Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 NİSAN 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kıyak yasalara
• ANKARA (ANKA)-
Kamuoyunda yoğun
tartışmalara yol açan ve
bir grap milletvekilinin
de onaylamadığı kıyak
emeklilik yasası üzerine,
DYP Ankara Milletvekili
Tınaz Titiz, bir yasa
önerisi hazırlayarak
TBMM Başkanlığı'na
sundu. Yasa çıkarma ve
karar alma konumunda
olanlann kendi özlük
haklanna ilişkin
dûzenleme yapmalannı
önleyen yasa önerisi,
Adalet Komisyonu'nda
ele alınacak. Tınaz
Titiz'in 'kamu
görevlilerinin alacaklan
kararlar ile kendi
çıkarlan arasındaki
bağlantıyj düzenleyen
yasa önerisi'nin birincı
maddesi şöyle: "Kamu
görevlilerinin özlük
haklannı doğrudan veya
dolaylı olarak ve bu
haklan arttırma veya
genişletme yönünde
etkıleyebilecek olan
düzenlemeler, bu karara,
teklif, oylama veya
onama yoluyla şahsen
iştirak etmek durumunda
bulunanlara
uygulanmaz."
TMMOB'den
Kazan'a tepki
• ANKARA (UBA)-
TMMOB Başkanı Doç.
Dr. Mustafa Tokyay, bır
televizyon programında
"TBMMOB Inşaat
Mühendisleri Odası'nın,
sakallı üyeleri, inşaat
mûhendislıği mesleğini
yapmaktan alıkoyduğu"
iddıasında bulunan RP
Grup Başkanvekili
Şevket Kazan'ı yalanladı.
Tokyay, açıklamasında,
"sakal ve türbanın birey
özgürlüğünün bır parçası
olmaktan çıkarak laiklik
karşıtı kesimlerin
sembolü haline
geldiğini" savundu.
Tokyay, söz konusu
olayın sakallı fbtoğrafia
başvuruda bulunan üyeye
kimlik venlmemesinden
ibaret oldugunu da
kaydederek, bu kişinin
meslekten men
edılmesınin söz konusu
olmadığmı söyledi.
TBMM'de
gensoru
hartası'
• ANKARA (ANKA) -
ANAP Istanbul
Milletvekili Engin Gûner
ve arkadaşlannca
hazırlanan spordan
sorumlu Devlet Bakanı
Şükrii Erdem hakkındaki
gensoru önergesinin ön
görüşmesi, TBMM
Genel Kurulu'nda
çarşamba günü
yapılacak. ANAP'ın
gensoru önergesinde,
Şükrü Erdem'in, hentbol
milli takımının Kıbns
Rum kesimiyle maç
yapmasına izin
vermesiyle KKTC'yi
diplomatik alanda
olumsuz duruma
düşürdüğü, Tûrkiye'nın
de ıtibannı zedelediği
öne sürûlüyor.
Kabine
değişikliği
• ANKARA (ANKA)-
Koalisyonun DYP
kanadinda, nisan ayı
sonunda yapılması
beklenen kabine
degişıkliğinin
önümüzdekı aylara
kalabılecegi ögrenildi.
Başbakan Tansu Çiller'in
değişiklik sonrası DYP
gmbunda rahatsızlık
çıkmasından endişe
duyduğu bildırildi. Tansu
Çiİler-'e yakın kaynaklar,
Başbakan'ın gümrük
birliği ve
demokrarildeşme
konusunda önemli
adımlann atılacağı
önûmüzdeki haftalarda,
DYP grubunda
rahatsızlık çıkmasından
endişe ettiğini, bunun
için kabine değjşikliğnıi
erteleyebileceğini
behrtiyorlar.
DYP'de teşkilat
tartışması
• ANKARA (ANKA)-
DYP'de, üye kayıtlannı
güncelleşnrme ışlemleri,
'bazı kışilenn tavsiyesi'
olarak nitelendirildiği
içın tartışma yarattı.
Ankara Milletvekili Irfan
Köksalan, Başbakan
Tansu Çiller'in
tejkılatlara kendine yakın
isımleri getirmek için bu
yönteme başvurdugunu,
ancak Türkıye'nin
sorununun bu olmadığını
söjledı.
Düşünce özgürlüğü için hazırlanan yeni formül, bu hafta Bakanlar Kurulu'na getirilecek
Düşiince suçu 'taşnnyor'•Bakanlar Kurulu'na sunulacak yeni öneriye göre Terörle Mücadele
Yasası'nın düşünceyi suç sayan 8. maddesi kaldınlacak, ancak
buradaki tanım Türk Ceza Yasası'na konulacak. Düşünceleri.
"devletin bölünmez bütünlüğü" aleyhine suç oluşturan sanıklar,
Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde yargılanmayacak.
TÜREY KÖSE / AYŞE SAYIN
ANKARA - DYP grubunun tutumu ne-
denıyle Terörle Mücadele Yasası'nın "dü-
şünresucunu" düzenleyen 8. maddesini kal-
dıramayan hükümetin üzerinde çalıştığı ye-
ni dûzenleme bu hafta Bakanlar Kurulu'nda
tartışılacak.
Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe ılc Ada-
let Bakanı Mehmet Moğultay'ın üzerinde
uzlaştığı öneriye göre TMY'nin 8. madde-
si kaldınlırken burada tanımlanan suçlar
Türk Ceza Yasası'njfl 311 ve 312. madde-
sine taşınacak ve düşünceleri "devletin bö-
lünmez bütünlüğü aleyhine" suç oluşturan
sanıklannın Devlet Güvenlik Mahkemele-
ri'nde yargılanması önlenecek.
Geçen Bakanlar Kurulu toplantısında ka-
bıneye bilgi veren Adalet Bakanı Moğul-
tay'ın. Başbakan Tansu Çillere, "Sizdeaf-
tan söz etmişsiniz. O haJde 8. maddev i kal-
dıraum, bu zaten örtülü af olur" önerisi gö-
türdüğü, Çiller'in de "Ben aftan söz etme-
dim" karşılığını verdığı öğrenıldı. 8. mad-
denin kaldınlması konusunda kabine düze-
yınde uzlaşmaya vanlırken liderlerin bu
hafta öncelikle gruplannı ikna etmeye çalı-
şacağı belırtıldı
Yenilenen CHP ıle 50. hükümette. düşün-
ce suçlulanna dolaylı af getırmesi konusu
tartışılırken Adalet Bakanı Moğultay, Infaz
Yasası'nda değışiklik yapılarak bir örtülü
affa gidilmesi yerine, TMY'nin 8. madde-
sinin tamamen kaldınlması görüşünü orta-
ya koydu.
Konunun geçen hafta yapılan Bakanlar
Kurulu'nda gündeme geldiği ve Moğul-
tay'm yürüttüğü çalışmalar konusunda bıl-
gi verdikten sonra Başbakan Çiller'e. "Siz
de aftan söz etmişsiniz. Maksaduıız afsa, 8.
maddev i tamamen katdınrsak zaten dolay-
üafoluyor~dedığioğrenıldı Başbakan Çil-
ler'in aftan söz etmedığını bıldirdığı top-
lantıda, Devlet Bakanı Daçe'ye. konuyla il-
gılı, "Çok iyi bir haarlık yapın" talimatını
verdiğı öğrenıldı. Daçe ile DYP Grup Baş-
kanvekili Nevzat Ercan'ın öncekı gün bu
konudabırçalışmayaptıklan öğrenıldi. Ko-
nu, bu hafta yapılacak Bakanlar Kurulu top-
lantısında gündeme gelecek.
"Vatan elden gitmez"
Adalet Bakanı Moğultay, Cumhuriyet'in
sorulannı yanıtlarken şunlan söyledi:
"Herkesin üzerinde ittifak ettiği konu 8.
maddenin tümüyle kalkmasıdır. Zaten bu
maddedeki konularla ilgili hüküm Türk Ce-
za Yasası'nda var. Bunun hesabını veremi-
yoruz. Gümrük birliği, Avnıpa ile bütünleş-
me sürecinde bunlar hep başınuzı ağntıyor.
8. madde kalkınca vatan elden gitmez. Şim-
di İsmail Beşikçı 6. ayda tahliye olacak. Ni-
ye 8. maddevi kaldınp bunun onurunu biz
taşımavalım. Düşünce suçunu sadece Batı
istiyor di>e değil. kendi yurttaşlanmız için
kaldırmauytz."
Moğultay karşı
Moğultay, İnfaz Yasası 'nda degişiklik ya-
pılarak ceza indınmine gidilmesi seçeneğı-
ni isedoğrubulmadığını söyledi. Moğultay,
"Başka bir seçeneği tarrtşmayı düşünmüyo-
rum. Sonuna kadar mücadele edeceğim.
Türkiye, bu avıptan kurtanlmalı. İnfaz \a-
sası'nda degişiklik \apilarak indirime gidil-
mesi çözüm değil. Sonuçta insanlar mah-
kûm oluyor mu olmuyor mu? Mahkûmişet-
leri sicillerine işlenivor mu işlenmiyor mu?
Önemli olan düşünce suçunun tümüvle kal-
dınlması. Hükümetimizin bu konuda üstü-
nedüşeniyapacağına inaruyorum. Düşünce
suçunun kaldınlması konusunda ısrarlt-
yun."
Bekır Samı Daçe ıse çok sayıda seçene-
ği tartıştıklannı. ancak TMY'nin 8. madde-
sinin kaldınlması ve bunun yerine TCY'nin
311 \e 312. maddelerinde. yeni dûzenleme
yapılması konusunda, büyük ölçüde uzlaş-
ma sağlandığını söyledi. Hazırlayacaklan
taslaklan önce gruplannda tartışmaya aça-
caklannı bildıren Daçe, "Gruplann onayı-
nı almadan, Bakanlar Kurulu'ndan karar
çıkarmak dogru değil. Bu konuda bazı ar-
kadaşlanmızın çok hassas oldugunu biliyo-
nım. Ancak getireceğimiz düzenlemeyi iyi
anlattığınıız takdirde ikna olacaklannı tah-
min edivorum. Arkadaşlarunıza, dümaya
ayak u\durmamız gcrektiğjni de anlatmak
dunımundayız" dıye konuştu.
Yapılacak yeni düzenlemenın bir "af ya-
sası" olmadığına dikkat çeken Daçe,
"TMY'nin 8. maddesinin kaldınlmasıyla,
şu anda cezaev inde vatan ya da yargılanan
bir çok insanın mahkûmiyetine neden olan
suç tannnı da oıtadan kalkacak. Dolayısıy-
la, kaldınlan bu hüküm nedeniyle cezaevin-
de bulunan > a da yargılanan insanlar da ser-
best bırakılmış olacak" dıye konuştu.
TMY'nin 8. maddesinin kaldınlması kar-
şılığında, DYP grubunun ikna edilebilmesi
için son anda, TCY'nin "devletdüzeni aley-
hine iştenen suçlan" düzenleyen 311 ve 312.
maddelennde dûzenleme yapılması formü-
lü geliştirildiği öğrenıldi.
Bu düzenlemeye göre TMY'nin 8. mad-
desıne göre suç oluşturan fiiller, TCY'nin
311 ve 312. maddelerine göre cezalandın-
lacak. Ancak TMY kapsamından çıkanlan
bu "suçlan" işleyenler Devlet Güvenlik
Mahkemelen "nde yargılanamayacaklar.
Martayında391
faili meçhûl
dilekçesi verildi
•Mart ayında Basbakanlık Halkla llişkiler Dairesi'ne
8 bin 144 başvuru yapıldı. Basvurularda ilk sırayı 2
bin 767 dilekçe ile sözleşmeli personel aldı.
Sözleşmeli personel başvurulannda, yeni bir personel
yasasının yûrürlüğe konulması veya kısa vadede sö-
zleşmeli personelin özlük haklannın 657 sayılı Devlet
Memurlan Kanunu'na tabi çahşanlarla birlikte değer-
lendirilmesi istendi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Basbakanlık
Halkla llişkiler Daıresi'ne,
mart ayı içinde failı meçhul
cinayetlerin çözülmesine
ilişkin 391 dilekçe verildi.
Mart ayında Basbakanlık
Halkla llişkıler Dairesi'ne
toplam 8 bin 144 başvuru
yapıldiğı, bunlardan 4 bin
997'sioin işleme konulduğu
bildırildi.
Basvurularda ön sırayı. 2
bin 767 dilekçeyle 399 sayı-
lı Kanun Hükrnünde Karar-
name'ye tabi çalışan sözleş-
meli personel aldı. Her ku-
rumda farklı bir ücret poli-
tikası uygulandığı ve eşit işe
eşit ücret prensıbine uyul-
madığı ileri sürülen sözleş-
meli personel başvurulann-
da, yeni bır personel yasası-
nın yûrürlüğe konulması ve-
ya kısa vadede sözleşmeli
personelin özlük haklannın
657 sayılı Devlet Memurla-
n Kanunu'na tabi çahşan-
larla birlikte değerlendiril-
mesi istendi.
Şeker zammına tepki
80'i şahsen, 8 bin 64'ü di-
lekçe yoluyla yapılan bas-
vurularda ikinci sırayı ıse
şeker zammına yönelik tep-
kiler aldı. Mart ayı içerisin-
de yapılan şeker zammının
geri alınması için 1.706 di-
lekçe gönderildi.
Faili meçhul cinayetlerin
çözülmesine ilişkin talepler
de 391 dilekçe ile dile geti-
rildi. Basbakanlık Halkla
llişkiler Dairesi'ne yapılan
diğer başvurular ise şöyle:
Tanm Kredi Kooperatıf-
leri Kuruluş Kanunu'nun
değiştirilmesine tepki 362
dilekçe.
Faizsiz konut kredisi, tü-
tün ikramiyesi, harp malul-
lüğü zammı kanun teklifle-
nnin yasalaşması 50 dilek-
çe. Belediye seçimlerinin 4
yılda bır yapılması 32 dilek-
çe. Başbakanlığa bağlı bü-
tün kuruluşlarda fazlaçalış-
ma ücreti ödenmesi 19 di-
lekçe.
Fazla çalışma ve lojman
tazminatı 7 dilekçe.
Başvunılann
degerlendirilmesi.
Basbakanlık Halkla tlış-
kiler Dairesi'ne yapılan baş-
vurulardan 1.196'sı ilgili ku-
ruluşlara ıletildı. 28 dilekçe
DYP'ye gönderilırken
690'ına da yasa gereği işlem
yapılmadı.
5.063 toplu dilekçenin de
yer aldığı başvunılann
3.133'ü ilgili kuruluşlara
gönderildi. 230'una da yasa
gereği işlem yapılamadı.
Basbakanlık Halkla lliş-
kiler Dairesi 'ne yapılan baş-
vurular arasında. Cumhur-
başkanlığı kanalıyla gelen
690 dilekçe de bulunuyor.
Bu dilekçelerin 368'ı ilgili
kuruluşlara gönderilırken
diğerleriyle ilgili inceleme
de devam ediyor.
Halkla flişkiler Dairesi'ne
şahsen yapılan 80 başvuru
da telefonla araştınlarak
sonuçlandınldı.
Yılmaz, GAP'taki çalışmalann durduğunu. Harran'ın sulanmasında da iki yılbk bir gecikme oldugunu söyledi
Yılmaz, seçim koşuluyla hükümeti destekleyeceklerini söyledi:
Türkiye sınırı aşü
•ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, ekonomideki
küçülmeye dikkat çekerek "Bu, fevkalade alarma edici bir
durumdur. Türkiye, küçülerek ekonomik istikrar sağlamaya
çalışıyor, ancak istikrar sağlamanın sınınnı aştığımızı
düşünüyorum" dedi. Yılmaz, seçime gidilmesi koşuluyla
anayasa değişikliği ve gümrük birliğine ilişkin
düzenlemelerde hükümete destek olacaklannı açıkladı.
ANAP lideri Yılmaz. Batı Karade-
niz'e yaptığı gezinın ikinci gününde
geceyı geçırdiği lnebolu'da basın top-
lantısı düzenledi. Yılmaz, gazetecile-
rin sorulan üzerine, Tûrkiye'nın se-
çım ortamına girdiğini söyledi. Arka-
sında halk desteğı olmayan bir hükü-
metin ışbaşında kaldığı sürece seçim
ortamının da devam edeceğini kayde-
den Yılmaz, bugünkü Meclis'ten de
başka bir hükümetin çıkamayacağı
inancında olduklan için seçim kam-
panyasrnı ara vermeden sürdürecekle-
rini söyledi. Hükümetin de ara seçim-
DÜRDANE KOCAOĞLU
İNEBOLL - ANAP Genel Başka-
nı Mesut Yılmaz. Türkıye'nin ekono-
misinı küçülterek ekonomik istikrar
sağlama konusunda "sınırlan aştığ>-
nı" belırterek. "Bu, fevkalade alarma
edici bir durumdur" dedi. Seçim at-
mosfenne gırildığinı savunan Yılmaz,
hükümetin erken seçim karan alması
durumunda, üzerinde uzlaşılan ana-
yasa değişikliği ve gümrük birliğine
ilişkin düzenlemelere destek olacak-
lannı açıkladı.
le erken seçimi birleştirme konusun-
da bazı çalışmalar yaptığı yolundadu-
yumlar aldıklannı kaydeden Yılmaz,
"Hükümet,ekim ayında bir ara seçim
yapma /orunluluğu ile karşı karşıya
kalacak. Hükümetin bunu hiçbir şeldl-
de riske edemeyeceğini düşünüyorum.
Bu nedenle ara seçimle genel seçimi
birieştirmenin iktidar açısından da zo-
runlu olacağını düşünüyorum" dedi.
Yılmaz, CHP yönetimi seçimlerin-
deki gecikmenin hem güven oylama-
sının yapılamamasına hem de Meclis
çalışmalannın engellenmesıne gerek-
çe yapıldığını söyledi. Bunlann, za-
man kazanmaya yönelik bir taktik ol-
duğuna inandıklannı belirten Yılmaz,
"Çünkü CHP'de seçimler tamamlan-
dıktan sonra DYP kanadında da degi-
şiklikgündeme gelecektir. Bunu olabil-
diğince geciktirmeye çauşıyorlar. Ama
bütün bunlardan Türkiyezaman kay-
betmiş olacakür" dedi.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
Örgüt...
'Karayobaz çeteleri' GAP'a dek uzanmış...
'Harran Üniversitesi'nde yuvalanan 'karayobaz-
lar\ tarikat şeyhlerıne, cemaat liderine 'fahridokto-
ra' unvanı vermekle tanınırlar.
Şimdi de Fırat'ın suyunun Şanlıurfa tünederinden
bereketli topraklara verilmesini kafaya takan 'kara-
yobazlar' bakın ne diyorlar:
"Kanallardan kan akacak, kıyamet kopacak..."
'Karayobaz çeteleri' salt Şanlıurfa'da değil Istan-
bul'un varoşlannda da cirit atıyor. İBDA-C örgütüy-
le içli dışlı olan bir gazete ve yazarlan da bas bas ba-
ğırıyor:
"Buralarda Afganistan, Cezayir ve Pakistan'dan
gelen Müslüman yok..."
Onlar müslüman değil, din tacin...
Tıpkı sızin gibi!..
Yüzleri ve iç evTenleri 'kara' olan bu 'şeriatçı to-
suncuklar' biz yazdıkça panikleyip 'şaşkın ördek'
gibi dipten dalmayı seviyorlar nedense. Her zaman
olduğu gibi yine sapla samanı kanştırıp 'kara cahit'
kimlıği ile bir de 'diyalektik takılmayı' elden bırakmı-
yorlar. Türkçe özürlü bu 'şeriatçı tosuncukJar'a bu-
radan bir kez daha sesleniyorum:
"Oturun oturduğunuzyerde keratalar..."
Avantaya bayılıyorsunuz, ama ne yapalım ki bizim
özel televızyonumuz yok sıze 'arpalanmanız' için
peşkeş çekecek.
Tamam, anlaştık mı?
Eğer 'dip üstü' otıırmazsanız sıze anlayacağmız
dilden yanrt vereceğim bundan sonra.
Unutmadan ekleyeyim:
'Şenatçı tosuncuklar' bugünlerde 'vakitlı vakitsa'
Refah Partisi'ne ve özellikle Necmettin Erbakan'a
saldırmaktan vazgeçtıler. Eh ara sıra Tayyip Erdo-
ğan'a sataşıyoriar, ama ağızlanna biraz 'mama sû-
rülünce susuyoriar.
'Erbakan Hoca 'nın kızının düğününe takıp, 'par-
füm kokusu'nöan rahatsız olan 'halım selim' olanı
ise bugünlerde galiba 'gülsuyu'na dalmış gibi.
Muhterem, üç kanalda boy gösteriyor. Yani üç ka-
najdan 'mangırian' dolar karşılığı götürüyor.
Üç kanaldan ikisı banka reklamıyla ayakta durmu-
yor mu?
Ama bizim 'halim selim' şeriatçı tosuncuk "Faiz
haramdır" deyip ayda 15-20 bin doları 'cukkaJa-
mak'tan geri kalmıyor.
Hanı faiz haramdı 'Bay muhterem'?
*••
Harran Ovası'na su venlmesinı "Kanallardan kan
akacak. kıyamet kopacak" diyeortalığı ayağa kaldı-
ran 'karayobaz çeteleri' Istanbul'un varoşlarını da
mesken tutarken acaba yetkililer ne yapıyor?
Galiba olup bitenlen görmemezlikten geliyoriar...
Içışleri Bakanı Nahit Menteşe, polis içindeki 'şe-
riatçı-ırkçı' örgütlenmeye nasıl bakıyor; Milli Eğitim
Bakanı Nevzat Ayaz okullardaki 'şeriatçı-ırkçı yv-
valanma'yı görebiliyor mu?
Türkiye'de öğrenci yurtlan denetlenmiyor. Tarikat-
ların 1675 öğrenci yurdu var, ama buraya müfettiş-
ler uğramıyor.
Ankara'da polis memuriannın çocuklannın kaldı-
ğı öğrenci yurdunda yaşananlara neden ses çıkanl-
mtyor? Bu yurtta kalan kız öğrencilere "Başını Ort,
pantolon giyme" diye niçin baskı yapılıyor?
Türkiye'de 'şeriatçı ve ırkçı örgütlenme' giderek
ivme kazanıyor son iki yıl içinde...
_ Bır tarikat hderi hem Kenan Evren'i hem Turgut
Özal'ı hem de Tansu Çiller'ı öve öve bitiremiyor.
Hiç nedeninı düşündünüz mü?
Nedenı açık: 12 Eylül'ün 'cuntacı paşalan' Mus-
tafa Kemal Atatürk'ün kurduğu kurum ve kuruluş-
ları kapatıp malvarlığına el koyarken tarikatlann kılı-
na bile dokunmadı. Ustelik onlan koruyup kolladı, va-
kıflaşmalannı sağladı. Turgut Özal, tarikat liderierine
'kurban densi kıyağı' çekti, Tansu Hanım 'oy uğru-
na' Basbakanlık Konutu'nu açtı, Refah tehlikesine
karşı 'malum şahıs' VVashington bağlantılı 'medya
gülü' olarak 60 mılyonla tanıştırdı.
Bugün yurtlan, okullarıyla laik, demokratik Türki-
ye Cumhuriyeti'ni yıkmak için devlet içinde örgütle-
nen 'şeriatçı güçler' demokrasiyi, bir araç olarak
kullanırlar.
•••
Istanbul'un varoşlanndaki Afganistanlı, Cezayirii,
Pakistanlı şeriatçıları göremeyen devletin polisı, Ga-
ziosmanpaşa'ya kan vermeye giden üniversiteli öğ-
rencileri 'sol örgüt üyesi' olarak tanıtıp 'işte kışkırtı-
cılar' diyebiliyor. Insan haklarından sorumlu Devlet
Bakanı Algan Hacaloğlu da bu nedenle açıklama
yapmak zorunluluğunu duyuyor:
"Kışkırtıcı olarak göstenlen 5 üniversite öğrenci-
si kan vermek için gitmişlerdir. Beş öğrenci gönde-
rildikleri DGM savcılığınca serbest bırakılmışlardır..."
1995 yılında ülkemizde 'şeriatçı-ırkçı kadrolaşma'
hızla devam ediyor...
Acaba DYP ve hükümet ortağı CHP, bu kadrolaş-
ma için ne diyor?
Hakan Çabuk, ölüme
tam 10 gün direndiMİYASE İLKMJR
Ümraniye Yukan Dudullu Mezarlı-
ğı'ndayız. Çisil çisil yağan yağmurun
altında gök gürûltüsünü andıran iki ka-
dmla bir çocuğun feryatlan ortahğı
çınlatıyor. Bu feryatlan duyan çe\Te
evlerdeki insanlar, pencerelerden baş-
lannı uzatarak "Olen genç miydi ba-
cnn'' diye soruyor. Evet. ölen 25 yaşın-
da, yüreği acı ve insan sevgısıyle har-
manlanmış bır gençtı. Hakan Ça-
buk'tu adı. Mustafa Çabuk'un yanı-
basına kazıldı mezan. Mezar taşında
Mustafa Çabuk'un geçen yıl öldüğü
yazılıydı. Babasıydı Hakan'ın ve ge-
çen yıl trafik kazasında ölen oğlunun
acısına daha fazla dayanamamış, bir-
kaç ay sonra kalpten gıtmişh. Yürek-
leri paralayan feryatlar Hakan'ın anne-
si Kumnı Çabuk'a, kızkardeşine ve
ağabeyinin yadigan yeğenine aitti.
Hakan Çabuk. dığer kardeşleri gibi
Bayburt'ta doğmuş, ama gençlığini
göç ettikleri Ümranıye'nin dış mahal-
lelerinden Dudullu'da geçirmişti. As-
kerden sonra su tesisatçılığı yaparak
ekmeğini kazanıyordu. Geçen yıl ön-
ce ağabeyinin, birkaç ay sonra da ba-
basının zamansız ölümü nedenıyle
omuzlanndaki yük daha da ağırlaşmış-
ü. Artık annesiyle beraber iki yeğeni-
ne de bakmak zorundaydı. Ağabeyi ve
babasının acısı dışında şikâyeti olma-
dı Hakan'ın. Su tesisatçılığı yapan Ha-
kan, çalışıp anasına ve yeğenlerine
baktı. Kıt kanaat geçinmelerine karşın
mutluydular.
Gazi Mahallesi'nde polisin açtığı
ateş sonucunda 13 Mart'ta 14 kişinin
ölmesine yüreği dayanmadı. Bir şey-
ler yapmak, tepkisini ortaya koymak
istiyordu. Bunun demokratik bır hak
oldugunu sanıyordu. Yürümek. pro-
testo etmek demokratik bır haktı hak
olmasına da Hakan Çabuk, böyle bir
hakkın ancak demokratik ülkelerde ge-
çerli oldugunu hesaba karmamıştı. Er-
tesi gün 1 Mayıs Mahallesi'nde yuru-
yüş yapılacağını öğrenince soluğu ora-
da aldı.
İnsanca duygulan dışa vurdu
Yürüdü, slogan attı ve insanca duy-
gulann sonucunda yüreğinde biriken
öfkeyi böylecedışa vurdu. Birşeyi da-
ha bilmiyordu bu genç adam. Yürü-
menin, slogan atmanın', insancıl duy-
gulannı dışa vunnanın ağır bir bedelı
oldugunu bilmiyordu. Çok geçmeden
beynine yediği bır kurşun sayesınde
öğrendi. Hakan Çabuk. karga tulumba
konulduğu taksıyle Haydarpaşa Nu-
mune Hastanesi'ne giderken azraile
karşı 10 gün boyunca verdiği mücade-
leye de başlıyordu.
Ne kendisıni hastaneye götüren şo-
fönin kaza yaparak ölmesini ne de
doktorlann umutsuz konuşmalannı
duyabildı. Beynındeki kurşunla yoğun
baİcımda yaşamla ölüm arasmda kim
bilir kaç kez gittı geldi. 1 Mayıs Ma-
hallesı'ndeki yol arkadaşlanndan üçü,
hastanede daha ilk geceden pes ederek
kendısini yalnız bıraktılar bu savaşta.
10 gün boyunca direndi. savaştı, kav-
ga verdi. Ama artık dayanacak gücü
kalmamıştı. 1 Nısan'da son nefesını
verdiğinde kara haberin '1 Nisan şaka-
sı'olması herkesın dileğiydı.
Hakan Çabuk'un cenazesi ailesinin
isteği ûzenne camıye götürülmeyerek
doğruca mezarlığa getirildı. Dudullu
Mezarlığı'ndabinlerce kışının slogan-
lan ve gözyaşlanyla kazılan mezara
yerleştırildı. Üzenne toprak atıldıkça
annesı, kızkardeşı ve yeğeninin "Du-
nın, toprak afmayın, btrakın son bir
kez göreHm1
" feryatlan üzenne mezar
açılarak Hakan'ın aılesiyle son kez ku-
caklaşması sağlandı. Gazeteciler, not
defterlerinı açarak ölenlerin lıstesıne
bir çarpı daha ekleyerek karşısına is-
mını yazdılar- "Hakan Çabuk, İJmra-
niye'de vuruklu, 10 gün sonra öldü. 25
yasında>dı. Dudullu'va gömüldü." Hakan Çabuk. 1 Nisan'da son nefesini verdiğinde kara haberin '1 Nisan sakası' olması herkesin dileğijdi. Ancak—