04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 NİSAN 1995 CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 İstanbul Film Festivali'nde, Fransız sinema tarihine ışık tutan bir sergi var: Fransız ruhunu yansıtan afişlerFestıvalde, Fransız Kültûr Merkezı'ntn ginşımıyle sınemanın 100 >ılı nedenıyle duzenlenen ve istanbul Fılm Festivalı'nden sonra fzmır ve Ankara'da da tekrarlanacak Fransız Fılm Afışlen Sergısi'ni. nostaljtk bır fılm seyreder gıbı ızledım, bır 15 00 se- ansım feda etmek pahasına Bılındığı gıbı, seyırcı karşısına önce afişle çıkar film Çekılmış, montajlanmış ve basılmış filme afişıyle ulaşınz önce Afış, kanadı gümüşten, cıvıl cıvıl bır kuş- tur, duvarlardan. panolardan havalanarak bır lahzada gelıp gözümüze, gonlumüze konan' Gölgesı değıl, sınemanın 'mesaju heyecanı ve canlıhgT olan, filmın ruhunu yansıtan afışı, yanı perdede anlatılan öykü- nün, 35'e 50, 70'e 100 ya da 120 ye 160 cm'lılc bır kâğıt yüzeye sığdınlmış özûnü saptayan grafık tasanmı, ılışkı kurulan fil- mın kavranıp algılanılmasındakı ılk durak- tır Fılme ılışkın olumlu ya da olumsuz ılk ızlenımı uyandınp önbılgılen yansıtan ve gözucuyla bır bakış sonucunda kurulması- na karşın önemlı bır ışfeve sahıp bır ıletı- şım aracı nıtelığındekı afış, öncelıkle fil- mın tûrünü, kafamızda kabataslak belırle- memızı saglar 'Kara fflm' cınsınden bır polısıye. Spieiberg-IiMh\an egzotık bır se- rüven ya da gönül tellennı tıtretecek fürden, duygusal bır aşk öyküsö mü ızleyeceğımı- zı afişten çıkarabılınz karanlık salona dal- mazdan once Kımı zaman seyredılen fîlmm bır ya da bırkaç sahnesını de belleğımıze kazıyan afiş. grafîk tasanmcısının elınden \e bas- kı makınesınden çıkıp duvarlara, smema gınşlenne bır kez kurulunca, filmın yaşa- ma geçış surecı de başlamış olur Başlangıcından ben sınemayla beşık kertmesı yapıp kavnaşmış grafık sanatla- nn en etkın kolu sa\ ılan film afışı. hızme- tıne gırdığı 'hareketli resimler'ın belırgm dınamığı halıne gelerck anlatılan öykünun v e anlamının tasvınnı, sabıt bır yuzeye > an- sıtırken bellı bırtakım tıcan kaygılann öne çıkması da kaçınılmazdır Ve zaman ıçın- de tıcan çarkın gere|ı. bazı standart afış çeşıtlenne dönuşüp ındırgenmıştır ola\ Yuzyıllık sınemanın ılk yıllanndan be- n. gıttıkçe gelışen teknolojıden yararlana- rak bugunlere varan sinema endustnsının başlıca sılahlanndan bın reklam (tanıtım) öğesı olagelmıştır Tecımsel kaygılannagır bastığı bır filmın pazarlanmasının (ya da satışının) ılk aşamasıdırafış Fılm, toplum ve seyırcı önünde öncelıkle afişıyle vardır Çoğu kez, önce sinema yapıtının afişıyle karşılaşır seyırcı, daha sonra filmı görür yada kımı zaman gormeyebılırde Bıran- lık (uzun uzadıya da olabılır bu aslında) bakışın verdığı ızlenımle seyırcıyı sınema- ya çekebılır afiş Bu bıraz da bınlerce go- zün önüne çıkmış o afişın, yalm ve carpı- cı oluşundan kaynaklanır Smema yapıtını, grafik dılıyle özümse- yerek tek bır yüzeye sığdırma \e saptama çabası olarak özetlenebılecek afış olayı, genellıkle özgun yaratışlardan çok yıne te- cımsel kaygılann belırledığı bırtakım gör- sel standartlann. geçerlı kahplaşmış dü- zenlemelenn tutsaklığından da pek kurtu- lamamıştır. kımı aynksı ulkelerdekının dı- şında Sinema yapıtıyla seyırcısı arasında çığınkanlık yapma ışlevını ustlenerek ama- cına en dırekt yoldan uzlaşma> ı amaçlayan afış sanatı kendıne özgu gelışme süreçle- nnın >anı sıra, smema aracıhğıyla venı bo- yutlar da edınmek olanağını kazanmıştır aynca, değışık bıçım ve malzeme yöntem- lenyle Yüzyıl başlanndakı sınemanın fi- lızlenme dönemınde, belle epoque tarzı taş baskı afış cağına yetışmıştır smema 19 yüzjıl sonu bu klasık afış çağından Cine- matographe Lumiere (1896) hemen akla gelen müzelık bır ılk omektır sözgelımı Renk ve bıçım açısuıdan genellıkle tıyatro afışlen geleneğını sürduren bu donemın, özellıkle Anglosakson ülkelenndekı fılm afışlennde kalın ve ın ın harflerden oluşan başlık ıstıflemelennde, grafikçıden çok be- tımleyıcı bır ressam tavn ve geleneksel de- koratıf öğeler öne çıkıyordu Allan Dwan'ın 1911 tanhlı bır sessız fil- Fransız Kültür Merkezi'nin girişimiyle sinemanın 100. yılı nedeniyle duzenlenen sergi, Jean-Jacques Geynet adlı Fransız bir koleksiyoncunun 20 yıldır topladığı film afişi arşivinden seçilip derlenmiş. Çoğu türünün P r o t o t ipi olmuş, klasik ve modern afişçiliğe öncülük çı iKir;ıı rAPAM l ^ B e t m ı ş 5 2 a f i ş y e r all y° r OUJNOU LATAIN_ ^ V S a n a t Galerisi'nde. ANNYFanny Martin Roumagnac Türk sinemasında film afişiGunümüzun Türkıyesı'ndeyse görsel sanat türu olarak fılm afışı, genellıkle yazıiı basından sanat dallanna dek ülkedekı egemen popüler kültür düzeyının alçak sularında se>reden, çağın gensınde kalmış tatsız bır tekrar zıhnıyetının tekelınde ve hep bırbınnın aynı alacalı-bulacalı kalıpların boyutsuzluğunda tıkanmıştır (Hoş şımdılerde pek afışı yaptınlacak yerlı fılm de çekılemıvor \a, ne>se ) Seyırcının, sokaktakı adamın dünyasına kolavca nüfuz ettığı gıbı, kolaycacık da unutuluveren yerlı film afışlen, gelışen basım teknıklenne karşm, Türk sinemasında yıllar yılı kola> zevklenn ıstısmar edıldıgı. tekrarcı ve şabioncu bır esnaf afişçılığının gıderek kemıkleşmesının sonucudur Tabıı bunda arz ve talebı one süren Yeşılçam'ın, kültür düzeyı gelışmemış.yapuncL, ışletmecı zıhnıyetlennın de rolü büyüktür Özgun ve çağdaş bıryaratış sorumluluğundan uzak. ucuz duzenleme duyarlıklannı sergıleven sankı aynı tezgâhtan çıkmış havasını veren beylık film afişlennden geçılmeyen sınemamızda yıne de bır grafikçı çabasınm sezıldığı, tek tuk çızgı dışı örnekler de >ok degıldır (Mengü Ertel'ın Ali Ozgenturkutı "HazaTı (1980) ıçın Sadık Karamustafa'nın yıne \lı Özgentürk'ün "At"ı (1982) ıçın vaptıkları afışler vb ) Günümuzun >erlı fılm afişi düzeysızlığını olumlu bır yone surükleyecek yetenekte. genç, yenı grafıkçılergerçı yetışmıştır yetışmesine (çeşıtlı film festıvailen ıçın duzenlenen yanşmalarda ve zaman zaman tek tek kımı fılmler ıçın üretılen afışler bunu açık seçık bır bıçımde kanıtlamaktadır) ama yıne de alışılmış. çarpık bır tuketım befenısının va da zevksızlığının ara verılmeksızın pompalandığt o sınırlı gorsel zıhnıyet aşılmadıkça, bılınçlı bırgelışımden soz edılemeyecektır Oysa ülkemızde daha aydınca bır alan sayılabılccek tıyatroda, salt kendı emek ve çabalanyla engellen aşmış, bu ışe gönül vermış bır Yurdaer Altıntaş, bır Mengü Ertel gıbı uluslararası düzcyde usta grafıkçılenmız de yetışmıştır Nıtelıklı Turk fılmlen. kuşkusuz, bugünku kalıpla>mış Yeşılçam afişçılığının çemberlerının kınlacagı, gerçek grafik sanatından soluklar ıçeren daha duzeylı ve çağdaş afişlere layıktır mının ("Bonitaof ElCajon" adlı vvesternı) Kalıfornıya tarzındakı afişi bu yaklaşımın tıpık bır urünüdür Avrupa yapımı afışler- de daha bır sofistıke ve entelektuel ha\a baskındır •Örneğın <\lman grafikçı Josef Fenneker'ın afışlerıne, o donemın eksp- resvonızm etkısı sınmıştır 1920'lenn dev - nmcı Sovyet sinemasında da grafık sanat- lann dınamık ve çarpıcı bır bıçımde uygu- landığı gozlenmektedır Dev nm öncesınde Fütunzm, Kubızm gı- bı akımlarla uğraşan Sovyet sanatçılan. 1917'den sonra devnm ruhuvla konstrük- tıvızmı kaynaştıran yenı form arayışlanna yönelmışlerdı Belırle>ıcı karaktcnstık özellık olarak yapıtiarında devnmın dına- mızmını yansıtan bu afışçıler arasında, Aleksandr Rotçcnko. Nikoİay Prusakov ve SternbergKardeşler ılk elde sıralanmakta- dır Ingıltere'de 1940 lı yıllann Ealıngko- medılerının afişlerı grafikçı John Bainb- ridge'ı unlendırıyordu ve bu afışler 1950'lerden sonra Polonya afış ekolünu de etkıleyecektı 1960'lardan başlayarak dev - nmle bırlıkte, sınemanın da >enı bır çeh- reye kavuşturulduğu Küba'dan da sıyasal eğılımlı. canlı, şaşırtıcı film afişlennın ya- yıldığı ızlenmıştır 1897'den 1967V Fransız afişlerL. Sergıde ılk göze çarpan afışlerden olan Jean VTgo başyapıtı "L'Atabnte"de tasa- nmcının 120x160 cm'lık afişıne çızdığı akordeon çalan, küpelı. dövmelı (gobeğın- dekı dılbere de sıgara ıçırten) hanka bır Mich<H Simon olanca sevımlılıgıy le yuzu- muze sıntırkcn (bu afış, fılmının seyırcıye ulaştığını goremeden genç yaşta, mce has- talıktan olen bahtsız Jean VTgo'nun arzusu hılafına tıcan beklentılerle degıştınlmış ısmıyle basılmış 1934'te,"LeChalandqui Passe-OcipgidenÇatana"unlu"L < Atalan- te"nın otekı adı, meraklısının bıldığı gıbı). afişçiliğe vıllannı vermışGDy Gerard No- eJ'in, Christian Jaque'ın 1937 yapımı Fer- nandel filmı "1. François" ıçın yaptıgı ba- şanlı afiş de dıkkatı çekıyor sergınm bır başka köşesınde RogerCartier'nın, ReneClair'ın "ANo- us La Liberte-Özgurlfik BİTJmdir" başya- pıtı ıçın 1932'de çızdığı tasanm, modern afışçıhğe doğru gıden yolu açanlardan Marcel PagnoCun Raimu, Pierre Fresnay gıbı 1930'lann unlu Fransız oyunculannı yönettığı "Cesar" filmı afişının, ımzasını çözemedığımız tasanmcısının çızgısıyse, Cemai INadir üstadın Amcabey tıplemesı- nı çağrıştırdı fena halde bıze "LeChaland qui Passe" kadar hemen edmıp duvarıma asmak ıstedığım bır başka yapıt da, Yves IVfontand'ın dıreksıyon başındakı kellesı- nın resmedıldığı, firça tuşelenyle oluştu- rulmuş kırmızımtrak bır zemındekı koca- man yazı ıstıfiyle dönemme göre en az 10 yıl sonrasının grafıksel duzeyını yakala- mış, Vanini TeakM ımzalı, Ckmzot klasığı "Le Salaire de la Petır - Dehşet Yokulan" afışı oldu Yıne Clouzot nun, Boıleau - Narcejac uyarlaması unutulmaz "Les Di- aboKque$-Şe}tanRuhluln$anlar"ının ha- sır sepet motıfi>le gol yüzeyı ve cesedın büyük renk ve lekelerle çozümlendıgı afı- şı, Jean Cocteau'nun çızgısınden kaçınıl- maz ızler taşıyan"La Belle et La Bete - Gü- zel ve Hayvan"la, Jean Harold ımzalı Je- an Marais. Maria Cesares, François Ptrier göruntulennın foto-kolaj tarzıyla kaynaş- tınldığı "Orphee-Orfe" vedönemı ıçın ba- yağı sıkı bır yapıt sayılacak, gencecık bır Simone Signorel ve Serge Reggianj'l ı "Cas- que D'or"' (Jacques Becker, 1952) ya da Robert Bresson filmı "Ln Condamne a Mort s'est Echappe - Bir tdam Mahkûmu Kaçtı'"nın ımzasız afişlennın önunde de haylı donenıp durdum sergıde Çoğu tunınun prototipi olmuş, klasık ve modern afişçılığe öncülük etmış afişlenn bır araya getmldığı sergıde."Napoleon", "Taan İncileri", "Sevil Berberi", "Tallej- rand" vb gıbı bûyük boyutlardakı demo- de ama hâla görkemlı Sacha Guhry klasık- lennden Lautrec etkısını hıssettıren "Freoch Can CaıTa (Jean Renoir. 1954 ı başrollerdekı Gerard Philippe'le Micheli- ne Presle ıçın ıkı versıyonu basılmış ıvı düşünülmuş, ancak pek başanlı uygulana- marmş "Le DtaMeam Corps - fçimizdeki Şe\tanrl dan, 1950'lenn modern havasını yayan "La Femme et le Pantin - Kadın ve Kuklası'na (Juiien Duvivier, 1958) kadar her cms ve renkten afışe rastlanıyor Yves Thos Bis ımzalı "Kadın ve Kukla- sı" afışı, donemın beylık anlayışını sergı- lemesı bakımından tıpık bır afiş Ortada gençlığinm, güzellığının doruğundakı bır Bngitte Bardot resmedılmış olanca şuhlu- ğuyla Beya2 zemmde açılıp saçılmış kır- mızı eteklennden gorünen bacaklannagöz dıkmiı>bırerkek(AntonioVilar)de, BB'ye bakı>or sırttan Sankı usta ve karşı konul- maz bır seksı matador BB, kırmızı eteğıy- le boğayı (erkeğı) baştan çıkanyor gıbı Yenı Dalga'nın ıkı başyapıtının afişın- den söz etmeden geçmek de bıze yakışma- yacağından^ Godard'ın "A Bout De Souff- k-Serseri •\şıklar"ıvlaTruffaut'nun u Les Quarte Cents Coups - Dorrvüz Darbe"sı- nın afişlenyle şozü bağlayalım Hurel ım- zalı "Serseri Âşıklar" afışınde, sağlıklı Amerıkalı genç kızın (Jean Seberg) yakın plan portresı ust kısımda yer alırken, sırtın- dan vurulup ıkıye katlanmış bır Jean-Paul Belmondo ıllüstrasyonu ortada kompoze edılmış merdıvengıbıyukandanaşağıyer- lcştınlmış filmın adı da basamak basamak aşağı ınıyor. beyaz zemınde Grimsor ımzalı "Dörtyuz Darbe" afı- şındeyse füm sorunlanndan koşa koşa ka çıp soluk soluğa denızın kıyısına gelerek öylesıne kalakalmış, kuçukJean-Pierre Le- aud belme kadar resmedtlmış. butun afişi kaplayacak şekılde Gökte kanat vuran martılann yanına da, Cannes 59'da Truffa- ut'ya venlen en ı> ı yönehnen ödülunu vur- gulayan bır reklamsı ıbare var filmın adıy- sa tıtrek ve çocuksu bır el yazısıyla aktanl- mış 52 afişın oluşturduğu sergınm bızce en modern afışınıyse sona sakladık "La Mariee Etait en Noir - Siyah Gelinlik" afı- şı, o dönemde afiş yaratıcılığını gıderek bellı klışılere göre fabnkasyona döken Fer- rad'nın. tıcan kalıplan azbuçuk zorlayan, zamanının öncu ve duzeylı çalışmalanna ornek göstenlecek bır vapıtı Grı ve sıya- hın değışık tonlannın ıçıne. 'gelin' Jeanne Moreau'nun kara fırça darbelenyle kuşa- tılıp sanlmış halını aktaran bu afış.filmher ne kadar Truffaut'nun sevımsız yapıtlann- dan bın olsa da, başanlı ve dengelı bır afış Kısacası özellıkle sıkı sınemaseverler ıçıngörulesı gezılesı bırsergı Fransız Fılm Afışlen Bu vesıleyle yenı ve modern bır galennın atmosfenyle de tanışırsmız hem de KEDIGOZU VECDI SAYAR Festival "The Marmara "nın doner kapısının yanındakı me- kânını hıç terketmeyen arkadaşımla goz goze gel- dım bu sabah Havanın anı değışımı onu da etkıle- mış, uşutmuştu Gene de olmayan kuynjğunu sal- lamaya gayret ettı Gozlenndekı huznu saklamaya çalıştığı bellı oluyordu Kuyruğunu kıme kaptırdığı- nı hıç sonmadım Ola kı esaslı bır yarasına dokunu- aım dıye. Adını sormaya da yeltenmedım Nasıl ol- sa, "Kedının adı yok"üıye kestınp atacak Belkı çok kışı bılmıyor ama, ben bılıyonjm onun gozlenndekı huznun nedenını On dort yıldır bikıp usanmadan her bahar yolunu gozledığı Fılm Festı- valı bu kez Onat'sız Onun artık şu kapıdan gırme- yeceğını bılmek kabul edılır gıbı degıl. O korkunç patlamanın sesı kulaklanndan gıtmıyor Oysa ya- şam devam edıyor. Işte yenıden festival gunlen Konçalovski ıle gozgoze gehvermenın, Sco/a'nın paçasına surunuvermenın keyfı çıkartılmaz mı şım- dı? Dun akşam Hıntlı eleştırmenın elınden yedığı peynınn tadı damağında hâlâ Elınde bavullan ıle ka- pıdan gırerken kocasının kolunu çekıştırerek "Şu- raya bak, geçen yıl bıraktığımız koşede duruyor" dı- ye çığlığı basan İsraıllı smema yazarının vefakârlı- ğına sevınılmez mı? Tanınmak ve sevılmekten gu- zel ne olabılır? Iskendenyelı Festival yonetıcısı Mısıriı hemcıns- lenmızden selam getırmış Hoşuna gıtmez mı kedı- nın Ama ışte butun bu guzellıklenn karşısında tep- kısız, mahzun bır rfade ıle çevresını suzuyor Cad- deden gelıp geçen kızlı erkeklı oğrencı gruplan ız- ledıklen fılmlen tartışıyor Daha da kalabalıklar ge- çen yıllardan. Onat'ın ısteğı de bu değıl mıydı? Gençlenn boylesıne sahıp çıktığı bır festival, gele- cek ıçın nıce umutlar yeşertmıyor m u ' Gene de avutamıyor bu duşunceler onu Onat, Scola ıle karşılaşmış mıydı dıye duşunuyor, hatıria- yamıyor. Ne kadar da mutlu olurdu bu buluşmadan Bırlıkte kımbılır ne kahkahalar atariardı. Polıtıkadan, kadınlardan konuşuriardı Akdenız mutfağı ıle An- tep mutfağının uygulamalı bır karşılaştırmasını ya- parken bırbırlennı neden daha once tanımadıklan- na yanariardı. Canının sıkıntısına engel olamıyor ışte Şu anda Scola ıle olmak vardı Boğaz gezısınde Gıdebılsey- dı, ah onu da alsalardı yanlarına Scola'ya sormak ıstedığı sorularta dolu kafası. Kedılenn telıf haklan konusu nasıl çozumlendı Italya'da? Oyuncu kedı- ler de yararlanabılıyor mu bu haklardan 9 Scola lyı kı sanatçının ulkemızdekı haklan konu- sunda yetennce bılgı sahıbı değıl dıye duşundu ikı haftadır Meclıs'tekı tasan bır turlu yasalaşamıyor. Bınten sureklı engellıyor Bınlerı de sessız kalmaya devam edıyor. Anlaşılır değıl Sanatçının onurunu koruyan, tıcan duzenın elınde oyuncak olmasını en- gelleyen bır tasanya nasıl olur da sahıp çıkmaz sa- natçılar, sanatçı orgutlerı Tasannin en onemlı maddelerınden bın sinema alanında "eser sahıbı" tantmının yenıden yapılma- sı ve bu alandakı haklann "yapımcı "dan alınarak "yonetmen-yazar-bestecı" uçlusune, yanı sinema eserının uç yaratıcısına venlmesı Yanı, artık hıçbır yapımcı ya da televızyon şırketı bır yonetmenın ya- pıtını ıstedığı gıbı kullanamayacak, kesıp bıçeme- yecek. Ustelık her turlu gosterımden belırlı maddı haklar doğacak bu yaratıcılara Allah aşkına, hıçbır destek duydunuz mu ılgılı meslek kuruluşlarından? Yoksa hepsı de bılınçaltlanna yerleşmış, yapımcı- lann mutlak egemenlığı duşuncesıne mı tutsak hâ- lâ? Esenn °yaraf/c//a/7"sozcuğunun Meslıs'te gurul- tuler kopardığını duyunca bıyıkattından gulmekten kendını alamadı Refah'lılar "yaratıcı" bır tanedır, esenn yaratıcısı olmaz dıye dırenmışler.. Bır yanda kendı haklannı savunamayan "yaratı- cılar", ote yanda kımselere "yaratma" hakkı tanı- mamakta karariı mılletın vekıllen Tınaz Titiz'ın bır deyışını anımsadı o an "Bırer metre atlayan bın adamla, ıkı metreye sıçrayamazsınız " O şımdı The Marmara'nın kapısından gelıp geçenlere bakıyor ı- kı metre sıçrayabılecek bınlennı anyor Neredesınız? t J 1 > L * i •frrnı JEAN-PİERRE MARIELLE • RICHARD BOHRINOER EMMANUELLE SEICNER kpk PniesSn mM&s bile va gellr... \ 1312 Bevo* FITAŞ (2490166) 1200-1415-16 30-18 45 2115 Bakıı*ov INOFU 5^264 3°1 1100 13001500 1700-1900-21 30 ŞEHIR TIYATROLARI V HARBIYE MUHSIN EfiTUGRUt SAHNESI (240 77 20) Bu oyunu mutiaka görun' TC KUJURBAKANUGlDEVLETrYATFOUR İSTANBUL DEVLETTİYATROSU AKM BİRİM TİYATROSU 251 56 00/254 PAZARSOHBETLERI-10 İBİREY OLMANINİ VAZGEÇİLMEZ ÇAĞDAŞ YAŞAMDA BİREY OLMAK Fatmagül BERKTAY Ahmet CEMAL Aziz NESİN Hilmi YAVUZ 16 NISAN PAZAR SAAT: 15.30 6 İ R İ Ş S E R B E S T T İ R MELISA GURPINAR ISTANBULUN GOZLERI MAHMUR YÖNETEN HAKANALTINER Çocuk Oyunu W SHAKESPEARE BIR GECE MASALI VILIN KOMEDfSf 2 00 Cuma 2 00 2 00 P K > 'S0O- 800 (12-13 14 15 16 Nısan) (15-16 Nısan Saat 1100) DARIO FO NEŞ'E ERÇETIN KIMO?NAZ ERAYDA aı Merkerı KUMPANVA SAHNESt Sak zağacı Cad Eskı Çeşme Sc* 12 Tarîabaş Taks»n 0213} 235 $4 5"1 iKjttur a*anhgt nm kaıkılarıyla) DORT MEVSIM HARBIYE CEF TIYATROSU ( 240 77 20 1 AÇIKEVUUK YCNETEN MAZLUMKIPER ( I I Nısan Saat 18 00-20 30/ 13-14 Nısan Saat 1500) KADIKOY HALDUN TANER SAHNESI (34* 04 63) NEZIHE MERIÇ SULAR AYDINLANIYORDU CK^ BAŞAR SABUNCU (12-13-14 15-16 Nısan) Çocuk Oyunu HEINPICH BOLL BİRUKTE OYNAYAUM ' : r * DENIZUYGUNER (15 16 Nısan Saat II 00) | USKUDAR MUSAHIPZADE CELAL SAHNESI (333 03 97) YEŞIM DORMAN V ILDIRIM TUPKER GÖLCE USTASI Çocuk Oyunu Ş AVŞAp E JLGEH M 0 K'LIÇ P POSTOGLU YAVRU KIMIN | ŞEVKET AVŞAR i3U t J ORHANALKAYA (12-13-14-15-16 Nısan) ' (15 16 N,s'an Saat ll'oO) FATİH REŞAT NURİ SAHNESİ (52* 53 10) EKREM REŞIT REY CEMAL REŞ T REY LUKÜS HAYAT M F H HALDUN DORMEN (12 13-14-15-16 Nısan) Çocuk Oyunu - < yVAECH tR SOYTARILAR OKULU 'C'J-T . TANER BARLAS (15-16 Nısan Saat 1100) GAZİOSMANPAŞA SAHNESİ (S7I 60 67) ORHAN GUNER IKINCI NÖBETÇİNİN SIKINTILARI W ^ ' ARIFAKKAYA (12-13-14-15 16 Nısan) Çocuk Oyunu GOLGENIN CANI YO VCT EN CEMDAVRAN (15 16 Nısan Saat I I 00) ie- Çır 15 »0 10 31 Per 21 ] | Cu^ I I }• CE I S 0*. 30 J0 f ıur IS M II ]» TLEB, SEHI» TIYATROLARI GI&ELER! ILE KAOİKOT HALDUN TANER T.C. Kültür Bakanlığı İSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESI ATATURK KÜLTÜR MERKEZİ'NDE BÛVÖK SALON F Lehar ŞEN DUL operet 3 perde Orkestra Şefı Serdar YALÇIN SahneyeKoyan AydınGÛN 15 Nısan Cumartesı saat 15 30 L Çoker HAYAL YOLCULARI bale 2 perde Koreografı ve Sahneye Koyan Oyftın TURFANDA 18 Nısan Salı saat 2000 G V e r d ı DON CARLOS opera 4 perde Orkestra Şefı Antonıe PIROLLI Sahneye Koyan Gurçıl CELIKTAŞ 20 Nısan Persembe saat 20 00 L Mınhus DON KIŞOT Koreografi ve bale 3 perde Sahneye Koyan ValenbnYEUZARIEV Orkestra Şefi ElşadBAGIROV 22 Nısan Cumartesı saat 15 30 KON5ER SALONU K Ludvvıg BIR TENOR ARANIYOR müzikal komedi 2 perde Sahneye Koyan Adnan BRINE Muzık Yonetmenı Serdar YALÇIN 14-21-28 Nısan Cuma saat 1900 W A Mozart KUŞ ADAM ve PRENS çocuk operası 2 perde Sahneye Koyan Sumeray ARIMAN Muzık Yonetmenı Huseyın KAYA 15-22-29 Nısan Cumartesı saat 11 00 sşatı rKONSERSALONUPNDA W A Mozart REOUIEM Orkestra Setı Rengım GOKMEN KoroŞelı Yıldız KUNUTKU 18 Nisan 53lı saat 19 30 - 28 Nisan Cuma saat 19 30 IILETLE* ATATUftK KULTUIt MEKKEZI GISEUIIINDE SATILMAKTADK. A.K.M. Cılf Ttl: (02121 251 10 2} / 251 54 01 I? Hat| 254 UHOLD WtSKF» ORTAOYUNCULAR Turne Dolayısıvla Son 3 Hafta Ferhan Şensoy un ŞU GOGOL DELİSİ Derya Baykal Şensoy Solı 2) 00 Ferhan Şensoy'un I Ferhan Şensoy ÖÇ KÜRŞÜNLÜK OPERA pHANGİ ŞEYLER r 15 3r B Carsomba 2 i 00 •ilet Sıta Yerfen: 5ES-1M5 (MMftıncular Tel: 2SIIIİ5 VtKKOHtMt Tjksım-R.jmdı.CMSI MisJlk-İjkırtH, C*itol H*ı KENT OTONCDLARI KENTERTIYATftOSUHSaslUfgaz Cx No 35 H4R9IYE İSTANBULfel|O2<2|24635 89 247 3634 NISAN 1995 OYUN DÜZENI SAVIKMA(Içın Clarence Darro«) rurkftsı Knzzez MPBMEJCİOGU Vaine DUTTHI (Hnıo ŞEMIEZIR 14 N son 1995Cur>o21 00 15Nsan 1995 Cumorlesıl5 00 16 N son !W5Pazor 15 00 BİR CARİP mmvtu(hulaştıra Ifuralfet M I V İ ^ 0C 22Nısar 1 ZPiOmartesı 15 OC 23N.son I995Pazarl5C0 lua Sarm IIİKMrf KlNNl UiliNt O\Bnhsöran Opız \RU Brkor fcitjv? OZEK 28Nıson W95Cumo21 00 29 N son l?05Cumortesıl5 00 30N.$OT 199"! Pozor 15 00 Ikıbınlı YıIIarAı Çocuk Fela Olmasın' Ulusal Ası GünlerPne Kafılın! 22 28 Nısan 22 28 Mawsl995 Kültür Sanat ılanlarınız ıçın 293 89 78 (3 hat) saionu p r e g r a ı ı ı ı 20 NİSAN PERSEMBE YUCELEN YAYLI ÇALGILAR DÖRTLÜSÜ Mendelssohn- Nevıd Kodallı Saat: 21.00 14 NISAN-5 MAVIS LEVENT ARŞIRAY Kışısel Resım Sergısı h 14 Nisan 1995 Saat: 18.30 14 CUMA- 1 5 CUMARTESI NİSAN TIYATRO Tl "ADA" Yazon Athol FUGARO Cevıren Yücel ERTEN Oynoyonlar Hakan PİSKIN, Devrim NAS Yanelen Bulenl TARAR Van vor d Denız DEMIREGEN Saah 21.00 nrATRO VE KONSER BILTTIERI KULTUR KOLEJI EĞJT1M VAKFI GIŞESINDEN i SAĞLANABIUR. SERGIYE GIRIŞ SER8ESTTIR KÜITÖR KOIEJI EÖTIM VAKFI 9 10 KISIM ATAKÖY/ISTANBUL TEl (0212) 559 04 88 FAX 10212) 560 47 79 29 NISAN CUMARTESI TİYATRO STÜDYOSU "ÇOPLUK" Yazon Turgay NAR Yonelen l^rk KASAPOĞ1U Tosanm Duygu SAĞIROĞIU Oyrayonlar Haluk BILGINfR Ahme» UĞURLU Zuhal GENCER Saat: 21.00
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle