Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 Nl&AN 1995 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Hollywood ünlülerinin geçit resmi
yaptığı bir karakterler galerisine çevirdiği
filmini sarmal ve sağlam bir yapıda
kurmuş Quentin Tarantino. SUNGU ÇAPAN
Film Cola/hamburger, TV/video,
rock/çizgiroman şeytan üçgeninde yeşerip
boy atmış popüler kültürün günümüzde,
sinemada vardığı bir doruk da sayılabilir.
Oscar yanşında Forrest Gump'a yenik düşen "Ucuz Roman", dinamit gibi bir görsel şölen!
Tatara, titiri, Tarantino diye biri.•.Festival devam ediyor! Piyasayı, 'Sine-
ma Günkri'nın bitiş tarihini kollayip yi-
ne dört bir koldan saran Amerikan yayın-
lannın arasında, aylardır sözû edilip en
son Oscar"lan Forrest Gump'a kaptırma-
sıyla gündeme gelen, 1994 Cannes Festi-
vali Altın Palmiye ödüllü "Pulp Fiction-
Ucuz Roman~ hemen dıkkati çekiyor ilk
bakışta.
Geveze ve koca çeneli. tipik bir medya
uyanığı izlenimi veren. 1992 "den bu yana
yazıp yönettiğı "Rezervuar Köpelderi"yle
"Ucuz Roman" \e senaryosunu yazd'ığı
u
TrueRomanee-ÇılgınRomantik''le Oli-
verStone'un değiştirip kendi çizgisine uv-
durduğu "Natural Born Kiikrs-Katil Do-
ğanlar" gibı filmlerle şimdiden Holryvvo-
od'un yeni dâhı genç yönetmeni olarak
genişce bir hayran kıtlesi edinen. 1990'lar-
da şiddetin yenı ozanı unvanını Peckiıı-
pah'dan devTalan Quentin Tarantino'nun
yıldızını iyice parlatan ~Puip Fiction"*ı.
kuşkusuz yeni bir 'cıdt-fibn'adayı şimdi-
den kanımızca.
Bir kahvede yiyip içerken artık telefon-
la bile banka soymanın mümkün olduğun-
dan dem vurarak aniden cüzdanı şişkin
müşterilerle dolu kahveyi soymaya kalkı-
şan acemi soyguncu sevgili çifti, Honey
Bunny'yle Pumkin'i (Amanda Plummer,
Tîm Roth)tanıyarak içine daldığımız "U-
cuz Roman", değişik karakterlerin iç içe
geçirilmiş ve önünde sonunda. ucundan
köşesinden birbirleriyle çakışıp çatışan hi-
kâyelerini anlatarakbaşını finaline bağla-
yan, çok renkli bir karakterler galerisi.
Tanıtma yazılannın ardından, bir grup
amatör gangster bozuntusundan, açıldı-
ğında çevreye turuncumsu, altın (?) yan-
sımalar saçan, esrarengiz bir siyah çanta-
yı geri almakJa görevli, yeraltı dünyasın-
dan iki kiralık katilin, uyuşturucu cenne-
ti Amsterdam'daki yasal esrar barlann-
dan, Paris'teki McDonalds sandviç çeşit-
lerinin Fransızcalanna (Le Big Mac!) ve
sinemada bile kâğıttan değil, cam bardak-
larda bira içebilmek zevkine (!) kadar uza-
nan ve Avrupa'nın farklılığını onaylayan
ilk geyik muhabbetlerine tanık oluyoruz.
Gerek tahsilatçı, cezalandıncı ve azra-
il olarak, kıytmk bir TV pilot fllminde rol
almış, güzel ve cazip kapatması Mia'ya
ayak masajı yaptı diye ınsanın canınaoku-
yacak kadar kıskanç bir patronun, zenci,
irikıyım 'baba' Marcellus Wallace'un
(Ving Rhames) emrinde çahşan bir kira-
lık katilden beyaz olanı, 3 yıl kadar Avru-
pa'datakılmış, 'Idbritkoynayanıııyanaca-
ğuu' iyi bilmesine karşm yine de patronun
dilber kadınına yeşillenmekten kendinı
alamayan, zaman zaman da yanlışlıkla
adam vurup beyin dağıtan, 'maddeci' Vin-
cent Vega (John TravoHa).
Genellikle silahı çekip öldürmezden
önce kurbanlanna incil'den ezberlediği
bölümü okuyan, Tann'nın inayetine ve
mucizelere yürekten inanan, 'dürüsöerin
kötülerce kuşaüldığı' bu amansız ve zalim
dünyada rehber olmak ve sürdürdüğü kan-
lı, günahkâr yaşamdan artık emekli olup.
TV dizisi "Kung Fu"nun çilekeş gezgın-
ci DavidCarradine'ı gibi âlemi dolaşarak
tanımak isteyen öteki kiralık katilse inanç-
h zenci Jules Winfıeld (Oscar'a adaylık,
harika birtetikçi kompozisyonu çizen, pe-
ruklu ve bıyıklı bir Samud L. Jackson.)
Sekste zevki arttırması için, dogal olan-
lann dışında, vücudundaki delikleri ço-
ğaltmış, her tarafi küpeli, kancalı, üşütü-
ldimsü, şirret bir Rosanna Arquette 'Los
Angeles'taki hakiki örneklerinden fark-
sız, uyuşturucu satıcısı kocasından (Eric
Stoltz düzenli bir memur gibi işini yapan,
aşağılık ve sevimli bir 'Dealer' olmuş,
dünyanın dört bucağından gelmiş kuvvet-
li rrİallar satan) zaman zaman geçip be-
yaz'ını edinen, sıkı bir iğneci Vincent Ve-
ga'mız her fırsarta şınngaya sanlan.
Filmin 'Vincent Vega'yİa Mia' başlıklı
ilkhikâyesi, küçük aynntılar, zekice diya-
loglar ve her an duyumsanan ironik vur-
gulamalarla örülü olarak gelişip uyuşturu-
cu dünyasının giderek kâbusa dönüşen
tehlikeli ve çıkmaz labirentlerinin dehşe-
tini perdeye taşıyor, romantizm. nostalji ve
gırgır şakayla kanşık. Patronun kansını
eğlendirmekle görevli Vince'ırruz, artık
John Travotta (üstte). Uma Thurman (solda, altta) ve Bnıce NVillis (sağda altta), 'Ucuz Roman'ın ûnlükrindea
Ucuz Roman (Pulp Rcnon)Yönetmen:
Quentin Tarantino / Senaryo: Q.
Tarantino, Roger Avary - Kamera: Andrzej
Sekula ' Müzik: Karyn Rachtman .
Montaj: Sally Menke / Oyuncular: John
Travolta, Samuel L.Jackson, Uma
Thurman, Harvey Keitel, Tim Roth.
Amanda Plummer, Ving Rhames. Mana
De Madeiros, Eric Stoltz. Rosanna
Arquette, Quentin Tarantino, Christopher
YVaiken ve Bnıce Willis /1994 ABD
(Miramax. WB. Filmpop) Beyoğlu Emek.
Şişli Kent, Etiler Akmerkez, Maslak
Mövenpick, Kadıköy Süreyya, Altunizadc
Capitol, Bakırköy 74. Pendik Oscar.
Florya ve Ataköy Prestij sinemalannda.
filmlere kadar yayılmış, kimi etkiler içe-
ren bu ürpertici sekans da, "Ucuz Ro-
man"ın rahatsız edici, traji-komik sahne-
lerinden bir başkası. Utanç içindeki Mar-
cellus'un komutuyla polisin motoruna at-
layıp Fabienne'ini de alarak yeni bir ha-
yata doğru dümen kırmasıyla Butch'ın
öyküsü de mutlu sona bağlanıyor. Derken
yeniden kiralık katil çifti karşımıza geti-
ren Tarantino, "Ucuz Roman"ın üçüncü
hikâyesini anlatmaya koyuluyor. Martın
Scorsese tarzı bir kara fîlm türü çağnştı-
ran "Bonnie'nin Durumu" adlı bu bölü-
mün süperi. "temizlikçr Harvey Keitel'le
birlikte, artık inayete ermiş gangster Ju-
les-Samuel L Jackson kuşkusuz.
Vince'in kazayla ateş edip öldürdüğü,
beyni arabanın arka koltuğuna saçılıp ka-
fası dağılmış. kanlar içindeki bir cesedi
yok ermek için telefona sanlan Jules ar-
kadaşı Jimmy'nin evine doğru kınyor di-
reksiyonu bu bölümde, patron Marcellus
da 'temizlikçr WolTu (eşsız benzersiz
Harvey Keitel)oraya yolluyor ortalığı süt-
lımana çevirmesi için.
Jules, Vince, Jimmy ve
Winston VVlf
kokainin demode. eroininse yeniden 'me-
lekler kenti'nde moda olduğunu öğrendi-
ğimiz Dealer'ı Lance'dan (Eric Stoltz) al-
dığı uyuşturuculanyla Mia'yı (Taranti-
no'nun, ustabellediği Godard'ın ilk film-
lerinin kraliçesı olan Anna Karina'nın
1960'lardaki saç modelıni \e tipıni örnek
alarak yeni baştan yarattığı Uma Thur-
man da Mia karaktenne damgasını vur-
muş) birgece yemeğe çıkanyor. 1950'Ie-
rin tarzındaki "Machine Gun Keüy","Yo-
ung Racers", \b. gibi eski, B serisinden,
ucuz filmlerin afışlenyle dekore edilmiş.
Ricky Nelson'lann, Elvis'lerin şarkı söy-
lediğı, etelderi rüzgârdan savrulmuş Ma-
rilyn Monroe, Mamie Van Doren ya da
Jane Mansfield gibisanşın bombalann
garson kız olarak hizmet ettiğı bir gece ku-
lübünde.
tçindekilerin canlı olduğu bir mumya-
larmüzesini andıran bu lokantada "Sende
buzursuz sessizliklerden nefret eder mi-
sin?", "Huzuriu olmak için habire saçma
sapan konuşur dururuz" gıbisinden ucuz
felsefe kınntilan içeren soru-cevaplarla
elektriklenerek yatağa doğru yönelecek
izlenimi veren Vince'le Mia'nın ilişkisi.
gecenin 'davetkâr meşum kadın'ı ve gö-
zü doymak bılmez eroinmanı Mia'nın aşı-
n dozdan uyuşturucu komasına girmesiy-
le dehşetengiz bir karabasana sürüklenı-
yor. Her fırsatta burnunu pudralayan pat-
ronunun fettan kansıyla, twist dans yanş-
masında bırincilik kupasmı (bu dans sah-
nesi de, "Cumartesi G«cesi Ateşi", "Gre-
ase" vb. müzikal filmlenn 197O'!erdeki
ilahı John Travoha'vı anıştınyor kaçınil-
maz bıçimde) kazanıp sadakatinı sınaya-
rak tam da mercimeğı finna vereceğı sı-
rada. ağzından bumundan kan ve köpük-
ler boşanmış, komadaki Mia'yı bularak,
antolojilere geçecek. unutulmaz bir sah-
nede, kalbe çaktığı adrenalin iğnesiyle ha-
yata döndürüyor kadını Vince-Travol-
ta'mız. Evıne gidip mastürbasyonunu ya-
pıp zıbaracağı yerde başını derde sokan
Vince'le patronun kansmın bu ıncelikli,
matrak ve romantik öyküsünün ardından,
hareketli. genlimli, aksiyonlu ve erotik bir
kara fîlm türünün klişeleriyle donatılmış
"Amn Saat" başlıklı ikincı bir hıkâye sö-
kün ediyor "Ucuz Roman"da. ki Allah
Allah! Şarabın yıllandıkça sanılanın ter-
sine. değerleneceğine sirkeleştiğini ileri
sürerek gururunu yaraladığı ringlerde işi
bitmiş. boksör eskisi Butch'la (şımdiye
dek bana hep sevimsız gelmiş Bnıce WU-
hs bu rolde görülmeye değer doğrusu), şi-
ke için anlaşıp, ilk ödemeyi de alan
Butch'un, Mie'nin kocası. zenci çete re-
isi Marcellus'a'kazık atarak nazenin Fran-
sız tazesi manıtası Fabiene'le (çıtı pıtı, ço-
cuksu ve seksi olabilen Portekizli yıldız
Maria De Madeiros) Pasifiğe, Tahiti'ye
doğru, bahis paralanyla birlikte kirişi kır-
ma serüvenini izlediğimiz filmin bu bö-
liimü de, Vietnam fılmlerinden Sergio Le-
one tarzı şiddet ve David Lynchvari işken-
ce ve tecavüz sahnelerine kadar çeşitli
gondermelerde bulunuyor.
Binnci Dünya Savaşf nakatılmışdede-
den kalma, Ikinci Dünya Savaşı'yla Viet-
nam cehennemini de görmüş. anüste sak-
lanmış olsa da. baba yadıgân saatı uğru-
na canını tehlikeye atan boksör Butch'ın,
kaçtığı korkunç patron Marcellus yoluna
çıkarsa neler olur? Neler olmuyor İo. Ön-
ce saatini alırken tost makinesının tıkırtı-
sı yüzünden eli tetiğe gıdiveriyor
Butch'ın. Ve yme bir okumalı tuvalet se-
fasından çıkan. zaten gıcık olduğu Vin-
ce'in üsriine ölüm kusuyor kapkara bır
Kalaşnikov. Birbirleriyle ölümüne kapış-
mışken, sapık ve işkenceci polisle yardak-
çısının ağına yakalanarak dükkânın bod-
rumunda. acayip ve dehşetengiz tecavüz-
lere maruz kalıyor Butch-Marcellus ikih-
si. irikıyım zenci gangsterin sapık polis ta-
rafından düzüldüğü "Teksas Elektrikü
Testere Katliamı"ndan "Evfl Dead"e, vb.
Oyunculuğu da iyi kıvıran Taranti-
no'nun oynadığı Jimmy, 1.5 saat sonra
hastaneden dönecek olan hemşire kansı
Bonnie'yi bekleyen, öncelen kan-revan
içinde evine doluşan Jules'le Vince'e mı-
nn kınn ederken Wolf'un devreye girme-
si ve bütün masraflan patronun paralany-
la ödemesi sonucunda sesini kesiyor ve
amca-teyze armağanı çarşaflannı bile,
mutfaktan organize edilip yönetilen bu ev-
lere şenlik, temizlik operasyonuna feda
ediyor tabii ki. Ve kahramanlanmız ko-
mik, voleybolcu kılığmdaki giysıleriyle, i-
ki acemi çaylağın soygun yapacağı, filmin
başındaki kahvenin yolunu tutuyorlarkah-
valtı etmek üzere. Ballı tavşanla sevgili
Balkabağına yardım etmeyı yeğleyen, vu-
rup öldürmektense cüzdanındaki tüm pa-
rasını toy ve genç sevgili çifte vermeyi se-
çen, 'cool' gangster Jules-Samuel LJack-
son'un, kadillak gibi gitarlar ve beylik
'Hatasuu kabul edenin bütün hatalan ba-
ğışlanır!' gibisınden özdeyışlerin eşliğin-
de emekJi olduğu, başa bağlanan bu deği-
şik finalle eğlenceli başyapıtmı noktalıyor
Tarantino.
Huzursuz sessizlik sttrer giderm
Meraklısını her an. her sahnede diken
üstünde tutarak. görûntü, espri, ıncelikli
diyalog, soul, funk ve rock melodi bom-
bardımanına tutan. sinema tarihinin kimi
klasiklenne göndermelerde bulunup çeşit-
li çağnşımlar yaptırarak, ustalanna saygı
göstensı nıteliğindeki bazı sahneler dü-
zenleyerek dilediğince dalgasını geçen
Quentin Tarantino'nun "Ucuz Ro-
man"ından çokca keyif aldım özetle.
1960'lannbaşındadoğrnuş, 16yaşındali-
seden aynlıp bir videocu dükkânından si-
nema kültürünü almış, bu otodidakt, Ital-
yan asıllı, Kalifomiyalı yazar-yönetmen,
Amerikan hayat tarzınin yetiştirip Holly-
wood semalanna saldığı. günümüzün
önemli bir sinemacısı olduğunu, Forrest
Gump'lardan fılan çok daha etkili ve çar-
pıcı bir potansiyel içerdiğinı, birhaylı eğ-
lenceli biçimde gözler önüne seriyor "U-
cuz Roman"I a bizce.
1930-40'lann ucuz kâğıda basılan, re-
simlendirilmiş, orta malı polisiye roman-
lanndan yola çıkarak, kara-film, roman-
ce, action vb. gibi bildik türlere ve belli
klişelere yeni bir soluk üfleyerek. şiddet
öğesini de filme bir romancı panltısını da
sağlayan, kimi zaman abuk sabuk kaçan,
kimileyınse cuk oturan espri ve gözlem-
lere dayalı bir kara mizah eğilimiyle den-
geliyor.
Kara filmden 'kanlı sinema'ya (gore)
ve çizgi romana kadar çoğaltabilecek şid-
detle mizahın Tarantino'ya özgü, mizahın
öne çıktığı esprili diyaloglar ve yakın plan
ağırlıklı bir biçemde harmanlandığı, bu
çağdaş Amerikan başyapıtında merakhsı-
nın keşfedeceği, yığınla eğlencelik öğe de
saklı. Bir kez daha gidip seyredeceğim,
ben şahsen...
Y E N İ B A Ş L A Y A N F İ L M L E R KİKA / BABAM ASKERDE / tSKOÇYALI-3 BÜYÜCÜ
KtKA:
Pedro .Almodovar'ın son filmi "Kika"
da bugün gösterime giren filmler arasında
yer alıyor. Almodovar'm uzun zaman
beklenen. oldukça yüksek bır bütçeyle
gerçekleştirilen 10. filmi "Kika", insan
cinselliğınin renklerini kapsayan hareketli
bir anlauma sahip.
Filmde, çılgm bir makyöz olan
Kika (Veronica Forque) hem bır
fotoğrafçı olan Ramon'la (Alex
Cassanovas) hem de onun Amen-
kalı bir yazar olan üvey babası
Nicholas'la (Peter Coyote) ilişki
içindedir. Aynı zamanda Kika, ha-
pisten kaçıp eve gelen eski bir por-
no yıldızı olan erkek kardeşini koz
olarak kullanan lezbiyen hizmetçı-
nin iınalanndan kaçmaktadır.
Tüm bu kanşıklık içinde bir de
Kika'nın düşmanı .^ndrea Scarfa-
ce (Vîctoria Abril) ortaya çıkar.
Andrea, bir reality show programı-
aın yıldızıdır. Modacı Gaultier'nin
tasarladığı garip bir savaş kıyafe-
tiyle dolaşan Andrea. insanların
başına gelen felaketlerden bir cadı
gibi büyûk zevk almaktadır. Acı-
masız. sansasyona dayalı, gerçek
hikâyeleri ortaya çıkaran Andrea'nın yeni
konusu Kjka'dır. Almodovar. "Erkekler
ve kadmlar hiçbir zaman birbirtcrini an-
lamaztar ve biz de filmde onlan birbirleri-
ni aola>acak şekildc yararmadık. Film,
kadınlaruı gücü üzerine odaklandı. Kika
son derece güçlü bir kadın. Andrea ise bir
robot gibi kendine özgü bir gücü temsil
ediyor. Ama bana göre o bir karakterden
çok bir fikri temsil etmekte ve ben bu fik-
re karşı savaşmaktayım." diyor. Yönet-
men filminde. Kika'nın kendisine teca-
vüz eden kişiye anlayış göstermesi ve
uzun tecavüz sahnesi nedeniyle kadın
düşmanlığı ile suçlandı. Almodovar, "Be-
ni kadın düşmanı olarak suçlayanlar be-
filmın kendı duygulanna en yakın filmi
olduğunu söylüyor.
BABAM ASKERDE:
Handan tpekçi'nin ilk filmi "Babam
Askerde", 'baskı dönemleri'nin başta ço-
cuklar olmak üzere toplumun farklı ke-
simlerinden ınsanlarda açtığı yaraları ır-
delivor. 7Ankara Film Festivali Umut
lin de anne tarafindan burjuva olan bir ai-
lenin tek çocuğu. Bu üç çocuk, babalannı
ziyaret etmek için geldikleri tutukevinin
bekleme salonunda tanışırlar.
Pelin ve Ekin, bulunduklan yerin ha-
pıshane olduğunu Cengiz'den öğrendikle-
nnde şaşınrlar. Ekın, zaten annesının söy-
lediği "Baban askerde" sözünün doğru
nim bundan zevk aldığımı düşünüyorlar.
Ama onlann bütün biiyük komedi filmle-
rini anladıklannı pek sanmıvorum. Çün-
kü insanlar en çok kendilerine acı veren
şe>ler hakkında komedi yaratabüirler. Te-
cavüz son derece kötü. acıklaması ise son
derece açık_" dıyor. Kıka'>i dığer film-
lennden daha farklı bulan yönetmen. bu
Kika
Veren Yeni Yönetmen, Umut Veren Se-
naryo ödüllerinı alan filmde Gülnihal Ya-
zıcı, Yunus Gencer. Ceylan Öcal, Zuhal
Gencer. Füsun DemireL Yasemin Alkaya
ve Selçuk Uluergüvenrol alıyor. Filmin
kahramanları. üç farklı çevreden gelen üç
çocuk: Ekin, aydın bir doktor çiftın tek,
Cengız ışçi bir anne-babanm üçüncü, Pe-
Babaıtı Askerde
olmadığını düşünmektedır. Cengiz'in
açıklamalarıyla şüpheleri kesinlik kaza-
nır: Babası hapistedir. Pelın'in tepkısı ise
öfkeyle annesine saldırmak olur. Babası
annesinin yüzünden hapistedir! Film, bu
karşılaşmadan sonra gen dönüşlerle her
bir çocuğun öyküsünü bırbirine paralel
kurguyla anlatarak sona doğru ılerliyor.
Tekrar tutukevinin bekleme salonuna dö-
nülen finalde, çocuklar babalarım gör-
mek üzere farklı yönlere_gidiyorlar.
İSKOÇVAU -3 BÜYUCÜ:
llki 1984 yıhnda çekilen "tskocyah*'
dizisinin üçüncü halkasında da diğer iki-
sinde olduğu gibi başrolü Christopher
Lambert üstleniyor. 1994 yılında geçen
filmin başında. Iskoçyalı, Connar
MacLeod, ailesi ile birlikte yüzyıl-
lardır yakalamak isteyip de yakala-
yamadığı sakinlikte bir yaşam sür-
mektedir
Ancak bu huzur uzun sürmeye-
cek, Iskoçyalı, en ölümcül düşmanı
büyücü Kane ile karşılaşmak üzere
oğlunu bırakıp New York'a giünek
zorunda kalacaktır. New York'ta
büyücünün izinde olan Antik Tarih
Müzesi'nde araştırmacı AJex John-
son'la buluşur.
Bu herhangi- bir buluşma gibi
görünse de, aslında uzun bır zaman
önce bir aşk yaşamışlardır. Alex.
MacLeod'un sıradan bir adam ol-
madığını anlar, hpkı iki düşmanın
kavgasının dünyayı değıştirebilece-
ğini anladığı gibı. MacLeod, Kane
ile ilk karşılaşmasında kılıcının
parçalandığı, doğum yen Iskoçya'ya dö-
ner. "İskoçyah l"de parçalanan sılahını
yeniden yapar ve kendısini yaklaşan sava-
şa hazırlar.
Kanada, lngiltere ve Fransa'dan film
yapımcılan, aktörler ve teknisyenlen bir
araya getiren filmin yönetmenliğinı genç
bir yönetmen. Andy Morahan üstleniyor
KEDI GOZU
VECDI SAYAR
Size de Çıkabilir
Gazetelerde okumuşsunuzdur. Apartmanlarda kö-
pek banndırmak yasaklanıyormuş. Yargıtay karan
ile. Komşulardan gelecek bir şikâyet köpek kadeş-
lerimizin evden atılması için yeterli olacakmış artık.
Iş, bu kadarla da kalmıyor. Parklarda, sokaklarda
özgürce koşuşturmak da tarihe kanşryor. Bazı bele-
diyeler -hangileri olduğunu kolayca tahmin edebilir-
siniz- köpeklere savaş ilan etmiş, parklara "köpek-
ler giremez" diye levtıalar konulmuş. Bu konudaki
karariılıklannı göstermek için köşe bucağa zehirii ek-
mekler koyduklan söyleniyor dilden dile. En son ha-
berieri almak için akşamlan kentin mutena semtle-
rinden yükseten havlamalara kulak kabartmanız ye-
terli.
Köpeklerin yaşama haklan ellerinden alınıyor böy-
lece. Ne evlerde yaşamalarına izin var, ne de sokak-
larda. Seslerini yükseltenler en ağır cezalarla karşı-
laşıyor.
Şimdi, bazı kediler durumdan pek memnun. Pati-
lerini oğuşturarak "Oh, dünya varmış. Artık köpek-
lerden korkmadan gönlümûzce yaşayacağız" diyor-
lar. Tabii, tüm kediler böyle düşünmüyor. Çocukluk
yıllarını köpeklerle yan yana banş içinde geçirmiş ni-
ce kedi tanınm. En iyi dostlan köpeklerdir. Ben de
onlardan biriyim. Hiçbir gün ne korktum, ne de düş-
manlık duydum köpeklere. Birbirimizden ne farkımız
var ki? Onlann sesleri daha kalın, dişleri daha kes-
kin, işte o kadar.
Galiba, aramızın açık olması birilerinin işine geli-
yor. Bize "sahip olduklannı" sanan insanlar, böyle-
likle bizleri daha kolay yönetiyor, istediklerini daha
çabuk elde ediyor olmasınlar?
Ama nedense bu gerçeği kavrayanlanmızın sayı-
sı pek az. Hepimiz kendi özgürlüğümüzün peşinde-
yiz. Başkalannın haklannı, özgürlüklerini savunmak
kedilerin hasletlerınden biri değil mi? Öyle ise neden
bu suskunluk?
Kedi milletinin tarih bilgisi oldum olası zayıftır. Geç-
mişten ders almayı bir türiü bilemez. Dayanışma
duygulanmızın da pek güçlü olmadığını itiraf etme-
liyim. Bir filmde görmüştüm. Galiba Alman filmiydi.
Komşularının alınıp, götürülmesine hiç ses çıkarma-
mıştı bir kan koca. Onlar Yahudi, benimle ilgisi yok
bu işin, demişlerdi. Sonra başka komşulan götürdü-
ler. Onlar komünist, diye kandırdılar kendilerini.
Sıra onlara geldiğinde, yapayalnızdılar.
Bilmem kedi kardeşlerim bir hisse çıkanriar mı bu
öyküden? Köpeklerin yaşama hakkını savunmayan
kedilerin kendi geleceklerini de tehlikeye attıklan ger-
çeğini fark ederier mi? llle de o zehirli ekmeklerden
bizim de yememiz mi gerekiyor?
Eskiden "Bir kedi dünyaya bedeldir" diye ezber-
letiriermiş kediler ülkesinde. "Savaşan Kedilerie Ele-
le" kampanyalan yapılırmış televizyonda. En güzel
savaş şarkılarını okuyan şarkıcı kediler ödüllendiri-
lirmiş.
Sonralan düşünüp, taşınıp, epeyce kavga edip, tüy
döktükten sonra "Bütün hayvanlar kardeştir ve hep-
si eşit haklara sahiptir" noktasına gelinmiş. Ne var
ki insanlaria beraber yaşamak bu güzel düşüncele-
ri unutturmuş kedilere. Yalnızca kendi mutluluğunu
düşünen, bencil yaratıklara dönüşmeye başlamışız.
Köpeklere yapılan bu haksızlıklara karşı kaç kedi-
nin sesini yükselttığini duydunuz? Köpeklerin hak-
lannı gündemegetireniçrin "düşman"olduğunu söy-
leyenler nasıl bu kadar pervasız olabiliyor?
Savaş çığırtkanları arasına kendilerini aydın zan-
neden bazı hemcinslerimizin de katıldığını görmek-
ten utanç duyuyorum. Nicedir şaşkınlıkla izliyorum
onlan. Nasıl da insan gibi düşünmeye alışmışlar. Sü-
rünün bir parçası olmayı, kitle kültüründen zevk al-
mayı öğrenmişler. Aynı şarkılan söyleyip, aynı ma-
sallan dinlemekten bıkmıyoriar. "Sakıncalı"konulara
girmeden, yansız birseyirci gibi izliyorlarolup biten-
leri. Bakıyorlar. ama görmüyoriar. Bir gün sıranın ken-
dilerine de gelebıleceğıni akıllannın ucuna bile getir-
miyorlar.
Ozgür düşüncenin yalnızca kendimiz için değil,
başkaian için de gerekli olduğunu kabul etmedıkçe
tutsaklıktan kurtuluş mümkün mü?
Galiba duyarlığımızı hızla yrtiriyoruz. Bıyıklanmız
eskisi kadar hassas değil.
7. ULUSLARARASI İSTANBUL
ÇİZGİ FİLM FESTİVALİ
BUGÜN / Atatûrk Kültûr Merkezi: 10.30- 14.30/ Ço-
cuklara Yönelik Program, 14.30/ Midas- Yön: Ateş Beni-
ce, 15.30/ lngiltere Royal Collage of Art ve Eskişehir Ana-
dolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Animasyon Bö-
lümü öğrencilerinin çalışmalan, 16.30/ Yurt içi ve yurtdı-
şında çeşitli festivallerde gösterilerek büyük beğenı top-
lamış ve değişik animasyon teknikkri kullanılarak üretil-
miş 9O'lı yıUann canlandırma sineması örnekleri (Asker-
ler, KJinik, Sohbet Ol Asmar, Kültürel Tarihte Bir Gece
Manevrası, Ölüm Dansı, La Bacone. Diğer Taraf, Cumar-
tesi Öğleden Sonra, Dört Ka-
dın)
Fransız Kültûr Merke-
zi: 15.30' Natürmort, Don Ki-
şot, Cani Tango, Çöl, Travers-
ler, Heykeller, Hamam, Perpe-
re ve Memere, Geometrik, Ma-
sallar. Dolmakalem, Paris
1789.
16.30/ Ankara Film Festiva-
li kapsamında gösterilen Asan-
sör 5, Elveda, Giriş, Hipnotiz-
ma Makinesi. Komik Bir Adamın Düşü, Sağım Solum
Sobe, Sakinleştirici, TUK- TUK
17.30/ Hayalimdeki Villa, Kınk, Bir Sergiden Tablolar.
Harlem Noktrün, Köpek- Şarkı, Salyangozlar
YARDV / Atarürk Kültûr Merkezi: 10.30- 14.30/ Çocuk-
lara Yönelik Program, 15.30/ Natürmort, Don Kişot. Ca-
ni Tango, Çöl, Traversler, Heykeller, Hamam, Perpere ve
Memere, Geometrik, Masallar, Dolmakalem, Paris 1789.
16.30/ Ankara Film Festivali kapsamında gösterilen
Asansör 5, Elveda. Giriş, Hipnotzma Makinesi, Komik Bir
Adamın Düşü, Sağım Solum Sobe, Sakinleştirici, TUK-
TUK
17.30/ Hayalimdeki Villa, Kınk, Bir Sergiden Tablolar,
Harlem Noktrün, Köpek- Şarkı, Salyangozlar.
Hababam Sınfı'mn
Domdom Ali'si yaşammı yitirdi
• ALAŞEHİR(AA)-Rıfat Ilgaz'm yazdığı, filmlerle
televizyon dizilerine de konu olan "Hababam
Sınıfr'nın sevimli kahramanlanndan Domdom Ali'yi
canlandıran, tiyatro sanatçısı Feridun Şalh, geçirdiği
kalp krizi sonucu dün sabah öldü. 42 yaşındaki
Feridun Şalh, yaklaşık dört yıl önce Alaşehir-Salihli
karayolunda geçirdiği trafik kazası sonucu sol kolunu
ve sağ gözünü kaybetmişti. Uzun süre tedavi gören
sanatçı, geçen yıl Manisa'nın Alaşehir ilçesinde
temizlik maddeleri satan bir işyeri açmıştı. Alaşehir'de
çocuklann sevgilisi olan Şalh, evli ve bir çocuk
babasıydı. Şallı'nın cenazesi, Alaşehir'de kılınacak
öğle namazının ardından ilçe mezarlığında toprağa
verilecek.