22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 1995 PERŞEMBE HABERLER Ermenistan'daki yönetim yurtdışındaki Ermenilerden daha ılımlı T ürkiye'den Erivan'a gidince, inanılmaz bir yoksulluk göze çarpıyor. Bütün tezçjâhlar boş. Dükkanların neredeyse yüzde 80'i kapanmış. Yiyecek satılan dükkânlarda ıse en temel gıda maddeleri dışında bir şey görmek mümkün degil. Tezgânlarda bunca yoksulluk içinde lüks sayılabilecek tek şey içkıier. G enel seçimlere partiler iki blok olarak girdiler. Iktidardaki Cumhuriyet Bloku, Batıyanlısı liberal birsistemi savunuyor. Ter-Petrosyan'ın önderlik ettiği blok, uluslararası ilişkilerde dana esnek bir çizgi izıenmesini savunuyor. Örnegin eski anayasada yer alan "1915 Soykınmı" sözcüğü yeni anayasada yer almıyor. E nvan havaalanında bizi karşılayanlar arasında bir de tarihçi vardı: Dr. Ruben Safrastian Ruben'in araştırma konusu Osmanlı tmparatorluğu'nun son dönemındeki azınlık milliyetleri. Bu konuda yazılmış bir kitabı ve bir de doktora tezi bulunuyor. Ruben, Türkçe biliyor Envan'daki görüşmelerimizin önemili bırbölûmûnde tercümanlık yapti. Ruben, 6 dolar karşıliğı maaş ahyormuş. Devlet memurlannın ise 3 dolar civannda maaş aldığı söyleniyor. Birikimli bir bılim adamı 6 dolar, devlet memuru ıse 3 dolar maaş alıyor. Bu gelirie degil yaşamak, şehrin içinde hareket etmek bile imkânsız. Bilim adamlan ve yeteneklı teknik elemanlar olanak bulur bulmaz T a H ı c m a l ı rocim Esenyurt Belediye Başkaru Gürbüz Ça- l a r n ş m a u resım ,^Ermenis dn &*L sırasmda "Soyk>& y nm AıutTna çiçek bırakması Türkiye'de tartişmalara yol açtı. Bu geziyi izleyen bizkrin de adından yola çıkarak çeşitli vorumlar yapıldj. Geziyi biz üç gazeteci izledik. Hürriyet'ten Zeynep Atikkan, Sabah'tan Cengiz Çan- dar ve Cumhuriyeften Oral Çahşlar. Bu geziye kaülmamın nedeni bir kom- şu ülkede neter olup bittiğini öğrenmekti Gürbüz Çapan, Ermenistan'da çok sıcak karsılandı. Ermeniler, tarihi otayian bugünkü UişkUereengel ola- rak görmediklerini ve Türkiye ile dostiuktan yana olduklanru beürttiler. Bu yaklaşımdan geziye kaülan herkes çok memnun oldu. Sovkınm anıü da bu süreç içinde ziyaret edildi. İnsanlık tarihi acılarla dolu. Ulkeier ve halklar gerek kendi geriliklerinden, gerekse çeşirJi kışkırtmalar sonucu hiç hatırlamak istemcdikleri olaylar yaşariar. Bunlann kan davasını gütmek uygar bir anlayışa sığmaz. Bu yüzden biz de Ermenikr tarafından bize uza- ölan çiçekleri anıta bırakbk ve savgı duruşunda bulunduk. Biz, ölen bin- lerce insarun aıusı önünde saygıyla eğildik. YoksuDuk içinde zengin kültürErmenistan'ı terk ediyorlarmış. Bu nedenle Batı ûlkelerine hızlı bir beyin göçü yaşandığı söyleniyor. Erivan savaş sonrası terk edilmiş bir şehir görûntüsü içinde. Geçen yıla kadar yıllık yûzde binleri aşan bir enflasyon ve eksili rakamlarda seyreden bir büyüme hızı ekonomiyi felç etmiş. Tûrkiye ile yaptığı elektrik anlaşmasının da iptal edilmesiyle, ısınma ve enerjı sorunu da iyice ağırlaşmış. Avrupalı çevreci örgütlerin engelleme çabalanna karşın bizim havaalanına indiğimiz gûn nükleer santralı çalıştırdılar. Sonbaharda üretime başlayacağı söylenen bu santralla elektırk sorununun çözûleceğini belırttiler. Erivan'daki ikincı gecemizde akşam yemeğine Maliye Bakanı ve ülkenin önde gelen işadamlan katildılar. Maliye Bakanı, Mart 1995'ten ıtıbaren ekonominin toparlanmaya başladığıru ve ekonomik çöküşün durduğunu belirttı. 1995 yılının başından itıbaren ihracat ve ithalatta yan yanya artış olduğunu sözlerine ekledi. Savaş sonrasının korkunç durumun bir parça iyileşme yönünde gelıştiği anlaşılıyor. Türkiye'den Erivan'a gidince, inanılmaz bır yoksulluk göze çarpıyor. Bütün tezgâhlar boş. Dükkânlann neredeyse yüzde 80" i kapanmış. Yîyecek satılan dükkânlarda ise en temel gıda maddeleri dışında bir şey görmek mümkün değil. Tezgâhlarda bunca yoksulluk içinde lüks sayılabilecek tek şey içkiler. Rus votkalan, Amerikan viskileri, ünlü Ermeni konyağı az da olsa tezgâhlarda yer alıyor. tCafkas halklanmn içkiye düşkünlüğü çeşitli esprilerle dile getiriliyor. Şerefe kadeh kaldırmak, komünist yönetimlerden miras kalan bir alışkanhk. Komünizm gitmiş ama şerefe diyerek içki yudumlamak sürüyor. Şerefe içiîecek bir neden kalmayınca karşıdia duran tabloya, tablonun çerçevesine. tablonun çivisine bile ıçtikleri esprili bir şekilde anlatıhyor. Maliye Bakanı'yla Erivan'daki ikinci gecemizdeki yemeğe işadamlan da katılmıştı. Bize tanıştınlan işadamlan arasında Cumhurbaşkanı Ter-Petrosyan'ın agabeyi Thelman Petrosyan en önemlısıydi. Thelman Petrosyan, Hatay'da doğmuş. 1939'da aile Hatay'dan Halep'e göçmüş, 1945'te de Halep'ten Erivan'a. Thelman derdini anlatacak kadar Türkçe biliyor. Geçen yıllarda Türkjye'yi ziyaret etmiş, Izmir fuanna katılmış. Thelman en büyük sanayi kompleksinin başında. Kımya ve elektronik alanında önemli üretimler yaptıklannı söylüyoT. Türkiye'den buzdolabı ve bulaşık makınesı üretımiyle ilgıli ürünler satın almak istiyor. Başında bulunduğu sanayi kompleksinin yüzde 20'sine sahıpmiş. Anlaşıldığı kadanyla, sosyalizmin yıkılmasından sonra devlet fabrikalan daha önce o işın başında bulunanlara devTedilmiş. Yemektekı işadamlannın büyük çoğunluğu devlet ışletmeîennin yöneticileri. Zaten Karabağ nedeniyle yenı hiçbir yatınm yapılmadığı ve eski işletmelerin de büyük çoğunluğu çalışamaz hale geldiği için yeni bir işadamı tipinin ortaya çıkması da mümkün değil. Sımr ticaretine yönelen bazı yeni zenginlerin varlığından söz ediliyor, ama onlan da işadamı pek sayan yok. Diaspora-Ermenistan çelişmesi Ermenistan genel seçimlerine partiler ıkı blok olarak girdiler. Iktidardaki Cumhuriyet Bloku, Batı yanlısı liberal bır sistemi savunuyor. Ter- Petrosyan'm önderlik ettiği blok, uluslararası ilişkilerde daha esnek bir çızgi izlenmesini savunuyor. Ömeğin eski anayasada yer alan "1915 Soykmmı" sözcüğü yeni anayasada yer almıyor. Yalnızca sözcük değil, bu konudaki anlayışlarda da büyük bir olgunluk gözleniyor. Bu değişik tutum Ermenilerin Diaspora admı verdiği Ermenistan dışında yaşayan Ermeni topluluğuyla çelişmeleri de arttınyor. Diaspora, yani büyük çoğunluğu Amerika ve Fransa'da yaşayan ve sayılan 2 milyona yaklaşan Ermeni toplululuğu "1915 soykmmı" konusunda daha katı bir tutum içinde. Ülke içinde de Taşnaklar tarafindan temsil edilen bu eğilim, Türkiye'ye karşı daha sert bir çizgi izlenmesini savunuyor. Ermenistan yönetimi ise yurtdışından yapılan bu müdahalenin önünü kesebilmek amacıyla çeşitli önlemler almış. Örneğin Diaspora yurtdışında yaşayanlar için çifte vatandaşlık isterken iktidardaki partiler, bir insanın Ermeni vatandaşı sayılabilmesi için ülkede yaşaması gerektiğini belirtiyorlar ve yurttaşlık kanununu da ona göre düzenlemişler. Aynca Ermenistan'da milletvekili olmak için en az 5 yıl, cumhurbaşkanı olmak için ise en az 10 yıl ülkede oturmuş olmak ORALÇALIŞLAR'ın Moskova, Erivan, Tiflis, Batum izlenimleri Muhalefetin ne düşündüğünü gezi boyunca kendi dillerinden dinlemek olanağını bulamadık. Bütün ısrarianmıza karşın Ermenistan yöneticileri bizi muhalefet gruplanyla görüştürmedi. Belki de onların Türkiye aleyhtan konuşmalannı duymamızı istemediler. Tanıdığımız Ermenilerin anlattıklanndan dinlediğimiz kadarıyla, Ermenistan muhalefeti Diaspora'ya daha yakın. ArtvinliMustafa'nın karpuzlan Tıflıs'i dolaşabılmek amacıyla sabahleyin erkenden kalktık. Ahmet, "Tiflis pazanıu görmeye gidelim" dedi. Ben de ıstıyordum. Şehnn sokaklan ıssızdı. Ama pazar yen adı venlen yere geldiğımizde inanılmaz bir kalabalıkla karşılaştık. Her köşede bir grup insan elindeki mah satmaya çabalıyordu. Salatalık, kayısı. en basıtinden plastik mutfak malzemelen. Hiçbir denetım yapılmadan kesilmış etler. En ucuzundan Türk gıda malzemeleri. Elçilik ikincı kâtibi Ahmet, kurtlanmış Türk bisküvilerini göstererek "Lütfenşu konuda bir yazı yazuı, Türkiye bu tür kalitesiz matzemeterin ihrâcına izin vennesin'" diyor. Bu arada Karadenızlı küçük Türk müteşebbısler, boş durmuyor. Çeşitli engelleri aşarak Kafkaslar'a ulaşıyorlar. Açtıklan lokantalarla, pastanelerle yetinmiyorlar, pazarlara günübırlik sebze ve meyve de taşıyorlar. Tiflis, Turkiye sınınna otobüsle yaklaşık 5 saat tutuyor. Tam biz pazan dolaşırken pazar yerinin köşesınde eski iki otobüs gözüme çarptı. Birinin üzerinde Artvin Seyahat, diğerinin üzennde ise Rıze Birlık yazılı. Yaklaştık iki otobüsün ıçi de ağzına kadar karpuz dolu. Koltuklan sökmüşler ve yolculuk yapar gibı Tiflis'e ulaşmışlar. Türk gümrük yasasına göre bir otobüste yolcu berabennde 10 bın dolarlık mal getirmek mümkün. lşte bizim Artvınlı Mustafa, işi kitabına uydurmuş ve hemen her gün Tiflis pazarına mal getiriyor. Karadenizli girişimci ruhu buralara butün engelleri aşarak ulaşıyor. gerekıyor. Bu da Diaspora'ya karşı bir önlem. Yani bır yıl önceden Amerika'dan veya Fransa'dan Ermenistan'a gelip mılletvekilı olmak mümkün değil. Zaten Ermenistan'daki politikacılar, "Diaspora'nın sorunlannı buraya taşımasınlar" diye cevaplıyorlar. Ermenıstan'daki seçimlerin en önemli tartışmalanndan birisi Ermenistan tarihinin yazılışı üzerine. Eski tarih kitaplannda "1915 soykınmı" aynntılı bır şekilde anlatılıyormuş. Petrosyan'ın danışmanı ve Ermenistan'ın güçlü adamı Prof. Libaridian bu tanh kitaplannı da değiştirdiklerini anlattı ve şöyle dedı: "Ben 7 vaşındaki kızımın kaldıramayacağı öyküleri okumasını istemivorum. Bu tarihi öğrenmek isteyenler daha ileriki yaşlannda okusunlar. Kaynakları kendileri buLsunlar." Bütün bu anlatılanlar. >Tirtdışında yaşayan Ermenilerle, Ermenistan yönetimi arasında ciddi bir çelişmenin olduğunu ortaya koyuyor. Ermenistan muhalefetinın ne düşündüğünü ıse gezi boyunca kendi dillerinden dinlemek olanağını bulamadık Bütün ısrarianmıza karşın Ermenistan yöneticileri bizi muhalefet gruplanyla görüştürmediler. Belkı de onlann Türkiye aleyhtan konuşmalannı duymamızı istemiyorlardı. lktidar partilerinin ve tanıdığımız Ermenilerin anlattıklanndan dinlediğimiz kadanyla, Ermenistan muhalefeti Diaspora'ya daha yakın. Örneğin Karabağ'ın bağımsızlık isteğini muhalafetın desteklediği söyleniyor. Anayasadaki değişikliğe muhalefet karşı propaganda yapıyordu. Ermenistan'daki muhalefet içindeki en güçlü grup Komünist Partisi. Onu Sosyalist Parti izliyor. Daha sonra ise Hınçaklar ve Ramgavar gibi geleneksel partiler geliyor. Ama Ermenistan'daki genel kamuoyu Türkiye ile ilişkilerin bir an önce yumuşamasından ve sorunlann çözülmesinden yana. Genel ınanç geçmişte olanlann tanhçilerin işi olduğu yönünde. Bu sorunlann bugünkü ilişkilerin önüne engel olarak dikilmesine karşılar. Sosyalizmin izieri Envan sokaklannı izlerken yoksulluğun yanında, en çok dikkatimı çeken kıtapçı sayısının bolluguydu. Onca boş raflar arasında kitapçı raflannm dolu olması şaşırtıciydı. Aslında bütün eski sosyalist ülkelerde benzer manzaralan görmek mümkün. Okuma ve öğrenme alışkanlığı toplum içinde yaygınlaştınlmış. Aynca bu ülkelerin en merkezi yerinde kültür ve sanat kurumlan yer alıyor. Ermenistanlılar en çok bale, opera ve müzik topluluklanyla övünüyorlar. Tabii ünlü besteci Haçaturyan en büyük gururlan. Erivan Belediye Başkanı, akşam yemeğinde bize küçük bir piyano resıtali verince hepimiz hayran kaldık. Kendisi müzik eğitıminden gelmiyordu. ama Ermenistan'da her eğitimli kişinin bir müzik aleti çaldığını söylediler. Önemli bir kültürel birikim bütün ilışkilere yansıyor. Aynca şehircilik olarak da oldukça önemli mesafeler almışlar. Örneğin nüfusu 1 milyonu geçen bütün şehirlere metro yapılmış, sokaklar geniş ve ferah, trafik sorunu yok. Sanatın her alanında önemli ilerlemeler kaydetmışler, resim, heykel gibi sanatlar da çok ilerlemiş. Sokaktaki yurttaş sosyalizmin çöküşüyle büyük üzüntüye kapılmış. En temel sosyal güvenlik haklannı kaybettıkleri ınancındalar. Bu yüzden Ermenistan'ın en büyük partıleri hâlâ komünist ve sosyalist partiler. Yurttaş, yoksulluk ve çöküntü içinde eski günlen anyor. Tabii ki sosyalist ülkelerdeki baskıcı anti-demokratik yönleri aramıyorlar. O günlerin gen gelmesini istemiyorlar. Fakat eşitlik ve sosyal güvence onlann şu andaki en önemli ihtiyaçlan. Örneğin Gürcistan'da iktıdan elinde tutunlar, bütün ekonomik olanaklan bir avuç azınlığa peşkeş çekiyorlar. Halk, bir dılim ekmeğe muhtaç halde kıvranırken çok küçük bir azınlık, saraylardaki lüksü aşan bir zenginlik içinde yaşıyor. Moskova, Erivan, Tiflis. Batum arasında yaptığımız yolculukta gördüğümüz manzara şu: Bu bölgeler arayış içinde. Geçmiş tarihi sorunlardan çok geleceğe bakıyorlar. Rusya geleneksel yayılmacı siyasetlerini terk etmiş değil. Bölgedeki küçük millıyetler arasındaki kavgayı zaman zaman kışkırtıyor, zaman zaman bunlan kullanarak etkisini yeniden arttınyor. Henüz Kafkaslarda taşlar yerine oturmuş değil. Herkes bu taşlan kendine uygun yere yerleştirmek istiyor. Türkiye'nin bu gelışmelen anlayabilmesi çok zor. Geleneksel dış politikalarla buralan anlamak mümkün değil. Her Ermeni 'yi ASALA sanan. çevTemizdeki komşulan birer tehlike olarak gören anlayış değişmedikçe ilerlemek mümkün değil. Kafkaslara bakınca ırkçılığın ne kadar anlamsız olduğu daha iyı anlaşılıyor. Onlarca milliyet, farklı diller ve farklı kültürleriyle yüzyıllardır iç içe yaşıyor. Gezimiz sırasında Türkiye'dekı birçok polirıkacının da Kafkasya kökenli ve farklı milliyetlerden olduğunu ögrendik. En çok ilgimi çeken de bu Türk kökenli olmayan politikacılann en çok Türk milliyetçiliği savunucusu kesilmeleri. Bu anlamlı gezinin bende bıraktığı en önemli iz, çoksesliliğe, halklar arasında dostluğa ve banşa büyük bir gereksınim var. Onca savaş ve aynlık, yoksulluk, acı ve gözyaşından başka bir sonuç vermemiş. Türkiye Doğu'ya dönmeli ve buralarda banşçı ve yapıcı bir rol oynamalı. Böyle bır yönelım Türkiye'nin de demokratikleşmesine yardımcı olacaktır. SÜRECEK DYP ile RP arasında din kavgası Bu kez de Erbakan Çifler'i taklit etti • RP Genel Başkanı, Çiller'e yanıtmda "Halk zaten söyleyeceğini söylüyor, size 'Sizi gidi masonik kafalar sizi, sizi gidi taklitçiler sizi, si- zi gidi din düşmanlan sizi, sizi gidi gâvur âşık- lan sizi' diyor" karşılığını verdi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Başbakan Tansu Çiller ile RP Genel Başkanı Necmettin Erba- kan arasındaki "din kav- gası" karşılıklı yapılan taklitlerle kızıştı. Öncekı gün Refah Partisi'nı "Di- ni istismar ederek oy avcı- hğı yapmak"'la suçlayan ve Erbakan'ı taklit ederek "Halk bunlara Sizi gıdı din istismarcılan sizi' di- yecek oy vermeyecektir" dıyen Başbakan Tansu Çiller'e dün Erbakan bu kez Başbakan'ı taklit ede- rek yanıt verdi. RP Genel Başkanı, "Halk zaten söy- leyeceğini söylüyor, size 'Sızi gidi masonik kafalar sizi, sizi gidi taklitçiler si- zi, sizi gidi din düşmanla- rı sizi, sizi gidi gâvur âşıklan sizi' diyor" karşı- lığını verdi. Erbakan daha sonra Başbakan Çiller'i taklit ederek. "Seçim meydanında 'Size cami yaptırayım mf diyeceksi- niz sonra da din istismar- cısı diye suçlayacaksınız. Asıl din istismarcılıgı ya- pan stzsiniz" dedı. RP Genel Başkanı Nec- mettin Erbakan, Başba- kan Çiller'm, kendisini taklit ederek ağır eleştiri- ler yönelttiği konuşması- na ve "din istismarcısı" suçlamalanna partısinin dünkü grup toplantısında Çiller'i taklit ederek yanıt verdi. Çiller'in yürütmek istediği zihniyetin din düşmanlığı olduğunu id- dia eden Erbakan, şunlan söyledi: "ÇBIer, RP nin şahianı- şı ve iktidara gelişini gör- diiğü için gözü dönmüş gi- bi RP'ye sakürmayı çıkar yol zannediyor. Oysa RP birinci küme partisidir. Diğer partiler ikinci kü- mededir. Kendi aralann- da boğuşmaktadırlar. RP'ye çatmakla büsbütün kendilcrini perişan etmek- tedirler. Çiller, demokrasi \e özgürlükten söz ede- mez. 24. maddeyi anaya- sada tut, ondan sonra da özgüriükten söz et Cuma namazı, kurban derileri, hacca gitme, başıru örten genç kızlarunıza avukathk yaptırmayan imam-hatip İiselerinden mezun olan- lar konusunda 40 türlü hi- leyi yürüten, özgüriükleri engeUeyen zihniyetin tem- sikrisi sen değil misin? Biz bağımsızlıktan yanayız. Sirin gjbiler, Kurtuluş Sa- vaşı'nda ABD mandası is- tiyordu." t Karikatûr olur' Erbakan. partısinin din istismarcılığı yapmadığı- nı, inançlannm gerekleri- ni yerine getirdiklerini sa- vunarak "Asıl din istis- marcılığı yapan sensin. Herkesin Müslümanlık yansuıa gjrmesini olumlu görüyorum. Çiller'in Müslümanlık hakkında bizim karşımızda konuş- ması karikatür olur" dedı. Erbakan, şu görüşlen dıle getirdı: "Bu milletin Müslü- manlığından şüphe eden yokrur. Milietinıiz Müslü- mandır; Müslüman kala- caktır. Milleti bırak, sen nesin Çiller? Sen kabuk- sun. Halkımtz da senin di- ninden şüphe etmiyor, an- cak halkuiuz senin mezhe- bini kavrayamıyor. Mey- danlarda, 'Ezan, Ku- ran'diyeceksin, sonra 'Kimse cumaya gıtmesin, başını örtmesin, karayolu ile hacca gitmesin' diye- ceksin. Sonra 24. madde ile din düşmanlığı yapa- caksın. Halkımız, 24 saat din düşmanlığı yapanın mezhebini kavramakta zorluk çekiyor. Tansu Çil- ler, Batilı olarak >üce bir gayeyi gerçekleştirmek is- tiyor. Bu yüce değil, cüce bir gayedir." Sınır Tanımayan Cazeteciler 'Düşünce Özgütiüğü' kitabı Fransızcada Haber Merkezi - Ulus- lararası Sınır Tanımayan Gazetecıler Örgütü, bın aydının ımzaladığı "Dü- şünce Özgürlüğü" kita- bında yer alan yazılardan bazılannı "Yasak Sörier" başlığı altında Fransızca olarak yayımladı. Örgü- tün Fransa'da yer alan Ge- nel Merkezi'nden yapılan açıklamada, kitabın Tür- kiye'de düşüncenin ya- saklanmasına karşı müca- dele eden aydınlara des- tek vermek amacıyla ya- yımlandığı açıklandı. Uluslararası Sınır Tanı- mayan Gazeteçiler Örgü- tü "Dnşiince Özgürlüğü" adlı kitapta yer alan Yaşar Kemal, Günay Aslan ve Ahmet AKan'ın yazılannı yayımladı. Örgüt tarafın- dan yapılan yazılı açıkla- mada, kitapta gazetecı- yazar Ahmet Altan'ın 17 Nisan tarihinde Milli- yet'de yayımlanan ve ış- ten çıkanlmasına neden olan yazısına yer verildiği belirtilerek şu görüşlere yer verildi: "Yaşar Kemal ve Ah- met Altan olaylan, Türk adaletine tabuları nasıl koruma işlevi yüklendiği- ni bir kez daha ortaya koymuştur. Türk hükü- meti PKK'yk savaş adına aynı düşüncede olmayan her düşfinceye karşı savas. açmış durumdadır. 'Dü- şünce Özgürlüğü'ne imza koyan aydınlann ve 'Ya- sak Sözler' kitabını ya- yımlayan Sunr Tanımayan Gazeteçiler olarak bizle- rin karşı çıkügımız da bu anlayıştîr. Her iki çabanın da ortak amacı, Avrupa Birliği'nin kapılannı ça- ian bir ülkede basın öz- gürlüğü ve ifade özgüriü- ğü alanında Türk otorite- lerine baskı unsuru oluş- turmakrjr." "Yasak Sözler" kitabı- nın bırer örneğini birlik üyesi 15 Avrupa devleti- ne, Avrupa Konseyi'ne, Avrupa Parlamentosu grup başkanlanna ve bu iki örgütün insan hakla- nyla ılgili komisyonlanna gönderen Sınır Tanıma- yan Gazeteçiler, bu örgüt- leri Türkiye'deki demok- rasi ihlallerine karşı daha duyarlı olmaya çağırdı. Cumhuriyetin 75 yıllık siyasal bilançosu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazetecı-yazar Süleyman Coşkun. "Tür- Idye'de Politika'' adlı araş- tırmasıyla, Türkıye Cum- huriyeti'nin 75 yıllık siya- sal bilançosunu çıkardı. Türk siyasi yaşamında 1920'den günümüze kadar 19 dönem yapılan genel milletvekılliğı seçimlerin- de 4 bin 784 milletvekili seçildiği belirlenirken, 496'sı senatör olmak üze- re toplam 5 bin 289 politi- kacının parlamenter oldu- ğu saptandı. Coşkun'un araştırması sonucu, 75 yılda 15 parlamenterin idam edildiği, 7 milletve- kilının öldürüldüğü ve 2 milletvekilinin de intihar ettiği belirlendi. Milletve- killerinin partilerini değiş- tirme alışkanlıklarının çok partıli yaşama geçil- mesınden itibaren var ol- duğuna dıkkat çekilen araştırmada, DP milletve- kili olarak 1957 yılında TBMM'ye giren Fethi Çe- likbaş'ın en fazla parti de- ğiştıren milletvekili oldu- ğu ortaya çıktı. Araştırmada, Türki- ye'nin siyasal yaşamında en uzun süre Başbakan olarak görev yapan Ismet lnönünün, 1920'den iti- baren 1973 seçimleri dı- şında yaşamı boyunca ya- pılan tüm seçimlere katı- lan ve milletvekili seçilen tek siyasetçi olduğu belir- tıldi.Coşkun, araştırma- sında, lsmet tnönü'nün 14 dönem milletvekili seçile- rek bu alanda ulaşılması olanaksız bir rekor kırdı- ğını vnrguladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle