28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
\ 21 TEMMUZ 1995 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Toplu konuta KDV istisnası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Topu konut kooperatiflenne yapılan inşaat taahhüt işleri ile net alanı 150 metrekarenin altında oian konutlann teslıminde alınan katma değer vergisi (KDV), Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren tebliğle yıl sonuna kadar kaldınldı. Öte yandan Toplu Konut îdaresi Başkanı (TOKİ) Yiğit Gülöksüz dün bir yazılı açıklama yaparak toplu konut inşaatlan çerçevesinde inşaatlannm yüzde 40'ıru tamamlayan kişılere 195 milyon 500 bin lira kredi verileceğini bildirdi. SB('in satışı yayımlandı • ANKARA (AA) - SEK'in 5 işletmesi ile isim hakkının satışına ilişkin ÖYK karan, bugûnkü Resmi Gazete'de yayımlandı. ÖYK karannda, teklif sahiplerinin satış işleminden vazgeçmeleri halinde, satış işleminin 2. ve 3. sırada bulunan teklif sahiplerine yapılacağı belırtildi. Söz konusu tesislerin satış işlemleri peşin veya vadeli olarak yapıldı. 'Türkiye önemli pazar' • VVASHINGTON (AA) - ABD Ticaret Bakanı Ron Brown. "Türkiye, Avrasya'nın en önemli pazandır" dedi. Brown, Türkiye'deki Amerikan yatınmlannın devam edeceğini söyledi. ABD Ticaret Bakanı Ron Brown, gelecek hafta Washington'da yapılacak "Yükselen Piyasalar Konferanst" ile ilgili bir basın toplantısı dûzcnledi Brown, "yükselen piyasalar" olarak ilan ettikJeri on ülkenin. 2010 yılında dünyanm en büyük pazarlan olacağinı belırtti. DTfflden iş dünyasma kolaylık • ANKARA (AA)-Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM), iş dünyasına yeni bir kolaylık daha sağladı. Dış ticaret mevzuatı, iç ve dış fuarlar, yurtiçi ve yurtdışındaki ihaleler ile dış ticaretle ilgili hertürlü haber, iş dünyasına, TRT'nin teleteks yayınıyla anında duyurulacak. Ihracatçılar. yanndan ıtibaren TRT1 ve TRT INT kanallanndaki telegün yayınlan aracılığıyla. kendilerini ilgilendiren bilgi ve haberlere anında ulaşabilecekler. ABD, tekstil kotasını arttırdı • ANKARA (AA) - ABD, Türk tekstil ürünlerinin ithalatında uyguladığı kotalan arttırdı. Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın açıklamasına göre, DTM ve ABD yetkilileri arasında Cenevre'de yürütülen müzakereler olumlu sonuçlandı. ABD'nin Türkiye'den tekstil ithalatı kotalannda yapılan arttınmlarla, tişörtlerde 45 milyon, iç çamaşırda 10 milyon, bomozda da 10 milyon dolarhk ek ihracat imkânı yaratıldı. AB'den buğday satışına vergi • PARİS(AA)-Avrupa Birlıği'nin lAB), dünya tahıl stoklannın ızalması netleniyle 2û yıldan bu yana ilk kez ekmeklik buğday ihracatına \ergi getırebileceği bildirildi. AB gıda yetkilıerinın verdiği bilgıye göre, 20 yıldan bu yana buğda* satışına siibvansiyon uygulayan Avrupa Bınği, Avrupa gıda sanayünin buğday talebini karşılayabiLmek amacıyla, vergi politkasıyla ihracatı erıgelleme\ı planlıyor. Jhracat hedefi aşıldı _JİSTANBUL(AA)- Txrkiye'nn ihracat hedefini a^tğı bildrildi. Türkiye Ihuacatçıla- Meclisi'nin açıklamasna göre, yılın ilk yansında prçekleşen ih»ıacat, ge;en yıla oranla yüzde 29. c artarak 10 ıraı yar 47&milyon dolara ulaşırken.on 12 aylık ihaıacat tutm da 21 milyar d « an aştı DDY lımlik kartımı, hüviyeimi kaybettim. Hüıümsüzdür. FA"\1A AKAR Bazı firmalann, Çek Cumhuriyeti'nden binlerce ton kanserojenli et ithal ettikleri ortaya çıktı Et itlıalatçılan esld sabıkalı Kanserojen et ile ilgili soruşturmalar zamana bırakıldı ZAFER AKNAR Kemiksız et ithalınin kısa bir süre için serbest bırakılmasıyla başlayan tartış- malar, yeni birboyut kazandı. Tanm Ba- kanlığf nın izniyle kemiksiz et ithal e- den bazı firmalann, 1990-1992 yılla- nnda kanserojen madde içerdıği için canlı hayvan alımı yasaklanan Çek Cumhuriyeti'nden binlerce ton etaldık- lan ortaya çıktı. Kanserojen etle ilgili 1994 yılında başlatılan soruşturmanın da zamana bı- rakıldığı öğrenildi. Bir yetkili, "Eğer soruşturma zamana bırakılmasay dı. ba- zı firmalann ithal izin belgeleri iptal edi- lebilirdi. Böylece şimdi kemiksiz et ithal edenler. bu olanağa sahip olamazdı" de- di. Kemiksiz et ithal izninin, 24 Haziran 1995 tarihli Resmi Gazete'de yayımlan- masından önce yaşanan ilginç gelışme- ler şöyle: DtE verilerine göre 1995 Haziranı içinde en çok zam (yüzde 17.7) sığır etinde görüldü. Sığır etınin zam şampi- yonu olmasının nedeni ise et sıkıntısın- dan kaynaklanan arz yetersizliği olarak gösterildi. lstatistiklerin yayımlanmasına az bir zaman kalmışken Tanm Bakanliğı, ke- miksiz ithal et izni için harekete geçtı ve 24 haziranda kemiksiz et ithalini ser- • 90-92 yıllan arasında Çek Cumhuriyeti'nden alınan kanserojenli etle ilgili geçen yıl başlatılan soruşturmalann, zamana bırakıldığı öğrenildi. •Bir yetkili, "Eğer soruşturma zamana bırakılmasaydı, bazı firmalann ithal izin belgeleri iptal edilebilirdi. Böylece şimdi kemiksiz et ithal edenler, bu olanağa sahip olamazdı" dedi. best bırakan teblığ Resmi Gazete'de ya- yımlandı. Bu karann Resmi Gazete'de yayımlanmasından bir hafta sonra Av- rupa Bırlıği, hayvan üreticilerinı şaşkı- naçevirenbirkararaldr "Türkiye,etin- raç ediiecek ülkeler sıralamasında Avru- pa ülkeieri sınıfından çıkanlarak Afri- kalı ülketer sınıfina yerieştirildL" Bu ka- rarla Türkiye, et ihraç ediiecek ülkeler sıralamasında küme düşmüştü. Kamuoyunda kemiksiz etithalinin kı- sa bir süre için serbest bırakılması.kim- lere haksız kazanç sağlandığı tartışma- sını başlattı. Tartışmalar sürerken ke- miksiz et ıthalinde Aytaç Gıda'nın 19 bin 900 tonla birinci fırma olduğu açık- landı. 35 milyon dolarhk Dünya Banka- sı kredisiyle Çankın'da et tesisleri ku- ran Aytaç Gıda'nın sahiplerinden Mete Bülgün. gazetelere yaptığı açıklamada, kemiksiz et ithal belgelerinın iptal edil- mesini istedı. 1990-1992 yılında yasaklı ülke Çek Cumhunyeti'nden canlı sığır ithal edip Et ve Balık Kurumu aracılığıyla piya- saya süren fırmalar arasında Beta AŞ'nın de adı geçmişti. Et ve Balık Ku- rumu'nun hazırladığı dosyalarda adı ge- çen firmanın başında yıne Mete Bül- gün'ün adı vardı. Konuyla ilgili görüştüğümüz bir yet- kili, yasaklı ülkelerden et ithal etmenin avantajlannı şöyle değerlendirdi: "Yasaklı ülkede canlı hayvan doğal olarak çok ucuzluyor. Örneğuı kilosu 20 bin liradan satın alınıyor. Türkiye'de ise 80 bin lirava satıuyor. Ancak en büyük sonın, sığırlann ülkey e nasıl gireceğL İş- te birtakım işlemler oluyor. Çek menşe- li sığırlar. Romanva menşeli olarak gös- teriliyor. Etler Romanya'dan geunis, gi- bi gözüküyor.** Aynı yetkili. vasaklı ülkelerden sığır ithalinin, televizyonlarda ve gazeteler- de yer almasıyla Tanm Bakanlığf nın 6-7 fırma hakkında soruşturma başlat- tığını, ancak bu soruşturmanın zamana bırakıldığını. sağliklı bir araştınrıanın olması durumunda bazı firmalann. ke- miksiz et ithal edemeyeceklerinı söy- ledi. Özelleştirme İdaresi'ne yapacağı yüklü ödemenin arefesinde trafik hızlandı TaciroMu fle bankaların SEK flörtü Ekonomi Servisi- Özel- leştinne Yüksek Kuru- lu'ndan SEK'in satış karan çıkar çıkmaz lstanbul SEK ve kurumun isim hakkının peşinaü için kaynak bula- madığı ileri sürülen Ali Za- fer Taciroğlu ile bankalar flört etmeye başladı. Alı Zafer Taciroğlu'nun. tstanbul SEK te- sislerini ve arazısi- ni teminat göstere- rek kredi aradığı ileri sürülüyor. Bu amaçla başvurdu- ğu Vakıfbank'tan ekspertizlerin gelip, lstan- bul SEK tesislerinde incele- me yaptıklan da belirtiliyor. Basın danışmanlığını yü- rüten şirket tarafından Taci- roğlu adına yapılan açıkla- mada, başta Vakıflar Ban- kası olmak üzere 10'a ya- kın bankanın "kredi vermek için kapılannı çaldığı" ileri sürülüyor. SEK'in satışı resmiyette kavuştuktan sonra banka- larla yeni patron Ali Zafer Taciroğlu arasındaki flört su yüzüne çıktı. Ancak bu flörtte henüz kımin kimin peşınden koştuğu bilinmi- yor. lstanbul SEK Fabrika- sıpersonelinın ver- diği bilgiye göre Vakıfbank'tan ge- len iki yetkili dün tesisleri gezerek rapor tuttular. An- cak Vakıfbank Böl- ge Müdürlüğü yetkilileri şimdılik bunu ınkâr etmeyı tercih ediyorlar. Konuyla ilgili görüştü- ğümüz ısminin açıklanma- sını istemeyen bir yetkili, Taciroğlu'nun para sıkıntı- sı içinde olduğunu ve bu ne- denle Vakıfbank'la görüş- Ali Zafer Taciroğlu suskun. • İsim hakkı ve lstanbul SEK'in satışı resmiyete kavuştuktan sonra "Peşinatı ödeyemeyeceği" ileri sürülen Ali Zafer Taciroğlu ile bankalar temasta. • Taciroğlu'nun SEK'i devletten almak için bir devlet bankası olan Vakıfbank'a kredi başvurusunda bulunduğu ileri sürülürken, Taciroğlu cephesi "Bankalar bizim peşimizde" diyor. melerinin sürdüğünü iddia ederek, "Ceplerinde para- lan yokken ihaleye neden girdiklerini anlamak müm- kiin değil. Sadece ilk taksidi olan 900 milyan ödemeteri yetmez. Çiinkü tesislerin makinlerinin yenilenmesi için en az 300 milyarhk bir yatınma ihtiyaç var" dedi. Bu arada Taciroğlu ise or- tada kaynak sıkıntısı oldu- ğuna dair söylentiler dola- şırken arka planda kalmayı tercih ediyor. Onun adına yapılan açıklamada ise ara- lannda Esbank. Vakıfbank, Finansbank'ın da bulundu- ğu 10 bankanın kendilenne kredi vermek için teklifte bulunduğu ileri sürülerek "Ancak bizim söz konusu peşinatı vermek için krediye ihtiyacımız yok" deniyor. Açıklamada "Tabii uygun bir teklif gelirse değerlendir- mek mümkün" denilerek açık kapı da bırakılıyor. ÖYK'nin SEK'in satışı- ni onaylamasının ardından şimdi sırada yeni patron Ali Zafer Taciroğlu'nun lstan- bul SEK ve isim hakkı için yaklaşık 900 milyar lirayı ÖlB'e yatırması var. 20 gün içerisinde paranın temin edilerek teslım edileceği bildinlirken.su görüşlerdi- le getinliyor: "Ortaklanmız üzerlerini bir silkelese 1 trilyon lira çı- kar. Bu nedenle birverden kredi almaya ihtivacımı/ yok. Ama bazı bankalar ya- tınm kredisi verelim, işİet- me kredisi verelim gibi tek- liflerle karşımıza gelivorlar. Bizim kredi için SEK'in ara- zisini teminat göstermemiz gibi bir şey ise sozk onusu bi- le değil. Çiinkü henüz resmi devir yapılmadı. İlk taksidi yatırdıktan sonra de\ir ger- çekleşecek. Ola>a profesyo- nel gözle bakan bankalar kârlı bir işletme olduğun ve tesisin geleceğinin bulundu- ğun görüyorlar, biz de şim- dilik sadece izlivoruz." Sanayi Bakanhğı, fabrikanın Uzanlar'a, Sabancı Holding'e ve TEKSKO'ya satılmamasını istiyor Adıyaman Çimento için kartel uyarısı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Sanayi ve Ticaret Bakanhğı, Adıyaman Çimento Fabrikası'nın, Lzanlar'a ait Rumelı Çimento, Ha- cı Ömer Sabancı Holdıng ve TEKSKO AŞ'ye satılması duru- munda firmalann kartel oluştura- bilecekleri uyansında bulundu. Bakanlığın Özelleştinne Idare- si Başkanlığı'nayazdığıyazida. bu firmalann fabrikayı almalan duru- munda. bölgede çimento sektörün- de yüzde 40'ın üzerinde pay sahi- bi olacaklanna dikkat çekilerek sa- • Sanayi ve Ticaret Bakanlığrnın. Özelleştirme İdaresi'ne gönderdiği \ yazıda. bu firmalann fabrikayı almalan durumunda, bölgede çimento _f sektöründe yüzde 40'ın üzerinde pay sahibi olacaklanna dikkat çekilerek satışın Rekabeti Koruma Yasası'na aykın olacağının bildirildiği öğrenildi. tışın Rekabeti Koruma Yasası'na aykın olacağının bıldinldiğı öğre- nildı. ÖlB'nin hafta içinde, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'ndan, Adıyaman Çimento Fabrikası'nın satışı konu- sunda görüş istediğı öğrenildi. Sanayi Bakanlığı'ndan alınan bilgilere göre, bakanlık yetkilileri yaptıklan ıncelemeler sonunda Adıyaman Çimento için teklif ve- ren Hacı Ömer Sabancı. Uzanlar ve TEKSKO AŞ'nin, fabrikayı al- malan durumunda bölgede sektör- de yüzde 40'ın üzerinde pay sahı- bi olacaklan ortava çıktı. Yetkililer. Rekabeti Koruma Ya- sası çerçevesinde. özelleştinne so- nucunda kartel oluşumunun önlen- mesi gerektiğıni belirterekÖlB'ye konuyla ilgili olarak bir yazı yaz- dıklannı açıkladılar. Adıyaman Çimento Fabrika- sı'nın adı geçen firmalara satılma- sı durumunda, özelleştırmenin Re- kabeti Koruma Yasası'na aykın olacağını bildiren yetkililer. "An- cak, bizim özedeştirmede \etkimiz yok. İdareye ancak görüş bildirebi- "livonız. İdare, satışı istediği gibi >ii- rütebüir" açıklamasını yaptılar. ÖİB Adıyaman Çimento Fabn- kası için geçen ay satış ilanlan ver- mişti. Ihale süreci geçen ay başla- yan fabrika için. geçen hafta L zan- lar'a ait Rumeli Çimento AŞ. Ha- cı Ömer Sabancı Holdına \e TEKSKO AŞ dışında. Aydıner In- şaat, Çemil Ozgür tnşaat ve Mah- mut Bozkurt adlı bir girişimcı tek- lif verdi. PANKOBİRLtK: AÇIK ARTABİLİR Şeker sıkıntısında artış uyarısı ANKARA (AA) - Pan- car Üreticileri Kooperatıf- leri Birliği (Pankobirhk) Genel Müdürü Kâmil Öz- demir, şeker pancannda üretıciye tatrrun edici alım fiyatı verilmemesi. gerek- li tedbirlerin alınmaması halinde. şeker açığının ve ithalatın önümüzdeki yıl daartacağını bildirdi. Özdemir. pancar taba- nındaki düşük fiyatın 1996 yılı pancar ekimini olumsuz yönde etkileyece- ğini ve 1997 vemüteakip yıllardaki şeker açığını da arttıracağını kaydetti. Bu açığın, ithalatla kar- şılanmayolunagidileceği- ni ve ithalatın maliyetinin de dolar kurundaki artışa paralel olarak 1996 yılına göre çok daha fazla olaca- ğını kaydeden Özdemir. "Bunun sorumluluğu el- bette ki bu politikaları tespit edenlerin olacak- tır" dedi. 1994-1995 yılıekimaçı- ğı nedeniyle Türkiye'nin bu yıl şeker ithal eden ül- ke konumuna geldiğini kaydeden Genel Müdür Özdemir, "Şeker panca- rına verilecek 3 bin lira- lık fi>at dahi, ithalatla mukayese edildiğinde tü- keticiyi olumsuz yönde etkileyecek düzeyde de- ğildir" diye konuştu. Özdemir, 1995 pancar alım fiyatlannın 2 bin lira olarak belirleneceği konu- sunda duyumlar ahndığını ifade etti. Özdemir, şeker ihtiyacı- nı karşılayabilmek için 1995 yılında asgari 4.2 milyon dekar düzeyinde yapılması gereken pancar ekim sahalannın, son ikı yıl ve özellikle de 1994 yı- lında tespit edilen düşük alım fiyatlan nedeniyle gerilediğini kaydetti. Ortak platform, özelleştirmeye karşı mücadelede kararlı: EBK satıisa da boşaltmayızANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ziraatçılar. veten- nerler, üreticiler ve çalışan- lar, Et ve Balık Kurumu'nun (EBK) satışını önlemek amacıyla birleşerek bir plat- form oluşturdular. Türkiye Ziraat Odalan Birliği (TZOB) Başkanı Erol Barazbaşkanlığında, Ankara Üniversitesi Ziraat ve Veteri- nerlik fakülteleri, Türk Vete- riner Hekımleri Birliği. Türk Veteriner Hekımler Vakfı, Türkiye Ziraatçılar Derneğı. Erzurumlu, Ankaralı besici- ler ile Hak-lş Konfederasyo- nu ve Kamu lşletmeciliğini Geliştirme Merkezi'nin (Kl- GEM) katılımlanyla oluştu- rulan platform, dün bir basın toplantısı düzenleyerek E- BK'nin hayvancılık açısın- dan önemini açıkladı. Platform tarafından yapı- lan açıklamada EBK'nın. son 10 yıla kadar politik et- kenlerden uzak bir yönetim- le ülke hayvancılığına. üreti- Platform ne istiyor? • EBK'nin fonksi>onu mutlaka devam ettirilmelidir. • ÖİB 26-28 temmuz günlerinde yapılacak 16 kombinanın satışını şımdilik iptal etmelıdir. • EBK'nin mevcut vapısı geçici olarak özeBestirme kapsanundan çıkanlarak Tanm ve Köyişleri Bakanhğı'na bağlanmalıdır. • Bu bağlanma işlemı ile bırlikte kârlı ve verimlı çalışacak şekilde mevcut yapı rehabilıte edilerek, kombina sayısı bölgelere göre azaltılarak, küçültülmelidir. • Bunlar yapıbrken Doğu ve Günevdoğu Anadolu bölgelerinin yeniden yapüanması projesiyle birliktc, hayAancüık sektöriinün de bu işlemk'rle ilgisi kurulnıaİL ulusal hayvancılık politikası oluşturulmalı ve bu çerçevedc EBK ürünlerinin yeniden değeıiendirilmesi sağlanmalıdır. ciye ve tüketıcıye yaşamsal önem taşıyan hizmetler sun- duğu belırtilerek "EBK'nin, gerek üretici. gerekse tüketi- ciye sunduğu toplumsal sağ- lık boyutu gözardı edilerek ve sadece yapıt boyutu dikkate ahnarak yapılan özelleştir- me. son derece tutarsız bir politikadır" denıldı. 3bin641 EBKişçisi,40il- de. kurumun özelleştirilme- sıni protesto etmek amacıy- la dünden itibaren işyerleri- ni terk etmeme eylemi baş- lattılar. EBK işçileri, geceyi işyerlerinin bahçesınde geçi- rerek yarın yeniden işbaşı yapacaklar. Öz Gıda-tş Sen- dikası Genel Teşkilat Sekre- teri Agâh Kafkas, EBK'nin özelleştırilmesine karşı vasal platformda her türlü müca- deleyı yöneteceklerini bıldır- dı. Zej'tinbumu ve Haydarpa- şa Et Balık Kurumu kombı- nalannda çalışan işçiler de dün ış çıkışında servislerine binmediler. Öz Gıda-İş Sen- dikası 1 No'lu Şube Başkanı Mustafa Söylemez, Zeytin- burnu Kombinası'nda yaptı- ğı açıklamada, EBK'nin fı- nans sıkıntısının gidenlmesı hedefıyle satılan gayrımen- kullerinden elde edilen geli- rin. Özelleştirme Fonu'na aktanldığını belirtti ve "Bu paralar, vann yapılacak se- çimlerde kullanılacak. Biz iş- yeıierimizin satışından kaza- nılan paralann seçim \atin- mı olarak kullanılmasına izin vermeyeceğiz" dedi. Vergi yüzsüzlerine yönelik tepkilere karşı çıkan Sabancı, kayıt dışma dikkat çekti Asıl yüzsüz, hiç vergi ödemeyenler Sabancıvergi listesindeki kamu kuruluşlarına dikkati çekti. tSTANBUL (AA)-Sabancı Hol- ding Yönetım Kurulu Başkanı Sa- kıp Sabancı/ 'Esas vergi yüzsüz- leri, vergi dairesinin bugüne ka- dar kapısından geçmemiş olan- lardır'" dedi. Sabancı, yaptığı yazıh açıklama- da, vergi borçlulan listesindeki ilk 20 borçludan 11 'inın kamu kurulu- şu olduğunu belirterek, "bunlann borçları 32 trilyon lira. 9'u özel sektör. Bunlann borçlan 3 trilyon lira. (Özel sektör cepçi, vergi ver- miyor) diye gürültü koparanlar bu gerçekleri görmeli" ifadesıni kullandı. Sabancı, şöyle devam etti: "KİT'lerin perişan durunıunu bundan güzel ne anlatabilir? İşte biz özelleştirme olsun, diye vıllar- dır bunun mücadelesini veriyo- ruz. Özel sektör vergi mükellefle- ri için vergisini zamanında öde- yememek kötü bir şev. Fakat sağ- İılvlı değerlendirme yaparken. kimlerin vergivi neden ödeyeme- diklerinede bakmakta yarar var- dır. Özel sektör mükelleflerinin toplam vergi borçlannınvaklaşık vüzde 10'u, memleketten kaçan kötü niyetli işadamlannın borcu. Kalan yüzde 90 özel sektör mükel- lefi vergi kaçağı değil, vergi borç- lusudur. Vergi kaçakları esas yüz- süzler, vakalarına yapışılması ge- reken insanlar, bugüne kadar vergi dairesinin kapısından geç- memiş, vergi memuruvla tanış- mamış, bir kuruş. vergi ödememiş. devleti sömüren yüzsüzlerdir" Sabancı, bu ınsanlann vergi ver- mediklen için suçlu. ancak bunlar- dan vergi almayanlann da en az on- lar kadar suçlu olduğunu savundu. Sabancı. vergi borçlulan listesinde yer alanlann hepsinin vergi beyan- namesi veren insanlar olduğunu ha- tırlatarak. "Bunlar gönül rızasıy- la vergi mükcllcfi olmuşlar. Şu ka- dar vergi ödeyeceğiz diye bevan- name imzalayıp vergi dairesine teslim etmişler"1 dedi. YORUM ÖZTİN AKGÜÇ Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Hedelleni Türkiye'de 1996-2000 yıllannda uygulanacak Ye- dinci Beş Yıllık Kalkınma Planı'nın ana hedefleri ve bu hedeflerin gerçekleşme olasılığını kısaca belirte- lim. Türkiye, eğer hızlı ve düzenli ekonomik büyüme is- tiyorsa; bu amacı ancak hedef belirleyen, yol göste- ren, yönlendiren, büyük yatırımlar arasında eşgü- düm sağlayan, kaynak savurganlığını en düşük dü- zeye indiren, ekonomide genel dengeleri kuran kal- kınma planları aracılığıyla gerçekleştirebilir. Planlı kalkınmanın bir yana itildiği, serbest pazar ekonomisinden çok söz edildiği 1980 sonrasında, Türkiye'nin yıllık büyüme hızı ortalama yüzde 4.0'ün altına düşmüş, enflasyon yüksek düzeylerde süre- ğenleşmiş, kamu kesimi finasman açıkları büyümüş, iç ve dış borçlar büyük boyutlara ulaşmış, issizlik ora- nı yükselmiş, iç tasarrufların ve sabit sermaye yatı- nmlannın ulusal gelire oranı düşmüş, sabit sermaye yatınmlannın ekonomik sektörler itibarıyla dağılımı bozulmuş, bireyler ve coğrafi bolgeler arası gelir da- ğılımı daha da dengesiz hale gelmiştir. Boş laf üret- me bir yana bırakılacak olursa, tüm ekonomik veri- ler, gerçek bir başarısızlığı ortaya koymaktadır. Tür- kiye, değerli bir on beş yılı yıtirdiği gibi, Türkiye'yi ge- lecekte etkileyecek olumsuzlukların çekirdekleri oluşmuş; hatta toplumsal ve ekonomik uriar Türki- ye'nin geleceğıni tehlikeye sokacak boyutlara ulaş- mıştır. Türkiye'nin; ekonomi politikası başta olmak üze- re, tüm politikalannı yeniden gözden geçirmesi, ye- ni biryön vermesi gerekir. Dışandan ve içeriden yan- lış aşılanma ve yönlendirmelerte geldiğimiz krrtik nok- talann artık görülmesi gerekir. Türkiye'nin ciddi, uygulanabilir bir planlı döneme girmesi, atılacak adımlardan belki de öncelikli olanı- dır. Ancak Vll'nci Beş Yıllık Kalkınma Planı'nın bu amaca uygun, gerçekleştirilebilir bir plan olduğu da son derece kuşkuludur. Bazı pembe hayalleri plan hedefi diye ortaya koy- mak ne derece gerçekçi, ne derece yararlı.. tartış- maya ilk olarak bu noktadan başlamak gerekir. Yedinci plan döneminde ekonominın büyüme hı- zının yıllık ortalama yüzde 5.5 ite yüzde 7.1 arasında gerçekleşeceği, planın dönem sonu 2000 yılında enf- lasyonun yüzde 6.0 ile yüzde 8.1 aralığına çekilece- ği, toplam yatınm harcamalarının/GSMH oranının yüzde 25.8-yüzde 28.1 aralığına yükseleceği, kamu finansman açığının GSMH'ye oranının yüzde 3.0 do- layına gerileyeceği, dışsatımın 43.0 milyar USD'ye ulaşacağı, issizlik oranının yüzde 10.5 ile yüzde 7.7 arasına düşeceği, kişı başına gelirın 3.500 USD'ye ulaşacağı tahmin edilmiştir. Türkiye'nin, bu polıtık kadrolarla, önerilen ve uy- gulanan politikalarla, Vll'nci Beş Yıllık Kalkınma Pla- nı hedeflerinden, bırakın birkaçına, tek birine dahi u- laşması olanağı yoktur. Ulaşılamayacak hedefler çiz- menin, ağzı kalabalık politikacılara malzeme ver- mekten öte yararı ne? fktisat bir bılim ise 1980'den bu yana açıklanan hedeflere ulaşılamayacağını sü- rekli yazıyoruz. Nitekim ne büyüme hızında, ne yıllık enflasyon oranında, ne kamu kesimi finansman açık- lannda, ne yatınmlarda, ne issizlik oranlarında hedef- lere ulaşılıyor. Hedeflere ulaşmak bir yana yaklaşıla- mıyor bile. Türkiye ekonomisinin son 10 yıllık ortalama büyü- me hızı yüzde 3.7, bunun gelecek beş yıllık dönemin- de, planın kötümsertahminın yüzde 5.5'eyükselme- si son derece zordur. Temelde büyük değişiklikler yapmadan, uzun sürelı eğilımleri değıştirmek ola- naksızdır. Son yıllarda düzensiz bir gelişme göste- ren Türkiye ekonomisinin bazı yıllarda büyüme hızı yüzde 5.5 düzeyine ulaşabilir, hatta aşabilir. Ancak bu hızı uzun süreli yıllık ortalama olarak sürdüremez. Türkiye'nin uzun süreli yüksek büyüme hızlanna ulaşabilmesi için, yurtiçi tasarrufların GSMH oranı- nın yükseltilmesi, yatırımlann ekonomik sektörler arasındaki dağılımının değişmesi, kaynak israfının azaltılması gerekir. Bunlar başarılamadığı sürece, yüksek büyüme hızı hedefleri saptamanın bir anla- mı, birtutarlılığı yoktur. Toplumumuzun; günlük göz boyamalardan, beyin yıkamalardan kurtularak, ülkenin geleceğineoyları ile sahip çıkmasını umut etmeye çalışıyoruz. Eleştiriler "yanılgı" diye nitelenip kuşkular dile getirildi YASED özelleştirmeyi savunurken eleştirdi Ekonomi Servisi - Ya- bancı Sermaye Derneği Tür- kiye'dekı özelleştirme çalış- malannın yavaş ılerlemesı- nin. özelleştirme işlemleri- nın önceden aydınlatılma- mış bir ortamda. yeterince v e açıkça tartışılmamasından kaynaklandığını bildirdi. Özelleştirme ile ılgılı eleştı- nlerı "yanılgı" olarak nite- leyen YASED, uygulamala- ra dönük uyanlarında kendı kuşkulannı ortaya koymak- tan da gen duramadı. TALAN DEĞİL- t>i ta- sarlanmamış bir özelleştir- me programının talana göz vuman ortamı da beraberin- de getıreceğı belırtilırken, yangından mal kaçınrmışca- sına yapılacak birözelleştır- menın yarar yenne zarar ge- tireceğıne dikkat çekıldı. Broşürde " Bir özelleştirme programının sadece satış yapmanın dışında hedefle- ri olmalıdır. Genel amaç- lar gerek uygulayıcılar ge- rekse halk tarafından açık- ca anlaşılmalıdır" denıldı. İSSİZLİK KORKUSU - Planlı, yaratıcı ve sıstemlı bir düzen ıçmde uygulandı- ğında özelleştırmenın kaçı- nılmaz olan kısa vade işsız- lık yükünün hafifleyeceğı ıfade edilen raporda bu saye- de istihdam ıçın güçlü bırge- lışme sağlanacağından söz edıldı. Raporda "Başarılı bir özelleştirmenin sadece meydana getirdiği kazanç ile değil. kişinin kaderini ne ölçüde güvence altına aldığı ile de değerlendiril- mesinin gerektiği açıktır" denıldı. KAYNAK TRANSFE- Rİ- KİTlerın doğru fıyattan satışını garanti etmede baş- langıç noktasının işletmenin bağımsız ve profesyonel de- gerlendinlmesınden geçtıği söylenirken "Böyle bir an- layışta işletme birimlerinin değerlerinin altında satıl- maları veya çalışanlanyla tartışılmadan aniden işten çıkarılmaları için gerekli hiçbir sebep yoktur" açık- laması yapıldı. ÖZEL TEKELLER - "Özel sektör tekellerinin oluşması gibi bir riskin varlığını kabul etmek, oluşmalarını önlemede ilk adımdır. Ancak özelleştir- me deneyimleri özelleştir- menin , daha önce rekabe- tin olmadığı bir ortamda rekabetçi bir pazar oluş- turduğunu göstermekte- dir" denılen raporda, bu rısklerin olmaması için de- nenmiş önlemler ve düzenle- meler olduğu anlatıldı. YABANCILAŞMA - Broşürde "Eğer yabancı- laşma diye bir kavram söz konusuysa bunun yabancı sermayenin tehlike sınırı- na daha yaklaştığı gelişmiş ülkeler için geçerli olacağı- nı söy lemek gerekir'' denıl- dı. HUKUKİ KAPSAM - Başanlı bir özelleştırmenin yapılabılmesi için sağlam bir hukuki düzenlemenin olma- sı gerektiği anlatılan açıkla- mada "Türkiye'de özelleş- tirme için gerekli hukuki kapsam mevcuttur. Mev- cut olmadığı durumlarda ise, sistem özelleştirme iş- lcmini gerçekleştirmek için yeni yasaları kabul et- me ve uygulama gibi bir imkan ve esnekliğe sahip- tir" sözlenne yer verıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle