04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 NİSAN 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kıyak yasalara • ANKARA (ANKA)- Kamuoyunda yoğun tartışmalara yol açan ve bir grap milletvekilinin de onaylamadığı kıyak emeklilik yasası üzerine, DYP Ankara Milletvekili Tınaz Titiz, bir yasa önerisi hazırlayarak TBMM Başkanlığı'na sundu. Yasa çıkarma ve karar alma konumunda olanlann kendi özlük haklanna ilişkin dûzenleme yapmalannı önleyen yasa önerisi, Adalet Komisyonu'nda ele alınacak. Tınaz Titiz'in 'kamu görevlilerinin alacaklan kararlar ile kendi çıkarlan arasındaki bağlantıyj düzenleyen yasa önerisi'nin birincı maddesi şöyle: "Kamu görevlilerinin özlük haklannı doğrudan veya dolaylı olarak ve bu haklan arttırma veya genişletme yönünde etkıleyebilecek olan düzenlemeler, bu karara, teklif, oylama veya onama yoluyla şahsen iştirak etmek durumunda bulunanlara uygulanmaz." TMMOB'den Kazan'a tepki • ANKARA (UBA)- TMMOB Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tokyay, bır televizyon programında "TBMMOB Inşaat Mühendisleri Odası'nın, sakallı üyeleri, inşaat mûhendislıği mesleğini yapmaktan alıkoyduğu" iddıasında bulunan RP Grup Başkanvekili Şevket Kazan'ı yalanladı. Tokyay, açıklamasında, "sakal ve türbanın birey özgürlüğünün bır parçası olmaktan çıkarak laiklik karşıtı kesimlerin sembolü haline geldiğini" savundu. Tokyay, söz konusu olayın sakallı fbtoğrafia başvuruda bulunan üyeye kimlik venlmemesinden ibaret oldugunu da kaydederek, bu kişinin meslekten men edılmesınin söz konusu olmadığmı söyledi. TBMM'de gensoru hartası' • ANKARA (ANKA) - ANAP Istanbul Milletvekili Engin Gûner ve arkadaşlannca hazırlanan spordan sorumlu Devlet Bakanı Şükrii Erdem hakkındaki gensoru önergesinin ön görüşmesi, TBMM Genel Kurulu'nda çarşamba günü yapılacak. ANAP'ın gensoru önergesinde, Şükrü Erdem'in, hentbol milli takımının Kıbns Rum kesimiyle maç yapmasına izin vermesiyle KKTC'yi diplomatik alanda olumsuz duruma düşürdüğü, Tûrkiye'nın de ıtibannı zedelediği öne sürûlüyor. Kabine değişikliği • ANKARA (ANKA)- Koalisyonun DYP kanadinda, nisan ayı sonunda yapılması beklenen kabine degişıkliğinin önümüzdekı aylara kalabılecegi ögrenildi. Başbakan Tansu Çiller'in değişiklik sonrası DYP gmbunda rahatsızlık çıkmasından endişe duyduğu bildırildi. Tansu Çiİler-'e yakın kaynaklar, Başbakan'ın gümrük birliği ve demokrarildeşme konusunda önemli adımlann atılacağı önûmüzdeki haftalarda, DYP grubunda rahatsızlık çıkmasından endişe ettiğini, bunun için kabine değjşikliğnıi erteleyebileceğini behrtiyorlar. DYP'de teşkilat tartışması • ANKARA (ANKA)- DYP'de, üye kayıtlannı güncelleşnrme ışlemleri, 'bazı kışilenn tavsiyesi' olarak nitelendirildiği içın tartışma yarattı. Ankara Milletvekili Irfan Köksalan, Başbakan Tansu Çiller'in tejkılatlara kendine yakın isımleri getirmek için bu yönteme başvurdugunu, ancak Türkıye'nin sorununun bu olmadığını söjledı. Düşünce özgürlüğü için hazırlanan yeni formül, bu hafta Bakanlar Kurulu'na getirilecek Düşiince suçu 'taşnnyor'•Bakanlar Kurulu'na sunulacak yeni öneriye göre Terörle Mücadele Yasası'nın düşünceyi suç sayan 8. maddesi kaldınlacak, ancak buradaki tanım Türk Ceza Yasası'na konulacak. Düşünceleri. "devletin bölünmez bütünlüğü" aleyhine suç oluşturan sanıklar, Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde yargılanmayacak. TÜREY KÖSE / AYŞE SAYIN ANKARA - DYP grubunun tutumu ne- denıyle Terörle Mücadele Yasası'nın "dü- şünresucunu" düzenleyen 8. maddesini kal- dıramayan hükümetin üzerinde çalıştığı ye- ni dûzenleme bu hafta Bakanlar Kurulu'nda tartışılacak. Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe ılc Ada- let Bakanı Mehmet Moğultay'ın üzerinde uzlaştığı öneriye göre TMY'nin 8. madde- si kaldınlırken burada tanımlanan suçlar Türk Ceza Yasası'njfl 311 ve 312. madde- sine taşınacak ve düşünceleri "devletin bö- lünmez bütünlüğü aleyhine" suç oluşturan sanıklannın Devlet Güvenlik Mahkemele- ri'nde yargılanması önlenecek. Geçen Bakanlar Kurulu toplantısında ka- bıneye bilgi veren Adalet Bakanı Moğul- tay'ın. Başbakan Tansu Çillere, "Sizdeaf- tan söz etmişsiniz. O haJde 8. maddev i kal- dıraum, bu zaten örtülü af olur" önerisi gö- türdüğü, Çiller'in de "Ben aftan söz etme- dim" karşılığını verdığı öğrenıldı. 8. mad- denin kaldınlması konusunda kabine düze- yınde uzlaşmaya vanlırken liderlerin bu hafta öncelikle gruplannı ikna etmeye çalı- şacağı belırtıldı Yenilenen CHP ıle 50. hükümette. düşün- ce suçlulanna dolaylı af getırmesi konusu tartışılırken Adalet Bakanı Moğultay, Infaz Yasası'nda değışiklik yapılarak bir örtülü affa gidilmesi yerine, TMY'nin 8. madde- sinin tamamen kaldınlması görüşünü orta- ya koydu. Konunun geçen hafta yapılan Bakanlar Kurulu'nda gündeme geldiği ve Moğul- tay'm yürüttüğü çalışmalar konusunda bıl- gi verdikten sonra Başbakan Çiller'e. "Siz de aftan söz etmişsiniz. Maksaduıız afsa, 8. maddev i tamamen katdınrsak zaten dolay- üafoluyor~dedığioğrenıldı Başbakan Çil- ler'in aftan söz etmedığını bıldirdığı top- lantıda, Devlet Bakanı Daçe'ye. konuyla il- gılı, "Çok iyi bir haarlık yapın" talimatını verdiğı öğrenıldı. Daçe ile DYP Grup Baş- kanvekili Nevzat Ercan'ın öncekı gün bu konudabırçalışmayaptıklan öğrenıldi. Ko- nu, bu hafta yapılacak Bakanlar Kurulu top- lantısında gündeme gelecek. "Vatan elden gitmez" Adalet Bakanı Moğultay, Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlarken şunlan söyledi: "Herkesin üzerinde ittifak ettiği konu 8. maddenin tümüyle kalkmasıdır. Zaten bu maddedeki konularla ilgili hüküm Türk Ce- za Yasası'nda var. Bunun hesabını veremi- yoruz. Gümrük birliği, Avnıpa ile bütünleş- me sürecinde bunlar hep başınuzı ağntıyor. 8. madde kalkınca vatan elden gitmez. Şim- di İsmail Beşikçı 6. ayda tahliye olacak. Ni- ye 8. maddevi kaldınp bunun onurunu biz taşımavalım. Düşünce suçunu sadece Batı istiyor di>e değil. kendi yurttaşlanmız için kaldırmauytz." Moğultay karşı Moğultay, İnfaz Yasası 'nda degişiklik ya- pılarak ceza indınmine gidilmesi seçeneğı- ni isedoğrubulmadığını söyledi. Moğultay, "Başka bir seçeneği tarrtşmayı düşünmüyo- rum. Sonuna kadar mücadele edeceğim. Türkiye, bu avıptan kurtanlmalı. İnfaz \a- sası'nda degişiklik \apilarak indirime gidil- mesi çözüm değil. Sonuçta insanlar mah- kûm oluyor mu olmuyor mu? Mahkûmişet- leri sicillerine işlenivor mu işlenmiyor mu? Önemli olan düşünce suçunun tümüvle kal- dınlması. Hükümetimizin bu konuda üstü- nedüşeniyapacağına inaruyorum. Düşünce suçunun kaldınlması konusunda ısrarlt- yun." Bekır Samı Daçe ıse çok sayıda seçene- ği tartıştıklannı. ancak TMY'nin 8. madde- sinin kaldınlması ve bunun yerine TCY'nin 311 \e 312. maddelerinde. yeni dûzenleme yapılması konusunda, büyük ölçüde uzlaş- ma sağlandığını söyledi. Hazırlayacaklan taslaklan önce gruplannda tartışmaya aça- caklannı bildıren Daçe, "Gruplann onayı- nı almadan, Bakanlar Kurulu'ndan karar çıkarmak dogru değil. Bu konuda bazı ar- kadaşlanmızın çok hassas oldugunu biliyo- nım. Ancak getireceğimiz düzenlemeyi iyi anlattığınıız takdirde ikna olacaklannı tah- min edivorum. Arkadaşlarunıza, dümaya ayak u\durmamız gcrektiğjni de anlatmak dunımundayız" dıye konuştu. Yapılacak yeni düzenlemenın bir "af ya- sası" olmadığına dikkat çeken Daçe, "TMY'nin 8. maddesinin kaldınlmasıyla, şu anda cezaev inde vatan ya da yargılanan bir çok insanın mahkûmiyetine neden olan suç tannnı da oıtadan kalkacak. Dolayısıy- la, kaldınlan bu hüküm nedeniyle cezaevin- de bulunan > a da yargılanan insanlar da ser- best bırakılmış olacak" dıye konuştu. TMY'nin 8. maddesinin kaldınlması kar- şılığında, DYP grubunun ikna edilebilmesi için son anda, TCY'nin "devletdüzeni aley- hine iştenen suçlan" düzenleyen 311 ve 312. maddelennde dûzenleme yapılması formü- lü geliştirildiği öğrenıldi. Bu düzenlemeye göre TMY'nin 8. mad- desıne göre suç oluşturan fiiller, TCY'nin 311 ve 312. maddelerine göre cezalandın- lacak. Ancak TMY kapsamından çıkanlan bu "suçlan" işleyenler Devlet Güvenlik Mahkemelen "nde yargılanamayacaklar. Martayında391 faili meçhûl dilekçesi verildi •Mart ayında Basbakanlık Halkla llişkiler Dairesi'ne 8 bin 144 başvuru yapıldı. Basvurularda ilk sırayı 2 bin 767 dilekçe ile sözleşmeli personel aldı. Sözleşmeli personel başvurulannda, yeni bir personel yasasının yûrürlüğe konulması veya kısa vadede sö- zleşmeli personelin özlük haklannın 657 sayılı Devlet Memurlan Kanunu'na tabi çahşanlarla birlikte değer- lendirilmesi istendi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Basbakanlık Halkla llişkiler Daıresi'ne, mart ayı içinde failı meçhul cinayetlerin çözülmesine ilişkin 391 dilekçe verildi. Mart ayında Basbakanlık Halkla llişkıler Dairesi'ne toplam 8 bin 144 başvuru yapıldiğı, bunlardan 4 bin 997'sioin işleme konulduğu bildırildi. Basvurularda ön sırayı. 2 bin 767 dilekçeyle 399 sayı- lı Kanun Hükrnünde Karar- name'ye tabi çalışan sözleş- meli personel aldı. Her ku- rumda farklı bir ücret poli- tikası uygulandığı ve eşit işe eşit ücret prensıbine uyul- madığı ileri sürülen sözleş- meli personel başvurulann- da, yeni bır personel yasası- nın yûrürlüğe konulması ve- ya kısa vadede sözleşmeli personelin özlük haklannın 657 sayılı Devlet Memurla- n Kanunu'na tabi çahşan- larla birlikte değerlendiril- mesi istendi. Şeker zammına tepki 80'i şahsen, 8 bin 64'ü di- lekçe yoluyla yapılan bas- vurularda ikinci sırayı ıse şeker zammına yönelik tep- kiler aldı. Mart ayı içerisin- de yapılan şeker zammının geri alınması için 1.706 di- lekçe gönderildi. Faili meçhul cinayetlerin çözülmesine ilişkin talepler de 391 dilekçe ile dile geti- rildi. Basbakanlık Halkla llişkiler Dairesi'ne yapılan diğer başvurular ise şöyle: Tanm Kredi Kooperatıf- leri Kuruluş Kanunu'nun değiştirilmesine tepki 362 dilekçe. Faizsiz konut kredisi, tü- tün ikramiyesi, harp malul- lüğü zammı kanun teklifle- nnin yasalaşması 50 dilek- çe. Belediye seçimlerinin 4 yılda bır yapılması 32 dilek- çe. Başbakanlığa bağlı bü- tün kuruluşlarda fazlaçalış- ma ücreti ödenmesi 19 di- lekçe. Fazla çalışma ve lojman tazminatı 7 dilekçe. Başvunılann degerlendirilmesi. Basbakanlık Halkla tlış- kiler Dairesi'ne yapılan baş- vurulardan 1.196'sı ilgili ku- ruluşlara ıletildı. 28 dilekçe DYP'ye gönderilırken 690'ına da yasa gereği işlem yapılmadı. 5.063 toplu dilekçenin de yer aldığı başvunılann 3.133'ü ilgili kuruluşlara gönderildi. 230'una da yasa gereği işlem yapılamadı. Basbakanlık Halkla lliş- kiler Dairesi 'ne yapılan baş- vurular arasında. Cumhur- başkanlığı kanalıyla gelen 690 dilekçe de bulunuyor. Bu dilekçelerin 368'ı ilgili kuruluşlara gönderilırken diğerleriyle ilgili inceleme de devam ediyor. Halkla flişkiler Dairesi'ne şahsen yapılan 80 başvuru da telefonla araştınlarak sonuçlandınldı. Yılmaz, GAP'taki çalışmalann durduğunu. Harran'ın sulanmasında da iki yılbk bir gecikme oldugunu söyledi Yılmaz, seçim koşuluyla hükümeti destekleyeceklerini söyledi: Türkiye sınırı aşü •ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, ekonomideki küçülmeye dikkat çekerek "Bu, fevkalade alarma edici bir durumdur. Türkiye, küçülerek ekonomik istikrar sağlamaya çalışıyor, ancak istikrar sağlamanın sınınnı aştığımızı düşünüyorum" dedi. Yılmaz, seçime gidilmesi koşuluyla anayasa değişikliği ve gümrük birliğine ilişkin düzenlemelerde hükümete destek olacaklannı açıkladı. ANAP lideri Yılmaz. Batı Karade- niz'e yaptığı gezinın ikinci gününde geceyı geçırdiği lnebolu'da basın top- lantısı düzenledi. Yılmaz, gazetecile- rin sorulan üzerine, Tûrkiye'nın se- çım ortamına girdiğini söyledi. Arka- sında halk desteğı olmayan bir hükü- metin ışbaşında kaldığı sürece seçim ortamının da devam edeceğini kayde- den Yılmaz, bugünkü Meclis'ten de başka bir hükümetin çıkamayacağı inancında olduklan için seçim kam- panyasrnı ara vermeden sürdürecekle- rini söyledi. Hükümetin de ara seçim- DÜRDANE KOCAOĞLU İNEBOLL - ANAP Genel Başka- nı Mesut Yılmaz. Türkıye'nin ekono- misinı küçülterek ekonomik istikrar sağlama konusunda "sınırlan aştığ>- nı" belırterek. "Bu, fevkalade alarma edici bir durumdur" dedi. Seçim at- mosfenne gırildığinı savunan Yılmaz, hükümetin erken seçim karan alması durumunda, üzerinde uzlaşılan ana- yasa değişikliği ve gümrük birliğine ilişkin düzenlemelere destek olacak- lannı açıkladı. le erken seçimi birleştirme konusun- da bazı çalışmalar yaptığı yolundadu- yumlar aldıklannı kaydeden Yılmaz, "Hükümet,ekim ayında bir ara seçim yapma /orunluluğu ile karşı karşıya kalacak. Hükümetin bunu hiçbir şeldl- de riske edemeyeceğini düşünüyorum. Bu nedenle ara seçimle genel seçimi birieştirmenin iktidar açısından da zo- runlu olacağını düşünüyorum" dedi. Yılmaz, CHP yönetimi seçimlerin- deki gecikmenin hem güven oylama- sının yapılamamasına hem de Meclis çalışmalannın engellenmesıne gerek- çe yapıldığını söyledi. Bunlann, za- man kazanmaya yönelik bir taktik ol- duğuna inandıklannı belirten Yılmaz, "Çünkü CHP'de seçimler tamamlan- dıktan sonra DYP kanadında da degi- şiklikgündeme gelecektir. Bunu olabil- diğince geciktirmeye çauşıyorlar. Ama bütün bunlardan Türkiyezaman kay- betmiş olacakür" dedi. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Örgüt... 'Karayobaz çeteleri' GAP'a dek uzanmış... 'Harran Üniversitesi'nde yuvalanan 'karayobaz- lar\ tarikat şeyhlerıne, cemaat liderine 'fahridokto- ra' unvanı vermekle tanınırlar. Şimdi de Fırat'ın suyunun Şanlıurfa tünederinden bereketli topraklara verilmesini kafaya takan 'kara- yobazlar' bakın ne diyorlar: "Kanallardan kan akacak, kıyamet kopacak..." 'Karayobaz çeteleri' salt Şanlıurfa'da değil Istan- bul'un varoşlannda da cirit atıyor. İBDA-C örgütüy- le içli dışlı olan bir gazete ve yazarlan da bas bas ba- ğırıyor: "Buralarda Afganistan, Cezayir ve Pakistan'dan gelen Müslüman yok..." Onlar müslüman değil, din tacin... Tıpkı sızin gibi!.. Yüzleri ve iç evTenleri 'kara' olan bu 'şeriatçı to- suncuklar' biz yazdıkça panikleyip 'şaşkın ördek' gibi dipten dalmayı seviyorlar nedense. Her zaman olduğu gibi yine sapla samanı kanştırıp 'kara cahit' kimlıği ile bir de 'diyalektik takılmayı' elden bırakmı- yorlar. Türkçe özürlü bu 'şeriatçı tosuncukJar'a bu- radan bir kez daha sesleniyorum: "Oturun oturduğunuzyerde keratalar..." Avantaya bayılıyorsunuz, ama ne yapalım ki bizim özel televızyonumuz yok sıze 'arpalanmanız' için peşkeş çekecek. Tamam, anlaştık mı? Eğer 'dip üstü' otıırmazsanız sıze anlayacağmız dilden yanrt vereceğim bundan sonra. Unutmadan ekleyeyim: 'Şenatçı tosuncuklar' bugünlerde 'vakitlı vakitsa' Refah Partisi'ne ve özellikle Necmettin Erbakan'a saldırmaktan vazgeçtıler. Eh ara sıra Tayyip Erdo- ğan'a sataşıyoriar, ama ağızlanna biraz 'mama sû- rülünce susuyoriar. 'Erbakan Hoca 'nın kızının düğününe takıp, 'par- füm kokusu'nöan rahatsız olan 'halım selim' olanı ise bugünlerde galiba 'gülsuyu'na dalmış gibi. Muhterem, üç kanalda boy gösteriyor. Yani üç ka- najdan 'mangırian' dolar karşılığı götürüyor. Üç kanaldan ikisı banka reklamıyla ayakta durmu- yor mu? Ama bizim 'halim selim' şeriatçı tosuncuk "Faiz haramdır" deyip ayda 15-20 bin doları 'cukkaJa- mak'tan geri kalmıyor. Hanı faiz haramdı 'Bay muhterem'? *•• Harran Ovası'na su venlmesinı "Kanallardan kan akacak. kıyamet kopacak" diyeortalığı ayağa kaldı- ran 'karayobaz çeteleri' Istanbul'un varoşlarını da mesken tutarken acaba yetkililer ne yapıyor? Galiba olup bitenlen görmemezlikten geliyoriar... Içışleri Bakanı Nahit Menteşe, polis içindeki 'şe- riatçı-ırkçı' örgütlenmeye nasıl bakıyor; Milli Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz okullardaki 'şeriatçı-ırkçı yv- valanma'yı görebiliyor mu? Türkiye'de öğrenci yurtlan denetlenmiyor. Tarikat- ların 1675 öğrenci yurdu var, ama buraya müfettiş- ler uğramıyor. Ankara'da polis memuriannın çocuklannın kaldı- ğı öğrenci yurdunda yaşananlara neden ses çıkanl- mtyor? Bu yurtta kalan kız öğrencilere "Başını Ort, pantolon giyme" diye niçin baskı yapılıyor? Türkiye'de 'şeriatçı ve ırkçı örgütlenme' giderek ivme kazanıyor son iki yıl içinde... _ Bır tarikat hderi hem Kenan Evren'i hem Turgut Özal'ı hem de Tansu Çiller'ı öve öve bitiremiyor. Hiç nedeninı düşündünüz mü? Nedenı açık: 12 Eylül'ün 'cuntacı paşalan' Mus- tafa Kemal Atatürk'ün kurduğu kurum ve kuruluş- ları kapatıp malvarlığına el koyarken tarikatlann kılı- na bile dokunmadı. Ustelik onlan koruyup kolladı, va- kıflaşmalannı sağladı. Turgut Özal, tarikat liderierine 'kurban densi kıyağı' çekti, Tansu Hanım 'oy uğru- na' Basbakanlık Konutu'nu açtı, Refah tehlikesine karşı 'malum şahıs' VVashington bağlantılı 'medya gülü' olarak 60 mılyonla tanıştırdı. Bugün yurtlan, okullarıyla laik, demokratik Türki- ye Cumhuriyeti'ni yıkmak için devlet içinde örgütle- nen 'şeriatçı güçler' demokrasiyi, bir araç olarak kullanırlar. ••• Istanbul'un varoşlanndaki Afganistanlı, Cezayirii, Pakistanlı şeriatçıları göremeyen devletin polisı, Ga- ziosmanpaşa'ya kan vermeye giden üniversiteli öğ- rencileri 'sol örgüt üyesi' olarak tanıtıp 'işte kışkırtı- cılar' diyebiliyor. Insan haklarından sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu da bu nedenle açıklama yapmak zorunluluğunu duyuyor: "Kışkırtıcı olarak göstenlen 5 üniversite öğrenci- si kan vermek için gitmişlerdir. Beş öğrenci gönde- rildikleri DGM savcılığınca serbest bırakılmışlardır..." 1995 yılında ülkemizde 'şeriatçı-ırkçı kadrolaşma' hızla devam ediyor... Acaba DYP ve hükümet ortağı CHP, bu kadrolaş- ma için ne diyor? Hakan Çabuk, ölüme tam 10 gün direndiMİYASE İLKMJR Ümraniye Yukan Dudullu Mezarlı- ğı'ndayız. Çisil çisil yağan yağmurun altında gök gürûltüsünü andıran iki ka- dmla bir çocuğun feryatlan ortahğı çınlatıyor. Bu feryatlan duyan çe\Te evlerdeki insanlar, pencerelerden baş- lannı uzatarak "Olen genç miydi ba- cnn'' diye soruyor. Evet. ölen 25 yaşın- da, yüreği acı ve insan sevgısıyle har- manlanmış bır gençtı. Hakan Ça- buk'tu adı. Mustafa Çabuk'un yanı- basına kazıldı mezan. Mezar taşında Mustafa Çabuk'un geçen yıl öldüğü yazılıydı. Babasıydı Hakan'ın ve ge- çen yıl trafik kazasında ölen oğlunun acısına daha fazla dayanamamış, bir- kaç ay sonra kalpten gıtmişh. Yürek- leri paralayan feryatlar Hakan'ın anne- si Kumnı Çabuk'a, kızkardeşine ve ağabeyinin yadigan yeğenine aitti. Hakan Çabuk. dığer kardeşleri gibi Bayburt'ta doğmuş, ama gençlığini göç ettikleri Ümranıye'nin dış mahal- lelerinden Dudullu'da geçirmişti. As- kerden sonra su tesisatçılığı yaparak ekmeğini kazanıyordu. Geçen yıl ön- ce ağabeyinin, birkaç ay sonra da ba- basının zamansız ölümü nedenıyle omuzlanndaki yük daha da ağırlaşmış- ü. Artık annesiyle beraber iki yeğeni- ne de bakmak zorundaydı. Ağabeyi ve babasının acısı dışında şikâyeti olma- dı Hakan'ın. Su tesisatçılığı yapan Ha- kan, çalışıp anasına ve yeğenlerine baktı. Kıt kanaat geçinmelerine karşın mutluydular. Gazi Mahallesi'nde polisin açtığı ateş sonucunda 13 Mart'ta 14 kişinin ölmesine yüreği dayanmadı. Bir şey- ler yapmak, tepkisini ortaya koymak istiyordu. Bunun demokratik bır hak oldugunu sanıyordu. Yürümek. pro- testo etmek demokratik bır haktı hak olmasına da Hakan Çabuk, böyle bir hakkın ancak demokratik ülkelerde ge- çerli oldugunu hesaba karmamıştı. Er- tesi gün 1 Mayıs Mahallesi'nde yuru- yüş yapılacağını öğrenince soluğu ora- da aldı. İnsanca duygulan dışa vurdu Yürüdü, slogan attı ve insanca duy- gulann sonucunda yüreğinde biriken öfkeyi böylecedışa vurdu. Birşeyi da- ha bilmiyordu bu genç adam. Yürü- menin, slogan atmanın', insancıl duy- gulannı dışa vunnanın ağır bir bedelı oldugunu bilmiyordu. Çok geçmeden beynine yediği bır kurşun sayesınde öğrendi. Hakan Çabuk. karga tulumba konulduğu taksıyle Haydarpaşa Nu- mune Hastanesi'ne giderken azraile karşı 10 gün boyunca verdiği mücade- leye de başlıyordu. Ne kendisıni hastaneye götüren şo- fönin kaza yaparak ölmesini ne de doktorlann umutsuz konuşmalannı duyabildı. Beynındeki kurşunla yoğun baİcımda yaşamla ölüm arasmda kim bilir kaç kez gittı geldi. 1 Mayıs Ma- hallesı'ndeki yol arkadaşlanndan üçü, hastanede daha ilk geceden pes ederek kendısini yalnız bıraktılar bu savaşta. 10 gün boyunca direndi. savaştı, kav- ga verdi. Ama artık dayanacak gücü kalmamıştı. 1 Nısan'da son nefesını verdiğinde kara haberin '1 Nisan şaka- sı'olması herkesın dileğiydı. Hakan Çabuk'un cenazesi ailesinin isteği ûzenne camıye götürülmeyerek doğruca mezarlığa getirildı. Dudullu Mezarlığı'ndabinlerce kışının slogan- lan ve gözyaşlanyla kazılan mezara yerleştırildı. Üzenne toprak atıldıkça annesı, kızkardeşı ve yeğeninin "Du- nın, toprak afmayın, btrakın son bir kez göreHm1 " feryatlan üzenne mezar açılarak Hakan'ın aılesiyle son kez ku- caklaşması sağlandı. Gazeteciler, not defterlerinı açarak ölenlerin lıstesıne bir çarpı daha ekleyerek karşısına is- mını yazdılar- "Hakan Çabuk, İJmra- niye'de vuruklu, 10 gün sonra öldü. 25 yasında>dı. Dudullu'va gömüldü." Hakan Çabuk. 1 Nisan'da son nefesini verdiğinde kara haberin '1 Nisan sakası' olması herkesin dileğijdi. Ancak—
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle