Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetİmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç#
Genel Yayın Koordınatorü Hikmet
Çetinkaya • Yaznşlerı Müdürlen
DinçTavanç(Sorumlu). tbrahim Yüdız
# Haber Merkezı Müdürü Hakan Kara
# Görsel Yonetmen. Fikret Eser
Dış Haberler Ergun Balcı • lstıhbarat Yalçın Çakır • Yayın Kunılu llban Selçuk
Ekononu Bülenl Kızanlık 9 Rad\o-T\ L'vgar Eremektar (Başkan), Orhan Erinç. Oktay
• ICulturHandanŞ«nköken9SporAbdûlkadirYücelmao Kurtböke. Özgen Acar, Hikraet
• Yurt Haberlen Mehmet Saraç • .Makalden Sami
Karaören O Çevın Seyfettin Turhan # Duzellme
Abdullah V KICI • Fotograf Erdoğan Kmeoğlu
Çetinkays, Şûkran Soner. Ergun
Balcı, Dinç Ta> anç, tbrahim Yüdız,
Orhan Bursalı. Mustafa Balbay.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay # HaberMüduriı: Doğan
AkmAtatürkBulvanNo 125,Kat.'4.Bakanlıklar-AnkaraTel
4195020(7hat). Faks 4 !95<T^»}lzmır Temsılcısı Serdar
Kızık.H ZıyaBlv 1352S2 Tel-4411220.Faks:4419117
•AdanaTemsılcısı.ÇetinYigenoğlifclnönüCd. 119 S.No 1
Kafl, Tel: 3522550, Faks 3522570
Müessese Müdürü ErolErkut* MEDY4 C: • Yönetım Kunılu
Koordınatör Ahmet Konıkan # Başkanı-Genel Mudur Gfilbin
Muhasebe* Bûlent Yener%Idare Erdaran # Koordınator Reks
HüaeviııGürerOlşletme Önder Işıtman • Genel Mudür Yardıra-
Çelik • Bılgı-Işlem Nail İnal • cısı Minc Akdağ • Halkla îlış-
Bılgısa\arSıstem Müru» et Çiler kjlerMüduru Nurten Berksa)
Y ayımla>an ve Baun: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın ve Yayuıcılüc A $
Türkoca£ıcad 39 41 Cagaloglu 34334 tst PK 246 lstanbui Tel (0212) 512 05 05 (20hal) Faks (0 212)513 85 95
8 MAYIS 1995 Imsak: 04.05 Güneş: 05.47 Öğle. 13.08 Ikindi: 16.59 Akşam20.14 Yatsr21.49 MEDYACTei 514o?53-5139580-51384 60-61.Faks 5118466
Çiçefcçilep Günü
kutlandı
• İstanbul Haber Servisi -
Törenlenn, kutlamalann
vazgeçilmez unsuru çiçek
için de özel bır gün
düzenlendi Türkiye'nin
dört bır yanında Çiçekçiler
Günü kutlandı Kutlamalar
çerçevesinde Taksim
ıstiklal Caddesi'nde
oluşturulan araba
konvoylanyla vatandaşlara
çiçek dağıtıldı. Çiçekçiler
Odası İstanbul Yönetim
Kurulu Başkanı Ahmet
Nadir Yüksel, Beyoğlu
Belediye Başkan Vekili
Mustafa Çakır ve oda
üyeleri sabah saatlerinde
Taksim Atatürk AnırTna
çelenk koydu. Burada bir
konuşma yapan Yüksel,
tüm Türkiye'yi
çiçeklendırmeyi, doğayı
insanlara sevdirmeyi
amaçladıklannı söyledi.
Beyoğlu Belediye Başkan
Vekili Mustafa Çakır da
çiçeğin sevgiyi, banşı ve
kardeşliğı simgelediğini
belirttı.fFotoğraf: HULYA
TOPCU)
Kerkenedep
koruma altında
• EREĞLİ(AA)-
Konya'nın Ereğli ilçesine
bağlı Adabağ köyü ve
çevTesinde yaz aylannda
konaklayan kerkenezlerin
koruma altına alındığı
bıldirildı. Çevre Koruma
Birliği Başkanı Hilmi Erel,
dünyada nesli tükenen
kuşlar arasında yer alan
kerkenezlerin sayılannın
arttınlması amacıyla
avlanmasının
vasaklandığını söyledi.
llkbahar aylannda Adabag
ve çevresine yerleşen
kerkenezlerin sonbaharda
yöreden aynldıklan
belirtildi.
Suçlu
imzalayacak
• ANKARA(ANKA)-
Trafık cezalan için
düzenlenen alındı
makbuzlan, düzenleyen
görevlilerin yanı sıra trafik
suçlusu tarafından da
imzalanacak. lçişleri
Bakanlığı'nın trafik
cezalanna ılişkin
yönetmelik değişikliğı,
Resmi Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe
girdi. Buna göre
mahkemelık olmayan
trafik suçlan için alınan
paralar karşılığında
düzenlenen alındı
makbuzlannın her nüshası
bundan böyle trafik
polislerinin yanı sıra ceza
ödeyen trafik suçlusuna da
imzalatılacak.
Dünya hlim Günü
• lZMtR(AA)-Heryıl
15 mayıs tarihinde
gerçekleştirilen "Dünya
Iklim Günü"
etkinliklerinin, bu yıl
Avrupalı hükümet dışı
çevre örgütlerinin işbirliği
içinde oluşturduklan
"tklim Değişmekte
Haklıdır" adlı kuruluş
tarafından yürütüleceği
bildirildi. SOS Akdeniz
Bürosu Avrupa temsilcisi
Ümit Öztürk'ten alınan
bilgiye göre oluşturulan
"ikJim Değişmekte
Haklıdır" sekretaryasının
15 mayıs Iklim Günü'ne
ilişkin çağnsı şöyle: "Iklim
eylem gününde ozon delici
gazlar konusunda
bilgilendirme ve önlemler
kamuoyunun dikkatıne
sunulmalıdır."
4 metrelik
köpekbalığı
• ENEZ(AA)-Ege
Denizi'nde yakalanan 4
metre uzunluğunda ve
yanm ton ağırlığındaki dev
köpek balığı, Enez'de
vatandaşlann büyük
ilgisini çekti. Saroz
Körfezi. Dedeagaç ve
Semadırek Adası
arasındaki uluslararası
sularda yakalanarak Enez
Limanı'na getirilen 4 metre
uzunluğunda ve 500
kılogram ağırlığındaki
köpekbalığını ilçede balık
komisyonculuğu yapan
Haspi Aydın 2 mılyon
lıraya aldı.
Prof. Osman Altuğ, 9 günlük bayram tatilindeki milli gelir kaybının 148.5 trilyon lira olduğunu öne sürdü
Bayramın maliyeti 242 trilyon liraCENGİZYILDIR1M
Kurban Bayramı ve haccın Türkiye'ye
maliyetinın 242 trilyon 658 milyar lira olduğu
öne sürüldü. Kurban Bayramı'run "toplumsal
maliyeti''ni hesaplayan Marmara Üniversitesi
(MÜ") Iktisadi Idâri Bilimler Fakültesi öğretim
üyesi Prof. Dr. Osman Alrug'a göre 9 günlük
bayram tatilinin yarattığı milli gelir kaybı,
DPT verileriyle hesaplandığında 148.5 trilyon
liraya ulaşıyor. Prof. Dr. Altuğ, hac ziyaretinin
maliyetini 30 trilyon, kurban kesiminin
maliyetini 20 trilyon, bayram süresınce
uğranılacak vergi kaybını da 44 tnlyon lira
olarak hesapladı.
Prof. Dr. Osman Altuğ, Türkiye
ekonomisinin "bayram maliyetini" kaldıracak
kapasiteye sahip olduğunu, ancak "işsizfiği
önleyecek" kapasiteye sahip olmadığının
anlaşıldığını vurguladı.
Türkiye'de asgari ücretliler ve diğer kesim-
lerce verilen vergilerin, vergı vermeyenlere
aktanldığını vurgulayan Prof. Osman Altuğ,
"Vergi vermeyenler de çoğu zaman ibaderin
finansmanını vergisiz kazançlanyla vapariar.
Oysa Kuraıukerim'de Yüce Allah 'Bana kul
hakkıyla gelme'demektedir. Vergisi ver-
ilmeyen kazançla alınan kurban, Allah huzu-
runda ne derece makbuidiir" dedi.
'Hâkimhet millette değil, borç
vericilerde'
Türkiye'de enflasyonun gerçek nedeninin
siyasal olduğunu anlatan Prof. Altuğ, "Çünkü
kamu finansmanı seçmen tarafından
• Kurban Bayramı'nın
"toplumsal maliyeti "ni
hesaplayan Prof. Dr. Osman
Altuğ, hac ziyaretinin 30
trilyon, kurban kesiminin
maliyetinin 20 trilyon,
uğranılacak vergi kaybının da
44 trilyon lira olacağını söyledi.
yapılmaz, 33 milyon seçmene karşı 3 milyon
vergi dairesine kayıtlı mükellef vardır. Bu
durum 'hâkımiyetin kayıtsız şartsız millette
değil', borç vericilerde olduğunu kanıtlar"
diye konuşfu. Altuğ, şöyle devam etti:
"Türkiye'de bir yandan devlet borçJanırken
toplum fakirleşmektedir. Borçlanma faiz
demektir. Faiz enflasyon demektir. Enflasyon,
paradaki sıfırların artması demektir.
Türkiye'de enflasyonun gerçek nedeni
siyasaldır. Çünkü kamu finansmanı seçmen
tarafından yapılmaz; 33 milyon seçmene
karşın 3 milyon vergi dairesine kayıtlı mükellef
vardır. Bu durum, 'hâkimiyetın kayıtsız
şartsız millette değil', borç vericilerde
olduğunu kanıtlar. fki tip borç verici vardır:
Birincisi iç borç vericiler; yüksek faiz ister,
vergi vermek istemezler. Dış borç vericiler;
yüksek faiz ister, siyasi taviz ister ve daima
devalüasyon ister. Kamunun finansmanını
borç vericiler yapar. Sivasetin fînansmanım,
borç vericiler yapar. Çünkü parası olan borç
verebiür. Parası olan kurban kesebilir. Asgari
ücretlinin kurban kesme şansı voktur. Ancak
asgari ücretliden vergi alınır. Türkiye iç ve dış
borçlannı zamanında ödeyebilmek için gece
gündüz çalışmak zorunda iken Türkiye
ekonomisini tatil etmek, ekonomik gerçekle
çeliştiği gibi, İslamın 'Yann ölecekmiş gibi
ibadet et, hiç ölmeyecekmiş gibi çalış" Ukesine
de aylandır."
îbadetin finansmanı
Prof. Altuğ, şu görüşlere yer verdi:
"Kuranıkerim'de, Yüce Allah 'Bana kul
hakkıyla gelme' demektedir. Vergisi ver-
ilmeyen kazançla alınan kurban, Allah huzu-
runda ne derece makbuldür. Türkive'de işsiz-
lik yüzde 19.1'e ulaşmışken kamu kesimi
borçlanma gereği, her gün artarken emisyon
hacmi (para basarak borçlanma) 145 rrihona
ulaşmışken bayram tatillerini siyasal nedenJer-
le arttırdığınızda, bayram tatilinin Türk
toplumuna maliyeti de artmaktadır."
Maliyet hesabı
DPT verilerine göre Türkiye'nin günlük
milli gelirinin 16.5 trilyon lira olduğunu
belirten Prof. Dr. Altuğ, böylece dokuz gün-
lük bayram tatili süresince yaşanacak milli
gelir kaybının 148.5 trilyon olduğunu
açıkladı. Bundan doğacak vergi kaybını 38 tri-
lyon olarak hesaplayan Prof. Dr. Altuğ, kur-
ban satış gelirlerinden kaçınlan vergilerin de
5.4 trilyon lirayı bulduğunu öne sürdü. Prof.
Dr. Altuğ, hac ziyaretlerinin ve kurban kesi-
minin yarattığı
u
miIB varhk eksilmelerini" de
toplam 50 trilyon lira olarak açıkladı.
Kurban fiyatları el yakıyor
tstanbul Haber Servisi - 'Kasap mal
derdinde, koyun can derdinde' derler ya,
bu yıl Kurban Bayramı öncesi manzara
pek öyle değil. Kurbanlık koyunlar,
koçlar, kuzular. danalar, inekler, hayvan
satış merkezlerinde yayılmış rahat rahat
otluyorlar. Hayvanlann çevresinde bol
miktarda çocuk ve milyonluk rakamlan
duyunca 'Yaa öjie mi' diyerek uzaklaşan
tek-tük ınsanlar goze çarpıyor. Satıcılar,
"Anlaşılan seneye tavuk ve piliç satacağız"
diyorlar. Geçen yıl 'Kurbanhklara ve
Bavramiıklara tlgi Az' diye yazmıştık.
Hayvan satıcılan, ilk olarak enflasyon
nedeniyle hayvan satışlannın çok az
olduğundan yakınıyorlar. Ardından da
belediyelenn kendılerine tahsis ettiğı
yerlerin kiralannın çokluğundan söz
açıyorlar. Satıcılann, kurbanlık
satışlannın az olmasına bulduklan bir
neden de 'büyük çoğunluğun kent dışına
ghmiş olması.' Kurbanlık fiyatlan ıse
satıcılara göre 'ucuz', ama alan yok.
Büyükbaş havyanlar 30-40 milyon lira
arasında, küçükbaş hayvanar ise 5-12
milyon lira.
Nepal'de her zaman bır başka çadır, bir başka gün batımı, bir başka macera çıkabilir karşınıza
'Dünyanın damı'na yolculukÇeviri Servisi - Nepal çoğu insanın ak-
lına ilk anda Buda'yı ve onun Uzakdo-
ğu'dan başlayıp kısa zamanda bütün dün-
yayı etkileyen öğretisini çağnştınr. Nirva-
na o çağnşımlar içerisinde ilk anımsanan
kavramdır. Christine Wheelerde belki Ne-
pal'e ayak basmadan önce zıhnınde o tür-
den çağnşımlan hıssediyordu. Ama, bu gı-
zemli bölgeyle burun buruna geldiğinde o
çağnşımlar bırakıp gitti onu.
Wheeler, The Independent Gazetesi'nin
hafta sonu eki Weekend'de Himalayalara
yaptığı yolculuk sjrasmda çağnşımlan de-
ğil, yaşadıklannı anlatıyor:
Bana Nepal hakkında söylenenlerin ger-
çeklikten uzak olduğunu bu yolculuğum sı-
rasında anladım. Bu denlı küçük bir dağ
krallığı adına, bunca kalıplaşmış değerlen-
dinne yapılması ınanılmaz olmanın ötesin-
de yetersiz. O halde söylenenlere bakılırsa
Nepal, 1960 kuşağındân geriye kalanlann
"nirvanalanru"(salt mutluluklannı)aramak
üzere gidebilecekleri bir yerdi; veya Ant
Dağlan'nın yükseklerine, biröğleden son-
rasında tırmanabilecek dağcılann gidebile-
ceği bir yerdi. Oysa, Asya'nın aşağı bölge-
lennin ilkel renkleri ve zorlu yaşam koşul-
lanndan sonra benim karşıma çıkan, adeta
ipeksi bir örtünün ardına gizlenmiş ufak bir
bölge oldu. Baktığınız her yerde, pek de
yaşamaya elverişli görünmeyen Himalaya-
lann sıra sıra dizildiğine, Nepal'i çevrele-
yerek ona olağanüstülük kazandırdığına ta-
nık oluyorsunuz.
Uzun bir yol katetmeyi göze alıyor, fa-
kat daha emniyetli gitmeyi tercih ediyorsa-
nız Katmandu'nun karmaşık ve kirli yolla-
n boyunca yavaş yavaş ilerleyerek Durbar
bölgesine geçebilirsiniz. Hindistan ve Tibet
arasında uzanan Durbar, tarihi saraylan ve
HİNDİSTAN
mabetleriyle Nepal'in köklü tarihine ait ba-
zı eserler banndınyor.
Bir dolara pansiyonlar
Katmandu'da henüz, gecesine bir dolar
vererek kalabileceğiniz pansiyonlann yaru-
sıra, beş yıldızlı olup genellikle öğle ye-
meklerinde uğranılan otellerden birkaç ta-
nesine de rastlayabilirsıniz. Katmandu'dan
aynlarak. uçakla Pokhara'ya geçtik. Bizi
Sarangot'a ulaştıracak çıkış yolu, Anna-
purna'daki bir askeri kampa götürülmek
üzere dizilmiş takviye varilleri yüzünden tı-
kanmıştı. Bu oldukça ciddi görünüyordu. 2
bin feet yüksekliktekı Sarangot'ta bulunan
geceleme kampımıza ulaşabilmek için tır-
manmamız gereken yollar çok dikti.
Dünyanın damı olarak anılan Everest'i
iyi derecede tanıyan Sherpaiı rehberleri-
miz sayesinde emniyetli bir biçimde ılerli-
yorduk. Ara sıra yanımızdan, sırtlannda
yüklendikleri erzak dolusu sepetlertaşıyan
başka Sherpa'lılar geçiyordu. O denli hız-
h yürüyorlardı kı kenara çekilip yol ver-
• Banyomda bir örümcek
görsem çığlık çığlığa kaçan ben,
gecenin bir yansı bir kaplanın
çadınma dayanması tehlikesiyle
karşı karşıyayken uyumaya
hazırlanıyordum. Bizi vahşi
hayvanlardan koruyabilecek tek
silahın, rehberimizde bulunan
odundan yapılmış sağlam bir
çubuk olduğunun da
bilincindeydim.
mek zorunda kalıyorduk.
Muson rüzgârlannın etkisiyle çok bere-
ketli ve yeşil bir doğa çevTelemişti etrafı-
mızı. Chitvvan'ın güneyine giden yol, sü-
ratle akan bir nehrin ve derin boğazlarla
bezenmiş bir uçurumun kenan boyunca
uzanıyor. Dehşetli renklere boyanmış, si-
yah bir duman çıkartan yük arabalannda
bulunan ve boynuzdan yapılmış klaksonlar
sayısız felaketlere engel oluyormuş gibi gö-
rünüyordu. Buna rağmen, neredeyse dev-
rilecek kadar yere yatık bir şekilde yoluna
devam eden bu otobüs görevi gören araba-
lara baktığınızda hıçbir şeyden emin olamı-
yordunuz. Çamurlu ve kaygan yollan arşın-
İadıktan. vahşi ormanlann arasından yürü-
dükten sonra, hedefe varmanın yolculuk et-
mekten daha emniyetli olacağını düşün-
müşfüm. Ama yanılmışım.
Ağaçtan kanolann içinde, gözlerimiz sı-
kıca kapalı ve can yeleklerimize sanlmış bir
halde kabank Narayani Nehri'ni geçerek
Chitvvan Park'ına vardık. Nehrin diğer ya-
nında, Yumuşak Ses ve Yasemin Çiçeği
adındaki iki fil bizi ormandaki kampımıza
götürmek üzere bekliyorlardı.
Chıtwan Parkı yetkilıleri bize, orada ya-
şayan gergedan sayısının 250'den 40Ö'e
çiİctığını, kaplanlannsa 35'ten 80'e ulaştı-
ğını anlartılar.
"Temple Tiger Camp" (Kaplan Mabe-
ti Kampı)nı çevreleyen çitlerin uzunluğu
görüş sahasını aşıyordu. 20 kadar kamp ça-
dın ise ağaçlann arasma gelişigüzel kurul-
muştu. Gürültülü elektrik jeneratörleriyle
aydmlatılmış bir eğlence parkına dönüştü-
rülemeyecek olan bu orman kampında her-
kese ufak gaz lambalan verilmişti.
Şehirden gelen insanlann karanlık bas-
tiktan sonra, başlannda rehberleri olmadık-
ça ormanda yalnız başlanna dolaşmalan
yasaklanmıştı. Ben ki, banyomda bir örüm-
cek görsem çığlık çığlığa kaçan insan, ge-
cenin bir yansı bir kaplanın çadınma da-
yanması tehlikesiyle karşı karşıyayken
uyumaya hazırlanıyordum. Bizi vahşi hay-
vanlardan koruyabilecek tek silahın, reh-
berimizdeki odundan yapılmış sağlam bir
çubuk olduğunun da bilincindeydim.
Kaplanlan görmek için en uygun zaman,
yerlilerin yüksek otlan kestıği şubat ve mart
aylanna rastlıyor. Günün ilk ışıklanyla be-
raber fillerin sırtındakı yenmizı alıyor ve
etrafi incelemeye koyuluyorduk. Birden-
bire birkaç gergedanın önümüzde bıtıp tek-
rar, otlan ezerek kaybolması bir oldu.
Fil sırtındaki tenteli tahtımızın altında o-
tururken biraz süratlenmiş olduğumuzu
fark ettilc Fil, sık otlann derinliklerine doğ-
ru koşmaya başladı. Fakat herşeye rağmen
biz rahatımızı bozmadan nehrin usulca
akışını dinlemeye devam ettik. Nepal'de her
zaman bir başka çadır, bir başka gün batımı,
bir başka macera çıkabilir karşınıza.
DüNYADAN
Kuzey Kutbu'nda
kirlilik dorukta
Çeviri Servisi - Kuzey
Kutup Denizı'ndekı
kirlilik, Rusya'dakı
nükleer kazalar ve denıze
dökülen nükleer arıklar
nedeniyle her an bır
felakete dönüşebılir.
Rusya Çevre
Bakanlığı'ndan gelen
uyanlara göre.
Çeçenistan'dan Sibirya'ya
dek uzanan alan felaket
kuşağı olarak
nitelendirilmekte ve
durumun sanıldığından
çok daha cıddı bir boyutta
olduğu belirtılmekte.
Batık denizaltılar ve
yüzlerce kullanılmış
nükleer yakıt çubuğu
öylece bırakılmış. Ural
bölgesındeki nükleer
kirlenme bıle Çernobıl'ın
varattığı etkının ikı katına
denk. Gıderek artan
ekolojık sorunlar
nedeniyle çocuk ölümleri
ve genetık bozukluklar da
her geçen gün artıyor. Bu
yılın başmda Rus
hükümeti ıle görüşen
Dünya Bankası, Komı
Cumhuriyeti'ndekı bir
boru hattından sızan ve
çevre ıçın büyük bır
tehlike sayılan petrolün
temizlenmesı için maddi
yardım önerisinde
bulundu. Ancak Rusya
için Komi'dekı sızıntı ülke
için felaket düzeyinde
sayılmıyor.
Boşanmaya denetim
Çeviri Servisi - Evlilik
konusunda köktenci bir
yenilik önensıni
değerlendiren Lordlar
Kamarasf nın tasansı
gerçekleşirse. artık
boşanmak isteyen tngiliz
çıftler önce uzmanlann
karannı almak zorunda
kalacaklar. Tasanya göre
- Zınaya bağlı boşanmalar
"hızlandınlacak."
- Çocuklann velayeti,
nafaka ve maddi
sorunlann giderilmesi için
çiftlere tanmacak 12 aylık
süre sonunda mahkeme
bu konulara belli bir
çözüm bulunduğuna
ınanırsa boşanma izni
verecek.
- Çıftler arasındaki
geçimsızlik nedenleri
mahkeme dışında
araştınlarak çözüm yollan
aranacak.
- Uzmanlar ve
hukukçulardan oluşan bir
heyetle zorunlu görüşme
yapıiacak ve çiftlere
uzlaştıncı seçenekler
sunulacak.
- Çıftler avukat
tutabilecek, ancak
oturumlara katılmak
zorunda kalacaklar.
450 bin İstanJmllu dosaüraza abone oldu
MEHMET DEMİRKAYA
Istanbul'da son yıllarda meydana gelen
ve tehlike yaratmaya başlayan hava kirlili-
ğine bır ölçüde çözüm getirecek olan do-
ğalgaz projesinde, istenilen hedeflere ula-
şılmak üzere. İstanbul Bü>ükşehır Beledi-
yesi'nın düzenledıği kampanyalar, İstan-
bul Valilıği'nin kalıtesiz kömür kullanımı-
na gerirdiği yasaklamalar ve doğalgaz kul-
lanımının belli koşullarda zorunlu hale ge-
tirilmesi, doğalgaz abone sayısını 450 bine
ulaştırdı. Yetkililer, abone sayısının 450 bi-
ne ulaşmasına karşın kullanıcı sayısının
265 bin olduğunu belirterek, bundan son-
raki çalışmalann. kullanıcı sayısını artır-
maya yönelik olacağını söyledi.
Çağdaş bir yaşamın gereği olduğu ka-
dar, kalitesiz kömür ve sıvı yakıtlann ne-
den olduğu hava kirlıliğini azaltmak için de
uygulamaya konulan doğalgaz projesinde
önemli gelişmeler sağlandı. Nurettin Sö-
•zen dönemmde uygulamaya konulan ve şe-
beke hattı bitirilen 295 milyon dolarlık dev
proje için, 275 kilometre çelikhat, bin 843
kilometre polietilen hat döşenmiştı.
Şebeke döşeme çalışmalan nedeniyle ka-
zılan cadde ve sokaklann yarattığı sıkmtı-
yı Istanbullu artık atlatmış durumda.
istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Tayyip Erdoğan döneminde de doğalgaz
projesine, gereklı önem venlerek abone sa-
yısının artınlması için çalışmalar yapıldı.
Düzenlenen kampanyalar olumlu sonucu
vermeye başladı. İGDAŞ'tan alınan bilgi-
ye göre, 1 Nisan 1994 tarihinde 180 bin
olan abone sayısı bugün 450 bin'e ulaşmış
durumda. İGDAŞ yetkilıleri, abone sayısı-
nın 450 bin olmasına karşın, kullanıcı sa-
yısının 265 bin olduğunu belirterek, bun-
dan sonraki çalışmalarda ağırlığın kullanı-
cılann artınlmasına verileceğini açıkladı.
tstanbul Valiliği'nin; cadde ve sokağın-
dan doğalgaz hattı geçen ve merkezi ısın-
ma sistemi bulunan ev ve ışyerlerinde do-
ğalgaz kullanımını zorunlu hale getirmesi
de abone sayısında önemli bir artış sağla-
dı. Doğalgaza talebin artmasındaki bir di-
ğer önemli neden de, kalitesiz kömür kul-
lanımmın yasaklanması. Valiliğin, kalitesiz
kömür satanlann yanı sıra, kullananlarhak-
kında da yasal işlem yapılacağını açıklama-
sı, İstanbul çevresinde bulunan kömür
ocakJannın zenginleştirme tesislen kurma-
sını zorunlu hale getirmesi, bu konuda alın-
mış önemli kararlar.
Piyasayı etkfledi
Doğalgaz kullanımının yaygınlaşmaya
başlaması piyasayı da etkiledi. Başta dönü-
şümün gerçekleştirilmesi için tesisat proje-
len hazırlayan ve tesisat döşeyen firmalar
gün geçtikçe çoğalıyor. Doğalgazla çahşan
kalorifer kazanlan. şofbenler, sobalar üre-
tilmeye ve ithal edilmeye başlandı. Bu tür
araç üreten ve idıal eden firmalar pazar pay-
lannı artırmak için birbirlenyle yanşıyor-
lar. Reklamlann önemli bir bölümünü bu
tür ürünler oluşturuyor. Doğalgaz. istan-
bul'daki toplam hanelerin yaklaşık dörtte
birine hitap etmekte. Bu oran yine yakla-
şık olarak 500 bin evdemek. İGDAŞ'ınha-
zırladığı yeni yatınm programına göre. Is-
tanbul'da eskiden havagazı şebekesi olan
cadde ve sokaklarda doğalgaz boru hattı
döşenecek-ve bu bölgelerde oruranlann da
doğalgazdan yararlanması sağlanacak.
Kazı yapıiacak semtler şunlar:
tstanbul yakasında; Süleymaniye, Şehza-
debaşı, Fatih, Kumkapı, Samatya, Aksaray,
Çeliktepe. Bebek, Mecidiyeköy, Fulya, Şiş-
li, Harbiye, Osmanbey, Ergenekon, Tak-
sim, Kabataş, Karaköy, Kurtuluş, Esente-
pe, Yıldız, Beşiktaş.
Anadolu yakasında; Kalamış, Feneryolu,
Suadiye, Bostancı, Kozyatağı, Sahrayıce-
did, Merdiyenköy, lcadiye, Acıbadem, Al-
tunizade, Osküdar, Kadıköy, Moda, Kan-
dilli, Kozyatağı ve Selimiye.
İGDAŞ, sokak ve caddelerinden doğal-
gaz hattı geçmemiş yerlerden gelecek abo-
nelik başvurulannı artık kabul etmiyor.
Doğalgaz tstanbullu'nun yaşamına gir-
meye başladı artık. Kömür derdi Istanbul-
lu için, en azından bir bölümü için tarihe
kanşmak üzere.
Tek kadın muhabir
Çeviri Servisi - "The
Times gazetesinin beni
artık unutmuş olacağını
sanrvordum" derken
Phyilis Deakin'ın
dudaklannda kederin
yerine gizli mutlu bir
gülümsemenin izleri var.
Zira o, kadın haklan için
mücadele eden bir
kuşaktan geliyor. Bu yıl
96 yaşma basan ve tek
başına yaşayan Deakin,
giderek yitirdiği belleğine
yenik düşmemeye
cahşıyor. Deakin 14 yılını
verdiği The Times
gazetesinin bir zamanlar
tek kadın muhabiri
olmaktan onur duyuyor.
Elliyıl önce, Paris'ın
kurtuluşunu yennden
izlemek üzere ilk kadın
savaş muhabiri olarak
Fransa'ya gönderilen
Deakin. yıkık kentle ilgili
habennı hazırlamadan
önce uzun bir süre kapaiı
kalan gazetenin Paris
bürosunu yeniden açarak
"Fransa, The Times ve
Banş" için kadehini
kaldıran kadın olarak
biliniyor. Yazılanndan ne
denli insancıl ve keskin
bir gözlemcı olduğu
bilinen Deakin, zaman
zaman belleğine yenik
düşüyor. Ama o günlerde
sokakta yürürken
insanlann kendisini
yoldan çevınp elini
sıkmak istediğini ve etek
giymek zorunluluğuna
karşı duyduğu tepkiyi dür
gibi anımsıyor.