28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14MART1995SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ (hale Hıritleri arttınld • ANKARA (ANKA)- Devlet ıhalelenndekı parasal limitler artnrlarak yeniden belirlendi. Mılıye Bakaniığı'nın bu yıl yapılacak kamu ihalelerinde uyulacak esaslan belırleyen 'Dev let İhaleleri Genelgesi' Resmi Gazete'de yayımlandı. Genelgeye göre devlete ait ve deöerı I tnlvon liraya kadar olan tasınmaz mallann satışını Malive Bakanlığı, değerî J trilyon lira iJe 3 trilyon lira arasında olanlann satışını Bakanlar Kurulu yapabilecek. Değeri 3 tnlyon liranın üzerindeki tasınmaz satışı ise ancak yasayla yapılabilecek Fransa'dan 300 milyon (rank kredi • ANKARA(ANKA)- Fransa, Türkiye'ye kalkınmada önceliklı projelerin finanstnanında kullanılmak üzere 300 milyon franklık kredi sağladı. Geçen aralık ayında Fransa'da imzalanan Türkiye-Fransa malı protokolü, Resmı Gazete'de yayımlandı. Protokol uyannca kredi ile Fransa'dan mal ve hizmetler satın alınacak. 15 yılı ödemesiz, 35 yılı vadeli Fransız hazine kredisi için Türkiye vüzde 0.2 yıllık faiz ödeyecek. GAP'tan tekstil ihracaü • GAZİANTEP (AA) - GAP Bölgesi illerinden yapılan tekstil ürünleri ihracatı. yılın ilk iki ayında, geçen yılın aynı dönemıne göre yûzde 6 oranında azalarak 16 milyon 257 bin dolar düzeyinde gerçekleşti. Geçen yılın aynı ocak-şubat döneminde bölgeden 17 milvon 382 bin dolarlık tekstil ürünleri ihracatı yapılmıştı. Alüminyuma zam • SEYDİŞEHİR(AA)- Konya'nın Seydişehir ilçesınde kurulu Etibank Alümınyum Fabnkası'nda üretilen külçe alüminyumun fiyatına, Londra Metal Borsası'nda meydana gelen değişmeler nedeniyle zam yapıldı. Dünden geçerli olan yeni ayarlamayla küiçe T- ingut alüminyumun ton fiyatı 88 milyon 327 bin liradan 90 milyon 240 bin liraya yükseldi. Diğer alüminyum ürünlerinin fiyatlannda bir değisiklik olmadı. Yabancı sermayede şubat canbbğı • ANKARA (ANKA)- Yabancı sermayede canlanma sürüyor. Ocakta oldukça yüksek düzeyde gerçekleşen yabancı sermaye izinleri şubat ayında ise tüm yıllann rekorunu kırdı. Şubat ayında 234.6 milyon dolarlık yabancı sermayeye izın venldi. Bunun. şubat aylan itibanyla şu ana kadarki en > üksek düzey olduğu belirlendi. Çimentoya zam • AVKARA (Cumhuriytf Bürosu) - Ankara bölgesindekı özel sektöre aıt bazı çımento fabrikalan, ürettiklen torba ve dökme çimentonun satış fiyatlannı bugünden geçerli olmak üzere yeniden belirledi. Fransız firmalardan Ankara Çimento Fabrikası ıle Ankara Baştaş Çimento Fabrikası. çimentonun fabnka çıkış fiyatlanna ortalama yüzde 18 ıle yüzde 75 zam yaptı. Esbank'a satıldı • KLTAHYA(AA)- SSK'nın Kütahya'daki saglık dispansen. Eskışehir Bankası'na satıldı. Yetkililer, SSK'nın borçlannın artması üzenne dıspanserin borçlanna karşılık önce Emlakbank'a devredıldığını. Emlakbank Genel Müdürlüğü'nün de 5 katlı 50 odalı dispansen 26 milyar liraya Esbank'a sattığını söyledıler. İşstzlik 2000in sorunu • BLRSA(AA)-Türkiye tş\eren Sendikalan Konfederasyonu (TlSK) tarafından yapılan bir araştırmada, 2000'li yillarda Türk çahşma hayatınm ğüncel sorunlannın "işsizlik. işsizlik sigortası. çarpık ücret. eğitim. özelleslırme çalışmalan ve işgünü kayıplan" olacağı belırtıldi.TISK'ın araştırmasında. işsizlik sorununun dünyada olduğu gibı Türkne'dede 2000'li yıllarda en önenılı sorun olmaya devam edeceğı kavdedildı. ÖYK, 1.5 aydır toplanamadığı için ne karar alınıyor ne de yeni işlem başlatılıyor Ozeflestirmede belirsizlikANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Özelleştırme Yüksek Ku- rulu'nun (ÖYK) Et Balık Kuru- mu'nun satışını iptal karan aldı- ğı 10 şubatın ardından geçen bir ay lık sürede toplanmaması nede- niyle, özelleştırme çalışmalan belirsızlığe gırdi. Jhale süreçlen tamamlanan Sümerbank ve HA- VAŞ'ın satışı için kurul karan beklenirken. yeni satışa çıkanla- cak KlT'lerin özelleştirme çalış- malan da başlatılamıyor. ÖlB yetkılilen, EBK'nin satı- şının iptal edılmesi ve kabinede beklenen değisiklik nedeniyle kuruldakı bakanlann hıçbır özel- leştirme karannın aîtına ımza at- mak ıstemedikleri belırtırken. ıhale sürecine gırilen Ereğli De- mır-Çelik Fabrikası (Erdemir) için verilen teklıflerın değerlen- dirme işlemınin de aynı nedenle yavaşlatıldığını bildırdıler. Pet- İas'ı alan Nadır Impex'in sahıbi Muhtar Fencependur'un da, sa- tış sözleşmesını ımzalamak ıçın, satış karannın iptali ıçi Danış- CHP'li bakanlann KIT tartışması Mehmet Dönen. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Dö- nen'ın, şeçen yıl kâra geçen bakanlığına bağlı KÎT'ierin. en büyük zaran 1992- 1993 yıllannda yaptığı yolundakı açıkla- malan üzerine, suçlanan dönemın bakanı CHP Amasya Mılletvekili TahirKöse. ış- letmelenn 3 yıldır görev ını başanyla sür- düren bürokratların çalışmalarıyla kâra geçirildiğını bildırdi. Köse, Dönen'ın, 1994 yılmın yalnızca son 4 aylık döne- minde bakanlık görev inı yürüttüğüne dik- kat çekerek, "Sayuı Dönen'in, böyle bir şey söylediğini sannııyorum.Herhalde.SHP'li bakanlığın ve bürokrasinin başansı ola- rak sunmuştur" değerlendırmesıni yaptı. Köse. "A\nı partinin sivasetçileri birbiri- ne sahip çıktıkça. o parti yücelir" dedı. Mehmet Dönen de, dün bakanlığına baglı KlT'Ienn en büyük zarariannı 1992- 1993 yıllannda yaptıklan yönündekı söz- lerinin eleştin nıtelığınde olmadığını bıl- direrek. "Kfrierin bugün ulaştıklan kâr- blık noktasına gelmesinde Savin Tahir Kö- se"nin görev yaptığı dönemde alınan ön- lemkrin de katkısı vardır" dedı. TahirKöse. tay'a açılan davanın sonucunu bekleyeceğinı bildirdiğı öğrenil- dı. Özelleştirmeden sorumlu Dev - let Bakanı AUŞevki Erek'ın yılın ılk 3 ayında özelleştırmeden 600 milyon dolar gelir elde edıleceğı yönündekı açıklamalanna karşıa EBK'nın Hak-Iş Konfederasyo- nu'na satışının kamuoyundaki tepkiler nedeniyle iptal edılme- sıyle bütün çalışmalar durdurul- dıî. ÖİB yetkilileri. ÖYK'nin ka- muoyunda oluşan tepkılerın ar- dından özelleştırme çalışmaları- nı askıya aldığını belırtırken, ay- nı nedenle idarenin de ıhale iş- lemlerıni yavaşlattığını belirttiler. ÖYK'nin oluşturulduğu 23 aralıktan bu yana geçen sürede. Çanakkale Seramık'in yüzde 5.80. Pancar Motor'un yüzde 16. Pan Tohum Islah'ın yüzde 43, Aroma'nın yüzde 9.17. Fruko- Tamek'ın yüzde 15.66. Tamek Gıda'nın yüzde 5.54. Mekta Ti- caret'ın yüzde 28 ile Konya Şe- ker'in yüzde 24 oranındakı ka- mu paylarının ve Kırıkkale ile Hılvan yem fabrikalannın satışın- dantoplam 19 milyon 665 bin do- lar gelır elde edildı. HAVAŞ ve Sümerbank ile Nimsa, Köytaş ve Sundek'ın ka- mu paylannın satış karan alına- madı. ÖYK karan olmamasına karşın, ÖlB kamuoyuna yaptığı açıklamada. bu kurumlann satı- şından 81 milyon dolar gelir elde edıleceğını bıldirdı. Başbakan ve ÖİB'nin görüşmeleri sonuçlanırsa tahvil satışından 2-3 milyon dolar gelir sağlanacak Yabancı baııkalar T için devrede ESRA YENER ANKARA- Telekomünikas- yon hızmetlerinın özelleştinlme- sine ilişkin tasan yasalaşmadan, hükümet PTT'nin T'sinin hıssele- ri için görüşmelere başladı. Baş- bakan TansuÇüJer'ın Japonya'da gerçekleştırdiğı temaslann yanı- sıra, Özelleştirme tdaresi Baş- kanlığı (ÖlB) yetkililerinin de şu- bat ayında yabancı bankalarla te- lekomünikasyon hisseleri için toplantı yaptığı öğrenildi. Uluslararası piyasalardan borçlanamayan hükümet. dış kre- di için PTT'nin T'sinidevreyeso- kuyor. T'nin özelleştirilmesıne ilişkin yasa çıkmadan, hükümet, telekomünikasyon hisseleri için • Telekomünikasyon hizmetlerinin özelleştirilmesine ilişkin tasan yasalaşmadığı halde, Başbakan Tansu Çiller'in Japonya'da gerçekleştirdiği temaslann yanı sıra ÖlB yetkililerinin de şubat ayında yabancı bankalarla telekomünikasyon hizmetlerinin hisseleri için görüştükleri öğrenildi. pazarlıklara başladı. ÖtB yetkilileri, tasanda. tele- komünikasyon hizmetlerinin blok olarak satılması öngörülen yüzde 34 oranındaki hissesinin yüzde 15'lik bölümüne karşılık tahvil çıkanlmasının düşünüldü- ğünü bildirdiler. "T tahvili"ola- rak adlandmlan kâğıtlar için ya- bancı bankacılarlagörüştüklerini bıldiren yetkililer. "Bankalar, tahvflleri ancak ekim ayında his- setere dönüştûrülıne garantisi al- mak şartıyla kabu] ediyorlar" açıklamasını yaptılar. Alman-Franstz takvimi 1996 yılında Almanya'nın, 1997 yılında da Fransızlann tele- komünikasyon hisselerinin dün- ya piyasalannda satışa çıkanla- cağını belirten uzmanlar da. Tür- kiye'nın T hisselerini ancak, 1995 yılında pıyasaya çıkartma- sı durumunda satabileceğine dik- kat çektiler. Yetkililer, T tahvil- lerinin satışından 2 ile 3 milyar dolar arasında gelir beklendigini vurgularken, tahvillerin satışı için T'nin özelleştirilmesıne ilişkin tasannın yasalaşması gerektiğini bildirdiler. Ulaştırma Bakanlığı ve PTT yetkililerinin Japon telekomüni- kasyon firması NTT ile T'nin özeİleştirmesinde verilecek da- nışmanlık hızmeti ve şirketin blok olarak satılacak yüzde 34 oranındaki hissesi için görüştük- leri öğrenildi. Ulaştırma Bakan- lığı'nca telekomünikasyon hiz- metlerinin özelleştırilmesini iliş- kin hazırlanan yasa tasansında; Türk Telekomünikasyon AŞ'nin yüzde 34 oranındaki hissesinin blok satılması, yüzde 15 oranın- daki hissenin de çalışanlar, emek- liler ve küçük tasarrufçu arasın- da paylaştınlması öngörülüyor. Hazine yetkilileri Türkiye'nın kredi notunun hâlâ "yatınmv-apı- labiür ülke" düzeyinin altında ol- duğunu anımsatarak, "Tahvil ih- racu ancak cazip bir karşılık ga- rantisiyle gerçekleştirilebilir. Türk tekkonıünikasvon hisseleri de, hizmet verilen abone savisu teknik donanınu açısında pivasa- larda talep görüvor'" dıyor. Türk Harb-İş Sendikası'nın araştırması, karamsar bir tablo ortaya koydu Gümrük birliğiııin faturası işçiye çıkacak GÜNEŞGÜRSON ANKARA - Türkiye'nin gümrük bır- liği yoluyla "Avrupa kapitalizmine en- tegrasyonunun", ücretlerin aşagı çekil- mesine ve sınıfsal ilişkilerdeki eşitsizli- ğin emekçiler aleyhine artmasına yol açacağı vurgulandı. Yerli sanayınin Avrupa sanayisi kar- şısında zorlanmasının "işgiicü piyasası- nın esnekleştirilmesini" gerektıreceği. bunun da "ücretlerin istenildiği gibi belirlenmesi, işçi sayısının istenildi- ği gibi değiştirilmesi ve emek süreci- nin istenildiği gibi örgütlenebilmesP sonuçlannı doğuracağına dikkat çe- kildi. Türk Harb-lş Sendikası tarafın- dan hazırlanan "Gümrük birliği ve sermaye sınıfının esnek işgücü piya- sası talebi" konulu araştırmada, ocak ayında yaşanan mali krizin ardından, üc- retler ve işçi sayısında "fiili bir es- nekleştirmesağlandığı" vurgulandı. 1994 yılında bölüşüm ılişkilerinin işçı ve memurlar aleyhine H drama- tik" şekilde değiştiğinin kaydedildi- ği araştırmada. "tşçi suııfu 1995 >ı- lında Türkiye ekonomisindeki krize bağlı iç dinamik ile Türkiye ekono- misinin Avrupa kapitalizmine enteg- rasyonuna bağlı dış dinamiğin çakıştıgı bir süreci yaşayacaktır. 1995 yılında fark- Bülent Eczacıbaşı, eleştirenleri eleştirdi: Antigümrük birliği lobisi yadjrganmah ÖZCANÖZGÜR MUĞLA - Gümrük birlığı ıle ilgili Muğla'da açıklamaiarda bulunan işadamı Bülent Eczacıbaşı, Türk sanayinin gümrük birliğıne her alanda hazır olmadığını. ancak hazır olmayı beklemenin de bir anlamı olmadığını belirterek, "Sanıyorum gümrük birliğinden orta vadede kârlı çıkacağız" dedi. Rekabete dayananlann ayakta kalacağına. dayanamayanlann de yok olacağına dikkati çeken Bülent Eczacıbaşı. sanayicilerin bir kesiminin gümrük birliğine karşı lobi oluşturmalannın gerçekçi olmadığını, bazı sanayicilerin pazarlık yapmalannın yadırganmaması gerektiğini söyledi. Muğla Üniversitesi'nin davetlisı olarak Muğla'da bulunan Bülent Eczacıbaşı, üniversite öğrencilerinin gümrük birliği ıle ilgili sorulannı yanıtlarken gümrük birliğini siyasi yönden önemli bir adım olarak değerlendirerek. "Gümrük birliğinin siyasi ve ekonomik yönleri var. Siyasi planda çok daha önde şu sıralar. Gümrük birliğinin henıen ardından Av rupa Birliği beklentimiz olmamalı. Turgut Özal'ın söv lediği gibi uzun, ince bir yol bu. Gümrük birliğinin üzerinden 4- 5-10 sene geçince Türkiye'nin görüntüsü çok başka olacak. Avrupa Birliği'ni hayal gibi görenler; Türkiye'ye hem içeridekiler, hem dışandakiler başka gözle bakacaklar. Türkiye o zaman Avrupa birliği üyesi olabilir" diye konuştu. Bülent Eczacıbaşı. b nedenlere bağlı iki avn dinamiğin aynı sonuçlan, yani işsizliği. düşük ücretleri ve sendikasızlığı yaratmaya yöneleceği söylenebilir'" denildi. Sermaye sınıfının "esnek işgücü tale- bine" mutlaka karşı çıkılması gerektiği- nin vurgulandı ğı araştırmada, Türk mal- lannın bundan sonra yabancı pıyasalar- da rekabete dayanma şansının hemen he- men hiç olmadığına dikkat çekılerek ser- maye sınıfının "yaya kalma telaşıyla ken- disini dolu bir otobüsün kapısı- na sıkıştıran bir yolcu gibi dav- randığı"' kaydedildi. Sermaye sınıfının ülkeyi ve emekçileri "beüa son anda bir el uzatan olur" umuduyla, uçu- ruma sürükledığinin ıleri sürül- düğü araştırmada. yerlı şirket- lerin çokuluslu şirketlerin böl- gesel üslerine dönüşeceği teh- likesine dikkat çekilerek "Tür- kive'nin Avrupa kapitalizmine gümrük birliği yoluyla enteg- rasyonu. sendika aristokrasisi- nin ümit erriği gibi, ücretlerin ve kâıiann biriikte ve anında art- masını değil, ücretlerin aşağı çe- kilmesini getirecektir. Bir baş- ka deyişle, sınıf mücadelesini hiç degiLsc kısa \adedc v umuşatma- yacak. aksine ücretler ile kârlar arasındaki ters ilişkivi açığa ÇH karacakor" görüşüne yerveril- di. Yeni bir hizmet birimi daha: Başkent Şubesi 1 Açılış tarihi: : İ4Mart 1995Salı Bekliyoruz. Demirbank'a gelin, kazanm! DEMİRBANK Atatflrk Bulvarı Sümer Apt. 167/A Kavaklıdere Ankara Tcl: (312) 419 02 90 Fax: (312) 419 02 91 İŞÇÎMN EVRENtNDEN ŞUKRAN SONER Bilincin Yok Olduğu An Üzerine yerleştirildiği söylenen tüpgazla biriikte bir bomba gibi patlayan ve etrafa alevler saçan arabayı ka- ranlıktan izleyenlerin konuşmaları, tepkileri, televizyon mikrofonlanna da yansıyor. Gol atan takımlanna sevin- miş seyirci gibiler. Sıvas'ta diri diri yakılanlara, toplumun duyarsızlığına bir tür tepki, öç alma duygusu mu? Yıllann ezilmişliği, horlanmışlığının çarpık bir yansıması mı?.. Aklın, bilincin yok olduğu anların yaşandığı kesin. Ko- casından haksız dayak yemiş annenin bütün gücü ve öf- kesi ile çocuğurıa vurmasına benzer sahneler yaşanıyor. Bu iki-üç kişilik aile içinde yaşanan bir dram da değil. Sorunlar yumağı ile karşı karşıya bulunan ülkemizde, sınıfsal, temel çelişkilere dayanmayan, çok çirkin, o öl- çüde akıl dışı, çözümsüz bir çatışma yaratılmış bulunu- yor. Kesin olan şu ki ölenlerin, yaralananların, canlan ya- nanların doğrudan hiçbir sorumluluğu, günah) yok. Olayların nedenleri ve sonuçlan üzerinde, birbirine ya- kın ve uzak, hepsi de akılcı olabilir, yüzlerce senaryo üre- tebiliriz.. En son Sıvas'ta devlet adına yaşanan sorumsuzluklar, bardağı taşıran damla oldu. Toplum olarak da seyirci ka- lışımızla bu sorumsuzluğu paylaşıp, gereken dayanışma ve duyarlılığı gösteremedik. Karşı tepki olarak Aleviler içinde, sağduyudan uzak örgütlenmeler güç kazandı. Gerginlik. kutuplaşma büyüdü. Dergâh kapatma, televiz- yondaki hakaret, ansiklopedideki dil uzatma, yaraya tuz biber ekti. Hindistan'daki büyük çatışma da yüzyılların gerisinde kalmış, küllenmiş olması gereken bir yarayı deşmiş, akılda yeri olmaması gereken ilkel bir kini besle- mişti. Ortada hükümet ve ondan da çok daha ö'nemlisi, dev- let yönetıminın güvenılirliğine ilişkin bir boşluk vardı. Tam da şu sıralar, Gümrük Birliği ile bağlantılı zoraki de olsa ciddi bir demokratikleşme sürecine girilebilmesi söz ko- nusu idi. Türkiye'de gelişmeye, demokratikleşmeye karşı her türden güç ve provokasyon için zamanlama çok uy- gundu. Üst üste binen toplumsal olumsuzluklarla gelinen geri- lim noktasında, özellikle de hızlı yoksullaşma ve kimlik kaybının ardından, bir futbol karşılaşmasının ardından taraftarlar arasında da çok çirkin, kanlı olayların yaşana- bilmesi olasılığı çok yüksek. Bir-iki hafta önce üniversite- lerimizde yaygınlaşma eğilimi çok yüksek çatışmalar başgösterdi. Atatürkçü Düşünce Derneği binasına ko- nulmak istenen bomba, İBDA-C militanının kendi elinde patlayıp katliama dönüşemeyince, beklenen provokas- yon da yaratılamamış oldu.. Büyük kentlerin gecekondu bölgeleri, her tür ayınmcı- lığın çatışma alanı haline getirilebilecek bir gerilimin odak noktaları konumunda. Doğrusu kendi adıma daha çok Kürt-Türk, şeriatçı- Atatürkçü çatışmasına yönelik pro- vokasyonlardan daha fazla kaygı duyuyordum. Alevi yurttaşlarımızın dergâh ve kahvelerine yönelik insanlık dışı saldırı, çatışmanın özünü değil, sadece taraflannı bir ölçüde değiştirdi. Aklın, bilincin değil, öfkenin, duygulann insan davra- nışlannı bıçimlediğı ve de kitleleri yönlendirdıği çok tehli- keli anları yaşıyoruz. En büyük tehlike de galiba, böyle anlarda ınsanlar için tek tek geçerli olduğu gibi galeyana gelmiş kitleler için de sözcüklerin bir anlam taşımaması. Davranışları, içgüdülerin, tepkilerin yönlendirmesi. Bu türden patlamalar. bazen toplumsal, sınıfsal çelişki- ler üzerinde oturmuşsa, toplumlar için acı bedellerine karşın çözümler üretici, önemli, yararlı işlevler de yapabi- lir. Ancak insanın Alevi ya da Sünni doğma şansı olmadı- ğı gibi çözüm üretilmesi söz konusu olamayacak, ayırım- cılığa dayalı bu çatışmanın, acıdan başka bir sonucu olamayacaktır. Bilincin yok olduğu, aklın kullanılmadığı anlarda, akla, bilınce dayalı davranışları beklemek çok zor olsa da için- de bulunduğumuz kaostan çıkışın bir başka yolu da yok. Devlet adına hareket edenlerden, halkta devlete karşı yok olan güveni hızla yeniden yaratacak, Alevi ve Sünni yurtaşlarımızdan da yıllardır söyledikleri üzere bu ülkeyi çok seven ve sahibi olduklarını kanıtlayacak türden sorumlu, sağduyulu, etkili davranışlar bekliyoruz. Emlakbank skandalına da konu olan tesise talip var Nesde, Mis Süt'ü satııı tılııyor Ekonomi Servisi- Nestle Mis Süt'e göz koydu. Oldukça tartışmalı bir şekilde Tekfen'e geçen Müs Süt'ün Nestle'ye sa- tıldığı yönündeki dedikodulara Mis Süt yetkilileri yanıt ver- mekten çekinirken ünlü fsviçre- li şirket Nestle Grubu ise ko- nuyla ilgili görüşmelerin sürdü- ğünü ve Mis Süt'ü almak iste- diklerini bildirdi. Amblajlı süt üretiminde sek- törün ikinci büyük şirketi unva- nını taşıyan ancak bir türlü istenilen kârlı- lığa ulaşama- yan Mis Süt'ü. Tekfen Grubu elden çıkar- maya hazırla- nıyor. Bazı çevre- ler gümrük birliği sonra- sında en çok zorlanacak sektörlerin ba- şında gelen gı- da sanay iin- den Tekfen'in bir an önce çe- kilmek istedi- ğinı belirterek Nestle ıle pa- zarlığınbırsü- redir devam ettigini belirti- yorlar. tddila- ra göre Mis Süt'ün yüzde 70'e yakın hissesi çoktan Nestle Grubu'na satılmış bıle. Gıda alanında dünya de\ lerı arasında kabul edilen Nest- le'nın Türkıye'de bulunan şir- ketin yetkililen de Mis Süt'le ilgılendıklerini doğruluyor an- cak kesin bir satış ışlemı olma- dığını belirtiyorlar. Gülümsüt'ün karmaşık ve id- dalarla dolu yolculuğu Nest- le'de mi bitecek0 Bilindiği gibı I990'lı yıllann başında kredi borcunu ödemediği için Emlak- bank'a devir edilen Gülüm- süt'ün yönetimıne YusufErgin getirilmişti. Emlakbank tarafından satışa çıkanlan Gülümsüt'e talip olan Tekfen Holding 2 bin 500 dö- nümlük arazisi ile biriikte bu te- sıslere 43 milyar lira teklif ver- mişti. Rüşvet ve yolsuzluk suçlarından halen içeride bulunan En- gin Civan o günlerde bu miktan ka- bul ederek Gülüm- süt'ün Tek- fen'e satıl- masını onayladı. Ancak Gü- lümsüt Ge- nel Müdürü Yusuf Ergin tesisferın de- ğerinin çok daha yüksek olduğu ve satışın usulsuz yapıl- dığını ileri sürünce satış iptal edildi. Daha önce arazisi ıle biriikte tesıslere 43 milyar lira veren Tekfen ise bundan sonra arazi- si hariç bu tesisleri 307 milar li- raya alarak Mis Süt adında üre- tıme devam etti. • Mis Süt'ün tsviçreli Nestle Grubu'na satılacağı yönündeki söylentileri şimdilik cevapsız bırakmayı tercih eden Mis Süt ve Tekfen yetkililerine karşı Nestle Grubu bu tesisleri almak konsundaki niyetlerini açıkça dile getirdiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle