24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 MART 1995 SALI OLAYLAR VE GORUŞLER Bazı yasal çelişkiler... İnsan haklannı yalnız karakol ve benzen yerlerde aramak, ınsan haklan kavramını buralara ozgu kabul etmek, bu kapsamlı kavramı ıfadeye yetmez Çünku ınsan haklan kavramı genış ve zengın bır kavramdır TUFAN ALPAT Emeklı Hâkım T urk ulusu, tanh boyunca daımaıyıyı guzelı. ustun olanı aramış ve çok kez de ıdealıne ulaştnıştır Cumhunyet yonetımı bu ulkunun ve hedefın odak noktasıdır Yaşadığımız donemde de yıne ıyının, guzelın peşıodedır ve bu kez demokrasıde ınsan haklannda da- ha lyıyı, daha guzelı çağdaş ulküsel olanı aramaktadır Onu da bulacaktır Sıyasal \ e hukuksal hayat bu çaba ıçın- dedır Bu gereksınme, bu atılım, yasa- lann ıhtıyaca zamana ve kultür duze- nıne gore değışkenlığının bır ozellığı- dır Insan haklannı yalnız karakol ve benzen yerlerde aramak ınsan haklan kavrammı buralara özgu kabul etmek bu kapsamlı kavramı ıfadeye yetmez Çunku, ınsan haklan kavramı genış ve zengın bır kavramdır lnsanamaddıve manevı baskıyı kapsaması vanında mantık ve vıcdan dışı, makui sınırlan aşanherfıılveışlemı vasaonundeeşıt- lığı bozan, yasa ıle adeta haksızlık ya- pılan ışlemlen de kapsar fnsan hakla- n, ınsan olmamn en doğal haklan olup huzurlu, guvenlı vaşamayı aç ve çıp- lak kalmamayı vasalar onünde eşıt ol- mayı, yasalann bazı hallerde oldugu gıbı engel teşkıl etmemesını, ınsanın maddı ve manevı varlığını gelıştırme- sıneolanakvermesınıgerektınr Işken- ceyı, zulmü, yasal guçlüklen reddeder Bu tanım dahı ınsan haklannı tam ola- rak anlatamaz O, mumtaz bır kavram, yüce bır deyımdır Gerçekrtr kı Turkıye Cumhunyerı bır sosyal hukukdevletıdır Anayasamızın çatısı rumespnsıbuışığıvermektedır hedeflenen ıstıkâmet, amaçlanan ulku odur Ne var kı anavasanın hazırlanış şeklı hazırlanış zamanı bazı çağdaş ol- mayan hukumlen de ıçermesıne neden olmuştur Çağdaş olmayan hükumler, yalnız ana> asada değıl, öbur yasalarda da \ardır Dıleğımız once anayasamı- zın daha ılen olçude sos>al hukuk dev- letı olma olanağı sağlaması ve sonra da tum yasalann o ölçude demokratık, adıl \e çağdaş düzeye getınlmesıdır Yukanda, yasalardakı çelışkıden, makul olmayan hükumlerden adeta hak elde etmede engel teşkıl eden ya- sal ışlemlerden sözedıldı Bunabıror- nek kamulaştırma davalannda gorul- mektedır Bu da\alardakı zaman kay- bı, maddı yukumluluk, kazandığı dava- dan doğan bedelı alabılmedekı guçlük ıdarenın butçe durumu, başındakı yet- kılının takdm taşınmazın elden çık- masından doğan manevı ve psıkolojık sıkıntı dava sahıbı ıcın adeta zulum ış- kence olmaktadır Bunu sayın avukat meslektaşlanm ve dava sahıplerı çok ıyı bılırler \ e sozlenmın doğruluğunu umıt edıyorum takdır ederler Bu zor- luk bıraz yasalardakı kamuyukoruma gayretınden ve bıraz da kışısel takdır- lerden, butçe ımkânsızhklanndan kay- naklanmaktadır Oysa anayasamız ka- mulaştırma bedehnın gerçek bedel ol- duğunu ve peşın odenmesı gerektığmı buyuruyor Hâkimler... Avukatiar... •Vasalardakı hakkı kısıtlayan bırbaş- ka hukum de Hâkimler Yasası ıle Avu- katlık Yasası arasında gorulmektedır Bu çelışkı zaman ıçmde belırmıştır Zıra yenı çıkan bazı yasalar eskı yasa- lardan farklı hükumler taşımakta ve ıkı yasa hukumlen ıtıbanyla bırbınne uy- gunluk sağlanmadan yürurlükte kal- maktadır Boyle bır huküm, hâkımlık- ten avukatiığa geçışte bugun ıçm çelış- kılı bulunmaktadır Zıra ülkemızde avukat olabılmek ıçm başka koşullar yanında hukuk fakultesı mezunu ol- mak gereğı vardır ve bu çok doğru bır koşuldur Ancak halen adlı yargıdakı hakım- lenn tamamı hukuk fakultesı mezunu olduklan halde yakın yıllarda yurtta ıh- das edılen ıdan y argı hâkımlen hukuk fakultesı mezunlanndan olabıldıklen gıbı başka fakulte mezunlanndan da olabılmektedır O konudakı >asa buna olanak vermektedır îşte çelışkı de bu- radan kaynaklanmaktadır Nıtekım yu- rurluktekı >asalara göre dört yıl hâ- kımlık yapan bır hukuk fakultesı me- zunu, hâkım ısteğı halınde avukatlık stajına tabı olmaksızın avukatlık yapa- bılecektır Fakat bır ıdan vargı hâkımı hukuk fakultesı mezunu değıl, başka bır fakulte mezunu ıse bu haktan yarar- lanamayacaktır Oysa yasalann bır ozellığı genel oluşlandır Yanı yasa, ay- nı konuda bazı kışılen kapsar bazı kı- şılen kapsamazsa bu hal yasalardakı gereklı nıtelıklen, eşıthk ılkesıru ber- taraf eder O zaman da anayasaya, ak- la, mantığa ters düşer Çûnkü adlı yar- gı hâkımlen ıle ıdan yargı hâkımlen, hukuk fakultesı ya da başka fakulte me- zunu olsun, gore\ lenndekı yetkı v e öz- luk haklan bakımından bırbınnden farklı değıldırler Bahsedılen bu çehşkı, adlı yargı hâ- kımlen ıçın geçerlı değıldır Fakat ıda- n > argıda gorev y apan hâkimler arasın- da onemlı ayncalık taşımaktadır Nıte- kım aynı gorev ı yapan bır hâkım, hu- kuk fakultesı mezunu ıse avukatlık hakkı olacak, fakat başka bır fakulte mezunu ıse bu hak ondan esırgenecek- tır Yasalardan doğan bu fark, once ana- yasadakı eşıthk ılkesıne aykındır Öte yandan makul adıl vevıcdanauvan bır durum değıldır Çunku her ıkı hâkım de aynı gorevı, aynı hak ve yetkı ıle ıfa et- mektedır Görev esnasında hıçbır fark taşımayan ıkı hâkım arasında avukat- lık ıçın fark varatmak, bınnden avu- katlık hakkını esırgemek ısabeth bır adıl hukum değıldır Şayet, hukuk fa- kultesı mezunu olmayan hâkım, avu- katlığa ehıl gorulmuyorsa hukum ver- me mevkıınde de tutulmamalıdır Oy- sa buna olanak sağlayan yasa hukmu \ardır ve başka fakulte mezunu ıdan >argı hâkımlen de sınavdan geçerek mesleğe kabul edılmekte, staj suresı sonunda yıne sınavla hâkım olarak atanmaktadırlar, görevlennde de yete- neklennı kanıtlamaktadırlar O halde bunlardan avukatlık hakkının esırgen- mesı ıçın pratık ve makul adıl bır ne- den mevcut gorulmemektedır Sadece yasa dûzenlemesı gereklı bulunmakta- dır Belkı, bu hâkimler ıçın yalnız ıda- n yargı davalannda avukatlık yapabıl- me hakkı hatıra gelebılır Gerçekte bel- lı bır sure hâkımhk gorevınden sonra bu aynma luzum bulunmadığı, daha makul bır göruştûr Bu yasal çelışkının duzeltılmesı haklı bır ıstek olmalıdır Avukatlık yapıp yapmamak ayn \e özel bır haldır, yasalann mukemmellığını düşunmek ayn bır haldır Bu duşünce- nın sahıbı olarak adlı y argıdan emeklı- yım, avukatlık hakkım ve ruhsatım ol- duğu halde bu hakkımı kullanmıyo- rum Ancak yasadakı kısıtlayıcı huk- mun de değıştınimesını ozledığımız ve bekledığımız yasal, anayasal değışıklı- ğın ınsan haklan, hukukun ustunluğu ılkelen ışığında gereklı oldugunu du- şünüyonım Mevcut halde hukukun, hakkın ozune uygunluk duşunulemez Bu. hukuk devletı olma azım ve ırade- sı karşısında bır eksıklıktır bır zaaftır bunun gerçeğı yansıtan, adıl, demokra- tık bır savunması olamaz Bu nedenle bu konudakı yasa değışıkhğı gunun v e konunun gereksınımı ve bır gereğın ce- vabı olacaktır Adlı >argıda Yargıtay'a karşılık ıdan yargıda doruk olan Danış- tay'ın pek çok uyesı hukuk fakultesı mezunu değıldır Fakat o yuksek yargı makamında görev vapan bu üyelen, ıs- teklen dışında yasa ıle avukatlık hak- kından ayn bırakmak, başka bır ıfadey- le onlara avukatl ık hakkını yasa ıle kıs- mak bır butûn olan savunma, ıddıa ve hukum uçlusü arasında ızahı olmayan bır durumdur ARADABIR Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR Hastanelerimizde Yeni Düzen! Sağlık hızmetlerınde reformdan soz edıldığı bugunler- de Turk toplumunda farkına vanlan ya da varılamayan ya- pısal değışıklıkler oluyor Sanınm bu değışıklık serbest pı- yasa duzenı ya da başka bır deyımle kureselleşme doğ- rultusundadır Şımdı unıversıteler dahıl tum devlet hastanelennde her çeşrl vatandaştan, verılen sağlık hızmetı karşılığında pa- ra alınıyor Yakın yıllara vanncaya kadar devlet memurla- nndan herhangı bır hastane hızmetı ıçın para talep etmek soz konusu değıldı Hatta yonetıcılenn ve oğretım uyele- nnın bır ımzası, her tur vatandaşın tum sağlık hızmetle- rınden ucretsız yararlanması ıçın yeterlı ıdı ve bu sık sık kullandığımız bır yetkı ıdı Şımdı vakıflanmız var Bızımkı Istanbul Tıp Fakultesı Vakfı adını taşıyor Artık ucretsız hasta yatıramıyoruz Devletten, unıversıteden klınıklenmı- ze venlen parasal destek çok sınırlı Bıze kendı yağımız- la kavrulmamız, kendı kendımıze yetmemız empoze edı- lıyor Gereksınmelerımızı karşılayacak parayı kendımız ka- zanmak zorundayız Bır ışletme gıbı, devlet memurtarının ellenndekı evrakla bıze başvurmalan, onlan para odemek yukumluluğunden kurtarmıyor Devletın bu evrakla ode- dığı para çoğu kez hızmetın malıyetını karşılamıyor La- boratuvarların, aletlenn, polıklınıklenn çalışması ıçın ek pa- raya gereksınım var Işte bu ek para vakıf makbuzlan ıle elde edılıyor Dahası var, hukumet yıllardır kadro gerek- sınmelerımızı karşılamıyor Benım yonetıcılığını yaptığım anabılım dalında tam 17 kışıyı -sekreter, teknısyen, has- tabakıcı- vakıf yolu ıle çalıştınyoruz Onlar unıversıte has- tanesınde, ışçı sıgortaları hukumlerıne bağlı ışçı statusu- nu kazanıyoıiar Ama bır yandan da toplusozleşme ıster- ler, grev haklannı kullanırlar dıye urkuyoruz, onlem alma- ya kalkıyoruz Bırkaç mılyonluk komık maaşları ya da emeklılık odeneklen ıle unıversıte hastanelerınden sağlık hızmetı almaya gelen ınsancıklar kendılennden talep edı- len vakıf makbuzu ucretı karşısında çılgına donuyorlar ve bır bolumu kapımıza dayanıp bızı sorguluyortar Hemen her gun "Hocam, ben 30 yıl bu memlekete hızmet ettım benden şımdı 300 bın lıra ıstıyortar olur mu boyle şey?" dıye feryatlar dınlıyorum Bızler, bu uygulamayı ongoren devletın temsılcılığını yapmak gıbı bır dramı yaşıyoruz Onlan bır yonetıcı olarak odama alıyor, haylı zaman har- cayarak bu uygulamanın nedenlennı anlatıyor, bunun bı- zım seçımımız olmadığını belırtıyorum Anlayanlar oluyor ama, bu onlan o komık gelıriennden odeme yapmak zo- runluluğundan kurtarmıyor Doğaldır kı devletın ekonomık ve sosyal ışlevlennı bırer bırer yok etmeyı hedefleyen ye- nı dunya duzenının ovgusunu yapmıyorum onlara Memurların bır bolumu de yazılı dılekçeler vererek sağ- lık hızmetı ıçın para talep etmemızı kınıyor ve nedenını so- ruyorlar Ganp bır şekılde bızım ustumuzdekı yonetım sankı durumdan haberdar değılmış gıbı bu acıklı sorula- n yanıtlamak uzere dılekçelerı bıze gondenyor Şımdılık boyte bırtrajı-komık durum unıversıte hastanelennde su- regelıyor Memur da, vatandaş da ne oldugunu pek an- layamıyor Hem onlar ıçın aydınlatıcı olabılır hem de sağ- lık reformu gınşımlen ıçınde olan yetkılıler ıçın yararlı ola- bılır duşuncesı ıle bunlan anlattım Reformculara kolay gelsın TARİŞ TAŞ KOSTlK SATIN ALINACAKTIR 1 Tarış Zeytınvağı Kombması Mudurluğumuzun ıhtıyacı olan, •>41600Kgtaşkostık kapalı zarf teklıf almak suretıvle satın ahnacaktır 2-Bu ışe aıt ıhale 14 "\ 1995 gunü saat 14 00'te \apilacak olup şartnamesı Tanm Genel Mudurlüğu Satmalma Mudürluğü Alsancakjlzmır (Tel 421 00 56 Fax 4210066) adresınden temın edılebılır 3- Bırlıgımız 2886 savılı kanuna tabı değıldır îhaleyı yapıp \apmamakta kısmen vapmakta veva kismen dıledığıne vermekte serbesttır Postadakı gecıkmeler kabul edılmez DUYURULUR TARİŞ POTASA SATIIN ALENACAKTIR 1- Tanş Czum Tanm Satış Kooperatıflenmızın 1995 vılı ıhtıvacı olan -830 000 Kg potasa( o o20opsıvonlu) ılışık şartnamesı esaslannda ıthalen ve ıç pıyasa olarak kapalı zarf teklıf almak suretıvle satın ahnacaktır 2- Bu ışlere aıt ıhale 16 3 1995 gunu saat 14 00 te olup ^artnamelen Tanş Genel Müdurluğu Satınalma Mudurluğu Alsancak Izmır (Tel 421 00 56 Fax 4210066) adresınden temın edılebılır '-Bırlıgımız 2886 savılı kanuna tabı değıldır Ihalevı vapıp vapmamakta kısmen vapmakta veva kısmen dıledığıne vermekte «rbesttır Postadakı gecıkmeler kabul edılmez DUYLRULUR Gündemi zorlayan araseçim RAHMİ KUMAŞ Hukukçu, Eskı Mılletvekılı T BMM'de grubu bulunan 4 partiden 3'unün anlaştıklan anayasa değışıkhğı'nde doğ- rudan araseçımle ügıh bir du- zenleme gorulmuyor. \ncak şu anda TBMM'de 22 uyelık boş olduğundan herhangı bır uvenın ölu- müyle anayasanın "uç av ıçinde yapılması- nı" buyurduğu araseçim kendılığınden gun- deme gırecektır Gerçı TBMM uye sayısı 600 e çıkarsa, araseçımın gundeme gırme zorunluğu ıçın 8 üyelığın daha boşalması gerekecektır 20Ekım 1995 ten once bır ge- nel seçım karan alınmaz ve bır mılletvekı- lı daha olurse araseçımın yapılması zorun- lu olacaktır Bu arada anayasa değışıklığıy- le mılletvekılı sayısı 600'e çıkanlsa bıle, bu kez bu değışıklığın oncekı durumu kapsa- mayacağı ılenye yonelık uygulama olana- ğı bulacağı tartışmalan gundeme gırecektır Araseçim soz konusu oîduğunda. en yetkı lı sıyaset adamfanmız bıle gelışıguzel da- ha çok da ışlenne geldığı gıbı konuştukla- nndan, araseçim gerçeğını gerek anayasa donemlenmız, gerekse de kımı Avrupa ul- kelen açısından karşılaştırmalı olarak ınce- lemekte yarar v ardır Araseçim nedır 7 Genel oyla belırlenen yasama kurumu uyelığı beledıye başkanlı- ğı, beledıye ve ıl genel meclısı uyelığı ıle koy ve mahalle muhtarlık ve yaşhlar kuru- lu uyelığı (ıhtıv ar heyetı) gorev lennde olum, çekılme, gorev ın gereklı kıldığı nıtelıklenn yıtınlmesı gıbı nedenlerle boşalma olursa, gelecek seçım zamanı beklenmeden yapılan seçıme araseçim denmektedır 1876 Anaya- sası "Ölum, vasal kısıtlılık (hacriyeı meş- rua), de\ atnsızlıL çekılme, hukumluluk. me- mur olma gıbı nedenlerle bır nıebus uvelik- ten duşerse venne en son gelecek toplantrva yeöşmek üzere yöntemine uvgun olarak ote- ki atanır'" dıye anlaşılması zor bır kural koy- muştu(m 74) I Meşrutıyet donemı kısa ol- duğundan uygulama olanağı olmayan bu yaklaşımın, II Meşrutıyet dönemınde uygu- laması 1911 yılında gorulmuştur 1921 Ana- yasası ıse genel seçımlenn 2 yıldabıryapıl- masını ongorduğunden araseçim duşunul- memıştır 1924 Anayasası ıse "Olfim. çekil- me. kısrtlama, devamsıznk, memuıiuk kabul etmc gıbı nedenlerle mületveküı nıtemı kal- kar va da duşerse venne bır başkası seçilir (m. 29)"dıyerek 1876 Anayasası nı onemlı oranda benımsemış olmaktaydı 6 Nısan GALERI • ATÖLYE 1947,17 Ekım 1948,16 Ekım 1949,16 Ey- lul 1951, 15 Kasım 1953'te olmak üzere 5 kez araseçim yapılmıştır Demek kı Atatûrk dönemınde araseçun yapılmamıştır 1961 Anayasası ıse Mıllet Meclısı uyelığı arase- çımını, Cumhunyet Senatosu uyelığı uçte bır yenıleme seçımlenne bağlı kıldığından araseçımın vapılması sorun olmamıştır (m 74 2) Boşalan mılletvekıllığı ıle senator- lukler Cumhunyet Senatosu uçte bır yenı- leme seçımlenyledoldurulmuştu 7Hazıran 1964 5 Hazıran 1966, 2 Hazıran 1968 12 Ekım 1975 ve 14 Ekım 1979'da olmak uze- re 5 kez araseçim yapılmıştır 1961 Anaya- sası dönemınde Aynca bu donemde yerel araseçımler de duzene oturtulmuştu 1982 Anayasası dönemınde ıse 28 Eylul 1986 gu- nu yapılan araseçim dışında bır araseçim yapılmamıştır Demokrasımn anayurdu lngıltere nın ya- zılı bır anayasası yoksa da bır seçım yasa- sı vardır Burada boşalan mılletvekıllığı ıçın araseçim yapılacağı kuralı konmuştur Amenka Bırleşık Devletlen Anayasası da "Herhangj bir eyaletin temsilınde boşalma varsa evalet vaüsi özel bir seçim vapfınr Eğer olağan seçım gunü yakınsa o ver boş bırakı- labilir" dıye bır yaİclaşımı benımsemıştır Kara Avrupası nda ıse "yedek uyelik" yaklaşımı onemlı oranda benımsenmıştır Şoylekı Fransız Anayasası nınongorduğu (m 25 2 ıle) Fransız Seçım Yasası "yedek uyelik" anlayışını benımsedığı gıbı, lsvıçre de benzer olçuye bağlı kalmıştır Ancak ts- vıçre'de boşalan uyelık >edekle doldurula- mazsa "araseçim" yapılmaktadır Alman- ya'da ıse anayasal bırduzenlemeyoktur Al- manya araseçim sorununa burada adlan ge- çen Avnıpa devletlen gıbı seçım yasasıyla yaklaşmıştır Almanya da araseçim kavramı yanında, yineteme ve venileme seçımlen kavramlanna yer venlmıştır Almanya'da bır seçım bolgesınde seçım yapılmamışsa ya da bır seçım bolgesı adayı seçımden on- ce olurse araseçim yapılır (m 43) Bır se- çım geçersız sayılırsa orada yapılacak seçım yıneleme seçımı olmaktadır Oysa bızde bu seçım bolgesı boş kalmakta araseçim yapı- lırsa o zaman Mechs'e temsılcı gönderme olanağı bulmaktadır Almanya Seçım Yasa- sı "listedeki bir sonrald adaylann atanması veyenilemesecımlen"deyımıne48 madde- sınde yer vermıştır Buna göre seçılen bır aday ölur >a da uyelığı herhangı bır neden- le duşerse, seçımlere adayı olarak katıldıgı partının eyalet lıstesınden bır atama yapılır Aynlan üye bır grup seçmenın mılletvekılı ya da sunduğu eyalet lıstesı kabul edılme- mış bır partının seçım bolgesı mılletvekılı olarak seçılmışse bölgede yenıleme seçımı yapılır Goruluyorkı, Almanya'da kesınleş- mış mılletvekılı seçımınden sonrakı uyelık boşalmasında araseçim voktur yedekolçu- su vardır Oysa bızde seçımın kesınleşmesı durumunda boş kalan (seçımın geçersız sa- yılması, adayın olmesı gıbı nedenlerle) uye- lıkler araseçımle doldurulmaktadır Alman- ya da ıse bu durumlarda uç hafta sonra se- çım yapılmaktadır 1876 yılından bu yana geçen 119 yıl ıçınde ülkemızde araseçim anlayışı benımsenmış v e uygulanmıştır Bu bır gelenek de oluşturmuştur Bundan ayn- lıp yedek uyelığe geçmek 119 vıllık uygu- lamayı bır yana ıtmek olur kı bunun sakın- calan vardır Her şeyden once, boşalan uye- lığı araseçımle doldurmak demokrasımn ozune daha uygun olur Bov lece halkın eğı- lımı yasama kurumuna yansıtılmış olur Bo- şalan uyelık ıçın yedeğıyle doldurmak yo- luna başvurmak, ıkı seçım donemı arasın- dakı halk eğılımıne değer vermemek olur \ynca bız her kuralı yozlaştınp kendı du- rumumuza uydurma becensı olan bır ulus olduğumuzdan kımı sağduyulu bu ışten an- layanlann dedîklen gıbı "Vedek üveligin be- riîmsenmesı durumunda; yedek. asılı oldu- rebılır de._ Bov lece demokrasunıze bir de uyelikle ügıh kan davaları gırer" Mılletve- killığının bırtakım ayncalıklarla donandığı ülkemızde, bu kaygıyı gozardı etme olana- ğı yoktur Sonuç 20 Ekım 1995'ten once bır genel seçım karan alınmayacaksa tezelden araseçımı yapmakta yarar vardır Anayasa ıle mıllet- vekılı sayısını 600'e çıkanp bu zonınluluk- tan sıynlmaya çalışmak bır aldatma olur Kaldı kı ulkenın 600 mılletvekılıne gerek- sınımı olmadığını bır sonrakı yazımda ka- nıtlayacağım Gerçekte 1876 yılından bu yana hıçbır Meclıs dort yıldan uzun surmemıştır Savaş yıllan ıçınde bıle olmayan bu durumun de- mokratık olmayan 1982 Anayasası ızın ve- nyor dıye benımsenmesı ve seçımlenn 1996'ya bırakılması demokrası geleneğı- mıze aykın olacağı gıbı, ulkenın ıçınde bu- lundugu ka\pak sıyasal ortamı gıderme oz- lemıne de ters olur Gerçekte gundemi ge- nel seçim de zorlamaktadır. 293 89 78 (3HAT) SERGI 6 MART-20 MART ISTANBUL DEVLET GÜZEL SANATLAR GALERISI \TLAS PASAJIIÇIBEYOĞLU Saat: 18.00 ıstasvoıı saııal ıııck i>kik zı İKK.NKÖV: .İRÖ II 3 1 TKSVİKİVK: 2 10 S6 .îtl SERVER DEMIRTAŞ 4 Şubat 20 Mart 95 GALERİ B Husıev Gerede Cad Fınn S<*. No 2 /1Teşv*ıye/ Ist Tel 0-(212l 227 03 63 Paur-PazBrtes hanç hergûn 1100-13 X trta tçttır (OPERA) S i N A T G A l £ « | S | LEYLA GAMSI2 GÜLER HAŞMOGLU KAINAT BARKAN PAJONK MEHMET PESEN Karma Resım Sera sı 27 Şubat-18 Mart 95 HıncyeKonıg 5c* SjghkAjMNo 1 TaksmTet 0212 249 92 02 GULSEREN DALBUDAK Heykel Sergısı 6-24 Mart '95 Isenbul Buyjteeh Seiedyes Taksırr San^t Galer s yet Te \o 23 T a*s rr GALERİ MATYATU\\1 ı sıin an C oırıncv C.ulden Kut Nurıl Bırden RLih Coruncv scîcr O7turk Karma Resim vc Keçe Serglsİ 17 Şob«t 15 Mart 95 Istıklâl Cad Sakaselım Çıkmaz Kısmet Han Kat 1 Beyoglu Tel 244 15 91 NEDRET SEKBANDESEN-RESIM 8 Mart-8 Nısan '95 Galeri Lebriz Evtam Cad Açıkhava Apt No 16/2 Nışantaşı 240 22 82 Galeri Atölye ılanlarınız ıçın 293 89 78 (3 hat) % 4 U <> n i i 4 <> erkan oğur Sa^t 2! 50 hireen tezer Saat 2t 30 CABARET (M>ılpınar V)k N > 2 Anuvulkov 1ü 2-p-"ı1X ATAKOY'DE KİRALIK DAİRE Atakoy 5 kısımda 2 oda 1 salon konforlu daıre Tel 559 06 20 ITU Devlet Konservatuvan Ses Eğıtımı Bolumu öğrencı kımlığımı yıtırdım Hukumsuzdür C4V4A KIUNÇ Pasomu kaybettım Hukumsuzdur GbLFERAKfC4i4 PENCERE 'Alatunka'ya Ovgii!.. Eskıden alaturka vardı Kokenı Italyanca "alla Turca"dan gelen alaturka, "Türk bıçemı" demek Alaturka kımı zaman bır şeyı veya kışıyı azımsamak ıçın kullanıhr yerıne gore değışık ıçerıkler kazanabılır Batı muzığınde 17'ncı yuzyıl boyunca 'allaturca'ya oze- nen epey beste yapılmış Mozart, Beethoven gıbı usta- lar bu yontemı denemışler Her 'alaturka' olan şey azımsanamaz Alaturka musıkı Alaturka tuvalet Alaturka saat Alaturka takvım Alaturka yemek Alaturka adam Ne demek alaturka adam? Eskı Osmanlı goreneklen- nı bırakmamış, çağa ayak uyduramamış, ya da kafası az çok gerı değıl mı? • Alaturka'nın karşısında alafranga var bu sozcuk de Ital- yan kokenlı 'Frenk bıçemı anlamına gelıyor, kımı zaman bır ışı ya da kışıyı ovmek kımı zaman da yermek ıçın yen- ne gore kullanılabılır Alafranga muzık Alafranga saat Alafranga tuvalet Alafranga kadın Ne demek alafranga kadın'' Övgu sozu değıl bu, zup- pelıkle bağıntılı Turkıye'nın Batılılaşma surecınde, Osmanlı'dan ben, ala- turka ıle alafranga ıkılısı karşıt anlamlı bır gelışmenın çatış- masını vurguladı Tanzımattan ben alaturkalıkla alafranga arasındakı he- saplaşma surdu, romanlara konu oldu ınsanlanmızın ha- yatını dalgalandırdı bu konuda oykuler yazıldı, filmler çe- kıldı fıkralar uyduruldu • Ama artık alaturka ıle alafranga sozcuklennın geçerlı ol- duğu bır zamanda değılız Çunku "arabesk" çıktı Arabesk sozcuğu de Fransızca kokenlı çok eskıden be- n kullanılıyor, ama, gunumuzde asıl anlamından daha de- ğışık, ıçenk kazandı, oyle bır yaşam bıçemını vurguluyor kı cıvık, dengesız, cavalacıcoz, acıklı guldurulu, bayağı, yu- zeysel estetıkten yoksun, çırkın, salya sumuk, abartılı Artık alaturka yok Arabesk var' Ikısı arasındakı ayrım ne? Eğer Osmanlı evınde taştan bır alaturka hela gorursenız bılın kı eskı bır yaşam bıçemını vurguluyor ama gunumuz- de bır yenı zengının yalısındakı alafranga tuvaletın klozetı altın kaplamayla yapılmışsa, bılın kı arabesktır Elını once dudaklanna sonra alnına dokundurarak te- menna eden kışı alaturkadır ama, erkek erkeğe salya su- muk şapır şapır opuşmek arabesktır Arabesk alaturkayı da alafrangayı da kovdu, yoz kultur ıçerığıyle geldı, hayatımıza yerleştı, bayağı, salya sumuk, yuzeysel, cıvık • Okur dıyebılır kı - llhan Selçuk, Turkıye Avrupa gümruk bıriığıne gınyor, sen arabeskten soz açıyorsun Ben de zaten bu yuzden arabeskı ele aldım medyanın bu konudakı cıvıklığına bakarsanız, gumruk bırlığınde tw- zım halımız ne alafranga, ne de alaturka ,f ,-i,ı Tam arabesk 1 TEŞEKKUR HASAN TEKİN 1948-1995 Burdur Yeşılova Derekov 4 Şubat 1995 gunu acı bır trafık kazası sonucu apansız yıtırdığımız değerlı \arlığımız, ornek eğıtımcı bıncık HASAN TEKtN ımızın cenaze torenıne çelenk gönderen ve bızzat katılan Denızlı Mıllı Eğıtım Mudüru Sn EKREM EKİCİ ve Şube Mudürlen, Teftış Kurulu Başkan Vekılı Sn HASAN ZOR, Denızlı Eğıtım-İş eskı Başkanı Sn MUZAFFER GÜLMEZ, Yeşılova Eğıtım-Sen Başkanı Sn SALİH ARAN, Tum Eğıt Muf Sendıkası Denızlı Tems Sn İZZET DEDE, Sn HALİL YALÇIN, Akhısar Eğıtım-Sen Başkanı Sn RAMAZAN TEKİN, Denızlı Modern Eğıtım Dershanesı kurucusu Sn İNCt DURSUN, Denızlı Ana Sıgorta yonetıcılen Sn MUSTAFA ÖZDEMİR, YILMAZ KAKAKOÇ, Denızlı DSP ıl eskı Başkanı Sn AHMET YAPSIK, Yeşılova eskı ve yenı beledıye başkanlan Sn M. ALİ SADAK, NADİR DOĞAN, ARİF ÖZKAN, Dereköy muhtan Sn A H M E T AKSOY, başta olmak uzere ısımlennı tek tek sayamadığımız Eğıtım Topluluğumuzun yonetıcı, oğretmen mufettış ve tum çalışanlanna, akraba, hemşehn komşu ve yakınlanmıza, Anadolu'nun dört bır yoresınden telefon ve telgrafla bızlen arayan tanıdıklanmıza ve evımıze gelerek acılı gunumuzde bızlen yalnız bırakmayan, maddı ve mane%ı desteklenyle bızlere guç \eren acılanmızı ıçtenlıkle paylaşan tûm dostlanmıza teşekkur edenz AİLESİ DENtZLl (0258)264 41 73 SEMPOZYUM Med>a Duzenınde Yapısal Degı;ımler Türkive ve 4lman>a'dı DeneMmler Soruolar \e \em L fnklar Dr Enka Rıchter Yenı Eyaletlenn Bakış Açısından Yenı Medya Dalgası Dr Fnednch Voss Çok Kulturlu Radvo-Berlm den Yenı Bır Kanal Orneğı Doç Dr Denız Derman Turk lmgesımn Medyada Yeıuden Sunumu. TRT INT Avrasya Ömeğı Mahmut Talı Ongoren Avrupalı Olma Hazırlığındakı Turkıve den Avrupa va Yapılan TV Ya>mlan Blon Steınbom Gorsel Işıtsclın Kuramı ve Gerçeğı Baglamında lletışımın \e Bılgının Teleorgutsel Bıçımı Prof Dr Gotz GroBklaus Yenı Medyalann Etkısıyle Mekan ve Zaman Tasanmlannın Dejbşımı Arzu Toker Goçmen Perspektıfinden Almanya da Medya Nun Çolakoglu TRT nm Kısıtlı Katı Kuralcı Onamından Çılgın Lçuk Çok Renklı Deh Dolu Ozel Televızyonlar Çağına Nasıl Geçıldı 7 8 Mart 1991 ! Saat 1000 1800 Teutonıa Galıp Dede Cad 85 Tunel tstanbul Bılgı ıçın Tel (0212) 244 S2 51 TURSAK V AKFI ve ALMAN KULTLR MERKEZİ ışbırlıgıvle ve Heınnch Boll Vakfı nın katkılanvla
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle