28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7MART1995SALJ 8 DIŞ HABERLER Türkiye 'nin Avrupa Birliği 'ne üyeliğinde, Yunanistan engelinin içyüzü (2) Türk-Yıman ekoııoıııik çabşması *•• '*•** • Yardım konusunda Türkiye ile Yunanistan, Avrupa kapısmda bir Osmanlı atasözünü anımsatıyor: Bir kapıda iki dilenci olmaz. • Yunanistan 1994 yılında büyüme, enflasyon, faiz oranı ve bütçe açığında Avrupa ile uyum planında hedeflere ulaşmada başan sağladı. • Gümriik Birliği ile AB'ye adım atan Türkiye, üstün rekabet koşullanndan dolayı Yunan ekonomisinde olumsuz etki yaratacak gelişme gösterebilir. ÖZGENACAR Türkiye ile Yunanistan ara- sındaki geleneksel sürtüşme- nin, bundan böyle Avrupa Bir- liği 'nde (AB) bir ekonomık ça- tışmaya yol açması bekleniyor. Avrupa Bırliği'nin ûstelik "tam üyesi" olan Yunanistan. Türkıye'nın AB ile "gümriik nirliğTnden acaba neden kay- gılanıyor? Sorun, basınayansı- dıği gibı Kıbns'la mı bağlantı- lı, yoksa tekstil rekabetinden mı kaynaklanıyor? Tekstil konusuna önce Türk- Yunan ticareri açısından baka- hm. Türkiye'nin Yunanistan'a tekstil ihracatı, bu ülkeye olan toplam ihracatının yüzde 30- 32'sidir. Yunanistan'dan aldığı tekstil ürûnleri ise sadece yüz- de 4.5-5 arasındadır. Tekstil savaşlan Türkıye'nın AB'ye yönelik tekstil ihracatı arttıkça Yunanis- tan'dan alacağı pamuk gibi ham madde ithalatı daartabilecektir. Türkiye, Yunanistan'dan yılda 12 milyon dolann üzerinde pa- muk. 5-11 milyon dolar arasın- da ham dcri ve post almaktadır Hiç kuşkusuz. Yunanistan, ham pamuk yenne tekstil ıhracatını , yeğlemektedrr. Aynı mallann önemli satıcı- sı olan Yunanistan'ın Türkiye pazanna bu mal grubuyla gir- mesi ya da var olan pazar payı- nı arttırması olası görülmüyor Tekstilde Yunanistan ıçın en önemli sorun; Türkiye'den da- ha çok tekstil maddesi almak. Türkiye'ye satamamak değil Türkiye'nin AB pazanna gırişı dolayısıyla kendi tekstil ıhraç payının azalacağı kaygısıdır Çünkü. Yunanıstan'ın toplam ıhracatında tekstil ve gıdanın payı yüzde 50 kadardır. Yunanistan, bundan dolayı AB'den 400 milyon dolarlık tekstil tazminatı istedi. Ancak Almanlann karşı çıkması ile bu isteğinden vazgeçti. Gelişme- lerin izlenip Yunan tekstil sek- törünün zaran belırlendikten sonra karşılanması yoluna gi- dilmesi kararlaştınldı. Kıbnsçıkmaa Yunanistan, elindcki "ve- to"yu, (Türkiye'nin NATO'da Yunanistan'a karşı kullanmadı- ğı biçimde). Kıbns'ta sonuna kadar kullandı. Bu konuda Yu- nanistan ilerlcme sağladı. Rum- lann tam üyeliğinın kapısı ara- landı. Durum, 19%'da AB'nin hükümetlerara&ı toplantısından aitı ay sonra berraklaşacak. "Avrupa kulübüne" konuk olarak alınan Türkiye'ye Atina, son davranışlanyla kendısinın *tam üyc" olduğunu ve "sınıf farkı"nın bulunduğunu, "güm- riik birliği" müzakereleri önce- sınde açıkça duyurmuş oldu. Atina, böylece Ankara'ya ge- UçyaşmdakiYasyis, tt MeçhulAskeı^anıtmmftıfiııdenöbetrııta^ merakla süzüyor. Yunan KraJiyet Askerieri'ne 'evzon' adı veriliyor. lecekte de "Bensiz bir adım bi- le atamazsın" mesajını verdi. Acaba Yunanistan'ın u ve- tofile kopardığı gürültülerin ar- dında yatan başka kaygılar var mı? Buradaki duman perdesıni aralayıp jşın özüne inmekte ya- rar var. 1950"lerde Yunan ekonomi- sinde, "gemidlik" sektörünün önden çekici ve "turizm"in de arkadan itici lokomotif görevi yaptıklannı, Türkiye'nin, bu iki avantajdan yoksun olarak kal- kınma atağına giriştiğini dün belirttik. Oysa. şımdı Yunanıstan'ın "yaşlı deniz fik»su''ndan "yüzen tabutlar" diye söz edıliyor. Ge- micilik sektöründe briit gelir ar- tışı sürmesine karşılık: yenı ya- tınm yapılmadığı, bakım ve si- gorta masraflan arttıgı için Yu- nan armatörleri geçmişteki kâr ve verimi sağlayamıyorlar. Yunanistan'daki otel ve mo- tellerdeyaşlandığı içın, turizm sektöründe kârlıhk oranı düşü- yor. Buna karşılık Yunan yöne- ticilerini, son yıllarda en büyük yatınm patlamasının görüldü- gü komşu Türkiye'deki yeni ru- ristik tesislere olan talep artışı düşündürüyor. Yunanistan, Türkiye karşı- sında bugüne değin döviz açı- sından sağladığı bu iki önemli gelir kaynağını ve kârlılık üs- tünlüğünü yitirmektedir. Atina'yı kaygılandıran en önemli noktalardan bin ise dış ticaretteki değışım rüzgârlan- dır. Türkiye ile Yunanistan'ın AB'yle ılgili ticaret rakamlan- na baktıgımızda 1985'te Türki- ye, ihracatının yüzde 38'ini AB ûlkelerine yaparken 1993'te bu oranı yüzde 46'ya çıkarmıştır. Buna karşılık Yunanistan'ın ih- racatında AB'nin payı, aynı dö- nemde yüzde 58'den yüzde 50'ye gerilemişrir. "Gümrükbirfigr ile AB'den ıçenye adımını atması ile Tür- kiye'nin benzeri mal üretimin- deki üstün rekabet koşullann- dan dolayı bu oranlar, Yunanıs- tan'ın aleyhıne daha da gelişe- bilecektir. Türkiye, ithalatında AB ile yüzde 35'ten yüzde 44'e çıkan birgelişmegöstermektedir. Ay- nı gelişme yüzde 53'ten yüzde 57'ye doğru çıkan Yunanistan için de geçerlidir. Ancak, AB'ye ihracatın azalması. itha- latın artması ve Türkiye'nin AB ile ticaret ilişkilerinde daha şimdiden 10. sıraya yükselme- si, Atina'yı kaygılandırmakta- dır. Bir kapıda iki dilenci Atina açısından bir başka önemli nokta ise Avrupa Birli- ği "nden sağlanan yardımlardır. Buyardımlar 1994'tenet4mil- yar dolan aşmış. 1995 için 6 milyar dolar öngörülmüşrür. Yunan ekonomısindeki istik- rar. büyük ölçüde AB finans- manı ile sağlanmaktadır. 1994 yılindakı briit 6 milyar dolarlık AB kaynaklı finansman, GSMH'nin yüzde 6.4'üdör. 1995'te bu miktar 7.4 milyar dolara yükselerek oranı da yüz- de 7.4 düzeyine çıkacaktır. AB finansmanı ülkede döviz gereksinimi gibi önemli bir te- Avrupa Birliği ile ticaret İHRACAT 85 i 86 87 88 89 90 91 92 93 5 Türkiye 3 2 ! 3 3 ' 4.9 i 5.1 ; 5.4 , 6.9 7.0 7.6 i 7.3 Yunanistan \ 2.5 \ 3.6 | 4.4 | 3.5 . 5.0 5.2 5.5 6.0 : 2.9 İTHALAT Türkiye { 3.9 , 4 6 , 5 7 i 5.9 . 6.1! 9.3 i 9.2 10.0İ 13.0 Yunanistan ] 5.0 i 6.7 ' 8.0 ! 7.7 1O.ri2.7<13İÖ-14.4 1 ÎÖTT mel ekonomik gösterge açısın- dan sorun doğmasını önlüyor. Antı-enflasyonist polirikanın uygulanmasını kolaylaştınyor. Kamu borçlanması gereğine karşın, faizoranlannın belirlen- mesinde hükümete esnekhk sağlıyor. Kamu açıklan düşü- rülünce, ekonomik ıstikrara da destek venlmiş oluyor. Türkiye. bugüne değin bu olanaklardan yoksun bir kalkınmayi kendı başma gerçekleştirmeye çalış- mıştı Türkiye için gecmışte ön- görülen 600 milyon ECU'luk yardım dahi yerine getirileme- mişti. Bu yardımlann alt yapıya katkılan kadarbölgesel kalkın- maya da etkisi büyüktür. 1993 Temmuzu'nda toplanan AB ta- nm bakanlan; 1974'ten sonra Türk korkusu ile bosalan Ege adalannda öngörülen kalkınma projelennı desteklemek ama- cıyla dahi 1993-99 yıllan ara- sında 240 milyon dolar katkıda bulunmayı kararlaştırmışlardı. Şimdı Türkiye'nin, AB ile gümrük birliğine girince, "ma- li işier protokolü ile Yunanistan gibi (>aklaşık olarak) şu mali yardımlardan yararfanabüece- ği bildiriliyor: ' — AB bütçesınden 475 mil- yon dolar — 1. ve 2. Akdeniz fonlann- dan toplam 1.4 milyar dolar — Avrupa yatınm bankasın- dan 950 milyon dolar — Makro ekonomik yardım, gereksınime göre aynca sapta- nacak. Türkiye'nin "beşyılda" sağ- layacağı 2.8 milyar dolarlık proje ve kısmen program v ardı- mına karşılık Yunanistan "sa- dece 1995yıhnda" net ve karşı- Iıksız 6 milyar dolar yardımı AB'den alacaktır. Unutulmaması gereken nok- ta. Türkiye'nin aşamalı olarak kaldıracağı sadece Toplu Konut Fonu'ndan bir yıidaki kaybı 60 trilyon lira, yaklaşık 1.5 milyar dolardır. Gümrük vergi ve öte- ki resimlerle bu rakam yılda 3 mılyar dolara çıkmaktadır. Yunanistan'ı burada rahatsız eden nokta, Türkiye'nin devre- ye girmesi ile AB'nin sınırlı bütçesınden alacağı yardım pa- yının azalacağıdır. Yunanis- tan'da da kullanılan "Bir kapt- da iki dilenci olmaz.n n bıçımm- deki Osmanlı atasözü, Ati- .na'nın rahatsızlığını çok güzel anlatıyor. Türkiye' in bu rekabet etkile- ri olmadan önce Atina, Brük- sel'de bir uyum planı vermişti. 1994 yılında büyüme, enflas- yon ve faiz oranlan ile bütçe açığı gibi göstergelerde uyum planında öngörülen hedeflere ulaşmada kısmen başan sağlan- dığı görülüyor. Bunun devarnı- nın, sıkı para politikası ile AB'den gelecek yardımlara bağlı olduğu biliniyor. Maliyet- ler konusunda da AB ile Yuna- nistan arasında aşağıdaki uyum planı benımsenmişti. Bu rakamlara bakınca Türki- ye'nin, enflasyon ve faiz oran- lan karşısında uyum planında ne kadar zorlanacağı anlaşılı- yor. Bu zorlanma herhalde Yu- nanistan'a avantaj sağlayacak- tır. MALİYETLER Artış yüzdesi 1994 1995 1996 1997 1998 1999 Ucret Faiz Enflasyon 12.3 8.4 18.5 14.1 10.8 7.9 6.5 10.6 6.1 4.6 7.9 3.9 4.2 6.8 3.5 42 6.2 3.3 Yunanistan'da istikrar politikaya bağlıYunanistan'ın son 50 yıllık siyasasına imzası- nı atmış olan >ıllann deneyimli Cumhurbaşkanı Konstantin Karamanlis'ın görev süresi yann ya- pılacak seçimle sona eriyor. Türkiye ile ilişkile- rc genellikle akılcı yaktaşımış olan ve halkın "tannlann tannn" anlamında "Zens" dediği, çok yaşlı Karamanlis'ın Yunan "vrto"sunun kalkmasında hükümete telkinde bulunduğu bil- diriliyor. Şu anda bir başka yaşlı ve bazı melekelerini de yılirmiş olan hasta Başbakan Andreas Pa- pandrcu'nun siyasal gücünün de eriınekte oldu- ğu gözleniyor. Bir başka yaşlı politikacı Kons- tanrin Micotakis ise zaten si- yasal arenadan çekılmiştı. Bu oluşumlann Yunanis- tan siyasal kadrolannda çal- kantılara neden olacagı an- laşılıyor. Bu nedenle, 1995 yılı içınde Yunan ekonomi- sinde istikran, siyasal arena- daki bazı önemli gelişmele- rin etkiliyebileceği söyleni- yor. Son 15 yılda Yunan eko- nomisinin "direksiyonr 'u, sosyalist Papandreunun "PASOK"u ile tutucu Miço- takis'in "Yeni Demokrasi Pjrtisf" yönetimleri arasında el değiştirdi. Ancak, işin özündeki bazı nüanslardışın- dâ. her iki parti de ekonomi- nm ıstikranna. drahminin de- gerinin korunmasına, kemer sıkmaya ve Avrupa Birliği"ne uyum göstermeye özen gösterdiler. Son iki yılın verilerini ele alarak Yunanistan'ın uvoım hedeflerine ne kadar ulastığını şöyle irde- leyebilınz: 1. 1993'te sıfır olan kalkınma hızında. talepte sağlanan nispi gelişim sonucu, 1994'te yüzde 1lik artış sağlandı. Bu büyüme. 0.5'lik nüfus ar- tı> hızı dikkate alındığmda az olmakla birlikte oumlu bir gelişme olarak kabul edilebılir. Tür- kye'nin kalkınma hızının 1994'te yüzde 8.9 ora- nnda gcrilediğı unutulmamalıdır. 2. Yüzde 14.4'lük enflasyon oranı 1994'te yüz- de 10.8'e düştü. Türkiye'de bu oran yüzde 125.5'eçıktı. 3. Yüksek düzeydeki kamu stok borçlanndan luynaklanan borç gereksinimi ve yıl ortasında ksa vadelı sermaye hareketlerinin serbest bıra- ldmastna karşın, enflasyonun genlemesi ile fa- ijoranlannda 1994'te düşüşegeçti. 1994'ünba- şnda yüzde 26-28 oranında olan kredi faizleri yıl smunda yüzde 23-24 'lere geriledi. Bitçeaçıgı 4. Hükümet. harcamalan kısınca yüzde 13.9 fcıtçe açığı /GSMH oranı, 1994'te yüzde 12'ye griledi. Yeni vergı yasası ile bu açığın I995'te yüzde 9.8'e düşmesi öngörülüyor. Bu arada, "ya- şam standardı göstergesi" ılkesine dayalı bir ver- gi uygulamasının başlatılmasının, aynca üst ge- lir gruplanna vergi oranının yüzde 5 arttınlıp yüzde 45'e çıkanlmasının, 25 yaşın üzerindekı herkesten vergi beyannamesi alınmasının etkisı- nı de unutmamak gerekir. Bununla birlikte. tngilız "The Economist In- teffigence Unit(EIU)" bütçe açıklanndan dolayı Yunanistan'ın uluslararası kredi notunu 5 puan kırarak risk oranını 55'e çıkardı. Aynı kuruluşa göre Türkiye'nin kredi riski de 55. 5. Avrupa Birliği kaynaklanndan sağlanan yar- dımla. ödemeler dengesinde sorunlakarsılaşılmamış. 1994 yılı ilk 10 aylık döneminde ca- ri ışlemlerdengesı 351 milyon dolar fazla vermiştir.Döviz re- zervleri de rekor kırarak 13.4 milyon dolara yükseldi. 6. 1993'te kamu yatınmlan yüzde 5.7 oranında gerilerken, özel sektör yatınmlan yüzde 1.6'lık artış gösterdi. Iktidar- daki sosyalist hükümet. ücret artışlan ile talebi sınırlı tutup, verimi arttırarak 1995'te istik- ran sürdürmeyi hedefliyor. Ekonomik büyümede araç ola- rak, AB fonlan ile yapılacak altyapı yahnmlannın kullanı- mı öngörülüyor. 7. fstihdamdaki yüzde 1.4 gerileme, işsizliği yüzde 9.8'e çıkardı. Sıkı para uygulaması nedeniyle sosyalist hükümet maaş ve ücretlere. enflasyon oranının altında zam yaparak fiat artışının belirli düzeyde kalmasın- da etkili oldu. 8. 1993 'te yüzde 15.2 oranında artan para ar- zı (M3) 1994'ün ilk 9 ayında yüzde 9.7'lik bir artış gösterdi. Özel sektöre açılan krediler bu ön- ceki yılda olduğu gibi yüzde 12.2 düzeyinde kal- dı. Sıkı para uygulaması nedeniyle ekonomide- ki likidite oranında (M3/ GSMH) son iki yılda artışa gidilmedi. 9. Döviz kurunda istikrar sağlamak amacıyla, kamu borçlanma araçlan faizlerinde 3 puanlık yüksekçe artış yapılarak bir yıl vadeli tahvil fa- iz oranı yüzde I8.5'ten yüzde 21.5'e çıkanldı. Aynca, yüksek faizli döviz cinsinden borçlanma araçlan ve bir ay vadeli yıllık yüzde 27 faizli. dö- vize çevrilebilirdrahmi cinsinden bono satışı yo- luyla döviz spekülasyonunun önüne geçildi. 10. AB ile Yunanistan arasındakı yüksek enf- lasyon farkını azaltmak için döviz kuru artışının frenlenmesi sonucu, 1993'te drahminin yabancı paralar karşısındaki yüzde 7.8'lik değer kaybı 1994'te yüzde 5 düzeyinde tutuldu. Ancak, bu durum dış ticaret açiğinm artışına. buna karşılık drahminin istikranna yol açtı. Sıra IK>ykotıuı kalkmasında Atina, Türkiye'ye uyguladığı bürokratik boykotu anlaşmadan sonra kaldırmak zorunda. Türkiye ile Yunanistan ara- sındaki ekonomik ilişkilerin gelişmesinı, ınatçı siyasal ne- denlerden başka her iki ülkenin benzeri üretimi yapmalan ve hizmeti venneleri de olumsuz etkiliyor. 1974'te Kıbns olayından 50 gün sonra bir uluslararası basın kongresine katılmak üzere Atı- na'ya gittiğımde. turistik bir büfedekı kadıncağız Türk ol- duğum için yabancı gazeteciler arasında bir bana kartpostal satmamıştı. Bu olaydan yaklaşık 7 yıl sonra, o zaman çalıştığım gaze- tenm Yunanistan temsilciliğini yaparken, Bah Trakya Türkle- ri ile lstanbullu Rumlar gazete- yi günü gününe okumak iste- diklerini söylemişlerdi. Bu istek üzerine yabancı ga- zeteler başbayii ile anlaştım. Atina Havaalanı'na gelen ga- zeteler tepeden inme bir emir- le gümrükten içeriye sokulma- mıştı. Bu gazeteler herhalde o gün bugündür, havaalanının deposunda duruyordur. Bu olaydan birkaç ay sonra Türk kurusoğanı Atina sebze halinde boykot edilmişti. Daha sonra tstanbul'da frigofrik kamyonlarla getirilen lüferler Selanik balık halinde boşaltıl- mayınca kokmuştu. Eylül 1992'de "toksik" madde var diye tpsala sınır kapısmda Türk kamyonlan 15 gün bekletilerek yaş meyve ve sebzeler çürürül- müştü. Türk bayraklı mavi yolculuk tekneleri Ege adalanna sokul- muyorya da Jstanköy'den Bod- rum'ugünübirlikziyaretetmek isteyen furistler akşam dönüş- lennde adaya alınmıyorlardı. OrtakDil.Para Zamanla siyasal yumuşama- nın ve özellikle iki tarafin işa- damlannm ortak dili olan "pa- ra"nın devreyegirişinin etkisi ile bu sorunlar kısmen aşıldı. Işadamlan. Atina'nın ambar- gosunu şu ya da bu biçimde de- lince, Ege'nin iki kıyısında ti- caret başladı. 1. Jki ülkenin kendi aralann- daki ticareti 1986, 87 ve 1993 yıllan dışinda Türkiye'nin le- hine gelişri. İki ülke arasındaki ticaret 1120 H H 9Ü 1 60 f 30 / 82 83 Yıllar 1982 Î983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994(8) • 9 T ^ / & " / I i 84 85 Türkiye 129.976 57.619 98.686 76.221 75.853 58.853 95.800 124.900 139.387 143.681 145.705 118.100 100.100 Türkiye 3 L p ^ (Milyon $) \ V AYunanistan ^ r \ 'i 86 87 88 89 90 91 Yunanistan 14.410 20.984 48.492 47.186 78.313 126.546 82.700 100.800 128.929 77.060 88.151 120.400 41.000 94'ün 8 ayı 92 93 94 Farfc +115.467 +36.635 +45.194 +29.034 -2.710 -67.693 +13.100 +24.100 +10.458 +66.621 +57.554 -2.300 +60.100 2. Yunanıstan'ın ihracatmda Türkiye'nin payı bınde 4, itha- latta bınde 5'tır. Buna karşılık Türkiye'nin ıhracatında Yuna- nistan'm payı yüzde 1.1, itha- latı ise bınde 4-6 arasında de- ğişiyor. Burakamlar,her iki ül- kenin potansiyeli ve özellikle ulaşım avantajı gözönüne alın- dığmda çok düşüktür. 3 Türkiye; Yunanistan'a yüzde 78-86 arasında değişen sanayı mallan, yüzde 18 tanm ürünü satmış, yüzde 12-27 sa- nayi \e yüzde 73-86 tanm ürü- nü almışhr. Oranlann benzeıii- ği, her iki ülkenin ihracatında- ki benzerlikten kaynaklanıyor. "Camelw sigarası 4. Türkiye, Yunanistan'a de- niz ürûnleri, baklagıller. kuru ve yaş sebze-meyve, çımento, işlenmiş petrol ürünleri, kim- yasal ve plastik ürünleri, cam, demir-çelik, işlenmiş bakır, oto lastikleri, makine sanayıi ürün- leri, elektronık, taşıt yedek par- çalan, ses kayıt araçlan sat- maktadır. Ihracat kalemleri içinde önemli yertutan nohut 5.7 mil- yon dolardan, meyveler 5.6 milyon dolardan 1 milyona doğru genlemiştir. Ancak tu- ristlere ve iç tüketime balık ve deniz ürünü yetiştiremeyen Yu- nanistan, Arjanhn'den dahi bu ürünleri dondurulmuş olarak ithal etmektedir. Bir deniz ül- kesi olan Yunanistan, Türki- ye'den 3.6 milyon dolarlık taze balık ve deniz ürünü satın al- mıştır. 5. Yunanistan, Türkiye'ye pamuk, ham den, yün, buğday. mısır, orman ürünleri, mermer, işlenmiş petrol ürünleri, kimya sanayii ve plastik ürünler, de- mir çelik, demir dışı metaller, makine sanayii ürünlen ihraç etmektedir. Yunanistan'ın Türkiye'ye sattığı ham pamuk 12 milyon dolardan aşağıya düşerken, ham deriler de son üç yılda 5- 11 milyon dolar arasında de- ğişmiştir. 6. Dünya Sağlık Örgütü'ne (WH0) göre "dönyada en çok sigara içen" Yunan halkı, ken- di topraklannda tütün üretmek- te ve ihraç etmektedir. Bılindı- ği üzere "Camel" sigarasının paketınde "Türk \e Ameri- kan tütünlerinden harman- lanmıştır" diye geleneksel bir kayıt vardır. Ancak bu sigara Yunanis- tan da "Türkish" kelimesine alerjiden dolayı, "Yeril ve Amerikan tütünlerinden harmanlanmıştır" biçiminde değıştirilmişrir. Yunanistan, Türkiye'den tütün de satın al- maktadır. Örneğin, 1994 yılı- nın ilk sekiz ayında 758 bin do- larlık tütün almıştır. 7. İşin en ilginç yanı, iki ül- ke arasındaki akaryakıt ticare- tinde görülüyor. Ege'de Yunan jetleri Türk uçak benzini ile uçarken, Trakya'daki Türk tanklan da Yunan mazotu ile çalışmaktadır. Türkiye'nin sat- tıf i işlenmiş petrol 31.6 ve 21 - 31.6 milyon dolar, Yunanis- tan'dan aldığı ise 11.6 ve 18 milyon dolar arasında değiş- mektedir. 8. Yunanistan'ın ithalatında tekstil ve gıda ürünleri, aynı za- tnanda ihracatmda da önemli potansıyele sahip. Yunanistan. Türkiye den 1990-9 l'de 1.6 milyar dolarlık tekstil, 1.5-1.7 milyar dolarlık gtda maddesi satın aldı. İşbirliği alanlan ve sorunlar tki ülkenin işbirliği yapıp birbirlerine büyük kazanç sağ- layacaklan alanlar, turizm ve gemicilık gıbı hizmet sektörle- ri ile inşaat sektörüdür. Ikinci aşamada bankacılık ve sigorta- cılık umut veren alanlar olarak görülüyor. İki ülkenin. daha iyi ekono- mik gelışmeler elde edebilme- leri için şu sorunlan çözmeleri gerekiyor: 1. Rakamlann düşüklüğü, ekonomik olmaktan çok siya- sal nedenlerden kaynaklanıyor. 2. Yunanistan, bazı bürokra- tik ve tarife dışı (önlisans an- yor) engeller ile Türkiye'yle dış ticareti kontrol ediyor. En- geller, Yunan iş çevrelerinde te- reddüt yarattığı için Türki- ye'nin demir-çelik, testıl, gıda ürünlen, çimento, boru ihraca- tı gelişmiyor. 3. 1955'te 6/7 Eylül olayla- nnda Yunan pavyonunun ya- kılmasmdan sonra Atina, tzmir Fuan'nı boykot etmişti. Bunun sonucunda Ankara da Selanik Fuan'na katılmıyordu. Ancak 1980'li yıllann so- nunda Türkiye, Selanik Fu- an'nda bayrak göstermeye baş- ladıysa da Türk firmalannın ıl- gisizliği ile 1992 ve 1993'te ka- tılım olmadı. Oysa Türk hükü- metinin ve işadamlannm bu fü- ara siyasal. ekonomik, kültü- rel, toplumsal ve bu ülkedeki azmlık açısından katılmalan gerekiyor. Öneriler Türk-Yunan ticaretindeki gelişme için başlangıçta şu öneriler öngörülebilir: 1. Yunanistan, siyasal neden- lerle Türk malına karşı koydu- ğu tarife dışı engelleri ivedilik- le kaldırmalıdır 2. Türk ve Yunan firmalan- nın (tıpkı THY ve Olimpik Ha- va Yoîlan gibi) karşılıklı büro açmalan teşvik edilmelidir. 3. Yunanistan, aşamalı da ol- sa, vizeyi kaldırmalıdır. 4. Ege ve Akdeniz de turizm- de Türk-Yunan işbirliğine gi- dilmelidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle