Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 NİSAN 1995 PERŞEMBE
HABERLER
Newsweek'e
'seıtf mektup
• VVASHLNGTO.N (AA) -
Türkiye'nın VVashington
Büyüİcelçisi Nüzhet
Kandemir. Newsweek
dergisınde yayımlanan
Türkiye ile ilgili biryazıya
"çok sert" karşılık verdi.
Kandemir, Türkiye
ûzerinde oyun oynayanlann
uyuyarak "Bu kez tarih
tekerrür etmeyecek" dedi.
Newsweek, son sayısında
Türkiye'nın Kuzey Irak
operasyonu ile ilgili olarak
"Hasta adam yine
öksürdü" başlıklı bir yazı
yayımlamıştı. Büyükelçi
Kandemir, derginin yazı
işleri müdürüne yolladığı
mektupta, "hasta adam"
ifadesinin, 19'uncu
yüzyılda ve Osmanlı
Imparatorluğu'nu
parçalamak isteyen büyük
Avrupa güçleri tarafından
yaratıldığını söyledi.
KB toplantısı
Atina'da
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Dışışleri
Bakanlığı Sözcüsü Ferhat
Ataman, düzenledığı
haftalık basın toplantısında.
Karadenız Ekonorruk
Işbiriiği (KEl) Dışişlen
Bakanlan 5. toplantısınm
Atina'da yapılacağını,
toplantıya Dışişlen Bakanı
Erdal Inönü başkanlığında
bir Türk heyetinin de
katılacağı bildirildi. KEl
Dönem BaşkanlığTnı
Yunanistan'ın yürüttüğüne
de işaret eden Ataman, KEİ
Dışişlen Bakanlan
toplantısında, izlenen
Ingilizce alfabetik sıra
uyannca KEl Dönem
Başkanlıgrnuı
Yunanistan'dan Moidova'ya
devredilmesinın de
öngörüldüğünü belirtti.
, İsnail için
yapıhyor'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - RP Genel
Başkanı Necmettin
Erbakan, partisinin Meclis
grup toplantısında yaptığı
konuşmada, GAP ve
Harran'ın sulanması
projesinin 'Milli
Görüşçüler'e aıt olduğunu
savunarak. "Bunlar ıse bir
garson gibi, Israıl garsonu
gibi suyu götürüp Tsrail'e
verecekler. GAP'ı Israil
için yapıyorlar" dedi.
Belediyelere
Hazine arazisi
• ANKARA (Cumnuriyet
Bfirosu) - Imar planlanna
aykın yapılaşma ile
mücadele edilebilmesi
amacıyla mücavir alan
içinde kalan Hazine'ye ait
arsa ve arazilenn
belediyelere devredilmesını
öngören yasa önerisı.
TBMM Bayındırlık, lmar,
Ulaştırma, Tunzm
Komisyonu'nda kabul
edildi.
Çetm-Kanadayı
görüşmesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bfirosu) -CHP Genel
Başkanı ve Başbakan
Yardımcısı Hikmet Çetin,
dün Genelkurmay Başkanı
Orgeneral İsmaıl Hakkı
Karadayı'yı ziyaret ettı.
Çetin. CHP Genel
Başkanlığı, Devlet
Bakanlıği \e Başbakan
Yardımcılığı görev ine
başladığından beri
Genelkurmay Başkanı'nı
ziyaret edemedığini
belirterek, " Şimdi nezaket
ziyaretmde bulunuvorum.
Yararlı olacağına
inanıyorum" dedi
HADff'ten basma
sitem
• İstanbul Haber Servisi -
Halkın Demokrası Partısı
(HADEP) Istanbul ll
Başkanı Kema! Parlak, son
günlerde basında partılen
aleyhinde haberler yer
aldığını öne sürdü.
Haberlenn bir senaryo
olduğunu savunan Parlak,
HADEP kadroiannın
çalışamaz hale getınlmeye
çahşıldığını söyledi.
Yasalardaki kan
kelimesi
• ANKARA (ANKA) - RP
Tokat Mılletvekıli Ahmet
Fevzı lnceöz, "kan"
kelımesının yasalardan
çıkanlmasını ıstedı.
Mahkûmlann ayda ıkı kez
eşlenyle buluşabılmelenne
olanak sağlanması yönünde
yasa teklıfı veren RP'lı
lnceöz, "'kan" kelımesınin
başta medenı yasa olmak
üzere Türk me\zuatında sık
bir şekjlde kullanıldığını,
ancak argoda yer etmesı
nedeniyle "kan"'
kelimesinın kabalık
anlamını içerdığini belirtti.
Muş'ta Atatürk'e saldınyı soruşturan müfettişin, 'Atatürk düşmanı' olduğu ileri sürülüyor
Atatürkçü müfettîş aranıyor
YUSl/FÖZKAN
• Muş'un Hasköy ilçesinde Atatürk büstlerinin parçalanmasıyla
ilgili olayı soruşturan müfettiş Mehmet Geyik'in, Muş Hürriyet
îlkokulu 4-A sınıfı öğretmeni Semra Bayraktar'dan sınıftaki Atatürk
köşesini kaldırmasını isteyerek, "Bu adamdan gıcık kapıyorum.
Okulda bir Atatürk köşesi yeter" dediği bildirildi.
direğine asılmıştı. Cumhuriyet'in haberi
üzerine Muş Valiliği'nin emriyle Milli
Eğitim Müdürlüğü tarafından soruşturma
başlatıldı. Olayı soruşturma görevı Milli
Eğitim Müfetrişi Mehmet Geyik'e verildı.
Olayın üzerinden 3 ay geçmesine karşın
soruşturmada hiçbir ilerleme
kaydedilemedıği öğrenilirken. müfettiş
Geyik'in "Atatürk düşmanı" olduğu
savlandı. Muş'taki şeriat yanlısı
öğretmenlerin koruyucusu olduğu öne
sürülen Mehmet Geyik'in. kentteki
Hürriyet Ilkokulu'nda görevli Semra
Bayraktar'dan, öğretmeni olduğu 4-A
sınıfındaki Atatürk büstünü kaldırmasını
isteyerek. "Bu adamdan gıcık kapıyorum,
okulda bir Atatürk köşesi yeter" dediği
öğrenildi. Mehmet Geyik'in, 6 şubatta
Muş Halk Eğitim Merkezi'nde yapılan
öğretmenler toplantısında, "OkuUardaki
türban olayuıa neden göz
ANKARA - Muş'un Hasköy ilçesinde
meydana gelen. Atatürk büstlerinin
parçalanması olayını soruşturan Milli
Eğitim Müfettışi Mehmet Geyik'in
"Atatürk düşmanı olduğu" öne sürüldü.
Geyik'in, Muş'taki Hürriyet tlkokulu 4-A
sınıfındakı Atatürk köşesini. "Bu
adamdan gıcık kapıyorum, okulda bir
Atatürk köşesi yeter" dıyerek, kaldırttığı
bildirildi. Muş Valisi Ahmet Refîk
Tekerek. Geyik'le ilgili savlara sert tepki
göstererek. "Benim müfettişim gerçek
Atatürkçüdür" dedi. Şeriatçı HizbuJlah
örgütünün, taraftar kazanma çalışmalan
yürüttüğü bildirilen Muş'un Hasköy
ilçesinde Milli Eğitim Müdürlüğü, sağlık
ocağı \e lise önündeki Atatürk büstleri, 7
ocak cumartesi gecesi parçalanarak,
üzenne Arapça ayetler yazılıp, bayrak
yumuyorsunuz"diye soran bir bayan
öğretmene. "Sus, otur, konusamazsın"
dediği belırtildi. Milli Eğitim Müdürlüğü
Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa
Ünsal'ın da. türbanla ilgili soru soran
bayan öğretmeni, "Siz bu soruyu kasıtiı
soruyorsunuz" diyerek susturduğu ve
salonda bulunan ve türban takan bayan
öğretmenlere müdahale edilmediği
bildirildi.
Vali, müfettişi savunuyor
Halk Eğıtimı Merkezi'nde yaşanan
türban tartışmasını doğrulayan bır Milli
Eğitim Müdürlüğü yetkilisi, Hürriyet
tlkokulu 4-A sınıfındakı Atatürk
köşesinın kaldınlması konusunda
araştırma başlatıidığmı söyledi.
Muş Valisi Ahmet Refik Tekerek,
müfettiş Geyik'le ilgili saviara sert tepkı
gösterdi. Sorulanmızı yanıtlayan Tekerek,
"Size bunlan kim söyliiyor? Lütfen böyle
şeylere inanma\ın. Bö>le bir şey yok
kardeşim. lütfen bu kârıştıncılara
inanmayın, oniar şerefsiz insanlardır"
dedi. Emrindeki müfettişlerin tümünün
Atatürkçü olduğunu öne süren Vali
Tekerek. "Müfettişlerimin içerisinde
Atatürk düşmanı tek kişi yoktur. Benim
müfettişim gerçek Atatürkçüdür, bu
bilgOeri size kinıin verdiğini biliyorum.
Asıl bunu size söyleyenler Atatürk
düşmanı"diye konuştu. Vali Tekerek.
Atatürk büstlerinin parçalanmasıyla ilgili
soruşturmanın ne aşamada olduğunun
sorulması üzerine de. "Bilemiyorum.
Devam ediyor. Sonuç ahıur ahnmaz ilgili
makamlara Uetüecektir" karşılığını verdi.
Cumhuriyet'e bilgi veren bir Milli Eğitim
Müdürlüğü yetkilisi ise Vali Tekerek'in
sözlerinin aksine, ortaya atılan savlann
doğru olduğunu belirterek, "Milli Eğitim,
bu iddialann üzerine gkJemhor.
Gönderilen müfettişlerin çoğu onlardan
şeriatçı" dedi. Milli Eğitim
Müdürlüğü'ndeki şeriatçı kadrolaşma
nedeniyle, Atatürkçü öğretmenlerin
oldukça sıkıntılı olduklannı bildiren
yetkılı, Milli Eğitim Müdür Yardımcılan
Orhao Başak ile Osman Akova'nın her
fırsatta şeriatçılara arka çıktığını savladı.
Muş Vali yardımcılan Fatih Damatlar ve
Muammer Erol'un da şeriatçı
örgütlenmeye göz yumduklan ileri
sürüldü.
Civan davasında krallar, kraliçeler, prensesler-4
Devleti yönetenlerle mafyayı yönetenler
HALİL NEBİLER
Bu öyküde olan biten bu ülkeye özgü
değil. Benzer öyküler dünyanın birçok ül-
kesinde yaşandı \e halen yaşanıyor. Dev-
letin kurumlarını yönetenlerle mafyayı
yönetenler arasında hemen her ülkede
benzer ilişkiler var.
Birbirine benzeyen ve birbiriyle ilişkili
sistemler, benzer ilişkileri doğuruyor. O
zaman da "böyle bir şey olanaksız"* dedi-
ğimiz ne varsa oluyor. tşte, "Baba" Kı-
lıç'ın kızı, eski Cumhurbaşkanı'nın eşiyle
sohbet ediyor.
Uğur Kılıç, Semra Özal'ın kendisine
neler söylediğinı anlatmayı sürdürüyor:
"İbrahim Betile ait olan Bank Eksp-
res'i Ayhan Şahenk aldu ancak bankayı
almadan önce bir şart koşuvor. Ahmet
Özal'ın sahibi bulunduğu Kanal 6"nın 5
milyon dolarlık borcuna kanşmavacağını
söyiüyor dedi ve benimle yaptığı bu ko-
nuşmada Bank Ekspres'in ve dolavısıyla
İbrahim Betil'in ayukatı gözüken Aykut
Özoran'ın, Ahmet Özal'ın borcuyla ilgili
haciz işlemlerini takip ettiğini ve hatta o
gün lclcvizyonun vericilerinin haciz taki-
biyle ilgili söküldüğünü, kendilerini ne di-
ye bu kadar güç duruma soktuğu husu-
sunda avukat ile görüştüklerinde, avuka-
tın ashnda perde gerisinde bankayı satın
alan Ayhan Şahenk'in olduğunu, bu haciz-
lerle ilgili onun talimatıyla hareket ettiğini
kendilerine söylediğini. bana anlatb.
Semra Özal, bizden bu konuyla ilgili
kendilerine vardım etmemizi istiyordu.
Konuşmasına devamla, kendilerinin bu
borcu inkâr etmediklerini, ancak Ayhan
Şahenk'in Kanal 6 Televizyonu'nda gözü
olduğunu, bu televizyonu ele geçirme dü-
şüncesinde olduğunu. kendilerinin ise dü-
şüncelerinin başka olduğunu, Kanal 6 Te
levizyonu'nun yüzde 51 hissesini Sabancı-
lar'a satmak niyetinde olduklannı, inkâr
etmedikleri bu borcun ödenmesi için ko-
lavlık sağlanarak vadelere bölünmesini,
toplu ödeyemeyeceklerini söyledL
Kısaca kendilerine bu konuda ve istek-
leri doğrultusunda vardımcı olmanuzı is-
tedikJerini söyleyince, ben de konuyu Ala-
attin Çakıcı'ya ileteceğimi söyleyerek Sem-
ra Özal'uı evinden aynldım."
Karışık işler
Şimdiıı... Burada işler biraz karışık.
Uğur Çakıcı'nın ifadesınde yer alan ve
Semra Özal'ın söylediğinı iddia ettıği
sözlerle bırlikte. durum ilginçleşiyor. Bu-
na göre Semra'nım. Kanal 6'yı Şahenk'e
kaptırmak yerine Sabancı aılesine satmak
istiyor. Daha önce A\aıkat Aykut Özoran
ne dıyordu?. .
"Ahmet Özal. önce Kıbns Endüstriyel
Bankası'nın teminat mektubunu faksladL
Kabul edilmedi. sonra Kıbns Türk tş
Bank. Ltd.'nin teminat mekfubu fakslan-
dı. Bu kabul edildi."
ITudağ'da öldürülen L ğur Kılıç, SemraÖzal'ın kendilerinden yardım istediğini söylüy-
or. Kılıç da Semra Özal'a.'" Bu isteğinizi Alaattin Çakıcı'ya ileteceği'" diyor.
Aykut Özoran'ın Mali Polis'te adını
Kıbns Endüstriyel Bankası diye verdiği
Kıbns Endüstri Bankası'nın sahibi tanı-
dık bir ad: Asil Nadir...
Eh. Nadir'in teminat mektubunun ka-
bul edilmemesi normal sayılır. Çünkü
kendisi zaten müflis.
Özoran'ın Kıbns Türk Iş Bank Ltd di-
ye açıkladığı ikinci banka ise Kıbns Tur-
kish Bank Ltd. Bu bankanın tüm hisseleri
ise Türkiye kökenlı Tanju Özyol'a ait.
Özyol, Ingiltere'de öğrenim görürken bu
bankayla tanışmış
Daha sonra 1985 yılında Akbank'ın
Beyoğlu Şube Müdürü iken bu bankanın
genel müdürlüğüne getirilmiş. Kıbns'ta
uzun süre bankanın genel müdürlüğünü
yapmış. Eski sahibi Avukat Krvanç Meh-
met Rıza'dan hisseleri yavaş yavaş satın
alarak bankanın tümünü ele geçirmiş.
Tanju Özyol'u hangi Kıbnslıya sorarsanız
sorun, "Sabancılara çok yakın biridir"
yanıtını alırsınız. Bu yakınlık soyut-plato-
nık bir yakınlık değil.
Tanju Özyol'un bankası, Sabancılara
ait Aksigorta'nın KKTC acenteliğinı ya-
pıyor. Yine Sabancıların Akbank'ının
banka kartlan olan Akkart'lar, Tanju Öz-
yol'un Türk Bankası şubelerindeki
ATM'lerde işlem yapabiliyor.
Semra Özal'ın Kanal 6'yı Sabancılara
satmaktan yana tercih koyması ile Saban-
cılara yakınlığıyla bilinen Kıbns Turkısh
Bank Ltd.'nin Ahmet Özal için 3 rnilyon
800 bın dolarlık teminat mektubunu faks-
laması arasındaki bağ böylece ortaya çıkı-
yor.
Bundan, sonralan Uludağ'da öldürüle-
cek olan Uğur Çakıcı'nın ifadesinde söy-
ledikierinin doğru olduğu sonucunu çıka-
rabilir miyiz? Her neyse...
Yıne o meşum geceye dönelim. 12 Ey-
lül 1994 gecesine. Uğur Çakıcı^ polise
verdiği ifadesine göre Semra Özal'ın
evinden çıkıyor ve AJkent'teki evine gidi-
yor. Alaattin Çakıcı ile görüşüyor. Çakıcı,
yeni bir talimat veriyor karısına:
"Her ild tarafi da bir araya getir, görüş-
mderini sağia."
Ve Alaattin ve Uğur ve
Semra ve Dündar
Sabah oluyor. Avukat Özoran, Gümüş-
suyu'ndaki bürosuna gelerek çalışmaya
başlıyor. Saat 16.00'da Kanal 6'nın yetki-
1ileri gelecekti.
Hazırlıklannı tamamlamaya çalıştı. Sa-
at 12.00 sıralannda büroya telefon eden
biri, ısrarla Özoran'la görüşmek istiyor.
Avukat o sırada müsait değil. Bir süre
sonra aynı kişi anyor ve Özoran görüşme-
yi şöyle anlatıyor:
"...erkek ve ismini söylemeyen birisi;
Kanal 6 borcunu ödemek istiyor, siz de
borcu yani parayı aimıyorsunuz, yayımlan
kesip batırmak istiyorsunuz, başka kanal
için mi canşıyorsunuz, dedi.
Ben de avukat olduğumu, bankanın ta-
kiplerini yapüğımu hiç kimseyi batırmak
istemediğimizi, esasen borçlulann da bu-
gûn gehp ödeme yapacaklannı, bu konuda
banka yetkiülerini de araması gerektiğini
bildirdim. O da bana; istenen parayı alın,
istenen vadevi de verin, yakışır mı bir mü-
essese> i bafjrmak. gereldrse banka yetkili-
leri ile de konuşurum, dedi" (agi.s:2)
Bu ne demek şimdi? Bir kere, avukatı
arayan ve adını vermeyen her kimse, bu-
yurgan, emir kipiyle konuşmaya alışık bi-
ri gibi davranıyor. "Yapın, edin, yakışır
mı" gibi ifadeler kullanıyor. Gerekirse
banka yetkilileri ile de konuşurum, diyor.
Resmi bir yetkili olamaz, daha çok tehdit
eden mafyoz bir tipin tavnnı uyguluyor.
lyi ama, avukat Mali Polise verdiği ifade-
de. hiç kimseden tehdit almadığını ısrarla
vurguluyor. Aynı ifadede. bir sayfa önce
ise tehdit edildığini böyle anlatıyor... Bi-
raz kanşık.
Pekiyi, aynı gün, aynı saatlerde başka-
lan ne yapıyor?
SÜRECa
PERgEMBE
ORHAN BURSALI
Yarınlara bakışsızlık...
Cumhurbaşkanı Sayın Demirel, Başbakanlık dö-
nemine kıyasla çok daha yoğun olarak Türkiye
üniversitelerinin ve genel olarak öğretimin-eğitimin
sorunlarıyla iç içe. Üniversite rektörleriyle yaptığı
görüşmeler, öğrenim yılı açılış konuşmalan ve ken-
disine sunulan raporlar kitap olarak yayımlandı.
Bunları incelediğinizde, üniversitelerimizin, so-
runlarını kamuoyuna duyurmak için özellikle son
beş yıldır nasıl çırpındığını da görüyorsunuz.
Bir rafı dolduracak hacimde raporlar, çalışmalar
ve kitaplar yayımlandı.
Bu çalışmalarda dile getirilen görüşlerin hemen
hepsi, Türkiye'yi yeni yüzyıla taşıyacak çağdaş bir
üniversite yapısının oluşmasını sağlamayı amaçlı-
yor.
Ama bugüne kadar bu raporlar yazılmakla kaldı.
Üniversite sorunlarının siyasi platformda tartışıl-
ması ve uygun çözümlerin bulunup hayata geçiril-
mesi bir türfü sağlanamadı.
Ne pariamento ne de hükümetler, üniversite
sorunlarını bilimcinin özlük haklarından öte an-
lamlandıramadı; bu sorunlann Türkiye'nin kalkın-
ma, çağdaşlaştırma, refah politikalarıyla ilgisini
kuramadı.
işte Türkiye'nin çok temel bir sorunu tam da
burada yatıyor!...
• • •
Dünyada süren kıyasıya ekonomik rekabetin bu-
gününe ve yakın geleceğine ilışkin bütün yorum ve
değerlendirmelere göre, insan yeteneğine dayafı
üstünlük, ülkeler arasındaki üstünlük mücadele-
sınde belirleyici olacak.
Yani yeraltı ve yerüstü zenginlikleri gibi doğal; jei-
opolitik durum ve sermaye birikimi gibi tarihsel
avantajlar geri plana itiliyor.
Zenginliğin ve sanayileşmenin motorian artık bi-
yoteknoloji, yeni malzemeler, elektronik ve haber-
leşme gibi günümüzün ileri teknolojileri oluyor.
Dünyanın ve ülkelerin ekonomik gelecegini belir-
leyecek olan bütün bu ileri teknolojiler insan yete^
neği üstünlüğüne, yani gelişmiş beyinlere, çok iyi
eğitilmiş insan gücüne dayanıyor.
Bu nedenle ekonomik süper güç veya bir eko-
nomik güç olmak isteyen ülkeler, insana dönük
geniş çaplı yatınmlara girişmek zorunda.
Bu noktada şu soru yöneltiliyor: Dünyada şo
yetenekli, en iyi eğitilmiş iş gücüne, bilim güçlerine
hangi uluslar sahiptir?
•••
Eğer bu sahnede yer almak istiyorsanız, önce bo
gidişatın bilincinde olacaksınız...
Karar makamlarında yannı gören poiitikacılannız
ve yöneticileriniz olacak...
Sonra dünya ve ülke gerçeklerini göz önüne ala-
rak bilim, teknoloji ve bunlara dayalı kalkınma plan
ve programları yapacaksınız...
Çok iyi üniversitelere sahip olmanız gerektiğini
görecek ve bunu gerçekleştireceksiniz..
Üniversitelerinizi bilim ve teknoloji üretirnine
kamçılayacaksınız.
Bu da yetmez... Yüksek ve kaliteli eğitimi müm-
kün olduğunca yaygınlaştıracaksınız. Yukarıdan
aşağj doğru tam bir eğitim piramidi düşleyeceksi-
niz. En altta bulunun en geniş çoğunluğun da eği-
tilmiş olduğu bir piramit... ' ,
Çünkü sadece beyin gücünün değil, iş gücünüp
ustalığının da ekonomik üretim sürecini bütünleş-
tirdiğini bileceksiniz.. beyin gücü yeni teknolojiler
yaratırken, bunların elleri ayaklan da bu yeni tek-
nolojileri uygulamaya geçirecek kalifiye işgücü ola-
cak... "Kıran Kırana" kitabında bu gelişmeleri de-
ğeriendiren Amerikalı bilimci Lester Thurov, yeni
ürünler yaratmak için işgücünün yüzde 25'lik efi
usta kesimini eğitmenin büyük önem taşıdığına
işaret etmekte. '
• • • i
Araştırmacılarımızın, Türkiye'nin sorunlanna b(-
limsel ve teknik bakışlı onca raporu, kitabı, önerisl;
siyasetçileriin, parti lıderterinin, bakanlann, başba-
kanlann ve Cumhurbaşkanı'nın huzurlarına sık sık
çıkıyor.
Bu raporlan sadece raflarına dizmekle kalmasa-
lar..
Hiç olmazsa arada sırada raftan indirip sevip ok-
şasaîar ve tozlarını alsalar...
Gölhan: Oğlumun
tedavisi sürüyor
ANKARA (ANKA) - Milli Savunma Bakanı Mehmet
Gölhan, oğlu Ahmet Gölhan'ın askerlik yapmamasmı
savunurken en büyük özleminin oğlunun "hakkı ve
ödevi olan vatan hizmetinı yerine getirebilecek
nitelikte sağlığına kav^uşması" olduğunu söyledi. Milli
Savunma Bakanı Mehmet Gölhan, ANAP Bilecik
Millervekili Mehmet Seven'in yazılı soru önergesini '
yanıtlarken 1960 doğumlu olan oğlu Ahmet Gölhan'ın,
askerlik çağına gırmeden önce rahatsızlandığını ve
1977 yılından itibaren yurtiçi ve yurtdışmdaki hastane
ve kliniklerde tedavi görmeye başladığını ve
tedavisinin sürdüğünü belirtti.
Eşi, anası ve babasıyla hasret gidermek için birliğinden izin almıştı
AskerMümtaz'ı da Gazi'devurdular
MİYASEİLKMJR
Mümtaz Kaya, Güneydoğu'da herhangi bir çaüşmda va da Çelik Harekâtı'nda degiL Gazi Mahallesi'nde öldü.
Askerliğini Ankara'da yapıyordu
Mümtaz Kaya. On aylık asîcerdi,
geriye 8 ayı kalmıştı. Yandan fazlası
gitmişti, ama evli olan Mümtaz Kaya
için 8 ay hayli uzun bir süreydi.
Hasret gidermek için izne aynlıp
ailesinin yanına geldi. Erzurum-Hınıs
doğumlu Mümtaz Kaya'nın
dağıhmda Güneydoğu'ya düşmediği
için sevınen ailesi böyle bir akıbeti
rüyasında görse inanmazdı.
Mümtaz Kaya izinli geldiğinde
İstanbul'da da kıyamet koptu.
Alevilerin yoğun olduğu Gazi
Mahallesi'nde kahvehanelerin
taranması, gece de cemevi önünde bir
gencın panzerden açılan ateşle
yaşamını yitırmesi. tstanbul'un diğer
bölgelerinde oturan Alevileri ayağa
kaldınmış, akın akın Gazi'ye doğru
yürüyüşe geçırmişti. Alibeyköy'de
mahalle halkının belediye ve polise
karşı direnerek Saya Yokuşu'nda
yaptığı Pir Sultan Abdal Cem ve
Kültürevı, Mümtaz Kaya'nın evinin
tam karşısındaydı. Hafta sonlan cem
ayini ve panellerin yapıldığı bu
mekân aynı zamanda mahallelinin
• Alibeyköy'deki
gecekondulannda 13 mart
sabahı evlerinin tam
karşısındaki Pir Sultan Abdal
Cemevi 'nde toplanan
kalabalıkla birlikte Gazi
Mahallesi'ne yürüdü. Asker
Mümtaz, polis kurşunlanyla
yere serildi. Olaylarda
öldürülenlerden Reis Kopal'la
aynı köyden olan Mümtaz
Kaya, ne evine dönebildi ne
de birliğine. Iki gün sonra
Gazi Mezarlığı'nda
toprağa verildi.
toplanma yeriydi. Gazi
Mahallesi'ndeki olaylan duyan
Alibeyköylüler 13 mart sabahı
cemevinin bahçesinde toplandı.
Toplananlar arasında Mümtaz Kaya
da vardı. Mümtaz Kaya. Erzurum'un
Hınıs kazasına bağlı Sıldıs
Köyü'nden. Bu köyü
anımsayacaksınız. Öldürülenlerden
Reis Kopal da aynı köydendı.
Alibeyköy'den giden kalabalık, ışçi
bloklan yolundan Gazi'ye girmeyi
başarmıştı. Birçoğu aynı günün
akşamı çıkmayı da başardı. Mümtaz
Kaya hariç... Asker Mümtaz siper
almayı beceremedi ve vuruldu.
Cenazesi Adli Tıp Morgu'na
kaldınldı. Haberi alıp morga koşan
Mümtaz Kaya'nın annesi Sevgi Kaya,
eşi Dilek Kaya ve babası Veli Kaya
şaşkındı. Bır yıl önce Mümtaz Kaya
ile evlenen Dilek Kaya donup
kalmıştı adeta.Eşi 21 yaşında daha
hayatın ne olduğunu anlamadan
yaşamdan kopanldı. •
Alibeyköy'de tek arabanın bile
zorlukla geçtıği bir tepenin
uçurumundaki tek katlı gecekonduda1
oturuyor Kaya ailesi.
Mahallenin çocuklan da bu ölümü •
hazmedememiş belli ki. Mümtaz
Kaya'nın evinin duvanna okuldan
aşırdıklan tebeşirle. '
"Mümtaz Abi, intikamını alacaz.
Mümtaz'lar öunez" diye yazmışlar.
Daha adını bıle tam yazamadıklan
abilerinin ölümü hak edecek kötü bir
şey yapmadığınm çocuklar bile
farkında.
Bir de silahını ateşleyenler farkında
olsa... '