Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 TEMMUZ 1995 CUMARTESİ
»•I
OLAYLAR VE GORUŞLER
Soykınm
Yüzyıllar sürmüş bir "banş içinde yaşam" birlikteliğinden sonra
vatan bütünlüğüne karşı ilk başkaldınlar, kesin olarak Ermeni
cemaatinden gelmiştir. Bu konuda açık ve seçik kanıtlar pek
çoktur.
ÇELİKGÜLERSÖY
E
rmeni örgütü ASALA'nın
Tûrk diplomatlanna yöne-
lik vahşeti. dûnya günde-
minden bir süredir çıkmış
bulunuyor. Bu sonuca yol
açan en önemli etken, akü-
sız ve hırslı komitecilerin kantann topu-
nu kaçınp son kez Paris'in Orty Havali-
manrnda eylem yaparak Fransa'nın ya-
şamsal çıkarlannı fena halde zedeleme-
leri oldu. Buna izin verilemezdi.
Ama dünkü "Ermeni so>kınını''ndan
yola çıkarak günümüzde Kafkaslafa
yerleşmiş olan küçük bir Ermeni devle-
tinin "haklanna" uzanan konuyu, dış
mihraklar -başta da Amerika Birleşik
Devletleri'ndekı Ermeni lobisı- sıcaktut-
makta hep yarar buldu. saptanan bellı bir
tarihi -24 Nisan- her yerde matem tören-
leriyle anma. TV ve basında belgesel
programlar ve yaa dizileri ile kitlelere ta-
şıma ve Musevileri konu alan soykınm
müzelerine Türkiye Ermenilerini de sok-
ma çabalannı, devamh sûrdürdü.
Bu yıl, bu konuda değişik bir gelişme
yaşandı: ABD ağırhklı uluslararası şir-
ketler, Azerbaycan petrolünü Ermenis-
tan ve Türkiye kombinasyonu ile akıtma
formülünde birleşınce, Kafkaslar'daki
bu ticaret ve banş rüzgân, politikayı da
etkıledi ve Başkan CBnton, yıldönümü
demecinde Türk basmının deyimi ile
soykınm lafını ağzına almadı.
Bu mutlu aşamanın, Türk diploması
çevrelerine rahat bir soluk aldırmış oldu-
ğunu okuyoruz. Alışveriş temeline de da-
yansa, banş, ilkede çok olumlu bir olay-
dır ve desteklenmesi gerekir.
Ama Türkiye'de düşünen her zihnin,
Türk dış polirikasmı, hatta ondan da öte-
de. ülkenin "dışimajınrböylesinederin-
den ve süreklietkikyen bir soykınm ko-
nusunda, ancak petrol gibi, ne de olsa çok
akışkan bir sıvı maddeyle güvence kaza-
nıfanasından tedirginlik duyması da ka-
çınılmazdır.
"Dünyanın bin türlü hali var" inanışı-
na uyarak, biz de Kafkaslar'da banş yo-
lunun açıldığı şu dönemde, bizim ilerisi
ıçin kuramlar (teoriler) üretmemizde yi-
ne de yarar olduğu inancındayım.
Şöyle düşünelim: Acaba şu soykınm
konusunda da da ülkemizin ızlediği po-
litikada ve suçlamalar karşısında aldığı
tavırda, köklü bir değişiküğe gktilmesi,
birçok çevreyi rahatlatmaz mı?
Bugüne kadar iddialara karşı Türkiye
hep, "Hayır, böyle bir şey olmadı, doğru
değfl" savunmasında kaİdL
Ona karşılık her dıplomatımızın vu-
rulduğu günün akşamında Avrupa TV'le-
ri haberi verdikten sonra kısa metrajlı
belgeseller de yayımlayıp, kendi kamu-
oylanna bilinçle. şu mesajı işlediler:
"Evet teröristfcrin yaptığı vahşet, ama
ne yapsın zavalhlar, mazuriar.
Görüyorsunuz vaktiyle Tfirlder de
onlan kesmişti." Çünkü yabancı dillerde
ve döneminde yapılmış pek çok yayın, bu
konuda bol malzeme içeriyor. Doğru ya
dayanlış. Batılı yazarlarkaleminden çık-
mış pek çok eser var.
Onun içın Türkiye köklü bir tavır de-
ğişikliğine gjtse ve dese ki:
-Bu olaylar olmuş olabilir!" Hatta bir
grup uzmana, dönemin bütün belgeleri
üstünde inceleme yaptırsa ve sonuçlan-
nı yayımlasa:
"Yaklaşık şu kadar sürgün olaymda,
şu kadar sivilin, yolda öldüğü ya da so-
rumsuz milisler tarafından öldürüidüğü
anlaşılmaktadır."
Bunlann ardından, ama şu olgular, bi-
rer birer altian çizilerek ortaya yeter açık-
hkta konulsa:
1- Yüzyıllar sürmüş bir "banş içinde
yaşam" birlikteliğinden sonra vatan bü-
tünlüğüne karşı ilk başkaldınlar, kesin
olarak Ermeni cemaatinden gelmiştir.
Bu konuda açık ve seçık kanıtlar, pek
çoktur.
2- Bunun baş etkeni, Çarfak Rusya-
s'nın kışkırtmalan ve finansmanı olmuş-
tur. O dönemde ABD devrede değildı.
tngiltere ve Fransa'nın çıkarlan ise özel-
likle Abdüflıamit döneminde Osmanlı'yı
içten çökertmekte ve bölmekte değildi.
Onlar porsiyon kesmeler peşinde idiler.
Rusya ise Akdeniz'e inmek gereksini-
mindeydi. Günümüzde Çarlık Rusya-
sı'nın çıkarlannı kim savunabilecekse
buyursun tavır alsın.
3- Bazı Yunan kaynaklan, Yakındo-
ğu'ya yerleşmek isteyen Alman mitita-
rizmini de etken gösterir. tşin bu yanı da
belirtilmeli.
4- Olup bitenler. bir cihan savaşının
ateşleri içinde ve bir imparatorluk çöker-
ken yaşandı.
Koca bir konağın, yangında her an bir
kirişinin tutuşup inmesi gibi. Olağanüs-
tü olaylar, olağandışı sonuçlar getirir.
Osmanlı yönetiminin Ermenilere kar-
şı şiddetli ve radikal tavır alması, I. Ci-
han Savaşı içindedir. Bu, hem bir isyana
yanıt. hem de başlarda, savunma karak-
terli idi. Hangi devlet cephelerde savaşır-
ken arkasından hançer yemeye karşı ha-
reketsizkalmışsa. onun tarihten örnekle-
ri verilsin. Ama anlaşılan bir tepki, so-
rumsuz ellerde yer yer zulme dönüşmüş.
Saltanat hükümetinin verdiği resmi bir
kınm emri yok. Fakat zorunlu birgöç et-
tirme operasyonu sırasında söz konusu
edılen olaylar yaşanmış.
5- Ermenilerin yerlerinden edilip baş-
ka bölgelere sürübnesinde, yolda meza-
lim yapılmış ise bunun sorumlusu, o dö-
nemin saltanat ve Meşrutiyet hukümet-
leri ve idare çarkıdır. Cumhuriyet, bütün
o iktidarlan ve kadrolan tasfiye etmiş
olan, taze ve tertemiz bir dönemdir. Ha-
nedanını bile sürgüne yollamış ve bir ki-
tabı bürünii ile kapatıp yepyeni \e terte-
miz sayfalar açmıştır. Dünyada hangi ih-
tilal yıktığı iktidann suçlanndan sorum-
lusayıkb?
6- Müslüman nüfus içinde çeteler ve
partizanlardışındaki asıl halktan önem-
li kesimler, Ermeni komşulanna kol ka-
nat germişlerdir.
Bir tanesi hâlâ benimle yaşayan ana-
cığımın ailesi. Sürgünden 2 genç kızı ev-
lerinde saklamışlar, sonra Harput'tan
Amerika'ya yolcu etmişlerdır. Annemin
babası da akrabalan da, subay. Dünyada
böyle bir örnek var mı?
7- Son Osmanlı yönetimı, sadecebir-
kaç bin Ermeni'nin katlinden mi sorum-
lu? Irak, Mısır, Balkan ve Galiçya cep-
helerinde ölen onbinlerce vatan evladını
bir yana bırakın. sadece Çanakkale'de
250 bin genç, toprağa kanşmadı mı? Sa-
dece Sankamışta, aynı Enver mecnunu,
hiç gereksiz bir kış cephesi açıp herkesi
karlara gömerek tek başına dönmedi mi?
Sayısı sınıriı Ermeni aileler mazlum
ofaır ise yüz binlerce şehidin hesabını Idm
tutsun?
Sosyal gerçek odur ki, sürgün ve ke-
sim olaylanndan sonra Fransa ve Ame-
rika'ya kaçan Ermeni aileler, oralarda
güçlü lobiler kurmuşlar, kamuoyu oluş-
rurmuşlar ve seslerini duyurmuşlardır.
Mazlum ve sessiz tslam kesimi ise aynı
cuntanın kurbanı olarak yüz binlerce şe-
hidinin hiç gereksiz ölümünü, sineye çek-
miştir.
Ama artık 1900'ler başında değiliz.
Dış dünyaya açılmakta olan bir devletiz.
Bunun genç kadrolannın, yukandaki ba-
sit gerçekleri dünyaya anlatması, o kadar
zor olmamalı. Ama önce işin adı konma-
h ve de olay, ırk ve kan planından çıkan-
fap insancıl bir anlayış temeline oturtul-
malı:
Darülfünun'dan kopanlıp Çanakka-
le'de şarapnel altına sürülen genç öğren-
cinin Istanbul'daki ana-babasının acısı,
ana-babası Şark yollannda bir çukura
atıldıktan sonra kendisi Amerika'ya ka-
çınlıp orada büyümüş Ermeni çocukJa-
ra ve ailelerine iyi anlatılırsa, yanhş sap-
tırmalarla ömürlerini kin ve İunç yolla-
nnda harcamakta olan herkesi, insancıl
bir potada eritmek bile mümkün olabılır.
Herhalde anlattığım türde bir politika,
dünya önünde "inkârcı suçlu" durumun-
da kalmaktan daha iyidir.
Aspendos'un Büyüsü...
BENAL TANRISEVER
• kinci yılı gerçekleştirilen Aspen-
I
dos Öpera ve Bale Festivali, yine
nefes kesici bir mekân olan Açık-
hava Tiyatrosu'nda gerçekleşti-
rildi. Butürturistikyörelerde kit-
lelere yönelik yapılan sanatsal et-
kinliklerin, yöre haikırruzın yaranna ol-
duğu kadar ülkemizi ziyaret amacıyla ge-
len onbinlerce turiste de Türkiye'deki
çağdaş sanat yaşamını tanıtma yönünden
katkısı tartışılmazdır. Türkiye'yi tanıtır-
ken deniz, güneş, tarih üçgenini genişle-
tip kültürümüzü de mutlaka katmalıyız.
Deniz, güneş, tarih bizlere miras kalmış-
tır, onlan biz yaratmadık. Ancak kültü-
rümüz tümüyle bize aittir. Çağdaş müzik,
opera, bale, tiyatrolanmız bu kültürün
vazgeçilmez mozaiklerindendir.
Bütün dünyada kültürel tanıtım. poli-
tika ve ekonominin çoğu kez lideri olur.
Insanlann birbirlerini ilk tanımalan, yak-
laşmalan kültürel alışveriş ile gerçekJe-
şir. Ekonomide üst boyuta gelmiş, örne-
ğin Japonya ve Kore, ülke içi ve dışında
büyük bütçelerle klasik ve çağdaş kültür-
lerinin tanıtımı için olağanüstü çaba gös-
termektedirler. Bunun ilk nedeni prestij-
dir; kültürünü dünya insanına tanıtıp be-
nimsetmek vazgeçilmez bir tutkudur.
lkinci nedeni ise daha basittir. Bu yoğun
tanıtım faaliyetlerinin sonucu sokaklar-
da pek sık aralıklarla rastladığımız Toyo-
ta ye Hyundai arabalan.
Önce o ülkenin kültürü tanıtıhr, ardın-
dan ürünleri piyasaya sunulur. Kültür için
harcanan para yalnızca kültürümüzü ta-
nıtmak için yapılan birhayır işi değildir,
bu, geriye büyük dönüşü olan bir yatınm-
dır.
Büyük reklam ve ekip organizasyonu
gerektiren bu tür tanıtımlar için desteği
yalnızca Kültür Bakanlığf ndan bekle-
memek gerekir. Bugün ülkemizde de sa-
natla işbirliği yapmaya hazır çok sayıda
özel teşebbüs olduğunu görüyoruz. Is-
tanbul Festivah'nde bu yıl büyük hay-
ranlıkla izlediğimiz New York Filarmo-
ni ve Mozart'ın Topkayı Sarayı'nda ge-
çen operası Saraydan Kız Kaçırma, fes-
tival bünyesinde büyük ekip çalışması ve
özel şirketlerin desteği olmadan müm-
kün olamazdı.
Yılın yansını turistik sezon olarak ya-
şayan Antalya'da kendi sanatçılanmızla
birlikte neden bir Berlin Filarmoni, Bol-
şoy Balesi, Franco Zeffirelli'nin Tos-
ca'sı olmasın. tstanbul Festivali bize bu
düşlerin gerçekleşebileceğinı gösterdi.
Çizgi fılmleriyle tanınan Walt Disney
film şirketi, geçen hafta New York Cent-
ral Park'ta Pocahautas isimli yenı bir çiz-
gi fılmini tanıttı. Disney, bu tanıtım ve or-
ganizasyon için 110 milyon dolar harca-
dı. Bir çizgi fİlm için harcanan bu olağa-
nüstü paranın hesabı mutlaka çok ciddi
yapılmıştır. Ülkemizde bu boyutta bütçe-
lerin olması tabii ki beklenemez. Ancak
sanatın da bir endüstn kolu olduğu unu-
tulmamahdır. Yapılan yatınmlann akil-
cı, iş dünyasında gördüğümüz beceri ve
profesyonellik çerçevesinde yapılması-
nın yaran büyüktür.
Devlet Opera ve Balesi yeni genel mü-
dürü Hüseyin Akbulut'u Cumhurbaş-
kanı Senfoni Orkestrası Müdürlüğü dö-
neminde önayak olduğu yapıcı ve yeni-
likçi projelerle tanıyonız. 3. Aspendos
Opera ve Bale Festivali'nin gelecek yıl
eksiklenni tamamlayıp güzel sürprizler-
le karşımıza çıkmasını heyecanla bek-
liyoruz.
Sevgili AZİZ NEStN ( .
- Ülkemizin yiğit insanı, " "'" ,,'.'
- Karanlığı delen çığlığın ve cesaretin sembol ismi, '
• AZÎZNESİN "-"•
- Gülerken düşündüren, 80 yıllık ömrünü halkının ve insanlığın yaranna adayan.
- Yetinmeyip fiziki varhğını bile bilimin hizmetine sunan
fedakâr insan AZİZ NESİN
- Saygm ve demokrat kişiliğin, ülkemizin bağımsızlık
ve demokrasi mücadelesine katkı olmaya devam edecektir.
- Kararlılığın ve ilkelerin önünde saygı ile eğiliyoruz.
MALl MÜŞAVİRLER MUHASEBECİLER
BtRLİĞİ GENEL MERKEZİ
BAŞSAĞLIĞI
Oda'mızın kent ve hukuk savaşımında eşsiz katkılan bulunan,
yaşamı boyunca toplum yarannı savunmuş değerli insan,
Hukukçu
TULUİ
SÖNMEZ'İ- yitirmenin üzüntüsü içersindeyiz.
Ailesine ve dostlanna başsağhğı diliyoruz.
MİMARLAR ODASIİSTANBUL
BÜYÜKKENT ŞUBESt
,, Bitki olacaksam / Çayır çimen olayım /Aman baldınm değil
Yol altında kalacaksam / Gelin arabalan geçsin üstümden / Çelikpaletler değil
Üstümde çocufdar koşuşsun /Ne kaçan ne kovalayan /Askerler değil
Kerpiçyapacaksanız beni / Okullarda kullanın / Cezaevlerinde değil
Soluğum tükenmez de kalırsa /Ishk öttürsünler/Aman ha düdük değil
Kalem yapın beni kalem /Şiirleryazan sevi üstüne / Ölüm kararı değil
Öliinceyaşamalıyım defiıeyapraklannda /Safan ola ki /Silahlaria değil
YAŞIYORUM...
Hepinizi . ; ,
• , 8 Temmuz Cumartesi günü, *•
saatl4.00'te
Taksim / Atatürk Kültür Merkezi'ne
çağınyorum
AzizNESİN
(1961 -1988)
T. MELIH EVAL
SENÎ
ÇOK
ÖZLÜYORUZ
Kanadah, Riolu, Ispanyol, Yenimahalleli ve
Konur Sokak'tan dostlann adına
UĞURTUNÇAY
Derneğimizin kuruculanndan,
demokrasi ve insan haklan
savunuculuğunun önderlerinden
AZİZ NESİN'i
yitirdik.
Acımız büyüktür. Başımız sağolsun.
İHD GENEL MERKEZt
ANMA - . -
TİNEYMELİH
İNAL. r (1961-1988)
kardeşimizi unutmadık
CAN-ÇAĞRI-ALÎ TEMUÇtN
BAŞSAĞLIĞI
Laik yaşamın, insan haklan ve demokrasinin
yılmaz savunucusu, değerli hocamız
AZİZ NESİN'i
kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz.
Anısı ve onurlu kişiliği demokrasi
mücadelemize ışık tutacaktır.
Tüm demokratlann başı sağolsun.
ÇAĞDAŞ DEMOKRAT
MUHASEBECİLER BİRLİĞ1
Evrendeki tüm
yüzdesel aptal ve
akıllılar adına
"AZİZ NEStN,
GÖNLÜMÜZDESİN"
diyoruz.
KARİKATÜRCÜLER
DERNEĞÎ
PENCERE
Zamanla Yarışan Adam...
Ünlü Fransız yazarı Joseph Kessel'i çoğu kişi
"Gündüz Gûzeli" adlı kitabıyla tanır; bu roman filme
de çekikji, başrolü Catherine Deneuve oynadı; ama,
ahım şahım bir şey değildi. Kessel'in dört dörtlük ya-
pıtı "Atlılar"d\r.
Atlılar'ı ben bir ara hastanede yatarken okumuş,
kimi tümcelerin altını çizmiştim. İnsan hastayken da-
ha duyarlıdır, okuduğu kitaplan da unutmaz, altını çiz-
diğim tümce de şuydu:
"Bu değişme öylesine biröenbire oldu ki hiç kim-
se tam anını yakalayamadı."
•
Geçenlerde bir sabah erken uyandım.
Karanlıktı.
Güneşin doğmasına vakit vardı, pencereye yaklaş-
tım, perdeyi açtım. Şafağın söküşünü izledim.
Ortalık ışırken, geceden gündüze dönüşen deği-
şimin hiçbir anını yakalayamadığımı anladım. Her an
ötekinden öylesine aynydı ki ve her an kendisinden
sonra gelen andan öylesine aynlmıyordu ki anlan ya-
kalamaya çalışırken olayın bütününü duyumsamak-
tan uzaklaştığımı anladım.
Karanlıktan aydınlığa doğru açılırken gökyüzünün
rengi zamanla ağanyordu.
Ama nasıl?..
Küçükken yaşadığım şehrin saat kulesindeki ak-
reple yelkovanı izlemeye bayılırdım...
Akrep durur...
Yelkovan da durur gibidir, ama, her dakika başın-
da birdenbire atar...
An'dır bu...
Zamandan bir parçadır, ama zaman değildir...
•
Aziz Nesin, Izmir'in Çeşme ilçesinde çarşambayı
perşembeye bağlayan gece öldü.
O gece sabaha değin Aziz Nesin'in öldöğünü bil-
meyerek uyudum; sabah uyandığımda Aziz Nesin
benim için yaşıyordu.
Oysa değişen bir şey vardı; gerçeği birkaç dakika
sonra öğrenecek, yüreğimden vurulmuşa dönecek-
tim; birdenbire her şey değişecekti.
Gerçekte olan olmuştu; ama, o saatte olandan çok
az kişinin haberi vardı.
Biz geçmişte bir gün Aziz Nesin'le bu konuyu tar-
tışmıştık; çoğu zaman gerçekle gerçekJik birbirine
dolanıyor, kimi zaman birbirine kavuşuyor, kimi za-
man birbirine uzak düşüyordu. Aziz Nesin'in per-
şembe sabahı yaşamadığı birgerçekti; ama, olayı btl-
mediğim için Aziz Nesin benim için yaşıyordu...
Buda birgerçekti...
Batı'da 'Aydınlanma Devrimi' başladığında, insan-
lığın büyük çoğunluğuyla birlikte Türkiye'nin bu ol-
gudan haberi yoktu; ama, tanyeri atmıştı.
Aziz Nesin:
- Neyazık, diyordu, geçmişinaptallığındayaşayan
bugün de milyarlarca insan var...
•
21 'inci yüzyıla 5 kala dünyada büyük bir devrim ya-
şanıyor; devrim şimdilik bilim ve teknolojide gerçek-
leşiyor, insan yaşamına bütünüyle yansımadı...
Yansıyacak...
Aziz Nesin'i kahreden, dünya uygarlığın bu aşama-
sına gelmişken, Türkiye'de yobazlann 1400 yıl ön-
ceki kalıplan insanlann kafalanna akıtmak yolunda
gösterdikleri başanydı. Çırpınıyordu bu olumsuzlu-
ğun önüne geçmek için, çıldınyordu karanlığa sürük-
lenenleri kurtarmak için...
Biz Türkiye'de günleri sayarken çağımız elimizden
uçup gidiyor.
Aziz Nesin kadar akan zamanın bilincine ulaşıp te-
laşa düşen birini tanımadım; bir ömrüne on insanın
yaşamını sığdırdı sığdırmasına, zamanaçaktı adını...
Aydtnhğa,
AZİZ NESİN
birlikte
yürüyoruz
UĞURMUMCU
ARAŞTIRMACIGAZETECİLİK
VAKFI
AZİZ
NESİN'e
"Ölmek bişey değil de
Yalnız kalacak dünya"
Ortak sesimiz, bizi yalnız
bıraktın.
Kararlıyız, sesini
sesimiz olarak sürdürmeye
ANKARA TABİP ODASI
SATILIK TELEFON
Bostancı bölgesinde
Mür:
411 24 41 gündüz
362 84 33 gece
TERRİER
Satılık 1 aylık süt beyaz
terrier yavrulan
Mür.: 41124 41 gündüz
362 84 33 gece