Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25TEMMUZ1995SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Vengide hedefler
aşıldı
• ANKARA (AA) -
Maliye Bakanı Ismet
Attila, bu yılın ilk 6 aylık
döneminde vergi
gelirlerinin 385 trilyon
liralık revize hedefin 68.9
trilyon lira üzerine çıkarak
453.9 trilyon liraya
ulaştığım bildirdi. Bakan
Attila, 1995 mali yılında
880 trilyon lira olarak
öngörülen genel bütçe
vergi gelirleri hedefinın.
daha sonra. koşullarda
değişmeler olması sonucu
revize edilerek, yüzde 13.3
oranında artışla 997 trilyon
liraya çıkanldığını
hatırlatarak. hedef
yükseltildiği halde. ilk 6
aylık sonucun bunun da
üzerinde olduğunu
vurguladı.
TKİ'den dev ihale
• ANKARA (AA)-
tşletmelerinde modern
üretim yapmak amacıyla.
"açık ocak işletmeciliği"ne
kademeli olarak son
vermeyi planlayan Türkiye
Kömür tşletmeleri (TKİI
Genel Müdürlüğü. bu
konudaki girişimlerini
hızlandırdı. TKt. daha önce
Tavşanlı ve Soma linyit
işletmelerinde kurmayı
planladığı ve ıhale
aşamasına getirdiği
"yeraltı mekanizasyon
sistemi"ni. Çayırhan
işletmelerinde de kurmayı
amaçlıyor.
İSO, Hikmet
Çetin'i ağırlıyor
• Ekonomi Servisi -
tstanbul Sanayi Odası
(İSO) CHP Genel Başkanı
\e Başbakan Yardımcısı
Hikmet Çetin'i
ağıriayacak. Hikmet
Çetin'in konuk olarak
katılacağı Sanayi Odasfnın
yann yapılacak temmuz ayı
olağan meclis toplantısının
gündemi ise. "'2000'li
yıllara yaklaşırken gümrük
birliği öncesinde
Türkiye'nin yapısal
hedefleri" olarak
belirlendı.
Erdemir'de dava
• Ekonomi Senisi -
Ereğli DemirÇelik
Fabrikalan"ndan
(ERDEMÎR) emekli olan
Rahmi Gümüş, "çalışanlar
arasında ayncalık yaptığı"
gerekçesiyle işvereni
mahkemeye verdi. 31
Mayıs'ta emekliye aynlan
Gümüş. Erdemir'de 31
Ocak 1995 tarihinden
itibaren "aylık ücretli"
statüsünde çalışanlara
yüzde 50 oranında zam
yapıldığını ancak "saat
ücretli" grubundaki
personele zam
verilmedigini belirterek.
haksız uygulama olduğu
iddiasıyla Edirne tş
Mahkemesi'nde dava açtı.
Söksa belediyeye
devredildi
• Ekonomi Servisi -
Sinop'ta faaliyet gösteren
•Sinop Örme ve
Konfeksiyon Sanayii'nin
(Söksa) yüzde 5l'lik
hissesi. belediyeye bedelsiz
olarak devredildi.Girdiği
maddi imkânsızlıklar
nedeniyle kapanma
tehlikesiyle karşı karşıya
olan Söksa"da yüzde 51
hissesi bulunan Kalkınma
Bankası, bu hissesini bedel
almadan belediyeye
devTederken, thlas Holding
de geriye kalan hisseye
talip oldu.
ŞİRKETLERDEN
• MOTOROLA
bayanlann yüzde 85'inin
•güvenliklerini sağlamak
amacıyla cep telefonu
•kullandıklannı saptadı.
M PAMUKBANK
•Karikatürist Haslet
Soyöz'ün ünlü tipi
-Küçümen'i '"Pamukbank'ta
Daha Fazlasını Bulursunuz"
'kampanyasında maskot
olarak kullanacak.
• PINAR ET yeni bir
dondurulmuş et ürünü olan
Pınar Kokteyl Köfte'yi
piyasaya çıkardı.
MCÖNTINENT
Hipermerket ıle Hür FM'in
birlikte düzenlediği
promosyonda. Meral Bora
Isimli dinleyici.
Hipermarket'ten kilosu
kadar deterjan kazandı.
• AROMEL
KOZMETİK AŞ
Schvvarzkopf lisansı ile Sun
Sail Güneş Sütleri serisini
üretti.
• KLİMA İNSAAT AŞ,
.Rusya Federasyonuna bağlı
_Başkırdıstan Cumhuriyeti
Merkez Bankası binasının
.yapımını gerçekleştırdi.
• TNT EXPRESS
VVORLDMIDE Avrupa iş
-hacmindekı artış nedeniyle
.hava ağına, 2 adet Boeing
727 daha kattı.
Anayasa değişikliğinde sonuç değil, Meclis'teki uzlaşma memnun etti
dünyası: Bıına da şiikürEkonomi Servisi- Anaya-
sa değişikliği paketinin bü-
yük birdestekle Meclis'ten
geçmesi yalnız siyaset cep-
hesini değil. ekonomi dün-
yasını da rahatlattı. 5 parti-
nin uzlaşarak anayasa deği-
şiklığine gıtmesini "de-
mokrasi yönünde atılmış
oiumlu bir adım'" olarak de-
ğerlendiren iş dünyası ko-
nuyu değerlendirirken deği-
şikliklerin istenilen düzey-
de olmadığını eklemeyi de
ihmal etmedı. Gelişmeleri.
gümrük birliği arifesinde
önemii bir avantaj olarak
değerlendiren iş dünyası. si-
yasi partılerin uzlaşmasının
da en az anayasanın değiş-
mesi kadar önemii olduğu
görüşünde birleşti.
Türk Sanayicileri ve Işa-
damlan Derneği Yüksek Is-
tişare Konseyi Başkanı Fey-
yaz Berker, yaptığı açıkla-
mada. değiştirilen Anaya-
sa'nın 17maddesinindeğiş-
tirilmesi "arzuedileni'yan-
sıtmasa da gelinen noktada
• Özel sektör,
Meclis'ten çıkan
Anayasa
değişikliğini, Türkiye
için hedeflenen
demokrasi standardı
açısından yeterli
bulmadı. ancak
değişikliklerin bu
yolda "önemii bir
adım" olduğu
konusunda görüş
birliğine vanldı.
5 siyasi partinin uzlaşması-
nın anayasa değişikliği ka-
dar önemii olduğunu söyle-
di. Anayasa değişikliğinin
Avrupa Parlamentosu (AP)
üzerinde de oiumlu etkisi
olacağını kaydeden Berker.
gümrük birliği için avantaj
yakalandığını vurguladı.
Meclis'in anayasa değişik-
liğiyle saygınlık kazandığı-
nı ve bundan sonra yapıla-
cak tenkitlerin daha ölçülü
Halit Narin.
olacağını belirten Berker,
Meclis'ten aynı duyarlılığın
Seçim Kanunu ve Terörle
Mücadele Yasası'nın 8.
maddesi konusunda da bek-
lendiğini ifade etti "Bugün
çıkan sonuç 8. maddenin de-
gişmesi konusunda da bir
başlangıç niteliği taşıyabi-
ürT
" diyen Berker. düşünce
özgürlüğüne yeni bir ufuk
getirilmesi gerektiğini, bu-
nun Türkiye'yi bölmek iste-
Fe»az Berker.
yenlere verilecek düşünce
özgürlüğü olarak algılan-
maması gerektiğini savun-
du. Anayasa değişikliğini
"demokrasinin zaferi" ola-
rak nitelendiren tstanbul Ti-
caret Odası Yönetim Kuru-
lu Başkanı Atalay Şahinoğ-
lu. Meclis'in itibannı kıs-
mende olsa yeniden kazan-
dığını söyledi. Anayasa de-
ğişikliği görüşmelerinin tı-
kanmasını "parti liderleri-
Nur Ger.
nin anayasayı ben yaptım,
sen yaptın çatışmasına"
bağlayan Şahinoğlu. "Bun-
dan sonra yapılacak değişik-
liklerde ülke menfaatine y ö-
nelik konularda biıiik için-
de olunabileceğini gösteri-
yor" dedi. Anayasa değişik-
liğinin Türkiye'nin kendi
ihtiyaçlannı karşıladığını
belirten Şahinoğlu. "Böyle
bir ola\ gümrük birliği süre-
cinde fayda sağlayacaktır.
İKy Anayasa değişikliğinin coşkusuyla AB'yi ikna turuna çıkıyor -
Özel sektörün gümrük birliği atağı
Ekonomi Servisi - Meclis'ten
geçen anayasa değişiklikleri özel
sektörün gümrük birliği çabalan-
na hız ve moral kazandırdı. AB ile
ilişkilerde özel sektörü temsil e-
den tktisadi Kalkınma Vakfı. ana-
yasa değişikliğini ön koşul olarak
ileri süren Avrupa Parlamento-
su'na "Sıra şimdi sizde" demek
üzere AB turuna çıkıyor.
İKV Başkanı Sedat Aloğlu
"Demokratik standartlann
yükseltilmesi. AB ile Türkiye
arasındaki ilişkilerde dc birya-
kınlaşmayla sonuçlanacaktır"
diye konuştu.
"Bu aynı zamanda dışanda
Törkiye'ji savunan Türk dost-
larına da kullanabilecekleri bir
kozdur. Gümrük birliğinin
AP'de oylanması konusunda
avantaj teşkil edebilecek bir
adımdır" görüşünü savunan Se-
dat Aloğlu. yaptıklan katkılar ne-
deniyle milletvekillerini. siyasi
partileri. sivil toplum örgütlerini
ve medyayı kutladıklannı söyle-
di. Aloğlu. fKV olarak bundan
böyle 23 Temmuz'u Bayram ola-
rak kutlayacaklannı sözlerine ek-
ledi. iktisadi Kalkınma Vakfı
(İKV). 30 Ekim'de yapılacak
Konsey toplantısı öncesinde. Av-
rupa Birliği (AB) ülkelerinde yo-
ğun temaslar yapacak.
Temaslann dozu
IK\' Yönetim Kurulu Başkanı
Sedat Aloğlu, geçen hafta Brük-
sel'e bir ziyaret yaparak. Türk
Büyükelçiliği yetkilileri ile söz-
konusu dönemi kapsayan faaliyet
planı üzerinde koordinasyon ça-
lışması yaptı. Buna göre. ağustos,
eylül ve ekım aylannda İKV tara-
fından yapılacak dış temaslarda
ağırlık noktalannı Avrupa Birliği
parlamenterleri. medya ve iş çev-
releri oluşturacak.
Aloğlu yaptığı açıklamada. bu
temaslann koordinasyonunun
çok önemii olduğunu. dozunun
iyi ayarlanması gerektiğini. güm-
rük birliğinin peşinden koşuyor-
muş gibi bir havanın yaratılma-
masının önem taşıdığını anlattı.
Bürokrasi ile de yakın temas
halinde çalıştıklarını da vurgula-
yan Sedat Aloğlu. şöyle konuştu:
"Bunlar iş dünyası, parla-
mento, hükümet ve bürokrasi
arasında yakın ilişkilerle ta-
mamlanması gereken çalışma-
lardır. Netice itibarivle çıkarı-
lan ekonomik mevzuat yasala-
rı, iş dünyasını ilgilendiren ya-
salardır ve bir anlamda bu işin
oyuncuları iş dünyası olacaktır.
Onun için baştan,yakın temas-
ta olmak ve baştan iyi işleyebi-
lecek kuralları koymak, bu
ovunda esas olmalıdır." Aloğlu, anayasadeğişikliklerini anlatacak.
Tanm vejyöyişleri Bakanı Şahin, endişeleri giderdi
6
BüF gram itKal et
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Tanm ve Köyışle-
ri Bakanı Refaiddin Şahin,
çıkanlan bir tebliğle 50 bin
ton kemiksiz et ithaline izin
verildiğıni. ancak daha son-
ra bu izinlerin de iptal edil-
diğini belirterek "Birgram
et girmemiştir Türkiye'ye,
bundan sonra da girmeye-
cek~ dedı.
Tanm ve Köyişleri Baka-
nı Şahin. Türk Veteriner
Hekimler Birliği Vakfı ta-
rafından ödüllendirildiği tö-
rende, gazetecilerin çeşitli
konulardaki sorulannı ya-
nıtladı.
Kemiksiz et ithaline he-
men yasak getirilmesi ne-
deniyle Türkiye'ye bir
gram bile et girmediğini
kaydeden Şahin, kemiksiz
et ithaline izin veren karar-
name ile az sayıda firmanın
toplam 50 bin ton kemiksiz
et ithali için izin aldığını a-
ttıa. daha sonra bu izinlerin
de iptal edildiğini belirtti.
Refaiddin Şahin. bu yıl
Türkiye'de buğday sıkıntısı
Şahin: Kaliteli ithalat şart
olup olmayacağına ilişkin
bir soruya, "•Türkiye'nin
buğday rekoltesi geçen sene-
ye göre daha iyi. Geçen yıl
bir sıkıntımız olmadı. bu se-
ne de olacağını sanmıyo-
rum" yanıtını verdi.
Şahin. makarna sanayi-
inin ihtiyacını gidermek
açısından geçen yılki gibi
kaliteli "durum buğdayr
ithal etmenin söz konusu
olduğunu belirterek, Türki-
ye'nin ihtiyacı kadar buğ-
dayın bulunduğunu, ihracat
• Tanm Bakanı
Refaiddin Şahin,
bundan sonra da
Türkive'ye ithal et
girmeyeceği sözü
verirken, bu yıl
buğday sıkıntısı
olmayacağını,
kalitesiz gübre
ithaline de izin
verilmeyeceğini
vurguladı.
için gerekebileceğini bildir-
di. Her ıhtimale karşı uygun
şartlarda ABD'den 100 bin
tonluk durum buğdayı bağ-
lantısı yaptıklannı belirten
Şahin, ABD'den buğday
alınmasının "Türk makar-
nasının ABD'ye ihracına
zoıiuk çıkanlması"vla bir
ilgisi bulunmadığını söyle-
di.
Kalite kontrolü
Tanm ve Köyişlen Baka-
nı, Türkiye'ye giren her
üründe olduğu gibi gübreye
de kalite kontrolü yapıldığı-
nı, her ilde bulunan labora-
tuvarlarda gübreler tahlil
edilerek, kalitesiz gübre sa-
tışına izin verilmediâini bil-
dirdi.
Denetim şart
Kötü gübreyi kimsenin
almayacağını ifade eden
Şahin. "Bunun kontrolü ya-
pılarak ithal edileceğinden,
kötü kaliteli gübreyi kim ge-
tirdiyse de hakkında gerek-
li tahkikat yapılır \e getir-
me. dağıtma hakkı iptal edi-
lir" dedi.
Bakan Şahin. Rusya'dan
ilk defa gübre gelmediğini.
hatta Avrupa'nın da eski
Doğu Bloku ülkelerinden
gübre aldığını belirtti.
Tanm Bakanı Şahin. faiz
borçlannın affı için son mü-
racaat süresinin bu ay so-
nunda dolduğunu hatırlata-
rak. borçlu çiftçilerin Zira-
at Bankası 'na müracaat
ederek ödeme planı verme-
si gerektiğini hatırlattı.
Avrupa Parlamentosu üze-
rinde oiumlu bir etki yara-
tacaktır" dedi. Yapılan de-
ğişiklikleri "ilk adım" ola-
rak değerlendiren Şahinoğ-
lu, "Yeterii olmasa da bu bir
başlangıçür. Bundan sonra
daha içerikii değişikJikler
yapılabilir" dıye konuştu.
Meclisten çıkan anayasa de-
ğişikliği karannı milli şuur
\e Atatürk ilkeleri konusun-
da atılmış çok önemii bir
adım olarak nitelendiren
Türkiye Tekstil Işverenleri
Sendikası Başkanı Halit
Narin, "Böyle bir sonucun
aksi Refah Partisi'nin galibi-
yeti olurdu ki bu bir feiaket
getirirdi" dedi. Narin. söz-
konusu değişikliğin Türki-
ye'nin AB ile yapacağı
gümrük birliği için de
oiumlu ve önemii katkılar
saglayacağını söyledi.
Demokrasilerde oyunun
kurallarını, yani seçmen,
politikacı ve bürokrat ara-
sındaki ilişkileri belirleme-
nin en etkin aracının anaya-
sa olduğunu söyleyen Tür-
kiye Genç îşadamlan Der-
neği (TÜGtAD) Yönetim
Kurulu Başkanı MuratBek-
dik. "Demokrasi tarihimiz-
de ilk kez bir sivil anayasa
uygulamasını başlatan,
gümrük birliği ve AB enteg-
rasyonu sürecinde Türki-
ye'nin önünü açacağına
inandığunız, sivil anayasayı
gerçekleştiren Meclisimize
teşekkür ederiz. Parlamen-
tomuzda sivil anayasa olgu-
su ile başlayan siyasi partile-
rimiz arasındaki toplumsal
menfaatler konusundaki bu
uzlaşma döneminin devamı-
nı dileriz" dedi.
Türkiye Giyim Sanayici-
leri Derneği Başkanı Nur
Ger anayasa değişikliğini
yetersiz bulduğunu be-
lirterek "Daha köklü deği-
şiklikler yapılabilirdi. Bu ha-
Byle bile Meclis'in referan-
duma gitmeksizin. tartışa-
rak bu değişiklikleri yapa-
bilmiş olmasını Türkiye ve
demokrasi adına oiumlu gö-
rüyorum" diye konuştu.
ANTt-MÜSTEŞARLIK LOBİStNE TEPKİ
Tanm Bakanlığı,
hayvancılığı kurtaramaz
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu)-Izmir Veteri-
ner Hekimleri Odası Genel
Sekreteri SuatÇelikel, 1980
yılından bugüne dek uygu-
îanan aşın liberal hayvancı-
lık politikası sonucunda,
hayvansal ürünlerde dışa
bağımlılıkkonumunageldi-
ğimizi belirtti.
Hayvancılık ve Su Ürün-
leri Müsteşarlığı kurulması
yönündeki çalışmalara. bü-
yük bir lobi faaliyeti ile kar-
şı çıkılmayaçalışıldığı-
nı kuşkuyla izledik-
lerini belirten Çeli-
kel. "Bu çevrelerin
müsteşarhk tasansı-
nı "Hayvancılığı tü-
müyle öldürmeyc' yönelik
bir çahşma olarak değetien-
dirmesi. Dünya Bankası'nın
vereceği '9 trilyon liranın te-
kellere peşkeş çekileceği' sa-
vı gerçeği yansırmamakta-
dır" dedi. Tanm Bakanlı-
ğı'nın hayvancılık sektörü-
nün sorunlanna çözüm ge-
tiremeyeceğini, bunu bekle-
menin "çöMeyağmurduası-
na çıkmak" anlamına gele-
ceğini vurgulayan Çelikel
açıklamasını şöyle sürdür-
dü:
"Tüm bunlardan sonra
hayvancılık sektörünün so-
runlanna Tanm Bakanlı-
ğı'ndan çözüm beklemek,
çölde yağmur duasına çık-
maktır. Çözüm, bağımsızve
yeni bir örgütlenmedir. Bu
nedenle kurulması düşünü-
len Ha\ \ ancılık ve Su L rün-
leri Müsteşarlığı ülke hay-
vancıhğını tümüyle öldür-
meye yönelik bir çalışma ol-
masının aksine, hay-
vancüığa yeni bir K-
me kazandıracakve
sektörün sorunlan-
na çözüm getirecek-
rir. Bu tasanya karşı
çıkanlann 1983 yılında uy-
guladıklan Tanm Bakanb-
ğı'nın 'yeniden yapılanması
projesi" ile bakanlığı içinden
çıkılamayacak bir yapıya
soktuktan sonra ülke hay-
vancılığının yok olma aşa-
masına getirilmesinde de
büyük sorumluluk ve katkj-
lan vardır. Bugün timsah
gözyaşlanyla hayvancıhğa
ağlavanlar. 1983 yılında bay-
ram yapanlardı»"
Türkiye'de her alanda yaygınlaşan marka hırsızlığı, özellikle yabancı yatırımcıyı ürkütüyor
Taklitçîlik, Türkiye'yi
6
kara liste'ye soktu
MERİHAK
İZMİR- Türkiye marka
hırsızlığının yaygın olarak
görüldüğü ülkelerden biri ol-
du. ABD tarafından uyanlan
ve "kara listeje" alınması
beklenen Türkiye'de yasala-
nn caydıncılıktan uzak ol-
ması, taklitçiliği ve marka
hırsızlığını körüklüyor.
Uluslararası firma temsilci-
leri, gerekli önlemlerin alın-
maması durumunda yabancı
sermayenin Türkiye"den çe-
kileceği uyansında bulunu-
yorlar.
Köyden, büyük kentlere
kadar hemen her yerde ku-
rulan pazarlarda ya da ma-
ğazalarda asıl fiyatlannın
yansına alma şansını yakala-
dığınız ürünler, Türkiye'nin
başını ağntmaya başladı.
Özellikle gençlerin büyük il-
gi gösterdiği blue jeanlar. s-
por ayakkabılar. çantalar.
çakmaklar, saatler. kokular
ve tişörtler büyük bir usta-
likla taklit edilerek piyasaya
sunuluyor.
Türkiye'de en çok taklit
edilen ürünlerin başında hiç
kuşkusuz Fransızlar'ın La-
coste ürünü geliyor. Devan-
lav- Lacoste'nin Türkive
Temsilcisi Attila Küçükka-
yalar, taklitçiliğin, en çok,
yapıldıgı ülkeyi zarara sok-
tuğunu söyledi. Taklitçiliğin
ve marka hırsızlığının ülke-
lerin ekonomik gelişmeleri-
ni, yenilik ve buluşlann sa-
nayiye uy gulanması sürecini
engellediğini belirten Kü-
çükkayalar, bu ülkelerde ya-
ratımın ve çağdaş pazarla-
manın yapılmasının da
mümkün olmadığını bildir-
di. Taklitçiliğin resmi işsizli-
gi arttırdığını belirten Kü-
çükkayalar. "Yoğun taklrtçi-
lik nedeniyte teknoloji ve ilgi
birikimine dayalı yabancı
sermaye girişleri istenilen dü-
zeylerin çok altında kalmak-
tadır. Bunlann ötesinde, tak-
litçilik ülke imajını bozmak-
ta ve aleyhte propaganday a
neden olmaktadır" dedı.
Gelişmiş ülkelerin taklit
ürünlerle mücadeleye önem
vermeye başladığını ve ya-
salannı da bu duruma kar s l
katılaştırdığını belirten Kü-
çükkkayalar şunlan söyledi:
"Taklitçilikten bugüne ka-
dar mağdur olan kişi ve ku-
ruluşlann en büyük dileği.
uluslararası standartlardan
caydıncılık hükümleri içer-
diğisöylenenbuyasalann,yi-
ne uluslararası standartlar-
da yaptınm gücüne de sahip
olmasıdır. Hepimizin bildiği
gibi yasalar ancak süratli ve
etkin bir şekilde uv gulandığı
sürece yaraıiı olabilirler. Öte
yandan, taklitçilikten bütün
kesimler zarar gördüğüne
göre, bu alanda şikâvet, şim-
diye kadar olduğu gibi sade-
ce marka sahiplerine veya ve-
kiilerine bırakılmamalıdır.
Tüketici de herhangi bir şe-
kilde bir taklit ürün satın al~
dığında doğrudan zarar gö-
receği için şahsen ihbar ve şi-
kayette bulunmalıdır. Taklit-
çilikle etkin mücadelede, pra-
rik ve süratli çözümlerin öne-
mi büyüktür."
Levi's Mağazalar Koordı-
natörü ve Markalar Müdürü
Tuncay Yassıtepe de. kanun-
ların verdiğl ölçüde haklan-
nı korumaya çalıştıklarını
söyledi.
Türk kanunlannın bu ko-
nuda caydıncı özelliğinin
bulunmadığını belirten Yas-
sıtepe. "Operasyon sırasın-
da el konulan mallara el ko-
nuluyor ve geri verilmiyor.
En büyük ceza o olarak dü-
şünülüyor. 8 aydan 2 yıla ka-
dar hapis ve 750 bin liraya ka-
dar ağır para cezası gözükü-
yor ama hâkimlerimizde bu
konunun suç olduğu düşün-
cesiyok hâlâ. \ani burada bir
eğitim. sempozy um yapılma-
lı. Bunun ağır bir suç olduğu-
nun anlatılması gerekiyor.
Hele bazı yakalananlann sa-
bıkalan yoksa cezalan he-
men tescil ediliyor. Kayıp sa-
dece el konan mallann mad-
di değeri oluyor" dedi.
Sahte mallann en çok tu-
rizm merkezlerinde ve bü-
yük kentlerde piyasaya sü-
rüldüğünü belirten Yassıtepe
SÖyle konuştu.
" Pazar payını büyükölçü-
de etkiliyor. Alanya'dan Ay-
valık'a kadar olan sahil böl-
gesinde rurist ilk önce gidip
pazardan alışveriş yapıyor.
Vani oradan sahte lİevis alı-
yor. Bir operasyonyaptık Fet-
hiye'de. Burada alışveriş ya-
panlann yüzde 98'i turisrti.
l'cuz olduğu için gidip bura-
dan ahşveriş yapıyorlar. Bun-
lann taklit olduğunu biliyor
onlarda. Çoğuyia konustum.
Biliyoriarveahyoriar. Bu ko-
nuyla ilgili saptanan firma-
lar var. Ama sürekli olarak
yer değiştirip kaçıyorlar. Ye-
rin altına iniyoriar ve sürekli
yer değiştiriyorlar. Kanunlar
caydıncı olmadığı için bu-
nunla başa çıkamazsınız. Bu
konuda ağır cezalar konma-
II Ağır cezalar olursa belki o
zaman insanlar vazgeçerier."
Taklit olayının. büyük
markalan önemii ölçüde et-
kilediğini belirten Yassıtepe,
"Yabancı yatınmcılar da
bundan olumsuz etkileniyor.
Çahşmakta olan çalısacak
olan firmalann durumunu
değeriendirmekte yarar v'ar.
Çahşan firma geri cekilebi-
lir, çalışmak isteyenler de pa-
zara girmeyebiîir. Bazı bü-
yük firnıalar Türkiye'den bu
yüzden girri. Bakın biz, yılba-
şından bu yana yaptığımız
operasyonlarda 10 bine ya-
kın sahte L'evis ele geçirdik.
Bu bizim pazar payımızı yüz-
de 30 channda etkiliyor. Bu
büyük bir rakam. Büyük fir-
malann haklannın bakan-
lıkça konınmasını istiyoruz"
diye konuştu.
İSCİNİN EYRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Sevinelim mi?
3.5 yıllık birgecikme, dış baskılarla ancak gerçek-
leşebilen; 12 Eylül'ün izleri, temel hak ve özgürlük,
sendikal hak yasakları, demokratikleşmenin en
önemii engelini oluşturan maddeleri olduğu gibi bı-
rakılarak gerçekleştirilen anayasa değişikliğini, "Ta-
rih yazıldı" diye sevinçle karşılamak, ne anlama ge-
liyor?
Bu kadan bile öylesine büyük kavgalarla halk bık-
tınlarak umutsuz bir noktada gerçekleştirildi ki hepi-
miz bir gerilimin, koşullanmanın içinde, sevinçli bir
sürprizle karşılaşmış gibi olduk.
Yararcı, pratik bir yaklaşımla "Sivillerin bir anaya-
sa değişikliğini başarması önemii. Bazı nefes aldı-
racak noktalar da var. Kamunun baskısı ile pariamen-
to, isteğinin dışında bir işi kotarmak zorunda kaldı.
Meclis'te en azından bir laik ittifak oluştu, Refah
açıkta kaldı.." türünden iyimser sonuçlar çıkanyoruz.
Hiçbiri yadsınamaz. Ancak gerçekten bu işe ne ka-
dar sevinmeli, ne kadar umutlanmalıyız?
Seçim kampanyalannın odak noktasına, koalis-
yon ortaklığının program ve protokollerine bakıp 12
Eylül ile hesaplaşma, demokratikleşme konulannda
ciddi ciddi umutlanmıştık. Sosyal demokrat çizgide,
gerçek çağdaş bir demokratikleşmeden uzak kalsa
da asgari liberal koşullara uygun bir demokratikleş-
me sürecinin yaşanacağına inanmıştık.
Koalisyon ortaklıkları süreci, pariamentonun eğili-
mi, umduğumuzdağlarakarlaryağdırdı. Liberaller ra-
dikal, ırkçı, şeriatçı eğilimlere; sosyal demokratlar
sağ liberal çizgiye kapı açtı. Özal, 12 Eylül iktidarla-
nnı aratmayacak, sosyal devlet ilkelerine aykın; halk
kitlelerini, çalışanları yoksullaştıran ekonomik politi-
kalar izledi. Bütün iktidar ve parlamento uygulama-
lan, demokratikleşmenin karşıtı bir çizgide gelişti.
Şadece şeriatçı, ırkçı, radikal egilimleri besleyen, an-
tidemokratik, insan haklan ile çatışan bir ortam oluş-
tu.
Bütün partiler ve parlamenterier için gelecek kay-
gışı büyüdükçe, sagduyu da yok oldu. Gümrük bir-
liği baskısına bile sırt çevirebilen radikal sağın gide-
rek güçlenmesi karşısında, sonunda sermayeyi de
ürküten bir tablo ortaya çıktı.
Işte bu noktada liberallerin atağa geçişine tanık ol-
duk.
Daha önce koalisyon ortaklığına. Çiller hüküme-
tine kesin tavırlı, erken seçimde direten sermaye;
kriz sonrası istediği ekonomik kararları aldırabilme-
nin de hoşnutluğunda, çıkarlarına çomak sokmaya-
cak, Avrupalılara karşı Türkiye'nin konumunu rahat-
latacak; sivil toplum örgütlenmelerine, sendikalara,
çalışan kitlelere güç katmayacak bir anayasa deği-
şikliği paketinin yanında ağırlığını koydu.
Bu arada ANAP, DYR parlamento içindeki radikal-
şeriatçıeğilimlerin güçlenmesinden de paniğe kapı-
lan medya, anayasa değişiklik paketinin bir numa-
ralı îzleyicisi, savunucusu, bekçisi oldu. Medyanın;
paıiamentoyu, parlamenterleri teşhir eden kampan-
yası gerçekten etkisini gösterdi. Paketin Meclis'ten
geçirilmesi, sadece CHP ve DSP gibi sol partiler için
değil, ANAP ve DYP gibi liberal, sağ partiler için de
varlık, namus, daha fazla erimemek, rezil olmamak
anlamında tek ölçüt, koşul gibi oldu.
Bu kadanna bile elleri varmayan milletvekilleri için
oylannı kullanmak, gönlü istemeyen lideriere öncü-
lük yapmak zorunluluk halini aldı. Çıkmayacak nok-
tasına gelinmişken anayasa değişiklik paketi Mec-
lis'ten çıktı.
İyi de şimdi önemii olan, buna ne kadar sevinme-
mizin doğru olacağını; hevesimizin, sevincimizin kur-
sağımızda kalıp kalmayacağını kestirebilmek.
"Tarih yazıldı" diye sevinç çığlıklan atan medya-
nın, belli ki "anayasada gerçek demokratikleşme,
temel insan haklan, sendikal haklar, 12 Eylül yasak-
lannın ayıklanması.." anlamında beklentileri, kaygı-
lan yok.
Sermaye cephesi, asla gerçek demokrat liberal
olmamış, bizim liberaller için de Avrupalıların gözü-
nü boyayacak bir anayasa değişikliği paketi fazîasıy-
la yeterli olmuş gibi. Hele de ANAP ve DYP'yi, Re-
fah karşısında başarılı kılan bir adım, boylesine zor
atıldıktan sonra, yeni risklere girmek düşünülemez.
Bundan da bu pariamentonun bir daha asla, ana-
yasa üzerinde, demokratikleşme doğrultusunda
adım atmaya kalkışmayacağı sonucunu çıkarabiliriz.
Biraz düşününce, biraz demokratikleşme, soluk al-
ma gibi gelen anayasa değişiklik paketinin, aynı za-
manda gerçek demokratikleşme önüne çekilmiş bir
set olabileceği tehlikesini de görüyoruz.
Sevincimiz, demokratikleşmede ilk adımlann atıl-
dığı yolundaki hevesimiz kursağımızda kalıyor.
Anayasada yapılmış soluk aldıncı, demokratikleş-
me yolundaki değişikliklerin yasalara hemen geçiril-
mesi, oiumlu havanın siyasi partiler ve sivil toplum
örgütlenmelerinde, kamuoyundaki dengeleri değiş-
tirmesi; bunların yeni demokratik, sendikal, siyasi
parti yönetimlerine ve seçimler sonrası pariamento-
ya yansıması, ancak bu olumsuz tabloyu değiş-
tirebilir.
Karadenizli, devlet desteği istiyor
Fmdıkta taban
fiyat baskısı
CEMİLCtĞERİM
Fiskobirlik tarafından
düzenlenen 'Batı Karade-
niz Fındık SorunlarT baş-
lıklı toplantının 'sonuç bil-
dirgesi" açıklandı. Bildirge-
de, fındığın devlet destekle-
me alımlan kapsamından
çıkanlmış olmasının yanlış
bir karar olduğu görüşü sa-
vunularak destekleme
alımlanna devam edilmesi
istendi.
Bildirgede, fındık ihraca-
tı sırasında Hazine tarafın-
dan kesılen ve 'Destekleme
Fiyat İstikrar Fonu'nda
toplanan 45 trilyon liradan
7 trilyon liralık birkaynağın
Fiskobirlik'e tahsisinin so-
runun çözümüne yeteceği
açıklandı.
Fiskobirlik'in Düzce'de
düzenlediği toplantıya, Fis-
kobirlik Genel Müdürü, yö-
netim ve denetim kurulu
üyeleri. bölge kooperatifle-
ri yönetim ve denetim kuru-
lu üyeleri, ziraat, ticaret ve
sanayi odası başkanı ve
üyeleri. borsa başkanlan,
muhtarlar derneği üyeleri,
siyasi parti il, ilce başkan
ve yöneticileri ile Batı Ka-
radeniz Bölgesi fındık üre-
ticileri katıldı.
'Batı Karadeniz Fındık
Sorunlan'başlıklı toplantı-
dan sonra açıklanan 'sonuç
büdirgesi'nde özetle şu gö-
rüşlere yer verildi:
ihracat potansiyeli
"Sadece Eylül 1994-15
Temmuz 1995 tarihleri ara-
sında gerçekleştirilen ihra-
cat miktan 229 bin tona ve
elde edilen döviz girdisi 745
miKon dolara ulaşan 'fın-
dık' ürününün dev İet adına
destekleme alımlan kapsa-
mından çıkanlmış olması
kesinlikle yanlış bir karar-
dır.
Destekleme alımlan kap-
samında bulunan ve bulun-
mayan tüm tarımsal ürün-
ler arasında böy k bir döviz
girdisine rastlanılmadığı gi-
bi gelecek on yıllarda dahi
hiçbir üründe bu ihracat
rakamlan telafiiız ediune-
melklir. Bu nedenle fındık
alımlannda. 1959-60-61 yıl-
lannda 'müdahale alımla-
n' ismi altında başlatılan,
1964 yılından günümüze
kadar da'destekleme alım-
lan ° ismi altında sürdürü-
len Fiskobirlik alımlannın
devamı zorunluluktur."