Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 MAYIS 1995 PAZAR
14 KULTUR
7 . U L U S L A R A R A S I t S T A N B U L T t Y A T R O F E S T İ V A L İ
Istanbul sokaklarında yarın gerçek bir şölen başlıyor. 7. Uluslararası tstanbul Tiyatro yorumuyla Attis Tiyatrosu, yıldızları karikatürize ederek canlandıran
Festivali, bu yıl meydanlara taşacak. Festivalin yöneticisi Dikmen Gürün Uçarer 'in Italyan sanatçı Ennio Marchetto, beklenen Godot 'nun gelişiyle sürekli değişen
belirttiği gibi, yaşadığımız zor ve karmaşık süreçte, tiyatro; umut ve heyecanın yanı " ' " - - - . . _ . . . . _ _.
sıra toplumu sorgulamak için de bir fırsat verecek bize. Sokak tiyatrosuyla açılacak
olanfestivalde geniş bir yelpazeyle sunulan programda hem klasik, hem de modern
yapıtlarla çağı, toplumu ve bireyi sorgulayan yaklaşımlar yer alacak.
Amaç, izleyicilerefarklıyorumlar, farklı tatlar sunmak... Buyılki K1LU4H 7.1UBUUIARASI
programda altı ülkeden 7yabancı topluluk geliyor. Yerli tiyatrolardan P*rrrB 18TABBR
ise 14farklı topluluğun 15 oyunu izlenebilecek. Toplam 43 oyunun
oynanacağıfestivalde, panelleı; yuvarlak masa toplantısı ve bir atölye
çalışması olacak. Yurdışından gelen topluluklar arasında
Sokak Tiyatrosu 'nun ünlü örneği havaifışekler, müzik, masklar,
danslarla ve tivatro gemisiyle Els Comediants. tamamen tekniğe davalı
TfTATRSFİSTİVAlt
'Doktor Faustus ya da Şeytanın Paltosu' adh çalışmasıyla Orleans Ulusal Dram
Merkezi. Kurt Weill müziği, Alman kabare şarkıları ve şansonlar sunacak Ute Lemper,
multimedya tiyatro karışımı gösterisiyle Zelt Ensemble Theater, antik bir tragedyanın
'Zincire Vurulmuş Promete nin çağdas bir
gerçekleri sergileyen Makedonya 'dan Üsküp Dram Tiyatrosu bulunuyor.
22 Mayıs- 4 Haziran tarihleri arasında gerçekleşecek 7. Uluslararası tstanbul Tiyatro
Festivali kapsamında yer alan Türk Tıyatroları ve oyunlan da şunlar: Stüdyo Tiyatrosu
Çöplük', Ortaoyuncular 'Üç Kurşunluk Opera', îstanbul Büyükşehir
Belediyesi 'Palto' ve Montserrat', Devlet Tıyatroları 'ndan Diyarbakır
Devlet Tiyatrosu Onikinci Gece \Ankara Devlet Tiyatrosu 'Annie
Hbbbler', Îstanbul Devlet Tiyatrosu 'Bina ', hmir Devlet Tiyatrosu
'Marat', Ankara Devlet Tiyatrosu 'Pazar Keyfı', Öteki Tiyatro
bölümünde ise DT Insiyatif Proje 'Kaybolma', Oyuncular Tiyatro
Grubu 'Bahar îsyancıdır', Tiyatro Fil 'Günlük Müstehcen Sırlar,
Kumpanya 'Kim O? ' ve Tiyatro Grup 'Yaz Gelmesin '. Atatürk Kültür
Merkezi, Aya İrini Müzesi, Eski Yeşil, tstanbul Sanat Merkezi, Kenter Tiyatrosu,
Kumpanya Sahnesi, Şehir Tiyatrosu Muhsin Ertuğrul Sahnesi, Ortaköv Meydanı,
Oyuncular Sahnesi. Rumelihisan, Ses Tiyatrosu ve Taksim Sahnesi festival boyunca
tiyatronun büyülü dünyasına mekan olacaklar.
Festival bu yıl sokağa taşacak
YURTDISINDAN GELEN TOPLULUKLAR
BlR ZAMANLAR HAYAT...
ELS COMEDIANTS
tSPANYA
. Sanat
Yönetmeni:
I Jaume Bernadeı
Barcelona
Olimpiyatlan'nın
kapanış
I göstensi...
I Sevılla'dakı
[ EXPO 92'nın
açıhş
seremonısı..
Fransa'da
Albertvılle Sanat
Olımpıyatları
konugu...Bu yılın
'Avrupa Sokak
' Tiyatrosu Sanat
Ödülü" sahibı Els Comediants. 7.Uluslararası
Tiyatro Festrvalı'nin açılışını yapacak ve ikı farklı
oyun sahneleyecek. Topluluk, Rumelıhisan'ndakı
ilk gösterisinde kendıne özgü renkli anlatım dıliyle
izleyicınin düş gücünü zorlayarak, zaman- mekân
boyutlannı aşacak ve ızleyicilen tarihi mekânda
ha\aı fışekler, masklar. müzik ve danslarla büyülü
bir dünya sunacak.
22 Mayı& Rumelihisan'21.30
UTE LEMPER
ALMANYA
Pi\ ano. Bruno Fontaine
Uİuslararası ününü "Ute Lemper Kurt VVeül
Söylüyor" adlı albümuyle kazanan bu duyarlı ve
etkıleyıeı sanatçı, sunacağı müzik zıyafetınde
kendine özgü buğulu. caza yatkın sesıyle Alman
1
kabare
şarkılanndan,
Hollander. Brecht
veVVrilTden,
| Fransız
şansonlar' ından,
Piaf, Prevert'den
örnekler sunacak.
I Oyunculuk ve sesi
en mükemmel
bıçimde birleştiren
j Ute Lemper'e
pıyanoda hemen
tüm çalışmalannda
onunla çalışan
Bruno Fontaine
eşlik edıyor.
23. 24 Mayıs, Ses
Tiyatrosu,'21.15.
ZEVCtRE
VLRULMUŞ PROMETE
ATTİS TfYATROSU YUNA.NİSTAN
Aeschylus Yönetmen. Theodoros Terzopoulos
Yunanıstan'ın ünlü Attis Tiyatrosu. "Bakkhalar" ve
tt
Quarteften sonra bu kez de tstanbul "da
"Promete*nin dünya prömiyenni yapacak.
Tannlann katında Zeus'un buyruğuyla yan-tann
Promete cezalandınlır, çünkü onun yasalanna karşı
gelmiş ve cennetten çaldığı ateşı güçsüz ölümlülere
vermiştir. Ateşı bulan ölümlülerin soyu artık devam
edecek. medeniyetler doğacaktır. Vahşet ve güç
suskun Promete'yı dünyanın uzak bir ucunda,
ölümlülerin bilmediği ıssız bir köşesınde sarp
kayalann zincinne vururlar.
3. 4 Haziran Kenter Tiyatrosu/ 21.15
ANNEMİN CESARETt
TÜBİNGEN ZELT ENSEMBLE THEATER
GEORGE TABORİ1 ALMANYA
Yönetmen, sahne tasarımı. video- Otto Kukla
öykü. Macarasıllı Yahudı George Tabori'nın 60
yaşındakı annesinin 1944 yılının güneşli bir pazar
gününde kâgıt oynamak için kız kardeşine gıtmek
üzere her zamanki gibı evden çıkmasıyla başlar.
Otobüs durağında beklerken tutuklanır ve
Auschvvıtz'e
götürülür. 11.5
saat süren bu
kâbusun
sonucunda ise
mucızevı
bıçimde
kurtulur.
Insanlan ölüm
fabrikasına
göndermekle
yükümlü subay
Elsa Tabori'nın
gitmesine ızın
venr.
Annesinin
yaşamındaki bu
gerçek öyküyü
Tabori, son
derece
gündelik.
olağan ve
esprili bır dille
anlatmaktadır.
Artık bugünkü Almanya'da yaşayan neslin nerdeyse
unutulmaya yüz tutan geçmişlerinı anlatan bir
'espri'. Bu anlatım zenginliğıni sahnede pekiştiren
ZET topluluğunun yorumu. günümüz
Almanyası'nda bır araba yolculuğuyla başlar ve
yıne bugünün Almanyası'nda bıter-aradan 49 yıl
geçmı^tır.
George Tabon. oyun yazan, yönetmen, tiyatro
yöneticisi ve oyuncu. Oyun. arkadaki fîlm
gösterımiyle izleyıcıyi Almanya otobanlannda bir
yolculuğa çıkanyor, teknık açıdan kusursuz bir
enstalasyonla- projeksiyon, gölge oyunlan, dışardan
gelen sesler- metnın epik yapısını kırarak stıl ve
atmosfer değışımleri yaratıyor.
Böylece. monolog, dıyalog ve haber geçişlennin iç
içeîığıyle. okuma tiyatrosu, radyo oyunu, drama,
multimedya tiyatro kanşımı, kendine özgü bır
tiyatro bıçımi oluşturuyor. Annede trajikomik
değişımler. gerilimler ve Tabori'nın anlatısının
kesılmesiyle, korku ve naıflik. dehşet ve ınanmama.
yazgıya boyun eğme \e hayatta kalmanın gururu.
zarafet ve üzüntü iç içe yansıtılıyor. Zelt EnsemMe
Theater. ızleyıciye 75 dakıka boyunca yoğun bır
'Alman Tiyatro Akşamı' yaşatacak.
31 Mayıs, 1 Haziran / Kenter Tıyatrosu/ 21.15-
18.30'
DOKTOR FAUSTUS YA DA ŞEYTAMN
PALTOSU
ORLEANS ULUSAL DRAM MERKEZİ
FRANSA
Thomass Mann ın Dr. Faust' meuunden vola
çıkarak, Goethe, MaHowe, Andersen. Baudelaire 'in
şıır ve metınlerinden oluşturulan kolaj.
"Doktor Faustus ya da Şeytanın Paltosu". Stephane
Braunschweıg ıle Gıorgıo Barbeno Corsettı'nın
Thomas Mann'ın
"Doctor
Faustus"unun
25.bölümünden
esınlenerek ve
metne Marlovve.
Goethe, Andersen
ve Baudelaire den
de almtılar
ekleyerek
oluşturdukları bır
oyun.
Sahnelemede
;ağdaş tekniklenn
ne çıktığı, görsel
•enginlıklerle
oezenmiş olan
oyunda çarpıcı bır
sahne tasanmı gerçekleştırilmış. Tiyatro için
yazılmamış tümcelere dayandığı bölümlerde bile
dıyalog açısından klasik bır ton taşıyan, vücut
hareketlerinde ise dansla akrabalık kuran, yaklaşık
60 dakıkalık bir temsil.
Oyunun başlıca kışileri bir piyanist ve bir şeytan.
Birincisi yaratıcılara özgü kınlganiık ve
coşkunluklarla dolu, ötekisı ınsani tutkulann
kımılennin neden olduklan ıç kıvranışlardan
tamamen yoksun bır varhk. Dekor çok ılginç;
sahnede yan yana ve üst üste dizilmış 12 televızyon
ekranı kocaman bir duvar gıbi. Seyırci kimı zaman
oyunculann kendılenni, kımı zaman onların
önceden çekılmış video filmlerini görüyor. Kimı
zaman bır oyuncunun vücudunun çeşitlı bölümleri,
aynı anda a>Ti ekranlan dolduruyor.
Taksim Sahnesi/ 26, 27 Mayıs- 21.15
ENNİO
MARCHETTO /
İTALYA
Ennıo Marchetto.
sahnede yaptığı
gösteride, hareket,
müzik ve mımi bir
bütün içinde
sunuyor. O,
kâgıttan yapılmış
bir dünvanın
karakterlerini
canlandmyor. Pop
ve opera
dünyasınm belli
başlı figürlerinı
sahnede
yaratırken, kendisi
de kılıktan kılığa
geçiyor. Beden
kullanımındaki
ustalığı.
olağanüstü bir
hızla yaratıcı
dehası. dinamızmı
ve izleyıcıvi kınp
geçen gözîemlen
Marchetto'nun
gösterısinı adeta
'canlı karikarür'e dönüştürüyor. tlham pensı
Marihn Monroe, Pavarotti, Barbara Streisand, Elvis
Presley, Madonna repertuvannda canlandırdıgı yüzü
aşkın ünlüden yalnızca birkaçı...Marchetto,
2O.yüzyıl sanatçılannı. yıldızlannı karikatünze
edip, pop kültürüne yeni mıtler eklerken, amacı
yalnızca mımle canlandıımak ya da oynamak değil.
temel olarak bu öğelerle başlayıp, karakterlen
gerçeküstü alanlara taşımak.
Kenter Tiyatrosu' 25,26 Mayıs/ 20.30, 18.30
TtYATRO GEMtSt
ELS COMEDİANTS İSPANYA
Sanat Yönetmeni. Jaume Berdanet
Topluluğun ıkincı göstensi Ortaköy Meydanı'nda.
Els Comediants, burayı sahile yanaşacak Tiyatro
Gemısı ile bırlikte tiyatronun oldukça farklı bir
türüne mekân yapacak. Yıne. teknolojinin \e insan
vücudunun olanaklannı zorlayarak ılginç bır gösteri
sunacaklar.
Ortaköy Meydanı/ 25 Mayıs ' 22.30.
İLK NEFES
ÜSKÜP DRAM TİYATROSU MAKEDONYA
Yönetmen: Goran Tcevoskı
Oyunun yazan Danilo Kotsevski. Makedon
edebiyatının yeru kuşak (1970'ler) kalemlerinden.
Yazar, ıkinci oyunu olan "Ilk Nefes'in konusunu
Samuel Beckett'm 'Godot'yu Beklerken' oyunundan
esınlenerek yazmış. Tıpkı Beckett gibi Kotsevski de
günümüz insanının korkulan ve ıletışım kopukluğu
üzennde durmuş ve absürd tiyatronun özellıklenni
kullanmış.
Yazar. 'Godot'yu Beklerken' oyununun
kahramanlannı ve bırbırleriyle olan ılişkilerini
kendi oyununda korurken, daha çok yöresel anlatım
biçımleri ve motiflerle bezeyerek yazmış 'İlk
Nefes'ı. Oyunda beklenen Godot geliyor. Godot bu
oyunda çeşitli tıplemelerden oluşan bir kahraman.
Bazen bir usta. bazen bır büyücü, bazen bır palyaço,
bazen bir tüccar, bazen de Bırleşmış Milletler'den
gelen bir banş gözlemcisı. Beckett'deki Godot ıçın
bir yanılsama diyebilirsek. Kotsevskfdeki Godot
için de sürekli değişen gerçeklerdıyebılıriz.
Binm Tiyatrosu Sahnesi' 29, 30 Mayıs/ 21.15, 18.30
TÜRK TİYATRO TOPLULUKLARI
PAZAR KEYFİ
ANKARA
SANAT
TİYATROSU
George
Michele in "Bir
Pazar
Gezıntısı "nden
uyarlayan.
Rutkay Azız
Oyunun yazan
George
Michele'ın yakın
dostu
sayılabilecek 20.
yüzyılm parlak
filozofu Jean Paul Sartre, "Komşusunun
jandarmalar tarafından götürülmesine tepki
göstermeyen suçludur"demıştır. Üyesı olduğu,
içinde yaşadığı toplumun sorunlanna kayıtstz kalan
bın özgürleşemez. Böyle bin farkında olsun ya da
olmasın bir çeşıt "köle", "serf ya da "reaya"
bilincinin ötesine geçemez ve uygar toplumun üyesi
olmayı hak etmez. Rutkay Aziz'in Michele'in
oyunundan yaptığı uyarlama sığ bencılliğe,
aymazlığa \e duyarsızlığa vurulmuş birtokat.
Harbıye Muhsin Ertuğrul Sahnesi 2. hazıran
(21.15)-3 haziran (18.30, 21.15)
KAYBOLMA
Gerçekleştırenler Nesrın Kazankaya, Mahır
Günşıray, Özden Çıftçı, Ayşe Günşıray
Günümüzde ınsanlık suçlan, ülke sınırlannı ortadan
kaldırarak öylesine bır yoğunlukta sürüp gitmekte
ki. neredeyse kanıksanmakta. Failı meçhul. kımliğı
meçhul cesetlerin, hıçbır ız bırakmadan. ortadan
kaybolan kışilerin
gazetelerin üçüncü,
beşinci sayfalannda
yer aldığı, gündem
maddesi bıle
oluşturmadığı
gerçekliğı. dört
sanatçının birlıkte
yazdıklan oyunun
çıkış noktası. Bu
oyunu izlerken, insanın en temel haklanndan biri
olan, birey \e vatandaş olarak toplum içinde yer
alma hakkının. ülke yönetımı ve sıyasal erk
tarafından korunacağı güvencesi )
r
a da varsayımının
kuşkulu bir görünüme dönüştüğü dünya
ülkelerinden herhangı birinde olduğunuzu
düşünün...
tstanbul Sanat Merkezi'23-24 mayıs (18.30)
BAHAR ÎSYANCIDIR / OYUNCULAR
TİYATRO GRUBU
Oyunlaştıran ve Yöneten: Selma Köksal, Gülsüm
Soydan
Bu tek perdelik gösteri, Oktay Rifat'ın
"Yağmurlar"adlı şiin için yapılmış. Oyunu
oluşturan metinler arasında bu şiinn yanı sıra Yusuf
Aölganın "Ceren'e Masal"ından bır bölüm. "Yük"
adlı öyküsü ve Onat Kuüar'ın "Bahar isyancHÜr"
adlı denemesi var. Oyun yaşamlannı güzelliği
yaşatmak için yaratan, bu uğurda yaşamlannı
harcayan tüm güzellık ustalanna adanmış.
Oyuncular Sahrıest 24-25 mayıs (18.30)
GÜNLÜK MÜSTEHCEN SIRLAR
TtYATRO FfL
M. Antonıo de la Parra
Yöneten: Ozkan Schulze
Yazar ve psikanalist Marco Antonio de la Parra'nın
bu oyununda, psikoterapinin ve tiyatronun bırbırine
yakınhğı vurgulanır. tkı kışılık bu fars, psikoanaliz
ve Marksizmi. birey ve toplum karşıtlığında
sınırlayan çağımız aydınına yönelık bir eletıri de
ıçenr. Freud ve Marks olduklannı öne süren teşhirci
kılığında ikı kışi bır parkta karşılaşırlar. İkı teşhırcı,
bir kız okulunun önünde. parkta bır bank için
çatışıyorlar... Birbirlenni sorguluyorlar, suçluyorlar,
sırlannı deşiyorlar.. Söz düellosu, kavga, küfür,
tokat... Ve oyun bıtmiyor.
Îstanbul Sanat Merkezi 26-27 mayıs (18.30)
MARAT/
İZMİR
DEVLET
TtYATROSU
Yazan: Peter
Weıss, yöneten:
Malcolm Keıth
Kay
Marat'ın
eziyetle
öldürülüşünün
Charenton'dakı
akıl
hastalannca
MarkiDe
Sadeyönetiminde sahnelenişı: Markı De Sade akıl
hastanesındeyken, Jean Paul Marat'ın 1793'te
öldürülüşü üzerine kaleme aldığı o>xın. akıl hastası
oyuncular tarafından hastanenin yöneticisi ve
ailesine sunulmaktadır. Bır yanda yönetimı suçlayıcı
yazılar yazan, devnmin amacına ulaşmadığını ve
ulaşana dek sürdürülmesı gerektiğıni savunan
Marat. öte yanda devnmin ıdealizminı yıtırmış,
Marat'nın karşısmda yer alan Marki De Sade. Iki
karşıt insan, iki karşıt tez ve ikı karşıt polıtık tavır...
2 haziran 21.15/3 haziran 18.30'Taksım Sahnesi
ONİKİNCt GECE
DİYARBAKIR DEVLET TİYATROSU
iVilliam Shakespeare Yönetmen: Işıl Kasapoğlu
Gezginci yerlı Shakespeare oyunculannın tiyatro
geleneğimıze kattığı çeşnı Işıl Kasapoğlu'nun bu
çalışmasıyla modern sahnede de değerlendınlıyor.
Karşımıza dört dörtlük bır şenlik oyunu geliyor.
Şaka, muziplik, takılma. şarkı, dans, cambazlık
üstüne kurulmuş, vurduluiürdılı, düştülüicalktılı,
dünyaya "fiırs''ın gözlüklenyle bakan, ancak farsın
da entellektüel bir yaklaşım içerebileceğini gözden
kaçırmayan, tiyatroyu "senMk" anlayışı içinde
algılayan sıcacık bir aykın yorum...
Taksim Sahnesi/30 mayıs (21.15)-31 mayıs (18.30,
21.15)
BINA / ÎSTANBUL DEVLET TIYATROSU
Yazan. Behıç Ak
Yönetmen: Ozgür Yaiım
"Bina", Behiç Ak'ın ilk tiyatro çalışması. Hayatının
çeşitli anlannda karşısına çıkan insanlar ve
mekânlarla ılgılı anlatmak istediklerini tiyatro
düzlemine. tıyatro dıline taşımış. Yazar, ıki asal kişi
ve bir bina çerçevesinde. ınsanlann önce kendi
kendilenne, sonra yaşadıklan ortama karşı
yabancılaştıklan bır dünvanın trajı-komıklığinı dile
getiriyor. Herkesin herşeye, her şeym bir başka şeye
rahatlıkla dönüşebildiği ve hızlı bir tükenişın
neredeyse nevrorik boyutlara ulaştığı söz konusu
ortamın yarattığı absürd bir durumdur bu. Salt
kendini doğrulamaya yönelik, demagojık ve sığ bır
gevezelikten öteye gitmeyen söylem, Bma'nın akıl
almaz değişiminde ızlenen durumun başka bır
düzlemden aktanlması aslında.
PALTO
tSTANBUL BELEDtYESt ŞEHtR TtYATROSU
Yazan Nikolav Gogol, yöneten. Başar Sabuncu
Nikola) Gogol'ün Petersburg öykülennın sonuncusu
olan "Palto", daha sonra tiyatroya uyarlandı.
Oykünün kahramanı, bırmuhasebe bürosunda 400
ruble maaşla çahşan küçük bır memur. Yaşamındaki
en büyük düşü yeni bır palto sahibı olmak olan bu
memur bir gün elinde avucunda ne varsa satar ve
kendine bir palto diktinr. Paltosunun şerefine
verilen bir partıden dönüşte onu çaldınr. Hakkını
aramak için verdiğı tüm uğraşlar boşunadır. Oyunda
bu ezilmiş memurun kışilıği ve çevresındekı
ınsanlann onu alaya alan tavırlan ırdelenıyor.
28 mayıs 18.3029 mayıs 21.15,Harbı>e Muhsin
Ertuğrul Sahnesi
MONTSERRAT
ÎSTANBUL BELEDIYES! ŞEHIR TIYATROSU
Yazan • Emmanuel Robles, vöneten: Erol Keskin
1980 yılında 8.Uluslararası Îstanbul Festivah'nde
yıne Îstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu tarafından
sahnelenen ve askeri yönetim nedeniyie kaldınlan
oyun, 15 yıl sonra yine Erol Keskin'in yorumuyla
bir başka festivalde Îstanbul izleyicisiyle buluşuyor.
"Montserrat", lspanyol sömürgecilere karşı
bagımsızlık savaşı veren Venezuellalılann liden
Sûnon Boüvar'ı destekleyen bir lspanyol subayının
öyküsünü anlatıyor. Montserrat, sömürge
yönetiminin yerli halka saçtığı terör, hatkın
ezilmişliği ve sonuçta diktatör olsa da o sırada halk
kahramanı olan Simon Bolivar'ın sakiandıgı yeri
söylemeyip ölümü seçer.
1,2,3,4 hazıraa'Aya lrini'21.15
ÇÖPLÜK/ TtYATRO STÜDYOSU
Yazan: Turgay Nar, yöneten. Işıl Kasapog.'u
Oyun, bir yirmibirinci yüzyıl ortaçağında geçiyor.
Aymelek, Haço ve Israfıl, 'hepimizin ortak babası'
olan 'dev yüzlü ~~
çöplük'te
yoksullukla,
yahıızhkla,
yazgıyla,
yaradanm
yapıtlan-
yapılanyla,
yaşadıklan ve
yaşayamadıklanyla
çatışırlar. Tiyatroyal1
uzun bir şiir serüveninden sonra adım atan Turgay
N«r'm şıirsel özellikler taşıyan oyununda bu üç
çöplük ınsani, yavaş yavaş kendi sonlannı
hazırlarlar.
24 mayıs 21.1525 mayıs 18.30/Harbıye Muhsin
Ertuğrul Sahnesi
KİM O? / KUMPANYA
Yazan ve yöneten: Naz Erayda
'Kim O?', Kumpanya Sahnesı'nin penceresinden
görülen Tarlabaşı, Eski Çeşme Sokak'taki geçmış ve
bugünkü yaşantılardan yola çıkarak azınlık olma
hali. çaresizlik, yalnızlık, korku, paranoya. uiusal.
toplumsal ve bireysel kimlıkllerimiz, zorunlu göç,
ay-nmcılık ve zamandan kaçış gibi olgulann
zihınlenmızde bıraktığı izlenn görüntü. ses ve söz
parçacıklanndan oluşmuş. bütünsel ıfadesıni ortaya
koyuyor.
29. 30 Mayıs 'Îstanbul Sanat Merkezi
YAZ GELMESİN / TİYATRO GRUP
Yazan: Terence Neely, vöneten Nefrin Tokyay
Oyun. kendi yarattığı dünyaya yabancılaşan insanın,
bu dünyadan kaçarak kendi ıçine çekılmesinı ve
giderek hiçleşmesini genlımli bir kurgu içinde ele
alıyor. İki kadın ve bir erkek oyuncuyla oynanan
oyun, aslında, içinde yaşadığımız ve farkına
varmadan her geçen gün bıraz daha
yabancılaştığımız, belki de anlamak ıstemedığimiz
nesneler dünyasuıtn ta kendisini oluşturuyor.
30,31 mayı&'Eski
Yeşil'18.30
ÜÇ KURŞUNLUK
OPERA
ORTAOYTJNCULARİ
Yazan ve yöneten:
Ferhan Şensoy
Ferhan Şensoy,
Brechtin 'Üç
Kuruşluk Opera'sını
güncelleştirirken, Johnj
Gay'in 'Dilenciler
Operası'na yaklaştığın^
belirtiyor ve oyunun
bir Brecht çalışması
olmadığını ekliyor:
"Brecht'in Kel Hasan
Efendj'ye yakün
olduğu kadar epik bir
oyundur.' 27 mayıs 20.15 '28 mayıs 18.30/Ses
Tiyatrosu
ANNIE VVOBBLER
ANKARA DEVLET TtYATROSU
Yazan: Arnold Wesker. yöneten: Vacide Öksüzcü
'Kadın duyarlılığını dile getirme konusundakı
becerisi, daha önce yazdığı oyunlardan bilinen
Wesker, söz yoluyla bir müzik parçası oluşturmaya
yönelıyor.
31 mayıs, 1 haziran/Atatürk Kültür Merkezi/18.30
KOŞEBENT
ENİS BATUR
Gün ile Gece Arası
"Bayram Tatili"n\ Istanbul'da, güncel konu ve so-
runlardan kafamı, zihnimi uzak tutmaya özen göste-
rerek, kendi kendime verdiğim sözü tırtup "Modern
lerin Gecesi" başlıklı küçük bir kitap yazarak geçir-
dim. Bazı göceler çıktım dışan gerçi; eşim dostumla
Polonezköy'e, Kireçburnu'na, Bebek'e uzandık ve
yemek yedik, söyleştik tabıi; ama geneide kâh din-
lenerek, kâh çalışarak evde geçirdim tatil günlerini,
diyebilirim.
Yanlış hesaplamıyorsam, yaklaşık 30-35 saat ma-
sabaşında geçirmiş olmalıyım. Dıranas'ın bütün şi-
irlerini, Hâşim'in bütün şiirlerini ve pek çok yazısını,
Lorca'nın iki şiir kitabı ve Calvino'nun "Amerika
Dersleri"ri\ okudum bu tatilde ya, onu bu süreye da-
hil etmiyorum.
30-35 saatlik masabaşı çalışması, üç bölümden
oluşan, hemen hemen 50 sayfalık bir kitapçık doğur-
du. Şüphesiz ön hazırlıkları daha geniş bir zaman di-
limine yayılan bu çalışmada önce "Modem Avrupa
Şiirinde Gece" izleği üzerinde duruyorum; ikinci bö-
lümde şairlerin "lâmba"y\a ilişkilerini kuşatmaya ça-
Ijşıyorum; son bölümde ise Hâşim'in dünyasında
gün/gece/zaman/ışık dörtgeni çerçevesinde oluşan
imgelem haritasını eşeliyorum. Çahşmam sırasında,
daha önce seçtiğim. sayıları 120'yi bulan şiir üzerin-
de kaldığımı eklemek isterim.
Yazarken, yazdıkça, kimbilir kaçıncı kez kendime
yönelttiğim soru yeniden çıkıp geldi karşıma: Neden
böyle bir çalışmaya girişiyor, bu tür bir kitapçığı ki-
min için yazıyordum?
Oysa soruya da, yanıtına da çoktan alışmış olma-
lıyım. Yazmanın toplumsal anlamı, işlevi yalın bir iki
cümleyletanımlanabilir; bireysel, kişisel anlamı ve iş-
levi de. Tanımlanıyor da. Gene de, her yazdığımızı ay-
nı dürtü, amaç, hedef ile yazdığımızı söyleyemeyiz,
sanıyorum.
Sözgelimi Cumhuriyet'e yazdığım yazılann, elbet-
te bu yazının da, sözgelimi "Modernlerin Gece-
s/"nden farkı, hayli farklı bir iletişim ağı kurduğu ko-
laylıkla ilerı sürüiebilir. Cumhuriyet'e yazdıklanmın
kaç kişi tarafından okunduğunu bilemem belki; ge-
ne de, 2 bin basılacak bir kitabın metnine göre o ya-
zılann okunma oranının, şansının, olasılığının daha
yüksek olacağını kestirebilirim. Bu durum, Cumhuri-
yet yaalanmı "Modernlerin Gecesi"ne göre daha an-
lamlı, önemli kılabilir mi peki?
Yazan kişi yazdıklannı, güncel ve uçucu/güncellik
dışı ve kalıcı gibi iki kutba dağıtacak ölçüde aymaz
biri olmaz genellikle. lletışimin, etkileşimin kesin ve
keskin ayarları, yasaları yoktur. Güncele ayarlı yazı-
lanmı her zaman bir tür vicdan azabıyla yazmakla bir-
likte. onlan küçümsemeyi aklımdan geçiımedim. fîu-
na gerek duyduğum için yazıyordum, bu gerekirlik
bana sık sık 'boş inan' duygusu aşılasa da.
Ya "Modernlerin Gecesi": O metin boşuboşuna
yazma duygusu yaratmıyor mu pekı, içimde?
Boşuboşuna yazıyor olma duygusu, şiir ya da an-
latı, oyun ya da deneme, yazara içkin bir muhasebe-
nin zorunlu duraklanndan biridir. Ne kadar yol alınsa,
ona gene dönülür. O durakta hepten inmeye k'alkış-
madıkça, yolculuk sürdürülür. Bu ayrı, apayn bir ko-
nu.
İletişim açısından bakıldığında, yazdığım metni
hakkıyla okuyacak insanlar varsa, sayıları beni belir-
lemez, onu yazarım. "Modernlerin Gecesi"n\ belki
birkaç yüz kişi okuyacaktır, belki daha az ya da faz-
la okur. önce bir kıvılcım, sonra bir dürtü, sonra da
birikimin beslediği bir olmazsa olmazlık duygusu ge-
lip kaplamıştır ya beni, o metni yazmaktan başka
umar aramam artık.
Kimse okumayacak olsa, çok az kişi okuyacak ol-
sa da yazardım "Modernlerin GecesTni, bunu söy-
lemeye çalışıyorum. Bir metnin ömrü günüyle sınırlı
değildir, çoğu zaman bu gerçek, bu yanılsama, bu
umut ya da inanç bizi o metni yazmaya yönettebilir.
Denilebilir ki, denilmiştir, Tüfkiye'nin ve dünyanın
bunca önemli sorunu varken ortada, gece ya da lâm-'
ba gibi soyut konulara dalmak bir kaçış değil midir?
Geceyi tanımadan yaşayıp ölmek daha mı doğru
bir seçim, bir davranış olur?
Gecemizi aydınlattığımız onca lâmbaya bir an için
olsun dikkat kesilmeden bu hayattan geçip gitmek
çok mu insanca bir tavır?
Kalıyor kaçış: İnsanın ara sıra, sık sık karabasan-
lann doldurduğu gününden fırarî çıkıp gecede, ge-
cenin sessizliğinde kendisini dinlemesi, dinlendirme-
si çok mu sakıncalı?
Bir de şu var: "Modernlerin Gecesi"n\ bildiğim bir
konu olduğu için değil, öğrenmek istediğim bir konu
olduğu için seçtim. Işte gelecek haftanın güncel, gün-
cetlik dışı yazısının lâmbası.
Festival başlarken...
DtKMEN GÜRÜN
UÇARER
Onca koşuşturmanm,
yürek çırpıntısmın,
heyecanın, endişenin dolu
dızgin yaşandığı ama
•izleyicıyle bütünleşmeye
doğru bir adımın daha
atıldığıo"flkgün"den
sonra dinginliğin, banşın,
güzelliklerin simgesi olan
festivaller...
Insanlann birbirlenni
kıyasıya yok ettikleri,
değer yargılannın akıl
almaz ölçülerde yozlaştığı
hassas süreçlerden
geçmekte olan ülkelerde
sanatın, hele hele
tamamen insan unsuruyla
yoğrulan ve onunla
soluklanan tiyatro
sanatının önemi daha da
kesinleşiyor. Tiyatronun
misyonu, her dönemde ve
her ülkede çağdaşlığı
yakalamak isteyen
kesimlerin umut ışığı
olarak belirlenmiş.
Tiyatro, insan yaşamına
tuttuğu ayna ile bazen
olaylan büyüteç altına
yatıran bazen değişik
açılardan yaklaşarak fark
edemediğirniz yönlerini
yansıtan bir düş, bir
gerçek, bir fenomen. Kimi
zaman acı verici, kimi
zaman iirkütücü, kimi
zaman umut dolu...
Ülkemız, dünyanın zor ve
karmaşık bir süreçten
geçerken sizlere
tiyatronun umut ve
heyecan dolu yönüyle
yaklaşmak istedik. ama bu
çizgide seçtiğimiz
yapitlarda kendimizi ve
içinde yaşadığımız
toplumu sorgulamak için
de bir zemin oiuşturmayı
amaçladık. Bu bağlamda
programımızı
olabildiğince geniş bir
yelpazeye orurtmaya
çalıştık. Bir sokak
tiyatrosunun sanat ateşini
yakışında özgürlüğe
uzanışm simgeierinden
yola çıkarak festivalımiz
kapsamına aldıgımız
gerek klasik, gerekse
modern yapıtlarda çağı,
toplumu ve bireyi
sorgulayan yaklaşımlara
yer verdik. Günümüz
dünyasında gündemde
olan farklı ınanç. düşünce
ve kültürlere yönelik
baskılan tartışan oyunlar
programın bir bölümünü
oluşturdu: bır diğer
bölümünde ise kışinin
kendine ve çevresine
yabancılaşmasını
irdeleyen çalışmalar yer
aldı. Toplumsal
eleştirilerin kah güler
yüzle. kah başkaldıran bir
tavırla sergilendiği
yorumlar ise yelpazenen
bir başka köşesine
oturmakta.
Sokak Tiyatrosu'ndan
tiyatro şarkılanna, canlı
karton karakterlerden
çarpıcı sahne tekniklerine
uzanan 7.Uluslararası
Îstanbul Tiyatro
Festivali'nde buluşma
heyecanıyla...