Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17TEMMUZ 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Imar durumu 4 kat olmasına karşın bazı bölgelerde belediyeler 10 kata kadar inşaat izni veriyor
Altyapısız ve 'imarlr' kentleşme• tstanbul'un sözde
" Gecekondulaşma
eğilimi var" denilen
bölgelerinde imar
durumlanndaki kat
sayılannm birkaç misli
yiikselen 'belediyeden
izinli' iş merkezi
inşaatlan, hem plansız
ve altyapısız
kentleşmeyi
körüklüyorlar hem de su
havzalannda yoğun ve
kirletici yapılaşmaya
öncûlük ediyorlar.
OKTAYEKİNCİ
lstanbuldaki son yağmur
baskınından sonra mikrofo-
nun başına geçen hemen
tûm yetkililer, kentin plan-
sız geliştiğinden yakındılar
ve bu nedenle altyapının
yetersiz kaldığını açıkladı-
lar.
Hele bu yetkililer. örne-
ğin şimdiki tstanbul Bü-
Beykoz üçesine bağh Kavacık bölgesindeki 10 ve 12 katfa bu dev iş merkezi inşaatlan, nazım planda
havzası bölgesine sözde 4 katiı imar izni verüerek yükseliyorlar.
yükşehir Beledıyesi ya da ilçe beledıyele-
ri gibi göreve henüz 'yeni gehniş' ıseler bu
tür saptamalanna 'önceki yönetimkrin ku-
surlannT da eklemeyı ihmal etmedıler.
Örneğin Recep Tayyip Erdoğan'a göre
îstanbul yıllardır plansız bırakılmış, altya-
pıya ıse hıç önem verilmemışti. Bu olum-
suz birikımin yarattığı yagmuı felaketin-
den de kendileri sorumlu olamazdı...
Erdoğan'ın bu açıklaması, elbette ki
yanlış değil ve yine tstanbul'un bugün
karşt karşıya bulunduğu şehircilik sorun-
lanndan tek başına sorumlu rutulması da
doğru değil.
Ancak gözden kaçan çok önemli bir sü-
reç var ki o da şimdiki yönetimin, özellik-
le 'plansız ve altyapısız kentleşme' konu-
sunda öncekılerden hiç de geri kahr bir
durumda olmaması.
Tam tersine. tstanbul'un genel nazım
plan ilkelerine aykın yapılaşma. bu kez
çok daha özgürce ve hızla devam ediyor.
Su havzalannda koruma hukukuna ve yi-
ne nazım plan kurallanna aykın olarak
kaçak binalann yanı sıra artık 'ruhsatiı in-
şaatiar'da yükseliyor.
Yeni belediye yönetimleri, eski yönetim
dönemlerinde onaylanan, ancaİc şimdi
yargı kararlanyla iptal edilen, iptal gerek-
çeleri ise lstanbul'un kentsel yaşam kay-
naklannı imara açarak tahnp etmek olan
planlan düzeltmek yerine, ısrarla 'yürür-
lükte" rutmaya gayret ediyorlar. Son ola-
rak Şışli'deki eskı tETT Garajı arazisinde
yaşanan tartışmada da görüldüğü gibi yi-
ne planlama ilkelerine ve altyapı yetersiz-
liklerine kulak asmadan, 1985'İerin proje-
lerine dört elle sanlıp her boş bulduklan
kamu arazısıne 'rant tesisi' kurmanın ön-
ağaçlandınlacak alan olarak gösterilen su
derliğini yapıyorlar.
Bütün bu gelişmeler gösteriyor ki son
yağmur baskınından sonra plansızhğın ve
altyapısızlığın Istanbul'u yıllardır rutsak
aldığını belirten 'yeni' yöneticiler doğru-
yu söylüyorlar, ama aynı yanlışı bu kez
'yeni yöntemlerle' de sürdürmekten geri
kalmıyorlar.
Bu yeni yöntemler arasında ise yine ön-
ceki dönemlerde onaylanan kimi sakıncalı
imar planlanndaki. örneğin 4 kat imarlı
yere 8 kat inşaat izni vermek, yani eski
bir yanlışı en az iki katı yanlışla ruhsata
Ege kıyısı, bir mutluluk reçetesi
AYDIN ENGtN
Mutlu olmak aslında. samldığı kadar zor değil. Hatta
öğütlerime uyarsanız çok kolay. Şimdi dikkatle izleyin.
Tek koşul kararlı olmak. Kararlı, ınatçı ve arsız.
tlk önce yazıişleri müdürûnün, odasında yalnız oldu-
ğu bir anı kollar ve içeri dalarsıruz. Bu sırada, sıradan
bir muhabirin reddedilmeye alışmış yüzünü değil, araş-
tırmacı-gazeteci denen tiplerin somurtuk ciddiyetini ta-
kınmalısınız. Odaya hızlı adımlarla girersiniz ve yazıiş-
leri müdürünün "Hayrola, ne var ?" filan demesine ola-
nak vermeden söze girersiniz:
- Şef, ağuiıklı olarak iç turizme dönük bölgeierde tu-
ristik hareketlerin makroekonomik etkileri üstiinc bir
araştrrma dizisi hazırlıyorum. Tatil dönemi başlamadan
bir gözlem gezisi için şöyle bir kaç günlüğüne... dersiniz.
Yemez tabii.
- Abi tatil çoktan başladı. Bu bir. tkincisi ve daha
önemlisi "Türkiye'de gençlik hareketlerinde değişen de-
ğerler" konulu dizryi hazuiayacaknn. Hiç ses çıkmıyor
ondan.
Püskürtüldünüz.
Odadan çıkar ama teslim olmazsınız. Ne demiştik:
Mutlu olmak için ana koşul kararlı olmaktır. Kararlı.
inatçı ve arsız.
Kendi kendinize uGtdecegim yerde yüzen, plaj voley -
bohı oynayan gençler elbette vardır. Onlan gözlerim. Bu
göztemler. müdürün sözünfi ettiği Allah'ın belası diziye
biraz renk katabilir'' dersiniz ve perşembe öğleden son-
ra arabanın burnunu güneye çevirip gaza basarsınız.
Mutlu olmanın kararlılık koşulunu gerçekten benım-
sediyseniz Yalova-Bursa arasında. sollayanlan sollayan
kamikaze sürücülere kafayı takmazsınız. Ama Bursa-
Balıkesir etabında uzun bir konvoy oluşturmuş ve uzun
yokuşu saatte 20 kilometre hızla tırmanan kamyon sü-
rücülerine aynı anlayışı göstermezsiniz. Çünkü onlar şu
anda 'mutluluğu geciktiren birer dûşman'dırlar artık.
M)llarsınız. Solladığımz konvoy uzun olduğundan kar-
şıdan gelen araçtan kaçmanız zordur. Kannızdan fırça
yersiniz. Aslında sizin de bir trafik magandası olduğu-
nuza ilişkin komplimanlar duyarsınız. Teslim olmayın
ve gaza basmaya devam edın. Mutlu olmanın koşulla-
nndan biri de arsız olmak değil mıydı ?
Balıkesir'e vannca bu kez arabanın burnunu batıya
çevirin ve gaza basmaya devam edin. Çilenin sonuna
geldiniz. Sıkın dişinizi. Mutluluk tvrindi kavşağını ge-
çince uç verecek. Kararlıysanız o da olur ve tvrindi
kavşağını geçersiniz.
Ege patlar. Savaş gibi, banş gibi. sevinç gibi patlar
Ege. Hayır henüz deniz görünmemiştir. Ama artık sağı-
nız solunuz zeytın, pımal, bodur meşe, mersin, böğürt-
len ve kekiğe kesmiştır. Dört günlük kaçamak tatilin
sonunda kaçınılmaz olarak gelecek olan "Abi kaç gün-
dür gorünmedin gazetede. Neredeydin" sorulanna yanıt
aramaktan vazgeçersiniz. Mutluluk koku. renk, ses ve
rüzgâr olmuş damarlannızda yayılmaktadır.
Az sonra, Havran'a ulaştığınızda mutluluğunuz taçla-
nır: Ege, bütün denizlerin en eskısi, en güzeli ve büyü-
Kimi denizler soğuktur. Ege serin. Kimi denizler dalgalıdır.
Ege köpüklfi. Kimi denizlerde rüzgâr eser. Ege'de imbat
lüsü kıyıya kadar sokulmuş zeytin ağaçlanyla öpüş-
mektedir.
Arabanın burnu yeniden güneye. Ama artık gaza bas-
mak yok. Traktörlen bile sollamak yok. Ege'desınız
Ege'de. Her saniyenin tadını çıkararak. ağır ağir Burha-
nıye'yi, Ören'i, Gömeç'i, Ayvalık'ı geçersiniz. Ege. de-
nız değil Ege, bir görünür. bir kaybolur. Ama siz hep
bilirsiniz, sağınız, şu tepenin, o zeytinliklerın ardı
Ege'dir. (Deniz değil Ege. Deniz bir çalkantıh sudur.
Ege bir büyü, bir masal, ak köpüklü bir şiirdir. Farkı
fark edin ve sakın unutmayın).
Ayvalık'ı geçtikten az sonra Ahmova sapağına gele-
ceksiniz. Arabanın burnu bir kez daha batıya. Ege ora-
da sizi bekliyor.
Arkadaşınızın evine eşyalannızı çabucak bırakırsı-
nız. Selam sabahı kısa kesersiniz. Bir yandan konuşur-
ken bir yandan mayonuzu giymeyi becermeniz gerek.
Mutlu olmak kolay değil. Çaba ve hüner ister.
Sonra kıyıya inersiniz. Kimi denizler soğuktur. Ege
serin. Kimi denizler dalgalıdır Ege köpüklü. Kimi de-
nizlerde rüzgâr eser. Ege'de imbat.
Şimdi (An şimdi. O an geldi işte. Şimdi) yüzünüzü
Midilli'ye dönün. Hani şu karşınızda uzanan, seslense-
niz duyulacak, taş atsanız ulaşacak kadar yakında ve
karşınızda uzanan Midilli'ye. Sonra ağır ağır yürüyün.
Önce ayaklannız ıslanır. Sonra atın kendinizi suya. Yo-
ruluncaya kadar, sert kulaçlarla açılın. Açılın, açılın,
açılın. Şimdi durun. Karşıya bakın. Midilli. Sapho'nun
adası. Varsa dağarcığınızda. Sapho'dan, o haz değir-
mencisi bilge kadından bir kaç dize mınldanın: Kork-
ma küçüğüm / Gel sanl bana / Bu gfineş, bu deniz büyü-
Ifidûr / Korkma güzelim / Gel sanl bana / Sevghi, hazzı
ve sevinci imhikleyelim / Burda güneşin atanda / zeytinin
gölgesinde / bu denLrin kıyıstnda.
Mıdılli'ye doydunuz mu, sağa çevirin başınızı. Kaz
Dağlan ileride belli belirsiz. tster Paris'in kaz güttüğü
yamaçlan düşleyin, ister Sabahattin Ali'nin Sankız
Mermerleri'ni anımsayın.
Sola çevirin başınızı. Az ötede, o burnu aşar aşmaz
Dikili. Siz Ege sardalyası ile Marmara sardalyası ara-
sındakı farkı bilir misinız'' Sorunun en güzel yanıtı Di-
kili'de alınır. Aklınızda olsun. Ama o kadar. Siz
Ege'nin koynunda ağır ağır yüzmeye devam edin. Bu
laciverde çalan mavi su, bu ruhlan antan ak köpükler,
bu yüzünüzü usul usul öpen imbat...
Yazının başlığını anımsayın şimdi. Mutlu olmak ha ?
Mutluluk bu değilse nedir ki ?
Pazartesı günü gazeteye gidince Ege güneşinin yaktı-
ğı yüzünüzün ve içlerinde Ege Denizi ışıldayan gözleri-
nızin sizi ele vereceğini bilirsiniz ve artık bu umuru-
nuzda bile olmaz.
Yatın sırtüstü denizin üstüne. Midilli'ye bakın örne-
ğin ve varsa dağarcığınızda Sapho'dan dizeler mınlda-
run.
Mutlu olmanın reçetesi bu kadar. Olanağınız varsa
hemen deneyin. Yazıişleri müdürünün odasına güvenli
adımlarla yürüyün ve...
Yok beceremeyecekseniz, bu sabah bir gazetecinin
sızler için gecesini gündüzüne katarak. yüzlerce kilo-
metre araba kullanarak, yakıcı güneşte, ıslak ve rutu-
betlı sularda çabalayarak hazırlâdığı bu yazıyı okuyun
ve mutluluktan hiç olmazsa pay alın.
Gazeteci bunun için teşekkür beklemiyor. Onun gö-
rev bilinci gelişmiştir ve okuyucular için yapmayacağı
fedakarlık yoktur.
Hükümet, kamu işçisinin haftalık çalışma süresini 40 saatten 45 saate çıkarmayı hedefliyor
Daha fazla çahşma, daha az prim
îGtNEŞGÜRSON
; ANKARA - Kamu sektöründe çalışan
680 bin işçi adına sendikalarla pazarlık
masasına oturan hükümet, 'ek ödeme' ni-
ieliğinde ortalama yüzde 5.41 oranındaki
îicret zammının yanı sıra çalışma süreleri-
)ıi arttırma ve primleri kaldırmada ısrarlı
'f 'tumunu koruyor. Tanm Bakanlığı işyer-
lerinde örgütlü olan Tanm-lş Sendikası,
•27 idari maddede uyuşmazlığın giderile-
memesi ûzerine, 3 gün önce grev karan
kldı. Sendikayı grev karanna götüren an-
}aşmazlık maddelen arasında, haftalık ça-
lışma süresinin 40 saatten 45 saate çıka-
nlması ve mevsim şartlarına göre yeniden
düzenlenmesi; 3 saatlik fazla mesai öde-
melerinin kaldırılması ve ikramiyelerin
."çabşılan süre ile orandlı hale getirilmcsi"
pnerileri bulunuyor.
i Tanm-lş Sendikası, Tanm Bakanlı-
ğı 'nın 1034 merkez ve taşra teşkilatı ile
Tanm tşletmeleri Genel Müdürlüğü ve
bağh 38 tanm işletmesi müdürlüğünde
çalışan toplam 22 bin 500 işçi adına Türk-
Iş içınde ilk grev karannı 3 gün önce aldı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanh-
f:ı'nın 'resen yetid beigesi' verdiği Tanm-
ş Sendikası ile Tühis arasında. TtGEM
sözleşmesi kapsamındaki 47 madde üze-
rinde anlaşmaya vanlmasına karşın 26
maddede uzlaşma sağlanamazken Tanm
Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatı işyer-
lerindeki pazarlıkta 54 maddede anlaşma
sağlandı, 27 madde ıse uyuşmazlıkta kal-
dı. Işverenin sunduğu, ancak Tanm-lş'ın
kabul etmediği idari maddelerden bazılan
şöyle sıralandı:
- Sözleşme kapsamı dışında bırakılan
pozisyonlara. sulama işçilerinin eklen-
mesi.
- Bir önceki mevsimde işyerinde çalı-
şan mevsimlik işçiler, yeni iş mevsimi
açıldığında, kıdem, ehliyet, liyakat du-
rumu dikkate alınarak işe başlama ta-
rihinden en az 15 gün önceden PTT ka-
nalı ve taahhütlü mektupla işe davet
edilir. Süresinde işe gelmeyen mevsim-
lik işçiler, iş akitlerini kendileri feshct-
miş sayılırlar ve geçmiş hizmetleri için
işverenden hiçbir hak talebinde bulu-
namazlar.
- 'Mevsim gereği boş durumda kalan iş-
çiler zorlayıcı sebeplerin olması halinde,
ehliyet ve pozisyonuna bakılmaksızın, iş-
verenin uygun göreceği işlerde çalıştmlır'
ibaresinin eklenmesi.
- Haftalık 40 saat olan çalışma süresi-
nin 45 saate çıkarılması.
- Çalışmalann izinle takas edilememesi.
- Tabii afet halinde avans ödenmeme-
si.
- Işçilere 6 ayda bir el havlusu verilmesi
hükmünün sözleşmeden çıkanlması.
- Çalışma sürelerinin mevsim şartla-
rına göre yeniden düzenlenmesi istene-
rek İş Kanunu'na tabi olmayan işyerle-
rinde işveren veya vekili yıllık çalışma
saatlerini 45 saat üzerinden hesaplar.
Sendika temsilcilerinin görüşünü ala-
rak mevsimine, iş durumuna, işin ma-
hiyetine göre yılın 3 ayı için 10 günde
10 saat, 6 ay için de günde 7.5 saat, 3 ay
için ise 5 saat olarak düzenlenmesi.
- Mevcut madde metninde bulunan faz-
la mesai için önceden haber verme ve faz-
la mesai ücretlerinin mutat ödemelerle
bırlikte ödenmesı ^artı kaldınlarak geçici
görevle başka işletmelere gönderilen işçi-
lerin fazla mesai alması ve işletme dışı
yük ve yolcu taşıyan araç sürücülerinin
aldığı 3 saatlik mesailerin kaldınlması.
- Işyerine geçici görevle gelen işçilere
yatacak yer temin edilmesi hükmünün
kaldınlması.
- Işçinin yıllık izni mevcutsa, 7 işgünü
idari iznin verilmemesi.
- tşçilerin 52 günlük ilave tediye (ik-
ramiye) alacağına iHşkin ibarenin söz-
leşmeden çıkarılması. İkramiyelerin,
çalışılan süre ile orantılı olarak öden-
mesi.
- Kamu kuruluşlarına ait dinlenme
kamplannın satışı söz konusu olduğun-
dan, bu maddenın sözleşmeden çıkanlma-
sı.
- İşyerlerinde memurlar gibi servis
taşıtından parasal katkı yaparak yarar-
lanılması.
- Hastalık ve malulıyet halinde SSK hü-
kümleri uygulanması.
- İşçilerin işletme üretiminden fay-
dalanmalarına ilişkin maddenin sözleş-
meden çıkarılması.
bağlamak da önemli bir
yer rutuyor.
Rumeli yakasından Ana-
dolu yakasına Fatih Sultan
Mehmet Köprüsü'yle ge-
çip hemen ilk çıkış olan
Kavacık Köprüsü'ne ayn-
lanlar, buradân Beykoz yö-
nüne döndüklerinde kendi-
lerini inşaat halindeki yeni
bir gökdelenler bölgesinde
sanıyorlar.
Yan yana sıralanan ve
her nedense hemen tümü
betonarme karkas olarak
kaba inşaat halinde satışa
çıkanlan bu yüksek iş mer-
kezi binalan, bulunduklan
yeşil yamaçlann hemen ar-
kasındakı vadiye gizlenmiş
Elmalı Barajı'nın su topla-
ma havzasına aıt 'koruma
bölgesi'nde yükseliyorlar.
Nitekim bu nedenle de yi-
ne bu yüksek inşaatların
yer aldığı kesimler. 1 '50
bin ölçekli 'İstanbul Nazım
Ptam'nda 'ağaçlandınlacak
bölge ve rekreasyon ala-
nı'nda kalıyorlar.
Su havzasındald iş
merkezleri
Biraz daha dikkatli ba-
kıldığında Elmalı Bara-
jı'nın yakınlarına dek
uzandıkları hemen fark
edilen bu altyapısız dev in-
şaatlar, sözüm ona 1990 ve
1991 tarihlerinde onayla-
nan 'Anadoluhisarı Islah
tmar Planı'na göre beledi-
yeden ruhsat almışlar.
'Sözüm ona' diyorum.
çünkü bu tür planlara iliş-
kin yasalara göre 'mevcut
gecekondulan ıslah etmek
için'düzenlenen planlarda
4 kattan daha yüksek imar
izni verilemiyor. Oysa bu
10 katlı iş merkezlerinin
yükseldiği alanda zaten ıs-
lah edilecek gecekondular
falan da bulunmuyor.
Tapu kaydı tstanbul ili,
Beykoz ilçesi, Kavacık
Mahallesi 16/5 pafta, 987
ada olarak belirlenen bu
imarh(!) inşaatlar, 1/50 bin
ölçekli nazım plana zaten
aykın olan 'düzmece' bir
ıslah imar planındaki yine
temelde yasadışı niteliİc ta-
şıyan imar koşullanna bile
hiç uyulmadan, üstelik 'ah-
yapısı da tümüyle yetersiz'
bir şekilde acaba nasıl böy-
lesine 'özgürce' yükseli-
yorlar?
Bu inşaatlann belediye-
deki ruhsat dosyalannda, 4
katlı imar durumu belgesi-
nin dışında 'ilave 6 kat için'
acaba başka türlü izin bel-
geleri de mi yer alıyor?
Yoksa bizim haberimiz
yokken yeni bir yasa çıktı
da tstanbul'un su havzala-
nnda artık gökdelenlere de
plansız ve altyapısız olarak
ruhsat verilebileceğini mi
hükme bağladı?
Ruhsat dosyalan
incelenmeli
Öyle görünüyor ki bu ta-
lihsiz kenti yönetenler, is-
ter işbitirici ve liberal, ister
demokrat. isterse de Al-
lah'ın en sevgili kullan ol-
sunlar. arazi yağması ve
toprak rantı karşısında di-
rençli olamadıktan sonra
ne içme suyu havzalannı
koruyabilecekler ne de
yağmur baskınlanndan yi-
ne bu kenti kurtarabilecek-
ler. tSKt Genel Müdürü,
çay bardağıyla yüzünü bu-
ruştunnadan musluk suyu-
nu içme kahramanlığını
göstereceğine. önce gitmeli
ve havzalardaki ış merkez-
lerinin ruhsat dosyalannı
incelemeli.
Recep Tayyip Erdoğan
ise eğer kalan 3.5 yılını da
hep 'geçmişten yakınarak"
geçirecekse, hiç değilse şu
geçen 1.5 yıldan sonra yine
o eski yanlışların şımdı
'ikiye katianarak' sürmesi-
ne göz yummayı artık bir
kenarabırakmalı...
CUMHURIYETTEN
OKURLARA
ORHAN ERİNÇ
Aydınlarımız ve
Şanssızlığımız
Ülkemiz, aydınlanmız yönünden şanssız bir dö-
nemden geçiyor.
Kimilerini, yasalanmızın hukuk ilkelerine ters düşen
hükümleri yüzünden doğal yaşam ve üretim süreç-
lerinden koparıp hapishanelere kapatıyoruz, kimileri
de bizleri bırakıp gidiyorlar.
Aziz Nesin'in ardından önce Mehmet Ali Aybar*ı,
sonra da yazılannı Cumhuriyet'te de izlediğimiz Bil-
ge Karasu'yu yitirdik.
Çok bilinen birdeyimin Türkçesi ile 'bilineni duyur-
mak' olacak, ama insan yinelemeden edemiyor. Ken-
dilerini yitiriyoruz, ama yapıtları ile yaşamlarını sürdü-
recekler. Gelecek kuşaklan, hem ülkemizi hem de inr
sanlarımızı, tanıklık ertikleri dönemlerdeki gelişme ve
gerilemeleri aktararak aydınlatacaklar.
Geçen hafta verdiğimiz Aziz Nesin özel eki büyük
ilgi topladı. Bütün çabalanmıza karşın telefon ve faks-
lanndan Cumhuriyet'i bulamayan okurlanmız olduğu-
nu öğrendik. ama isteklerinı giderememek gibi bir
durumla karşı karşıya kaldık. Bu nedenle perşembe
günleri verdiğimiz Kitap Ekimizi, bu hafta Aziz Nesin'e
ayırdık. Aziz Nesin'in ozan, oyun yazarı, mizah yaza-
n kimlıklerı ile yazınımıza armağan ettiği yapıtlanndan
örnekler, kitaplannın tam listesi ve yazaryönü ve ken-
disini anlatan dostları ile uzmanlann görüşlerini, bu
perşembe günü Kitap Ekimizde bulacaksınız.
Cuma günü de okurlanmıza ayrı bir armağanımız
olacak: 'Mehmet Ali Aybar ve Sosyalizm özel Eki'.
Ülkemızdeki sol görüşün ilk önderterinden olan Ay-
bar'ı hem kendi yaşamı hem de sosyalizmin ülkemiz-
deki serüveni ıçindekı yeri ile sizlere sunacağız. Sa-
vaşım arkadaşları ile dostlannın kaleminden çıkan
yazıların yanı sıra kızı Güllü Aybar'ın babasını anla-
tan yazısı da özel ekimizde yer alacak. Ekimizin
önemli yönlerinden birini de Aybar'ın özel arşivinde-
ki fotoğraflann yer alması oluşturuyor. Babasının özel
arşivıni kullanmamıza izin veren Güllü Aybar'a teşek-
küıierimizi sunuyoruz.
•
Anayasa değişikliğinde kınlmasına alıştığımız umut-
lar, yeniden yeşermiş gibi görünüyor. CHP Genel Baş-
kanı Hikmet Çetin'in girişimi ile yeniden sağlanan
olumlu havanın, bu kez başanya ulaşıp ulaşmayaca-
ğını bir değişiklik olmazsa yarın yapılacak TBMM gö-
rüşmelerinde ızleyeceğiz. Görüş birliğine ulaşılmasü-
recini parlamentodaki arkadaşlarımız Türey Köse,
Ayşe Sayın ve Dürdane Kocaoğlu izlediler. Bu ara-
da TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, CHP Ge-
nel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin,
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ve DSP Genel
Başkanı Bülent Ecevrt'in anayasa değişikliğine iliş-
kin görüşlerini de özel röportajlarımızla sizlere aktar-
dık.
•
Süt Endüstrisi Kurumu'nun (SEK) özelleştirilmesin-
deki yöntem, kamuoyunda tepkiyle karşılandı. Anka-
ra Büromuz ile Ekonomi Servisimiz, üreticilerin ve çe-
şitli meslek odalarının değerlendirmelerini aktanp
SEK'in ülkemiz ekonomisindeki önemini yansıtan bir
araştırma hazıriadılar.
•
Doğu ve Güneydoğu'da boşalan ya da boşaltılan
köylerle ilgili olarak başlatılan 'Köye Dönüş Pro/es/'ni
arkadaşımız Ayşe Sayın, tüm yönleri ile araştırdı.
Projeye karşı çıkan üst düzey yöneticilerin görüşleri-
ni de yansrttık.
•
Dünya Bankası, hazırladığı bir raporla PTT'nin Tsi-
ne ilişkin özelleştırme çalışmafannı onaylamadığını
hükümete iletti. Bunun üzerine Telecom'un satışı dur-
duruldu. Bu özel haberimiz de arkadaşımız Esra Ye-
ner'indi.
•
Etkinliği giderek artan mafyanın çeşitli sektörterde
yaptıklan, haftanın Cumhuriyet gündeminde yer aldı.
Turizmdeki mafyayı Evin Göktaş, gübrede adı pek
duyulmamış olan mafyayj Ergûn Aksoy, servis araç-
lan mafyasını da Yusuf Özkan yazdılar. Halil Nebi-
ler de devletin boşluğunu mafyanın doldurduğunu ör-
neklerie vurguladı.
•
Önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir haf-
ta geçirmeniz dıleği ve saygılarımızla.
TARSUS 1. SULH HUKüK
MAHKEMESİ
Sayı: 19953
Davacı Hamza Sever vekili tarafindan davalı Sedat
(Salih) Gültekın aleyhıne açılan ızaleyi şüyu davasının
yapılan yargılaması sırasında:
Davalılardan Sedat (Salih) Gültekin ile Hatice Gülte-
kin'ın yapılan soruşrurmaya rağmen adreslen tespıt edi-
lemedığmden davalılara ilanen tebligat yapılmasına ka-
rar verilmiş olup davalılann hissedâr bulunduğu dava
konusu Tarsus Fevzıçakmak Mahallesi 224 ada, 72 par-
sel sayılı taşınmazla ılgıli olarak davalılann duruşmanın
bırakıldığı 3.8.1995 günü saat 09.00'da gelerek beyan-
da bulunmalan veya kendılennı bir vekılle temsıl ertır-
melen, aksı takdirde gıyaplannda karar verileceğinden
işbu ilan dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğı yö-
nünden davalılara ilanen teblig olunur. 24.5.1995
Basın: 26779
TASARRUF SAHİPLERİNE DUYURU
GARANTt MENKUL KIYMETLER A.Ş.
BİRİNCÎ YATIRIM FONU İÇ TÜZÜK DEĞÎŞIKLİĞİ
Garanti Menkul Kıymetler A.Ş. Birinci Yatınm Fonu tçtûzügü'nün 1.2., 2.2., 2.3., 2.4.. 6.1.,
7.4.. 7.5., 8.3.2., 8.9., 9.5., 11.1., 5.5. maddeleri yeniden dûzenlenmiş aynca. içtüzüğe 5.11., 7.14.
maddeleri eklenmiş olup, onay talebiyle Sennaye Pıyasası Kurulu'na başvurulmuştur.
Içtüzük değışiklığiyle bırlikte:
a) Fon A lipi fondan A tıpı olmayan fona dönüştürülecek
b) Kurucu, Garanti Yatınm ve Ticaret Bankası ile yapacağı aracılık sözleşmesine dayanarak
katılma belgelennın alım sahmını ilgili kuruluşa yaptırabilecek.
c) Garanti Yatınm ve Ticaret Bankası'ndan. yatınm danıştnanlığı hızmeti alınabılecek.
d) Yatınm Fonu portföyünde bulunan sabıt getırilı menkul kıymetlenn degerleme gününde
Borsa'da oluşacak ağırlıklı ortalama fıyatla degerlendinlecektir.
e) Katılma beigesi satın almak veya elden çıkarmak isteyen yatırımcılar. Garanti Menkul
Krymetler A.Ş.'nin merkezıne veya ilan edeceğı katılma beigesi alım satımının yapılacagı diger
yerlere iş gûnlerinde 9.00 ile 12.00 saatleri içınde başvurarak, bu ıçtüzûkte belırtilmiş olan esaslara
göre saptanan fiyat üzerinden alım ve satımda bulunabıhr.
f) Fon A tıpi olmayan fona dönüştürüleceğinden dolayı. yatınm fonu portfoyünden ihtiyat fonu
aynlmayacaktır.
g) Devlet il özel idareleri, Kamu Ortaklığı Idaresı ve belediyelerin sermaye piyasası araçlannın
toplam değeri, fon portföy değerinin en çok %100'ü olabilecektır.
h) Özel sektör sennaye piyasası araçlannın, toplam değeri fon portföy değerinin en çok
%100'ü olabilecektir.
ı) Saklayıcı kuruluş olarak sadece tMKB Takas ve Saklama A.Ş. kullanılacaktır.