Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25TEMMUZ1995SALI
OLAYLAR VE GORUŞLER
Anayasalarda grev hakkı
Prof. Dr. İBRAHÎM Ö. KABOĞLU
B
ir kolektif sosyal hak ola-
rak grev hakkı, anayasa-
larca, özellikle t'kinci
Dünya Savaşfndan sonra
tanınmayabaşlandı. 1982
Anayasasfnda yapılması
öngörülen değişıklıklerarasında yeralan
"sendikaözgürlüğü vegrev hakkı"na iliş-
kin hükümler (m. 51.53.54), değiştirme
çalışmalannın askıya alınmasına neden
oldu. Bunda. Anayasa K.omisyonu'nun
301 ımzalı "mutabakat metni"ni boz-
ması etkilı oldu. Komisyon Sözcüsü.
"Anayasa'da Amaçtan Sapma" başlıklı
yazima (4.7.95) yanıt verirken, Batfda
travaüleıırs' sözcüğünün sadece işçiler
için kullanıldığını, bu nedenle, anayasa-
lann çalışanlann bizdeki gibi kamu ça-
Iışanlannı kapsamına almadığını öne sü-
rerek (*), grev yasağını savunmayı sür-
dürmüştür. Sözcünün açıklamalan yanıl-
tıcıdır.
Dûzenleme tekniği
Anayasalann bir kısmı 'hakkı', öbür-
leri 'özneleri'nı öne çıkararak grev hak-
kını güvence altına alır:
"Grev hakkı. onu düzenleyen yasalar
çerçevesinde kullanılır." (1946 Fransız
Any. Başlangıç; 1947 îtalyan Any., m.
40). 1978 Ispanyol Anayasası'nda "*her-
kes" sendika özgürlüğüne sahip; grev
hakkı. "çıkarlannı savunmak için çab-
şanlaratanınmıştır"(m 28). Sendika öz-
gürlügünü v
*yurttaşlar"a tanıyan 1991
Romanya Anayasası'na göre "ücretliler.
mesleki. iktisadi \e sosyal haklannı sa-
vunmak için grev hakkına sahiptir" (m
40). "Grev hakkı. genel olarak çalışanla-
nn ekonomikçıkariannı korumak ve Uer-
letmek amacıyla sendikal örgütlerce kul-
lanılır. Yargıçİar ve güvenlik güçleri grev
yapamaz." (1975 Yunanıstan Any.. m.
23). "Çalışanlarvegöreviüer, kolektif ik-
tisadi ve sosyal haklannı savunmak için
grev hakkına sahiptir." (1992 Bulgaristan
Any., m. 50).
Aynm gözetmeksizin bütün çalışanla-
ra sendika özgürlüğünü tanıyan 1976
Portekiz Anayasası, grev hakkını güven-
ce altına alır. lokavtı yasaklar(m. 56.58);
haklar yönünden kamu yönetimi çalışan-
lan ile devletin öbür görevlilerini aynı
rejime sokar (m. 269); askeri personele
yasayla sınırlama getirilmesini öngörür
(m. 270).
Anayasalarda ortak ilke, grevin kulla-
nım koşullannın ve sürekliliği toplumsal
yaşam için vazgeçilmez hizmetlerin as-
gan ölçüde gerçekleştinlme güvencek-
rinin yasaya bırakılmasıdır.
Portekiz Anayasası ise "grev aracıb-
ğıyla savunulacak çıkariann çerçevesini
belirlemeyi çalışanlara" tanımakla öteki-
lerden aynlır.
'Çahşanlar'ın anlamı
Çalışanlar (travailleurs). sayın sözcü-
nün savladığı gibi, "işçiler" (ouvriers) ile
mi sınırlı? Kesinlikle hayır! Neden?
Çünkü travailleur düşünsel (fikri) ya
da bedensel bir iş yapan, bir meslek icra
eden kişi anlamına gelir; özel ya da ka-
mu kesiminde sözleşme ile ya da starü
hukukunabağlı ücretlileri kapsar. Işçi ve
memuru birlikte karşılayan tek sözcük
Fransızcada "travailleur'dür. Çalışanın -
kolektif- haklanndan sendika özgürlüğü
ve grev hakkı anlaşılır; aynm. 'özel ke-
sim'de ve 'kamu kesimi'nde diye yapılır
(örnek olarak bkz. D.Turpin, Leslibertes
publiques. Dunod. Paris. 1993.213-218).
Sonra, anayasalann dûzenleme tekni-
ği, çalışanlann hem kamu hem de özel
kesimi kapsadığı şeklinde. Eger çalışan-
lar. işçılerle sınırlı olsaydı. ilgili hükmü
izleyen fıkrada yalnızca belli kamu gö-
revlilerinin grev dışında tutulmasının
hiçbir anlamı olmazdı. Görüldüğü gibi
"çahşanlar", grev hakkı öznesi olarak
Portekiz Anayasası"na özgü bir kavram
değil. "Herçalışanvurttaş"1
! sosyal hak-
lann öznesi yapan (A Ribeiro Mendes.
Rap. Portugais, Ann. Inter. de Just Cons..
1991 327), bütün yurttaşlanna direnme
hakkı tanıyan (m. 21). lokavtı açıkça ya-
saklayan ve Duverger'nin deyimiyle grev
hakkının tanımını çok geniş -hatta fazla
geniş- tutan bir anayasanın (La Constit.
de la Rep. Portugaise. La docum. franç..
2.6.1977. s. 6), kamu görevlilerini ış gü-
vencesi (m. 35) \e sendika özgürlüğü (m.
56) başta bütün sosyal haklardan yoksun
kıldığı nasıl düşünülebilir? Oysa. çalı-
şanlan işçilere indirgeyen sayın sözcü-
nün mantığının sonucu öyle olacaktı.
Kaldı ki, adı geçen ülkede. 65/77 sayılı
yasa ile kamu görevinde grev hakkı gü-
vence altına alınmıştır(M. Gülmez. Me-
murlar ve Sendikal Haklar, Imge, Ank.
1990. s. 189).
Nihayet. uluslararası sözleşmelerde
"tra\T
aiÜeurs",hem işçileri hem de kamu
görevlilenni kapsamına alır. Uluslarara-
sı Çalışma Örgütü (1LO). her iki kesim
için normlar koyar. Örnegin Türkiye'nin
de onayladığı 87 sayılı ILO sözleşmesin-
deki çalışanlar (travailleurs. workers).
sözcünün savına göre, kamu görevlileri-
ni kapsamayacaktı. (Fransız Anayasa
Konseyı'nin. anayasadaki. "Herçalışan.
delegeleri aracılığıy la. çalışma koşullan-
nın toplu beürlenmesine ve girişimin yö-
netimine katılır" kuralının kamu ışlevi-
ne de uvgulandığı (CC. 20.7.1977, Loi
sur le service faıt. Rec. 30); tnsan Hak-
lan Avrupa Dıvanı'nın. Avrupa Sosyal
Şartf ndaki "çahşanlar ve işverenler'"i.
devlet vegörevlileri (6.2.1975, Synd.su-
edois... Serie A. no. 20) şeklinde yorum-
ladıklarını anımsatalım). Ulusîararası
sözleşmeleri iç hukuk düzeni ile bütün-
leştiren (Any., m. 8) ve ILO"nun bütün
temel sözleşmelerini onaylamışbulunan
Portekız"de. çalışanlann kamu görevlile-
rini kapsamadığı yolundaki görüşün ge-
çerliliği olamaz.
Ne zaman?
Anayasa Komısyonu. kamu görevlisi
sendikalannın yapacağı toplu görüşme
tutanağına hukuksal değer tanımazken.
bu sendikaları toplusözleşme ve gre\
kapsamı dışına çıkarmakta (Değiş.. m.
49), kamu görevlilerini de aynntılı ta-
nımlarla kategorilere ayırmaktadır (m.
17).
Grev hakkı konusunda. "Daha zama-
nı gelmedi galiba!" dıyen sayın sözcü.
"statfi hukuku" üzerine 19. vüzvılda öne
sürülen görüşleri. 21. yüzyıl Türkiyesi
için yıneleyip durmaktadır. Oysa statü
hukuku. Batı'da devletin modernleştiril-
mesi sürecine koşut olarak aşılmaya ça-
lışılıyor. Kamu ışlevınin yenılenmesi,
devletin çağımız toplumuna uyumlu kı-
lınması ereğine yönelik. Devlet ve çalı-
şanlan arasmdakı ilişkide "etidteşim* ge-
çerli artık.
Etkileşime dayanan ve kamu işlevini
dönüşüme uğratan modernleştirmepoli-
tikası, kamu görevinde statü rejimiyle
toplu görüşme sisteminin bağdaşmadığı
anlayışını geçersizkılmıştır(C. Boiteau.
Droit international et droit français de la
fonction publique. Act. Jur. -Dr. Adm.,
20 1.1994. s. 12).
Sadece deginebildiğimiz gelişmeler
bile. anayasayı değiştirme adına hareket
edenlerin "çahşanlar"a uygun gördük-
leri hükümlerin çağdışı özelliğini açıkça
gösterir.
Sayın sözcünün mesleki formasyonu-
na yönelik sözlerine kendi biçemine gö-
re yanıt vermeye terbıyem müsait olma-
dığından şunu belirtmekle yetineyim;
'Travailleur' sözcüğünü hazmedememiş
(!) olduğuna "hükmettigi'' bu satırlann
yazan. ilgili dilin konuşuldugu ülkede
uzun yıllardan beri "profesör invite" sı-
fatıyla ders vermektedir ve bu denli ilk-
sel konulan ele almak zorunda kaldığı
için okuyuculardan hoşgörü dilemekte-
dir; ancak, bir çalışan olarak, haklannın
zamanını "çalışanlann" kendilerinin
belırlevecegine inanmaktadır.
I*) Coşkun Kırca. Profesörlenmız. Yeni
Yüzyıl. 6 Temmuz 95.
ARADABtR
Prof. Dr. KASIM CEMAL GUVEN
Kobay Insan!
Yeni bir ilacın geliştirilmesinde deneyler, hayvan-
lar üzerinde yapılır. Bu deneyler değişik hayvanlar (fa-
reden maymuna kadar) arasında kobaylar üzerinde
de uygulanır. Bunun sonucu yeni bir maddenin in-
san üzerindeki etkilerinin araştırılmasına geçilir. De-
nemelerin insan üzerinde yapılması durumunda ko-
bay insan deyimi yakıştırılmıştır. Insan üzerindeki de-
ney, 5 sene süren çalışmanın son safhasıdır. Bunun
için gönüllüler kullanılır. Bunlartedavisi imkânsız ba-
zı hastalar, parasız, işsız kişiler veya hapishanedeki
gönüllüler olabilir. Genelde gelişmiş ülkeler denek in-
san bulmada güçlük çekerler. Onun için de geri kal-
mış ülkelerin insanlarını seçerler. Ülkemizde ise ye-
ni bir ilaç geliştirmek mümkün değildir. Eskiden bili-
nen bir ilacın bu tip deneyi ise onun muadilinın eş-
değerliliğin tespiti için ıstenmektedir. Bunun kontro-
lü genelde insan mide-bağırsak sıvısmı taklit eden
şartlarda (temperatür, pH, çözeltinın yapısı) zaman
birimi içindeetken maddesinin serbestleşme mikta-
rı tayin edilir. Böylece bunun 3O'-1-3 saatte ne ka-
dannın serbestleştiği bulunur. Bu deneme bir ilaç
hakkında genel bir fikir verir. Bu invitro deney, ilacın
organizmadaki durumunu büyük bir olasılıkla gös-
terir. Bu testin yanında invivo yani canlı üzerindeki
tayin (biyo-yararlanım testi) yapılması ülkemizde bir
moda olarak başlamıştır. Bunun için Ankara'da bu-
nu yapan tüccar bir profesör türedi. Bunu gören di-
ğer bazı kuruluşlar da harekete geçti. Sonuçta ko-
bay-insan-profesör ilişkisi ortaya çıktı. Türkıye'de bu
olay, bir yabancı firmanın trilyon satış yapan bir ila-
cının benzerini yapan yerli bir fırma ile olan tartışma-
sı sonucu ortaya çıktı. Ticari rekabet sonucu ilaçta
eşdeğerlik tartışması ve bunun sonucu olarak gerek-
siz yere invivo testin yapılması ıstenmektedir. Bu ise
genelde fanteziden ileri gitmez. Bugün bilinen bir
preparatın biyo-yararianımını istemek, eşdegerliğini
aramak büyük bir mali külfet olduğu kadar denek in-
sanların hayatı için de risklidir. Bu konuda Sağlık Ba-
kanhğı'nın tutumu yanlıştır. Her ilacın yan etkisi var-
dır. Bu sebepten ilaç gereksiz olarak insanda kulla-
nılmamalı ve denenmemelidir. Üniversitelere ise bu-
nun parasal yönü dışında bilimsel hiçbir katkısı yok-
tur. Hele denek olmak isteyen doktorlar var sözü ise
hekimliğe hakarettir. Ayrıca bunun doğurabileceği
komplikasyonlar üniversiteleri büyük sorumluluk al-
tında bırakır. Burada invitro deney yeteriidir. İnvitro
ve invivo deney arasında pek küçük farklar mevcut-
tur. Esasen invivo deneyin değertendirilmesinde de
büyük farklılıklar vardır. Burada karşıt görüş olarak
gerekli etik kurul karariannın alınması, bu konuda
savunma için yetersizdir.
Hayvanlann bile denek olarak kullanılmasına kar-
şı çıkan kuruluşlar varken sahipsiz gariban insanın
burada denek olarak kullanılması istismardır, ayıptır
ve çirkin bir işlemdir.
Enternasyonalist Öncü Militan
Ernest Mandel
Emekçilerin kurtuluşunun uzun
soluklu kavgacısı olarak
yaşamaya devam ediyor.
Mandel'i uğurluyoruz:
27 Temmuz '95 Saat: 19.00 da
BSP Beyoğlu İlçesi (Mis Sok.)
Mandel'in İstanbul Konferansı video gösterimi
28 Temmuz '95 Saat; 19.00 da BSP Bakırköy ilçesi
BSP
BİRLEŞIK SOSYALİST PARTİ
ÇAĞDAŞ YAŞAMI
DESTEKLEME DERNEĞİ'nde
sizi. özlediğiniz sorumluluklar bekliyor.
Tel.: 275 50 82
TARTIŞMA
Rum silahlanması...
L
ondra'da başlayan
Türk-Rum ikili
görüşmelenne karşın
K.ıbns
-
ta tehlike
çanlan çalıyor.
Türkiye'deki iç politika
mücadeleleri, parti çekişmeleri,
minı seçimler. 8. madde
tartışmalan, özelleştirme
sorunlan, dış polıtikadaki
olumsuz gelişmeler, özellikle
Saraybosna'daki kararsız.
Azerbaycan'daki tutarsız
durumlar Kıbns'taki Rum
silahlanması ile ilgili '
gelişmeleri göz ardı ettirmiş
durumda.
Kıbns'ta son beş yılda Rum
yön^timınin büyük bir silahlanma
faaliyetine giriştiği,
Rum Milli Muhafız Ordusu'nu
modern silahlarla donattığı bir
gerçektir. Özellikle gece
kullanılacak silahlara ağırlık
verilmiştır.
Eldeki verilere göre Rumlar
yalnız 1983-1990 arasında
silahlanmaya bir mihar Kıbns
Sterlini harcamışlardır.
Rumlann bu harcamalan 1993*te
vıllık 250 milvon Kıbns Steriini'ne
ulaşmıştır. Rum yönetimi ıçinde
bulunduğumuz yıl için bütçesine
silahlanmayla ilgili olarak 367
milyon Kıbns Sterlini tutannda
ödenek ayırmıştır. (1 Kıbns
Sterlini resmi kurda 67.000 TL'dir.
Yaklaşık 32 trilyon TL.)
Buna göre Rum Milli Muhafız
Ordusu'na 1995 yılında 100 adet
AMX Fransız tankı. 100 adet T.
80Rustankı. 124 adet
Rus asker taşıyıcı. 200 adet
Leonidas tipi Yunan zırhlı aracı
satın alınacaktır.
Bu arada silahlı kuvvetlerine
5 yıl süreli sözleşmeli asker
sağlayacak yasayı da Milli
Meclis'ten geçirmiş
bulunmaktadırlar.
Rumların önceki yıllarda da
çeşitlı ülkelerden çok sayıda top.
tank. uçak ve ftize satın aldıklan
düşünülürse bu hazırlıklann hiç
de hayra alâmet olmadığı
anlaşılacaktır.
Rumlar 1974 yenilgisinden sonra
Yunanlılarla omuz omuza
Türklere karşı çıkabilecek ve
Türkleri adadan atabilecek bir
askeri gücün hazırlığı ıçindedırler.
Rum ordusu komutanlanndan
Yunan asıllı General
Markopulos'un şu sözleri Türkiye
için bir uyan nıteliğindedır
"Türklerİe savaşabilecek güçte bir
ordu kurmaya çalışıyoruz.
Kıbns'ın tiimünü alıncaya kadar
savaş hazırlıklanmızı sürdüreceği/
ve her zaman savaşa hazır
olacağız. Bu konuda Türkiye'nin
en küçük hatasım
değeıiendireceğiz. Hiçbir kuvvet
bizi onleyemeyecektir."
Kısacası; Kıbns'ta gerçek durum
tüm uluslararası görüşme ve
gelişmelere karşın Rumlann
silahlanmaya devam ettıkleri ve
Türkiye'nin zayıf bir anını
kolladıklandır.
Daha açık bir anlatımla Rumlar.
Türkıye'nin uluslararası alanda
önemli bir hata yapmasını
beklemektedırler. Durumu müsait
gördüklerı an "ENOSİS"i
gerçekleştirmek için hiçbir
fedakârlıktan kaçınmayacaklardır.
Daha sonra da "Megalo-idea*'
çabalan başlayacak. Türkleri
Asya'nın bozkırlarına sürme ve
Ayasofya'ya Yunan haçı dıkme
gayretlerine hız verilecektir.
Bu arada Atina zaman zaman
Kürt militanlara destek olarak
Türkiye'nin bu konudaki
tansiyonunu ölçmeye çalişacaktır.
1963, 1967 ve 1974'lerin
tekrarlanmaması isteniyorsa
özellikle KKTC'de 'birükve
birliktelik' havasının yeniden
sağlanması şarttır.
Bütün bu gelişmeler karşısında
Türkiye uluslararası ve ikili
temaslardan bir sonuç
alınamayacağının bilinci içinde
olmalı, Rumlann müzakerelerde
zaman kazanmak ve
Türkiye'deki Kıbns'la ilgili
havanın zayıflamasını beklemek
amacını taşıdıklan bir an bile
unutulmamalıdır.
Özetle, Türkiye Kıbns'la ilgili
görüşmeleri çok yakından
dikkatle izlemeli.
muhtemel bir savaşa hazır olmalı.
1911 Balkan Savaşı hatalanna
düşmemelı ve hepsinden önemlisi
gereğinde yavru vatanın
Türkiye'ye katılma
kararına yakın ilgi için hertürlü
hazırlığını şimdiden yapıp
tamamlamalıdır.
Aydın Olgun
GENÇLİK & EGİTİM FUARI
22-31 TEMMUZ
GALATASARAY LİSESİ BAHÇESİ
GİRİŞ: 30.000 TL.
ÖĞRENCİ ÜCRETSİZDİR. REZ: 251 97 23
JfvRUZGAR AJANS
L T D STI
Cumhuriyet Kitap Kulübü
TAKSİM SERGİ SALONU
IMZA GUNU
25 Temmuz Salı (Bugün)
TOKTAMIS ATES
Saat: 17.30-19.30 ' '
Adres.htiklal Cad. Zambak Sok. 4/1 Beyoğlu-Taksim
ÎLAN
T.C.
İSTANBUL VALİLİĞİ'NDEN
İl İdafe Kurulu'nca verilen 04.05.1995 tarihli ve
149 sayılı-oıen'i muhakeme kararı müşteki Ali lh-
san Ünal'a tüm aramalara rağmen tebliğ olunama-
mıştır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre
muhatabına ilanen tebliğ olunur.
Basırı: 33174
natura
SİZE YE DÜNYATAİLK DEFA
TAKDtM EDtYORUZ...
4000 Yülık Uykusundan TJyanışının
ÎLKTANIKLARI OLABÎLÎRSÎNÎZ!..
SAPİMAA-AMASVA (İI-ZİSİ
29-30 Temmtız
12-13 Ağustos
2.600.000.-T1. Peşin veya
1.300.000.-T1. Peşin + 950.000 x 2 taksit
SAPİMAA-IIATH SAS (İEZISİ
15-16 Temmuz
05-06 Ağustos
19-20 Ağustos
2.900.000.-T1. Peşin veya
1.500.000.-T1. Peşin + 950.000 x 2 taksit
Gezi Ücretinin 100.000.-Tl'si
Şapinuva Kazısına Yardım Olarak
MAKBUZ K.\RŞILIĞINDA BAĞIŞLANACAKTIR
Gezl Ücretine Özel Ulaşun, YP. Konaklama ReMber-
Uk Hizmetieri, Ören Yeri Glrişleri ve KDV Dahildir.
AY-SEL TURİZM
Olgunlar sokak 2/4 Bakanlıklar-ANKARA
Tel:(312) 417 21 35 -417 21 36 Fax: 418 34 69
Neredeyse her yıl
bir ülke
oluşturacak kadar
toprağın kaybolup
gitmesini
seyredemeyiz. Bu
sebeple erozyonla
mücadele edelim.
T.E.M.A.
Türkiye Erozyonla
Mücadele,
Ağaçlandırma ve
Doğal Varhklan
Koruma Vakfı
Tel.: (0212) 281 10 27
268 09 85
Romanlannız ve
ansiklopedileriniz
yerinizden ahnır.
Tel.: 554 08 04
Nüfus cüzdanımı ve
ehliyetimi kaybeltim.
hükümsüzdür.
NURTEKty DELİCE
Nüfus cüzdanı kaybet-
tim, hükümsüzdür.
BEHtCESERÇE
Nüfus cüzdanı ve Or-
duevi giriş kartımı kay-
bettim, hükümsüzdür.
HÜSNİYE AHISALI
Büyüyen su
kıthğımn, artan
toprak
kaymalarımn
nedeni erozyon
sonucu
çölleşmedir.
T.E.M.A.
Türkiye Erozyonla
Mücadele,
Ağaçlandırma ve
Doğal Varlıklan
Koruma Vakfı
Tel.: (0212) 281 10 27
268 09 85
PENCERE
Haydi Gençlep, Memurlar,
Kadınlar, Sendikacılar.
12 Eylül faşizminin 82 Anayasası'nda 117 mad-
de var, 16 geçici maddeyi de ekleyiniz...
Meclis, 12 Eylül'den 15 yıl sonra bu anayasanın,
ancak 16 maddesini değiştirebildi; ama, hepyenil-
giye uğrayan futbol takımımız bir kez yengiye ka-
vuşunca nasıl aklımız başımızdan gidiyorsa, öyle-
sine "sevindirik" olduk...
Medyaya bir göz atın, ne diyor:
"Destan yazdık..."
"Tarih yazdık.."
Gazetelerin manşetleri, Avrupa'da maç kazan-
mış milli futbol takımımızın "zafer"\ri\ duyuran se-
vinç çığlıklarıyla dolu. Bugüne kadar demokrasi sa-
vaşımında tuzu bulunmayanlann böylesine coşku
göstermelerı, demokrasi adına mı?.. Yoksa Avrupa
Gümrük Birliği'nin kapılan açılacak diye mi düğün
bayram ediyoruz?..
Her neyse, işin bu yanını pek kurcalamayalım, ka-
fasını gözünü yararak, 82 Anayasası'nda yaptığımız
değişikliklerin en önemli yanı nedir?..
Parlamento, toplumun baskısı altında 3.5 yıl son-
ra bir adım attı; Meclis'te Refah Partisi'ne karşı olu-
şan çoğunluk, şeriatçılığın karşıtı sayıldığından laik
cumhuriyet yandaşlarına bir soluk almak olanağı
sağlandı.
Anadolu halkı 'Aydınlanma Devrimi'ni benimse-
miştir.
Ne güzel!..
Ama olan bitenlerın olumsuz yanı ne?..
12 Eylül faşizminin "lafzı" 82 Anayasası'nın "Baş-
langıç" bölümüne, "özü" geçici 15'inci maddesine
yerleştırilmişti.
Ne yazık ki "lafzı" gitti, "özü" kaldı.
•
23 temmuz anayasa değişikliğinin açtığı kapılar
var; kımi yasaklar kalkıyor.
Derneklerden siyaset yasağı kalktı..
Sendikalara siyaset yasağı kalktı..
Gençler, 18 yaşından başlayarak siyasal partile-
re üye olabilecekler..
Meslek kuruluşlarına siyasetle uğraşma yasağı
kaldırıldı..
Memurlara sendika kurma özgürlüğü tanındı..
Üniversite öğretim üyeleri, siyasal partilere katı-
labilecekler..
Siyasal partiler, gençlik ve kadın kollannı yeniden
kurabilecekler...
•
Son yıllarda nereye gitsem, hangi toplantıya ka-
tılsam, gençler soruyorlardı:
- Ülkenin durumunu biliyoruz; ama, elimizden bir
şey gelmiyor, çünkü siyaset bize yasak!.. Ne yapa-
lım?.. Nasıl çalışalım?..
Artık bu sorunun yanıtı verildi:
Üniversite öğretim üyeleri.. . *.
Bılim adamlan..
Sendikacılar.
Memurlar..
Kadınlar..
Gençler.. .
Haydi görev başına!..
•
82 Anayasası'yia birlikte demokrasiyi ktsıtlayan
bütün kanunları değıştirmek, özgürlükleri hayata
geçirerek çağdaş bir yaşam biçimi oluşturmak, şe-
riatçılıkla savaşımı başarıya ulaştırmak, emekçi hak-
lannı tümüyle sağlamak, Aydınlanma Devrimi'nin
yollarını döşemek için demokratik savaşımın sefer-
berliğine girmek boynumuzun borcu, insanlığımızın
gereği, mutluluğumuzun kaynağıdır; alın teri dök-
meden ne mutlu olunur ne demokrat ne de solcu!..
Haydi gençler, memurlar, kadınlar, sendikacılar iş-
başına!..
İSTANBUL BUYUKŞEHİR BELEDIYESI \,
ŞEHIR TİYATROLARI L1
RUMELİHİSARIYAZ OYUNU:
Tank Günersel / Sandro Mrevlishvili
ALTIN POST
Yönetim ve Sahne Tasarımı:
Çetin İpekkaya / Sandro Mrevlishvili
TİFLİS ŞEHİR TİYATROSU'NUN
(METEKH/j KATIUMIYLA
25-26-27-28 Temmuz Saat: 21.30
Biletler; Harbiye (240 77 20) Kadıköy (349 04 63)
Gişelerimizde ve Rumelihisarı Gişesinde
satılmaktadır.
Tam 40.000 TL; İndirimli 20.000 TL.
TMMOB
ELEKTRİK
MÜHENDİSLERİ ODASI
İSTANBUL ŞUBESİ
Söyleşi:
Meslek Odalan ve
Türkıye'de Demokratikleşme Süreci
Yavuz ÖNEN
TMMOB Başkanı
Yer: Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi
(Eski Beyoğlu Evlendirme Dairesi-TÜNEL)
Tarih: 25 Temmuz 1995 Salı
Saat: 19.00