylarda yayımlayacağı kitaplar şunlar: Edebiyat dizisi içerisinde. Robert Pirsig'ın "Zen ve Motosiklet Bakım Sö«an"(Çeviren: SühaSertabiboğlu). Tom Robbins'in "Purfiimün Dımsı" (Çeviren: Belkıs Çorakçı Dişbudak). Nihal Yeğinobalı'nın çev irisiv le D.M Thomas'ın "Beyaz Otel "i. John Fovvles'tan "Fransı: Teğmenin Kansı" (Çev: AshBiçen). "Virgmia Höolf'tan Dalgalar " (Çev: Oya Dalgjç). Iris Murdoch'tan Nihaİ \'eğinobalı Mkhel Tournier çevirisiyle "Melekler Zamanı". Gore \ldal'dan "V/vra"(Çev: İrenı Sağlamer), Laurence Sterne'den "Dııygusal Bir Yolcııluk" (Çev: Seniha Akar). Jean Philippe Toussaint'dan "Kfüsyö" (Çe\: Mustafa Balel). Anja Meulebenften "Huynınhk " (Çev: İlknur tgan). Mkhel Tournier"den "Alnn Damla "(Çe\: Mustafa Balel). lain Banks'den "Espeduir SoKağı" (Çe\: Aysun Babacan). >ıne lain Banks'den Aslı Biçen çevirisiyle "Eşekarısı Fabrikası" Aynntı Yayınlan'nın incekme dizisi İris Murdoch kapsamında yayımlayacağı kitaplar ise: 'Çekirge ' Öyun. Yaşam ve Ütopya (Çev: Süha Sertabiboğlu). "Köniliiğim Şeffallığı Aşın Fenomenler Czerine Bir Deııeme", Jean Baudrillard. Çev: Emel Abora - Isjk Ergüden. "Tuhat Hcıva " Sınırlar Çağında Kültür, Bilim ve Teknoloji.Andrev\ Ross. Çev: Kamil Durand. "Entellektüel" Sürgün, Marjinal. Yabancı EdvvardSaid. Çev: Tuncav Birkan. "Imkânsızın Politikası" ls>anla İtaat Arasındaki Entellektüel, J. M. Besnier. Çev. Işın Gürbüz. "Se\-gınw Bilgeligi" . Alain Finkielkraut, Çev: Ayşen Ekmekçi. "Yeni Zamanlar. 1990'larda politikanın Değişen Çehresi". S. Hall - M. Jacques, Çev: Abdullah Yılmaz. "Yeni Bir Sol İçın Tezler / Serbest PİYCISÜCI Saga Cevaplar ", Hiiary \Vainwright. Çev: Ali Çakıroğlu. "Kimlık ve Farklılık Siyasi Paradoksun Demokratik Uzlaşımları", \Villiam Connolly, Çev • Ferma Lekesızalın. "Olumsallık tmni Dayanışma". Richard Porty. Çev: Mehmet Küçük - Alev Türker. "Gösterı Toplumu ve Yorumlar". Guy Debord,Çev: Ayşen Ekmekçi. "Öpüşme Gıdıklanma ve Sıkılma Czerine", Adam Phillips. Çev: Fatma Taşkent. "Barbarlık". Michel Henry. Çev: Işık Ergüden. "Kamusal İnsanın Çöküfü ". Richard Sennett Çev: Serpil Durak Tuncer. "Tahakküm \e Direniş Sanatlan ". J. Ç. Scott, Çev: Alev Türker. "Demokrasi ve Kapitaltm / Mülkiyet. Topluluk ve Modern Tophım Düfiincesmm Çelişkileri", Samuel Bovvles - Herbert Gintis. Çev: Osman Akınhay. Kara Ayrıntı dizisinden ise Patricia Highsmith"ten "Beceriksız " adlı kitap Füsun Umar"ın çevirisiyle çıkıyor. Ayrıntı'nın tarıh dızısindeyse Johan Huizinga'nın "Homo Ludens / Oyvnun Toplumsal tşlevi İ zerine Bir Deneme ". Mehmet Ali Kılıçbav'ın çevirisiyle yayımlanacak. Bir diğer kitap yine Huizinga dan Ortaçağm Sonu. SİNEMALAR SİNEMALAR... SİNEMALAR... SİNEMALAR • Küçük KadınlarGıllian Amstrong'un vönettiği Louisa May Alcott'un romanından uyarlanan filmde Winona Ryder, Gabrie Byrne, Trini Alvarado. Samantha Mathis Kirsten Dunst. Claire Danes. Christian Bale. Susan Sarandon oynuyortaf. (Kadıköy Sanat Merkezi 338 90 76, Şişli Kent 241 62 03, Maslak Mövenpick 285 06 95, Bakırköy Avşar 583 14 97, Ortaköy Premes 227 91 48, Erenköv Apollon 362 51 00, Pendik Oscar 390 09 69 ) •Düşme Noktası John Bedham'in vönettiği filmde başrollen VVesley Snipes v e Yancy Butler oynuyorlar. (Beyoğlu Fitaş249 01 66, Kadıköy Moda 337 01 28, Teşvikiye AFM 230 94 37, Aksaray Yıldız 589 61 39, Etiler Parliament 257 78 22, Erenköy Apollon 362 51 OO.Pendik Güney 354 132 88 • Erkek Yok, Problem Yok Filmde VVhoopie Goldberg başrolde. (Bakırköy Av$ar 583 14 97,Harbiye As 247 63 15 Beyoğlu Fitaf 249 01 66; • Ölümsüz Sevgi adlı filmde başrolde Gerry Oldman oynuyor. (Kadıköy Bahariye 414 35 05) • Aşk ve Zekâ . Einstein'ın yeğenine uygun damat adayı bulma çabasını konu alan filmde başrollen Walter Matthau, Meg Ryan ve Tim Robbıns paylaşıyor. Filmin yönetmenı Fred Schepisi. (Altunizade Capitol 310 06 16, Beyoğlu Atlas 252 85 T 6, Osmanbey Gazi 247 96 65, Etiler Akmerkez 282 05 05, Maslak Mövenpick 285 06 95, Kadıköy Süreyva 336 06 82, Bakırköv Renk 572 18 63) • Kötü Dostlar Damian Harris'ın fılminde başrolleri Ellen Barkın ve Laurence Fıshburne paylaşıyor. (A.Capitol 310 06 16,Kadıköy Moda 337 01 28, Etiler Akmerkez 282 05 05, Beyoğlu Fitaş 249 93 61, Maslak Mövenpick 285 06 95, Ortaköy Prenses 247 91 48, Teşvikiye AFM 224 05 05) •Delicesine Diane Kursy'nın filminde başrolleri Anne Parillaud ve Beatrice Dalle paylaşıyorlar. ( Ç. TaşŞafak 516 26 60, Kadıköv Broadway346 14 81) • Venüs Dertası Zalman King'in yönettıği film. Anais Nin'in romanından uyarlanmış. (Aksaray Yıldız 589 6/ 59, • Nostradamus RogerÇhristian'ın yönettiği filmde Nostradamus'u Tcheky Karyo canlandınyor. Filmde Amanda Plummer. Julia Ormond ve Murray Abraham başrolleri paylaşıyor. (Şişli Site 247 69 47, Bakırköy Avşar 583 14 97, Kadıköy Broadnay 346 14 81.) • Masumiyetin Bedeli Heyvvood Gouldun yonetmenlığini üstlendiğı filmde başrolleri Joanne Whalley Kılmer, Armand Assante. Gabriel Byrne ve \Villiam Hurt paylaşıyorlar. (Bakırköy As 583 14 97, Altunizade Capitol 310 06 16. Bevoğlu Emek 293 84 39, Kadıköv Kadıköy 337 74 00, Şişli Kent 241 62 03, Etiler Parlament. 257 ^8 22, Ataköy Prestij 560 72 67, Ç. Taş Şafak 516 26 60, Maslak Mövenpick 285 06 95 ) • Satılık Kadın Karın Houard 'ın yönettıği filmde başrolleri James Remar. Valentına Vargas. Hannes Jaenıcke paylaşıyor. (E.Akmerkez 282 05 05. Te}\ıkive AFM224 05 05, Beyoğlu Fitaş'249 01 66 • Yağmurdan Önce Milkho Manchevski'nin filmi festivalde gösterilmış ve çok ilgi eörmüştü. (Beyoğlu Pera 251 32 40) • Germinal Filmin yönetmeni Çlaude Berrı. (Altunizade Capitol 310 06 16) • Mengene Bu korku filmi Stephen kıng'ın bir romanından sınemaya uyarlanm1ş. (ŞisliSite 247 69 47, • Hız Tuzağı fılminde Keanu Reeves başrolde (Avcılar Standard 695 36 45) • Beyoğlu Alkazar ve Avrupa Sinemaları nda bu hafta "Sinema 100 Yaşında" başlığı altında son yıllarda sinemalarda gösterilmiş fılmler izlenebilir. Alkazar Sineması'nda bugün '"Venüs'le Buluşma " (Isrvan Szabo), çarşamba 'Yasak İlişkiler" (Stefan Freazs ), perşembe "Çennet Sineması" (G.Tornatore) cuma "Oyuncu" (R. Altman). cumartesi "'Yabancı Kucak" (P.Schreıder) pazar "Akdeniz" (Salvatores) gösterilecek. Avrupa Sineması'nda bugün "1900" ikinci bölüm. (Bertolucci) yann "Arizona Rüyası" (Kusturica), çarşamba "Philadelphia" (Jonathan Demme). perşembe "Kara Çarşaflı Gelin" (Süreyya Duru), cuma "Schindler'in Listesi" (S.Spielberg), cumartesi ' Rezervuar Köpeklen" (Quentin Tarantino ) ve pazar günü de "Düşler" (Akiro Kurosavva) izlenebilir. (245 73 83) • Beyoğlu Eurimages Sineması'nda Beyoğlu Sinemasf nın seçtığı filmlerın gösterimi sürüyor. Bugün "Köprüüstü Aşıklan" (Leos Carax). çarşamba "Kraliçe Margot" (Patnce Chereau). perşembe "Arizona Rüyası" (Emir Kusturica), cuma "Yağmurdan Önce" (Milcho Manchevski), cumartesi "Doors" (Oliver Stone) ve pazar günü de "Köprüüstü Aşıklan" (Leos Çarax) izlenebilir (251 32 40) YAZI ODASI SELİM tLERİ Sevim Burak Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplaf\n önsü- zünde, o unutulmaz portre yazılarında Leyla Erbil, Sevim Burak'ı da anıyordu. Onu, gerçek dostlan arasında saymaktaydı. Çok sevdiğim Sevim Burak'ın bütün eserlerini. Leyla Erbil'in yazısını okur okumaz, yine başucuma taşımıştım. Ece Ayhan da Aynalı Deneme/er'inde yazıyor: "Yani diyebilıriz ki; Sevim Burak, keskin keskin Istan- bui, Beyoğlu, Tünel, Boğaziçi, Kuzguncuk ve İkinci Dünya Savaşı kokan ilginç, sahici ve modern birhi- kâyecidir." İlginç, sahici ve modern... Ece Ayhan'ın saptayı- mı yıllardır söylemek isteyip de bir türlü sözcükleri- ni seçemediğim duyguma, sezgime kılavuzluk edi- yor: Sevim BurakTürk edebiyatının çok özgün bir ya- zarıydı. Ece Ayhan bu özgünlüğü sahiciliğe ve mo- dern oluşa bağlıyor. Modern olabilmek çabasındaki yazarlarımız, hele bugünün ultramodern postmo- dern yazarlan Sevim Burak'ın sahiciliğini bir sınav so- rusu gibi okuyabilseler, edebiyatımızın bugününde çok şey değişebilir. Sevim Burak'a hikâyeci demek istemiyorum. El- bette Yanık Saray/ar'da, Afrika Dans/'nda derienmiş metinler, dergilerde kalanlar, göz kamaştıncı hikâye- lerdir. Ne var ki, Sevim Burak, kendi yarattığı bir ya- zı ülkesindeyaşıyordu; hikâyeleri deoyazı ülkesinin bize yansıyan görünümleriydi. Onun bir yaşam bo- yu aynı konu çevresinde aynı kişilerle dönenip dur- duğunu, hep aynı boğuşmanın yansımalarını bıze armağan ettiğini bugün açık seçik kavrayabiliyorum. Yanık Saraylar'a alınmamış ve Yanık Saraylar'dan önce yayımlanmış bazı hikâyeleri var yazarın. Yedi- tepe'de ve Türk Dili'nde yayımlanmış bu verimler, Behçet Necatigil'in, Edebiyatımızda himler Sözlü- ğü'nde adeta bir uyan özelliğiyle anılmıştır. Özellikle Yeditepe dergisinde yayımlanmış hikâyesinde Sevim Burak kendi dünyasını, artık sınırlanna sığınacağı ya- zı ülkesini birdenbire kurar. Burada bir kadın ve bir erkek, tuhaf, hayli alatur- ka, bir yandan da özentili alafranga bir bürokrasi dünyasında bırbırlerine teğet geçerier. Her ikisinin de acıklıgülünç veda edişlerine tanık oluruz. Hikâye baş- ladığı gibi 0 tuhaf, özentilerle yüklenmiş dünyada, ne- redeyse hiçbir çözülme, çözüm noktasına varmadan sona erer. Kadın ve erkek sonsuza kadar sürecek bir tekrarın simgeleri gıbidirler. Yazık ki hikâyenin adını hatırlamıyorum. Fakat her şey belleğimde. Bir gün Sevim Burak'ın eksiksiz ba- sımı gerçekleştirildiğinde, Yeditepe ve Türk Dili hikâ- yeleri de yeniden gün ışığına kavuşacak. Sonra Yanık Saraylar çıkagelir. Bu kitapaki hikâ- yeler bir kuşağın, bizim kuşağın edebiyatseverlenn- ce ezbere bilinirdi. "Sedef Kakmalı Ev"\n ilk satırla- rını şimdi de tekrarlayıp duruyorum. Ne var ki Yanık Saraylar, edebiyatımızın pek çok sahici hazinesi gi- bi gözden ırak tutulmuştur. Dahası bu eserin üstüne ölü toprağı serpılmıştir, hem de yıllar yılı. Memet Fu- at'ın değer verışı oîmasaydı, bizim kuşağın edebi- yatseverleri Yanık Saraylar'ı okuyamayacaktı. Çün- kü kitap, Ömer Uluç'un büyüleyici desenleriyle be- zeli ilk basım Yanık Saraylar kitapçılarda bulunmaz; yalnızca, Memet ağbinin De Yayınevi'nde bir rafta duaır, okurunu beklerdi. "Sedef Kakmalı Ev"\n ve "An Ya'rab Yehova"nın puslu kişileri Sevim Burak'la sürüp gittiler. llkinin ki- şileri Işte Baş Işte Gövde Işte Kanatlar'da daha ölümcül, daha kıyıcı tutumlarla boy gösterdiler. Ikin- ciler Sahıbinin Ses/ oyununda bırdenbir sahne ha- yatına atıldılar. Tabii hepsinin ardında "Yanık Saray- /ar"daki bedbaht daktiio kız vardr. Magazin edebi- yatının vaat ettığı sahte mutluluklar dünyasını arıyor- du. Galiba hep aradı... Istanbul'un eski aileleri, uzayıp giden soyağaçla- n, imparatorluktan arta kalmış paşalar, beyzadeler, Ermeni madam ve 'müsyü 1er, eski fotoğrafhaneler, cumhuriyetin ilk Batılı hanım ve beyleri, daha ne çok şey, daha ne çok kimse, Sevim Burak imzalı yazı ül- kesinde saklı duruyor. Bir hikâyeci, bir oyun yazan, mektup yazan olmanın ötesinde, Sevim Burak'ın ro- man ve şiir ufuklarına açılmış olduğunu düşünüyo- rum, böyle hissediyorum. Yıtik hikâyeci Mübeccel Izmirli'yle yaptığı, Yeni Ufuklar'da yayımlanmış konuşmasını anmak iste- rim: Sevim Burak orada Kafka'yı bütün günler oku- duğunu, çok sevdiğini, ama Kafka tarzı tek satır yaz- mak istemediğini söyler. Bana da şöyle söylemişti: "Günlerce eski hasır bir iskemlede oturuyonım ve Dolmabahçe Sarayı'ndaki yangını seyrede seyrede yazmaya çalışıyorum..." O yangında. büyük yangında, Sevim Burak, Do- ğu'yla Batı arasındaki hazin gidip gelişlerimizi gör- dü. "Afrika dansı"r\\n anlatıcısı, beyaz ırkın sömür- genliğini, siyah ırkı esir ticaretinde nice zamanlar al- çakça aşağılayışını hep Amerikan sinemasının, Batı edebiyatının ikinci sınıf roman örneklerinin söylemiy- le deşer. Bir de bakarsınız, hastanedeki anlatıcı, Ja- ne Eyre'\, fîebecca'yı görmekte, okumaktadır. Artık bir ıstihza şarkısı söylemeye koyulmuştur. Yakın tarihimizde Doğu ve Batı; Sahibinin Sesi'nde Şahende Hanım diyor: "Vallahi bu piyano marşran başka bir şey çalamaz. Şopen'in Türk Marşı'nı ça- layım." Türk el sanatlan Fransa'da pazarlanacak PARİS (.\NKA) - Türk el sanatlan Fransa'nın büyük mağaza ve butiklerinde pazarlanacak. Fransa'nın en büyük müzelerinden biri olan Doğa Tarihi Ulusal Müzesi ile Türk el sanatlannın bu ülkede pazarlanabilmesi için bir antlaşma yapıldı. Antlaşmaya göre müze. Turizm Bakanhğı Döner Sermaye tşletmesi tarafından satılan el sanatlannın Fransa'da büyük mağaza ve butiklere sürecek. Bu kapsamda. Doğa Tarihi Ulusal Müzesi'nden bir yetkilı, ağustos sonunda Turizm Bakanrhğı Döner Sermaye Müdürii Doğan Yılmazkaya'nın konuğu olarak Tûrkiye'ye gelecek. Müze yetkilisi. Fransa'da pazarlanacak Türk el sanatlan ürünlerinı seçecek. Kültür ateşelikleri .\NK\RA (UBA) - Kültür Bakanhğı, yeni bütçe döneminde >urtdışı teşkilatında revizyon yapmak amacında. Türkiye'nin dış politika hedefleri açısından kilit önemde olan iki ülkede yeni kültür ataşelikleri kurulurken bazı kültür ateşeliklen de kapatılacak. Yeni kurulması hedeflenen ataşehkler, Bosna-Hersek ve KKTÇ'deolacak. Saraybosna ve Lefkoşa'daki yeni kültür ataşeliklerinin. 1996 bütçesınin yürürlüğe girmesinin ardından en kısa zamanda açılacağı kaydedildi. Kültür Bakanhğı, Iç Asya'daki ataşeliklerini de gözden geçırecek. Buna göre Tacikistan'ın başkenti Duşanbe'deki kültür ataşeliği, venmli ve etkın olamadığı gerekçesiyle kapatılacak. Aynca Almanya'daki üç ayn kültür ataşelığinin bırleştınlnıeM gündemde.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle