Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyettmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Gene) Yayın Yönetmeni: Orhao Erinç 9
Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet
Çetinkaya # Yazıişleri Mudürlerı:
tbrahim Vıldız(Sorumlu). Dinç Tayanç
0 Haber Merkezı Müdürü. Hakan Kara
# Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberlen Ergun Balcı • istıhbarat Y alçın Çakır •
Ekonorm Bûlent Kızuıük • Radyo-TV- U>g»r Eremekur
• Kültür Handan Şenköken • Spor Abdûlluıdir Yücelman
• Yurt Haberlen: Mehmet Sar»ç • Makaleler Sami
Karaörcn 9 Çevın Seyfettiıı Turhan # Diızeltme.
Abdullah Yazıcı • Fotoğrâf Erdoğan Köseoğlu
Yayın Kunılu. İlhan Selçuk
(Başkan). Orhan Erinç, OkUy
Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet
Çetinka\a. Şükran Soner, Ergun
BaJcı. Dinç Ta\ anç, tbrahim Yüdız,
Orhan Bursaîu Mustafa Balbay.
AnkaıaTemsilcısı. Mustafa Balbay # Haber Mûdûrü: Doğan
AkmAtatürkBulvanNo: 125,Kat'4,BakanlıkJar-AnkaraTel.
4195020 (7 hat), Faks: 4195027 • Izmır TemsUcısı: Serdar
Kıak, H. Zıya Btv, 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4419117
• AdanaTemsılcısı: Çetin Yiğenoğtu, InönüCd 119 S. No: 1
Katl, Tel: 3522550, Faks: 3522570
Müessese Müdûrö. Erol Erkut •
Koordmatör Ahmet Konılsan 0
Muhasebe: Bûlent Yener#_tdare:
Hüseyin Gürer 0 Işletme: Önder
Celik 0 Bılgı-lşlem: Nail İnaJ
MEDYA C: • Ydnetım Kunılu
Başkanı-Genel Müdûr Gölbin Er-
dunn • Koorduulör Rehı l?ıt-
mas • Genel Müdıir Yaniımcısı:
Mine Akdağ • Halkla llışkıler
Bılgısayar Sıstem: Mürüvet Çüer Müdûrii NMteo Berksoy
Yayımiayan ve Basaa: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın ve Yayınctlık
TûAocağ, cad. 39 41 Cagaloğlu 34334 Ist PK246 Istanbul Tel 01"24«l^wTeNÖ
;
2i2)5i2 05 05(20hat)FakS(0-2i2)5i3 85 95 22N1SAN1995 Imsak. 4.34 üüneş: 6.08 Oğle: 13.10 Ikındı: 16.54 Akşam 19.57 Yatsı: 21.25 MEDYACTei 5i40753-5i3958O-5i3846o-*ı,Faks 5U
Kutlamaya katılmak istiyorsanız, naylon yerine kâğıt poşet kullanabilir, toplu taşıma araçlanna binebilir, ağaç dikebilirsiniz
Doğum günün kuthı olsıın diinya..,
Klasik içgiyim
• Haber Merkezi - Iki
yıldır ekonomik nedenlerle
ithal edilemeyen Gabriel
Veneto French Impressions
klasik içgiyim koleksiyonu
tekrar piyasaya sunuluyor.
Ayral grubu tarafindan ithal
edilen koleksiyon beş
sutyen, beş don, jüpon,
kaşkorse ve sterch body ve
jartiyerden oluşuyor.
Koleksiyon, klasik beyaz
rengin yanı sıra 'peach' ve
'denim' renklerini de
sunuyor.
pattadı
• ANKARA(AA)-
Ankara-Kars seferini yapan
Türk Hava Yollan'na ait
Boeing 737 tipi "kemer"
adlı yolcu uçağının, Kars
Havaalanı'nda lastiği
patladı. Bunun üzerine hem
lastiğin değiştirilmesi hem
de Kars'tan Ankara'ya
gelecek yolculan taşımak
üzere, Istanbul Atatürk
Havalimanı'ndan bir uçak,
Kars'a gönderildi.
"Kemer" adlı yolcu
uçağının ise lastiğinin
değiştirilmesinden sonra
Ankara'ya döneceği
bildirildi.
AUCO Türkiye
• Haber Merkezi -
American Life Hayat
Sigota AŞ'nin de bağlı
olduğu ve sigortacılık
sektörünün önde gelen
firmalanndan American
Life Insurance Company
(ALICO). Standart and
Poors tarafından
taahhütlerini karşılama
gucünden dolayı AAA notu
alarak dikkatleri üzerine
çekti. Türkiye'ye büyûk
önem verdiklerini belirten
American Life Ortadoğu ve
Afirika Bölgesi Başkaru
Abbas Khalaf, bu yüzden
şirketinin kendi genel
müdür yardımcısı Manvan
Shekim'i Türkiye Genel
Müdürü olarak tayin
ettiğini vurguladı.
Carl Levvis
Pirelli'de
• İSTANBUL(AA)-
Pirelli, Amerikalı atlet Carl
Lewis'nin rol aldığı ve
'Pirelli ile güç
kontrolünüzde' sloganlı,
1995 yılı yeni reklam
fılmini kamuoyuna tanıttı.
TV'lerde yayımlanmaya
başlayan yeni reklam
kampanyası hakkında,
basın toplantısı düzenleyen
Türk Pirelli murahhas azası
Giuseppe Cianani, Avrupa,
Kuzey Amerika, Güney
Amerika, Japonya ile
Uzakdoğu'da gösterime
giren, 'Lastik Adam'lı yeni
reklam fîlminde, ilk kez,
ürünün özelliklerinin,
izleyicilere ürün
gösterilmeden verildigini
söyledi.
YAŞARÖZTÜRK
HÜLYA TOPCU
Zehirli atıklar, çevre kir-
liliği, yok olan ormanlar ile
iyice kirlenen dünyamız bu-
gün doğum gününü kutlu-
yor. Ancak dünya, her ge-
çen gün biraz daha büyüyen
sorunlaryumağına karşı ko-
runmayı bekliyor. Siz de
dünyanın doğum gününü
kutlamak istiyorsanız, bu-
gün çevre kirliliğine karşı
savaşabilir, dünyayı daha
yaşanılır kılmak için çalışa-
bilirsiniz.
İlk kez 1968'de ABD'de
Wisconsin Senatörü Gay-
tard Nebon tarafindan "Kir-
lenmiş kırlar özgüriüğün
antftezkür'' görüşüyle gün-
deme getirilen ve 1970 yi-
lında Deıuüs Hayes adlı bir
gencin girişimiyle başlatı-
lan "Dünya Günü" her 22
nisanda tüm dünyada kutla-
nıyor. Bugün dünyanın bir-
çok ülkesinde ağaç dikme
törenleri, yürüyüşler, şen-
likler, gösteriler, toplantılar
düzenlenecek, konserlerve-
rilecek. Yapılan tüm etkin-
İLK SIRADA NÜKLEER TEHLİKE VAR
Dünyanın baş ağnlanWCPA (Dünya Anayasası ve Parlamento Derneği) her
yıl geleneksel olarak yayımladığı "dünyanın baş
ağnlarT listesini bu yıl 9 madde daha uzattı. Bir
numarada yine nükleer tehlike yer alıyor. WCPA
tarafindan hazırlanan listedeki sorunlar şunlar: Nükleer
silahlar. Öteki toplu kıyım silahlan. Yerel çapta süren,
ancak dünyayı alev alev yakan savaşlar. Nükleer
silahlanmaya kapı aralayan ve yüzbinlerce yıllık ömrü
iîe radyasyon gibi bir tehlikeyi insanlığın başına bela
eden nükleer enerji çılgınlığı. Cçüncü Dünya başta
oimak üzere, gelişmekte olan ülkeJerin kurrulamadıklan
borç batagı. Artan karbondioksit ve öteki sera etkisi
yapan gazlann emisyonu ile alarm veren iklim
değişimi. Deri kanseri başta olmak üzere genetik
bozukhıklara yol açacak olan ozon tabakasuıdaki delik
ve incebne. Denizlerde dünya oksijeninin yüzde 50'sini
karbondioksite dönüştürerek sağlayan Phytoplankton
ölümleri. Ulusal sınırlan aşan kirlenme, asit yağmur vc
karian. Ormansızlaşma. Yağmur ormanlannın hızla
tüketflmesL Tanmsal alanlann giderek artan oranda
tütün, alkol ve uyuştunıcu için kullanımı. Artan insan
nüfusunun baskısL Okyanus. deniz, ırmak ve su
kaynaklannın kirlenmesi ve paylaşılması. tnsanlar,
toplumlar ve küreler arasındaki eşitsiziik ve büyüyen
uçunımlar. Petisitler. Zehirli ve tehlikeli
atıklar Teknotoji çdgmbğL Teknoloji, medya köleliği.
Kentieşme. Işsizlik. Çölleşme. AIDS, kanser vb.
hastalıklann yayılması. Göç hareketleri. Insan haklan ve
özgürlükleri ihlalleri. Bivolojik türlerin hızla tükenmesL
Terorizm. Farkta ekonomik, dinsel ve sryasal yapüann
çaOşmasL Dünya lider ve insanlannın yaşadıklan
dünyanın tek olduğunu görmemeleri.
liklerde bireylere "dünya
için bir jeyteryap"çağnsın-
da bulunulacak. Yok olma
tehlikesiyle karşı karşıya
bulunan dünyamızın do-
ğum gününü kutlamak için
küçük bir katkınız olsun is-
tiyorsanız, bugün siz de
naylon poşet yerine kâğıt
poşet kullabilir. işyerinize
toplu taşıma araçlanyla gi-
debilir, ağaç dikebilirsiniz.
Dünya Günü TürkiyeJCo-
ordinatörü Boğaziçi Üni-
versitesi öğretim üyesi Prof.
Dr.Criton Curi "Dünya
Günü"nün doğayı koruma-
nın yanında demokratikleş-
me gücünü de gösteren bir
eylem olduğunu söyledi. 22
nisanda birçok ülkenin geç-
mişin bir envanterini yaptı-
ğına dikkat çeken Curi, söz-
lerini şöyle sürdürdü:
"Türkij'e'de böyie bir en-
vanter yapddığı zaman
Dünya G ün ü 94'ten bu yana
önemli bir iierleme kayde-
dilmediğini üzülerek gör-
mekte\iz. Okullarımızda
çevre ile Ugili bilgiler ögren-
citerc aktanlmasına rağmen
bu konuda öğretmenleri
eğhmek icin ciddi hiçbir ted-
bir alınmaıruş olduğundan
bilinç ya>maktan ziyade
çevreye karşı bilgi verilmek-
tedir.Ancak doğanın konın-
ması için bilinçli bir toplum
gerekmektedir. Türkiye'de
su, kaü abk, hava Idrliligi,
erozyon çok önemli prob-
lemler olmaya devam et-
mektedir. İnsan haklann-
dan bahsedilen bu günlerde
temel haklardan bir tanesi-
nin de "temiz bir çevrede ya-
şamak hakkı' oMuğu unu-
Leyla Alaton, kadınlan ayaklan üzerinde durmaya çağınyor:
Amaç özgür5
üreten, yaratan kadınŞÜKRAN SONER
Leyla .Alaton 1a. Notre Dame de Sion Lisesi'nin mes-
lek seçiminde karar verme noktasında olan son sınıf kız
öğrencilerine.'halkta ilişkiler' mesleğini tanıtma söyle-
şisinde buluşmayı seçtik.
Mezun olduğu yıllarda kapısının önünden geçmeme-
ye yemin ettiği okulunun demeği de dahil, etkin görev
aldığı ulusal ve uluslararası iş ve sosyal yaşama yönelik
dernekleri sayarak kendini tanımlamayı yegliyor. Univer-
site adayı genç kızlan, tanıtimını yaptığı 'halkla ilişkiler'
mesleğine özendirmekten çok, özgür kadınlar olarak iki
ayaklan üzerinde durmaya, çok çok çalışmaya yönlen-
dirmeye çahşıyor.
"Bu rür toplantılar belki çok zamanımı alıyor. Ancak
bir-iki genç lüzı etkilesem dünydlar benim olur. Bunlar
zengin aile cocuklan. Eğitim olanaklan var. Babalannın,
kocalannın. çocuklannın parasuıa bağımlı. başkalannm
yerini alarak aldıklan eğitimi değerlendiremeyen. vaşam-
lan boş geçen insanlar olarak kalabilir ya da özgür, üre-
ten, çalışan kadınlar olabflnier" diyor.
Universite adaylanna, esprili örneklerle, hem güldü-
ren hem de etkileyen şeyler anlatıyor:
" - Kulağı küpeli boy frendinizle 500 kez bir araya ge-
lip saatlerinizi boşuna harcamaym. Birkaç kez buluşmak
hoş ve yeter. Zamanınız çok değerli. Durmadan bir şey-
ler yapmaya, öğrenmeye çalışın..
- Aileleriniz karşı çıkabilir, ama siz onlan zorlayarak
tatillerinizde boş zamanlannızda bir yerlerde çalışın. Dil
bilginizi kullanın, bir turistik tesiste şezlong taşıyın ya
da sandviç satın. Bu işleri sakın hor görmeyin. Çağımız-
da gelişen hizmet sektörü. Bunlar sizin gelecekteki iş ya-
şammjzda, meslek seçiminizde, çok önemli yasam de-
neyimi, insan tanıma, iletişim araçlan..
- Halkla ilişkiler benim çok sevdiğim, sıkı bir meslek.
ABD'de iş idaresi ve yöneticilik öğrenimi, endüstri psi-
kolojisi ağırlıklı sosyal bilimler master öğrenimi yap-
tım. Biryandan da mal satarak para kazandım. Orada ar-
kamda babam, sermayem, hiçbir şeyim yoktu. Kapı ka-
pı dolaşıp, bazen kovularak, bizden satılabileceğini dü-
şündüğüm her şeyi, 2 milyar dolarlık malı sattım. Ken-
dime özgüvenimi kazandım. Türkiye'ye geldiğimde çe-
şitli tanıtım projelerinde, halkla ilişkilerde görevler al-
dım. Biryandan da 'Amerikan Kadınının Ekonomik Ge-
lişmesi' konferanslanna kaülıyordum. Önce kendi işimi
yapma karanru verdim.
- Halkla ilişkileri bir dükkânın vitrini olarak algılaya-
biliriz. Vitrinin iyi yapılması bir ekip işi. Deneyim, biri-
kim, bütün iş alanlannda olduğu gibi iletişim çok önem-
li. Türkiye'de henüz tam anlaşılmamış, ancak geleceği
çok parlak olan bir meslek. Ancak vitrinin iyi yapılma-
sı için, önce dükkânın dolu olması lazım. Bu arada ara-
ba reklamı yapılırken önüne konulan güzel bir manke-
nin, güzel bacaklannın iyi bir reklam, hostes, refakatçi-
liğin halkla ilişkiler olarak aigılanmasına çok kızıyorum.
Güzel bacaklı mankenin belki fiyatı yükseliyor, ama he-
deflenen ürünün tanıtıldığını, hedef kitleye ulaşıldığını
hiç sanmıyorum..
- Size en önemli mesajım, kendi ayaklannızın üzerin-
de durmanız. Bir kadın da en az bir erkek kadar çalışma-
h ve ekonomik özgürlüğünü kazanmalı. Öncelikle bir
meslek, bilgi, beceri sahibi olmahsınız. Ailenizin serve-
ti, evliliğinizin, çocuğunuzun garantisi, her şey yok ola-
bilir. Ama hiçbir şey mesleğinizi elinizden alamaz. Kon-
ken, tenis oynayarak günü geçirmek çok zevkli gelebi-
lir. Ama sonuçta insanın kendine saygı duyması ve mut-
lu olması için yeterli değildir. Sonunda ortada kalmak da
vardır."
Leyla Alaton, öğrencilerden gelen sorulan yanıtlarken,
Leyla Alaton, ailesinin desteği olmaksızın başarılı bir iş kadını
olmayı, çağdaş bir aydın olarak sosyal yaşamm her alanında,
örgütlülük içinde etkili yer almayı, kadın haklannda savaşım
vermeyi tutku edinmiş. Bu nedenle de yaşamı ancak çalışmak,
çalışmak, çalışmak.. olarak özetlenebiliyor.
Leyla Alaton, kendi işinin sahibi özgür iş kadını hareketinde
öncülükten, iş dünyası ile ilgili önemli dernekler ve çeşitli sosyal
örgütlerde etkin görev almaya kadar uzanan, renkli bir sosyal
yaşamla iş kadınhğını bir arada yürütüyor. Kadınlara babalanna,
kocalanna, çocuklanna bağımlı olmadan, özgür bir yaşamda,
mutluluğu yakalamayı öğütlüyor.
Türkiye'nin dünyadaki olumsuz imajında tek sorunun
vitrinin iyi düzenlenememesi olmadığını söylüyor,"Sa-
vaş haHnde olan bir ülkenin dükkânı iyi olamaz. Dükkân
iyi olmadan, i\i vitrin yapmak da yanlış. Paralı turistin
ğelmesi için,öncelikle temiz tuvaletler bulması gerek. Ben
kendi evinden daha ucuza 199 dolara bir haftayı geçiren
tsrailli ucuz turisti ne yapayun? Çiller i>i bir vitrin ola-
bilir, ama iyi bir dükkânın koşuOannı yaratabikfiğini söy-
leyemiyoruz-'' diyor.
Öğrencilere anlattıklan ile Leyla Alaton'u dinledikten
sonra, biraz da kamuoyuna medyanın sunduğu vitrini ve
özel olarak kadın hareketleri içinde tanıyabildiğimiz
farklı kimJiği ile değeriendirmek istiyoruz.
- Sizin dükkânmızın da, vitrininizin de iyi olduğunu bt-
lerek okurumuza tanıtmak istedik. İyi bir eğitim, yoğun
bir çalışma, başanlı iş kadını. kadın haklan öncülüğün-
den yaşamm pek çok alanına uzanan çok renkli bir sos-
yal yaşam ve srvil örgütlenmelerde etkili çalışmalar. Çok
büyük bir çaba, emek istivor. Çok zor değil mi?
Le>la Alaton - Kendini ispat, özgürlük kompleksi ola-
rak bakabiliriz. Yabancı olan annemin etkisi önemli ola-
bilir. "Ne babaya, ne kocaya güven" benim sloganım.
Mesleğimde kimseye bağlı olmamak, inandığım düşün-
celeri yaymak için sosyal etkinlikleT içinde olmak beni
mutlu edıyor. Kendime özgüvenimi artınyor. Tabii çok
çalışmak gerekiyor.
- Khleler sizi daha çok medyadan tanryor. Bu tanıtima
göre, zengin ve ünlü bir ailenin, çok güzel, çok şık ghinen,
özgür, renkli yaşamı olan, başanlı, o ölçüde de medyatik
bir iş kadınısınız.
Leyla Alaton - Hiç ilgim olmayan bir dünyada, ken-
dimle bir ilgisi olmayan bu tanıtım beni çok fazla üzmü-
yor. Zaten bu türden televizyon programlannı, yayınla-
n izleyerek harcayacak boş zamanım da yok. Daha çok
kitlelerin böylesine boş, işlevsiz, anlamsız yayınlarla za-
manlannın boşuna yitirilmesine, olumsuz etkilenmele-
rine üzülüyorum.
- Kadın hareketleri içinde yoğun çalışmalannız var.
Bağımsız iş kadını hareketinin öncülüğü yanında, kadın
haklaruıa yönelik sosyal erkinliklere çok zaman ayınyor-
sunuz.
Leyla Alaton - Belki çok yorucu ama inandığım için
severek yapıyorum. Okullarda iyi eğitim alınabilir. An-
cak kadınlara ekonomik bağımsızlık, özgür yaşam kül-
türü verilmez. Kadına sevdiği yaşamı yaratma bilinci, er-
kekten bağımsız tek başına bir kimlik olma öğretilmez.
Çağımızda sadece erkeğin çalışması ile yaşamın sürme-
si bile söz konusu değil. Işçi kadın bunun bilincine var-
mıştır. Ama en iyi eğitimi görmüş, sosyetik bir kadın ken-
di yaşamının sahibi değildir.
- Medya sizi başanlı, ama çok fazla özgür yaşayan bir
kadın olarak tanıtıyor. Bizim toplumumuzda feminizme
inanarak, savunarak yaşamak, mutlu olmak, helede kar-
şı cinsle sağuklı bir ilişki kurmak biraz zor değil mi?
Leyla Alaton - Feministim elbette. Feminist olmadan,
mücadelesini vermeden kadın haklannın gelişebileceği-
ne inanmıyorum. Tabii ki kadını annesinden, evinden ta-
nımış erkeklerimiz, dışarda farklı bir kadın kimliği ile
karşılaşınca bocalıyorlar. Ama zor da olsa, seçim alanı
daralsa da, kadına saygılı, kadın haklanna inanan erkek-
ler de var. Önemli olan kadının kendi haklanna inanıp,
bunun mücadelesini vermesi.
Evliliği, çocuk sahibi olmayı çok ciddiye alıyorum.
Mutsuzbirevlilik, boşanma yaşamaktansa, kadınlar35,
erkekler 40 yaşlanna kadar evlenmek için acele etme-
meliler. İyi çocuk yetiştirmenin evde olma ile bir ilişki-
si olduğuna da hiç inanmıyorum. Aynlan zamanın süre-
si değil, kalitesi, niteliği önemli. Evde aynı mekânda ola-
bilir, çocuğunuzla bir iletişim kuramamış olabilirsiniz.
tulmamabdır.''
Çevreci örgüt Greenpe-
ace, yeryüzündeki en önem-
li iki sorunun.'küresel tsın-
ma' ve 'nükleer tehlike' ol-
duğunu belirtiyor. Isı artışı
ve iklim değişikliği sorunu-
nun Türkiye 'yi etkilediğini
raponında işleyen Greenpe-
ace, Türkiye'nin nükleer
tehdit altındaki ülke olma
yanında tehdit edebilecek bir
ülke olma süreci içinde oldu-
ğunu belirterek tüm insanla-
n zaman ayarlı iklim bomba-
sına ve nükleer tehdide kar-
şı koymaya çağınyor Gre-
enpeace "Düma Günü'' içrn
yaptığı açıklamada, acil s>o-
runlan sıralayarak önlemler
için harekete geçilmesini is-
tedi.
Daha güzel
bir dünya
için... |
WCPA dünyanın daha
yaşanır olması için şunlan
öneriyor:
Yeniden kuDanın.
Kullanılmış kâğıttan
yapılmış kırtasiye, kart ve
paket kâğıdı satın alın.
Bir bahçe edinin. Kentsel
bötgelerde iseniz en azından
saksıda yaprak ve çiçek
yetiştirebilirsiniz.
Ozon tabakasına zarar
veren kloroflorokarbonlu
aerosollü kutulardan
almaym.
Kâğıt havlu değil, kumaş
havlu kullanın.
Klorsuz çamaşır suyu
kullanın.
Eğer seçme şansnuz varsa ..
manavtarda ve diğer
yerlerde nay k>n poşet
yerine, kâğıt torbalardan
isteyin.
Mümkün olduğunca
elektrik ampulü yerine
eneni tasarrufu sağlayan
floresan lambalanndan
kullanın.
Eğer uygunsa evinize güneş
enerjisiyle çalışan ısıtma
ünitesi takönn.
Musluklannızdaki
sızıntılan hemen tamir
ettirin.
Yeniden şarj edilebilen
pilleri kullanın.
Otomobıl benzin filtresini
temiz tutun ve benzinden
tasarnıfedin.
İşyerinizde yeniden
kultanma programlan
başlaün. Teneke kurular,
carnlar, gazeteler, kolayhkla
kullanılabilir.
Okullarda müfredata
ekoloji ve yeniden kullanım
konulannın eklenmesini
isteyin.
YereL, bölgeseL ulusal ve
dünya çevre konulannda
sürekli bilgi edinin.
Bir ağaç dikin. Büyürken
karbondioksit rükettikleri
için ağaçlar havanm
temizlenmesine yardımcı
olur.
MESELA DEDİK ERDAL ATABEK
çy u demokrasi işine dilimiz zor dö-
. \ nüyor. aklımız zor yatıyor. Ne
3T yapalım ki söz bizim değil, ko-
nu bizden değil. Yapsan uymuyor,
yapmasan ohnuyor. Iki arada bir de-
rede kaldık dedikleri tam da bu.
Memleket bu demokrasi meselesin-
den sıkıntıya düştü. Hükümet birbi-
rine giriyor, şu kalksın bu insin türün-
den tartışmalar sürüp gidiyor. Böyle
işlerde biliyorsunuz ki 'çare rüken-
mez'. 'Ne yapıhr ne edilir?' diye kafa
yorarsanız bir şeyler buluyorsunuz.
Bunlardan biri tamamını alamadığı-
nız şeyi taksitle almaktır. Bir başka-
sı doğnıdan gecemezseniz yatay ge-
çiş yapmaktrr. Bir de böyle denense
diyoruz. Bakın nasıl olabilir?
'Dem'le başlamak nasıl
olur?
emokrasi uzun iş, gelin şuna
'dem'le başlayalım. 'Dem'
bize yabancı değil. Farsça bir
sözcük, 'nefes, soluk, içki,zaman' gi-
bi anlamlara geliyor. Vallaha hepsi de
Demokrasi zor geliyorsa!
duruma uyar. Şimdilik 'dem' alalım.
Önce bir nefes alınz, arkadan bir yu-
dum çekeriz, zaman da geçer. Avru-
palı, Amerikalı meraklılar 'Yahu ne
oldu şu sizin demokrasi meselesi' gi-
bi densiz sorular sorunca da yetkili
büyüklerimiz rahatça "Biz o işe baş-
ladık bile, şündi'dem' aşamasuıdayiz,
merak etmeyin arkası da gelecek"
derler. Berikiler de bu zekâya şaşıp
kalırlar. Ölümlü dünya yahu, tasa
çekmeye değer mi?
Demlen gitsin. Televizyona çıkıp
sıkı bir konuşma yapılır 'Ey vatan-
daşlar, memleket dem aşamasına gir-
mişrir. Demokrasi denilen yol uzun bir
yoldur. biraz da yokuşrur, bizim de
pek takatimiz yoktur. onun için ilk
taksitteyizdir. Şündi siz bol bol dem
alın, demlenin, iyice nemlenin, arkası
daAUata'uıizniylegelecektir'. Ha şöy-
le yahu. Dünyayı kendimize dar et-
menin âlemi varmı? Yok demokratik-
leştirdik yok bilmem ne edemedik.
Dilimiz dönmez, adetimiz uymaz, of
be. 'Dem' öyle mi ya? 'Dem'e canı-
mız kurban. Demlen vatandaş, dem-
len yurttaş, demlen ki için ısınsın,
muhabbet koyulsun, vatan kurtulsun.
İkinci aşama da 'ok'
u 'dem' işi yıllarca sürdükten
sonra gene mınn kınn etmeler
A J başlarsabu kez de'ok'aşama-
sına geçilir. Öyle ya, 'dem' meselesi
iyice sindirilmiştir, hayatın heralanı-
nagirmişrir. 'Dem'sizbiryerimiz, bir
dakkamız kalmamıştır. Şimdi artık
'ok'basamağına çıkış zamanı gelmiş-
tir. 'Ok' da ata sporumuz değil mi?
Memleketi 'ok'la donatınz. Kapılara
duvarlara 'ok' işareti koymak zorun-
lu rutulur. Girişlere 'ok' çıkışlara 'ok',
duruşlara da dikine 'ok'. Her şeyde
olduğu gibi bunda da işin okunu çı-
kannz ama olsun. Ok sporunu da zo-
runlu kılanz. Her vatandaş haftada
bir kere ok atmakla yükümlü rutulur.
Millet oktan bıkar ama ne yaparsın ki
demokratikleşme çabalanmızdan
vazgeçemeyiz. Bıksan da atacaksın,
yorulsan da. llkokul kitaplannı de ye-
niden yazdınp 'Baba bana ok al',
'Ana bana ok ver' diye çocuklanmı-
zı da uygarlığa hazırlanz. Bu 'ok' me-
selesi de epeyce idare eder. Yıllaryıl-
lar geçip de birileri 'Yahu şu ok me-
seiesinin asta neredençıktıydı?' deyin-
ceye kadar da kimsenin aİdına bir şey
gelmez. Ama birileri de sorar işte.
Oysa vatandaş pek memnun olmuş,
bir yandan dem çekip bir yandan ok
atarken 2000'li yıllarda delinip geçil-
miştir. Iç ve dış ukalalar gene 'Şimdi
ne olacak?' demeye başlar. 'Bi adırn
daha atarsantz bu iş tamam' dıyenler
bile olur. Bi adım daha nasıl atılacak?
"Rasi" de neyin nesi?..
-j- yi de bu 'rasi' ne demeye geliyor
/ baba? Galiba hiçbir şey demeye
JL gelmiyor. Ama bu da olmadan
olmuyormuş. tyisi mi bunu halka so-
ralım, bakalım 'rasi' istiyorlar mı is-
temiyorlar mı? Ortalık gene kanşır.
Öyle ya kardeşim, şimdi bu 'rasi' ne-
yin nesi. Yenir mi, içilir mi, sırta gi-
yilir mi? Bilen yok, duyan yok. Av-
rupa'ya sorsan o da bilmiyor, Ame-
rika hiç oralı değil. Çünküm arkadaş
*rasi' diye bir şey yok. Vakti zamanın-
da bunu birileri uydurmuş, sonra da
zahir moda olmuş. lç ve dış ukalalar
hemen açıklama getiriyor, 'Elbette
rasi diye bir şey oünaz, bunun aslı
' krasi' dir ama siz bölüp aldığınız için
geriye rasi kaldı' diyorlar. 'Rasi'de
meymenet yok da 'krasi'de var mı?
Onda hiç meymenet yok arkadaş. So-
nunda bizim demokrasinin de kuyru-
ğu olmasın deyivermek daha eyi. Ol-,
masın gardaşım, bizimkinin de kuy-
ruğu olmasın. 'Kuyruksuz demokra-
si' derlermiş, desinler. Elin ağzı tor-
ba değil ki büzesin. Şu 'rasi'yi iste-
miyoruz, isteyen alsm, tepe tepe kul-
lansın. Tamam mı kardeşim. Kuyruk-
suz demokrasi olur ama buyruksuz
demokrasi olmaz. Beğenmeyeni içeri
tıkanz, yüzünü bile göremezler.