05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 NİSAN 1995 CUMA HABERLER sınavı ertelendi • ANKARA (AAj - Devlet Hava Meydanlan Işletmesi (DHMI) tarafından işletilen havalimanı ve havaalanlannda, polisin görevini üstlenecek olan özel güvenlik personeli için açılan sınav ertelendi. Ertelemeye gerekçe olarak başvuru çokluğu nedeniyle sınavm ÖSYM tarafından merkezi sistemle yapılması gösterildi. DHMİ'nin başta ıstanbul Atatürlc Ankara Esenboğa ve Izmir Adnan Menderes Havalimanlan olmak üzere Türkiye geneiinde işlettiği 22 havaalanında görev yapmak üzere alınacak 2300 özel güvenlik personeli için, daha önce 24 nisan pazartesi günü yapılacağını duyurduğu sınava 35 bin kişi başvurdu. Özden: Kimsenm robotu değiliz • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, gereksiz yakıştırmalar ve gerçekdışı yayınlarla yüksek mahkemenin yıpratılmak istendiğini savundu. CHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin, Anayasa Mahkemesi'ni dün ziyaret etti. Ziyaret sırasında Özden, "Anayasa Mahkemesi 'nde kimse robot değildir" dedi. DSP: Erdemir özelteştirilmesin • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Izmır Milletvekili Atilla Mutman. TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı gündem dışı konuşmada Erdemir'in özelteştirme kapsamından çıkanlması . gerektiğini söyledi. Devlet Bakanı Ali Şevki Erek, Mutman'a verdiği yanıtta. Erdemir'in özelleştirilrnesinih yaz aylannda Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun önüne gelecek olgunluğa erişeceğini bildirerek, "Erdemir'in özelleştirilmesinde bir tekelleşme söz konusu olmayacak" dedi. ANAP: İktidar miHet önünde hesap versin • ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - ANAP Grup Başkanvekili Eyüp Aşık, parlamentoda düzenledigi basın toplantısmda, 1991 genel seçimleri ile ardından yapılan yerel seçimlerin ANAP iktidarlan dönemine yönelik iftiralar ve hayali Koskotas dosyalannın gölgesinde yapıldığını savunarak "Şimdi iktidar partilerini mıllet önünde hesaplaşmaya çağınyoruz" dedi. YHmaz kıskanç' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Grup" Başkanvekili Nevzat Ercan, düzenledigi basın toplantısmda. ANAP lideri Mesut Yılmaz'ı "seviyesizlikle" suçladı. Ercan, Yılmaz'ın, Başbakan Çiller'in başansını gördükçe luskançlık krizine kapıldığını ileri sürerek "Millet, Çiller'i sevdikçe, bağnna bastıkça Yılmaz, kıskançhk ve haset firtınası estirmekte, hırçınlaşmakta ve paniğe kapılmakta" dedi. Inönü-Yılmaz görüşmesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanı Erdal Inönü, ANAP lideri Mesut Yılmaz'ı makam odasında ziyaret ederek Almanya. Fransa ve ABD'deki temaslan ve dış politikadaki gelişmelerle ilglli bilgi verdi. Yılmaz, Türkiye'nin bir dış politikası bulunmadığmı ileri sürerek "İnönü'nün açıklamalannm, dış politika ile ilgili endişelerini gideremediğini" söyledi. Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. AHMETŞ1K Okul kimliğimi, pasomu. vapur kartımı, sıgorta kartımı, ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür BENGÜDENtZ TOLUNAY Cumhuriyet, TBMM Faili Meçhul Cinayetler Rapor Taslağı'nı yayımlıyor: Devletîn gölgesi cînayetlerde • Rapor taslağından: Vatandaş her faili meçhul cinayetin arkasında devletin gölgesini aramakta, PKK örgütü sistemli bir şekilde her cinayetin Kontgerilla ya da Hizbul-Kontra eylemi olarak vatandaş arasında propagandasını yapmaktadır. Bu olaylar aydınlatılmadığı sürece de. örgütün sistemli propagandası neticesinde devlet şaibe altında kalmaktadır. ERGÜN AKSOY ANKARA -FMS cinayetler ge- nellikle cadde ortasında, şehrin en ışlek yerlerinde gündüz işleniyor. Bu cinayetlerin faillerinin bulun- maması vatandaşta korku ve şüphe uyandırmaktadır. Güvenlik güçlerinin adi olaylar- da işlenen cinayetlerin faillerini kı- sa sürede yakalaması veya tespit etmesine rağmen, siyasal içerikli cinayetlerde failleri yakalayama- ması, vatandaş tarafından bu cina- yetlere devletin göz yumduğu şek- îinde algılanmaktadır. Tanıklar laili meçhul': ı \is cinayetlerınin aydınlatılması için ilk zamanlarda tanıklık yapanlann da faili meçhul cinayetlere kurban olması nedeniyle tanık bulunamı- yor. Devlete giderek gördüğünü anlatanlar kısa sürede deşifre edil- mekte, deşifre olan vatandaş da fa- ili meçhul cinayete kurban gitmek- tedir. Şehrin en işlek merkezlerinde cinayetler işlenmekte, bir kahvede 20-30 kişinin arasında işlenen ci- nayetlerde vatandaş akrabası, ya- kınlan öldürülmesine karşın. ta- nıklık yapmaya korkmaktadır PKK gündıiz eylem yapantaz- k6II...I Bölgede şehir komiteleri kuran PKK örgütü bile, gündüz şehrin en işlek caddesinde eylem yapamazken, Hizbullah olarak ad- landınlan kişilerin eylem yapıp ya- kalanamamasından ötürü devlet zan altında kalmaktadır. l\i niyetlı vatandaş bile. devletin ya acz içerisinde olduğuna veya faillerin yakalanamamasında gü- venlik güçlerinin iyi çalışmayıp yeterli gayreti göstermedığine, araç ve gereçlerin eksik olduğuna inanmakta veya bu cinayetlerin devlet veya devletin içensindeki bir grup tarafından desteklendiği inancının oluşmasına yol açmakta- dır. Batman'da Hizbollah karopı S8VII Komısvonumuza bügi veren Batman Emniyet Müdürü ve Vali Yardımcısı, Batman'a bağlı Gercüş ilçesinin Sekü, Gönüllü ve ÇiçekJi köylen bölgesinde Hizbullah örgü- tünün bir kampı bulunduğu ve yö- rede bulunan askeri birliğin bu kampa jardımcı olduğu yönünde ihbar aldıklarını, bunun üzerine jandarma yetkilileriyle konuştukla- nnı. askeri yetkililer bu örgüt mili- tanlannın kendileriyle olan irtibat- lannı değişik yönlere çevirdikle- rinden ötürü nefret ettiklerini, bu nedenle de bunlarla irtıbatlarını kestiklerıni beyan etmiş, bunun üzerine komisyonumuzca yazılan müzekkereye verilen Jandarma Genel Komutanlığı'nın 22.12.1993 tanhli cevabında yapılan araştırma sonucunda, iddianm asılsız bir ha- ber olduğu, adı geçen bölgelerde Hizbullah'a ait bir kamp olmadığı gibi, bugüne kadar elde edilen bil- gilerden de Hizbullah'ın kırsal ke- simde hiçbir kampının olmadığı bildirilmiştir. Bigj verene süpgün: Komis yonumuza açıkJamayı yapan il em- niyet müdürü. kısa bir süre sonra, görevinde başanlı olup terörle mü- cadelede mesafe katettiği halde, hiçbir gerekçe gösterilmeden mer- kezde pasif bir göreve atanmıştır. Yani komisyonumuza bazı konu- larda açıklama yapan, samimi ola- rak bildiklerini anlatan kamu gö- revlisinin sonu, görevden alınmak olmuştur. Bu olaydan sonra, gözle görülür bir şekilde kamu görevlilerinde komisyonumuza karşı tedirgın bir durum belirmiştir, bilgi vermez ol- muşlardır. Hastane vakıflanna düzenleme ANKARA (AA) - Sağlık Bakanı Doğan Baran, hastanelerde fa- aliyet gösteren vakıflann amaçlan dışına çıktığını belirterek bu konuda ye- ni düzcnlemeler getirıl- diğini bildirdi. Baran, dün yaptığı ya- zılı açıklamada, Bakan- lığa bağlı hastanelerde faaliyet gösteren vakıfla- nn, bir yandan hastane imkânlannı (elektrik, su. yakacak. personel vb.) kullanırken, öte yandan döner sermaye gelirleri- ni azaltır hale geldiğini söyledi. "Amacı dışına çıktT V'akıf gelirlerinin kay- nağı ve bu gelirlerin kul- lanımının şikâyet nedeni olduğunu. yapılan dene- timler sonucu ilgililerin "zimmetine karar veril- diği" ve hatta konunun yargıya intikal ettiğinin görüldüğünü kaydeden Doğan Baran, "Bugün- kü haliyle vakıflar, amacı dışına çıkmış ve hastane- de ticari faaliyet gösterir hale gelmiştir"dedi. Bakan Baran. bu ko- nudaki yeni düzenle- meyi şöyle açıkladı: "Vakıf. hastane içinde kalmak istiyor ise mcv- cut tüm makine ve cihaz- lannı hastane döner ser- mayesine devir edecek ve sadece vakıf amaçlan doğrultusunda faaliyet gösterebilecektir. Kesin- likle sağlık hizmeti (tet- kik, tahlil. tcşhis. rönt- gen) bedelini bağış şek- linde de olsa tahsil ede- mevecektir.** 1994 Yılında Ûlkelere Göre Türk Vatandaşlarının Yurtdışında Karıştıkları Uyuşturucu Madde Olayları Üfte Ahıanya Fransa Avusturya Katya Bukjaristan Yunanistan Macaristen Hotenda ispanya Uyuşturucu CİKİ Esrar Eroin Kokain Amfetamin Sentetıktab. Beftı değiS Esrar Eroin Kokain Morfin Beilideğit Esrar Eroin Kokain Esrar Eroin BeHı deOıl Eron Sentetık tab. Beltı değil Esrar Eroin Kokain Kenevir Esrar Ero'm BeHideğS Eroin Kenevir Beilideğil Esrar Erotn Olay Sırsı 13 224 46 3 3 8 3 27 9 2 23 1 2 9 1 6 1 1 1 7 1 2 1 7 1 5 1 1 2 4 Tant Saym 23 473 89 1 3 16 3 45 11 2 41 1 3 15 1 8 3 1 2 8 1 2 1 8 1 15 2 1 2 5 Miktar 312kg.979gr. 981 kg. 149 gr. 27kg.673gr. 966 gr. 311 Adet 6kg.615gr. 31 kg. 894 gr. 326 gr. 1kg.325gr. 4kg.507gr. 9kg.720gr. 107 qr. 145kg.020gr. 388kg.942gr. 410 gr. 43 kg. 664 gr. 267.600 adet 1 kg. 865 gr. 22 kg. 143 gr. 005 gr. 4kg.640gr. 40 kg. 633 kg 854 gr. 97 kg. 042 gr. 1100 Adet 206kg.800gr. 15kg.049gr. ISTANBUL (1994) 1993 ve 1994 yıllarındaki uyuşturucu laboratuvarları Kaynafc. Emntyet Genel MûdCaiüğû Toplam: 243 kg. eroin, 150 kg. afyon, 11 kg. 820 gr. procain, 256 kg. 460 gr. sodyum karbonat, 640 gr. tuz, 129 kg. dietileter, 163 kg. hidroklorik astt, 164 kg. sülfırik asit, 130 kg. aseton, 235 kg. asitanhidrit Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık Istihbarat Harekât Daire Başkanlığı'nın hazırladığı Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki 1995 tarihli uyuşturucu raporundaki iddia: PKK köylülere uyuşturucu ektiriyor KEMAL YL'RTERİ ANKARA - Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık Istihbarat Harekât Daire Başkanlıgı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgele- rinde yaşayan yurttaşları uyuştu- rucu madde kaçakçılığına yönlen- diren PKK'nin. vatandaşlan yurti- çi ve yurtdışında uyuşturucu üreti- minden satışına kadar birçok alan- da kullandığına dikkat çekti. Ko- nuyla ilgili hazırlanan raporda or- taya çıkan son olaylann. örgütün, bölgedeki köylülere uyuşturucu üretimi için tohum sağlayıp kene- vir ekimi yaptırmaya başladığını gösterdiği belirtildi. Kaçakçılık Istihbarat Harekât Daire Başkanlığı'na baglı Narko- tik Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan 1995 tanhli "Uyuştu- rucu Olayları Genel Değerlendir- mesi" başlıklı raporda, PKK'nin uyuşturucu tıcaretinin üretım, ka- çakçılık \c dağıtım aşamalannda aktif olarak rol almaya başladığı belirtildi. Raporda. uyuşturucu ticaretiyle uğraştığı gerckçesiyle tutuklanan Türk yurttaşlarının büyük bölü- münün PKK adına bu işı yaptıkla- rının belirlendiği ifade edilirken örgütün altın, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı ile uğraşan ailelerle iş- birliği içinde olduğu vurgulandı. PKK'nin başlangıçta uyuşturucu ticaretinden pay alma yolunu seç- mesine karşın. artık uyuşturucu dağıtımının da bizzat örgüt üyeleri tarafından vapıldığına değinilen raporda, son belirlemelerin PKK'nin tohum sağlayarak vatan- daşlan kenevir ekımine yönlendir- diğini ortaya koyduğu anlatıldı. Ornek olaylar Raporda, bu saptamaya ilişkin olarak şu olaylar gösterildi: - Diyarbakır Emniyet Müdürlü- ğü tarafından Lice ilçesinde yapı- lan operasyonlarda, PKK'ye yar- dımda bulunduğu söylenen 1969 doğumlu R.I.'nin, örgüte gelir sağlamak amacıyla aynı ilçeden E.T., A.T., H.T., R.T. ve C.T. isim- li kişilerle 250-300 dönüm arazi üzerine kaçak dişi hintkeneviri ek- tirerek hasada başladığı ortaya çı- kanldı. 12 Ağustos 1994 tarihinde yapılan operasyonda bu aileye ait Goma Ahmet mezrasında 300 kilo kubar esrar ele geçirildi, arazide ekili 250 bin kök dişi hintkeneviri imhaedildi. - 21 Ağustos 1994 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı ya- pılan bir ihbar sonucu başlatılan operasyonun ardından Diyarba- kır'in Silvan ilçesi Kıraçtepe köyü Ataneşeli mezrasında 1968 do- ğumlu H.S.'nin PKK'ye yardım amacıyla dişi hintkeneviri ekmek için hazırlık yaptığı ortaya çıkanl- dı. Civan davasında krallar, kraliceler, prensesler-5 Katilin uşak olmadığı anlaşılacak HALİLNEBtLER Aynı gün, hemen hemen aynı saatlerde, olayın en önemli kişisi Istanbul'da sahne- ye konan son yıllann en bü>ük dramında sahne alıyor. Dünya Bankası'nın Was- hington'da bulunan merkezinde çahşmak- tayken görevi gereği 20 gün kadar önce gittiği Moskova'dan uçağa binerek öğle- den sonra Yeşilköy Atatürk Havalima- nı'na iniyor. Havaalanı'ndan bir taksiyle annesi Gülter Crvan ve babası Ruşen C\- van'ın Ataköy A-12 blokta oturdukları eve gidiyor. O gün ve o akşam e\den çık- mıyor. Dinleniyor. Sağa sola telefonlar ederek dostlannı anyor. Kendisi, Mosko- va'dan tstanbul'â "anne ve babasını ziya- ret etmek amacıyla" geldiğini söylüyor. Ancak tstanbul'a geliş nedeni biraz tartış- malı. Söylenti muhtelif. Uğur Çakıcı. 13 Eylül 1994 günü. ken- disini Alaattin Çakıcı'nın sekreteri Ayşe olarak tanıtıp Avukat Aykut Özoran'ı ara- dığını söylüyor: "...kcndimi Alaattin Çakıcı'nın sek- reteri Ayşe olarak tanıtıp A\ ukat Aykut Özoran ile görüştüm, randevu aldım. Alaattin'in vekili olarak Tevfik Ağan- soy'un geleceğini \e toplantıya katılacağı- nu o gün saat 16.00'da kendisinin yazıha- nesine geleceklerini söyledim. O da bu tek- lifı kabul etti. Adresini alnuşüm. Müteaki- ben Zeynep Özal ve Iclal Hanım'la görii- şerek Âhmet Özal'ın avukatı. soyismini hatırlayamadığım Alp Bey ile lc\ fık'in buluşmalannı sağladım. Bu konuyla ilgili Alp Bey'k de görüştüm." Özoran cephesinde durum şu: Özoran kendisini arayan kimliği belirsiz kişiyle konuşup tehdidi savuşturduktan sonra sa- at 16.00'da bürosunda bir toplantı olduğu- nu söylüyor. Büyük ihtimalle, Uğur Çakı- cı'nın sözünü ettiği toplantı bu. Aykut Özoran. toplantıyı anlatıyor: "Saat 16.00'dâ Kanal 6 Genel Müdürü Akın Güvendik, Av. Hukuk Müşaviri Alp Menemencioğlu ve yönetim kurulu üyesi Müştak Korulu geldi. Bir dördüncü kişi daha geldi ancak onu tanımıyorum ve bu şahıs yazıhanede toplantıya iştirak etmedi. Civan davasında. Özal ailesinden Zeynep Özal dışında kimse tanıklık yapnıadı. Toplantının başında ben büroya saat 12.00'den itibaren ısraria birisinin telefon ettiğini, benimle özel göriişmek istediğini ve bana yukanda anlattığım gibi konuştu- ğunu söyledim. Yapılan toplanrıda, söz ko- nusu 400 bin dolarlık çekin ciro imzasının ikmal cdildiğini. sanıyorum Ahmet Özal'ın söz konusu ikinci imzayı koyduğu- nu, o nedenle kendilerine çekin keşide gü- nü olan 22 Eylül 1994 tarihine kadar öde- me için süre verilmesini ve a^ın 30'una ka- dar da teminat mektubu vereceklerini. eğer çek 22'sinde ödenmez ise her türlü ta- kibe derhal başla>abileceğimizi veya çekin ödenmesine rağmen 30'una kadar teminat mektubu verihnez ise yine her türlü işle- min tarafımı/dan yapılabileceğini. çünkü Kanal 6"> ı satış problemlerini hallettikleri- nL bu çekin de Kanal 6'yı satın alan gruba ait bir çek olduğunu söylediler. Bununla birlikte hacizleri durdurmamızı istediler. Ben bu konuyu bilahare bankaya faksla bildirdim. Bu faksa bankadan olumlu ce- vap geldi, yani istedikleri süreyi kendileri- ne verdik. Bilahare bankanın olumlu ceva- bını hukuk müşaviri Alp Menemencioğ- lu'na telefonla bildirdim. Bunun üzerine 400 bin dolarlık çeki, bankamız merkez şubesine teslim etti. Böylece mutabakat sağianmış oldu ve hac'ız takiplerini de dur- durduk." Uğur çakıcı'nın ağzından... Avukat Aykut Özoran. toplantıyı böyle anlatıyor. Mali Şube'de 12 Ekim 1994 gü- nü ifade verirken son sözleri olarak şunla- n söylüyor: "Yukânda izah ettiğim toplantı herhan- gi bir kimsenin araya girmesiyle sağianmış degildir. Muhatap tarafların aralanndaki görüşmeler neticesinde böyle bir toplantı yapılması uygun görülmüştür. Hiç kimse- nin tehdidine maruz kalarak uzlaşma yo- lunu seçmiş değiliz." Aykut Özoran. Doğuş grubunun sahibi Ayhan Şahenk'in, Ahmet Özal'ın borçla- nnı tahsil konusunda gevşek davrandığı, uzlaşmacı yolu seçtiği suçlamalan üzeri- ne kendisinin. Bank Ekspres'in eski sa- hiplerinin temsilcisi olarak vekâlet aldığı- nı unutmuş görünüyor. Uzlaşma yolunu seçtiğini söylüyor. Kendisini göreve geti- ren eski hissedarlann talimatlarının tü- müyle dışına çıktığını ifade ediyor. Aynı toplantıyı bir kez de Uğur Çakı- cı'nın ağzından dinlemekte yarar var: "Toplanü sırasında Tevfik Ağansoy be- ni telefonla evimden aradı, 'Hacı Çapan da burada'deyince ben şaşırdım. Ben Tev- fik'e, bu şahsı yani Hacı Çapan'ı devre dışı lnrakmalannı, bu işe kanşmamasını söy- ledim. Bilahare Avukat Aykut Özoran be- ni telefonla (cep telefonuyla) arayarak "Uğur Hanım, Alaattin Bey'e iletin. an- laşma sağlandı. gerekli yerlere faksı çek- tim. Alaattin Bey'in başka bir isteği var mı" dedi. Ben de ilk planda vericilerin yerlerine takılmasını istedim ve bir tatsız- İık olmadan işin bu şekilde neticelcndiğine memnun olduğumu söyledim ve teşekkür ettim. Bövlece bu yazıhanede yapılan top- lanO Ahmet Özal'ın avukatı Alp Bey'in is- teği doğrultusunda sonuçlanmış ol- du."(agi). Avukat Aykut Özoran'm, "Ta- mmadığım biri daha vardı,toplantıyaka- tılmadr dediği kişinin, Çakıcı'nın adamı Tevfik Ağansoy olması olasılığı var. Özo- ran ile Çakıcı'nın anlattıkları arasında önemli bir çelişki var. Birisi, "biz araya girdik. uzlaştılar" derken diğeri, "hiç kim- se araya girmedi, biz uzlaştik" diye konu- şuyor. iyi ama, normal ve doğal olan yol ne? Cumhurbaşkanı eşleri, çocuklan, holding sahipleri. anlı şanlı bankacılar, hukukun üstünlüğünden başka ilke tanımaması ge- reken hukukçular... Öykünün buraya ka- dar olan bölümünde hangisinin hangi tav- n normal ve doğal? Daha anormali ise şu: Herkes yasalar önünde eşitken bazıları daha eşit. tş olsun diye ifadesi alınanlar da var, üst üste çağnlıp hesap sorulanlar da... Hiç ifadesi alınamayanlar ise işin üs- tüne tüy dikiyor. Kapandı denen hiçbir dosya sonsuza kadar kapalı kalmaz. Bugün ifadesi alın- mayanlar, şöyle veya böyle işin içinden sıynlanlar bir gün aslında her şeyin sade- ce biraz ertelendiğini anlayacaktır. Çün- kü, herkesin bıldıği gibi "Katil uşak değil', krallar, kraliceler ve prenseslerdir... BÎTTÎ BIRBAKIMA SERVER TANİLLİ 'Sevgi Eyleme Geçsin!' Aramızdan ayrılışı üçüncü yılını dolduran rah- metli Hocam Hrfzı Veldet Velidedeoğlu'nun, üze- rinde titizlikle durduğu konulardan biri, "kadın so- runu" idi. Kadının kimliğini tanımak, yani bedeni, emeği ve geleceği konusunda tek karar sahibinin kendisi olduğunu kabul etmek, bu sorunun çözü- rnünde temel ilkedir. Kadının kurtuluşu yolunda, çağdaş tarihimizde, özellikle Cumhuriyet'le bera- ber. pek önemli adımlar atılmıştir, ama yetmez; da- hası, kazanılmış mevzilerin önünde, şeriat karanlığı nicedir, hem de devlet desteğinde yeniden ve hı- şımla dikilmektedir. Böyle bir ortamda, Hocam haklıydı titizlenmek- te. Ama ne kadar da az o denli titizlenenimiz! 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile onu izleyen gün- lerde, dikkat ettim, gazetelerde bir iki pırıltı yazı; Meriç Velidedeoğlu'nun gazetemizde yayımlanan (Cumhuriyet 26 Mart - 1 Nisan 1995) Üç Ayn Şeri- at ve Kadınaöh -usta işi- incelemesinin ise apayn bir değer taşıdığını söylemeliyim. Ama hepsi bu! 8 Mart günü, Istanbul'da 35 kadın kuruluşunun ilk kez bir araya gelerek, Istanbul Kadın Kuruluşları Bırliğı adı altında yayımladıklan bildiriye, gazeteier yer vermediier bile. Onun tam metnini, 15 Mart günlü Milliyet Sanat Dergisi'nüe görebildim sade- ce. Kimi yerlerine takılacak da olsanız, pek önemli bir bildiridir bu. Onu, aynca ben de, -zevkli bir gö- rev sayarak- köşemde yayımlıyorum. Buyurunuz, beraber okuyalım: BİZ KADINLAR, • Laikliğe ve insan haklanna dayalı bir demok- ratik düzen istiyoruz. • Laikliği ve demokrasiyi korumak için her türlü banşçı girişimden yana olduğumuzu önemle vur- guluyoruz. • Kemalist kazantmlann demokrasimizin altya- pısını oluşturduğunu savunuyoruz. • Türk toplumu için akılcı, özgür, laik bir kültürü öngören ve zamanın dinlerde yaptığı akla aykırı eklentileri temizlemek gerekimine inanan cumhuri- yetin devrimci ideolojisinin toplumumuzun aydın- lanması olduğunu düşünüyoruz. • Özgürlük ve demokrasinin güvencesi olarak akılcılığı ve doğal dini görüyor; aklın her türden to- taliterliğin ve bağnazJığın en büyük düşmanı oldu- ğunu bildiğimiz için, akılcı sistemlere ve düzene, düzenleyici akla karşı başkaldınp devleti ve top- lumsal kurumlan sarsarak etkisizleştirmeye çalışan geçici moda akımlara karşı çıkıyoruz. • Laikliği yasamanın, yargının, yürütmenin; eko- nomik, toplumsal ve kültürel örgütlehn (yani bilim, sanat, felsefe ve ailenin) özellikle de eğitimin inanç işlerinden ayn tutulması olarak anlıyor; bilimse! eğitim ve bilimsel etkinliklerin ancak laik bir dü- zende gerçekleşeceğini yineleyerek dile getihyo- ruz. • Eğitim sistemindeki cinsiyetçi öğelehn ayık- lanmasını, anayasanın 10. maddesindeki eşitliğin yaşama yansımasını, bunun için de erkeklerin ka- dınlara eşit davranmaya eğitilmelerini istiyoruz. • Medeni Kanun değişiklik tasansının bir an ön- ce yasalaştınlmasını; toplumda erkeğe ayncalıklt bir yer tanıyan anlayışın ortadan kalkması için ive- di önlemler alınmasını dîliyoruz. • Bundan böyle tüm siyasi partilerin ara veya genel seçimlerde, listelerinde kadınlara yapılan ayncalıklara karşı tutum alan; onların özgül sorun- lan konusunda duyarlı davranan; politikayı kişisel çıkar aracı olarak değil, halka ve ülkeye hizmet ef- me fırsatı olarak değehendiren "kadınlardan yana" kadın adaylara yer vermelerini öneriyor ve ancak listelerinde kadın adaylar bulunan siyasi partilere oy vereceğimizi duyuruyoruz. • 8 martlann çalışan - çalışmayan tüm kadınla- nmıztn gerçek anlamında bir kutlama günü olması için tatil günü yapılmasını ya da yılda bir kez üc- retli izin günü olmasının sağlanmasını istiyoruz. %Tüm kadınların "8 Mart Dünya Kadınlar Gü- nü"nü kutluyor, temel ilkelerimizin eşitlik, barış, hoşgörü ve erdem olduğunu; ailede ve toplumda eşitlikçi - katılımcı demokrasiyi öngördüğümüzü; amacımızın bütün ödev, sorumluluk ve yükümlü- lüklerin paylaşıldığı; sevginin egemen olduğu bir ülke ve dünya yaratmak olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. BİZ KADINLAR, Eşitsizliği, hoşgörüsüzlüğü, bağnazlığı, savaşı ve her türden şiddeti reddediyor; dünyada ve Tür- kiye'de artık SEVGİ EYLEME GEÇSİN diyoruz. 10 PKK'li öldürüldu Irak'tan Türkiye'ye işgalci suçlaması Haber Merkezi - Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Ku- zey Irak'ta sürdürdüğü Çelik Harekâtı'nda bugü- ne değin 439 PKK'li etki- siz hale getirildi. Olağa- nüstü Hal Bölgesi'nde PKK'ye karşı yapılan operasyonlarda ise 6 PKK'li öldürüldu, I4'ü teslim oldu. 24'ü yakalan- dı. Irak tarafından yapılan açıklamada. Kuzey Irak'taki birlikler için "iş- galci kuvvet" deyimi kul- lanıldı. Genelkurmay Başkanlı- ğı Basın Bilgi Merke- zi'nden dün yapılan açık- lamada, "Çelik Harekâ- tı'nda birlikJerirnizin ope- rasyon alanı içinde sür- dürdüğü arama-tarama faaliyetleri esnasında, 12- 13 nisan gecesi sıcak temas sağlanan bir grup terörist ile çıkan çatışmada, 10 te- rörist daha silahları ile biıükte ölü olarak ele geçi- rilmiştir" denildi. Açıkla- mada, operasyonlann son üç gününde; biri uzman çavuş, ikisi er. toplam üç şehit daha \erildiği kayde- dıldi. Irak'ın Ankara Büyü- kelçiliği'nden dün yapılan açıklamada, Kuzey Irak'ta operasyon yapan TSK bir- likleri için "işgalci kuv- vet"tanımlaması yapılarak birliklerin masum sivil va- tandaşlan öldürdüğü ileri sürüldü. Irak Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü'nün ifadelerine dayanılarak yapılan açık- lamada, birliklerin, okul- lan üs olarak kullanmaya başladığı savma yer veril- dı. Olağanüstü Bölge Vali- liği'nce yapılan açıkJama- ya göre Batman'da dört, Tunceli'de iki olmak üzere altı PKK'li ölü olarak ve silahlan ile ele geçti. Tun- celi'de son on günde PKK'den kaçan 14 örgüt üyesinin güvenlik güçleri- ne teslim olduklan bildi- rildi. Diyarbakır il merke- zinde yapılan operasyon- larda ise 24 PKK'li yaka- landı. Türk ordusunun Kuzey Irak'tan çekilmesini iste- yen ses, bu kez yurtiçin- den geldi. Bazı sosyalist parti, sendika ve demok- ratik kitle örgütleri, "Türk ordusunun Kuzey Irak'taki Kürt bölgelerin- den derhal koşulsuz ve bü- tünüyle çekilmesini" iste- yen bir kampanya başlattı. Kampanyanın imza topla- manın yani sıra çeşitli pa- nel ve formlarla destekle- neceği açıklandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle