Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 TEMMUZ 1995 ÇARŞAMBA
14 KÜLTÜR
"Sultanlann împaratorluğu" ve "Çeyiz" başhklı sergiler cuma günü Cenevre'de açılıyor
Âvrupahları büyüleyecek sergiler
irinci
serginin
özelliğini,
bütün eserlerin
sadece tek bir
kişinin, özel
koleksiyonundan
gelmesi.
Ikincisinin
özelliğini ise
Osmanlı
tmparatorluğunda
yaşamış Arap,
Ermeni ve Yunan
çeyizlerindeki el
işleme sanatlanna
da yer verilmesi
oluşturacak. Osmanta el işlemesi bir peşkir 15. yy'da yapdmış gümüş maşrapa
ÖZGENACAR
Jsviçre'nin Cenevre kentinde "Sanat
ve Tarflı MüzesiB
nde cuma günü Osman-
lı Türk sanatı ile ilgili ikd önemli sergi
açılıyor. "Sultanlann lmparatoıiuğu"
adlı birinci sergi, 24 eylûle, adını Türk-
çeden "Çeyn" olarak alan ikincisi ise
gelecek yılın 12 mayısına kadar açık ka-
lacak. Her iki sergiyi tanıtmak amacıyla
perşembe günü Cenevre'de bir basın top-
lantısı düzenleniyor.
Birinci serginin özelliği, bütün eserle-
rin sadece tek bir kişinin özel koleksiyo-
nundan gelmesi. Ikincisinin özelliğini
ise Osmanlı Împaratorluğu'nda yaşamış
Arap, Ermeni ve Yunan çeyizlerindeki el
işleme sanatlanna da yer verilmesi oluş-
turacak.
66 trilyon liralık sigorta
Bir Iranlı Yahudi ailesinden gelen Dr.
NasserHaliB'nin (50) sahip olduğu eser-
ler "Halili Koleksiyonu" olarak tanını-
yor. Londra'da sanat eserleri ticareti ya-
pan Dr. Halili'nin. Cenevre'de sergiye
çıkacak 250 parça ile birlikte tüm Islam
eserleri koleksiyonunun 1.5 milyardola-
ra (yaklaşık 66 trilyon liraya) sigortalan-
dığı anımsatılıyor.
Sergide; Iznik tekstil ve halı gibi par-
çalann yanı sıra, Osmanlı sanatının
"hat", "yazma" ve "minyatür" gibi "an-
lanmcı eserteri" de önemli yer rutacak.
Bir Batıli uzman "Osmanlı sanatının
anahtan kaligrafı; sadece Osmanlı'nın
iktidannı kanıtlayan bir araç değil, aynı
zamanda bir sanat biçemidir" diyor.
Halıli sergısmın mesajını "Osmanlı
kaligrafisinineşsizliğj" oluşturacak. Ser-
gide Kuran'lar, el yazmalan, minyatür-
ler, aynca silah ve zırhlar, metal parça-
lar, seramik, tekstil ile çeşitli bilimsel
araçlar yer ahyor.
Piri Rets'in Akdeniz ve Karadeniz ha-
ritalannı gösteren 63 sayfalık bir eseri de
sergilenecek. "Halili Portolan Atbsı''n]n,
Piri Reis'in "Khab-i Bahriyesi" ile yer-
leşen haritacılık geleneğinin seçkin ve
güzel bir örnegi olduğu biliniyor.
Söz konusu "PortoJan Atlası"ndan
Türkiye'de sadece 750 adet tıpkıbasımı
y_apılmış ve 1993 Dünya Matbaacılık
Odülleri'nden Güzel Sanatlar Dalı'nda
"Daninippon Screen Award"u kazan-
mıştı. 300 adedinin satışından sağlanan
gelirle Türkiye'de bazı tarihi eserlenn
bakım ve onanmını bilimsel yöntemler-
le yapacak konservasyon uzmanlannın
yetiştirilmesi, tstanbul Üniversitesi Ede-
biyat Fakültesi'nde bir de laboraruvar ku-
rulması amaçlanmıştı.
Aynca, Padişah 3. Muratiçin yazılmış
"Siyer-i Nebi-Muhammed'in Yaşa-
mı
rl
nın bir kopyasından iki resim de Ce-
nevre'de sergilenecek. Bunlardan bın
Peygamber'i bir askeri sefer sırasında
çevresinde altın zeminle gösteriyor.
Eşsiz kaligrafı
Sergide. Osmanlı döneminin büyük
yazı ustalanndan Şeyh Hamdullah
(1520) ve 2. Beyazrt'ın kaligrafı ustası
Hafiz Osman'ın (1698) yapıtlan da gö-
rülecek. Kendileri de birer yazı ustası
olan 2. Mahmud ve Birinci Abdülme-
cid'in elinden çıkmış eserler ve yazı yaz-
makta kullanılan karnış, makas ve bıçak-
lar da Dr. Halili'nin koleksiyonunda bu-
lunuyor. llginçbirbaşkaparçayı ise 19.
yüzyılda, elmas, altın ve minelerle be-
zenmış bir yazı masası oluşturacak.
Osmanlı döneminde kaligrafınin mi-
maride-kullanılmış olması Avrupalılann
ilgisinı çekiyor Kanuni zamanında Ka-
be'deki onanm sırasında kullanılmış ya-
zılı dört çini de sergilenecek eserler ara-
sındadır.
1470'te tstanbul 'da Fatih Snltan Meh-
met'in Baş Harem Ağası Mercan Ağa
ıçin hazırlatılmış bir Kuran'dan başka,
19. yüzyılın ortalannda Avnıpa'nın
akantus yapraklan ve nar madalyonlan
ile kJasik Osmanlı motiflerini birleştiren
bir Kuran da sergilenecek.
Osmanlı kitap ciltçiliğinden özenle se-
çilmiş örnekler ve bazı eşsiz fermanla-
nn yanı sıra Dr. Halili'nin koleksiyonun-
da Kanunı'nin kitaplığından çıkmış bir
kıtap da bulunuyor. 1520 tarihli bu kita-
Mark Tvvain'in 'Huckleberry Finn'in Serüvenleri'nin yayımlanmamış yeni bölümü bulundu
Huck Finn, yeniden gündemde
Kûltür Servisi - Mark Twain'ın Ame-
rikan yazınının en büyük romanlanndan
biri olarak nitelenen yapıtı 'The Adven-
tures of Hucklebenry Finn-HuckJeberry
Finn'in Serivenleri'nin yayımlanmamış
yenı bir bölümünün bulunması akade-
misyenleri şaşırttı.
Twain'in bu en ünlü kitabının kayıp
olan 15 sayfalık bölümü, Hollywood'da
bir tavanarasında bulundu. New York
Eyalet Üniversitesi'nden Ingiliz ve Ame-
rikan Yazını Profesörü Vîctor Boyno,
"Sanlti 'King Lear'in y» da 'Hamlet'in
yeni bir sahnesi buhındu" diyor.
Yeni bulunan bölüm, 1884 yılında ilk
kez yayımlanmasının ardından roman
üzerinde yoğunlaşan akademısyenler için
bir altın madeni degerinde. Boyno, 'Twa-
in'in en rvi yapıtı ve Amerikan yaznıuıda
bir anahtar khap'olarak niteledıği 'The
Adventures of Huckleberry Finn'in bi-
linmeyen bölümünün yayımlanmasının
yeni eleştirilere zemin oluşturacağını ve
yeni araştırmalan başlatacagını ifade edi-
yor.
Yazar kitabı bitirdikten kısa bir süre
sonra eryazmalannı avukat James Fra-
serGhıck'ın ricasıyla New York'ta, Buf-
falo'da bir kitaplığa hediye etti. Ancak ki-
tabın ilk 665 sayfası kayboldu. Twain, ki-
tabın ilk bölümünün yanlışlıkla imha
edildiğini düşünüyordu. Bu sayfalar,
Gluck'un 62 yaşında bir kürüphane mü-
dürü olan torunu tarafindan evinin tava-
narasında bulundu. Gluck ailesi ve ki-
taplık arasmda, kitabın bu bölümünün
kime ait olduğu konusunda bir tartışma
başladı. Beş yıl süren bu tartışma sonun-
da bu sayfalann kitaplıkta kalmasına ka-
rar verildi.
Şimdi kitabın tamamı yıllar sonra ilk
kez bir araya geldi. Bugüne dek 20 mil-
yon adet satılan kitabın redakte edilme-
miş bütünü en sonunda ortaya çıktı.
Romanın yeni keşfedilen kısmında.
Huck Finn'in arkadaşı Jim'le hayaletler
hakkında konuştuğu gerçeküstü bir bö-
lüm var. Huck Finn arkadaşına bir haya-
let görüp görmediğini soruyor. Jim de
"Şey, sanırun gördüm" yanıtını verince
Huck Finn, gördüğü hayaleti anlatması-
nı istiyor.
Huck'ın ısran sonucu Jim, Güneyli
lehçesiyle birkeresinde bircesetle birlik-
te bir odada geçirdiği geceyi anlatıyor.
Dokuzuncu bölüme ait olduğu ve Twain
tarafindan redakte edildiği sanılan bir
başka bölümde de Huck, Mississippi'de-
ki adada, bir mağarada saklanıyor.
Kitap, Amerikan yazınında bugüne
dek yazılmış en iyi roman olarak nitele-
niyor. Ernest Hemingivay bir keresinde
"Çağdaş Amerikan yazını bütünüyk bu
rofnandan geli>or~ demışti.
Roman, Twain tarafindan üzerinde ça-
lıştığı sekiz yıl boyunca pek çok kez göz-
den geçirilmiş olsa da, bazı bölümlerin
sonradan kitaptan çıkanlmış olabileceği
yolunda spekülasyonlar üretildi.
Tvvain'in son derece ciddi bir kadın
olan eşi Ofivia'nın, atılan pasajda zenci
bir kölenin çıplak cesetlerle güreşmesi-
nin betimlediği bölümü çok aynntılı bul-
duğundan kuşkulananlar var. Bundan
kuşkulananlar Olivia'nın yazann yapıt-
lanna zaman zaman sansür koyduğuna
dair şu örneği veriyorlar:Twain bir gün
'The Lndertaker's Love Ston'adlı yeni
yazdığı kısa öyküsüyle eve gelmiş ve her
zaman yaptığı gibi öyküyü ailesine oku-
muş.
Olivia, bunun üzerine birlikte yürüyü-
şe çıkmalannı teklif etmiş. Bu yürüyüş
sırasında yaptıklan konuşmanın ardın-
dan Twain, öyküyü yayımlamamaya ka-
rar vermiş. Bu öykü, yazar yaşadığı sü-
rece yayımlanmadı.
The New Yorker dergisinin edıtörü Hal
Espen, Tvvaın'in eşı yüzünden kıtabın-
dan bazı pasajian atmış olabileceğini, an-
cak bunu kesin olarak bilmedıklerini be-
lirtiyor. 'Huckfcberry Finn'de 13 ceset
var. Aynca 34 kişi ölüyor.
Yapıtına karşı yeni bir ilginin doğma-
sı Twain'i mutlu ederdi. Asıl adı Samu-
elLanghorne Oemens o 1an yazar her za-
man Mark Twain takma ismini kullandı.
Genellikle büyüdüğü yerde, Mississippı
deltasında geçen öyküleri yazara yaşar-
ken büyük bir ün kazandırmıştı.
Ancak Ernest Hemingway'in 'Huckle-
berry Finn'in Amerikan yazınının başya-
pıtı olduğu yolundaki düşüncesini pay-
laşmayanlar da var. Roman, yayımlandı-
ğı zaman karakterlerinin kullandığı köy
lehçesi yüzünden yazın çevrelerinde alay
konusu olmuştu. Kısa bir süre önce de
içinde 'nigger-zeiKİ' sözcüğünün geçme-
si yüzünden Amerika'da okullarda oku-
tulması ve kitaphidara girmesi yasakJan-
dı.
Romanın dokuzuncu bölümüne ait
olan pasaj, Tvvain'in kitapta Jim'in
Huck'a katılmadan önceki yaşamına de-
ğindıği tek bölüm. Bir cesedi ısıtmaya
kalkıştığı bölüm ise komik olmakla bir-
likte o zamanlar zencilerin sahip olduğu
düşük statüyü anımsatıyor. Kimi uzman-
lar, Amenkan tarihinde pek çok siyahın
maruz kaldığı aşağılanma ve hakareti
çarpıcı bir anlatımla gözler önüne seren
romana, zaman içinde eleştirmenlerin
olumluyaklaşabileceklerini belirtiyorlar.
bın ilk sayfasında Kanuni'nin mavi renk-
li ve altın süslemeli iki tuğrası bulunu-
yor.
Dr. HaJili kimdir?
Dr. Halili; lslam, Japon, Hint, Isveç ve
Ispanya sanatı ile aynca, t.Ö. 800'den
l.S. 700. yy'a uzanan dönemleri kapsa-
yan, Anadolu, Yakın ve Ortadoğu'da top-
rak altından çıkmış eserlerden oluşan
zengin bir koleksiyona da sahip.
Dünyanın en zengin koleksiyoncusu
Baron Hans Thyssen-Bomemisza'nın bi-
le Dr. Halili kadar serbestçe para harca-
yamadığı biliniyor. Bu nedenle, Dr. Ha-
lili'nin sanat dünyasındaki gizemi sürü-
yor.
Dr. Halili, 27 bin eserlik lslam sanatı
koleksiyonunun 30 ciltlik kataloğunu ha-
zırlatmak için 7.5 milyon dolar(315 mil-
yar lira) harcıyor. Japon koleksiyonu ka-
taloğu ise 2.2 milyon dolara (yaklaşık 93
milyon lira) hazırlanıyor. Bu yaz piyasa-
ya çıkacak Japon koleksiyonu kataloğu-
nun satış fıyatı 4.500 dolar (yaklaşık 200
milyon lira) olarak belirlendi. Bu katalo-
ğun fiyatının lslam eserleri kataloğunun
fıyatının yanında solda sıfırkalacağı söy-
leniyor. Halili koleksiyonunun sorumlu-
su Prof. J. M. Rogers'in düzenlediği ser-
ginin kataloğunu ise tslam sanatı uzma-
nı Dr. Julian Ruby hazırlıyor.
1967'de İran'dan ABD'ye öğrenci ola-
rak gittikten sonra Amerikan vatandas.li-
ğına geçen Dr. Halili, evli olup üç çocu-
ğu ile Londra'da yaşıyor. Parasının kay-
nağını soranlara ise yanıtı "Babamdan
kalan 3-5 kuruşu akıDıcakuiladım. Sade-
ce o kadar"diyor.
Dr. Halili, lslam eserleri koleksiyonu-
nu 15 yıllığına Londra'da bir müzeye
ödünç vermeye ve sonrasında tümüyle
bağışlamaya hazırlanıyor.
Dünyada Dr. Halili'nin sanat eserleri-
ne ödediği parayı harcayabilecek kişinin
sadece dünyanın en zengin adamı olarak
bilinen Brunei Sultanı olduğu söyleni-
yor. Dr. Halili, Sultan'adanışmanlıİcyap-
tığını doğruluyor, ancak Sultan'ın para-
sını kendi işlerinde kullandığı ıddiasını
ise yalanlıyor.
Çeyiz sergisi
Adını Türkçe "Çeyiz"den alan ikinci
sergide ise 50 kadar çeyiz eşyası yer ala-
cak. Çevre, el işlemeleri, çeşitli dönem
tekstil parçalanndan oluşan bu sergide
sadece Osmanlı TürkJerinin değil, aynı
zamanda Arap, Ermeni ve Yunan çeyiz
eşyasının da bulunacağı bildiriliyor.
Bu serginin "Osmanlı'nuı ev yaşanu-
nın büyüleyki vanını yansıtacağı*
7
duyu-
ruldu. Cenevre Üniversitesi'nin; Max
van Berchem Vakfi'nın desteği ile 17-23
eylül tarihleri arasmda "10. Türk Sanat-
lan Ulusiararası Kongresi" adlı bir top-
lantı düzenleyeceği de bildiriliyor. Kong-
rede tartışılacak konulararasındaa
Muh-
teşem Süleyman" döneminin önemli yer
tutacağı anlaşılıyor.
NEW YORKTAN
İLHAN MİMAROGLU
Resmin Müziği
Nazan Ipşiroğlu'ndan bir mektup. Yaklaşık on yıl-
dır resim-müzik ilişkileri üzerinde çalıştığını, geçen yıl
müziğin yirminci yüzyıl resmi üzerindeki etkisini konu
alan bir kitap yayımladığını bildiriyor. Müziğimle ilgil! so-
runlan varsa da ne tür bir müzik yazdığımı bilmiyor. Re-
sim-müzik ilişkilerine sırası düştüğünde yönelen bir ki-
şi olarak benim de Bn. Ipşiroğlu'nun çalışmalanndan,
hele kitabından haberim yoktu. Oysa, ilgı alanlanmızın
ortaklığı nedeniyle, birbirimizi biliyorolmamızgerekmez
miydi? Hiç olmazsa ödeşmiş olduk böytece. Şu da var
ki Musorgski nin "Sergideki Resimter"\ri\ bilmeyen
kalmış olabilirse de, Dubuffet'nin müziklerini bilen kaç
kişi var acaba?
Sözü Dubuffet'ye getirmiş olmamın nedeni, Bn. Ip-
şiroğlu'nun bu sıralarda Dubuffet üzerinde çalıştığını
belirtmesi. öğrenmek ıstediğiyse benim Dubuffet için
bestelemiş olduğum müzik. "Couccu Bazar"\r\ müzi-
ğini yapmış olduğumu bir yerde okumuş; ancak aynn-
tılı bilgi verilmemiş olduğu için soruyor: "Bu ne tür bir
müzik? Elektronik mi, geleneksel çalgılarkullanldı mı?
Zamanla ve mekanla bağlantısı nasıl?Zaman ahşı için-
de gelişen, başka deyişle başlangıcı ve sonu olan bir
müzik mi, yoksa zaman akışını durdunıyor mu?"
Ben de "Coucou Bazar"\r\ müziğini yapmış olduğu-
mu bir ya da birkaç yerde okumuştum. Oralarda da ay-
nntılı ya da aynntısız bilgı yoktu. Plağı da çıkmıştı o mü-
ziğimin. Arkeolojik kazılann birinde bulan olur belki. Bi-
lip de henüz unutmadıklarıma dayanarak Bn. Ipşiroğ-
lu'nun sorusunu yanrtlamaya çalışayım:
Tümüyle elektronik bir müziktı. Geleneksel çalgılar
kullanmadım. Mekân konusu şimdilik biryana, her mü-
zik gibi zaman akımı içinde gelişen (ya da ilerieyen), bir-
çok bölümden kurulu bir müzik oiöuğuna göre her bir
bolümün başlangıcı ve sonu olan bir müzik. Zaman akı-
mını durduran müziğe gelince, öyle bir müzik bilmiyo-
rum ve düşünemiyorum. Her müzik zaman akımı için-
de oluşur. Zamanın akışını durduran müzikten söz et-
mek, terim çelişkisi dediklerinden oluyor. Kaldı ki za-
manın akışını müzik durduramayacağı gibi, benim bil-
diğim başka hıç bir şey de durduramaz.
Mekâna gelince, müziğimın bu bakıma bir özelliği
yoksa da her müzik gibi bir mekân içinde sesini duyu-
ruyorsada "Coucou Bazar", Dubuffet'in yaprb, hem za-
man, hem de mekân içinde gerçekleşen bir yaprt. Sah-
nelenmesi gerekiyor, bir tiyatro oyunu gibi. Oyuncu ge-
rektiriyor. Benzetmek uygun düşerse, bir karagöz oyu-
nu düşünürüz ki insan biçimleri, perdeye yansrtılmak
yerine, insan boyunda ya da daha büyük biçimler ola-
rak sahneye çıkarılsınlar ve arkalanna yerleştirilmiş
oyuncularca hareketlendırilsinler, hem de oyûncular
arasmda biçimlerinki gibi kılıklara sokulmuşlar da ol-
sun.
"Coucou Bazar"\r\ 1973 yılında hem New York'ta
Guggenheim müzesindeki, hem de Paris'in Grand Pa-
lais'sindekı sahnelenişleri Dubuffet'nin yönetimindey-
di. Oysa Dubuffet, yapıtının Paris'teki yorumundan
hoşlanmarnıştı. Bunu bana bildirdiğinde kendisine şöy-
le yazdım:
"Sanat tanhinde ilk olarak bir ressam, sanki birbes-
teci gibi, yapıtının yorumundan söz ediyor ve bu yo-
njmu beğenmiyor. Ben de bu bakıma özel bir durum-
dayım. Benim için, besteci olarak, tıpkı ressamın ge-
leneksel koşulunda olduğu gibi, yapıtımın bir başka-
sınca yorumu söz konusu değil. Elektronik müzik or-
tamı bana bu olanağı sağlıyor; seslendiriciden, yo-
rumcudan kurtulma özgühüğünü kazandınyor. Biryo-
rum söz konusuysa bu, müziğimi kendim ses şeridi
üzerinde gerçekleştirirken saptadığım değişmez yo-
rumdur."
Dubuffet'nin kendi mü^ği, çağ»mızın müziğine yep-
yeni bir boyut kazandıracak önemdeydi. Onun müziği
de yaratıcıyla yorumcuyu birleştiren, yazılmış ses ola-
rak dinleyiciye sunulan bir müzikti. 1960-61 yıllannda,
tümüne "Experiences musicales" (Müziksel yaşantılar)
adını verdiği birçok parça bestelemiş, sonra bırakmış-
fc müziği, resim yapmasına engel olur diye.
Bn. Ipşiroğlu'nun sorusunun ötesine gelince "Dubuf-
fet, resimlerininpekçoğunda 'yığmaca'yaptığını, bir-
birine uymayap parçalann bir araya gelmesjnin polyp-
honie'ye yol açtığını ve yaratıcılığını dürttüğünû söy-
lüyor. Siz de müziğinizde böyle bir yol izlediniz mi?
(Postmodern deyimıni kullanmaktan özellikle kaçınıyo-
nım.)"
Bilinmeyenlerden söz ettiğimize göre, önce şuna de-
ğineyim. Elektronik müzik alanındaki çalışmalanmın
daha ilkinde resim-müzik ilişkilerine yönelmiştim. Gör-
sel Çalışmalar'ımın birincisiydi bu, Jasper Johns'un
bir resmi üzerine. Yıllar süresince bunlann sayısı beşe
çıktı. Üçüncüsü bir Dubuffet çalışrnasıydı. Sonradan
Dubuffet'yfe tanışmamıza ve işbirfiği etmemize bu par-
ça yol açmıştır. Hepsinde bunlann, hem de başka mü-
ziklerimde, en az ya da çok ölçüde yığmacalardan ya-
rariandım.
"Coucou Bazar'a dönelim. Dubuffet'nin bu yapıtın-
da seçik çizgiler ve ayrık düzeyler gördüğüm için yığ-
macı bir müziğe pek yönelmedimse de, daha çok çiz-
gi ve renk belirginliğini işledimse de, özellikle yaprtın
son bölümünde, yukarda sözünü ettiğim insan biçim-
lerinin hep birlikte seyircilerin üzerine doğru ilerleyişle-
rinde, yığmacası gitgide artan bir müziği uygun gör-
düm. Postmodern deyiminden özellikle kaçınmaya ge-
lince, ben de "basübadelmevt" deyiminden özellikle
kaçınıyorum.
Haziran 650.000 TL
Temmuz-Ağustos 1.150.000 TL
(Yanm pansiyon günlük)
Rezervasyon ve bilgi için:
Ist. Kültür Turizm (212) 234 34 20 (4 hat)
KosmosTurizm (216)356 68 84
Bodrum Fora Yatçılık (252) 316 46 64
Mavi Yolculuk
Bodrum ' Bodrum
Haziran - Temmuz
Her Cumartesi hareket
Haftalık tam pansiyon
15.000.000 TL.
DOĞA KÜLTÜR,
MACERA...
Her hafta Antalya'dan
hareketle BATIveORTA
TOROSLAR,
PAMUKKALE, GÖKOVA, DALYAN,
KAPADOKYA,KÖPRÜLÜ
KANYON...
Özel olarak yapılmış araçlar ve
deneyimli doğa rehberlerimiz
eşliğinde yürüyüş turları.
7 gece, 8 gün Tam Pansiyon, 7.000.000.- TL
Doğa dostları bizi arayın
Kültür Turizm: 212 234 34 20 (4 hat); Kosmos Turizm: 216 356 68 84
TROJA TURVN TATİL SEÇENEKLERİ
"Tarih ve doğanın denizle vals ettiği Assos 'u
buluşalım."
Hafta sonu Assos Gezisi Y.P 2.350.000
(8-9 temmuz)
(7 temmuz gecesı çıkışlı bir gece konaklamalı turumuza
ulaşım dahildır.)
Bodrum G«»si Y.P. 10.500.000
(15-22 temmuz)
D«tça G«zisi Y.P. 9 750.000
(15-22 temmuz)
(Bodrum ve Datça turlanmıza 7 gece konaklama ve ulaşım
dahüdır.)
Hafta sonu Assos ve diğer turlanmız ıçın bızi arayınız.
Avrupaya Ekooomik Uçak BUetleri
Uçak bileti alırken bize danışmayı uuutmaym
KALICISE YAHA TLERİNtZ İÇtN BİZİ
ARAMALISINIZ...
TROJA TOUR
Mustafa Kemalpaşa Cad. Ceylan Sok. No: 2/4 Aksaray
Tel: 518 58 43'-638 86 61
BAŞSAĞLIĞI
TÖB-DER Hukuk Bürosu'nda demokratik
öğretmen mücadelesi için birlikte çahştığımız
değerli meslektaşımız ve dostumuz
Av. ÎLHAN DİŞÇİ'nin
kaybından duyduğumuz acı sonsuzdur.
Saygı ile anar. ailesine ve dostlara başsağlığı
dileriz.
Av. ŞEKİBE ÇELENK,
HALİT ÇELENK
En değerli varlığımız
3ZTANER
cumhuriyete ve Atatürk devrimlerine
olan inancınla, ilkeli ve onurlu
yaşamınla, binlerce öğrencine ışık
tuttun. Akıp giden on yılda, seni
sevgiyle özlemle kucaklıyoruz.
EŞİ, KIZI, ÖĞRENCİLERÎ
TEŞEKKÜR
Eşim ve babamız, onurlu gazeteci
SONER GİRGİN'İn
vefatı dolasıyla taziyet telgrah gönderme nezaketinde bulunan
Başbakan Sayın Tansu Çiller,
Devlet Bakanı Sayın Yddınm Aktuna,
Içişleri Bakanı Sayın Nahit Menteşe,
Kültür Bakanlığı Müsteşan Sayın Emre Kongar,
Istanbul Valisi Sayın Hayri Kozakçıoğlu,
Ankara Valisi Savın Erdoğan Şahinoğlu,
Şanlıurfa Valisi Sayın Ziyaettin Akbulut,
ŞanLurfa Emniyet Müdürü Savın Mehmet Güce,
Sayın Trafik Şube Müdürüne,
Toprak Reform Dairesi Şube Müdürü Sayın Atilla Ataman'a
Fatih Bölgesi Mezarlıklar Müdürü Sayın Şiikrii Aygün'e,
ve
Beyoğlu Mezarlıklar Müdür Muavini Izzettin Oztosun'a,
cenazenin Istanbul'a naklinde yardımcı olan Ulaştırma Bakanlığı yetkililerine,
defin işlemlerini üsdenen Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
Saym Naiî Güreli'ye v e
Yönetim Kurulu üyelerine, Ankara Gazeteciler
Cemiyeti'ne, Şanlıurfa Karaman Köyü halkına, Alanya Çağkent Sitesi
• sakrnlerine ve cenaze törenine iştirak eden, telgrafla, telefonla veya bizzat
gelerek acımızı paylaşan akraba ve dosdanmıza teşekkür ederiz.
Eşi: AYŞE ŞENEL GÎRGÎN
Çocuklan: ZEYNEP - MEHMET GİRGÎN
T.C. ÇUMRA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN İLAN
Say;: I995M59
Davacı Hazine vekili tarafindan açılan gaiplik davasuıda:
Çumra Bardakçı Mahallesi 241 hane. 0O4'4 cılt, 1 sayfada nüfusa kayıtlı 1931 dogumlu Omer
ve Hafıze'den olma tbrahım Zeyrek'ın askerlık görevinı yapması ıçin 12 yıldan beri arandıgını,
kendısinden bugüne kadar haber alınarnadıgındain gaipliğine karar verilmesi istenılmış olmakla,
hakkında gaıplık karan ıstenenin kendisi veya gaıp hakkında bilgileri olan kimselerin ışbu ilanın
vayını tarihinden ıtıbaren bir sene içinde mahkemizin 1995/159 esas sayılı dava dosyasına bilgi ve
haber vermeleri ilan olunıu- 25.5.1995 Basın. 29733