22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordinatöru: Hikmet Çetinkaya 9 Yazıişleri Müdûrlen: fbrahim Yıldız. Dinç Tayanç (Sorumlu) 0 Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara 0 Göreel Yönetmen: Fikret Eser Dış Haberler: Ergun Balcı • Istıhbarat Yalçın Çakır • Ekonotnı Bûlent Kızanhk 0 Kültiir Handan Şenköken 9 Spor AbdülkadirYücelman 9Makaleler.SamiKaraören • Çevın Seyfettin Turiıan • Dûzeltme- Abdullah YazıcıV Bılgı-Belge: F.dibeBugm • Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu Yayın Kurulu. llhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Oktay Kurtböke, Ozgen Acar, Hikmet Çetinkava, Şûkran Soner. ErguD Balcı, DinçTayanç, İbrahim Yıldız. Orhan Bursalı, Mustafa Balbav. AnkaraTemsılcısı Mustafa BaS>a> 9 Haber Müdürü. Doğan AkınAtatürkBulvanNo 125,Kat4. Bakanlıklar-AnkaraTel. 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 • lzmır Temsılcısı: Serdar Kınk, H. Zıya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4419117 • Adana Temsilcısi: Çetin V iğcııoğlu. tnönü Cd. 119 S. No: 1 Katl. Tel: 3522550, Faks: 3522570 Müessese Mûdürü: Erol Erkut • Koordınatör Ahmet Korulsan 9 Muhasebe Bütent Yener • Idare: H6seyinGürer#işletme Önder Çefik • Bılgı-tşlem: Nail İnal • Bılgısayar Sıstem Mürü> et Çiler MEDYA C: • Yönetım K.unılu Başkanı-Genel Müdür Gilbin Er- duran # Koordınatör Reha Ijrt- man • Genel Müdür Yardımcısı: MİDC 4kdag • Halkla llışkıler Viiıdünı Nurten Berkso) Yayımlavu ve Buaa: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın ve Yayuicılık A Ş. Tüıkocag cad 39 41 Cağaloglu 34334 Ist PK.246 lstanbul Tel- (0/2121 512 05 05 (20 hat) Faks (0.212)513 85 95 21 TEMMUZ 1995 tmsak:3.51 Güneş: 5.42 Öğle: 13.15 Ikindi: 17.13 Aksam20.39 Yatsı:22.21 MEDYACTei 5i407 53-5i39580-5i38460-6i,Faks.5ii8466 Lorenzo Riva'mn koleksiyonu Çeviri Servisi - Lorenzo Riva'nın 1995-1996 kış koleksıyonunundan zarif bir gecegiysisi. Koleksiyonun tanıtımı geçen günlerde Roma'da gerçekleşti. (Fotograf: AP) Kadıköyü kurtarma plam • İstanbul Haber Servisi - Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk. Bostancı- Kadıköy arasında yapılması planlanan hızlı tramvayın ilçe trafığini rahatlatacagını ve Kadıköy Meydanf nı aktarma istasyonu olmaktan kurtaracağını söyledi. Kadıköy'ün sorunlannın başında ulaşım ve trafiğin geldiğini belirten Öztürk, yolcu yoğunluğunun en fazla oldugu Bostancı'dan JCadıköy'e kadar raylı sistem yapılması konusunda çalışmalan olduğunu belirtti. Alman yurttaşı olma akını • BERLİN (Cumhuriyet) - Berlin Içışleri Senatörlüğü'nden yapılan açıklamaya göre çoğunluğu Türkler olmak üzere Alman vatandaşlığma geçen yabancılann sayısında büyük artış oldu. Berlin'de yaşayan, 140 bin kadan Türk, 419 bin yabancının onda birinin Alman yurttaşlığina geçmek için yetkili makamlara başvurduğu bildırildi. Ümraniye'de yangm • tSTANBUL(AA)- Ümraniye'de çıkan yangında, yaklaşık 3 bin metrekarelik ormanhk alan tahrip oldu. Aşağı Dudullu Âlemdağ Çırçır Dere Mevkii'ndeki çam ağaçlannın bulunduğu ormanhk alanda, saat 13.00 sıralannda yangın çıktı. Ayni anda 3 ayn yerde birden başlayan yangın, söndürme ekiplerinin çalışmalan sonunda kontrol altına alındı. Yangın söndürme çalışmalanna Ümraniye itfaiye ekiplerinin yanı sıra 2 iş makinesi. bir helikopter ve 2 uçak da katıldı. Çocuklar için katalog • Haber Merkea - Çocuklann ihtiyaçlan konusunda anne ve babalara rehber olacak "Çocuklar için Her Şey" adlı kataloğun '95 yaz sayısı çıktı. Katalog çocuk doktorlan, çocuk yuvalan. kuaförlere ücretsiz olarak dağTtılacak. hnam-tiatipliler Mffi'e kızgın • İstanbul Haber Servisi - Milli Egitim Bakanhğı'nın okul dışı sınavlannı kaldırması imam-hatip mezunlannı kızdırdı. Kuran kurslannda okuyup okul dışı bitirmelere hazırlanan öğrenciler ile imam-hatip öğrencilerinin haksızhğa uğradığını öne süren ÖNDER tmam Hatip Liseleri Mezunlan ve Mensuplan Dernegi üyeleri, "Bu haksızlığın bir an önce düzeltilmesi için tüm sorumlulan duyarlı olmaya çağınyoruz" dedi. Ekonomik koşullann düzeltilmesini, sendikal örgütlenme hakkının tanınmasını istiyorlar Doktorlar hastalardan daha dertli•Bir kalp hastası, bir büyük devlet hastanemizde her türlü tedaviyi görüyor. "Yeşilkarthhasta", tedavisi bittikten sonra taburcu oluyor. Ve kısa süre sonra, kendisini sağlığına kavuşturan doktorlara uğrayıp güney sahillerimizdeki kendisine ait otele davet ediyor! tstanbul Haber Servisi - Sağlık konusunda herkes dertli. Hasta "ba- kunsızlıktan". hemşire "çabşma ko- şullan ve sosyal haklardan". hasta- bakıcı "hep şikâyet edilmekten". eczacı "sosyal güvenceli hastalann Uaç parasını alamamaktan". başhe- kim "bürokrasiden ve imkânsızlık- lardan" dertlı... Sağlık konusunun hastayla bırlikte temel taşını oluştu- ran doktorlar ise herkesten daha dertli. Adı bizde saklı kalmak kay- dıyla göriiştüğümüz bir profesörün anlattıklan inanılır gıbi değil. Istanbul'daki büyük bir devlet hastanesinde "cerrah" olarak gö- rev yapan profesör; "muayene", "ametiyat", "bürokratik •şleinler", "dertdinleme" gibi tüm işlen yapı- yor. Bunun yanı sıra, "yeşil karitla gelen parasız hastalara matzeme", sabun, sargıbezi, ameliyat eldiveni, pamuk, ilaç, ameliyat malzemeleri teminı, hastane personeli ve hasta- lann yemekleri gibi işlerle de gene aynı profesör ilgileniyor. Daha doğ- rusu ilgilenmek zorunda kalıyor. Gûnde 70-80 muayene Aslında günde ortalama 70-80 hastayı muayene eden. her gün en kisası 5-6 saat süren çok riskli 2 ya da 3 beyin ameliyatına giren, acil durumlara müdahale eden, nöbete kalan. ihtisas doktorlanyla ilgile- nen, eğitim veren ve bunlann kar- şılığında komik sayılabilecek ücret alan bu profesörümüzün durumu. aslında, devlete hizmet eden diğer doktorlardan hiç de farklı değil. So- runlann ekonomik cephesi şöyle: Doktorlara göre "yeşil kart" uy- gulaması, hastaneleri ekonomik çö- küntüye uğratmış. Talep hesaplan- madan. bütçesi saptanmadan baş- latıldığı belirtilen yeşil kart uygula- ması sonucunda hakkı olan da ol- mayan da muhtarlık ve kaymakam- hklar kanalıyla yeşil kart almış. Hastayı muayene eden hastane, bu muayene ve kullanılan malzeme karşılığı parayı devletten geri ala- mıyor. Devletin hastaneye bütçe olarak ayırdığı pay ise sadece ma- kine v r b gibi malzeme alımlan için kullanılabiliyor. Geri kalan, pamu- ğundan iğnesine, acil müdahale ilaçlarından pansuman bezine, ameliyat eldivenine, hatta ameliyat- hanede kullanılan özel sabun ve personelle hastalann yemeklerine kadar tüm malzemeyi hastane ken- disi karşılamak durumunda kalıyor. Bazı hastalar, varhkb oldukları halde yeşil kart alıp vatandaşların haldannı gaspedi\oriar İlaç firmalan ve eczaneler de para- lannı alamadıklan için hastanelere malzeme vermiyorlar. Hatta tstan- bul'daki 2 büyük devlet hastanesi üzerinde de ilaç firmalannın haciz kararlan bulunuyor. Ancak devlet kurumu oldugu için, bu, işleme ko- nulamıyor. Peki bu durumda ne ya- pıyor doktorlar da hastalara hizmet verebiliyorlar? Sahtekârhk yapıyoruz Görüştüğümüz doktor, "Çok aa ama, mecburen sahtekârhk yapbrı- yorlar bize" diye itiraf ediyor sağ- lık hizmetinin nasıl sürdürüldüğü- nü anlatırken. Hizmetin sürmesinin birinci yolu, "gcrekli malzemeleri hastayaaMırmak'". Yeşil kartlı has- talannın yansından fazlasının za- ten tedavide kullanılacak ilaç ve malzemeleri karşılamaya ekono- mik durumlan yetmiyor. O zaman iş "varhkh" hastalara kalıyor Bir ameliyat için 4 eldiven gerekiyorsa 20 eldiven yazılıyor reçeteye. 3 iğ- ne ve serum gerekiyorsa 6 tane ya- zılıyor. Böylece artan malzemeler, varlıklı olmayan hastalarda kulla- nılıyor. Bu uygulama sık sık doktor- larla hastalann arasında kavgalara, itirazlara yol açıyor. Hatta bazı has- talar doktorlar hakkında Sağlık Ba- kanlığı'na kadar şikâyetçi de olu- yorlar. Ancak doktorlara göre de bu uygulama yapılmazsa hastanede acil servis, poliklinikler ve ameli- yathanelerin kapısına kilit vurmak gerekiyor. Doktorlar, "sosyaigüvenlikşem- siyesi" sisteminin acil otarak elden geçirilmesi, "aile hekimliği" uygu- lamasıyla hastanelerdekı birikme- nin önlenmesı, "ekonomik koşulla- nn düzettilmesi". "sendikal örgüt- lenme hakkının tanınması", ciddi ve uygulaması mümkün olan bir "sağlık reformu paketi"nın aşama aşama hayata geçirilmesi gibi öne- rileri yıllardır oldugu gibi gene sı- ralıyorlar. Ancak en çok da yeşil karttan yakmırlarken, bazı varlıklı hastalann nasıl yeşil kart uygula- masıyla. "devleti kazıkla>ıp diğer vatandaşların haklannı gasp ettik- lerini de ilginç örneklerle anlatıyor- lar". Sayısı yüzleri bulduğu için biz size sadece bir tanesini aktanyoruz: Bir kalp hastası, bir büyük dev let hastanemizde her türlü tedaviyi gö- rüyor. "Yeşil kartlı hasta", tedavisi bittikten sonra taburcu oluyor. Ve kısa süre sonra, kendisini sağlığına kavuşturan doktorlara uğrayıp gü- ney sahillerimizdeki kendisine ait otele davet ediyor! SSK İstanbul Hastanesi Başhekimi Atmanoğlu: Poliklinikler, hastane kapsamından çıkanlmalı • "Basit hastalığı olan kişilerin hastanelere gelmesi önlenmelidir" diyen Atmanoğlu, bunun için de sağlık ocaklan ile dispanserlerin tam teşekküllü hale getirilmesinin zorunlu olduğunu belirtti. YASEMtN KOYUTURK SSK istanbul Hastanesi Başhekimi MücahitAtmanoğju, SSK'nin içinde bu- lunduğu sorunlann temelinde, siyasi ik- tidarlartarafından uygulanan yanlış poli- tikalann yattığını söyledi. SSK'nin yasa- lara göre özerk bir statüye sahip olması- na rağmen bunun sadece sözde kaldığını vurgulayan Atmanoğlu, personel çıkanl- masından araç gereç alınmasına kadar her şeyin hükümetin denetiminde olduğunu belirtti. Sağlığın partilerüstü olması ge- rektiğine dikkat çeken Atmanoğlu. "Sağ- lık, politika meydanlannda ve politikacı- lann elinde politik bir nesne olarak kulla- nılırsa bundan fayda yerine zarar görü- rüz" diye konuşru. SSK tstanbul Hastanesi Başhekimi Mücahit Atmanoğlu, SSK'nin içinde bu- lunduğu sıkıntılar ve çözüm yollanna iliş- kin sorulanmızı yanıtladı. SSK'nin 1946 yılında kurulduğunu anlatan Atmanoğlu, kurumun günümüzde nüfusun üçte bin- ne sağlık hızmeti verdığıni söyledi. SSK'nin ilk dönemlerin- de yatınmlara büyük önem verildiğini ifade e- den Atmanoğlu, ancak son 15 yıldır hiçbir üre- time gidilmediğini vur- guladı. Bu olumsuzluğa paralel olarak kurumdan yararlanan nüfusun da arttığına dikkat çeken Atmanoğlu. bunun da hastane kapılannda uzun kuynıklara neden oldu- ğunu belirtti. Geçmişte SSK'nin gelirlerinin iyi değerlendirilmediğinı dile getiren Atmanoğlu, kurumun içinde bulunduğu mali krizin nedenlerini şöyle sıraladı: "Geçmişte,SSK paralanyla yüz- de 2.5 - 3 gibi devlet tahvlilleri ahnmış. Ay- nca aktif sigortalı adedi azahrken emekli sigortalı sayısı ise artmıştır. Öte \andan prim toplamada büyük zorluklar yaşan- maktadır. ÖzeUikle belediyeler ile kamu kesimleri primlerini verrnede güçlük çek- mektedir. SSK'nin milyarlarca liralık prim alacağı vardır. Kaçak olarak çalıştı- nlan sigortasız işçiler de kurum için büyük zarardır. Bütün bunlar SSK'vi parasal sı- kıntılar içerisine sokmuştur. Günümüzde SSK, bu sorunlan çözme gayTetindedir." SSK'de yaşanan sorunlar nedeniyle hastane kapılannda büyük kuyruklar oluşruğunu belirten Atmanoğlu, bu duru- mun ise hem hastalan hem de doktorlan mutsuz ettiğini anlatrı. Polikliniklerin has- tane içinde yer alması nedeniyle her gün en az 3-4 bin kişinin hastanelere akın et- tiğini kaydeden Atmanoğlu, bu yığılma nedeniyle bir hekimin günde yaklaşık 100-150 hastaya bakmak zorunda kaldı- ğını söyledi. Bu rakamın özel branşlarda 200'e yükseldiğini vurgulayan Atmanoğ- lu, bu nedenle hekimlerin hastalarla sade- ce 2 dakika ilgilenebildiğine dikkat çek- ti. Hastane kapılannda oluşan uzun kuy- ruklann sona ermesi için polikliniklerin hastane kapsamından çıkanlmasının şart olduğunu belirten Atmanoğlu, SSK Ge- nel Müdürlüğü'nce bu konuda çalışmalar vapıldığını ifade etti 'Basit hastalığı olan kişilerin hastanelere gelmesi önlenmeli- dir" diyen Atmanoğlu, bunun için de sağ- lık ocaklan ile dispanserlerin tam teşek- küllü hale getirilmesinin zorunlu olduğu- nu belirtti. Atmanoğlu, hastalara tam bir güvenin verilmesi halinde, kişilerin has- tanelere gelmek yerine dispanserlere ve sağlık ocaklanna gideceğini söyledi. Ay- nca koruyucu hekimliğin de önemine işa- ret eden Atmanoğlu, "Koruvııcu hekim- lik Türkiye'de ana Uke ol- malıdır.Ana Uke insanla- n hasta etmemek olmah- du*. Yoksa tedavi edki he- kimlik zor ve pahahdır" dedi. SSK'nin içinde bulun- duğu sorunlann temelin- de siyasi iktidarlar tara- fından uygulanan yanlış politikalann yattığını be- lirten Atmanoğlu, sağlı- ğın partilerüstü olması gerektiğini savundu. SSK, yasalara göre özerk bir yapıya sahip oldugu halde, bunun sözde kaldığını vurgulayan Atmanoğlu, kuruma personel ve araç ge- reç alınmasından işçi çıkanlmasına kadar her şeyin hükümetin denetiminde olduğu- na dikkat çekerek bunun yanlış olduğunu söyledi. Sağlığın politika meydanlannda ve politikacılann elinde bir malzeme ola- rak kullanılmasının yanlışlığına da dikkat çeken Atmanoğlu, her yeni gelen sağlık bakanının, sorunlara ilişkin kanunlar ol- duğu halde yeni kanunlar çıkarmasını eleştirdi. Öte yandan hükümetin aldığı ka- rar sonucu uygulanan zorunlu tasarruf tedbirlerinin de SSK'yi sıkıntıya soktuğu- nu ifade eden Atmanoğlu. "SSK'nin ge- rektiği gibi hizmet verememesinin yüzde 60 oranındaki nedeni tasarruf tedbirteri- dir. Sağlık.tasarrufun uygulanacagı en son yer ounahdır. Çünkü söz konusu olan, in- san hayatKur n diye konuştu. Doğum sırasında işkence gören kadıntstanbul Haber Servisi- Devlet ve SSK hastanelerindeki hatalı tedavilerrn sakat kal- malara ve ölümlere sebep oldugu öne sürülü- yor. tnsan Haklan Evrensel Bildirgesi. A\TU- pa Insan Haklan Sözleşmesi ve anayasamızın 56'ncı maddesi ise kişinin ruh ve beden sağlı- ğının güvencesi görevini devlete yüklemesine karşın mahkemelerde onlarca dosya üzerin- den davalar sürüyor. Cezalar ise komik dene- cek düzeyde kalıyor. Örneğin ihmal sonucu bebeği annenin karnında öldürüldüğüne karar verilen doktora 450 bin lira para cezayı verili- yor. Sağlık sistemindeki bozukluklar konusunda çalışmalarda bulunan Avukat Cengiz Hortoğ- lu, özellikle sigorta hastanelerindeki durumun içler acısı olduğunu belirtiyor. Yanlış iğne ya- pıldığı için kollan kesilen Ayşen Başaran ve Ferhat Koç'un a\oıkathğını da üstlenen Hor- toğlu, Türkiye'de insana hiçbir değer verilme- diğini öne sürüyor. Cengiz Hortoğlu sorunun tek tek doktor veya hemşirelerde aranmasının yanlışlığına dikkat çekerek "Sistem yanhş. So- runu baştan haUetmek gcrekli" dıyor. Hortoğlu, yanlış tedavi sonucu sakat kalmış yüzlerce insanın kendisini aradığını söylerken basında çıkmış ya da çıkmamış birçoİc örnek de verdi. Bunlardan bazılan şöyle: Cönül Hanım, SSK Bakırköy Doğumevi ve Çocuk Hastalıklan Hastanesi'nde doğum sıra- smda işkence gördüğünü iddia ediyor. Aktüel dergisinin 167'nci sayısında da yayımlanan olaya göre Gönül Hanım, asistanlann doğum sırasında kollannı ve ayaklannı demirle bağ- ladıklannı söylüyor. Gönül Hanım. "Acıylaba- ğınyordum. Asistanlardan Erdinç Bey 'Şu zil- linin kollannı ayaklannı bağlayın" dedi. Bir eşek nasıl bağlanırsa beni öyle bağladılar. Do- •Ameliyat sırasında bir hastanın vücudunda 2 metre uzunluğunda gazlı tampon unutulduğu anlaşılmış. îkinci ameliyattan sonra sağlığına kavuşan hastanın açtığı dava, doktorun ameliyat işleminde kusuru olmadığı gerekçesiyle iptal edilmiş. ğum sırasında asistan Aslı Hanım çocuğu aidı, ama kafa içeride kaklı. Erdinç Bey beni panik- le makasladı. O an Aslı Hanım ' Erdinç Bey ne yaptın' dedi. Çok acı çekiyor, bağınyordum. Erdinç Bey sinhie' Kocanın altında yatarken oh oh. şimdi ah ah' diye bağırarak boğazıma sa- nldı. Bu arada. hemşire öbür hastayı dikiyor- du. Bağınnca onu da dövdüler. Bağladılar, to- kat attılar, koUanna. bacaklanna ve suranna \urdular. Erdinç Be> onun da boğazına sanl- dL Sadece banaolsa 'Yanlış mı yaptım' diyedü- şünecektim" diyor. Aynı hastanede benzer du- rumlan yaşayan Fethiye Hanım'ın eşi de "Si- gorta paramı düzenli olarak ödüyorum, niçin muayenehaneye gkfeyim?" diyor. 1973 yılında açılan birdavada, hasta, 1962 tarihinde oldugu böbrek ameliyatından sonra uzun süre geçmeyen rahatsızlığı sonucu 1971 yılında Numune Hastanesi'nde ikinci defa ameliyat olduğunda, ilk ameliyat işleminde vücudunda 2 metre uzunluğunda gazlı tam- pon unutulduğu anlaşılmış. tkinci ameliyattan sonra sağlığına kavuşan hastanın açtığı dava, doktorun ameliyat işleminde kusuru olmadığı gerekçesiyle iptal edilmiş. SSK Okmeydanı Hastanesi'ne doğum için giden Şensat Gültekin. iki gün kabul edilmi- yor. Üçüncü gün hastaneye giden Gültekin'in bebeğinin anne karnında öldüğü anlaşılıyor. Çiftin davacı olmasından sonra yapılan adli tıp incelemesi sonucunda bebeğin anne karnın- da hastaneye ilk getirildiği gün öldüğü tespit ediliyor. Yüksek Sağlık Şûrası, çifti haklı bu- luyor ve doktorlardan birine bebeğin anne kar- nında ölümü karşılığında 450 bin lira ağır pa- ra cezası, diğerine de 1 milyon 372 bin lira ağır para cezası veriliyor. Olay, 1993 yılında oluyor. Bir başka olayda da kamındaki rahatsızlık nedeniyle SSK Buca Hastanesi Kadın Dahili- ye Servisi'ne yatan hasta, tedavisi sırasında aniden rahatsızlanması sonucu Tepecik Doğu- mevi'ne sevk ediliyor. Burada muayene sıra- sında hastanın kızlık zannın yırtılmasına se- bep olunuyor. Açılan davada, doktorun hatalı olmadığı sonucuna vanlıyor. Uğur Yücel, Rumelihisan'ndaki şovunda çocukluğundan bugüne geçen zamanı anlatıyor 4 Istaııl>ııIlvılar azınlıkta kaldı 9 HAKAN BAYrL\N Uğur YüceL Muzaffer Özdemir'k biriikte 'Haydar Ha\ dar' türküsünü söyledi. Rumelihisan Konserleri kapsamında ge- çen akşam 3 günlük programının ilkini ger- çekleştiren Uğur Yücel, gülmeye can atan se- yirci karşısında oldukça yüksek bir perfor- mans gösterdi. 'Azınlıkta Kaklık' adını verdiği şovunda çocukluğundan bugüne kadar geçen süreyi siyasi bir dille anlatıyordu. Babasına, anne- sine, dayısına, HaMun Taner'e, Yıldız Ken- ter'e ve Kuzguncuklulara, onu sahneye ittik- leri için bir anlamda minnet borcunu ödüyor- du. Yücel, lstanbul'un artık eski lstanbul ol- madığinı, Anadolu'dan gelenlerin Istanbul- lulan azınlıkta bıraktığım, lstanbul'da artık Istanbullunun kalmadığmı içi burkularak mi- zahi bir dille eleştiriyordu. Gelenlere de "Ne- den geJdiniz?" demiyordu. Çünkü onlann da yüreklerinde söyleyecek şeylen olduğunu bi- liyordu. Çocukluğunun Kuzguncuk'taki puslu ha- tıralanna dalarak "Bizeskiden Rumu, Erme- nisi. Müslümanu Çerkezû Laa ve Kürdüyle ne degüzel yaşardık. Hattacamiduvanvla ki- lise duvan yan yanaydı. Şu 12 E\ lül olmasay- dı. Şu 'pohtikacılar' hiç ohnasaydı" diyordu. Çocukluk aşklannı Ahmet Muhip Dra- nas'ın 'Fahriye Abla' şiıriyle anlatmaya çalı- şıyordu. Gençliğinde 'Köşk Emin'in öykü ya da hikâyelerini dinlemişti. Bunlar çok ciddi anlatılan avcı hikayeleri cinsinden, inanılır gibi değildi. Fakat öyle bir ciddiyetle ve gü- zellikle anlatıyordu ki. Gerçek olmadığını bi- le bile zevkle dinliyorduk. O. Anadolu'dan gelen ınsanlann türküleri- nı Muhsin Bey filmindeki Ali Nazik rolünde yüreğinde bir şeyler koparak öğrenmiş. "Neden Geldim İstanbuPa" şarkısını iç- tenlikle bir o kadar da hakkını vererek söyle- yen Yücel, gecenin sonuna doğru bağlama ustası Muzaffer Özdemir'i çağınyor sahne- ye. Özdemir. gelinlik kızlann çeyizini yetiş- tirme acelesi ve özeni içerisinde çaldığı bağ- lamayı, elleriyle bağlamanın sapında çıkardı- ğı atlann dört nala gidişi sesiyle sürdürüyor. Bir ara bağlama telleri bu koşturmaya isyan edercesine tellerinden birkaç tanesi kopuyor. Anadolu'dan gelenler Istanbullulan 'azmhk- ta bırakanlar' gururla alkışlıyorlar Muzaffer Özdemir'i. Daha sonra Muzaffer Özdemir'le beraber Ali Ekber Çiçek'ten 'Haydar Hay- dar' türküsünü söyleyen Uğur Yücel, şovunu tamamlıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle