Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 NİSAN 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ANAP, TV'lerîn
bopçlannı sordu
• ANKARA (Cumhuriyet
.Bürosu) - ANAP, özel
televizyonlann PTT'ye
olan borçlannın
açıldanmasını istedi.
ANAP Grup Başkanvekili
Eyüp Aşık, Ulaştırma
Bakanı tarafından
yanıtlanması istemiyle
TBMM Başkanlığı'na
verdiği yazılı soru
önergesinde; atv, Shovv TV,
Kanal D, Interstar, Kanal 6,
HBB, TGRT, CINE 5,
Samanyolu, Mesaj TV,
Flash TV, Kanal 7, Medya
TV ve Kral TV'nin PTT'ye
olan telefon ve link hattı
toplam kira borçlannın
tutannı sordu. Aşık, bu
borçlann ne zamandan beri
tahsil edilemediğini ve bu
borçlar için yasal faiz
uygulanıp
uygulanmadığının da
açıklanmasını istedi.
Karadayı'dan
iade-i ziyaret
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Ismail
Hakkı Karadayı, Başbakan
Vekili ve CHP Genel
Başkanı Hikmet Çetin'e
iade-i ziyarette bulundu.
Orgeneral Karadayı, ziyaret
sırasında yapöğı kısa
açıklamada, "Sayın Çetin'e
başan dileklenmı iletmeye
geldim. Çok sevdiğim,
saydığım bir insan. Eski
dostluğumuz, yakınlığımız
vardır. O bakımdan yeni
görevinde başan lar
dilemeye geldim" dedi.
Başbakan Vekili Çetin de
Orgeneral Karadayı ile
daha önceki dönemlerde
çok yakından, zevkle
çalışma olanağı bulduğunu
belirterek ziyaretinden
büyük mutluluk
duyduğunu söyledi.
Taşar'a tazminat
davası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Gazi Üniversitesi
Iktisadi ve Idari Bilimler
Fakültesi Uluslararası
llişkiler Bölûmü son sınıf
öğrencisi Ramazan
Yeğengil, kendisine
"Bıraktığım yerde
otluyorsunuz" diyen
ANAP Genel Sekreteri
Mustafa Taşar hakkında 1
milyar liralık tazminat
davası açtı.
Sahte general,
möntfyıı optu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Elini ve
yanaklannı ziyaretçilerine
öptürmemek için direnen
Dışişleri Bakanı Erdal
Inönü, kendisini '97.
emekli general ve darbeci
51. başbakan' ilan eden
Hamza Işık'a yenildi.
Başbakan ve bakanlann
bulunduğu sırada yaptığı
çeşitli çıkışlarla
Başbakanlık çevTelerinde
adını duyuran Hamza Işık,
dünkû Bakanlar Kunılu
toplantısında da önce
gazetecilerin yanına
gelerek 'başbakanlığının
tanınmasım' istedi. Daha
sonra basın mensuplannm
arasından sıynlan Işık,
Bakanlar Kurulu'nun
ardından makam aracına
doğnı ilerleyen Dışişleri
Bakanı Inönü'yü öptû.
100. Yıl
Üniversitesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - YÖK Genel
Kurulu, Mısır El-Ezher
Üniversitesi'nden usulsüz
olarak yatay geçişle
öğrenci aldığı ve şeriatçılık
yaptığı iddıaianyla
hakkında soruşturma açılan
ve istifası istenen eski 100.
Yıl Üniversitesi Rektörü
Seyit Mehmet Şen'in yerini
alacak rektör adaylannı
belirledi. Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'in
onayma sunulacak rektör
adayhklanna, Prof. Dr.
Cengiz Andiç, Prof. Dr.
Hüseyin Karadağ ve Prof.
ÎDr. Müjgan Engin seçildi.
HS - Erbakan
işbiriği içinde
• STRASBOURG (AA) -
Fransa'da yayımlanan Le
Figaro gazetesinde yer alan
bir haberde, Cezayir'de
feshedilen köktendinci
tslami Selamet Cephesi'nin
(FIS). Almanya'da Refah
Partisi ve aşın dinci Türk
örgütleri ile ilişki içinde
olduğu öne sürüldü.
Haberde aynca. FlS'ın
Fransa'da örgütlenme
çalışmalan olduguna
dikkat çekilerek terör
eylemlerinde kullanılan
malzemelerin Doğu Bloku
ülkelerinden geldiği
belirtildi.
DYP'nin baskısıyla doğrudan devleti suçlayan ibareler TBMM raporundan çıkanlacak
Raporda 'devlet' teıııizliği• Ismail Köse'nin başını çektiği DYP'li üyelerin baskısı • TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu
sonucu TBMM raporundan devleti şaibe altında bıraktığı Başkanı Sadık Avundukluoğlu, "Eğer demokratik bir
öne sürülen bölümler çıkanlacak. ülkede yaşıyorsak her şey konuşulsun" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- TBMM Faili
Meçhul Siyasi Cinayetleri
Araştırma Komisyonu'nun
raporunda doğrudan dev-
leti suçlayan ifadeler, Er-
zurum Milletvekili İsmail
Köse'nin başını çektiği
DYP'li üyelerin baskılan
üzerine metinden çıkanla-
cak. Ancak komisyon,
DYP'li -şahinferden" Kö-
se'nin itirazına rağmen
TBMM Genel Kuru-
lu'ndan soruşturma açıl-
masını isteyecek. Komis-
yon Başkanı Sadık Avun-
dukluoğlu, "Eğer demok-
ratik bir ülkede yaşıyorsak
her şey konuşulsun ve dev-
letin üzerindeki baa gölge-
ler ortadan kakünlsın isti-
yorum" dedi. Rapordan,
devleti suçlayan bÖlümle-
rin çıkanlması için baskı
yapan Köse. raporu "haya-
H senaryolarla dolu" diye
nitelerken, CHP'li üye
Mustafa Yıhnaz ise Meclis
soruşturması açılması iste-
minin yanı sıra cumhuriyet
başsavcılıklan koordinas-
yonunda bütün suçlulan
ortaya çıkaracak bir ko-
misyon oluşturulmasını
önerecek.
'Devlet suçlu olmaz'
TBMM Faili Meçhul
Cinyetler Komisyonu Baş-
kanı Sadık Avundukluoğ-
lu, 230 sayfalık raporun,
"bugüne kadar yapıian en
dddi çahşma ve adeta bir
eser olduğunu" söyiedi.
Avundukluoğlu, raporun
ortada kalmayacağını ve re-
daksiyon çalışmalan ile im-
zalann tamamlanmasından
sonra mayısın ilk haftasında
TBMM Başkanlığı'na su-
nulabileceğini söyiedi. DYP
Erzurum Milletvekili tsma-
il Köse'nin, "Devlet suçlu
ÇİZMEDEN YUKARI / MUSA KART
DYP rapora sansür istiyor.
//A/-/...Ş/MD/
/MZALANACAK
olmaz" gerekçesiyle "Doğu
ve Güneydoğu, cumhuriyet
tarihi boyunca sürgün yeri
olmuştur; devlet, zaaf için-
dedir"gibi ifadelenn ve
devleti doğrudan suçlayan
diğer tüm ifadelenn rapor-
dan çıkanlması yolundaki
isteğinin ne ölçüde yerine
getirileceğine ilişkin bir so-
ru üzerine Avundukluoğlu,
şu açıklamayı yaptı:
"Bunlan redaksiyon ola-
rak görmek lazım. Belki ra-
poru birkaç kez baştan sona
okursak dü/eltecegimiz, de-
ğiştirebileceğimiz \eni keü-
meler ortaja çıkabüir. Ama
sonuçta biz, bugüne kadar
vapılan en ciddi çalışmalar-
dan birini gerçekleştirdik ve
bu Meclis'in içinde birileri-
nin çıkıp söylemesi gereken
şeyleri söyledi k. Devletin
üzerindeki bazı gölgelerin
artık kaldırılması gerekir.
Meclis'in içinde çıkıp birüe-
rinin söylemesi gereken şey-
leri iste biz söyledik."
Komisyonun, DYP dışın-
dakı bütün ANAP, CHP ve
RP'lı üyelerinin Meclis so-
ruştunnası açılmasından
yana olduklan bildirildı.
Meclis soruşturmasının ya-
nı sıra cumhuriyet başsavcı-
Demirel: Bunlar televizyon bebesi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 23 Nisan Çocuk Bayramı
öncesinde Çankaya Köşkü'nü dolduran yüzlerce çocuk Cumhur-
başkanı Süleyman Demirel' i enflasyondan memur maaşlanna, eği-
tim sisteminden dayağa kadar çeşitli konularda soru yağmuruna tut-
tular. Demirel, dünyadaki en değerli varlıklann çocukiar olduğu-
nu vurgulayarak geleceğin banş dünyasını çocuklann kuracağını
söyiedi. Demirel, "Bütün çocukiar çiçektir. Sizi soldurmayacağH"
dedi.
Çankaya Köşkü'ndekı kabullerine 23 Nisan Çocuk Şenliğı"ne
katılan konuk gruplan ağırlayarak başlayan Cumhurbaşkanı De-
mırel. daha sonra Devlet Bakanı Aysel Baykalbaşkanlığında Sos-
yal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından konıma al-
tına alınan çocukiar ve 10 ayn okuldan gelen küçükleri kabul etti.
Çocuklara çeşitli armağanlar veren Demirel, BUge Erosadlı 12 ya-
şındaki bir çocuğun memurun geçim darlığından, enflasyondan ve
küçük yasta çalıştınlan işçi çocuklardan dert yanması üzerine 'so-
runlan çözme' sözü verdi. Demirel, 5 yaşındaki Arda Bayyurtoğ-
lu'nun Brezilya gezisi dönüşünde uçakta yaşanan türbülans olayı-
nı anımsatarak "Uçak kazanız nasıl geçti" sorusu üzerine ise
tt
Bun-
lar televizyon bebesi"şeklinde espri yaptı.
lıklan koordinasyonunda
suçlulan araştırmak ve gere-
ğini yapmak üzere bir ko-
misyon kurulmasını isteyen
CHP'li Yılmaz da, şunlan
söyiedi:
"Kim kendisini en yurtse-
ver kişi sayıyorsa ben ondan
daha yurtseverim. Kim ken-
dini milletini en çokseven ki-
şi sayıyorsa ben ondan daha
çok milletûni seviyorum.
Ancak, bazı gerçekleri inkâr
etmeye, ülkeyi dışanda sı-
kıntıya soknıaya, iç banşı ve
huzuru bozmava hakkı yok.
Türkiye'nin saygınlığuıa dii-
şen gölge kakürıhnalıdır.
Kimse, 'Türkiye, kayıp in-
sanlar ülkesi; faili meçhul
cinayetlenn ışlendiği ülke'
divememeüdir."
'Hayali senaryolar'
Komisyon üyesi ve
DYP'li şahinlerden Ismail
Köse ise araştırma ve yazım
çalışmalanna katılmaması-
na karşın, raporu, "hayali se-
naryolar'' diye niteledi. Ko-
misyon Başkanı DYP'li Sa-
dık Avundukluoğlu'nun,
elindeki bazı bilgilere göre,
"yanhş yorum" yaptığı gö-
rüşünü savunan Köse. "Ki-
şisel yorumlara davanarak
devleti suçlayamayız. Bir ki-
şi suç işJedi diye, genellestir-
me yaparak o kişinin bağh
olduğu müessesenin, devle-
tin suçlanmasına karşıyım"
dedi.
Rapordan, devleti suçla-
yan bölümlerin tamamen
ayıklanacağını ve üyelerin
imzasına açılacağını kayde-
den Köse, raporun kamu-
oyuna yansıyan biçiminin
ise Başkan Avundukluoğ-
lu'nun yorumlanndan iba-
ret olduğunu öne sürde. Kö-
se, "Rapor, gelen bilgikr
dogrultusunda, bir kişi tara-
findan yorumlannuştır. Bu-
nu yorumlayan da başkan-
dır ya da ona bağh bürokrat-
ür. Başkanın DYP'li olması,
doğnı yoruınladıgı anlamı-
na gelmez. Komisyonda 11
kişi var. Onlann ortak görü-
şüönemlidir. Bu rapor ortak
kaleme ahnmamışür" diye
konuştu.
'Yanlış yapmışlar'
Köse, Avundukluoğ-
lu'nun neden devleti suçla-
dığının sorulması üzerine
de, "Yanhşyapmıştır.Bunun
Sadık Beyle de ilgisi yoktur.
Yanıltılmıştır. Sekretarya
yanhş yapmıştır. Ama şimdi
düzeltilecektir. Komisjonda
çahşmalar sürecektir. Rapo-
run ortada kalması söz ko-
nusu ohnayacaktır" görüşü-
nü savundu.
Ismail Köse, devleti suç-
lamak yerine, Milli Güven-
lik Kurulu'nun yeniden ya-
pılandınlması ve sivillerin
ağırlıklı temsil edilmesinin
sağlanması, Genelkurmay
Başkanlığı'nın Milli Savun-
ma Bakanlıği'na bağlanma-
sı istemleri için çahşmak ge-
rektiğini anlattı.
'Aşık toplanbyı
terketti^
ANAP'lı komisyon üyesi
Eyüp Aşık'ı daeleştiren Kö-
se, "Aşık, son toplantıyı terk
ettL Ben de,' Eğer toplantıya
katılmazsan alınan kararlan
da kabul etmen gerekir' de-
dim. Eyüp Aşık, eğer rapor-
da doğrularuı yer almadı-
ğından yakınıyor, 'Devlet
suçlu' diyorsa buyursun,
muhalefet şerhine bunu yaz-
sın. Ama raporu ortada tn-
rakmavTz" dedi.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Özgüplük.
DYP'nin, TBMM raporundan çıkanlmasını istediği bölümler:
Devletin suçlanması DYP'yi rahatsız etliANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - TBMM Faili Meçhul Siya-
si Cinayetleri Araştırma Komis-
yonu raporunda, devlet ve bazı gü-
venlik birimlerinin suçlanması
DYP'de rahatsızlık yarattı. Başını
Erzurum Milletvekili İsmail Kö-
se'nin çektiği DYP'li şahinler, "fa-
ili meçhul cinayederde devletin şa-
ibe alrında olduğu, sflah ve uyustu-
rucu kaçakçüığuıuı önemli ölçüde
koruculann denetimi albnda bu-
lunduğu, Olağanüstü Hal Bölge-
si'ndeki cinayetlerin arkasında
devletin arandıgı'' yolundaki ifa-
delenn rapordan çıkanlması için
harekete geçtiler.
Komisyon Başkanı Sadık Avun-
dukluoğlu dışında kalan DYP'li
üyelerin, araştırma sürecine katıl-
mamalanna karşın, rapordan çıka-
nlmasını istedikleri bölümler şöy-
le sıralanıyor:
- Olağanüstü Hal Bölgesi'nde
yoğun terör faaliyetlerinin ahinda
kalan vatandaş, ' Baba' gibi gör-
düğü devlete bakarak tüm umu-
dunu devlete bağlamaktadır. An-
cak, vatandaşm karşısında elekt-
rik ve su parasını tahsil edemeyen,
her rüriü çarpık kentleşmeyi teş-
vik eder görünen bir de\ let göriin-
mektedir. Vatandaş, işçi alımlanna
müracaat ettiğinde, taraf tutmak
veaşın derecede yapdan 'partizan-
11kla' karşılaşmaktadır.
- Yıllardan beri batıda yer edi-
nememiş, veya "cezah bürokraüa-
nn sürgün yeri" olarak görülen
bölgeye gelen bürokratlann çoğu,
sürgün edilişlerinin veya cezalan-
dınlışlannın sebebı, burada yaşa-
yan vatandaşlarmışçasına, bunlar-
dan "hınçlannı" almaya çalışmak-
ta, isteksiz geldiği için de verim-
siz olarak çalışarak, her şeyin tüm
otontenin merkezı olarak kendisi-
ni görmeye başlamaktadır.
- Idari makamlann çoğu, vekâ-
lctlc yiirüfüunekte, çoğu kayma-
kamlık; başkomiser ve komiser
yarduncısı unvamna sahip "enını-
yet görevlileri' tarafından icra
edUmektedir. Daire amirtiklerinin
çoğuna, tecrübesiz insanlar vekâ-
ietettiriimektedir. Bu da, böigede-
Id vatandaşın.devlete başvuru me-
kanizmasuu ükamaktadu-. Adalet
mekanizmalanna atanan yeni me-
zun, ideaUst, fakat tecrübesiz hâ-
kim ve savcılann yasadışı örgütle
olan mücadelede yetkilerini tam
olarak kullanamamalan ve yeter-
siz kalması, vatandaşı devletten so-
ğutmakta; vatandaş, bu oluşan
boşluk neticesinde ortaya çıkan
birtakun yasadışı oluşumlardan
medet ummaktadır. Kabiliyetsiz ve
sürgün olan bir kısım biirokrat.
keyfî olarak valandaşa ezivet et-
mekte, üst yönerime herhangi bir
bilgi vermemektedir. Bu bölgeye
tecriibeli emniyet görevlisi gönde-
rihnesi gerekirken, tecrübesiz ve
eline hiç tüfek ahnamış bir kısım
insanlar görevlendirümektedir.
(Örneğin; Şırnak Emniyet Mü-
dürlüğü.)
- Vatandaş, acil hastalannı bıle
belli bir saatten sonra, köyden şe-
hire, can güvenliği olmadığından
dolayı götürememekte, cenazele-
rini bile kaldıramamaktadır. Va-
tandaş, köyüne gelen örgüt men-
suplanna korkudan yardım etmek-
te, bu defa da güvenlik güçleri ta-
rafından 'gözaltma' ahnmaktadir.
Vatandaşm çoğu, PKK örgütü ile
devlet arasında ne yapacağını şa-
şırmış bir vaziyettedir.
-1991 yılından itibaren. bölgede
faili meçhul siyasi (FMS) cinayet
say ısı artış göstermiş bulunmakta-
dır. Bu cinayetlerin PKK, Hizbul-
lah örgütü ve kontrgerilla tarafın-
dan işlendiği iddia edilmcktedir.
Bölgede örgütün yapttğf propagan-
dalar tesirii olduğundan, vatandaş
her FMS cinayetin arkasında,
'devletin gölgesini aramakta',
PKK örgütü sistemli bir şekilde
her cinayeti 'kontrgerilla' ya da
'Hizbulkontra' eylemi olarak tanı-
tıp vatandaş arasında propagan-
dasını yapmaktadır. Bu olaylar ay-
dınlatılmadığı sürece de, örgütün
sistemli propagandası neticesinde
devlet şaibe altında kalmaktadır.
Örgütün bu cinayetleri devletin
yaptığına ilişkin propagandası ba-
şanh olmaktadır. Deviet,buna kar-
şıhk bir şey yapmamakta. yapsa da
etküi oiamamaktadır.
- Koruculuk, itirafçılık gibi
amacından saptınlmış, bölgede
bazı kimselerin devletten geçinme
yolu olarak göriilmesine yol aç-
mıştır. Bölgede halen silah ve
uyuşturucu kaçakçılığının büyük
birkısmının denetimi, koruculann
elinde bulunmaktadır. Korucuba-
şı olan aşiret ağalan. eskisinden
daha beter kural tanımaz ve acıma-
sız bir şekilde bölgede kendi yan-
daşlan olmayanlara baskı kurmuş,
bir kısmı da kan davalı olduklan
köylüleri PKK örgütüne mensup
olduğu iddiasıyla öldürmüş, bas-
kı yapıp köylerini terke zorlamış-
tır. TBMM'nin komisyonlanna
tahsis edilmeyen devletin helikop-
terleri, korucubaşlannın emrine
tahsis edilmiş, bunlar istedikleri
gibi devletin imkânlannı lcullan-
mışlardır.
• •
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, "Be-
delini ödemeyigöze alırsan Türkiye özgürdür" diyor.
Perinçek, 'neo-liberal solculanmız'la 'şeriatçılar'ın
kol kola girip nasıl 'özgürtük mücadelesi' verdikleri-
ni anlatıyor.
Türkiye ilginç bir ülke...
Kişisel çıkarlan koruyup kollamak, kimi zaman 'de-
mokrasi mücadelesi' oluyor...
Iş gayet basit...
Üç beş kişi bir araya gelip, bir imza kampanyası
açıyorsunuz, sonra bir özel televizyon kanalına çıkıp
ahkâm kesiyorsunuz.
'Failimeçhuller'miş, 'yargısız infazlar'mış, 'özelleş-
tirme'yvrt\ş, 'emekçilerin sorunlan'yvmş, yok poliste
ve okullarda 'şeriatçı-ırkçı örgütlenme'ymiş...
Bunlann hepsi boş...
Bakın Milliyet'ten Ahmet Altan 'Atakürt' adlı ya-
zısından ötürü işinden kovuldu, yer yerinden oynu-
yor. 'Şeriatçılar' ve 'numaracı cumhuriyetçiter' bir-
den ayağa kalkıp, 'gümbür gümbür' haykırmaya
başladılar. Oysa 5 Nisan 1994'te binlerce basın
emekçisi kapı önüne bırakılırken bunlann sesi çıkmı-
yordu. Mete Akyol gerekçesiz olarak Sabah'tan ko-
vulurken ağızlannı bıçak açmıyordu.
Bu çifte standart niye?
Aydın Doğan Milliyet'in ve Hürriyet'in patronudur.
Patron istediğini yapar. Ahmet Altan'ı kovar, bir baş-
kasını işe alır. Bu, patronun tercihidir.
Burada yanılgı nedir bilir misiniz?
Basında sendikal örgütlenmenin olmayışıdır. Bu
olmadığı için de bir çırpıda yüzlerce 'basın emekçi-
si' kapı önüne bırakılırken 'demokrasi havarisi' kesi-
len 'medyatikliboşlar'm, kalemlerinekelepçevurma-
landır.
Hiç merak etmeyin ve üzülmeyin, Ahmet Altan iş-
siz kalmaz. Eli kulağındadır, 'Sabah Grubu'nda 'pek
yakında' işe başlar. Olan yine 'gariban muhabirter'e
olur. Onlar kovulur, onlar aç kalır, ama 'liboşlar' hiç-
bir zaman işsiz kalmazlar.
•••
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek diyor ki:
"Batıcı aydınlanmız, şeriatçılaria kol kola 'özgür-
lük mücadelesi' veriyoriar. Yazahanmız, çizerierimiz
ve neo-liberal solculanmız, şeriatçı akımın temsilci-
leriyle birlikte sık sık 'özgürtük bildirileri' yayımlıyor
ve televizyon ekranlannda 'demokrasi eylemi' yapı-
yotiar."
Doğu Perinçek haklı!
ABD güdümlü bir gösteri türüdür bu yapılanlar...
Zaman zaman da şöyle derler
"Özelleştirme = Demokrasi..."
Devam ediyor Doğu Perinçek:
"Oysa demokrasi, içerik olarak seriattan kurtuluş-
tan başka bir şey değildir. 1640 Ingiliz, 1789 Fran-
sız, 18. yüzyıl sonundaki Amerikan demokratik dev-
rimleri ve diğerieh, hep Hıristiyan şehatından özgür-
leşmeydi. Ezilen dünyanın demokratik devrimleri de
öyle.
En yakın örneği Türkiye. Kemalist Devrim de Is-
lam şeriatından özgürleşmedir.
Seriattan özgürteşme, bugün şeriatla özgüheşme
oldu. 1789 Fransız Devrimi'nin temsil ettiği devrim-
ci Batı, seriattan özgü/ieşmenin ideolojik merkeziy-
di. Çağımızın emperyalist Batısı ise şeriatla kol kola
özgüheşmenin ideolojik merkezidir. Işte Lenin ça-
ğımızın bu büyük gerçeğini saptadı ve 'geri Avrupa
ileri Asya' dedi.. Hiçbir slogan çağımız devrimciliği-
ni bu kadar özlü ve güzel açıklayamaz. Tanzimat'tan
bu yana halkımızı aşağılık duygusuna hapsederek
Batı emperyalizminin levantenliğini yapan mandaa-
lar, bu sözdeki derinliği anlayamaziar. Onlar özgür-
lüğü tıpkı 'Tanzimat Paşaları' gibi Batı elçiliklerinden
getirecekler ve elbette şeriatçılaria işbiriiği yaparak.
Şeriat, hem temsil ettiği padişahlık, ağalık, şeyh-
lik gibi ortaçağ kurumlanyla hem de ideoloji ve kül-
tür olarak özgüriüğün düşmanıdır. Bugün dünyage-
riciliğinin temel dayanağı ise emperyalizmdir; man-
dacılann elçiliklerinden çıkmadıklan ve para dahil
her türiü desteği aldıklan, o Batı ülkeieridir."
•••
'Numaracı cumhuriyetçiler'le kol kola giren ve
"Ben potansiyel suçluyum" diyen bir şeriatçı, tele-
vizyonda 'demokrasi' çığltklan atarken bakın köşe-
sinde neler yazıyor:
"Aslında bugün laiklik adına yapıian, Ikinci Mec-
lis7n Birinci Meclis 7 mahkûm etmesi hadisesidir. Bu-
gün Erzurum-Sıvas Kongresi metinleri ya da Mec-
lis'in açılış bildirisi, açılış törenindeki yöntem, yasa-
lanmıza göre suç kapsamındadır. Tarih sanık konu-
mundadır bu anlamında. Bakmayın 23 Nisan'ı kut-
ladığımıza. Aslında o gün, o Meclis, o zihniyet mah-
kûm edilmiştir."
Türkiye'de 'laik, demokratik Cumhuriyet'e, onun
kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e saldırmak öz-
güriük oluyor; Lozan'ı savunmak, cumhuriyetin dev-
rim ve ilkelerine sahip çıkmak, gericiliğe, ırkçılığa,
emperyalizme karşı durmak ise çağdıştlık...
Ne diyor Doğu Perinçek:
"ABD'nin başını çektiği 'yeni dünya düzeni
1
milli-
yetçiliğe, etnik grup benmerkezciliğine, dinciliğe,
mezhepçiliğe, toplum dışı marjinal hareketlere öz-
güriükverir..."
Işte onun için de 'numaracı cumhuriyetçilerîe, 'şe-
riatçılar' her yerde kol kola beraberler. .
Algan Hacaloğlu:
Korucu maaşlanndan
beslenen milletvekilleri var
ERGUNAKSOV
ANKARA - İnsan hakla-
nndan sorumlu Devlet Ba-
kanı Algan Hacaloğlu, TB-
MM Faili Meçhul Siyasi Ci-
nayetleri Araştırma Komis-
yonu'nun hazırladığı rapor-
da da ağır suçlamalar yönel-
tilen köy koruculuğu uygu-
lamasının amacmı aştığını
açıkladı. Zaman zaman
"baskı ve şiddetin kaynağT
olduğunu vurguladığı koru-
culuğun "korsanhğa dönüs-
tüğünü" vurgulayan Haca-
loğlu. "Maaksef aramrzda
koruculann ayhk ücretJeriy-
le beslenen milletvekilleri
vardır. Husumeti arttıran,
dayanışmayı kırdıran, hoş-
göriiyü azaftan bu'uygula-
ma, bölge banşının temeli
olamaz" dedi. Hacaloğlu,
devletin faili meçhul cina-
yetleri taşıyamayacağını be-
lirterek, demokratik sistenv
lerde faili meçhul cinayet ve
yargısız infazlann varlıgı-
nın kabul edilemez olduğu-
nu söyiedi. 6 bın kişiyle baş-
layan köy koruculuğu uy-
gulamasında rakamın 60
bin kişıye ulaşhğına dikkat
çeken Hacaloğlu, koruculu-
ğun, amacını aştığını bildir-
di. Hacaloğlu, Cumhuri-
yet'e şunlan söyiedi: "Böt-
gede, feodal sistemi ekono-
mik açıdan destekieyen,
pompalJayan bir sistem ge-
liştL Koruculuk geçicuikten
çıktu kalıcı tstihdam projesi-
ne dönüştü. Koruculuk bel-
li feodal güçlerle bağbntıh,
iç banşa katkı sağbmayan
bir yapıya dönüşmüştür. Ya-
ni koruculuk korsanJık ol-
muş. Silahlandınlnuş bir fe-
odal yapı ortaya çıkb. Ya ko-
rucu olun ya da köyünfizfl
boşalün baskısı vardır."