27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 MAYIS 1995 CUMA 2 OLAYLAR VE GORUŞLER Tanıklıkıv/nrı İ u / T \ 7 T » ı r r r AIVTT*A\/ mişi bulan bir sanatçı dostum (genç kız- takişüikler.ortayaşıgeçmedenolgunlaş- atacakmış gibi yaşıyor; önünde bunca yıl JVlLLılH C t V İ J t r l A N D A Y larbilmesindiyeadınıvermiyorum. çün- mazlar." bulunan genç ise, çoğunlukla, gelecek ^»—"^ enç bır kızm "amca" deme- trajiktir. Bunu göze alana kahraman de- k ü vai >lnl hi « göstermez) çok kızıyor bu JuKus Caesar. bin bir güçlükten, bır- korkusundan uzak yaşıyor, kendine son- f ' sınden üzüntüye kapılan nir söze,"Yalan" diyor. "yaşlanmanınnegü- çokçatışmadangeçerek ancak kırk bir ya- suz bir güven içinde. • -w- Karacaoglan şu dizeleri Bütün ömriinü sevi sarhoşluğu içinde zelüği var ki!" ' şında konsüllüğe enşebilmiştir. Septimus Çocukluk, gençlik, yaşlılık... tşte insa- % • söylüyor sürmüşolanGoethe'ninbaşındandayaş- Dostumun kızginhğını onaylayamıyo- Severus imparatorluk tahtına çıktığmda nın ömrü bu aşamalardan geçiyor, insan ^L^ t M hlığında böyle bir olay geçti. Ünlü şair rum tam olarak, fakato sözü, "Heryaşın kırk yedi yaşındadır; onun için "Gençliği bu aşamalan yaşayıp ölüyor. Oyleyse "in- Sakalseni matkap ile volaum kendıni hâlâ genç sanıyordu ve bu sanı bir güzeffiği vaniır*' sözünü de bıraz de- yaıulgılaria, çügınlıklarla dolu idi" den- san yaşamT deyince üçünü birarada ele Bir hzbana emmidedine\lexim içinde. konuk olduğu bır dostunun evin- gıştırerek söylemek gerektığını düşünü- mıştır. almalıyiz. Kımı çocukluğunu sever,kımi "Amca" sözü gerçi bir yakinlık (akraba- de, gönlünü kaptınverdiği evin küçük kı- yorum: "Yaşam her\aştagüzeT bıçımın- Ama n. Mehmet, lstanbul'u aldığında gençhğını, kımı de... yaşlılığını. Evet, yaş- hk) gösterir, ama bir genç kızın ağzından zına ilân-ı aşk etti. Kız kibar davrandı. ni- de. Dahası, yaşlandıkça dünya güzelleşı- yırmı bır yaşında ıdı ve ondakı ınat olma- lılığını seven çok kışı tanıdım. Yasam bi- çıkınca ış değişır "Sakın bana nivedeu- şanlı olduğunu söyleyerek Goethe"nin ni- yor belki de. Çok çapraşık bir sorundur sa bu başan gerçekleşemezdi. zimdışımtzdadırveölümsüzdünbizona meğe kalkma, inceste dur" anlam'ına bir yetıni boşa çıkardı. Uğradığı yenilgiden bu. Aynlışa yakın olduğumuz için mi onu Buörnekler, gençliği ve yaşlılıgı, başa- bir süre tanıklık edip gidiyoruz. Başkabir yasak koyuculuk. Karacaoğlan bu sözü büyük bir mutsuzluğa düşen şair. hemen daha güzel görmeğe başlıyoruz. yoksa n ölçüsüne göre değerlendıren anlayıştan deyişle. ölümsüz yaşamın zaman içinde- duyduğunda kaç yaşındaydı bilmıvoruz. o akşam arabası ile yola koyulup gece bo- gençlikte bunu anlamak olanaksız da on- kaynaklanmaktadır. Bilimlerdeki ve sa- ki simgeleriyiz biz. ancak sakal koyuverdiğine göre gençliği yunca o ünlü "Marienbad AğjtiarT adlı dan mı? Genç iken dünyanın güzelliğini natlardaki başanlan gözden geçirirsek, Gerçekte şaşırtıcı olan yaratıcılığımız- geride bıraktığını söyleyebiliriz. Çünkü o şnrîni vazdı. Acılar da sanatçının yaratı- anlamadığımız söylenemez. ama onu ge- böyle bir karşılaştırmanın, konumuza hıç- dır. Olüme şiir yazan şair, yaratıcılığı ile zaman vaşlı adam sakalından anlaşılırdı. cılığını kamçılar kimi zaman. "Sanat regincedeğerlendiremediğımizdüşünüle- bır katkıda bulunmadığını görürüz. Yara- onu yenmek atılımındadır. Şimdi ise gençlerin sakallı olduğunu bır uzun,yaşam tasa" diye bir söz vardır ya, bilir. Ancak neşe ile yaşam sevincini ka- tıcılığınyaşı yokturdemekistiyorum. De- Yahya Kemal Beyatiı bir şiirinde şöyle yanabırakıp. Karacaoğlan"ın bir genç kız o söz uyannca biz de "Sevda uzun, genç- nştırmamamız gerekir. Yaşayan herkes, ha, coşku içinde de gelir, çalışma sonun- diyor: karşısmdaki ruhsal durumunu anlamağa Hk losa" diyebiliriz. hangi yaşta olursa olsun o sevinci duyar, da da. Şunu da eklememiz gerekiyor; ya- Gördüm ve anladım yaşamak macera- çalışalım. Bakın. yaşlılan bu mutsuzluktan kur- ama neşe gençlere özgüdür. ratıcılarazınlıktaolduğunagöre,yaşınsı- sını Şunu rahatlıkla söyleyebileceğimızi sa- tarmak için eski Yunanlılar şu uman (ça- Yok, ölüme yaklaştıkça dünyayı daha radan insan üzerindeki etkisidir'önemli Bâhyse ruh eğer dilemezdim bekasını. nıyorum: Ünlü ozanımız yaşlanmasına reyi) bulmuşlardı. Evlenme yaşına gel- güzel bulduğumuz söylenirse. buna "ol- olan diyebiliriz. Hastalıklara uzak, ya da Hulyâsıkalma\ıncahayattnneze\ld\ar? karşın genç kızlardan umut kesmeğe yat- miş olan kızı önce yaşlı bir adamla baş- gunluk" demek doğru olur mu? dayanıklı olması bakımından genç elbet- Bitsin. hayırlmyla. bu beyhûde sonba- kın değildir. listeden düşmüş olduğunu göz ediyorlar, birkaç ay sonra da ayınp Bacon, bir denemesınde şöyle diyor: te yaşlıdan daha iyi durumdadır. Buna har! anlayıverince üzüntüye kapılması bun- kendi dengine veriyorlardı. Elbet İcızın "Gençlik, çoğunlukla.sonradan edinilen- karşılık, yaşlı daha bilgilidir, daha anla- Doğmak, yaşamak, ölmek bizim uy- dan. Oysa sakalını kesseydı kurtulurdu bu buna razı gelip gelmemesi sözkonusu de- ler kadar bilgece oimavan ilk düşünceler yışlı ve öngörülüdür. durduğumuz içi boş kavramlardır. Ne do- duygudan. matkap ile yolmaya ne gerek ğildı: gelenek böyle buyuruyordu, kızzo- gibidir. çünkü >aşta gençlik gibi. düşünce- Beni en çok şaşırtan, yaşlılarda, diye- ğan var. ne ölen: yaşam süreklilik içinde- var! runlu idi. Zorla olmasa nasıl gider! de de gençlik önemlidir. Bununla biriikte bilirim ki yaşlılann tümünde gördügüm dir. Cahit Sıtkı şöyle diyor: Yaşlı erkeğin genç kıza sevdalanması Genç olmanın bunca üstünlüğüne kar- gençlerin buluşgücüvaşlılannkindençok mal mülk edinme tutkusudur. Sağduyu \'e doğan güne hükmüm geçer bırtragedyadır,çünküburadaistekiledo- şın. vaşlılar da üzüntülerini yatıştıracak daha eanlı. kafalanndan gecen düşler ise diyorkı,yaşlandıkça(ölümeyaklaştıkça) Nehalden anlayan buhmur ğa çatışması sözkonusudur. Sonuç yenıl- kimı sözler bulmuşlardır, örneğin "Her daha tannsal bir niteliktedir. Bü> ük, çü- bu tutkunun insanı bırakması gerekir. Oy- Ah aklımdan öîiimüm geçer gıdir. Kesın yenilgiye karşın savaşım ise yaşın bir güzeffiği vanhr'" gibi. Yaşı yet- gın isteklerie dolup taşan, ateşli >aradıhş- sa böyle olmuyor, yaşlı. dünyaya kazık Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur. ARADABÎR SALİM ŞENGİL Yinelemekte Yarar VarYıllardır bir yerde ister işçi olsun, ıster öğrenci ya da memur, gösteri amacıyla yürıidü, polis engelledı de aralannda çatışma çıktı mı Fransızcadan dilimize gir- miş 'Provokasyon' (kışkırtma) sözcüğünü hemen ya- pıştınveriyoruz. Nedense bu sözcük kullanıldı mı akan sular duruyor, sanki dokunulmazlık kazanıyor olay! "Provokasyon var efendim işin içinde, dış güçlerin kışkırtması..." dendi mi ara ki bulasın kışkırtıcıyı. Bu sözcükler yıllardan ben ağızlarda çiğnendiğinden pek inandırıcı olmuyor artık. İşin içinde dış güçler varsa, is- tihbarat birimlerinın önceden bildirmesi, güvenlık kuv- vetlerimizin suçluları bulması gerekmez mi? Şimdiye dek bu sözcükler çok söylendi ama suçlulann bulun- duğunu hiç anımsamıyorum. iktidarlar ile güvenlik bi- rimlerimiz bu sözcüklerin arkasına yan gelip yatıyor ol- malılar!... Güzel bir örnek verelim: Coşku içinde yürüyenlerin, gösteri yapanların önüne asker çıktı mıydı topluluk sa- kinleşiyor, askerle canciğer oluveriyor. Hani kışkırtıcı- lar, neredei Buhar olup uçtular mı? Polisi karşısında gö- ren kalabalık çılgına dönüyor, soğukkanlılığını yitiriyor, nedenleri çok. Başta güven duygusu yitirilmiş. Geçmış günlerin altında kalan örnekleri bir yana bı- rakalım. Onlan yazmaya kalksak sütunlaryetmez. Son birkaç ayın olaylanna bakalım: • ArkasıSa. 17. Sü. l'de Eğitim kurumlannda... kurum olan K.oy hnstıtulen sıstemını ıncelemek bu T U N A B A L T A C I O G L U sistemle ılgih belge, yayım vb. çalışmalan derlemek. • . H. Baltacıoğlu. "Köv Enstitüleri nasü bttmediklerini,onlann büdikleriylesenin bilmedik- uzmanların ve ılgilenmek isteyenlerın yararlan- ~W~ doğmuşrur" sorusunu şöyle vanıtlıyordu: lerini yan vana getirerek bir çabşma planı yap- abılecekleri duruma getırmek olarak açıklanıyor. 1 "Köv Enstitüleri, eğitmen kurslan denUen malısın. Bu plana uvarak çalışmalı. planlı çalışmava s « n yıllarda üzennde durmamız gereken önem- 1 kunimlardançıkmışnr. Eğitmen kurslan ki- alışmalısın. En basit bilgüerden başla>arakçe\ren- lı konu şudur: Dünyada \e özellıkle ülkemizde 1 tapçı, ezberci ve iskolastik tanzimat mekte- dekilere konuşma\ı, oturmavı. yemevi. içmeyi, 1980den bu yana egemen olan anlayışı özetlersek -M~ bine karşı yapılan ani ve şiddetii tepkiden çahşma>ı.dinlenme\igeznıe\itürküsö>İemeyinıiJ- buherşeyınparaylaölçüldüğübırahlakanlayışıdır. çıknuştır.''Veekliyor:Kö>Enstitülerieğitinuekö\ü liovnnlaro\nama\T,temizolma\i,dÜ2enliişgörmevi, Oysa 1. H. Tonguç o yıllarda Köy Enstitülerıni kalkındırmaülküsündendoğmuştur." " her şevi, lier se)i, kendi havâtında örnek olarak bitıren öğretmenlere şöyle sesleniyordu: "Seni 1. H. Tonguç da "Mektuplar"ında bu düşünceye öğreteceksin. Içine verleştiğin kö\ün irili ufaku, arayanlar iş zamanında daima işinin başında bula- koşutolarak Köy Enstitülülenn kültürlen için "Bun- kadınlı erkeldi bütün insanlan bilgisizliğin caklar.L; \kunu,>atışııu,u>anışınıbunagörea>arla>- lannkültürieribüdiğimiza\dınınkindengercekten sıkınülanndan kurtularak aydınUğa ka\Tişacak. acaksın.Işetaparcasınabağlanmahsın.Gün gelecek avn olacak. bunlar hendese davalan ezberteverek bunun zevkivle durmadan çalışacak, bıkmadan ^Rİn e| inle >uğurulanlann hepsi tıpkı senin gibi sinav \erince öğrendiklerini unutan insanlar oİmav- eğfcnecek, zamanı geiince coşacak, taşacak, ha>at taparcasına işe sanlacaklar. Görevi kutsal bilen bir acaklar" dıvorveekliyor: "\apamavanlann,sadece sevecek. onlar da tıpkı senin gibi yaşamak ne güzel toplum yaratmausın. Yalnız paraiçin, kendi varann vaazedenlerinyerinevapabüenlergelecekler.'" şe>Tnış' diyecekler. Köylerde: Bugün vank. yann içinçalışmavacaksın.Halkınmenfaatini kendi men- Pekı bunlar nasıl g'erçekleşecektı? Bu sorunun voğuk. Dokuz günlük ömür ıçın on günlük zahre faatindendaimaüstün rutacaksın.OzgeciUğisevilir, yanıtı Ferit Oğuz Bajirda: "Köy öğretmenlerinin (zahıre) haram değil mi? Az çahş çok çalış kara uğnında çarpışdır veva ölünür bir değer olarak tümünün kövler halkinın çocuklan olması lazun." toprağın altı senin ıçindir' diyenleri kendin gibi çevrendeki insanlann vicdanlanna aşılaınalısın... Kâzım Naimı Duru da bu düşünceve koşut olarak düşünen insanlar haline getirmelisin. Kövü veni ^ e n i havat anlaşışını ve görünüşünü köye sokacak, şunlan sövlüyordu: "Esas nkir sade idi: O kövün değerterfc bezeverek diri ve ileri duruma kâvTiştur- insanlan bu anlay ışa göre y uğuracaksın. Hay aü sevt- çocuğu olacak. Alınıpokutulacak.Yineo köye öğret- maksenin başlica amaan olmahdır." cek,ondanzevkalacaksın.SonrayaptıklanıugöriJp: menolarakgönderilecek,yanibabaevindekalacak.'' Türk toplumunun çağdaş uygarlık düzeyıne "Fa>dah olarak yaşamak ne guzel şeymış' diyebile- Pekı Köv Enstıtüsünü bıtıren öğretmen köyüne erişebılmesı için ele geçen bu güzel firsat bu işe ceksm." gönderilinceoradanevapacaktı.Bunul.H.Tonguç, ınananların tüm çabalanna karşın. karşı güçler Köy Enstıtülen Vakfı'nın ve Köy Enstıtülenne Köy Enstitülerıni bitıren öğretmenlere mektu- tarafındanengellenmişveyokedılmıştir.Bugünlere olan ınancını yıtırmemış olan aydınlanmızın üze- plarında çok güzel açıklıyor: gelindiğinde bu özlemi hâlâ ıçlennde taşıyan bazı n n d e düşünmelerı gereken en önemli konu; bu "Enstitüde öğrendiklerini hem ögrencüere, hem saygıdeğer kışiler "Köy Enstitüleri ve Çağdaş karşıtlıgı aşabılmek ıçın eğıtım kurumlanndane-ler kövtülerine öğretmelisin. Senin bildiklerinle onlann Eğitim Vakfi"nı kurdular. Amaç, akılcı ve çagdaş bir yapılmalıdır konusudur. PENCERE Bandırma'mn Boyu Kaç Metre?.. Medya işi gücü bıraktı, Mustafa Kemal'i Sam- sun'a götüren Bandırma vapuruyla uğraşıyor... Bandırma'nın boyu kaç metre?.. 236 metre mi?.. 136 metre mi?.. 68 metre mi?.. Baca yüksekliği ne kadar?.. 19 metre mi?.. 8 metre mi?.. Atatürk'ü Samsun'a götüren Bandırma, taka mı, vapur mu. yoksa transatlantik mi?.. Niçin bu sorularla uğraşıyoruz?.. Tarih sevgimizden mi?.. Gerçek aşkı uğruna mı?.. Bilim tutkusundan mı?.. Yok canım, siyaset yapmak, iktidara tırman- mak, çıkar sağlamak için Atatürk'e saldırmak moda olduğundan ve prim yaptığından Bandırma ile uğra- şıyoruz. "Resmi tahh"\ yalanlamak maskesi altında vur abalıya!.. "Istiklâl Harbi" zaferinden sonra, bir In- giliz harp gemisıne atlayıp kaçan Padişah Vahdet- tin "vatan haini" değil de, Mustafa Kemal'i Anado- lu'ya yurdu kurtarmak için yollayan kahraman sayıl- mıyor mu?.. Atatürk'ü Karadeniz'in dalgalarından aşırıp Samsun'a götüren Bandırma gemisi de bir transatlantik çapındadır... İleri sürülen bütün savlar, tarihsel gerçeklere tut- kudan ve bilim aşkından değil!.. Bu işi yapanlar Al- lah'ı, Peygamber'i, Islarm da çıkarlan uğruna kullan- maktan kaçınmayan kişiler: kimileri de bu kervana bi- lir bilmez katılıyor... • Kimilerinin hesabına göreTürkiye Cumhuriyeti çö- zülüyor... Atatürk yıkıldı... Laik Cumhuriyet sıfın tüketti... Balkanlar, Kafkasya, Ortadoğu'da siyasal harita- lar yeni baştan çizilmiyor mu?.. 1923 Cumhuriyeti miadını doldurdu... Peki, Anadolu ne olacak?.. Milli Misak sınırlan içinde çağdaş demokrasiyi biz nerede kuracağız?.. Ay'da mı?.. ~ • Mütareke Istanbulu'na rahmet okutan bir aymaz- lık içinde debelenenlere göre "yurtsevertik" ayıptır... "Resmi tarih" yalandır... Resmi tarihin yalan olduğu, Bandırma vapurunun boyundan ve baca yüksekliğinden bellidir!.. Al eline metreyi, ölç bakalım, geminin boyu kaç metre?.. Baca yüksekliği kaç metre?.. Eh, Kürtçü, şeriatçı ve Osmanlı entelleri ittifakı sa- yesinde Bandırma vapuru 21 'inci yüzyıla 5 kala gel- di, güncel siyasetin göbeğine oturdu. İleri sürülen savlar gülünç olsa da, altında yatan po- litika aşağılıktır. • Sevr yandaşlan hem içerde var. Hem dışarda.. 1989-90 dönüşümünde Sovyetler dağıldıktan son- ra Balkanlar'da, Kafkasya'da, Ortadoğu'da M Arkası Sa. 17. Sû. l'de RENAULT'DAN -Fiyatı ne kadar artarsa artsın aylarca benzine para ödemem. -Türkiye'yi baştan başa 4 kere katedebiliriz. Kimbilir kaç gezimiz bedavaya gelir. • • & RENAULTLAR NİSAN FİYATLARIYLA SON KATILMA TARİHİ 5 MAYIS | / R E N A U L T - M A İ S , "O km." Renault alan herkese tam 500 It. bedava benzin veriyor. t^Süper benzinin fiyatı ne kadar artarsa artsın, siz kuruş ödemiyorsunuz... Çünkü RENAULT-MAİS kullanacağınız benzinin parasını değil, kendisini veriyor. ^Bedava benzini Türkiye'nin her yerine yayılmış Petrol Ofisi istasyonlarından yıl sonuna kadar ne zaman isterseniz, nereden isterseniz alıyorsunuz. -Düşünebiliyor musunuz, ortalama 8400 km. gideceksiniz, benzine kuruş vermeyeceksiniz. RENAULT YAŞANACAK OTOMOBİLLER 1 RENAULT-MAİS Y e t k i l i S a t ı c ı l a r ı n a Hemen G e l i n , Hemen K a z a n ı n . . . • Bu kampanya sınirh sayıöa otomobılı ıçermektedır RENAULT MAIS 5 Mayıs tan önce bu kampanyayı bıtırme hakkirti saklı tutar Ayrıntılı bılgı ıçın B İ L 6 İ R E N A U L T - M A İ S ın ( 212 ) 2 9 3 2 6 2 6 no'lu t e l e f o n u n u arayın, S i tuşlayın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle