04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN 1995 CUMA • • • • HABERLERIN DEVAMI Avrupa sıkıştırıyor • Baştarafı 1. Sayfada tın hazırlanması sırasında, Yunanistan ve Kıbns Rum kesirrunın, yanıtın sertleşti- rilmesi amacıyla sundukla- n değişiklik önerilerinin, di- ğer ülkeler tarafından red- dedildiği bildirildi. Kesin karan, pazartesi günü topla- nacak AKPM verecek. Tûrkiye'yi raporlarla sı- kıştıran Avrupa kulubü, Bir- leşmiş Milletler'in Kıbns'ta çözüm çalışmalan sürmesi- ne karşın, Rum tarafı ile tek yanlı entegrasyon çalışma- lannı hızlandırma çerceve- sinde Güney Kıbns'a mali yardımda bulunup ciddi adımlar atarken. BAB da Rum Yönetimi ile diyalog başlatılmasını kararlaştırdı. Rumlar ile diyalog karan, Tûrkiye'yi eleştiren BAB raporunda "memnun edici bir geüşme" olarak değer- lendirilirken, Ankara'nın BAB' ın bu karanna çekince koyması "esef verici" olarak değerlendirildi. ANAP Istanbul Milletve- kili ve BAB Parlamenterler Asamblesi Türkiye Grubu üyesi Engin Güner, Cumhu- riyet'e yaptığı değerlendir- mede, Türkiye aleyhinde böylesine olumsuz bir rapo- run çıküğı Paris'teki toplan- tıya, gerek Başbakan Çil- ler'in, gerekse Türk grubu- nun katılmasını "büyük ha- ta" olarak değerlendirdi. "Toplanbda mevcut ol- mayan her zaman haksız- dır" sözünün geçerli oldu- ğunu belirten Güner, ancak BAB toplantısında, Türki- ye'ye oy hakkı verilmesine benzer birtakım jestler ya- pılmadığı gibi, olumsuz ra- porun da Çiller'in yaptığı konuşmanın hemen ardtn- dan onaylanmış olduğunu anımsattı. Güner, Türkiye'nin bir yandan AKPM'yi protesto ederken, diğer yandan ortak üye statüsünde bulunduğu BAB'a, sonuçlannı başın- dan bilerek. tam kadro ola- rak katılmasının yanlış ol- duğunu dile getirdi. Güner, BAB Asamblesi Türk Gru- bu'nun, daha önce, Çiller'in toplantıya katılmamasını ıs- rarla tavsiye ettiğine dikkat çekti. Rapor onaylandı Fransa'nın başkenti Pa- ris'te toplanan BAB Parla- menterler Asamblesi, Baş- bakan Çiller'in yaptığı ko- nuşmanın hemen ardından önceki gün gün, Türk heye- rinin ertelenmesi için süre is- temesine karşın Kürtlere özerkliğin de önenldigi Tür- kiye'ye ağır eleştirilerin yö- neltıldiği raporu onayladı. Cumhuriyet'e Paris'ten telefonla bilgi veren BAB 'dan bir yetküi, raporun BAB Dışişleri ve Savunma bakanlanndan oluşan Ba- kanlar Konseyi'ne havale edildiğini belirtti. Yetkili, konseyin, tavsiye bölümü hakkında 1 ila 2 ay içinde görüş bildireceğini kaydetti. Bakanlar Konseyi, buna göre, raporun, Kıb- ns'taki Türk askerlerini iş- galci kuvvetler olarak ta- nımlayan raporun tavsiyeler bölümünü uygulayıp uygu- lamayacağına karar verecek. BAB Parlamenterler A- samblesi Savunma Komis- yonu Raportörü lspanyol Milletvekilı AlfonseCueo ta- rafından hazırlanan rapor, Yunanistan delegeleri ile birlikte Sosyalist grup ile ls- panyol ve Italyan temsilcile- rinin oylanyla kabul edildi. DYP Ankara Milletvekili ve BAB Parlamenterler Asamblesi Türkiye Grubu Başkanı Sait Kemal Mima- BAB'dan cagri: roğlu Cumhuriyet'e verdiği bilgide, Türk tarafi adına ge- nel kurula mektup yazarak, TBMM'de anayasa değişik- liği ve demokratikleşme ala- nında önemli bir oylama ol- duğunu ve bu nedenle, Tür- kiye hakkında riddi siy asi ve politik hatalann bulunduğu raporun görüşülmesinin başka bir tarihe alınmasını talep ettiğini söyledi. Mimaroğlu Türk grubu olarak geçen salı akşamı Pa- ris'ten aynlmak zorunda kaldıklannı belirterek, BAB'ın, erteleme talepleri- ni dikkate almayarak raporu oyladığını belirtti. Mimaroğlu, BAB Tüzük ve Ayncalıklar Komite- si'nin, ortak üye olan Türki- ye' ye oy hakkı verilmesı yo- lundaki önerisinin genel ku- rulda kabul edilmediğini de belirtti. Mimaroğlu, 3 gün süren BAB toplantısının ilk günü yapılan toplantıda. ortak üye Türkiye'ye, yalnızca komis- yonlarda (Türkiye komis- yonlardakı bütçe ve bakan- lar komitesi kararlannı da oylayamayacak) oy hakkı verilmesinin kabul edildiği- ni anımsattı. BAB'a tam üye olabilmek için AB ve NATO'ya üye ol- mak gerekiyor. NATO üyesi Türkiye AB'ye tam üye ol- madığı için BAB'a ortak üye statüsünde. tzlanda ve lsveç de Türkiye gibi BAB'a di- ğer iki ortak üye ülke duru- munda. DYP Grup Başkanvekili thsan Saraçlar da. BAB'da kabul edılen raporu "Türki- yeaieyhtan sol gruplann ha- zjriadıgını" ileri sürdü. Başbakan Çiller'in Pa- ris'teki temaslannı "zafer" olarak nitelendiren Saraçlar, "Sayın Başbakan, 45 dakika süren konuşmasıy la, aynı su- reyi bulan ve her yönden ge- len sonılara verdiği yanrtlar- la, Batı Avrupa gnıbunu son derece etkilemişür. O kadar olumlu izlenimler bırakmış ve ikna edici açıklamalarda bulunmuştur ki, asamble üyeleri, kendilerini ayakta al- kişlayarak takdir duy gulan- nı ifade etmiştir" görüşünü dile getirdi. Cuco raporuna protesto Dışişleri Bakanlığı Söz- cüsü Büyükelçi Ömer Ak- bel, lspanyol senatör Alfons Cuco'nun raporunun "yerste bir işgüzarhk örneğT olarak değerlendirildiğini belirte- rek raporu ve rapora ilişkın BAB Asamblesi'nde üçte bir oyla kabul edılerek BAB Konseyi'ne sunulan önerile- ri de Türkiye'nin ciddiye al- madığını bildirdi. Akbel, Cuco'nun hazır- ladığı Akdeniz raporunun Türkiye ile ilgili bölümleri- nin önyargılı ve maddi hata- lar içerdiğini belirterek Tür- kiye'nin içişlerine müdaha- le anlamını taşıdığını kay- detti. Cuco'nun tavsiye karan bölümünde bazı konulara Türkiye karşıtlannm bakış açısından yaklaşmakta ısrar- lı olduğu izlenimi verdiğini belirten Akbel, şunlan söy- ledi: "Son asamble toplantısı- nın gösterdiği gibi bazı BAB pariamenterteri ülke biitûn- İüğümüzk bagdaşmayan, te- mel ulusal çıkarlanmıza karşı du varsız ve pervasız tu- tumJar sergueyebilmektedir- ler. Bu, en hafif deyimiyle eiddiyetsizliktir. Bazı Yun'an panamt'nterkrin sözde Kürt sorunuyla ilgili art niyetiibe- yanlannın ise ancak 'timsa- hın gözyaşlan' olarak ta- nımlanabüeceği açıktır." Türk işgal kuvveti Kıbns'tan çekilsin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - BAB Bakanlar Konseyi'nin uygulamaya ko- yup koymayacağı konusunda 1 ila 2 ay içinde karar verece- ği raporun tavsiyeler bölü- mündeki bazı önemli unsurlar şöyle: - Birieşmiş MiDetkr'in baş- latnğı sürecin ardından, Kıb- ns (Rum yönetimi) ile baslao- lan diyaloğun. Kıbns sorunu- nun çözümü yolunda acil bir unsur olarak gefiştirflmesi. - BAB üyesi Yunanistan'ın, Makedonya Cumhuriye- ti'nin, Avrupa'da Güvenlik ve tşbirhği Örgütü'ne (AGİT) üyeliğıne yönelik vetosunu kaldırması. - Rusya ile diyalogda bu ül- keye, Avnıpa'da korrvansiyo- Dd ku\>«tlerin indirimini ön- gören antlaşmanın (AKKA) değişnrilmesinin hoşgörüle- meyeceğinin kesin bir ılille vurgulanması ve antiaşma üzerindeyapılacak değişiklik- lerin yalnızca 1996'da yeniden gözden gecirme toplantısında müzakere edüebileceğinin be- lirtilmesL - Petersburg Ankşması'nın 3. kısmının getirdiğı yüküm- lülükler çerçevesinde, "Kıb- ns'ın kuzey kcsiminden Türk işgal kuvTetierinin geri çekil- mesinin" kaçınılmaz olduğu- nun Ankara'ya anımsatıl- ması. Bekîr Yıldız'a beyin G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Dökecektiniz niye pişirdiniz? Yiyecekti- niz niye döktünüz? Ne zaman TBMM çahşmalarıyla ilgili bir yazı yazmaya girişsem, gözüm ma- samın ucundaki "Büyük Argo Sözlü- ğü"ne takılıyor. Elimde değil. Beni bu yola, bakanlar ve milletvekilleri sürükle- di. Herdemeç, argo kullanmamı körük- ledi. Son günlerde Meclis'e daha çok ta- kılıyorum. Bunun yan etkileri ortaya çık- maya başladı. Geçen gün bir arkadaş uyardı: - Balbay, senin ağzın bozulmuş. Gerçeği söylemek zorunda kaldım: - Affeders/n, Meclis'teydim. Önceki akşam, DYP Aydın Milletve- kili Tunç Bilget, ANAP'ın memur sen- dikalarına ilişkin tutumunu eleştirirken, kısa kesip Aydın havası çalmış: - ANAP siyasi fahişedir. Bilget, siyasi fahişeliğin tanımını da yapmış: - ANAP bir orada bir burada, bu ta- vır için hangi sözcük kullanılır? Buna si- yasi fahişelik denir. Hasss...bahçenin gülleri, Meclis'in bülbülleri, Urfa biberi sürsek de, adam olmazdilleri... TBMM binası labirent gibidir. Diyelim ki bir terörist Meclis koridorunda görül- se, polis takip etmeye girişse, ölü ele Kendin Pişir Kendin Dok... geçirmesi çok zordur. Karmakanşık sa- lonlar, birbirini kesen koridorlar, "V" ti- pi merdivenler... Düz yolda yolunu şaşıran vekillerimiz, Meclis'te feleğini şaşınyor. önceki ak- şam, geç saatlere kadar Meclis'teydim. Milletvekilleri havanda su dövüyordu... Affedersiniz, anayasa değiştiriyordu. Duvarlara baktım, genellikle boş, han- gi yolun nereye gittiği belli değil. Millet- vekillerine yardımcı olması bakımından bazı önemli yerlere uyancı levhalar asıl- ması gerektiğini düşündüm. Örneğin, genel kurul salonunda, mil- letvekillerinin oturduğu yerle, konuşma yapılan kürsü arasındaki boşluk, tehli- keli. Genellikle adam dövmeler burada oluyor. Oraya şöyle bir levha asılmalı: "Dikkat, marizleme sahası, yavaş git- mek tehlikelidir." Milletvekilleri kürsüde konuşurken genellikle rahatlar ama, arada bir tutuk konuşanlar oluyor. Yavaş ve sakin ko- nuşup Meclis'in itibannı sarsıyorlar. Kür- sünün hemen önüne, sadece milletve- kilinin göreceği bölüme, şöyle bir rahat- latıcı yazı konabilir: "Âşıksan vur saza, mebussan bas gaza". Kürsünün yan tarafına, yani milletve- kilinin konuşma yapmak üzere merdi- venleri çıkarken görebileceği bir yere de şu asılmalı: Frenleri boşalt..." Genel kurul salonunun her iki tarafta- kj girişine mutlaka asılması gereken ışıklı uyan tabelalan şunlar olmalı: "Hesapsız girilir, çorapsız girilmez." "Grekoromen konuşmak serbesttir." "Dümen kırmak pazariığa tabidir." Genel kurul salonunun önündeki ho- le de Meclis'in bastırdığı, TBMM'nin ta- rihine ilişkin gereksiz kitaplar konmuş. Onun yerine daha yaratiı kitaplar satıl- sa: "Seçmen tavlama sanatı." "50 derste haddini bildirme yöntem- leri." "Bakan olunca nasıl konuşmalısı- nız?" İlk aklıma gelen öneriler bunlar. Meclis'teki konuşma biçemi, Çiller'e, Bakanlar Kurulu'na da doğal olarak yansıdı. Dünkü Bakanlar Kurulu'nda ka- dınlarla ilgili toplantı düzenlemekten so- rumlu Devlet Bakanı Aysel Baykal, Ay- vazGökdemir in Avrupalı milletvekille- rine ilişkin yorumlannı gündeme getir- meyi denemiş. Ayvaz kaz mı sessiz kal- sın: - Niye alınıyorsunuz. Tebrik telefon- lan alıyorum. Aysel Hanım geçmiş olsun, ucuz at- latmışsınız... Aslında Meclis'teki eksikliklerden bi- ri de uyancı elemanlann bulunmaması. Örneğin, Ayvaz Gökdemir geçerken bağırmalı: "Dikkaaaat, Ayvaz sağda..." Yüce Meclisimiz memur sendikalan- na karşı yürüttüğü savaşı kazandı. Bun- da aslan payı DYP'nin. Bu partinin kur- maylan, dün Meclis koridorlannda övü- ne övüne memur sendikalannı nasıl en- gellediklerini anlatıyoriardı. Genel Baş- kan Yardımcısı Yaşar Dedelek. memur eyleminegirişenlerin arasında PKK'li ol- duğu imasında bulundu. iktidar partisi yöneticisinin ortaya at- tığı bu iddia doğruysa, demek ki PKK, iki gün Kızılay'ı işgal etti. Demek ki dev- let memurlan, PKK yönetiminde. Bir başka güzel savunma da DYP Ge- nel Başkan Yardımcısı Şinasi Altı- ner'den geldi: "Memur sokağa döküldüğü için grupta tepki oldu. Bu yüzden grev ve toplusözleşmeye hayır dendi." Yani Altıner şunu söylüyor "Sana olan borcumu verecektim. A- ma istediğin için vermeyeceğim." Meclis'te anlatılacaklar bitmedi, ama benim yerim bitti. Ayırdındayım, yazı bi- raz "sulu" oldu. Ama suç ne bende ne kaderde. Vekillerimizin işgal ettiği kür- sülerde... 10 günde 49 şehit için soruşturma istendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - PKK'nin karakol ve askeri konvoylara yö- nelik saldınlan sonucu 10 günde aralann- da subaylann da bulunduğu 49 Türk Silah- lı Kuvvetleri mensubu şehit oldu. Bu saldı- nlann ardından düzenlenen operasyonlar- da 203 PKK militanı öldürüldü. Mardin'in Sa\Tir, Erzurum'un Hınıs ve Tekman ilçe- leri kırsal alanlannda güvenlik güçleri tara- fından sürdürülen operasyonlarda ise dün 11 PKK'li öldürüldü. Çatışma sırasında teslim olan "rldin'' kod adlı kadın terörist, Savur'da büyük bir eylem gerçekleştirme hazırlığı içindeyken yakalandıklannı söyledi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. hü- kümetin saldınlar konusunda soruşturma açması gerektiğini belirterek "Gerekirsebu konuda Meclissoruşturması istcyecegtz" de- di. Son 10 gün içinde gerçekleşen PKK sal- dınlan şöyle: - 12 haziran tarihinde Tunceli'nin Mun- zur Vadisi'nde iç güvenlik operasyonu sür- • ANAP Genel Başkanı Yılmaz, hükümetin, PKK saldınlan sonucu 10 günde 49 askerin şehit edilmesi konusunda soruşturma açması gerektiğini belirterek "Aynı bölgede üç kez pusu kurulması, aynı karakolun iki kez basılması, konunun ciddi olarak soruşturulması gerektiğini gösteriyor. Gerekirse bu konuda Meclis sonışturması açılmasını isteyeceğiz" dedi. düren askeri konvoya saldıran PKKmilitan- lan, 18 askeri şehit etti. Aynı günlerde Bat- man, Bitlis, Bingöl, Diyarbakır. Şırnak ve Muş'ta sürdürülen operasyonlarda 116 te- rörist öldürüldü. - Bu saldından 4 gün sonra 16 haziran ta- rihinde, Hakkâri'nin Şemdinli ilçesi Ortak- lar Jandarma Karakolu ile Van'ın Başkale flçesi Erenler Sınır Jandarma Karakolu'na saldıran PKK militanlan; 1 asteğmen, 2 ast- subay ile 17 eri şehit ettiler. Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekrete- ri Tümgeneral Hurşit Tolon, bu saldınnın ardından Hürriyet gazetesıne yaptığı yazılı açıklamada, olay günü saat 23.30 sıralann- da karakolun elektriğini kesen militanlann yaklaşık 200 kişilik bir grupla saldırdıkla- nnı ifade etmişti. Tolon, açıklamasında, saldından 4.5 sa- at sonra bölgeye ulaşan birliklerin terörist- leri takip etmeye başladığıru anlatarak ilk te- masta 14, daha sonraki temaslarda da 23 te- röristin öldürüldüğünü aktarmıştı. - Son olarak önceki gün Hakkâri'nin Çu- kurca ilçesi yakınlannda Pirinçeken Sınır Karakolu'na saldıran PKK militanlan 11 eri şehit ettiler. Çatışmada 4'ü kadın 21 P- KK militanı öldürüldü. ANAP lideri Yılmaz, Cumhuriyet'ın so- rulannı yanıtlarken PKK saldınlan sonucu 10 günde 49 askerin şehit edilmesi konu- sunda soruşturma açılması gerektiğini be- lirtti. "Aynı bölgede üç kez pusu kurulması, aynı karakolun iki kez basılması, konunun ciddi olarak soruşturulması gerektiğini gös- teriyor. Gerekirse bu konuda Meclis soruş- turması açılmasını isteyeceğjz" açıklama- sında bulunan Yılmaz, "Hükümetin tepki- siz kalması, Meclis'in de tepkisiz kalması aniamına getmez" dedi. AA'nın haberine göre güvenlik güçleri tarafından Mardin'in Savur ilçesine bağlı îçören ve Dereiçi köyleri arasında bulunan dağlık kesimde sürdürülen operasyonlar sı- rasında bir grup PKK'liyle güvenlik güç- leri arasında çatışma çıktı. Çatışmada 7 te- rörist öldürülürken biri kadın 3 terörist de teslim oldu. Erzurum'un Hınıs ve Tekman ilçeleri ile Muş'un Varto ilçesi arasındaki kırsal bölgelerde güvenlik güçlerinin ger- çekleştirdiği operasyonlarda 4 PKK'li öldü- rüldü. Bu arada Diyarbakır'ın Lice ilçesi yakınlannda köylüler tarafından 4 erkek ce- sedi bulundu. Yetkililer, cesetleri yakılan 4 kişinin kim- liklerinin arastınldığını, olayla ilgili soruş- turmanın sürdürüldüğünü bıldirdıler. Türkiye uyuşturucu • Baştarafı 1. Sayfada •- • • '• Cem Ersever'in öldürülmesi ile başiadı- ğının öne sürüldüğü bu yayında, Türk ba- sınına dayanılarak aynca şöyle denildi: "Güncydoğu Anadolu'da süren savaşta, PKK'ye karşı çıkmalan koşulu ileyenel köy- lülerin yaptıklan uyuşturucu kaçakcıhğıııa göz yumulduğu gibi çok önemli bilgilere sa- hip bu subay, 23 Arauk 1993'te öldürüldü. 1 ' Belgede. Sağlık Bakanlığı Başmüfettişi Namık Erdogan ile savcı Mustafa Atesog- lu'nun da uyuşturucu işine kanştıklan ve savcının da aynı lokantada Enis Karadu- man gibi öldürüldüğü görüşüne yer verildi. Belge, bir düzine babanın öldürülmesi ve şu ana kadar hıçbir katılın ya da ipucunun bulunmayışım şöyle değerlendiriyor: Ölüm mangaian "Mafya aileleri arasında klasik hesaplaş- manın dışmdaki bu zinciriemeöklünneolay- lan, önceleri Kürt bagımsızlık savaşçılanna karşı mücadele etmek icin kurulmuş olan ölüm mangalannın eylemlerini yoğunlaşar- dığı aniamına gelebiÜr. Başlangıçta Kürtte- rin uyuşturucu trafiğine katılan Türk' baba- lannı' öldüren ölüm mangaian şimdi maf- yanın üst kademclerini hedef alıyor. Bu ka- demeler Anadolu'da büyüyen savaşın içine düşmuş olan ordu ve polis mensuplan ara- sından çıkmış olabilir. Bu tahmin büyük bir olasılıkla doğrudur. Çünkü. bunlann pek ço- ğu uyuşturucu kaçakçılığının sa\aşan taraf- lara gelir sağlamak için kuUanıldıgı Kafkas- ya'dakine benzer bunalımlarda askeri da- nışman olarak bulunmuş, birinci elden de- neyime sahip kişilerdir." Belgede ikinci önemli iddia olarak Tür- kiye'nin artık uluslararası uyuşturucu trafi- ğinde sadece "transit ülke" degil, son bir-ı- ki yıl içinde "laboratuvar ülke" konumuna girdiğı de şu verilere dayanılarak anlatılıyor. 1. 1994'te Türkiye'ye doğudan giriş ya- pan 2.1 ton baz morfin, buna karşılık batı- dan çıkış yapan 1.6 ton eroin yakalandı. (Bi- lindiği gibi 10 kilo afyon sakızından. taşı- ma kolaylığı sağlamak amacıyla önce bir kilo baz morfin üretilmekte, sonra bu Tür- kiye'ye doğu sınınndan sokulmakta ve kır- sal alanlarda asitle işlem görerek Avrupa'ya sevk edilecek eroine dönüştürülmektedir.) 2. Bazmorfini eroin yapmak için asitan- hidrit kullanılıyor. Imali sınırlı ve denetım altında olan bu asitten geçen yıl Türkiye'ye kaçak sokulurken 21 ton ele geçirildi. 3. Türk polisi bir yıl içinde bazılan Gü- neydoğu'da bazılan da Marmara yöresinde beş eroin laboratuvannı ortaya çıkardı. Bu yayında bazmorfinin Türkiye'ye Iran'dan geldıği ve yörede PKK'nin denetimındeki Kürtlere eroin yapılmak üzere devredildiği anlatılıyor. Fransız belgesinde, Italyan maf- yasının kısmi yardımı olmakla birlikte. as- lında Avrupa'ya eroin kaçumanın "ÖzeDik- le Türk mafyâsmın ibtisaa dabilinde oldu- gn" belirtiliyor. Eroin-PKK bağlanfası Yayının biı başka bölümünde 1994'te An- talya'da yapılan ve lnterpol'ün düzenlediği "Avrupa vc Narkotik-Terörist Baglanbsı'' konulu toplantıya da değiniliyor. Bu toplantıda Türk yetkililerinın, "Avro- pa'daortayaçıkanlan 212olayda yakaianan başrol oy unculannın yüzde 94.6'sının Kürt kökenli olduğunu öne sürdükleri" aktanlı- yor. Belgede, Türk tnterpolünün toplantıda bir liste dağıttığı, bunda PKK'nin Türkiye için- de ve dışmdaki eylemlerinde bulunmuş 412 kişinin aynı zamanda Avrupa'daki çeşitli uyuşturucu olaylanna da kanştığı görüşüne yer verildigi de açıklanıyor. Ancak belgede, bu toplantıya katılan Fransız, tsveç, Ispanya, Danünarİca ve lsviç- re heyetlennin Türk yetkililerinın ısrarlan- na karşın "kendilerinde PKK'nin uyuşturu- cu baglantısını kanıtjayan istihbarat bulun- madığını" söyiedikleri de belirtiliyor. Belgede, "Türk yetkililerobjeknfteno ka- dar uzaklaşülar ki. PKK'nin Lübnan'uı Be- kaa Vadisi'nde afyon üretmek üzere haşhaş yenştirdiğini dahi savladılar" deniliyor. Toplantıda yabancı gazetecılere bir ko- nuşma yapan, kısa bir süre önce Türkiye'ye de ziyaret etmiş olan ve ABD Başkanı adı- na uyuşturucularla mücadelede stratejiyi saptayan Lee Brown, PKK'nin eroin kaçak- çıhğı ile bağlantısı hakkındaki bir sorumu- zu şöyle yanıtladı: "Türldve'deki temaslanmda Türk yetki- liler, tsraıia bu bağlantı üzerinde durdular. Bilgi wrdikr. Ancak verilen bilgilerden ik- na ounadan VV'ashington'a döndüm. Bunun- la birlikte. Türk yetkttilerie bir karar aldık. Onlar bu bağlantryı saptayan kesin kanrtla- n iceren bir listeyi Ankara"daki Amerikan Büyükelciliğı'ne \erecekler. Bu veriler bana iletildikten ve gerekli inceleme yapddıktan sonra başkan adına yeni stratejiyi saptama- da bunlar göz önüne ahnacakür." Taksim 'de doğalgazpatlaması lstanbul Haber Servisi - Taksim Sıraselviler Caddesi 87 numaradaki binamn önünde belediyenin yan kuruluşu lstanbul Gaz Dağıtım AŞ (İGDAŞ) işçilerinin çalışması sırasında patlama meydana geldi. Taksim'de dün saat 12.15 sıralannda meydana gelen patlamanın ardından çıkan yangın sonucu yüzü ve kollanndan yaralanan işçilerden Hasan Öztaş'a (34) ilk müdahalesi, Taksim llkyardım Hastanesi'nde yapıldı. Oztaş, Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldmlarâk tedavi altına alındı. Yangın, Beyoğlu itfaiye ekiplerince söndürülürken gaz kaçağı olasılığı üzerine doğalgaz hattı da bir kelepçeyle sıkılarak kesildi. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) Uzlaşmayı Çiller engelledi Denktaş ve Ecevit'ten işgal uyarısı • Baştarafı 1. Sayfada di. Bekir Yıldız'ın sağlık du- rumu hakkında bilgı veren Dr. Bıngür Sönmez, yapılan birincı amelıyatta yazann beyne gıden şahdamannın açılarak temizlendığini söy- ledi. Iki-üç hafta sonra ise Yıldız'ın bacak damarlannın by-pass edileceğıni ifade e- den Sönmez, "Sajin Yıl- dız'ın sağlık durumu iyidir. Cuma günü taburcu edece- ğiz. Kendisini iki-üç hafta sonra tekraraıneliyatedece- ğiz" diye konuştu. B Baştarafı 1. Sayfada nı açıkca gösterdiğini söyledi. Ecevit eski Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın'ın, bırga- zetede yayımlanan demecinde. "AB nasılsa bizim sözümüzü dinlemiyor" dediğini anım- satarak şöyle konuştu: "Eğer sözümüz dinlenmiyorsa eyleme geç- me zamanı gelmiştir. Yunaıüstan ve Rum yö- netimleri fiilen harekete gecmiştir. Rum tara- finda olağanüstü silahlanmaya gidiliyor. Ayn- ca Yunanistan, Rum yönetimiyle askeri işbir- liğjyapo." Yunanistan'ın, Suriye ile de asken işbirli- ğine gittiğini, gerekirse Kıbns'a müdahale için Yunan uçaklannın bu ülkede konuşlandı- nlacağmı belirten Ecevit, şunlan söyledi: "Bunun, Türkiye'nin işgaline karşı önlemler olduğu gerekçesi doğnı değildir. Kaygım şu: Rumlar. bir gece KKTC topraklanna saJdın- da bulunabilirier. Türkiye hazırlıksız yakala- nırsa. arkasından BM Güvenlik Konseyi'nin ateşkes karan gelir, Türkiye de buna uymak zorunda kahr." Rauf Denktaş da Türkiye'nin uluslararası anlaşmaJarla kazandığı haklann ortadan kalk- mak üzere olduğunu söyledi. Avrupa'nın, Ga- rantörlük Anlaşması'nı Rumlann önerdiği gi- bi değiştirmek istedığinı kaydeden Denktaş, "Kıbns'ın. Türkiye ve Yunanistan'ın üye ol- madığı bir uluslararası platforma giremeyece- ği hükmü hiç dikkate alrnmıyor. Türkiye, do- nüm noktasına gelmiştir. Bu, yalnızca Kıbns Tflrklerinin hakkı değildir. Türkiye'nin stra- tejik haklan da söz konusudur" dedi. Denktaş, şöyle konuştu: "Dava müşterektir. Sayın Ece\it'in süahlı çanşma endişesine veor- taya koyduğu senaryoya kaühyorum. Rumla- nn rum manevralan. gece saldınsına dönük- rür. Niyeüeri. Türkuçaklan müdahaleedeme- den, bu işi otdubittiye getirmektir. Kıbns soru- nu, Rumlar tarafından uluslararası platforma çekflmek isteniyor. Zemin değişiyor. AB,' Kıb- ns kabul edılmıştır' dediği gün, Garantörlük Anlaşması okiubittiye getirikcektir. Türkiye, çok kesin bir değeriendirme yapma aşamasın- dadır. Kıbns meseksüıin çıknıaza girmekte ol- duğu açıknr." • Baştarafı 1. Sayfada nnın aralannda anlaşama- ması ve RP'nin 24. madde konusunda diretmesi üzeri- ne kesildiğini anımsatan Yılmaz, bu yılın başında tüm partilerin üzerinde uz- laştığı 16 maddelik paketi ANAP'lı milletvekillerinin tamamının imzalanyla TBMM Başkanhğı'na sun- duklannı bildirdi. TBMM Başkanı Hüsa- mettin Cindoruk'un, DYP ve CHP'lilerin desteğini sağlaması üzerine imza sa- yısmın 301 'e ulaştığını be- lirten Yılmaz, daha sonra komisyonda maddelerin 21 'e çıkanldığını kaydetti. TBMM Anayasa Komis- yonu'nun kurduğu alt ko- misyonun 5 ay konuyu sü- rüncemede bıraktığını, bu arada 301 imzalı paketi bü- yük ölçüde değışikliğe uğ- rattığını söyleyen Yılmaz, gelişmeleri şöyle anlattı: "Değişiklik komisyondan geçiııce TBMM Başkanı, ba- na geldi ve '21 maddcyi ge- nel kuruldan geçirmek isti- yoruz, ama belli bir uzlaşma sağlamak için parti liderle- riyle görüşüyorum. Sizin bu konularda itirazınız var mı?' diye sordiL Ben de,' Biz, ver- diğimiz 16 maddeye grup olarak bağlıyız. Ama ko- misyonda eklenen ve deği- şikliğe uğrayan maddeler konusunda arkadaşlanm adına güvence veremem' dedim." Yılmaz, kendisini ziyaret eden Başbakan Tansu Çil- ler'e de, komisyondan ge- çen metinlere önemli itiraz- lan olmadığını, ancak me- murlara grev ve toplusözleş- me hakkının yasayla düzen- lenmesi, milletvekili sayısı- nın kamuoyundaki duyarlı- lık dikkate ahnarak biraz aşağı çekilmesi gerektiğini söyledi ğini, seçilme yaşıyla ilgili maddeye grubundaki itirazlar nedeniyle tam des- tek sözü veremeyeceğini ilettiğini bildirdi. Erfaakan bizi uyardı Mesut Yılmaz, RP Genel Başkanı Necmettin Erba- kan'ın, "Yanlış yapryorsu- nuz. Yann bu değişiklik çık- tı mu bu kadın bunu sarıip- lenir, seçimde bize karşı kul- lanır" diye uyardığını söyle- di. Erbakan'ın, "24. madde cıkmadıkça bunlara karşı çı- kalun. Hiçbirine destek ol- mayahm" dediğini anlatan Yılmaz, şöyle karşılık verdi- ğini söyledi: "24'le çok uğraştık. CHP önce onay verdi, son- ra vazgeçti. O nedenle uz- laşma sağlanamıyor. Ama bunun bedelini 18 yaşın- daki çocuklara, y urtdışın- daki vatandaşlara, sendi- kal haklar bekleyen me- murlara ödetmek yanlış olur. Gelin, siz de bu pake- te destek verin, sonra 24 için uzlaşma arayalım." Yılmaz, Erbakan'ın 24. madde konusunda ısrar ede- rek, "Biz yaş tahtaya basma- yız. 24 yoksa biz de olmayız. Biz olmayınca da bu geç- mez" dediğini söyledi. ANAP lideri Yılmaz, ana- yasa değişikliğinde en doğ- nı şemsiyenin, TBMM Baş- kam'nın şemsiyesi olduğu- nu, ancak değişikliklerin bu şemsiye altına sokulamadı- ğını bildirdi. Yılmaz. "Eğer iktidar, bu meselede gerçek- ten siyasi prim sağlamak ni- yetinde değUdiyse bütfin partilerin, bu inisiyatifi Mec- bs Başkanı'na gönüllü ola- rak vermesi gerekirdi" de- di. Yılmaz, Çiller ve Erba- kan'la görüşmesinden sonra TBMM Başkanı Cindo- ruk'u ziyaret ederek görüş- meleri hakkında bilgi verdi- ğini, "inisiyatifi almasuu" istediğini söyledi. Yılmaz şöyle konuştu: "Zannediyorum ki TB- MM Başkanı, Sayın Çil- ler'in abnış olduğu gereksiz inisiyatiften rahatsız oldu. Buna gerek de yoktu. Çün- kü doğnı zemin, Meclis Baş- kam'nın başkanlığı nda. par- ti liderlerinin genel kurulda- ki göriişmelerden önce bir araya geüp sağbun bir uzlaş- ma saglamasıydı.'' Çiller'in inisiyatifi ele al- masından bazı ANAP'lı milletvekillerinin de rahat- sız olduğunu kaydeden Yıl- maz, "Eğer Meclis Başkanı inisiyatifi alsaydı, belki bu uzlaşmaya diğer partilerin de katihmını sağlayabUirdL Diğer partilerin nasıl oy kıd- landıklan konusunda, oyla- ma gizli olduğu için bir tah- min yürütemiyoruz, ama zannediyorum ki Meclis Başkanı'mn başkanlığın- daki inLsiyatif, onlaruı daha çok katıhnıını saglardı" de- di. OLAYLAREV ARDEVDAKI GERÇEK B Baştarafı 1. Sayfada ka biçimde olanaksızdır. CHP'nin kimliği gün geçtikçe koalisyon hükü- metinin içinde eriyor. Dışişleri Bakanı Erdal Inönü'nün bu konuda bir kaygısı olduğu söylene- mez. Inönü'nün, Sayjn Hikmet Çetin üzerindeki etkisi biliniyor. Ancak eğik düzeyin sınınna varıldığı gün kaybedecek olan, Inönü değil, Çetin'dir. Güven verici kişiliği açı- sından SHP ile CHP'nin birieşme sürecinde ortak aday olarak genel baş- kanlığa getirilmiş olan Hik- met Çetin'in olanaklannı, Tansu Çiller bitirmektedir; bu yıpranma sürecinin so- nunda DYP kâriı çıkacak- tır. Hükümetin CHP kana- dındaki bakanlar da, için- de yaşadıkları çıkmazın bunalımında, pek de he- saplı görünmeyen direniş girişimlerine geçtikten sonra olumsuz koşullara boyun eğmek zorunda ka- Iryorlar. Gerçekte, yaptıklan işi bir imza sorunu olmaktan çıkarmalan ve daha uzun süreli bir siyasete dönüş- tünmeleri gerekir. Çünkü hükümete girip de önleri- ne gelen kâğıtlan imzadan kaçınan bakanlar, oyun- bozanlıkla suçlanıyorlar. Oyunun kurallanna uy- mayan Başbakan ise bu durumda CHP'ye istediği- ni baskıyla elde etmiş gö- rüntüsü içinde puan toplu- yor. * * * KUMKAPI Polislerin lokanta baskım tstanbul Haber Servisi - Kumkapı'da bir lokantada çalışan Suat Kaya, önceki gece lokantaya gelen 9-10 sivil polisin, sadece Diyar- bakırlı olduklan için kendj- siyle birlikte 6 kişiye işken- ce yaptığını ileri sürdü. Lo- kantadan Kumkapı sahiline götürülerek zorla denize so- kulduklannı anlatan Kaya, savcılığa suç duyurusunda bulunacaklannı söyledi. Insan Haklan Derneği ls- tanbul Şubesi'nde bir basın toplantısı düzenleyen Suat Kaya, sırtında, göğsünde ve ayaklannda açıkca belli olan izlerin meydana geldiği iş- kencenin, önceki gece 03.00'te çalıştıklan lokanta- ya gelen, silahlı ve ellerinde telsiz olan sivil kişilerce ger- çekleştirildiğini belirtti. Kaya, önce bir arabayla 4, daha sonra gelen ikinci ara- bayla 9 veya 10 kişi olan bu kişilerin birbirleriyle olan konuşmalanndan polis ol- duklanru anladıklannı söy- ledi. Kendisiyle birlikte da- yak atılan diğer lokanta ça- hşanlannın Aziz EfeoğJu ile soyadlannı bilmediği Şa- ban, Aziz, Orhan ve 10-12 yaşında, yeni işe başlayan bir çocuk olduğunu belirten Suat Kaya, vücudundaki iz- leri gazetecilere göstererek, lokanta içinde dövülmeleri- ni diğer lokantalarda çalı- şanlann görmüş olabilecer ğini söyledi. AZİZ NESİN: Gericilik ] canımı sıkıyor İSTANBUL (AA)- detli göğüs ağnlan nedeniyT le tedavi altına alınan ünlü yazar Aziz Nesin'in kalp spazmı geçirdiği ortaya çık- tı. Aziz Nesin, ilk geldiği gün kalp spazmı gecirdiği- nin anlaşılmadığını belirte- rek "Elektroda bir şey gö- rünnıüyordu. Ama ben teş- hisimi koymuş ve kalp spaz- mı geçirdiğimi anlamıştım. Daha sonrayapılan kan test- lerinde de kalp spazmı gecir- digim ortaya çıkn" dedi. Dr. Arif Akgül, Nesin'in cumartesi günü taburcu edi- lebileceğini de sözlerine ek- ledi. Türkiye 'de "dinsel ge- rk^nhnlailerlediginigor- menin" kendisini çok üzdü- ğünü belirten yazar Aziz Nesin, "Son günlerde çok sı- kılryordum. Türldye'de ya- şanır da insanın canı sıial- maz mı? Şu ülkenin hahne bak_ işçiler, memurlar ge- çim derdinden sokaklara düşmüş, üç kuruş parayla geçinmeye çaüşıyorlar. Bu arada dinsel gericilik şahlan- mış gkliyor. Bunlara çok ca- nım sıkdıyor" diye konuştu. 4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle