05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25TEMMUZ1995SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Vengide hedefler aşıldı • ANKARA (AA) - Maliye Bakanı Ismet Attila, bu yılın ilk 6 aylık döneminde vergi gelirlerinin 385 trilyon liralık revize hedefin 68.9 trilyon lira üzerine çıkarak 453.9 trilyon liraya ulaştığım bildirdi. Bakan Attila, 1995 mali yılında 880 trilyon lira olarak öngörülen genel bütçe vergi gelirleri hedefinın. daha sonra. koşullarda değişmeler olması sonucu revize edilerek, yüzde 13.3 oranında artışla 997 trilyon liraya çıkanldığını hatırlatarak. hedef yükseltildiği halde. ilk 6 aylık sonucun bunun da üzerinde olduğunu vurguladı. TKİ'den dev ihale • ANKARA (AA)- tşletmelerinde modern üretim yapmak amacıyla. "açık ocak işletmeciliği"ne kademeli olarak son vermeyi planlayan Türkiye Kömür tşletmeleri (TKİI Genel Müdürlüğü. bu konudaki girişimlerini hızlandırdı. TKt. daha önce Tavşanlı ve Soma linyit işletmelerinde kurmayı planladığı ve ıhale aşamasına getirdiği "yeraltı mekanizasyon sistemi"ni. Çayırhan işletmelerinde de kurmayı amaçlıyor. İSO, Hikmet Çetin'i ağırlıyor • Ekonomi Servisi - tstanbul Sanayi Odası (İSO) CHP Genel Başkanı \e Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin'i ağıriayacak. Hikmet Çetin'in konuk olarak katılacağı Sanayi Odasfnın yann yapılacak temmuz ayı olağan meclis toplantısının gündemi ise. "'2000'li yıllara yaklaşırken gümrük birliği öncesinde Türkiye'nin yapısal hedefleri" olarak belirlendı. Erdemir'de dava • Ekonomi Senisi - Ereğli DemirÇelik Fabrikalan"ndan (ERDEMÎR) emekli olan Rahmi Gümüş, "çalışanlar arasında ayncalık yaptığı" gerekçesiyle işvereni mahkemeye verdi. 31 Mayıs'ta emekliye aynlan Gümüş. Erdemir'de 31 Ocak 1995 tarihinden itibaren "aylık ücretli" statüsünde çalışanlara yüzde 50 oranında zam yapıldığını ancak "saat ücretli" grubundaki personele zam verilmedigini belirterek. haksız uygulama olduğu iddiasıyla Edirne tş Mahkemesi'nde dava açtı. Söksa belediyeye devredildi • Ekonomi Servisi - Sinop'ta faaliyet gösteren •Sinop Örme ve Konfeksiyon Sanayii'nin (Söksa) yüzde 5l'lik hissesi. belediyeye bedelsiz olarak devredildi.Girdiği maddi imkânsızlıklar nedeniyle kapanma tehlikesiyle karşı karşıya olan Söksa"da yüzde 51 hissesi bulunan Kalkınma Bankası, bu hissesini bedel almadan belediyeye devTederken, thlas Holding de geriye kalan hisseye talip oldu. ŞİRKETLERDEN • MOTOROLA bayanlann yüzde 85'inin •güvenliklerini sağlamak amacıyla cep telefonu •kullandıklannı saptadı. M PAMUKBANK •Karikatürist Haslet Soyöz'ün ünlü tipi -Küçümen'i '"Pamukbank'ta Daha Fazlasını Bulursunuz" 'kampanyasında maskot olarak kullanacak. • PINAR ET yeni bir dondurulmuş et ürünü olan Pınar Kokteyl Köfte'yi piyasaya çıkardı. MCÖNTINENT Hipermerket ıle Hür FM'in birlikte düzenlediği promosyonda. Meral Bora Isimli dinleyici. Hipermarket'ten kilosu kadar deterjan kazandı. • AROMEL KOZMETİK AŞ Schvvarzkopf lisansı ile Sun Sail Güneş Sütleri serisini üretti. • KLİMA İNSAAT AŞ, .Rusya Federasyonuna bağlı _Başkırdıstan Cumhuriyeti Merkez Bankası binasının .yapımını gerçekleştırdi. • TNT EXPRESS VVORLDMIDE Avrupa iş -hacmindekı artış nedeniyle .hava ağına, 2 adet Boeing 727 daha kattı. Anayasa değişikliğinde sonuç değil, Meclis'teki uzlaşma memnun etti dünyası: Bıına da şiikürEkonomi Servisi- Anaya- sa değişikliği paketinin bü- yük birdestekle Meclis'ten geçmesi yalnız siyaset cep- hesini değil. ekonomi dün- yasını da rahatlattı. 5 parti- nin uzlaşarak anayasa deği- şiklığine gıtmesini "de- mokrasi yönünde atılmış oiumlu bir adım'" olarak de- ğerlendiren iş dünyası ko- nuyu değerlendirirken deği- şikliklerin istenilen düzey- de olmadığını eklemeyi de ihmal etmedı. Gelişmeleri. gümrük birliği arifesinde önemii bir avantaj olarak değerlendiren iş dünyası. si- yasi partılerin uzlaşmasının da en az anayasanın değiş- mesi kadar önemii olduğu görüşünde birleşti. Türk Sanayicileri ve Işa- damlan Derneği Yüksek Is- tişare Konseyi Başkanı Fey- yaz Berker, yaptığı açıkla- mada. değiştirilen Anaya- sa'nın 17maddesinindeğiş- tirilmesi "arzuedileni'yan- sıtmasa da gelinen noktada • Özel sektör, Meclis'ten çıkan Anayasa değişikliğini, Türkiye için hedeflenen demokrasi standardı açısından yeterli bulmadı. ancak değişikliklerin bu yolda "önemii bir adım" olduğu konusunda görüş birliğine vanldı. 5 siyasi partinin uzlaşması- nın anayasa değişikliği ka- dar önemii olduğunu söyle- di. Anayasa değişikliğinin Avrupa Parlamentosu (AP) üzerinde de oiumlu etkisi olacağını kaydeden Berker. gümrük birliği için avantaj yakalandığını vurguladı. Meclis'in anayasa değişik- liğiyle saygınlık kazandığı- nı ve bundan sonra yapıla- cak tenkitlerin daha ölçülü Halit Narin. olacağını belirten Berker, Meclis'ten aynı duyarlılığın Seçim Kanunu ve Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesi konusunda da bek- lendiğini ifade etti "Bugün çıkan sonuç 8. maddenin de- gişmesi konusunda da bir başlangıç niteliği taşıyabi- ürT " diyen Berker. düşünce özgürlüğüne yeni bir ufuk getirilmesi gerektiğini, bu- nun Türkiye'yi bölmek iste- Fe»az Berker. yenlere verilecek düşünce özgürlüğü olarak algılan- maması gerektiğini savun- du. Anayasa değişikliğini "demokrasinin zaferi" ola- rak nitelendiren tstanbul Ti- caret Odası Yönetim Kuru- lu Başkanı Atalay Şahinoğ- lu. Meclis'in itibannı kıs- mende olsa yeniden kazan- dığını söyledi. Anayasa de- ğişikliği görüşmelerinin tı- kanmasını "parti liderleri- Nur Ger. nin anayasayı ben yaptım, sen yaptın çatışmasına" bağlayan Şahinoğlu. "Bun- dan sonra yapılacak değişik- liklerde ülke menfaatine y ö- nelik konularda biıiik için- de olunabileceğini gösteri- yor" dedi. Anayasa değişik- liğinin Türkiye'nin kendi ihtiyaçlannı karşıladığını belirten Şahinoğlu. "Böyle bir ola\ gümrük birliği süre- cinde fayda sağlayacaktır. İKy Anayasa değişikliğinin coşkusuyla AB'yi ikna turuna çıkıyor - Özel sektörün gümrük birliği atağı Ekonomi Servisi - Meclis'ten geçen anayasa değişiklikleri özel sektörün gümrük birliği çabalan- na hız ve moral kazandırdı. AB ile ilişkilerde özel sektörü temsil e- den tktisadi Kalkınma Vakfı. ana- yasa değişikliğini ön koşul olarak ileri süren Avrupa Parlamento- su'na "Sıra şimdi sizde" demek üzere AB turuna çıkıyor. İKV Başkanı Sedat Aloğlu "Demokratik standartlann yükseltilmesi. AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerde dc birya- kınlaşmayla sonuçlanacaktır" diye konuştu. "Bu aynı zamanda dışanda Törkiye'ji savunan Türk dost- larına da kullanabilecekleri bir kozdur. Gümrük birliğinin AP'de oylanması konusunda avantaj teşkil edebilecek bir adımdır" görüşünü savunan Se- dat Aloğlu. yaptıklan katkılar ne- deniyle milletvekillerini. siyasi partileri. sivil toplum örgütlerini ve medyayı kutladıklannı söyle- di. Aloğlu. fKV olarak bundan böyle 23 Temmuz'u Bayram ola- rak kutlayacaklannı sözlerine ek- ledi. iktisadi Kalkınma Vakfı (İKV). 30 Ekim'de yapılacak Konsey toplantısı öncesinde. Av- rupa Birliği (AB) ülkelerinde yo- ğun temaslar yapacak. Temaslann dozu IK\' Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Aloğlu, geçen hafta Brük- sel'e bir ziyaret yaparak. Türk Büyükelçiliği yetkilileri ile söz- konusu dönemi kapsayan faaliyet planı üzerinde koordinasyon ça- lışması yaptı. Buna göre. ağustos, eylül ve ekım aylannda İKV tara- fından yapılacak dış temaslarda ağırlık noktalannı Avrupa Birliği parlamenterleri. medya ve iş çev- releri oluşturacak. Aloğlu yaptığı açıklamada. bu temaslann koordinasyonunun çok önemii olduğunu. dozunun iyi ayarlanması gerektiğini. güm- rük birliğinin peşinden koşuyor- muş gibi bir havanın yaratılma- masının önem taşıdığını anlattı. Bürokrasi ile de yakın temas halinde çalıştıklarını da vurgula- yan Sedat Aloğlu. şöyle konuştu: "Bunlar iş dünyası, parla- mento, hükümet ve bürokrasi arasında yakın ilişkilerle ta- mamlanması gereken çalışma- lardır. Netice itibarivle çıkarı- lan ekonomik mevzuat yasala- rı, iş dünyasını ilgilendiren ya- salardır ve bir anlamda bu işin oyuncuları iş dünyası olacaktır. Onun için baştan,yakın temas- ta olmak ve baştan iyi işleyebi- lecek kuralları koymak, bu ovunda esas olmalıdır." Aloğlu, anayasadeğişikliklerini anlatacak. Tanm vejyöyişleri Bakanı Şahin, endişeleri giderdi 6 BüF gram itKal et ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Tanm ve Köyışle- ri Bakanı Refaiddin Şahin, çıkanlan bir tebliğle 50 bin ton kemiksiz et ithaline izin verildiğıni. ancak daha son- ra bu izinlerin de iptal edil- diğini belirterek "Birgram et girmemiştir Türkiye'ye, bundan sonra da girmeye- cek~ dedı. Tanm ve Köyişleri Baka- nı Şahin. Türk Veteriner Hekimler Birliği Vakfı ta- rafından ödüllendirildiği tö- rende, gazetecilerin çeşitli konulardaki sorulannı ya- nıtladı. Kemiksiz et ithaline he- men yasak getirilmesi ne- deniyle Türkiye'ye bir gram bile et girmediğini kaydeden Şahin, kemiksiz et ithaline izin veren karar- name ile az sayıda firmanın toplam 50 bin ton kemiksiz et ithali için izin aldığını a- ttıa. daha sonra bu izinlerin de iptal edildiğini belirtti. Refaiddin Şahin. bu yıl Türkiye'de buğday sıkıntısı Şahin: Kaliteli ithalat şart olup olmayacağına ilişkin bir soruya, "•Türkiye'nin buğday rekoltesi geçen sene- ye göre daha iyi. Geçen yıl bir sıkıntımız olmadı. bu se- ne de olacağını sanmıyo- rum" yanıtını verdi. Şahin. makarna sanayi- inin ihtiyacını gidermek açısından geçen yılki gibi kaliteli "durum buğdayr ithal etmenin söz konusu olduğunu belirterek, Türki- ye'nin ihtiyacı kadar buğ- dayın bulunduğunu, ihracat • Tanm Bakanı Refaiddin Şahin, bundan sonra da Türkive'ye ithal et girmeyeceği sözü verirken, bu yıl buğday sıkıntısı olmayacağını, kalitesiz gübre ithaline de izin verilmeyeceğini vurguladı. için gerekebileceğini bildir- di. Her ıhtimale karşı uygun şartlarda ABD'den 100 bin tonluk durum buğdayı bağ- lantısı yaptıklannı belirten Şahin, ABD'den buğday alınmasının "Türk makar- nasının ABD'ye ihracına zoıiuk çıkanlması"vla bir ilgisi bulunmadığını söyle- di. Kalite kontrolü Tanm ve Köyişlen Baka- nı, Türkiye'ye giren her üründe olduğu gibi gübreye de kalite kontrolü yapıldığı- nı, her ilde bulunan labora- tuvarlarda gübreler tahlil edilerek, kalitesiz gübre sa- tışına izin verilmediâini bil- dirdi. Denetim şart Kötü gübreyi kimsenin almayacağını ifade eden Şahin. "Bunun kontrolü ya- pılarak ithal edileceğinden, kötü kaliteli gübreyi kim ge- tirdiyse de hakkında gerek- li tahkikat yapılır \e getir- me. dağıtma hakkı iptal edi- lir" dedi. Bakan Şahin. Rusya'dan ilk defa gübre gelmediğini. hatta Avrupa'nın da eski Doğu Bloku ülkelerinden gübre aldığını belirtti. Tanm Bakanı Şahin. faiz borçlannın affı için son mü- racaat süresinin bu ay so- nunda dolduğunu hatırlata- rak. borçlu çiftçilerin Zira- at Bankası 'na müracaat ederek ödeme planı verme- si gerektiğini hatırlattı. Avrupa Parlamentosu üze- rinde oiumlu bir etki yara- tacaktır" dedi. Yapılan de- ğişiklikleri "ilk adım" ola- rak değerlendiren Şahinoğ- lu, "Yeterii olmasa da bu bir başlangıçür. Bundan sonra daha içerikii değişikJikler yapılabilir" dıye konuştu. Meclisten çıkan anayasa de- ğişikliği karannı milli şuur \e Atatürk ilkeleri konusun- da atılmış çok önemii bir adım olarak nitelendiren Türkiye Tekstil Işverenleri Sendikası Başkanı Halit Narin, "Böyle bir sonucun aksi Refah Partisi'nin galibi- yeti olurdu ki bu bir feiaket getirirdi" dedi. Narin. söz- konusu değişikliğin Türki- ye'nin AB ile yapacağı gümrük birliği için de oiumlu ve önemii katkılar saglayacağını söyledi. Demokrasilerde oyunun kurallarını, yani seçmen, politikacı ve bürokrat ara- sındaki ilişkileri belirleme- nin en etkin aracının anaya- sa olduğunu söyleyen Tür- kiye Genç îşadamlan Der- neği (TÜGtAD) Yönetim Kurulu Başkanı MuratBek- dik. "Demokrasi tarihimiz- de ilk kez bir sivil anayasa uygulamasını başlatan, gümrük birliği ve AB enteg- rasyonu sürecinde Türki- ye'nin önünü açacağına inandığunız, sivil anayasayı gerçekleştiren Meclisimize teşekkür ederiz. Parlamen- tomuzda sivil anayasa olgu- su ile başlayan siyasi partile- rimiz arasındaki toplumsal menfaatler konusundaki bu uzlaşma döneminin devamı- nı dileriz" dedi. Türkiye Giyim Sanayici- leri Derneği Başkanı Nur Ger anayasa değişikliğini yetersiz bulduğunu be- lirterek "Daha köklü deği- şiklikler yapılabilirdi. Bu ha- Byle bile Meclis'in referan- duma gitmeksizin. tartışa- rak bu değişiklikleri yapa- bilmiş olmasını Türkiye ve demokrasi adına oiumlu gö- rüyorum" diye konuştu. ANTt-MÜSTEŞARLIK LOBİStNE TEPKİ Tanm Bakanlığı, hayvancılığı kurtaramaz İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-Izmir Veteri- ner Hekimleri Odası Genel Sekreteri SuatÇelikel, 1980 yılından bugüne dek uygu- îanan aşın liberal hayvancı- lık politikası sonucunda, hayvansal ürünlerde dışa bağımlılıkkonumunageldi- ğimizi belirtti. Hayvancılık ve Su Ürün- leri Müsteşarlığı kurulması yönündeki çalışmalara. bü- yük bir lobi faaliyeti ile kar- şı çıkılmayaçalışıldığı- nı kuşkuyla izledik- lerini belirten Çeli- kel. "Bu çevrelerin müsteşarhk tasansı- nı "Hayvancılığı tü- müyle öldürmeyc' yönelik bir çahşma olarak değetien- dirmesi. Dünya Bankası'nın vereceği '9 trilyon liranın te- kellere peşkeş çekileceği' sa- vı gerçeği yansırmamakta- dır" dedi. Tanm Bakanlı- ğı'nın hayvancılık sektörü- nün sorunlanna çözüm ge- tiremeyeceğini, bunu bekle- menin "çöMeyağmurduası- na çıkmak" anlamına gele- ceğini vurgulayan Çelikel açıklamasını şöyle sürdür- dü: "Tüm bunlardan sonra hayvancılık sektörünün so- runlanna Tanm Bakanlı- ğı'ndan çözüm beklemek, çölde yağmur duasına çık- maktır. Çözüm, bağımsızve yeni bir örgütlenmedir. Bu nedenle kurulması düşünü- len Ha\ \ ancılık ve Su L rün- leri Müsteşarlığı ülke hay- vancıhğını tümüyle öldür- meye yönelik bir çalışma ol- masının aksine, hay- vancüığa yeni bir K- me kazandıracakve sektörün sorunlan- na çözüm getirecek- rir. Bu tasanya karşı çıkanlann 1983 yılında uy- guladıklan Tanm Bakanb- ğı'nın 'yeniden yapılanması projesi" ile bakanlığı içinden çıkılamayacak bir yapıya soktuktan sonra ülke hay- vancılığının yok olma aşa- masına getirilmesinde de büyük sorumluluk ve katkj- lan vardır. Bugün timsah gözyaşlanyla hayvancıhğa ağlavanlar. 1983 yılında bay- ram yapanlardı»" Türkiye'de her alanda yaygınlaşan marka hırsızlığı, özellikle yabancı yatırımcıyı ürkütüyor Taklitçîlik, Türkiye'yi 6 kara liste'ye soktu MERİHAK İZMİR- Türkiye marka hırsızlığının yaygın olarak görüldüğü ülkelerden biri ol- du. ABD tarafından uyanlan ve "kara listeje" alınması beklenen Türkiye'de yasala- nn caydıncılıktan uzak ol- ması, taklitçiliği ve marka hırsızlığını körüklüyor. Uluslararası firma temsilci- leri, gerekli önlemlerin alın- maması durumunda yabancı sermayenin Türkiye"den çe- kileceği uyansında bulunu- yorlar. Köyden, büyük kentlere kadar hemen her yerde ku- rulan pazarlarda ya da ma- ğazalarda asıl fiyatlannın yansına alma şansını yakala- dığınız ürünler, Türkiye'nin başını ağntmaya başladı. Özellikle gençlerin büyük il- gi gösterdiği blue jeanlar. s- por ayakkabılar. çantalar. çakmaklar, saatler. kokular ve tişörtler büyük bir usta- likla taklit edilerek piyasaya sunuluyor. Türkiye'de en çok taklit edilen ürünlerin başında hiç kuşkusuz Fransızlar'ın La- coste ürünü geliyor. Devan- lav- Lacoste'nin Türkive Temsilcisi Attila Küçükka- yalar, taklitçiliğin, en çok, yapıldıgı ülkeyi zarara sok- tuğunu söyledi. Taklitçiliğin ve marka hırsızlığının ülke- lerin ekonomik gelişmeleri- ni, yenilik ve buluşlann sa- nayiye uy gulanması sürecini engellediğini belirten Kü- çükkayalar, bu ülkelerde ya- ratımın ve çağdaş pazarla- manın yapılmasının da mümkün olmadığını bildir- di. Taklitçiliğin resmi işsizli- gi arttırdığını belirten Kü- çükkayalar. "Yoğun taklrtçi- lik nedeniyte teknoloji ve ilgi birikimine dayalı yabancı sermaye girişleri istenilen dü- zeylerin çok altında kalmak- tadır. Bunlann ötesinde, tak- litçilik ülke imajını bozmak- ta ve aleyhte propaganday a neden olmaktadır" dedı. Gelişmiş ülkelerin taklit ürünlerle mücadeleye önem vermeye başladığını ve ya- salannı da bu duruma kar s l katılaştırdığını belirten Kü- çükkkayalar şunlan söyledi: "Taklitçilikten bugüne ka- dar mağdur olan kişi ve ku- ruluşlann en büyük dileği. uluslararası standartlardan caydıncılık hükümleri içer- diğisöylenenbuyasalann,yi- ne uluslararası standartlar- da yaptınm gücüne de sahip olmasıdır. Hepimizin bildiği gibi yasalar ancak süratli ve etkin bir şekilde uv gulandığı sürece yaraıiı olabilirler. Öte yandan, taklitçilikten bütün kesimler zarar gördüğüne göre, bu alanda şikâvet, şim- diye kadar olduğu gibi sade- ce marka sahiplerine veya ve- kiilerine bırakılmamalıdır. Tüketici de herhangi bir şe- kilde bir taklit ürün satın al~ dığında doğrudan zarar gö- receği için şahsen ihbar ve şi- kayette bulunmalıdır. Taklit- çilikle etkin mücadelede, pra- rik ve süratli çözümlerin öne- mi büyüktür." Levi's Mağazalar Koordı- natörü ve Markalar Müdürü Tuncay Yassıtepe de. kanun- ların verdiğl ölçüde haklan- nı korumaya çalıştıklarını söyledi. Türk kanunlannın bu ko- nuda caydıncı özelliğinin bulunmadığını belirten Yas- sıtepe. "Operasyon sırasın- da el konulan mallara el ko- nuluyor ve geri verilmiyor. En büyük ceza o olarak dü- şünülüyor. 8 aydan 2 yıla ka- dar hapis ve 750 bin liraya ka- dar ağır para cezası gözükü- yor ama hâkimlerimizde bu konunun suç olduğu düşün- cesiyok hâlâ. \ani burada bir eğitim. sempozy um yapılma- lı. Bunun ağır bir suç olduğu- nun anlatılması gerekiyor. Hele bazı yakalananlann sa- bıkalan yoksa cezalan he- men tescil ediliyor. Kayıp sa- dece el konan mallann mad- di değeri oluyor" dedi. Sahte mallann en çok tu- rizm merkezlerinde ve bü- yük kentlerde piyasaya sü- rüldüğünü belirten Yassıtepe SÖyle konuştu. " Pazar payını büyükölçü- de etkiliyor. Alanya'dan Ay- valık'a kadar olan sahil böl- gesinde rurist ilk önce gidip pazardan alışveriş yapıyor. Vani oradan sahte lİevis alı- yor. Bir operasyonyaptık Fet- hiye'de. Burada alışveriş ya- panlann yüzde 98'i turisrti. l'cuz olduğu için gidip bura- dan ahşveriş yapıyorlar. Bun- lann taklit olduğunu biliyor onlarda. Çoğuyia konustum. Biliyoriarveahyoriar. Bu ko- nuyla ilgili saptanan firma- lar var. Ama sürekli olarak yer değiştirip kaçıyorlar. Ye- rin altına iniyoriar ve sürekli yer değiştiriyorlar. Kanunlar caydıncı olmadığı için bu- nunla başa çıkamazsınız. Bu konuda ağır cezalar konma- II Ağır cezalar olursa belki o zaman insanlar vazgeçerier." Taklit olayının. büyük markalan önemii ölçüde et- kilediğini belirten Yassıtepe, "Yabancı yatınmcılar da bundan olumsuz etkileniyor. Çahşmakta olan çalısacak olan firmalann durumunu değeriendirmekte yarar v'ar. Çahşan firma geri cekilebi- lir, çalışmak isteyenler de pa- zara girmeyebiîir. Bazı bü- yük firnıalar Türkiye'den bu yüzden girri. Bakın biz, yılba- şından bu yana yaptığımız operasyonlarda 10 bine ya- kın sahte L'evis ele geçirdik. Bu bizim pazar payımızı yüz- de 30 channda etkiliyor. Bu büyük bir rakam. Büyük fir- malann haklannın bakan- lıkça konınmasını istiyoruz" diye konuştu. İSCİNİN EYRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Sevinelim mi? 3.5 yıllık birgecikme, dış baskılarla ancak gerçek- leşebilen; 12 Eylül'ün izleri, temel hak ve özgürlük, sendikal hak yasakları, demokratikleşmenin en önemii engelini oluşturan maddeleri olduğu gibi bı- rakılarak gerçekleştirilen anayasa değişikliğini, "Ta- rih yazıldı" diye sevinçle karşılamak, ne anlama ge- liyor? Bu kadan bile öylesine büyük kavgalarla halk bık- tınlarak umutsuz bir noktada gerçekleştirildi ki hepi- miz bir gerilimin, koşullanmanın içinde, sevinçli bir sürprizle karşılaşmış gibi olduk. Yararcı, pratik bir yaklaşımla "Sivillerin bir anaya- sa değişikliğini başarması önemii. Bazı nefes aldı- racak noktalar da var. Kamunun baskısı ile pariamen- to, isteğinin dışında bir işi kotarmak zorunda kaldı. Meclis'te en azından bir laik ittifak oluştu, Refah açıkta kaldı.." türünden iyimser sonuçlar çıkanyoruz. Hiçbiri yadsınamaz. Ancak gerçekten bu işe ne ka- dar sevinmeli, ne kadar umutlanmalıyız? Seçim kampanyalannın odak noktasına, koalis- yon ortaklığının program ve protokollerine bakıp 12 Eylül ile hesaplaşma, demokratikleşme konulannda ciddi ciddi umutlanmıştık. Sosyal demokrat çizgide, gerçek çağdaş bir demokratikleşmeden uzak kalsa da asgari liberal koşullara uygun bir demokratikleş- me sürecinin yaşanacağına inanmıştık. Koalisyon ortaklıkları süreci, pariamentonun eğili- mi, umduğumuzdağlarakarlaryağdırdı. Liberaller ra- dikal, ırkçı, şeriatçı eğilimlere; sosyal demokratlar sağ liberal çizgiye kapı açtı. Özal, 12 Eylül iktidarla- nnı aratmayacak, sosyal devlet ilkelerine aykın; halk kitlelerini, çalışanları yoksullaştıran ekonomik politi- kalar izledi. Bütün iktidar ve parlamento uygulama- lan, demokratikleşmenin karşıtı bir çizgide gelişti. Şadece şeriatçı, ırkçı, radikal egilimleri besleyen, an- tidemokratik, insan haklan ile çatışan bir ortam oluş- tu. Bütün partiler ve parlamenterier için gelecek kay- gışı büyüdükçe, sagduyu da yok oldu. Gümrük bir- liği baskısına bile sırt çevirebilen radikal sağın gide- rek güçlenmesi karşısında, sonunda sermayeyi de ürküten bir tablo ortaya çıktı. Işte bu noktada liberallerin atağa geçişine tanık ol- duk. Daha önce koalisyon ortaklığına. Çiller hüküme- tine kesin tavırlı, erken seçimde direten sermaye; kriz sonrası istediği ekonomik kararları aldırabilme- nin de hoşnutluğunda, çıkarlarına çomak sokmaya- cak, Avrupalılara karşı Türkiye'nin konumunu rahat- latacak; sivil toplum örgütlenmelerine, sendikalara, çalışan kitlelere güç katmayacak bir anayasa deği- şikliği paketinin yanında ağırlığını koydu. Bu arada ANAP, DYR parlamento içindeki radikal- şeriatçıeğilimlerin güçlenmesinden de paniğe kapı- lan medya, anayasa değişiklik paketinin bir numa- ralı îzleyicisi, savunucusu, bekçisi oldu. Medyanın; paıiamentoyu, parlamenterleri teşhir eden kampan- yası gerçekten etkisini gösterdi. Paketin Meclis'ten geçirilmesi, sadece CHP ve DSP gibi sol partiler için değil, ANAP ve DYP gibi liberal, sağ partiler için de varlık, namus, daha fazla erimemek, rezil olmamak anlamında tek ölçüt, koşul gibi oldu. Bu kadanna bile elleri varmayan milletvekilleri için oylannı kullanmak, gönlü istemeyen lideriere öncü- lük yapmak zorunluluk halini aldı. Çıkmayacak nok- tasına gelinmişken anayasa değişiklik paketi Mec- lis'ten çıktı. İyi de şimdi önemii olan, buna ne kadar sevinme- mizin doğru olacağını; hevesimizin, sevincimizin kur- sağımızda kalıp kalmayacağını kestirebilmek. "Tarih yazıldı" diye sevinç çığlıklan atan medya- nın, belli ki "anayasada gerçek demokratikleşme, temel insan haklan, sendikal haklar, 12 Eylül yasak- lannın ayıklanması.." anlamında beklentileri, kaygı- lan yok. Sermaye cephesi, asla gerçek demokrat liberal olmamış, bizim liberaller için de Avrupalıların gözü- nü boyayacak bir anayasa değişikliği paketi fazîasıy- la yeterli olmuş gibi. Hele de ANAP ve DYP'yi, Re- fah karşısında başarılı kılan bir adım, boylesine zor atıldıktan sonra, yeni risklere girmek düşünülemez. Bundan da bu pariamentonun bir daha asla, ana- yasa üzerinde, demokratikleşme doğrultusunda adım atmaya kalkışmayacağı sonucunu çıkarabiliriz. Biraz düşününce, biraz demokratikleşme, soluk al- ma gibi gelen anayasa değişiklik paketinin, aynı za- manda gerçek demokratikleşme önüne çekilmiş bir set olabileceği tehlikesini de görüyoruz. Sevincimiz, demokratikleşmede ilk adımlann atıl- dığı yolundaki hevesimiz kursağımızda kalıyor. Anayasada yapılmış soluk aldıncı, demokratikleş- me yolundaki değişikliklerin yasalara hemen geçiril- mesi, oiumlu havanın siyasi partiler ve sivil toplum örgütlenmelerinde, kamuoyundaki dengeleri değiş- tirmesi; bunların yeni demokratik, sendikal, siyasi parti yönetimlerine ve seçimler sonrası pariamento- ya yansıması, ancak bu olumsuz tabloyu değiş- tirebilir. Karadenizli, devlet desteği istiyor Fmdıkta taban fiyat baskısı CEMİLCtĞERİM Fiskobirlik tarafından düzenlenen 'Batı Karade- niz Fındık SorunlarT baş- lıklı toplantının 'sonuç bil- dirgesi" açıklandı. Bildirge- de, fındığın devlet destekle- me alımlan kapsamından çıkanlmış olmasının yanlış bir karar olduğu görüşü sa- vunularak destekleme alımlanna devam edilmesi istendi. Bildirgede, fındık ihraca- tı sırasında Hazine tarafın- dan kesılen ve 'Destekleme Fiyat İstikrar Fonu'nda toplanan 45 trilyon liradan 7 trilyon liralık birkaynağın Fiskobirlik'e tahsisinin so- runun çözümüne yeteceği açıklandı. Fiskobirlik'in Düzce'de düzenlediği toplantıya, Fis- kobirlik Genel Müdürü, yö- netim ve denetim kurulu üyeleri. bölge kooperatifle- ri yönetim ve denetim kuru- lu üyeleri, ziraat, ticaret ve sanayi odası başkanı ve üyeleri. borsa başkanlan, muhtarlar derneği üyeleri, siyasi parti il, ilce başkan ve yöneticileri ile Batı Ka- radeniz Bölgesi fındık üre- ticileri katıldı. 'Batı Karadeniz Fındık Sorunlan'başlıklı toplantı- dan sonra açıklanan 'sonuç büdirgesi'nde özetle şu gö- rüşlere yer verildi: ihracat potansiyeli "Sadece Eylül 1994-15 Temmuz 1995 tarihleri ara- sında gerçekleştirilen ihra- cat miktan 229 bin tona ve elde edilen döviz girdisi 745 miKon dolara ulaşan 'fın- dık' ürününün dev İet adına destekleme alımlan kapsa- mından çıkanlmış olması kesinlikle yanlış bir karar- dır. Destekleme alımlan kap- samında bulunan ve bulun- mayan tüm tarımsal ürün- ler arasında böy k bir döviz girdisine rastlanılmadığı gi- bi gelecek on yıllarda dahi hiçbir üründe bu ihracat rakamlan telafiiız ediune- melklir. Bu nedenle fındık alımlannda. 1959-60-61 yıl- lannda 'müdahale alımla- n' ismi altında başlatılan, 1964 yılından günümüze kadar da'destekleme alım- lan ° ismi altında sürdürü- len Fiskobirlik alımlannın devamı zorunluluktur."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle