20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7MAFT1995SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Son haftalarda meydana gelen olaylar, daha önce gördüğümüz bir filmi anımsatıyor Universheyi karıştırıyorlar• Türkiye, öğrenci olaylannın hiç yabancısı değil. 1980'li yıllardan bu yana öğrenci hareketinde bir yükselme dönemi yaşanıyor. 12 Eylül darbesi suskunluğunun ardından kamuoyuna yansıyan ilk öğrenci eylemi, 9 Ekim 1984 tarihinde İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde yaşandı. çılikle koşut olarak üniversite- lerde taban oluşturmaya başla- dılar. Güçlenmelelenyle birlik- te de şiddeti kullanır oldular. Son örnekler, ramazanda oruç tutmavanlara saldınlar bunu açıkça gösteriyor. YAHYAKOÇOĞLU Üniversıtelerde son haftalar- da iilkücü-tslamcı gruplann oruç tutmayan öğrencilere saldı- nsı. "Üniversitelerde anarşi hortluyor" nakaratını başlattı. Oysa Türkiye, "üniversiteolayla- n'nın yabancısı değil. Bütün dünyayı etkisine alan 68 eylem- leri, darbecılerin gerekçe olarak gösterdiği 12 Eylül öncesi üni- versitedeki hareketlilik. 30 yaş ve üstündekilere hiç de yabancı değil. 12 Eylül darbesinin toplumun tüm kesimlerinde yarattığı sus- kunluğun ilk olarak üniversite- lerde bozulması, üniversite gençliğinin toplumun en dina- mik kesimini oluşturmasından kaynaklanıyor. Ülkenin bütün sorunlan, kendi boyutlan içinde üniversitelerde de yaşanıyor. 12 Eylül yönetiminde gençler. po- tansiyel suçlu olarak görülürken yapılan düzenlemeler de baskı- yı, tek tip insanı hedefledi. Anarşi odağı olarak görülen üni- versitelerde bu anlayıştan payı- nı aldı ve 1961 Anayasasfyla getirilen *ıiniversite özerkliğT, 1981 yılında çıkanlan Yüksek Ögrenim Kanunu'y'a (YÖK) yok edildi. Sıkıyönetim komutanlannın tasarrufu ile yüzlerce öğretim üyesi. üniversitelerden uzaklaş- tınldı. bilimsel çalışma olanağı ortadan kaldınldı. Askerlerin onayı ileçoğalan imam-hatip li- selerinden mezun olan öğrenci- ler. üniversıtelerde boy göster- meye ve laikliğe karşı eylem yapmaya başladılar. Türbanla derse girebilmeyi bir insan hak- kı ve din özgürlüğünün kulla- nılması olarak kullanan kökten- dincilik akımı. güçlendiğini his- settikçe kan dökmeye başladı. 1987'de Van'da oruç rutmadığı gerekçesiyle Mehmet Şirin Te- kin'i öldüren köktendinciler. 25 Nisan 1990'dadaBurdur'daArif Canyılmaz'ı katlettiler. Radikal Islamcı öğrencilerin kendi ara- lannda birçok gruba bölünmüş olmasHM ve 1988-89 T lardaki güçbirliğini gösterememesine karşın ülkücü öğrenciler, ülke- nin genelinde güçlenen milliyet- Üniversitelerde 12 Eylül son- rasında ilk öğrenci eylemi, Nec- detAdalıve ErdalEren'inidam edilmesi sırasında gerçekleşti. Ekim ve Aralık 1980'de çok bü- yük bir katılımın olmadığı bu .eylem, Ankara'daki bazı fakül- telerde yemekhane ve ders boy- kotu olarak yaşanırken darijenin basına koyduğu sansür nedeniy- le kamuoyuna duyurulamadı. Tek tek fakültelerde yapılan ey- lem, etkisini sikıyönetimde gös- terdi ve fakültelerdeki önlemler arttınldı. 1981 yılında ise içlerinde bu- lunduklan örgüt nedenıyle ta- mamen illegal duruma düşen öğrenci liderlerinin '1 Mayısİş- çi Ba>Tamı'nı kutlama girişimi, yurt çapında alınan önlemler ne- deniyle kapalı odalarda kaldı. Aynı yıl 6 kasımda da 12 Ey- lül'ün anlayışı üniversitelere 'Yüksek Öğrenim Kurumu' (YÖK) olarak girdi. Üniversite özerkliğini yok eden, bilim adamlannı sınav kâğıdı okuma makinesi haline getiren yasaya karşı ilk tepki,bazı öğretim üye- lerinden gelirken örgütsüz öğ- Ülkücü gençlerin üniversitelerdeestirdikkrişiddet karşıgnıptakiöğrencilerin tepkisinenedenoldu.(Fotoğraf: YASEMİN KOYUTÜRK) Halis Bozdoğan: (1984 yılındaki imza kampanyasına katılan öğrencilerden) Gençlik ülke sorunlanna duyarlı olmalı 1982-84 yıHannın büyük özeDiğL, okul içinde politik Idmliğe sahip, ülkenin sorunlanna duyarlı. doğru ya da yanlış sorunlann çözümlerine ilişkin düşünceleri olan öğrencilerin bulunmasıvdı ve bu bizim için şanstı. Ancak 12 Eylül'ün manüğı üniversiteye egemen oldukça bunlar gibi öğrenciler azaldı. Öğrenciler git- tikçe kendi sorunlannın içine gömüldüler. Kendi sorunlanna gösterdikleri duyariılığı, ülkenin sorunlanna göstermemeve. yaşamlannı çıkarlan için \önlendirmeye başladılar. Bu gidiş. politik bir gücün, politik bir merkezin üniversitelere müdahale etmesij le durdurulabilir. Bizim hatamiA büyük oranda özerk- demokratik üniversite mücadelesini abartmanuzdı. Önemli olan üniversitelerin sorunlan dedik. Oysa gençlik, ülke sorunlanna duyarlı olmalı, bu konuda söz sahibi olabilmeli. Kendi sorunlanna etbette sahip çıkmalı ama ülkenin sorunlannın üniversitelerin sorunlanndan farklı olmadığının. ülke sorunlannın üniversitelere >ansınıasının, kendi sorunlan haline geldiğınin farkında olmalı. renciler tepkisiz kaldı. Oysa YÖK Yasası'yla üniversiteler ideolojik denetim altına giriyor, tepeden atamalı tek tip eğitim getiriliyor ve üniversitenin de- netimi devlet başkanına bağla- nıyordu. Yasa, öğrencilerin der- nek kurma ve derneğe üye olma haklan yanında öğrenci dernek- ierinin faaliyet amaçlannı da sı- nırlıyordu. YÖK'ün başına ge- tirilen Prof. İhsan Doğramacı ise gençliği, 'potansiyel anar- şist' olarak gördüğünü açıkça söylüyordu. İlk eylem Kamuoyuna yansıyan ilk öğ- renci eylemi, 9 Ekim 1984 tari- hinde İstanbul Üniversitesi Hu- kuk Fakültesi'nde yaşandı. Ek smav hakkı verilmesini isteyen yüzden fazla öğrenci, Hukuk Fakültesi Dekanlığf na dilekçe vermek istediler. Dönemin de- kani Orhan AJdıkaçtı'nın ihba- n üzerine 14 öğrenci, olay yeri- ne gelen siyasi polis tarafından gözaltına alındılar. Bu öğrenci- ler hakkında "TKP üyesi ol- mak" suçlamasıylaaçılandava- da, ihbar ettiği eylemin tanığı olarak dinlenen Aldıkaçtı, top- lu dilekçe vermenin suç oldu- ğunu söylemesine karşın öğren- cilerin bu isteklerinde inat etti- ğini anlatıyordu. Askeri Mahke- mede görülen bu dava, öğrenci- lerin beraatıyla sonuçlandı. YÖKkurbanı YÖK Yasası, birinci sınıfta iki yıl başansız olan öğrencinin okulla ilişkisinin kesilmesi kura- lını koymuştu. Marmara Üniver- sitesi Hukuk Fakültesi öğrenci- si tsa Tannverdi, öğrencilerin ne kadar büyük bir baskı altında bu- lunduğunu gösteren en uç eyle- mi gerçekleştirdi. Tannverdi, 3. sınıfa geçtiği günlerde. birinci sınıfın dersi olan Roma Hukuku ve Medeni Hukuk derslerini ve- remediğini öğrendi. Durumuka- bullenemeyen Tannverdi. 24 Ekim 1986 günü kaldığı yurdun banyosunda intihar etti. Tannverdi'nin intihan. büyük bir tepkiye neden oldu ve 1980'lerin ilk toplu eylemi ger- çekleştirildi. 27 Ekim 1986 gü- nü, yaklaşık 300 öğrenci, Mar- mara Üniversitesi Rektörlü- ğü'ne siyah çelenk koyarakin- tihara kadar sürükleyen YÖK uygulamalannı, protesto etmek için Sultanahmet'te toplandılar. Uluslararası ilişkilerde medyanın rolü 'Politik haberciliğin kalıplan değişti' İstanbul Haber Servisi - Marmara Üniversitesi Iletişim Fakültesi ile Amerikan Kültür ve Basın Ate- şeliği işbirliğinde düzenlenen, "Uluslararası İlişki- lerde Medya'nın Roiü r> başlıklı konferansta konu- şan Fransız Milli Savunma Genel Sekreterliği Da- nışmanı. Amerikalı siyaset bilimci Prof. Steven Eko- \ich. "-bilgi kapitaJizmi" adını verdıği dünya enfor- masyon ağına. önceki dönemlerden çok daha fazla biçımde kıtleleri yönlendirme görevi yüklendiğıni belırîerek. "Reklam ve haberin nerede başladığı, imaj ve politik mesajın nerede bittiği belirsiz. Bu ko- nuda büyük bir kargaşa >aşanıyor~ dedi. Konuşmasında politik haberciliğin kalıplannın değiştiği görüşünü savunan Prof. Ekovich, kitlele- re sunulan *imajın".politik "mesajdan" çok daha fazla önem taşır hale geldiğini söyledi. Uluslarara- sı enformasyon ağına. kitleri yönlendirme görevi- nin yüklendiğini kaydeden Prof. Ekovich. "Arükin- sanîann kafalanna değil, yüreklerine hükmediliyor. Haber ve reklamın nerede başladığı, imaj ve politik mesajın nerede bittiği belirsiz. Bu konuda büyük bir kargaşa yaşanıyor" dedi. Sermayenin medya üzerindeki egemenliğinin art- masının, medyanın liberal demokratik anlayışına zarar vereceğini söyleyen Prof. Ekov ich şu görüş- lere yer verdi: "Dünyanın bazı bölgeleri zengin ola- caktır, diğer bölgeleri o kadar olma>acaktır. Ya bü- yük bir pazann bir parçası olacaksınız \e>a tümüy- İe kendinize ait \e kendi kontrolünüzde bir pazan- nız olacak. Bunun içinde teknoloji \e bilgi üretimi bü- yük önem taşı\or. Bunu sağlamak için de iletişim ve haberieşme alryapısını sağlam bir şekilde oluşturma dunımundasınız. Para eşittir güç ve etki, bu hiçbir zaman değişmevecek.'" tşçi kıyımı sürüyor YurtHaberieriServisi- DlSK'ebağlı Tekstıl Işçi- len Sendikası ile Hak-lş'e bağlı Öz Iplik-tş Sendika- sı üyesi 10 bini Adana'da toplam 17 bin işçinin 24 şubatta başlattığı grev sürüyor. Işçiler bugün işveren- lerle sendika yetkililen arasında tstanbul'da yapıla- cak görüşmede alınacak sonucu bekliyor. Bu arada yurdun birçok yerinde de işçi kıyımı sürüyor. Bo- lu'nun Akçakoca ılçesı Ümran Boru Fabrikası"nda 22 işçinin işine son verildi. DlSK'e bağlı Genel-lş Sen- dikası da Burhaniye Ören Abdullah Baştürk Tesisle- ri"nde çalışan Oleyis Sendikası üyesi 10 işçiyi işten çıkardı. CumhuriyetAdanaGünevllleriBürosu'nun habe- rine göre DISK ve Tekstil fşçilen Sendikası Adana Bölge Temsilcisi Adana Grev Komitesı Başkanı Yu- suf Yürekli görüşmenın tstanbul'da Tekstil Sanayii Iş- verenleri Sendikası'nda yapılacağını bildirdi. Ancak Yürekli görüşmeden pek fazla umutlu olmadığını kaydetti. Düzce muhabirimiz Arzu Subaşı'nın haberine gö- re Ümran Boru Fabrikası'nda işten çıkanlan işçiler, Türk Metal Sendikası'nın konuya duyarsız kaldığı- nı belirterek sonuna kadar mücadele edeceklerini söyledi. Bütün araç salmiplerine önemle duyvrulur!.. Kişi başına teminat (1994) 100.000.000.-TL 200.000.000.-TL (1995) Kişi başına teminat Trafîk Sigortası'nın yeni limitleri belirlendi.. Daha yüksek, daha kapsamlı teminat için. T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşariığı tarafınckjn, Trafik Kanunu gereğince, 9 Şubat 1995 tarihinden geçerli olmak üzere, Trafik (Zorunlu Mali Sorumluluk) Sigortası teminat limitleri ve primleri yeniden saptanmıştır. Unutmayın, aracınızın trafik sigortasını yeni teminat limrtterine yükseltmeyi ihmal etmeniz halinde. ölüme. yaralanmaya ya da hasara neden olocak kazalarda şahsi sorumlulugunuz artacaktır, Sigorta şirketinize hemen başvurarak, trafik sigortası poliçesi ek belgenizi ve yeni "MOR - YEŞİL" renkli taşrt pufcınuzu alın. Hem yasal bir zorunluluğu yerine aetirin, hemde trafik sigortasının yeni ve yüksek hasar ödeme olanağından yarartanın. KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI MOTORIU ARACIN TÜRÜ 1-Û2EIOTOMO4İUİR 2- TAKSİ OTOMOBİOER 1- KAMYONETUR 4- MİNİBOSIİR 8 »o 14 Kifiy* kadac oluracak yvriofcmkv (Mdahil) S- 1$ MAKİNELERİ (Mırtsharrtk Makln»W0 6- KAMYONLAS 7- OTOBÜSLER 25 Klfiy* kadar oturocak yw1 okmlar (25 dahil) 25 Klfklan «azla ohjrocok yolotankv TKOIEYBÜSLER S- TSAMVAYLAR 9* Iruon TofMTiodo KuRtfnhjf\ Römofkloc Latük TskarMıU Traktöıtof 10-MotoaikMtorv* Yük Molo«<kk>tt«(l 11 - ÖZEl AMAÇU TAŞITIAR MADDf a 50000 000- 50 000 000- 5O0O0 0CD- 50 000 000- 50000000- 50 000 000- 50000000- 50 000 000- 50000000- 50000COO 50000 000- 5OO0OO0O- 50000000- TîDAVl MASRARARI KİŞİ BAŞINA TL. 200000 000.- 200000000- 200000000- 200000000- 200000000.- 200000000- 200000000.- 200000000.- 200000 000- 200000 000- 200000000- 200000000- 200000000- KAZA BAŞINA Tl 1000 000 0OO- 1000 000 000- 2000 000 000- 3000 000 000- 2000000 000- 3000 000 000- 3000000000- 4000 000 000- 3000 000 000- 3000000000- 2000 000 OOO'- 800 000000- 1000 000000- TEDAv! GİO€RLERİ WŞINOA C4SER •A2MİNAT TALEPLERİ VE ÛIUM KI$iaAŞINA TL 200 000 000.- 200000000- 200000.000- 200000.000- 200000000- 200000.000.- 200000000- 200 000.000 • 200000000- 200 000 000' 160 000 000- 160 000 000- 200000.000- KAZABAŞMA TL 1000000000- 1000 000 000- 2.000 000X00 - 3000000000- 2 000000000- 3 000.000.000 - 3 000 000.000 - 4.000 000 000 - 3000 000 000- 3000000 000- 1 600.000.000.- 640000.000- 1 000000 000- FİYATLARI TL 2000 000- 5300 000- 2600 000- 4.400 000 - POO0OO- 4100000- 5 500000- 18100000- 1600 300- 1600000- 300000- 300000- 2000000- Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği Kamu kuruluşu niteliğinde bir meslek kuruluşudur. TOKTAMŞ ATEŞ Normların ve Değerlerin Evrimi Bir zamanlar Almanya ve Avrupa'nın diğer ülkelerine gönderdiğimiz işçilere "gasf.aröe/fer" denirdi.yani "konuk işçi." Şimdilerde Almanlar ne düşünüyoriar bilemem ama, bizimkiler kendilerini "konuk" olarak değil, "mitbürger" (ortak vatandaş-birlikte vatandaş) olarak görüyoriar. Almanya'da yaşayan vatandaşlanmızın sorunlan dizbo- yu. Ne çifte vatandaşlık sorunlan çözümlenebildi, ne as- kerlik sorunlan. Türk konsolosluklan adam almıyor. Gö- revliler, dert dinlemekten temsil görevi yapamıyoriar. Bi- rinci ve ikinci "kuşaklar" bitti. Şimdi üçüncü kuşak ve bunlann sorunları gündemde. Ama bu arada çok olumlu gelişmeleri de duyuyor ve memnun oluyoruz. Alman üniversitelerinde 10 binin üze- rinde Türk çocuğu eğitim görüyor. Ve bu çocuklanmız, Al- man gençlerinden çok daha fazla çalışıyorlar. Zira, eğer çalışmasalar, tüm kapılar kapanır suratlarına. Alman üniversitelerinde ders veren Türk öğretim üyesi sayısı da 100'ün üzerinde. Bunlar da çok çalışıyortar. Re- kabetçi bir ortamda, Almanlar tarafından ikinci sınrf sayı- lan birtopluluğun üyesi olmalanna karşın, kendilerini zor- la kabul ettiriyor ve saygı görüyoriar. Ancak tüm Almanlann Türklere karşı olumsuz bir tavır içinde olduklarını düşünmek de pek doğru değil. Bir sü- rü aklı başında Alman, artık kaçınılmaz bir duruma gelen "biriikte yaşamanın" çarelerini anyor. Karşılanndaki in- sanlan daha iyi tanımaya, nasıl bir "ortakpayda"bulunur sorusunu yanrtlamaya uğraşıyorlar. Bu konularda değişik "platformlar", "inisiyatifler" oluşturuyoriar. Bu tür çaba- lan desteklemek için vakrflar kuruyoriar. Ya da zaten var olan kimi vakıflan, bu yönde motive ediyoriar. Hamburg'daki KörberVakfı, bu tür vakıflardan biri. Ge- çen yıl Türk ve Alman gençlerini bir araya getiren bir "Yaz Akademisi" açmış. Aynı akademiyi bu yıl da açacaklar. Bu vakıfla ilgili olarak Türkiye'deki çalışmaları Bursa Ulu- dağ Üniversitesi'nde Uluslararası llişkilerBölümü Başka- nı olan değerli meslektaşım ve arkadaşım Prof. Dr. Meh- met Genç yürütüyor. Zaten Türkiye'deki başvurular da Sayın Genç'e ve onun adresine yapılacak. Bu sene yaz akademisine 25 öğrenci alınacak ve bir haf- tası Bursa'da, bir haftası da Istanbul'da olmak üzere iki haftalık bir eğitim programı uygulanacak. Bir Türk ya da Alman üniversitesinde lisans, ya da lisansüstü eğitim aşa- masında olan veya eğitimini yeni tamamlayan ve Alman- ca bilgisi yeterli olan tüm 22-30 yaş arası gençler, bir "ra- por" hazırlayarak başvurabiliyorlar. Benim "rapor" olarak isimlendirdiğim çalışma, belir- lenmiş bir konuda yapılacak olan bir araştırma aslında. 31 Mart 1995 tarihine kadar tamamlanması ve Mehmet Genç'e gönderilmesi gereken çalışmanın bu seneki ko- nusu çok ilginç: "Türkiye-Almanya: Geçmişte ve Günü- müzde Normlann ve Değerlerin Evrimi." Bu konuda yaklaşık. 15 sayfalık Almanca bir çalışmay- la yapılan başvurular incelenecek ve 25 genç seçilecek. Akademinin her türlü giderleri elbette Körber Vakfı tara- fından karşılanıyor. Mehmet Genç, bana bu konularda bilgi verdikten son- ra bir de broşür bıraktı. Genç okuriarım arasında bu prog- rama başvuranlarolabileceğini düşündüğüm için, bu bro- şürde yer alan bazı konu önerilerini de belirtmek istiyo- rum. - Çoğulcu nornn ve değerler - Modernleşme ve karşıtı hareketler; Batılılaşma - Ekonomik, toplumsal, politik ve kültürel globalleşme - Sosyal-politik kimlik; generasyon ve/veya cinsiyet iliş- kileri - Avnjpa bütünleşmesi ve Avrupalılık fikri - Boş zaman değehendirmesindeki alışkanlıklar; tûke- tim davranışlan - Eğitim-öğretim; okullann, üniversitelehn, siyasi par- tilerin veya kitle iletişim araçlannın değer ve normlann ev- rimindeki rolü, Bana verilen broşürdeki öneriler arasında yer almamak- la birlikte, ben de bazı konular önermek istiyorum. Öyte sanıyorum ki; amaç dışına çıkılmış olunmaz. - Aile yapısı, aile içi değeher ve davranış biçimleh. - Komşuluk, arkadaşlık vb. gibi toplumsal kurumlar; bunlann değişimi, fark ve benzehikleh. - Karşılıklı imaj değişimleri ve bu değişimlerin ardında- ki belirleyici etkenler. Başka öneriler de geliştirilebilir ama, artık onları da bu akademiye başvurmak isteyen gençler düşünsün. Akademiye hem Türk, hem de Alman gençleri katıla- caklar. Almanya'daki gençlerimiz de başvurabiliyorlar. Ve böyle bir yapı içinde oluşabilecek dostluklar da, eminim en az akademideki dersler kadar yararlı olacak. Yurt dışında ve özellikle Avrupa'daki Türkler düşünül- düğü zaman akla sadece Cemaletin Kaplan'lar, irtica, ya da PKK gelmemeli. Oradaki insanlanmız da buradaki insanlarımızın arayışlan içinde. Ve her türlü arayışı des- teklememiz gerek. Bayram trafiği yine can aldı 28kişiöldü 63 kişi yaralandı •Bolu Dağı'nda önceki gece bir yolcu otobüsü, freninin patlaması sonucu uçuruma yuvarlandı. Kazada 5 kişi öldü, 30 kişi yaralandı. Haber Merkezi - Bayram tati- li dönüşünde trafik. yine can al- maya devam etti. Yurdun çeşitli yerlerinde meydana gelen kaza- larda 28 kişi öldü. 63 kişi yaralan- dı. Önceki gece saat 22.00 sırala- nnda Bolu Dağı'nda Ahmet Ak- yolyönetimındekı 34 BCJ 47 pla- kalı bir yolcu otobüsü. frenınin patlaması sonucu uçuruma yuvar- landı. Kazada, Dursun Âhmet Korkmaz. tsmet Cnver, Münev- ver köklü. Songül Giineşve Ra- siın Giineş öldü, 30 kişi de yara- landı. Artvin'in Borçka ilçesi yakın- larında. Murgul Bakır Işletme- sı'nde işçi olarak çalışan HaAz Erdemyönetimindeki 53 HN 809 plakalı otomobil, önceki gece geç saatlerde, Çoruh nehrine uçtu. Süriicü Hafız Erdem ile eşı Ferü- ze, çocuklan Deniz, Selda ve Bu- lut'un aranması çalışmalannın sürdüğü bildirildi. Muğla'da, şehrin çeşitli yerle- rinde meydana gelen kazalarda Mehmet Kulaksızoğlu, Mehmet V ıldınm, Hakkı Demirtaş. Ahmet Çimen ve AKÖzel yaşamlannı yi- tirdı. Aynı kazalarda 9 kişi de ya- ralandı. Antalya'da Neslihan Kaya, Emine Sert, Farma Akav; Zevnel GfizeL Gaziantep'te hyas Kara- han. Rabiya Karahan. Ankara'da Yusuf Kadıoğlu, Sıvas'ta Songül Karakuş. Edırne'nin Uzunköprü ilçesınde Tahsin Toktaş meydana gelen trafik kazalannda yaşam- lannı yitirdiler. Konya'da Omer Bulut yöneti- mindeki 42 LR 064 plakalı kam- yonet, Karaman çevre yolu kavşa- ğında, ÖmerZorlu'nun kullandi- ğı 42 AF 861 plakalı kamyonet ile çarpıştı. Kazada, komyenette bulunan Ayşe.\kkuthayatını kay- bederken 15 kişi de yaralandı. Ergun Duyguluyönetımindeki otomobil ile sürücüsünün kimli- ğı belırlenemeyen bir otobüsün Kızılhisar Kavşağı'nda çarpışma- sı sonucu, Ergun Duygulu. eşi Türkan Duygulu ve babası Ab- dülganı Duygulu olay yerinde öl- dü. Ağır yaralanan kızlan ise Ba- naz Devlet Hastanesi'ne kaldınl- dı. Silivri'de meydana gelen kaza- da Mehmet Soylu ve Naik Yıldı- run yaşammı yitirdi. Kazada 5 ki- şi de yaralandı. tzmir'in Kemalpaşa ilçesi ya- kmlarında meydana gelen kazada Cengjz Çiğdem yaşammı yitirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle