Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9NİSAN 1995PAZAR
10 PAZAR YAZILARI
Yokaslında
birbirimizden farkımız"Sendahabeni
tanım^mışan?"
Herhalde hepimiz bu
cûmleyi en az bir kez
kullanmışızdır. Ne yatıyor
bu kırguüığm ve
başkaldınmn ardında?
Malum, hepimiz farklı
olmak istiyoruz. Öteki
insanlardan daha akıllı,
daha güzel, daha iyi, daha
ilginç obnak istiyoruz.
"Bambaşka" olmaya
çalışıyoruz. Bu yolda sahip
olduğumuz tûm özellikleri
seferber etmeye hazınz:
"Bak,bendekigözler
knnsede var mı? Ya şu
efler? Hekelyazun?
Yürüyüşüm de başkadır!
Dostiufuma su
kablmamçür! Sevdim mi
de 'ASahına kadar
severim!" Böyle biıbirine
ulanıp gidiyor bizi
herkesten ayırt eden
özelliklerimiz. Söylemesek
de başkalanna, içın için
keyifleniyoruz bu farklılık
duygusuyla. Aslında kötû
bir şey yok bu işte. Insan
farklıhğını anladıkça
kendine saygı duymaya
başhyor, sürûden aynlıyor.
Ama bu duygu, içi boş bir
gûvene, övûnmeye
dönüşünce kantann topuzu
kaçıyor; ayaklar yerden
kesiliyor. Bazen de insan
kendini yûceltmek için,
ailesini, oturduğu
mahalleyi, semtini, kentini
ve üyesi olduğu ulusu
arkasına alıyor: "Biziın
sülatede bûtün erkekler
atletikyapıbdır!Biz
Adanalılar gözumüzü
budaktan sakınmayız! Şu
M0SK0VA
HAKAN
AKSAY
dünyada Türkten daha
mert olanı var mı?"
Ve yine kıllı göğüslere
vunılan yumruklarla bir
övünme rüzgân toz duman
ediyorortalığı...
Sonuncusu, yani "Biz
Türkkr (KürHer,
Ermeniler, Franstdar,
Amerikaldar, Ruslar vs.)"
en büyük belalan açıyor
insanlığın başına. Uluorta
söylemlerden kanlı
savaşlara uzanıyor.
Başlangıçta selamladığımız
"farklüık duvgusu",
namlulara sürülen
kurşunlarda şiddete
dönüşüyor. Bağlı olunan
politik, ideolojik ve
özellikle de dınsel görûşler,
rengarenk bir hasın
birleştirmiyor. üzerinde
seyahat edilen gemiye
binlerce testere atıyor: "Biz
überaller, siz sosyal
demokratiar! Biz
Müslümanlar, siz
Hıristiyanlar!_" Bu
dünyada kaç insan var?
Yaklaşık 6 milyar mı?
Bunlann kaçının kendi
ulusunu ve dinini
savunurken öteki uluslan ve
dinleri karalamaya, hatta
yok etmeye eğılımli
olduklannı tahmin etmeye
çalışıyorum da kendi
kendıme; tahminim
korkutuyor beni; yazmaya
varmıyor elim. Yahu, şu
insanlann hiç mi ortak
özellikleri kalmadı?
Baksanıza, hepsinde iki kol,
iki bacak, bir gövde ve -
bazılannda pek işe
yaramasa da- bir kafa var!
Iç organlan da aynı! Iç
dünyalan da! Sevinçlerini
gülerek, üzüntülerini
ağlayarak görüntûlüyor
hepsi! Ve hepsi sevgiyle
ürüyor, yeni kusaklann
tohumunu insan sıcağında
anyor. Fransızın Fransızca,
Çinlinin Çince konuşması o
kadar önemli mi? Deri ve
saç renkleri, yûz ve göz
yapısı o kadar ayınyor mu
ınsanlan? Almanlann
çalışkan olarak bılinmesi.
Almanya'yı tembellerden
kurtardı mı? Ruslara tembel
damgasını vururken uzayda
bir numara olmalannı nasıl
acıklayacağız? Ya
dostluklan, aşklan,
özverileri, ıhanetleri,
kalleşlikleri, yagcılıklan
hangı uluslara armağan
edecek. hangilenni
bunlardan anndıracağız?
Eğer bana hiçbir Türk'ûn
söyleyemedığini Kaika'dan
veCamus'den . .
öğrenmişsem, '-
Türklüğümden mi
vazgeçeyim, kitaplardan
mı? Nâzım'ı keyifle okuyan
bir Afrikah Türkleşiyor
mu? Klasikleşen müzikler,
şiirler, romanlar, tablolar
neyi gösteriyor? Tek başına
"klaak" kavramı bile,
insanlığın tek bir bütün
olduğunun en güzel isareti
değil mi?
Korelilere göre köpek
eti tüm dertlere devaGüney Asya ve Çin'de
yaygın olmak üzere köpek
eti yeme alışkanlıği,
Kore'de de var. Hemen
belirtelim ki, eti yenilen
köpekler herkesin bildiği
"sûs köpekleri" değil.
Bunlar özel çiftliklerde
yetiştirilen, etli butlu ve
birazdaaptal
görünümlü;köpek gibi
havlamasını bile
beceremeyen, ama adı
köpek olan hayvanlar.
Özellikle hastalık sonrası,
yeniden toparlanma
dönemlerindeki hastalara
doktorlan tarafından köpek
eti yemeleri önerilir. Çok
sıcak ve de çok rutubetli
geçen yaz aylannda
çalışma enerjısı ve buna
bağlı çalışma isteğini
kaybetmemek için de
köpek eti, hemen öteki tüm
etlerin önünde yerini alır.
Bu mevsimde köpek eti
yiyecek ekonomik gûçte
olanlann, daha diri
çahşhklan gözlenir ya da
inanılır. Böylesi diriltici
özelliği olan köpek etinin
^afrodbyak" özelliğiyse
şaka gibi de gösterilse de
hiç dıllerden düşmez.
Osmanlı Sarayı
macunculan,
Uzakdoğululann bu tûrden
deneyimlerine tanık
olsalardı çok kanlı
padişahlanna köpek etini
gizli de olsa yedırirlerdi
dinsel yasağa karşın.
Buralarda da, ola kı her
yerde baskı alüna alınmış
SEUL
ALİ
R1ZA
BALAMAN
olan seks konusundan
ötûrû köpek eti, açıkta
vitrinlenerek satümaz;
yenildiği de saklanılmaz
ama pek reklamı da
yapılmaz. Hatta yasak
olduğu da söylenir, ama
ben yasağa ilişkin hiçbir
kayıda ve olaya tanık
olmadım. Kore'de,
Vietnam'da ve Çin'de
olduğu gibi köpek etini
vitrinlerinde sergileyen
köpek eti kasaplan yok,
ama isteyen istediği kadar
köpek etini, açık hava
pazarlannda, üstü bezle
kapatılmı tezgahlardan
satın alabilir. Özelliğinden
olsa geTek. köpek eti her
aşevinde bulunmaz. K.öpek
eti satan aşevlennin adı
"dört mevsjm aşevi"dir. Bu
aşevleri, çoğunlukla
zenginlerin aşın
düşkünlükleri nedeniyle
araba park yerleri olan,
görece kentin dışanlığında
ve de "aşkevteri" denilen
motellerin yakınında yer
alırlar. En ağır konuklar
buralarda agırlandığı gibi
genellikle pazar günleri
ailecek yenilen toplu
yemekler için de bu
aşevleri yeğlenir. Evet,
köpek eti yemek için az da
olsa varsıl olmak gerek.
Zira köpek eti, domuz
etinden 6; dana etinden 4
kez daha pahalıdır -
buralarda koyun etinden
hiç söz edilmez;
rastlantıyla koyun etiyle
buluşanlar da "kokuyor"
diye yemezler-. Tadı mı?
Kesin bir şekilde tadını
söylemek çok zor.
Haşlama, ızgara, kızartma
ve sebzeli çorba tûrleriyle
sunulan bu et yemekleri,
çok baharath ve de acıh
yenildiğinden tadına
varmak olası değil. Ancak
tad amacıyla salt
denendiğinde köpek etinin
doku yapısının
farkJılığından, sakatat
türüne benzer bir tad
bulmak olası. Kuzunun,
oğlağın, dananın hatta
domuz yavrulannın
köpekten daha az sevilen
hayvanlar olduğuna
inandığını sandığım ve
kendisini hayvanlar
sevgisinden sorumlu sanan
Fransa'nın ünlü bir film
yıldızı, Kore
Cumhurbaşkanı Sn. Young
San Kim'ın yakın
zamandaki Avrupa gezisi
sırasında, basın aracılığıyla
Korelilerin köpek eti yeme
alışkanlıklanndan
vazgeçmelerini istedi.
Tarihi geçmişe dayalı köklü
bir yemek kültûrûnün,
istekle ya da yasakla
kaldınlabilineceğine
inanma saflığına Koreliler
sadece gûlüp geçtiler.
Terörle iç içe birAlmanya Dışişleri Bakanı
Kinkel, Kuzey Irak'dan söz
ederken "ÖJdürûkn tek bir
srvilin fotoğran bile aleyhinize
işter" gibilerden bir gözdağı
vermişti. Ardından 7 çoban
öldürüldü. Yabancı medya
"Sorumlular Türkler" deyiverdi.
Kızdık. "Kinkel bu şekilde
konuşarak ola>lara çanak
tutmuştur, teröristlere yol
göstermistir'* dedik.
Birkaç gün sonra tçişleri Bakanı
Menteşe konuşuyor:
"Gerçekten büyük huzursuztuk
duymaktayım. Örada burada
bombalar patlatmak suırtiyle
turisüerimizi alıkoymak
isteyenkr sahnede
görüleceklerdir.'"
Bir içışleri bakanı teröre ilişkin
"kaygKuu" uluorta ilan edebilir
mi? Bunu, yapsa yapsa, emrinde
çalışanlara, basına kapalı bir
oturumda söyleyebilir. Önlem
alsınlar dıye. Oysa içişleri bakanı
devam ediyor:
"Küçücük bir bomba bir tarafa
konuluyor. Patiıyor. Ondan
sonra Türkiye'de terör vardır
Türkhe'je gftmeyiniz
propogandalan Avrupa'da,
Batı'da yaygın hale getiriüyor.*'
Turizm sezonu geliyor dıye bu
sözler. Oysa terör, terörlüğünü
yapacak. tçişleri bakanlığı da
içişleri bakanlığını yapacak.
ICıtlelen vıldırmak terörün
LONDRA
EDtP
EMtL
ÖYMEN
amacı. Buna meydan
vermeyecek önlemleri almak da
içişlerinin amacı. Bu işin en
yetkilisi çıkıp da "gerçekten
büyük huzursuzluk
duymaktayım" diyebilir mi? Bu
adeta "Çaresiz durumdayız.
Turist gelmezse mahvoluruz.
Aman bomba momba koymayın
rieaederim" demekle aynı.
Adamın bomba koymayacağı
varsa bomba koyar bu laftan
sonra.
Kinkel ile Menteşe'nin
açıklamalan arasında fazla bir
fark yok. Alman bakan, sıvilleri
öldürüp fotoğraflannı çekin,
bunu Türklere zılgıt çekmek için
kullanalım demeye getiriyor.
Ipucunu alanlar hemen 7 kişiyi
öldürüp fotoğraflannı dünyaya
yayıyorlar.
Türk bakan ise oraya buraya
bomba koyup turistleri
ürkütmeyin diyor. Şimdi bunun
da ıpucunu alanlar, bir yerlere
bomba koyup turistleri
ürkütmesin mi yani?
Hem zaten kendi kendimıze
gelin güvey olmayalım. En
azından Ingiltere açısmdan
bakıldığında Türkiye, terörle
yaşayan bir ülke. Ingiliz Dışişleri
Bakanlığı'ndan Türkiye
konusundaki uzun uyanda özetle
şöyle deniliyor: Ülkenin
batısında güvenliğiniz garanti
edilemez. Ama Doğu ve
Güneydoğu'ya gitmeyin.
Gitseniz bile anayollardan büyük
kentlerden aynlmaym.
Bu uyan, otomatik bir bant
kaydında. İsteyen, Bakanlığm
Seyahat Öneri Ünitesi'ne telefon
edip Türkiye'nin
güvenli-güvensiz bölgelerini
sorup öğrenebilir. Telefon:
00.44.171.270.4129
Elektrikler kesildi,
Kopenhag nefes aldı
Kopenhag sah gecesi 8'e 10
kala karanlıklara gömüldü.
Kopenhag'ta sah gecesi
geceyansına kadar 4 saat
hayat neredeyse durdu.
Elektrik kesintilerine alışık
olmayan Kopenhag,
karanlığa ve elektrik öncesi
zamana haziTİıksız yakalandı.
Jenaratörsüzlük yüzünden
sinemalann projektörleri,
tiyatrolann gösterileri,
lokantalann mutfaklan
durdu. Raylardakı elektronik
makaslar işlemediği için tren
seferlen kesildı. Kopenhag,
karanlıkla birlikte sessizliğe,
ben de nihilist düşüncelere
gömüldüm. Ertesı gün
televizyon haberlerine çıkan
bıyığı henüz terlemeye
başlamış delikanlı çocuk "tyi
oklu, ktzkardeşimle konusma
fırsab bukJum" dedi.
"Normal olarak konuşmuyor
musun" sorusuna utangaç
edasıyla "Hayır'' diye cevap
verdi. Barlarda ve cafelerde
bulusanlar, her tür konuşmayı
en üst perdeye zorlayan
elektronik müzik aletlerinin
suskunluğu sayesinde mum
ışığında fisıltılı sohbetlere
daldılar, kent yaşamının
nihilist etkilerinden
bahsettiler, kendilerinin şahit
olmadıklan eski günleri
yadettiler. Televizyona çıkan
polis memuru "Kopenhag bir
New York obnadığûn
gösterdi, dün gece her
zamankinden daha sakin
geçti" diye rapor verdi.
Sessızliğı sadece karanlıkta
flört eden genç kızlann
fingjrdeyışleriyle sakin bir
dere gibi akıp giden
trafıkteki arabalann asfalttaki
teker sesleri bozdu.
Kopenhag salı akşamı
karanlıkta kendine geldi
Kopenhaglı her zamankinden
daha cok dükkanlan
KOPENHAC
FERRUH
YILMAZ
yağmalamadı, camlan
kırmadı, ırza geçmedi,
birbıriyle kavga etmedi,
tarihsel bir duruma şahit
olmanın özel duyusunu
yaşadı. Bütün kıyamet
alametlerinin
gerçekleşmemesini,
elektriklerin salı gecesi
kesilmesine bağladım. Bir
cuma gecesi karanlığa
hapsedilmiş sakin bir »
Kopenhaglı tahayyül
edemedim. Ertesi gün polis
memurlannın, sigorta
şirketlerinin koruma
görevlilerinin aynı
memnunıyetle
gülümseyebileceklerine
ihtımal veremedim. Nihilist
kent yaşamının alkol
tüketimine ve artesi gün tatil
olup olmadığına bağlı olarak
zuhur ettiğine karar verdim.
Şimdi Danımarka'daki bütün
basm-yayın organlan
sözbirliğı etmişcesine
hemşireleri ve ebeleri dokuz
ay sonra işlerinin aniden
yoğunlaşacağı konusunda
uyannakla meşgüller. Ömek
olarak, 1978' deNew • »
York'taki elektrik
kesintisinden tam dokuz ay
sonra doğum oranının yüzde
33 oranında artnğım gösteren
istatistikleri vermekteler. Ben
bu istatistikleri ve karanlıkla
doğum oranı arasındaki
bağıntıyı, prezarvatif çağında
anlayabilmiş değilim. Bu
nedenle dokuz ay sonraki
ıstatistiklen merakla
bekliyorum.
Faşist dazlaklann günlük sporu şiddetMetro sürücüsü, gecenin son
seferlerinden birini yapıyor. Treni
perona yaklaşırken raylann
üzerinde birini görüyor. Gördüğü
gölge, yerden kalkıp perona
tırmanmaya çalışıyor. Sürücü, o
sırada çoktan frene basmış
durumda. Trenin madeni
tererlekleri, celik raylarda
kayıyor. Gördüğü görüntü perona
çıkmayı başarmak üzere. O sırada
bir şey oluyor, kara görüntü sıkı
bir tekme yemiş gibi havada
paralel hale gelip trenin önüne
düşüyor sırt üstü. Ertesi gün
gazetelerde bir haber:
Stockholm'ün kuzeyindeki
Bromma'da 35 yaşındaki bir
adam metroda ezılerek öldü.
Trenin sürücüsünun dedikleri
epey sonra açıklanıyor: "Adam
perona çıkmak üzereydL Ne oldu
anlamıyorum. Ne var ki ben treni
durdunır durdunnaz bir grup
kafası yerinde genç geldi >e
'Aldırma, suç sende değıl" dedi
HaOerinden korktum, polis gelene
dek kendimi kabinime kilittedim.'"
Genç adam. akşam gazetesi
Aftonbladet"te çalışıyor. Güneşli
bir pazar sabahı işine ya da
nereyeyse oraya gitmekte.
Stockholm'ün en şirin
semtlerinden birınde, belediyenin
parasıyla
STOCKHOLM
GÜRR4N
UÇKAN
Dazlaklar için aynlan tarihi
binanın önunden geçerken ansızın
17 yaşındaki bir Dazlak
saldınyor. Saldırgan onu bir anda
yere yıkıyor. Kafasına epey
vurduktan sonra, postalh
ayaklannı birleştirerek adamın
kafasında zıplıyor Genç adam iki
haftadır komada... Yılbaşı gecesi
kafası ezilerek öldürülen genci
mı, yoksa gece geç vakit evine/
dönerken evinin hemen önünde
kafatası çatlatılarak ağır
yaralanan üç çocuk babası adamı
mı anayım burada? Şiddet. kafayı
çektikten sonra, sürüye yaranmak
için yapılan bir çeşit spora
dönmüş durumda. Artık piyango
kime çıkarsa ona düşüyor sınırsız
hjrpalanma ve büyük bir
olasılıkla tekmelenerek olusan
büyük ikramiye.
Faşist Dazlaklar, bu olaylann en
önemli sorumlulan. Hayvanca
içme ve en vahşi bir hayvanda
bile görühneyen saldırganlık,
raconıT. Yurtdışından yaşlı
akrabası gelen bir kadın, ilk kez
metroya bindiklerinde
Dazlaklann bütün vagona nasıl
saldırdığını 'büyük
amcasınm'başını tekmelediklerini
gazetede yazdı. Basında kimi
anlayışlı kalemşörler olaylan
'kasaba çocuklannın aşın
eğlenmeterf olarak
yonımluyorlar. En büyük
destekleri ise buraya sonradan
gelmiş ikinci kuşak göçmenlerin,
kendi çetelerini oluşturmalan.
Türklerin de azımsanmayacak
derecede temsil edildikleri bu
çetelerin en önemli eylemleri,
Dazlaklan dövmek ve yalnız
kişileri döverek soymak.
34 yıldır LPG sektöründe hizmet veren ve tamamı yerli sermaye kuruluşu olan
•langazTÜRKİYE GENEUNDE. tamamı Sanayı Bakanlığınca
tescillı TSE damğatı ve «gortalı, güven dolu,
3.500.000 adet 2 tcg'lık ptknik ve
2.500.000 adet 12 kglıkaıle tüplertyle ocak.
fınn, şofben ve aıle mutfağına. 30 000 adet
45 kglık sanayı tüpltnyte ve 668 bayıı ıle
atxjnelenne ve sanayıye hizmet veren
MİLANGAZ
istanbul'un asağıda belirtilen
semt ve ılçelennde
LPG bayllikleri verecektir.
Siz de Demlrören Grubtı'nun aile huzuru
içlnde, güven dolu çalışma oıtamına
katılmak ıstıyorsanız.
Lûtfen aşağıdakı adres ve
telefonlara başvurunuz.
SEMTUR VE İLÇEIER
• Tuzla • /Nmavutköy |Boğai;
• Şıle • lCurtulus
• Ûnalan • Enter
• Samandıra • Emırgan
• Herefce • Venıköy
• Ağva •Yedıkuie
• Caddetoostan • Lsvent
• Ataköy
• Bakjrtöy
• Ye^lköy
• Toduıparan
• tojuyotu
• Kjsjfclı
Gend Mûdûrtük:
Şf$hane >bkusu Defrurûren Han No 2 Azapkap>-lstantxjl
fel |O-212| 254 38 61 254 01 98-235 01 35- 235 01 34 IDo^an FklarvBcna Aslanw-E(t»m S l
DEMİRÖREN
L P G G R U B U
"Hayatınız bızım ıcın degerlıdıı"
ARTİM İNŞA.\T TESİSAT
SAN. ve TİC. A.Ş.
OLAĞAN GENEL KURUL
TOPLANTISINA DAVET
SicilNo.:Kadıköy8988
Şirketimizın yılllık hıssedarlar olağan genel kurul
toplanası. aşağıdakı gundemı göriişüp karara bağlamak
uzere 26 Nısan 1995 giınu saat 16:30da Inonü Cad. Ozan
Sok. Hamdiye Yazgan îş Merkezı No.:17 K. 6 D. 6
Kozyatağı - İSTANBUL adresınde >apılacakür.
Sa>in hissedarlanrrann loplantıya kanlmalanm, ka-
tılamayacak olanlann aşağıdakı vekaletname omeğıne
uygun vekıllen aracılığıyla temsıl edilmelenni arz ede-
riz. - , •
Yönetiın Kunıli)
GÜNDEM
1. Genel Kurul Divan heyetinın seçimi ve toplantı tu-
tanağırun ızmalanması ıçın yetki verümesı,
2. 1993-1994 >ıb hesap donemlen hakkında Yö-
netim Kunılu ve Murakıp raporlannın okunması,
3. 1993-1994 hesap donemlennı Bilanço Kar-Zarar
hesaplannın tetkıki ve tasvibı hakkında karar aJınmâsı.
4. Yöneüm Kunılu üyeleri üe muıakıbın ibrası.
5 Yeni murakıbın seçilmesi.
6. T.T.K.'nun 334 ve 335'ınci maddeleri gereği Yö-
netim Kurulu üyelerine yetki verilmesi.
7. Dilek ve temennıler.
ıletn
n InArtim Inşaat Tesisat San. ve Tic. A.Ş.'nin 26 Nısan
1995 gunu saat 16:30'da yapılacak Olağan Genel Kurul
toplannsında benı temsıle
yetkıhdir.
Vekalel Veren
Adı Soyadı
tmzası
Hisse Adedi
OyAdedi
AR YAPI İNŞAAT SAN. ve TİC. A.Ş.
OLAĞAN GENEL KURUL
TOPLANTISINA DAVET
Sıcil No.: 283438-231020
Şirketimizın \ılllık hissedariar olağan genel kurul
toplantısı. aşağıdakı gündemı görüşup karara bağlamak
üzere 26 Nısan 1995 gunü saat 16:45de İnonu Cjd. Ozan
Sok. Hamdiye Yazgan Iş Merkezı No. 17 K. 7 D. 6
Kozyatağı - İSTANBUL adresınde >apılacaktır.
Sayın hıssedarlanmızın toplantıya katılmalannı. ka-
tılamayacak olanlann aşağıdakı vekaletname örneğıne
uygun vebllen aracılığıyla temsıl edilmelenni arz ede-
nz.
Yönetım Kunılu
GÜNDEM
1. Genel Kunıl Divan heyennın seçimi ve lopland tu-
tanağımn izmalanması içın yetki venlmesi.
2. 1994 yılı hesap dönemleri hakkında Yonetım Ku-
nılu ve Murakıp rapoıiannın okunması.
3. 1994 yılı hesap dönemlerinı Bilanço Kar-Zarar
hesaplannın tetkikı ve tasvıbi hakkında karar alınınası.
4. Yönehm Kurulu üyelen ile murakıbın ibrası.
5. Yeni murakıbın seçilmesi,
6. TT.K.'nun 334 ve 335'inci ınaddeleri gereği Yö-
netim Kurulu üyelerine yetki verilmesi.
7. Yeni Yonetım Kurulunun seçilmesi.
8. Dilek ve temenniler.
Vekaletname Omeği:
Ar Yapı tnşaat San. ve Tic. A Ş nın 26 Nısan 1995
gunü saat 16:45'de yapılacak Olağan Genel Kurul top-
lanbsında bem temsile
yetkılidır.
Vekalet Veren
Adı Soyadı
tmzası
Hisse Adedi
Oy Adedi