03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 NİSAN 1995 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 POLİTİKADA SORUNLAR ERGUN BALCI B Baştarafı 11. Sayfada prenslerin, Batı'nın etkisi altında kaldığı, Islam'a ihanet et- tikleri öne sürülüyor. Liberal muhalefet ise, demokrasi isti- yor. Bu tabloya ülkenin doğusunda yaşayan Şii azınlığın giderek artan huzursuzluğunu eklemek gerekiyor. Bahreyn, Körfez'de kaynayan diğer bir ülke. Nüfusunun % 70'i Şiilerden oluşan Bahreyn aylardır kanlı gösterilere sahne oiuyor. Şiilerin, Sünni yönetime karşı düzenledikleri gösterilerde son olarak geçen hafta 2 kişi öldü, çok sayı- da insan yaralandı. 1975'te kapatılan parlamentonun tek- rar açılmasını isteyen iki muhalefet grubu, Bahreyn Kur- tuluş Hareketi ve Bahreyn'in Kurtuluşu İçin Islami Cephe Emir El Halife rejimine karşı giderek sertleşen bir müca- dele veriyorlar. Kuveyt'te de Emir El-Sabah'ın otoriter yönetimine karşı halkta tepkiler artıyor. ••• Iran'la Irak'ı en büyük düşman ilan eden, petrol bölge- sindeki kaleleri de sallanmakta olan ABD'nin yöredeki ayağını sağlam basabileceği, enerji kaynaklannı denetle- yecegi bir sıçrama tahtasına, üsse ihtiyacı vardır. Kuzey Irak'ta kurulacak bir Kürt devleti tümüyle ABD'ye bağlı olacağından bu işlevi yerine getirebilir. Ancak bu olgunun Türkiye, Iran ve Suriye'nin sert tep- kilerine yol açacağı açıktır. Ama asıl sorun güneydedir. Kuzey Irak'ta bağımsız bir Kürt devleti kurulduğu takdirde, güneydeki Şiiler de Bağ- dat'tan kopup bağımsızlığa yönelmek isteyeceklerdir. Irak'ın güneyindeki bağımsız Şii devletinin gözlerini ilk çe- vireceği ülke ise yanı başındaki Şii Iran olacaktır. Bah- reyn'in nüfusunun da % 70'inin Şiilerden oluştuğu düşü- nülürse, Körfez'deki dengenin ansızın Iran'ın lehine döne- ceği kolayca görülebilir. Böyle bir gelişme ise gerek Sünni Suudi Arabistan ve Kuveyt gerekse ABD için tam bir kâ- bustur. Körfez'in Iran'ın etkinliği altına girmesinin Suudi Arabistan ve Kuveyt'teki Şii azınlıkları da kışkırtacağı açıktır. ••• Peki. bu felaket senaryosunu kim önleyebilir? t Saddam Hüseyin. Evet ilginç bir rastlantı olarak, Saddam, şu anda Irak'ı bir arada tutabilen, Şiilerin kopup Iran'a kaymasını önle- yebilen tek adam. Başka bir deyişle, ABD'nin Saddam'a ihtiyacı var. Işte ABD'nin Körfez'deki ikilemi de bu. Hem Sad- ctam'dan nefret ediyor, hem de onun yerine Irak'ı bir ara- da tutabilecek başka adam bulamadığından Saddam'a ihtiyacı var. Anımsandığı gibi Körfez Savaşı'nın bitiminden hemen sonra Saddam güneydeki Şii ayaklanmasını ezerken yanı başındaki Amerikan ordusu bu olguyu seyretmekle yetin- mişti. ABD, Saddam'ı ezmişti, ama Irak'ın parçalanmasını da meydan Iran'a kalır korkusuyla istemiyordu. Özetle, ABD'nin kuzeyde bağımsız Kürt devieti kurma- sı, Türkiye, Suriye ve Iran'ın tepkilerinin yanı sıra, güney- de VVashington'u güç durumda bırakabilecek gelişmelere yol açabilir; Iran petrol bölgesinde egemen güç olarak sahneye çıkabilir. ABD, şu anda Kuzey Irak'ta elinin altında özerk bir Kürt birimi bulunduruyor. Ama onunla ne yapmak istediğini sanırız kendisi de tam olarak bilmiyor. Körfez'de tam bir belirsizlik ortamı hüküm sürüyor. Ke- sinlikle söylenebilecek tek şey, bölgenin önemli gelişme- lere gebe olduğu. Bir defterden H Baştarafı 2. Sayfada rime alıyonım. Thomas Hobbes, bu ünlü yapıtının 14. bölûmünde şöyle diyor: "Doğal hak nedir? Yazarlann genellikle jusnaturalis dediklen DOĞAL HAK, kendi doğasını, yani kendi hayatını korumak için kendi gücünü dılediği gibi kullanmak ve kendi muhakemesi ve ak- lı ile bu amaca ulaşmaya yönelik en uygun yöntem olarak kabul et- tiğj_her şeyi yapmak özgürlüğüdür. Özgfirlük nedir? Özgürlükten, sözcüğün doğru anlamı ile dış en- gellerin vokluğu anlaşılır: Bu engeller, çoğu zaman, insanın dile- diğini yapma gücünün bir bölümünü elinden alabilirler; fakat ken- disinde kalan gücü muhakeme ve aklının emrettiği şekilde kullan- maktan onu alıkoyamazlar." , • Sokaklar Sokağa çıktım, dünyayı yeni görüyonnuş gibi oldunı. Kediler, köpekler, kuşlarda sokaklan kullanıyorlar. • İtalyan Hermetik Şiiri Bir antoloji. Şairlerin büyük çoğunluğunu tanımıyorum. Şunu söyleyebilirim ki, tam oiarak "kapab" diyebileceğim birşiirle kar- şılaşmadım. Çeviri. en kapalı şiiri bile anlaşılır kılar. İlkbahann İlk Gecesi Ölen ne, ve doğan şu an ufalarken gökgürültüsünün homurtusu gecenin yüksekliğini, bahann uykuyu bölen beklenmedik muştusu... Kuşaktan kuşağa insanlar, yenilenler ve ağnlannın övüncü ile yükselenler, acıda derin çağlar geçmiş iç içe, bir ezinçte, tek bir noktada zorluyoriar, itiş kahş, ve sızlanıyor ve gıcırdıyor sütundan sütuna zifir köprü son kemere ve bitid. köklerini meyveye germiş. Sancının üstüne götürüyorum elimi, dinliyorum. Bahann ilk gecesi, kabarmış olmakîa olacak arasında lime lime. Akar AH Sinnen yurt dışındaydı, dönmüş, telefon etti: - Hayatında akar sahibi olmamış bir adamın heykeli hiç Akaret- ler'e dikilir mj? dedi. 'Kararlar bizi bagLamaz' • Baştarafı 1. Sayfada sa bütün dünyanın başı ağrıya- cakti. PKK, kaynaklannı yasadt- şı kaçakçılıktan sağlamaktadır. Batı'nın genç beyinlerini zehirle- mekte, onlardan aldıklan kay- naklaria silah alıp bizûn ülkemi- zin insanlannı vurmaktadır. Amacımız PKK'dir. En kısa za- manda, en az zayiatla buradan çekileceğiz. Ülkeye yönelik teh- didi kakbrmak biziın görevi- miz." Batı"nın, insan hakJan ve de- mokrasiyi korumak için Türki- ye'ninterörlemücadelesini des- teklemesi gerektiğini kaydeden Çiller, Türk Silahlı Kuvvetle- ri'nin Kuzey Irak'ta kalıcı olma- dığını anlatırken, "Kuzey Irak halkıy la kardeşlik bağımız dışın- da hiçbir bağunız yoktur" dedi. Başbakan Tansu Çiller, "Tür- kiye kendini demokrasiye, insan haklaruıa adamıştır: çağdaşyol- da, kendi kaynaklanyla doğru yoluna devam edecektir. Ve doğ- ru yolun teminatı DYP'dir" diye konuştu. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Çetin, uçaktaki görüşmemizde sözlerini önceki akşam CNN'e verdi- ği demeçteki bir tümcesini yineleye- rek başladı: - Batı, operasyona bu kadar karşı çıktığına göre, acaba biz Körfez Sa- vaşı'nda Batı'yı desteklemekle hata mı ettik? Elbette böyle bir şey yok. Bu nite- leme, Kuzey Irak'ta Körfez Savaşı'nın sonunda doğan boşlukta Batı'nın da payının bulunduğunun diplomatik bir dille ifadesinden başka bir şey değil. Çetin, 10 nisanda da Belçika ve Hollanda'ya gidecek. CHP lideri, Inö- nü'nün temaslarını da yakından izli- yor. Hurd'le görüşmeden önce Inönü- Kinkel görüşmesinin kriptolarını gözden geçirdi. Çetin, gazetecilerie sohbetini istediği gibi yönlendirebilen bir lider. Zaman zaman çok konuşup hiçbir şey söylemeyebiliyor. Ancak, Kuzey Irak'la ilgili iki konuda ağzı ki- litli: - Bölgede geçici bir çözümden söz ediliyor, nedir bu? - Aynntılara girmem. - Çekiç Güç'ün bölgedeki deneti- mi sağlayamadığı gibi değeriendir- meler var. Çekiç Güç 'ün varlığını söz konusu edecek misiniz? - No comment (Yorum yok). Çetin, Demirel'le iyi anlaşıyor. Diplomasi Harekâtı... Cumhurbaşkanı, Almanya Başbaka- nı Kohl'e gönderdiği mesajda, "Çe- kiç Güç'ün altından yılan çıkmıştır" demişti. Görünen o ki, Kuzey Irak'ta kalıcı çözüm uzak. Başta ABD olmak üze- re Batı, Saddam'lı bir çözümü henüz içine sindirebilecek durumda değil. Bush'un, Thatcher'ın düşüşünü gö- ren Saddam, belki Mitterrand ile Kohl'ün gidişine de tanık olacak. O zaman konu, "geçici çözüm "de düğümleniyor. Çetin de tıpkı diğer li- derler gibi aynntılara girmiyor. Çetin'in sorulanmıza verdiği yanıt- lann aynntılannı diğer sütunlarımızda bulacaksınız. Çetin'in eski dostu Hurd'le yaptığı görüşmede sadece "diplomatik ifadeler" değil, 30x60 cm ebadında bir harita da vardı. Ha- ritada iki önemli nokta dikkati çeki- yordu. Sınırdaki koyu kahverengiyle gösterilmiş dağlık bölgeler ve Irak'ın içine doğru ilerledikçe sarılaşan düz alanlar. Dağlık bölgenin üzerinde Türk Si- lahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'a gir- diği noktalar siyah çizgilerle işaret- lenmiş. Çetin, haritayı gösterip sınır- da yer yer 2500 metreyi bulan dağ- ların yer aldığını ve bölgenin sürekli kontrolünün olanaksız olduğunu an- latıyor. Operasyonun, bu bölgenin te- mizlenmesi ve arkasındaki düz ara- zideki kampların ortadan kaldınlma- sını amaçladığını vurguluyor. Çetin'den Hurd'e mesajlar Ingilizler bölgeye tabii ki yabancı değil. Yüzyılın başında elterine cetve- li alıp bazı sınırian kendileri çizmişti. Çetin, Hurd'e şu temel mesajları ver- di: 1. Size operasyonun amaçlannı sı- raladım. Bu gerçekleşmeden bölge- den aynlmayız. Kesin süre vermek olanaksız, ancak haftalarla ifade edebiliriz. Dağlık kesimlerde mağa- ralar var. 1 hafta 10 gün daha sakla- nalım diyebilirier. 2. Sivil halka en küçük bir zarar gel- memesi için olağanüstü çaba harcı- yoruz. Mart sonundan itibaren böl- geye elektrik vermeye başladık. 1994'te 13 milyon dolar insani yar- dım yaptık. Bu yıl 12 milyon dolar da- ha yapıyoruz. 3. Bu bölgeyi artık denetimsiz bı- rakamayız. Çözüm de yerel güçlerle diyalogdan geçiyor. Barzani ve Ta- labani, işbihiğine sıcak. 4. Barzani ve Talabani ile diyalog konusunda sizin yapabilecekleriniz ne olabilir? 5. Kuzey Irak'ta kesin çözüm, 688 sayılı BM karannın yaşama geçiril- mesinden, yani Irak'ın toprakbütün- lüğünün tesisinden geçiyor. Irak'ı he- men Saddam diye düşûnmeyin, biz devlet olarak algılıyorvz. Sözünü et- tiğimiz çözümde Kuzey Irak halkının Bağdat'la banşması gerekli. Böyle bir durumda Irak yönetimi eskisi gi- bi Kürtlere yönelik bir harekette bu- lunamaz. O dönem geride kalmıştır. Buna Türkiye de seyirci kalmaz. 6. Ambargonun kalkması için Irak'ın yapması gereken nedir? Bun- lan net biçimde ortaya koyalım. Irak tekrardünyayakazandınlabilir. Irak'ta artık şu kanı yerleşti, "Biz ne yapar- sak yapalım, görünmez bir gündem var". Böyle diyorlar. 7. Terörün ne demek olduğunu siz de çok iyi biliyorsunuz. Bütün bun- lara hayırdiyorsanız, siz çözüm öne- risi getirin. Mesajların özeti buydu. Çetin'le uçaktaki sohbetimizde konu bir ara Batı'nın operasyonla "fazla uğraş- ma"nedenlerinegeldi. "ÖnceleriFi- listin vardı, orası bitince..." dedi. Çetin, 4 saatlik uçak yolculuğunun gazetecilerle sohbet ve temas hazır- lıklarından arta kalan bölümünü bul- maca çözerek geçirdi. Boşluklan hız- la doldurdu. Sanınm, dergideki bul- maca, Kuzey Irak ve Batı bilmecesin- den daha kolaydı. Edes serbest Qvan'a 7 yıl İzmir'in Venişehir yöresindeki genelevlerde iş bırakma' eylemi yapan hayat kadınlannın işbaşı yapmalan için bazı e\lerin patronlan durumıı polise bildirdi. Genelevde 'iş bırakma' eylemi îzmir'deki 300 kadar genelev kadını kan tahlili ücretlerinin arttınlraasma tepki göstererek, zamları protesto etti İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - lşçiler, memurlar, öğrenciler ve toplumun diğer katman- lanndan sonra yaşam pahalılığı ve enflasyona kar- şı genelev kadınlanndan da ses geldi. İzmir'de ge- nelevde çalışan 300 kadar kadın 3 ayda bir yine- ledikleri kan tahlili bedellerine yüzde iki yüzü aşan oranda zam olunca, dün "iş bırakma" eyle- mi yaptı. İzmir'de Yenişehiryöresindeki genelevlerde ça- lışan hayat kadınlan enflasyona Ve hayat pahalılı- gına karşı harekete geçtiler. Üstelik birçoklannı şaşırtıcı biçimde eylem yaparak. Genelevin soka- gına taşan ve girişteki demir parmaklıklan kapa- tan kadınlar, "arük yeter" diye haykırdılar. Enf- lasyon ve hayat pahaİılığıydı dertleri. Aralanndan biri çıktı ve bağırmaya başladı: "Daha önce bir milyon liraya yaptirdığımız kan tahlilleri şimdi 3 milyon 700 bin lira oldu. Bu ko- şullarda bu paray ı ödeycmeyiz." Zamlan alkışlarla protesto eden hayat kadınla- n arasında. çektikleri diğer güçlüklerden ve pat- ronlanndan yakınanlan da vardı. Başka bir kadın çevresindeki gazetecilere şun- lan anlatıyordu: "Daha önce kan tahlili için 500 bin lira veriyor- duk, bu rakam bir mihona çıkarıldı. Şimdi son zamla 3 mihon 700 bin lira oldu. Kan için verdiği- miz3 milyon 700 bin liraya,yol parasını da ekledi- ğinıizde giderimiz 4 milvonu aşıyor. Bizim bu pa- rayı ödememiz olanaksız. O nedenle işi bırakıvo- ruz. Eğer bu parayı patronlar öderse o zaman ça- hşınz. Aslında kan tahlili giderlerini patronlann ödemesi gerekiyor. Çünkü kazancımızın büy ük bir bölümünü patronlar alıyor. Sigorta pirimk'rimizi bile kendimiz ödüyoruz. Kısacası kan tahlillcrine yapılan zam geri alınsın istiyoruz." Gelirlerinın düşük olduğundan yakman hayat kadınlan, "VTzite ücretimiz 120 ile 250 bin lira ara- sında değişiyor. Gün oiuyor siftah etmeden e\1mi- ze gidiyoruz. Para kazandığımız günlerde kazan- cımızın büyük bir bölümünü patronlar alıyor. Al- dığımız para ile ev kirası mı verelim, çocuklanmı- za mı bakalım? Ne y apacağımızı şaşırdık" diye ya- kınmalannı sürdürüyorlar. Toplumun bir kesiminde kendilerine 'köle' gö- züyle bakıldığını vurgulayan bir başka kadın da- ha öfkeliydi: "Artık bizim de gözümüz açıldı. Köledegiliz. kö- le muamelesi yapılmasını da istemiyoruz. Kadın kuruluşlan bizlere sahip çıksın" Genelevlerde insan haklannın sürekli ihlal edil- diğine dikkat çeken kadınlar. gazetecilere "İnsan haklan savunuculan gelsinler, bizim yaşamımızı görsünler. Siz bizim sesimizi duyurun^dedılcr. Iş bırakma eylemi yapan hayat kadınlannın iş- başı yapmalan için bazı evlerin patronlan duru- mu polise bildirdi. Olay yerine gelen güvenlik güçleri kapılann önünde toplanan kadınlann dağılmalan için uya- nda bulundu. lş bırakmada kararlı olan kadınlar olaysız dağıldılar. Ancak müşteri kabul etmeye- ceklerini açıkladılar. DemireFiıı aldı Türkiye'de AYDBV ENGtN BUENOS AIRES - Cumhur- başkanı Süleyman Demirel Ar- jantin, Şili ve Brezilya'yı kapsa- yan 14 günlük Latin Amerika gezisini iki gün kısalttı. Cum- hurbaşkanı, "Bunun Türkiye'de, Kuzey Irak'ta olup bitenleıie hiçbir ilgisi yoktur. Bu kadar müddet içinde gezinin hedefini bulacağuıı gördük" dedi. Demi- rel. "Brezilya'daki fahri başkon- soloslara Sao Paulo veya Rio'ya giderek konsolosluk mührii ver- mek yerine onlan başkent Bra- silia'yaçağırdık" dedi. Demirel, Cumhurbaşkanı Ve- kili Hüsamettin Cindoruk ve Başbakan Tansu Çiller ile ko- nuştuğunu ve Dışişlen Bakanı Erdal İnönü'nün de kendisini Washington'dan arayarak te- maslan hakkında bilgi verdigi- ni bildirdi ve "Ankara ve dışın- da bizi rahatsız edecek önemli bir sorun yok" diye konuştu. Arjantin'deki resmi temasla- nnı tamamlayan Cumhurbaşka- nı Demirel, Buenos Aires'teki NÜSHET GÖKSUN SAY ARSGALERİ Ankara 7 Nisan - 7 Mayıs 1995 Açıhş: 7 Nisan 1995 Cuma Saat: 18.00 Tel: (0312) 437 44 70 son gecesinde bir basın toplan- tısı düzenledi. Basın toplantı- sında, gezinin Brezilya bölü- mündeki Sao Paulo ve Rio de Janeiro programını çıkardıklan- nı bildiren Demirel, bu durum- da 14 nisan cuma günü yerine 12 nisan çarşamba günü Ankara'da olacağını söyledi. Demirel, "Cumhurbaşkanı Veküi, Başba- kan ve Dışişleri Bakanı ile telefon görüşmeleri yaptınız. Kuzey Irak'taki durunı Türkiye'yi da- ha değişik bir yöne mi çekmek üzere" şeklindeki bir soruyu. "Hayır, Kuzey Irak'ta ne plan- landıysa o yapılıyor. Telefon gö- rüşmeleri devletin normal bir prosedürüdür" diye yanıtladı. Gazetecilerin sorulannın Cin- doruk ve Çiller ile yaptığı tele- fon görüşmelerinde yoğunlaş- ması üzerine Demirel, Türki- ye'de olup bitenler hakkında sa- at başı bilgi aldığını belirterek "Şu saatte ülkemde neler oldu- ğunu en ufak detayına kadar b\- liyorum. Buna rağmen Cum- hurbaşkanı Vekiü ve Başba- kan'a 'Ne yapıyorsunuz, ne var ne yok' diye sormam gayet do- ğaldır. Görevimin kabıdır" dedi. Dışişleri Bakanı İnönü'nün Kuzey Irak operasyonu ile ilgili temaslan hakkında ne tür bilgi- ler verdiğinin sorulması üzerine de Demirel şunlan söyledi: "Amerika, Türkiye'nin terör- le mücadelesini anladığuuve des- tek verdigini, Kuzey Irak hare- kâtının terörle mücadelenin bir parçası olduğunu kabul ediyor. Ama 'Buradan bir an önce çı- kın' diyor. 'Orada ıstediğiniz ka- dar kalın' diyen hiç kimse yok. Bu sır da değil. Avrupa ajansla- nna ve gazetelerine baktığınız zaman tabak gibi görünüyor. Burada insanlar toplanmış Tü- kiye'deki insanlan katlediyor. Biz Batı'ya bunun bir zaruret- ten doğduğunu anlatmaya de- vam edeceğiz. Sabnnızı rüketme- yeceksiniz. Sıkıntı ve derdinizi aıuatacaksınız. Batı, bazı şeyieri anlamakta zorluk çekiyor. Terö- rün bir hakkın peşinde olduğu gibi birtakım intibalar Batı'nın kafasımn arkasında var. Türki- yebu kadar haklı olduğu bir me- seleyi anlarmakta bir süre daha sıkıntı çekecek." Cumhurbaşkanı Demirel, kendisi için yazılan 'havadade- mokrat' biçimindeki gazete ha- berlerinın hatırlatılması üzerine de söylediklerinin oldukça çar- pıtıldığını kaydetti. Demirel, şöyle devam etti: "Söylediklerimde hiçbir tutar- sızlık yok. Ben karada ne isem, havada da ojıım. Türkiye'de ne isem Arjantin'de de oyum. Te- mel prensipler bakımından hiç tavizvermedim. Milletiradesi sa- \nnmasinu kav gasını yapbm gel- dim. Beni buraya getiren de odur. Demokrasinin daha iyi iş- lemesini savundum geldim. lcap eden pek çok şeyi yaptım. Bugün ülke bir uçtan bir uca aydınük- sa, ber kasabada lise varsa, 57 yerde Universite kuruluyorsa, hepsinde ben varun." • Baştarafı 1. Sayfada la kucaklaştı. Selim Edes'in avukatı Uğur Alacakaptan ise savunmasında "rüşvet" suçunun oluşması için Civan'ın yetkisi içindeki bir şe- yi yaparak genel müdürü olduğu KlT'i zarara uğratmast gerekti- ğini, dava konusu olayda ise su- çun oluşmadığını dile getirerek bu nedenle Edes'in "rüşvetver- mek" suçundan cezalandınla- mayacağını söyledi. Yaralama olayında da Selim Edes'in az- mettirici olduğuna ilışkin kanıt olmadığını dile getiren Alaca- kaptan. müvekkilinin bu suçtan da beraat etmesi gerektiğini bil- dirdi. Duruşmaya katılmayan sa- nık tetikçı Davut Yıldız'ın avu- katı Can Doğancan, Yıldız'ın "rüşvet" olayını ortaya çıkaran *adam olarak kamuoyünda "kah- raman" sayıldığını belirttı. Sanık avukatı olarak ikinci kez söz alan Duygun Yarsuvat yak- Iaşık 2 saat süren savunmasında. "rüşvet alma" suçunun oluşma- dığına ilişkın savlannı dile ge- tirdi. Alındığı ileri sürülen 10 milyar liranın elde taşınamaya- cağını kanıtlamak için 50 bin li- ralık banknotlar boyutunda kesilmiş kâğıt kolilerini mahke- meye gösterdi. 'Ozallar sanık olmahydı' Savunmasını yapmak için söz alan Engin Civan ise karar du- ruşmasına. tutukJu kaldığı 240 günden 222'sinde gazetelerde kendisiyle ilgili olumsuz haber yayımladığını için "3-Omağlup'' çıktığinı söyledi. Bu nedenle ka- muoyunda "suçlu"olarak görül- düğünü dile getiren Civan. "Se- Km Edes, benim haraç istediğimi söylüyor. Yeraltı dünyasından si- lahlı adamlan üzerime gönderen kendisi. Ergun Çakır'ın eski or- tağı, MHP İstanbul İl Başkanı olan kişinin benzin istasyonunda polise teslim olan kendisi. 15 ey- İülde ülkücü baba Alaattin ÇakV cı'yi üzerime gönderen kendisi Bu bir organizasyon" dedi. Se- lim Edes'in bu organizasyonun bir halkası olduğunu söyleyen Engin Civan, mahkeme başkanı Azmi Ulu'nun "Diğerleri, halka- lar ktaıler" sorusuna "Selim Edes, Özallardan yardım istedi- ğini söylüyor. Öyleyse tanık ola- rak gelen Ozallar da bu davada sanık olmalıydılar" diye yanıt verdi. Selim Edes ise kısa savunma- sında ESKA'yı devrettiği kişile- re, alacağı olan arsa parasının ödenmesi amacıyla Engin Ci- van'a 10 milyar lira verdiğini yi- neledi. Suçlamayı kabul etme- yen Edes, beraatini istedi. Tetikçi Davut Yıldız ise el ha- reketlerinin desteğiyle yaptığı savunmasında Engin Civan'ı göstererek "Ben Lsteseydim bu kuşbeyinliyi orada öldürürdüm " diyerek salondakilen güldürdü. Mahkeme, beraat ve tahliye içe- ren son sözlerin dinlenmesinden sonra yaklaşık 1 saat ara verdi. Daha sonra karan açıklayan mahkeme başkanı Azmi Ulu, da- vanın iddianamede ileri sürülen savlara bağlı olduğunu, bunun da "rüşver ve "yaralama" iddi- alanyla sınırlı bulunduğunu söy- ledi. Aranan sanıklarla ilgili dos- yanın aynldığını ve haklandaki gıyabi tutukluluk karannın sür- düğünü dile getiren Azmi Ulu, Dündar Kılıç hakkında ilen sü- rülen "adam öldürmeye azmet- tirmek" suçunun kanıtlan bu- lunmadığı, Savaş Karakaya hak- kındaki "kavgada korkutmak amacıvla silah kullanmsk'* su- çunun da "haklı savunma" oldu- ğu için, bu sanıklar hakkında be- raat karan verdi. Eski Emlak Bankası Genel Müdürü Engin Civan'ı "rüşvet aunak" suçun- dan 7 yıl 6 ay ağır hapis ve 62 milyar 500 milyon Türk Lirası para cezasma mahkûm eden mahkeme, işadamı Selim Edes hakkında da "adam yaralamaya azmettirmek" suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi. "Rüşvet vermek" suçundan Edes'e 111 milyar 111 milyon 111 bin lira ağır para cezası da veren mahke- me. tutuklu bulunduğu süreyi göz önüne alarak Edes'in tahli- yesine karar verdi. Para cezala- nnın 1 'er ay arayla 20 eşit taksit- te ödenmesi karanna varan mah- keme, tetikçi Davut Yıldız'ı "ruhsatsız silah bulundurmak" suçundan 10 ay, "adam yarala- mak" suçundan ise 6 yıl 5 ay 20 gün olmak üzere toplam 7 yıl 3 ay 20 gün hapis cezasına mah- kûm etti. Edes'e ilgi ~ Selim Edes, serbet bırakılma- sının ardından. dün akşam saat 20.00'de Bayrampaşa Ceza- evi'nden çıktı. Edes, cezaevi çı- kışında basının yoğun ilgisiyle karşılaştı. Bu arada, Edes'i karşılamaya eşi gelmezken, kızı ve avukatı 34 RBU 11 plakalı özel bir oto- mobille saat 19.30 sıralannda cezaevi kapısına geldi. Cezaevi çıkışında basın men- suplannın sorulanna karşılık Edes, "Şu anda hiçbir açıklama yapmayacağun. Adaletin kestiği parmak acntıaz" dedi. Edes, da- ha sonra kızı ve avukatı ile bir- likte Beykoz Kanlıca'da bulunan evine gitti. Eve gelişinde eşi ta- rafindan karşılanan Edes, küçük torununu kucaklayarak bir süre kucağında gezdirdi ve hasret giderdi. Hatay'da baskın: 7 ölü • Baştarafı 1. Sayfada rasyonda, silahlı kişilerin kaçır- dığı 8 kişiden 7'sinin cesedi bu- lundu. Vali Acun silahlı saldır- ganlann PKK'li teröristler oldu- ğunu öne sürdü. Kaçınldıktan sonra kurşuna dizilen 8 kişi arasında bulunan ve omzundan yaralan 45 yaşın- daki MustafaŞimşek,AdanaNu- mune Hastanesi'nde ameliyat edildi. Ameliyattan sonra durumu- nun iyiye gittigi bildirilen Mus- tafa Şimşek. Anadolu Ajansı muhabirine şunlan söyledi: "Ra- hatsızhğun dolay ısıy la evde yan- yordum. Silahlı 7-8 terörist gelip, benimle biriikte 7 kişiyi alıp da- ğa çıkardılar. Dağda bizi bir ma- ğaraya götürdüler. Daha sonra diz çöktürüp kurşuna dizdiler. Daha sonra ben kalkıp bayır aşa- ğıya koşmaya başladını. Yarah ol- mama rağmen yaylaya geri dö- nüp kanmı ve çocuklarmu aldık- tan sonra Dçeye ghtim." Hatay Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, olayda vefat edenlerin kimlikleri şöyle: Niyazi Yılmaz(18), Ahmet Yü- maz(56), Osman Kaya (44), Ali Kozan (59), Hüseyin Polat (25), Mehmet Polat (18), Mehmet Kı- al(56). Açıklamada, Hatay tl Jandar- ma Komutanlığı ve komando jandarma ekipleriyle 39. tugay komutanlığına bağlı piyade bö- lüklerinin, olay yerinde arama ta- rama çalışmalannı sürdürdüğü de bıldınldı. OLAYLAKIN ARDENDAKİ GERÇEK • Baştarafı 7. Sayfada Mesut Yılmaz ın aleyhine ya- yın yapmak için seferberiiğe girişmektedir. Sayın Çiller koalisyon hükü- metinin başına geçer geçmez enflasyonu patlatmış; ülkeyi IMF'nin güdümüne sokmuş; hayat pahalılığını dayanılmaz sınırlara ulaştırmış; koalisyon ortağı kendi başının derdiyle uğraşırken doğan boşlukta, ülkeyi sınır ötesi bir harekâta yöneltmiştir. Sayın Hikmet Çetin ve Sayın Erdal Inönü, sorumluluk mev- kiinde olmadıklan bir zaman- da yaşanan oldubittinin ülke- yi soktuğu darboğazda Türki- ye'yi savunmak ve şirazesin- den kurtulan dış ilişkileri yerli yerine oturtmak için çabalıyor- lar. Ancak Çiller başbakan ol- dukça, bugüne kadar olanlar- dan daha beterlerini sineye çekmek zorunda kalabilirler. Riziko büyüktür. Bu iş daha ne kadar böyle gidebilir?.. Bilinmez. Ancak bi- linen şudur: Türkiye iyi yöne- tilmiyor, yarın öbür gün hiç beklenmedik olaylaria savru- labilir; acemi kaptanın elinde kayalara oturabiiir. CHP'nin koalisyon hüküme- tinde bir kontrol mekanizma- sını ve yönetim dengesini ke- sinlikle kurması gerekiyor; yoksa bu işin sonu iyi görün- müyor. ••• Gölhan: Saddam olsa böyle obnazdı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Milli Savunma Bakanı Meh- metGöUıan, Türk Silahlı Kuvvet- leri'nin Kuzey Irak'ta sürdürdüğü harekârta etkisiz hale getirilen te- rörist sayısının az olmasını değer- lendirirken, bazı gruplann, ilk ha- va saldınsının ardından komşu ül- kelerin sınırlanndan kaçmış ola- bileceklerini söyledi. Birleşmiş Milletler'in, Irak kuvvetlerinin/ 36. paraletin kuzeyine geçmesinii) yasaklayan karannı kaldırması gerektiğini söyleyen Gölhan, "Saddam yönetimi orada hâkün olsa kesinlikle böyle olmazdı" de- di. Milli Savunma Bakanı Gölhan, DYP Genel tdare Kurulu (GİK) toplantısı öncesinde gazetecilerin sorulannı yanıtiarken, Avru- pa'dan gelen tepkileri dikkate ala- rak harekâtta bir değişiklik yap- manın söz konusu olmadığını be- lirtirken, "Avrupa tepki gösterdi diye hedefimizden vazgeçecek de- ğiliz. Bu operasyon, gayet güzel planlanmıştır. Sonuna kadar de- vam edecektir" dedi. Bir soru üze- rine, "Saddam yönetimi olsa ke- sinlikle böyle olmazdı" diyen Göl- han. "Irak yönetûniyle bir anlaş- ma olabilir mi" sorusuna, "Sad- dam'la anlaşma bahis konusu de- ğil. BM'nin o bölgedeki yasağı kai- dırması gerekir. Bu zaten olma- say du yani 36. paralellerin kuze- yinde Saddam'ın otoritesi bulun- saydı. orası zaten Irak'ın toprağı, fiilen egemen olsaydı böyle olmaz- dı'' yanıtını verdi. Gölhan. "Teröristlerin harekât öncesinde İran suunna kacüklan doğru mu" sorusu üzerine şunla- n söyledi: "Sınıriann tünıüüü birden kontrol altına almak zor. Bu operasyon yapılırken, TSK, zırhlı birtiklerimiz aşağıdan ku- şatma harekâtuıa girdi, hatta uçan bûiiklerinûz. kamplann ar- kasına girdi. Ama bütün bunla- ra rağmen 220 kilometre kuş ba- kışı hudut var orada. Bu hudu- dun her yerini aym şekilde kont- rol altına almak zor. Uçaklanmız sabahtan itibaren şafakla bera- ber bombalamaya başladıktan sonra dağılmış olabüiıier. Orada olanlar veya aşağıda olanlar, di- ğer ülkelere kaçmış olabilirler, bir kısmL Tam olarak değü, ge- nelde kaçmalan bahis konusu değil. Çünkü bulunan kanıtlar var. O kanıtlardan anlaşılıyor ki, apar topar, hava harekâtıy la kaç- mışlar." Gölhan. Türkiye'nin bukonu- da komşu ülkelere uyanda bulu- nup bulunmadığı sorusuna kar- şılık. "Hayır, o konuda tabii ki onlar 'Bile bile buna müsaade ettik' demezler. Denmemesi gere- kir. Diyeceklerinide zannetmiyo- rum. Ama kaçak olarak girebiir- ler. 'Bunu resmen yaptı' dersek yanhş olur. Böyle bir kayıt yok elimizde. Böyle bir şey söylemek de mümkün değil şu an için'' de- di. fçişleri Bakanı Nahit Menteşe de kaçınlan gazetecilere ilışkin bir soru üzerine, AFP ve Reuter muhabirlerinin sağ olduklanna ilişkin duyum aldıklannı söy- lemekle yetindi. Kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. UĞUR YAVUZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle