Katalog

SAYFA CUMHURİYET 6HA2İRAN1995SALI OLAYLAR VE GORUŞLER Ulusumuza bofcumuz. Atatürk ve cumhuriyete saldınlar sürerken Atatürk'ün partisi CHP'nin üst yönetiminin suskun kalmasını anlamak zor olmaktadır. Anlaşılamayan bir başka konu ise Türk Tarih Kurumu Başkanı'nin Atatürk karşıtlanyla haksız zemlnlerde aynı görüşleri gönüllü paylaşımıdır. Atatürk'ün kurduğu kurumun başmda bu görüşte birinin bulunmasmı talihsizlik sayıyoruz. TANJU ERDEM Emekli Amiral S on günlerde bazi özel TV ve gazetelerde 73 yıl önce yur- dumuzdan işgaîci emperya- list güçleri kovarak 'liusal Kurtuluş'u sağlayan. bağım- sız Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran, onun sonsuza dek gelişerek say- gın, çağdaş ve gönenç dolu bir düzeyde yaşamasını sağlayacak devrimler yapan büyük Atamızı, yaşayan kuşaklann gön- lünde küçük düşürmeye, ilkelerini etkisiz kılmayayönelenbirdizi "faaHyeT'etanık olunmaktadır. Bu faaliyetlere: 1) Ulusal Kurtuluş mücadelesini Sultan Vahdet- tin'in başlattığı. Mustafa KemaJ'i Ana- dolu'ya bu maksatla gönderdiği. 2) Res- mi tarihin bu gerçekJeri değışrirdiği, 3) Ulusal Ant'ın (Misak-ı Milli) Osmanlı Mebusan Meclisi'nce kabul edildiği. Mustafa Kemal'le bir ilgisi olmadığı, 4) Cumhuriyet döneminin bir diktatörlük ve zu)üm dönemi olduğu, Osmanlı yöneti- minin demokratik biryönetım olduğu, 5) Atatürk'ün ve Cumhuriyet'i oluşfuran il- kelerin vaktinin geçtiği. 'yeni dünya dû- zeni'nin tek kuruplu bir süper gücün gö- zetim ve denetimi alnnda ekonomının ka- pıtalist bir düzen \e çokuluslu şirketler aracilığıylaküreselleşeceği. siyasal. aske- ri sistemlerin, etik degerlerin ona göre şe- killeneceği: bu itibarla 'tam bağımsızİık ilkesTnin geçerli olamayacağı; ernık. dı- ni kimliklerin toplum yaşamında ön pla- na geçeceği vb. görüşler örnek olarak gösterilebılir. Bunlan Türk halkına yeni gerçekler, yükselen değerler olarak sunanlar genei- de üç kategoride toplanmaktadırlar. Bun- lar: 1) Atatürk'ün, Türk toplumunun'her alanda özgürce ilerlemesi, insanlık aile- sinde saygın ve güçlü bir konuma ulaşa- bilmesi için ulusun ve devletin yaşamın- da laiklik ilkesini koymasını kabullene- meyip şeriatı savunanlar, 2) Cumhuriyetin despotik bir askeri re- jim olduğunu ileri süren ikinci cumhuri- yetçiler, 3) ABD'nin Türk politikasını yönlen- dirmeye çalışan bir kısım bilım adamı. diplomat ve ıstihbaratçılan ve bunlann ıçimizdeki işbirlikçileri olarak tanımlana- bilirler. Osmanlı Imparatorluğu'nun çökmesi asamasında da benzeri insan manzarala- nna tanık olunmuştur. Acı olanı düşünce özgürlüğü adına. bu kişilerin ulusal çı- karlara karşıt. gerçekleri saptıncı. toplu- mu yanlış etkileyebilecek düşünce ve tel- kinlerine bir kısım medyanın aracı oluşu- dur. Hemen belırtelim: tlen sürülen sav- largerçeklenn ışığındaboş sözlerden iba- rettir. 1) Mustafa Kemal Paşa 9. Ordu müfet- tişliğine, 21 Nisan 1919tanhlı tngılizno- tasının gereği yapılmak üzere; Samsun bölgesi ve Doğu Anadolu'da asayişin te- sisî, silahlann toplanması, şüralann kapa- tılması maksatlanyla atanmıştır. Ulusal mücadeleyi örgütlemek üzere yola çıkar- ken asıl maksadını vkdanında bir sır gi- bi saklamış, venlen göre\ leri yapacağı konusunda güven uyandırmıştir. İzmir'in Yunanlılarca işgalini protesto için ilk tep- kiyi 26 mayısta Havza'da gösterirken, bu- nu ülkenin bağımsızlığı, saltanat ve hila- fetin saldınlardan korunması için yaptı- ğını bildirmiş, sultanabağlılığinı ifadeye özen göstermiştir. Ne var ki. 8 Haziran 1919'dahükümetçe İstanbul'açağnlmış. 8 Temmuz 1919'da padisahın iradesivle memuriyetine son verilerek (stanbul'a dönmesi istenmiştir. Ünıformasını çıka- np bir ferd-i millet olarak kendini ulusu- nun kurtuluşuna adadığında bu kez, 5 Ni- san 1920"de Sultan Vahdettin'in hattı hö- mayunu ve Şeyhülislâmın fetvasıyla eşkı- ya ve asi ilan edılip ölüme mahkûm edil- miştir. Belgelere dayanarak yapılan bu lasa açıklamalar Vahdettin'in daha başın- dan itibaren Ulusal Mücadeleye bakış açısını ortaya koymaktadır. Sultan, Mus- tafa Kemal'in önderliğindekj ulusun kut- sal başkaldınsının saltanatı kaldınp cum- huriyeti kurmaya yönelecek bir devnm hareketi olduğunu sezmiş, buna karşı iş- galci güçlerle sürekJi işbirliği yapmış, za- ferin kazanılmasının ardından İngiliz devletinin korumasına sığınarak, bir Jn- giliz zırhlısı ile vatanını terketmiştir. 2) Türkiye"de tarih. bilımsel yöntemler- le Cumhuriyet döneminde ele alınmış, üniversitelerde tarih kürsüleri. Türk Ta- rih Kurumu. Genelkurmay Askeri Tarih Başkanlığı kurulmuştur. Türk ve Anado- lu tarihi derinlemesine araştinlmıştır. 1950'lerde ve sonrasında, Osmanlı Impa- ratorluğu'nun son dönemi, Ulusal Müca- dele ve sonrası, o dönemi yaşayanlarca belge. anı ve yorumlara dayanarak yüz- lerce yapıt halinde özgürce yayımlanmış- tır. Bu durumda, "devlet tekeiinde gü- dümlü bir resmi tarih"in varlığını savun- ma; ulusu tereddüde düşürme; birliğini, bilincini, övünç ve onur kaynaklannı tah- ribe yönelik haksız bir iddia değil midir? 3) Ulusal Ant'ın taslağının Erzurum ve Sıvas Kongreleri'ndegeliştirilen fıkırle- nn ışığında Mustafa Kemal tarafından kaleme alındığı v e Heyet-i Temsiliye üye- lerince imzalanarak Meclis-i Mebusan'a gönderildiği. oradapek az değişikliğe uğ- rayarak kabul edildiği tarihsel birgerçek- tir' 4) Cumhuriyet, 1945 yılına kadar bir ulusal demokratik devrim hareketidir. Bu dönemde ulusal iradeye dayanan bır yö- netımle, aklın ve bilimin rehberliğinde her alanda ulusal ve evrensel değerlerle ulus-devlet yapılandınlmıştır. Böyle bir dönemin gerileyıp, yozlaşmış teokratik bir mutlakıyet idaresiyle demokrasi açı- sından mukayesesi yapılabilir mi? 5) Batı emperyalizminin ve kapitaliz- mınin süper gücü ABD. 'ulusal kurtuluş hareketleri'ni, 'mazlum ülkelerin uyanı- şı'nı, komünizmle eşdeğer sayan bir an- layışın sahibıdır. Bu alanda 'öğretTler (doktrinler) geliştirmıştır. Bu itibarla tek kuruplu bir "yeni dünya düzeni'nın lıder gücü olarak Atatürk dönemi degerlerinin vaktinin geçtiğini savunacak, etnik ve di- ni aynlıklan körükleyecek. gelişmekte olan ülkelerin bağımsız, aklın ve bilimin rehberliğinde, ulusal merkezlerde karar alabilen yönetimlerle onurlu gelişmeleri yerine: bağımlı, ılımlı dinsel güçlerin si- yasette söz sahibi olduğu, ulusal ekono- miyi dışlayan, çokuluslu şirketlerin yöne- timleri etkilediği, küreselleşmeye tutkun (meftun) iktidarlarla işbirliğini yeğleye- cektir. Türkiye'nin cumhuriyet döneminde (özellikle 1950'den sonra) özeleştiri ya- pılması gereken yanlan da vardır elbet. Türkiye özellikle son dönemlerde iyi \ ö- netılememiş, uluslann çöküş nedenlenn- den biri olan borç sarmalına sokulmuş, sosyal devlet ılkeleri dışlanmış, halkçılık yaşama geçirilememiş, çağdaş demokra- tik normlara ulaşılamamış. devleti yöne- tenler halka hizmette yetersiz kalmışlar- dır. Erdemli davranışlar, yenni kirlenme- ye bırakmıştır. Bunlar Türkiye Cumhuri- yeti'nin temel ilkelerine aykın durumlar- dır. Atatürkçülük ideolojisine gönül ve- renler tarafından kabulü olanaklı değildir. Bu durumlan gerekçe yaparak cumhuri- yetin temellerinin dinamitlenmesi ise ay- n bir şeydir. Yapılan en azından aymaz- lıktır. Atatürk ve cumhuriyete bu saldınlar sürerken Atatürk'ün partisi CHP'nin üst yönetiminin suskun kalmasını anlamak zor olmaktadır. Anlaşılamayan bir başka konu ise Türk Tarih Kurumu Başka- nı'nin Atatürk karşıdarryla haksız zemın- lerde aynı görüşleri gönüllü paylaşımıdır. Atatürk'ün kurduğu kurumun başmda bu görüşte birinin bulunmasını talihsizlik sa- yıyoruz. Atatürkçülük dün olduğu gibi bugün ve de sonsuza değin ulusumuzun yolunu aydınlatacak. Türkiye Cumhuriyeti'ni çağdaş uygarlık ve yüksek gönenç düze- yine taşıyacak tek nurlu ışıktır. Türk ulu- su. yurt topraklannda çağdaş değerlere açık, bağımsız, özgür. kardeşçe, onurla ve güvenle yaşıyorsa; bu, Onun önderliğin- de gerçekleştirilen görkemli bir düşün- cenin, ıradenin ve hareketin eseridir. Bu gerçekleri dile getirmek Atatürk'e ve ulusumuza borcumuzdur. artk*ta daha fazla Pamukbank'ta daha fazla g ü l e r y ü z bulursunuz. İşlemleriniz en kısa sürede hep güleryüzle yapılır. Size özel bu hizmet anlayışı sayesinde, bankanızdan gülümseyerek ayrılırsınız! D a h a f a z l a s ı her zaman vardır! Pamukbank yıllardır daha iyi bir yaşam için "daha fazlasını" isteyenlere hizmet veriyor. Bunun için kendini sürekli değiştiriyor, yeniliyor, geliştiriyor... Daha çağdaş, daha ferah bir ortamda her şeyin daha faziasından yararlanmanız için! Siz de... Bankanızdan daha fazlasını isteyin. PAMUKBANK O PENCERE Anası ile Kızı, Kenarı ile Bezi... Şimdi hazır giyim var... Ne rahatlık!.. Kolaylık!.. Eskiden giysi diktirmek isteyen, çarşıya çıkar, o dükkân senin, bu mağaza benim dolaşır, raflan dol- duran top top kumaşlar arasından bir seçim yapma- ya çalışır, kimi zaman da karar veremez, aklını çelen bir kumaşın üstünde düşünebilmek için tezgârrtar- dan zaman isterdi: - Kumaşın kenanndan birparça kesermisin?.. Ev- dekilere de bir göstereyim... Tezgâhtar, topun ucundan iki üç santim eninde, beş altı santim uzunluğunda, bir parça keserdi. Ne demişti atalarımız: Anasına bak, kızını al; Kenanna bak, bezini al. • 4 Haziran'da yaklaşık 90 bin seçmeni kapsayan 36 yerde yerel seçimler yapıldı... Yuvarlak sayılarla sonuç: DYP yüzde 39, CHP yüzde 22, RP yüzde 17, ANAP yüzde 13, DSP yüzde 14, MHP yüzde 7... Nedersiniz?.. Çoğu kişiye sorsanız, keşke yurt düzeyinde oylar böyle dağılsa demez mi?.. Başbakan Çiller'in liderliğinde DYP öyle bir başa- n göstermiş ki, oylann yüzde40'ını toplamış. Demek Türkiye'de "istikrarsızlık" kalmayacak, enflasyonu patlatıp önce yüzde 150'ye çıkarmak, sonra yüzde 80'e düşünmek becerisini gösteren Çiller, tek başına iktidara gelecek, sol ile koalisyon yapmak zorunda bile kalmayacak... "Istikrar" diye istenen bu değil mi?.. Bir merkez sağ partisi Refah'm iki kattna ulaşmış, soru işaretlerini silmiş, tüm öngörüleri altüst etmiş, koalisyonlar dönemini kapatmış... • Medyada yorum üstüne yorum yapılıyor, öyle bir ahkâm kesiliyor ki.. hayret!.. Daha önce yayımlanan bütün kamuoyu yoklama- lan bir kalemde silindi, 4 Haziran seçimleri 'referan- dum'değeri kazandı, DYP'den 'zafer' sesleri yükse- liyor, Tansu Çiller'in başansı kutlanıyor... Peki, çok değil birkaç hafta önce yapılan kamu- oyu yoklamalarındaki sıralama ne olacak?.. Hesaba göre DSP ile RP yüzde 18 ya da 20'yle başta gidi- yorlardı, ardından yüzde 15'le ANAP geliyordu, ANAP'ı DYP izliyordu, CHP ise daha gerilerde kal- mıştı... Ne oldu?.. Biz ne yaman kişileriz!.. Istediğimiz zaman kamu- oyu yoklamalannı göklere çıkanr, manşetlere oturtu- ruz; ıstediğimiz zaman yok sayar, mini yerel seçimı referandum yerine koyanz; yeter ki tezgâhımız bo- zulmasın... Tezgâhımız ne?.. Canım medyanın tezgâhının ne olduğunu bu top- lumda bilmeyen kaldı mı?.. * '. l Ne demiş atalanmız: -» \' - -t .. > *~^ f T *. Anasına bak, kızını al; —" - ^ '•* " ' Kenanna bak, bezini al. Biz anasına bakmadan Tansu Çiller'i bu ülkenin yö- netimine şıpınişi oturttuk. Şimdi de kenanna baktığımız bez, bu ülkenin do- kuması değildir. 4 Haziran seçimlerinde tezgâhtar, hangi toptaki kumaşın kenanndan örnek kesti?.. Aman dikkat!.. Örnek olarak aldığımız mini yerel seçime güvenip sakın yola çıkmayalım. Bu kez yanlış hesap Bağ- dat'tan değil; Istanbul, Ankara, Izmir vb. gibi büyük kentlerden geri dönerse iki elimiz böğrümüzde kalır. ANMA MEHMET ALİÇETtN Ölümünün beşinci yılında, onu derin bir özlemle anıyor, yüreği insan sevgisi dolu aydın kişiliğini gönlümüzde hep yaşatıyoruz. Eşi: ELtF ÇETÎN Çocuklan: PINAR ÇETtN MEHMET TAMER ÇETtN DOSTLAR BÜRO MALZEMELERİ SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. PANASONIC Telsiz Telefon tamiri garantili olarak itina ile yapılır. Mumhane Cad. No: 3 Sağıroğlu Han Karaköy Tel: 293 79 82 - 243 07 34 Fax: 245 51 08 TARİŞ SERGİLİK NAYLON KANAVİÇE SATIN ALINACAKTIR. 1. Tariş Üzüm Birliğimize bağlı kooperatiflerimizin ih- tiyacı olan; - 380.000 metre sergilik naylon kanavıçe, kapalı zarf teklif almak suretiyle satın alınacaktır. 2. Bu işeait ihale 15 Haziran 1995 günü saat 14.00'te olup, şartnamesi, Tarış Genel Müdürlüğü, Satınalma Müdurlüğü, Alsancak/lzmır (Tel: 421 00 56 - Fax: 421 00 66) adresınden temin edilebilir. 3. Birliğımız 2886 sayılı kanuna tabi değildir. Ihaleyi yapıp yapmamakta, kısmen yapmakta veya kısrrten di- lediğıne vermekte serbesttir. Postadaki gecikmeler ka- bul edılmez. Duyurulur. AYMA AJANS