Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
,29 MAYIS 1995 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR
| 7 . U L U S L A R A R A S I t S T A N B U L T İ Y A T R O F E S T İ V A L İ
I
jPencereden bakmayı hflmek
' YSVUZ PEKMAN
; Saat yedi buçugu birkaç dakika geçi-
' yor. Gûneşin batmasma yaklaşık bir sa-
ı at var. Dükkânlar yavaş yavaş. kapanıyor,
! herkes bir an önce evine gidebilme tela-
î şında, ana cadde vızır vızır. Sıradan ts-
; tanbuİ akşamı, Tarlabaşı hengâmesinden
\ sıynhp saga, Sakızağacı Caddesi'ne,
' oradan ilk sağa Eski Çeşme Sokağı'na
' sapıyor.
! Patlak bir plastik topu tekmeleyen,
! oradan oraya koşuşturan çocukların ara-
"sından geçiyor. Sokağın iki yanında yaş-
lı, köhne. yorgun evler, ancak birbirleri-
ne yaslanarak ayakta duruyorlar. Yıllar-
dır kozmopolit Istanbul'u taşımaktan.
türlü çeşit kültürû, binbir çeşit yaşamı
banndırmaktan bitkin düşmüşler. Biraz
ötede sokağın gençleri bağıra cağıra ko-
nuşuyorlar. lçlerinden geldiği gibi küfîir
edip şarkı söylüyorlar, geçen geçene sa-
taşıyorlar. Güneş yav aş yavaş uykuya da-
Jıyor, Eski Çeşme Sokağı akşama hazır-
lanıyor.
Gidenler bilir, Istanbul Sanat Merke-
zi'nin arka kapısı Eski Çeşme Sokağı'na
açılır. Sokak, binanın binncı kat sakinı
Kumpanya Sahnesi'nın de manzarasıdır.
Manzara olmaktan öte. Kumpanya. ça-
lışmalan sırasında işyerlennden, evler-
den sokağa taşan bağınş, çığınş, kavga.
gürültü, küfur, şarkı, türkü sesleriyle, kı-
sacası sokağın yaşamıyla iç içedir. Naz
Erayda da Kumpanya'nın penceresini
tıklatan bu yaşamdan hareketle oluştur-
duğu 'Kim O?' adlı projesinde, giderek
-"karma-kanşaıt" kent yaşamını ve bu
kanşıkhğın içinde yaşama mücadelesi
veren çeşit çeşit kültürlen ve insanlan ele
alıyor.
Oyun. pencereden yansıyan "azınlık
oima hali. çaresizlik, yalnızlık, korku, pa-
ranoya, ulusal toplumsal ve birevsel kim-
likler, zorunlu göç, aynmcılık ve zaman-
Kumpanya, Naz Erayda'nın projesi 'Kim O?'yu Istanbul Sanat Merkezi'nde saat 20.18'de sahneleyecek.
dan kaçış" gibi artık birarada yaşamaya
alıştığımız ve belki bu alışkanlık yüzün-
den zaman zaman görmezden geldiği-
miz kimi olgulann. sahne üzerinde bı-
raktığı parçalanmış görüntü ve seslerden
oluşuyor. Eraydanın "esin kaynağı" Es-
ki Çeşme Soİcak. bazen sındirilmiş, ba-
zen bastınlmış, bazen aşağılanmış, ba-
zen hapsedilmiş, bazen zorlanmış, ba-
zen horlanmış, bazen de bürün bunlann
hepsini birarada yaşamış, Rum. Kürt Er-
meni, Arap. Tûrk vesair kökenli insan-
lann birlikte yaşadıklan, Istanbul'un or-
ta yere sıkışrruş küçiik bir maketi adeta.
"Kim O?" da bu maketin seslerden, ha-
reketlerden, bakışlardan, çığlıklardan.
duygulardan oluşan capcanlı bir sureti.
Kumpanya, yarattığı yepyeni sahne di-
li ve anlatım biçirruyle. geleneksel tiyat-
ro anlayışınındı§ındaçalışmalaryapma-
ya çabalayan "Oteki Tiyatro"nun köşe
taşı. Topluluğun genç oyunculan, Eski
Çeşme Sokağı'ndan kulaklanna takılan
kimi seslerden yola çıkarak yaptıklan
oyunculuk çalışmalan ve araştırmalan
sonucu elde ettikJeri parçalan uç uca ek-
leyerek oyunu yaratmışlar. Oyun sırasın-
da sahne üzenndeki yedi oyuncudan baş-
ka oyuncular da bu yaratıma katılıyorlar.
Bu oyuncular kimi zaman sokağın genç-
leri, kimi zaman top oynayan çocuklar,
kimi zaman karşı taraftaki oto elektirik-
çisi, kimi ızmdnn da yakındakı caminin
müezzini oluyor. Kumpanya oyunculan-
nın seyirciyle zaman zaman dikkatli ba-
kışlar, zaman zaman hareketler ve sesler-
le, rahatsız edercesine kurduğu ilişki
oyuna yeni bir boyut daha katıyor. Oyu-
nun broşüründe yer alan minik sözlükte,
"bir olayı gören, izleyen kimse" olarak
tanımlanan seyircinin, oyuna ve dolayı-
sıyla yaşananlara "seyirci" kalmaması,
hatta müdahale errnesi isteniyor sanki.
Böylece "üç boyııtlu'' bir hal alan oyun,
yaşamın ve seyırcilerin katılımı ile her
gün yeniden yaratılıyor adeta.
Tüm bunlara karşın, oyunu zaman za-
man bu yaşamsallıktan İcoparan aynntı-
lar olduğu da bir gerçek. Sahnenin sağa
ve sola doğru uzayan yapısı yüzûnden
sağ uçta söylenen kimi sözlerin sol uç-
taki seyircilerce anlaşılamaması, hare-
ketin yoğun olduğu bazı bölümlerde laf-
lann "gürültü"ye girmesi, kimi duygu-
lann ve yer yer şiirlerin oyunculuk kok-
ması oyunu pencereden görülen yaşam-
dan kimi zaman uzaklaştıran unsurlar.
Yine de Kumpanya'nın genç oyuncula-
n, tüm heyecan ve enerjilerini sonuna
kadar zorlayarak, ülkemızde eşine az
rastlanacak bir sanat olayını gerçekleşti-
riyorlar. Eski Çeşme Sokağı, Kumpanya
Sahnesi'nin penceresinden görülen sıra-
dan bir sokak. Çogumuz için önemsiz
bir manzaradan ibaret. Belki önemli olan
pencereden Kumpanya gibi bakabilmek.
Onlar penceremizin önünde durmuş ca-
mı tıklatıyorlar.
Kimileri rahatsız olup perdeleri kapa-
tıyor, iyice korkanlar storlan indirip,
panjurlan çekiyor. Ama pencereden bak-
manın ne demek olduğunu bıraz olsun
bilenlerin gözleri. önce onlara sonra on-
lann arkasındaki yaşama takılıp kalacak
kuşkusuz. Onun için bir an önce pence-
releri açalım. onlan ıçeri alalım, odala-
nmıza bıraz ışık, biraz hava, biraz yaşam
girsin.
Sorunun temeli beklemek midir?
1970 kuşağının önde gelen yazarlanndan
olan ve daha çok deneme ve eleştin
yazılanyla tanınan Makedon
yazar Danilo Kocevski'nın 'Dk Nefes' adlı oyunu,
Samuei Beckett'ın 'Godot'yu Beklerken' adlı
başyapıtına yeni bir yorum getıriyor.
Kocevski, Beckett gibi, absürd, korku ve anlaşmazlık
gibi konulan ışlerken bir yandan da, kendi ülkesindekı
koşullannı dıle getinyor.
Beckett'ın oyunundan farklı olarak, Godot, kâh usta bir
büyücü, kâh tatlı yalanlar üreten bir palyaço, kâh bir
tüccar, küçük bir memur ya da Bırleşmış Milletler
gözlemcısi olarak sahnede görünür.
Beckett'ın yapıtmda, bir yanılsama olan Godot.
Kocevski'nın oyununda durmadan değişen bir gerçeğe
dönüşür. "tlk Nefes". ülkedeki güncel olaylara, politik
sorunlara eğiliyor ve olaylan sosyolojik açıdan da ele
alıyor. Yöneten-yönetilen ilışkisine ayn bir önem veren
oyun, zaman içinde yönetimlerin de değiştiğini
vurguluyor.
Bu degışimin yönetilenleri olduğu kadar yönetenleri de
zorlaması kaçınılmazdır. Sorun Godot'nun gelmesinde
midır, gelmemesinde mi? Yoksa sorunun temeli
beklemekte midir?
Uluslararası Istanbul Tiyatro Festivali'ne 'Bir Ülke Bir
Tiyatro' bölümünde Makedonya'dan katılan ilk
topluluk olan Üsküp Dram Tiyatrosu'nu Goran
Trecovsld yönetiyor. Makedonya'dan Usküp Dram Tiyatrosu, saat 21.15'te AKM Birim Sahnesi'nde.
Görkeıııli ikili: Dr.
Faustus ile Mefistofeles
SEVGİ SANU
"Kuşku, başkakünna, boşhık, dinginlik-
ten, Tanndan ayn düşme sonsuza dek!...Hiç
bir ışığın delip gecemediği kapkara bir ko-
vuktur yüregim, soğuk mu soğuk!"
Amerikalı oyun yazan Tony Kushner.
"Gûn Denilen Parlak Oda" adlı oyununda
Şeytan üstüne çeşitlemeler sunuyor.
• Thomas Mann'ın yüreği buzdan soğuk
şeytanı besteci Leverkühn'u bir yandan ce-
hennem alevieriyle kavururken bir yandan
karlar, buzlar altında donduracaktır. Mefîs-
tofeles ruhunu ele geçirmek istediği kişiyi
dize getirmek için her yolu dener. Marlow,
Goethe ve Baudelaireın Faust'u Şeytanla
yaptığı anlaşmayı kendi kanına batırdığı ka-
lemle imzalamıştır. Leverkühn de Faustiyen
kaderini kabullenir.
Orleans Ulusal Tiyatro Merkezi'nin Tak-
sim Sahnesi'nde sunduğu "Doktor Faustus
yadaŞevtanmPahosu" adlı gösteri 7.Ulus-
lararası Istanbul Tiyatro Festivali'nin en il-
ginç olaylanndan biri. Televizyon, usta ti-
yatroculann elıne geçince, tiyatroya rakip
değiltiyatroyayardımcı olabiliyor. Tasanm
ve gerçekleştirme Avrupalı iki olağanüsrü
sanatçının, Fransız Stephane Braunschwe-
ig ile ttalyan G.B. Corsetti'nin imzalannı
taşıyor. On iki televizyon ekranı, birpiyano
beş oyuncuya inanılmaz olanaklar sağlıyor.
Yeryüzü nerede başlar, gökyüzü nerelere
kadar uzanır, hangisi sahici kışi, hangisigöl-
gesi, şeytan bunun neresinde? Karşılaştığı-
nız inanılmaz görüntüler sizi durmadan so-
ru sormaya itiyor. Sonunda soru sormaktan
vazgeçip kendinizi dalgalara bırakıyorsu-
nuz.
On iki ton müzığinin yaratıcısı Le-
verkhün'ün öyküsüne paralel olarak Hans
Andersen'in Küçük Deniz Kızı beliriyorbu
dalgalanmalar arasmda. O da denizciler ca-
dısıyla bir anlaşma yaparak bir çift güzel ba-
caga karşılık dilini bağışlamıştır. Şeytanla
da cadıyla da yapılan anlaşmalann bedeli
ağırdır ister sanat uğruna olsun ister aşk uğ-
runa. Mefısto sanatçıya sevgiyi de yasaklar.
Sevgiyle ısınırsa artık üşümeyecek, şeyta-
nın paltosuna ihtiyacı kalmayacaktır, üstü-
ne dünyanın bütün karlan yağsa da. Sev-
mek. üretici ve yaratıcı olmak Karanlıklar
Prensi 'yle başa çıkmanm başka yolu var mı?
7.ULUSLARARASI TİYATRO FESTtVALİ PROGRAMI
BUGÜN:
Harbiye Muhsin Ertuğrul
Sahnesi: 21.15
Palto/Istanbul Belediyesi
Şehir Tiyatrosu (Istanbul)
AKM Birim Sahnesi: 21.15
İlk Nefes/Üsküp Dram
7.1USUIMKSI
İSOMtR
TtT«TR8RSTtWftti
Tiyatrosu (Makedonya)
AKMOdaTiyatrosu: 18.30 Annie
Wobler/Ankara Devlet Tiyatrosu
(Türkiye)
tstanbul Sanat Merkezi: 20.18 Kim
O?/Kumpanya (Türkiye)
YARIN:
Taksim Sahnesi: 21.15
Onikinci Gece'TJiyarbakır
Devlet Tiyatrosu
(Türkıye)
AKM Birim Sahnesi:
18.30 İlk Nefes/Üskup
Dram Tiyatrosu (Makedonya)
tstanbul Sanat Merkezi:
20.19 Kim O?/Kumpanya
(Türkiye)
EskiYeşil: 18.30 Yaz Gelmesin/Tiyatro
Grup (Türkiye)
Festivalde bu hafta
PALTO
Istanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu (Türkrye)
29 Mayıs 21.15, Muhsin Ertuğrul Sahnesi
İLK NEFES
Üsküp Dram Tiyatrosu (Makedonya)
29 Mayıs 21.15, 30 Mayıs 18.30, AKM Birim Sahnesi
ANNİE VVOBBLER
Ankara Devlet Tiyatrosu (Türkiye)
29 Mayıs 18.30, AKM Oda Ttyatrosu
KİMO?
Kumpanya (Türkiye)
29-30 Mayıs 20.18, Istanbul Sanat Merkezi
ONİKİNCİ GECE
Diyarbakır Devlet Tiyatrosu (Türkjye)
30 Mayıs 21.15,31 Mayıs 18.30-21.15, Taksim Sahnesi
YAZ GELMESİN
Tiyatro Grup (Türkiye)
30-31 Mayıs 18.30, Eski Yeşil
ANNEMİN CESARETİ
Tübingen Zelt Ensemble Theater (Almanya)
31 Mayıs 21.15, I Haziran 18.30, Kenter Tiyatrosu
BİNA
Istanbul Devlet Tiyatrosu (Türkiye)
1-2 Hazıran 18.30, AKM Bırim Sahnesi
MONTSERRAT
Istanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları (Türkiye)
1-2-3-4 Haziran 21.15, Aya Irini
MARAT
Izmir Devlet Tiyatrosu (Türkiye)
2-3 Haziran 21.15, Taksim Sahnesi
PAZAR KEYFİ
Ankara Sanat Tiyatrosu (Türkiye)
2-3 Haziran 18.30-21.15, Muhsin Ertuğrul Sahnesi
ZİNCİRE VURULMUŞ PROMETE
Attis Theatre (Yunanistan)
4 Haziran 21.15, AKM Büyük Salon
Bu ûJnCjtmbvriytt Gazetesi'mn külktıyia ücrBteohrakyaymlamajttr.
ICurumsat
sponsorbr
EMUüCIANKASI
ÎBM
İSTftNBUl
7. ULUSLARARASI
KULTUR
İSTAWBUL
UE SANAT I3IHIMBUL
UAKFI TİYATRO FESTIUALIRKMAPIT
BUAŞAMADA
ŞÜKRAN KURDAKUL
Orhan Kemal Adı...
Orhan Kemal adı, yaşamını sürdürebilmek için
dayanılmaz koşullarda ekmek kavgası veren edebi-
yat adamlannın başında gelir.
Bizler, yetiştiği yıllarda başlayan bu bitip tükenme-
yen savaşımın satırbaşlannı biliyoruz ancak.
Mücellit çıraklığı, pamuk fabrikalarında işçilik, do-
kumacılık, amele kâtipliği...
Ve 1950'lerın Istanbulu'nda kaleminden başka gü-
venecek şeyi olmayan yazı emekçisi Orhan Kemal.
Kendine, bize ve okuruna inancını yitirmeyen.
Yüreğini dalından düşürmeyen direnç adamların-
dan biri.
- Şu Bereketli Topraklar çıksın!
Bereketli Topraklar Üzerinde yayınlanır, "TelifHak-
kı'nı tahsil" sıkıntısı bitmez.
- Şu Murtaza bi tefrika edilsin!..
Murtaza "tefrika " edilir, Varlık Yayınlan arasında çı-
kar. Nazım, (Orhan'ın büyük oğlu, şimdi petrol
mühendisi) ortaokula başlar, gereksinmeler ço-
ğahr.
Magazinlere öyküler yetiştirir Orhan. Romanlar ya-
zar soluk soluğa. Sarı defterier brter, yazı emekçiliği
bitmez.
Orhan Kemal, Gorki'ye ya da Istrati'ye benzeme
hevesiyle seçmemişti ki yaşam serüvenini.
İlk darbeyi, babası "Ahalı Fırkası Reisi" gazeteci
Abdülkadir Kemali'nin siyasal iktidarla başı derde
girip ülke dışına çıkmasıyla yedi. Okulundan aynlmak
zorunda kalarak iki yıl Beyrut, Hama ve o tarihte Su-
riye toprağı sayılan Antakya'da yaşadı.
Ikinci darbe, askeri ceza yasasının 94. maddesine
aykırı hareket ettiği savıyla 5 yıla hüküm giymenin ge-
tirdiği sıkıntılar.
Bu hapislik süresinde Kayseri ve Adana'dan son-
ra, neyse ki Bursa Cezaevi'ne gönderilmiş, Nazım
Hikmet'i tanıma olanağı bulmuştu.
Yetiştiği dönem, hece ölçüsüyle yazdığı dizelere içi-
ni dökmeye çalışan birşiir heveslistydi Orhan Kemal.
Çogu Yedigün dergisındeyayımlanan bu şiirlerden
Yeni Edebiyat, Yürüyüş, Yurt ve Dünya gibi direnç
odaklanndaki öykülere sıçrama olanağını hapisteki
Nazım'ın dünyayı kucaklayan sevgi ve edebiyat
adamlığı kazandırmıştır.
1945'te cezaevinden çıkınca dünyaya bakma ye-
tenegine yön verecek donanımlan da Adana'ya be-
raberinde götürdü Orhan Kemal.
O yıllar, Çukurova'da bir eli endüstrideydi kapita-
lizmin, öteki eli tarımda.
Tırmanışa geçiyordu.
Tarımda makinalaşma geleneksel üretim ilişkileri-
ni değiştirmeye başlamıştı; az topraklı köylülerle or-
takçılan göçe zorluyordu.
Orhan Kemal, kenar mahallelerin de uzağındaki
gecekondulan üreten büyük ketin yeni insanlan ara-
sında buldu kendini.
Patron nedir, sermaye yalağı, beyaz yakalı, emek-
çi nedir gördü. Emek sermaye çelişkisi nasıl yaban-
cılaştınr, tahrip eder insanı, yaşadı.
Yaşamak ve görmek... öykü, roman kişilerini sınıf-
sal çelişkilerie çatışkılardan soyutlamamak...
1940'lı yıllardan ölümüne değin 30 yılı aşan yaratı
sürecinde bu başat özellik belirier Orhan Kemal'in sa-
natını.
Çocuk, genç, yaşlı, erkek, kadın kırsal kesımdeya
da fabrikada sömürü çarkının dişlileri arasından ge-
tirilmişlerdir öykü ve romanlara.
Göztem ve olay nasıl duyarlığa dönüştürülür..
Bilir Orhan Kemal.
Sınıfsal konumlannı görmezlikten gelmediği insan-
lann iç dünyaları dialoglarla mı duyumsatılacaktır?
Çözümlemelerie mi?
Bilir Orhan Kemal.
Söylemini sanatının gizil gücündeki evrenden bu-
lup çıkarmanın ustasıdır çünkü.
Orhan Kemal, 10 öykü kitabı, 27 roman armağan
etti edebiyatımıza.
Çoklan zaman aşımına uğramadı bu yapıtlann.
"Uyku", "Ceriin", "Dünyada Harp Vardı" gibi ne
unutulmaz öyküler kaldı Orhan Kemal'den.
Yalnız bu öykülerfe "Murtaza" ve "Bereketli Top-
raklar Üzerinde" romanları bile onun adını çağdaş
klasiklerimizin önde gelen adlan arasında saymamı-
za yetiyor.
Açıkhava'da
vokal caz
Kültür Servisi -Yapı
Kredi Gençlik Festivali
kapsamında Açıkhava
Tiyatrosu'nda bu akşam
vokal caz grubu "New
York Voices"ı dinleme
firsatı bulacak tstanbul'lu
müzikseverler. Beşkişita-
rafindan kurulan "New
York Voices" 1994 şuba-
tından bu yana çalışmala-
nnı dörtlü olarak sürdürü-
yor.
Grup üyeleri solo çalış-
malar da yapıyor. Toplulu-
ğun müzik direktörü ve
üyesi Darmon Meader us-
ta bir şarkıcı olmasının ya-
nında. usta bir tenör ve
soprano saksofon sanatçı-
sı. Topluluğun bütün kon-
serlerinde EW1 (elektronik
üflemeli çalgı) çalan sa-
natçı aranjmalan ile Nevv
York müzik piyasasının
aranan isimlerinden
Nevv York Manhattan
Müzik Okulu Vokal Caz
Bölümü'nde 1993 yılın-
dan bu yana öğretim üye-
liği yapan Peter Eldridge
kendi besteledığı şarkılan
Ben V\'hittman'ı davulu
eşlığinde CD olarak kay-
detti. Sanatçının yönettiği
ve eşlik ettiği bir toplulu-
ğu var.
Özellikle çocuklar için
yaptığı konser dizisi
"Long Ago and Far Away"
ile ünlenen Kim Nazarian.
Nevv York'un sinema ve
reklam müziği dünyasının
aranan isimlerinden.. Sa-
natçı, çocuklara yönelik
çalışmalan ile geleceğin
bıliçlı ve kaliteli müzik
dinleyicisinin yetişmesine
katkıda bulumak amacm-
da olduğunu belırtiyor.
Lauren Kinha geçtiği-
miz günlerde New York
Bitter End'deki solo kon-
serleriyle büyük ilgi topla-
dı.
Topluluğun en popüler
parçalan "Do You \\anna
Kno» VVhat I Want" ile
"Open Inyitation"ın bes-
tesi de sanatçıya ait.
ÖZEL DARÜŞŞAFAKA LİSESİ
III. KÜLTÜR VE SANAT ŞENLİĞİ
14.00-16.00 Sporla ilgili panel Deniz Gökçe, Doğan
Koktğiu, Metin Tükenmez
16.30-17.30 Panel ve dia gösterisi "Türkiye'deÇocuk"
katılanlar: Seda Akço, Atanur Mert, Se\il Utku
17.30-18.00 Konser Okul Çocuk Korosu
18.15-18 45 Animasyon gösterisi AydanÇelik veÇiz-
gi Fflm Kuiübü öğrencileri
18.45-19.45 Söyleşi "Türk Canlandırma ve Sinema
Tarihi" katılanlar: Turgut Çeviker, Erdoğan Kar
20.00-21.30 Sinema gösterimi "Babam Askerde" yön:
Handan tpekçi