Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı. Orhan Erinç #
Genel Yayın Koordınatörü Hikmet
ÇetinkavaO Yazıışlerı Mudurlerr
fbrahim Yddız (Sonımlu). DinçTayanç
9 Haber Merkezi Müdürü Hakan Kara
• Görsel Yönetmen. Fikret Eser
Yayın Kurulu tlban Selçuk
(Başkan). Orhan Erinç, Oktay
Dış Haberler Ergun Bakı 0 lstihbarat \ alçın Çakır
Ekonomı BûlentKızanhk• Rad\o-TV lygarEremektar
• KûJtûr HandanŞenkökeD«Spor Abdölkadir Y ücelman Kurtböke. Özgen Acsr, Hikmet
• Yurt Haberlen Mehmet Saraç • Makaleler Sami Çeünkava. Şfikran Soner. Ergun
Karaören • Çevın Seyfettin Turhan • Düzeltme Bala, Diirç Taymnç, İbrahim Yıkhz,
Abdullah Yazıcı • Fotoğraf Erdoğan Köseoğiu Orhan Bursaİı, Mustafa Balba>.
Ankara Temsücısı. Muslaia Balbay 9 Haber Mûdurû. Doğan
AJanAatüıkBuJvanNo 125.KiU:4.Bakanlıklar-AnkaraTel.
4195020 (7 hal), Faks 4195027 • lzmır Temsılcısı Serdar
Kıak, H. Zıya Bl\ 1352 S 2/3 Tel 4411220. Faks 4419117
•AdanaTemsılcisıÇetinYiğenoğlu,lnönüCd. 119 S No 1
Kat l,Tel-3522550, Faks 3522570
Mûessese Müdürü. Erol Erkut • MEDYA C: • Yönetım Kunılu
Koordınatör Ahmet Korulsan 0 Başkam-Genel Mûdur Gölbin
Muhasebe BülentYener#tdare Erduran • Koordınatör Reha
HüseyinGürer#İ5İetme Önder Işıtman • Genel Mudür Yardım-
Çefik • Bilgı-lşlem Nafl In«l • cısı Mine Akdağ • Halkla Ilış-
Bügısayar Sıstem. Mûrüvet Çiler kıler Müdunı .Norten Berksoy
Yayimlayan ve Basan: Yenı Gün HabCT Ajansı, Basın \ç Yayıncılık A Ş
TüÂocağı cad. 39,41 Cağalofciu J4334 Is PK 246 lstanhul Tel (0/212) 512 05 05 (20 hat) Faks (O>212)513 »5 95
1 3 N I S A N 1 9 9 5 İmsak:4.51 Güneş: 6.22 Öğle: 13.12 Ikindi: 16.51 Akşam 19.48 Yatsı: 21.12 MEDYACTei 5140753-5139580-513 846O-«ı,Faks 511S466
Habitat
konferansı,
olimpiyata ölçü
• İSTANBUL (AA)-
Toplu Konut Idaresi
Başkanı Yiğit Gülöksüz,
Türkıye'nm Habitat 2
Insan Yerleşımlen
Konferansı'nı başanli
şekilde gerçekleştirmesi
halinde olimpıyatlan alma
şansının artacağmı
söyledi. 3-14 Haziran
1996 tanhinde Istanbul'da
düzenlenecek konferans
içın 10 milyon dolarhk
bütçe hazırladığmı
belırten Gülöksüz.
konferans başanyla
gerçekleştirildiği takdirde
Türkiye'nin olimpiyatlan
alma şansının da
artacağını söyledi.
Kaçak çalışan
çocuklar
• İSTANBUL (AA)--
Türk-lş'e bağlı Deri-lş
sendikası Genel Başkanı
Yener Kaya, tstanbul başta
olmak üzere Türkiye'nin
birçok yennde kundura,
den ve konfeksıyon
atölyelennde, on bınlerce
çocuğun kaçak
çalıştınldığım ileri
sürerken, hükümetin,
çalışan çocuklann
sorunlanyla yeterince
ilgilenmediğini savundu.
THYİstanöul-
Çanakkale
seferleri
• İstanbul Haber Servisi -
Türk Hava Yollan'nm
Istanbul-Çanakkale-
Istanbul seferleri 17 nisan
pazartesı günü başlayacak.
THY'den yapılan
açıklamaya göre
Çanakkale Havaalanı'nın
uçuşa elvenşli hale
getirilmesi sonucu seferler
pazartesi ve perşembe
günleri yapılacak.
Uçaklann İstanbul'dan
kalkış saati 8.30,
Çanakkale'den kalkışı ise
saat 10.20 olarak
belırlendı.
Başkonsolostan
DHKD'ye bagış
• İstanbul Haber Servisi -
Ingıltere'nin İstanbul
Başkonsolosu Michael
Cook, Doğal Hayatı
Koruma Demeği'ne,
İstanbul Cnıversitesi
Botanik Bılimler Fakültesi
ile bilgısayar bağlantısının
kurulması ıçin gerekli
ekipman ahnmasma
katkıda bulunmak üzere
4.300 sterlin tutannda
bağışta bulundu.
Polonezköy
Koşusu
• Haber Merkezi - Doğal
Hayatı Koruma Demeği
ve Polonezköy Doğasını
Koruma Derneği (PDKD)
tarafindan düzenlenen 2.
Polonezköy Orman
Koşusu, 22 msan günü
gerçekleştirilecek.
Yanşmacılar; yürüyuş ve
11-20 yaş arası bayanlar
koşusu, 20 yaş ve üstü
bayanlar koşusu, 11 -20
yaş arası erkekler koşusu
ve 20 yaş ve üstü erkekler
koşusu kategorilerinde
yanşacaklar. Her
kategoride ilk beşe
gırenlerin
ödüllendirileceği
yanşmada koşu saat
11 .OO'de, yürüyüş ise
11.15 "te Polonezköy
Meydanı'nda başlayacak.
Dünya sinemasının yaşayan en büyük ustalanndan Nagisa Oshima:
Sansürle mücadeleın sürüyor• Aydınlar tümüyle yok oldu.
Eskiden aydınlar genış kitlenin
değerlerine karşı sayaşırlardı.
Bugünse onlardan biri olmaya
çalışıyorlar.
VECDİ SAYAR
14. Uluslararası istanbul Fılm Festiva-
H'nde uluslararası jürinin başkanlığını
üstlenen ünlü Japon yönetmen Nagisa Os-
hima, özgün temalan ve kışkırtıcı anlatı-
mı ile dünya sinemasının yaşayan en bü-
yük ustalanndan biri. Uzun süredir Japon
Yönetmenler Birliği'nin başkanhğını da
yapan Oshima ile dünya sinemasının so-
runlan ve kendi sıneması üstüne söyleş-
tık. Ustaya önce meslek yaşamınm i!k
dönemlerinde yoğun olarak politıka ile il-
gilenmesine karşın sonraki yıllarda bireye
yönelmesınin nedenlennı sordum
- Politikayla ilgimi tümü ile koparmış
değilim. Televizyonda sık sık Japon poli-
tıkasını eleştıren konuşmalar yapıyonım.
Ama yapabileceğım fazla bir şey yok.
Öğrencilik yıllanmda aktif olarak politı-
ka yaptım. Öğrenci hareketlenne katıl-
dım. Ama parti üyesi değildim. O günler-
de hepimizin Japon toplumunun değışi-
mıne ilişkin düşleri vardı. Kimimızin bü-
yük kimimizin küçük düşleri. Değışım ıs-
teğimiz çok doğaldı. Savaş öncesi ınsan
haklan alanında büyük sonınlar vardı.
Savaş sonrasında ise Amenkan kültürü-
nün etkisi altına girdik. Muhafazakâr Par-
ti, Amerikan yanlısı bır politika izliyordu.
Bu ortamda değişıme ilışkın umutlanmızı
yıtirmeye başladık. Benım ilk filmlenm-
de Japon toplumunun degışımine ilişkin
umudu görebilirsiniz. Sonralan bu umu-
du yitirdiysek de bazı düşlerimizi koru-
duk. "Tören"i yaptığım yıllarda ise sa-
vaştan yaklaşık 25 yıl sonra, düşlerimizi
de yitirmiştik. O yıllarda yaptığım film-
lerde bu duyguyu anlatmaya çalıştım.
"Tören", bir anlamda savaş sonrası Japon
siyasetinin bir özeri sayılabilir Bu filmim
oldukça karamsar hiç kuşkusuz, ama ka-
ramsar olmam gerektiğini düşünüyor-
dum. Sonraki yıllarda siyasete olan ilgimi
yıtirdim. Çünkü Japonya'da hiçbır şey de-
Nagisa Oshima: Bütün partiler aynı şeyi söylüyor, ama değiseıı bir şey yok. tnsanlar
siyasete ilişkin bütün düşlerini yitirdi. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK)
ğışmiyordu. Ben de bireye, insan içgüdü-
lerıne yöneldım. Artık politik filmler
yapmıyorum.
1970'lerde Japoya'daki öğrenci grupla-
n bırbırlenyle ve polisle girdikleri çatış-
malar sonucu yok olma> 1 başardılar. "Tö-
ren"dekı öngörümde haklı çıkmıştım.
Bugün Japonya'da herkes bir değişim ge-
reksinmesi duyuyor. Bütün partiler aynı
şeyı söylüyor. ama değışen bir şey yok.
Insanlar siyasete ilişkin bütün düşlerini
yıtırdı. Bu hafta ıçinde sonuçlanan Tokyo
ve Osaka'daki beledıye başkanlığı seçim-
lerinde hiçbir sıyası parti başan sağlaya-
madı. Iki kentte de bağımsız olarak aday-
lığını koyan medya yıldızlan başkan se-
çildi.
Dünden bugüne Japon sansüründe de-
gtşen bir şeyler var mı?
- Sansür büyük ölçüde hafıfledi. Cınsel
organlardakı tüylenn göstenlmeme yasa-
ğı sürüyor. Otontelerin cınselltğe ilişkin
sınırlamalan korumak yönündeki eğılimi
sürüyor. Erotik fılmle pornografı arasın-
da bir aynm yapılmamalı Japonya'da sa-
vaş sonrasında sanat yapıtlannın müsteh-
cenlıkle suçlanması çok olağandı. "Lad>
r
Chatterley" romanı çevrildiğinde büyük
bir dava açıldı. Yayıncı ve çevirmen ro-
manı savundular ve "Bu bir sanat yapıdır,
pornografi değJkUr" dediler. Sonralan bu
savunmanın tümüyle yanlış oldugunu dü-
şündüm. Bence böyle bır aynm yapan ki-
şi, sanatçı olamaz. Benim yapıtlanmla il-
gili davalarda "Müstehcenlik, pornografi
niçin kötüdür" diye sordum. Mahketne
buna cevap veremedi. Sansüre karşı mü-
cadelem bugün de sürüyor.
Sanatta ulusal-eMrnsel ayTunına inanı-
yor musunuz?
Evrensel olmaya çalışıyorum. Çünkü
Japon toplumunun pek çok öğesinden
nefret ediyorum. Eski Japon filmlerinden
farklı bir sinema yapmak ıstedim. Doğal
olarak hem Japon hem de dünya seyırcı-
sine seslenmeyi hedefledim. Bugün ülke-
min gençleri kendiliğinden evrensel kül-
türe daha yakınlar Bu da onlar içın bir
şans.
Se>irci olarak aydınlan mı, geniş khiele-
ri mi seçiyorsunuz?
- Bence artık böyle bir aynm kalmadı.
Aydınlar tümüyle yok oldu. Eskiden ay-
dınlar genış kitlenin değerlerine karşı sa-
vaşırlardı. Bugünse onlardan biri olmaya
çalışıyorlar. Ilginç olan, Amerika'da kitle
kültürü çok yaygın ve güçlü olmastna
karşın orada aydınlar, sayılan az da olsa
bu egemen kültüre karşı savaşıyorlar.
Gerek sinemanın gerekse toplumun so-
runları açısından bizim toplumumuzla
bfijiik benzerlikler tasıyor anlattıklannız.
Pıeki, sinema sanatınm geleceği var mı siz-
ce?
- Bence sinema sanah yok olmayacak
ve gençler fılm yapmayı sürdürdükçe var
olmaya devam edecek. Sadece gösterim
biçimi değişiyor. Eskiden stüdyolarda >a-
pılan, büyük sinema salonlannda seyredi-
len fılmler, artık stüdyolar dışında bağım-
sız olarak üretiliyor ve evlerde tüketiliyor.
Ama sinema, sanat olarak, bir anlatım
aracı olarak önümüzdeki dönemde de
varhğını koruvacak.
Japon sinemasında yılda kaç film >apı-
byor? Kadın vönetmenJerin, bağımsız ya-
pımlaruı oranı ne?
- Yılda yaklaşık 200 film yapılıyor.
Bunlann 20 kadan büyük stüdyolann ya-
pımı, bır o kadar bağımsız yapım da bü-
yük dağıtımcılar tarafindan satın alınarak
dağıtılıyor. Ama bu dağıtım zincirine gı-
remeyen yaklaşık 50 bağımsız yapım da-
ha var. Aynca 100 kadar da porno film
yapılıyor.
Sinemanızda belgesel yaklaşım çok be-
lirgin. Bunun nedenleri?
- Meslek yaşamım boyunca 23 film
yaptım. Ve ilk filmlerim belgesel yapım-
lar. Çocukken Japonya savaştaydı. Sonra
savaş sonrası kanşıklıklannı yaşadım O
yıllarda topltımsal değişim benı çok ilgı-
lendiriyordu. Daha sonraki filmlerimde
de gerçek yaşamla bağımı koparmadım.
"DuvTilar İmparatorluğu" ve "Tutku tm-
paratoriugu" gıbı filmlenmde bıle ger-
çek öykülerden yola çıktım
Japonya'da devletin sinemaya katkısı
varmı?
- Hayır, hiç yok. Tümüyle özel serma-
yeye dayanıyor. Her yıl 50 genç ilk fılmı-
nı yapıyor. Bu da gösteriyor ki sinema
yapmak isteyen gençler ne yapıp edıp
fılmlenni gerçekleştırmenın yolunu bulu-
yor.
Atatürk filıııi
7 yıldan beri
kömürlükte
ÜMtTOTAN
İZMtR - Atatürk'ün
1933yılmdan 1938"de ya-
şamını yitirmesine kadar
olan bölümü içeren 10 bo-
bın film, yedi yıldır ilgi-
sızlik yüzünden çürümeye
terkedildi. Fılmı 1988 yı-
lında rastlantı sonucu kö-
mürlükte bulan Özalp
LebJebici, tüm ginşımleri-
ne karşın konuya ilgı gös-
terecek bır yetkılıye ulaşa-
madığıru söyledi.
Bulunduğu günlerde
büyük heyecan yaratan,
başta Kültür Bakanlığı ve
TRT olmak üzere birçok
kurumun ilgı gösterdığı
Atatürk fılmi, somut gıri-
şımler yapılamaması yü-
zünden ortada kaldı. 35
mm'lık reversal. yanı dı-
rekt pozitif olan film, nit-
rat tabanlı ve optik sesli.
Atatürk'ün, "Meclis'in
ikinci çalışmasını açıyo-
rum" sözleriyle başlayan
fılm, Türkiye'nin çeşitli
yörelennde açılışlar ve et-
kınliklerle sürüyor. Ata-
türk'ün yanında Celal Ba-
yar ve lsmet İnönü de yer
alıyor.
Nitrat tabanlı filmlerin
kolay yanıcı olması nede-
nıyle 194O'lı yıllardan
sonra selüloz nitrat tabanlı
fihnlere, 1950'lerden son-
ra da polyester tabanlı
fılmlere geçildi. On bo-
binlik Atatürk filminde
görüntü ve seslerin büyük
bölümünün iyı durumda
olduğu gözlenirken yal-
nızca dış deliklennde bazı
yıpranmalar oluşmuş. Fil-
min rastlantı sonucu uzun
yıllar kömürlükte kalması,
doğal bir ortamda bugüne
değin korunmasına olanak
sağlamış. Yedi yıl önce
film bulunduğu günlerde
Kültür Bakanlığı yetkilıle-
n fılmin kurtanlması içın
ne gerekıyorsa yapılacağı-
nı, ilk aşamada polyester
taban filme çekilerek
u
gt-
rantiye alınacağmı" belır-
tırken, TRT yetkılilen de
bu tür fılmlere ıhtıyaçlan
oldugunu söylemişlerdı.
Yıllarca nitrat tabanlı
filmlenn kurtanlması ça-
lışmalannda çalışan Do-
kuz Eylül Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
öğretim üyesı Oktay Kut-
luğ da
u
Bu filmi kömürlû-
ğe borçluyuz. Çünkü nem
ve sıcakuğın fazlaca değiş-
mediği bir ortam. Fibni iyi
izleyip elde bu tür bir kop-
ya var mı yok mu iyi araş-
brmak lazun" demiştı.
llgilıler ve yetkilıler o
günlerde filmi ızlediler.
Ancak daha sonra ne bir
ses çıktı ne "seda." Elde
bu fılmin kopyasının olup
olmadığı hâlâ bilinmiyor.
Özalp Leblebıcı ve özel
bir dershanede edebiyat
öğrermenlığı yapan arka-
daşı Rıdvan Sütçüoğlu-
filmlen korumak içın el-
lennden gelen çabayı gös-
teriyor. Ozalp Leblebıcı,
aradan geçen onca za-
manda Atatürk fılmıne
hiç ilgı göstenlmemesini
üzüntülü bir durum olarak
nıteledı.
Sigaralann
katranı fazla
• Prof Dinçer Fırat, sigaralann daha az
zararlı hale getirilebilmeleri için. katran ve
nikotin miktorlannın yasalarla
sınırlandınlması, sigara paketlerine
içerdikleri katran ye nikotin miktarlannın
yazılmasmı önerdi.
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu)- Sigara üre-
tıcilerinin, gelişmiş ülke-
lerde katran oranı düşük
sıgara üretirlerken, azge-
lişmış ülkelere daha fazla
katran içeren sigara ithal
ettikleri belirrildi.
Hacettepe Tıp Fakültesi
Öğretim Üyesi ve Türk
Kanser Araştırma ve Sa-
vaş Kurumu Genel Baş-
kanı Prof.Dr.Dincer Fırat,
sigaranın. içerdiği katran
bileşikleri nedeniyle başta
akciğer ve gırtlak kanseri
olmak üzere çeşith kan-
serlerin oluşmasında en
önemli etken oldugunu
vurguladı.
Gelişmiş ülkelerde alı-
nan bu önlemlerin sigara
tüketimini önemli ölçüde
azaltmasının, sigara üre-
ten firmalan, gelişmekte
olan veya gelişmemiş ül-
kelerde sigara tüketimini
arttıncı yöntemlere yö-
nelttiğinı belırten Prof.Dr.
Fırat, sözlerini şöyle sür-
dürdü:
"Maalesef daha fazla
kâr amacı ile bu ülkelere
ihraç edilen veya oralarda
üretilen sigaralar, bu fir-
malann kendi ülkeleri ve-
ya gelişmiş ülkelerde pha-
saya sûrdükleri sigaralara
göre daha düşük kalitede.
yani daha çok katran ve
nikotin içeren, daha za-
rarlı sigaralar olmaktadır.
Bu maksatia, başta Avru-
pa Topiuluğu ülkeleri ol-
mak üzere pek çok ülke-
de, satılan sigaralarda
katran ürünlerinin üst SH
nırı yasalarda belirlenmiş
olup, sigara paketlerinde
de her sigaranın içerdiği
katran ve nikotin miktan-
mn yazıbna koşulu getiriJ-
miştir."
Ulkemizde gerek yerlı
gerek ıthal sigaralann
içerdiği katran ve nikotin
miktarlannın bılinmediğı-
ni kaydeden Prof. Fırat.
Türk Kanser Araştırma ve
Savaş Kurumu olarak bu
yönde bir çalışma yapük-
lannı söyledi. 14 yerli, 8
ithal sigara türünün içer-
diği katran ve nikotin
oranlannın belirlendiğini
belirten Prof. Fırat, şu
bilgileri verdi:
"Türkiye'de Tekel'in
ürettiği sigaralardan sade-
ce üçü Tekel 2000, Kansas
100 ve Yeni Harman, Av-
rupa standartlarına uy-
gundur. Buna karşın, Te-
kel ortakhğı ile İs\içre'de
üretilen Hanımeli, stan-
dartların sınırında iken,
Samsun 216 önemli mik-
tarda fazla katran içer-
mektedir. Analizi yapılan
ithal sigaralann çoğunlu-
ğunun Avrupa standartla-
nna uygun olduğu anlaşü-
nuştır. Ancak, ithal sigara-
lardan da ikisi, Marlboro
100's ve PallMall stan-
dartlara uymadığı gibi,
İngfltere'de saülan aynı si-
garalara göre daha fazla
katran içermektedir."
Fu^t şöyle dedi:
"Kurumumuz; ülke-
mizde sigara ile ilgili pro-
pogandalann ve sigara içi-
İebilecek \erlerin suurlan-
dınlmasmın ele alındığı şu
günlerde, gerek yerli siga-
ralann, gerek ithal sigara-
lann hiç olmazsa daha az
zararlı hale getirilebilme-
leri için, katran ve nikotin
miktarlannın yasalarla sı-
nırlandınhnası, yerli ve it-
hal sigara paketlerine
mutlaka içerdikleri kat-
ran ve nikotin miktarlan-
nın yazümasını yetkililere
önermeyi bir görev bilir. "
Erzurum'dakış turizmine hareketgeldi
İstanbul Haber Servisi - Dört tarafı denizlerle
çevrilı ülkemızde yaz turizmi her yıl döviz girdisi
için umut olurken, doğal güzelliklenyle kış turizmi
de ilgi görmeye başladı. Bursa- Uludağ ve Bolu-
Kartalkaya'dakı kış turizmi tesislerinin yanı su-a
Erzurum Palandöken Dağlan da yapılan yenı
düzenlemelerie kış turizminın hizmetine gırdı.
Erzurum'da yaşayan çocuklann da yenı umudu
doğal olarak "kayak" oluverdı bir anda.
Türkıye Kayak Vakfi'nın bu yıl üçüncüsünü
düzenlediği kayak ve snovvboard yanşmalan
Erzurum Palandöken Dağlan'ndaki kayak
tesislerinde yapıldı. Çok sayıda davetlinin hazır
bulunduğu yanşmalara en büyük ilgiyi Erzurumlu
çocuklar gösterdıler. Ekonomik yönden son
yıllarda gıderek zayıflayan Erzurum'da yaşlan 6 ıla
15 arasmda değişin çocuklar ağabeylerine taş
çıkartırcasına beyaz güzelliklerin üzerinde uçtular
adeta. 250'nin üzerinde yanşmacının katıldığı
yanşlardakı en büyük amaç ise devlet yetkilıleri ile
kayağa meraklı olanlann ılgisini Erzurum'a
çekmektı. Uludağ'ın Palandöken'den çok daha
küçük olmasına karşın tanınmışlığı ve ulaşım
kolaylığı nedeniyle daha çok tercih edildiğine
dikkat çeken Kayak Vakfi yetkilılen, Erzurum'da
kayak sezonunun kasım ayından mayıs ayı sonuna
kadar sürdüğünü belırttiler. Erzurum Havaalanı
sayesınde ulaşımın da kolay olduğuna dikkat
çekılırken, mekanik tesislerin arttınlması
gerektiğı de vurgulandı.
Erzurum'da halen biri Beden Terbiyesi, diğeri de
Dedeman Otelleri'ne ait iki ayn tesis bulunuyor.
Dedeman grubunun önümüzdeki yıl devreye
sokacağı çıftlı telesiyej ile pıstlere ulaşım da
kolaylaşacak. Tüm bunlann sonucunda amaç
Palandöken'i hem Türkiye hem de Avrupa'nın bir
numarası halıne getirmek.
(Fotoğraflar: ZAFER AKNAR)
UNESCO'dan
Bergama ve
Edremit
Körfezi'ne
koruma
İBRAHÎMGÜNEL
Bergama ve Edremit
Körfezi'nde "Siyanürle
Aynştmna"yöntemiyle
yapılmak ıstenen altm
madenciliğine karşı
UNESCO, bölgeyı
koruma altına alıyor.
UNESCO'nun
uluslararası anlaşmalar
çerçevesinde çevreye,
yaşayan canlılara ve tanhi
degerlere zarar verecek
hiçbır yatınmın, Kuzey
Ege'de uygulamaya
konulmaması için
harekete geçtiği öğrenıldi.
UNESCO'nun "Adam ve
Biyosfer" (Man and
Biosphere) (MAB) adlı
1
projesinin direktörü Prof.
Michael Succow, Bergama
ve Edremit Körfezi
yörelerinde ıncelemeler
yapmak üzere bugün
Türkiye'ye geliyor.
Alman Çevre ve Insan
Haklan Vakfı (FIAN)
yöneticilen ve UNESCO
çevre koruma uzmanı
Stephan Dömke ile
birlikte ülkemize gelecek
olan Succovv, "Siyanürte
AynstHTna" yöntemı ile
altın madenıcıliği
yapılmak ıstenen
Bergama ve Edremit
yörelerinde ıncelemeler
yaparak, çevrede yaşayan
canlı ve tarihı değerleri
saptayacak
UNESCO nunMAP
Planı
Bilim çevrelerinde
"Biosphere". 6 bin metre
deniz altı. 5 bin metre yer
üstündeki dağlarda canlı
yaşamını banndıran bölge
olarak adlandınlıyor.
Yeryüzündeki dar
alanlardakı canlı yaşama
bölgelenyle ılgilenen
UNESCO'nun MAP
programı, buralan
koruma altına alıyor. Bu
çerçevede bıosphere alanı
içinde değerlendirilmesı
düşünülen Edremit
Körfezi'nın koruma altına
alınması içın Prof.
Succovv ve yöre belediye
başkanlannuı 16 nisan
pazar günü bir toplantı
yapacağı öğrenildı.
Michael Succow'un
yann, siyanür aynştırma
yöntemi ile altın
çıkartılması düşünülen
Bergama'da Beledıye
Başkanı Sefa TaşkııTla
görüşeceğı ve yöreyi
inceleyeceğı UNESCO
yetkilıleri tarafindan
bıldinldi.