22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 MAYIS 1995 PAZARTESİ HABERLER Akgün'den Hüppiyere pratesto • Istanbul Haber Servisi- Yeraltı dünyasının 'baba'lanndan olduğu öne sürûlen Nihat Akgün, Hürriyet gazetesinde çıkan bir habenn doğruyu yansıtmadığı gerekçesıyle dün saat 17.00 sıralannda gazetenin Güneşlı'deki bmasının önünde, haberin yayımlandığı gazeteyı yakarak olayı protesto etti. Hürriyet gazetesinin dünkü sayısının altıncı sayfasında "Babadan babaya \eto'" başhğıyla bir haber yayımlanmış ve haber içerisinde ıse Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerın, Akgün'ün randevu istegıni. spekülasyonlara yol açaçağı gerekçesıyle kabul etmediği behrtilmiştı. Komisyon • İSTANBUL(AA)- Ingiltere hükümet yetkılilen ve tngiliz parlamenterlerle görüşmelerde bulunmak üzere Londra'ya gıden TBMM Bosna-Hersek Araşnrma Komısyonu Başkanı Vehbı Dinçerler, Bosna-Hersek'teki vahşetin durmamasının tek nedeninin, Ingiltere'nin izlediği politika olduğunu söyledi. Atatürk Havalimanı'nda bir basın toplantısı düzenleyen Dinçerler, Bosna-Hersek'e uygulanan silah ambargosunun kaldinlması için çalışmalarda bulunacaklannı da belirterek "Ingiliz yetkililerden bu yanlış politikalanna son vermelerini ve uygulanan silah ambargosunu kaldırmalannı isteyeceğiz" dedi. ANAP'tan • ANTALYA (AA) - ANAP Genel Başkan Yardimcısı Burhan Kara. ıktidar partilerirun 4 hazıranda bazı beldelerde yapılacak olan yerel seçimler ıçin hıleye başvurduğunu iddia etti. Kara. partisinin Antalya il merkezinde yaptığı basın toplantısında, "Geçen mahalli seçimlerdeki iddialar henüz açıklığa kav uşrunılmamışken 4 Haziran seçimlen öncesinde bazı belde ve köylerde oturmayanlann seçmen listelenne kaydedildıği ortayaçıktı" dedi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demırel'ın son açıklamalannı da eleştiren Kara, "Cumhurbaşkanı'nın bu demeçlen hem tutarsız hem de demokrasıyle bağdaşmaz durumdadır" diye konuştu. THK'ye bağış • KAYSERÎ(AA)-Tûrk Hava Kurumu (THK) Kayseri Şubesı tarafından bayram süresince 4 bin 91 adet deri toplandığı bıldinldi. THK Kayseri Şubesi yetkililen, 4 günlük bayram süresince 50 motonze ekip tarafindan toplanan deri miktannda geçen yıla oranla koyun derisinde yüzde 5. sığır derisinde yüzde 51. keçi derisinde yüzde 75, bağırsakta ise yüzde 13"lük bir artış olduğunu bildirdi. bpanyel komutan • İSTANBLL(AA)- lspanya Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Juan J. Romero. Denız Kuvvetleri Komutanı Oramiral Vural Bayazıt'ın resmi konugu olarak dün öğleden sonra Türkiye"ye geldı. Türkiye'dekı temaslanna bugün başlayacak olan konuk komutanın. Oramiral Bayazıt'ı ziyareti sırasmda kendisine törenle "'Türk Silahh Kuvvetleri Liyakat Nişanı" verilecek. Işçi akmı • ŞANLIURFA(AA)- Şaniıurfa'ya tanm işçisi akını ba^ladı. Ziraat Odası Başkanı Abdullah Çehk, yörede halen 140 bin 134 hektar alanda mercimek hasadının sürdüğünü belirteres Kurban Bayramı'ndan sonra 267 bin ^64 hektar arpa ekili alaıda başlavacak hasat nedeniyle tüm hazırlıklann tamamlaıdığını söyledi. Çelik.tanm işçilerine venleceli günlük >evmiye ücretinintespit edılinceye kadar ;ıf.çilerin sabretmden gerektigini kaydettı. Bakan Hacaloğlu: Dağlarda çatışanlar bizim kardeşlerimiz. Ama büyük yanlışlık içindeler Kiirl sorununu çözmeliyizANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Insan Haklanndan Sorumlu Devlet Baka- nı Algan Hacaloğlu. "Bugün DYP'li mil- letvekilinin çocuğunun, onun bunun kar- deşinin, yani bizim kardeşlerimizin çatışö- ğını biUyorum. Evet, onlar bizim kardeşle- rimiz. Ama büyük yarüışhk icindeter" de- di ve artık Kürt sorununa hoşgörü ortamı içinde, halkla diyaloğa geçilerek bır çö- züm bulmanın zamanının geldiğini söyle- di. Hacaloğlu, Kürtçe teJevızyon kurul- ması ve Kürtçe eğıtim yapan özel okullar açılabilmesi gerektiğı görüşünü yineler- ken, bunların hiçbir zaman anadılin Türkçe olmasından vazgeçmek anlamına gelmediğinı bildirdi. Hacaloğlu, Avrupa'daki temaslan sıra- sında PKK ile diyalog kurmalan talebi- nın geldiğini, ancak bunlara 'hayır' karşı- lığı verdiğı de açıkladı • Kürt sorununa hoşgörü ortamında, halkla diyaloğa geçilerek acil çözüm bulunması gerektigini söyleyen Bakan Hacaloğlu, Avrupa'daki temaslan sırasında PKK ile diyalog taleplenne 'hayır' dediğini belirtti. Almanya'ya yaptığı 6 günlük geziyi ta- mamlayarak dün Ankara'ya dönen Haca- loğlu, Esenboğa Havaalanı'nda basın top- lantısı düzenleyerek temaslanyla ilgilı bilgi verdi. Almanya'da iken, BBC'ye verdiğı demeçte, "Kfirtlerin kendi ana dillerinde televizyon kurup egjtim yapma- ları gerektigini" söylediği için, büyük tepki toplayan Hacaloğlu, bu görüşünü dün de yineledi. Türkıye'nin çok kültürlü bır toplum olduğunu anımsatan Hacaloğ- lu, ulusal bütünlük içinde tüm kültür ve etnik alt gruplann geliştirilmesi gerektı- ğini vurguladı. Hacaloğlu. şunlan söyledi •'Tüm bu alt kültürler, kendi dillerini geliştirebilmek için özel okullar açıp tele- vizyon kanallan kurabilmelidirlcr. Bugün İngiltere'den yaym yapan ve herkesin ça- nak anten alıp izlemeye başladığı Kürtçe yayınlann, Türkiye'de de yapılması laznn. Diğer alt gruplar da televizyon yayınlan yapmalı. Universitelerden taJepler oluşru- ğu zaman, bu kültürlerle ilgili enstitüler kurulmalıdır. Buna karşı çıkmanın ne an- lamı var? Bu bizim partimizin ve hükü- met programımızın temel görüşüdür. Ben eski bir CHP'li ve insan haklanndan so- Gözü yaşlı analar, oğullannı sağ istiyor Istanbul Haber Servisi - Cocuklan operasyonlarda ölen, gözaltında kaybolan ve tutuklu bulunan anneler. Anneler Günü nedenıyle dun Taksım Meydanı'nda bir gösteri yaptı. Analar Çağn Komitesı adına yapılan basın açıklamasında 'Yüreğiyanan tüm annelere' çağnda bulunularak "Bizler anayız. Evlatlarımızı çok seviyoruz. Her ana gibi çocuklanmızı okşamak ve yanlannda olmak bizim de hakkumz" denildi. Analar Çağn Komitesi'nin imzaya açtığı metinde ise demokrası istenerek şu ıfadelere yer verildı: "Analık içgüdüsünü yitirmeyen, evlat acısını yaşamak istemeyen tüm anaJan; acımızı anlamaya, paylaşmaya ve ev latlanmıza yapılan her rürlü uygulamalara karşı bizimle beraber obnaya çağjnyonız." 21 Marttan bu yana kendisinden haber alınamayan ve gözaltında kaybolduğu öne sürülen Hasan Ocak'ın annesi Emine Ocak'ın ise gösteri boyunca gözyaşlanna boğulduğu görüldü. Annelerden oluşan topluluk zılgıt çekıp "Çocuklanmızı istiyoruz", "Yaşasuı halklann kardeşliği" şeklinde sloganlar attıktan sonra olaysız bir şekılde dağıldı. (Fotoğraf: HATtCE TUNCER) Aczmendilerle pazarbğa tepld Siyasi partiler, şeriatçı gruba karşı polisin davramşını sert bir dille eleştirdiler İSTANBUL/KAYSERİ (Cumhuriyet) - Aczmendiler'in önceki gün Istanbul'da ellennde sopalan, üzerlerinde 'Kılık ve Kı- yafet Kanunu'na aykın giysilen ile gösten yapıp şenat devleti is- temelerine laik ve demokratik ku- ruluşlar. kitle örgütlerı ve çeşitlı çevreler tepki gösterdıler. Başta CHP olmak üzere tepkılenni dile getirenler, polisin, şenat devleti isteyen ve engel olanlan cezalan- dıracaklannı söyleyen Aczmendi- lerle pazarlık yapmasını sert dille eleştirdıler. Adli makamlann so- ruşturma açması gerektiği vurgu- lanan tepkilerde. 'polisin çifte standart uyguladığı' diie getinle- rek "Polis aynı tavnnı neden sol görüşlülere, aydınlara, yazarlara ve çizerlere de göstermiyor. Neden izinli toplantılarda bile adam dö- vüyor" diye soruldu. Said Nursi yanlısı Aczmendi- lerin bayram öncesi gittikleri An- kara'ya sokulmamalan üzerıne, otobüslerle geldikleri tstanbul'da. "gezmeye getöik" gerekçesıyle sı- yasi şov yapmalan geniş çevrele- rin büyük tepkisine neden oldu. CHP Bahçelievler tlçe Meclisi Başkanı Dr. Gıyasettin Budan. polisin çifte standart uyguladığını söyledi. Budan, "Yaşar Kemal'in şahsuıda tüm aydmları yargılayan, TBMM üyelerini terörist ilan eden devlet güvenlik güçlerinin bugünkü tavrı düşündürücüdür. Güvenlik güçlerinin bugünkü (ön- ceki gün) hoşgörülerini evlerde kıstınlarak anında ölüm fermanı çıkardıklan gençlere, memur ve işçilerin hak arama mücadelesin- deki masum eylemlerine karşı gösterememeleri neyin ifadesidir" dedi. DlSK'e bağlı çeşitli sendikala- nn üye ve yöneticileri de gazete- mizi telefonla arayarak Gazi Ma- hallesi, Ümraniye. 1 Mayıs"ın ya- nı sıra işçi ve memurlann hak ara- ma mücadelelerinde polisin gös- terdiği tavn neden Aczmendılere karşı sergilemedığinı sordular. Ac2mendilerin göstensinin. ana- yasa ile güvence altına alınmış, ancak çeşitlı güçlerce yıpratılma- ya çalışılan laiklığın giderek daha da tehlike altına girdiğmın göster- gesi olduğu da belirtildi. Atatürkçü Düşünce Derneğı üyeleri de Acmendilerin Atatürk cumhuriyetinde böylesine rahatça gösteri yapıp şerıat devleti iste- meleri karşısında neden güvenlik güçlerinin kimse hakkında yasal ışlem yapmadığı konusunun üze- nnde durulması gerektigini belirt- ti ler. Ankara, Istanbul ve Nevşe- hır'den sonra dün Kaysen'ye ge- len Aczmendilerin topluca kente girmelerine polis izin vermedı. rumlu bir bakan olarak, yanlış değerlen- diriyorsam, çıksın bir bakan arkadaşım kendi görüşünü açıklasın." 'Avrupa bizi vakından izüyor' Hacaloğlu, Avrupa'nın Türkiye'yi ya- kından izledığıni anımsatarak. "Terörün her türlüsüne karşı verdiğimiz kararlı mücadeleyi Avrupa destekliyor. Gerek bö- lücü. gerekse dinci teröre karşı kararfa tu- tumuzu takdirie karşıuyor" diye konuştu. Hükümetın, gümrük bırlığı ve Avrupa ile bütünleşmek için büyük bir gayret içinde olduğunu kaydeden Hacaloğlu, ancak bu- nun gerek Avrupa'ya gerekse Türkiye'de- kı insanlara karşı çok büyük yükümlülük- lerinin olduğunu anlattı. Hacaloğlu, terörün bir çözüm olmadı- ğını vurgularken, terörü yok etmek için sürekli diyalogdan yana olunması gerek- tigini ıfade etti. Bu dıyalo- ğun terör örgütüyle değil, halkla olması gerektigini kaydeden Hacaloğlu. Doğu ve Güneydoğu'da siyasetin ayağa kaldırılması ve et- kinliğine kavuşturulması gerektigini vurguladı Ha- caloğlu, sözlerini şöyle sür- dürdü: "Bugün Doğu ve Güney- doğu'da büyük bir sıkıntı- mn yaşandığuiı hepimiz bi- liyonız, Bu bölgelerde terör var diye demokrasiyi kısıt- layamay ız. Siyasetçiler ola- rak, bizlerin çözmemiz ge- reken sorunlan artık asker- lcrimizin üstüne yıkma ko- laycılığından kendimizi kurtarmamız lazım. Asker- lerimiz zaten teröre karşı çok onurlu bir mücadeleyi sürdürmekteler. Ama, Tür- kive'nin sorunlannın sade- ce silahla çözüleceğini sanı- yorsak, aldanıyoruz. Biz hükümet olarak, terörün her türlüsüne karşı kararlı- lığımızı sürdüreceğiz. Ama her noktadaki insanımıza da bir hoşgörü ve diyalog kapımızı açmamız lazım. Her yerde "düşünce özgür- lüğü' deniliyor. Türkiye'nin en hassas olduğu konu ulu- sal bağımsızlığıdır. Anaya- samı/ın bütün smırlamaları ve diğer yasalarımızın ku- şatması aİünda olan düşün- ce özgürlüğünü, eğer biz TMY'nin 8. maddesinin masum çerçevesi içinde da- hi veremeyeceksek, hiçbir soruna çözüm bulamavız." Güneydoğuda bugüne dek 1500'ü aşkın köy ve mezranın boşaltıldığını kaydeden Hacaloğlu, bu- nun teröre karşı güvenlik kuşağı oluşturulmak ama- cıvia yapıldığını, ancak mağdur duruma düşen bu msanlann ıstihdam. eğıtim ve sağlık gıbi sorunlannın bır an önce çözümlenmesı gerektigini belirtti. Yerinden çoğulcu de- mokrasınin. yapay federatif çözümlerın de alternatifi olacağını kaydeden Haca- loğlu, "Türkiye'de yerin- den çoğulcu yönetim kade- me kademe uygulanmaya konulmahdır. Bu eyalet sis- temi değil. çoğulcu ve Tür- kiye'nin koşullarına uygun bir yönetim şeklidir" dedi. Hacaloğlu gazetecilerın Içişleri Bakanı Menteşe'nın açıklamalanna tepkısıni anımsatmaları üzerine. "Kabine arkadaşlarımla yanş içinde degilim. Ben de bir bakan olarak dış politi- kadaki sıkıntıları göğüslü- yorum" diye konuştu. Ha- caloğlu, bir başka soru üze- nne de, Avrupa'daki temas- lan sırasında PKK ile diya- log kurmalan talebinin gel- diğini ve bu taleplere 'hayır' dediğini söyledi. Cezaevindeki eylem 38. gününde Batman \lakiaçhkgrevi ölüm orucunadönüştü • Batman E Tipi Cezaevi 'neki siyasi tutuklu ve hükümlüler, cezaevindeki koşullar düzeltilinceye kadar eylemlerini sürdüreceklerini bildirdiler. Cezaevi yetkililen, ölüm orucunu sona erdirmek için çalışmaların sürdüğünü, ancak henüz anlaşma zemini bulunamadığını söylediler. BIZBKE ERDAL ATABEK Dünyayı Reklamlar Yönetince... Televızyondakı reklamların etkilerini küçük ço- cuklar üzerinde gözlemlemenizi öneririm. Çocuk- lara gene bır çocuk tarafından yapılan 'tanıtım', etkisinı hemen gösterır ve çocuk o 'tatlı yiyeceği' önce ıster, sonra da 'tuttunır.' Anne babalann di- renci, çocuğun bıtmek bilmeyen tutturması, ar- kadan gelen tepinmesiyle, ağlamasıyla kırılır, sü- reç bir markette ya da bir büfede 'reklamlann za- feriy/e' biter. Annelerin babalann çaresizliği öyle- sine açıktır kı, insana "Yoksa cocuklan reklamlar mı yönetiyor?"ded\rtır. Ama sonra büyüklerin davranışlarını gözlemlediğiniz zaman sorunuz degişir, "Yoksa dünyayı reklamlar mı yönetiyor?" dersinız. Insanların yalnız tüketimle ilgilenmeleri, yalnız alışveriş konuşmaları, gıysiler, takılar, yiyecekler, arabalar, evlerle ilgili kültürleri sizı düşündürtür. Ticari kültürün nasıl yayılıp serpildiğini görürsü- nüz, insancıl kültürün (gerçek sanatın, tiyatronun, resmın, niteliklı müzığin, nitelikli sinemanın vb.) hayatjn dışına nasıl itildiğine tanık olursunuz. Televizyon programlarınm nasıl olup da böyle- sine basıtleştiğine, bayağılaştığına, kötüleştiğine şaşarken 'rating' alan yapımların reklam aldığı için ötekileri ekrandan kovduğunu öğrenirsiniz. Belgeseller sürgüne yollanıp sinemanın iyi ömek- leri sabaha karşı ekrana gelirken en çok izlenen akşam 8-10 saatleri arasında ucuz dedikodula- rın, çaresız ınsanların kameralarla sömürülmesi- nin, kan ve şiddet gösterilerinin toplumu nasıl et- kilediğini düşünürsünüz. Bütün bunlann aralarda- ki 'reklamlar' için yapıldığını, aslında programlan belirleyenın de bunlar olduğunu öğrenirsiniz. Toplum, ticari malların tüketimıne, başkalannın kanlarını izlemeye, başkalannın özel hayatını di- diklemeye yöneltilmektedir. Hepsini bir araya ge- tirdiğiniz zaman sorunun yanrtı da verilmiş olur "Evet, dünyayı reklamlar yönetmektedir." • • • 'Beyin Iğfal Şebekesi' adıyla dilimize çevrilen Armand Matelart'ın kıtabı bu olgunun uluslara- rası boyutlarını anlatıyor. Ayrıntı Yayınları'ndan çı- kan kıtapta 'uluslararası reklamcılık' olgusunun dünya çapındakı etkilerini okuyorsunuz. ınsanla- rın isteklerinin, beklentilerınin, hayallerinin ulusla- rarası şırketlerın kârları doğrultusunda nasıl de- ğiştirıldiğinı, nasıl etkılendiğinı, bunun için hertür- lü ıletişım aracının nasıl kullanıldığını yeniden an- lıyorsunuz. Dünyaya 'globalleşme' olarak sunulan bütün- leşmenin aslında ne tür bir ticari bütünleşme ol- duğunu, ticaretin dışında kutsal bir şey bırakılma- dığını yeniden düşünüyorsunuz. Ekrana çıkan se- vımlı bır kız çocuğu boynunu bükerek "Bizi çiko- latasız bırakmayın" derken sömürülen insan duy- guları, gençlerin coşkuyla, neşeyle içtikleri görü- len bir içecekle uyandırılan hayata katılım aldat- macası artık toplumların yeni güdülenmeleri ol- maktadır. •, < Ticari küttür, büyük bir oburlukla insancıl kültö- rü yutmaktadır. Insanlar güdülenmiş (ya da Pfog- ramlanmış) robotlar gibi süpermarketlere, giyim mağazalarına ya da araba galerilerine koşmakta- dır. Geri kalanlar ıçın de özlem, 'bunlan yapabilir duruma gelmek' olmaktadır. Sivıl toplum artık ye- nı ticaretin toplumu olmaktadır. Düşünülmesı gereken konuların ön sıralannda gelmesi gelen bu olgu da renkli tanıtım spotlan arasında sislenıp gözlerden uzaklaşmaktadır. Toplum, içıne sürüklendığı konuları tartışıp durur- ken her dakika daha çok boyalı gazoz içilmekte, daha çok gofret yenmekte, daha çok pantolon alınmakta, daha çok benzin harcanmaktadır. Yeni kapitalizm 'bütünleşmiş ticari dünya'yı yeniden biçimlendıriken yerel ve ulusal kimlikler de sessiz sedasız 'evrensel ticari kimlik'\ere eklemlenmek- tedır. 'Modernleşme'run görünmeyen arka yü- zünde ustalıklı bir ticari güdülenme operasyonu başarıyla yürütülmektedir. • • • 'Daha mutlu biryaşam' isteyen toplumlann, in- sanı nasıl kaybettiklerini, insanın yerıne para ve malları nasıl koyduklarını düşünmek zorunluluk oluyor. "İnsanın bu yeni 'ticari ifade hakkfn/n müjdecileri için çok önemli olan 'democratic marketplace'/n insan haklan, yurttaşlık haklan ve halklann haklannı savunan demokrası ile hiçbir benzeriiği yoktur. Bu ikisinin arasında toplumsal dışlamalaıia delik deşik olmuş bır gezegen üze- rindeki yeni eşitsizlik anlayışlanyla daha da derin- leşen bir uçurum vardır." Kitap bu satırlarla biti- yor. Bitmeyecek olan, insanın daha iyi bir gelecegi düşünmesidir. BATMAN (Cumhuriyet) - Batman E Tıpi Kapalı Cezaevi'nde yönetimın baskılannı protesto amacıyla 230 siyasi tutuklu ve hükümlünün başlattığı açlık grevi ölüm orucuna dönüştü. 38. gününe giren eylemle ilgili olarak bir açıklama gönderen tutuklu ve hükümlüler. cezaevindeki koşullar düzeltilinceye kadar eylemin süreceğinı söylediler. Batman Cezaevi'nde başlatılan açlık grevı Batman Barosu, tutuklu ve hükümlüler ile cezaevi idaresi arasındaki görüşmelerin sonuç vermemesi üzerine 1 mayıstan ıtıbaren ölüm orucuna dönüştü. Siyasi tutuklu ve hükümlüler adına açıklama gönderen Tahir Baz ve Resul Çakır. cezaev inde hakJannm gasp edildiğini, 5 nisandan bu yana eyiemde olduklannı söylediler. Siyasi tutuklu ve hükümlüler adına yapılan açıklamada, "Cezaevi idaresi, çok sayıda komando ve bozkurt işareti yapan askerden oluşan güvenlik güçlerl arama bahanesi Qe koğuşlanmıza yönelerek aralannda ölüm orucunda bulunan 12 arkadaşımızm da bulunduğu 21 kişiyi sözde Gaziantep Cezaevi'ne götürmek üzere almışlanhr. Güvenlik güçleri, cumhuriyet başsavcısı ve cezaevi idaresi tarafından, arkadaşlanmızın koğuşlardan alınması sırasmda bazılan tartaklanarak çeşitli yerierinden yaralandılar. Cezaevinde haklanmızın gaspı ile başlablan baskı ve tecrit politirası, görüş yerindeki kabinlere göriişçülerimizi duyamayacağımız şekilde cam levhalann yerieştiriimesi. ölüm orucundaki arkadaşlanmızın apar-topar 'sürgün' adı altında alınıp götürülmeleri. cezaevi idaresinin iyi niyetli olmadıgının ve üerde bu baskı, sindirme y öntemlerini daha da arttıracağının işaretidir" denildi. Tutuklu ve hükümlüler, tüm haklan verilinceye kadar eylemlerini sürdüreceklerini de açıklamalanna eklediler. Cezaevi yetkilileri ölüm orucunun sona ermesi için çalışmalann sürdüğünü, ancak anlaşma zemini henüz oluşmadığmı belirttiler. Yaşh J kadmın teşekkürü Haber Merkezi- Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, bayramda memleketi Islamköy'ü ziyareti sırasında bayramlaştığı gözlerinden rahatsız yaşlı bır kadına "Meraketme seni sağlığına kavıışturacağız" dedi. Yardım sözü alan yaşlı kadın Demirel'in bovnuna sanlarak teşekkür etti. Demirel, bayram tatili geçirdiği Antalya"dan dün Ankara'ya hareket etti. Cumhurbaşkanı ile birlikte eşi Nazmiye Demirel. TBMM Başkanı Cindoruk ve eşi DıletCindorukdaGAP uçağıyla Ankraya'ya döndüler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle