Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 MAYIS 1995 PAZARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI 19
Polise de trafik cezası
B Baştarafı 1. Sayfada
kanlıklararası kurulu oluş-
turulacak.
Kurul; Başbakan, Adalet,
Içişleri, Maliye, Mıllı Eği-
tim, Bayındırlık ve tskân,
Sağlık, Ulaştırma bakanlan
ile DPT Müsteşan'ndan
oluşacak. Bu kurula, TSE ve
Şoforler Federasyonu baş-
kanlan da katılacak. Başba-
kaııın başkanlık edeceği ku-
rul, 3 ayda bir zorunlu ola-
rak toplanacak.
Aynca, karayolu güvenli-
gi kurulu oluşturulacak. Ku-
rulun başkam içişleri baka-
nının önerisi ve başbakanın
onayı ile atanacak. Bu kurul
da ayda bir toplanarak ba-
kanlıklararası kurulun aldı-
ğı kararlann hayata geçiril-
mesini takip edecek. Kara-
yollan güvenliğinin gelişi-
mi için plan ve programlar
hazırlayarak bu konu için
bütçeye konacak ödeneği
belirleyecek.
Alt komisyonun yeniden
dûzenlediği trafik tasansına
göre araçlara imalat ve ye-
terlılik belgesi verme ve fen-
ni muayenelerini yapma gö-
revi de TSE'yeveriliyor.
Tasanya göre şoför okul-
lanna ve sürûcü ehliyeti ve-
rilmesine daha sıkı denetim
getirilecek. Sınavlan, en az
3 yılhk şoförlügü olan ûni-
versite mezunlan yapabile-
cek. Sürûcü belgeleri 4 yıl-
da bir yenilenecek. Esrar ti-
careti, kasten adam öldür-
me, gasp, kaçakçılık suçu iş-
leyenler ile ateşli silahlarla
ılgili yasayı ihlalden mah-
kûm olanlara kesınlikle eh-
liyet verilmeyecek. Aynı yil
içinde 3 kez alkollü olarak
araba kullandığı tespit edi-
lenlerin ehliyetine bir yıl sü-
reyle el konulacak. Bir yıl
sonunda yapılacak olan psi-
koteknik muayene sonunda
düzeldiği tespit edilırse eh-
liyeti geri verilecek.
Uyuşturucu ve keyif veri-
ci madde aldığı halde araç
kullananlann ehliyeti süre-
siz olarak ıptal edilecek. 2
aydan 6 aya kadar da hapis
cezası verilecek olan bu ki-
şiler, bir daha ehliyet alama-
yacak.
Para cezalan memur kat-
sayısına bağlamrken bugün
için en düşük para cezası
700 bin (ışık kurâlına uyma-
yana), en yüksek para ceza-
sı da 40 milyon lira (haddin-
den fazla yük yükleten mü-
essese sahibine) olacak. Bir
araç kaza yaptığında, şofor
ve işletici yanında firma da
sorumlu olacak.
300 ceza puanında
ehliyet iptal
Cezapuanı 100'üaşanşo-
förün ehliyetine biray, ıkin-
ci kez 100 puanı aştığı za-
man 2 ay el konacak. 3 kez
ceza puanı 100'üaşanşofo-
rün ehliyeti iptal edilecek.
Ehliyeti iptal edilen şofor,
psikoteknik muayeneye tabi
tutulacak. Eğer, bir sorun
tespit edilmezse yeniden
eğitim gördükten sonra eh-
liyet alabilecek.
Ilk ve orta eğitim okulla-
n ile radyo ve televizyonlar-
da haftada 30 dakika zorun-
lu olarak trafik dersi kona-
cak.
Poüsedeceza
Plan Bütçe Alt Komisyo-
nu, vatandaşa kötü muame-
le eden trafık polisinin 6 ay-
dan 3 yıla kadar hapis ceza-
sma çarptınlmasını öngör-
dü. Haksız yere hürriyeti
tahdit gerektiren ceza tuta-
nağı tutan polise de bir yıl-
dan 3 yıla kadar hapis ceza-
sı verilecek. Trafik polisi,
görevini kötüye kullanır ve-
ya ırtikap ve rüşvet suçu iş-
lerse cezası TCK'deki yazı-
lı cezalann yansı oranında
arttınlarak uygulanacak ve
memuriyetle derhal ilişkisi
kesilecek.
Alt komisyon, kesilen pa-
ra cezalannın da Maliye Ba-
kanlığı yerine, Cezalann In-
fazına Dair Yasa uyannca.
cumhunyet savcılıklan ta-
rafindan toplanmasını hük-
me bağlıyor.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
öğreticiydi. Cumartesi akşamı Yabancı
Gazeteciler Kulübü, Demirel'e, sohbet
toplantısı havasında geçen bir yemek
verdi. Uluslararası gazetelerin Hong-
Kong bürolannda görevli gazetecilerin
Demirel'e yönelttiği sorular, dünyanın
bu cephesinden Türkiye'nin nasıl gö-
ründüğünü de ortaya koyuyordu. Gaze-
tecilerin "meraklan" şunlardı:
- Türkiye, Cezayir olacak mı?
- Bosna-Hersek'te Müslümanlara kı-
yım yapılıyor. Siz ve diğer Islam ükeleri
ne yapıyorsunuz?
- Kıbns'ta çözüm ne zaman?
- Kuzey Irak'a niçin girdiniz?
- Orta Asya cumhuriyetleriyle bağla-
nnız nasıl, bu ülkeler bağımstzlıklannı
kooıyabilecek mi?
- Çin'in batısındaki Türkler, bu ülkey-
le aranızda sorun yaratacak mı?
Demirel, bu sorulara yer yer espriler
katarak, bildiğimiz yanıtlan verdi.
Cumhurbaşkanı'nı en çok sevindiren
ise Hong-Kong'daki "lbrahimler"d\. De-
mirel, geçen nisan ayında Güney Ame-
rika'ya giderken bir gece kaldığı Kanar-
ya Adalan'nda, buradaki turistlere deri
satmaya gelen Ibrahim Demir adlı
Türkle karşılaşınca, "Ben, bu Ibrahim-
leri anyonjm" demişti.
Demirel, Hong-Kong'da o Ibrahim-
lerden 60 tane buldu. Prof. Süleyman
Oemokan, Hong-Kong Elektrik Fakül-
Hong-Kong'da 60 Ibnahîm...
tesi'nin dekanlığını yürütüyor. Ahmet
Aslan, "en eskı Hong-Konglu Türk",
Hacı Murat Balcıoğlu, 21 yaşında
elektronik mağazası sahibi... Ornekler
arttıkça Demirel keyiflendi:
- Gözlerinizden öperim, yanaklannız-
dan öperim, hepinizi kucaklıyorum.
Bir de Zuhal var. Nığde'nin Bor ilçe-
sinden Isviçre'ye, oradan Afrika, ardın-
dan Avustralya... Şimdi Hong-Kong'da
bir şirket kurmuş. Türkiye'den mermer
getirip satıyor. Soyadı da "Monsfield".
Bir yabancıyla evlendiğinden değil,
böyle bir soyadı pek çok şeyi kolaylaş-
tınyoımuş.
Böylece dünyaya açılma aşkımıza,
geleneklerimize uygun bir slogan bul-
muş olduk:
- Ibrahim ile Zuhal...
Heyetteki işadamlarımızın Demirel'e
ilettikleri gözlemlerse satır başlarıyla
şöyleydi:
- Bir milyar 200 milyon nüfuslu Çin 'e
daha ciddi girelim, Çin'i ihracatta he-
def ülke seçelim.
- Çin'deki devlet mekanizması karşı-
sında bizi de devlet korursa dışa açıl-
ma kapasitemizi katlanz.
- Biz hep Avrupa'yı en bûyük pazar
sanıyoruz. Oysa Çin'de yılda 50 milyar
dolarlık müteahhıtlik ihalesi var.
- Türkiye'nin dış ticaretini artık bürok-
rasiden kurtaralım. Dışişleri'nin ticari
ataşeleri devlet memuru gibi değil, işa-
damı kafasıyla çalışsın.
- Mevcut vergi sistemiyle istenen kal-
kınmayı beklemeyin. Yatınm yapandan
yüzde 65 vergi alınıyor.
Fırsatı yakalayan işadamları, Demi-
rel'e içlerini döktüler. Çin'in büyük ve
ciddi bir pazar olduğunu Demirel de bir-
kaç kez yineledi. Çin'deki bugünkü yö-
netim anlayışının devam edip etmeye-
ceğine ilişkin kuşkulan da Mao'dan bir
alıntıyla gidermeye çalıştı:
"Mao'nun birsözû var, şöyle der: 'Ke-
dinin siyah ya da beyaz olması önemli
değil, yeter ki fareyi yakalasın.' Çin'de
bugün yılda yüzde 10'lukbirekonomik
kalkınma var. Halk ona bakar."
Demirel'le dün öğleden sonra da bir
adanın tıraşlanıp genişletilmesiyle inşa
edilmekte olan yeni Hong-Kong hava-
alanınagittik. Motoryolculuğu "sohbet
gezisine" dönüştü. "Rahat" konuşmak
için "teyp-televizyon kaydı" yok. Konu,
tabii sık sık Türkiye'ye geldi. Bir soru:
- Türkiye 'de istenen hamle niçin ger-
çekleşmiyor? Sizce icraatta tıkanma mı
var?
Demirel, soruyu anladı. önce Türki-
ye'de seçimle gelenin seçimle gittiği bir
sistemin oturduğunu anlattı. Bunun ke-
silmemesi halinde her şeyin daha rahat
çözümleneceğini vurguladı. Daha "net"
anlatmak için "hurma" örneğini verdi:
"Hurma ağacı yüksektir. Meyvesini
almanıziçin tırmanmanız gerekli. Yada
kesersiniz, ağaç yan yatar, hurmalan
toplarsınız. Ama bunu bir defa yapar-
sınız. Ağacı kesmeden hurmayı almalı.
Tırmanamıyorsanız bekleyin, düşer."
Sohbet daldan dala konarken konu
"medya'ya geldi. Demirel'in yorumu şu:
"Bence 10 yılda düzelir. Her akşam
10-15 kanalda herkes bir şey söylüyor.
Söylediği doğru-yanlış, bu birsüre da-
ha gider. Ben on yıl dedim, erken olur-
sa ne âlâ, gecikirse üzûntü duyanm."
22 milyar dolara mal olacak "dünya-
nın sürmekte olan en büyük inşası",
Hong-Kong adasına 2 asma köprü ile
bağlanacak. Köprü inşaatlannın altın-
dan geçerken Nazmiye Hanım, Demi-
rel'e seslendi:
- Bak, köprü yapmasını öğren...
Demirel, "Ben onu 20 sene önceyap-
tım" dedikten sonra, bize dönüp de-
vam etti:
- Sonra da seçimi kaybettim.
Havaalanı inşaatından dönüşte soh-
betin konusu yine Çin ve Hong-
Kong 'du.
Latin Amerika ve Güneydoğu Asya
gezisinin ardından Demirel'in ürettiği i-
ki slogan var:
- Yeni dostluklar, yeni ortaklıklar...
- Atlantik'ten Pasifik'e...
Havaş grevi 94. günündeANKARA (Cumhunyet
Bûrosu) - 42 gün önce özel-
leştirilen Havaş işyerlenn-
deki grev 3. ayını doldurur-
ken, yeni işveren Yazeks
AŞ, Hava-Iş Sendikası ile
toplu pazarlık masasına
oturmak için bugüne dek bir
girişimde bulunmadı. Dev-
let Bakanı Bekir Sami Daçe,
Yazeks'ın sendıkayla pazar-
Iığa oturmasını sağlamak
üzere devreye girerken:
Adalet Bakanı MehmetMo-
ğuhay da düşünce suçu işle-
diği gerekçesiyle 13 gün ön-
ce tutuklanan Hava-Iş Sen-
dikası Genel Başkam Atflay
Ayçin'in, Tekirdağ Saray
Cezaevi'ne nakledilmesi
için harekete geçti. Moğul-
tay'ın, sendikayetkililerine,
Ayçin'in yargılandığı Terör-
le Mücadele Yasası'nın (T-
MY) 8. maddesinin, 15 ha-
ziran tarihine kadar yürür-
lükten kalkacağını söylediği
öğrenildi.
Hava-Iş Sendikası'nın
Türk Hava Yollan AO'da
(THY) çahşan 7 bin 479 iş-
çi adına aldığı grev karan,
Bakanlar Kurulu karanyla
"miIHgûvenlik" gerekçesiy-
le ertelenirken; bu işçilerin
toplu iş sözleşmesi, Yüksek
Hakem Kurulu'nun verece-
ği karan bekleme sürecine
girdi. Aynı gün greve çıkılan
Havaalanlan Yer Hizmetle-
ri AŞ Genel Müdürlüğü
(Havaş) işyerlerinde 2 bin
160 işçi adına, kamu işve-
ren sendikası TÜHtS ile yü-
riitülen toplu iş sözleşmesi
görüşmelen ise 28 Mart
1994 tanhinde özelleştirme
karannın alınması ve 17 Ni-
san 1995 tarihinde devir iş-
leminin yapılması üzerine
kesildi. Yürürlük süresi, 1
Ekim 1994 tarihinde başla-
yan ve hükümetin ilk kez
"sıflr ücret zammı" önerisi-
ni gündeme getırdiği sözleş-
me görüşmelerinde, yüzde
15 ve yüzde 20 oranındaki
ücret zammı önerileri üzeri-
ne, anlaşma sağlanamadı.
Çalışma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanlığı'nın, Ha-
vaş'm yüzde 60'ını, 14 mil-
yon dolar peşin, 22 milyon
dolan da taksitle ödenmek
üzere satm alan Yazeks
AŞ'ye, Hava-lş Sendikası
ile pazarlık masasına otur-
mak için "yetki belgesi" ver-
mesine karşın, Yazeks'in bir
girişimde bulunmaması,
sendikada rahatsızlık yarat-
tı. Sendıka yöneticileri, Ha-
vaş'ın yüzde 40'ının hâlâ
devlete ait olduğuna dikkat
çekerek işverenin sendikay-
la pazarlık masasına otur-
masının sağlanması için, hü-
kümetten yardım istedı. Ka-
mu kesımi toplusözleşme
görüşmelerinden sorumlu
olan Devlet Bakanı Daçe ile
görüşen sendika yetkilıleri,
"sözleşmede dev letin sorum-
luluğunun bulunduğunu ve
belirsizliğin hiçbir kesime
yarar getirmediğiııi" vurgu-
ladılar. Daçe de sendikanın
istemine "hiak verdiğinr be-
lirterek 31 mayıs çarşamba
gününe kadar sorunun çözü-
mü için girişimde bulunaca-
ğını söyledi.
Öte yandan, TMY'nin
8/1. maddesinde tanımlanan
bölücü propaganda yapmak
suçunu işledığı gerekçesiy-
le hapis cezasınaçarptınlan
ve Bayrampaşa Cezaevi'ne
konulan Atilay Ayçin'in, Te-
kirdağ Saray Cezaevfne
nakledilmesi istemi, Adalet
Bakanı Moğultay'a iletıldi
Kıırtlar sofrasından Uyuşturucunun yolu Yıuıaııistaıı\laıı geçiyor
• Baştarafı 1. Sayfada
Türkiye'nin dışanya daha
sağlıklı açılabilmesi için ya-
pılması gerekenleri vurgu-
ladılar. Demirel de Türki-
ye'nin yeni pazarlar ve yeni
ortaklıklar araması gerekti-
ğini belırterek şunlan söyle-
di: "Dünyadaki değişimin
farkına vstramazsak, tren
geçer biz istas>'onda kalınz.
Ama unurmamak lazun ki
bu piyasa bir kurtiar sofra-
sıdır. Ben bu sofradan hak-
kımtn alabileceğunizi düşü-
nüyorum. Yeter ki buna ina-
naüm."
Uzakdoğu gezisinin ne-
denlennden birinin dünya-
am bu bölgesindeki geliş-
melerin yakından izlenme-
si olduğunu anlatan Demi-
rel, bölge ülkelenyle işbirli-
ği yapılmasının Türkiye'ye
büyük yarar sağlayacağını
vurguladı.. Türk teşebbüs
gücünün ülke sınu-lan dışı-
na taşmasının övünülecek
bir şey olduğunu belirten
Demirel, "Turkiye bu firsa-
tı yakalamıştır. Çok önemli
bu firsatın değerini de i>i bü-
meüdir. Benim buralara ka-
dar geunemin en önemli ne-
deni, bu firsaö vatandaşla-
nma. kendi insanlanma
söylemektir'* dıye konuştu.
Cumhurbaşkanı Demirel.
Türkiye'nin döviz kazan-
masınm ve üretriği mallan
dış pazarlarda satmasının
büyük önem taşıdığını kay-
detti. Türkiye'deki müteşeb-
bislerin "yaanm, üretim ve
pazariama'
1
ilkesine eğıl-
meleri gerektiğine dikkat
çeken Demirel, şunlan söy-
ledi:
"Yatınm, üretim ve pa-
zariama işi. Türkiye'nin
müteşebtosleri birinci dere-
cede bence bunun üstüne
efilmelidirler. Yani Türki-
ye'de daha çok yatınm, da-
ha çok istihdam, daha çok
üretim ve bunun dünya pa-
zarlanna pazarlanmasL Ta-
bii ki vergi de burdan çıka-
cakür aslında. Burdan ashn-
da daha çok döviz kazancı
da olacakür. Ana kaide bu.
Bunüarda gördüğümüz şey-
ler bizim hiçbir zaman mo-
ralimizi bozmasın. Biz de
çokgüzel şe> ler >aptık. Yap-
maya da devam ediyoruz."
Demirel, dün öğleden
sonra da Hong Kong'un ye-
ni havaalanı inşaatını gezdi.
Hong Kong'dan Nartao ada-
sına botla yapılan yolculuk
sırasında, gazete yazarlany-
la bir süre sohbet eden De-
mirel, Türkiye'nin bugün
geldiği noktayı anlatarak
eksikliklerini vurguladı.
Türkiye'de 70 yılda ciddi bir
yargı sisteminin oluşturul-
duğuna dikkat çeken Demi-
rel sözlerini şöyle sürdürdü:
u
Bugün, herhangi bir si-
yasi basknia ahnmış bir yar-
gj karan yokrur. Ben bunun
kefilİNİm. Biri varsa gelsin
muhatapolavım. Türldye'de
devlet mekanizmalaruun
oluşmasının, yargı sistemi-
nin yerteşmesinin, müteşeb-
bis ruhun yaratıcdığuu ö-
nemsiyorum."
H Baştarafı 1. Sayfada
masında önemli gelışmeleroldu. Dağılma-
nın ardından yaşanan merkezi yönetimin
eksikliği sonucu, bu ülkelerde bulunan nük-
leer santrallarda hırsızlık oJaylan görülme-
ye başlandı.
ldeolojik hareket edenler, emekli olanlar
gibi bu santrallarda bulunan kişıler, zengin
olmak isterken çalıştıklan birimlerde veya u-
laştıklan yerlerden pıyasası yüksek olan
uranyum gibi maddeleri çalmaya başladılar.
Bu maddelere iyı para veren ülkeler var. Bu
doğrultuda istihbari bilgiler bulunmaktadır.
Bizde yaygın bir ticaretin olduğunu söy-
lemek mürnkün değildir. Biz bu konudaki
tedbirlenmizi aldık. Son ıki yıl içinde bizde
10 olay oldu. Bu maddelerin kıymetsiz ol-
duğunun ortaya çıkması üzerine biz de şöy-
le bir değerlendirme yaptık:
Bu maddeler, illegai satıldığı için bir yer-
lerde test edilemıyor. O zaman, ne olduğu-
nu bilmeyen ınsanlara bunu rahatlıkla sata-
bilirsinız. Bir dolandıncılık söz konusu ola-
bilir. tkinci olarak bu maddeleri Türkiye'ye
getırenler, büyük organizasyonlann parçası
olabilir.
Çeşitli ülkelere büyük ceza almalannı ge-
rektirmeyecek maddeleri sokmak suretiyle
pazar anyor, yol oluşturmaya çalışıyor ola-
bılirler.
Uyuşturucu imalathaneleri: Türkiye'de
baz morfin ve asıtanhıdrıt yakalamalanna
bakıldığında imalathane olduğunu söylemek
mürnkün. Bu sene ıki tane, geçen sene 6 ta-
ne imalathaneyi ortaya çıkardık. Küçük çap-
ta böyle eroın üretiminin yapıldığı bir vaka.
Bizde eroin laboratuvan olarak nitelendiri-
lebilecek büyük yerler yok. Yakalanan mal-
zemelere baİcınca bunlann leğen, tencere gi-
bi her evde bulunan şeyler olduğunu görü-
yorsunuz.
Ulaşılması güç bölgelerde kuruluyor. Bu-
nu sadece Güneydoğu diye ayırmak yanlış
olur, çünkü Yalova'da da yakalandı. Buralar-
da baz morfini asitanhidrit ile işleme tabi tu-
tup eroın yapıyorlar. Geçen sene 22 ton, bu
senenin ilk 5 ayında 17 ton asitanhidrit ele
geçirdik. Bu miktar sadece Türkiye'ye yö-
nelik değildi. Satıcı ülkelerin dikkat etmeden
satmasından kaynaklanıyor bu. Bu kadar
yüksek miktarlann stok yapmak amacına
yönelik olduğunu düşünüyoruz. Istihbarat
çalışmalarımız, kaçakçılann 'su' diye adlan-
dırdıklan asitanhidritı bulmakta güçlük çek-
meye başladıklannı gösteriyor. Su azalınca
fiyatlar yükseldi. Aşın derecede fıyatlarla da
bulamıyorlar. Bu, izlediğimiz rotanın iyi ol-
duğunu gösteriyor. Yakalanan bu 17 tonluk
asıtanhidritin nereden ve nasıl Türkiye'ye
getirildiğını biliyoruz. lstihbarat çalışmala-
rımız da yerine oturdu.
Eroin üretenlenn 'doktor' dediklen, -as-
lında kendisi de uyuşturucu kullanan- insan-
lann belli bir ayarlan, temizlik kurallan yok.
Yakalanan mallan analiz ettiğimizde içinde
hayvan pisliğine bile rastlıyoruz. Tabii zaten
bu zehiri içen için temizlik de fazla önemli
değil. Bu 'doktortar' usta-çırak ilişkisiyle
yetişiyor. Hapıshanelerde fılan ögreniyorlar.
Sflah kaçakçıhğı: Kaçakçılık suçu ıçine
uyuşturucu, sılah, beyaz kadın, tarihi eser,
gümrük, elektronik eşya ve bir dizi konuyu
dahil ediyoruz. Bu mallar için organizasyon
bir kez kuruldu mu bu insanlann yaptığı, da-
ha ucuza aldıklan bir malı başka bir ülkeye
götürmek; orada bir mal temin ettiyse onu
başka bir pahalı ülkeye götürüp satmak. Si-
lah bir ülkede ucuzsa o ülkeden alıp pahalı
bir ülkeye götürüyor. Eroini ucuz olan ülke-
den alıp pahalı olan ülkeye götürüyorlar, ora-
dan eski esere çevırip başka konulara yöne-
liyorlar. Biz Türkiye ıçın hiçbir zaman,
U
L yusturucu ve silah işini PKK yapnor, bu-
nun dışuıda başka org»niza«von yok" deme-
dık. Bunu yapan küçük gruplar da var.
Avnıpa'ya eleştiri: Avrupalı ve Amerika-
lılar ele geçinlen uyuşturuculann yüzde
75'inin Türkiye'den geçtığinı iddia edıyor-
lar. Bu oranı nasıl belırlediklerini bılmiyo-
ruz. Bunun için ellerinde belge olması gere-
kir. Bize Interpol vasıtasıyla, ırtibat görev-
lileri vasıtasıyla ya da doğrudan bizim tale-
bımiz üzenne bilgi vermelen gereku-. Bu ışe
kanşan adam1an ıhraç suçundan Türkiye'de
yargılamamız lazım. Bu bizim için sadece
idan bir tedbır değil, aynı zamanda yasal bir
görev. Biz çeşıtlı nedenlerle Interpol aracı-
lığıyla, kendi irtibat görevlılenmiz aracılı-
ğıyla soruyoruz. diyoruz ki: "Bu insanlann
etkrindeki malı Türkiye'den getirdiklerine
dair delüleri gönderin ki biz bunlan mahke-
meye vereHm."
Maalesef bugüne kadar Avrupa ülkeleri
tarafmdan ele geçen malın Türkiye'den ih-
raç edildiğme dair, birkaç istisna dışında hiç-
bir belge gönderilmedi. Biz şunu açık yürek-
lilikle kabul ediyoruz; Balkan yolu, eski Ipek
Yolu çok kullanılan bır yol. Bu yol kul-
lanılıyor. Ama yüzde 75 nasıl hesaplandı,
onu bihniyoruz.
Telif lıaklan tarbşması
• Buştarafı 1. Sayfada
nun ülkesındekı kültürel ya-
şamın geleceğı bakımından
tehlikesini vurguladı.
Ertesi ve son günkü (27.5.
1995) sabah oturumunda.
Katalan (lspanyol) yazar ör-
gütlerinın üyelik başvurula-
nnın görüşülmesı sırasmda;
dil, ülke, kımlik konularında
ilginç tartışmalar yaşandı.
Bunlan daha sonra aynntılı
olarak yazacağım.
Ingiliz çevirmen Gordon
Fielden'in yazarlann başka
dıllere çevrilmeleriyle ilgilı
çok çeşitli sorunlan ıçeren
konuşması (ki bu konuşma-
nın metni kongrenin Mayıs
1995 tarihli dergisinde de
yer alıyor) çok ilginçti. Türk-
çeye çevrilip yayımlanması,
yazarlanmıza. çevirmen ve
yayıncılanmıza çok yararlı
bilgiler kazandıracak.
ficinci günün bir başka
önemli konusu, "Avrupa'da
Şür"in durumuna, sorunla-
nna ilişkin (yine dergide de
yayımlanan) araştırma ve ça-
lışma raporunun görüşülme-
siydi...
Hemen hemen bütün Av-
rupa ülkelerine gönderılen
bir anket metnıne verilen ya-
nıtlann değerlendirilmesi
sonunda ortaya çıkan bu ra-
porun bizde de yayımlanma-
sı ve üzerinde tartışılması
çok yararlı olacak... Özetle
Avrupa'da şiir için tehlike
çanlan çalmakta... Fakat ya-
pılabilecek şeyler yok mu?
Bunlardan da ılende daha
aynntılı söz edeceğim...
fkinci (ve son) günün öğ-
leden sonraki oturumlan yo-
ğun olarak tüzük değışikliği
tartışmalanyla geçti. Türki-
ye'nin örgütsel düzeyde ilk
İcez katıldığı Avrupa Yazar-
lar Kongresi'nde çeşıtlı ül-
kelerin (ve bölgelerin) yazar
örgütlen. yönetimde etkilı
olabilmek için yoğun tartış-
malar ve kulis çalışmalan
yapıyorlar. Türkiye. kendi
binkımleri ve özel konu-
muyla bu örgüt içinde etkili
olabilir.
EWC, Avrupa yazar ör-
gütlerinin federasyonu kim-
liğiyle birçok bakımdan ge-
lişmeye açık görünüyor...
Kapanış öncesınde kong-
renin onayına sunulan sonuç
bildirgelerinde, Avusturya-
'da ve öteki Orta Avrupa ül-
kelerinde aşın sağcılığın,
milliyetçilik ve yabancı düş-
manlığının tehlikeli yükseli-
şine dikkat çekilmekteydi.
Avrupa ülkelerinde bile kül-
türel bağımsızlığın (çokulus-
lu şirketlerin, özellikle
ABD'nin baskısı altında)
tehdit altında oldugu, ulusal-
sanatsal yaratıcılığm korun-
ması gerektiği. sonuç bildir-
gelerinde vurgulanan bir
başka temel konuydu.
XIV. Avrupa Yazarlar
Kongresi, 27.5.1995 Cumar-
tesi akşamı sona erdi.
OLAYLARIN
ARDENDAKİ
GERÇEK
• Baştarafi I. Sayfada
ramına buna ilişkin vaat-
ler yazar. DYP-CHP ko-
alisyon hükümeti de aynı
yolu izlemiş ve koalisyon
protokolünde şu görüşe
yer vermiştir:
"Doğumundan başla-
yarak her Türk yurttaşının
öğrenim ve eğıtimı devle-
tin yükümlülüğünde ola-
cak veparasız eğitim esas
kılınacaktır. Zorunlu eğitim
enaz8 yıl olacaktır."
Bu sözlere karşılık dev-
let, üstlendiğini açıkiadığı
yükümlülüğü şeriatçı der-
nek ve vakıflara bırakmış-
tır. Zorunlu öğretimin 8 yı-
la çıkanlacağı, bu konuda
çalışmalar yapıldığı yolun-
daki açıklamalar artık yı-
lan hikâyesini bile aşmış-
tır. Hükümet, şeriatçı der-
nek ve vakıflann kontrolü-
ne soktuğu eğitim siste-
mini kontrol edememek-
te, bu yüzden de zorunlu
oğretim sistemini 8 yıla çı-
karacak yasayı tasan ha-
line bile getirememektedir.
Getireceğini varsaysak bi-
le tasarının yasalaşacağı
kuşkuludur. Çünkü Mec-
lis'te dinsel konularda olu-
şan DYP-ANAP koalisyo-
nu, böyle bir sonuca ula-
şılmasına izin venmeye-
cektir.
•••
Cannes'da
• Baştarafı 1. Sayfada
"Kin
Tl
ın (La Haıne) yönet-
menı Vfathieu Kassovitz'in
oldu. Christopher Hamp-
ton'un "Carrington"u Jüri
Özel Ödülü ile ikinci kez de-
ğerlendirilırken, genç Fran-
sız yönetmen Xavier Beau-
vois'nın "Öleceğini Unut-
ma" adlı filmıne bır Jüri
Ödülü venldı. Böylelıkle,
festivalin tüm önemli ödül-
len Avrupa'da kalmış oldu.
Çinli yönetmen Zhang Yi-
mou'nun "ŞangayÇetesi''ne
verilen Teknık Büyük Ödü-
lü ıse jürinın Avrupa dışına
verdiği teködül. Uluslarara-
sı Sinema Yazarlan Federas-
yonu'nun (FIPRESCI) jüri-
si, Ken Loach'ın hakkını
vermeyi unutmazken, bü-
yük jürinin karanndaki ek-
sikliği gözler önüne seriyor-
du. FIPRESCI, yanşmah
bölüm için verdiği ödülü iki
fılm arasında, Teo Angelo-
pulos'un "UHs'inBakışi''ile
Ken Loach'un "Ülke veÖz-
gürlük"ü arasında paylaştır-
dı
En iyı ılk fjlrne venlen A1-
tın Kamera Ödülü lranlı yö-
netmen Jafar Panahi nın
"Beyaz Balon"unun olur-
ken, kısa metrajlı filmlerda-
lındakı Altın Palmiye'yi
"Gagarin" adlı canlandırma
filmi ile Rus yönetmen
Alexei Kharitidi kazandı.
Ankara'da
göçük: 2 ölü
ANKARA (Cumhunyet
Bürosu) - Çankaya Oran si-
tesinde, bir inşaatın kanali-
zasyon yapımı sırasında
meydana gelen göçük, 2 iş-
çinin ölümüne neden oldu.
Öran sitesi TBMM Lojman-
lan arkasındaki lüks konut
inşaatmın kanalızasyon ça-
lışması sırasında. kanalizas-
yon kenanna yığılan topra-
ğın meydana getırdiği basınç
sonucu göçük oluştu. Göçük
altında kalan Adil Saka ve
Şaban Doğan adlı işçiler ya-
şamlannı yitirdiler.
ELECTRDLUX ER 4
QUATTRD CFC-FRE
Bu tazelik hiç bitmesin ister misiniz?
4 kapılı, rahat ulaşılabilir dızayn Geniş iç hacim... Kapı içi sofjuk içecek çeşmesi. .Sıfır freon gazı, çevre dostu..
Çok sessiz. Düşük enerjı tüketimi. No-Frost derin dondurucu ve uzun süreli tazelik için sıfır derece bölmesi .
Buz makinesi . Şok soğutma ve dondurma işlemi Derın dondurucu raflarında raylı sistem...
Ayarlanabılır camlı raf sistemi sayesinde kolay temizlik..
Electrolın ER 4671 S Quattro CFC-Free buzdolabı hayatınıza yepyeni bir terahlık,
benzersiz bir kolaylık getiriyor.
Farklı özelliklere sahip diger Electrolux modelleriyle siz de bir an önce tanışın!
Sıze en yakın Electrolux bayıını öğrenmek ve aynntılı bılgı ıçın Türkiye'nin her yerınden ücretsız servıs telefonumuzu hemen arayın.
UCRETSİZ TUKETİCİ DANIŞMA SERVİSİ
0800 211 6032
: TARABAS! BULVAHI
NO- 35 TAKSM 8006C ISTANBUL
TH_ 02122931020 FAX 021225160 94
• ŞUB£: ATATİIRK CAD NO 3?8
K.5-501 ALSANCAK 35220 IZMIfl
TH. 023246393 15 FAX 02324639252
61ux
B e y a z E ş y a d a T D ü n y a L i d e r i