Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyetImtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenr Orhan Erinç •
Genel Yayın Koordınatoru Hikmet
Çetinka\a 9 Yazıışlerı Mudürlerı
Ibrahim S ıldız (Sorumlu), Dinç Tayanç
# Haber Merkezı Mudurü Hakan Kara
# Gorsel Yonetmen Fikret Eser
Dıs Haberler Ergun Balcı • tstıhbarat Yalçın Çakır •
Ekonomı Bülent Kızanlık 9 Radyo-T\'. LygarEremektar
• kultur Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yucebnan
• Yurt Haberlen Mehmet Saraç • Makaleler Sami
Kjıraören # Çe\ın Se>*fettin Turhan 0 Düzeltme
Abduliah \ azıcı # Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu
Yavın Kurulu tlhan Selçuk
iRaşkaıı). Orhan Erinç, Oktay
Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet
Çetinkava, Şükran Soner, Ergun
Balcı. Dinç Ta> anç. İbrahim Yıldız.
Orhan Bursalı. Mustafa Balbav
AnkaraTemsılcısı Mustafa Balbay # Haber Müdürü: Doğ&n
AlonAtatüıicBuKanNo I25,Kat4,Bakanhklar-AnkaraTel
4195020 (7 hat). Faks- 4195027 • Izmır Temsılcısı Serdar
Kıak,H.ZıyaBlv. 1352S 2/3 Tel.4411220,Faks.4419117
• AdanaTemsılcısı ÇetinYiğenoğluJndnüCd. 119S No 1
Kat:l,Tel 3522550, Faks: 3522570
Müessese Müdûrii. Erol Erkut • MEDYA C: • Yöoetım Kurulu
Koordınatör Ahmet Konılsan 9 Başkam-Genel Müdür Gilbis
Muhasebe Bülent Yener • tdare Erdyran • Koordınatör Retaa
HüseyinGürer#lşieXme Öuder I^ıtman • Genel Mudûr Yardım-
Çrfik • Bılg-lşlem Nail tnal • cısı Mine Akdağ • Halkia tlış-
BılgjsayarSıstem MürüvetÇaer kıler Müdunı \urten Berluoy
YayıiBİayaB *e Basao: Yenı Gun Haber Ajansı Baiin \e Ya>ıncılık \ Ş
Türkocağıcad 39 41 Cagaloğlu 34334 t« PK. 246 Istanbul Tel (0,212) 512 05 05 <20hal) Faks. (0 212) 513 85 95
14NİSAN1995 Imsak: 4.49 Güneş-6.20 Öğle: 13.12 tkindı: 16.51 Akşam 19.49 Yatsı: 21.14 MEDYiLCTei 5140753-513 9580-513 8460-61,Faks 5H8466
Gençliğin
simgesi
• İsianbul Haber Servisi -
Onlü mayo flrması Nelson
180 ayn model mayo ve
bikiniden oluşan 1995
koleksiyonunu, çekimleri
Antalya, Kemer
sahillerinde gerçekleştirilen
bir katalogla tanıttı.
Firmanın gençliği ve
canlılığı simgeleyen 95
modellerinde canlı,
fosforlu renklerin yaru sıra
çiçekler de yoğun olarak
kullanılmış.
Yüzde60;ı
hassas bölge
• MUĞLA (Cumhuriyet)
Türkiye'de bulunan 20
milyon hektarhk orman
alamndan 12 milyon
hektariık bölümünün
yangina hassas olduğu, 883
yangın gözetleme kulesiyle
orman alanlannın gözetım
altında tutulduğu bildirildi.
Yangın sezonuna
hazırlıklar kapsamında
düzenlenen eğitim
seminerlerinden ilki
Muğla'nm Marmaris
ilçesinde yapıldı. Orman
Genel Müdür Yardımcısı
Hüseyin Mülazımoğlu,
orman alanlannın yüzde
60'lık bölümünün
yangınlara hassas olduğunu
söyledi.
Marmara'da
deprem
• Istanbui Haber Servisi-
Marmara Denizi'nde
meydana gelen 4.3
şiddetindeki deprem can ve
mal kaybına neden olmadı.
Boğaziçi Üniversitesi
Kandilli Rasathanesi ve
Deprem Araştırma
Enstitüsü yetkililerinden
alınan bilgiye göre deprem,
dün sabah saat 07'de
merkez üssü Rasathane'ye
yaklaşıklOOkilometre
uzaklıkta Marmara
Denizi'nin Tekirdag
açıklannda meydana geldi.
Çeçenistan'a
yardım
• Haber Merkezi-
TürkiyeTabiblerVakfi,
Çeçenistan'daki halka
katkıda bulunmak için
Türkiye çapında ilaç ve
nakdi yardım kampanyası
başlattı.
Herkesi kampanyalanna
destek vermeye çağıran
vakıf, yaptığı açıklamada
yardırnda bulunmak
isteyenlenn Yapı Kredi
Barîkası Izmir Çankaya
Şubesi'nde 1-255516-7
nolu hesaba para
yatırabileceklerini belirttı.
Feımniznı
nedip?
• ANKARA (AA) - Kadın,
Aile ve Sosyal
Hizmetlerden Sorumlu
Devlet Bakanı Aysel
Baykal, feminizmi 'kadın
erkek eşitliği' olarak
tanımladı. Baykal,
feminizmin kadın-erkek
eşitliğinden yola çıkmış bir
ideoloji otduğunu
vurgulayarak "Her ideoloji
gibi feminizmin de
fraksiyonlan, radikal uçlan
oluşmuştur. Bunlara da
karşı değilim" dedi.
Açıklama
• Haber Merkezi-
Makına Mühendısleri
Odası, 6 Nisan 1995 tarihli
gazetemizde yayımlanan
'Nükleer kurultay iptal'
başlıklı haberin eksik
bilgilerle hazırlandığını
belirterek konuyla ilgili
olarak yazılı bir açıklama
yaptı. Oda tarafindan
yapılan açıklamada,
haberde yer alan Makina
Mühendisleri Odası'nın
'Nükleer Enerji
Kurultayı'nı, aynı
tarihlerde çevrecilerce
nükleer karşıh etkinlikler
düzenlenmesi nedeniyle
iptal ettiği gerekçesinin
yanlış olduğu belirtildi.
Yasa tasansı Çevre Bakanlığı'na yaptmm gücü getiriyor
Çevreyi ldrletene hapisASUMAN ABACIOĞLU
tZMtR- Çevre Yasası'nda yapılan de-
ğışiklikleri içeren yasa tasansı, Çevre Ba-
kanlığı'na "yaptırım gücü*' getıriyor.
Çevre Yasası'na işlerlik kazandırmayı
amaçlayan tasan, çevreyi kirleten kişi ve
kuruluşlann yöneticilerine para cezalan-
nın yanısıra "hapis cezalannı" da öngö-
rüyor. Tasan aynca Çevre Bakanlığı'na.
"çevreyi korumada yükümlülüklerini ye-
rine getirmeyen" ve "insan ve çevre sağlı-
ğı yönünden büyük tehlike yarattığı veya
önemli derecede zarar verdiği hallerde"
kuruluşlan kapatma yetkisi de venyor.
Tasannın en önemli yönlerinden birisi
de, hava kirliliğine etkileri nedeniyle izne
tabi tutulan tesislenn bu kanunun yayım-
landığı tarihten sonra bir yıl içmde gerek-
li izni almamalan durumunda kapatıla-
caklan hükmü getırmesı. Desülfülünzas-
yon tesislerini bir yıl içinde tamamlaya-
mayan termik santrallann bu yasaya göre
kapatılmalan gerekiyor.
Çevre Yasası'nda değişiklıkleri içeren
yasa tasansı. Çevre Bakanlığı'nı "yetkisiz
ve yapürun gücü
T>
olmayan yalnızca koor-
dınatör bakanlık olma statüsünden çıkan-
• Tasan aynca Çevre Bakanlığı'na, "çevreyi korumada
yükümlülüklerini yerine getirmeyen" ve "insan ve çevre
sağlığı yönünden büyük tehlike yarattığı veya önemli
derecede zarar verdiği hallerde" kuruluşlan kapatma
yetkisi de venyor.
yor. Başta Enerji, Ulaştırma, Tanm \e
Bayındırlık bakanlıkları olmak üzere ya-
tınmcı bakanlıklann "kendi yetki alanla-
nna" gırdiği gerekçesiyle eleştirdıkleri
ve 'Çelme BakanlığT diye nıtelendirdik-
len Çevre Bakanlığı'na yeni yetkıler tanı-
yan yasa, Bakanlar Kurulu'nun imzasına
açıldı.
Çevre Kanunu'nun 12. maddesini de-
ğiştiren tasan. "Denetim yetkisi Çevre
BakanbğVna aittir"derken, denetim yet-
kısınin Çevre Bakanlığı'nın kontrolü al-
tında belediyeler, liman başkanlıklan ve
mülki idare amirliği tarafindan da kulla-
nılabileceği hükmü getiriyor. Aynı mad-
de, çevreyi kırletebılecek faaliyette bulu-
nan kurum ve işletmelere denetim gıder-
lennı karşılama zorunluluğu da getiriyor.
Tasannın. Çevre Kanunu'nun 15. mad-
desınde yaptığı önemli bir değişıklık ıse
şöyle. "Bu kanun \e bu kanuna dayanıla-
rak çıkarnlan >önetmelikk?rdeki yasakla-
ra aykın davranan veya yükümlülüklerini
yerine getirmeyen kurum, kuruluş ve iş-
letmelerin faaliyeti, denetlemeye yetkili
makamın talebi üzerine mahallin en bü-
yük mülki idari amiri tarafindan, aykın
davranılan yasak ve yerine getirilmeyen
yükümlülük sebebi ortadan kaldırıhncaya
kadar kısmen veya tamamen durdurulur.
Bu karar, derhal Çevre BakanlığVna bil-
dirilir. Çevre kirliliğinin insan ve çevre
sağlığı yönünden büyük tehlike yarattığı
veya önemli derecede zarar verdiği haller-
de Çe\re Bakanlığı da faaliyeti durdurma
yetkisini haizdir. Faaliyetin durdurulması,
diğer cezalaruı uygulanmasına engel teş-
kil etmez."
Tasan, ÇED çalışmasında yanıltıcı bil-
gı verdiklen ve belge düzenledikleri be-
lirlenenlere altı aydan iki yıla kadar hapis
ve verilen hapis cezası süresı kadar mes-
lekten men cezası da getiriyor. Sulak
alanlann ıçme-kullanma ve sulama suyu
kaynağı olarak kullanılmasını, sulak alan-
lar ve sulak alan ekosıstemı ile ilışkili
akarsular, orman. çayır, mera, kumul ve
benzen alanlann karaktennde değişiklik
meydana getirebilecek her türlü faaliyeti,
ilgılı kurum ve kuruluşlann görüşü alına-
rak, ÇevTe Bakanlığı'nın ıznıne bağlayan
tasan, "sulakalanlan yok eden veya bo-
zanlar, bu alanlann niteliğjne göre bir yıi-
dan üç yıla kadar hapis >e 50 milyon lira-
ya kadar ağır para cezası ile cezalandın-
hr" diyor.
Tasanda aynca, hava kirliliğine yola-
çan tesisleri işletenler. koruma alanlannı,
yerüstü ve yeraltı sulannı kirletenler. çev-
reye gelişigüzel atık boşaltanlar, tanm
kimyasallannın üretimi. ithali ve pazar-
lanmasında yönetmelıklere aykın davra-
nanlar ile ilgili olarak da çeşitli hapis ce-
zalan öngörülüyor. Burada en büyük ce-
zayı ıse "Atik ithal eden ve her ne şetdlde
olursa olsun ülkeye girişini sağlayanlar"
için getınlen beş yıldan on yıla kadar ha-
pis cezası olusturuyor.
Giyimde 'klasik' ığe donuş
• Audrey Hepburn ve Jaçqueline
Kennedy Onassis'in temsil ettiği
giyim tarzına yönelik tasanmlar,
îllcbahar modasında kendini
göstermeye başlıyor.
Dış Haberier Servisi - Mali darboğaz
ıçindeki moda tasanmcılan çözümü klasiğe
dönüşte buldular. 1992 yılından bu yana
iflasın eşiğine gelen dünyanın belli başlı
moda şirketleri. bir araya gelip çözüm
arayışına girdiler Son yıllarda moda
dünyasında izlenen abartılı, yalnızca dıkkat
çekmeye yönelik, piyasadan kopuk
tasanmlann yerine. "giyilebilir*', zarif ve şık
tasanmlara yer verilmesine karar verildi.
Haftalık Time dergisinin son sayısında kapak
konusu yapılan moda dünyasındaki son
gelışmeler. gıyım
sanayiine olduğu
kadar tüketıcılere de
rahat bir soluk
aldırtacak. Özellıkle
Audrey Hepburn ve
Cahvüı Kkin ve Ralph Lauren'in iki modeli The Times gazetesinin moda sayfasında veraldı.
Jacqueline Kennedy
Onassis'in temsil
ettiği gıyim tarzına
yönelik tasanmlar,
ilkbahar modasında
kendini göstermeye
başlıyor.
Moda dünyasının devlerinden Karl LagerfeM
bu gelişmeleri "güzettiğin çirkinUkle savası'
1
olarak nitelendinyor. New Yorklu ünlü moda
tasanmcısı Mkhael Kors ıse "modacılann
ayaklan nihayet yere değdi" diyerek
görüşlennı şu sözlerle dile getiriyor:
"Yarattığımız giysinin ünlü mankenlerin
üzerinde ııasıl durduğu oence hiç önenüi değiL
Kamuoyunun tasanmı benimse>ip satin
alnıası her şe>den önemli." Kadın gıysısı satan
mağazalar da bu "klasiğe dönüş" modasından
son derece memnun. ABD'nın bellı başlı
giyim mağazalanndan Netaıan Marcus'un
Satınalma Müdürü, "Son yıllarda eli yüzû
düzgün kadın grysisi bulmakta zorlanıvorduk.
Neyse ki artık kaliteli kumaşa ve giyilebüir
modeUere dönüş basjadı" diye konuşuyor.
Klasiğe dönüşün ılk belirtileri Gianni
Versace'nin ocak ayında Milano'da
düzenlediği moda gösterisinde ortaya çıktı.
Çıplaklığı her şeyın önünde tutan Versace'nin
de bu kez kullanışlı, yalın, zarif ve şık
modellere öncelik verdiği görüldü. "Moda
nihayet dengesini buldu" diyen Versace, renk
konusunda da kırmızı, p>embe, fuşya gıbi
çarpıcı renklen kullandı. Dior'un en önemli
isimlerinden Gianfranco Ferre, tüketicinin
farklı beğenilenne cevap vermenin zorluğuna
dikkat çekerek, "Gençlerle işimiz zor. Gençler,
şimdi>e dek ö/gür ve sınır tanımayan bir
giyim tarzına göre koşullandınldı'* dıyor.
VALİ KOZAKÇIOĞLU
İstanbul
haksızlığa
uğruyor
• îstanbul valisi Hayri Kozakçıoğlu,
İstanbul'un genel bütçeden hakkı olan
paravı alamadığını söyleyerek korunması
gereken pek çok tarihi mirasm gözler
önünden kayıp gittiğini söyledi.
tstanbul Haber Servi- dı
si - İstanbul Valisi Hayri
Kozakçıoğlu, İstanbul'un
genel bütçeden hakkı
olan parayı alamadığını,
bu nedenle de yeterli hiz-
metın üretılemediğinı
vurgulayarak 60-70 bin
nüfuslu bir ilin yönetildi-
ği yasayla tstanbul'un yö-
netılemeyeceğını söyledi.
Mimar Sinan Üniversi-
tesi (MSÜ) Mimarlık Fa-
kültesı Şehir ve Bölge
Planlama Bölümü'nün
düzenlediği, "Toplumsal
Gelişme Sürecinde Kent-
sel Korumanın Işlevi" ko-
nulu kollokyum dün baş-
ladı. İki gün sürecek olan
kollokyum, aynı ünıversi-
tenın odıtoryumunda ger-
çekleşiyor.
Kollokyumun açılışın-
da bir konuşma yapan
Hayri Kozakçıoğlu, ko-
nınması gereken pek çok
tarihi mirasın, gözler
önünden kayıp gittığini
söyledi.
1950'den sonra kırsal
kesimden Istanbul'a bü-
yük bir akın başladığını.
bu gün kırsal kesimde ya-
şayanların yarısının da
kentlere geleceğıni belir-
ten Kozakçıoğlu, şehir
plancılannın bunu planla-
ması gerektığine dikkat
çekti. İstanbul'un haksız-
lığa uğradığını, genel büt-
çeden hakkı olan parayı
alamadığını vurgulayan
Kozakçıoğlu, "İstanbul,
1990 nüfus sayımına göre
7 buçuk milyon kişi üze-
rinden pay alıyor, 11-12
milyon insana hizmet gö-
türülmeye çahşıhyor" de-
MSÜ Rektörü Prof.
Güntlüz Gökçe, birçok
şeyın değiştiğinı, özellik-
le de özel televizyonlann
çıkmasından sonra her şe-
yin büsbütün değiştiğinı
söyledi. Değişimin tama-
men başka kültürlerin et-
kisi altına girmek olmadı-
ğına dikkat çeken Gökçe,
korunması gereken kültür
değerleri yerine nelerin
korunduğunu espnli bir
dille eleştirdi. Gökçe, ay-
nca, korumanın ne oldu-
ğunun özellıkle mılletve-
kilerine anlatılması ge-
rektiğinı vurguladı.
Koruma kurulta>i
e ta-
varlıklarını koruma
yasalannın zamana
*ını
Bakanhğı'ndan
ı" dü-
zenlemesini istedi.
MSÜ, Şehir ve Bölge
Planlama Bölümü Başka-
nı Prof. Dr. Mehmet
Çubuk. toplantının sunuş
bildinsini okudu. Bil-
diride, korumanın bir sos-
yal olgu olarak kabul
edıldiğı belirtilerek "Yal-
nızca yapılan konıyan bir
çevre düşünülemez. Bir
kent, onu üreten kültürel,
toplumsal ve ekonomik
yapılanyla bir bütündür"
denildi.
tki gün sürecek olan
kollokyumda, ulusal ve
uluslararası uygulama ör-
nekleri, mevcut ve olası
ıdari, yasal ve finansal
sorunlar ele alınacak.
Boğaziçi Üniversitesi'nde düzenlenen panelin konusu 'Türk Sinemasının Dünü ve Bugünü'ydü
6
Söz Gençlerin' panelinde söz gençlere gelemedi
• Mahir Günşıray, sinemanın
tarihçesinden söz etti ve devletin
hiçbir şekilde destek olmamasından
yakındı. Özen Film'den Mehmet
Özen, sinemanın, demokrasinin,
serbest düşünebilen insanın sesi ve
gücü olduğunu söyledi.
Kültür Servisi- Big Star'ın düzenlediği
"Söz Gençlerin"başlıklı bahar panellerinin
ikincisi, önceki gün, Boğaziçi Üniversite-
si'nde yapıldı. Orhan ve Mahir Günşıray,
Cüneyt Arkın, Oktay Kaynarca. Meltem
Cumbul, Fikret Kuşkan, Banu Alkan. Süle>-
man Turan, sınema eleştırmenı Mehmet
Açar, Ozen Fihn'in sahibi Mehmet Özen ve
Sinema Işverenlen Sendikası'ndan Ömer
Çalıkoğlu'nun konuşmacı olarak katıldığı
panelin konusu"Türk Sinemasının Dünü ve
Bugünü"ydü.
"Söz Gençlerin" başhğını taşıyan panel-
de, söz bir türlü gençlere gelemedi. Ünlüler
yine kendi aralannda sorunlan tartıştılar ve
panelin sonuna kadar söz hakkı için bekle-
yen öğrenciler, soru sorma fırsatı bulamadı-
lar.
Genel olarak sönük geçen panele az sayı-
da dinleyici katıldı. Fikret Kuşkan'ın daha
sonra öğrencilerle konuşurken dediği gibi
beş yüz kişilik salonda yalnızca yüz kışinin
bulunması, gençlerin Türk sinemasına gös-
terdikJeri tepkinin sonucuydu. Kuşkan, aynı
Oktav Kavnarca Cünevt Arkın Sülevman Turan
zamanda, böyle bir panelin Boğaziçi Unı-
versitesi'ne yakışmadığını da söyledi.
Paneli yöneten Burçak Evren'in ilk söz
verdiği ve "içimizdeki en genç sinemacı" di-
ye takdim ettiği Mahir Günşıray, sinemanın
tanhçesinden söz etti ve devletin hiçbir şe-
kılde destek olmamasından yakındı. Özen
Film'den Mehmet Özen de devlet ve sinema
arasındaki ilışkilenn, acı hatıralarla dolu ol-
duğunu belirterek devletin her zaman için si-
nemadan çekindiğıni; sinemanın, demokra-
sinin, serbest düşünebilen insanın sesi ve
gücü olduğunu söyledi.
Banu Alkan'la birlikte panele katılan iki
bayan konuktan biri olan Meltem Cumbul,
çok ıstemesıne karşın, bir türlü Türkiye'de
oyunculuk yapamadığını ifade etti. Banu Al-
kan'ın yaptığı konuşmaysa, izleyicilerın
kahkahalannı bastırmaya çalışarak gızli gızlı
gülüşmelerine neden oldu. Dünyada çok gü-
zel filmler yapıldığını, Macaristan ve Polon-
ya gıbı ülkelerin sinemalannın da çok güzel
olduğunu belirten Alkan, yine de dünya si-
nemasının Amenkan sineması haline geldi-
ğini söyledi: "Bütün dünyanın beyinleri,
sanki oraya toplanmış, dünya çapındaki be-
Fikret Kuşkan
yinler, kültür, görüş ve imkân bakımından."
Hiç kimsenin Türk sınemasını küçümseye-
meyeceğıni söyleyen Alkan'ın "Ancak Türk
sineması eğer, kendisine dünya sinemasında
bir yer anyorsa, o zaman, mutlaka dünvayı
anlatan fîlmler yapmalı. Sinema demek,
dünya demek. Sinema, tüm dfinyadald köp-
rüleri birbirine bağhyor"sözleri de ızleyici-
leri güldürdu.
Panelde konuşan Mehmet Açar, Mahir
Günşıray ve Oktay Kaynarca, sinemayla
devlet arasındaki ilişkıden söz ettiler. Kay-
narca'nın millet olarak çok çok iyi taklit
yaptığımızı söylemesine karşılık Cüneyt Ar-
kın söz aldı. Konuşmasında, Kaynarca'ya
hıtaben, "Türk insanı taklitçi, Türk insanı
taklidi seviyor dedi güzel kardeşim. Gözleri
de çok güzel, laf etmeye kıyamıyorum" de-
mesi ve konuşmasını fıkralarla süslemesi,
alkış ve kahkahayla karşılandı.
Süleyman Turan da konuşmasında, "Her-
kes hâlâ sinemayı tarüşıyorsa, bu konuda çö-
züme ulaşılır gibi geliyor" dedi. Sinemanın
tıkanıklığı aşmak üzere olduğunu söyleyen
Banu Alkan da Turan'dan gördüğü tepkiye,
^zlerinin yanlış anlaşıldığını belirterek
"Ben tıkanıklığı aşmak üzereyiz demedim.
Tıkanıkhğuı son noktasına geidik dedim" di-
ye yanıt verdı.
Panele geç gelen Fikret Kuşkan, sinema-
dakı "genç yonetmen ve oyuncu" sınıflama-
sının nasıl yapıldığını anlayamadığını, otuz
yaşında olmasına karşın hâlâ genç oyuncular
arasında görüldüğünü belirtti Diğer konuş.-
macılara oranla, daha sert ve heyecanlı ko-
nuşan Kuşkan. bır süre Arkın'la "tki Başlı
Dev" filminın niye izleyicisiyle buluşamadı-
ğını tartıştı.
Gençlerin de oturup konuşulanlan dinle-
mek yerine tepki göstermesi gerektiğini ifa-
de eden Kuşkan. genç kuşak sinemacılan da
eleştirdi. Izleyicilerin soru sormasına firsat
verilmeden panelin bitirihnesı üzerine; Kuş-
kan. Kaynarca ve Turan bır süre salon dışın-
da gençlerle konuştular ve düşüncelerini dile
getirdiler.