03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 NİSAN 1995 CUMA HABERLER Yargıdan emniyete destek • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Emnıyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, Genel Müdür Yardımcısı Cemil Serhatlı. Ankara Emnıyet Müdürü Orhan Taşanlar ile bazı polis yöneticileri, emniyet teşkilatının 150. kuruluş yıldönümü nedeniyle. Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay başkanlan ile Yargıtay Başsavcısı'nı sırayla ziyaret ettiler. Bu ziyaretler sırasında Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden. polis teşkilatının yasama, yürütme ve yargı erklerine son derece bağlı olduğunu bildirdi. Yargıtay Başkanı Müfit Utku. polisin kanun ve kurallara gereğınce riayet ettığıni belirtırken, Yargıtay Başsavcısı Haluk Yardımcı, bazı mihraklann polisi haksız yere yıpratmaya çalıştığını savundu. Kurban kampanyası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Diyanet Işleri Başkanlığı. yurtiçi ve yurtdışındaki vatandaşlardan kurbanlannı vekâlet yoluyla kestırmek isteyenlere yardımcı olmak amacıyla Türkiye Diyanet Vakfı aracılığıyla "Kurban Kampanyası" düzenledi. Diyanet Işlen Başkanlığı"ndan dün konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, yurtiçinde kesilen kurbanlann etlennin bir bölümünün yurtlarda kalan öğrencilere dağıtılacağı belırtilirken. kurban bedellerinin tüm masraflardahil yurtiçi 5 milyon. yurtdışı 200 Alman Markı olduğu bilgısıne yer verildı. Diyanet tşleri Başkanlığı'nın organızasyonuyla Hac ziyaretleri için Mekke ve Medine'ye gıdecek olan ilk kafile. 11 nisanda Ankara'dan hareket edecek. Hava-İş Ankara'ya yürüyor • ISTANBUL(AJV)- Grevde bulunan HAVAŞ işçileri. bugün Ankara'ya yürüyecek. Sendika yönetim kurulunun aldığı karargereği. işçiler bugün sabah saat 10.00'da sendikanın Bakırköy'deki genel merkez binası önünde toplanacak. Grevci işçiler. saat 10.30'dada 15 otobüs eşlığinde Ankara'ya hareket edecek. Grevci işçiler. güzergâh üzerindeki il merkezleri dışında. yolculuklannı otobüslerle gerçekleştırecekler. Hava- fş Sendikası üyesi işçılerin, HAVAŞ'ta 41 günden beri devam eden grevlerini kamuoyuna duyurmak ve yetkilileri uyarmak amacıyla Ankara'ya vürüvecekleri belirtildi. RHİAaaa • DSP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi, "SSK'nin, bu yapısı ile ileriye dönük hiçbir hizmet veremez hale geleceği açıkça eörülmektedir" dedi. • Gazi İnrversitesi Tıp Fakültcsi'nde gerçekleştirilen bir operasvon ile Türkiye'de ilk kez, kadavradan alınan iki kalp kapakçığı, bir hastaya nakledildi. • EBK'nin Ankara ve Sincan kombınalannda çalışan işçiler, toplusözleşme farklan ile ikramiyelerinin ödenmemesinıni Ankara'da Özelleştirme Idaresi Başkanlığı önünde protesto ettiler • Recep Ta»ip Erdoğan, hazırianan >eni nazun planın yakında belediye meclisinin onav ına sunulaeağını söyledi. • Aktaş Elektnk, rrafo merkezi ve enerji nakil hatlanndakı bakım çalışmalan nedeniyle 30 nisana kadar Anadolu Yakasf nda elektrik kesintisi uygulayacak. • Kumkapı'da hırsızlık amacıyla bir deri mağazasına giren 5 Rus, işycri sahibi, Maruf Mahmut'u başına ağır bir cisimle vurarak öldürdü. Düzeltme Yavuz Gör'ün dün 2. sayfada Arada Bir sütununda çıkan yazısındaki Amıral Ganaris ve Biador-Meinhoff sözcükleri, Amiral Canaris ve Bader-Meinhoff olacaktır. Düzeltir. özür dileriz. İnsan Haklan Yüksek Danışma Kurulu, düşünce özgürlüğü raporunu tamamladı Düşünce ayıhına raporERGUN AKSOY ANKARA - tnsan haklanndan sorum- lu Devlet Bakanlığı bünyesinde oluşturu- lan İnsan Haklan Yüksek Danışma Kuru- lu'nca hazırianan "Düşünce ve Düşüncele- ri Açıklama Özgürlüğü" raporunda. Te- rörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesinin kaldınlması istendi. Raporda. son dönem- lerde. düşüncelerini ıfade etmekten başka bir eylemi bulunmayan 4 bin 298 kişi hakkında dava açıldığı belirtilerek. "tn- sanlann kafasındaki düşüncenin sorgu- lanmasu artık ortaçağda kalmıştır. Bu du- rum. engizisyon dönemlerini hatırlarmak- tadır" dendı. İnsan Haklan Yüksek Danışma Kuru- lu'nca hazırianan "Düşünce ve Düşüncele- ri AçıkJama Özgürlüğü" başlıklı rapor ta- mamlanarak Başbakan Tansu Çillere iletildi. 13 sayfadan oluşan raporda. anayasalarda belirtilen \e güvence ahına alınan hak ve özgürlüklerin. demokra- tik rejimlenn hukuk taba- nını oluşturduğu kaydedıl- di. Çillere sunuldu • İnsan Haklan Yüksek Danışma Kurulu'nca hazırianan "Düşünce ve Düşünceleri Açıklama Özgürlüğü" başlıklı rapor tamamlanarak Başbakan Tansu Çiller'e iletildi. Düşünce özgürlüğü raporunda, 'Düşüncenin sorgulanması engizisyon dönemini hatırlatıyor' denilerek, TMY'nin 8. maddesinin yeniden düzenlenmesi istendi. tına alınmasıdır; açıklanmayan, yıtmayan ve kişilerin iç dünyalannda kalan düşün- celerin konınması ile yetinmek değü." Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde düşünce özgürlüğünün gü- vence altına alındığı belirtilen raporda, içinde serbestçe davranabileceği. hareket edebileceği bir alanı. bir serbestlik alanını ifade ettiği gerçeğinden hareket edersek devletin, bu alanın çerçe\esini ve dolayısıy- la sınırlarını çizebileceği muhakkaktır. Devlet bu çerçevede, tüm özgürlüklerin Ortaçağ karanüğı Raporda, düşüncelerin, insanların kafasındayken sorgulanması ve insanlann kafasındaki düşünceler ne- deniyle baskı ve zorlamaya maruz bırakılmalannın or- taçağ karanlığında kaldıeı- na dıkkat çekilerek. "fn- sanlarin kafasındaki dü- şüncelerin sorgulanması, -engizisyon dönemlerini ha- tırlatmaktan öteye bir an- lam taşımamaktadır" den- dı. Raporda. şu görüşlere yer \erildı: "Düşünce özgürlüğünün sadece insanlann kafasında kalan bölümünün güvence altına aunmış olması. günü- müzde rejimlerin demok- ratik >a da demokratik ol- mayan rejimler olarak sı- nıflandırümasında, büyük bir önem taşı- maktadır. Günümüz Avrupa rejimlerinin hiçbirinde bu unsur tartışma kapsamında değildir. Bu doğrultuda, demokratik bir rejimin değerlendirilmesinde ya da bir re- jimin demokratik olup olmadığının sorgu- lanmasında, ele alınması ve incelenmesi gereken özgürlük, düşünceleri açıklama ve yayma özgürlüğü olup özgürlükçü bir demokrasi için önemü ve anlamh olan da, düşüncelerin serbestçe açıklanabilmesi ve yayılması hakkuım güvence ve koruma al- 'Düşünce özgürlüğü' cepheleşmesi AYŞE SAY1N ANKARA - Hükümetin, düşüncenin suç olmaktaTi çıkanlması için başlattığı hazırlık, TBMM'de yeni bir cepheleşme yarattı. CHP'li Adalet Bakanı Mehmet Moğuhay ile Devlet Bakanı DYPIi BekirSami Daçe'nin, Terörle Mücadele Yasası'nın, 8. maddesini kaldırarak, düşüncenin suç olmaktan çıkanlması üzerinde uzlaşmaya varmalanna karşm, DYP grubu, bu değişikliğe direnecek. Moğultay'm, "nabız yoklama'amacıyla, siyasi parti grup yöneticileri ile başlattığı görüşmelerin ardından, düşünce özgürlüğü konusunda, 'saflar' da netleşmeye başladı. Düşünce özgürlüğüne düzenleme yapılması için başlatılan çalışmalar, hükümet ortaklannı böldü. DYP'de, Çiller ve kabine üyeleri, gümrük birliğine giriş sürecini dikkate alarak. düşüncenin suç olmaktan çıkanlmasına destek verirken, milletvekillerinin büyük çoğunluğu buna karşı çıkıyorlar. DYP milletvekillerine, ANAP ve MHP destek veriyor. Düşüncenin baştan beri suç olmaktan çıkanlmasını isteyen CHPye ise; DSP, RP ve BBP destek veriyor. DYP'de, Coskun Kırca, Yaşar Topçu, Etem Kefekçi, Ertekin Dumtürk, İsmail Köse, Cemal Öztaylan. Baki Tuğ un da aralannda bulunduğu çok sayıda milletvekili düşünce özgürlüğüne üişkin düzenlemelere, 'ülke bütUnlüğünün tehlikeye düşeceğp gerekçesiyle karşı çtkıyorlar. DYP'de, 'kararsız' milletvekilleri ise düzenlemenin kendilerine çok iyi anlatılması ve 'ikna cdihnekri 1 gerektigini dile getiriyorlar. DYP Bartın Milletvekili Köksal Toptan, düşünce özgürlüğüne ilişkin düzenlemelerin yapılmasına inandığını. ancak bu konuda bazı endişeleri olduğunu söyledi. DYP Kastamonu Milletvekili Münif Jslamoğlu, düşünce suçu nedeniyle hâlâ cezaevınde bulunanlann affina yönelik düzenlemeye karşı çıkacagını belirterek, "Suçlu olan insanları afTetmek doğru dcğil. Bu daha sonra kötü emsal oluşturabilir. Terörle Mücadele Yasası değisikliği ise daha tardşüıyor" diye konuştu. DYP Bolu Milletvekili'Nazmi ÇUoğJu, bu konuda grubun alacağı karara uyacağını, ancak kişisel olarak düşünce suçlannın affina karşı olduğunu söyledi. Çiloğlu. "Bu son derece hassas bir konu. Terörün her gün can aldığı bugünlerde, terörii ya> ın yoluyla da oba teşvik edenlerin affedilmcsinc karşı> ım. Bu memlelette. insaniar evlatlannı terör nedeniyle kaybediyor. Böyle bir ortamda, terör örgütünü yanlanyla teşvik edenkri affetnıek doğru degil" görüşünü savundu. düşünceleri açıklama ve yayma özgürlü- ğü acısından tartışılması gereken en önemli olgunun da. bu özgürlüğün sınır- lanıp sınırlanmayacağı konusu olduğu kaydedildi. Raporda, düşüncenin sınırlan- dınlabileceğının kabul edilmesi halinde bu sınırlamanın nereye kadar yapılabile- ceğı sorusu gûndeme getirilerek şöyle dendi: "Başka bir anlahmla sınırlamanın sını- rının ne olacağı konusudur. Her şeyden önce, genel olarak özgürlüğün, kişinin koruma alanını beluieme ve sınırlannı dü- zenJeme hakkuıa sahip olarak, düşüncele- rini açıklama ve yayma özgüriüğünü de sı- nıriama imkânına sahiptir. Devlet; özgür- lükleri sınırlama, kişinin serbestçe hareket edebileceği alanın sınırlannı belirleme im- kânını hangi ölçülerde kuüanabilir? Diğer bir anlatımla. özgürlükleri nereye kadar sınırlayabilir? Özgürlüğün sınırtannı be- lirliyorum derken devlet, bu sınırlan, öz- gürlüğü ve kullanılnıasını ortadan kaldı- rabilecek biçimde daraftabBir mi? Uhısal anayasalar ve uluslararası beigeler, devle- tin tüm özgürlükleri sınırlamasuıda, genel birtakım sımrlama ölçüleri getirdikleri gi- bi, her özgüriük için, o özgüriüğun nheli- ğine uygun olarak, ayn ayn da, smuiama özgürlügüne yer vermektedir." Raporda, anayasal düzenlemelerde, ce- za yasasının bazı maddelerinde, özel ya- salarda, düşünce özgürlüğüne aykın bazı düzenlemelerin halen yürürlükte oldüğu- nadikkatçekildi. Bu kısıtlamalann yanı sıra, TMY'nin 8. maddesinin düşünce özgürlüğü alanında önemli bir yasak getirdiği, son dönemler- de düşüncelerini açıkladıklan için hakla- nnda dava açılan 4 bin 298 kişi ile ilgili 1649 dava bulunduğu kaydedildi. Raporda, bu davalardaki tutuklu sanık sayısının 64, tutuksuz sanık sayısınm ise 423 olduğu belirtilerek son bölümde şu görüşlere yer verildi: "L'lusal ve uluslararası düzeyde pek çok tarüşma ve eleştiriye neden olan yürüriükte'ki 8. maddenin hangi vöntem, maksat ve düşünceyle olursa olsun TC'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bo/mayı hedef alan hük- mü bclirsi/Jikler içermek- tedir. Bu nedenle, mevcut 8. maddenin, düşünce ve anlatımın özgürlüğü ko- nusunda yaşanan somut bazı sorunlar karşısında. devletimizin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler dikkate alınarak yeniden düzenlenmesi zorunludur. Düşünce özgürlüğünün somut olarak, açık ve ya- kın bir tehlike doğurabile- ceği durumlarda, terör eylemlerini teşvik etmesi ya da doğrudan bu tür ey- İemlere yol açması du- rumlarında sınırlanabil- mesi mümkün olup bu, demokratik toplumlar için de geçerli bir uygula- madır. Sonuç, olarak, düşünceleri açıkla- ma özgürlüğü mutlak değildir. sınırlan- nıa/ değildir. Ancak, her ne kadar toplumu ve devleti rahatsız eden, şoke eden düşünceler söz konusu olsa da, bu düşüncelerin her ne se- bep, amaç ve yöntemle olursa olsun açık- lanmasının tamamen vasaklanması, bazı istisnalar dışında, demokratik değildir. TMY'nin 8. maddesinde yer alan düşünce yasağı kaldınlmalı, evrensel standartlar ve ölçütler uvgulanmaİL" TBMM Başkanvekili, Tunceli'de insanlann göçe zorlandığını söyledi Genç: Devletten şikâyetçiyhn CJPYIC tPYl ^ n s a n Haklan Komisyonu geçen yıl heyet gönderecekti. hâlâ gidemedi. *" Insanlann hayvancılıktan başka geliri yok, dağa hayvan çıkarmak yasak. tüulOSU'. Yatınm yok, köy okullan kapalı. İnsaniar göçe zorlanıyor. TUREY KOSE ANKARA - TBMM Başkanvekili ve Tunceli Milletvekili Kamer Genç. TBMM'de kendisine 100 mılletvekılinin "güvensizlik'' bildirmesine yol açan "Devlet Tunceli'de terörü değil, Tuncelilileri temizliyor gibi bir görüntü var" sözlerine açıklık getirerek. "Ben polise, askere karşı değilim. Şikâyetim askerden, polisten değil; devletten'*dedı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e de sorunlan aktardığını bildıren Genç, "Başbakan ile de görüşeceğim. Sağcılar ordu sevgisini suiistimal edip kendilerine paye çıkarmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı'nın Brezilya gezisi için 3 milyon dolar harcanıyor, Tunceli'ye vatırım yok" dedı ve devleti göreve çağirdı. Aralannda 16 DYP'linin de bulunduğu 100 milletvekili TBMM Başkanlığı'na bir dilekçe vererek Kamer Genç'e güvensiz- liklerini bildirdîler. Genç, dün Cumhuriyet'in bu konudaki sorulannı yanıtlarken, "Önemli olan kendi grubu- nıuzun güvenidir. Davranışları cehalet- lerindendir. Bunların işleri karadüzen. Kendilerine bir hava veriyoriar, sanki bu memleketi. orduyu sadece onlar düşünü- yor. Bunlan istismar edip kendilerine paye çıkarmaya çalışıyorlar'" dedi. cek yer göstersinler. Cumhurbaşkanı'na da söyledim. Asker, polis de zor şartlarda yaşıyor. Askeri, polisi suçlamıyorum. Benim isteğim. şikâyetim devletin yöneti- minden. Yoksa, övle işkence şikâyeti falan almadım oradan çok fazla. Benim istediğim, devlet bu insanları yerinden edecekse yer versin, yurt versin. Geçen \il hayvanları dağa çıkarmadılar. PKK'nin kökünü kazımadılar, PKK orayı üs olarak seçti. O insanlann havvanlarını dağa çıkarması lazım. Ya hayvanlannı alıp Et Balık Kurumu'na versinler va da yer göstersinler. Çok büyük işsizlili var. Köy okullanmn hepsi kapalı. Hiçbir köy yolu- na Köy Hizmetlcri'nin greyderi bile girmemiş iki senedir. Ebe yok, hemşire yok, öğretmen yok.*" Cumhurbaşkanı Süleyman Demırel'in son yurtdişı gezisi için 3 milyon dolar harcandığına dikkat çeken Genç. Tunceli'de ne özel sektörün ne de devletin yatırımı olmadığını anlattı ve devleti göreve çağırdı. Göç oranı \ üzde 80 Genç, seçim bölgesindeki insanlann sıkıntısıııı dile getirmek istediğini vurgu- layarak şunlan söyledi: "Köylülerin yüzde 80'i yerlerinden göç etmiş. Ya ahırda ya çadırda ya dışarda insaniar. Ben o yerin milletvekiliyim. İçişleri Bakam'na verilen bilgiler yanlış. Geçen vıl ekim ayında İnsan Haklan Komisyonu Tunceli'ye heyet gönderecektL Hâlâ gitmedi, vok efendim can güvenlik- leri yokmuş da. Niye gidemediler? Ben her şeyden önce oranın milletvekiliyim. Kendimizi makamlar, mevkiler için satan insaniar değiliz. Ülke sorunlaruu en yalın şeküde dile getirmek, bu sagdaki partileri niçin rahatsız ediyor? Bunlar bu halkın düşmanı mıdır?" Genç, orduyu karşısına almadığını belirterek, "PKK'nin nerede olduğu belli, yerieri yurtlan beüi. Onun yerine halkın üzerine gidiliyor, halk göçe zorlanıyor" dedi. Genç. Tunceli'nın sorunlarını Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e ilet- tiğini, Başbakan Tansu Çiller ile de görüşeceğini söyledi. Genç, halkın çok zor durumda olduğunu vurgulayarak söz- lerini şöyle sürdürdü: "tnsanlar dışarıda, açıkta yatıyorlar, yiyecek, içecek yok. Köy ler boşaltılıyor. Tanıam boşaltılsın. karşı çıkmıyoruz; ama köyünden çıkanlan insanlara ikamet ede- Polisin gözaltına aldığı insanlardan haber alınamıyor Gözaltında kayıplar nerede? tstanbul Haber Servisi - Çok sayıda kişinin ölümüyle sonuçlanan Gaziosmanpaşa ve Ümranive olaylarının acısı belleklerden silinmezken. gü- venlik güçlerınce gözaltına alındığı öne sürülen kişılerden günlerdir haber alınamıyor. 21 Mart 1995 tarihınden bu yana haber alınamayan Tunceli do- ğumlu Hasan Ocak da bunlar- dan yalnızca biri. Başvurduk- lan hiçbir yerden karşılık ala- madıklannı söyleyen Ocak ai- lesi. umutla Hasan'ın geri dönmesini beklıyor. Gaziosmanpaşa ve Ümrani- ye'de meydana gelen olaylann üzerınden neredeyse bir ay geçtı. Olaylann ardından gö- zaltına alındığı savunulan 30 yaşındaki Hasan Ocak'ın 'kaybedilmek istendiği' öne sürülüyor. Ocak ailesi. 21 Mart 1995 tarihinde Gedıkpa- şa'daki çalıştığı kafetaryadan balık almak üzere aynlan Ha- san Ocak'tan haber alamama- nın üzüntüsünü yaşıyor. Anne Emine Ocak. kızkardeşler Maside ve Hüsniye Ocak. Ha- san ve onun gibı dığer kayıp- lann bulunması amacıyla Is- tanbul Valıliği önünde yaptık- lan oturma eylemi nedeniyle gözaltındayken baba Ocak ve Hasan'ın kardeşi Aysel Ocak- kamuoyunu duyarlı olmaya çağırmak amacıyla umutla ga- zetemize başvuruyor. Hasan'ın kaybolduğu gün, saat 15.30 sıralarında ışten, balık almak üzere çıktığını, daha sonra telefonla arayarak eve geleceğıni söylediğıni be- lırten baba Ocak, hastaneler ve karakollan aramanın da bir Baba Ocak ve kızkardeş Aysel Ocak, Hasan Ocak'ın bir an önce buhınmasını istivor. sonuç vermedığinı belirtiyor. Daha sonraki günlerde emnı- yetin, bu isimde bir kişinin gözaltına alınmadığını söyle- diğini belirten baba Ocak, elindeki dosyayı göstererek şunlan anlatıyor: "Şu an Sağmalcılar Ceza- evi'nde bulunan bazı kişiler, oğlumu gözaltında bulunduğu sırada gördüklerini belirten ifadeler verdi. Bunlardan bir tanesi Hasan'ı İstanbul Emni- yet Müdürlüğü'nün Vatan Caddesi'ndeki yeni binasının bodrum katında sorguya götü- rülürken gördüğünü, kendisi- ne işkence yapıldığını anlatı- yor. Bir diğeri ise İstanbul Em- niyet Müdürlüğü Terörie Mü- cadele Şube Müdüriüğü'ndeki parmak i/i listesinde Hasan'm adını gördüğünü sövlüyor. Ta- nıkların oğlumu gördüklerin- de tarif ettikleri giysilerie kay- bolduğu gün giydiği giysiler aynı. Hasan'ın yaşanundan en- dişe duyuyoruz.'" 'Duyarlı bir insandı' Kızkardeşi Aysel Ocak ise Gazi Mahallesi'ndeki olaylar nedeniyle çok sayıda kişinin gözaltına alındığına dıkkat çe- İcerek "Ağabeyim duyarlı bir irsandı. Çevresinde de bilgili olduğu için 'hoca' diye bilinir- di. Kaybolduğunda üzerinde 90-100 milyon lira para vardı. Polis belki de bu paradan şüp- helenerek gözaltına almış ola- bilir. İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, gözaltına alınan iki kişinin adının kamuoyuna açıklanmayacağını söyledi. Tüm kayıp yakınları "benim çocuğum mu' diye düşünüyor. Bu isimler kamuoyuna açık- lansın" diye konuşuyor. Hasan kaybolduktan sonra çok zor günler yaşadıklannı söyleyen baba Erdoğan'ın gözleri dolu- yor. Günlerce bekleyişe rağ- men umudunu yitirmeyen yaş- lı adamın söylediği son sözler "Yalnızca oğlumu istiyorum. başka bir şeyi değil" oluyor. BIRBAKIMA SERVER TANILLI La Fontaine in Masalları Arada bir konu değiştirmeli, boğulacağız yoksa! Önce, belleklerinizi tazeleyeyim: Fransa'da 17. yüzyıl düşünce ve edebiyatının nasıl doruklarla do- nandığını bilirsiniz. Romaneskin ve barokun çağıdır bu; onu bir klasik kuşağın ortaya çıkışı izleyecektir. Felsefede Descartes; tiyatroda Corneille, Raci- ne, hele hele Moliere. Bütün bu gelişmeler, nasıl olur da felsefi düşüncede büyük bir uyanışa yol açmaz? La Bruyere'i, Fenelon'u ve özgür düşün- cecilerı, bir Bayle'i, bir Fontenelle'i hatırlayıntz. Onlara, "Eskilerle "Yeniler" arasında kıran kırana bir kavga da eklenir. Ve haydi 18. yüzyıla, yani "Aydınlıklar" yüzyılına! işte o doruklardan bir başkası, La Fontaine, ölü- münün 300'üncü yılında anılıyor Fransa'da. Hak- kında yazılar, kitaplar; yalnız Fransa'nın değil, ev- rensel edebiyatın da bir değeri olduğundan, başka uluslar da katılacaklardır bu anışa. La Fontaine deyince masalları gelecektir elbette hatırınıza. Daha okuldayken. onunla mutlaka karşı- laşmışsınızdır. Masallarında da hayvanlan konuştu- rur; ve oradan kalkıp kendi toplumuna ve çağına dokundururken, insanlara da dersler çıkanp verir. Yer yer karamsarlık taşısa da, içlerindeki özellikle mizah tuzu ve biberi dolayısıyla, eşsiz güzellikte şi- irlerdir bunlar. Tatlarına doyulmaz özetle. Pek doğal söyleyeceğim: 19. yüzyılda, Avrupa kültür ve edebıyatına yüzümüzü çevirirken, okuyu- culara ilk tanıtılan yazarlardan biri de o olmuş. Ye- nilık hareketinın başını çeken Şinasi,arkasından da Recaizade Ekrem, birkaç parçayla da yetinseler, La Fontaine'i tattırmışlar okuyuculanna. Ama bu büyük yazarın kültürümüze asıl girişi Orhan Veli'nin çevirileriyledir; onun ustalığını orta- ya koyduğu bir yer de, Nasrertin Hoca hikâyeleri- nin yanı sıra, işte bu masallardır. Adam Yaytnlan, her ikısinı bir arada okuyuculanna sunmakla, eşsiz bir hizmette bulunmuştur; kitaplığınızdan eksik et- meyiniz ve sevdiklerinıze vereceğiniz armağan da bu olmalı şu sıralar. Bir örnek istiyorsunuz değil mi? Buyurunuz, Orhan Veli'nin çevirisiyle, La Fonta- ine'in ünlü Kurtla Köpek masalı! Zafiyetten çiroza dönmüştü kurdun biri; Köpekler, aksine semız mi semiz Bu kurt bir gün bir köpeğe rastladı; iri, Güzel, besili bir köpek; tüyleri tertemiz "Atıhp bunu bir parçalamalı" Diyordu içinden kurt cenaplan. Boğuşmayı da göze almak lazımdı fakat, Köpek deseniz kendini, hakikat, Koruyabilecek kadar anaçtı. Bunu gören kurt pek sessiz yanaştı. Biraz aşağıdan alıp dildökeyim diye, Hayran olduğunu söyledi bu semizliğe. "- Güç bir şey değil, sayın efendimiz, Dedi köpek, böyle benim gibi semirmeniz. Vazgeçin, bırakın bu ormanlan, Nedir bu ormanlardan çektiğiniz; Sersefil, perişan, aç bilâç? Açlıktan nerdeyse öleceksiniz, Hepiniz fülûsuahmere muhtaç. ' *' Adeta aslan ağzında yiyecekleriniz. Gelin benimle, bemen değişsin kaderiniz." Kurt sordu: "- Peki, işim ne olacak?" "Hiç! dedi köpek, sadece adam kovalamak. Vazıfeniz yabancılara şiddet, Evdekilere hürmet göstermekten ibaret. Ama karsılığında neler, neler! Sizindir artık evin sayısız yemekleri. O ne piliç, o ne kuş kemiklen! O ne sonsuz okşanıp sevilmeler!" Kurt ne diyeceğini şaşırmıştı. Sevincinden adeta gözleri yaşarmıştı. Derken baktı ki köpeğin boynunda biryara. "- Bu ne?" dedi. "- Hiç!" "- Nasıl hiç?" "- Mü- him değil yani." "- ama ne?""- Bağlamak için tasma takariarya, Gözünüze ilişen herhalde onun yeri." "- Bağlamak mı? Serbest dolaşamaz mısınız?" "- Pek dolaşamayız, ama ne çıkar?" "- Ne mı çıkar? Yerinde dursun saltanatı- nız. Hani hazineler bağışlasalar Zerre bile feda edemem hürriyetimden." Deyip bizim kurt oradan uzaklaştı hemen. Boyunlartnda tasma yarası ya da izi taşıyan baş- ka köpek kılıklılara da okur musunuz bu masalı lüt- fen!.. Amaç, söylentileri etkisiz kılmak 'GAP'la kıyamet kopacak 9 söylentisine özel hutbe MEHMET FARAÇ ŞANLIURFA - Harran ve çevresinde bazı köy ımamlannın Hz. Muham- med'in hadislerinden yola çıkarak yaydıklan "Fı- rat'ın suyu gehrse kıyamet kopacak" biçımindeki propagandayı kırmak amacıyla özel hutbe ha- zırlanıyor. Fırat'ın Harran'a yak- laşmasıyla bırlıkte bazı köy ımamları ile onların etkisındeki çevreler tara- fından sürdürülen propa- gandayı etkisiz hale getir- mek amacıyla başlatılan "su eğitimi çahşmalan' da etkili olamadı. İl müftülü- ğü bunun üzerine Hz. Muhammed'in hadisinin doğru yorumlanacağı bir hutbe için hazırlıklara başladı. Cuma gününden itiba- ren başta Harran'da sulu tarımın başlayacağı tüm köylerdeki camilerde oku- tulacak hutbe ile 'pey- gamberin hadisi doğru bi- çimde yorumlanacak.' Şanlıurfa İl Müftüsü Bahattin Bildik, Hz. Mu- hammed'in bazı hadisleri- nın yanlıs; yorumlanması- na resmı ımamlann katıl- maması gerektigini belir- terek "Vlne de bazı arka- daşlanmızı müftülüğe ça- ğırdım. Fırat, Harran'a bereket, banş ve kardeşlik getirecek. Peygamber efendimizin bazı hadisleri- nin yanlış yorumlanması Uzücü. Önümüzdeki hafta tüm camilerde okutulmak üzere bir hutbe hazırla- maya başladık. Hutbe, Fı- rat'ın banş, kardeşlik ve bereket getirmesini içere- cek" dedi. Müftülük yetkilileriyle imamlann da katıldığı 'su eğitim çalışmalan'na kar- şın yanlış propagandanın nasıl yayıldığı bölgede merak konusu. DSI'nin sulama çalışmalannı izle- yen bir üst düzey yetkili şunlan söyledi: "Bazı yerel imamlar. krt dini bilgileriyle hadis yo- rumluyorlar. Bir de büyük toprak ağaları köylüyü huzursuz ermek amacıyla bu propagandaya çanak tutuyoıiar." Harran Belediye Başka- nı tbrahim Özyavuz da Hz. Muhammed'in hadis- lerinin yer aldığı Sahih-i Müslim'de yer alan "Fı- rat'ın altın bir dağ üzerin- den açılması yakındır. Orada kim bulunursa on- dan bir şey almasın" şek- lindekı hadisin yanlış yo- rumlandığını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle