06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyettmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayııı Yonetmenr. Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatönr Hikmet Çetinkaya 0 Yazıışlerı Mudurlen fbrahim Yıldız (Sorumlu). Dinç Tayanç • Haber Merkezı Müdüni Hakan Kara # Göısel Yonetmen Fikret Eser Dış Haberler Ergun Balcı • Isuhbarat: Yalcjın Çakır • Ekonomı Bülent Kızanlık • Radyo-TV Uygnr Eremektar 0 Kültur Handan Şenköken 9 Spor Abdûikadir Yücehnın • Yurt Haberlen Mehmet Saraç • Makaleler Sami Karaören • Çevm Se>f«Un Turiun • Duzeltme \bdullah V azıcı • Fotoğraf Erdoğao Köscoğlu Yayın Kurulu İlhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Oktay Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner. Ergun Balcı, Dinç Tayanç. Ibrahim Yıldız, Orhan BurcaİL, Mustafa Balbay. AnkaıaTemsılcısı:Mostafa Balbay 0Haber Mudûrii Doğan Akın Atatürk Bulvan No: 125, Kat.4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 • tzmır Temsılcısı. Serdar Kmk,H.ZıyaBK 1352S 2-3 Tel 4411220. Faks 4419117 • AdanaTemsılcısı:Çetin Yiğenoğhı,tnönuCd. 119 S No 1 Kat: 1, Tel: 3522550, Faks: 3522570 Müessese Müdürü Erol Erkut • MEDYA C: • Yönetm Kurulu Koordınatör Ahmet Koruban • Başkanı-Genel Müdur Gûlbin Muhasebe Bülenl > ener • Idare Erdnran • Koordınatör Reba Hûse\in Gürer# l^letme Önder I|itmao • Genel Mudfir Yaıdım- Çelik • Bılgı-Işlem- Nail tnaj • cısı Mine Akdağ • Halkla llış- Bılgısayar Sıstem. Mürüvet Çiler kıler Müdurü Nıırteıı Berksoy Yayımlayan >e BSUD: Yenı Gön Haber Ajansı, Basın \e Yayıncıhk A Ş Türiajcağıcad 39 41 Cağaloghı 34334 lst PK 246 lstanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 ha!) Faks (0,212)513 85 95 9 NİSAN 1995 Imsak: 4.59 G ü n e ş : 6.28 Ö ğ l e : 13.13 Ikindi: 16.50 A k ş a m 19.43 Yatsı: 21.07 MEDYACTei 5140753-5139580-5138460-61,Faks 5H8466 Engezgin millet • ANKARA (ANKA) - Almanlar, dünyanın en gezgın milleti unvanını geçen yıl da korudu. Dûnya Turizm Örgûtü'nün (WTO) verilerine göre, Almanlar geçen yıl 65.2 mılyon yurtdışı seyahat yaptı. Almanlann yaptığı yurtdışı seyahatler, 1993'e göre yüzde 4.2 oranmda artış gösterdi Almanlan, 47.3 milyon yurtdışı gezisiyle Amerikahlar, 34.2 milyon geziyle de lngilizler ızledi. Amerikahlann yaptığı yurtdışı gezılerde 1993'e göre yüzde 3.5, ıngilizler'in yaptığı gezilerde de yüzde 5.2'lik artış gördü tiurvt • MERStN (Cumhuriyet) - Çevre Bakanı Rıza Akçalı, Akdenız'e kıyısı bulunan ülkeler arasında en temiz kıyılann Türkıye'de bulunduğunu belirterek "Gerekli önlemleri almazsak bugünkü kirli Ispanya'nın durumuna düşeriz" uyansında bulundu. Çevre Bakanlığı'nca düzenlenen 'Akdeniz Deniz ve Kıyı Kirliliğini Önleme' toplantısında konuşan Akçalı, Avrupa ülkelerinin turizm mevsiminde hedef ülke olarak Türkiye'yı seçtiğine de işaret etti. Dünya rüya rekoru • SEATTLE(AA)- ABD'nin Seattle kentindeki 'Uyku Düzensızlikleri Arastırma ve Tedavı Merkezi'nin bir hastası 3 saat 8 dakika ile dünya rüya rekorunu kırdı. Uyku sırasında nefes almanın kesılmesiyle behrgin 'apnea'dan yakınan David Povvell (38), hızlı göz hareketleriyle üe kendini belli eden 'REM' (hızlı göz devınimi) uykusunu 15 yıldır görmediği halde, burun boşluğuna hava sağlayan bir aygıt yardımıyla bu mutluluğa erdı. REM, merkez sinir sısteminin elektriksel etkinliğine göre uyanıklık durumuna çok yakın bir uyku evresi. New York'tan moda haberleri • Haber Merkezi - Moda dûnyasının ilgisinin odaklaştığı New York şehri son bir haftadır birbirinden renkli defilelere sahne oluyor. New York'ta dün düzenlenen defilede "Joop" adıyla tanıtılan koleksiyon, sıra dışı gıysileriyle izleyenlerin beğenisıni kazanırkan insanlann giyim zevkleri üzerinde oldukça etkili olacagı izlenimini verdi. Edirne'de köpek iUaffı • EDtRNE(AA)-Edirne Belediyesi Zabıta Müdürlüğü'nce son bir ayda 146 sokak köpeğinin ıdaf edıldiği bildinldi. Kentteki başıboş sokak köpekleriyle mücadele amacıyla geçen ay başında taşlatüan çalışmalarda 146 köpek zehirli köfte \erilerek öldürüldü. Doğa uçuşsım tenlerîmizde• Bugüne dek kullandığımız sentetik kumaşlar bahann büyüsü ile hiç bağdaşmıyor bence. Şilebezlerinizi, basmalannızı, tülbentlerinizi çıkann. Uçuşan bolluğun altında teninize dokunan rüzgânn esintisini hissedin. Doğa ile bütünleşen bu kumaşlar belki bize geçmişin güzelliğini geri getirebilirler. CEMİLtPEKÇİ İpekçi'nin geçen ay Malezya'da düzenlenen defilesinde beyazlara ağırhk verilmişti. Merhaba, Bahann gelişini tstanbul'un yeniden giyinmesi ile daha iyi hissediyorum. Ama ne yazık kı bu bahar güzel lstanbul'un eskisi kadar süslü, eskisi kadar görkemli, eskisi kadar duygulu giyinmesıne olanak yok. Çünkü artık ona sunulan doğa kumaşı, ona sunulan malzeme öylesine az ki... Çirkin yapılaşma, giysilerinin büyük bölümünü elinden aldı. Boynundakı kat kat erguvanlar tek bir sıra dizilmiş kolye, saçlanndaki kestaneler,fistıkçamlan ucuz tokalar gibi kaldı. Akşamsefası ve lalelerle süslü harmaniyesi yok artık. Bu bahar modası, böylesi bir acıyı bizlerden önce farketmış gibi giysileri, kumaşlan doğanın tüm güzel renklen ve desenlen ilebezendirdi. Griyeinat renkler tstanbul'un grileşmesine ınat pembeler, sanlar mev simin tüm renklerine büründü. Hele o basmalann doyumsuz renk ahengi, artık görmediğimiz kırlar, ormanlar gibi duygulu ve coşkulu. Şilebezleri tüm asaleti ile sizleri giydirmek için top top raflarda bekliyor. Bahar, sentetikleşmiş modayı reddetmemi emrediyor gibi. Bugüne dek kullandığımız sentetik kumaşlar bahann büyüsü ile hiç bağdaşmıyor bence. Şilebezlerinizi, basmalannızı, tülbentlerinizi çıkann. Uçuşan bolluğun altında teninize dokunan rüzgânn esintisini hissedin. Doğa ile bütünleşen bu kumaşlar belki bize geçmişin güzelliğini geri getirebilirler. Beyazaevet Sanki bu şehrin sokaklannı böylesi renkli, böylesi duygulu giysilerle doldurursak, ondan aldığımızı belki bir parça geri vermiş oluruz. Bu sene beyaza ve uçuşan modaya evet diyelim. Aynalarda kendimıze baktığımız zaman hâlâ doğa ve çevre için yapabileceğimiz çok şeyin olduğunu hissedelim. Yok ettığimiz güzellikler tekrar gen venlebilir. Koyu renklere, rahatsız giysilere paydos. Unutmayalım.. biz de doğanın bır parçasıyız... • Bu sene beyaza ve uçuşan modaya evet diyelim. Aynalarda kendimize baktığımız zaman hâlâ doğa ve çevre için yapabileceğimiz çok şeyin olduğunu hissedelim. Buna kendimizden başlamamız lazım. Koyu renklere, rahatsız giysilere paydos. Unutmayalım.. biz de doğanın bir parçasıyız... Ünlü mimanmızm ölümünün 407. yıldönümünde, lstanbul mimarsızlığın doruğuna ulaştı Sinan'ın kenti başıboş kaldı•Yapıtlanyla uygarlık tarihimize imzasını atan Koca Sinan, aynı zamanda lstanbul'un imarmdan sorumlu "mimarbaşı" olarak, kenti "yeteneksiz yapıcılar"dan koruyabilmek için Kanuni'nin fetvasıyla sıkı bir denetim başlatmıştı. OKTAY EKİNCİ Hemen tümü başlıbaşı- na birer tasanm hankası 300'ü aşkın yapıtıyla uy- garlık tarihimize imzasını atan Mimar Sinan, bilin- dıği gibi aynı zamanda güçlü bir "mimarba- şı"idi. Yanı. bir yandan bugünkü Bayındırlık Ba- kanı sayılabilecek bir gö- revı imparatorluğun her köşesındekı önemli dev- let yapılanyla ilgilenerek sürdürürken, öbür yandan özellikle tstanbul'un imanyla ilgili konularda karar ve denetleme yetkı- sı de yine "Koca Sinan"a aitti. O yıllarda, yani 16. yüzyılın ikincı yansında, elbette önemli ölçüde bu ünlü Mimarbaşı'nın di- sıpliniyle sağladığı düzen içerisinde, her önüne gelenin ls- tanbul'da aklına estiği gibi bina inşa etmesi de pek olası değildi. Belirli bazı imar geleneklerine uymak zorunlu olduğu gibi, in- şaatlann da bu konuda yetkin ve ustalıklannı kanıtlamış kişilerce yapıhnasına özen gösterilirdi. Nitekim, Sinan bir ara tstan- bul'da sık sık çıkmaya başlayan yangınlann çoğunluİda yeni ev- lerdeki ocaklann tutuşmasından kaynaklandığını saptadı ve bu evlerin de genelde hep "acemi yapıcılar" tarafından inşa edil- dıklerini fark etti. Konuyu Ka- nuni Suitan Süleyman'a bıldirir- ken de "Rumeli'nden ve başka yerlerden gelip, doğramacılık ve yapıcılık ilminden haberi olma- dığı halde, ellerine arşın ahp mi- mariık eden" bu kişılerin kente verdıklen zararlardan söz etti. Bu başvuru üzerine Kanu- ni'nin Mimar Sinan'a gönderdi- i >m^ 2 Atatürk, Mimar Sinan'ın ölümsüz eserlerinden Süleymaniye'yi perdeleyen beton yıgınlan için "derhal yıknuz" emrini vermişti, ama Ata'nın bu duyarulığı İstan- bul'un tarihini örten çirkin yapılaşmayi önlemeyeyetmedi» ÜstelikyıDargeçtikçe çirkmliğin boyutian daha da artö. (Fotoğraf: ERDOGAN KÖSEOĞLU) Sinan'a hüküm ki" diye başla- yan bu ünlü fetvasında, Kanuni, Sinan'a şu uyanda bulunuyordu: "Emrim ulaştıkça bu konuya kendini vererek. yapıcılık ve dül- geriik ilminden haberi ohnadan ellerine arşın alarak mimarlık eyleyenleri yasaklay ıp, senin bU- gin olmadan bu şekilde yetenek- siz kimselere mimarlık ettirme- Tarihten ders almak Koca Sinan'ı ölümünün 407. yılı nedenıyle bır kez daha gu- rurla andığımız şu günlerde, Ka- nuni'nin fetvasında belgelenen duyarlılığın ve sorumluluğun bugün ne kadar gerisinde oldu- ğumuzu da yine bir kez daha gö- rüp tartışmamız gerekiyor. Bizde "tarihten ders almak" denilınce, nedense hep düşman- lanmızı, savaşlan ve "ihanetle- ri" anımsamak alda geliyor Bu- ği 29 Haziran 1572 tarthli padi- n a karşın -uygarüğımızm temel şahhk fetvası, sadece mimarlık ^-•-™'-"-"'-'----- *••• »•"- tarihımiz açısından değil, o dö- nemlerde Osmanlı devletinin ya- pı sanatına bakışını ve kent kül- türünü yansıtması bakımından da önemli bir belge nıteliğini ta- şıyor. "Hassa mimariarın başı oluşturan bu tür asıl ders alınacak erdemler ise tarih kıtaplannda hep gözden ırak birer bilgi olarak kalıyor. Oysa bugün, ömeğin yine ls- tanbul'daki onca yağmaya ve yıpranmışlığa rağmen, yine de kente "evrensel kimliğini''kazan- dıran tarihsel binalann ve eskı dokuların varlığı, neredeyse 1950'lere dek süren o geleneksel duyarlılığın kültüre ve insana olan saygısından kaynaldanıyor. Son 40 yıl içerisinde ve özel- likle şu yaşanılan dönemlerde ise kente ve topluma sevgi yeri- ne sadece "ranta ve talana bağb- lığın" yarattığı vurguncu bir imar düzeni içerisinde, aslında tstanbul'u yitirmekle kalmıyo- ruz; Istanbul'u yaratan ve "Dün- ya Kenti" yapan hemen tüm ulu- sal değerlerimizi ve kültür kim- liğimizi de hızla tarihe terkedıp yozlaşıyoruz. Mimarsız kenfleşme Sinan'ın eserlerini kent silü- etinde 400 yılı aşkındır gururla taşıyan lstanbul, bugün hemen her yönüyle "mimarsız"bir ya- pılaşmanın neredeyse doruğa ulaşan çirkinliğini yaşıyor. Tarihi Yarımada'da görkemli Süleymaniye'yi sarmalayan ya- maçlardakı o eski ve saygılı bi- nalann yerinde artık hiçbir mi- mari tanıma sığmayan beton ve çarpık kütle yığınlan var. Kentin havadan görünüşü. sanki sürekli savaş hali yaşayan bir yerleşme- nin yine sanki yıllardır süren ve hiç bitmeyecekmiş izlenimini veren başıbozuk dev bir şantiye- sine benziyor. Çamlıca yamaçları yeşilini çoktan yitirdiği gibi, şarkjlara il- ham kaynağı olan bu duygusal tepeden Istanbul'a bakıldığında da artık o "şiirsel görünüm" or- tada yok. Sultanbeyli, Armutlu, Ikitetli gibi semtler çıplak tuğla binalardan oluşan yapı yığınla- nyla sanki "yüz kızarücı suç" iş- lemişler gibi kıpkırmızı kesiî- mişler. Boğaziçi ise tarihi ve doğası- nın yanı sıra yeryüzünde eşi ol- mayan eski temiz havasını ve "huzur verid dinginliğini" çok- tan anılara terk etti... Yaklaşık 5 ya da 6 milyon in- sanm banndığı işte böylesine uygarlık dışı bir kentleşmenin yapılaşma sürecinde, bugün ar- tık ne miman var, ne de mimarin kendisi var. 450 yıl önce Mimar Sinan'la Kanuni'nin ortak kaygılarını oluşturan "acemi mimariarın ya- pabüecekleri yanhşlara' 1 bile bu- gün Istanbul'un belki de yansı muhtaç durumda. Çünkü kentin yüzde 65'ine tırmanan kaçak yapı- laşmanın büyük çoğunlu- ğunda o acemi mimarlar bi- le devrede değıller. Sözde "ruhsatb" inşa edilen yüzde 35'te ise yine mimar yerine "yap-satçı müminkrin" söz sahibi olması için şımdi de "Refahh belediyeler" elle- nnden gelenı yapıyorlar. Mimarlar Odası'nı, ruh- sat verdiklen projelerin de- neteminden uzak tutmaya çalışan bu belediyeler, bir yandan Sinan'ın camilerin- de durmadan dinsel siyaset yapıp, öbür yandan yine Si- nan'ın bilimsel duyarlıhğını kent yağması önünde en bü- yük engel gören ınşaatçı yandaşlarına "özgür bir rant yapılaşması ortamı" armağan ediyorlar... Atatürk'ün duyarhlığı Ankara'nın eski Beledıye Başkanlanndan Vedat Dalo- kay, 1968 tarihli bir yazısın- da Mimar Sinan'ı anlatır- ken. Atatürk'le ilgili bir olayı da anımsatıyor. Ata- türk, bugün kendi adını ta- şıyan köprüden Haliç'i ge- çip, Saraçhane'ye doğru gi- derken, o tarihlerde yeni ya- pılan Hıfzıssıhha Enstıtüsü binasını görüyor. "Süleyma- niye'nin önüne o sandığı kim koydu; derhal yıkınız.»" dedikten sonra da yanındaki yetkililere ikincı emnni ve- riyor: "Mimar Sinan'ın heykelini yapmız." Atatürk'ün bu duyarlılıği bile. yine başta Mimar Sinan'ın ya- pıtlan olmak üzere, Istanbul'a ve tüm ülkeye tarihsel onurunu kazandıran eski eserlerin ilkel bir yapılaşma hırsıyla kuşatıla- rak kent dokusu içerisındeki saygm konumlannı yitirmelerine engel olamadı. Batilüaşmaya suçlama Dahası, özellikle son zaman- larda. bir yandan kaçak yapılaş- maya en geniş "siyasi hoşgörü- yû" tanırken, öbür yandan tarih- sel çevrenin yok olmasındaki te- mel nedeni >4 Batılılaşmaya*'yanı Atatürkçülüğe ve aydınlanmaya bağlayanlar da görülmeye baş- landı. Mimar Sinan'ı 407. ölüm yıl- dönümünde işte böylesi bir ta- Iihsiz sürecin gerilimi ve kaygı- larını da yaşayarak anıyoruz. Neyse ki, hiç değilse Koca Us- ta'mız bütün bu olup bıtenleri bilmiyor ve belki de Istanbul'un "yeteneksiz ve duyarsız imar- cılardan" hâlâ korunduğunu sanarak, Süleymaniye"deki al- çakgönüllü türbesinde huzur içinde uyuyor... Cevrecilerden protesto Dvlim Zirvesi eylemle bitti• Berlin'de yapılan BM Iklim Zirvesi'nin son gününde toplantı binasını kuşatan ve salona giren çevreci gençler, kalkınmış ülkelerin ıklim değişikliği ve küresel ısınma konusundaki samimiyetlerine inanmadıklannı belirterek protesto ettiler. Eylem olaysız sona erdi. ÜMİTÖZTÜRK BERLtN - Geçen hafta başlayan ve önceki gün sonuç bildirgeleriyle nok- talanan BM Iklim Zirvesi, olaylı eylem ve gösterile- re sahne olmaktan kurtu- lamadı. Çeşitli ülkelerden 400 kadar gencin bir ara- ya gelerek oluşturduğu bır insan zinciri, zirvenin yapılmakta olduğu Ber- lin'in en büyük toplantı binası olan ICC'nin giri- şinde barikat gibi kenetle- nerek, kalkınmış Kuzey Yarımküresi ülkelerini protesto etti. Binanın ana giriş kapı- lannı çelik halatlar ve as- ma kilitlerle tamamen bloke eden eylemciler, zirvede hükümet delegas- yonlannın süslü söz ede- biyatı yapan metinler ha- zırlama geleneğini terk etmesini ıstediler. Bunun yerine de Kuzey'ı; dünya ekonomisindeki adaletsiz ve dengesiz gelir dağılı- mını düzeltmeye. açgözlü sanayileşme politikalann- dan ve atmosferik denge- yi bozan CO2 ve diğer se- ra gazlanndan vazgeçme- ye çağırdılar. Havayı kir- leten egsozlu arabalar ye- rine, kitleleri toplu ulaşım araçlarına özendirmeyi öneren gençler, bina giri- şini kapatmanm yanı sıra, konferans salonuna da bir düzine eylemci sızdırdı- lar. Salondaki güvenlik gö- revlileri tarafindan uzak- laştınlan eylemcilerin de- ğindikleri noktalar, dışan- daki diğer 400 kışılik ey- lemcı grubu tarafından medya temsilcilerine ve konferans görevlilerine yazılı bir basın bildirisi biçiminde de dağıtıldı. Bildınde kalkınmış ül- kelerin ıklim değişikliği ve küresel ısınma konu- sundaki samimiyetlerine inanmadıklannı belirten gençler. radikal kararlara yeşil ışık yakılmadıkça dünyamızın iklimsel fela- ketlerle sürekli olarak yüz yüze geleceğine dikkat çekildi. Nükleerciler kamuoyu oluşturma peşinde İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezı (ÇNA- EM), nükleer karşıtlanna karşı kamuoyu oluştur- mak için harekete geçti. ÇNAEM'in yayımladığı "Nükleer Santrallara Karşı Kamuoyu Davranış- lan" bashğını taşıyan bül- tende, tarafsız hedef kitle- yi nükleer santrallar ko- nusunda bilgilendirmenin Türkıye'nin gelecegi açı- sından önem taşıdığı vur- gulandı. Nükleer karşıtları da nükleercilerin santralın yapılması için her yolu deneyeceğini belirterek "Nüldeer karşrtlanyla an- laşma eğilimine bile gire- biürier" dediler. Nükleer karşıtlan, nük- leer yanlılannın 20 yıl ça- banın ardından ayaklanna gelen fırsatı değerlendir- mek için her yolu deneye- ceklerini belirtip "Ya şim- di yapacaklar, ya hiç yapa- mayacaklar" diyorlar. Dünya Dostları Derneği Kurucu Üyesı Nesrin Ti- mur, nükleercilerin nük- leer karşıtlanyla anlaşma yollannı bile deneyecek- leriru öne sürüp görüşlen- ni şöyle sürdürdü: "TAEK eski Başkanı Ahmet Yüksel Özem- re'nin 1993'te Ankara'da nükleer enerji sempozyu- munda getirdiği 'devlet nükleer enerji karşıtlanna karşı tedbir almalıdır' yaklaşımıyla, ÇNAEM'in yayımladığı kamuoyunu etkileme çalışmaları bir bütünün parçalandır. Bir kısım nükleer lobi bir yan- dan nükleer santrallann yarariarı için propaganda- ya girişirken bir yandan da tedbirier alınıyor. Tür- kiye'deki bütün nükleer karşıtı grupları Dünya Dostian etrafinda koordi- ne olmaya iş ve güç birligi yapmaya çaguTyoruz."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle