Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 HAZİRAN 1995 PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
Süleyman Demirel üzerine...
Prof. BAHRİ SAVCI
T
urkıye'nın, Süleyman
Beyle bır sure daha "meş-
gul"olacağı göruluyor
Kendısınden, boyle, düpe-
duz soz ettığım ıçın hem
kendısınden hem okurlar-
danözürdılenm 53 yıldır, hem devlet bı-
lımlen okuyan, hem de okutan bınsıne,
devlet başkanından, gereklı mücadele de-
yışlen ve uslubu dışında söz etmek, pek
yakışmaz Fakat, ne> leyehm kı bu dev-
let başkanlanndan kımılennın, o maka-
ma pek sığmayan tavırlan, gorev yapmış
bıçımJen ve anlayışlan, makam gereğı-
nın ve anlayışının estetılden ve anlayış-
lan dışına o kadar taştı kı bız yurttaşla-
nn "riayetleri'' de törpulendı
Cumhurbaşkanı Süleyman Bey, ılk
başbakanlığmın, o ılk aylannda Mülkı-
ye'yı görmeye gelışını anımsıyorum
Unıversıte zıyaretJenne, neden Sjyasal
Bılgıler Fakultesı'nden başlamıştır)
O fa-
kulte kı 1961 Anayasası nın oluşumuna
en çok katkı getıren bır kurum ıdı ve baş-
bakan olarak Süleyman Bey "Bu anaya-
sa fle ülke ydnetflemez" dıyecektı, kısa
bır sure sonra
Ama SBF, o sıralarda, devlet bılımı
okutan tek kurum ıdı Onun ıçın Süley-
man Bey'e, tam btr ıtıbar gostermelı ıdı
Bunu eksıksız gösterdı de
"1961 Anayasası ite ulke yonetikmez"
sozu, aslında, "Buulke.demokrasıDevö-
netilemez" değerlendınlmesıvle eşan-
lamlı ıdı Fakat "Daha gençtır ve ancak
bir teknokratûr, zamanJa oğreıur" den-
dı
Fakat, o Celal Bayar'ın. kendısınden
söz edilırken "Şu bizfan su mfidunı değiJ
mi" dıye hafıfsedıgı kışılıgıne Süleyman
Bey, "demokrasi devlet adamhğr figü-
runü vetmeye pek gerek gormedı
Derken Evren Paşa ıle dort ortağının
"demokrasiye Fetref donemı geldı Na-
lınlanyla^demokrası ûzenne basa-basa
yuruyen Ozal ıle bırlıkte
Işte bu, -demokrasiye bir 'bid'at' olan
dönemde, Süleyman Bey'ı bu kez bır
"demokrası havansi" olarak gorduk Ben
buna "Aydınlar Ddekçesi" ıçın kendı ta-
kımına ışaret vermesı ıçın Süleyman
Bey'e gıttığımız zaman, tanık da oldum
\edeınandım Bırçok kışının, ınanma-
yıp "Yani-kâni" oykusunü anımsatma-
lanna karşın "Beşer, değjşken bir var-
hkür" kurahndan medet umarak
Derken Çankaya gûnlen geldı Sankı
Özal, kendısının yol gosteren ağabeyı
ımış gıbı onun sakım (kötu sonuçlu-yan-
lış)espnsmmmanyetığınegirdı Açıkça,
Ozal'ın "Mr. Bush President'liğTne he-
ves edışı gıbı bır havaılık gostermeden
yanı, "başkanlık sistemi"nı ılen surme-
den, Çankaya'nın "kudretli cumhurbaş-
kanı"rolunu oynamaya başladı
Ne ımış0
Kendı kışılığını tanhe gommek ıste-
yen o kntık gunlerde bıle aleyhınde bu-
lunduğu 82 Anayasası 'nın, gerçek parla-
mentanzmımızın ozüne sığmayan sap-
tırma, ruzulı haşıvlerden ıbaret hükûm-
lenne sığınmaya başladı 82, kendısıne,
"doletin başı" nıtelemı ıle anayasal gö-
rev ve yetkıler venyormuş, bunlan yen-
ne getırerek gorevını yaparmış
Süleyman Bey, boyle bır sav ıle etkılı
ve etkın bır "devlet başdığı" rolünu oy-
namaya başladı
Tamam da ışın ıçmde kımı mcelıkler
\ar
Evet Devlet, organlannın duzenlı ve
uyumlu çalışmalannı gozetır Yasama,
yurütme. yargı ıle ılgıiı kımı görev ve
yetkıler değıldır Bızzat "hükum koyma"
(yasa-yonetmehk yaparak) bızzatıcrada
bulunma (bu hukümlerle, somut eylem-
lerde bulunarak) bızzat yargı karan alma
(hukuk hukürrdennı somut olaya uygu-
layarak), egemenhğın asıl yetkı alanını
oluşturur
Bunlann da sahıplen, objektıf hukuk
kurallan koyan "parlamento"dur Bu ku-
rallara gore kamu hızmetlen kuran, de-
ğıştıren, kaldıran ve böylece, kamu ışle-
nnın tumunun sevk ve ıdare edıcısı olan
hukumettır Bütün anlaşmazlıklarda, de-
mokratık anayasa ve yasalann gosterdı-
gı gerçek hukukun ne olduğunu dıyen
bağımsız yargıdır Bunlann arasında da
parlamentanzmın cumhurbaşkanı yok-
tur
Vakıa, anayasaya göre yûrötme, cum-
hunyetın temel organlanndan bınsıdır
Cumhurbaşkanı da onun hatta ılk uzvu-
dur Bu suretle, parlamentanzmde, ıkı
başlı bır ıcra (yurutme) uzvu varmış gı-
bı gözukür Ama bu bır goruntüden baş-
ka bır şey değıldır parlamentanzmde
parlamentanzmın butûn tanhı, herülke-
de, tahtlarla meclısler arasında geçen bır
demokrası savaşımı tanhıdır Bu sava-
şım, tahtlan egemenlık yetkılennden
soymakla noktalanmıştır Fakat ancak
parlamenter demokrasının tanhsel yapı-
sının bır anısı olarak devlet başkanlığı
sürmektedır ve o da ıcranın başında, ta-
nhsel anıya bır saygı olarak yer almak-
tadır Fakat butun egemenlık yetkılenn-
den soyuJarak Bızım 82, bu geleneğe
uyarken EvTen Paşa 'nın ve generallennın
"Icuvvetii deviet-kuvvedi başkan" duşle-
nne sadık kalarak Evren Paşa ıçın ana-
yasaya, bır surü haşviyat koymuşlardır
Şımdı, bızım demokrat Demırel de
bunlan, bızım parlamenter demokrası-
mızın oğelen sayarak onlan benımseme
davranışı ve tutkusu ıçındedır Ama gor-
mek gerekır kı 82 bıle, yürütmenın (ıc-
ranın) gerçek başı olarak başbakanı ınşa
etmıştır tktıdar partısının liden -genel
yönetımın şefi- ıcranın başı olarak Kur-
duğu kabıne-hukumetı, her türlu yeğle-
melen, kararlan, uygulamalannda, sevk
ve ıdare ederek
Bu arada, Demırel'ın sunsıkı sanldığı
104 maddedekı yetkıler akla gelınce, he-
men bılmelıyız İcı bunlar, demokrasının
teorisi-teorenM- doktrini açısından, ege-
menlık yetkılen değıldır, yasamanın, yu-
rütmenın yargının gûnlûk gıdışındekı
(revışındekı) ıkmcıl eylem ve ışlemlerdır
Demırel, bunlara dayanarak re'sen uygu-
lamı ve yeruıe getmlmesı zorunlu olan
bır yasa -bır tüzuk- bır onerge yapamaz
bır hendek açamaz, on kuruşluk bır da-
vaya bakamaz, uluslararası bır belgeyı
ımzalayamaz (Sız, Ozal'ın, şışıne-şışıne,
bır antlaşmayı ımzalamasına bakmayı-
nız O, anlayanlan gulduren bır basıthk-
t»)
Yanı.özeünözetı Cumhurbaşkanı, so-
rumsuz -bu nedenle yetkısız- çünkû, yan-
sız bır kışıdır Ancak bılgısı formasyo-
nu, deneyımıyle sıyasal arenada dıyalek-
tık bırsureç ıçınde bırbmyle zıtlaşan yet-
kılı organlar arasında, uzlaşmayı bulma-
ya çaba gosterecek bır katalızördür Fu-
zulı yetkıler kullanması onu ıster-ıste-
mez, eylemsel sıyasaya bulaştınr Böy-
lece kredısını yıtınr, o
Fakat gel gör kı sorumlu hukümetın
ışbırlığıyle alınacak parlamentonun ka-
rarlannı referanduma sunma yöntemıne
kadar her alanda savlar ve önenler ılen
sürmektedır Nazık bır duşun özgurlüğu
sorununda konunun içerigı-alanı,suurla-
n- oiçutieri, ancak yetkılı organlara meş-
veretlen ıçınde çözulebıhr Bunun dışı,
fetva ıstıdatlı yontemlere ıtıbar etmeme-
hdır Rejımındernokratıközunudeğıştır-
me ıstıdadındakı referandumun, sağlıklı
bır sonuç vermesı çok aydmlık ıçınde
olanaklıdır, ancak ıyı hazırlanmadığı, ay-
dmlık ıçınde sunulmadığı zaman, bır re-
ferandumun, demokratık rejırrun gerçe-
ğını verebıleceğı, erbabı arasında, düşu-
nulmelıdır
Sıyasal konulan düşunen kımı sıyasal
çevreler, konulan çozme yetkı hlennın,
ağır davrandıklannı ve çok zaman da
yanlış yaptıklannı soyleyıp, Demırerın,
ağırlığını koyarak ışı bıtırmesını ıstıyor-
larmış
Iş bıtırmek ıçın mı Demırel, koalısyo-
nu akamete ugratma, Çfller'ı ıktıdardan
-partı lıderlığınden- düşurme, Meclıs'ı
kendı normal süresınden aşağı çekme
manevralanna gınşıyor"
Koalısyonun, Meclıs'ın, Çıller'ın yaz-
gısına, hûkmedecek olan Çankaya değıl-
dır Bu yazgıyı, Parti-hükumct- MecHs
dınamıklen behrler
Haydı dıyelım kı Demırel, sıyasayı, bu
koalısyondan -Çıller'den- ve bu Mec-
lıs'ten kurtardı Ne var kı sıyasal arena-
da sorumsuz -yetkısız- ve yansız bır dev-
let başkanlığma davanan parlamentanz-
mımızın alacağı yaralar ne olacak7
Demokratlık, yansız makamı, dıyalek-
tık ıçındekı "siyasa" alaruna sokmamak-
tadır
ARADA BIR
NAZİFE GÜNGÖR
Gazı Unı Iletışım Fakultesı
Aykın Bir Seçim
Sistemi...
Bır sıstem, att bınmlen olan kurum, kuruluş ve or-
gutlenn ışlevlerını gereğı gıbı yenne getırmelen ıle an-
cak aksamadan yaşamını surdurebılır Eğer sıstem
ıçındekı bırımlerden herhangı bın gorevını tam olarak
yapamıyorsa bu durum, sıstemın obur bınmlennde
deetkısını gostenr Bırbınmdekı ışleyış aksaklığı obur
bınmlerce gıdenlmeye çalışılır Ancak bunda venm
sağlanması soz konusu olmadığı ıçındır kı hem bınm-
lenn ıcraatında hem de ortaya konulan ışın perfor-
mansında yeterlı ve gereklı duzeye ulaşılamaması
durumu ortaya çıkarak sıstemın butunu ıçın bırtakım
olumsuzluklar ve rahatsızlıklar doğmasına neden ola-
tHfır
Turkıye Sanayıcı ve Işadamlan Dernegı TUSlAD'ın
seçım sıstemıne ılışkın gınşımı Türkıye'de de boyle
bır duaımun yaşanmakta olduğunun somut bır gös-
tergesı olarak gorulmelıdır Seçım konusu hemen her
gun tartışma gundemının başında yer alan ulkemız-
de yıllardan bendır uygun bır seçım yontemı gelıştı-
nlemedı. Konuyla asıl ılgıiı bınmler olan yasama ve yu-
rutme, uzerlenne duşenı gereğı gıbı yapamayınca
TUSİAD kolları sıvayarak ışe koyuldu ve "çoğunluk-
çu uzlaşı"adıyia bır seçım sıstemı onensı getırdı
Aslında TUSİAD'ın boyle bır çalışma ıçıne gırmeye
neden gerek duyduğu, kendısını neden bu yonde bır
sorumluluk duygusuna kaptırdığı, ışın perde arkasın-
da sıyasal çevrelenn olup olmadığı vb sorular merak
konusu ve yanrt bekleyen sorular Ancak soz konu-
su seçım sıstemıne ılışkın onenler ve bunlarla ılgıiı ge-
rekçeler açıklandı Bu gerekçelerden bın Türkıye'de
çok yonlu kutuplaşmaların onune geçılmesı, sıyasal
ortamdakı zrtlıklann, uzlaşmazlıklann ortadan kaldı-
nlması olarak belırtılmektedır
Ikıncı olarak son yıllarda sıyasal yelpazenın hızla ge-
nışledığı, bunun sonucunda da gerek sağda ve sol-
da gerekse etnık duzeyde çeşıtlı toplumsal kesım ve
gruplann sıyasal arenada temsıl olanağı bulduğu ve
tartışma ortamına katılmakta olması Bunun da ge-
nış halk krtlelen nezdınde guçlu bır ret tepkısı ıle kal-
ması uzenne soz konusu azınlık kesımlenn sıyasal ka-
tılımlannın onlenmesı gereğı de one surulen gerek-
çelerden bın
Aynca Turkıye'dekı sıyasal uzlaşmazlığın onemlı
bır nedenının de azınlık oylanyla parlamentoya gıren
kuçuk partıler olduğu, dolayısıyla onlara da bu yon-
de olanak verılmemesı gereğı uzerınde durulmakta-
dır
Türkıye'de çoğunluğun egemenhğının sağlanması
ıçın butun bu engellerın ortadan kaldınlması gerek-
mekte Bunun ıçın de "çoğunlukçu uzlaşı" adlı seçım
sıstemı onensı sunulmaktadır Önenye göre belırle-
nen seçım bolgesınde kullanılan toplam oylann yuz-
de ellısını aşan partı, o bölgede seçımı kazanmış ola-
caktır Ancak hıçbır partı yuzde ellı sınınnı aşamaz-
sa, seçmenlenn ıkıncı tercıhlen, ondan dayeterlı ora-
na u/aşılamazsa uçüncu tercıhlen dıkkate alınacak-
tır
Dolayısıyla da bu seçım sıstemınde halkın çoğun-
luğu tarafından desteklenen adaylar seçımı kazana-
caktır Boylece ulke, azınlık hukumetlenyle yonetıl-
mekten kurtulacaktır Çoğunluk ıktıdarlan yonetıme
gelecektır
Aslında burada bır yanılgı soz konusu Demokra-
sıler, çoğunlukçu değıl, çoğulculuk temelı uzenne
kurulurlar Demokrasılerde toplumun her kesımının
soz sahıbı olma, sıyasal duzeyde temsıl edılebılme
hakkı vardır Değışık gruplar, değışık goruşler elbet-
te kı çok kutuplu bır tartışma ortamında bırlıkte var
olacaklardır Her zaman uzlaşmaya varma zorunlu-
luğu da aranmamalıdır Çokseslılık esası asıl geçerlı
olandır
Oysa TUSİAD raporunda demokratık duzenın ge-
reğı olan butun bu durumlar olumsuzlanmakta, ço-
ğunluğun mutlak egemenlığının gereğı one surulmek-
tedır Yuzde ellı oy oranını aşamayan partılere de, on-
lann seçmenı olan azınlıklara da hıçbır söz hakkı ta-
nınmamaktadır Türkıye'de şu anda yuzde ellı oranı-
nı aşabılecek partı sayısı ıkıyı geçemez Taş çatlasa
uç olabılır Ya gen kalanlar ne olacak? Ya demokra-
sının gereğı olan çok partılı sıstem nerede kalacak?
Çoğunluk hukumetı dıye bırya da ıkı partıyfe, tek bo-
yutlu, tek seslı bır sıyasal zıhnıyetle, tartışmalara ola-
nak vermeyen dıngın bır sıyasal yetkeyle demokra-
tık rejımlerın yaşaması nasıl mumkun olabılır?
Ama TUSlAD'dan çıkacak bır seçım onen raporu-
nun da başka bır nıtelıkte olması duşunulemezdı el-
bet Ekonomıdekı tekelcılığı sıyasettede ıstemelenn-
den daha doğal ne olabılır?
Kafalar nasıl kanştınlır?
M.EMİN DEĞER Hukukçu-Yazar
T
ürkıye'de, Ozal'la baş-
latılan küreselleşme
sevdası karsısında, ulu-
sal bağımsızlığı ve ulu-
sal kımlığı savunanlar.
eskıye özlem duyan, ye-
nılıf ı ısteme>en kışıler olarak nıtele-
nıyor Bır de çok şık(') ad bulundu
"Dinozortor"! Mıllıyet'ın Entellektû-
el Bakış sayfasının sorumlusu Şahin
Alpay'ın bır yazısı ûzennde durmak
ıstıyorum Başlığı "Hadi koyumuze
dÖDeUm".. Bu başlık bıle ne denılmek
ıstendığını anlatmaya yetıyor Kema-
lıst Devnm'ı savunanlann gerçek dışı
sav larla eleştınldığL asagılamaya çalı-
şıldıgı yazıda Alpa>, Cumhunyet Tür-
kıyesı'nın devnm kazanımlannı yok
sayma pahastna, çagdaş olan her §e> ın
Demokrat Partı'yle kazanıldığını sa-
vunuyor OnagöreKemalıstduşünce-
yı uygulamaya kalkı^mak, ekonomi-
de: "yabancı sermayeyı kovalım fab-
nkalan mıllıleştırelım kalkınma se-
ferberlığı ılan edelım ımece veangar-
ya usuluyle dunyaya kalkınma dersı
verelım Hadı Turkıye'nın son yanm
yûzyılda yaptıgı her şeyı tersyûz ede-
lım " Siyasada: "Bürün uluslararası
ılışkılen koparalım, NATO Antlaş-
ması ve "ÇeldçGöç" çerçevesınde ul-
kemızde bulunan yabancı askerlen
yurdumuzdan kovalım Batıya karşı
tam bağımsızltğımızı yenıden ıhdas
edelım'(l) Uluslararasıılışkılergere-
ğı benımsedığımız ınsan haklan söz-
leşmelennden ımzamızı çekelım'"
"Ve sıyası parhlenn hepsını kapa-
tıp, Cumhunyet Halk Partısı çatısı al-
tında bırleşelım
1
" demektir.
Yazar uyanyor "Bunlan abartma
sanmavın" dıyor
1
Çünkû. yazara gore
ulusallığı savunmak yozluktur,
1930'larTürkıyesı'nedönmektır Oy-
sa Turk devnmı, asla durağan degıldır
v e Mustafa Kemal'e göre "Devrimler
başlar ama bitmez." O, bu özdeyışle
devnmın sureklı olduğunu vurgula-
mıştır Aynca gelecegı dondurmuş,
"benim arddbnm akfa ve bitimı rehber
edenlerdir" sözlen ve hedef gösterdı-
ğı çağdaşlıkla, devnmın süreklılığıne
ve yonetıme ışaret etmıştır (2)
Yazar, adını vermeden Kemalıst
Devnmı yenyor ve Turkıye'nın son
ellı vıllık kazanımlannın o dınozor
Kemalıst yanlılannca heba edılmesın-
den korkuyor
Bu yazı başanlı bır polemık yazısi-
dır Ve Zulfıkar Doğan'ın 14 Ekım
1994 gunlu Mıllıyet te çıkan bır yazı-
sına göre değerlendınldığınde, başan-
lı bır kafalan kanşbrma yontemi uy-
gulamasıdır(3)
Bu görüşlenn yanıtı, Mustafa Ke-
mal'den almarak venleceknr
Önce şu ABD'nın ve ızleyenlenn
tuylennı dıken dıken eden(4) tam ba-
ğımstdık kavramına değınelım Bu
kavTamı, bıhnçlı ve kendı özünde ba-
ğımsız olan kışının bıle, fantezı an-
lamda ele alması düşünulemez Ba-
ğımsızlık once bıreyden başlar Kışı-
lığın altyapısıdır
Çok yakmda, lıberal görüş yanlıla-
nnca bır yazann düşüncelennden do-
layı ışıne son venlmesıne karşı goste-
nlen duyarlık, bıreyın duşünce bağım-
sızlığı ustüne oturtulmuştu ve elbet
doğruydu Bıreyın, duşünce bağımsız-
lığını savunanlann, bır ulusun bağım-
sızlığı söz konusu olduğunda, bağım-
sızlık savunuculanna dınozor gözüy-
le bakmalannın nedenı anlaşılabılır
mı
9
Burada bır kafa kanştırma uygu-
laması yok mudur
9
Kaldı kı bırevın düşüncesı, ıçınde
bulunduğu toplumun genel duşünce
ve göruşune göre bıçımlenır Bıreyın
bağımsızlığının ulusun bağımsızlığın-
dan aynlamayacağı nasıl bılmezden
gehnır
0
Bıreyın kımlığı ıçın gereklı
olan bağımsızlık, ulus ıçın gereksız
olabılır mı'' Bıreylen bağımsızlığın bı-
lıncınde olmayan uluslar, bağımsızlı-
ğına kavuşamaz Yıne bağımsız olma-
yan uluslann bıreylen de bağımsızlı-
ğın anlamını bılemezler Bağımsız ol-
mayan bır ulus kendı kımlığını yıtır-
mış değıl mıdır
9
Bakın dınozorlann Mustafa Ke-
mal'ı bu konuda ne dıyor
"Btr ulus. kendi gücüne dayanarak
vartık ve bağımsıztığmı sağlavamazsa.
şunun bunun ovuncağı olmaktan kur-
tulamaz.- Bu nedenk ulusaJ gucu er-
ken ve ulusal ıstencı egemen kılmak il-
kemtzdır.." Bunun ıçın "Bırevlerdüşu-
nfirolmalıdır. .Bırolerduşunurolnıa-
dıkça haklannı anlamış bulunmadık-
ça, v ıgınlar tstenılen vone, berkesce iyi
ya da kötu vonlere surükk'nebilirler.
Kendinıkurtarabılroekıçın her bireyin
ulkenın alm yazısıyia kendisinin i^i-
lenmesı gereldr."
Işte bugun fantezı bır yazıya konu
edılen Kemalıst bağımsızlığın anla-
mı Kışının. bıreyselleşmeden ba-
ğımsız olamayacağını ve ulusun ba-
ğunsızlığının bıreyın bağımsızlığın-
dan geçtığının belgesı Bırey önce
kendinı kurtarma bılıncıne erecektır
kı ulusal bağımsızlık sağlanabılsın Bu
olmadan hıçbır kurtuluş olamaz Ke-
malıst Devnm 'ın temelınde ışte bu bı-
lınç yatar Bağımsızlık ve ulusal ege-
menlik. 1920'lenn başında Osmanlı
mülkünde -ulkesınde- olmayan cum-
hunyetın temelı, olmazsa olmazı olan
ıikeler
Pekı 1920'lere değın Osmanlı'nm
mulkünü yurt ve kulu olan ınsanı bı-
reyselleştırmeden, kışı kendısı ıçın var
olmadan, ülkesının yazgısıyla nasıl ıl-
gılenebılirdı
9
O mülkü nasıl yurt ya-
pabılırdı
9
Sait bunun başanlması bıle,
Kemalıst Devnm'ın fantezı konusu
yapılmasına ızın vermemelıydı
p
Çe-
kınmeden soyleyelım kı ulusal bağım-
sızlığa fantastık açıdan bakmak, ama
bıreyın özgürlüğünü savunmak, en
azından emperyalızmın oyununa gel-
mek değıl mıdır
9
Ya ekonomıde ne denlı dınozorlaş-
mışız
9
Bır de onu görelım Ama once
bu- noktaya ışaret edelım Sosyal ve
ekonomık olaylar, zamanının koşulla-
nna göre değerlendınlır Bu-devnmın
öznel koşullanna göre gelışen olayla-
n, günumüzun değer yargılanna göre
ırdelemek amaçlı da olsa yanhştır
1930'lar Türkıyesı'nde özel gınşımı
hangı sermaye öıgütleyecektı
9
Yoklar
ıçındekı bır ülkede ne yapılacaksa o
yapılmıştır NasıJ mı
7
"Birevleriıı özel guişimlerini ve ki-
şısel etkınlıkJennı esas tutmak: fakat
bır ulusun ve genış bır ulkenın butün
ıhüyaçlannın karşüanamadığım ve
bırçok şevın vapılamadığııu goz 5nün-
de tutarak ulke ekonomısını devteün
eüne alnıak?'"
Bu mudur bu-eyın gunşuncılığını
onlemek tmece, angarya usuluyle kal-
kınma ıronısıne konu ohnak
Yabancı seraıaye mı
7
"Bianı ûlke-
mız buyüktur; çok büyük sermayeye
ihtivaç vardır. Bu nedenk vasalarum-
za uvgun olmak (uv mak) koşuluv laya-
bancı sermayeye gereken guvenceyi
vermeye ber zaman hazmz."
Ama Mustafa Kemal, yabancı ser-
mayenınjandarmalığını yapmak ıste-
mez, ayncalıklı bır statüye hayır der
Yabancı sermaye "Bızım ıçın de onlar
için de yararb sonuçlar versin_. Bunun
dışındaki bir sermaye akujina izın ve-
rflemez."
Yabancı sennaye Türkıye'ye
1950'lere değın gelmemıştır Daha
doğrusu yeterlı ölçüde gelmemıştır
Nedenı Lozan Konferansı sonunda
Lord Curzon'un tsmet Paşa'ya soyle-
dıklendu- Kapıtülasyonlann sürdünıl-
mesıru ısteyen ve özellıkle antlasma-
nın ımzalanması ıçın olmazsa olmaz
koşul sayan ABD'nın dayatmasma
karşın, olur vermeyen Ismet Paşa'ya
Lord Curzon der kı
"Aylardan ben muzakereediyoruz;
Arzu ettiklenmızm hıçbınnı alamıyo-
ruz. Vermiyorsuııuz, anlayış gostermi-
yorsuDiız. Memnun degiliz sızden.
Ama ne reddersenız cebımızeabyoruz.
MemkkeOnız harapur ^ann gelecek-
sınız, o zaman bu cebımıze kmdukla-
nmızdan her bınnı bırer bırer çıkanp
size vereceğH."
Bu sözlenn bılıncındekı bağımsız-
lık savaşmın kadrosu, yabancı serma-
yeye sıcak bakamamıştır Ve bunda da
o kadroyu kusurlu bulmak ne denlı
doğrudur
7
Ş Alpay'ın, yabancı sermayenm
hangı amaçla ve koşullarla geldığını
• Arkası 19. Sayfada
Cumhuriyet
YILLIK'921 OCAK1991 / 31 ARALIK 1991 S M i
YDXIK'931 OCAK1992 / 31 ARALIK 1 9 9 2 ^ v-T
1991 ve 1992 yıllarının önemli olayları, belgeler
Buyuk boy, luk\ cıltlı, 458 suyfu
t Yurtta neler oldu?
t Dünyada neler oldu?t Ekonominin iki yılı
• Kültür, sanat, basın
• Yeşıl ve temiz çevre için yazılar j ^ j YILLIK
• Toplum ve insanlar BİRDEN
• 1991 ve1992'dençizgiler
250 000 TL
(KDV ,çmdc)
SARMAL
YAYINEVİ
/e/
Cumhuriyet Kitap Kulübü Çag Pazarlama A.Ş.
Türkocağı Cad. 39/41 (34334) Cağaloğlu-İstanbul Tel:512 05 05
MAFYANIN
EKONOMİ
POIİIİĞİ
Mafya Babalan ya da
Sermaye Eşkiyaları
Halil NEBİLER
Yuppilerin mafyalaştığı ülkemizde
mafya-devlet-sermaye sacayağının
gerçek, çarpıcı ve dehşet verici
öyküsü
Itahıuli C;ıd. l'ak Ilan. No: lft/4 (;ıj;;
lil: lO 212) 5I2 70 20 I ;t\: (0 212)5
ÇİNE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDENRAMAZAN İTİŞ'E DUYURU
1993 343 Es
Davacı Ayşe Gemıcı ve Hayatı Ancın tarafından, Turban Tatıl Köyu karşısı, Yıldız Market üstü No 24 Marmans adresı gostenlerek davalı Ramazan
ttış'e karşı 205 375 000 - TL'Iık tazmınat davası açılmış olup,Davalının göstenlen adreste bulunamadığı teblığ yapılamaması ve yaptınlan zabıta araş-
tırması sonucundan anlaşıldığından hakkındakı teblığın ılanen yapılmasına karar venlerek, duruşma 7 7 1995 günü saat 10 00'a bırakılmıştır Bızzat du-
ruşmada tum delıllennız ıle bırlıkte hazır bulunmanız ya da kendınızı bır vekıl ıle temsıl ettırmenız aksı takdırde hakkınızdakı davanın yokluğunuzda
yürûtuleceğı, ılanen teblığ yenne geçmek üzere ılan olunur Basın 27226
PENCERE
Keşke Haklı
Çıkmasaydık...
Krmı ınsan çevresınde olanbıtenlerı bır turlu anla-
yamaz, karmakarışık gorur
Oysa kanşık olan kendı kafasıdır
Eğer bır kımse Turkıye'dekı temel çelışkryı "asker-
sıvıl" ıkılısı uzenne oturtuyorsa, bıryanılgıdan yola çı-
kıyon onun ıçın en onemlı şey, Genelkurmay Başka-
nı'nın Başbakan'a mı yoksa Mıllı Savunma Baka-
nı'na mı bağlanmasıdır, resmı protokolde askenn ne-
rede duracağıdır, Mıllı Guvenlık Kurulu'nun konumu-
dur
Kafayı takmıştır
"Turkıye Cumhunyetı'nı askerler kurdular, bu
cumhunyet yıkılmalı "
Toplumdakı tum sınıflan ve katmanları yok saya-
rak duşünce uretımıne kalkışanlar, askerlenn yaptı-
ğı 82 Anayasası'na sıviller sahıp çıkınca şaşınyoriar
•
Soru
- 82 Anayasası bırkaç generalın manfetı mû Yok-
sa bu generaJler, ıç ve dış sennaye çevrelennın ıs-
teklennı mı yenne getırdıler?
Unlu ozdeyıştır
"Sûnguyle her şey yapılabılır, ama sungûnün üs-
tune oturulamaz "
Herasken yonetım, toplumun sınrf ve katmanlan-
na dayanmak zorundadır
•
Ordu, sılahlı guçtur
Ama bu guç boşJukta duramaz, biryere dayanmak
zorundadır Portekız'de faşızmın gucu sayılan ordu,
1973'te gerçekleşen "Karanfıl Devnmı" ıle bır anda
demokratıkleşmeye yoneldı Iran'da ordu, Şah'ın ve
Amenka'nın jandarmasıydı, Ayetullah Humeyni sı-
yasal ıktıdan ele geçınnce asker, şenatçının buyru-
ğuna gırdı Cezayır'de ordu ne yapacağını şaşırmış-
tır, ıkı camı arasında beynamazdır Kızılordu komu-
nızmın ıdeolojık eğıtımınden geçınlmıştı, Sovyetleryı-
kılınca şoven Rus ıktıdanna gore ayarlandı
Ya bızım ordu''
Hıç kımse "Turk Sılahlı Kuvvetlen laık cumhunye-
tın gûvencesıdır" dıye yan gelıp yatmasın
Şerıatçılık, oğretım, eğıtım, sıyaset ve tıcaret yo-
luyla guçlenıp halk tabanını gelıştırdığı zaman, asker
bu oluşuma gore ayarlanacaktır Tankatlann, cema-
atlann, şeyhtenn, polıtıka yaşamında tum sıyasal par-
tılen etkıledıklen göruluyor, gıdış o gıdış
Ne dıyoriar
"Refah Partısı, Meclıs'ı esıraldı"
Bır goruntudur RP, Nurcusu, Suleymancrsı, Fethul-
lahçısı, elbırlığıyle butun partılen avuçlannın ıçıne al-
mak ıçın çalışıyorlar Sermaye partılen ıse ne gerçek-
ten laıktır, ne demokrat' Türkıye'de burjuva sınrfı
Batı'dakı gıbı gerçek burjuva olmadığından, ozgur-
luklere kapalıdır
Ama bır sureçten sonra açılabılır mı?..
Soru ve sorun budur
•
12 Eylul anayasasını 12 Eylül'den 15 yıl sonra bı-
le sıvıller koruyorlar
Asker ne yapıyor^
Sıvıller, Guneydoğu sorununu askenn sırtına vur-
muştar; asker, bır yandan Kıbns'ı korumak, ote yan-
dan etnık terorle savaşmak zorunda . , ^ . J ,'
Parlamento ozgur değıl mı
9
Meclıs'ın ustunde hıçbır generalın ıpoteğı ve teh-
dtdı Damokles'ın kılıcı gıbı sallanmıyor
Ama sıvıller, 12 Eylul asken faşızmının anayasaya
ve otekı yasalara yukledığı antıdemokratık hukuktan
Turkıye Cumhunyetı'nı anndırmak yolunda bırkaç
adım bıle atamıyorlar
Çunku sıvıldırler, ama demokrat değıldırler.
•
1995'te Buyuk Mıllet Meclısı'nde yaşananlar, bu-
gune değın yazdıklanmızı doğruluyor
Keşke doğrulamasaydı
CHP
CUMHURtYET HALK PARTİSİ
İSTANBUL İL
BAŞKANKANLIĞI
DUYURU
Tüzük geçıcı 7 maddesı uyannca üyelen-
mız, sandık çevrsı çızelgelenne yazılarak ıl-
çe merkezlennde 15-21 Hazıran 1995 ta-
nhlen arasında askıya çıkartılmıştır.
Partıhlılenmizın bu süre ıçmde çızelgelen
mcelemelen, gerekıyorsa son genel seçım-
de oy kullandıklan sandığa göre oy kullan-
dıklan sandığa göre ısımlennı çızelgelere
yazdırmalan ılanen duyurulur.
İl Meclisi Adına
Ali Özcan
İI Başkanı
Sevgılı
SONER AĞABEY
Dostluğunu, ınsanlığını yaşamımız
boyunca taşıyacağız.
ZUHAL-MEHMET-RUTKAY
TATVAN ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo 1995/76 Esas
Davacı Abdulvahap Oktay tarafından davalı hasımsız
olarak açılan çek ıptalı davasının yapılan duruşmasında
Davacı tarafından Tatvan Iş Bankası Şubesı'nın 3019196
sen no'lu bıradetçekın ıptalı ıle, yıne Bıtlıs Iş Bankası Şu-
besı'nm 3039719 sen no'lu bır adet çekın ıptalı ıstenıldı-
ğınden bahıs konusu çeklen elınde bulunduranlann ışbu
ılan tanhmden ıtıbaren 3 ay ıçensınde mahkemenuze tev-
dı etmelen, aksı takdırde çekın ıptal edılerek hükumden
duşüruleceğı ılan olunur Basın: 27528