Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 MAYIS 1995 PAZAR
HABERLER
KÖ'nin
Tüpkiye'öeki
ayrıcalıklam
• ANKARA
(Cumhuriyet Biirosu) -
Türkiye'nin girişimiyle
başlatılan Karadeniz
Ekonomik tşbirliği'nin
(KEl)icraorganı KEt
Uluslararası Sekretaryası
ıle yasama organı KEİ
Parlamanterler Asamblesi
(KEtPA) Uluslararası
Sekretaryalan Türkiye'de
tüzelkişiliğe sahip
olacaklar. Resmi
Gazete'nin dünkü
sayısında yayımlanarak
yürürlüge giren Dışişleri
Bakanlığı'nın
yönetmeliğiyle KEÎ ve
KEİPA sekretaryasına
tanınan ayncalık,
bağışıklıİc, kolaylık ve
dokunulmazlıklar
belirlendi. Yönetmelik
uyannca KEİ ve KEtPA
sekretaryalan tüzelkişiliğe
sahip olup sözleşmeler
yapmaya, taşmır taşınmaz
mallan almaya ve satmaya,
dava açmaya hak sahibi
olacaklar.
Menderes'tenl
cuma naman'
iznine destek
• ANKARA
(Cumhuriyet Börosu) - DP
Genel Başkanı Aydın
Menderes, DP iktidannın
gerçekleştirdiği "hürriyet
ortamının" önemli bir
bölümün vicdan
hürriyetini oluşturduğunu
savunarak, 'cuma namazı
izni'nin yasalaşması
gerektiğini söyledi.
Menderes, partisinin
kuruluş yıldönümü
nedeniyle yapılan törende,
l%l Anayasası ile
"demokrasinin kurumlan
olacak. ancak
demokrasinin içinde halk
olmayacaktır" anlayışının
getirildiğini öne sürdü.
Amerika'da
Atatürk Derneği
• WASHINGTON(AA)-
Amerika Atatürk Derneği
Washington'da kuruldu.
Başbakan Tansu Çiller'in
bir kutlama mesajı
yolladığı demeğin ilk
yıllık toplantısında, ABD
Senatörü Robert Byrd
konuştu. Byrd,
"Köktendinci karanhk
güçlere karşı başansızlık
hem Türkiye hem Batı için
felaket olur" dedi.
İstanbul'da
asayiş
• İstanbul Haber Servisi -
Emınönü'nde Ercan
Eraslan adlı bir genç
intiharetti. Ümranıye'de
Yeter Koçak adındaki
kadın, eşi Hüseyin Koçak
tarafından kurşunlanarak
öldürüldü. Olaydan sonra
kaçan Hüseyin Koçak'ın
yakalanmasına çalışıldığı
bildirildi. Kadıköy'de ise
Mücahit Eron (43) adlı
konfeksıyoncu,
dükkânında uğradığı
silahlı saldında
bacaklanndan yaralandı.
Olayda. müşteri olarak
içeride bulunan Gözde
Eryüksel de (15), seken bir
kurşunla sağ ayak
bileğinden yaralandı.
Meclis mimari
proje yarışması
• ANKARA (AA)-
TBMM BaskanlığVnca,
Genel Kurul Salonu'nun
yeniden düzenlenmesi
konusunda açılan ve 1
Mayıs 1995 tarihınde
sonuçlanan mimari proje
yanşmasında derece
alanlann ödülleri dağıtıldı.
Baba-oğul llhami Ural ve
Adnan Ural'ın birinciliği
kazandığı mimari proje
yanşmasında, ikincilik
ödülünü Semra Uygur-
Özcan Uygur. üçüncülüğü
ise Dılek Topnz-Bünyamin
Derman kazandı.
Erbakan temel
attı
• ACIGÖL(AA)-RP
Genel Başkanı Necmettin
Erbakan. Nevşehir'in
Acıgöl ilçesinde belediye-
vatandaş işbirliğiyle
yaptınlacak 50 yataklı
hastane ile belediye hizmet
binasının temelini attı.
Erbakan burada
düzenlenen açık hava
mitinginde halka hitap
ederken, RP'li belediye
başkanlannm canla başla,
ibadet aşkıyla en hayırlı
hizmetleri yaptıklannı öne
sürerek "Sultan Fatih,
Refah'çu milli görüşçü ve
adil düzenciydi. Bin yıl
dünyaya refahla, milli
görüşle, adil düzenle en
büyük medeniyeti biz
kurduk" dedi.
MIKRO
DINÇ TAYANÇ
Cemalertin Kaplan. 1987 vılında Bonn'da düzenlenen bir yüriivüşte oğlu Metin ve torunu Fatih ile ön sırada.
Yazanmız Uğur Mumcu ile 8 yıl önce Almanya'da görüşen Cemalettin
Kaplan, Türkiye'de bir şeriat ayaklanmasının planlannı yapıyordu:
Kuran anayasa olacakaayasa
Bu üç devri tamamlayan Müslüman,
doğrudan doğruya cennete gidecekmiş.
Eh cennetin krokisi de Cemalettin Hoca
tarafından çizildiğine göre iş tamam, doğ-
nı cennete!
Camilerde Hoca'yi dinlerken sıkılıp da
dışan çıkmak ısteyen olursa hemen uyan-
yor.
Cepheden kaçan vurulur
- Nereye gidiyorsun hoca? Cephedeyiz,
cephede. Cepheden kaçan askeri ne yapar-
lar biliyor musun'
1
Vururlar. öldürürler...
Eski müfrünün sözleri. ipe sapa gelir gi-
bi değil. Günlerdir Kaplan Hocanın video
bantlannı izliyorum. Sözlen akıl alacakgi-
bi değil doğrusu.
Allah'ın görevi, komisyonculuk
Allah'ın görevi. Hoca'ya göre bir çeşit
"komisyonculukmuş." Allah hem can veri-
yormuş, hem can alıyormuş. Verdiği canı
alırken de sevgili kullanna cennette yerayı-
nyormuş.
Allah ancak tslam inkılabı uğruna can
ve mallannı verenlere cennette yer ayınr-
mış.
Yoksa, Müslüman cennete değil. doğru-
dan cehenneme gidermiş.
Müslümamn cehennem yerine cennete
gidebilmesi ıçin "cebinin ağânın açıkohna-
sı" gerekirmiş. Müslümanın cebi açık ola-
cakmış ki, Cemallettın Hoca'nın bankalar-
da açtırdığı hesaplara bol bol para yatınl-
sın. Müslümanlar İslam inkılabı içın cep-
lerinın agzını Cemalertin Hoca"nın banka
hesabına açacaklarmış.
Hoca'nın hesap numaralan
Cemalettin Hoca"ya ağızlan açık tutulan
ceplerden mılyonlarca mark aktanlıyor.
Hesap numarası mı?
Onu da verelım.
Hollanda Rabobank - Oss -180405934
Bir de Almanya hesabı var. Bu hesap da
Cemalettin Kaplan adına açılmış özel bir
hesaptır.
Deutsche Bank Köln Şubesi'nde
37040044 sayılı hesap.
Pekı nıçın bu paralar Cemalettin Kap-
lan'ın özel hesabına gönderiliyor?
Orasını pek sormayın.
Ya da sorarsanız şu yanıtı alabilirsiniz:
Hoca. peygamberin temsikisidir, pey-
gamber de Allah'ın temsikisidir. Müslü-
manlar eğerceplerinin ağızlannı doğrudan
doğruya Cemalettin Kaplan'm özel hesabı-
na açarlarsa cennete gideceklerdir. Öyley-
se pamuk eller ceplere.
Afganistan mücahıtleri içın toplanan pa-
ralar mı, hani her camide toplanan ve her
Müslümandan istenen paralar. Bu paralar
mı kimin hesabında?
Cemalettin Kaplan'ın daha düne kadar
sağ kolu Ahmet Polat'ın özel hesabında.
Ahmet Polat.
Deutsche Bank Köln Konto 2625275 Biz
37070060
Vldeolu propaganda
Hoca'nın propaganda taktiği şu:
Hoca, camilerde konuşacak ya da aklına
ne geldiyse bunlan söyleyecek, halkı kış-
kırtacak. Bu konuşmalar video banda çeki-
lecek ve çekilen bu video kasetlen yurda
sokulacak. Aynca konuşmalar küçük boy
kitap halinde basılarak yurda gönderilecek.
Bu yolda "tebüğ" yerine ulaşacak. Ulaş-
tıkça Türkiye'deki Müslümanlar cihada ha-
zır olacak.
Sonra?
Sonrası için Hoca'nm öngördüğü plan
şu:
"50 bin camide. 50 bin hoca ayağa kalka-
cak" ve inkılap da o anda başlayacak. Bu-
nun için bütün derdi hoca takımını, yani
din adamlannı etkilemek. Aklını hep "ho-
ca efendilere" takmış.
Onları kışkırtacak, onlar camilerde Ku-
ran'ın anayasa olmasını isteyecekler, Ce-
malettin Hoca da tıpkı Humeyni'nın yaptı-
ğı gibi buralardan Türkiye'ye bantlar soka-
cak. Ve halk böylece tslam devrimine ha-
zırlanacak.
Hoca tam anlamıyla Humeyni'nin yolu-
nu ızliyor. Humeynı. Fransa'da sürgündey-
ken sesbantlan doldurup tran'a göndermi-
yor muydu?
Hoca da şimdi öyle yapıyor.
Humeyni, konuşmalannı küçük kitapçık-
lar halinde bastınp Iran'a göndermiyor
muydu?
Hoca da şimdi aynı böyle yapıyor. Kitap-
lar basılıyor ve gizlice Türkiye'ye sokulu-
yor.
Cemalettin Hoca'nın "Üniversite Oğre-
tim Üyelerine Tebliğ Mahiyetinde Açık
Mektup" başlığını taşıyan yazısı şöyle ba-
şılyor
"Ey üniversite hoealan.
Sizler, aynı zaınanda ilim makamında bu-
lunan birer şahitsiniz. Allah varlığmın ve
birliğinin onun hâkimiyetinin ve onun şahit-
leri arasmdasınız."
Cemalertin Hoca öğretim üyelerine şu
sorulan sorup yanıtlan yine kendisi veriyor.
Soru: Kâinat, yani canb-cansız bütün bir
varlık. tlmi bir eser midir?
Cevap: "Hayır" şeklınde olamaz. Çünkü
o zaman fizik, kimya, biyoloji gibi ilimle-
lık âleminin' ilmini yapmadan âlimini ve
halikini. sahibini \e malikini bilmeden Al-
lah'ın varhğını ve biıiiğini ispat %e ikrar et-
meden ilim öğretemezsiniz, hocalık yapa-
mazsınız, ilmini/ sallantıda kalır. dayanak
bulamazsınız. Ne siz tatmin olursunuz ne
de talebeleriniz. Bu çıkmazın içinde bocala-
yıp durursunuz.
O halde geliniz, ilmin haklonı, hocanın
hakkını veriniz de Kuran dilivle asıl görevi-
niz olan şahitliği \apiniz..."*
Günümüzün putperestliği. millete tap-
mak: Hoca'nın en çok kızdığı nokta 'hâki-
miyetin millete ait olması". "Böyle bir hak-
kui sahibi, ancak Allah'tır. O halde siz nasıl
olur da böyle bir hakkı AUah'tan alır, ma-
kamı kul olmaktan ilerh e gidemeyen, bariz
vasfı kul olan millete verirsiniz. Ve bu suret-
le milleti Allah'ın üzerine çıkanrsınız. Veya
en azuıdan Allah "ın >erine ko>arsınız. Evet,
işte şirk budur, hem de şirkin daniskası..."
diyor.
Kemalistlerin pili birri: "Türkiye'de Ke-
kamazsuuz, ecd yakalanuş olur da ağzmız
tövbesiz kapanmış olur.
Mühlet istersiniz, ama mühlet verilmez.
Arök her şe\ bitmiştir.
Geri dönmek istersiniz, ama müsaade
edilemez. Dönüşü olma>
r
an bir yokuluk, is-
tisnası/ bir gidiş.
Fira\ unlar. Nemrutlar, Karunlar ve Mus-
tafa Kemaller gibi sizler de gideceksiniz.
Mutlaka pdeceksiniz. Gün geçirmevin, va-
kh kaybetmejin, gerekli ta\ be> i >apın, ya-
pm da peygamberler, veliler, sıddıklar ve şe-
hhlerlc beraber olun. Putlarla beraber ol-
mamaya, onlann yanına ve yerine düşme-
meye çalışın.
Bu sizlere bir tebliğdir ve doğnıdur.
Yalanı ve yanlışı \arsa, sizlerden yazılı ce-
vap bekkriz. Sakın bize kızmayın. Bu bizim
iroanımızın bir gereğidir."
Cemalettin Kaplan, Ilahiyat Fakültesi
mezunudur. Ankara tlahiyat Fakültesi'ni
1966 yılında bitiren Kaplan, yıllar sonra fa-
kültedeki eski hocalan ile bir tartışmaya
Uğur Mumcu, Cemalettin Kaplan vanhlan ile lokallerinde göriişüyor.
ri inkâr etmek lazım gelir. Zira. bunlar kâ-
inatın ilmini yapmaktadırlar. Bir şey ilmi
bir eser değilse onun ilmi yapılmaz. O hal-
de cevap "evet" şeklinde olacaktır.
Soru: İlmi bir eser. ilmin variığının bir
neticesi değil midir? Yani kâinata ilim hâ-
kim değil midir?
Ce\ap: Elbet de ilmi bir eser, ilim vasfı-
nı ilimden alır, başka türlü düşünmek müm-
kün değildir.
Soru: İlim. ce>her \eya suraz kategorile-
rinden hangisine girer? Yani ilim ce\ her mi-
dir, araz mıdır?
Cevap: Arazdır. Çünkü, kendi kendine
kaim değildir. Varlığı başkasının varlığına
bağlıdır ki, o da ilim sıfatının sahibidir. Ya-
ni âlimdir. Bir başka ifadeyle ilmin varlığı
bir âlimin varlığını gerektirir. Kâinata ilim
hâkimse bir âlim de hâkimdir.
Soru: İşte o âlim kfan?
Cevap: Kâinatın yaratıcısı.
Soru: Kâinatin yaratıcısının ismi nedir?
Ce\ı
ap: "Allah'ür." O. yaratıcı kitabında
kendisine özel isim olarak bu ismi vermiş-
tir.
Neticede. eserden müessire intikal ede-
rek diyebiliriz ki, kâinatı inceleme bizi il-
me, ilim ise âlime, âlim de Allah'ın varlı-
ğına götürür.
Ilminiz sallantıda kalır
Cemalettin Kaplan. bu soru-yanıttan son-
ra ünıversite öğretim üyelerine şöyle sesle-
nıyor:
"İşte bu sizin işinizdir.
Böyle bir ispatı sizler >apabilirsiniz. Bu.
ilim meselesidir. Bir manrık meselesidir.
İçinde bulunduğumuz tabiat âleminin' \ ar-
malistlerin pili bitmiştir" diye konuşuyor
Cemalettin Hoca, "Birkaç a> önce irtica
yaygarası kopardılar. Şimdi sesleri kesildi.
Birbirlerine, 'irtica dı>e diye. bir gün gelir
bu millet bizim irtica dediğımızin şeriat ka-
nunlan olduğunu anlar, ağzımıza ot tıkar,
dişlerirnizi söker. Ne atamız kalır, ne putu-
muz. Öyleyse susalım. ses çıkarmayalım'
dedUer."
Hz.Muhammedgıbı Allah adına "tebliğ
görevüıi" üstlendiğTni söyleyen eski Ada-
na Müfrüsü Ispirli Cemalettin Hoca, bütün
öğrenim üyelerinden "Kemalizme karşı
çıkmalannı" istiyor. anarşı ve terörü de
doğrudan doğruya Kemalizme bağlayıp so-
ruyor:
- "Put kanunundan yana olup Allah ka-
nunlan terk edilir mi ?
- Kuran anayasa olmaktan, devtet İslam
olmaktan çıkanlıp bunun yerine Kemaliz-
me dayanan ana\ asalar. şirk devleti, put dev-
leri getirebilir mi?
Buna ilim evet der mi?"
Cemalettin Hoca bu sorulan sorduktan
sonra öğretim üyelerinden "canlan ve mal-
lan pahasına" da olsa şeriatı sa\"unmalannı
istiyor. "Kaynağınız"dıyor
u
Kuran,örnek
ve önderiniz peygamber olsun. Kıbleniz ne
VVashington, ne Mosko\a, ne Avrupa, ne
Çankaya."
Şeriat düzenıne uymayan öğretim üyele-
rinı açıkça korkutuyor. Açıkça onlara göz-
dag\ veriyor.
- "Tek bir çareniz, tek bir çıkar yolunuz
vardır. O da tövbedir. Şartlanna uygun töv-
be etmektir.
O halde hemen Io\ be edin. tövbede acele
eden. Belki akşama giremez, belki sabaha çv-
girmektedir.
Eski Adana Müfrüsü Cemalettin Kaplan,
ilahiliyat fakülteleri öğretim üyelerine gön-
derdiği tebliğınde, "Ey tevhiddinin profla-
n" diyor.
u
tşte bunlan ünKersite kürsüle-
rinden anlatacaksınız. hâkimi\et me%7iıunu
çok hi anlatacaksınız. Bizim mesul bir kişi
olarak bunlan size anlattiğımız gibi sizler de
birer mesul kişiler olarak bunlan yannın
müftii ve vaizleri olan talebelerinize anlata-
caksınız. Ve diyeceksiniz ki, hâkimiyet ka-
yıtsız şartsız milletin değil. Allah'ındır...
" Milletindir" demek, milleti putlaştırmak ve
ştrktir, putperestlikrir. Böyle diyenlerde tev-
hid kalmaz, iman kalmaz ve nikâh kal-
maz._"
Görülüyor ki, Diyanet Işleri Başkan Yar-
dımcılığı da yapmış olan lspirli Cemalettin
Hoca'ya göre. "Hâkimiyet kayıtsız şartsız
miletindir** demek. bu demokratik ılkeye
inanmak. buna göre da\ ranmak, oy kullan-
mak günahtır. Böyle yapanlarda ıman kal-
maz ve daha da önemlisi "nikâh kalmaz!"
Kemalistlerin pili bitti
Hoca. camilerde Ilahiyat Fakültesi öğre-
tim üyelenne şöyle sesleniyor:
u
- Türkiye'de Kemalistlerin pili bitmiş-
tir. Sizler de görmorsunuz. Birkaç ay önce
bir irtica yaygarası kopardılar. şimdi sesle-
ri ve soluklan kesildi ve birbirlerine şunu fi-
sıldadılar:
' Biz ne yapıyoruz böyle. Bazı kav ramlar
üzerinde dıkkatli olmamız gerekir. Bunlar-
dan biri de irtica kelimesidir.
SÜRECEK
32 Kısım
"Lozan'ın gerçek yenikleri kimlerdi?" diye soru-
yorum kendi kendime. Yanıt gene kendimden geli-
yor: "Osmanlı şeriatçılan, mandacılar, Yunanlılar,
Büyük Ermenistan ve Kürdistan düşlerini pompa-
layanlar... Ve; Batı'nın sömürgecileri..."
Gerçekten de Sevr'in yırtılması ve Lozan'ın ar-
dından; önce Cumhuriyet'in kurulması, sonra da
Hilafet'in tarihin çöplügüne atılması, en çok Os-
manlı artıklannı üzüyor. Kolay mı, attı yüz yıllık sal-
tanattan bir çırpıda yoksun kalmak? Kolay mı şeri-
ata dayalı düzenin nimetlerine alışkın ulemanın
elindeki yobazlık silahını yitirmesi?
Mandacılar, diğer bir deyişle, çıkarlarını Batı'nın
sömürgeci devietlerine bağlayan satılık Osmanlılar
da çok üzgün! Kolay mı kendilerine nicedir sağla-
nan ve daha da sağlanacak zenginliklere veda et-
mek?
Yunanlılar bir başka üzgün. Kolay mı Megalo-
idea'nın çöküşünü kabullenmek? Kolay mı Hetlen
dedikleri Anadolu topraklarından artlarına baka-
madan kaçıp canını kurtarmak?
Büyük Ermenistan düşünü yitirenlerse bambaş-
ka üzgün. Kolay mı Osmanlı'nın son dönemlerinde
titizlikle tezgâhladıkları ve terörle besledikleri politi-
kanın çöküşüne dayanmak?
Kürdistan düşünü pompalayanlann üzüntüsü ise
bambaşka. Kolay mı Ortadoğu petrolleri için tam-
pon bölge olmak pahasına, uluslararası sömürge-
cijiğin kanatlan altında bir devlet kurmak fırsatını
kâçırmak?
Ve; Batı'lı sömürgecilerin üzüntüsü hepsine be-
del. Kolay mı Birinci Büyük Paylaşım Savaşı'nın
Türkiye'ye yönelik tüm ince hesaplannın yıkıldığını
kabullenmek?
•••
"Lozan'dan sonra neler oldu?" diye soruyorum
bu kez kendi kendime ve gene kendim yanıtlama-
ya çalışıyorum. "Fırsatını buldukça, aynı oyunun
parçalannı yeniden tezgâhlamaya çalışıyoriar."
Bakıyorum Cumhuriyet dönemine, önce Kürt
ayaklanmaları "çıkmış!" Kemalist Cumhuriyet'in
sert kararlılığı karşısında, oyunlara da, tezgâhlara
da ara veriliyor.
Ne zamana dek? Türkiye, Ikinci Büyük Paylaşım
Savaşı sonrasında, tam bağımsızlık ilkesinden sa-
pıp Batı'ya yanaşmaya başlayan gıderek güçsüz
ve "teslimiyetçi" yönetimlerin iktidar olmasına
dek!..
önce Kıbrıs ve Ege ile Yunan aktör oynamaya
başlıyor...
Ardından ASALA ile Ermeniler giriyor sahneye...
Tam ASALA'nin tükendiği günlerde, bu kez de
Sevr Kürdistanı düşü ile PKK'yi görüyoruz...
Oyun hızla sürerken; kara cüppeleri, yeşil sarık-
ları ve giderek yükselen gulguleleriyle şeriatçılar
sahne altyor...
Bunlann tümü, silahendaz oyuncularf
Derken; "Lozan kötüdür", "Atatürkçülük dino-
zorfuktur", "Bütün olup bitenler Devlet'in ve Cum-
huriyet'in hatalannın sonucudur" teraneleriyle la-
fendaz oyunculardan toplama ve Sevr örtüsüne
bürünmüş Yeni Osmanlıcı Ikinci Cumhuriyetçi-
ler'den oluşan manda korosu giriyor devreye...
Oyunun figüranlan var doğal olarak. Onlar da yıl-
lardır "yükselen değerier" teranesiyle, Türkiye'yi
yönettiklerini sanan liberal ekonomi kölesi Yüce
Şişman ya da Bacı kılıklı zavallılar ve en tehlikeli
sahnelerde, aktörierin yerine geçip kendilerini ya
telef eden ya da gülünç duruma düşüren sosyal ve
de demokrat dublörier...
Oyunun yönetmeni, askeri kimliğini bir yana bı-
rakıp, ekonomik kimliğe bürünmüş Batı... Sahne
ve dekoriar, Dünya Bankası'nın, Uluslararası Para
Fonu'nun, Avrupa Birliği'nin usta elleriyle hazırlan-
mış...
Haa, bir de izleyici koltuklannda oturmuş, oyunu
gâh öfkelenip ayağa fırlayarak; gâh korkudan kol-
tuklanna sımsıkı yapışarak; gâh boş gözlerie baka-
rak; gâh kahkahalarla gülerek izleyen seyirciler.
Seyircilerin çoğunluğu oyundan da, yönetmen-
den de, oyuncular ve figüranlarla dublörlerden de
hoşnut değil. Hatta, tümünden nefret ediyorlar.
Ama, akıl almaz biçimde, oyun biter gibi olunca,
alkışlamaya koyuluyor; hatta çıkıp yeni seans için
bilet almayı bile düşünebiliyoriarü!
Ana fikir: Seyirci aptal olursa, oyun ne denli kof
olursa olsun tutar.
Ana fikrin ana fikri: Akıllı seyirci, kof bir oyunun
sahneden kaldırılması için gerekirse sahneyi bile
basabilendir.
YDH Cenel Başkanı Boyner
Ensenize yapışan
asalaklardan kurtulun
SAMSLN (Cumhuri-
yet) - Macerah bu- yolcu-
luktan sonra karayolu ile
Samsun'a gelen Yeni De-
mokrasi Hareketi Genel
Başkanı Cem Boyner.
RP'nin bugünkü güçlü
konumuna DYP. ANAP
ve CHP'nin sayesinde
geldiğini söyledi.
YDH Genel Başkanı
Cem Boyner. partisinin
Samsun Cumhuriyet
Meydanı'nda düzenlediği
mitingde yaptığı konuş-
mada, u
Ülkeyi yönetenler-
den bıkan vatandaşların
tek gmendiği Allah kaldı.
Refah da bunu iyi kulla-
narak her geçen gün güç-
leniyor" dedi.
Tunsu C'ller'ın Ameri-
ka'ya giderek şeriat bizi
kesecek dediğini ve
ABD'den bu konuda yar-
dım istediğini, ancak aynı
Ciller'ın Türkıye'de dine
sarılarak namaz niyaz
edebiyatı yaptığını belİF-
ten Cem Boyner şöyle
konuştu: "Namaz niyaz
edebivatı yapanlar din, va-
tan elden gidhor diye siz-
leri sömürüyorlar. Demi-
reL Çiller, Yümaz, Ecevit,
Türkeş, Erbakan gibi li-
derler Türkive'de adeta
dev letçiligin sembolü oldu-
lar. Bunlar vatandaşı kul
köle gören anlayışın tem-
silcileri"
Bugünün eşkıyasının
geçmiştekı eşkıyalara
benzemediğini, bugünün
eşkıyalannın kravat, çan-
ta, araba, bilgisayar ve
dıplomalarla dolaşıp silah
olarak da rüşveti kullan-
dıklannı ileri süren YDH
lideri Cem Boyner, "İşte
bizim karşunıza aldıgımız
eşkıyalar bunlar. Sizler siz
olun vatandaşın ensesine
yapışan bu asalaklardan
kurtulun. Manavdan ebna
çalan hırsız oluyor, de%le-
tin trihonlannı götüren ise
beyfendi muamelesi görü-
yor. Hırsız karakolda dö-
vülüyor, o beyfendiler ise
Mbar görüyorlar" dedi.
Türkiye'de RP korkusu
diye bir korkunun olmadı-
ğmı, RP'nin de diğer par-
tilerden bir farkı bulun-
madığını bildiren Boyner
şunlan söyledi: "Refah
Partisi, ANAP'ın, DYP'
nin, CHP'nin sayesinde
güçiendi. Bunlan birleşti-
rirseniz bile RP'nin oyu
ikrve katianır. Çünkü hoca
üfûrüyor, ama tuttunıyor.
Ne de olsa Marmaris'te
yaşayıp da resim yapan
darbeci paşa bile Refah
gelirse asker darbe y^par
diyor. Halk artık bunlar-
dan bıktığı için Allah diye-
ne sarılıyor. Sağ çalmaz
dediler çaldı, sol hem iş
yapmadı, hem çaldı."