22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 TEMMUZ1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ Dtş Tıcaret kadroları boşalıyon • ANKARA (AA)- Ihracat pazannın genişletilmesi ve uluslararası piyasalann takibi gibi önemli görevleri yürüten Dış Ticaret Müsteşarliğı'nın (DTM) yurtdışındaki kadrolan giderek boşalıyor. DTM'nin yurtdışı kadrolannda görev süresi dolan yaklaşık 30 kişinin son iki yılda geri dönmesine karşın, yerlerine yeni atama yapılmadığı ve yaklaşık 60 kişinin yurtdışı görevlere atanmasını öngören karamamenin de 2.5 aydır onaylanmadığı belirtıldi. Türk sanayine BMkatkısı • ANKAR(ANKA)- Tûrk sanayiinin kapasitesinin artmasını ve yabanca sermaye katılımlı yatınmlann çoğalmasını sağlamak amaciyla imzalanan Birleşmiş Milletler Sanayi Kallunma Teşkilatı'nın Istanbul'da Yatınm Geliştirme Ofisi açmasına ilişkin anlaşma, Bakanlar Kurulu tarafindan onaylandı. Tûrkiye ile UNIDO arasında imzalanan anlaşma, Bakanlar Kurulu tarafından onaylandıktan sonra dünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. ZOPIU, hava taşımacılığında • ANKARA (ANKA)- Havayolu taşımacılığına giren özel kuruluşlar arasına, Vestel'in hisselerini satın alan tekstil sektörûnün tanınmış ismi Ahmet Nazif Zorlu da katıldı. Edinilen bilgiye göre Zorlu ailesi, bu amaçla tstanbul'da bır şirket kurdu. "Zorlu Air Havacılık Sanayi ve Ticaret A.Ş." adı verilen şirketin sermayesi 5 milyar lira olarak belirlendi. Vergi borçlulam açriclanıyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Vergi borçlulan bugün ilan ediliyor. 31 Arahk 1994tanhi itibariyle 200 milyon lira ve bu miktann üzerinde borcu olup da 3 Temmuz 1995 tarihine kadar bu borçlannı ödememiş olanlann isim listeleri yanndan itibaren vergi dairelerine asılacak. Maliye Bakanlığf ndan alınan bilgiye göre ilan kapsamna devlete ait alacaklardan vergi «lairelerince tahsil edilenler alınacak. llana Gelir, Kurumlar ve Katma Değer vergileri cezalan ile vergi, resim, harç niteliğinde olmayan diğer kamu alacaklan konu olacak. BOTAŞ, Başbakan Çiller'in ekonomi başdanışmanı Emre Gönensay'dan, yetki belgesi istedi Boru lıattıiKİa yetki skandahKEiMALYURTERİ ANKARA - Türkiye açısından büyük stratejik ve ekonomik öne- mi bulunan petrol boru hatlan ko- nusunda devlette ortaya çıkan yet- ki çekişmesi, skandal boyutlanna ulaştı. Boru Hatlan ile Petrol Taşı- ma AŞ (BOTAŞ) Genel Müdürü Hayrettin L'zun, Başbakan Tansu Çiller'in ekonomi başdanışmanı Emre Gönensay'dan, "petrol koou- lannda görüşmeler yapmaya yetld- li olduğunu büdirir resmi beige" is- tedi. Uzun, Gönensay'ın, KÎT ola- rak nitelediği BOTAŞ için söyle- diği "Türkjye'nin siyasetini bir KİTin beürkmesi mümkün değii- dir" görûşüne. •'Boru harti projesi, dünyada BOTAŞ projesi olarak bi- linir" karşılığını verdi. Gönensay ile aralannda "kavga" olmadığını vurgulayan Uzun, yet- ki belgesinin devlet geleneği açı- sından önemli olduğunu belirterek "Petrol konulannda olumlu ve olumsuz gelişıneler olabilir. Böyle • Petrol boru hatlan konusunda devlette ortaya çıkan yetki kavgası giderek tırmanıyor. Başbakan başdanışmanı Gönensay'dan "petrol konulannda görüşmeler yapmaya yetkili olduğunu bildirir resmi belge" isteyen BOTAŞ Genel Müdürü Uzun, bu durumu 'kavga değil, sorumlunun belirlenmesi' olarak değerlendirdiğini belirtti. Bundan sonra ise Gönensay'ın yapacağı açıklama bekleniyor. ""»«V bir durumda, kûnse, 'Benım yet- kim yoktu, sorumluluğum yoktu' demestn. Resmi belgeoisun,sorum- lular büinsuT dedı. Petrol konusunda üst düzey giri- şimlerin gerekliliğini vurgulayan Uzun, Başbakan Çiller'in Ozbekis- tan ve Azerbaycan ziyaretlerinin bu açıdan önemli olduğunu belirtti. Petrol göriişmelerini deneyimli kişilerin yürütmesinin önemine işa- ret eden Uzun, Türkiye adına gö- rüşmelerde bulunan bazı kişilerin "kasrt" derecesine varan yalnışlar yaptığına dikkat çekti. Uzun, Tiir- kiye'nin boru hattı projesıne alter- natif oluşturmak için Rusya"nın Novorosisk Limanı'ndan Sam- sun'a ulaşacak petrolün Kınkka- le'ye taşınmasına yönelik bir boru hattı önerisi için teşvik alan Ekin- ciler Holding'in projesini "uygıı- lanamaz" olarak nitelendirdi. Uzun Hazine'nin bu teşviki iptal etmesi gerektiğini yineledi. Uzun, boru hatlan konusunda devlette uyum olması gerektiğini bildirirken, şu örneği verdi: "Son Moskova toplanösında boru hada- n için güney ve kuze> alternatifi di- ye bir şey önümüze ğeldi. Rus tara- fi bize 'Bir Türk Dışişleri yetkilisi. her iki alternatifın biriikte ele alı- nabileceğini söyledi" dedLOysaor- tada böyle iki âlternatif yoktu. Bu- nu Ruslar ortaya getirdüer ve bize kabul ettirmiş oldular. Biz mevcut yaşayan bir Rus sisteminin olduğu- nu, bizim projemizin buna alterna- tif değU, tamamlayıcı olduğunu söy- lüyorduk. 'Rus sisteminin taşıya- biîeceğinin fazlasını biztaşıyalım' diyoruz. Güney aJternatifi eskiden Iran'dı. O devreden çıkınca, biz ol- duk. Dışişleri yetkilisinin kabul et- mesiyfe, biz Samsun'a kadar uza- nan kuzey 1 hattını da kabul etmiş savüdık" DUNYA EKONOMISINE BAKIŞ / ERGtN YILDIZOĞLU LONDRA Güney Asya-Pasifik Uçgeni D ünya ekonomisinin büyüme merkezi, Asya-Pasifik bölgesi- ne kayarken, bölgede ekono- mik, politik sürlüşmeler de artı- yor. Dün ABD ve Japonya otomotiv ala- nında bir ticaret savaşının eşiğine gel- mişti. Bugün ABD ile Çin arasındaki eko- nomik ve politik ilişkiler hızla bozuluyor. Avrupa ise ilginç bir şekilde bu üçgenin üçüncü köşesi olarak her iki anlaşmaz- lıktan da kâriı çıkıyor. Politik coğrafya "Soğuk Savaş "ın ar- kasmdan hemen her yerde köklü bir şe- kilde değişti. Güney Doğu Asya'da ise bu değişiklik bir "tersinedönme've ye- ni bir kamplaşma doğurma yolunda ger- çekleşiyor. Soğuk Savaş'ın sonu Güney Doğu Asya'da, Berlin Duva- n'nın sembolik gücü olmasa da ABD'nin Vietnam ile ilişkilerini normalleştirme ka- ran Soğuk Savaş'ın sonunu noktaladı. Sembolik gücü yüksek bir diğer gelişme de Vietnam'ın, bir zamanlar kendisine karşı kurulan ASEAN örgütüne, 28 tem- muzda girecek olması. İHer iki gelişme- nin sembolik olmaktan öte bir de ortak hedefi var. ABD Dışişleri'nin Vietnam'la ilişkilerini normalleştirme karannı açık- larken "ABD ile Vietnam arasında savaş tutsaklan ve eylemde kayboian askeher gibi sorunlar var, ama her iki ülkenin git- tikçe belirginleşen ortak stratejik çıkar- lan da var" (Wall Street Journal 11.07. 1995) şeklinde bir açılımda bulunması, bu hedefin sık sık adı "21. yüzyılın süper gücü" olarak geçmeye başlayan Çin'in politik olarak sınırlandınlması olduğunu gösteriyor. ASEAN ise Vietnam'ı da içi- ne alarak şimdi Çin'e karşı konumlanı- yor. Bu konumlanma boşuna değil. Asya- Pasifik bölgesinde bir hegemonya boş- luğu oluşmaya başladı. ABD'nin Japon- ya ile ticaret ve diğer Asya ülkeleriyle ge- nel olarak insan hakları, özel olarak işçi haklan sorunlarında bir sürü anlaşmaz- lığı var. Bu anlaşmazlıklan Malezya Dev- let Başkanı Mahatir Muhammed'in ba- şı çektiği bir ABD/Batı karşıtı ve Asya'ya dönük bir eğilimi güçlendirdi. Diğer ta- raftan Japonya derin bir ekonomik kriz içinde. Aynca II. Dünya Şavaşı'nın 50. yıl- dönümünde, Japon sömürgeciliği, Ko- reli kadınlann savaş sırasında Japon as- kerlere seks kölesi olarak verilmesi, Çin'deki toplu kıyım ve kamplar gibi ba- zı eski yaralann açılmasına yol açtı ve Ja- ponya'yı politik olarak yıprattı. Böylece ABD ve Japonya'nın liderliği zayıfiarken bölgede Çin'in politik ve askeri profili hızla yükselmeye başladı. Nükleer silah- lara ve çok büyük bir orduya sahip olma- sı, Çin'in bu boşluğu doldurmak için yaptığı atılımın arka planını oluşturuyor. Çin'in askeri ve diplomatik olarak öne çıkmasının son örneklerine dönersek lis- tenin çok kabank olduğunu göreceğiz. Çin, Nükleer Silahlann Yayılmasını Önle- me Anlaşması'nın daha mürekkebi ku- rumadan, anlaşmayı hiçe sayarak "ba- nşçıl" (?) bir nükleer deneme yaptı; Nük- leer silahları sınırlandırma pazarlıklan arasında Kore'yi ABD'ye karşı destekle- di; Iran, Pakistan ve Hindistan gibi nük- leer bomba yapma teknolojisine sahip ülkelere füze teknolojisi sattı (The Eco- luklu suçlayarak tutukladı. Yukanda özetlediğim politik kutuplaş- ma hemen Çin ile ABD arasında ekono- mik ilişkilere yansıdı ve bu noktada da Avrupa, Çin'in ABD'ye karşı oynadığı bir koz olarak bazı kazançlar elde etmeye başladı. Son çatışmanın açılış hamlesi Tayvan Devlet Başkanı'nın ABD'yi ziya- reti sırasında ABD'deki Çin ticaret görev- lisi Wang Zhiquan'ın bu ziyaretin, ABD ve Çin arasındaki "karşılıklı kârlı ticari ilişkileri zedeleyeceğini' (Business We- ek 24.07.1994) söylemesi ile başladı. Çin'in en hızla gelişen şehri Şanghay'ın Belediye Reisi'nin New York iş gezisini son anda iptal etmesiyle devam etti. Ge- çen iki ay içinde Çin hükümeti giderek nomist 08.07.1995), petrol ve doğal kaynaklar açısından zengin bir bölge olan Çin Denizi'nin kendi denizi olduğu- nu iddia ederek bunu bölgede askeri manevralan arttırarak ve Filipinler'e ait Spratiy adasını işgal ederek bu denize kı- yısı olan diğer ülkelere dayatmaya baş- ladı. ABD'nin Tayvan (Milliyetçi Çin) Dev- let Başkanı'nı gayri resmi olarak davet etmesini, ulusal bütünlüğüne yönelik bir tehdit olarak algılayan Çin, hemen tep- ki gösterdi, ABD ile arasındaki ekonomik ve diplomatik ilişkileri bozmaya başladı. ABD elçisini geri çağırarak, Tayvan kara sulannda askeri manevra yaparak sert bir tutum aldı. Son olarak ABD pasa- portlu Çinli işadamı Harry Wu'yu casus- daha fazla ABD şirketinin kontratlarını ve gezilerini iptal etmeye ve bunun yeri- ne Avrupa'ya yönelmeye başladı. United Technologies Gorp'un bir satın alma ge- zisi iptal edildi. Greiner Enginering, 35 milyon dolartık bir ihaleden oldu. Bu hafta Chraysler ve Ford minibüs ve kamyonet ihalelerini kaybederken, Çin Devlet Başkanı, Al- manya'ya yaptığı ziyaret sırasında bu kontratları Mercedes Benz'e verdi. Ge- zi sırasında Çin ile Almanya arasında elej<trik santralları, su işletmeleri, oto- motiv teknolojisi dallarında Siemens, Audi, Porsche, Bosch, Mannesman gi- bi şirketleri kapsayan toplam 3 milyar dolar, artı 2 milyar marklık ortak yatınm, üretim ve teknoloji transferi anlaşmalan imzalandı. (Financial Tımes & Herald Tribune 14/07/05). Buna karşılık Alman Devlet Başkanı Kohl, "Her ülkenin ken- dine has bir insan haklan anlayışı vardır" (Herald Tribune 14/07/05) diyerek Çin'in baskıcı rejimine destek verdi. Di- ğer taraftan, daha önce ay başında Av- rupa Birliği Ticaret Komisyonu Başkanı Leon Brtttan da Çin'in Dünya Ticaret Örgütü'ne girmesi için ileri sürülen şart- ların yumuşatılmasını istemiş ve Çin'e destek vermişti. Böylece ABD-Japonya sürtüşmesinde olduğu gibi Avrupa, yine taraflann birbirine karşı oynadığı bir pi- yon haline gelirken, aynı anda ciddi, eko- nomik kazançlar elde etmeye başladı. Ancak geçen sefer Japonya ile ABD ara- sındaki sürtüşmede Avrupa'nın kazancı tek yönlü iken, ABD-Çin sürtüşmesinde ABD aleyhine gerçekleşmiş olması, Av- rupa'nın ABD'deki dostlannın da dikka- tini çekmeye başladı. Çin, 'en önemli dış pazar' ~ Çin hızJa dışa açılırken sadece büyük bir askeri politik güç olarak değil, aynı za- manda Batı ülkeleri arasında sert bir re- kabet konusu olacak, 1.2 milyar nüfus- lu pazara, yılda ortalama yüzde 13 - yüz- de 8 büyüme hızında bir ekonomiye sa- hip bir alan olarak da hayati öneme sa- hip. Çin'in iç pazan daha yeni yeni açıl- makta olmasına rağmen, toplam ithala- tı 1994'te 115 milyar dolar ve toplam ya- bancı sermaye yatırımları ise 40 milyar doların üstünde (The Economist 28/01/95). 1997'de Çin'e geçecek olan Hong-Kong ise dünyanın 8. büyük bor- sası. Çin, ABD için ise stratejik sanayiler açısından "en önemli dış pazan oluştu- ruyor. " (BW): ABD'nin Çin'e yönelik dış- satımı ve dış yatınmları 1990'dan bu ya- na sırasıyla yüzde 200 ve yüzde 620 ar- tarak 9.3 milyar dolara ve 2.2 milyar do- lara ulaştı. Bu koşullarda dünya ekono- misinin büyüme merkezi Asya-Pasifik havzasına kayarken, bu bölgede Batılı ülkeler arasında rekabet hızlanıyor; ne var ki bugünün ikinci en büyük ekono- misi Japonya ve belki de geleceğin en büyük ekonomik (ve askeri) güçlerinden Çin'in de bu bölgede olması ekonomik sürtüşmelere hızla politik bir boyut ka- zandınyor. Tam bu sırada Çin'de bir ikti- dar savaşının sürmekte olması ve aday- lann hem Komünist Partisi'ne hem de Kı- zıl Ordu'ya şirin gözükmek için Batı'ya karşı sert tavır almak zorunda olması (Herald Tribune 13/07/95) sürtüşmenin dozunun daha da artmasına yol açıyor. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Çizginin Ötesi Yapılabilir ile yasaklanan kavramlannın tarihsel ev- rimi çok öğreticidir. Toplumsal düzende "izin verilen- verilmeyen" arasındaki uzaklık sürekli olarak değişi- yor. Izinli ile yasaklı arasındaki kalın çizgi, çağlar boyu devingendir ve bu devingenlik giderek genişliyor. Siz, son günlerde ünlü bir sigara üreticisi uluslara- rası ortaklığın sigara içilebilen alanlann daraltılması- nı kınayan ve toplumsal destek arayan gazete ilan- larına bakmayın; değişim, kural olarak "izin verilen ya da yapılabilirler alanının genişlemesi, buna karşılık yasak alanının daralması yönünde oluyor. Ancak tüm dünya ülkeleri için geçerli olan bu ge- nel kural, Türkiye örneğinde kural olmaktan çıkıyor; dünyadaki eğilimlerin tersine, özgürlük alanının ge- nişlemesinde "kural-dışı"\\k egemendir. Neden? Ekonomide, yargıda, eğitimde ya da toplumsal ya- şamın öbür alanlarında yapılabilir ile yapılamazın, ya- ni yasağın çerçevesini çizimde iki ana yaklaşım var- dır. Yaklaşımlardan biri "yerel" öbürü de "evrense/"dir. Yerel ile evrenselin "en uygun bileşimi" yakalanma- dıkça yalpalama sürer gider. Orneğin ekonomide, yerel olan üretim, evrensel olan "teknolojiye dayalı" rekabettir. Yerel üretime bi- rincil öncelik vermeyi savsaklarya da bununla biriik- te dış rekabeti teknolojiye değil "emeğin ucuzlatılma- sına" bağlarsanız, kalıcı başarı sağlanamaz. Türkiye son on beş yılını ekonomide bu yanlışı yaparak ge- çtrdi; yanlış sürüyor, geçen yıl emek yeniden ucuzla- tıldı, emeğin fıyatı, yani ücretler olabildiğince azaltıl- dı. Var olan üretim kapasitelerinin kullanımıyla dışsa- tım bir ölçüde arttıysa da ekonomide ne karariılık ne de yatınm ve üretim sağlandı. Yerel ile evrenselin ikinci, (ancak ikincil olmayan) büyük uyumsuzluk alanı hukuktur. Başta kişi hak ve özgürlükleri olmak üzere, hukukun artık "evrenselle- şen" kuralları, ilkeleri vardır. Dünya ülkelerinin tama- mına yakını gibi Türkiye de bu evrensel kurallara, il- kelere, daha doğrusu anlaşmalara uygun bir uygula- ma sergilemeyi imzasıyla benimsemiştir. Ancak iş uy- gulamaya gelince buniardan korkulmakta, kaçılmak- tadır. Oysa, İnsan Haklan Evrensel Bildirgesi'nden I- LO sözleşmelerine dek tüm uluslararası ilke ve ku- rallar, ekonomik konum ya da sınıf farkına bakılmak- sızın "tüm insanlar" içindir. Evrensel hak ye özgüriükler binlerce yılın birikimi- nin sonuçlandır. Özellikle ILO sözleşmeleri için durum dahada ilginçtir. ILO üçlü temsile dayanır; işçi, işve- ren ve hükümet temsilcilerinden oluşur; bir işçi örgü- tü değil, adı üstünde çalışma örgütüdür. Ancak bili- nen nedenlerie ILO sözleşmelerinin içerdiği hak ve özgüriükler tümüyle işçi ve memurlardan yana sanı- lır. Sermaye çalısanlan ve özellikle de onlann siyaset- teki destekçileri, ILO ilkelerini bir türiü benimsemez; ülkede geçerli olmasını vargücüyle önlemeye uğra- şır. Türkiye, ekonomide de hukukta da "evrensel ileye- relin" en uygun bileşımini arayacak süreçleri işlete- meyenler elinde çile çekiyor, kıvranıyor. ••• Konu sosyal demokrasi olunca çizgi nereden çizil- melidir? Sosyal demokrasi, öncelikliği, "emeğiylege- çinenlerin çıkannı" korumaya verir. Söylemeye gerek , yok ki, emeğiyle geçinenlerin çıkannı koruyacak olan- lar, her şeyin temeli olarak doğruluğu, dürüstlüğü ve erdemi alırlar. "Sol" sözcüğü, yalnız ve ancak, bun- lann "variığı" ile biriikte olabilir. tersi düşünülemez bi- le. Sosyal demokrasinin ikinci ana daman demokra- sidir. Sosyal demokrasi, kişi hak ve özgürlükleri ka- dar emekçilerin örgütlenme özgüriüklerinin sağlan- ması için verilen savaşımlann da ürünüdür. "Dürüst- lüğün", örgütlenme özgüriüğü ve temel kişi haklan- nın bulunmadığı ortamların, daha doğrusu kişi ve partilerin, "sosyal demo/craf"nitelikte olduklan hiçbir biçimde öne sürülemez. Bir başka anlatımla bu çiz- gileri kalın bir biçimde çizemediğiniz/çizmediğiniz za- man sosyal demokrat sayılmazsınız. Sosyal kjsmını geçtik, demokrat olamazsınız. Geçen günlerde Ege Bölgesi GHP örgütlerinin bir bölümünün yetkilileri bir "Çağn" çıkardılar. Çağnda, "Faili meçhul cinayetlerin, gözaltında kaybolmala- nn, yargısız infazlann, insanlan göçe zorlamalann, Sıvas katliamlannın, Gaziosmanpaşa olaylannın ya- şandığı ortamdan, adaletin ve hukukun yerini örgüt- lû suç şebekelerinin aldığı bu süreçlerden kim so- rumlu?" sorusu sorulmakta ve: "Hiç kimse bu çürüyen, kokan sisteme CHP'yi or- tak edemez. Hiç kimse CHP'yi bu düzenin bir par- çası haline getiremez. CHP bağımsızlığın, aydınlı- ğın, demokrasininyoludur..." denilmektedir. Toplumsal umutların yeşermesi için bu çizginin güçlenerek tutturulması gerekmez mi? tLAN DİYARBAJOR İŞ MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1993/216 Davacı SSK. Genel Müdürlüğü vekili Av. Aysel Gür tarafindan davalı Seyfettin Can aleyhine mahkememize açılan rücuan tazmınat davasının yapılan dunışması so- nunda verilen karar uyannca, Davacının davasının kısmen kabulü ile 21.793.326.15.- TL.lık kısmın gelir bağlama karannın onanraa tarihlerinden itibaren yasal faizi, 784.559.- TL nısbi harç, 1.993.466.- TL nısbi avukatlık ücreti. 900.000.- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak da- vacı kuruma verilmesine dair verilen karar, tüm arama- lara rağmen bulunamayan ve adresi de tespit edileme- yen, Diyarbakır ili Bağlar Maviköşe Dostlar Apt. No: 8'de ikaraet eden davalı Sayfettin Can'a karann tebliği yerine kaım olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 26284 MERİÇ SULH HUKUK MAHKEMESİ 1994/93 Davacı Halil Durmaz vs, davalı Ali Durmaz ve arkadaşlan hakkında. Meriç ilçesi, Küplü kö>ü adresinde oturduklannı be- yan iie açtğı izale-i şüyu davasında davab Rasim Durmaz'a tüm çabalara nğmen tebligat yapılamamış. hakkında 7201 S.K.nun 28. ve Dır. göre ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş, bu bakımdan davalı Rasım Durmaz'ın dunışmanın bırakıldığı 9.8.1995 |ünü saat 09.00'da mahkememizde hazır bulunması veya kenasini vekille temsil ettirmesi gerekmektedır. Aksi takdirde dsva gıyabmda sonuçlandınlacaktır. Keyfiyet ilanen tebli|o)urur. 20.1.1995 Basın: 9267 MANİSAASLİYE BİRtNCİ HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo 1993'629 1995/287 Davacı Emın Derelı vekili tarafindan davalı Iklım Dereli aley- hine açılar boşanma davasının vapılan dunışması sonunda Mahkenemızm28.4.1995 tanhve !993/29-1995'287karanıle Mantsa Ep Mahaüesi. cılt: 014'04. sayfa. 34 ve kütük: 333'te ka- \ıtlı Emın-Vefıse oğlu, 1969 dogumlu Emın Derelı ve kansı dava- iı Cengız-Semahat kızı 1969 d.lu Iklım Derelı'nın boşanmalanna karar verihış ve davahya tebfıgat yapılamamış. ılanın yayın tari- hınden ıtıharen 15 gün ıçensınde \ukanda dosya numarası yazılı olan dosymıza başv^ırabıleceklerı, başvurmadlklan takdirde ılanın k&inleştirileceği ilanen tebliğ olunur. 8.5.1995 Basın: 26220 tLAN T.C. tSKENDERUN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1994/941 Davalı Haluk Durur-Adresi meçhul Davacı Songül Durur tarafindan davalı Haluk Durur aleyhine açılmış bulunan boşanma davasının yapılan du- nışması sonunda: Mahkememizin 1994/941 esas, 1995-509 sayılı kara- n ile Hatay ili Belen ilçesi Bakras Mah., cilt 072'01, say- fa 88, kütük 46'da kayıtlı Hacı tbrahım ve Bedia'dan ol- ma, 24.9.1962 doğumlu Songül Durur ile aynı hanede kayıtlı Halil ve Fatma'dan olma, 1.11.1951 doğumlu Ha- luk Durur'un MK'nin 124. maddesi gereğince geçimsiz- lik sebebi ile boşanmalanna, müşterek çocuklannın ve- layetlerinin davacı anneye verilmesine, çocuklar ve ba- ba arasında şahsi münasebetin tesisine karar verildiği iş- bu ilanın neşir tarihinden itibaren 15 gün içinde davalı karan temyiz etmediği takdirde hükmün kesinleştirile- ceği ilan olunur. 28.6.1995 Basın. 31149 İLAN DİYARBAKIR İŞMAHKESİ'NDEN EsasNo: 1993/230 Davacı SSK Genel Müdürlüğü vekili Av. Aynur Alpas- lan tarafindan davalılar Kiska Komandit Şirketi ile Ali Yeşiltaş aleyhine mahkememize acılan rücuan tazminat davasının mahkememizde yapılan duruşması sonunda verilen karar uyannca, Mahkememizce, davacı kunımun davasının kabulü ile 70.032.322.-TL.nin ödeme ve onay tarihi olan 23.3.1992 tarihinden itibaren %30 faızi, 2.520.000.- TL bakiye nis- pi harç, 1.384.000.- TL yargılama gideri ile 4.750.000.- TL nispi vekâlet ücretinin davalılardan alınarak davacı kuruma verilmesine dair verilen karar, tüm aramalara rağmen bulunamayan ve adresi de tespit edilemeyen Hı- dıroğlu 1939 d.lu Kiska Komandit Şirketi, Dicle Barajı ve HES. tesisleri inşaatı şantiyesi lojmanlarında ikamet eden. davalı Ali Yeşiltaş'a tebliğ yerine kaim olmak üze- re ilanen tebliğ olunur. Basın: 25829 İLAN T.C. YAYLADAĞIKADASTRO MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: i995 28 Davacı Mehmet Türcan mırasçılan ile davalılar Hazi- ne ve Orman Işletme Şefliği arasındaki kadastro tespıti- ne itiraz davasının verilen ara karan gereğince; Dahili davacılar Yayladağı ilçesi Aşağıpulluyazı Kö- yü'nde oturmakta iken adresleri meçhul olan Mehmet'ten olma 1947 doğumlu Ali Türcan ile yine aynı yerde otur- makta iken adresi meçhul olan Mehmet kızı 1940 doğum- lu Gülistan Türcan'ın adresleri meçhul olduğundan da- valılar tebligat yerine kaim olmak üzere atılı bulunduğu 22.8.1995 günü saat 09.00'daki duruşmada dahili dava- cılann hazır bulunması veya kendisini bir vekil ile tem- sil ettirmesi, aksi takdirde yokluklannda duruşmaya de- vam olunacağı ve karar verileceği ilanen tebliğ olunur. 3.7.1995 Basın: 32392 İLAN T.C. ARAÇ ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN 199M68 Davacı Araç Orman Işletme Müdürlüğü vekili Av. Yal- çın Uz tarafindan davalı Etkim Hazır Beton ve tnşaat Sa- nayii Tic. Anonim Şirketi aleyhine açılan tazminat dava- sının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucun- da davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile 2.577.956 TL'nın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile biriikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, yapı- lan 803.500 TL'lik yargılama giderinin davalıdan alınıp davacı idareye verilmesine, avukatlık ücret tarifesi gere- ğince hesaplanan 257.700 TL ücreti vekaletin davalıdan alınıp davacıya verilmesine. peşin yatan harcın mahsu- bu ile bakiye 52.300 TL harcın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karann da\alıya ilanen tebliğ edilmesine karar veril- diğinden, işbu karann yayımlandığı tarihte yukanda be- lirtilen davahya karann tebliğ edilmiş sayılacağı hususu ilan olunur. 12.4.1995 Basın: 19505 İLAN T.C. PERTEK KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1994/14 Davacı Doğan Taşkale tarafindan mahkememizde davalılar aleyhine açılmış bulunan tespite itiraz davasının yapılan açık yargilaması sonunda venlen ara karan gereğince: Davalı tbrahim llgün mirasçılarından Hasan Ilgün, Güllü llgün, Fevzi llgün. Ali Ilbe- yi mirasçılanndan Hatice llbeyi, Serap llbeyi Serpil llbeyı ve Murat llbeyi ile Eyüp ll- beyi ve Nazime llbeyi tüm aramalara rağmen adreslen tespit edilemediğınden kendile- rine ilanen tebligat ile Yargıtay ılamının tebliğine karar verilmiş olmakla; Davacı tarafından Pertek Yeniköy'de kain 1686 no'lu parsel hakkında açmış olduğu davanın kabulü ile taşınmazın davacı adına tesciline dair verilen 20.6.1991 tarih ve 1974/692 esas, 1991 '47 sayılı karar, Fevzi tlgün tarafindan temyiz edilmekle. Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 'nm 28.11.1994 gün ve 1994/7651 esas, 1994/11107 karar sayüı ila- mı ile bozularak gelmekle, tüm aramalara rağmen kendilerine Yargıtay ilamı tebliğ edi- lemeyen Hasan flgün, Güllü llgün, Fevzi llgün, Hatice llbeyi, Serap llbeyi, Serpil llbe- yi ile yaşı küçük olan Murat llbeyi'ye velayeten annesi Hatice llbeyi, Eyyüp llbeyi, Na- zime llbeyi adına Yargıtay bozma ilamının ilanen tebliğine, adı geçen şahıslann duruş- ma günü olan 21.8.1995 günü saat 09.00'da duruşma salonunda hazır bulunmalan veya kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri, aynca Kadastro Kanunu'nun 28. maddesi uya- nnca dava sebep ve delillerini bildirmeleri, duruşmaya gelmeyip dava sebep ve delille- rini bildirmedikleri takdirde yokluklannda yargılama yapılarak toplanan delillere göre karar verileceği hususu, Yargıtay ilamı tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olu- nur. Basın: 31138 İLAN T.C. AFYON 1. ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN EsasNo: 1994/412 Davacı: Mutlu Kaya (Savan) Vekili: Av. Cemalettin Öz-Afyon Davalı: Abdülmenaf Kaya Dava: Şiddetli geçimsızlikle boşanma Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan şiddetli geçimsizlikle boşanma dava- sının yapılan açık duruşmalan sırasında: Davacı vekili şiddetli geçimsizlikten dolayı taraflann boşanmalanna, müşterek çocuk Duygu'nun velayetinin davacıya tevdiine, aylık toplam 2.000.000 TL'nin davalıdan alı- narak davacılara verilmesini istemiştir. Davalı Abdülmenaf Kaya tüm aramalara rağmen bulunamadığından, duruşma günü olan 7.9.1995 günü saat 11.10'da duruşmaya bizzat gelerek ibraz etmek istediği belge ve delıller ile biriikte davayı takip etmesi ya da kendisini bir vekille temsil ettirmesi, gel- mediği veya kendisini vekille temsil ettirmediği takdirde yargılamanın yokluğunda ya- pılıp karar verileceği davalı Abdülmenaf Kaya adına ilanen tebliğ olunur. Basın: 31153
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle