Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 TEMMUZ 1995 ÇARŞAMBA
HABERLER
İlmi özenklik
zedelenecek'
• ÇANAKKALE (AA) -
Çanakkale 18 Mart
Universitesi Senatosu
tarafmdan yayımlanan
bildiride. anayasa
değişikliği kapsamında
bulunan ve öğretim
üyelennın siyasi partilere
üye olabilmelerinin, parti
kademelerinde göre\
almalanmn sakıncalı
olduğu belirtilerek şu
görüşlere yer verildi:
"Dengelerin çok hassas
olduğu ülkemiz şartlannda
öğretim üyelerinin siyasete
aktif olarak katılmalannın,
bir yandan öğrenciler
arasında bölünmelere
neden olacağı. diğer
yandan da
üniversitelenmizin siyasi
partilerimizin sözcüleri
haline geleceği ve ilmi
özerkliğin zedeleneceği
endişesıni taşımaktayız."
ANAftan
hükümete uyarı
• ANKARA(ANKA)-
ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Ekrem
Pakdemirli, ara seçimın
anayasal bir zorunluluk
olduğunu ve yapılmaması
halinde anayasanın ıhlal
edılmiş olacağını söyledi.
Pakdemirli, anayasa
ihlalinin bir iktidar
değişikliğinde Yüce
Divan'ı gündeme
getirebileceğini belirterek
hükümete uyanda
bulundu. ANAP
Genişletilmiş Başkanhk
Divanı, Genel Başkan
Yardımcısı Ekrem
Pakdemirli başkanlığında
toplandı. Pakdemirli,
toplantı sonrası yaptığı
açıklamada yaklaşık üç
aydan bu yana anayasa
değişikliği nedeniyle
ülkenin pek çok önemli
sorununun göz ardı
edildiğini söyledi.
Hastanelere
bnam
uygulaması
• GAZİANTEP(AA)-
Gaziantep Tabip Odası
(GATO) Başkanı Dr.
Hüseyin Ali Turgay,
hastalara moral vermeleri
içın hastanelerde imam
görevlendirilmesine lcarşı
çıkarak, "Hastanelerson
dönemde sayılan ihtiyacın
üzerinde artan imam-hatip
lisesi mezunlanna istihdam
alanı olarak seçilmek
isteniyor" dedi. Turgay,
yaptığı yazılı açıklamada
Türkiye'deki imamlann
hastalara moral verecek
bilgi birikimine sahip
olmadıklannı, ancak ümit
kesilen hastalann başında
dua ve Kuran
okuyacaklanm, bunun da
imamlann hastanelerde
görevlendırme amacına
uymadığını ifade etti.
Bakan Demir'den
açıklama
İANKARA(AA)-Pir
Sultan Abdal Kültür
Derneği Genel Başkanı
Murtaza Demır,
dernek olarak daima
birlik ve bütünlükten
yana olduklannı
belirterek kendilerinin
yasadışı örgütlerle
hiçbir ilişkilerinin
bulunmadığını söyledi.
Murtaza Demir. dernek
genel merkezinde
düzenlediği basın
toplantısında bir gazetede
yer alan ve istanbuPda
derneklerince düzenlenen
şenlikle ilgili iddialann
kendisi ve demekle
ilgisinin bulunmadığını
belirtti. Demır, söz konusu
toplantıda yasadışı
örgütlere ait pankartlann
açılmasının kendi
sorumluluklannda
olmadığını kaydederek
konunun polisi
ilgilendirdiğıni bildirdi.
Meclis'e
• ANKARA(ANKA)-
Meclis. önümüzdeki
yasama yılından
itibaren gelişen
teknolojıye uygun
olarak bilgisayarla
çalışacak. Meclis'te
bilgisayar projesi tatil
karanyla birlikte
gerçekleştirilmeye
başlandı. Proje ile tüm
birimlere bilgisayar
yerleştinlirken
komisyonlar, kanunlar,
kararlar, tutanaklar ve
matbaa bilgisayar ıle
birbirine bağlanıyor. 15
ekimde kesin kabulü
yapılacak olan proje
tamamlandığında tüm
Meclis bilgisayar ağı ile
donatılarak bürokratik
işlemler ve kırtasiye
asgariye inecek.
Türkiye İşçi Partisi kuruculanndan Kemal Nebioğlu: Galiba daha çok kendi aramızda
dövüşmemiz gerekecek. 2000'li yıllara dek biz sosyalistler akıllanırsak ne iyi...
Sosyalisüerinhorozu çokemal Ne-
bioğlu...
Türkiye
İşçi Parti-
si'nin ku-
ruculanndan. Mehmet
Ali A>bar, Rıza Kuas. Sa-
dun Aren, Behice Boran,
Çetin Altan, Yunus Ko-
çak, Ali Karcı. Tank Ziya
Ekinci, Cemal Hakkı Se-
lek \e Yahya Kanbolat'ın
da aralannda bulunduğu
14 arkadaşıyla birlikte
1965 seçimleri sonucu
Türkiye Büyük Millet
Meclisi'ne adımını atan ilk İşçi Partililer-
den. 1965-69 yıllan arasında TlP'in Te-
kirdağ Milletvekıli olan Nebioğlu, kuru-
luşundan itibaren partıde çeşitli tarihlerdc
genel sekreterlik. grup başkanvekilliğı.
merkez yürütme kurulu üyeliği. tstanbul
ve Ankara il başkanlıklan. Beyoğlu llçe
Başkanlığı görevlerinde buiunmuş. Partı-
nın ilk kongre başkanlığını da yaptığını
anılarına dönerek anlatıyor Nebioğlu
Aynı zamanda. 1967'de Devrimci Tşçı
Sendikalan Konfederasyonu'nda (DİSK)
kuruluşundan itibaren ve bağlı sendika-
larda çeşitli görevlerde buiunmuş, yönetı-
cilik yapmış yıllann sendikacısı...
Savunduğu ilkeler uğruna 12 Eylül ha-
rekâtından sonra yıllarca cezaevinde \a-
tan Kemal Nebioğlu, "Sosyaliznı, gelece-
ğin yaşam şeklidir. düzenidir" diyor. Ya-
şam şekli olarak sosyalizmin gelecekte
'vazgeçilmez' olacağmı ileri süren Nebi-
oğlu, hemen ardından ekliyor: "Ama bir-
çoklannın ifade ettiği gibi çok yakın bir
dönem içinde değil. Çünkü insanlann, ge-
lişmeteri özümsemeleri asırlar alıyorJ"
"Ben sosyalistim" diyen herkesin tek
çatı altında toplanması gerektiğini söyle-
yen eski DİSK Genel Başkanı Nebioğlu,
'Aybar Hoca'nın da son arzusu'nun bu
olduğunu bildiriyor. Kemal Nebioğlu,
Türkiye'de son yıllarda oylann ağırlıklı
olarak sağ uç partilere kaymasını, "Sos-
yalistlerin. bir emekçi partisinin içinde
kanatları oluşturacaklarına ve partide
şevkli çalışmayı gerçekleştireceklerine,
küçük birer tarikat kertesinde örgütlen-
melere gitmeleri halkımızı şeriatçı, şoven,
milliyetçi partilere itmiştir" diye değer-
lendiriyor. Halkın umuda ihtiyacı olduğu-
nu vurgulayan Nebioğlu, "Şeytanı taşla-
yacaklarına zaman zaman birbirlerini
suçlayan sosyalist örgütier, yaşam müca-
delesi veren insanlann önüne ne getirmiş-
lerdir" diye soruyor ve herkesin de bunu
kendisine sorması gerektiğini söylüyor.
Sosyalistlerin önümüzdeki dönemde
başanlı olabilmeleri için kendi aralannda
"Biz sosyalistler emekçi kitlelere ne vere-
büdik?" diye ciddi bir özeleştiri yapma-
lan ve sonra da 'UZUD soluklu bir miica-
dele'yi göze almalan gerektiğini belırten
Nebioğlu, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Galiba daha çok kendi aramızda dö-
vüşmemiz gerekecek. 2000'li yıllara dek
biz sosyalistler akıllanırsak ne iyi. Eskile-
rin bir deyimi var: Çok horoz olan iilkede
sabah olmazmış. Sosyalistlerin de horozu
çok. Horoz olan çok_"
Mehmet Ali Aybar'ın 34 yıllık müca-
dele arkadaşı Nebioğlu'na 'diinyada ve
Türkiye'de sosyalizmin geleceği' konusun-
daki sorularımızı yöneltiyoruz. Ama o,
"Bazı beyanlar üzerinde durmak istiyo-
rum. Öncelikle ve önemle belirtmek iste-
rim. bilgilerine. deneyimine. verdikleri
mücadeleye saygı duyduğum bu kişilerin
(Sadun Aren ve Mihri Beliryi kastediyor)
söylediklerinin tümünün. 'Ben sosyalis-
tim" diyenlerce beğenilmesini elbette ken-
dileri de beklemezler. Ama dizide söyle-
dikleri ya da dillerinin ucuna kadar gelip
de söylemedikleri üzerinde durmak gere-
ğini duyuyorum" diyor. Nebioğlu sözleri-
ni şöyle sürdürüyor:
"Sayın Sadun Aren '...Sovyetler Birli-
ği'nin çöküşünden sonra tüm dünyada
geliştirilmekte olan yeni sosyalizm anla-
>ışı üzerinde durmak istiyorum'la süren
paragraf ve bunu takip eden paragrafta
ifade etmeye çalıştığı
görüşlerini 'yeni sosya-
lizm" olarak belirtmek-
tedir. Ve bu göriişün ye-
niliğine bilhassa işaret
etmektedir. Sayın Aren
Hoca, pekala bilmekte-
dir ki bu görüşler yeni
değil. yıllar önce Meh-
met Ali Aybar tarafın-
dan ortaya atılmış ve
bu yüzden nicelerince
kınamaya kadar varan
karşı çıkışlarla mah-
kûm edilmek istenmis-
tir. Ben Sayın Sadun
Aren'in hocalık >anı
ağır basarak burada
bir özeleştiri getirmesi-
ni beklerdim. Ama ne yazık ki politik yanı
ağır basryor."
Nebioğlu. Aren'den sonra Mihri Bel-
li"nin gazetemizde yayımlanan bazı gö-
rüşlerini satır satır oİcuyor ve şu eleştirile-
ri yöneltiyor
"Sayın Belü, biz TtP'in kuruculan için
doğru olmayan hususlan doğru sayarak,
bunların üzerinden \orumlar getirmiş.
Sayın Belli belki hatırİamıyordur, partinin
ilk genel başkanı Avnı Erakalın idi. Onun
YTP'den bağımsız aday olması sonucu
parti genel başkansızdı. Aybar'ı genel baş-
kan seçmeden önce bildiğimiz birçok in-
sanla görüşmeler yaparak bu konuda cid-
di bir çalışma \ üriitmüştük. Görüşmeler-
den birini de o dönemde senatör olan Esat
Çağa ile >apmıştık. O bize bu hareketin
gerçek lidcrinin Mehmet Ali Aybar oldu-
ğunu bildirmişti. Kurucular olarak genel
başkanhk için 50 aday beluiemiştik. Bun-
laridan biriydi Aybar. Biz onun 141'den
hüküm giyip giymemiş olmasına ya da
sosyaUst geçmişle bizün ilintimizi kurma-
sına falan bakmış değüdik.
Dünyada ve Türkiye'de sosyalizmin geleceği
SOSYALİSTLER
TAROŞIYOR
SEVİM ERTEMÜ
• "Ben sosyalistim" diyen herkesin
tek çatı altında toplanması
gerektiğini söyleyen eski DİSK
Genel Başkanı Nebioğlu, 'Aybar
Hoca'nın da son arzusu' nun bu
olduğunu söyledi. Nebioğlu,
"Sosyalizm geleceğin yaşam
biçimidir, düzenidir, mutlaka
gelecektir"diyor.
Kemal Nebioğlu" Biz sosyalistler emekçi kitlelere ne verebUdik?" diye ciddi bir özeleştiri
yapmalan ve sonra da "uzun soluklu bir mücadele'yi göze almalan gerektiğini belirtti.
Sayın Mihri Belli. Aybar için ' Ve baştan
illegal komünist partisıyle dirsek tema-
sındaydı. Yani oyunu kurallanna göre oy-
namıştı' diyor. Daha sonraki beyanlann-
da ise kendileriyle dirsek temasını sürdür-
düğünü ifade ederek şunları söylüyor:
'Derken İşçi Partisi, kendisini bu hareke-
tin tarihini temsil eden ve o harekette
sağlam ne varsa onu temsil eden çevre-
den uzaklaştınlmakla kendi kuyusunu
kazmış oldu.' Devam eden Saym BellL Öğ-
renci hareketlerine değinerek Ve inısiya-
tif bize geçtı" diyor. Hiç şüphesiz inisiyati-
fin kime geçtiği tartışılır da Mehmet Ali
Aybar'ın illegaliteye karşı görüşlerinin ne-
ler olduğu, tüm bildiri ve parti genel baş-
kanlığı dönemindeki konuşmalarında
vardır ve biz biliriz, bunlar Saym Belli'nin
dediğinin tam tersidir. Ben Aybar'ın TKP
ile Sayın Belli'nin dediği gibi bir ilgisi ol-
duğuna inanmıyorum. Kendisi sağ olsay-
dı. buna gereken cevabı verirdL Kuyu me-
selesine gelince; gerçekten TİP'e kuyu ka-
züdı. Bunu sermaye yap-
madı, hayır. Gerçi Sayın
Belli bu konuda bir acı
itirafta bulunuyor; Ama
biz bunların açıklama
zamanının henüz gelme-
diğine inanıyoruz.
A>bar'da legalite
önemliydi. O sosyalizm
mücadelesinin demok-
rasi mücadelesiyle bir-
likte yürüyeceğine ina-
nıyor, bunu savunuyor
ve örgütün bu doğrul-
tuda çalışmasına öncü-
lük ediyordu. Kö\ köy
birlikte dolaşmaları-
mızda bunu hep ele
alır, işlerdi."
- Dünyada ve Türkiye'de sosyalizmin
geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Nebioğlu - Sosyalizm geleceğin düze-
nidir, geleceğin yaşam şeklidir. Bu konu-
da en küçük tereddütüm ya da şüphem
yok. Bu konuda daha çok deneyimler ge-
çirecek insanlık. daha çok acılar çekecek.
Kapitalizm. düzen olarak insanın yapısı-
na. doğasına aykırı bir düzen. Tarihin
acımsı yaprakları arasına karışacak bu
düzen. Âma birçoklannın ifade ettiği gibi
"Kapitalizm çökme aşamasındadır** de-
miyorum.
Aksine en güçlü dönemini yaşıyor, en
güçlü ve en problemli dönemini. Işçiler,
emekçiler. köylüler henüz sosyalizm bil-
gısine ulaşmış değildir. Özümsemek ve
ıstemek ve onun için yerinden o>Tiamak,
kalkmak için zaman çok erken. İnsanla-
nn sosyal gelişmeleri izlemeleri, benim-
semeleri ve özümsemeleri asırlar alıyor.
Dünyada durum bu.
Türkiye'de biz çok sıkıntı çekeceğiz.
Hâlâ birbirimizle boğuşuyoruz. Yeni yeni
örgütlenmelere çanak rutuyoruz, kapı açı-
yoruz. Halbuki birbirimize gereksinimi-
miz var. Sosyalizm birlikte çalışmayı,
birlikte hareketi ve birlikte örgütlenmeyi
gerektirir. "Ben sosyalistim" diyen herke-
sin tek çatı altında toplanması, birleşmesi
lazım.
Bana göre sosyalistlerin, nüans farkla-
nnı parti içinde sergilemeleri gerekir. Bu
partiye zenginlik getirir. Bizim İşçi Parti-
si'nin bu konudaki şansının büyük oldu-
ğunu söylemeliyim. Birbirleri ile teorik
yorum nedeniyle kavga edecek kadar ters
olanlann örgütlenmede omuz omuza ça-
lışmalan şevk vericiydi. Türkiye işçi Par-
tisi'ndeki bu zenginliği yeniden sağla-
mak lazım. Aybar Hocamızın-son istemi
de buydu.
- 'Sosyalizm çöktü' savıyla ilgili ne dü-
şünüyorsunuz?
Nebioğlu - Çöken Sovyet uygulamasıy-
dı. Halka dayanmayan bir uygulama. hal-
kın yaşamını gerektiği şekilde dikkate al-
mayan bir düzendi. Aybar. "Sömürü
kalktı mı ki sosyalizm öl-
sünr
derdi. Ben bu görüşe
aynen katıhyorum. Ureten
insanın. ürettiği mal üze-
rındeki kesin hâkimiyeti
sağlanmadıkça ve o insa-
nın yaşamı, istediği düzene
kavuşrnadıkça sosyalizmin
kurulduğunu söylemek
mümkün değil. Bence bu
savlar. kapitalistlerin ve
sosyalizme karşı olanlann
bir propagandası. Ama et-
kin işlevini sürdürüyor
Sosyalistlerin görevlerın-
den birisi bunu önlemek
olmalıdır. Bu ise ciddi sı-
yasal örgütlenme ile müm-
kündür.
- Dünyada, son yıllarda sosyalizmin al-
ternatifi olarak milliyetçilik ile köktendin-
ciliğin gelişip güçlenmesi konusunu nasıl
değerlendiriyorsunuz? "Sosyalizm halk
içindir" diyorsunuz, ama Türkiye'de
halk, sosyalist partikr yerine uç sağ parti-
lere yöneldi»
Nebioğlu - Halk haksız değil. Burada
haksız olan sosyalistler. Sosyalist örgüt-
lenmeyi ayn ayn yapanlar. Emekçi parti-
sinin içinde kanatları oluşturacaklanna
ve partide şevkli çalışmayı gerçekleştire-
ceklerine küçük birer tarikat kertesinde
örgütlenmelere gitmeleri; halkımızı şeri-
atçı. şoven. milliyetçi partilere itmiştir.
Halkın umuda ihtiyacı var. Yaşam müca-
delesi veren insanlann önüne sosyalistler
ne getirmişlerdir.
Şeytanı taşlayacaklanna birbirlerini za-
man zaman suçlayan örgütier ne getir-
mişlerdir...
1965 seçimlerinde yanılmıyorsam
MHP yüzde 2.1 oy almışken TtP yüzde
3.4 oy almıştı. Bugünse MHP yüzde
10'lann üzerine çıktı. Dikkatli ve ısrarlı
bir çalışma ile oylannı bu-
raya çıkardı. Geçen mahalli
seçirnlere katılan iki sosya-
list partinin aldığı oy oranı
ise sadece binde 57._ Halk
nasıl buna umut bağlasın...
Bugün 6-7 parti var. Ay-
rıca yenilerinin kurulması
için de çalışma var. Halk
hangisini tercıh etsin. Se-
çimlerde, dığer partilerden
önce bunlar birbirlerini
suçluyorlar.
- Türk solunun geçmişte-
ki hatalan nelerdir?
Nebioğlu - Teorinin yo-
rumlanmasından doğan bölünmüşlük
hareketi kısırlaştırmıştır. Uzun yıllır
sosyalizmin öğrenilmesinin yasak ol-
ması ve baskılann sona ermesinden
sonra ise bir yaym furyası yaşanması-
nın getırdiği sıkıntılar var. Mihri Bel-
li'nin beyanatında da ıfadesini bulan
TİP'e dışandan yapılan acımasız sal-
dınlar var. işçi sınıfının siyasal sosya-
iist örgütlenmeleri kucaklamaması,
bazı sendikal örgütlerin sosyalist ha-
rekete saldınlan, illegal örgütlerin le-
gal örgütlere saldınlan ve zaman geç-
tikce gördük ki ülke içindeki ufak il-
legal, zaman zaman bireysel çıkışlara
da sahne olan örgütlenmeler ve terör.
Sosyalist hareket mülkiyet sahibi
olmak isteyen emekçi kitleleri hep ür-
kütmüştür. Bunda sağcı sermaye par-
tilerinin büyük etkinliği yadsınamaz.
tnsanlann küçük mülkiyete susamışh-
ğı var. Bu konudaki yanlış anlamalar
ve karşımızdaki siyasi partilerin an-
tipropagandalan da solun kan kaybet-
mesine neden oldu. Galiba biz de sos-
yalizmi ve kendimizi yeterince anla-
tamadık. Tabii o dönemlerde, imkân-
lar kısıtlıydı. Maddi olanaklarımız
çok azdı.
Kimileri işçi sınıfinın yerine genç-
liği oturmak istedi. TlP'e karşı da ör-
gütledi. Kolay görünüyordu. Heyecan
yüklü gençlerin örgütlenmesi bir baş-
ka kolaylık getiriyordu. Bunun sonu-
cunda bir sürü illegal örgütlenme
doğdu. Bunlann işçi-emekçi kitleleri-
ne dayanması söz konusu değildi.
Hatta kitlelerden kopuktu.
Hatalardan birisi de işçi smıfının ve
emekçi kitlelerin parti yönetiminde
ağırlığı söz konusu değildi. Emekçile-
rin siyasal hareketi denetlemesinin de
söz konusu olmadığını biliyoruz.
- Türk solu önümüzdeki dönemde
gelişmek. güçlenmek için nasıl bir
strateji uygulamah?
Nebioğlu - insanın yaşamını, birey-
lerin insanba yaşamasını dikkate alan
ve gerçekte sosyalizmin insan için ol-
duğu görüşünden hareket ederek, bir-
likte çalışarak, bir ipek böceğinin ko-
zayı örmesi sabn ve dikkatiyle örgüt-
lenilmelidir. Çözüm bunda...
Biz yıllar önce bunu yaşadık.
Şimdi Refah Partisi o uygulamayı
kendi bünyesine göre değiştirerek uy-
guluyor. Sosyalistler köy köy, sokak
sokak dolaşıp anlatarak örgütlenme gere-
ğini gündeme almalılar. ilk TlP'in başan-
sında o vardı. Aybar. "Diz dize oruraca-
ğız. Anlatacağız. Anlamadı mı bir daha
bir daha anlatacağız" derdi. Bu yeniden
gerçekleştirilmeli.
Evet, öncelikle tek sosyalist parti ol-
mah. Tüm egilimler birlikte çahşmalı,
parti çatısı altında toplanmalı ve uzun so-
luklu mücadeleyi göze almah.
Emekçilerin, halkın yaşamı dikkate alı-
narak hareket edilmeli. Sosyalizm ilkele-
rinden taviz verilmemeli.
Demokrasi, bağımsızlık ve özgürlük
vazgeçilmeyecek hedeflerden olmalı.
Bunlar ne zaman mümkün olabilir?
Ufukta, henüz görünürde yok. Daha çok
kendi aramızda dövüşmemiz gerekecek.
2000'lı yıllarda biz sosyalistler akıllanır-
sak ne iyi. Eskilerin bir deyımi var: "Çok
horoz olan ülkede sabah olmaz"mış. Sos-
yalistlenn de horozu çok.
Sosyal demokratlan
suçlayan beyanlar var.
Bu meseleye çok katı
bakışıh sonucu. Bu
konuda biraz yumu-
şak olmak gerekir.
TİP'te bir genel sek-
reter yardımcısı vardı,
emekîi Askeri Hâkim
Ihsan Üngör. "Bizim
sosyalistlerin birlikte
yürüyenler kadar al-
kışlayanlara da ihtiya-
cı var" derdi. Sosyal
demokratlan karşımı-
za almaya gerek yok.
- Yani sosyalistler ile
sosyal demokratlar
bir noktada büieşebUirier mi?
Nebioğlu - Sosyal demokratlar, daha
sola açılabilir. Sağdaki sermaya partileri,
liberalizmin gereği haklar konusunda so-
la doğru açılma gösteriyorlar. Böyle bir
gidişte sosyal demokratlar varlıklannı
sürdürebilmenin yarannı sağa değil, sola
açılmakta görmelidir.
Ülkemizdekı sosyal demokrat partiler,
12 Eylül sonrasının kargaşası içindedir-
ler. Onlann durumlannı ona göre müta-
ala ermek lazım.
Sosyalist hareketten ürken emekçi kit-
lelerin sosyal demokrat hareketi yeğle-
mesini hoş görmek lazım. Biz sosyalist-
ler, emekçi kitlelere ne verebildik. Bunun
özeleştirisini gerçekçi olarak kendi
aramızda yapmalıyız. Ciddi bir özeleş-
tiriye oturmalıyız. Çıkış yolunu o zaman
birlikte bulabiliriz.
Gelecek kuşaklara. emekçi kitlelerine
ve işçi sınıfına verecek hesabımız var.
Bunun bilinci ve dikkati içinde miyiz?
Olmahyız.
SÜRECEK
G L O B A L POLİTİKÜLTÜR
ERGİN \1LDIZOĞLU
'Bizim İşimiz Dünyamn Ne
İş Yaptığını Bilmektin'(1)
Casusluk endüstrisi bir silah gibidir. Bu yüzden
ne kadar mükemmel olursa olsun öncelikle bir ye-
re doğru çevrilmiş olması gerekir. 'Soğuk savaş 'ın
bitmesi, son 30 yılını SSCB ve Doğu Bloku'nu iz-
leme faaliyetı üzerine kurmuş olan CIA'yı, tüm tek-
nolojisi ve personelı ile bir amaç/hedef sorunu ile
karşı karşıya bıraktı. Şimdi CIA açısından bu soru-
nun çözülmeye ve Clinton yönetimi altında "şir-
ketin" kendine yeni bir etkinlik alanı bulmaya baş-
ladığı anlaşılıyor: CIA artık ekonomik casusluğa
öncelik verecek.
'Soğuk savaş' sırasında her iki blokta da büyük
bir casusluk sanayii kurulmuştu. Bu sanayi hem
geniş bir teknoloji üretme kapasitesinden (TEC-
HINT - teknolojik haber alma) hem de geniş bir
personel ağından ve örgütlenmeden (HUMINT -
insana dayanan haberalma) oluşuyordu. Diğer bir
deyişle, çok geniş bir şirketler topluluğu ve insan
bu sanayiden besleniyordu. Daha 1950'lerde her
iki taraf bu gerçeği fark ederek uluslararası istikra-
rın korunması ve bu sanayinin yaşaması için karşı-
lıklı bir anlayış birliğine varmışlardı. İki taraf bu sa-
nayileri yaşatabilmek için, uydu yok etme teknikle-
rini yasaklayarak birbirleri üzerinde casusluk yap-
mak da adeta bir işbirtiğine gitmişlerdi. (Reg Wita-
ker: 1992; Socialist Register) Soğuk savaşın bit-
mesi bu ortamı dağrttı. Her iki tarafın casusluk en-
düstrileri ciddi bir müşteri ve pazar sorunu ile karşı
karşıya kaldılar. Bu iki rakip "şirketler grubu" eski
işbirtiği anlayışının mantıki bir sonucu olarak daha
1989'da Amerikan RAND Corporation'\n inisiyatifi
ile Santa Monica'da bir araya gelip ortak bir düş-
mana, örneğin uluslararası şiddet olaylanna karşı
bir işbirliği yapıp yapamayacaklarını konuşmaya
başladılar.
Soğuk savaşın bitmesi, ABD açısından, CIA
bağlamında çok özel bir durum yarattı. Bir taraf-
tan, en büyük askeri rakibinden kurtulduğu için,
ABD'nin elleri kolları serbest kalıyor; CIA, dünya-
nın her yerinde istediği gibi at oynatacak bir konu-
ma yükseliyordu. Diğer taraftan CIA en güçlü ha-
beralma kuruluşu olarak ABD'nin diğer Batı ülke-
lerinin haberalma kuruluşları üzerinde hegemon-
yasını sağlıyor, böylece genel uluslararası liderliği-
ni korumasına hizmet ediyordu. CIA'nın anti KGB
öneminin ortadan kalkması ile ABD bu avantajını
kaybetmeye başladı. Diğer ülkelerin haberalma
kurumları bağımsızlıklarını arttırmaya başladılar.
Soğuk savaşın bitmesi ve Batı'ya yönelik topye-
kûn bir askeri tehlikenin kalkması ABD açısından
bir yenilık getirdi. ABD'nin "ulusal güvenlik tehdi-
di" kavramı ekonomik alanı da kapsayacak şekil-
de genişletildi ve emeklı CIA Direktörü Stansfield
Turner'e göre Almanya, Fransa, Japonya gibi
ABD'nin ekonomik rakipleri, ABD'nin ulusal gü-
venliğini tehdit eden etkenler arasına dahil edildi-
ler. (Foreign Affaires, 1991 sonbahar, sf. 151)
Bilindiği gibi, Clinton yönetiminin dış politikası
içinde, Avrupa ve Japonya'nın ABD ile ekonomik
rekabetini ilgilendiren ekonomik konular özellikle
önemli. Bu yüzden, Herald Tribune'in haberine
göre Clinton, CIA'dan ekonomik konulara öncelik
vermelerinı istedi. Etkinliğini bu yönde yeniden şe-
killendirmeye başlayan CIA'nın özellikle Japonya
ile oto sanayii pazarlıklarında ABD için hayati bilgi-
ler elde ettiği ve pazarlıkları yürüten Mickey Kan-
tor"un sonuçtan çok memnun olduğu bildiriliyor.
(International Herald Tribune, 24.07.1995)
Yukanda anlatılan sorunlarla sadece CIA karşı-
laşmadığı için Fransa ve Almanya'nın benzer bir
yönelim içinde olduğunu gösteren işaretler de var.
Geçen şubatta Fransa'da CIA'nın Paris Büro-
su'ndan 5 ajanı, ekonomik/sınai casusluk yaptığı
için tutuklandı. CIA'nın karşı karşıya olduğu iki so-
run daha var: Birincisi ekonomik casusluk faaliye-
tine girişen CIA "hedef" ülkelerin casusluk kuru-
luşları ile hâlâ askeri olarak işbirliği yapıyor; ikinci-
si, bir çokuluslu ABD şirketi için toplanan bilgilerin
sonra hangi ülkenin eline geçeceği oldukça bula-
nık. Anlaşılan tüm dünyanın işini bilmeyi kendine
iş edinmiş olan CIA'nın bu yeni dünya düzeninde
işi oldukça zor. ]
(1) CIA 'nın personel dairesinin slogam.
Kastamonu'da 40 kisi tutuklandı
Ağaç kıyımında
politikacı parmağı
• Kastamonu'nun înebolu ilçesinde kaçak
kesim yaptıklan belirlenen bir şebeke
ortaya çıkanldı. Tutuklananlar arasında
Kastamonu'nun DYP'li ve ANAP'lı
politikacılan da bulunuyor.
Haber Merkezi -
Kastamonu'nun İnebolu
ilçesinde kaçak kesım
yaptıklan belirlenerek
gözaltına alınan 65
kişiden 40'ı tutuklandı.
Tutuklananlar arasında
Kastamonu'nun DYP'li
ve ANAP'lı politikacılan
da bulunuyor.
Alınan bilgilere göre.
olay şöyle gelişti:
Kaçak kesilmiş kütük
yüklü bir kamyon polis
tarafmdan ele geçirildi.
Daha sonra ele geçinlen
bu kütülder orman bölge
müdürlüğünün depolanna
konuldu. Olaydan kısa bir
süre sonra aynı kütükler,
bazı orman görevlileri
tarafmdan sahte
belgelerle depodan
çıkanlmak ıstendi.
Durumu haber alan
tnebolu Cumhuriyet
Savcılığı, kütükleri
depodan çıkarmak isteyen
görevlileri gözaltına
alarak soruşturma
başlattı.
Soruşturma sonucu
birkaç aydır süren geniş
çaplı bir orman kıyımı
ortaya çıkanldı.
Konuyla ilgili olarak,
aralannda DYP'li il genel
meclisi üyeleri Mustafa
Öz. Mustafa Aydın ve
Mustafa Bozkıirt DYP
ilçe yönetiminde görevli
Mehmet Çanakçı,
ANAP'lı belediye meclisi
üyesi Tevfik Hıdır ile
birçok köy muhtan ve
orman görevlilennin de
bulunduğu 40 kişi
tutuklandı. Olayla ilgili
25 kişinin de gözaltında
tutulduğu bildirildi.
Yetkililer, olayla ilgili
olarak yüzlerce kişinin
daha gözaltına
alınabileceğini söylediler.
Bölgede görev yapan bazı
orman bölge müdurlüğü
göre\lileri kesime, çok
açık yapılmasına karşın
kendilerine yapılan
baskılar nedeniyle engel
olamadıklannı
kaydettiler.
lnebolu'nun çevre
köylerinde yaşayan
yurttaşlar da her seçim
döneminde bazı
kimselerin kaçak kesim
yapmalanna göz
yumulduğunu anlattılar.
Ağaçlann rastgele
kesildiğini vurgulayan
köylüler, yüzlerce
kamyon kütüğün /
bölgeden çıkanldığına
tanık olduklannı dile
getırdiler.