Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 1995 PERŞEMBE
HABERLER
Ermenistan'daki yönetim yurtdışındaki Ermenilerden daha ılımlı
T
ürkiye'den Erivan'a gidince,
inanılmaz bir yoksulluk göze
çarpıyor. Bütün tezçjâhlar boş.
Dükkanların neredeyse yüzde 80'i
kapanmış. Yiyecek satılan
dükkânlarda ıse en temel gıda
maddeleri dışında bir şey görmek
mümkün degil. Tezgânlarda bunca
yoksulluk içinde lüks sayılabilecek
tek şey içkıier.
G
enel seçimlere partiler iki
blok olarak girdiler.
Iktidardaki Cumhuriyet
Bloku, Batıyanlısı liberal birsistemi
savunuyor. Ter-Petrosyan'ın
önderlik ettiği blok, uluslararası
ilişkilerde dana esnek bir çizgi
izıenmesini savunuyor. Örnegin
eski anayasada yer alan "1915
Soykınmı" sözcüğü yeni
anayasada yer almıyor.
E
nvan havaalanında bizi karşılayanlar
arasında bir de tarihçi vardı: Dr.
Ruben Safrastian Ruben'in
araştırma konusu Osmanlı
tmparatorluğu'nun son dönemındeki
azınlık milliyetleri. Bu konuda yazılmış bir
kitabı ve bir de doktora tezi bulunuyor. Ruben,
Türkçe biliyor Envan'daki görüşmelerimizin
önemili bırbölûmûnde tercümanlık yapti. Ruben,
6 dolar karşıliğı maaş ahyormuş. Devlet
memurlannın ise 3 dolar civannda maaş aldığı
söyleniyor. Birikimli bir bılim adamı 6 dolar,
devlet memuru ıse 3 dolar maaş alıyor. Bu
gelirie degil yaşamak, şehrin içinde hareket
etmek bile imkânsız. Bilim adamlan ve
yeteneklı teknik elemanlar olanak bulur bulmaz
T a H ı c m a l ı rocim Esenyurt Belediye Başkaru Gürbüz Ça-
l a r n ş m a u resım ,^Ermenis
dn &*L sırasmda "Soyk>& y
nm AıutTna çiçek bırakması Türkiye'de tartişmalara yol açtı. Bu geziyi
izleyen bizkrin de adından yola çıkarak çeşitli vorumlar yapıldj. Geziyi biz
üç gazeteci izledik. Hürriyet'ten Zeynep Atikkan, Sabah'tan Cengiz Çan-
dar ve Cumhuriyeften Oral Çahşlar. Bu geziye kaülmamın nedeni bir kom-
şu ülkede neter olup bittiğini öğrenmekti Gürbüz Çapan, Ermenistan'da
çok sıcak karsılandı. Ermeniler, tarihi otayian bugünkü UişkUereengel ola-
rak görmediklerini ve Türkiye ile dostiuktan yana olduklanru beürttiler.
Bu yaklaşımdan geziye kaülan herkes çok memnun oldu. Sovkınm anıü
da bu süreç içinde ziyaret edildi. İnsanlık tarihi acılarla dolu. Ulkeier ve
halklar gerek kendi geriliklerinden, gerekse çeşirJi kışkırtmalar sonucu hiç
hatırlamak istemcdikleri olaylar yaşariar. Bunlann kan davasını gütmek
uygar bir anlayışa sığmaz. Bu yüzden biz de Ermenikr tarafından bize uza-
ölan çiçekleri anıta bırakbk ve savgı duruşunda bulunduk. Biz, ölen bin-
lerce insarun aıusı önünde saygıyla eğildik.
YoksuDuk içinde zengin kültürErmenistan'ı terk ediyorlarmış. Bu nedenle Batı
ûlkelerine hızlı bir beyin göçü yaşandığı
söyleniyor.
Erivan savaş sonrası terk edilmiş bir şehir
görûntüsü içinde. Geçen yıla kadar yıllık yûzde
binleri aşan bir enflasyon ve eksili rakamlarda
seyreden bir büyüme hızı ekonomiyi felç etmiş.
Tûrkiye ile yaptığı elektrik anlaşmasının da iptal
edilmesiyle, ısınma ve enerjı sorunu da iyice
ağırlaşmış. Avrupalı çevreci örgütlerin
engelleme çabalanna karşın bizim havaalanına
indiğimiz gûn nükleer santralı çalıştırdılar.
Sonbaharda üretime başlayacağı söylenen bu
santralla elektırk sorununun çözûleceğini
belırttiler.
Erivan'daki ikincı gecemizde akşam yemeğine
Maliye Bakanı ve ülkenin önde gelen işadamlan
katildılar. Maliye Bakanı, Mart 1995'ten ıtıbaren
ekonominin toparlanmaya başladığıru ve
ekonomik çöküşün durduğunu belirttı. 1995
yılının başından itıbaren ihracat ve ithalatta yan
yanya artış olduğunu sözlerine ekledi. Savaş
sonrasının korkunç durumun bir parça iyileşme
yönünde gelıştiği anlaşılıyor.
Türkiye'den Erivan'a gidince, inanılmaz bır
yoksulluk göze çarpıyor. Bütün tezgâhlar boş.
Dükkânlann neredeyse yüzde 80" i kapanmış.
Yîyecek satılan dükkânlarda ise en temel gıda
maddeleri dışında bir şey görmek mümkün değil.
Tezgâhlarda bunca yoksulluk içinde lüks
sayılabilecek tek şey içkiler. Rus votkalan,
Amerikan viskileri, ünlü Ermeni konyağı az da
olsa tezgâhlarda yer alıyor. tCafkas halklanmn
içkiye düşkünlüğü çeşitli esprilerle dile
getiriliyor. Şerefe kadeh kaldırmak, komünist
yönetimlerden miras kalan bir alışkanhk.
Komünizm gitmiş ama şerefe diyerek içki
yudumlamak sürüyor. Şerefe içiîecek bir neden
kalmayınca karşıdia duran tabloya, tablonun
çerçevesine. tablonun çivisine bile ıçtikleri
esprili bir şekilde anlatıhyor.
Maliye Bakanı'yla Erivan'daki ikinci
gecemizdeki yemeğe işadamlan da katılmıştı.
Bize tanıştınlan işadamlan arasında
Cumhurbaşkanı Ter-Petrosyan'ın agabeyi
Thelman Petrosyan en önemlısıydi. Thelman
Petrosyan, Hatay'da doğmuş. 1939'da aile
Hatay'dan Halep'e göçmüş, 1945'te de Halep'ten
Erivan'a. Thelman derdini anlatacak kadar
Türkçe biliyor. Geçen yıllarda Türkjye'yi ziyaret
etmiş, Izmir fuanna katılmış. Thelman en büyük
sanayi kompleksinin başında. Kımya ve
elektronik alanında önemli üretimler yaptıklannı
söylüyoT. Türkiye'den buzdolabı ve bulaşık
makınesı üretımiyle ilgıli ürünler satın almak
istiyor. Başında bulunduğu sanayi kompleksinin
yüzde 20'sine sahıpmiş. Anlaşıldığı kadanyla,
sosyalizmin yıkılmasından sonra devlet
fabrikalan daha önce o işın başında bulunanlara
devTedilmiş. Yemektekı işadamlannın büyük
çoğunluğu devlet ışletmeîennin yöneticileri.
Zaten Karabağ nedeniyle yenı hiçbir yatınm
yapılmadığı ve eski işletmelerin de büyük
çoğunluğu çalışamaz hale geldiği için yeni bir
işadamı tipinin ortaya çıkması da mümkün değil.
Sımr ticaretine yönelen bazı yeni zenginlerin
varlığından söz ediliyor, ama onlan da işadamı
pek sayan yok.
Diaspora-Ermenistan çelişmesi
Ermenistan genel seçimlerine partiler ıkı blok
olarak girdiler. Iktidardaki Cumhuriyet Bloku,
Batı yanlısı liberal bır sistemi savunuyor. Ter-
Petrosyan'm önderlik ettiği blok, uluslararası
ilişkilerde daha esnek bir çızgi izlenmesini
savunuyor. Ömeğin eski anayasada yer alan
"1915 Soykmmı" sözcüğü yeni anayasada yer
almıyor. Yalnızca sözcük değil, bu konudaki
anlayışlarda da büyük bir olgunluk gözleniyor.
Bu değişik tutum Ermenilerin Diaspora admı
verdiği Ermenistan dışında yaşayan Ermeni
topluluğuyla çelişmeleri de arttınyor. Diaspora,
yani büyük çoğunluğu Amerika ve Fransa'da
yaşayan ve sayılan 2 milyona yaklaşan Ermeni
toplululuğu "1915 soykmmı" konusunda daha
katı bir tutum içinde. Ülke içinde de Taşnaklar
tarafindan temsil edilen bu eğilim, Türkiye'ye
karşı daha sert bir çizgi izlenmesini savunuyor.
Ermenistan yönetimi ise yurtdışından yapılan bu
müdahalenin önünü kesebilmek amacıyla çeşitli
önlemler almış. Örneğin Diaspora yurtdışında
yaşayanlar için çifte vatandaşlık isterken
iktidardaki partiler, bir insanın Ermeni vatandaşı
sayılabilmesi için ülkede yaşaması gerektiğini
belirtiyorlar ve yurttaşlık kanununu da ona göre
düzenlemişler. Aynca Ermenistan'da milletvekili
olmak için en az 5 yıl, cumhurbaşkanı olmak
için ise en az 10 yıl ülkede oturmuş olmak
ORALÇALIŞLAR'ın
Moskova, Erivan, Tiflis,
Batum izlenimleri
Muhalefetin ne
düşündüğünü gezi
boyunca kendi dillerinden
dinlemek olanağını
bulamadık. Bütün
ısrarianmıza karşın
Ermenistan yöneticileri
bizi muhalefet gruplanyla
görüştürmedi. Belki de
onların Türkiye aleyhtan
konuşmalannı duymamızı
istemediler. Tanıdığımız
Ermenilerin
anlattıklanndan
dinlediğimiz kadarıyla,
Ermenistan muhalefeti
Diaspora'ya daha yakın.
ArtvinliMustafa'nın karpuzlan
Tıflıs'i dolaşabılmek amacıyla
sabahleyin erkenden kalktık. Ahmet,
"Tiflis pazanıu görmeye gidelim" dedi.
Ben de ıstıyordum. Şehnn sokaklan
ıssızdı. Ama pazar yen adı venlen yere
geldiğımizde inanılmaz bir kalabalıkla
karşılaştık. Her köşede bir grup insan
elindeki mah satmaya çabalıyordu.
Salatalık, kayısı. en basıtinden plastik
mutfak malzemelen. Hiçbir denetım
yapılmadan kesilmış etler. En ucuzundan
Türk gıda malzemeleri. Elçilik ikincı
kâtibi Ahmet, kurtlanmış Türk
bisküvilerini göstererek "Lütfenşu
konuda bir yazı yazuı, Türkiye bu tür
kalitesiz matzemeterin ihrâcına izin
vennesin'" diyor. Bu arada Karadenızlı
küçük Türk müteşebbısler, boş
durmuyor. Çeşitli engelleri aşarak
Kafkaslar'a ulaşıyorlar. Açtıklan
lokantalarla, pastanelerle yetinmiyorlar,
pazarlara günübırlik sebze ve meyve de
taşıyorlar. Tiflis, Turkiye sınınna
otobüsle yaklaşık 5 saat tutuyor. Tam biz
pazan dolaşırken pazar yerinin köşesınde
eski iki otobüs gözüme çarptı. Birinin
üzerinde Artvin Seyahat, diğerinin
üzennde ise Rıze Birlık yazılı. Yaklaştık
iki otobüsün ıçi de ağzına kadar karpuz
dolu. Koltuklan sökmüşler ve yolculuk
yapar gibı Tiflis'e ulaşmışlar. Türk
gümrük yasasına göre bir otobüste yolcu
berabennde 10 bın dolarlık mal getirmek
mümkün. lşte bizim Artvınlı Mustafa, işi
kitabına uydurmuş ve hemen her gün
Tiflis pazarına mal getiriyor. Karadenizli
girişimci ruhu buralara butün engelleri
aşarak ulaşıyor.
gerekıyor. Bu da Diaspora'ya karşı bir önlem.
Yani bır yıl önceden Amerika'dan veya
Fransa'dan Ermenistan'a gelip mılletvekilı
olmak mümkün değil. Zaten Ermenistan'daki
politikacılar, "Diaspora'nın sorunlannı buraya
taşımasınlar" diye cevaplıyorlar.
Ermenıstan'daki seçimlerin en önemli
tartışmalanndan birisi Ermenistan tarihinin
yazılışı üzerine. Eski tarih kitaplannda "1915
soykınmı" aynntılı bır şekilde anlatılıyormuş.
Petrosyan'ın danışmanı ve Ermenistan'ın güçlü
adamı Prof. Libaridian bu tanh kitaplannı da
değiştirdiklerini anlattı ve şöyle dedı: "Ben 7
vaşındaki kızımın kaldıramayacağı öyküleri
okumasını istemivorum. Bu tarihi öğrenmek
isteyenler daha ileriki yaşlannda okusunlar.
Kaynakları kendileri buLsunlar." Bütün bu
anlatılanlar. >Tirtdışında yaşayan Ermenilerle,
Ermenistan yönetimi arasında ciddi bir
çelişmenin olduğunu ortaya koyuyor.
Ermenistan muhalefetinın ne düşündüğünü ıse
gezi boyunca kendi dillerinden dinlemek
olanağını bulamadık Bütün ısrarianmıza karşın
Ermenistan yöneticileri bizi muhalefet
gruplanyla görüştürmediler. Belkı de onlann
Türkiye aleyhtan konuşmalannı duymamızı
istemiyorlardı. lktidar partilerinin ve tanıdığımız
Ermenilerin anlattıklanndan dinlediğimiz
kadanyla, Ermenistan muhalefeti Diaspora'ya
daha yakın. Örneğin Karabağ'ın bağımsızlık
isteğini muhalafetın desteklediği söyleniyor.
Anayasadaki değişikliğe muhalefet karşı
propaganda yapıyordu.
Ermenistan'daki muhalefet içindeki en güçlü
grup Komünist Partisi. Onu Sosyalist Parti
izliyor. Daha sonra ise Hınçaklar ve Ramgavar
gibi geleneksel partiler geliyor.
Ama Ermenistan'daki genel kamuoyu Türkiye ile
ilişkilerin bir an önce yumuşamasından ve
sorunlann çözülmesinden yana. Genel ınanç
geçmişte olanlann tanhçilerin işi olduğu
yönünde. Bu sorunlann bugünkü ilişkilerin
önüne engel olarak dikilmesine karşılar.
Sosyalizmin izieri
Envan sokaklannı izlerken yoksulluğun yanında,
en çok dikkatimı çeken kıtapçı sayısının
bolluguydu. Onca boş raflar arasında kitapçı
raflannm dolu olması şaşırtıciydı. Aslında bütün
eski sosyalist ülkelerde benzer manzaralan
görmek mümkün. Okuma ve öğrenme alışkanlığı
toplum içinde yaygınlaştınlmış. Aynca bu
ülkelerin en merkezi yerinde kültür ve sanat
kurumlan yer alıyor. Ermenistanlılar en çok bale,
opera ve müzik topluluklanyla övünüyorlar.
Tabii ünlü besteci Haçaturyan en büyük
gururlan. Erivan Belediye Başkanı, akşam
yemeğinde bize küçük bir piyano resıtali verince
hepimiz hayran kaldık. Kendisi müzik
eğitıminden gelmiyordu. ama Ermenistan'da her
eğitimli kişinin bir müzik aleti çaldığını
söylediler. Önemli bir kültürel birikim bütün
ilışkilere yansıyor. Aynca şehircilik olarak da
oldukça önemli mesafeler almışlar. Örneğin
nüfusu 1 milyonu geçen bütün şehirlere metro
yapılmış, sokaklar geniş ve ferah, trafik sorunu
yok. Sanatın her alanında önemli ilerlemeler
kaydetmışler, resim, heykel gibi sanatlar da çok
ilerlemiş.
Sokaktaki yurttaş sosyalizmin çöküşüyle büyük
üzüntüye kapılmış. En temel sosyal güvenlik
haklannı kaybettıkleri ınancındalar. Bu yüzden
Ermenistan'ın en büyük partıleri hâlâ komünist
ve sosyalist partiler. Yurttaş, yoksulluk ve
çöküntü içinde eski günlen anyor. Tabii ki
sosyalist ülkelerdeki baskıcı anti-demokratik
yönleri aramıyorlar. O günlerin gen gelmesini
istemiyorlar. Fakat eşitlik ve sosyal güvence
onlann şu andaki en önemli ihtiyaçlan. Örneğin
Gürcistan'da iktıdan elinde tutunlar, bütün
ekonomik olanaklan bir avuç azınlığa peşkeş
çekiyorlar. Halk, bir dılim ekmeğe muhtaç halde
kıvranırken çok küçük bir azınlık, saraylardaki
lüksü aşan bir zenginlik içinde yaşıyor.
Moskova, Erivan, Tiflis. Batum arasında
yaptığımız yolculukta gördüğümüz manzara şu:
Bu bölgeler arayış içinde. Geçmiş tarihi
sorunlardan çok geleceğe bakıyorlar. Rusya
geleneksel yayılmacı siyasetlerini terk etmiş
değil. Bölgedeki küçük millıyetler arasındaki
kavgayı zaman zaman kışkırtıyor, zaman zaman
bunlan kullanarak etkisini yeniden arttınyor.
Henüz Kafkaslarda taşlar yerine oturmuş değil.
Herkes bu taşlan kendine uygun yere
yerleştirmek istiyor. Türkiye'nin bu gelışmelen
anlayabilmesi çok zor. Geleneksel dış
politikalarla buralan anlamak mümkün değil.
Her Ermeni 'yi ASALA sanan. çevTemizdeki
komşulan birer tehlike olarak gören anlayış
değişmedikçe ilerlemek mümkün değil.
Kafkaslara bakınca ırkçılığın ne kadar anlamsız
olduğu daha iyı anlaşılıyor. Onlarca milliyet,
farklı diller ve farklı kültürleriyle yüzyıllardır iç
içe yaşıyor. Gezimiz sırasında Türkiye'dekı
birçok polirıkacının da Kafkasya kökenli ve
farklı milliyetlerden olduğunu ögrendik. En çok
ilgimi çeken de bu Türk kökenli olmayan
politikacılann en çok Türk milliyetçiliği
savunucusu kesilmeleri.
Bu anlamlı gezinin bende bıraktığı en önemli iz,
çoksesliliğe, halklar arasında dostluğa ve banşa
büyük bir gereksınim var. Onca savaş ve aynlık,
yoksulluk, acı ve gözyaşından başka bir sonuç
vermemiş.
Türkiye Doğu'ya dönmeli ve buralarda banşçı
ve yapıcı bir rol oynamalı. Böyle bır yönelım
Türkiye'nin de demokratikleşmesine yardımcı
olacaktır.
SÜRECEK
DYP ile RP arasında din kavgası
Bu kez de
Erbakan Çifler'i
taklit etti
• RP Genel Başkanı, Çiller'e yanıtmda "Halk
zaten söyleyeceğini söylüyor, size 'Sizi gidi
masonik kafalar sizi, sizi gidi taklitçiler sizi, si-
zi gidi din düşmanlan sizi, sizi gidi gâvur âşık-
lan sizi' diyor" karşılığını verdi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Başbakan
Tansu Çiller ile RP Genel
Başkanı Necmettin Erba-
kan arasındaki "din kav-
gası" karşılıklı yapılan
taklitlerle kızıştı. Öncekı
gün Refah Partisi'nı "Di-
ni istismar ederek oy avcı-
hğı yapmak"'la suçlayan
ve Erbakan'ı taklit ederek
"Halk bunlara Sizi gıdı
din istismarcılan sizi' di-
yecek oy vermeyecektir"
dıyen Başbakan Tansu
Çiller'e dün Erbakan bu
kez Başbakan'ı taklit ede-
rek yanıt verdi. RP Genel
Başkanı, "Halk zaten söy-
leyeceğini söylüyor, size
'Sızi gidi masonik kafalar
sizi, sizi gidi taklitçiler si-
zi, sizi gidi din düşmanla-
rı sizi, sizi gidi gâvur
âşıklan sizi' diyor" karşı-
lığını verdi. Erbakan daha
sonra Başbakan Çiller'i
taklit ederek. "Seçim
meydanında 'Size cami
yaptırayım mf diyeceksi-
niz sonra da din istismar-
cısı diye suçlayacaksınız.
Asıl din istismarcılıgı ya-
pan stzsiniz" dedı.
RP Genel Başkanı Nec-
mettin Erbakan, Başba-
kan Çiller'm, kendisini
taklit ederek ağır eleştiri-
ler yönelttiği konuşması-
na ve "din istismarcısı"
suçlamalanna partısinin
dünkü grup toplantısında
Çiller'i taklit ederek yanıt
verdi. Çiller'in yürütmek
istediği zihniyetin din
düşmanlığı olduğunu id-
dia eden Erbakan, şunlan
söyledi:
"ÇBIer, RP nin şahianı-
şı ve iktidara gelişini gör-
diiğü için gözü dönmüş gi-
bi RP'ye sakürmayı çıkar
yol zannediyor. Oysa RP
birinci küme partisidir.
Diğer partiler ikinci kü-
mededir. Kendi aralann-
da boğuşmaktadırlar.
RP'ye çatmakla büsbütün
kendilcrini perişan etmek-
tedirler. Çiller, demokrasi
\e özgürlükten söz ede-
mez. 24. maddeyi anaya-
sada tut, ondan sonra da
özgüriükten söz et Cuma
namazı, kurban derileri,
hacca gitme, başıru örten
genç kızlarunıza avukathk
yaptırmayan imam-hatip
İiselerinden mezun olan-
lar konusunda 40 türlü hi-
leyi yürüten, özgüriükleri
engeUeyen zihniyetin tem-
sikrisi sen değil misin? Biz
bağımsızlıktan yanayız.
Sirin gjbiler, Kurtuluş Sa-
vaşı'nda ABD mandası is-
tiyordu."
t
Karikatûr olur'
Erbakan. partısinin din
istismarcılığı yapmadığı-
nı, inançlannm gerekleri-
ni yerine getirdiklerini sa-
vunarak "Asıl din istis-
marcılığı yapan sensin.
Herkesin Müslümanlık
yansuıa gjrmesini olumlu
görüyorum. Çiller'in
Müslümanlık hakkında
bizim karşımızda konuş-
ması karikatür olur" dedı.
Erbakan, şu görüşlen dıle
getirdı:
"Bu milletin Müslü-
manlığından şüphe eden
yokrur. Milietinıiz Müslü-
mandır; Müslüman kala-
caktır. Milleti bırak, sen
nesin Çiller? Sen kabuk-
sun. Halkımtz da senin di-
ninden şüphe etmiyor, an-
cak halkuiuz senin mezhe-
bini kavrayamıyor. Mey-
danlarda, 'Ezan, Ku-
ran'diyeceksin, sonra
'Kimse cumaya gıtmesin,
başını örtmesin, karayolu
ile hacca gitmesin' diye-
ceksin. Sonra 24. madde
ile din düşmanlığı yapa-
caksın. Halkımız, 24 saat
din düşmanlığı yapanın
mezhebini kavramakta
zorluk çekiyor. Tansu Çil-
ler, Batilı olarak >üce bir
gayeyi gerçekleştirmek is-
tiyor. Bu yüce değil, cüce
bir gayedir."
Sınır Tanımayan Cazeteciler
'Düşünce Özgütiüğü'
kitabı Fransızcada
Haber Merkezi - Ulus-
lararası Sınır Tanımayan
Gazetecıler Örgütü, bın
aydının ımzaladığı "Dü-
şünce Özgürlüğü" kita-
bında yer alan yazılardan
bazılannı "Yasak Sörier"
başlığı altında Fransızca
olarak yayımladı. Örgü-
tün Fransa'da yer alan Ge-
nel Merkezi'nden yapılan
açıklamada, kitabın Tür-
kiye'de düşüncenin ya-
saklanmasına karşı müca-
dele eden aydınlara des-
tek vermek amacıyla ya-
yımlandığı açıklandı.
Uluslararası Sınır Tanı-
mayan Gazeteçiler Örgü-
tü "Dnşiince Özgürlüğü"
adlı kitapta yer alan Yaşar
Kemal, Günay Aslan ve
Ahmet AKan'ın yazılannı
yayımladı. Örgüt tarafın-
dan yapılan yazılı açıkla-
mada, kitapta gazetecı-
yazar Ahmet Altan'ın 17
Nisan tarihinde Milli-
yet'de yayımlanan ve ış-
ten çıkanlmasına neden
olan yazısına yer verildiği
belirtilerek şu görüşlere
yer verildi:
"Yaşar Kemal ve Ah-
met Altan olaylan, Türk
adaletine tabuları nasıl
koruma işlevi yüklendiği-
ni bir kez daha ortaya
koymuştur. Türk hükü-
meti PKK'yk savaş adına
aynı düşüncede olmayan
her düşfinceye karşı savas.
açmış durumdadır. 'Dü-
şünce Özgürlüğü'ne imza
koyan aydınlann ve 'Ya-
sak Sözler' kitabını ya-
yımlayan Sunr Tanımayan
Gazeteçiler olarak bizle-
rin karşı çıkügımız da bu
anlayıştîr. Her iki çabanın
da ortak amacı, Avrupa
Birliği'nin kapılannı ça-
ian bir ülkede basın öz-
gürlüğü ve ifade özgüriü-
ğü alanında Türk otorite-
lerine baskı unsuru oluş-
turmakrjr."
"Yasak Sözler" kitabı-
nın bırer örneğini birlik
üyesi 15 Avrupa devleti-
ne, Avrupa Konseyi'ne,
Avrupa Parlamentosu
grup başkanlanna ve bu
iki örgütün insan hakla-
nyla ılgili komisyonlanna
gönderen Sınır Tanıma-
yan Gazeteçiler, bu örgüt-
leri Türkiye'deki demok-
rasi ihlallerine karşı daha
duyarlı olmaya çağırdı.
Cumhuriyetin 75 yıllık
siyasal bilançosu
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Gazetecı-yazar
Süleyman Coşkun. "Tür-
Idye'de Politika'' adlı araş-
tırmasıyla, Türkıye Cum-
huriyeti'nin 75 yıllık siya-
sal bilançosunu çıkardı.
Türk siyasi yaşamında
1920'den günümüze kadar
19 dönem yapılan genel
milletvekılliğı seçimlerin-
de 4 bin 784 milletvekili
seçildiği belirlenirken,
496'sı senatör olmak üze-
re toplam 5 bin 289 politi-
kacının parlamenter oldu-
ğu saptandı. Coşkun'un
araştırması sonucu, 75
yılda 15 parlamenterin
idam edildiği, 7 milletve-
kilının öldürüldüğü ve 2
milletvekilinin de intihar
ettiği belirlendi. Milletve-
killerinin partilerini değiş-
tirme alışkanlıklarının
çok partıli yaşama geçil-
mesınden itibaren var ol-
duğuna dıkkat çekilen
araştırmada, DP milletve-
kili olarak 1957 yılında
TBMM'ye giren Fethi Çe-
likbaş'ın en fazla parti de-
ğiştıren milletvekili oldu-
ğu ortaya çıktı.
Araştırmada, Türki-
ye'nin siyasal yaşamında
en uzun süre Başbakan
olarak görev yapan Ismet
lnönünün, 1920'den iti-
baren 1973 seçimleri dı-
şında yaşamı boyunca ya-
pılan tüm seçimlere katı-
lan ve milletvekili seçilen
tek siyasetçi olduğu belir-
tıldi.Coşkun, araştırma-
sında, lsmet tnönü'nün 14
dönem milletvekili seçile-
rek bu alanda ulaşılması
olanaksız bir rekor kırdı-
ğını vnrguladı.