Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 HA2İRAN 1995 PAZAR
10 PAZAR YAZILARI
Batman bize de
gelse ne iyi olur
LONDRA
EDtPEMtL
ÖYMEN
Baktılar ki dûnyanın derdi bitmi-
yor, Batman'e yine rol verdiler. Kö-
tûlerin kökü kazınamadığına göre
gelsin Batman. Biraz da ekonomi-
den, sosyal siyasetten anlasa, valla
bize de uğrasa ne iyi olurdu.
Terörü çözerdi. Ithalatı kısardı. Ih-
racatı arttınrdı. Iç göçü tersine çevi-
rirdi. Faili meçhul cinayet dosyala-
nıu verirsin eline, bilgisayanna bir-
kaç tıktık yaptı mı şıp diye faili bu-
lurdu. Ekonomiyi yoluna koyardı. îç
borç stoğunu sûnger gibi emerdi.
Mafyaya dur derdi. Hatta belki ek-
meğin gramajını bile arttınrdı. Bat-
man bu. Boru mu!
Batman'ın yeni boyunu gelecek
ay beyazpendede göreceğiz bakalım.
Bundan öncekinde Michael Keaton
vardı. Michelle Pfeiffer vardı kedi-
kadın rolünde. Ve Danny De Vıto da
penguen olmuştu. Yeni üçüncü Bat-
man'ın isim listesinde bunlann hiç
biri yok. Yeni Batman Val Kimmer,
daha seksi, yüzü daha az kınşık. Si-
nema seyircisi gitgide gençleşiyor
ya, bilgisayar oyunu kahramanı gibi
plastik birini bulup çıkartmalan ge-
rekiyordu. Şimdi yeni Batman daha
çok para basacak. Kasalar dolup ta-
şacak.
Ve film kendi kendini amorti
edince bıraksınlar Batman bize gel-
sin. Ama aslında çeşitli sorunlar var.
Orneğin, o süper otomobilini hangi
yolda sûrecek? O süper tekerlekleri
çukurlara girip çıkar da aks kırarsa
ne olur sonra? tstediği her yere git-
mek isteyecek, ama bakalım gidebi-
lecek mi? Nereye park edecek? Kah-
yalarla anlasabilir mi dersiniz? Ya
tam bilgisayannı kullanırken elekt-
rik kesilirse?
Diyelim ki bütün sorunlar çözül-
dü. Ama acaba bize özgû sorunlan-
mızı anlar mı? Örneğin 12 Eylül'e
hepsi koro halinde karşı çıkan kerli
ferli birtakım adamlann, nasıl olup
da 12 Eylül'ü öven birparagrafi bi-
le değiştiremediklerini?
Anayasaya yapılacak dördüncü
derecede önemli değişikliklerin na-
sıl olup da "sivil anayasa" diye ta-
nımlandığını? Bir bakanın kalkıp üç
yabancı bayan milletvekiline haka-
ret etmesine ragmen hala nasıl kol-
tuğunda oturduğunu?
Aynı bakanın neden aslında böy-
le bir hakarete gerek duydugunu?
Bir yandan Batı'ya yaranmak için
olmadık taklalar atanlann aynı Ba-
tı'yı nasıl boş ve sığ iddialarla suç-
lamaya kalktıkiannı?
Bizce Batman gelirse hemen Aziz
Nesin'Ie görüşmeli. Aziz Nesin,
Batman'a, Tûrkiye'nin sorunlannın
kaynağını yûzde 40-yüzde 60 for-
mülüne göre anlatabilir.
Isveç, Melih Cevdet
Anday'la onurlandı
STOCKHOLM
GÜRHAN
UÇKAN
Daha yaz yeni başlarken, yazın en
güzel akşamını geçirdik bile. Isveç
Yazarlar Birliği'nin kent merkezin-
deki tarihi binasında geçenlerde bir
salı akşamı. az bulunur bir konuk
bizleri 'ağıriadı': Mefih Cevdet An-
day. Usta ozanımız, bilge insan An-
day, Malmö'deki uluslararası şiir
gühlerine gitmeden önce bir gûnlü-
ğüne Stockholm'e geldi. Anne-Ma-
rie Özkök tarafından çevrilen şiirle-
rinden oluşan şirin kitabın yayım-
lanmasına denk düşen bu ziyaret, şi-
irseverlerin böyle güzel akşam geçir-
mesine neden oldu.
Konuğun evsahibini ağırlaması
nasıl olurmuş, onu da gördük. Çün-
kü beynimizde kalan tat, hamarat el-
lerin yaptığı dolmalann ve börekle-
rin damağımızda bıraktığı tattan çok
daha uzun ömürlüydü. Melih Cev-
det, şiirlerinin önce çevirisinin okun-
masını istedi; aıdından kendisi Türk-
çesini okudu. Izleyicilerin büyükbö-
lümü tsveçliydi.
Melih Cevdet, bir şiirini tngilizce
olarak da okudu. Aynca arada bir iz-
leyicilerle bazen lngilizce bazen de
Türkçe şakalaştı. Salonun bir ucun-
da oturan SunaAnday,olgun ve gör-
gülü insanlara özgü ve sınırlı bir gü-
lümseyişle yaşam arkadaşını ve ona
sevgiyle bakan izleyicileri izliyordu.
Usta ozanımızla, geçenlerde 50.
yaşını kutlayan Özkan Mert, tsveç
Radyosu'nun Türkçe Yayınlar Bö-
lümü için bir söyleşi vaptı.
Melih Cevdet ile Anne-Marie'yi
izlerken, kaderin cilvesine kafam ta-
kıldı. Ozanlanmızı, yazarlanmızı
anadillerinden çevirerek lsveççeye
kazandırma sorumluluğunu, üç Is-
veçli kadının yüklenmiş olması duy-
gulandırdı beni. Sevgili Anne Marie,
daha önce Orhan Veli 'yi de kitap ha-
linde şiirseverlere tanıtmıştı. Şimdi
de, Anne-Marie gibi çeşitli şiir çevi-
rileri olan UHa Lundström de Aziz
Nesn'i hanl hanl çevirmekte. De-
ğerli yazanmızın kitabı yeni sezon-
da okuruna ulaşacak. Aziz Nesin'i
çevirmekte olan bir başka îsveçli de
Claire VTkbJom. Kendisini. televiz-
yondaki Türk Fılmlerini ve şarkıla-
nnın sözlerini bunca yıldır çeviriyor
olmasından ötürü hepimiz tanıyo-
ruz. Melih Cevdet, önceki çarşamba
günü eşiyle ve Özkökler'le birlikte
Malmö'ye gitti. Mutluluk sırası Mal-
mölülerde şimdi...
Bizim kantarnamus tartarMOSKOVA
HAKAN
AKSAY
- Sürekli Moskova'da mı oturuyorsunuz?
- Bekar mısınız?
Pek sevmediğim bu üriliyi bir kez daha ya-
mtlamak zorunda kalıyorum. Ve yanıtlann pe-
şisıra, karşımdaki kurnaz kara bıyıklann altın-
dan yapış yapış bir gülümseme farkediyorum.
Az önceki meraklı gözler, şimdi sinsi bir ışıl-
tıyla parlıyor. Imreniyor mu, kıskanıyor mu,
benden nefret mi ediyor, hayran mı oldu?
Yeni tanışmamamıza karşm salt aynı cinsi-
yetten olmamıza dayanarak, ancak kadınlara
karşı tek bir cephe içinde yer alan erkeider ara-
sında kullanılan bir bakış bu. Acaba bir-iki so-
ru daha sorsa, ona bütün sırlanmı açmak zorun-
da mı kalacağım? Bana verdiği yılışık avansla-
nn bir kısmını alsam, tepeme çıkacak görünü-
yor. Aman ciddiyeti elden bırakmamalı! Yok-
sa adam, çok sevdiği "Rus kadınlan" muhab-
betine bir girdi mi, bütün neşemi kaçıracak.
Tepkim, bu konudaki söyleşileri kendime ya-
sakladığımdan değil. Tersine, güzel olur karşı
cinsten söz etmek. Ama kör bir açlık duygusu
ve ulusal komplekslerbirleşince, en keyifli ko-
nular bile sığlaşıyor, zehir oluyor insana.
Moskova'ya kısa süre için uğrayan "cenga-
ver"takımına, bütün Rus kadınlannın, onlann
pahalı otellerde gördükleri cinsten olmadıkla-
nnı anlatmaktan artık neredeyse vazgeçtim. Is-
tanbul'a gelen bütün Rus kadınlannın "aynıyo-
lun yolcusu" sayılmasına karşı çıkmaktan da
iyice yorulduğumu hissediyorum. On bir yıl
boyunca içinde yaşadığım bir toplum üzerine,
yüzeysel "hemşeri muhabbetleri''dinlemekten
de bıktım.
Ama pek de derin bir cinsel kültüre sahip ol-
mayan erkek toplumunun, kendine "Evvefal-
fah" güvenerek başka ülkelerde doğup büyü-
müş olan kadınlara durup dururken çamur at-
masına göz yummak da haksızlığa katılmayı
andınyor.
Rezillik o kadar büyük boyutlarda ki, devle-
tı temsil eden bir "erkek adam"yabancı parla-
menterlere, öyle veya böyle, ama sonuçta altı
harfli çirkin bir sözle saldırdığında, garip yo-
rumlar duyabiliyoruz:
- Yahu, tam da Avrupa ile bütünleşirken söy-
lenir miydi bu söz?
Yani başkalannın namusuna dil uzatmanın da
birsırası var!..
Ya güneyde iğfal edilen ve öldüriilen turist
kadınlar? Kendileri mi kaşındılar? Onlar zaten
böyle cezalara "müstahak" mıdır?
Rus, Alman ya da Fransız kadınlannı, Türk
kadınlanyla kıyaslayarak "namussuz" damga-
sını vuranlar neye dayanıyorlar? Kadının namu-
su. o, erkeğin yanında fazla konuştuğu zaman
giderek eriyen bir buz mu? Kadının yürüyüşü
ve giyinişi, onun onur düzeyini ayna gibi gös-
teriyor mu? (Ya ozanın, "Çarşaflı ama hafif
meşrep"dediği kadınlar?) Kadın ahlaknıın öl-
çüsü cinsel partner sayısı mı? Yoksa seksin, res-
mi ya da dini nikah altında yapılıp yapılmama-
sımı?
Sakın bu "namus kantarian". kendileri açı-
sından erişilebilır tek kadının nüfus cüzdanrrî^
da T.C. harflerinin bulunmasından dolayı öte-
kileri "zaten beğenmediklerini" açıklayarak
kendilerinı tatmin etmeye çalışıyor olmasınlar?
Bir ülkedeki kızlık zan sayısı, evlilik dışı iliş-
kilerin oranı, boşanma yüzdesi vs. üzerine araş-
tırmalar yapılıp sonuçlar çıkanlabilir. Ama ka-
falann ve yüreklerin içine girilemez. Namus
ölçümüyapılamaz. Bir başkasının Türk kadın-
lannı lekelemeye çalışması elbette bizi kızdı-
nr. Ama yabancı kadınlara iftira atan bir
Türk'ün de kimseden özel bir anlayış talep et-
meye hakkı olmamalıdır.
Çünkü namusun ulusal kimliği yoktur.
Oy
nun
hikâyesi
Küçûk bir oğlan
çocuguna cinsel tacizde
bulunduğu gerekçesij Je
geçen > ıl suçlanan
Michael Jackson
itjbanru yeniden
kazanmak amacıyla
yeni bir atjlım başlatü.
ABD'li pop star,
piyasaya yeni çıkan
albümünün şerefine dev
bir he> kelini yapürdı.
''O'nun hikajesi"
ismiyle piyasaya sürülen
albüm için geniş bir
reklam kampany ası
yürürülüyor. Bunun için
de Jackson reklam
şirkederine mih/arlar
dökmekten kaçınmıyor.
Albümüyle aynı ismi
taşrvan dev hevkeli de
rekİam kampanyasının
bir parçasL Thames
nehrini boydan boya
dolaşan lOmetre
yükseküğjndeki
heykeliyle Michael
Jackson Londra'ya
tepeden bakıyor. 4 kath
bir bina yüksekliğindeki
heykel, Âvrupa'da
cirisleri arasmda
dokuzuncu sırada yer
aJıyor.
• 18-35 YAŞLARIARASINDASINIZ !
• ORTA DÜZEYDE ÎNGtLİZCE
BÎLİYORSUNUZ !
• İNSANLARA YARDIM ETMEYİ SEVİYORSUNUZ
• İNGÎLTERE'DE DtL PRATİĞİ YAPMAK
ÎSTİYORSUNUZ !
• VE FAZLA PARA HARCAMAK ISTEMtYORSUNUZ !
ÖYLEYSE BİZİ ARAYIN
F.KERİM GOKAY CAD. 21/1 HASANPAŞA
KAD1KOY-ISTANBUL
TEL: (216) 336 93 »4-336 14 13 FAX : (216) 336 68 78lı» fn
Insıder Tıp for mounlaın hohdays
Small but chic
For Informatıon: Tounst OfTlce Gstaad-Saanenland. 3"?80 Gsiaad
Phonc -41 3()'X8I 81. Fax +4l'30'8 8l 33
İLAN
T.C.
KOZAKLI ASLtYE HUKUK
MAHKEMESİ
EsasNo: 1994/5
Kozaklı, Karahasanlı Kasabası. Sadık Ali Mahallesi
Cilt: 029-03, Sayfa: 25 kütük sıra: 77 noda kayıtlı, Ali
ve Rahime'den olma 6.5.1949 doğumlu Yagmur Kılıç'ın
16 yıldan bu yana kayıp olduğu, nerede oldugunun bi-
linmedıği nedeni ile Kozaklı Asliye Hukuk Mahkeme-
si'nin 1994/5 esas sayılı dosyası ile eşi Keziban Kılıç ga-
iplik davası açmış olup, adı geçen şahıs hakkında bilgi-
si olanlar ve bu davaya katılmak isteyenlerin ilan tarihin-
den itibaren biray içerisinde mahkemerruze müracaat et-
meleri ilan olunur.
Basın: 26399
Rado Svviss Open
Gstaad
luly 8-16
PALACEHOTEL
GSTAAD
SWITZERLAND
Please call
Phone +4130/83131
Telefax+4130,43344
'ŞhtFjeadinfHotdso(ÜKWoıidi
İLAN
SULTANDAĞI
ASLÎYE HUKUK
HAKtMLİĞl'NDEN
Sultandağı Yakasi-
nek kasabasından Halil
Gültekin tarafından da-
valılar aynı yerden Ek-
rem Korkmaz ve Şerife
Türkseven vs. aleyhine
mahkememize açılan
tapu iptali ve tescil da-
vasının yapılan yargıla-
masmda davalılardan
Osman oğlu Ekrem
Korkmaz'ın yapılan
tüm aramalara rgmen
adresi tespit edileme-
miş olup dava dilekçesi
ve duruşma günü kendi-
sine tebliğ edilememiş-
tir.
Bu nedenle adı geçe-
ne dava dilekçesi ve du-
ruşma gününün ilanen
tebliğine karar verilmiş-
tir.
Davanın duruşması
18.7.1995 günü saat
9.20 "de olup Sultandag]
Adliyesi duruşma salo-
nunda yapılacaktır.
Belirtilen gün ve sa-
atte davalı Ekrem Kor-
maz'm geçerli bir ma-
zereti olmaksızın mah-
kememizdeki duruşma-
ya katılarak dava hak-
İcmdaki delillenni ibraz
etmediği takdirde yar-
gılamaya yokluğunda
devam edilerek karar
verilebileceği hususu
ilanen teblig olunur.
Basın: 26312
MARMARİS SANAT ETKİNLİKLERİ SERGİSÎ
30 HAZİRANDA
İÇMELER SANAT SOKAĞI ŞENLÎKLERİİLE
AÇILIYOR
SON FIRSAT
KATILIN KAZANIN!...
30 HAZtRAN - 20 EKİM 1995
Içmeler Belediye Parkı arkasında bulunan asırlık çam ağaçlannın ku-
cakladığı İÇMELER SANAT SOKAĞI'nda yer alan MARART
MARMARİS SANAT ETKİNLİKLERİ SERGİSİ'nde bu yıl için
sadece 40 seçkin sanatçıya yer var.
30 haziran - 20 ekim tarihleri arasında açık kalacak bu sergi sırasında
Sanat Sokağı'nın kalbi, her gün bir başka türlü atacak. Bazen bir yaza-
nn imza günüyle, bazen bir müzisyenin konseriyle, bazen bir pando-
mimcinin rnim gösterisiyle, bazen bir sokak tiyatrosunun oyunu ile şen-
lenecek Içmeler Sanat Sokağı.
MARART Marmaris Sanat Etkinlikleri Sergisi'nde yer alacak re-
sim, fotoğraf, sinema, tiyatro, heykel, müzik, gravür, edebiyat sanatçı-
lannın yanı sıra deri, gümüş, yün halı, kilim, toprak, cam, bakır, ipek,
ağaç, tekstil ürünlerini işleyerek, onlara hayat veren, sanat eseri kimliği
kazandıran, turizmin bir kültür ahşverişi olduğuna inanan tüm sanatçı-
lan, İÇMELER SANAT SOKAĞI MARART MARMARİS SANAT
ETKİNLİKLERİ SERGİSİ'ne katılmaya, îçmeler Sanat Sokağı'nda
geçirecekleri bir yaz sezonuyla, daha güzel, daha özgün, olağanüstü
şeyler üretmeye, sanat düşünmeye, sanat gülmeye, sanat içmeye, sanat
solumaya çağınyoruz.
MflRflRT E İÇMELER HABER GAZETESl / PARK FM / VÎLLA EKİP
IŞBlRLlĞlYLE GERÇEKLEŞTlRlLMEKTEDİR.
MARMARİS SANAT ETKİNLİKLERİ SERGlSt
DANIŞMA TELEFONLARI: (0 252) 413 11 77 / 78 - 455 36 74
Fax: (0 252) 413 11 78 - Ist. Tel: Duygu Ankara 225 45 45
DİKİLİ ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN DUYURU
Sayı: 1994/375
Davacı Armağan Zeybekler'in davalılar Adem Güler
ve Muharrem Türkmen vs. hakkında açtığı tazminat da-
vasının yapılmakta olan yargılamasında; davalılardan
Adem Güler ve Muharrem Türkmen tüm aramalara kar-
şın bulunamadıklanndan 6.7.1995 saat 11.00'de yapıla-
cak duruşmada bızzat bulunmalan veya kendilerini bir
vekil ile temsil ettırmeleri ilanen duyurulur.
Basın: 27520
KULU ASLtYE HUKUK HÂKİMIJĞİ'NDEN
Dosya No: 1994/625 Es. 1995/220 Karar
Davacı Ali Mermer vekili Av. Hasan Ali Kılıç tarafından davalı Gülperi Menner aley-
hine açılan şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davası mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonunda; Konya ili Kulu ilçesi Dinek Mahallesi cilt no: 005/01, sayfa: 58,
kütük sıra no: 13 'te nüfusa kayıtlı Faik oglu Saadet'ten olma 2.2.1966 dogumlu Ali Mer-
mer ile yine aynı yer nüfusuna kayıtlı Ramazan kızı Fatma'dan olma 20.4.1971 doğum-
lu Gülperi Mermer'in Medeni Kanun'un 134. maddesi gereğince şiddetli geçimsizlik
nedeni ile boşanmalanna karar verilmiş olup; Davalı adına çıkartılan tebligatlar bila ik-
mal döndüğünden zabıta marifetiyle de yaptınlan tahkikatta davalının nerede olduğu bi-
linmediği, adresinin tespitinin de mümkün olmadığı anlaşıldığından boşanma ilamının
davalıya ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla davalı Gülperi Mermer'e mahkeme ila-
mının iş bu ilanın ilan tarihinden itibaren 15 gün sonra yapılmış sayılacağı ilanen tebliğ
olunur. Basın: 26556
Reichstag
paketleniyor
BERLIN
GUNER
YÜREKLtK
Berlin yine tarihi günleri-
ni yaşıyor. Her yerde bir te-
laş, bir telaş. Beş yıl önce du-
vann yıkılışından sonra bu
ganp kent yine alışık olma-
dığı bir karmaşayı yaşıyor
Oysa Berlin, '20'li yıllann
bereketi ve şımanklılığının
ardından, bir savaşın en ağır
darbelerini yemiş; etrafı.
aman künse gırmesin diye
tel örgülerle çevrilmiş, bırtür
karantinayaalınmıştı. 40-45
yıl bu böyle sürdü. Berlin'e
yerleşmeye cesaret edenler
ödüllendinldı. Sonra birden
o tel örgüler gitti. Berlin ne
olduğunu şaşırdı. Dünyaya
açıldı. başkent yapıldı. O hâ-
lâ "ben acaba gercekten baş-
kent miyiın?'' diye düşüne-
dursun, son birkaç yü içınde-
ki gelışmeler aldı başını yü-
rüdü; ona beklemediği gö-
revler yükledi.
Duvarlann yıkılmasıyla,
doğu ülkelerinden, Macaris-
tan'dan, eski Yugoslav-
ya'dan, Rusya"dan, Polon-
ya'dan gelen göçmenlerle, o
kendi halinde kentın hem ya-
şamı hem de yaşananı değiş-
ti. Şimdi Berlin, çokuluslu ve
çok kültürlülüğün zorlu bır
kavgasım veriyor. Yakın bir
gelecekte gerçek bir dünya
metropolü olmaya hazırlanı-
yor.
Bulgarasılh Amerikalı sa-
natçı Christo'nun eşı Jean-
ne-Claude ile birlikte Re-
ichstag binasını paketleme-
si, tüm dûnyanın dikkatlen-
nı bir kez daha bu kente çe-
keceğe benziyor. Paketleme
süresince Berlin'e en az 4
milyon turistin gelmesi bek-
leniyor. Reichstag binasını
örtecek, 70 parçadan oluşan,
60 ton ağırlığındaki, 100 bin
metrekarelik alüminyum ka-
nşımı kurşuni kumaş, önce-
ki (cuma) sabaha karşı ro-
mörklarla ve özel polis kon-
voyuyla Berhn'e getirildi.
Profesyonel dağcılar. ikişer
metrelik kumaş parçalannı
Reichstag binasından aşağı-
ya yuvarlamaya başladılar.
Bınanın tümünün paketlen-
mesi, şimdi buna "örtütane-
sf denıyor. bu hafta içinde
bıtecekmış."Acabaortava ne
çıkacak?" diye hepimiz me-
rakla beklıyoruz.
Fakat olay yalnızca Re-
ıchstag'ın örtülmesi değil.
Bütün Berlin seferber oldu, '
Reichstag bınası örtülecek
diye. Her yerde Christo var.
Eğer verilen sayılar abartılı
değilse, Reichstag binasının
örtülü olduğu sürece Ber-
lin'de tam 2.700, evet yanlış
okumadınız, iki bin yedi yüz
adet kültürel etkinlik düzen-
lenmiş. Buna daha yenileri
de ekleniyormuş. Nedirbun-
lar? Tek tek sayamayacağı-
mız sergi ler, konserler, otu-
rumlar. özel şehir turlan,
müze gezileri vs. Müzeler
gece yanlanna kadar açık
kalacak. Normal olarak ak-
şam saat 18.30'da kapanan
mağazalar, dükkânlar da...
Reichstag binasının paket-
lenmesı Almanya'nın savaş
sonrasında yasayacağı en bü-
yük sanatolayı olarak değer-
lendiriliyor. Dünya metropo-
lü olma yolunda önemli bir
adım sayılıyor.
Haziran ayı, Berlin ve
Berlinliler için ölü mevsim-
dır aslında. Yaklaşan okul ta-
tiliyle tıyatrolar kapanır, kül-
tür-sanat etkinlıkîerine ara
verilir ve kent, ağustos sonu-
na dek bir sessizliğe gömü-
lür. Bu yıl öyle olmayacak.
Hain tuzaklarda kan uykularda
Vurulduk ey halkım unutma bizı
Yavukluyerine çıplak mavzere
Sarıldık ey halkım unutma bizi
18.06.1979 yıhnda haince
öldüriilen emekçi öğretmen
REMZİ AKSAKAL'ı
saygıyla anıyoruz.
Cebrail,
Ne bir adım arkada
Ne de unutuşun
soğukluğunda
Hayatlanmızın hâlâ
tam ortasındasın.
BERAT-BERRİN-SEBO
ELBİSTAN SULH HUKUK MAHKEMESİ
Davacı Hasan Topsakal vekili Av. Münir Ümit Uğur-
lu tarafından davalılar Nezihe Çıtak ve arkadaşlan aley-
hine mahkememize açılan ELbistan ilçesi Kızılcaoba
Mahallesi Pınarbaşı mevkiinde kain 608 ada 1 parsel sa-
yılı taşınmazın paydaşlığın giderilmesi davasının yapılıp
bitirilen açık duruşması sonunda;
Davalılardan muris Ahmet Bilgin, mırasçılan olan Mu-
sa Kâzım ve Naıle oğlu 1333 D.'lu Hüseyin Avnı Aksoy,
Musa Kâzım ve Emine'den olma 21.2.1334 D.'lu Şadiye
Aksoy, Ali ve Aişe'den olma 1340 D.'lu Zeynep Bilgin,
H.ReşitveZeynep'ten olma 1.2.1945 D.'lu Ozdemır Bil-
gin, 30.3.1946 D.'lu Yüksel Bilgin, 11.5.1948 D.'lu Se-
lahattin Bilgin, H.Reşit ve Hacıkız Emine Örs'ten olma
1.2.1956 D.'lu Şenay Bilgin, H.Reşit ve Zeynep'ten ol-
ma 10.3.1953 D.'lu Necmettin Sadık Bilgın'in teblıgata
yarar açık adresleri bütün aramalara ragmen tespit edile-
mediğinden adlanna ilanen teblıgat yapılmasına karar
verilmiş olmakla; mahkememizin 21.2.1995 tarih ve
1993/66 Esas 1995/45 sayılı karan ile davalılar adma ka-
yıtlı Elbistan ilçesi Kızılcaoba Mahallesi Pınarbaşı mev-
kiinde kain 608 ada 1 parsel sayılı taşınmazın satışına ka-
rar verilmiş davalılara dava dilekçesi ilanen tebliğ edil-
diğinden mahkememizden venlen karann ilanen tebliğ
yapılarak ilanın gazetede yayımlandığı tarıhten itibaren
8 günlük süre içerisinde temyiz etmeleri temyiz etmedik-
leri takdirde karann kesınleşmiş sayılacağı ilanen tebliğ
olunur. Basın: 26244