30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 TEMMUZ 1995 ÇARŞAMBA 14 KULTUR Rene Block'un tutumu çok keyfi Kültür Servisi- Sanat yönetmenliğini Rene Block'un üstlendıği 4. Uluslararası tstanbul Bienali. 10 Kasım-10 Aralık 1995 tarihleti arasmda düzenlenecek. 47 ülkenin çağnldığı bienale, yaklaşık 100 sanatçımn katılımı planlanıyor. Görsel önermeler ve tartışmalar için açık bir atmosfer yaratma amacını taşıyan Bienal in karşıhklı düşünce akışım sağlayacak bir 'workshop' olması bekleniyor. Bienal 'de ana seıginin yanısıra, özelpmje sergilerine de yer verilecek. Paradoksal bir dünyada ütopyalarm doğuşuna yönelik deneyselbir çalışma ortamı için İstanbul'dan daha uygıtn bir yer düşûnelemez görüşüyle teması, Orient-ation (Pamdoksal Bir Dünyada Sanatın Görünümü) olaruk helirlenen 4. Uluslararası tstanbul Bienali. Venedik ve Sao Paola Bienalleri 'ndenfarktı olaruk, davet edilen ülkelerin ıılusal kanlımlannt önplana çıkartmayacak tstanbul Bienali 'nen Sanat Yönetmeni Rene Block, dünyanın çeşitli ülkelerinden bağlantı kurduğu küratörierin de kathlarıyla, bu ülkelerin sanatçdarım Bienal e davet etti, Sanatçı seçiminde. Bienal in ıılusal olmayan temasmı \vrgıdamak için, sanatlannı doğdııklan ülkelerin sınırlan dışında sürdüren sanatçılar üzerinde yvğunlaşıldı. Rene Block, bienal için yabancı ülkelerden katılacak sanatçıların kimilerini belirlerken. kısa bir süre katmasma karşm Türk sanatçıların seçimi konusunda henüz bir açıklık getirmedi. Block, sanatçılan seçerken saptadığı ölçüt konusunda "Önce hangi sanatçıların Türîdye 'ye geleceği beni ilgilendiriyor. Ardmdan bu sanatçılarta diyaloğa geçebilecek Türk sanatçılan seçeceğim. Ancak dışarda bir Bienal düzenleyecek olsa idim, Türkiye den seçeceğim sanatçılarda bûradakinden farklı nitelikler arardım "diyor. Tek seçicinin Rene Block un olduğu bienalin Danışma Kurulu da Hüsamettin Koçan. Hasan Bülent Kahraman, Canan Beykal, Balkan Naci tslinıyeli, Semra Germaner ve Jale Erzen den oluşuyor. Rene Block'm tutumunun net ve açık olmaması, Türk sanatçılarının hala seçilmemesi sanatçıların ve Danışma Kurulu üyelerinin tepkisine yol açtı. Biz de Danışma Kıınılu üyelerine ve sanatçilara şu soruları yönelttik: -'Türk sanatçılan ve İstanbul sanat ortamı' için yapılan bienale, hala Türk sanatçıların seçilmemesi konusunda ne düşünüyorsunuz? - Sizce Danışma Kurulu üyelerinin işlevi ne olmalı? - Rene Block 'a gö'zönünde bulundurulacak ilke ve ölçütler konusunda ne önerirsiniz? Seçimin sona bırakılması çok keyfi bir davranış HÖSMMETTİI KOÇAtt Ne yazık ki. Tür- kiye'de kültür \e sanata ilişkin yeterli sa- yıda ve düzeyde kurum ve organızasyon üretılemedi. Plastık sanatlarbu.olumsuz koşullar sıralamasında en kötü durumda olanlardan bıridir. Bu nedenle kendinı kurumlaştırmaya çalışan çok az sayıda- ki etkinlık. bu etkinliklenn amacını aşan beklentılerle yüz yüze kalıyor. Hatta bu etkınlıklen korumak ve geliştirmektasa- lan doğrudan kişisel hesaplaşmalara fe- da edıliyor. İstanbul Bienali. bizım kısırortamımı- zın çalkantılı koşullarında kendinı vare- debilme mücadelesı venyor. Bu etkinli- ğin İstanbul Kültür Sanat Vakfı gibi çok önemlı ve deneyımli bir kuruluş tarafin- dan organize edilıyor olmasına karşm, müzık. sınema. tıyatro kadar profesyo- nel düzeyde örgütlenebilmiş değil. Bu nedenle de bienal. henüz organizasyon sorunlarını aşamamıştır. Kanımca sanat ortamımız için çok gereklı olan bu etkın- liğin en önemlı sorunu budur. Öteki so- run ise bu etkınlik üzerinde çok sayıda insanın kişisel beklentı içinde olması, dolayısıyla da etkınlığe yöneltilen kişi- sel bakış açılannın neden olduğu olum- suz çalışma ortamıdır. Danışmanlık kurumu hıçbirzaman ka- rar organı olmamıştır. olmamalıdır. Tür- kiye'de bu durum hep dar açıdan algılan- mıştır. Danışmanlığa sadece görüşbıldi- ren kurum olarak bakmak gerekiyor. Et- kınlığın birinci derecede sorumlusu tKSV. Konseptten ve seçilen sanatçılar- dan sorumlu ise doğrudan doğruya kü- ratördür. Rene Block'un Türk sanatçıla- rın seçimıni sona bırakmasını olumlu karşılamıyorum. Bana bir bakıma çok keyfi bir davranış gibi gözüküyor. Bu nedenle önümüzdeki kısa sürede büyük bir sıkışıklık yaşanacak. Bir bakıma da bir bedel ödenecek Umuyorum bu be- del sanat ortamımız için olumsuz bir bi- çimde sonuçlanmaz. Dönerek bir gerçe- ği tekrar vurgulamak ıstenm: İstanbul Bienali etrafındakı tartışmalar hiçbirza- man caydırıcı olmamalıdır. Bu nedenle de hiç kımse soruna kişisel bakmamalı. Türk ve yabancılara farklı muamele BHJRİ BAYKAM: llya Kabakov veya Nam June Paik gibi sanatçilara bir bi- enalden iki ay önce teklif yapamazsınız. Programları. gerçekleştirmek istedikle- ri ve dönem için öngördüklerı sanatsal yaklaşım doğrultusunda çok önceden kararlar alıp çalışmaya başlamalan la- zım. Bunun Türk sanatçılar için aynen geçerli olması gerektiğine inanıyorum. Orneğın 1. İstanbul Bienali için ben 4-5 aylık bir hazırlık süresi kullanmiştım. Sanatçıya eşit saygı duyuyorsak. Türk sanatçılarla yabancılar arasmda bir değı- şık muameleye gıtmek tabii ki doğru de- ğil. Biz yurtdışında yıllardır bundan ya- kınıp, ortalığı ateşe venyorsak, kendi evimizde de aynı "farklı tavır' aynmını kendi aleyhimıze sürdüreceksek. vay ha- limize. Tam tersine hepsı aynı anda bel- li olmayacaksa Türk sanatçılann çok ön- ceden tespit edılmesi daha iyi olurdu. Ben danışma kurulunun çok önemlı bir işlevi olması gerektiğine inanıyorum. Hatta bence bir yabancı tek başına bu bı- enalın tûm sorumluluğunu zor götürebi- lir. Danışmanlann Block'a son otuz yı- lın sanatsal polemiklerini, önemlı sergı- leri ve sanatçılann kanyer ve düşünce özetını sunabilmesı lazım. Aksi takdir- de seçimler çok yüzeysel kalır. Aynca danışma kurulunun küratöre. Türkiye hakkında sanatsal ven ler dışında. yoğun bir politik, hatta politık ve sanatsal ortam bılgı aktanmı sağlaması lazım. Çünkü. burada Batı'da olduğu gibi sanat yalnız- ca alıcılar ve entellektüeller arasında bir fantezi dünyası değil, aynı zamanda tüm yaşam haklannı da, politikayı da sorgu- layan bir canlı hücre. Onun için Block'a yapacağım önerinin özeti şu: Londra. Frakfurt veya Pans'te bir bienal düzen- lerkenki yaklaşımlannı burada cıddı ola- rak değıştirmesi. yeniden yapılandırma- sı lazım. Türkiye çok farklı bir yer. Bir kültürel. tarihi keşısme noktası olduğu kadar, günümüz dünyasında da apayn güçlerın ve dalgalann mücadele ettiği organik sosyal bir toprak parçası. Son derece şeffaf bir politika izlemeli CANAN BEYKAL Bienal gerçekleştıkten sonrakı eleştırılere ve tartışmalara çok kişisel düzlemde olduğu için sıcak bak- madığımı belirtmeliyim. Tartışmalar bence bienal hazırlıkları sırasında gün- deme gelmelı. söyleyecek sözü olanlar özgürce söylemeli. aksi takdirde başta susanlar- sonsuza kadar değilse bıle - ki- şisel düzlemde artık susmalılar. Bunun gerçekleşebilmesi için de; haklannda ka- rar \enlecek olan sanatçı kesiminin ka- rar mekanızmasına sorunlannı. endişe- lerinı. eleştın \e önerilerini ıletebılme gücünü kullanmaları \e karar mekaniz- masının da bu olanakJan yaratacak ka- dar açık. net ve şeffaf bir tartışmacı pol- tika ızlemesı gereklidır, aynca bu birde- mokrasi gereğıdır de. Eğer gerçekten Türk sanatçılan konusunda belirtıldiği gibi herhangi bir ön çalışma y apılmadıy- sa, süre açısından seçilecek sanatçılar çok zordurumdadırlarama bu küratörün \ e de bienalde y er alacak sanatçılann so- runudur. Bazen çok zor ve kısa zaman- larda ınanılmaz ışler başanlır. Türk sa- natçılan da bu koşullara alışıktır ve Re- ne Block'un bir bildiği vardır sanınm. Bienal danışma kurulu, en azından ben. herşey kararlaştınldıktan sonra gö- re\e başladı vebırtoplantı yapıldı. Bu ılk toplantıda genel kanı danışma kurulu üyelerinin hıçbir fonksiyonlan olmadıgı va da belırsızlığı uzenneydi. Uzunca bir zaman, bienalin temel sorunlan halledıl- lerine bakarsınız ve temaya uygun eser- len seçersiniz. Önemlı olan eserlerle kar- şılaşabilmek. Danışma Kurulu üyelerinin görevi, Bi- enal teması doğrultusundaproje üretebi- lecek sanatçı larla, bu çerçevede mevcut eserleri Bienal küratörünün karşılaşma- sını sağlamak olabilır. Teması ve çerçe- vesi belirlenmiş bir Bienal için "ilke ve ölçüt" önermek bana pek de akli gelmı- yor. llkelerde ölçütler de belli. Dediğim gibi önemlı olan bu ilke ve ölçütlere ya- kın mümkün olduğu kadar çok eseri gö- rebilmek. Bence en önemli nokta seçi- min geç/erken olması ya da kimın seçil- dıği değil. bienalin kendısı. yapılıyor ve izlenıyor olması çok önemlidir Temel düşünce bir dayatma gibi HASAN BÜIBVT KAHRAMAN: Sorun, sa- natçılann tespıtinde izlenecek olan yön- temdir. Çünkü Türkiye'de 1980lerde plastik sanatlarda önemlı bir gelışme sağlandı. Bu gelişme galen sayısının ve galerilerle çalışan sanatçılann say4sın- daki artışla kendini gösterdi. Son birkaç yıldır sanatçılar çalişmalannı bir yere bağlanmayarak sürdürmek istiyorlar. rafyalann ve kültürlerin Istanbul'da ke- sişiyor olması bana bir dayatma gibi ge- liyor. Ilkenın. bienal felsefesinin bunun dışına taşınmasında bir zorunluluk var. Rene Block 20. yüzyılın çok önemli avangard denebilecek sanat akımlany- Ia yakından ılgilenmış birisidir. Sorun İstanbul kısıtlamasında çıkarılarak bu özgürleştiricı mantıkla ele alınmasında da aynca yarar olacaktır. Danışma kurulu işlevinı çok iyi yeri- ne getiremedi. Çok geç aralıklarla top- lantı yapıldı. Umarım bundan sonra bi- raz daha derlenip toparlanabilir. Elbette küratörün çalışmalannayardım edilme- sinde önemli ölçüde işlev üstlenebilir. Sanatçılar, nesne muamelesi görüyor TOMUR AIAGÖK: Uluslararası İstanbul Bienali'nin dördüncüsünün çalışmalan bir süreden ben sürdürülüyor. Ancak yıl- lardır süregelen bir sorun bir kez daha yı- neleniyor. Bir kez daha sanatçılar "sanat- çı~ gibi değil. "•nesne" gibi muamele gö- rüyorlar. Melih Fereli gibi yetkin ve za- rif bir yönetıci ve Rene Block gibi ulus- lararası bir adamın kı\ rak zerafetine rağ- men bunu aörmemek. hissetmemek diğı için. danışma kurulu tıpkı sanatçı- lann çoğu gibi herşeyden habersizdi. Bu endişeler iletildikten sonra yapılan top- lantıda bazı önerilerde bulunabildi. An- cak danışma kurullan her danışma kuru- lu gibi yetkısı olmayan karar mekanız- masına etkili olamayan kurullardır. Bir karar mercıı olmadıgı gibi, kararları onaylayan \e etkileyen bir kurul da de- ğildir. Bienalin bir küratörü vardır ve herşeye küratör karar verecektir. Biz sa- dece çok iyi bildiğimiz sanatçı kesimi- nin nabzının nasıl attığı yolundayol gös- terebileceğiz kanımca. Son derece şeffaf, açık bir politika iz- lemesi ve aldığı kararlan sanatçilara bir an önce duyurması gerekmektedir. Önemli olan bienalin yapılması HAUNJN DOSTOĞLU: Bundan önceki üç bienalde de olduğu gıbı dördüncüsünde de bazı çevreler hemen kollan sıvadı ve Bienal etrafında gereksiz fırtınalar ko- paımaya başladı.Bienal teması dogrultu- sunda proje üretmesi istenecek sanatçı- lann tabiı ki çok önceden tesbitini arzu ederdim. Ancak bunu hayati görmüyo- rum. Ben seçıci kurulun başındaki İcişi olsaydım, rahat çalışabilmem, kararlan emin olarak verebılmem ve yıpratmalar- dan korunabilmem için seçimimi ya geç açıklar ya da seçimi geciktirirdim. Pro- je beklemediğiniz sanatçılar için ise du- rum bıraz farklı. Sanatçılann mevcut iş- Öte yandan galeriler arası dolaşıma ka- tılmayan bazı genç yeteneklı sanatçılar da var. Bienal yönetimi Türk sanatçılan salt galerilere bakarak, onlarla ilişki ku- rarak seçerse, orada önemli atlamalar olabilir. Rene Block'un sadece galerici- lerle değil, bu konuda kurumlaşmamış kişilerle ki onlar da eleştirmenler, kollek- siyon sahipleri ve dergi yöneticileridir, ilişki kurarak bu sorunu çözmesi gerekir. tlkeler bence bu bienalin arkasına yer- leştirilen felsefeyie ilgıli bir sorundur. Şöyle bir saptama yapmam gerekiyor; beni rahatsız eden bir husus var. Bienal için hazırlanan afişte bana göre konvan- siyonelleşmiş bır değerlendirme yer alı- yor. Yani dünyada bir göçebelik olgusu yaşanmaktadır. Tarihin çatlamasından coğrafyalann yeniden güçlendıği birdö- neme geldik. Bu ıster istemez İstanbul gibi birkaç dıllı. dınli, kültürlü bir coğ- rafyaya çok uygun düşüyor ve Istan- bul'la böyle bır anlayış oldukça bütün- leştiriliyor. Öte yandan da dünyada or- yantalizmin yeniden değerlendirildiğı bir döneme giriyoruz. İstanbul'da yapı- lacak bir bienalin böyle bir algılama çer- çevesinin içine girmesini ben biraz ya- dırgıyorum. Katılacak sanatçılann üstüne böyle bir izin düşürülmesi bence biraz alışılmış. hemen akla gelen bir değerlendırmenin benimsenmesidır. Bunun dışında bence daha özgürleştirici, evrenselleştirici bir konuma varmalıyız. Bienal afişine de yansıyan temel düşünce, yani farklı coğ- mümkün değil. Sanat ortamına ve sanat- çilara İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı ta- rafından ikı keztanıtım ve bilgilendirme kokteyli yapılarak Saym Block ortamı- mızlatanıştınldı. Kendisi bazı açıklama- larda bulundu. Birincisinde hazırlanan yazılı malzeme ısteyenlere verildi. İkin- cisinde ise Rene Block yerin önemini be- lirtmek üzere dialı (!) bir konuşma yap- tı. Biz de uslu uslu dinledık bu doyuru- cu(?) sözlen. Yapılan açıklamalan oka- dar yüzeysel bulmamıza rağmen, yine suskun toplantıdan aynldık. Halbukı Türk sanatçılannın isimlen şimdiye ka- dar belirlenmiş, en azından kendilerine bildirilmiş olması gerekırdı. Belki de bu yapıldı damuhtemel birtatsizlığı (!)ön- lemek için bu tutum izleniyor. Daha etkin bir bienal. Türk sanatçıla- nnın desteğı ile vücut bulur kanısında- yım. En azından belirlenen daha doğru- su belirlenecek sanatçılar için süre yal- nızca 3.5 ay, bu onlann yaratıcı süreçle- rine, düşünce ve gerçekleştirme aşama- sını tamamlamasına yeterli gibi gözük- se de işlerini olgunlaştıracak. onlan tat- min edecek bir zamanı tanımıyor. Her nedense Türkiye'de bizlere anlamazlar, bilmezler muamelesi yapılmakta. Bu ta- vır bienalin Türk sanatına ve sanatçısı- na en büyük katkısı olacak gibi gözükü- yor. Şahsi ya da toplu komplekslere ka- pılacağız! Her ne kadar 10-12 Türk sa- natçısı arasında olabilmek ya da proje- sini onaylatabilmek için alçaktan alanlar bunu hak etseler de, olumlu bir diyalo- ğu bekleyen bizlere profesyonel bir dav- ranış değil gibi geliyor. Danışma kurulunun amaç, ilke ve yön- temler ıle sanatçılar konusunda öneriler yapan ama karar mekanizması içinde pek de yeri olmayan, görüş veren uzman- İar grubu olarak tanımlıyorum. Öneri- den, denetleme ve onaya uzanan danış- manlıklardan yarar çıkabılir. türlü ortam- larda, ama şu ana kadar danışmanlann kendilerinin de belirteceği üzere en azın- dan Türk sanatçılannın seçimi için cid- di bır ortam yaratılmadı. Rene Block gi- bi uluslararası ilişkilerde ve sanat orta- mında yetkin bır sanat adamına benim pek bir önerım olamaz. Öncelikle Türk sanatçısının hazırlanması için zaman ta- nmması gerekırken bu yapılmadı. İyi bir dıyalog kurulması ancak sanatçılarla mümkün. sanat ortamı onlarla kaım. Güzellik yarışmasına dönüştürülmemeli ÖMB» UIUÇ: Özel olarak beni ılgılendi- ren bır konu değil. Çünkü açıkça, Istan- bul'da bır bienale ancak çok bellı şartlar- da, bır bölümünde on, on beş büyük işi- nin gösterilmesi. vb. durumlarda katıla- bilirim. Ancak konuyla ilgileniyonim. Bu ışık kentinde önemli bir şeyler olma- sı benim için bir tutku sorunu. Bunu yıl- lardır konuştuk. Dolayısıyla özetle; bi- enalin tek seçicilı. birbırini andıran ya- bancı \e yerlilerin bulunacağı. bunlann dasırasıylaaçıklanacağı bir güzellik ya- nşmasına döndürülmesi şimdilik bir miktar abes. biraz da eğlenceli. Çağdaş müzenın kurulması, büyük bienal ve ser- gilere katılım ve İstanbul bienali birbir- leriyle ilgıli bir çerçeve Bu, yetenekli sanat adamlannın ülkede ortaya çıkanl- masından. bütün çağdaş tartışmaların burada yapılmasına kadar gider. Buna dışardan baş danışman, alt danışman, uz- manı katılabilir ve dışansı bunu gene te- min eder. Yönetim. hemen her iddialı yerde olduğu gibi. burası merkezli ol- malıdır. Ancak o zaman imgelem çalışa- cak ve standardın dışında özgünlükler aranabilecektır Tabii kı, sanatçılanmızın da içerde ve dışarda da tek tek, büyük ve çetin uğraşlan göz önüne almalan bu işin ana koşuludur. Bunun dışında uluslara- rası alana kestirme yol yoktur. Kımse kımseyi pek uzağa taşıyamaz. Dolayı- sıyla bu işlerin artık alışılmaya başlanan paket ıhale yöntemleriyle ele alınması- nın yararsız olacağı kanısındayım. Rene Block belli bir anlayışın temsilcilerin- den biri. Umanz ki o bu anlayışın o çok bılinen yeminli askerlerinden değildir. Bağımsızca istediğini seçebilir YAHŞİ BARAZ: Rene Block Türk sanatı- nı ıyı tanımıyor. Sanat ortamına alışma- ya çalışıyor. Bu ülkenin sanatını öğren- mek için bır-iki hafta yetmez,ona zaman tanımalıyız. Önümüzdeki haftalarda se- çımini yapacağına eminim. Danışma Kurulu üyeleri Türklerden seçildi. Onlar Rene Blok'un sanatımızla ilgili sorula- nnı yanıtlamaya ve onu Türk Sanat or- tamına sokmaya çalışıyorlar. Bence bu konuda kimsenin önerisi veya etkisi söz konusu değil. O bağımsız irade ve sağ- duyuyla. istediğini seçebilir. Bu bir yıldc takdimi değildir 88MRA GBMIANBİ: Deneyımli bir sanat yönetmeni olan Rene Block'un 'New Orientation* olarak belırlediği tema çer- çevesinde bir seçim yapacağı ve zama- nıni da buna göre ayarlayacağı düşünde- sindeyim. Daha çok bir vvork-shop tar- zında gelıştirilmesi tasarlanan çalışma- lar için, ana temanın Ekim 1994'ten be- ri belli olduğu göz önüne ahnırsa, konuy- la ilgılenen sanatçılann en azından dü- şünce geliştırmek açısından yeterli bir süreye sahıp olduklan kanısındayım. Küratör. tek bir beyin olarak, düşünce bütünlüğü sağlamak amacıyla, serginin düzenlenmesini üstlenen kişidir. Rene Block bienal temasını nasıl tek başına oluşrurdu ise sanatçı seçimini de öyle yapacaktır. Dolayısıyla göz önünde bu- lundunılması gereken ilkeler ve ölçütle- ri tema dogrultusunda kendisi belirleye- cektir. Bugün şu ya da bu sanatçımn se- çilmesinden çok bienalin kurumlaşması önem taşımaktadır. Bu bir yıldız takdi- mi değildir. Herhalde burada küratör, en iyilerini değil ama birbiri ile bütün oluş- turacak, uyumlu ve temayı en iyi biçim- de açıklayacak sanatçılan seçmek duru- mundadır. Danışma Kurulu Türk sanat- çılann son yıllardaki yönelişleri. genç sanatçıların arayışlan. sanat çevresiyle ilgıli sorunlann neler olduğu vb. gibi ko- nularda açıklay ıcı bilgiler verir ve ken- disine destek olur. NEW YORK^TAN İLHAN MİMAROGLL Yıkıntı Dökümü Kazıyorlar. Aylardır, yıllardır kazıyorlar. Kazıyorlar, örtüyorlar, gene kazıyorlar. Kazılıp örtülmeyen, örtül- dükten sonra gene kazılmayan, gene örtülüp v^ni baştan kazılmayan sokak. cadde, kaldırım, park kal- madı. Kazdıklarını örttüklerinde doğru dürüst örtme- yi de beceremiyorlar. Asfaltlar arnavutkaldırımına döndü. Karşıdan karşıya geçerken asfaltı düz sanıp ayağını atanlar, çukuriara takıhp yuvarianıyorlar. Oto- mobiller, otobüsler, otoparka dönüşmüş yollarda iler- leyebilirlerse, her bir çukurda hava boşluğuna düş- müş uçaklar gibi sarsılıyorlar. Kazılan yollann tozu toprağı, kazma kürek azma- nı dinozorlar gibi buldozerleri, gürültüsü insanı çile- den çıkaran kaya ve asfalt delgileri, hem de kaldı- nmlardaki inşaat iskeleleri bu çirkin kentin çirkinliği- ni çok daha büyük çirkinliklerle örtüyor. Bizim ma- halledeki turist uğrağı katedralin onarımı bitip tüken- . miyor. Yıllardır turistler otobüslerle oraya gelip inşa- ; at iskelelerine bakıyorlar. Yolları kazıp örtüp yeniden j kazdıkları gibi, ele geçirdikleri binaları da yıkıp yeni- 1 sini yapıyorlar, sonra gene yıkıp gene yapıyoriar. Yı- kamadıklannı onarıyorlar, aylaryıllar boyu. Ne mi ge- rek? Mafyanın haracmı ödemek gerek. Dünyanın dört bucağından gelmiş iş bilmez garipleri inşaat iş-, çisi diye düşük ücretlerle çalıştırıp inşaat mafyaları- •; nı beslemek gerek. Filmlerınden birinde Woody Allen, nereye düştü- . ğünü bılmeden bir mafya partisınde bulur kendini. ' Yeni tanıştığı bırine işinin ne olduğunu sorar. "Çi- mento" der adam. "Çımento mu? Çimento mafya- nın elinde değil mi?" sözlerini ağzından kaçırdığın- ; da pot kırdığını anlayıp sesıni keser bızim şaşkın. Çimento mafyası başlıca mafyalardan biriyse de daha birçoğu var: Çimen kırpma mafyası, çöp top- ; lama mafyası, pencere değiştirme mafyası... Pencere değiştirme mafyası mı? Gökdelenli New York'un pencere sayısını düşünebiliyor musunuz? "Pencere değiştireceğız" diye bizim evın de kapı- sına dayandılar. Katlandık. Temiz işçilik beklemiyor- duk, ama hiç olmazsa eski dingildek pencerelerin ye- rine yenileri takılacaktı. Çok geçmeden kötü işçiliğin ne denli kötü olduğu anlaşıldı. Gündelikçi kadın, . camları silerken pencerelerden bıri yerinden çıktı. Yakınında olup eteğine yapışmasaydık kadıncağız elinde pencereyle dokuzuncu kattan aşağı kaldınmı boylayacaktı. ' Ertesi aydan başlayarak ev sahibi, "Pencereler ' değiştirildi" diye kirayı arttırdı. Pencere değiştirme mafyasının haracına aydan aya bizim de katkımız var , şimdi. Yakın günlerde New York'un sergi salonu Javits Center'ın mafya yönetıminde olduğu açığa çıktı. Yö- - netimı üstlenmiş mafya örgütünün cakalı bir adı var:;, "Kaynakçılar ve Contacılar Bırieşik Kardeşliği." Maf- * 4 ya üyeleri, Javits Center'a giden gazetecileri içeri al- madılar. Orayı gangsterlerden temizlemenin başka yasal yollan çıkmaza girdi. Bunun üzerine Javits Cen- . ter'a askergönderıldı. Gangsterler kovuldu, yeni iş- ; çiler alındı. Gün gelir gazetecinın biri oranın yeniden mafya yönetimine girmiş olduğunu açıklayabilir. ; Ingilizcede "sendika" karşılığı "syndicate" değil • de "union" sözcüğü kullanılırsa da, mafyalardan, ! gangster örgütlerinden "cürüm sendikası" anlamı- na "crime syndicate" deyimiyle de söz edilmesi, Amerikan işçi sendikalarından birçoğunun mafya yönetiminde olması bakımından ilginç bir bağlantı. New York'un eski sergi salonu Coliseum'un yeri- ne bir gökdelen dikılmesı tasansı açıklandığında çev- reciler tepki göstermeye başladılar. Bunun üzerine inşaat işçileri, Coliseum'un önündeki meydanda çevrecilere karşı bir miting düzenlediler. Politikaya burunlannı soktuklannda gericinin gericisidirler inşa- at işçileri. Vietnam Savaşı'na karşı gösteri yürüyüşü yapan öğrencilere saldınp dayak atan, Iran'a silah sa- tıp parasını Nikaragua'daki sosyalist hükümeti de- virmek için çete savaşına girişen kontralara yediren Oliver North'u öven yazıları inşaat yerlerine yazan hep onlar değil miydi? Coliseum'dakı mitinge. ne olup bittiğini görmek için gitmiştim. Sendika elebaşları, gözlerini kan bü- rümüş, kendilerine karşı koyarmış gibi davrananla- ra dayak atmaya hazır, ortalıkta gezinip duruyorlar- dı. Miting dağıldıktan sonra, duvaıiara astıkları afış- lerden birinin üstüne kaşla göz arası "İnşaat işçileri gangster uşaklan" diyeyazıp kaçtım. Gözü dönmüş- lerden biri ikisi henüz oralarda dolaşıyor olabilirler- di. Sonuçta çevreciler kazandı. Kazanan kaybediyor gibisinden. Coliseum henüz yerinde duruyorsa da önündeki meydanın iki yanındaki sokakların orast burası kazılıyor, örtülüyor, gene kazılıyor, gene ör- tülüyor, gene kazılıyor... 'Hayal Bahçesi 1. Yaz Etkinlikleri' Kürfür Servisi - Bakırköy Beledıyesı tarafından düzenlenen 'Hayal Bahçesi 1. Yaz Etkinlikleri'nde bugün saat 17.00'de Hayal Ağacı'nda Cihan Demirci kıtaplannı imzalayacak. Yenidünya Sahnesi'nde saat 19.00'da Esenvaırt Beledıye Tiyatrolan R. Bılginer "Polıtikada Bır Sarı Çizmeli" ve saat 22.00'de Don Kişot Tıyatrosu "lshak Oyunu" adlı oyoınlan sahneleyecekler. Şeyh Küşteri Meydanı'nda Bakırköy Belediyesı Folk-Tur Halk Danslan Topluluğu saat 21.00'de halk danslan gösterısı sergileyecek. Sinema bölümünde ise Lütfı Akad'ın "Gelin" ısımli filmi saat 23.00'tegösterilecek. 66 fihn projesi, destek bekliyop ANKARA (AA) - Kültür Bakanlığf nın. Türk sinemasının içinde bulunduğu darboğazdan kurtanlması ve nitelikli yapımlann özendirilmesi amacıyla başlattığı destek uygulaması kaynak yokluğu nedeniyle sürdürülemiyor. Kültür Bakanlığı'ndan edinilen bilgilere göre bu yıl 'Sinema ve Müzik Sanatı Destekleme Fonu'ndan destek almak için 66 film projesı. 2 belgesel film projesı. 2 müzik projesi, 11 karşılıksız yardım projesi ve 2 stüdyo geliştirme projesi için başvuru yapıldı. Bakanlık yetkilılen. fonda kaynak bulunmaması nedeniyle değerlendirme çalışmalannın yapılamadığını belirterek son iki yılda üretilen film sayısında büyük düşüşün yaşandığına dikkat çektiler. Taris'te Türk evi projesi' gerçekleşiyor R\RİS (.\NKA) - Yaklaşık beş yıldır gerçekleştirilmesi için çalışmalar yapılan 'Paris'te Türk evi projesi' nihayet sonuç aşamasına geliyor. içinde Türkiye'nin çeşitli yörelerinden 2000'e yakın esenn sergıleneceği geleneksel 'Türk evı'nin gelecek yıl ocak ayında Paris'in ünlü müzelerinden "Musee de l'homme"da (Insan Müzesi) açılması bekleniyor. Finansal güçlükler nedeniyle gerçekleşemeyen 'Türk evi projesı'. finansman konusunda devreye giren özel sektör kuruluşlanndan DIM AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Öztürk'ün projenin yapımını üstlenebıleceklerini ve mali destek sağlayacaklannı açıklaması ile hız kazandı. DIM AŞ tarafından Mimar Sinan Üniversitesı öğretim görevlileri ıle işbirlıği yapılarak Türkiye'de inşa edilecek 'Türk evi'nin daha sonra Pans'teki müzeye montajı gerçekleştirilecek. 'Türk evi'nin gelecek yıl ocak ayı sonunda açılması bekleniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle