28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
,29 MAYIS 1995 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR | 7 . U L U S L A R A R A S I t S T A N B U L T İ Y A T R O F E S T İ V A L İ I jPencereden bakmayı hflmek ' YSVUZ PEKMAN ; Saat yedi buçugu birkaç dakika geçi- ' yor. Gûneşin batmasma yaklaşık bir sa- ı at var. Dükkânlar yavaş yavaş. kapanıyor, ! herkes bir an önce evine gidebilme tela- î şında, ana cadde vızır vızır. Sıradan ts- ; tanbuİ akşamı, Tarlabaşı hengâmesinden \ sıynhp saga, Sakızağacı Caddesi'ne, ' oradan ilk sağa Eski Çeşme Sokağı'na ' sapıyor. ! Patlak bir plastik topu tekmeleyen, ! oradan oraya koşuşturan çocukların ara- "sından geçiyor. Sokağın iki yanında yaş- lı, köhne. yorgun evler, ancak birbirleri- ne yaslanarak ayakta duruyorlar. Yıllar- dır kozmopolit Istanbul'u taşımaktan. türlü çeşit kültürû, binbir çeşit yaşamı banndırmaktan bitkin düşmüşler. Biraz ötede sokağın gençleri bağıra cağıra ko- nuşuyorlar. lçlerinden geldiği gibi küfîir edip şarkı söylüyorlar, geçen geçene sa- taşıyorlar. Güneş yav aş yavaş uykuya da- Jıyor, Eski Çeşme Sokağı akşama hazır- lanıyor. Gidenler bilir, Istanbul Sanat Merke- zi'nin arka kapısı Eski Çeşme Sokağı'na açılır. Sokak, binanın binncı kat sakinı Kumpanya Sahnesi'nın de manzarasıdır. Manzara olmaktan öte. Kumpanya. ça- lışmalan sırasında işyerlennden, evler- den sokağa taşan bağınş, çığınş, kavga. gürültü, küfur, şarkı, türkü sesleriyle, kı- sacası sokağın yaşamıyla iç içedir. Naz Erayda da Kumpanya'nın penceresini tıklatan bu yaşamdan hareketle oluştur- duğu 'Kim O?' adlı projesinde, giderek -"karma-kanşaıt" kent yaşamını ve bu kanşıkhğın içinde yaşama mücadelesi veren çeşit çeşit kültürlen ve insanlan ele alıyor. Oyun. pencereden yansıyan "azınlık oima hali. çaresizlik, yalnızlık, korku, pa- ranoya, ulusal toplumsal ve birevsel kim- likler, zorunlu göç, aynmcılık ve zaman- Kumpanya, Naz Erayda'nın projesi 'Kim O?'yu Istanbul Sanat Merkezi'nde saat 20.18'de sahneleyecek. dan kaçış" gibi artık birarada yaşamaya alıştığımız ve belki bu alışkanlık yüzün- den zaman zaman görmezden geldiği- miz kimi olgulann. sahne üzerinde bı- raktığı parçalanmış görüntü ve seslerden oluşuyor. Eraydanın "esin kaynağı" Es- ki Çeşme Soİcak. bazen sındirilmiş, ba- zen bastınlmış, bazen aşağılanmış, ba- zen hapsedilmiş, bazen zorlanmış, ba- zen horlanmış, bazen de bürün bunlann hepsini birarada yaşamış, Rum. Kürt Er- meni, Arap. Tûrk vesair kökenli insan- lann birlikte yaşadıklan, Istanbul'un or- ta yere sıkışrruş küçiik bir maketi adeta. "Kim O?" da bu maketin seslerden, ha- reketlerden, bakışlardan, çığlıklardan. duygulardan oluşan capcanlı bir sureti. Kumpanya, yarattığı yepyeni sahne di- li ve anlatım biçirruyle. geleneksel tiyat- ro anlayışınındı§ındaçalışmalaryapma- ya çabalayan "Oteki Tiyatro"nun köşe taşı. Topluluğun genç oyunculan, Eski Çeşme Sokağı'ndan kulaklanna takılan kimi seslerden yola çıkarak yaptıklan oyunculuk çalışmalan ve araştırmalan sonucu elde ettikJeri parçalan uç uca ek- leyerek oyunu yaratmışlar. Oyun sırasın- da sahne üzenndeki yedi oyuncudan baş- ka oyuncular da bu yaratıma katılıyorlar. Bu oyuncular kimi zaman sokağın genç- leri, kimi zaman top oynayan çocuklar, kimi zaman karşı taraftaki oto elektirik- çisi, kimi ızmdnn da yakındakı caminin müezzini oluyor. Kumpanya oyunculan- nın seyirciyle zaman zaman dikkatli ba- kışlar, zaman zaman hareketler ve sesler- le, rahatsız edercesine kurduğu ilişki oyuna yeni bir boyut daha katıyor. Oyu- nun broşüründe yer alan minik sözlükte, "bir olayı gören, izleyen kimse" olarak tanımlanan seyircinin, oyuna ve dolayı- sıyla yaşananlara "seyirci" kalmaması, hatta müdahale errnesi isteniyor sanki. Böylece "üç boyııtlu'' bir hal alan oyun, yaşamın ve seyırcilerin katılımı ile her gün yeniden yaratılıyor adeta. Tüm bunlara karşın, oyunu zaman za- man bu yaşamsallıktan İcoparan aynntı- lar olduğu da bir gerçek. Sahnenin sağa ve sola doğru uzayan yapısı yüzûnden sağ uçta söylenen kimi sözlerin sol uç- taki seyircilerce anlaşılamaması, hare- ketin yoğun olduğu bazı bölümlerde laf- lann "gürültü"ye girmesi, kimi duygu- lann ve yer yer şiirlerin oyunculuk kok- ması oyunu pencereden görülen yaşam- dan kimi zaman uzaklaştıran unsurlar. Yine de Kumpanya'nın genç oyuncula- n, tüm heyecan ve enerjilerini sonuna kadar zorlayarak, ülkemızde eşine az rastlanacak bir sanat olayını gerçekleşti- riyorlar. Eski Çeşme Sokağı, Kumpanya Sahnesi'nin penceresinden görülen sıra- dan bir sokak. Çogumuz için önemsiz bir manzaradan ibaret. Belki önemli olan pencereden Kumpanya gibi bakabilmek. Onlar penceremizin önünde durmuş ca- mı tıklatıyorlar. Kimileri rahatsız olup perdeleri kapa- tıyor, iyice korkanlar storlan indirip, panjurlan çekiyor. Ama pencereden bak- manın ne demek olduğunu bıraz olsun bilenlerin gözleri. önce onlara sonra on- lann arkasındaki yaşama takılıp kalacak kuşkusuz. Onun için bir an önce pence- releri açalım. onlan ıçeri alalım, odala- nmıza bıraz ışık, biraz hava, biraz yaşam girsin. Sorunun temeli beklemek midir? 1970 kuşağının önde gelen yazarlanndan olan ve daha çok deneme ve eleştin yazılanyla tanınan Makedon yazar Danilo Kocevski'nın 'Dk Nefes' adlı oyunu, Samuei Beckett'ın 'Godot'yu Beklerken' adlı başyapıtına yeni bir yorum getıriyor. Kocevski, Beckett gibi, absürd, korku ve anlaşmazlık gibi konulan ışlerken bir yandan da, kendi ülkesindekı koşullannı dıle getinyor. Beckett'ın oyunundan farklı olarak, Godot, kâh usta bir büyücü, kâh tatlı yalanlar üreten bir palyaço, kâh bir tüccar, küçük bir memur ya da Bırleşmış Milletler gözlemcısi olarak sahnede görünür. Beckett'ın yapıtmda, bir yanılsama olan Godot. Kocevski'nın oyununda durmadan değişen bir gerçeğe dönüşür. "tlk Nefes". ülkedeki güncel olaylara, politik sorunlara eğiliyor ve olaylan sosyolojik açıdan da ele alıyor. Yöneten-yönetilen ilışkisine ayn bir önem veren oyun, zaman içinde yönetimlerin de değiştiğini vurguluyor. Bu degışimin yönetilenleri olduğu kadar yönetenleri de zorlaması kaçınılmazdır. Sorun Godot'nun gelmesinde midır, gelmemesinde mi? Yoksa sorunun temeli beklemekte midir? Uluslararası Istanbul Tiyatro Festivali'ne 'Bir Ülke Bir Tiyatro' bölümünde Makedonya'dan katılan ilk topluluk olan Üsküp Dram Tiyatrosu'nu Goran Trecovsld yönetiyor. Makedonya'dan Usküp Dram Tiyatrosu, saat 21.15'te AKM Birim Sahnesi'nde. Görkeıııli ikili: Dr. Faustus ile Mefistofeles SEVGİ SANU "Kuşku, başkakünna, boşhık, dinginlik- ten, Tanndan ayn düşme sonsuza dek!...Hiç bir ışığın delip gecemediği kapkara bir ko- vuktur yüregim, soğuk mu soğuk!" Amerikalı oyun yazan Tony Kushner. "Gûn Denilen Parlak Oda" adlı oyununda Şeytan üstüne çeşitlemeler sunuyor. • Thomas Mann'ın yüreği buzdan soğuk şeytanı besteci Leverkühn'u bir yandan ce- hennem alevieriyle kavururken bir yandan karlar, buzlar altında donduracaktır. Mefîs- tofeles ruhunu ele geçirmek istediği kişiyi dize getirmek için her yolu dener. Marlow, Goethe ve Baudelaireın Faust'u Şeytanla yaptığı anlaşmayı kendi kanına batırdığı ka- lemle imzalamıştır. Leverkühn de Faustiyen kaderini kabullenir. Orleans Ulusal Tiyatro Merkezi'nin Tak- sim Sahnesi'nde sunduğu "Doktor Faustus yadaŞevtanmPahosu" adlı gösteri 7.Ulus- lararası Istanbul Tiyatro Festivali'nin en il- ginç olaylanndan biri. Televizyon, usta ti- yatroculann elıne geçince, tiyatroya rakip değiltiyatroyayardımcı olabiliyor. Tasanm ve gerçekleştirme Avrupalı iki olağanüsrü sanatçının, Fransız Stephane Braunschwe- ig ile ttalyan G.B. Corsetti'nin imzalannı taşıyor. On iki televizyon ekranı, birpiyano beş oyuncuya inanılmaz olanaklar sağlıyor. Yeryüzü nerede başlar, gökyüzü nerelere kadar uzanır, hangisi sahici kışi, hangisigöl- gesi, şeytan bunun neresinde? Karşılaştığı- nız inanılmaz görüntüler sizi durmadan so- ru sormaya itiyor. Sonunda soru sormaktan vazgeçip kendinizi dalgalara bırakıyorsu- nuz. On iki ton müzığinin yaratıcısı Le- verkhün'ün öyküsüne paralel olarak Hans Andersen'in Küçük Deniz Kızı beliriyorbu dalgalanmalar arasmda. O da denizciler ca- dısıyla bir anlaşma yaparak bir çift güzel ba- caga karşılık dilini bağışlamıştır. Şeytanla da cadıyla da yapılan anlaşmalann bedeli ağırdır ister sanat uğruna olsun ister aşk uğ- runa. Mefısto sanatçıya sevgiyi de yasaklar. Sevgiyle ısınırsa artık üşümeyecek, şeyta- nın paltosuna ihtiyacı kalmayacaktır, üstü- ne dünyanın bütün karlan yağsa da. Sev- mek. üretici ve yaratıcı olmak Karanlıklar Prensi 'yle başa çıkmanm başka yolu var mı? 7.ULUSLARARASI TİYATRO FESTtVALİ PROGRAMI BUGÜN: Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi: 21.15 Palto/Istanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu (Istanbul) AKM Birim Sahnesi: 21.15 İlk Nefes/Üsküp Dram 7.1USUIMKSI İSOMtR TtT«TR8RSTtWftti Tiyatrosu (Makedonya) AKMOdaTiyatrosu: 18.30 Annie Wobler/Ankara Devlet Tiyatrosu (Türkiye) tstanbul Sanat Merkezi: 20.18 Kim O?/Kumpanya (Türkiye) YARIN: Taksim Sahnesi: 21.15 Onikinci Gece'TJiyarbakır Devlet Tiyatrosu (Türkıye) AKM Birim Sahnesi: 18.30 İlk Nefes/Üskup Dram Tiyatrosu (Makedonya) tstanbul Sanat Merkezi: 20.19 Kim O?/Kumpanya (Türkiye) EskiYeşil: 18.30 Yaz Gelmesin/Tiyatro Grup (Türkiye) Festivalde bu hafta PALTO Istanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu (Türkrye) 29 Mayıs 21.15, Muhsin Ertuğrul Sahnesi İLK NEFES Üsküp Dram Tiyatrosu (Makedonya) 29 Mayıs 21.15, 30 Mayıs 18.30, AKM Birim Sahnesi ANNİE VVOBBLER Ankara Devlet Tiyatrosu (Türkiye) 29 Mayıs 18.30, AKM Oda Ttyatrosu KİMO? Kumpanya (Türkiye) 29-30 Mayıs 20.18, Istanbul Sanat Merkezi ONİKİNCİ GECE Diyarbakır Devlet Tiyatrosu (Türkjye) 30 Mayıs 21.15,31 Mayıs 18.30-21.15, Taksim Sahnesi YAZ GELMESİN Tiyatro Grup (Türkiye) 30-31 Mayıs 18.30, Eski Yeşil ANNEMİN CESARETİ Tübingen Zelt Ensemble Theater (Almanya) 31 Mayıs 21.15, I Haziran 18.30, Kenter Tiyatrosu BİNA Istanbul Devlet Tiyatrosu (Türkiye) 1-2 Hazıran 18.30, AKM Bırim Sahnesi MONTSERRAT Istanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları (Türkiye) 1-2-3-4 Haziran 21.15, Aya Irini MARAT Izmir Devlet Tiyatrosu (Türkiye) 2-3 Haziran 21.15, Taksim Sahnesi PAZAR KEYFİ Ankara Sanat Tiyatrosu (Türkiye) 2-3 Haziran 18.30-21.15, Muhsin Ertuğrul Sahnesi ZİNCİRE VURULMUŞ PROMETE Attis Theatre (Yunanistan) 4 Haziran 21.15, AKM Büyük Salon Bu ûJnCjtmbvriytt Gazetesi'mn külktıyia ücrBteohrakyaymlamajttr. ICurumsat sponsorbr EMUüCIANKASI ÎBM İSTftNBUl 7. ULUSLARARASI KULTUR İSTAWBUL UE SANAT I3IHIMBUL UAKFI TİYATRO FESTIUALIRKMAPIT BUAŞAMADA ŞÜKRAN KURDAKUL Orhan Kemal Adı... Orhan Kemal adı, yaşamını sürdürebilmek için dayanılmaz koşullarda ekmek kavgası veren edebi- yat adamlannın başında gelir. Bizler, yetiştiği yıllarda başlayan bu bitip tükenme- yen savaşımın satırbaşlannı biliyoruz ancak. Mücellit çıraklığı, pamuk fabrikalarında işçilik, do- kumacılık, amele kâtipliği... Ve 1950'lerın Istanbulu'nda kaleminden başka gü- venecek şeyi olmayan yazı emekçisi Orhan Kemal. Kendine, bize ve okuruna inancını yitirmeyen. Yüreğini dalından düşürmeyen direnç adamların- dan biri. - Şu Bereketli Topraklar çıksın! Bereketli Topraklar Üzerinde yayınlanır, "TelifHak- kı'nı tahsil" sıkıntısı bitmez. - Şu Murtaza bi tefrika edilsin!.. Murtaza "tefrika " edilir, Varlık Yayınlan arasında çı- kar. Nazım, (Orhan'ın büyük oğlu, şimdi petrol mühendisi) ortaokula başlar, gereksinmeler ço- ğahr. Magazinlere öyküler yetiştirir Orhan. Romanlar ya- zar soluk soluğa. Sarı defterier brter, yazı emekçiliği bitmez. Orhan Kemal, Gorki'ye ya da Istrati'ye benzeme hevesiyle seçmemişti ki yaşam serüvenini. İlk darbeyi, babası "Ahalı Fırkası Reisi" gazeteci Abdülkadir Kemali'nin siyasal iktidarla başı derde girip ülke dışına çıkmasıyla yedi. Okulundan aynlmak zorunda kalarak iki yıl Beyrut, Hama ve o tarihte Su- riye toprağı sayılan Antakya'da yaşadı. Ikinci darbe, askeri ceza yasasının 94. maddesine aykırı hareket ettiği savıyla 5 yıla hüküm giymenin ge- tirdiği sıkıntılar. Bu hapislik süresinde Kayseri ve Adana'dan son- ra, neyse ki Bursa Cezaevi'ne gönderilmiş, Nazım Hikmet'i tanıma olanağı bulmuştu. Yetiştiği dönem, hece ölçüsüyle yazdığı dizelere içi- ni dökmeye çalışan birşiir heveslistydi Orhan Kemal. Çogu Yedigün dergisındeyayımlanan bu şiirlerden Yeni Edebiyat, Yürüyüş, Yurt ve Dünya gibi direnç odaklanndaki öykülere sıçrama olanağını hapisteki Nazım'ın dünyayı kucaklayan sevgi ve edebiyat adamlığı kazandırmıştır. 1945'te cezaevinden çıkınca dünyaya bakma ye- tenegine yön verecek donanımlan da Adana'ya be- raberinde götürdü Orhan Kemal. O yıllar, Çukurova'da bir eli endüstrideydi kapita- lizmin, öteki eli tarımda. Tırmanışa geçiyordu. Tarımda makinalaşma geleneksel üretim ilişkileri- ni değiştirmeye başlamıştı; az topraklı köylülerle or- takçılan göçe zorluyordu. Orhan Kemal, kenar mahallelerin de uzağındaki gecekondulan üreten büyük ketin yeni insanlan ara- sında buldu kendini. Patron nedir, sermaye yalağı, beyaz yakalı, emek- çi nedir gördü. Emek sermaye çelişkisi nasıl yaban- cılaştınr, tahrip eder insanı, yaşadı. Yaşamak ve görmek... öykü, roman kişilerini sınıf- sal çelişkilerie çatışkılardan soyutlamamak... 1940'lı yıllardan ölümüne değin 30 yılı aşan yaratı sürecinde bu başat özellik belirier Orhan Kemal'in sa- natını. Çocuk, genç, yaşlı, erkek, kadın kırsal kesımdeya da fabrikada sömürü çarkının dişlileri arasından ge- tirilmişlerdir öykü ve romanlara. Göztem ve olay nasıl duyarlığa dönüştürülür.. Bilir Orhan Kemal. Sınıfsal konumlannı görmezlikten gelmediği insan- lann iç dünyaları dialoglarla mı duyumsatılacaktır? Çözümlemelerie mi? Bilir Orhan Kemal. Söylemini sanatının gizil gücündeki evrenden bu- lup çıkarmanın ustasıdır çünkü. Orhan Kemal, 10 öykü kitabı, 27 roman armağan etti edebiyatımıza. Çoklan zaman aşımına uğramadı bu yapıtlann. "Uyku", "Ceriin", "Dünyada Harp Vardı" gibi ne unutulmaz öyküler kaldı Orhan Kemal'den. Yalnız bu öykülerfe "Murtaza" ve "Bereketli Top- raklar Üzerinde" romanları bile onun adını çağdaş klasiklerimizin önde gelen adlan arasında saymamı- za yetiyor. Açıkhava'da vokal caz Kültür Servisi -Yapı Kredi Gençlik Festivali kapsamında Açıkhava Tiyatrosu'nda bu akşam vokal caz grubu "New York Voices"ı dinleme firsatı bulacak tstanbul'lu müzikseverler. Beşkişita- rafindan kurulan "New York Voices" 1994 şuba- tından bu yana çalışmala- nnı dörtlü olarak sürdürü- yor. Grup üyeleri solo çalış- malar da yapıyor. Toplulu- ğun müzik direktörü ve üyesi Darmon Meader us- ta bir şarkıcı olmasının ya- nında. usta bir tenör ve soprano saksofon sanatçı- sı. Topluluğun bütün kon- serlerinde EW1 (elektronik üflemeli çalgı) çalan sa- natçı aranjmalan ile Nevv York müzik piyasasının aranan isimlerinden Nevv York Manhattan Müzik Okulu Vokal Caz Bölümü'nde 1993 yılın- dan bu yana öğretim üye- liği yapan Peter Eldridge kendi besteledığı şarkılan Ben V\'hittman'ı davulu eşlığinde CD olarak kay- detti. Sanatçının yönettiği ve eşlik ettiği bir toplulu- ğu var. Özellikle çocuklar için yaptığı konser dizisi "Long Ago and Far Away" ile ünlenen Kim Nazarian. Nevv York'un sinema ve reklam müziği dünyasının aranan isimlerinden.. Sa- natçı, çocuklara yönelik çalışmalan ile geleceğin bıliçlı ve kaliteli müzik dinleyicisinin yetişmesine katkıda bulumak amacm- da olduğunu belırtiyor. Lauren Kinha geçtiği- miz günlerde New York Bitter End'deki solo kon- serleriyle büyük ilgi topla- dı. Topluluğun en popüler parçalan "Do You \\anna Kno» VVhat I Want" ile "Open Inyitation"ın bes- tesi de sanatçıya ait. ÖZEL DARÜŞŞAFAKA LİSESİ III. KÜLTÜR VE SANAT ŞENLİĞİ 14.00-16.00 Sporla ilgili panel Deniz Gökçe, Doğan Koktğiu, Metin Tükenmez 16.30-17.30 Panel ve dia gösterisi "Türkiye'deÇocuk" katılanlar: Seda Akço, Atanur Mert, Se\il Utku 17.30-18.00 Konser Okul Çocuk Korosu 18.15-18 45 Animasyon gösterisi AydanÇelik veÇiz- gi Fflm Kuiübü öğrencileri 18.45-19.45 Söyleşi "Türk Canlandırma ve Sinema Tarihi" katılanlar: Turgut Çeviker, Erdoğan Kar 20.00-21.30 Sinema gösterimi "Babam Askerde" yön: Handan tpekçi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle