Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN 1995 CUMA • • • •
HABERLERIN DEVAMI
Avrupa sıkıştırıyor
• Baştarafı 1. Sayfada
tın hazırlanması sırasında,
Yunanistan ve Kıbns Rum
kesirrunın, yanıtın sertleşti-
rilmesi amacıyla sundukla-
n değişiklik önerilerinin, di-
ğer ülkeler tarafından red-
dedildiği bildirildi. Kesin
karan, pazartesi günü topla-
nacak AKPM verecek.
Tûrkiye'yi raporlarla sı-
kıştıran Avrupa kulubü, Bir-
leşmiş Milletler'in Kıbns'ta
çözüm çalışmalan sürmesi-
ne karşın, Rum tarafı ile tek
yanlı entegrasyon çalışma-
lannı hızlandırma çerceve-
sinde Güney Kıbns'a mali
yardımda bulunup ciddi
adımlar atarken. BAB da
Rum Yönetimi ile diyalog
başlatılmasını kararlaştırdı.
Rumlar ile diyalog karan,
Tûrkiye'yi eleştiren BAB
raporunda "memnun edici
bir geüşme" olarak değer-
lendirilirken, Ankara'nın
BAB' ın bu karanna çekince
koyması "esef verici" olarak
değerlendirildi.
ANAP Istanbul Milletve-
kili ve BAB Parlamenterler
Asamblesi Türkiye Grubu
üyesi Engin Güner, Cumhu-
riyet'e yaptığı değerlendir-
mede, Türkiye aleyhinde
böylesine olumsuz bir rapo-
run çıküğı Paris'teki toplan-
tıya, gerek Başbakan Çil-
ler'in, gerekse Türk grubu-
nun katılmasını "büyük ha-
ta" olarak değerlendirdi.
"Toplanbda mevcut ol-
mayan her zaman haksız-
dır" sözünün geçerli oldu-
ğunu belirten Güner, ancak
BAB toplantısında, Türki-
ye'ye oy hakkı verilmesine
benzer birtakım jestler ya-
pılmadığı gibi, olumsuz ra-
porun da Çiller'in yaptığı
konuşmanın hemen ardtn-
dan onaylanmış olduğunu
anımsattı.
Güner, Türkiye'nin bir
yandan AKPM'yi protesto
ederken, diğer yandan ortak
üye statüsünde bulunduğu
BAB'a, sonuçlannı başın-
dan bilerek. tam kadro ola-
rak katılmasının yanlış ol-
duğunu dile getirdi. Güner,
BAB Asamblesi Türk Gru-
bu'nun, daha önce, Çiller'in
toplantıya katılmamasını ıs-
rarla tavsiye ettiğine dikkat
çekti.
Rapor onaylandı
Fransa'nın başkenti Pa-
ris'te toplanan BAB Parla-
menterler Asamblesi, Baş-
bakan Çiller'in yaptığı ko-
nuşmanın hemen ardından
önceki gün gün, Türk heye-
rinin ertelenmesi için süre is-
temesine karşın Kürtlere
özerkliğin de önenldigi Tür-
kiye'ye ağır eleştirilerin yö-
neltıldiği raporu onayladı.
Cumhuriyet'e Paris'ten
telefonla bilgi veren
BAB 'dan bir yetküi, raporun
BAB Dışişleri ve Savunma
bakanlanndan oluşan Ba-
kanlar Konseyi'ne havale
edildiğini belirtti.
Yetkili, konseyin, tavsiye
bölümü hakkında 1 ila 2 ay
içinde görüş bildireceğini
kaydetti. Bakanlar Konseyi,
buna göre, raporun, Kıb-
ns'taki Türk askerlerini iş-
galci kuvvetler olarak ta-
nımlayan raporun tavsiyeler
bölümünü uygulayıp uygu-
lamayacağına karar verecek.
BAB Parlamenterler A-
samblesi Savunma Komis-
yonu Raportörü lspanyol
Milletvekilı AlfonseCueo ta-
rafından hazırlanan rapor,
Yunanistan delegeleri ile
birlikte Sosyalist grup ile ls-
panyol ve Italyan temsilcile-
rinin oylanyla kabul edildi.
DYP Ankara Milletvekili
ve BAB Parlamenterler
Asamblesi Türkiye Grubu
Başkanı Sait Kemal Mima-
BAB'dan cagri:
roğlu Cumhuriyet'e verdiği
bilgide, Türk tarafi adına ge-
nel kurula mektup yazarak,
TBMM'de anayasa değişik-
liği ve demokratikleşme ala-
nında önemli bir oylama ol-
duğunu ve bu nedenle, Tür-
kiye hakkında riddi siy asi ve
politik hatalann bulunduğu
raporun görüşülmesinin
başka bir tarihe alınmasını
talep ettiğini söyledi.
Mimaroğlu Türk grubu
olarak geçen salı akşamı Pa-
ris'ten aynlmak zorunda
kaldıklannı belirterek,
BAB'ın, erteleme talepleri-
ni dikkate almayarak raporu
oyladığını belirtti.
Mimaroğlu, BAB Tüzük
ve Ayncalıklar Komite-
si'nin, ortak üye olan Türki-
ye' ye oy hakkı verilmesı yo-
lundaki önerisinin genel ku-
rulda kabul edilmediğini de
belirtti.
Mimaroğlu, 3 gün süren
BAB toplantısının ilk günü
yapılan toplantıda. ortak üye
Türkiye'ye, yalnızca komis-
yonlarda (Türkiye komis-
yonlardakı bütçe ve bakan-
lar komitesi kararlannı da
oylayamayacak) oy hakkı
verilmesinin kabul edildiği-
ni anımsattı.
BAB'a tam üye olabilmek
için AB ve NATO'ya üye ol-
mak gerekiyor. NATO üyesi
Türkiye AB'ye tam üye ol-
madığı için BAB'a ortak üye
statüsünde. tzlanda ve lsveç
de Türkiye gibi BAB'a di-
ğer iki ortak üye ülke duru-
munda.
DYP Grup Başkanvekili
thsan Saraçlar da. BAB'da
kabul edılen raporu "Türki-
yeaieyhtan sol gruplann ha-
zjriadıgını" ileri sürdü.
Başbakan Çiller'in Pa-
ris'teki temaslannı "zafer"
olarak nitelendiren Saraçlar,
"Sayın Başbakan, 45 dakika
süren konuşmasıy la, aynı su-
reyi bulan ve her yönden ge-
len sonılara verdiği yanrtlar-
la, Batı Avrupa gnıbunu son
derece etkilemişür. O kadar
olumlu izlenimler bırakmış
ve ikna edici açıklamalarda
bulunmuştur ki, asamble
üyeleri, kendilerini ayakta al-
kişlayarak takdir duy gulan-
nı ifade etmiştir" görüşünü
dile getirdi.
Cuco raporuna
protesto
Dışişleri Bakanlığı Söz-
cüsü Büyükelçi Ömer Ak-
bel, lspanyol senatör Alfons
Cuco'nun raporunun "yerste
bir işgüzarhk örneğT olarak
değerlendirildiğini belirte-
rek raporu ve rapora ilişkın
BAB Asamblesi'nde üçte
bir oyla kabul edılerek BAB
Konseyi'ne sunulan önerile-
ri de Türkiye'nin ciddiye al-
madığını bildirdi.
Akbel, Cuco'nun hazır-
ladığı Akdeniz raporunun
Türkiye ile ilgili bölümleri-
nin önyargılı ve maddi hata-
lar içerdiğini belirterek Tür-
kiye'nin içişlerine müdaha-
le anlamını taşıdığını kay-
detti.
Cuco'nun tavsiye karan
bölümünde bazı konulara
Türkiye karşıtlannm bakış
açısından yaklaşmakta ısrar-
lı olduğu izlenimi verdiğini
belirten Akbel, şunlan söy-
ledi:
"Son asamble toplantısı-
nın gösterdiği gibi bazı BAB
pariamenterteri ülke biitûn-
İüğümüzk bagdaşmayan, te-
mel ulusal çıkarlanmıza
karşı du varsız ve pervasız tu-
tumJar sergueyebilmektedir-
ler. Bu, en hafif deyimiyle
eiddiyetsizliktir. Bazı Yun'an
panamt'nterkrin sözde Kürt
sorunuyla ilgili art niyetiibe-
yanlannın ise ancak 'timsa-
hın gözyaşlan' olarak ta-
nımlanabüeceği açıktır."
Türk işgal kuvveti
Kıbns'tan çekilsin
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - BAB Bakanlar
Konseyi'nin uygulamaya ko-
yup koymayacağı konusunda
1 ila 2 ay içinde karar verece-
ği raporun tavsiyeler bölü-
mündeki bazı önemli unsurlar
şöyle:
- Birieşmiş MiDetkr'in baş-
latnğı sürecin ardından, Kıb-
ns (Rum yönetimi) ile baslao-
lan diyaloğun. Kıbns sorunu-
nun çözümü yolunda acil bir
unsur olarak gefiştirflmesi.
- BAB üyesi Yunanistan'ın,
Makedonya Cumhuriye-
ti'nin, Avrupa'da Güvenlik ve
tşbirhği Örgütü'ne (AGİT)
üyeliğıne yönelik vetosunu
kaldırması.
- Rusya ile diyalogda bu ül-
keye, Avnıpa'da korrvansiyo-
Dd ku\>«tlerin indirimini ön-
gören antlaşmanın (AKKA)
değişnrilmesinin hoşgörüle-
meyeceğinin kesin bir ılille
vurgulanması ve antiaşma
üzerindeyapılacak değişiklik-
lerin yalnızca 1996'da yeniden
gözden gecirme toplantısında
müzakere edüebileceğinin be-
lirtilmesL
- Petersburg Ankşması'nın
3. kısmının getirdiğı yüküm-
lülükler çerçevesinde, "Kıb-
ns'ın kuzey kcsiminden Türk
işgal kuvTetierinin geri çekil-
mesinin" kaçınılmaz olduğu-
nun Ankara'ya anımsatıl-
ması.
Bekîr Yıldız'a beyin
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Dökecektiniz niye pişirdiniz? Yiyecekti-
niz niye döktünüz?
Ne zaman TBMM çahşmalarıyla ilgili
bir yazı yazmaya girişsem, gözüm ma-
samın ucundaki "Büyük Argo Sözlü-
ğü"ne takılıyor. Elimde değil. Beni bu
yola, bakanlar ve milletvekilleri sürükle-
di. Herdemeç, argo kullanmamı körük-
ledi.
Son günlerde Meclis'e daha çok ta-
kılıyorum. Bunun yan etkileri ortaya çık-
maya başladı. Geçen gün bir arkadaş
uyardı:
- Balbay, senin ağzın bozulmuş.
Gerçeği söylemek zorunda kaldım:
- Affeders/n, Meclis'teydim.
Önceki akşam, DYP Aydın Milletve-
kili Tunç Bilget, ANAP'ın memur sen-
dikalarına ilişkin tutumunu eleştirirken,
kısa kesip Aydın havası çalmış:
- ANAP siyasi fahişedir.
Bilget, siyasi fahişeliğin tanımını da
yapmış:
- ANAP bir orada bir burada, bu ta-
vır için hangi sözcük kullanılır? Buna si-
yasi fahişelik denir.
Hasss...bahçenin gülleri, Meclis'in
bülbülleri, Urfa biberi sürsek de, adam
olmazdilleri...
TBMM binası labirent gibidir. Diyelim
ki bir terörist Meclis koridorunda görül-
se, polis takip etmeye girişse, ölü ele
Kendin Pişir Kendin Dok...
geçirmesi çok zordur. Karmakanşık sa-
lonlar, birbirini kesen koridorlar, "V" ti-
pi merdivenler...
Düz yolda yolunu şaşıran vekillerimiz,
Meclis'te feleğini şaşınyor. önceki ak-
şam, geç saatlere kadar Meclis'teydim.
Milletvekilleri havanda su dövüyordu...
Affedersiniz, anayasa değiştiriyordu.
Duvarlara baktım, genellikle boş, han-
gi yolun nereye gittiği belli değil. Millet-
vekillerine yardımcı olması bakımından
bazı önemli yerlere uyancı levhalar asıl-
ması gerektiğini düşündüm.
Örneğin, genel kurul salonunda, mil-
letvekillerinin oturduğu yerle, konuşma
yapılan kürsü arasındaki boşluk, tehli-
keli. Genellikle adam dövmeler burada
oluyor. Oraya şöyle bir levha asılmalı:
"Dikkat, marizleme sahası, yavaş git-
mek tehlikelidir."
Milletvekilleri kürsüde konuşurken
genellikle rahatlar ama, arada bir tutuk
konuşanlar oluyor. Yavaş ve sakin ko-
nuşup Meclis'in itibannı sarsıyorlar. Kür-
sünün hemen önüne, sadece milletve-
kilinin göreceği bölüme, şöyle bir rahat-
latıcı yazı konabilir: "Âşıksan vur saza,
mebussan bas gaza".
Kürsünün yan tarafına, yani milletve-
kilinin konuşma yapmak üzere merdi-
venleri çıkarken görebileceği bir yere
de şu asılmalı:
Frenleri boşalt..."
Genel kurul salonunun her iki tarafta-
kj girişine mutlaka asılması gereken
ışıklı uyan tabelalan şunlar olmalı:
"Hesapsız girilir, çorapsız girilmez."
"Grekoromen konuşmak serbesttir."
"Dümen kırmak pazariığa tabidir."
Genel kurul salonunun önündeki ho-
le de Meclis'in bastırdığı, TBMM'nin ta-
rihine ilişkin gereksiz kitaplar konmuş.
Onun yerine daha yaratiı kitaplar satıl-
sa:
"Seçmen tavlama sanatı."
"50 derste haddini bildirme yöntem-
leri."
"Bakan olunca nasıl konuşmalısı-
nız?"
İlk aklıma gelen öneriler bunlar.
Meclis'teki konuşma biçemi, Çiller'e,
Bakanlar Kurulu'na da doğal olarak
yansıdı. Dünkü Bakanlar Kurulu'nda ka-
dınlarla ilgili toplantı düzenlemekten so-
rumlu Devlet Bakanı Aysel Baykal, Ay-
vazGökdemir in Avrupalı milletvekille-
rine ilişkin yorumlannı gündeme getir-
meyi denemiş. Ayvaz kaz mı sessiz kal-
sın:
- Niye alınıyorsunuz. Tebrik telefon-
lan alıyorum.
Aysel Hanım geçmiş olsun, ucuz at-
latmışsınız...
Aslında Meclis'teki eksikliklerden bi-
ri de uyancı elemanlann bulunmaması.
Örneğin, Ayvaz Gökdemir geçerken
bağırmalı:
"Dikkaaaat, Ayvaz sağda..."
Yüce Meclisimiz memur sendikalan-
na karşı yürüttüğü savaşı kazandı. Bun-
da aslan payı DYP'nin. Bu partinin kur-
maylan, dün Meclis koridorlannda övü-
ne övüne memur sendikalannı nasıl en-
gellediklerini anlatıyoriardı. Genel Baş-
kan Yardımcısı Yaşar Dedelek. memur
eyleminegirişenlerin arasında PKK'li ol-
duğu imasında bulundu.
iktidar partisi yöneticisinin ortaya at-
tığı bu iddia doğruysa, demek ki PKK,
iki gün Kızılay'ı işgal etti. Demek ki dev-
let memurlan, PKK yönetiminde.
Bir başka güzel savunma da DYP Ge-
nel Başkan Yardımcısı Şinasi Altı-
ner'den geldi:
"Memur sokağa döküldüğü için
grupta tepki oldu. Bu yüzden grev ve
toplusözleşmeye hayır dendi."
Yani Altıner şunu söylüyor
"Sana olan borcumu verecektim. A-
ma istediğin için vermeyeceğim."
Meclis'te anlatılacaklar bitmedi, ama
benim yerim bitti. Ayırdındayım, yazı bi-
raz "sulu" oldu. Ama suç ne bende ne
kaderde. Vekillerimizin işgal ettiği kür-
sülerde...
10 günde 49 şehit için soruşturma istendi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
PKK'nin karakol ve askeri konvoylara yö-
nelik saldınlan sonucu 10 günde aralann-
da subaylann da bulunduğu 49 Türk Silah-
lı Kuvvetleri mensubu şehit oldu. Bu saldı-
nlann ardından düzenlenen operasyonlar-
da 203 PKK militanı öldürüldü. Mardin'in
Sa\Tir, Erzurum'un Hınıs ve Tekman ilçe-
leri kırsal alanlannda güvenlik güçleri tara-
fından sürdürülen operasyonlarda ise dün
11 PKK'li öldürüldü.
Çatışma sırasında teslim olan "rldin''
kod adlı kadın terörist, Savur'da büyük bir
eylem gerçekleştirme hazırlığı içindeyken
yakalandıklannı söyledi.
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. hü-
kümetin saldınlar konusunda soruşturma
açması gerektiğini belirterek "Gerekirsebu
konuda Meclissoruşturması istcyecegtz" de-
di. Son 10 gün içinde gerçekleşen PKK sal-
dınlan şöyle:
- 12 haziran tarihinde Tunceli'nin Mun-
zur Vadisi'nde iç güvenlik operasyonu sür-
• ANAP Genel Başkanı Yılmaz, hükümetin, PKK saldınlan sonucu 10 günde 49
askerin şehit edilmesi konusunda soruşturma açması gerektiğini belirterek "Aynı
bölgede üç kez pusu kurulması, aynı karakolun iki kez basılması, konunun ciddi
olarak soruşturulması gerektiğini gösteriyor. Gerekirse bu konuda Meclis
sonışturması açılmasını isteyeceğiz" dedi.
düren askeri konvoya saldıran PKKmilitan-
lan, 18 askeri şehit etti. Aynı günlerde Bat-
man, Bitlis, Bingöl, Diyarbakır. Şırnak ve
Muş'ta sürdürülen operasyonlarda 116 te-
rörist öldürüldü.
- Bu saldından 4 gün sonra 16 haziran ta-
rihinde, Hakkâri'nin Şemdinli ilçesi Ortak-
lar Jandarma Karakolu ile Van'ın Başkale
flçesi Erenler Sınır Jandarma Karakolu'na
saldıran PKK militanlan; 1 asteğmen, 2 ast-
subay ile 17 eri şehit ettiler.
Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekrete-
ri Tümgeneral Hurşit Tolon, bu saldınnın
ardından Hürriyet gazetesıne yaptığı yazılı
açıklamada, olay günü saat 23.30 sıralann-
da karakolun elektriğini kesen militanlann
yaklaşık 200 kişilik bir grupla saldırdıkla-
nnı ifade etmişti.
Tolon, açıklamasında, saldından 4.5 sa-
at sonra bölgeye ulaşan birliklerin terörist-
leri takip etmeye başladığıru anlatarak ilk te-
masta 14, daha sonraki temaslarda da 23 te-
röristin öldürüldüğünü aktarmıştı.
- Son olarak önceki gün Hakkâri'nin Çu-
kurca ilçesi yakınlannda Pirinçeken Sınır
Karakolu'na saldıran PKK militanlan 11
eri şehit ettiler. Çatışmada 4'ü kadın 21 P-
KK militanı öldürüldü.
ANAP lideri Yılmaz, Cumhuriyet'ın so-
rulannı yanıtlarken PKK saldınlan sonucu
10 günde 49 askerin şehit edilmesi konu-
sunda soruşturma açılması gerektiğini be-
lirtti. "Aynı bölgede üç kez pusu kurulması,
aynı karakolun iki kez basılması, konunun
ciddi olarak soruşturulması gerektiğini gös-
teriyor. Gerekirse bu konuda Meclis soruş-
turması açılmasını isteyeceğjz" açıklama-
sında bulunan Yılmaz, "Hükümetin tepki-
siz kalması, Meclis'in de tepkisiz kalması
aniamına getmez" dedi.
AA'nın haberine göre güvenlik güçleri
tarafından Mardin'in Savur ilçesine bağlı
îçören ve Dereiçi köyleri arasında bulunan
dağlık kesimde sürdürülen operasyonlar sı-
rasında bir grup PKK'liyle güvenlik güç-
leri arasında çatışma çıktı. Çatışmada 7 te-
rörist öldürülürken biri kadın 3 terörist de
teslim oldu. Erzurum'un Hınıs ve Tekman
ilçeleri ile Muş'un Varto ilçesi arasındaki
kırsal bölgelerde güvenlik güçlerinin ger-
çekleştirdiği operasyonlarda 4 PKK'li öldü-
rüldü. Bu arada Diyarbakır'ın Lice ilçesi
yakınlannda köylüler tarafından 4 erkek ce-
sedi bulundu.
Yetkililer, cesetleri yakılan 4 kişinin kim-
liklerinin arastınldığını, olayla ilgili soruş-
turmanın sürdürüldüğünü bıldirdıler.
Türkiye uyuşturucu
• Baştarafı 1. Sayfada •- • • '•
Cem Ersever'in öldürülmesi ile başiadı-
ğının öne sürüldüğü bu yayında, Türk ba-
sınına dayanılarak aynca şöyle denildi:
"Güncydoğu Anadolu'da süren savaşta,
PKK'ye karşı çıkmalan koşulu ileyenel köy-
lülerin yaptıklan uyuşturucu kaçakcıhğıııa
göz yumulduğu gibi çok önemli bilgilere sa-
hip bu subay, 23 Arauk 1993'te öldürüldü.
1
'
Belgede. Sağlık Bakanlığı Başmüfettişi
Namık Erdogan ile savcı Mustafa Atesog-
lu'nun da uyuşturucu işine kanştıklan ve
savcının da aynı lokantada Enis Karadu-
man gibi öldürüldüğü görüşüne yer verildi.
Belge, bir düzine babanın öldürülmesi ve
şu ana kadar hıçbir katılın ya da ipucunun
bulunmayışım şöyle değerlendiriyor:
Ölüm mangaian
"Mafya aileleri arasında klasik hesaplaş-
manın dışmdaki bu zinciriemeöklünneolay-
lan, önceleri Kürt bagımsızlık savaşçılanna
karşı mücadele etmek icin kurulmuş olan
ölüm mangalannın eylemlerini yoğunlaşar-
dığı aniamına gelebiÜr. Başlangıçta Kürtte-
rin uyuşturucu trafiğine katılan Türk' baba-
lannı' öldüren ölüm mangaian şimdi maf-
yanın üst kademclerini hedef alıyor. Bu ka-
demeler Anadolu'da büyüyen savaşın içine
düşmuş olan ordu ve polis mensuplan ara-
sından çıkmış olabilir. Bu tahmin büyük bir
olasılıkla doğrudur. Çünkü. bunlann pek ço-
ğu uyuşturucu kaçakçılığının sa\aşan taraf-
lara gelir sağlamak için kuUanıldıgı Kafkas-
ya'dakine benzer bunalımlarda askeri da-
nışman olarak bulunmuş, birinci elden de-
neyime sahip kişilerdir."
Belgede ikinci önemli iddia olarak Tür-
kiye'nin artık uluslararası uyuşturucu trafi-
ğinde sadece "transit ülke" degil, son bir-ı-
ki yıl içinde "laboratuvar ülke" konumuna
girdiğı de şu verilere dayanılarak anlatılıyor.
1. 1994'te Türkiye'ye doğudan giriş ya-
pan 2.1 ton baz morfin, buna karşılık batı-
dan çıkış yapan 1.6 ton eroin yakalandı. (Bi-
lindiği gibi 10 kilo afyon sakızından. taşı-
ma kolaylığı sağlamak amacıyla önce bir
kilo baz morfin üretilmekte, sonra bu Tür-
kiye'ye doğu sınınndan sokulmakta ve kır-
sal alanlarda asitle işlem görerek Avrupa'ya
sevk edilecek eroine dönüştürülmektedir.)
2. Bazmorfini eroin yapmak için asitan-
hidrit kullanılıyor. Imali sınırlı ve denetım
altında olan bu asitten geçen yıl Türkiye'ye
kaçak sokulurken 21 ton ele geçirildi.
3. Türk polisi bir yıl içinde bazılan Gü-
neydoğu'da bazılan da Marmara yöresinde
beş eroin laboratuvannı ortaya çıkardı. Bu
yayında bazmorfinin Türkiye'ye Iran'dan
geldıği ve yörede PKK'nin denetimındeki
Kürtlere eroin yapılmak üzere devredildiği
anlatılıyor. Fransız belgesinde, Italyan maf-
yasının kısmi yardımı olmakla birlikte. as-
lında Avrupa'ya eroin kaçumanın "ÖzeDik-
le Türk mafyâsmın ibtisaa dabilinde oldu-
gn" belirtiliyor.
Eroin-PKK bağlanfası
Yayının biı başka bölümünde 1994'te An-
talya'da yapılan ve lnterpol'ün düzenlediği
"Avrupa vc Narkotik-Terörist Baglanbsı''
konulu toplantıya da değiniliyor.
Bu toplantıda Türk yetkililerinın, "Avro-
pa'daortayaçıkanlan 212olayda yakaianan
başrol oy unculannın yüzde 94.6'sının Kürt
kökenli olduğunu öne sürdükleri" aktanlı-
yor.
Belgede, Türk tnterpolünün toplantıda bir
liste dağıttığı, bunda PKK'nin Türkiye için-
de ve dışmdaki eylemlerinde bulunmuş 412
kişinin aynı zamanda Avrupa'daki çeşitli
uyuşturucu olaylanna da kanştığı görüşüne
yer verildigi de açıklanıyor.
Ancak belgede, bu toplantıya katılan
Fransız, tsveç, Ispanya, Danünarİca ve lsviç-
re heyetlennin Türk yetkililerinın ısrarlan-
na karşın "kendilerinde PKK'nin uyuşturu-
cu baglantısını kanıtjayan istihbarat bulun-
madığını" söyiedikleri de belirtiliyor.
Belgede, "Türk yetkililerobjeknfteno ka-
dar uzaklaşülar ki. PKK'nin Lübnan'uı Be-
kaa Vadisi'nde afyon üretmek üzere haşhaş
yenştirdiğini dahi savladılar" deniliyor.
Toplantıda yabancı gazetecılere bir ko-
nuşma yapan, kısa bir süre önce Türkiye'ye
de ziyaret etmiş olan ve ABD Başkanı adı-
na uyuşturucularla mücadelede stratejiyi
saptayan Lee Brown, PKK'nin eroin kaçak-
çıhğı ile bağlantısı hakkındaki bir sorumu-
zu şöyle yanıtladı:
"Türldve'deki temaslanmda Türk yetki-
liler, tsraıia bu bağlantı üzerinde durdular.
Bilgi wrdikr. Ancak verilen bilgilerden ik-
na ounadan VV'ashington'a döndüm. Bunun-
la birlikte. Türk yetkttilerie bir karar aldık.
Onlar bu bağlantryı saptayan kesin kanrtla-
n iceren bir listeyi Ankara"daki Amerikan
Büyükelciliğı'ne \erecekler. Bu veriler bana
iletildikten ve gerekli inceleme yapddıktan
sonra başkan adına yeni stratejiyi saptama-
da bunlar göz önüne ahnacakür."
Taksim 'de doğalgazpatlaması
lstanbul Haber Servisi - Taksim
Sıraselviler Caddesi 87 numaradaki
binamn önünde belediyenin yan
kuruluşu lstanbul Gaz Dağıtım AŞ
(İGDAŞ) işçilerinin çalışması sırasında
patlama meydana geldi. Taksim'de dün
saat 12.15 sıralannda meydana gelen
patlamanın ardından çıkan yangın
sonucu yüzü ve kollanndan yaralanan
işçilerden Hasan Öztaş'a (34) ilk
müdahalesi, Taksim llkyardım
Hastanesi'nde yapıldı. Oztaş, Çapa Tıp
Fakültesi Hastanesi'ne kaldmlarâk
tedavi altına alındı. Yangın, Beyoğlu
itfaiye ekiplerince söndürülürken gaz
kaçağı olasılığı üzerine doğalgaz hattı
da bir kelepçeyle sıkılarak kesildi.
(Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
Uzlaşmayı Çiller engelledi
Denktaş ve Ecevit'ten işgal uyarısı
• Baştarafı 1. Sayfada
di. Bekir Yıldız'ın sağlık du-
rumu hakkında bilgı veren
Dr. Bıngür Sönmez, yapılan
birincı amelıyatta yazann
beyne gıden şahdamannın
açılarak temizlendığini söy-
ledi. Iki-üç hafta sonra ise
Yıldız'ın bacak damarlannın
by-pass edileceğıni ifade e-
den Sönmez, "Sajin Yıl-
dız'ın sağlık durumu iyidir.
Cuma günü taburcu edece-
ğiz. Kendisini iki-üç hafta
sonra tekraraıneliyatedece-
ğiz" diye konuştu.
B Baştarafı 1. Sayfada
nı açıkca gösterdiğini söyledi. Ecevit eski
Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın'ın, bırga-
zetede yayımlanan demecinde. "AB nasılsa
bizim sözümüzü dinlemiyor" dediğini anım-
satarak şöyle konuştu:
"Eğer sözümüz dinlenmiyorsa eyleme geç-
me zamanı gelmiştir. Yunaıüstan ve Rum yö-
netimleri fiilen harekete gecmiştir. Rum tara-
finda olağanüstü silahlanmaya gidiliyor. Ayn-
ca Yunanistan, Rum yönetimiyle askeri işbir-
liğjyapo."
Yunanistan'ın, Suriye ile de asken işbirli-
ğine gittiğini, gerekirse Kıbns'a müdahale
için Yunan uçaklannın bu ülkede konuşlandı-
nlacağmı belirten Ecevit, şunlan söyledi:
"Bunun, Türkiye'nin işgaline karşı önlemler
olduğu gerekçesi doğnı değildir. Kaygım şu:
Rumlar. bir gece KKTC topraklanna saJdın-
da bulunabilirier. Türkiye hazırlıksız yakala-
nırsa. arkasından BM Güvenlik Konseyi'nin
ateşkes karan gelir, Türkiye de buna uymak
zorunda kahr."
Rauf Denktaş da Türkiye'nin uluslararası
anlaşmaJarla kazandığı haklann ortadan kalk-
mak üzere olduğunu söyledi. Avrupa'nın, Ga-
rantörlük Anlaşması'nı Rumlann önerdiği gi-
bi değiştirmek istedığinı kaydeden Denktaş,
"Kıbns'ın. Türkiye ve Yunanistan'ın üye ol-
madığı bir uluslararası platforma giremeyece-
ği hükmü hiç dikkate alrnmıyor. Türkiye, do-
nüm noktasına gelmiştir. Bu, yalnızca Kıbns
Tflrklerinin hakkı değildir. Türkiye'nin stra-
tejik haklan da söz konusudur" dedi.
Denktaş, şöyle konuştu: "Dava müşterektir.
Sayın Ece\it'in süahlı çanşma endişesine veor-
taya koyduğu senaryoya kaühyorum. Rumla-
nn rum manevralan. gece saldınsına dönük-
rür. Niyeüeri. Türkuçaklan müdahaleedeme-
den, bu işi otdubittiye getirmektir. Kıbns soru-
nu, Rumlar tarafından uluslararası platforma
çekflmek isteniyor. Zemin değişiyor. AB,' Kıb-
ns kabul edılmıştır' dediği gün, Garantörlük
Anlaşması okiubittiye getirikcektir. Türkiye,
çok kesin bir değeriendirme yapma aşamasın-
dadır. Kıbns meseksüıin çıknıaza girmekte ol-
duğu açıknr."
• Baştarafı 1. Sayfada
nnın aralannda anlaşama-
ması ve RP'nin 24. madde
konusunda diretmesi üzeri-
ne kesildiğini anımsatan
Yılmaz, bu yılın başında
tüm partilerin üzerinde uz-
laştığı 16 maddelik paketi
ANAP'lı milletvekillerinin
tamamının imzalanyla
TBMM Başkanhğı'na sun-
duklannı bildirdi.
TBMM Başkanı Hüsa-
mettin Cindoruk'un, DYP
ve CHP'lilerin desteğini
sağlaması üzerine imza sa-
yısmın 301 'e ulaştığını be-
lirten Yılmaz, daha sonra
komisyonda maddelerin
21 'e çıkanldığını kaydetti.
TBMM Anayasa Komis-
yonu'nun kurduğu alt ko-
misyonun 5 ay konuyu sü-
rüncemede bıraktığını, bu
arada 301 imzalı paketi bü-
yük ölçüde değışikliğe uğ-
rattığını söyleyen Yılmaz,
gelişmeleri şöyle anlattı:
"Değişiklik komisyondan
geçiııce TBMM Başkanı, ba-
na geldi ve '21 maddcyi ge-
nel kuruldan geçirmek isti-
yoruz, ama belli bir uzlaşma
sağlamak için parti liderle-
riyle görüşüyorum. Sizin bu
konularda itirazınız var mı?'
diye sordiL Ben de,' Biz, ver-
diğimiz 16 maddeye grup
olarak bağlıyız. Ama ko-
misyonda eklenen ve deği-
şikliğe uğrayan maddeler
konusunda arkadaşlanm
adına güvence veremem'
dedim."
Yılmaz, kendisini ziyaret
eden Başbakan Tansu Çil-
ler'e de, komisyondan ge-
çen metinlere önemli itiraz-
lan olmadığını, ancak me-
murlara grev ve toplusözleş-
me hakkının yasayla düzen-
lenmesi, milletvekili sayısı-
nın kamuoyundaki duyarlı-
lık dikkate ahnarak biraz
aşağı çekilmesi gerektiğini
söyledi ğini, seçilme yaşıyla
ilgili maddeye grubundaki
itirazlar nedeniyle tam des-
tek sözü veremeyeceğini
ilettiğini bildirdi.
Erfaakan bizi uyardı
Mesut Yılmaz, RP Genel
Başkanı Necmettin Erba-
kan'ın, "Yanlış yapryorsu-
nuz. Yann bu değişiklik çık-
tı mu bu kadın bunu sarıip-
lenir, seçimde bize karşı kul-
lanır" diye uyardığını söyle-
di. Erbakan'ın, "24. madde
cıkmadıkça bunlara karşı çı-
kalun. Hiçbirine destek ol-
mayahm" dediğini anlatan
Yılmaz, şöyle karşılık verdi-
ğini söyledi:
"24'le çok uğraştık.
CHP önce onay verdi, son-
ra vazgeçti. O nedenle uz-
laşma sağlanamıyor. Ama
bunun bedelini 18 yaşın-
daki çocuklara, y urtdışın-
daki vatandaşlara, sendi-
kal haklar bekleyen me-
murlara ödetmek yanlış
olur. Gelin, siz de bu pake-
te destek verin, sonra 24
için uzlaşma arayalım."
Yılmaz, Erbakan'ın 24.
madde konusunda ısrar ede-
rek, "Biz yaş tahtaya basma-
yız. 24 yoksa biz de olmayız.
Biz olmayınca da bu geç-
mez" dediğini söyledi.
ANAP lideri Yılmaz, ana-
yasa değişikliğinde en doğ-
nı şemsiyenin, TBMM Baş-
kam'nın şemsiyesi olduğu-
nu, ancak değişikliklerin bu
şemsiye altına sokulamadı-
ğını bildirdi. Yılmaz. "Eğer
iktidar, bu meselede gerçek-
ten siyasi prim sağlamak ni-
yetinde değUdiyse bütfin
partilerin, bu inisiyatifi Mec-
bs Başkanı'na gönüllü ola-
rak vermesi gerekirdi" de-
di.
Yılmaz, Çiller ve Erba-
kan'la görüşmesinden sonra
TBMM Başkanı Cindo-
ruk'u ziyaret ederek görüş-
meleri hakkında bilgi verdi-
ğini, "inisiyatifi almasuu"
istediğini söyledi. Yılmaz
şöyle konuştu:
"Zannediyorum ki TB-
MM Başkanı, Sayın Çil-
ler'in abnış olduğu gereksiz
inisiyatiften rahatsız oldu.
Buna gerek de yoktu. Çün-
kü doğnı zemin, Meclis Baş-
kam'nın başkanlığı nda. par-
ti liderlerinin genel kurulda-
ki göriişmelerden önce bir
araya geüp sağbun bir uzlaş-
ma saglamasıydı.''
Çiller'in inisiyatifi ele al-
masından bazı ANAP'lı
milletvekillerinin de rahat-
sız olduğunu kaydeden Yıl-
maz, "Eğer Meclis Başkanı
inisiyatifi alsaydı, belki bu
uzlaşmaya diğer partilerin
de katihmını sağlayabUirdL
Diğer partilerin nasıl oy kıd-
landıklan konusunda, oyla-
ma gizli olduğu için bir tah-
min yürütemiyoruz, ama
zannediyorum ki Meclis
Başkanı'mn başkanlığın-
daki inLsiyatif, onlaruı daha
çok katıhnıını saglardı" de-
di.
OLAYLAREV
ARDEVDAKI
GERÇEK
B Baştarafı 1. Sayfada
ka biçimde olanaksızdır.
CHP'nin kimliği gün
geçtikçe koalisyon hükü-
metinin içinde eriyor.
Dışişleri Bakanı Erdal
Inönü'nün bu konuda bir
kaygısı olduğu söylene-
mez. Inönü'nün, Sayjn
Hikmet Çetin üzerindeki
etkisi biliniyor. Ancak eğik
düzeyin sınınna varıldığı
gün kaybedecek olan,
Inönü değil, Çetin'dir.
Güven verici kişiliği açı-
sından SHP ile CHP'nin
birieşme sürecinde ortak
aday olarak genel baş-
kanlığa getirilmiş olan Hik-
met Çetin'in olanaklannı,
Tansu Çiller bitirmektedir;
bu yıpranma sürecinin so-
nunda DYP kâriı çıkacak-
tır.
Hükümetin CHP kana-
dındaki bakanlar da, için-
de yaşadıkları çıkmazın
bunalımında, pek de he-
saplı görünmeyen direniş
girişimlerine geçtikten
sonra olumsuz koşullara
boyun eğmek zorunda ka-
Iryorlar.
Gerçekte, yaptıklan işi
bir imza sorunu olmaktan
çıkarmalan ve daha uzun
süreli bir siyasete dönüş-
tünmeleri gerekir. Çünkü
hükümete girip de önleri-
ne gelen kâğıtlan imzadan
kaçınan bakanlar, oyun-
bozanlıkla suçlanıyorlar.
Oyunun kurallanna uy-
mayan Başbakan ise bu
durumda CHP'ye istediği-
ni baskıyla elde etmiş gö-
rüntüsü içinde puan toplu-
yor. * * *
KUMKAPI
Polislerin
lokanta
baskım
tstanbul Haber Servisi -
Kumkapı'da bir lokantada
çalışan Suat Kaya, önceki
gece lokantaya gelen 9-10
sivil polisin, sadece Diyar-
bakırlı olduklan için kendj-
siyle birlikte 6 kişiye işken-
ce yaptığını ileri sürdü. Lo-
kantadan Kumkapı sahiline
götürülerek zorla denize so-
kulduklannı anlatan Kaya,
savcılığa suç duyurusunda
bulunacaklannı söyledi.
Insan Haklan Derneği ls-
tanbul Şubesi'nde bir basın
toplantısı düzenleyen Suat
Kaya, sırtında, göğsünde ve
ayaklannda açıkca belli olan
izlerin meydana geldiği iş-
kencenin, önceki gece
03.00'te çalıştıklan lokanta-
ya gelen, silahlı ve ellerinde
telsiz olan sivil kişilerce ger-
çekleştirildiğini belirtti.
Kaya, önce bir arabayla 4,
daha sonra gelen ikinci ara-
bayla 9 veya 10 kişi olan bu
kişilerin birbirleriyle olan
konuşmalanndan polis ol-
duklanru anladıklannı söy-
ledi. Kendisiyle birlikte da-
yak atılan diğer lokanta ça-
hşanlannın Aziz EfeoğJu ile
soyadlannı bilmediği Şa-
ban, Aziz, Orhan ve 10-12
yaşında, yeni işe başlayan
bir çocuk olduğunu belirten
Suat Kaya, vücudundaki iz-
leri gazetecilere göstererek,
lokanta içinde dövülmeleri-
ni diğer lokantalarda çalı-
şanlann görmüş olabilecer
ğini söyledi.
AZİZ NESİN:
Gericilik ]
canımı
sıkıyor
İSTANBUL (AA)-
detli göğüs ağnlan nedeniyT
le tedavi altına alınan ünlü
yazar Aziz Nesin'in kalp
spazmı geçirdiği ortaya çık-
tı. Aziz Nesin, ilk geldiği
gün kalp spazmı gecirdiği-
nin anlaşılmadığını belirte-
rek "Elektroda bir şey gö-
rünnıüyordu. Ama ben teş-
hisimi koymuş ve kalp spaz-
mı geçirdiğimi anlamıştım.
Daha sonrayapılan kan test-
lerinde de kalp spazmı gecir-
digim ortaya çıkn" dedi.
Dr. Arif Akgül, Nesin'in
cumartesi günü taburcu edi-
lebileceğini de sözlerine ek-
ledi. Türkiye 'de "dinsel ge-
rk^nhnlailerlediginigor-
menin" kendisini çok üzdü-
ğünü belirten yazar Aziz
Nesin, "Son günlerde çok sı-
kılryordum. Türldye'de ya-
şanır da insanın canı sıial-
maz mı? Şu ülkenin hahne
bak_ işçiler, memurlar ge-
çim derdinden sokaklara
düşmüş, üç kuruş parayla
geçinmeye çaüşıyorlar. Bu
arada dinsel gericilik şahlan-
mış gkliyor. Bunlara çok ca-
nım sıkdıyor" diye konuştu.
4