22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyettmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel YayınYonetmenı Ortoan Erinç • Genel Yayın Koordınatoru Hikmet Çetinkaya # Yazıışlerı Mudurlen İbrahim Vıldız, Dinç Tayanç (SonımJu) 9 Haber Merkezı Müdürü Hakan Kara • Görsel Yönetmen FikretEser Dış Haberier Ergun Balcı • Isnhbarat Yalçın Çalar • EkoDomı Bülent Kızanlık # Kultur Handan Şenköken A Spor Abdülkadir V ucelman # Makaleler Sami Kvaören 0 Çevın Seyfettin Turhan 9 Düzeltme Abdullah Yızıcı» Bılgı-Belge EtBbe Buğra • Fotoğraf Erdoğan Köseoğhı Yavın Kunılu llh»n Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, OkUy Kurtböke, Özgen Acar, Hikmet Çetinkaya. Şökmn Soner, Ergun Balcı, DinçTaj anç. İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balb»>. Ankara Temalcısı Mustafa Balba) # Haber Müdüıü. Doğan Akın Atatûrk Bulvan No 125, Kat 4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat), Faks 4195027 • izmırTemsılcısı. Serdar Kjak,H ZıyaBlv. 1352S Z3Tel 4411220,Faks 4419117 • AdanaTemsılcısı Çetin Yiğenoğhı,lnönüCd 119 S No 1 Kat 1, Tel 3522550, Faks 35225 7 0 Mûessese Müdönı. Erol Erkut • MEDYA C: • Yönetım Kunıhı Koordınatör Ahmet Korukan # Başkam-Genel Müdür Gülbin Er- Muhasebe Bülent Y ener # Idare duran • Koordınator Reha Işıt- HüsevinGürer#tşletme Önder m»n A Genel Mudur Yardımcısı Çeük'» Bılgı-lşlem > a i l t n a l « Mine Akdağ • Halkla Ihşkıler BUgısayar Sıstem. Mürfrvtf Çiler Müduru Nurten Berksoy Yayımla}ao >e Bassn. Yenı Gun Haber Ajansı, Basm ve Yayıncılık A Ş Türkocağı cad 39 41 Cağaloğlu 34334 lst PK 246 Istanbul Tel (0,212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 95 17TEMMUZ1995 Imsak: 3.46 Güneş: 5.39 Öğle. 13.17 Ikındı: 17.13 Akşam20.41 Yatsr 22.26 MEDYACTei 5HO753-5i3958o-5i3846O-6i,Faks 5U8466 Egzotik içki • İstanbul Haber Servisi - Safan Afncan Drink içkısınin tanıtımi önceki akşam Kuruçeşme Pasha Dısco'da yapıldi. Egzotik yörelenn doğal bitkılennden "mango, papaya, marajuya ve lime'ın kanşımından elde edilen hafıf alkollü içeceğin tanıtımına bırçok tanınmış kışi de katıldı Bu yıl dördüncüsü düzenlenen geleneksel Uluslararası Safan Shovv'da Belçikalı Boyz grubu ıle dansçılann gösterileri izleyenlere zevkli dakıkalar yaşattı. Detfe Korkut • BAYBUKT(AA)- Bayburt'ta ilki düzenlenen Dede Korkut Kültür ve Sanat Şölenı'nin üçüncü gün etkınliklen, 2 bın 400 rakımlı Soğanlı Dağlan'nın zirvesine yakın yerde, Soğanlı Yaylası'nda yapıldı. Yaylada ılk olarak şenlik beylıği açık arttırmaya çıkanldı. 1996 şenlik beyliğinı, Halıl Ayengın, 400 mılyon Hra vererek aldı Valilikten teke dağıtnm • ANKARA (UBA)- Ankara keçisinin yetiştırilmesı ve yaygınlaştınlması projesi çerçevesınde. Ankara Valilıği çiftçi ve köylülere teke dağıtmaya basladı. Ayaş ilçesınde 164 baş teke, köylülere dağıtılırken ülkedeki Ankara keçısı varlığının arttınlmasuun hedeflendiğı kaydedıldi. Bu konuda hazırlanan 5 yıllık proje uyannca bu yıl için 2.5 milyar ödenek aynldığı belirtildi. ÖSYS sahtekârlarına dava • ANKARA (AA)- ÖSYS'de yerlerine başkalannı smava soktuklan gerekçesiyle, Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nca Mahmut Çataltaş, Seyit Ahmet Kaymaz ve Mehmet Serkan Izol hakkında, "evrakta sahtecilik" suçundan 3 aydan 2'şer yıla kadar hapis cezalan istemiyle dava açıldı. Davada, sanıklara yardımcı olduklan gerekçesiyle Murat Evegi ve Turan Tüysüz hakkında ise "cürüm ve kabahate iştirak" suçundan 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Enez 14. Av ve Balık FestivaH • ENEZ (AA)-Enez Belediyesf nın düzenlediği geleneksel 14. Av ve Balık Festivalıbuyıl21-23 temmuz tanhleri arasında yapılacak. Enez Beledıye Başkanı Abdurrahman Altuğ, festıval için çeşitli etkinlikler düzenlediklerini belirterek, "Amacımız küçük, şirin, deniz ve tatil beldesi olan ilçemizi tanıtmak ve adını duyurmaktır" dedi. Traktörden makam otosu • KARABÜK(AA)- Karabük'e bağlı Ovacık tlçesi Belediye Başkanı, makam otosu olarak traktör kullanıyor. Ovacık Beledıye Başkanı Hasan Denli, belediyenin ekonomik sıkıntı içınde bulunduğunu anlatarak "Makam aracım yok. Çöp toplama işinde kullandığımız traktörü, zaman zaman makam otosu olarak kullanıyorum. Beledıye Başkanı olarak bir yere aracia gitmek ıhtiyacı hissettiğim zaman, traktör işımi görüyor" dedi. Sahaflar, îstanbul'da Beyazıt, Kadıköy, Ortaköy, Beyoğlu gibi birkaç yerde varlıklannı sürdürüyorlar: Sahafhk, para için yapılmazHÜLYATOPCU "50 dükkân. 300 nefer. Bunlar bilginler lo- yafetinde ulenıa hademeleri olmakla. Kazan- cılar ala> ında tahn revanlar iizerinde dükkân- lannda nice bin kitaplar bulunur. Pirieri Ab- dullah-ül Yetimi'dir." Evliya ÇelebL sahaflan böyle anlatıyor Se- yahatnamesı'nde. Tarih boyunca yasaklanmış. tehlikelı görülmüş, sansürlenmış, zaman za- man poşete konulmuş kitap. Ancak tüm bu olumsuzluklar kıtap okuyuculannı ya da kitap satmayı yaşam bıçimı ve mesleğı haline getir- miş ınsanlan yıldırmamış. Lonca geleneği uyannca yalnızca Kapahçarşı'da bulunurken, 18. yüzyıldan sonra Beyazıt Camii civanna çıkan sahaflar, Beyazıt'ta bugün bulundukla- n yerde toplanırlar. Istanbul'da Beyazıt Kadı- köy, Ortaköy, Beyoğlu gibı birkaç yerde var- lıklannı sürdürüyorlar. Günümüzde sahaflık Evliya Çelebi'ninSeyahatnamesi'nde bahset- üğı konumunu çoktan kaybetmiş. Mesleğin temsılcılen yok denecek kadar azalmış, sahaf- lann çoğu ekonomik gerekçelerle kitabevleri- ne dönüşmüş. Yabancılaşmanın kıtabın daha az okunmasına ve görsel araçlara yönelışme rağmen kıtap, bazılan ıçın anlamını ve kimlı- ğını hâlâ koruyor. Işte "o bazılanndan" bın Beyazıt'ta 50 yıldır sahaflık yapan İsmafl Ak- çay. "Demek sahaflarla Ugili bir haber haarla- yacaksımz" diyordu yaşlı adam, raflara tıka basa doldurulmuş kitaplann arasından merak- lı gözlerle bize bakarak. Küf kokan ve sürek- lı musiki çalınan dükkânın içinde tarih sayfa- lanndan bir kesitı sunar gıbi duruyordu. Kitap- la artık son demlerini yaşayan ancak heyeca- nını yitirmemiş yanm yüzyıllık ilişkısınden bahsederken derin bir of çekerek başlıyor sö- ze: • Sahaf Önal, "Sahaflık yann da sürer ama bundan 50-60 yıl önce Raif Yelkenci'nin, Nizamettin Bey'in yaptığı şekliyle değil. Dün onlar el yazması, minyatürlü ya da Osmanlıca kitaplar satıyorlardı, günümüzün sahaflan ise koşullar neyi gerektiriyorsa onu satıyor. Yani ders kitabı" diyor. "Geçmişte çarşımız çok renkli ve canlrydL Tamamen sahafkkla iştigal edilirdi. Bu sahaf- lar arasında Hacı, şeyh Muzaffer Ocak, Raif Yelkenci, Hulusı Karadenız ve oğlu Ekrem Karadeniz, Mehmet Şakır Çörüş, Şemsettin Yeşil, Nizamettin Aktunç, tsmail Dilmen ve Raşid Efendı gibi kıymetli insanlar vardı. Bu insanların rahmete kavuşmasıyla ycrle- rini o seviyede insanlar dolduramadı. Çün- kü sahaflık uzun seneler ve kültürlü olma- yı gerektiren bir iş." Çok küçük yaşlarda ağabeyinin dükkânm- da çalışmaya başladığını söyleyen îsmail Ak- çay, o dönemlerde çarşıya heT gün her sahafa kitap geldiğini, bu kitaplann da rahathkla alı- cı bulduğunu belirtıyor. Sahaflann o dönem- lerde eskı harflı tarih, edebıyat, seyahatname ve diğer konularda kıtap sattığını vurgulayan Akçay, "Bugün her türlii eski harfli ve yaban- a dilferdeki kitaplan alnor, satryonım. Çarşı- mıza gelen Türkologlar. kendi alanlanndaki kitaplan bi/den alryorlar. Bunun yanında öğ- renciden bilim adamına kadar çok geniş bir alt- a Iddemiz \ar. Çarşıya gelen yabancılar özel- fikk Türk dili ve edebiyaö. Türk ve Osmanlı tarihi, Türk folkloru ve Türk sanatı hakkında- ki kitaplara Ugi gösteriy or. Yazma >e basma es- Günümüzde sahaflık Evliya Çeiebi'nin Seyahatnamesi'nde bahsettiği konumunu çoktan kaybetmiş, ancak sahaflann Tür- kologlardan,öğrencilerve bilim adamlanna kadar çok geniş bir ahcı kitlesi bulunuyor. (Fotoğraflar: KUBİLAY TÜNTÜL) ki harfli kitaplar dünyanın her yerinde ahcı bulan kitaplardır" diyor. Zaman zaman ıncelikle kullandığı eskı Türkçesiyle sözcüldertane tane dökülüyordu- daklanndan. Sahaflar çarşısında 6 ocak 1950 yılında çıkan yangını. o günlerin dehşetıni ya- şarcasına anlatıyor "Yangında 15 dükkân tamamen, 5 dükkân da kısnıen yandı. Ben o zaman 14-15 yaşlann- daydım. \anginda, çarşunızın Kapalıçarşı ta- rafindaki girişinden yukarıya doğru sağ ve sol kolda çorapçı olan dükkânlar yandı. Bir tek sa- haf dükkânı kısmen hasar gördü. Bu dükkâ- nın sahibi tbrahim Be> o zaman 75-80 yaşla- nndaydı. Dükkân kapısının önünde otururdu, sanlık hastası olanlann sanlığını şifab dualar okuyarak iyileştirdiğini söylerlerdLL Birkaç ay sonra vefat ettiğini duy dum." Beyazıt'tan sonra Moda'da sahaflık yapan Sami Önal'a konuk oluyoruz. Önal, 12 yıldır sahaflık yapıyor ama, kitaplarla olan yakmlı- ğının 40 yılı geçtığme de dıkkat çekıyor. Sa- haflann zamanla biçım değiştırdığini savunan Önal."Sahaflık yann da sürer ama bundan 50- 60 yıl önce Raif Yelkenci'nin , Nizamettin Bey 'in yaptığı şekliyle değil. Dün onlar el yaz- ması. miny atürlü ya da Osmanlıca kitaplar sa- tıyorlardı, günümüzün sahaflan ise koşullar neyi gerektiriyorsa onu sanyor. Yani ders kita- bı" diyor. Günümüz sahaflannm kitap bul- makta zorlandığını, bulsalar bile satma şans- lannın az olduğunu söyleyen Önal, tüm olum- suzluklara rağmen, sahaf olmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu belirtiyor. Kendisini olduğundan yaşh gösteren uzun sakallan ve doğal davranışlanyla bugûnü ve toplumsal gerçeklen yakalamış Kadıköy sa- haflanndan Lütfü Seymen'in dükkânıydı üçüncü adresımiz Kitap alanlan "kitap bilir- ler (kitabı severek okuyanlar). düz müşteri (ödev için gelenler). çok küçük yaştan beri ki- tap toplayanlar şeklinde üçe ayıran" Seymen, sahaflann değışen süreç içerisinde kapitaliz- min gelişmesiyle farklı şeyler satmaya ıtildi- ğıne dıkkat çekıyor. Kapitalizmle hızlı bir ya- bancılaş,ma sürecınin paralel gelıştiğini vurgu- layan Seymen, birçok kıtabevının yasaklanan kitaplar yüzünden ders kitabına yöneldiğını söylüyor. Sahaflığa kitap toplayan insanlarla tanışarak başladığın anlatan Seymen u KHabı eline ahp rutmak. hissetmek önemli. Teknolo- ji gelistiginde Suçve Ceza'yı multhizyondan iz- ksen ne olur? Sahaflık para işi değil, gönül işi. Kitap toplamayı yaşam biçimi haline getirmiş bir adam, kitap hastası, hastalığının tedavisin- de kitabı bir yöntem olarak görüyorsa bu ivi bir yöntem" diye konuşuyor. Seymen, gazetelenn promosyon olarak kitap ve ansiklopedi ver- mesinin kitabın meta olarak görüldüğünün bir yansıması olduğuna da dıkkat çekiyor. Seçtığimiz kitaplann yaşama bakış açımız, içinde bulunduğumuz ruh halı, meraklanmız, beklentılenmiz ve bılinçaltımız hakkında önemli ıpuçlan verdiğinı Lütfü Seymen gibı bir kitap kurduyla konuştuğumuzda daha lyi anlıyoruz. tnsanlan okuduğu kitaplara göre ta- nımlayabıldığını söyleyen Seymen bunu, "ln- sanlann hangi kitabı aradtğını sorarak kendi- leri hakkında bilgi sahibi oluyorum. Örneğin 'Nietzsche var mı?' diyen adamın yalnızoldu- ğunu anlıyorum" sözleriyle özetliyor. Devle- tin kitap konusunda ızlediğı politıkanın yanlış olduğunu savunan Seymen şöyle konuşuyor • Seymen, gazetelerin promosyon olarak kitap ve ansiklopedi vermesinin kitabın meta olarak görüldüğünün bir yansıması olduğuna da dikkat çekiyor. Seymen'e göre, "kitap boş zaman değil, özel zaman işi. insanlar boş zamanlannda değil, her zaman okumayı yaşam biçimi haline getirmeli". "Khap boş zaman değU, özel zaman işi. tn- sanlar boş zamanlannda değtt, her zaman oku- mayı yaşam biçimi haline getirmeli. Bana göre Türkiye'de okur yok. Bilge Karasu'nun kitabı bin tane satıyorsa, Enis Barur'un bir deneme- si 500 tane satıyorsa bence okur yoktur. Ülke- mizde okur zaten bilinçli değil, dedikodu ile ki- tap seçiyor. İnsanlar kitabı moda gibi takip edi- yor. 'Okunurgorunmek. aydın gorunmenın bir ölçusüdür' düşüncesiyle, kottuk altında kitap- la dolaşmaktan hoşlanır gibi yapıyor. Kitabı bir nüfus cüzdanı gibi taşıyor. Birinin kalkıp in- sanlara bunun aptalca olduğunu söyiemesijge- rekiyor. Ama bu ne yank ki söylenmiyor. Ote yandan insanlar gizli gizli kitap okuyor. İnsan- lar kitap okuduklan için cezae\inegiriyor. Dev- let kitaba duyduğu korkuyu yenmediği sürece insanlar hiç yenemez ve kitabın insan yaşamın- da yeri de olmaz." Sohbetımız süresince içeri ginp ders kitabı soran alıcılar kızdınyor Lütfü Seymen'i. O kendince homurdanarak hep aynı yanıtı veri- yor, sakin' "Ders kitabı satnuyorum, sağdan üçüncü dükkâna gjdüı." Sinirinden mi. yoksa reddetmenin verdiği gizli bir hazdan mı bılin- mez, belli belırsız gülümsüyor. Bızimle sahaf- lıktan çok yaşama dair konuşan Lütfü Sey- men'in doğalhğı ve bırikimlerinin yansıması olan birbirinden hoş anılan ile geçen zamanın farkına varmıyoruz. !ri mavi gözlerini uzakla- ra yatınp umut ve coşku kanşımı ses tonuy- lasöylediği son sözleri bize sohbetimizın en güzel anını yaşatıyor: "Ben çok düş kuranm. Kitaplabiıükte insanlara düş satryonım. Kitap satükça çoğalıyor insanların düşleri" Yanlış uygulanıalar turizmi zora soktu ÖZCANÖZGÜR MUĞLA - Batı Akdenız Çevre Platformu'nun dü- zenlediği toplantıda "soft turizm" konulu bir konfe- rans veren Yıldız Ünıversi- tesı öğretım üyelerinden Prof. NecatiIncioğlu,Türki- ye'nın yanlış turizm polıtı- kalan yüzünden "çevre çö- küntüsüne" gırdiğını söyle- di. Incıoğlu, "Toplu turiz- me karşı bütün ülkeler al- ternatif arayış içinde. Tür- Idye de sürdürülebilir turiz- mi gündeminealmah" dedi. BAÇEP toplantısında, Türkıye'de yasanan tunzm olayının gıderek kendi ken- dini yok etme süreci ıçine girdiği belirtildi. Verdiği konferansta turizmin tarih- çesinı anlatan Prof. Necati tncioğlu, bugün dünyada 300 mılyon tunstın dolaştı- Nükleer santrala bisikletli protesto İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - "Enerji dayatmacılarına karşı kendi enerjimizi göstere- ceğiz." Nükleer santral karşıt- lannca, Akkuyu'da 5-6 ağustosta gerçekleştirile- cek şenliğe katılmak için dün bisikletleriyle lz- mir'den yola çıkan gençler böyle diyordu. Izmir'den Hüseyin Dev- rim Melekoğlu, Anka- ra'dan Serhat Özbay, Lü- leburgaz'dan Hüseyin Yü- maz, A. Mete Sancakta- roglu tzmir'de toplandılar ve yola çıkmadan önce bir basın toplantısı düzenledi- ler. Kendilerini "bağunsız bir inisiyatif 1 olarak ta- nımlayan çevrecı gençler, amaçlannın nükleer sant- rallara karşı çıkmak bu ko- nuda kamuoyu yaratmak olduğunu söyledıler. Nük- leer santrallann gereklıli- ğimn bilim adamlan ara- sında bile tartışma konusu olduğunu belirten genç çevreciler, "Nükleer sant- rallar politikacılann ve beüi çıkar gruplann dayat- masıyla yaşamımıza so- kulmaya çalışılıyt>r. Ama biz gençler istemezse hiç- bir şey yapüamaz" dedı- ler. tzmır'den Aynntı Kıta- bevi, Lüleburgaz Beledi- ye Başkanı Çetin Yelmez. Mert Bisiklet Sanayii ve TÜBtTAK Enformasyon Müdürü Kubilay Gö- nen'in destek verdiği genç çevreciler 20 gün sürecek yolculuklan sırasında Di- dim, Milas, Bodrum. Gö- kova, Köyceğiz, Fethiye, Kaş, Finike, Kemer, Ân- talya, Manavgat, Alanya, Anamur ve Taşucu'nda mola verecekler. Bin kilo- metrelik yolu bisikletle- riyle aşacak olan gençler 5 ağustosta başlayacak anti- nükleer şenliğe katılacak- lar. ğını, 2 binlı yıllarda Türkı- ye'ye 15-20 mılyon turistın gelmesinin beklendiğine dikkatı çekerek, "Türkiye buna hazır değiL Bu Türki- ye'nin üıtihan olur" dedi. Türkıye'de uygulanan tu- rizm polıtıkalannın yanlışlı- ğına değınirken Pamukkale örneğını veren Prof tncioğ- lu, "Bundan birkaç yıl önce bir panelde, Pamukkalc'ye gelen rurist sayısının sınır- landınlması gerektiğini söy- lediğimde. bana gülmüşler- di. Bugün sınııiamanın dof- ruluğu ortaya çıkn, ama geç kalındı" diyerek şöyle de- vam ettr "Turizm bizde çevreyi öl- dürürken bazı ülkelerde çevreyi kurtarabüıyor. Bu- gün Doğu Afrika'da safari yapınyor ve bundan büyük paralar kazanıhyor. Kazanı- lan paranın önemli bölümü de doğa koruıunasına ayn- lıp, harcanıyor. Bizde ise Pa- mukkale öldürülüyor. Turist öyie istiyor diye yapılan tesis- lerle çevre tahrip ediliyor ve çevre tahrip olunca da o tu- rist başka yere kaçıyor. Bu yüzden bugün Yunan ada- lanna turist gftmryor." Konuşmasında "soft tu- rizm"in yeni bir şey olma- dığını, Iskandinav ülkele- nnde ve Kanada'da yıllardır uygulandığını, Türkiye'ye ise yeni geldiğini belirten Prof. Necati lncioğlu, bu- gün seyahat acentelerinin isteği ile lspanya'nın çok katlı tesisleri yıkarak, ağaç- landınlmış tesisler kurma- ya başladığım söylerken, "Türldye de lspanya gibi be- tonlaşıp, seyahat acenteleri- nin 'yıkın' talimatuu bek- kmemeti" dedi. BBC'nin en pahalı programı Çeviri Servisi - Viktona döneminde, Büyük Afrika imparatorluğunun yaratıcısı Cecil Rhodes'ın yaşamını konu alan televızyon dizısı 10 milyon sterlin ile BBC tarafindan hazırlanan en pahalı program. Dizide 100 Afrikalı aktör ve 100 bın Fıgüran rol alıyor. Güney Amenka'da bir elmas madeni kasabası ve Zulu kabilesi yeniden büyük bir başan ıle yaratılıyor 1853 yılında bir papazın oğlu olarak doğan Rhodes, 17 yaşına geldığjnde sağlık sorunlanndan dolayı Güney Afnka'ya gönderildi. Burada Anglosakson ırkının üstünlüğunü yansıtmak düşüncesi ile Kap Burnu'ndan Kahire'ye kadar bütün kıtayı kırmızıya boyamayı hedefledi. Bu düşüncesini kısmen de olsa gerçekleştırdi 1902 yılında kalpten ölümü, Bor Savaşı'nın sonu ile aynı döneme rastladı. Akciğer kanseri içîn yeni tedavi yöntemi Çeviri Servisi - Akciğer kanserinin ilerlemiş olduğu hastalar ıçın uygula- nacak yeni bir ışınla tedavinin bu ko- nuda son 20 yıldır ulaşılan en başan- lı yöntem oldi'*u belirtiliyor. Beş yıl önce başlatılan deneylerde hastalara günde üç kez sürekli ışın ve- rildi. Sonuçta iyijeşme oranında bir yılda yüzde 60, iki yılda ise yüzde 30'lukbirartışsağlandı. Ingiltere'nin Mount Vemon Hastanesi'nde uygula- nan çok merkezli denemenin şonuç- lan geçen gün lngiliz Onkoloji Der- neği tarafindan kamuoyuna sunuldu. Deneylere öncülük eden Dr. Michele Sanders ve Prof. Stanley Dische'ye göre alınan sonuçlar, yöntemın bugü- ne dek uygulananlardan çok başanlı olduğunu göstenyor. Yeni yöntemin savunduğu kurama göre, hastaya kısa bir dönemde sürek- li uygulanacak ışınla urun içındeki gözeneklerin çoğalmasının önüne ge- çiliyor. Geleneksel ışın yönteminde ise hastaya altı buçuk haftada bir ışın uygulanması gözeneklerin çoğalrna- sına meydan veriyor. Akciğer kanseri denemesinde de- neklerde hastalık ileri bir aşamada ol- duğundan cerrahi bir müdahale olana- gı bulunmamaktaydı. Bas ve boyun kanseri olan hastalar- da ya hastalık cerrahi müdahale için çok ıleri bir aşamadaydı, ya da bu tür bir gınşım hastayı kötûrüm bırakmak- taydı. Yeni uygulama hastahğa daha hız- h yanıt vermekle birlikte bırtakım so- runlan da beraberinde getirdi. Ancak bu sorunlar tasa bir sürede yok oldu. Şımdi hastalann büyük bir çoğunlu- ğu kısa dönemli yeni sağaltım yönte- mıni yeğliyor. Akciğer kanseri Ingiltere'de erkek- ler arasında en yaygın ölüm nedeni. Kadınlarda da sigara içme alışkanlı- ğında görülen artışla birlikte akciğer kanserine yakalanan kadınlann sayı- sında da çarpıcı bir artış gözlendi. Ln- giltere'de akciğer kanserinden yılda 40 bin kışinin yaşamını yitirdiği, eski sağaltım yöntemlerinin bir yılda yüz- de 40, iki yılda yüzde 1S oranında bir iyileşme sağladığı bildiriliyor. isı 41 derece ABD'de çöl sıcaklan: ^ 108 ölü Dış Haberler Servisi - ABD'nın orta ve doğu ke- sımlerinı etkısi altına alan çöl sıcaklanndan ölenlerin sayısının 108'e çıktığı bil- dinldı. Son üç gündür sı- caklığın 40 derecenın üstü- ne çıktığı, orta ve doğu ke- sımlerinde binlerce büyük ve küçükbaş ıle kümes hay- vanınm telef olduğu, aşın sıcaklann mılyonlarca do- lar zarara neden olduğu kaydedıldi. Sıcaklann en fazla etkili olduğu bölge- lerden bın olan Ihnoıs'te en azından 61 kışinin öldüğü belirtildi. Chicago'da bulunan bir köprünün asfaltının sıcak- lan erımesı üzenne, yangın söndürme motorlan yardı- ma çağnldı ve köprüye so- ğuk su püskürtüldü. Aynı gerekçeyle Kansas Cıty'de- kı Missouri ırmağı üzerin- dekı köprünün de trafiğe kapatıldığı belirtildi. Chi- cago'da sıcaklık dün 41 de- receye ulaşarak rekor kır- dı. Kansas City, Chıcago, Teksas ve Oklahoma, ölümlerin meydana geldı- ğı yerler arasmda. Michigan ve Ohio'da ise sıcaklan takiben patlak ve- ren yaz fırtınası sırasında düşen yıldınmdan bir kişı- nin öldüğü kaydedildi. Me- teoroloji yetkilileri, sıcak hava kütlesinin doğuya ha- reket ettığinı ve hafta sonu, aralannda New York'un da bulunduğu kıyı kentlerine ulaşacağını belirttıler. Bu kentlerde sıcak alarmı ve- nldı. Iowa'daki bir hindı çıftligınde 120 bın hındinın yani sıra 150 bın tavuk ve 2 bın 600 büyükbaş hayva- nın telef olduğu belirtiliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle