Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç 0
Genel Yayın Koordinatöru: Hikmet
Çetinkaya 9 Yazıişleri Müdûrlen:
fbrahim Yıldız. Dinç Tayanç (Sorumlu)
0 Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara
0 Göreel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberler: Ergun Balcı • Istıhbarat Yalçın Çakır •
Ekonotnı Bûlent Kızanhk 0 Kültiir Handan Şenköken 9
Spor AbdülkadirYücelman 9Makaleler.SamiKaraören
• Çevın Seyfettin Turiıan • Dûzeltme- Abdullah
YazıcıV Bılgı-Belge: F.dibeBugm • Fotoğraf: Erdoğan
Köseoğlu
Yayın Kurulu. llhan Selçuk
(Başkan). Orhan Erinç, Oktay
Kurtböke, Ozgen Acar, Hikmet
Çetinkava, Şûkran Soner. ErguD
Balcı, DinçTayanç, İbrahim Yıldız.
Orhan Bursalı, Mustafa Balbav.
AnkaraTemsılcısı Mustafa BaS>a> 9 Haber Müdürü. Doğan
AkınAtatürkBulvanNo 125,Kat4. Bakanlıklar-AnkaraTel.
4195020 (7 hat), Faks: 4195027 • lzmır Temsılcısı: Serdar
Kınk, H. Zıya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4419117
• Adana Temsilcısi: Çetin V iğcııoğlu. tnönü Cd. 119 S. No: 1
Katl. Tel: 3522550, Faks: 3522570
Müessese Mûdürü: Erol Erkut •
Koordınatör Ahmet Korulsan 9
Muhasebe Bütent Yener • Idare:
H6seyinGürer#işletme Önder
Çefik • Bılgı-tşlem: Nail İnal •
Bılgısayar Sıstem Mürü> et Çiler
MEDYA C: • Yönetım K.unılu
Başkanı-Genel Müdür Gilbin Er-
duran # Koordınatör Reha Ijrt-
man • Genel Müdür Yardımcısı:
MİDC 4kdag • Halkla llışkıler
Viiıdünı Nurten Berkso)
Yayımlavu ve Buaa: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın ve Yayuicılık A Ş.
Tüıkocag cad 39 41 Cağaloglu 34334 Ist PK.246 lstanbul Tel- (0/2121 512 05 05 (20 hat) Faks (0.212)513 85 95
21 TEMMUZ 1995 tmsak:3.51 Güneş: 5.42 Öğle: 13.15 Ikindi: 17.13 Aksam20.39 Yatsı:22.21 MEDYACTei 5i407 53-5i39580-5i38460-6i,Faks.5ii8466
Lorenzo Riva'mn
koleksiyonu
Çeviri Servisi - Lorenzo
Riva'nın 1995-1996 kış
koleksıyonunundan zarif bir
gecegiysisi. Koleksiyonun
tanıtımı geçen günlerde
Roma'da gerçekleşti.
(Fotograf: AP)
Kadıköyü
kurtarma plam
• İstanbul Haber Servisi -
Kadıköy Belediye Başkanı
Selami Öztürk. Bostancı-
Kadıköy arasında yapılması
planlanan hızlı tramvayın
ilçe trafığini rahatlatacagını
ve Kadıköy Meydanf nı
aktarma istasyonu olmaktan
kurtaracağını söyledi.
Kadıköy'ün sorunlannın
başında ulaşım ve trafiğin
geldiğini belirten Öztürk,
yolcu yoğunluğunun en
fazla oldugu Bostancı'dan
JCadıköy'e kadar raylı
sistem yapılması konusunda
çalışmalan olduğunu
belirtti.
Alman yurttaşı
olma akını
• BERLİN (Cumhuriyet) -
Berlin Içışleri
Senatörlüğü'nden yapılan
açıklamaya göre çoğunluğu
Türkler olmak üzere Alman
vatandaşlığma geçen
yabancılann sayısında
büyük artış oldu. Berlin'de
yaşayan, 140 bin kadan
Türk, 419 bin yabancının
onda birinin Alman
yurttaşlığina geçmek için
yetkili makamlara
başvurduğu bildırildi.
Ümraniye'de
yangm
• tSTANBUL(AA)-
Ümraniye'de çıkan yangında,
yaklaşık 3 bin metrekarelik
ormanhk alan tahrip oldu.
Aşağı Dudullu Âlemdağ
Çırçır Dere Mevkii'ndeki
çam ağaçlannın bulunduğu
ormanhk alanda, saat 13.00
sıralannda yangın çıktı. Ayni
anda 3 ayn yerde birden
başlayan yangın, söndürme
ekiplerinin çalışmalan
sonunda kontrol altına alındı.
Yangın söndürme
çalışmalanna Ümraniye
itfaiye ekiplerinin yanı sıra 2
iş makinesi. bir helikopter ve
2 uçak da katıldı.
Çocuklar için
katalog
• Haber Merkea -
Çocuklann ihtiyaçlan
konusunda anne ve babalara
rehber olacak "Çocuklar
için Her Şey" adlı
kataloğun '95 yaz sayısı
çıktı. Katalog çocuk
doktorlan, çocuk yuvalan.
kuaförlere ücretsiz olarak
dağTtılacak.
hnam-tiatipliler
Mffi'e kızgın
• İstanbul Haber Servisi -
Milli Egitim Bakanhğı'nın
okul dışı sınavlannı
kaldırması imam-hatip
mezunlannı kızdırdı.
Kuran kurslannda
okuyup okul dışı
bitirmelere hazırlanan
öğrenciler ile imam-hatip
öğrencilerinin haksızhğa
uğradığını öne süren
ÖNDER tmam Hatip
Liseleri Mezunlan ve
Mensuplan Dernegi üyeleri,
"Bu haksızlığın bir an önce
düzeltilmesi için tüm
sorumlulan duyarlı
olmaya çağınyoruz" dedi.
Ekonomik koşullann düzeltilmesini, sendikal örgütlenme hakkının tanınmasını istiyorlar
Doktorlar hastalardan daha dertli•Bir kalp hastası, bir
büyük devlet hastanemizde
her türlü tedaviyi görüyor.
"Yeşilkarthhasta",
tedavisi bittikten sonra
taburcu oluyor. Ve kısa
süre sonra, kendisini
sağlığına kavuşturan
doktorlara uğrayıp güney
sahillerimizdeki kendisine
ait otele davet ediyor!
tstanbul Haber Servisi - Sağlık
konusunda herkes dertli. Hasta "ba-
kunsızlıktan". hemşire "çabşma ko-
şullan ve sosyal haklardan". hasta-
bakıcı "hep şikâyet edilmekten".
eczacı "sosyal güvenceli hastalann
Uaç parasını alamamaktan". başhe-
kim "bürokrasiden ve imkânsızlık-
lardan" dertlı... Sağlık konusunun
hastayla bırlikte temel taşını oluştu-
ran doktorlar ise herkesten daha
dertli. Adı bizde saklı kalmak kay-
dıyla göriiştüğümüz bir profesörün
anlattıklan inanılır gıbi değil.
Istanbul'daki büyük bir devlet
hastanesinde "cerrah" olarak gö-
rev yapan profesör; "muayene",
"ametiyat", "bürokratik •şleinler",
"dertdinleme" gibi tüm işlen yapı-
yor. Bunun yanı sıra, "yeşil karitla
gelen parasız hastalara matzeme",
sabun, sargıbezi, ameliyat eldiveni,
pamuk, ilaç, ameliyat malzemeleri
teminı, hastane personeli ve hasta-
lann yemekleri gibi işlerle de gene
aynı profesör ilgileniyor. Daha doğ-
rusu ilgilenmek zorunda kalıyor.
Gûnde 70-80 muayene
Aslında günde ortalama 70-80
hastayı muayene eden. her gün en
kisası 5-6 saat süren çok riskli 2 ya
da 3 beyin ameliyatına giren, acil
durumlara müdahale eden, nöbete
kalan. ihtisas doktorlanyla ilgile-
nen, eğitim veren ve bunlann kar-
şılığında komik sayılabilecek ücret
alan bu profesörümüzün durumu.
aslında, devlete hizmet eden diğer
doktorlardan hiç de farklı değil. So-
runlann ekonomik cephesi şöyle:
Doktorlara göre "yeşil kart" uy-
gulaması, hastaneleri ekonomik çö-
küntüye uğratmış. Talep hesaplan-
madan. bütçesi saptanmadan baş-
latıldığı belirtilen yeşil kart uygula-
ması sonucunda hakkı olan da ol-
mayan da muhtarlık ve kaymakam-
hklar kanalıyla yeşil kart almış.
Hastayı muayene eden hastane, bu
muayene ve kullanılan malzeme
karşılığı parayı devletten geri ala-
mıyor. Devletin hastaneye bütçe
olarak ayırdığı pay ise sadece ma-
kine v
r
b gibi malzeme alımlan için
kullanılabiliyor. Geri kalan, pamu-
ğundan iğnesine, acil müdahale
ilaçlarından pansuman bezine,
ameliyat eldivenine, hatta ameliyat-
hanede kullanılan özel sabun ve
personelle hastalann yemeklerine
kadar tüm malzemeyi hastane ken-
disi karşılamak durumunda kalıyor.
Bazı hastalar, varhkb oldukları halde yeşil kart alıp vatandaşların haldannı gaspedi\oriar
İlaç firmalan ve eczaneler de para-
lannı alamadıklan için hastanelere
malzeme vermiyorlar. Hatta tstan-
bul'daki 2 büyük devlet hastanesi
üzerinde de ilaç firmalannın haciz
kararlan bulunuyor. Ancak devlet
kurumu oldugu için, bu, işleme ko-
nulamıyor. Peki bu durumda ne ya-
pıyor doktorlar da hastalara hizmet
verebiliyorlar?
Sahtekârhk yapıyoruz
Görüştüğümüz doktor, "Çok aa
ama, mecburen sahtekârhk yapbrı-
yorlar bize" diye itiraf ediyor sağ-
lık hizmetinin nasıl sürdürüldüğü-
nü anlatırken. Hizmetin sürmesinin
birinci yolu, "gcrekli malzemeleri
hastayaaMırmak'". Yeşil kartlı has-
talannın yansından fazlasının za-
ten tedavide kullanılacak ilaç ve
malzemeleri karşılamaya ekono-
mik durumlan yetmiyor. O zaman
iş "varhkh" hastalara kalıyor Bir
ameliyat için 4 eldiven gerekiyorsa
20 eldiven yazılıyor reçeteye. 3 iğ-
ne ve serum gerekiyorsa 6 tane ya-
zılıyor. Böylece artan malzemeler,
varlıklı olmayan hastalarda kulla-
nılıyor. Bu uygulama sık sık doktor-
larla hastalann arasında kavgalara,
itirazlara yol açıyor. Hatta bazı has-
talar doktorlar hakkında Sağlık Ba-
kanlığı'na kadar şikâyetçi de olu-
yorlar. Ancak doktorlara göre de bu
uygulama yapılmazsa hastanede
acil servis, poliklinikler ve ameli-
yathanelerin kapısına kilit vurmak
gerekiyor.
Doktorlar, "sosyaigüvenlikşem-
siyesi" sisteminin acil otarak elden
geçirilmesi, "aile hekimliği" uygu-
lamasıyla hastanelerdekı birikme-
nin önlenmesı, "ekonomik koşulla-
nn düzettilmesi". "sendikal örgüt-
lenme hakkının tanınması", ciddi
ve uygulaması mümkün olan bir
"sağlık reformu paketi"nın aşama
aşama hayata geçirilmesi gibi öne-
rileri yıllardır oldugu gibi gene sı-
ralıyorlar. Ancak en çok da yeşil
karttan yakmırlarken, bazı varlıklı
hastalann nasıl yeşil kart uygula-
masıyla. "devleti kazıkla>ıp diğer
vatandaşların haklannı gasp ettik-
lerini de ilginç örneklerle anlatıyor-
lar". Sayısı yüzleri bulduğu için biz
size sadece bir tanesini aktanyoruz:
Bir kalp hastası, bir büyük dev let
hastanemizde her türlü tedaviyi gö-
rüyor. "Yeşil kartlı hasta", tedavisi
bittikten sonra taburcu oluyor. Ve
kısa süre sonra, kendisini sağlığına
kavuşturan doktorlara uğrayıp gü-
ney sahillerimizdeki kendisine ait
otele davet ediyor!
SSK İstanbul Hastanesi Başhekimi Atmanoğlu:
Poliklinikler, hastane
kapsamından çıkanlmalı
• "Basit hastalığı olan kişilerin hastanelere gelmesi
önlenmelidir" diyen Atmanoğlu, bunun için de sağlık ocaklan ile
dispanserlerin tam teşekküllü hale getirilmesinin zorunlu
olduğunu belirtti.
YASEMtN KOYUTURK
SSK istanbul Hastanesi Başhekimi
MücahitAtmanoğju, SSK'nin içinde bu-
lunduğu sorunlann temelinde, siyasi ik-
tidarlartarafından uygulanan yanlış poli-
tikalann yattığını söyledi. SSK'nin yasa-
lara göre özerk bir statüye sahip olması-
na rağmen bunun sadece sözde kaldığını
vurgulayan Atmanoğlu, personel çıkanl-
masından araç gereç alınmasına kadar her
şeyin hükümetin denetiminde olduğunu
belirtti. Sağlığın partilerüstü olması ge-
rektiğine dikkat çeken Atmanoğlu. "Sağ-
lık, politika meydanlannda ve politikacı-
lann elinde politik bir nesne olarak kulla-
nılırsa bundan fayda yerine zarar görü-
rüz" diye konuşru.
SSK tstanbul Hastanesi Başhekimi
Mücahit Atmanoğlu, SSK'nin içinde bu-
lunduğu sıkıntılar ve çözüm yollanna iliş-
kin sorulanmızı yanıtladı. SSK'nin 1946
yılında kurulduğunu anlatan Atmanoğlu,
kurumun günümüzde nüfusun üçte bin-
ne sağlık hızmeti verdığıni söyledi.
SSK'nin ilk dönemlerin-
de yatınmlara büyük
önem verildiğini ifade e-
den Atmanoğlu, ancak
son 15 yıldır hiçbir üre-
time gidilmediğini vur-
guladı. Bu olumsuzluğa
paralel olarak kurumdan
yararlanan nüfusun da
arttığına dikkat çeken
Atmanoğlu. bunun da
hastane kapılannda uzun
kuynıklara neden oldu-
ğunu belirtti. Geçmişte
SSK'nin gelirlerinin iyi
değerlendirilmediğinı
dile getiren Atmanoğlu, kurumun içinde
bulunduğu mali krizin nedenlerini şöyle
sıraladı: "Geçmişte,SSK paralanyla yüz-
de 2.5 - 3 gibi devlet tahvlilleri ahnmış. Ay-
nca aktif sigortalı adedi azahrken emekli
sigortalı sayısı ise artmıştır. Öte \andan
prim toplamada büyük zorluklar yaşan-
maktadır. ÖzeUikle belediyeler ile kamu
kesimleri primlerini verrnede güçlük çek-
mektedir. SSK'nin milyarlarca liralık
prim alacağı vardır. Kaçak olarak çalıştı-
nlan sigortasız işçiler de kurum için büyük
zarardır. Bütün bunlar SSK'vi parasal sı-
kıntılar içerisine sokmuştur. Günümüzde
SSK, bu sorunlan çözme gayTetindedir."
SSK'de yaşanan sorunlar nedeniyle
hastane kapılannda büyük kuyruklar
oluşruğunu belirten Atmanoğlu, bu duru-
mun ise hem hastalan hem de doktorlan
mutsuz ettiğini anlatrı. Polikliniklerin has-
tane içinde yer alması nedeniyle her gün
en az 3-4 bin kişinin hastanelere akın et-
tiğini kaydeden Atmanoğlu, bu yığılma
nedeniyle bir hekimin günde yaklaşık
100-150 hastaya bakmak zorunda kaldı-
ğını söyledi. Bu rakamın özel branşlarda
200'e yükseldiğini vurgulayan Atmanoğ-
lu, bu nedenle hekimlerin hastalarla sade-
ce 2 dakika ilgilenebildiğine dikkat çek-
ti. Hastane kapılannda oluşan uzun kuy-
ruklann sona ermesi için polikliniklerin
hastane kapsamından çıkanlmasının şart
olduğunu belirten Atmanoğlu, SSK Ge-
nel Müdürlüğü'nce bu konuda çalışmalar
vapıldığını ifade etti 'Basit hastalığı olan
kişilerin hastanelere gelmesi önlenmeli-
dir" diyen Atmanoğlu, bunun için de sağ-
lık ocaklan ile dispanserlerin tam teşek-
küllü hale getirilmesinin zorunlu olduğu-
nu belirtti. Atmanoğlu, hastalara tam bir
güvenin verilmesi halinde, kişilerin has-
tanelere gelmek yerine dispanserlere ve
sağlık ocaklanna gideceğini söyledi. Ay-
nca koruyucu hekimliğin de önemine işa-
ret eden Atmanoğlu, "Koruvııcu hekim-
lik Türkiye'de ana Uke ol-
malıdır.Ana Uke insanla-
n hasta etmemek olmah-
du*. Yoksa tedavi edki he-
kimlik zor ve pahahdır"
dedi.
SSK'nin içinde bulun-
duğu sorunlann temelin-
de siyasi iktidarlar tara-
fından uygulanan yanlış
politikalann yattığını be-
lirten Atmanoğlu, sağlı-
ğın partilerüstü olması
gerektiğini savundu.
SSK, yasalara göre özerk
bir yapıya sahip oldugu
halde, bunun sözde kaldığını vurgulayan
Atmanoğlu, kuruma personel ve araç ge-
reç alınmasından işçi çıkanlmasına kadar
her şeyin hükümetin denetiminde olduğu-
na dikkat çekerek bunun yanlış olduğunu
söyledi. Sağlığın politika meydanlannda
ve politikacılann elinde bir malzeme ola-
rak kullanılmasının yanlışlığına da dikkat
çeken Atmanoğlu, her yeni gelen sağlık
bakanının, sorunlara ilişkin kanunlar ol-
duğu halde yeni kanunlar çıkarmasını
eleştirdi. Öte yandan hükümetin aldığı ka-
rar sonucu uygulanan zorunlu tasarruf
tedbirlerinin de SSK'yi sıkıntıya soktuğu-
nu ifade eden Atmanoğlu. "SSK'nin ge-
rektiği gibi hizmet verememesinin yüzde
60 oranındaki nedeni tasarruf tedbirteri-
dir. Sağlık.tasarrufun uygulanacagı en son
yer ounahdır. Çünkü söz konusu olan, in-
san hayatKur
n
diye konuştu.
Doğum sırasında işkence gören kadıntstanbul Haber Servisi- Devlet ve SSK
hastanelerindeki hatalı tedavilerrn sakat kal-
malara ve ölümlere sebep oldugu öne sürülü-
yor. tnsan Haklan Evrensel Bildirgesi. A\TU-
pa Insan Haklan Sözleşmesi ve anayasamızın
56'ncı maddesi ise kişinin ruh ve beden sağlı-
ğının güvencesi görevini devlete yüklemesine
karşın mahkemelerde onlarca dosya üzerin-
den davalar sürüyor. Cezalar ise komik dene-
cek düzeyde kalıyor. Örneğin ihmal sonucu
bebeği annenin karnında öldürüldüğüne karar
verilen doktora 450 bin lira para cezayı verili-
yor.
Sağlık sistemindeki bozukluklar konusunda
çalışmalarda bulunan Avukat Cengiz Hortoğ-
lu, özellikle sigorta hastanelerindeki durumun
içler acısı olduğunu belirtiyor. Yanlış iğne ya-
pıldığı için kollan kesilen Ayşen Başaran ve
Ferhat Koç'un a\oıkathğını da üstlenen Hor-
toğlu, Türkiye'de insana hiçbir değer verilme-
diğini öne sürüyor. Cengiz Hortoğlu sorunun
tek tek doktor veya hemşirelerde aranmasının
yanlışlığına dikkat çekerek "Sistem yanhş. So-
runu baştan haUetmek gcrekli" dıyor.
Hortoğlu, yanlış tedavi sonucu sakat kalmış
yüzlerce insanın kendisini aradığını söylerken
basında çıkmış ya da çıkmamış birçoİc örnek
de verdi. Bunlardan bazılan şöyle:
Cönül Hanım, SSK Bakırköy Doğumevi ve
Çocuk Hastalıklan Hastanesi'nde doğum sıra-
smda işkence gördüğünü iddia ediyor. Aktüel
dergisinin 167'nci sayısında da yayımlanan
olaya göre Gönül Hanım, asistanlann doğum
sırasında kollannı ve ayaklannı demirle bağ-
ladıklannı söylüyor. Gönül Hanım. "Acıylaba-
ğınyordum. Asistanlardan Erdinç Bey 'Şu zil-
linin kollannı ayaklannı bağlayın" dedi. Bir
eşek nasıl bağlanırsa beni öyle bağladılar. Do-
•Ameliyat sırasında bir hastanın
vücudunda 2 metre uzunluğunda
gazlı tampon unutulduğu
anlaşılmış. îkinci ameliyattan sonra
sağlığına kavuşan hastanın açtığı
dava, doktorun ameliyat işleminde
kusuru olmadığı gerekçesiyle
iptal edilmiş.
ğum sırasında asistan Aslı Hanım çocuğu aidı,
ama kafa içeride kaklı. Erdinç Bey beni panik-
le makasladı. O an Aslı Hanım ' Erdinç Bey ne
yaptın' dedi. Çok acı çekiyor, bağınyordum.
Erdinç Bey sinhie' Kocanın altında yatarken oh
oh. şimdi ah ah' diye bağırarak boğazıma sa-
nldı. Bu arada. hemşire öbür hastayı dikiyor-
du. Bağınnca onu da dövdüler. Bağladılar, to-
kat attılar, koUanna. bacaklanna ve suranna
\urdular. Erdinç Be> onun da boğazına sanl-
dL Sadece banaolsa 'Yanlış mı yaptım' diyedü-
şünecektim" diyor. Aynı hastanede benzer du-
rumlan yaşayan Fethiye Hanım'ın eşi de "Si-
gorta paramı düzenli olarak ödüyorum, niçin
muayenehaneye gkfeyim?" diyor.
1973 yılında açılan birdavada, hasta, 1962
tarihinde oldugu böbrek ameliyatından sonra
uzun süre geçmeyen rahatsızlığı sonucu 1971
yılında Numune Hastanesi'nde ikinci defa
ameliyat olduğunda, ilk ameliyat işleminde
vücudunda 2 metre uzunluğunda gazlı tam-
pon unutulduğu anlaşılmış. tkinci ameliyattan
sonra sağlığına kavuşan hastanın açtığı dava,
doktorun ameliyat işleminde kusuru olmadığı
gerekçesiyle iptal edilmiş.
SSK Okmeydanı Hastanesi'ne doğum için
giden Şensat Gültekin. iki gün kabul edilmi-
yor. Üçüncü gün hastaneye giden Gültekin'in
bebeğinin anne karnında öldüğü anlaşılıyor.
Çiftin davacı olmasından sonra yapılan adli
tıp incelemesi sonucunda bebeğin anne karnın-
da hastaneye ilk getirildiği gün öldüğü tespit
ediliyor. Yüksek Sağlık Şûrası, çifti haklı bu-
luyor ve doktorlardan birine bebeğin anne kar-
nında ölümü karşılığında 450 bin lira ağır pa-
ra cezası, diğerine de 1 milyon 372 bin lira
ağır para cezası veriliyor. Olay, 1993 yılında
oluyor.
Bir başka olayda da kamındaki rahatsızlık
nedeniyle SSK Buca Hastanesi Kadın Dahili-
ye Servisi'ne yatan hasta, tedavisi sırasında
aniden rahatsızlanması sonucu Tepecik Doğu-
mevi'ne sevk ediliyor. Burada muayene sıra-
sında hastanın kızlık zannın yırtılmasına se-
bep olunuyor. Açılan davada, doktorun hatalı
olmadığı sonucuna vanlıyor.
Uğur Yücel, Rumelihisan'ndaki şovunda çocukluğundan bugüne geçen zamanı anlatıyor
4
Istaııl>ııIlvılar azınlıkta kaldı
9
HAKAN BAYrL\N
Uğur YüceL Muzaffer Özdemir'k biriikte 'Haydar Ha\ dar' türküsünü söyledi.
Rumelihisan Konserleri kapsamında ge-
çen akşam 3 günlük programının ilkini ger-
çekleştiren Uğur Yücel, gülmeye can atan se-
yirci karşısında oldukça yüksek bir perfor-
mans gösterdi.
'Azınlıkta Kaklık' adını verdiği şovunda
çocukluğundan bugüne kadar geçen süreyi
siyasi bir dille anlatıyordu. Babasına, anne-
sine, dayısına, HaMun Taner'e, Yıldız Ken-
ter'e ve Kuzguncuklulara, onu sahneye ittik-
leri için bir anlamda minnet borcunu ödüyor-
du. Yücel, lstanbul'un artık eski lstanbul ol-
madığinı, Anadolu'dan gelenlerin Istanbul-
lulan azınlıkta bıraktığım, lstanbul'da artık
Istanbullunun kalmadığmı içi burkularak mi-
zahi bir dille eleştiriyordu. Gelenlere de "Ne-
den geJdiniz?" demiyordu. Çünkü onlann da
yüreklerinde söyleyecek şeylen olduğunu bi-
liyordu.
Çocukluğunun Kuzguncuk'taki puslu ha-
tıralanna dalarak "Bizeskiden Rumu, Erme-
nisi. Müslümanu Çerkezû Laa ve Kürdüyle
ne degüzel yaşardık. Hattacamiduvanvla ki-
lise duvan yan yanaydı. Şu 12 E\ lül olmasay-
dı. Şu 'pohtikacılar' hiç ohnasaydı" diyordu.
Çocukluk aşklannı Ahmet Muhip Dra-
nas'ın 'Fahriye Abla' şiıriyle anlatmaya çalı-
şıyordu. Gençliğinde 'Köşk Emin'in öykü ya
da hikâyelerini dinlemişti. Bunlar çok ciddi
anlatılan avcı hikayeleri cinsinden, inanılır
gibi değildi. Fakat öyle bir ciddiyetle ve gü-
zellikle anlatıyordu ki. Gerçek olmadığını bi-
le bile zevkle dinliyorduk.
O. Anadolu'dan gelen ınsanlann türküleri-
nı Muhsin Bey filmindeki Ali Nazik rolünde
yüreğinde bir şeyler koparak öğrenmiş.
"Neden Geldim İstanbuPa" şarkısını iç-
tenlikle bir o kadar da hakkını vererek söyle-
yen Yücel, gecenin sonuna doğru bağlama
ustası Muzaffer Özdemir'i çağınyor sahne-
ye. Özdemir. gelinlik kızlann çeyizini yetiş-
tirme acelesi ve özeni içerisinde çaldığı bağ-
lamayı, elleriyle bağlamanın sapında çıkardı-
ğı atlann dört nala gidişi sesiyle sürdürüyor.
Bir ara bağlama telleri bu koşturmaya isyan
edercesine tellerinden birkaç tanesi kopuyor.
Anadolu'dan gelenler Istanbullulan 'azmhk-
ta bırakanlar' gururla alkışlıyorlar Muzaffer
Özdemir'i. Daha sonra Muzaffer Özdemir'le
beraber Ali Ekber Çiçek'ten 'Haydar Hay-
dar' türküsünü söyleyen Uğur Yücel, şovunu
tamamlıyor.